Papers by Mehmet Dağistan
deu.mitosweb.com
Millet orduya; kendi içinden teslim etmiş evladını, düşman tecavüzüne maruz kalan mıntıkaların mü... more Millet orduya; kendi içinden teslim etmiş evladını, düşman tecavüzüne maruz kalan mıntıkaların müdafaasına, düşman tasallûtuna uğrayan kardeşlerinin hayatının muhafazasına memur etmeğe mecbur olmuştu. İşte buna kuvayi milliye diyoruz ve bütün kâinat böyle diyor" şeklinde tanımlanan Kuva-yı Milliye, başlatılan haksız işgallere karşı ülkenin korunması ve savunmasının sağlamlaştırılıp pekiştirilmesi ve birliğin sağlanmasını hedeflemiş böyle bir durum, direnmenin ve meşrulaşma çabalarının başlangıcı olmuştur. Kuva-yı Milliye, TBMM Hükümetinin otoritesini egemen kılacak, içeride güvenliği sağlayacak bir kuvvet olmuş, düzenli orduya geçiş öncesinde disiplin sağlamaya çalışmıştır. Yunan ordusunun taarruzlarına düzensiz ve gayri nizami kuvvetlerle karşı konulamaması Kuva-yı Milliye'yi ve zamanla suiistimale yönelen yapısını tartışılır hale getirmiş, TBMM'nin gizli ve açık celselerinde Kuva-yı Milliye gündemin konusu olmuştur. "Kanaati gayet sağlam olan insanlardan, efrattan müteşekkil olan cesur" ve "Pek müteredditler veya korkaklar"ın giremedikleri" bir heyet olarak nitelendirilen Kuva-yı Milliye, yapılan müzakereler neticesi lağvedilmiş ancak, Millî Mücadele içerisindeki yararlılığı ve rolü unutulmamış olan direniş kuvvetleri olarak kalmıştır.
Özet
Türkiye Büyük Millet Meclisi, başlatılan haksız işgaller ve bu işgaller karşısında, Mustafa... more Özet
Türkiye Büyük Millet Meclisi, başlatılan haksız işgaller ve bu işgaller karşısında, Mustafa Kemal Paşa'nın ön ayak olduğu direnmenin ve meşrulaşma çabalarının bir neticesi olarak ortaya çık-mıştır. TBMM Hükümeti, olağanüstü şartlar altında ve bu şartların gerektirdiği istikamette ka-rarlar almak zorunluluğunu hissederek 29 Nisan 1920'de 2 nolu kararla Hıyanet-i Vataniye Ka-nunu'nu kabul etmiştir. Millî Mücadele döneminin en çetin günlerinde bu kanunun TBMM tarafından çıkarılıp yürürlüğe konması, vatanın ve milletin kurtuluşu açısından bir dönüm nok-tası olmuştur. Kanunun kabulü ile TBMM'nin meşruluğu perçinlenip bir kez daha tescil edilmiş, kanun doğrultusunda ve içerisinde milletin yüksek çıkarları aleyhine yapılan haksız eylemlerin bertaraf edilme yolu tutulmuştur.
Abstract
The Turkish Grand National Assembly (TGNA) came forward as a result of the resistance and legitimization efforts led by Mustafa Kemal Pasha against the unfairly launched invasions. Feeling obliged to make decisions under exceptional circumstances and in the direction required by these circumstances, TGNA Government accepted the Law of Treason (Hıyanet-i Vataniye Kanunu) with the resolution no.2 on 29 April 1920. The enforcement of this law by TGNA in the most inconvenient days of the national struggle was a milestone in the salvation process of our homeland and nation. After this law was accepted, legitimateness of TGNA was consolidated and registered once again, and unfair actions to the detriment of national interests were started to be obviated inside and in the direction of the law.
Uploads
Papers by Mehmet Dağistan
Türkiye Büyük Millet Meclisi, başlatılan haksız işgaller ve bu işgaller karşısında, Mustafa Kemal Paşa'nın ön ayak olduğu direnmenin ve meşrulaşma çabalarının bir neticesi olarak ortaya çık-mıştır. TBMM Hükümeti, olağanüstü şartlar altında ve bu şartların gerektirdiği istikamette ka-rarlar almak zorunluluğunu hissederek 29 Nisan 1920'de 2 nolu kararla Hıyanet-i Vataniye Ka-nunu'nu kabul etmiştir. Millî Mücadele döneminin en çetin günlerinde bu kanunun TBMM tarafından çıkarılıp yürürlüğe konması, vatanın ve milletin kurtuluşu açısından bir dönüm nok-tası olmuştur. Kanunun kabulü ile TBMM'nin meşruluğu perçinlenip bir kez daha tescil edilmiş, kanun doğrultusunda ve içerisinde milletin yüksek çıkarları aleyhine yapılan haksız eylemlerin bertaraf edilme yolu tutulmuştur.
Abstract
The Turkish Grand National Assembly (TGNA) came forward as a result of the resistance and legitimization efforts led by Mustafa Kemal Pasha against the unfairly launched invasions. Feeling obliged to make decisions under exceptional circumstances and in the direction required by these circumstances, TGNA Government accepted the Law of Treason (Hıyanet-i Vataniye Kanunu) with the resolution no.2 on 29 April 1920. The enforcement of this law by TGNA in the most inconvenient days of the national struggle was a milestone in the salvation process of our homeland and nation. After this law was accepted, legitimateness of TGNA was consolidated and registered once again, and unfair actions to the detriment of national interests were started to be obviated inside and in the direction of the law.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, başlatılan haksız işgaller ve bu işgaller karşısında, Mustafa Kemal Paşa'nın ön ayak olduğu direnmenin ve meşrulaşma çabalarının bir neticesi olarak ortaya çık-mıştır. TBMM Hükümeti, olağanüstü şartlar altında ve bu şartların gerektirdiği istikamette ka-rarlar almak zorunluluğunu hissederek 29 Nisan 1920'de 2 nolu kararla Hıyanet-i Vataniye Ka-nunu'nu kabul etmiştir. Millî Mücadele döneminin en çetin günlerinde bu kanunun TBMM tarafından çıkarılıp yürürlüğe konması, vatanın ve milletin kurtuluşu açısından bir dönüm nok-tası olmuştur. Kanunun kabulü ile TBMM'nin meşruluğu perçinlenip bir kez daha tescil edilmiş, kanun doğrultusunda ve içerisinde milletin yüksek çıkarları aleyhine yapılan haksız eylemlerin bertaraf edilme yolu tutulmuştur.
Abstract
The Turkish Grand National Assembly (TGNA) came forward as a result of the resistance and legitimization efforts led by Mustafa Kemal Pasha against the unfairly launched invasions. Feeling obliged to make decisions under exceptional circumstances and in the direction required by these circumstances, TGNA Government accepted the Law of Treason (Hıyanet-i Vataniye Kanunu) with the resolution no.2 on 29 April 1920. The enforcement of this law by TGNA in the most inconvenient days of the national struggle was a milestone in the salvation process of our homeland and nation. After this law was accepted, legitimateness of TGNA was consolidated and registered once again, and unfair actions to the detriment of national interests were started to be obviated inside and in the direction of the law.