Kitabın Adı: Ötediyar
Yazar: Tahereh Mafi
Çevirmen: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
Türü: Fantastik, Macera
Seri: Furthermore #1
ARKA KAPAK:Renk ve sihirle dolup taşan bir dünyada Alice’in soluk teni ve süt beyazı saçları dışlanmasına sebep oluyordu çünkü Ferenorman’ın sakinleri için renk ve sihir aynı şeydi. Alice için ise önemli “olan” üç şey vardı: kızı ortadan kaybolsa umursamayacak olan annesi, sahip olmadığı renk ve sihir, bir de kızını daima sevmiş olan babası. Fakat babası yanına bir cetvel dışında hiçbir şey almadan ortadan kaybolalı üç sene olmuştu ve Alice onu bulmakta ve sihirli güçlerinin varlığını kanıtlamakta kararlıydı. Ne yazık ki bu hiç de kolay olmayacaktı. Bunları başarmak için efsanevi ve tehlikeli Ötediyar’a gitmesi gerekiyordu. Ancak orada hiçbir şey göründüğü gibi değildi ve Alice eve dönüş yolunu bir daha hiç bulamayabilirdi...
YORUMUM:
Evvel zaman içinde bir kız çocuğu dünyaya gelmiş.
Evvel zaman içinde bir kız unutulmuştu.
Fenerorman, renkler ve sihir üzerine kurulmuştu. Her yerden
renkler fışkırıyor, bin bir farklı rengin bin bir farklı tonuyla dolup
taşıyordu. Ama Alice onların arasında oldukça soluk kalıyordu. Çünkü Alice’in saçları
ve teni bir süt gibi bembeyazdı, pigmenti yoktu. Bu durum Alice’i üzüyordu ama
babası yanındayken bu üzüntü katlanılabilir oluyordu. Ta ki babası bir gün
ortadan kaybolana kadar…
Alice’in babasını bulmak için varlığından bile haberdar
olmadığı bir dünyaya, Ötediyar’a gidişine şahit oluyoruz ve onunla birlikte
kitap boyunca biz de Ötediyar’ı keşfediyoruz. Kitaba başlama sebeplerimden
ilki, Tahereh Mafi’yi çok seviyor olmam elbette.(Bana Dokunma serisinin yeri
ben de hep ayrıdır.) İkincisi ise, kapağının çekiciliği. Kapağını gördüğüm ilk
andan itibaren almamak için kendimi zor tutsam da mükemmel kapağına yenik
düştüm.
Kitaba ilk başladığımda yetişkinlere hitap eden bir
fantastik kitap okuyacağımı düşünürken tam tersi 12 yaşına henüz girmemiş bir
karakterin olduğunu, yanlış beklenti içini girdiğimi fark ettim. Bu durum ilk
anda beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da kitap ilerledikçe gerek kitabın
masalsı gidişatı gerek yazarın ara ara okur ile sohbet edermiş gibi yazdığı
kısımlar kitaba daha çok ısınmamı sağladı.
Başta dediğim gibi Alice babasını bulmak için hiç bilmediği
bir ülkeye, küçükken tanıdığı ve ona kötü davranan birisiyle Oliver ile gitmek
zorunda kalıyor. Ötediyar’da herkes sihri umursamaz şekilde kullanıyor. Halk
yüzlerce küçük köye bölünmüş, her birinin kendi kuralları, kendi yetkilileri
var ve her birinin kanunları birbiriyle çelişiyor. Her köyün değişik
kurallarının olması Oliver ve Alice’in Ötediyar’da başlarına çeşitli olaylar
gelmesine neden oluyor ve işte bizde Ötediyar’ın bu değişik doğasına onlarla
birlikte şahit oluyoruz.
Tahereh Mafi’nin akıcı anlatımını, karakterlerini, her bir
köyün değişik özelliklerini keyif alarak okudum. Kitapta Alice Harikalar
Diyarında esintilerinin olması da ayrı güzeldi. Beklentimi çok tuttuğumdan
mıdır nedir bilmiyorum kitabın ortalarına doğru kitap hafiften sıkıcı olmaya
başlamıştı bunun dışında oldukça akıcı, masalsı, macera dolu bir kitaptı. Aşırı
beklenti içine girilmediği sürece beğeneceğinizi düşünüyorum.
PUANIM:
4/5