İnsanlığın son birkaç asırda farklı nedenlerden dolayı çok acı tecrübeler yaşadığını biliyoruz. B... more İnsanlığın son birkaç asırda farklı nedenlerden dolayı çok acı tecrübeler yaşadığını biliyoruz. Bu acı tecrübelerin en korkuncu ve yıkıcı olanı ise devletler eliyle yapılan savaşlardır. Bu savaşlarda milyonlarca insan sakat kaldı veya öldü. İnsanlar yerlerinden yurtlarından oldular, mallarını kaybettiler. Göç ettiler veya göçe zorlandılar. Günümüzde hala bu tür olaylara tanıklık ediyoruz. Devletleri böyle yıkıcı ve yok edici savaşlara iten faktörler nedir? Peki düşünürler ve politikacılar bu yaşananlardan ders çıkarabildi mi? İşte biz bu makalede devletleri böyle küresel ölçekte yıkıcı savaşlara iten faktörlerin ne olduğuna dair İslam Siyaset düşünürü Farabi üzerinden cevaplar aramaya çalışacağız. Farabi’ye göre devletler erdemli ve erdemsiz olmak üzere iki kısma ayrılır. Erdemsiz devletlerde cahil, fasık, sapık ve değişmiş olmak üzere dört kısma ayrılır. Bu çalışmada problem edindiğimiz konu, cahil şehirlerin bir parçası olan zorba şehirlerdir. Çünkü zorba şehirler ve onların yöneticileri mal kazanmak, onur elde etmek ve kendi yaşam alanlarını genişletmek için insanların kanlarını dökmeyi, mallarına el koymayı ve şehirleri yıkıma uğratmayı hayatın bir amacı olarak algılamaktadırlar. Ayrıca çalışmamızda bu tür devletlere karşı neler yapılabilir sorusuna cevap arayacağız.
It is a fact that thoughts interact from time to time in their historical course and as a result,... more It is a fact that thoughts interact from time to time in their historical course and as a result, similarities and differences occur. In this study, Plotinus, the founder of Neoplatonism, and the early period Gnostic Christian movements, which are semi-religious and semi-philosophical thought movements, are subject to a comparative analysis of the God teachings of Basilidenianism, Valentinianism and Marcionism. In this context, we explained Neoplatonism and both the beliefs and thoughts of these movements and tried to identify the similarities and differences between them. Because we think that there are common features between the teachings of Plotinus and the Gnostic thought in terms of God, Divine beings, dualist thought and understanding of the world. However, there are some differences in matters such as the material realm, the Demiurge, the emergence of the realm, its value, rise and fall. Plotinus wrote the Enneads, meaning nines in Greek. II. In Ennead's ninth book, he included the Gnostics and criticized their metaphysics and epistemology. Although Plotinus criticizes the Gnostics, there are some important similarities with them. In this context, we believe that some of the claims made by Plotinus towards the early Gnostics are correct and appropriate. We witness that the Gnostics used it to ground and interpret the Platonic thought-provoking Christian faith. In doing so, we can say that they distorted the concepts in Plato's thought and moreover, they gave them a mystical form. Therefore, it is possible to say that there are Platonic philosophical concepts in the philosophical background of today's Christian theology, which are relatively distorted or, in the most optimistic way, decontextualized. In particular, problems such as God, the supernatural realm, divine beings, God-nature relationship have a decisive feature in this discussion. It is possible to deal with issues such as pantheism and panentheism, which are frequently discussed in Western thought, in this context and to argue their philosophical and theological roots in the discussions between these groups. The dimensions and depth of this interaction are the subject of a separate study. With this study, we aim to trace the effects of Neoplatonism on subsequent religions and philosophies, and to determine how the understanding of God, which is an important subject of religion and philosophy, was interpreted in two traditions that emerged in the second century. With this research, the doctrine of Supreme Being, One and Emanation, which is accepted as the main vein of Neo-Platonism, is one of the most important intellectual codes for both Plotinus and the early Gnostic groups, both systems bring similar interpretations to dualism in metaphysical matters and are influenced by each other, but in the world of matter, they are quite different from each other. It was concluded that they were separated. In this research, we tried to apply especially to the first type of sources. Due to, Plato's own works and Plotinus's Enneads have been an important source of reference for us. We also used qualified secondary sources on Plato and Plotinus. However, since there are not enough original and authentic sources about other Gnostic groups, we have applied to recent sources as much as possible. Recently, Gnostic thought has attracted a lot of attention in academic circles. In this research, we also tried to include academic studies on Gnostics. This research is a source for some of the discussions we have mentioned above. To what extent the Gnostics understood the Platonic philosophy correctly and to what extent they remained faithful to the authentic meanings of the Platonic concepts is another subject of study. The same is true for Plotinus. From this point of view, the extent to which Islamic Peripatetic and Israki philosophers, who were influenced by Plato and Neo Platonism, took part in this interaction and put forward original ideas, is an issue that researchers of Islamic philosophy should focus on.
doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr.... more doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr. bayram ali çetinkaya cilt editörleri prof. dr. celal türer / doç. dr. hakan olgun editör yardımcısı arş. gör. abdullah demir içdüzen mürettibhane kapak düzeni harun tan BU PROJE 8AŞBAKANUK TANITMA fONU'NUN DESTEGİYLE HAZIRlANMIŞTIR.
doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr.... more doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr. bayram ali çetinkaya cilt editörleri prof. dr. celal türer / doç. dr. hakan olgun editör yardımcısı arş. gör. abdullah demir içdüzen mürettibhane kapak düzeni harun tan BU PROJE 8AŞBAKANUK TANITMA fONU'NUN DESTEGİYLE HAZIRlANMIŞTIR.
doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr.... more doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr. bayram ali çetinkaya cilt editörleri prof. dr. celal türer / doç. dr. hakan olgun editör yardımcısı arş. gör. abdullah demir içdüzen mürettibhane kapak düzeni harun tan BU PROJE 8AŞBAKANUK TANITMA fONU'NUN DESTEGİYLE HAZIRlANMIŞTIR.
DİN FELSEFESİ AÇISINDAN MEŞŞÂÎ GELEN-EK-İ KLASİK VE ÇAĞDAŞ METİNLER SEÇKİSİ, 2019
Bu çalışmada ilk dönem tevhid-teslis üstünlüğüne dair tartışmaların tarihsel arka planı ele alınm... more Bu çalışmada ilk dönem tevhid-teslis üstünlüğüne dair tartışmaların tarihsel arka planı ele alınmış ve teslisin doktriner yapısı ortaya konulmuştur. Daha sonra ilk İslam filozofu ve Meşşai ekolün kurucusu kabul edilen Ebû Yûsuf Ya‘kūb b. İshâk el-Kindî’nin Hristiyanlığın teslis doktrinine reddiye olarak yazdığı ve bugün elimizde olmayan Maḳāle fi’r-red ʿale’n-naṣârâ adlı eseri ile ilgili bir literatür araştırması yapılmıştır. Nihayetinde genel olarak Kindî’nin teslis eleştirisi incelenmiştir.
GİRİŞ Yirminci yüzyıl insanlık tarihi açısından önemli bir çağdır. Bu çağ da insanoğlu felsefede,... more GİRİŞ Yirminci yüzyıl insanlık tarihi açısından önemli bir çağdır. Bu çağ da insanoğlu felsefede, bilimde, sanayi ve teknolojide, siyaset ve iktisatta köklü değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Bu gelişmeleri biz değişim olarak ifade etsek de değişimlerin hepsi insanlık için pozitif olarak gelişmemiştir. Bunların birçoğu travmatik niteliktedir. Özellikle birinci ve ikinci dünya savaşı ve bu savaşlar sonucunda milyonlarca insanın ölümü, soykırım, katliam ve sömürü faaliyetleri ve bilimin sui-istimali ve bilimcilik akımı dönemin düşünürlerinde bir fikir kırılması yaşanmasına neden olur. Artık akılcı ve bilimci anlayış felsefi popülaritesini kaybetmeye başlamıştır. Filozoflar kurgusal ve retoriksel problemlerle değil de doğrudan insan hayatını ilgilendiren ve insana etki eden benlik, özgürlük, anlam, yaşam, ölüm vs. gibi varoluşsal sorunlar üzerinde düşünmeye başladılar. Dönemin travmasını yaşayanlardan biride şüphesiz Karl Jaspers'tır. Jaspers'ın düşünceleri tam da böyle bir ortamda filizlenmiştir. Jaspers, Nietzsche'den ve Kierkegaard'tan ciddi bir şekilde etkilenmiştir. Jaspers'ın tepkisi Hegel sonrası modernizm ve makineleşme sonucu insanın insani kimliğini kaybetmesi, felsefenin salt bilime indirgenmesi ve yaşamın bilimsel gerçeklik üzerine inşa edilmesinedir. Cevizci'nin ifadesi ile Jaspers, ‚pozitivizmin ve idealizmin sunduğu dünya görüşlerinde, bireye, kararlara, kişisel seçim, kaygı ve özgürlüğe yer yoktur‛. Jaspers'e göre, bu durum varolan birey için bir felakettir. 1
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Degisi, 2012
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, hakemli ve bilimsel bir süreli yayın organıdı... more Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, hakemli ve bilimsel bir süreli yayın organıdır. Yılda iki sayı olarak yayımlanır. Dergide yayımlanan yazıların her türlü içerik sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazılar, yayıncı kuruluştan izin alınmadan kısmen veya tamamen bir başka yerde yayımlanamaz.
Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
In this study, examined the opinions of Messai philosophers concerning the term grace. The concep... more In this study, examined the opinions of Messai philosophers concerning the term grace. The concept grace is a term that encompasses the relationship between God-universe and human. Al-Farabi evaluates the grace within emanation theory, goodness-evil and happiness. The philosopher explains the emanation theory with divine grace. Because the world that exists with emanation theory has a share from the existence of God and is in need of divine grace in order to survive. Therefore, emanation shows that grace is continuous. Emanation theory is also the best way to make sense of the existence of evil. Avicenna evaluates as emanate by God in a goodness design. In other words, Avicenna emphasizes the order of goodness in the world with this term. Averroes dealt with the grace the existence of God as a separate evidence. The whole world is created by the generosity and grace of God. The philosopher uses the term continuous creation to express this creation. Therefore, God's grace in the world maintains continuously and uninterruptedly. According to philosopher, human is compatible with the universe. This compatible point out the existence of God is grace evidence.
Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik,... more Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic ACADEMIC JOURNAL, 2015
Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies ... more Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies Dergisi'nde yayınlanan tüm yazıların, dil, bilim ve hukukî açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları www.turkishstudies.net'e aittir. Yayıncının yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen herhangi bir şekilde basılamaz, çoğaltılamaz. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar iade edilmez. Dergide yer alan yazıların dijital baskı, grafik tasarım, DOI numaralarının alınması ve uluslararası indeslere tanıtılması gibi işlemler Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketi tarafından ücret karşılığında yapılmaktadır. Dergide basım kararı alınan yazıların sahipleri yazılarının tasarım, yayın ve indeks masraflarını Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketine öderler.
Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic ACADEMIC JOURNAL, 2015
Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies ... more Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies Dergisi'nde yayınlanan tüm yazıların, dil, bilim ve hukukî açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları www.turkishstudies.net'e aittir. Yayıncının yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen herhangi bir şekilde basılamaz, çoğaltılamaz. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar iade edilmez. Dergide yer alan yazıların dijital baskı, grafik tasarım, DOI numaralarının alınması ve uluslararası indeslere tanıtılması gibi işlemler Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketi tarafından ücret karşılığında yapılmaktadır. Dergide basım kararı alınan yazıların sahipleri yazılarının tasarım, yayın ve indeks masraflarını Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketine öderler.
Din ve Bilim Çatışması Bağlamında Pandemi ve Aşı Karşıtlığı: Batı Düşüncesinde Tarihsel Bir Soruş... more Din ve Bilim Çatışması Bağlamında Pandemi ve Aşı Karşıtlığı: Batı Düşüncesinde Tarihsel Bir Soruşturma
BEYTULHIKME An International Journal of Philosophy , 2022
Şehirler, ormanlar, denizler ve gökyüzünün oluşturduğu insanı kuşatan varlık dünyasına çevre deni... more Şehirler, ormanlar, denizler ve gökyüzünün oluşturduğu insanı kuşatan varlık dünyasına çevre denilmektedir. Bu mekanlar insan gibi tüm canlıların yaşam alanıdır. İnsan bu alanların bir parçası olmasına rağmen zamanla buralara zarar vermeye başladı. Teknik ilerlemeye paralel olarak ağaçlar kesildi, toprak ve sular kirlendi ve gökyüzü zehirlenmeye başladı. Çevre sorunları insanın ve tüm canlı türlerinin geleceğini yok etmeye başladı. Bu sebeple düşünürler yaşanan bu sorunların üstesinden gelmek için çözüm üretmeye başladılar. Bu amaçla yeni çevre kuramları ve çevre ahlakı ilkeleri geliştirdiler. Bu süreçte şüphesiz insanlığa yol gösteren ve evrensellik iddiasında bulunan İslam inancının da yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerileri de bulunmaktadır. Gerek Kuran-ı Kerim’de ve gerekse Hz. Muhammed’in yaşamında çevre önemli bir yere sahipti. Ancak dönemleri itibariyle yıkıcı çevre felaketleri olmadığı için İslam alimleri konuya yönelik sistematik bir söylemde bulunmadılar. Ancak bugün Müslümanların çevreye nasıl bakmaları gerektiğine dair sistematik bir çevre kuramı oluşturma zorunluluğu doğmuştur. Çünkü birçok akademik sirkülerde İslam dininin çevre ilkeleri sıklıkla sorulmaktadır. İşte biz bu makalede İslam çevre ahlakına dair bir yöntem ve kuram geliştirme denemesinde bulunacağız. İddiamız görece olup bu konuda çalışma yapmak isteyen bilim insanlarına perspektif sunma amacı taşımaktadır.
Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları -2- Ruh Ölüm ve Ötesi, 2019
İnsanoğlunun üzerinde en fazla düşündüğü konulardan biride şüphesiz ölümdür. Ölüm üzerinde bu kad... more İnsanoğlunun üzerinde en fazla düşündüğü konulardan biride şüphesiz ölümdür. Ölüm üzerinde bu kadar fazla düşünülmesinin nedeni ölümümün bilinçli bir şekilde tam olarak tecrübe edilememesinden kaynaklanan kaygı ve ona eşlik eden korkudur. Şu halde insanların üzerinde çok konuşmasına rağmen bir türlü tatmin edici bir bilgi alamadığı ölüm nedir? Kimilerine göre bir yok oluş ve anlamsızlık, kimilerine göre ise gerçek yaşamın başlangıcı.
İnsanlığın son birkaç asırda farklı nedenlerden dolayı çok acı tecrübeler yaşadığını biliyoruz. B... more İnsanlığın son birkaç asırda farklı nedenlerden dolayı çok acı tecrübeler yaşadığını biliyoruz. Bu acı tecrübelerin en korkuncu ve yıkıcı olanı ise devletler eliyle yapılan savaşlardır. Bu savaşlarda milyonlarca insan sakat kaldı veya öldü. İnsanlar yerlerinden yurtlarından oldular, mallarını kaybettiler. Göç ettiler veya göçe zorlandılar. Günümüzde hala bu tür olaylara tanıklık ediyoruz. Devletleri böyle yıkıcı ve yok edici savaşlara iten faktörler nedir? Peki düşünürler ve politikacılar bu yaşananlardan ders çıkarabildi mi? İşte biz bu makalede devletleri böyle küresel ölçekte yıkıcı savaşlara iten faktörlerin ne olduğuna dair İslam Siyaset düşünürü Farabi üzerinden cevaplar aramaya çalışacağız. Farabi’ye göre devletler erdemli ve erdemsiz olmak üzere iki kısma ayrılır. Erdemsiz devletlerde cahil, fasık, sapık ve değişmiş olmak üzere dört kısma ayrılır. Bu çalışmada problem edindiğimiz konu, cahil şehirlerin bir parçası olan zorba şehirlerdir. Çünkü zorba şehirler ve onların yöneticileri mal kazanmak, onur elde etmek ve kendi yaşam alanlarını genişletmek için insanların kanlarını dökmeyi, mallarına el koymayı ve şehirleri yıkıma uğratmayı hayatın bir amacı olarak algılamaktadırlar. Ayrıca çalışmamızda bu tür devletlere karşı neler yapılabilir sorusuna cevap arayacağız.
It is a fact that thoughts interact from time to time in their historical course and as a result,... more It is a fact that thoughts interact from time to time in their historical course and as a result, similarities and differences occur. In this study, Plotinus, the founder of Neoplatonism, and the early period Gnostic Christian movements, which are semi-religious and semi-philosophical thought movements, are subject to a comparative analysis of the God teachings of Basilidenianism, Valentinianism and Marcionism. In this context, we explained Neoplatonism and both the beliefs and thoughts of these movements and tried to identify the similarities and differences between them. Because we think that there are common features between the teachings of Plotinus and the Gnostic thought in terms of God, Divine beings, dualist thought and understanding of the world. However, there are some differences in matters such as the material realm, the Demiurge, the emergence of the realm, its value, rise and fall. Plotinus wrote the Enneads, meaning nines in Greek. II. In Ennead's ninth book, he included the Gnostics and criticized their metaphysics and epistemology. Although Plotinus criticizes the Gnostics, there are some important similarities with them. In this context, we believe that some of the claims made by Plotinus towards the early Gnostics are correct and appropriate. We witness that the Gnostics used it to ground and interpret the Platonic thought-provoking Christian faith. In doing so, we can say that they distorted the concepts in Plato's thought and moreover, they gave them a mystical form. Therefore, it is possible to say that there are Platonic philosophical concepts in the philosophical background of today's Christian theology, which are relatively distorted or, in the most optimistic way, decontextualized. In particular, problems such as God, the supernatural realm, divine beings, God-nature relationship have a decisive feature in this discussion. It is possible to deal with issues such as pantheism and panentheism, which are frequently discussed in Western thought, in this context and to argue their philosophical and theological roots in the discussions between these groups. The dimensions and depth of this interaction are the subject of a separate study. With this study, we aim to trace the effects of Neoplatonism on subsequent religions and philosophies, and to determine how the understanding of God, which is an important subject of religion and philosophy, was interpreted in two traditions that emerged in the second century. With this research, the doctrine of Supreme Being, One and Emanation, which is accepted as the main vein of Neo-Platonism, is one of the most important intellectual codes for both Plotinus and the early Gnostic groups, both systems bring similar interpretations to dualism in metaphysical matters and are influenced by each other, but in the world of matter, they are quite different from each other. It was concluded that they were separated. In this research, we tried to apply especially to the first type of sources. Due to, Plato's own works and Plotinus's Enneads have been an important source of reference for us. We also used qualified secondary sources on Plato and Plotinus. However, since there are not enough original and authentic sources about other Gnostic groups, we have applied to recent sources as much as possible. Recently, Gnostic thought has attracted a lot of attention in academic circles. In this research, we also tried to include academic studies on Gnostics. This research is a source for some of the discussions we have mentioned above. To what extent the Gnostics understood the Platonic philosophy correctly and to what extent they remained faithful to the authentic meanings of the Platonic concepts is another subject of study. The same is true for Plotinus. From this point of view, the extent to which Islamic Peripatetic and Israki philosophers, who were influenced by Plato and Neo Platonism, took part in this interaction and put forward original ideas, is an issue that researchers of Islamic philosophy should focus on.
doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr.... more doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr. bayram ali çetinkaya cilt editörleri prof. dr. celal türer / doç. dr. hakan olgun editör yardımcısı arş. gör. abdullah demir içdüzen mürettibhane kapak düzeni harun tan BU PROJE 8AŞBAKANUK TANITMA fONU'NUN DESTEGİYLE HAZIRlANMIŞTIR.
doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr.... more doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr. bayram ali çetinkaya cilt editörleri prof. dr. celal türer / doç. dr. hakan olgun editör yardımcısı arş. gör. abdullah demir içdüzen mürettibhane kapak düzeni harun tan BU PROJE 8AŞBAKANUK TANITMA fONU'NUN DESTEGİYLE HAZIRlANMIŞTIR.
doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr.... more doğu' dan batı' ya düşüncenin serüveni antikçağ yunan & ortaçağ düşüncesi proje editörü prof. dr. bayram ali çetinkaya cilt editörleri prof. dr. celal türer / doç. dr. hakan olgun editör yardımcısı arş. gör. abdullah demir içdüzen mürettibhane kapak düzeni harun tan BU PROJE 8AŞBAKANUK TANITMA fONU'NUN DESTEGİYLE HAZIRlANMIŞTIR.
DİN FELSEFESİ AÇISINDAN MEŞŞÂÎ GELEN-EK-İ KLASİK VE ÇAĞDAŞ METİNLER SEÇKİSİ, 2019
Bu çalışmada ilk dönem tevhid-teslis üstünlüğüne dair tartışmaların tarihsel arka planı ele alınm... more Bu çalışmada ilk dönem tevhid-teslis üstünlüğüne dair tartışmaların tarihsel arka planı ele alınmış ve teslisin doktriner yapısı ortaya konulmuştur. Daha sonra ilk İslam filozofu ve Meşşai ekolün kurucusu kabul edilen Ebû Yûsuf Ya‘kūb b. İshâk el-Kindî’nin Hristiyanlığın teslis doktrinine reddiye olarak yazdığı ve bugün elimizde olmayan Maḳāle fi’r-red ʿale’n-naṣârâ adlı eseri ile ilgili bir literatür araştırması yapılmıştır. Nihayetinde genel olarak Kindî’nin teslis eleştirisi incelenmiştir.
GİRİŞ Yirminci yüzyıl insanlık tarihi açısından önemli bir çağdır. Bu çağ da insanoğlu felsefede,... more GİRİŞ Yirminci yüzyıl insanlık tarihi açısından önemli bir çağdır. Bu çağ da insanoğlu felsefede, bilimde, sanayi ve teknolojide, siyaset ve iktisatta köklü değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Bu gelişmeleri biz değişim olarak ifade etsek de değişimlerin hepsi insanlık için pozitif olarak gelişmemiştir. Bunların birçoğu travmatik niteliktedir. Özellikle birinci ve ikinci dünya savaşı ve bu savaşlar sonucunda milyonlarca insanın ölümü, soykırım, katliam ve sömürü faaliyetleri ve bilimin sui-istimali ve bilimcilik akımı dönemin düşünürlerinde bir fikir kırılması yaşanmasına neden olur. Artık akılcı ve bilimci anlayış felsefi popülaritesini kaybetmeye başlamıştır. Filozoflar kurgusal ve retoriksel problemlerle değil de doğrudan insan hayatını ilgilendiren ve insana etki eden benlik, özgürlük, anlam, yaşam, ölüm vs. gibi varoluşsal sorunlar üzerinde düşünmeye başladılar. Dönemin travmasını yaşayanlardan biride şüphesiz Karl Jaspers'tır. Jaspers'ın düşünceleri tam da böyle bir ortamda filizlenmiştir. Jaspers, Nietzsche'den ve Kierkegaard'tan ciddi bir şekilde etkilenmiştir. Jaspers'ın tepkisi Hegel sonrası modernizm ve makineleşme sonucu insanın insani kimliğini kaybetmesi, felsefenin salt bilime indirgenmesi ve yaşamın bilimsel gerçeklik üzerine inşa edilmesinedir. Cevizci'nin ifadesi ile Jaspers, ‚pozitivizmin ve idealizmin sunduğu dünya görüşlerinde, bireye, kararlara, kişisel seçim, kaygı ve özgürlüğe yer yoktur‛. Jaspers'e göre, bu durum varolan birey için bir felakettir. 1
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Degisi, 2012
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, hakemli ve bilimsel bir süreli yayın organıdı... more Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, hakemli ve bilimsel bir süreli yayın organıdır. Yılda iki sayı olarak yayımlanır. Dergide yayımlanan yazıların her türlü içerik sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazılar, yayıncı kuruluştan izin alınmadan kısmen veya tamamen bir başka yerde yayımlanamaz.
Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
In this study, examined the opinions of Messai philosophers concerning the term grace. The concep... more In this study, examined the opinions of Messai philosophers concerning the term grace. The concept grace is a term that encompasses the relationship between God-universe and human. Al-Farabi evaluates the grace within emanation theory, goodness-evil and happiness. The philosopher explains the emanation theory with divine grace. Because the world that exists with emanation theory has a share from the existence of God and is in need of divine grace in order to survive. Therefore, emanation shows that grace is continuous. Emanation theory is also the best way to make sense of the existence of evil. Avicenna evaluates as emanate by God in a goodness design. In other words, Avicenna emphasizes the order of goodness in the world with this term. Averroes dealt with the grace the existence of God as a separate evidence. The whole world is created by the generosity and grace of God. The philosopher uses the term continuous creation to express this creation. Therefore, God's grace in the world maintains continuously and uninterruptedly. According to philosopher, human is compatible with the universe. This compatible point out the existence of God is grace evidence.
Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik,... more Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic ACADEMIC JOURNAL, 2015
Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies ... more Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies Dergisi'nde yayınlanan tüm yazıların, dil, bilim ve hukukî açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları www.turkishstudies.net'e aittir. Yayıncının yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen herhangi bir şekilde basılamaz, çoğaltılamaz. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar iade edilmez. Dergide yer alan yazıların dijital baskı, grafik tasarım, DOI numaralarının alınması ve uluslararası indeslere tanıtılması gibi işlemler Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketi tarafından ücret karşılığında yapılmaktadır. Dergide basım kararı alınan yazıların sahipleri yazılarının tasarım, yayın ve indeks masraflarını Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketine öderler.
Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic ACADEMIC JOURNAL, 2015
Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies ... more Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlananuluslararasıhakemli bir dergidir. Turkish Studies Dergisi'nde yayınlanan tüm yazıların, dil, bilim ve hukukî açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları www.turkishstudies.net'e aittir. Yayıncının yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen herhangi bir şekilde basılamaz, çoğaltılamaz. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar iade edilmez. Dergide yer alan yazıların dijital baskı, grafik tasarım, DOI numaralarının alınması ve uluslararası indeslere tanıtılması gibi işlemler Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketi tarafından ücret karşılığında yapılmaktadır. Dergide basım kararı alınan yazıların sahipleri yazılarının tasarım, yayın ve indeks masraflarını Alko Dijital Baskı ve Grafik Tasarım şirketine öderler.
Din ve Bilim Çatışması Bağlamında Pandemi ve Aşı Karşıtlığı: Batı Düşüncesinde Tarihsel Bir Soruş... more Din ve Bilim Çatışması Bağlamında Pandemi ve Aşı Karşıtlığı: Batı Düşüncesinde Tarihsel Bir Soruşturma
BEYTULHIKME An International Journal of Philosophy , 2022
Şehirler, ormanlar, denizler ve gökyüzünün oluşturduğu insanı kuşatan varlık dünyasına çevre deni... more Şehirler, ormanlar, denizler ve gökyüzünün oluşturduğu insanı kuşatan varlık dünyasına çevre denilmektedir. Bu mekanlar insan gibi tüm canlıların yaşam alanıdır. İnsan bu alanların bir parçası olmasına rağmen zamanla buralara zarar vermeye başladı. Teknik ilerlemeye paralel olarak ağaçlar kesildi, toprak ve sular kirlendi ve gökyüzü zehirlenmeye başladı. Çevre sorunları insanın ve tüm canlı türlerinin geleceğini yok etmeye başladı. Bu sebeple düşünürler yaşanan bu sorunların üstesinden gelmek için çözüm üretmeye başladılar. Bu amaçla yeni çevre kuramları ve çevre ahlakı ilkeleri geliştirdiler. Bu süreçte şüphesiz insanlığa yol gösteren ve evrensellik iddiasında bulunan İslam inancının da yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerileri de bulunmaktadır. Gerek Kuran-ı Kerim’de ve gerekse Hz. Muhammed’in yaşamında çevre önemli bir yere sahipti. Ancak dönemleri itibariyle yıkıcı çevre felaketleri olmadığı için İslam alimleri konuya yönelik sistematik bir söylemde bulunmadılar. Ancak bugün Müslümanların çevreye nasıl bakmaları gerektiğine dair sistematik bir çevre kuramı oluşturma zorunluluğu doğmuştur. Çünkü birçok akademik sirkülerde İslam dininin çevre ilkeleri sıklıkla sorulmaktadır. İşte biz bu makalede İslam çevre ahlakına dair bir yöntem ve kuram geliştirme denemesinde bulunacağız. İddiamız görece olup bu konuda çalışma yapmak isteyen bilim insanlarına perspektif sunma amacı taşımaktadır.
Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları -2- Ruh Ölüm ve Ötesi, 2019
İnsanoğlunun üzerinde en fazla düşündüğü konulardan biride şüphesiz ölümdür. Ölüm üzerinde bu kad... more İnsanoğlunun üzerinde en fazla düşündüğü konulardan biride şüphesiz ölümdür. Ölüm üzerinde bu kadar fazla düşünülmesinin nedeni ölümümün bilinçli bir şekilde tam olarak tecrübe edilememesinden kaynaklanan kaygı ve ona eşlik eden korkudur. Şu halde insanların üzerinde çok konuşmasına rağmen bir türlü tatmin edici bir bilgi alamadığı ölüm nedir? Kimilerine göre bir yok oluş ve anlamsızlık, kimilerine göre ise gerçek yaşamın başlangıcı.
Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları -2- Ruh Ölüm ve Ötesi, 2019
Göbekli Tepe is regarded as one of the oldest temples of the hu-
manity according to archaeologs.... more Göbekli Tepe is regarded as one of the oldest temples of the hu- manity according to archaeologs. In this work, by going back twelve thousand years, we will attempt both to provide information about this structure and to make interpretations by highlighting the theolog- ical and philosophical associations of this structure. In our study, we will examine Göbekli Tepe not from the perspective of archaeology and history of art but from that of philosophy of religion and religious symbolism. In our research, we benefit from the data of archeology and historical geography. The basic aim of this search is archaeological data that is obtained in the region and to evaluate these datas based on the historical geography and the history of religions. When it is, we have interpreted according to language of religion and religious symbolism. As a result, contrary to popular belief, we saw important reasons Göbekli Tepe area that is sacred structures, the people of the Stone Age is not primitive and faith is as old as humanity. We have reached the conclusion that must be rethought the development of human civilization on the Göebekli Tepe Temples. Our main objective is to connect Göbekli Tepe with philosophical and theological literature and to propose a method and subject as to how to accomplish this. Thus, our study is just an attempt at interpretation.
6. ULUSLARARASI AVRASYA SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2022
İnsanoğlu tarihin birçok döneminde doğal afetler ve salgınlarla yüzleşmiştir. Bu yüzleşme kimi za... more İnsanoğlu tarihin birçok döneminde doğal afetler ve salgınlarla yüzleşmiştir. Bu yüzleşme kimi zaman makul, meşru bilimsel temeller üzerine inşa edilirken zaman zaman irrasyonel ve anti hümanist tutumlar mücadelenin hareket noktasını oluşturmuştur. Biz bu çalışmada Orta çağ Hıristiyan dünyasında doğal afetler ve salgın hastalıklar mücadele yöntemi olarak büyücülük ve cadı avcılığını ele aldık. Bu kapsamda öncelikle dönemi itibariyle büyücülük ve cadılığın ne olduğunu tespit ettik. Cadıların özellikle kadınlar olarak tayin edilmesinin eril din yorumu açısından değerini sorguladık. Daha sonra resmi otoriteler ve özellikle kilisenin doğal afetler ve veba gibi salgın hastalıklarla mücadele niçin büyücüleri ve cadıları hedefe koyduğunu tartıştık. Görünen o kilise bir kısım şifacı hekimleri büyü yapmakla suçlamaktadır. Ayrıca cadı olduğunu iddia ettiği bir kısım kadınların şeytanla çiftleştiği ve şeytanın işlerini yaptığı düşüncesiyle yargılamaktadır. Bu suçlamalar tamamen sübjektif kanaatlere dayanmaktadır. Kilisenin ve dönemin hukukunun bu tavırları neredeyse Avrupa’nın tamamında yayılmıştı. Büyücüler ve cadıların özelliklerinin ne olduğu ve nasıl yargılanmaları gerektiğine dair kitaplar kaleme alınmıştı. Daha da kötüsü cadılıkla suçlanan kadınlar çok ağır işkencelere tabi tutulmaktadır. Bu hukuksuz ve anti hümanist tavırlarıyla kilise üç sonuç elde etmekteydi: 1) Kadınların zorla cadılıklarını itiraf ettiriyordu. 2) Suçlayacakları yeni isimleri itiraf etmelerini sağlıyordu. 2) Bu sayede hem salgın hastalıklarla mücadele ediyor hem de dini bir hizmeti yerine getiriyordu. Kilisenin ve onun etkisindeki hukukun bu insanlık dışı tavırları ve işkenceler artık insani olarak dayanılmaz boyutlara ulaştığında hem bir kısım kilise mensupları hem de devlet adamları ve hukukçular sürece itiraz etmeye başladılar. Tabi ki emprik tıp ilerlemeleriyle birlikte veba gibi salgın hastalık ve doğal afetlerle mücadele etmek daha bilimsel ve insani bir forma dönüşmeye başladı.
Uploads
Papers by Hasan Özalp
acı tecrübelerin en korkuncu ve yıkıcı olanı ise devletler eliyle yapılan savaşlardır. Bu savaşlarda
milyonlarca insan sakat kaldı veya öldü. İnsanlar yerlerinden yurtlarından oldular, mallarını
kaybettiler. Göç ettiler veya göçe zorlandılar. Günümüzde hala bu tür olaylara tanıklık ediyoruz.
Devletleri böyle yıkıcı ve yok edici savaşlara iten faktörler nedir? Peki düşünürler ve politikacılar
bu yaşananlardan ders çıkarabildi mi? İşte biz bu makalede devletleri böyle küresel ölçekte yıkıcı
savaşlara iten faktörlerin ne olduğuna dair İslam Siyaset düşünürü Farabi üzerinden cevaplar
aramaya çalışacağız. Farabi’ye göre devletler erdemli ve erdemsiz olmak üzere iki kısma ayrılır.
Erdemsiz devletlerde cahil, fasık, sapık ve değişmiş olmak üzere dört kısma ayrılır. Bu çalışmada
problem edindiğimiz konu, cahil şehirlerin bir parçası olan zorba şehirlerdir. Çünkü zorba şehirler
ve onların yöneticileri mal kazanmak, onur elde etmek ve kendi yaşam alanlarını genişletmek
için insanların kanlarını dökmeyi, mallarına el koymayı ve şehirleri yıkıma uğratmayı hayatın
bir amacı olarak algılamaktadırlar. Ayrıca çalışmamızda bu tür devletlere karşı neler yapılabilir
sorusuna cevap arayacağız.
acı tecrübelerin en korkuncu ve yıkıcı olanı ise devletler eliyle yapılan savaşlardır. Bu savaşlarda
milyonlarca insan sakat kaldı veya öldü. İnsanlar yerlerinden yurtlarından oldular, mallarını
kaybettiler. Göç ettiler veya göçe zorlandılar. Günümüzde hala bu tür olaylara tanıklık ediyoruz.
Devletleri böyle yıkıcı ve yok edici savaşlara iten faktörler nedir? Peki düşünürler ve politikacılar
bu yaşananlardan ders çıkarabildi mi? İşte biz bu makalede devletleri böyle küresel ölçekte yıkıcı
savaşlara iten faktörlerin ne olduğuna dair İslam Siyaset düşünürü Farabi üzerinden cevaplar
aramaya çalışacağız. Farabi’ye göre devletler erdemli ve erdemsiz olmak üzere iki kısma ayrılır.
Erdemsiz devletlerde cahil, fasık, sapık ve değişmiş olmak üzere dört kısma ayrılır. Bu çalışmada
problem edindiğimiz konu, cahil şehirlerin bir parçası olan zorba şehirlerdir. Çünkü zorba şehirler
ve onların yöneticileri mal kazanmak, onur elde etmek ve kendi yaşam alanlarını genişletmek
için insanların kanlarını dökmeyi, mallarına el koymayı ve şehirleri yıkıma uğratmayı hayatın
bir amacı olarak algılamaktadırlar. Ayrıca çalışmamızda bu tür devletlere karşı neler yapılabilir
sorusuna cevap arayacağız.
manity according to archaeologs. In this work, by going back twelve
thousand years, we will attempt both to provide information about
this structure and to make interpretations by highlighting the theolog-
ical and philosophical associations of this structure. In our study, we
will examine Göbekli Tepe not from the perspective of archaeology
and history of art but from that of philosophy of religion and religious
symbolism. In our research, we benefit from the data of archeology
and historical geography. The basic aim of this search is archaeological
data that is obtained in the region and to evaluate these datas based
on the historical geography and the history of religions. When it is,
we have interpreted according to language of religion and religious
symbolism. As a result, contrary to popular belief, we saw important
reasons Göbekli Tepe area that is sacred structures, the people of the
Stone Age is not primitive and faith is as old as humanity. We have
reached the conclusion that must be rethought the development of human civilization on the Göebekli Tepe Temples. Our main objective is
to connect Göbekli Tepe with philosophical and theological literature
and to propose a method and subject as to how to accomplish this.
Thus, our study is just an attempt at interpretation.