Doç. Dr. Gülsün Şahan
1977-2000-Primary school teacher, art teacher, disabled child teacher, migrant child teacher, 2000-2006-Educational Inspectorate 2006-2017-Teacher training faculty 2013-Bartın University, Faculty of Education, Management of Education- Associate Prof. Gülsün Şahan
I teach and work in women education, critical education, world education, migrant child education, teacher ethics, education management.
I worked as a migrant child teacher in Germany-Freiburg for 3 years. 1996-1999.
I lectured for 3 days at the Oviedo education faculty in Spain, Erasmus 24.04.2016-29.04.2016.
I did research in the London in UK for half a month.10.07.2016-20.08.2016.
I visited a school in the Finnish-Savonlinna.30.07.2016-1.9.2016.
I visited Universidad del Pacifico Faculty of Education and La Pontificia Universidad Catolica del in Lima-Peru-16.01.2019-10.02.2019.
I lectured for 5 days at the Soria-Valladolid Faculty of Education in Spain, Erasmus 04.10.2021-08.10.2021.
I attended conferences in Barselona, Berlin, Freiburg, Savonlinna, Athens, Volos, London, Prag, Üsküp.
To make pictures, to visit other countries, to take photos, is among my hobbies.
E mail : [email protected] [email protected]
Address: Turkey
I teach and work in women education, critical education, world education, migrant child education, teacher ethics, education management.
I worked as a migrant child teacher in Germany-Freiburg for 3 years. 1996-1999.
I lectured for 3 days at the Oviedo education faculty in Spain, Erasmus 24.04.2016-29.04.2016.
I did research in the London in UK for half a month.10.07.2016-20.08.2016.
I visited a school in the Finnish-Savonlinna.30.07.2016-1.9.2016.
I visited Universidad del Pacifico Faculty of Education and La Pontificia Universidad Catolica del in Lima-Peru-16.01.2019-10.02.2019.
I lectured for 5 days at the Soria-Valladolid Faculty of Education in Spain, Erasmus 04.10.2021-08.10.2021.
I attended conferences in Barselona, Berlin, Freiburg, Savonlinna, Athens, Volos, London, Prag, Üsküp.
To make pictures, to visit other countries, to take photos, is among my hobbies.
E mail : [email protected] [email protected]
Address: Turkey
less
InterestsView All (12)
Uploads
Papers by Doç. Dr. Gülsün Şahan
psychological development. This underscores the significance of parents acquiring digital parenting skills. This qualitative study assesses the perspectives of parents and teachers regarding digital parenting skills. Through semistructured interview forms prepared by the researcher, interviews were conducted with 25 parents and 25 teachers whose children attend primary or secondary schools affiliated with the Ministry of National Education in the Central district of Bartın province. The data collected were analyzed using the content analysis method. The majority of both
parents and teachers defined digital parenting as safeguarding children from the potential risks of the digital world. Protective measures included examples such as children not possessing their personal digital devices, imposing time limitations, parental monitoring of online activities, and open conversations with children about potential dangers. Fewer respondents acknowledged the digital world's capacity to enhance experiences and diversify learning. It was evident that parents and teachers had limited knowledge of digital parenting skills, with a notable emphasis on potential
risks. The majority recognized their need for training and educational resources to enhance their capabilities. This study underscores the need for tailored training and media support designed to address adult learning needs, enabling them to
serve as role models, navigate digital technologies effectively, establish connections with children, and facilitate effective communication
Günümüzde eğitim ortamları, birey merkezli olarak şekillenmekte ve farklı yöntem teknikler ile öğretim kavramı bir sürece yayılmak istenmektedir. Son yıllarda hız kazanan bilimsel ve teknolojik ilerlemeler doğrultusunda, öğrenme-öğretme süreçleri de farklı bir kimlik kazanmaktadır. Özellikle günümüzün eğitim ortamlarında öğrenen birey merkezli aktif ve dinamik bir süreç vurgulanmaktadır. Bu temel vurgu neticesinde, öğretmenin rolü ve eğitim-öğretim süreçlerindeki araç, gereç ve materyallerin etkililiği de tartışılmaktadır. Öğrenme ortamlarında en temel araçlar denildiğinde, kuşkusuz ki ülkenin genel eğitim politikası ve felsefesini yansıtan öğretim programlarına uyumlu ders kitapları da ilk anda akla gelenler arasında yer almaktadır. Eğitimde yenileşme, gelişme ve kalitenin üzerinde durulduğu günümüz eğitim anlayışında, yapısal olarak disiplinler arası bir yaklaşımı olan sosyal bilgiler dersi başta olmak üzere, tüm derslerde bireyleri etkin kılmak ve bireylerin gelişmişliğini destekleyecek yeni unsurlar ortaya çıkmıştır. İşte “değer” ve “değerler eğitimi” kavramları da bu bakımdan önem kazanmıştır. Bu çalışmada, Sosyal bilgiler 6. Sınıf ders kitabının içinde yer alan metinler üzerinde durularak, ders kitabının değerler eğitimi açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 6. Sınıf sosyal bilgiler ders kitabı incelenmiş ve ders kitabı içerisinde yer bulan değerlerin sıklık olarak 181 kez vurgulandığı görülmüştür. Değerler içerisinde en çok sorumluluk, barış, aile birliğine önem verme vurgulanırken; en az ise tasarruf değerine rastlanıldığı anlaşılmaktadır.
olarak göç etmektedir. Göç eden ailelerin okul çağında olan çocukları
okula geç başlamakta, erken ayrılmak zorunda kalmaktadır. Bu durum
çocukların eğitiminde aksamalara neden olmakta, çalışmak için
mevsimlik göç eden çocukların eğitimden istenilen düzeyde
yararlanamamaktadır. Göç eden çocukların eğitiminde ailenin
sorumluluğu, özellikle annelerin sorumluluğu önemlidir. Çocuğun
eğitimine önem veren ailelerde çocukların daha başarılı olduğu
bilinmektedir. Yapılan sınavlarda eğitimli annelerin çocuklarının daha
başarılı olduğu ortaya konulmuştur. Çocuğun eğitiminde öncelikle
annelerin rolü önemlidir. Okullarda sadece çocukların eğitimi değil
özellikle annelerin eğitimi içinde çalışmaların yapılmasına ihtiyaç
bulunmaktadır. Okullar sadece çocuklara değil ailelere de açılmalı,
onlara okuma yazma eğitiminden başlayarak, sağlık, tarım, beslenme
konusunda eğitimler verilmelidir. Bu çalışmanın amacı öğretmen
görüşlerine göre mevsimlik tarım işçisi anne ve çocuklarının eğitime
ilişkin problemlerini ortaya koymak, çözüm önerileri geliştirmektir.
Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasına uygun
yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı uzman değerlendirmesi
sonucu oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formlarıdır.
Araştırmaya verileri mevsimlik göçün yoğun olduğu Güneydoğu
Anadolu’da bir ilçedeki ilk ve orta okullar ile Mesleki Eğitim
Merkezinde çalışmış veya çalışan 11 öğretmen dahil edilmiştir.
Araştırmada mevsimlik tarım işçisi ailelerin, annelerin eğitimi
konusunda çalışmalara yer verilmediği, özellikle annelerin okula
gelmesinde sıkıntılar bulunduğu, okula geç başlayan erken ayrılan
çocuklar için destek eğitimlerinin yetersiz olduğu, onların eğitimiyle
ilgili yapılan çalışmaların istenilen düzeyde olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
psychological development. This underscores the significance of parents acquiring digital parenting skills. This qualitative study assesses the perspectives of parents and teachers regarding digital parenting skills. Through semistructured interview forms prepared by the researcher, interviews were conducted with 25 parents and 25 teachers whose children attend primary or secondary schools affiliated with the Ministry of National Education in the Central district of Bartın province. The data collected were analyzed using the content analysis method. The majority of both
parents and teachers defined digital parenting as safeguarding children from the potential risks of the digital world. Protective measures included examples such as children not possessing their personal digital devices, imposing time limitations, parental monitoring of online activities, and open conversations with children about potential dangers. Fewer respondents acknowledged the digital world's capacity to enhance experiences and diversify learning. It was evident that parents and teachers had limited knowledge of digital parenting skills, with a notable emphasis on potential
risks. The majority recognized their need for training and educational resources to enhance their capabilities. This study underscores the need for tailored training and media support designed to address adult learning needs, enabling them to
serve as role models, navigate digital technologies effectively, establish connections with children, and facilitate effective communication
Günümüzde eğitim ortamları, birey merkezli olarak şekillenmekte ve farklı yöntem teknikler ile öğretim kavramı bir sürece yayılmak istenmektedir. Son yıllarda hız kazanan bilimsel ve teknolojik ilerlemeler doğrultusunda, öğrenme-öğretme süreçleri de farklı bir kimlik kazanmaktadır. Özellikle günümüzün eğitim ortamlarında öğrenen birey merkezli aktif ve dinamik bir süreç vurgulanmaktadır. Bu temel vurgu neticesinde, öğretmenin rolü ve eğitim-öğretim süreçlerindeki araç, gereç ve materyallerin etkililiği de tartışılmaktadır. Öğrenme ortamlarında en temel araçlar denildiğinde, kuşkusuz ki ülkenin genel eğitim politikası ve felsefesini yansıtan öğretim programlarına uyumlu ders kitapları da ilk anda akla gelenler arasında yer almaktadır. Eğitimde yenileşme, gelişme ve kalitenin üzerinde durulduğu günümüz eğitim anlayışında, yapısal olarak disiplinler arası bir yaklaşımı olan sosyal bilgiler dersi başta olmak üzere, tüm derslerde bireyleri etkin kılmak ve bireylerin gelişmişliğini destekleyecek yeni unsurlar ortaya çıkmıştır. İşte “değer” ve “değerler eğitimi” kavramları da bu bakımdan önem kazanmıştır. Bu çalışmada, Sosyal bilgiler 6. Sınıf ders kitabının içinde yer alan metinler üzerinde durularak, ders kitabının değerler eğitimi açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 6. Sınıf sosyal bilgiler ders kitabı incelenmiş ve ders kitabı içerisinde yer bulan değerlerin sıklık olarak 181 kez vurgulandığı görülmüştür. Değerler içerisinde en çok sorumluluk, barış, aile birliğine önem verme vurgulanırken; en az ise tasarruf değerine rastlanıldığı anlaşılmaktadır.
olarak göç etmektedir. Göç eden ailelerin okul çağında olan çocukları
okula geç başlamakta, erken ayrılmak zorunda kalmaktadır. Bu durum
çocukların eğitiminde aksamalara neden olmakta, çalışmak için
mevsimlik göç eden çocukların eğitimden istenilen düzeyde
yararlanamamaktadır. Göç eden çocukların eğitiminde ailenin
sorumluluğu, özellikle annelerin sorumluluğu önemlidir. Çocuğun
eğitimine önem veren ailelerde çocukların daha başarılı olduğu
bilinmektedir. Yapılan sınavlarda eğitimli annelerin çocuklarının daha
başarılı olduğu ortaya konulmuştur. Çocuğun eğitiminde öncelikle
annelerin rolü önemlidir. Okullarda sadece çocukların eğitimi değil
özellikle annelerin eğitimi içinde çalışmaların yapılmasına ihtiyaç
bulunmaktadır. Okullar sadece çocuklara değil ailelere de açılmalı,
onlara okuma yazma eğitiminden başlayarak, sağlık, tarım, beslenme
konusunda eğitimler verilmelidir. Bu çalışmanın amacı öğretmen
görüşlerine göre mevsimlik tarım işçisi anne ve çocuklarının eğitime
ilişkin problemlerini ortaya koymak, çözüm önerileri geliştirmektir.
Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasına uygun
yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı uzman değerlendirmesi
sonucu oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formlarıdır.
Araştırmaya verileri mevsimlik göçün yoğun olduğu Güneydoğu
Anadolu’da bir ilçedeki ilk ve orta okullar ile Mesleki Eğitim
Merkezinde çalışmış veya çalışan 11 öğretmen dahil edilmiştir.
Araştırmada mevsimlik tarım işçisi ailelerin, annelerin eğitimi
konusunda çalışmalara yer verilmediği, özellikle annelerin okula
gelmesinde sıkıntılar bulunduğu, okula geç başlayan erken ayrılan
çocuklar için destek eğitimlerinin yetersiz olduğu, onların eğitimiyle
ilgili yapılan çalışmaların istenilen düzeyde olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
öğrenme bağlamında öz güvenin yerini açıklamaya çalışan bu araştırmanın amacı, kamu sektöründe
çalışan kadınların öz güven düzeyleri ile yaşam boyu öğrenme düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya
koymak, çalışan kadınların yaşam boyu öğrenme düzeyleri ve öz güvenlerini çeşitli değişkenler (yaş,
meslekleri, medeni halleri, öğrenim durumları, hizmet yılları) açısından incelemektir. Araştırma
genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeliyle yapılmıştır. Veriler Kadınların Öz Güven
Ölçeği ve Çalışanların Yaşam Boyu Öğrenme Ölçeği ile toplanmıştır. Örneklem grubu Batı Karadeniz
Bölgesinde yer alan bir ilin merkezinde kamu sektöründe çalışan 396 kadın çalışandır. Araştırma
sonucunda çalışan kadınların öz güven düzeylerinin ve yaşam boyu öğrenme düzeylerinin yüksek
düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Kadınların öz güven düzeyleri ile yaş, medeni durum, öğrenim
durumu, meslek grubu, hizmet yılı değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamazken; öz
güvenle ilişkisi bulunan tek değişkenin gelir düzeyi olduğu görülmüştür. Kadınların yaşam boyu
öğrenme düzeyi ile yaş, öğrenim durumu, meslek grubu, hizmet yılı ve gelir düzeyi değişkenleri
arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş; medeni durum değişkeni ile anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya
çıkmıştır. Çalışan kadınların yaşam boyu öğrenme düzeyleri ile öz güvenleri arasında orta düzeyde
pozitif bir ilişki vardır. Ayrıca çalışan kadınların öz güven durumlarının çalışma hayatında onlara
kolaylık sağladığı ve yaşam boyu öğrenme yeterlilikleri bağlamında olumlu etkilerinin olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
öğrenme bağlamında öz güvenin yerini açıklamaya çalışan bu araştırmanın amacı, kamu sektöründe
çalışan kadınların öz güven düzeyleri ile yaşam boyu öğrenme düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya
koymak, çalışan kadınların yaşam boyu öğrenme düzeyleri ve öz güvenlerini çeşitli değişkenler (yaş,
meslekleri, medeni halleri, öğrenim durumları, hizmet yılları) açısından incelemektir. Araştırma
genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeliyle yapılmıştır. Veriler Kadınların Öz Güven
Ölçeği ve Çalışanların Yaşam Boyu Öğrenme Ölçeği ile toplanmıştır. Örneklem grubu Batı Karadeniz
Bölgesinde yer alan bir ilin merkezinde kamu sektöründe çalışan 396 kadın çalışandır. Araştırma
sonucunda çalışan kadınların öz güven düzeylerinin ve yaşam boyu öğrenme düzeylerinin yüksek
düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Kadınların öz güven düzeyleri ile yaş, medeni durum, öğrenim
durumu, meslek grubu, hizmet yılı değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamazken; öz
güvenle ilişkisi bulunan tek değişkenin gelir düzeyi olduğu görülmüştür. Kadınların yaşam boyu
öğrenme düzeyi ile yaş, öğrenim durumu, meslek grubu, hizmet yılı ve gelir düzeyi değişkenleri
arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş; medeni durum değişkeni ile anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya
çıkmıştır. Çalışan kadınların yaşam boyu öğrenme düzeyleri ile öz güvenleri arasında orta düzeyde
pozitif bir ilişki vardır. Ayrıca çalışan kadınların öz güven durumlarının çalışma hayatında onlara
kolaylık sağladığı ve yaşam boyu öğrenme yeterlilikleri bağlamında olumlu etkilerinin olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
ÖZET
Eğitici çalışmalar ilk, orta, lise ve dengi okullardaki öğrencilerin, yeteneklerini geliştiren onlara gerekli bilgi ve alışkanlıklar kazandıran, topluluk halinde yasama kurallarım öğrenmesini sağlayan, dersler dışında yapılması zorunlu faaliyetlerdendir. Bir okulun eğitim programında dersler kadar önemli olan bu çalışmalar } etkili uygulanmamakta, gereken önem verilmemekte ve amaçlarına ulaşamamaktadır. Bu araştırmanın amacı; ilköğretim okullarında yapılan eğitici çalışmaların genel bir değerlendirmesini yapmak, sorunları belirleyerek amaca uygun yapılmasına, geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıtlar aranmıştır.
1. Eğitici çalışmalar yönetmeliğinde belirlenen amaçlara ulaşılmakta mıdır?
2. Eğitici çalışmalar amaçlar doğrultusunda uygulanmakta mıdır?
3. Uygulamalarda karşılaşılan sorunlar nelerdir?
4. Eğitici çalışmalarla ilgili müfettiş, yönetici, branş ve sınıf öğretmenlerinin görüşleri nelerdir?
Bu sorulara yanıt alabilmek için öncelikle konu ile ilgili yasal metinler incelenmiş, eğitici çalışmalarla ilgili yazılı kaynaklar taranmış, geliştirilen anket formu örneklemi oluşturan deneklere uygulanmış, elde edilen veriler analiz edilmiş, bulgular sunulmuş ve yorumlanmıştır.
SONUÇLAR
İlköğretim okullarında, eğitici çalışmaların değerlendirmesini yapmak amacıyla anket uygulanan 101 müfettiş, 72 yönetici, 221 branş ve 261 sınıf öğretmeninin görüşlerine göre sonuçlar dört baslıkta sunulmuştur. 1. Amaçlara ilişkin Sonuçlar Eğitici çalışmalar sonucunda öğrenciler, yeteneklerini geliştirebilme, ferdi girişimde bulunabilme, yeni durumlara uyum sağlama, kendisine ve başkalarına güvenebilme, kendi görüşlerini başkalarına etkili bir şekilde anlatabile, farklı görüş ve anlayışları hoşgörü ile karşılayabilme, sosyal ilişkilerde anlayışlı, saygılı ve ölçülü olabilme, grupça verilen görevleri tamamlamak için istekli çalışabilme, gruba karsı sorumluluk duyabilme, çevresindeki sorunlarla ilgilenebilme davranışlarını orta derecede kazanmaktadırlar. İlköğretim Okulları birinci kademede öğrenim gören öğrenciler kendilerini anlayabilme, planlı çalışabilme, bos zamanlarını yararlı bir şekilde değerlendirebilme, başkalarını dikkat ve istekle dinleyebiİme çevre sorunlarım çözücü nitelikte projeler geliştirebilme davranışım orta derecede, II kademede öğrenim gören öğrencilerin az derecede kazandıkları sonucuna ulaşılmıştır. ilköğretim okullarında yapılan eğitici çalışmalar amacına birinci kademede orta derecede ulaşırken, ikinci kademede az derecede ulaşmaktadır. 2. Uygulamalara ilişkin Sonuçlar ilköğretim okullarında eğitici çalışmalara öğrenci seçiminde öğrenci ilgi ve isteklerine birinci kademede orta derecede, ikinci kademede çok derecede dikkate alındığı, özel yetenek gerektiren çalışmalara öğrenci seçiminde sınıf ve rehber öğretmen işbirliğinin orta derecede yapıldığı, her öğrencinin en az bir kolda görev almasına çok derecede önem verildiği, öğrenciler yetenekleri doğrultusunda bu çalışmalara birinci kademede orta derecede, ikinci kademede çok derecede teşvik edildiği, öğrencilerin eğitici kollarda aktif olarak orta derecede görev aldığı ve eğitici kol raporlarının hazırlanışına orta derecede katıldığı, eğitici kol etkinliklerinin okul çevresinde orta derecede duyurulduğu, başarılı olan öğrencilerin az derecede ödüllendirildiği sonuçlarına ulaşılmıştır. 3. Uygulamalarda Karşılaşılan Sorunlara ilişkin Sonuçlar İlköğretim okullarında okul yönetiminin eğitici çalışmalara orta derecede yardımcı olduğu, bu çalışmalar için yer ve zaman sorunu ile orta derecede karşılaşıldığı, çalışmaların yürütülmesi sırasında ilgili yayınlara ve araç- gerece birinci kademede orta derecede, ikinci kademede çok derecede ihtiyaç duyulduğu, parasal sorunların çözümünde eğitsel kol etkinliklerinden gelir elde etme ve kooperatif gelirlerinden yararlanmanın az derecede gerçekleştiği, bu çalışmaların diğer derslerle bağlantısının birinci kademede orta, ikinci kademede ise az derecede kurulabildiği, bu çalışmaların öğrenci başarısını olumlu yönde etkilediği görüsüne tüm deneklerin orta derecede katıldığı, eğitsel kol raporlarının hazırlanışında eski raporlardan yararlanıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır. 4. Görüş ve önerilere ilişkin Sonuçlar ilköğretim okullarında görevli öğretmenlerin eğitici çalışmalar konusunda orta derecede yeterli olduğu, bu çalışmalar için öğretmenlere ayrı ücret ödenmesi gerektiği, bu çalışmaların gerekliliği görüsüne ilgililerin orta derecede katıldığı, yöneticilerin yeterli desteği orta derecede sağladığı, müfettişlerin gerekli denetim ve rehberliği az derecede gerçekleştirdiği sonuçlarına ulaşılmıştır. C. ÖNERİLER Araştırma sonucunda elde edilen bulgular ışığında aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir. 1. Eğitici çalışmaların amaçları, diğer derslere olumlu etkileri konusunda müfettiş, yöneticiler ve öğretmenler bilgilendirilmeli, öğrencilerin yararına olan amaçları doğrultusunda gerekli davranışlar kazandırılmalıdır. 2. Eğitici kollara öğrenci seçiminde öğrencilerin ilgi, istek ve yetenekleri dikkate alınmalı özel yetenek gerektiren çal nemalarda sınıf ve rehber öğretmenler işbirliği yapmalı, öğrenciler yetenekleri doğrultusunda teşvik edilmelidir.
3. öğrenciler en az bir kolda görev alarak aktif biçimde çalışmaları sağlanmalı, eğitici kol raporlarının hazırlanması dahil tüm çalışmalarda öğrenciler görev almalı, eski raporlar aynen tekrar edilmemelidir. 4. Eğitici çalışmalarla ilgili etkinlikler okul içinde ve okul çevresinde duyurulmalı, başarılı öğrenciler ödüllendirilmelidir.
5. Bu çalışmalarda okul yönetimi, öğretmen ve öğrencilere gerekli yardımı yapmalı, çalışmalar için gerekli ortamı hazırlamalıdır.
6. Eğitici çalışma uygulamaları için diğer dersler gibi ders programı içine alınarak, ya da hafta sonu gibi uygun zamanlar ayrılarak zaman sorununa çözüm getirilmeli, ders saati dışında uygun zaman ayrıldığında ise öğretmenler için ayrı bir ücret ödenmelidir 7. Eğitici çalışmalar için ihtiyaç duyulan yayınların hazırlanmasında Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nca gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
8. Eğitici çalışmalarda kullanılacak araç ve gereç alımı için gerekli parasal kaynaklar için eğitici kol faaliyetleri ve kooperatif gelirlerinden yararlandırılmalıdır.
9. Eğitici kollarda görev alacak rehber öğretmenler konu ile ilgili hizmet içi kurslardan geçirilmelidir.
10. İlköğretim Müfettişleri eğitici kol çalışmalarının denetimi ve rehberliğine ağırlık vermeli, mümkün olduğunca uygulamaları izlenmelidir.
ALMANYA' DA İLKOKULLARA DEVAM EDEN TÜRK ÖĞRENCİLERİN
BAŞARILARINI
ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN NİTEL BİR ANALİZİ
ŞAHAN, Gülsün
Doktora, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Temel ÇALIK
Aralık-2012, 356 Sayfa
1961 yılında Almanya ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma ile yüz binlerce
Türk vatandaşı işçi olarak Almanya'ya gelmiştir.1974 yılından itibaren bu işçiler aile
birleşimi yasası ile eş ve çocukların da yanlarına getirmeye başlamışlardır. İlk başlarda
geri döneceği düşünülen işçiler Almanya'da kalıcı olmaya başlamış ve burada yeni bir
yaşam alanı kurmuşlardır. Evde Türkçe konuşan çocuklar ana okullarında ikinci dil olan
Almanca'yı öğrenmekte, dördüncü sınıf sonunda yönlendirmenin yapıldığı ikinci
kademe okullara devam etmektedir. Almancayı iyi düzeyde öğrenen çocuklar
üniversiteye yönlendirme yapan liselere gitme şansı bulurken, göçmen aile çocuklarının
çoğunluğu alt düzeydeki meslek okullarına devam etmek durumunda kalmaktadır.
Araştırmanın amacı Almanya’daki ilkokullarda görev yapan yönetici,
öğretmenler, öğrenci ve veli görüşlerine dayalı olarak, Türk çocuklarının akademik
başarılarını etkileyen faktörleri belirlemek ve öğrencilerin akademik başarılarını
yükseltmek için öneriler geliştirmektir.
Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve araştırma verileri yarı
yapılandırılmış bir görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu Baden-
Württenberg eyaletinde yer alan Karlsruhe ve Freiburg bölgelerinde görev yapan 9
ilkokul yöneticisi, 10 ilkokul öğretmeni, 11 konsolosluk öğretmeni, 9 öğrenci ve 18
veli, toplam 57 kişi “Maksimum Çeşitlilik Örneklemesi” tekniği ile tespit edilmiş, her
birisiyle yaklaşık 40 dakika süren görüşmeler yapılmış, görüşmelerin çoğunluğu yazı ile
bir kısmı ise ses kayıt cihazı ile kaydedilmiş olup araştırmacı ve tercümanlar yardımı ile
yapılmıştır. Verilerin analizinde “içerik analizi” tekniği kullanılmıştır.
Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar “öğrenci, aile, okul ve eğitim
sisteminden kaynaklı faktörler ile alınacak önlemler” başlığı altında yer almaktadır.
Akademik başarıyı etkileyen öğrenciden kaynaklı faktörler arasında aile ilgisi, okul
öncesi eğitim, ailenin uyum ve Almanca bilgisi, çocuğun ailesi ve çevresi, kitap okuma,
sinema ve tiyatro izleme, sosyal faaliyetlere katılma ve anadil başarısı yer almaktadır.
iv
Akademik başarıyı etkileyen aileden kaynaklı faktörler arasında ailenin eğitimi ve
mesleği, Almanca bilgisi, ailenin uyumu sayılmakta olup ailenin okul ile iletişimini
ailenin eğitime ilgisi, iş yoğunluğu, dil sorunları ve çekingenliği etkilemektedir.
Akademik başarıyı etkileyen okul ve eğitim sisteminden kaynaklı faktörlere göre okul
öncesi eğitim, aile ilgisi, ayrımcılık, ailenin eğitimi ve ekonomisinin yönlendirmeleri
etkilediği anlaşılmaktadır. Erken yönlendirme yabancı çocukları olumsuz etkilerken
okul terklerinin eskiye göre daha az görüldüğü ve erkek çocukların bu konuda dikkati
çektiği ortaya konulmuştur. Alınması gereken önlemler arasında uyum ve dil bilgisinin
arttırlması, okul aile işbirliği, velilerin eğitim ile ilgili sorumluluk alması, Alman ve
Türk hükümetlerinin eğitime daha fazla destek sağlaması, çocukların daha fazla ders
çalışması, yabancılar için yönlendirmenin daha geç yapılması, yönetici ve öğretmenlerin
yabancı çocuklara daha anlayışlı davranması, okullarda öğrencilere eşit davranılması ve
ayrımcılık yapılmaması yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Almanya'daki Türkler, uyum, entegrasyon, akademik başarı,
göçmen çocuklar, nitel analiz
Aims: The aim of this study is to determine and evaluate the problems and
solution suggestions experienced in vocational education centers according to the opinions of apprentice students studying at the vocational education center, employer-master instructors who send students to the vocational education center, and administrators-teachers working in the vocational education center. Study Design: The research was conducted in accordance with a qualitative study. This study, which was conducted with the Vocational Education Center and master instructors in a city located in the Black Sea region, was accepted as a master's thesis in 2019. Methodology: The study group of the research, which was conducted in accordance with qualitative research techniques, consists of 50 students studying at a city in the black sea region Vocational Education Center, 25 employers-master instructors from different branches who send students to the vocational education center, and five managers and 15 teachers working at the vocational education center, a total of 95 people. Results: As a result of the research; apprentice students studying at a
vocational training center; It is understood that they have difficulty adapting to working life due to reasons such as family, employer and working conditions. It has been observed that employers have difficulty in adapting to changing apprentice student profiles and that they work towards the solution of student problems and their development in vocational training centers. However, it has been understood that the existing workshops are insufficient due to their condition and lack of equipment, the importance given by the State to vocational education has increased and studies have been carried out in this direction.
Keywords: Apprenticeship training; vocational and technical education;
adult education; vocational training centers.
Doç. Dr. Gülsün ŞAHAN
Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Neden Okul Yöneticileri Etik Lider Olmalıdır?
Dünyayı hızlıca tüketip kirlettiğimiz, hastalıklarla başa çıkmaya çalıştığımız, dijital teknolojinin her alanı ele geçirdiği günümüzde yapay zekanın uyması gereken kuralları tartışırken yönetenlerin, rol model olanların etik kuralları hiçe saydığı, bu özensiz davranışların çocuk ve gençler arasında bir virüs gibi yayıldığı görülmektedir. Akademik yönden bilgiyle donatmaya çalıştığımız çocukların, gençlerin birbirine saygısız kaba davrandığı, her türlü şiddete zorbalığa, zararlı alışkanlıklara sürüklendiği günümüzde yeniden “Nasıl insanlar yetiştirmeliyiz?” konusuna odaklanmak, etik, ahlak gibi toplum olarak bir arada, doğaya, canlılara zarar vermeden yaşamanın kurallarını öğrenmek, öğretmek ve uygulamak zorundayız. Toplumun gelecek kuşaklarının eğitildiği alanlar bir hayli genişlese de okullar hala birincil konumunu sürdürmektedir. Okullarda öncelikle okul yöneticilerinin, okul liderlerinin daha sonra da öğretmenlerin, sınıf liderlerinin örnek davranış göstermeleri, okul kültürüne etik ilkelerin yerleşmesini sağlamaları önemlidir
Editör: Aydın BALYER, Kenan ÖZCAN, Arslan BAYRAM
Yazarlar: Ali YILDIZ, Arzu AKKAYA, Aydın BALYER, Emine UYAR, Gözde ÇEVEN, Gülsün ŞAHAN, Hakan Serhan SARIKAYA, Kayhan BOZGÜN, Kenan ÖZCAN, Mithat KORUMAZ, Nur SILAY, Nurettin BELTEKİN, Remzi Onur KÜKÜRT, Selda POLAT HÜSREVŞAHİ
Ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri kadınların istihdam sorunu ve çalışma hayatına
katılımının sınırlandırılmış olmasıdır. Her ne kadar devlet tarafından halk eğitim merkezlerindeki meslek edindirme kursları aracılığıyla bu düzeltilmeye çalışılsa da yine de bu istenilen düzeye ulaşılamamıştır. Bunun sebepleri çeşitlilik göstermektedir. Çalışmanın amacı ise halk meslek edindirme kurslarına katılan kadın katılımcıların gittikleri meslek edindirme kursları hakkında görüşlerinin değerlendirilmesi ve bu konunun bu görüşler sonucunda irdelenmesidir. Bu yüz yılda bilim ve teknolojide ortaya çıkan hızlı değişimler, toplumların sosyo-ekonomik ve siyasal yapılarındaki
değişimlerin başlıca kaynağıdır. Bireylerin çağın gerektirdiği bu değişimlere ayak uydurması, değişimin gerektirdiği bilgi, beceri ve değerlerin kazanmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmeye, uluslararası rekabetin gücünü arttırması, ekonomik kalkınmayı destekleyecek görevini etkili ve verimli bir şekilde yerine getirmesi beklenmektedir. Bu gibi toplum görevlerinin yanı sıra bireysel gelişimlerine katkı sağlamak ve beklentilerini karşılamak zorundadır (Uça,
2011).
Abstract
Upon the agreement signed by Turkey and Germany in 1961, thousands of Turkish citizens emigrated to Germany as workers. Beginning from 1974, thanks to the family reunion agreement, these workers have begun to take their spouses and children with them to Germany. In early times of this emigration trend, these workers were thought to be employed on a temporary basis and would return to Turkey however most of them settled down in the country for good and built a new life space there. Children, speaking Turkish at home are learning German in Kindergartens (preschools) and continue to the secondary schools where, at the end of the fourth year children are guided towards a variety of next stage schools. While children, speaking a good level of German can have the chance to study at high schools which give the students the opportunity of university education upon graduation, most of the students coming from immigrant families study at relatively inferior vocational schools. The purpose of this study is to determine the factors affecting the academical success of Turkish students based on the opinions of the administrators, teachers, students and parents at the preschools in Germany and formulate suggestions to raiese the academics achievement level of the students. Qualitative research model was used for the study and research data were collected with a semi structured interview form. Working group of the study, comprised of 9 primary school administrators, 10 primary school teachers, 11 consulate teachers, 9 students and 18 parents, 57 in total working, studying or living in Karlsruhe and Freiburg region of the State of Baden-Württenberg were chosen using "Maximum Diversity Sampling", The results derived from the findings of the research are covered under the headline "Students, families, schools and measures to be taken." Among the factors affecting the achievement of the students, there are attention of the families, preschool education, adaptation and German level of the families, families and close circles of the students, reading books, watching movies and plays, attending to social activities and success at speaking mother tongue. School and educational system related problems are preschool education, attention paid by the families, discrimination, educational and economic status of families. While it was observed that early orientation are affecting the immigrant students negatively, dropping outs are less than before and male students are standing out on this matter. According to the administrators, teachers, consulate teachers, students and parents among the measures to be taken t,here should be adaptation and language knowledge of the families, more educational support by both Germand and Turkish governments, more home study by students, late orientation for immigrant students, more understanding approach to immigrant students by administrators and teachers, equal and non discriminative treatment at schools.
Key words: Turkish people in Germany, adaptation, integration, academical success, immigrant children.
The purpose of this study is to put forth young people’s reasons for preference to come to
Turkey from Germany for studying through various programs, their expectations from
Turkey, how much of these expectations were met, what the economic, personal, university
related and social problems are, how they solve these problems and what their suggestions are
for the ones who want to study in Turkey; to give ideas about the issue to the students who
will come to Turkey to study and to give advice as solutions to the problems encountered. The
study is qualitative. Opinions of 17 students selected via snowball sampling method who had
studied in Turkey and who are still studying in Turkey, were collected through interview
method. Data obtained were analyzed with content analysis. It was put forth that young
people who came to Turkey to study experience economical, personal, social and university
related problems and solve them in various ways. Based on these problems and suggestions
for solutions, students who will come to Turkey from Germany and universities that will
make student exchange have been given recommendations about making necessary
improvements mutually.
Genç nüfusa sahip ülkelerde eğitim geleceğe yapılan en önemli yatırımdır. Bu
süreçte ilk, orta, lise ve üniversite gibi her düzeydeki eğitim üzerinde durulmakta,
öğretmen yetiştirme çalışmalarına ise ayrı bir önem verilmektedir. Bilindiği gibi
bilgi çağını yaşayan dünyamızda birey ve toplumun geleceği bilgiye ulaşma, bilgiyi
kullanma ve üretme becerilerine bağlı bulunmaktadır. Özellikle bilgi üretme,
birey ve toplumların gelişmişlik düzeyini belirlemede önemli bir gösterge olmaktadır.
Bilgi üretmenin odak noktasını yetişmiş insan gücü oluşturmaktadır. İnsan
gücünün yetişmesi ise düşünen, araştıran, sorgulayan, sorun çözen, öğrenmeyi
öğrenen, bilgi birikimi yüksek, yenilikleri ve gelişmeleri izleyen öğretmenlerle
gerçekleşmektedir.
Ülkemizde öğretmen yetiştirmenin köklü bir geçmişi vardır. Günümüze kadar
çeşitli öğretmen yetiştirme modelleri uygulanmıştır. Ancak son yıllarda yaygın
olarak iki modelden yararlanılmaktadır. Birincisi eğitim fakültelerinde dört
yıllık lisans eğitimi, ikincisi ise fakülte mezunlarına yönelik pedagojik formasyon
eğitimi olmaktadır. Bu süreçte nitelikli öğretmen yetiştirmek için sadece meslekle
ilgili temel bilgi ve becerileri öğretmek yeterli olmamaktadır. Bunlara ek olarak
bilimsel araştırma ve çalışmalar yapma, geleceğin gerektirdiği bilgi, beceri ve de-
ğerlere hazırlanma, eğitimde teori ve uygulamayı birleştirme, sorunlara çözüm
bulma gibi beceriler de gerekli olmaktadır. Bu anlayıştan hareketle öğretmen adayı
öğrencilerin dil, zihinsel ve sosyal becerilerini geliştirmeye, toplumsal ve etik de-
ğerlerini güçlendirmeye ve en önemlisi de 21. yüz yılın becerilerini kazandırmaya
ağırlık verilmektedir.
Öğretmen yetiştirme sürecinde alandaki uygulamalar da önemli olmaktadır.
Ülkemizde 2005 yılından bu yana yeni eğitim yaklaşımlarıyla hazırlanan eğitim
programları uygulanmaktadır. Bunlar yapılandırıcı yaklaşım, öğrenci merkezli
eğitim, beceri yaklaşımı, bireysel farklılıklara duyarlılık, beyin temelli öğrenme
gibi yaklaşım ve modeller olmaktadır. Eğitim Fakültelerinde yüksek nitelikli eğitim
ve öğretimin gerçekleştirilmesi, öğretmen adaylarının bilgi ve becerilerinin
yaşam boyu geliştirilmesi için bu yaklaşım ve modellerden de yararlanılmaktadır.
Kitapta, yukarıda belirtilen anlayıştan hareket edilerek öğretmen adaylarına
eğitim kavram ve ilkelerini iyi öğretmek, çeşitli becerilerini geliştirmek, öğrenme
yaklaşım, yöntem ve teknikleri göstermek, eğitimin diğer alanlarla ilişkisini ortaya
koymak amacıyla bilimsel temellere ağırlık verilmiştir. Bartın Üniversitesi Eğitim
Fakültesi akademisyenlerince hazırlanan bu kitabın alanda çalışan öğretmen ve
öğrencilere katkı getirmesini dilerim.
Prof. Dr. Firdevs GÜNEŞ
Ankara 2014
The aim of this research, which emphasizes the importance of the concept of self-confidence
in one's being a lifelong learner and tries to explain the place of self-confidence in the context
of lifelong learning, is to examine the lifelong learning levels of women working in the public
sector and to examine various variables (age, occupational groups, marital status, education
status, years of service). ) to determine its relationship with The study group of the research
consists of women working in various professions in the public sector in a province of the
Western Black Sea Region. The research was conducted with the relational survey model, one
of the general survey models. The data collection tools selected in accordance with the
quantitative method are the personal information form developed by the researcher, the
Women's Self-Confidence Scale developed by Yurtçiçek Ergüntop(2019) and the Employee
Lifelong Learning Scale Turkish Form developed by Koç(2017). The scales were applied to
396 female employees selected by convenient sampling method. Data were collected both
face-to-face and online. The findings of the research were analyzed with the SPSS 25
program. Descriptive statistics (arithmetic mean, standard deviation), non-parametric Mann-
Whitney U test, Kruskal-Wallis H test were used to analyze the data. Spearman Rank
-
-
Although there is no significant difference
between the self-confidence of women and the variables of age, marital status, educational
status, occupational group, and years of service; A significant relationship was found between
the self-confidence of wo
score to be obtained from the female lifelong learning scale is 16; The maximum point value
is 80. It has been concluded that there is a significant difference between working women's
lifelong learning and age, educational status, occupational group, years of service and income
level variables. There was no significant relationship between the marital status variable and
the marital status of working women. In addition, when the relationship between the selfconfidence
levels of working women and their lifelong learning is examined, it is seen that the
relationship between these two concepts is positive and moderate. It is thought that the selfconfidence
of working women facilitates them in working life and has positive effects in
terms of lifelong learning competencies.