Teaching Documents by Yakup ŞAHİNER
Mecmua Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Öz
Halil Halid Bey Osmanlı döneminde tanınmış ulema ailelerinden biri olan Çerkeşşeyhizadelere m... more Öz
Halil Halid Bey Osmanlı döneminde tanınmış ulema ailelerinden biri olan Çerkeşşeyhizadelere mensuptur. 1868 yılında Ankara‟da dünyaya gelmiş ve ilköğrenimini burada tamamlamıştır. Daha sonra amcasının destek ve teşvikleriyle İstanbul Bayezid Medresesi‟ne kaydolmuştur. Bayezid Medresesi‟nden mezun olduktan sonra dönemin modern okullarından biri olan Mekteb-i Hukuk‟u kazanmış ve eğitimine burada devam etmiştir. Mekteb-i Hukuk‟u bitirdikten sonra ise İstanbul‟da avukatlık ve gazetecilik yapmaya başlamıştır. Fakat bu sıralarda yaşadığı bazı olaylar İstanbul‟u terk edip İngiltere‟ye kaçmasına sebep olmuştur. İngiltere‟deyken tanıştığı ileri gelen şahsiyetlerin destekleri, Cambridge Üniversitesi‟nde ilk Türk hoca olmasını sağlamış ve bu görevi 1911 tarihine kadar sürdürmüştür. 1911 tarihinde Cambridge Üniversitesi‟ndeki görevinden istifa ederek İstanbul‟a dönmüştür. İstanbul‟a döndükten sonra Nisan 1912 tarihinde İttihat ve Terakki Fırkası‟nın Ankara mebusu olmuştur. 1913'te Bombay Başkonsolosluğuna atanmıştır. Mayıs 1914'te başkonsolosluk görevinden istifa ederek tekrar İstanbul'a dönmüştür. Ekim 1914'te Osmanlı Devleti‟nin Birinci Dünya Harbi‟ne katılmasıyla Almanya'ya gitmiştir. Birinci Dünya Harbi‟nin sona ermesinden sonra İstanbul'a dönen Halil Halid Bey 1922'de İstanbul Darülfünunu‟na hoca olarak atanmış ve zatürree hastalığından dolayı vefat ettiği 1931 yılına kadar hocalık görevini sürdürmüştür. Vefat ettiğinde 63 yaşında olan Halil Halid Bey, İngiltere, Mısır, Sudan, Cezayir, Hindistan ve Almanya gibi pek çok ülkede bulunmuş ve bulunduğu ülkelerde çeşitli görevler üstlenmiştir. Yürüttüğü görevleri sırasında ilme olan tutkusu ilim âlemine çok sayıda mühim eser kazandırmasını sağlamıştır. Mühim eserlerinden bir tanesi de bu çalışmanın konusu olan Rodos Fethinde Sultan Süleyman‟ın Tedabir-i Siyasiyesi adlı risalesidir. Çok sayıda Avrupalı tarihçinin eserine müracaat ederek yazdığı risalede Rodos‟un fethi üzerinden uluslararası ilişkilere, İnsan haklarına, Doğu ve Batı medeniyetine ve savaş hukuku gibi konulara değinmiştir.
Abstract
Halil Halid Bey is a member of the Çerkeşşeyhizades, one of the well-known ulama families during the Ottoman period. He was born in Ankara in 1868 and completed his primary education here. Later, with the support and encouragement of his uncle, he enrolled in Istanbul Bayezid Madrasah. After graduating from Bayezid Madrasah, he won Mekteb-i Hukuk, one of the modern schools of the period, and continued his education here. After graduating from Mekteb-i Hukuk, he started working as a lawyer and journalist in Istanbul. However, some of the events he experienced during this time caused him to leave Istanbul and flee to England. The support of prominent figures he met in England enabled him to become the first Turkish lecturer at Cambridge University and he continued this duty until 1911. In 1911, he resigned from his job at Cambridge University and returned to Istanbul. After returning to Istanbul, he became the Ankara deputy of the Committee of Union and Progress in April 1912. In 1913, he was appointed to the Bombay Consulate General. In May 1914, he resigned from his duty as consulate general and returned to Istanbul. In October 1914, with the participation of the Ottoman Empire in the First World War, he went to Germany. Returning to Istanbul after the end of the First World War, Halil Halid Bey was appointed to the Istanbul Darülfünun as a lecturer in 1922 and continued his teaching until 1931, when he passed away due to pneumonia. Halil Halid Bey, who was 63 years old when he passed away, has been in many countries such as England, Egypt, Sudan, Algeria, India and Germany and has undertaken various duties in the countries where he is located. His passion for science during his duties enabled him to gain many important works to the world of science. One of his important works is his tractate named The Political Measures of Sultan Suleiman in the Conquest of Rhodes [Rodos Fethinde Sultan Süleyman‟ın Tedabir-i Siyasiyesi], which is the subject of this study. In his treatise, which he wrote by referring to the works of many European historians, he touched on international relations, human rights, Eastern and Western civilization and the law of war through the conquest of Rhodes.
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmalar Enstitüsü Dergisi, 2021
Özet: Halil Halid Bey 1868 tarihinde Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk ve orta öğrenimini burada t... more Özet: Halil Halid Bey 1868 tarihinde Ankara’da dünyaya gelmiştir. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlamış ve yükseköğrenim için İstanbul’a hareket etmiştir. İstanbul’da yükseköğrenimini tamamladıktan sonra gördüğü ve yaşadığı olaylar İngiltere’ye kaçmasına sebep olmuştur. İngiltere’de kısa sürede ilim ve kültür çevreleriyle ilişki kurmuştur. Bu ilişkisi Cambridge Üniversitesi’nde 1902 tarihinde hoca olmasını sağlamış ve Cambridge’deki hocalığı 1911 tarihine kadar sürmüştür. Daha sonra ülkesine dönerek sırasıyla Ankara Mebusluğu, Bombay Başkonsolosluğu ve İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi hocalığı yapmış ve 1931 tarihinde vefat etmiştir. Halil Halid Bey ilim âlemine çeşitli alanlarda yazdığı çok sayıda kitap, makale, çeviri, risale ve gazete yazısı gibi eserler kazandırmıştır. Bu eserlerden biride Sultan II. Bayezid ve Cem Sultan arasındaki taht mücadelesini kendine has bir bakış açısıyla ele aldığı “Şehzade Cem Vak’asında Mesele-i Hamiyet” adlı risalesidir.
Abstract: Halil Halid Bey was born in Ankara in 1868. He completed his primary and secondary education here and moved to Istanbul for higher education. After completing his higher education in Istanbul, the events he saw and experienced caused him to flee to England. In a short time in England, he established relations with scientific and cultural circles. This relationship enabled him to become a lecturer at Cambridge University in 1902 and his teaching at Cambridge continued until 1911. Later, he returned to his country and served in Ankara Deputy, Bombay Consulate General and Istanbul University Faculty of Letters and passed away in 1931. Halil Halid Bey has brought many books, articles, translations, tractates and newspaper articles he wrote in various fields to the world of science. One of these works is his work titled “Şehzade Cem Vak'asında Mesele-i Hamiyet” in which he deals with the throne struggle between Sultan Bayezid II. and Cem Sultan with a unique perspective.
Anasay, 2019
Bu çalışmada, Şehzade Mehmed'te İstanbul’u fethetme düşüncesinin oluşmasında önemli rol oynayan v... more Bu çalışmada, Şehzade Mehmed'te İstanbul’u fethetme düşüncesinin oluşmasında önemli rol oynayan ve İstanbul'un fethine bizzat katılan hocaları hakkında bilgi verilmiştir. Giriş bölümüyle üç bölümden oluşan çalışmanın giriş bölümünde, Sultan Murad tarafından gerçekleştirilen siyasi ve kültürel faaliyetlere kısaca değinilmiştir. Ayrıca Sultan II. Murad'ın bu faaliyetleri sonucu siyasi ve kültürel alandaki gelişmelerin İstanbul'un fethine giden süreci başlattığı ortaya konulmuştur. Birinci bölümde, Sultan II. Mehmed’in doğumundan İstanbul’un fethine kadarki (1432-1453) faaliyetleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde, İstanbul’un fethinde büyük katkıları olan Molla Gürani, Molla Hüsrev ve Şeyh Akşemseddin’in hayatları biyografik olarak ele alınmıştır. Fakat ikinci bölümde özellikle bu üç hocanın İstanbul'un fethine ve fatihe olan katkıları vurgulanmıştır. (In this study was given information about Sehzade Mehmed's hodjas who played an important role in the conception of conquering Istanbul and who personally participated in the conquest of Istanbul. At the entrance of the study which consists of the introduction and two parts, the political and cultural activities carried out by Sultan Murad II are briefly mentioned. In addition, it was revealed that the developments in the political and cultural fields as a result of these activities of Sultan Murad II started the process of conquest of Istanbul. In the first part, from Sultan Mehmet II’s born to the conquest of Istanbul (1432-1453) was given information about him the activities. In second part, The lives of Molla Gürani, Molla Hüsrev and Seyh Aksemseddin, who have made great contributions in the conquest of İstanbul, are considered as biographical. But especially in the second part, the contributions of these three hodja to the conquest and to conqueror of Istanbul were emphasized.)
Bu Çalışmada; İslam’ın ilk ortaya çıktığı Yakın Doğu coğrafyasın da XIII. Yüzyıl’a gelindiğinde, ... more Bu Çalışmada; İslam’ın ilk ortaya çıktığı Yakın Doğu coğrafyasın da XIII. Yüzyıl’a gelindiğinde, Doğu’da; önünde hiçbir gücün duramadığı ve geçtiği her toprakta baş üstünde baş taş üstünde taş bırakmayan Moğolların adeta İslam’ı ilk ortaya çıktığı coğrafyaya hapsetmeye veya tamamen ortadan kaldırmaya yöneldikleri, Batı’dan ise Moğolların Türk- İslam Dünyasında açtıkları derin yaraları iyice deşmek ve Moğollarla beraber hareket ederek Türk- İslam Sancaklarını tarihten silmek için Haçlıların Yakın Doğu’da boy gösterdikleri bir zamanda; Yakın Doğu’ya, Batıdan gelen Haçlılara ve Doğudan gelen Moğollara diz çöktürerek yere düşmüş Türk- İslam Sancaklarını tekrar burçlara diken ve Yakın Doğu’da Türk- İslam hâkimiyetini tekrar tesis eden Memlûklerin mücadelesi anlatılmıştır.
ANASAY, 2017
Bu makalede Mustafa Naîmâ Efendinin hayatı, tarihçiliği ve eseri kısaca özetlenmektedir. Bu makal... more Bu makalede Mustafa Naîmâ Efendinin hayatı, tarihçiliği ve eseri kısaca özetlenmektedir. Bu makale iki bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde Mustafa Naîmâ Efendi’nin doğumundan vefatına kadar çalkantılı hayatına kısaca değinilmiştir. Şöyle ki; 1655 yılında Halep’te doğmuş 1680 yılı civarında İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da Mustafa Naîmâ Efendi’nin Saray-ı Atik Baltacılar ocağına girmesiyle ile birlikte bürokratik çevrede ilerlemesi, bürokratlarla ilişkisi ve Mustafa Naîmâ Efendi’nin şahsiyeti üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise Mustafa Naîmâ Efendinin, resmi tarih yazıcılığı ve eserinin resmi tarih yazıcılığı açısından önemi kısaca değerlendirilmiştir. Ayrıca eserini yazarken faydalandığı dönemin kaynakları belirtilmiştir. Son olarak Tarih-i Naîma adlı eseri Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet döneminde de üzerinde çalışma yapan yerli ve yabancı yazarların isimleri ve buna dayalı yaptıkları çalışmaların isimleri belirtilmiştir.
Papers by Yakup ŞAHİNER
Tarih ve Tarihçi, Jun 30, 2022
Öz
Bu çalışmada ilk Osmanlı vak’anüvisi olarak kabul edilen Naîmâ Mustafa Efendi’nin Târih-i Na’î... more Öz
Bu çalışmada ilk Osmanlı vak’anüvisi olarak kabul edilen Naîmâ Mustafa Efendi’nin Târih-i Na’îmâ adlı eseri kullanılmıştır. Eserin sıhhatli bir transkripsiyonu 2007 yılında Mehmet İpşirli tarafından yayınlanmıştır. Bu çalışmanın esas malzemesini Mehmet İpşirli’nin yayınladığı çalışmanın 1607-1629 yıllarını kapsayan II. cildi oluşturmaktadır. Çalışmanın giriş bölümünde ilk olarak Naîmâ Mustafa Efendi’nin hayatı biyografik olarak ele alınmıştır. Daha sonra çalışmanın esas kaynağı olan ve tarihi olayları ele alış şekli ile günümüz tarihçileri tarafından da çok kıymetli bir eser olarak görülen Târih-i Na’îmâ adlı eser kısaca değerlendirilmiştir. Birinci bölümde ise Kuyucu Murad Paşa ile başlayıp Hüsrev Paşa ile biten 1607-1629 yılları arasındaki 15 Osmanlı sadrazamına yer verilmiştir. Naîmâ Mustafa Efendi eserinde sadrazamlığa yükselmiş olan Osmanlı bürokratlarının sadarete gelişleri, askeri ve siyasi görevleri, kişilikleri, rakip bürokratlar ile mücadeleleri ve sadarette iken azledilmeleri veya katledilmelerini detaylı bir şekilde kaleme almıştır. Ayrıca bu bölümde araştırma eserleri de incelenerek 1607-1629 yılları arasında sadrazamlık yapmış olan Osmanlı bürokratlarının sadaret makamına gelmeden önce ne tür görevler üstlendikleri de aydınlatılmaya çalışılmıştır. Naîmâ Mustafa Efendi’nin sadaretten önce önemli askeri sefer ve taht değişikliği gibi görevlerde bulunmayan Osmanlı bürokratları hakkında detaylı bilgi vermemesi bunu gerektirmiştir.
Abstract
In this study, the work named Târih-i Na'îmâ by Naîmâ Mustafa Efendi, who is accepted as the first Ottoman vak’anüvis (official historian), was used. A sound transcription of the work was published by Mehmet İpşirli in 2007. The main material of this study is the second volume of the work published by Mehmet İpşirli, covering the years 1607-1629. In the introduction part of the study, first of all, the life of Naîmâ Mustafa Efendi was discussed biographically. Then, the work called Târih-i Na'îmâ, which is the main source of the study and is seen as a very valuable work by today's historians with its way of handling historical events, was briefly evaluated. In the first part, 15 Ottoman grand viziers between the years 1607-1629, starting with Kuyucu Murad Pasha and ending with Hüsrev Pasha, are included. In his work, Naîmâ Mustafa Efendi wrote in detail the Ottoman bureaucrats who had been promoted to the grand vizierate, their military and political duties, their personalities, their struggles with rival bureaucrats, and their dismissal or murder while in the grand vizierate. In addition, in this section, research works were also examined and it was tried to be clarified what kind of duties the Ottoman bureaucrats, who served as grand vizier between 1607 and 1629, assumed before coming to the office of grand vizier. This necessitated that Naîma Mustafa Efendi should not give detailed information about the Ottoman bureaucrats who were not in important positions such as important military campaigns and change of throne before the grand vizierate.
Uploads
Teaching Documents by Yakup ŞAHİNER
Halil Halid Bey Osmanlı döneminde tanınmış ulema ailelerinden biri olan Çerkeşşeyhizadelere mensuptur. 1868 yılında Ankara‟da dünyaya gelmiş ve ilköğrenimini burada tamamlamıştır. Daha sonra amcasının destek ve teşvikleriyle İstanbul Bayezid Medresesi‟ne kaydolmuştur. Bayezid Medresesi‟nden mezun olduktan sonra dönemin modern okullarından biri olan Mekteb-i Hukuk‟u kazanmış ve eğitimine burada devam etmiştir. Mekteb-i Hukuk‟u bitirdikten sonra ise İstanbul‟da avukatlık ve gazetecilik yapmaya başlamıştır. Fakat bu sıralarda yaşadığı bazı olaylar İstanbul‟u terk edip İngiltere‟ye kaçmasına sebep olmuştur. İngiltere‟deyken tanıştığı ileri gelen şahsiyetlerin destekleri, Cambridge Üniversitesi‟nde ilk Türk hoca olmasını sağlamış ve bu görevi 1911 tarihine kadar sürdürmüştür. 1911 tarihinde Cambridge Üniversitesi‟ndeki görevinden istifa ederek İstanbul‟a dönmüştür. İstanbul‟a döndükten sonra Nisan 1912 tarihinde İttihat ve Terakki Fırkası‟nın Ankara mebusu olmuştur. 1913'te Bombay Başkonsolosluğuna atanmıştır. Mayıs 1914'te başkonsolosluk görevinden istifa ederek tekrar İstanbul'a dönmüştür. Ekim 1914'te Osmanlı Devleti‟nin Birinci Dünya Harbi‟ne katılmasıyla Almanya'ya gitmiştir. Birinci Dünya Harbi‟nin sona ermesinden sonra İstanbul'a dönen Halil Halid Bey 1922'de İstanbul Darülfünunu‟na hoca olarak atanmış ve zatürree hastalığından dolayı vefat ettiği 1931 yılına kadar hocalık görevini sürdürmüştür. Vefat ettiğinde 63 yaşında olan Halil Halid Bey, İngiltere, Mısır, Sudan, Cezayir, Hindistan ve Almanya gibi pek çok ülkede bulunmuş ve bulunduğu ülkelerde çeşitli görevler üstlenmiştir. Yürüttüğü görevleri sırasında ilme olan tutkusu ilim âlemine çok sayıda mühim eser kazandırmasını sağlamıştır. Mühim eserlerinden bir tanesi de bu çalışmanın konusu olan Rodos Fethinde Sultan Süleyman‟ın Tedabir-i Siyasiyesi adlı risalesidir. Çok sayıda Avrupalı tarihçinin eserine müracaat ederek yazdığı risalede Rodos‟un fethi üzerinden uluslararası ilişkilere, İnsan haklarına, Doğu ve Batı medeniyetine ve savaş hukuku gibi konulara değinmiştir.
Abstract
Halil Halid Bey is a member of the Çerkeşşeyhizades, one of the well-known ulama families during the Ottoman period. He was born in Ankara in 1868 and completed his primary education here. Later, with the support and encouragement of his uncle, he enrolled in Istanbul Bayezid Madrasah. After graduating from Bayezid Madrasah, he won Mekteb-i Hukuk, one of the modern schools of the period, and continued his education here. After graduating from Mekteb-i Hukuk, he started working as a lawyer and journalist in Istanbul. However, some of the events he experienced during this time caused him to leave Istanbul and flee to England. The support of prominent figures he met in England enabled him to become the first Turkish lecturer at Cambridge University and he continued this duty until 1911. In 1911, he resigned from his job at Cambridge University and returned to Istanbul. After returning to Istanbul, he became the Ankara deputy of the Committee of Union and Progress in April 1912. In 1913, he was appointed to the Bombay Consulate General. In May 1914, he resigned from his duty as consulate general and returned to Istanbul. In October 1914, with the participation of the Ottoman Empire in the First World War, he went to Germany. Returning to Istanbul after the end of the First World War, Halil Halid Bey was appointed to the Istanbul Darülfünun as a lecturer in 1922 and continued his teaching until 1931, when he passed away due to pneumonia. Halil Halid Bey, who was 63 years old when he passed away, has been in many countries such as England, Egypt, Sudan, Algeria, India and Germany and has undertaken various duties in the countries where he is located. His passion for science during his duties enabled him to gain many important works to the world of science. One of his important works is his tractate named The Political Measures of Sultan Suleiman in the Conquest of Rhodes [Rodos Fethinde Sultan Süleyman‟ın Tedabir-i Siyasiyesi], which is the subject of this study. In his treatise, which he wrote by referring to the works of many European historians, he touched on international relations, human rights, Eastern and Western civilization and the law of war through the conquest of Rhodes.
Abstract: Halil Halid Bey was born in Ankara in 1868. He completed his primary and secondary education here and moved to Istanbul for higher education. After completing his higher education in Istanbul, the events he saw and experienced caused him to flee to England. In a short time in England, he established relations with scientific and cultural circles. This relationship enabled him to become a lecturer at Cambridge University in 1902 and his teaching at Cambridge continued until 1911. Later, he returned to his country and served in Ankara Deputy, Bombay Consulate General and Istanbul University Faculty of Letters and passed away in 1931. Halil Halid Bey has brought many books, articles, translations, tractates and newspaper articles he wrote in various fields to the world of science. One of these works is his work titled “Şehzade Cem Vak'asında Mesele-i Hamiyet” in which he deals with the throne struggle between Sultan Bayezid II. and Cem Sultan with a unique perspective.
Papers by Yakup ŞAHİNER
Bu çalışmada ilk Osmanlı vak’anüvisi olarak kabul edilen Naîmâ Mustafa Efendi’nin Târih-i Na’îmâ adlı eseri kullanılmıştır. Eserin sıhhatli bir transkripsiyonu 2007 yılında Mehmet İpşirli tarafından yayınlanmıştır. Bu çalışmanın esas malzemesini Mehmet İpşirli’nin yayınladığı çalışmanın 1607-1629 yıllarını kapsayan II. cildi oluşturmaktadır. Çalışmanın giriş bölümünde ilk olarak Naîmâ Mustafa Efendi’nin hayatı biyografik olarak ele alınmıştır. Daha sonra çalışmanın esas kaynağı olan ve tarihi olayları ele alış şekli ile günümüz tarihçileri tarafından da çok kıymetli bir eser olarak görülen Târih-i Na’îmâ adlı eser kısaca değerlendirilmiştir. Birinci bölümde ise Kuyucu Murad Paşa ile başlayıp Hüsrev Paşa ile biten 1607-1629 yılları arasındaki 15 Osmanlı sadrazamına yer verilmiştir. Naîmâ Mustafa Efendi eserinde sadrazamlığa yükselmiş olan Osmanlı bürokratlarının sadarete gelişleri, askeri ve siyasi görevleri, kişilikleri, rakip bürokratlar ile mücadeleleri ve sadarette iken azledilmeleri veya katledilmelerini detaylı bir şekilde kaleme almıştır. Ayrıca bu bölümde araştırma eserleri de incelenerek 1607-1629 yılları arasında sadrazamlık yapmış olan Osmanlı bürokratlarının sadaret makamına gelmeden önce ne tür görevler üstlendikleri de aydınlatılmaya çalışılmıştır. Naîmâ Mustafa Efendi’nin sadaretten önce önemli askeri sefer ve taht değişikliği gibi görevlerde bulunmayan Osmanlı bürokratları hakkında detaylı bilgi vermemesi bunu gerektirmiştir.
Abstract
In this study, the work named Târih-i Na'îmâ by Naîmâ Mustafa Efendi, who is accepted as the first Ottoman vak’anüvis (official historian), was used. A sound transcription of the work was published by Mehmet İpşirli in 2007. The main material of this study is the second volume of the work published by Mehmet İpşirli, covering the years 1607-1629. In the introduction part of the study, first of all, the life of Naîmâ Mustafa Efendi was discussed biographically. Then, the work called Târih-i Na'îmâ, which is the main source of the study and is seen as a very valuable work by today's historians with its way of handling historical events, was briefly evaluated. In the first part, 15 Ottoman grand viziers between the years 1607-1629, starting with Kuyucu Murad Pasha and ending with Hüsrev Pasha, are included. In his work, Naîmâ Mustafa Efendi wrote in detail the Ottoman bureaucrats who had been promoted to the grand vizierate, their military and political duties, their personalities, their struggles with rival bureaucrats, and their dismissal or murder while in the grand vizierate. In addition, in this section, research works were also examined and it was tried to be clarified what kind of duties the Ottoman bureaucrats, who served as grand vizier between 1607 and 1629, assumed before coming to the office of grand vizier. This necessitated that Naîma Mustafa Efendi should not give detailed information about the Ottoman bureaucrats who were not in important positions such as important military campaigns and change of throne before the grand vizierate.
Halil Halid Bey Osmanlı döneminde tanınmış ulema ailelerinden biri olan Çerkeşşeyhizadelere mensuptur. 1868 yılında Ankara‟da dünyaya gelmiş ve ilköğrenimini burada tamamlamıştır. Daha sonra amcasının destek ve teşvikleriyle İstanbul Bayezid Medresesi‟ne kaydolmuştur. Bayezid Medresesi‟nden mezun olduktan sonra dönemin modern okullarından biri olan Mekteb-i Hukuk‟u kazanmış ve eğitimine burada devam etmiştir. Mekteb-i Hukuk‟u bitirdikten sonra ise İstanbul‟da avukatlık ve gazetecilik yapmaya başlamıştır. Fakat bu sıralarda yaşadığı bazı olaylar İstanbul‟u terk edip İngiltere‟ye kaçmasına sebep olmuştur. İngiltere‟deyken tanıştığı ileri gelen şahsiyetlerin destekleri, Cambridge Üniversitesi‟nde ilk Türk hoca olmasını sağlamış ve bu görevi 1911 tarihine kadar sürdürmüştür. 1911 tarihinde Cambridge Üniversitesi‟ndeki görevinden istifa ederek İstanbul‟a dönmüştür. İstanbul‟a döndükten sonra Nisan 1912 tarihinde İttihat ve Terakki Fırkası‟nın Ankara mebusu olmuştur. 1913'te Bombay Başkonsolosluğuna atanmıştır. Mayıs 1914'te başkonsolosluk görevinden istifa ederek tekrar İstanbul'a dönmüştür. Ekim 1914'te Osmanlı Devleti‟nin Birinci Dünya Harbi‟ne katılmasıyla Almanya'ya gitmiştir. Birinci Dünya Harbi‟nin sona ermesinden sonra İstanbul'a dönen Halil Halid Bey 1922'de İstanbul Darülfünunu‟na hoca olarak atanmış ve zatürree hastalığından dolayı vefat ettiği 1931 yılına kadar hocalık görevini sürdürmüştür. Vefat ettiğinde 63 yaşında olan Halil Halid Bey, İngiltere, Mısır, Sudan, Cezayir, Hindistan ve Almanya gibi pek çok ülkede bulunmuş ve bulunduğu ülkelerde çeşitli görevler üstlenmiştir. Yürüttüğü görevleri sırasında ilme olan tutkusu ilim âlemine çok sayıda mühim eser kazandırmasını sağlamıştır. Mühim eserlerinden bir tanesi de bu çalışmanın konusu olan Rodos Fethinde Sultan Süleyman‟ın Tedabir-i Siyasiyesi adlı risalesidir. Çok sayıda Avrupalı tarihçinin eserine müracaat ederek yazdığı risalede Rodos‟un fethi üzerinden uluslararası ilişkilere, İnsan haklarına, Doğu ve Batı medeniyetine ve savaş hukuku gibi konulara değinmiştir.
Abstract
Halil Halid Bey is a member of the Çerkeşşeyhizades, one of the well-known ulama families during the Ottoman period. He was born in Ankara in 1868 and completed his primary education here. Later, with the support and encouragement of his uncle, he enrolled in Istanbul Bayezid Madrasah. After graduating from Bayezid Madrasah, he won Mekteb-i Hukuk, one of the modern schools of the period, and continued his education here. After graduating from Mekteb-i Hukuk, he started working as a lawyer and journalist in Istanbul. However, some of the events he experienced during this time caused him to leave Istanbul and flee to England. The support of prominent figures he met in England enabled him to become the first Turkish lecturer at Cambridge University and he continued this duty until 1911. In 1911, he resigned from his job at Cambridge University and returned to Istanbul. After returning to Istanbul, he became the Ankara deputy of the Committee of Union and Progress in April 1912. In 1913, he was appointed to the Bombay Consulate General. In May 1914, he resigned from his duty as consulate general and returned to Istanbul. In October 1914, with the participation of the Ottoman Empire in the First World War, he went to Germany. Returning to Istanbul after the end of the First World War, Halil Halid Bey was appointed to the Istanbul Darülfünun as a lecturer in 1922 and continued his teaching until 1931, when he passed away due to pneumonia. Halil Halid Bey, who was 63 years old when he passed away, has been in many countries such as England, Egypt, Sudan, Algeria, India and Germany and has undertaken various duties in the countries where he is located. His passion for science during his duties enabled him to gain many important works to the world of science. One of his important works is his tractate named The Political Measures of Sultan Suleiman in the Conquest of Rhodes [Rodos Fethinde Sultan Süleyman‟ın Tedabir-i Siyasiyesi], which is the subject of this study. In his treatise, which he wrote by referring to the works of many European historians, he touched on international relations, human rights, Eastern and Western civilization and the law of war through the conquest of Rhodes.
Abstract: Halil Halid Bey was born in Ankara in 1868. He completed his primary and secondary education here and moved to Istanbul for higher education. After completing his higher education in Istanbul, the events he saw and experienced caused him to flee to England. In a short time in England, he established relations with scientific and cultural circles. This relationship enabled him to become a lecturer at Cambridge University in 1902 and his teaching at Cambridge continued until 1911. Later, he returned to his country and served in Ankara Deputy, Bombay Consulate General and Istanbul University Faculty of Letters and passed away in 1931. Halil Halid Bey has brought many books, articles, translations, tractates and newspaper articles he wrote in various fields to the world of science. One of these works is his work titled “Şehzade Cem Vak'asında Mesele-i Hamiyet” in which he deals with the throne struggle between Sultan Bayezid II. and Cem Sultan with a unique perspective.
Bu çalışmada ilk Osmanlı vak’anüvisi olarak kabul edilen Naîmâ Mustafa Efendi’nin Târih-i Na’îmâ adlı eseri kullanılmıştır. Eserin sıhhatli bir transkripsiyonu 2007 yılında Mehmet İpşirli tarafından yayınlanmıştır. Bu çalışmanın esas malzemesini Mehmet İpşirli’nin yayınladığı çalışmanın 1607-1629 yıllarını kapsayan II. cildi oluşturmaktadır. Çalışmanın giriş bölümünde ilk olarak Naîmâ Mustafa Efendi’nin hayatı biyografik olarak ele alınmıştır. Daha sonra çalışmanın esas kaynağı olan ve tarihi olayları ele alış şekli ile günümüz tarihçileri tarafından da çok kıymetli bir eser olarak görülen Târih-i Na’îmâ adlı eser kısaca değerlendirilmiştir. Birinci bölümde ise Kuyucu Murad Paşa ile başlayıp Hüsrev Paşa ile biten 1607-1629 yılları arasındaki 15 Osmanlı sadrazamına yer verilmiştir. Naîmâ Mustafa Efendi eserinde sadrazamlığa yükselmiş olan Osmanlı bürokratlarının sadarete gelişleri, askeri ve siyasi görevleri, kişilikleri, rakip bürokratlar ile mücadeleleri ve sadarette iken azledilmeleri veya katledilmelerini detaylı bir şekilde kaleme almıştır. Ayrıca bu bölümde araştırma eserleri de incelenerek 1607-1629 yılları arasında sadrazamlık yapmış olan Osmanlı bürokratlarının sadaret makamına gelmeden önce ne tür görevler üstlendikleri de aydınlatılmaya çalışılmıştır. Naîmâ Mustafa Efendi’nin sadaretten önce önemli askeri sefer ve taht değişikliği gibi görevlerde bulunmayan Osmanlı bürokratları hakkında detaylı bilgi vermemesi bunu gerektirmiştir.
Abstract
In this study, the work named Târih-i Na'îmâ by Naîmâ Mustafa Efendi, who is accepted as the first Ottoman vak’anüvis (official historian), was used. A sound transcription of the work was published by Mehmet İpşirli in 2007. The main material of this study is the second volume of the work published by Mehmet İpşirli, covering the years 1607-1629. In the introduction part of the study, first of all, the life of Naîmâ Mustafa Efendi was discussed biographically. Then, the work called Târih-i Na'îmâ, which is the main source of the study and is seen as a very valuable work by today's historians with its way of handling historical events, was briefly evaluated. In the first part, 15 Ottoman grand viziers between the years 1607-1629, starting with Kuyucu Murad Pasha and ending with Hüsrev Pasha, are included. In his work, Naîmâ Mustafa Efendi wrote in detail the Ottoman bureaucrats who had been promoted to the grand vizierate, their military and political duties, their personalities, their struggles with rival bureaucrats, and their dismissal or murder while in the grand vizierate. In addition, in this section, research works were also examined and it was tried to be clarified what kind of duties the Ottoman bureaucrats, who served as grand vizier between 1607 and 1629, assumed before coming to the office of grand vizier. This necessitated that Naîma Mustafa Efendi should not give detailed information about the Ottoman bureaucrats who were not in important positions such as important military campaigns and change of throne before the grand vizierate.