Papers by Mustafa Bostancı
Istanbul University - DergiPark, Jun 15, 2022
de Anlaşması ile Hicaz, Necid ve ona bağlı yerlerin mutlak ve kesin bağımsızlığı tanınmış ve hac ... more de Anlaşması ile Hicaz, Necid ve ona bağlı yerlerin mutlak ve kesin bağımsızlığı tanınmış ve hac ibadetinde, Britanya vatandaşlarına ve Britanya'nın koruması altındaki Müslümanlara kolaylık sağlanması hususu onaylanmıştır. Diğer taraftan, İbn-i Suud İngiliz koruması altındaki şeyhler ile dostane ve barışçı münasebetlerde bulunmaya söz vermiştir. Bu araştırmada, Cidde Anlaşması'nın imzalanmasına giden süreçte İngiltere ile İbn-i Suud arasındaki görüşmeler özellikle İngiliz arşiv belgelerine göre aydınlatılmaya ve değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2018
Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi
Used to express mass media that provides one-way communication such as television, newspaper, rad... more Used to express mass media that provides one-way communication such as television, newspaper, radio and magazine, digital media, which takes the place of traditional media and gives the opportunity to communicate interactively, has become one of the indispensables of humanity. In this context, the Internet news portal of Die Welt, which has a high impact in Germany, started its broadcasting life in 1995. Die Welt, which managed to reach the level of multimedia news centre in a short time, continues its activities by growing day by day and reaching more readers. In our study, based on selected news on the portal, Alevis, Alevism, Islam, religious practices (headscarf, alcohol, prayer, fasting, etc.), integration policies and articles published on Turkey, it was aimed to reach what information is given about Alevism and Alevis in Germany. While doing this, the articles written by A. Posener, F. Schindler, F. Peters, H. Hirsch, K. Eigendorf, Ö. Muzlu, T. Stoldt in Die Welt were used. I...
Televizyon, gazete, radyo ve dergi gibi tek yönlü iletişim sağlayan kitle iletişim araçlarını ifa... more Televizyon, gazete, radyo ve dergi gibi tek yönlü iletişim sağlayan kitle iletişim araçlarını ifade etmek üzere kullanılan; geleneksel medyanın yerini alan ve interaktif (etkileşimli) iletişim kurma fırsatı veren dijital medya, insanlığın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Bu bağlamda, Almanya'da yüksek etkisi bulunan Die Welt'e ait internet haber portalı 1995 yılında yayın hayatına başlamıştır. Kısa sürede multimedya haber merkezi seviyesine ulaşmayı başaran Die Welt, gün geçtikçe büyüyerek ve daha fazla okuyucuya ulaşarak faaliyetlerine devam etmektedir. Çalışmamızda portalda yer alan seçilmiş haberlerde Aleviler, Alevilik, İslâmiyet, dinî ibadetler (başörtüsü, alkol, namaz, oruç vb.), bütünleşme politikaları ve Türkiye gibi konularda yayımlanmış yazılar esas alınarak; Almanya'da Alevilik ve Aleviler hakkında hangi bilgilere yer verildiğine ulaşılmak istenmiştir. Bunlar yapılırken de A
Cumhuriyet Medical Journal, 2015
Leiomyomas are the most common benign esophageal neoplasms. Surgical treatment is the therapy of ... more Leiomyomas are the most common benign esophageal neoplasms. Surgical treatment is the therapy of choice for such tumors. In this study, we submitted results of 6 patients with distal esophageal leiomyomas who underwent surgical treatment during a 5-year period. The aim of the current study was to evaluate the long-term outcomes of patients with leiomyoma located at distal esophagus who had undergone distal esophagectomy and esophagogastrostomy. Method: Demographic features, clinical and laboratory findings including symptoms, diagnosis, histopathology, and results of surgical treatment were examined. Results: 6 patients (four women, two men; mean age 48.8y) were operated due to leiomyoma located at the lower esophagus. The most common symptoms were dysphagia and dyspepsia. Distal esophagectomy and esophagogastrostomy was performed to all patients with a median laparathomy and a right posterolateral thoracotomy. All patients were relieved from their symptoms without postoperative mortality, while pneumonia was occured in one patient which is treated medically. Conclusions: Esophageal leiomyoma is a benign tumor which becomes symptomatic in large seizes. Surgical resection is considered to be effective for distal esophageal leiomyomas, without complications.
Gazi Akademik Bakış, 2013
The base of Baghdad Pact, which was organized for the purposes of preventing penetration of the S... more The base of Baghdad Pact, which was organized for the purposes of preventing penetration of the Soviet Union into Middle East, was laid by a convention entered by and between Turkey and Iraq on February 24, 1955, and Iran, Pakistan and England joined the pact at a later date. Effects of Baghdad Pact, which alienated Turkey from the region while reinforcing anti-western camp, on Arabian society were not positive at all; particularly Egypt protested against this pact accepting it to be the heaviest strike on Arabian Union. No Arabian state other than Iraq has taken part in this convention, which is kept open to member states of Arabian Union as well as governments of Middle East wishing to create cooperation. Iraq Government officially announced its secession from Baghdad Pact in 1959 upon the military coup of General Kasım, which was replaced by a new convention including the USA with the new center in Ankara. The name of pact was changed to be Central Treaty Organization (CENTO). Or...
Osmanli Devleti’nin Birinci Dunya Savasi’ni kaybetmesi ve yikilmasi uzerine Necid Emiri Ibn-i Suu... more Osmanli Devleti’nin Birinci Dunya Savasi’ni kaybetmesi ve yikilmasi uzerine Necid Emiri Ibn-i Suud, Hicaz’i topraklarina katarak kendisini 1926’da Hicaz ve Necid Krali ilan etmis, 1932’de ise ulkenin ismini Suudi Arabistan Kralligi olarak degistirmistir. Turkiye, Ibn i Suud’un Kralligini ilk taniyan devlet olmus ve iki ulke arasinda 3 Agustos 1929 tarihinde bir Dostluk Anlasmasi imzalamistir. Iki ulke iliskileri 1970’lerin sonlarina kadar istenilen duzeyde gelisme gostermemis ve mesafeli bir yaklasim sergilenmistir. 1980’li yillarda ikili iliskilerde ciddi bir hareketlenme ve yakinlasma saglanmistir. Bu baglamda Şubat 1984’te Cumhurbaskani Kenan Evren’in yaptigi ziyaretin ardindan ayni yilin Eylul ayinda Prens Abdullah bin Abdulaziz Turkiye’yi ziyaret etmis, Mart 1985’te de Basbakan Turgut Ozal Suudi Arabistan’a bir ziyaret gerceklestirmistir. Ozellikle Kenan Evren’in Ziyareti, geleneksel Turk dis politikasinin disina cikildigi izlenimi vermesi bakimindan incelenmeye deger nitelikte...
Osmanli ordulari Mondros Mutarekesi geregi terhis edilince, ordu yeni bir duzenlemeye tabi tutulm... more Osmanli ordulari Mondros Mutarekesi geregi terhis edilince, ordu yeni bir duzenlemeye tabi tutulmus ve memlekette asayisin saglanmasina yonelik olarak mufettislik teskilati kurulmustur. Bu teskilatin kurulmasiyla, Osmanli Ordusu bir bakima savunma teskilatina donmustur. Ordu mufettisi olarak atanan kisiler padisahin ve hukumetin guvenini kazanmis vatanperver kisilerdi. Bu mufettisliklerden birisi de bu donemle ilgili yapilan calismalarda goz ardi edilen Fevzi Pasa’nin riyasetindeki Birinci Ordu Mufettisligidir (digeri de II. Ordu Mufettisligidir). Hâlbuki Fevzi Pasa da ayni donemde Mustafa Kemal Pasa ile benzer bir vazifede bulunmus ve Mutareke sonrasi oldukca kritik bir vazife ifa etmistir. Ustelik Mustafa Kemal Pasa’nin yaptigi isin tarihi surecteki yerinin ve oneminin kavranmasi bakimindan da Birinci Ordu Mufettisligi, incelemeye deger bir konudur. Merkezi Istanbul olan I. Ordu Mufettisligi, 1. , 14. ve 25. Kolordulardan olusmaktadir. Mufettisligin sorumluluk alaninda butun Rumel...
Kastamonu dogumlu olan Talat Mumtaz, bir sure ilkokul ve lise ogretmenligi yapmis, yurdun cesitli... more Kastamonu dogumlu olan Talat Mumtaz, bir sure ilkokul ve lise ogretmenligi yapmis, yurdun cesitli sehirlerinde Milli Egitim Mudurlugu ve Kastamonu Abdurrahmanpasa Lisesi Mudurlugu gorevlerinde bulunduktan sonra, memuriyetten ayrilarak ticari hayata atilmistir. Ticaret hayatinda da memuriyette oldugu gibi ustun basari gostermis; bircok sirket kurarak, yoneticiligini yurutmustur. Talat Mumtaz, Halk Bilgisi Dernegi ve Halkevleri donemlerinde cok iyi bir folklor derlemeci ve arastirmacisiydi. Kastamonu tarihi ve Turk kulturuyle ilgili bircok eser vermistir. Ticarete atildiktan sonra islerinin coklugu sebebiyle Kastamonu kultur hayatiyla eskisi kadar ilgilenememis, Istanbul’da sirketlerinin islerini takip etmistir. Şimdiye kadar Kastamonu tarihine iliskin cesitli ve teferruatli calismalar, gerek akademik camiada, gerekse bu ise merakli arastirmacilar tarafindan yapilmistir. Bu calismalarin ozellikle son yillarda arttigi bir vakiadir. Kastamonu kent tarihine iliskin yeni belgeler bulunduk...
Gazi Akademik Bakış, 2013
Sovyetler Birligi'nin Ortadogu'ya nufuz etmesini onlemeye yonelik olarak kurulan Bagdat P... more Sovyetler Birligi'nin Ortadogu'ya nufuz etmesini onlemeye yonelik olarak kurulan Bagdat Pakti'nin temelleri Turkiye ile Irak arasinda 24 subat 1955'te yapilan anlasmayla atilmis, Iran, Pakistan ve Ingiltere Pakta sonradan katilmistir. Bati karsiti kampi guclendirirken, Turkiye'yi bolgede yabancilastiran Bagdat Pakti'nin Arap alemindeki etkileri hic de muspet olmamis, ozellikle Misir bu Pakti Arap Birligi'ne karsi en agir darbe sayarak siddetle karsi cikmistir. Arap Birligi'ne uye devletlere ve isbirligi yapmak isteyen Ortadogu devletlerine acik tutulan bu antlasmaya Irak'tan baska hic bir Arap devleti katilmamistir. General Kasim'in yaptigi askeri darbeden sonra Irak Hukumeti, 1959'da Bagdat Pakti'ndan resmen ayrildigini aciklamis, yerine ABD'nin dahil oldugu yeni bir anlasma yapilarak Paktin merkezi Ankara olmus, Paktin adi da Merkezi Antlasma Orgutu (CENTO) olarak degistirilmistir. Orgut, 1979 Iran Islam Devriminden sonra tarihi ...
Anadolu'da Milli Mucadele birliginin kurulmasinin ikinci adimi Erzurum Kongresi ile atilmisti... more Anadolu'da Milli Mucadele birliginin kurulmasinin ikinci adimi Erzurum Kongresi ile atilmistir. Amasya Genelgesi'nden sonra Istanbul ve askerlikle iliskisi kesilen Mustafa Kemal'e, basta Kâzim Karabekir olmak uzere Anadolu'daki komutan ve mulki amirlerin buyuk bir cogunlugu verdikleri destegi surdurmuslerdir. Amasya Genelgesi'nde yer aldigi gibi, Mustafa Kemal bu donemde milli bir kongre toplayarak, milli mucadele ile ilgili tum faaliyetleri birlestirmeyi planliyordu. Kâzim Karabekir ise milli bir kongreden once Dogu illeri icin bolgesel bir kongre toplanmasinin faydali olacagi gorusundeydi. Mustafa Kemal yerel bir kongreye karsi olmasina ragmen, Kâzim Karabekir ve Dogu Anadolu Mudafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin israrlari karsisinda bir kongre toplanmasini ve kongreye katilmayi kabul etmistir. Kongre, 10 Temmuz'da toplanmasi kararlastirilmis olmasina ragmen, 23 Temmuz'da bir okul salonunda 56 delege ile calismalarina baslamistir. Mustafa Kemal'in davetl...
Gazi Akademik Bakış, 2016
Mondros Mutarekesi geregi ordular lagvedilince Osmanli ordusu yeniden duzenlemeye tabi tutulmust... more Mondros Mutarekesi geregi ordular lagvedilince Osmanli ordusu yeniden duzenlemeye tabi tutulmustur. Anadolu’nun Mutareke’den sonra dusmanlar tarafindan isgal edilecegini ongoren Osmanli yoneticileri, vatanin kurtarilmasina yonelik olarak ordu mufettisligi teskilatinin kurulmasini kararlastirmislardir. Bu teskilatinin kurulmasiyla, Osmanli Ordusu gorunuste seferi kadro duzeninden hazeri kadro teskilatina geri donmustur. Mufettis olarak atanan kisiler vatanperver ve padisahin ve hukumetin guvenini kazanmis kisilerdi. Bu mufettisliklerden birisi de bu donemle ilgili yapilan calismalarda goz ardi edilen Mersinli Cemal Pasa’nin riyasetindeki II. Ordu(Yildirim) Kitaat-i Mufettisligidir. Hâlbuki Cemal Pasa da ayni donemde Mustafa Kemal Pasa ile benzer bir vazifede bulunmustur ve Mutareke sonrasi millet ve memleketin kurtarilmasi bakimindan oldukca muhim bir vazife ifa etmistir. Ustelik Mustafa Kemal Pasa’nin yaptigi isin tarihi surecteki yerinin ve oneminin kavranmasi bakimindan da II. Ordu Mufettisligi, incelemeye deger bir rol oynamistir. Merkezi Konya olan mufettisligin sorumluluk alaninda Izmir, Konya, Ankara, Kastamonu, Antalya, Kayseri, Eskisehir, Kutahya, Afyon mintikasi yer almaktaydi. Bu mintika, Ingiliz, Fransiz, Italyan ve Yunan tesir bolgesinde bulunmasi bakimindan oldukca onemliydi. II. Ordu Mufettisligi, vatanin kurtarilmasina yonelik faaliyetlerin yurutulmesinde, sorumluluk sahasiyla ilgili olarak guvenligin saglanmasinda, duzensizliklerin sebeplerinin tespiti ve onlenmesinde, istihbarat faaliyetlerinde, milli birlik ve butunlugun saglanmasinda ve dusmana karsi direnis ruhunun guclenmesinde cok onemli roller oynamistir. Bu calismada, Mutareke doneminde II. Ordu Mufettisliginin rolu, ozellikle arsiv belgelerine gore aydinlatilmaya ve degerlendirilmeye calisilmistir.
Gazi Akademik Bakış, 2014
Birinci Dunya Savasi sirasinda Kizildeniz ve Arap Yarimadasi’nin en onemli olaylari Hicaz’da basl... more Birinci Dunya Savasi sirasinda Kizildeniz ve Arap Yarimadasi’nin en onemli olaylari Hicaz’da baslamistir. Bolgenin dini, siyasi ve askeri onemi, hem Osmanli hem de Ingilizlerin sadece bolgesel hesaplar gutmekten ziyade, daha buyuk ve daha genis capli sonuclar elde etmek acisindan Mekke Emiri Şerif Huseyin’i kazanmaya calismalarina sebep olmustur. Birinci Dunya Savasi boyunca Osmanli Devleti, Hicaz’daki kutsal sehirleri korumaya calismis, ancak buralara yeterli asker, malzeme ve silah destegi saglayamamistir. 1916 yilinda Ingilizlerin kiskirtmasiyla Hasimi Araplari Osmanli Devleti’ne karsi ayaklanmis, Mekke Emiri Şerif Huseyin bagimsizligini ilan ederek Hicaz’in buyuk bolumunu ele gecirmistir. Hicaz’daki Osmanli direnisinin sembolu Medine mudafaasi olmustur. Bin bir guclukle Medine’yi Birinci Dunya Savasi sonuna kadar savunan Fahrettin Pasa, Mondros Mutarekesi’nden bir muddet sonra, Ocak 1919’da teslim olmustur. Bu suretle Osmanli Devleti, asirlarca idare etmis oldugu kutsal topraklardan cekilmistir
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 2015
In the new political surroundings formed after the Turkish Federated State of Cyprus (TFSC) was p... more In the new political surroundings formed after the Turkish Federated State of Cyprus (TFSC) was proclaimed, inter-communal negotiations were continued by the attempts of the Turkish side taking initiative on the purpose of achieving a realistic, politically equal and sustainable agreement for the Cyprus conflict. Nevertheless, a 'long-term combating strategy' implemented by the Greek-Greek Cypriot duo and particularly Papandreu's policy of carrying the Cyprus question onto international platform blocked to have a result by negotiations. Having attempted intensively, the Greek Cypriots placed inter-communal talks on one side and put the conflict on the agenda of the United Nations. Prepared by the Non-aligned countries, the resolution of 13 May 1983 that clearly supported the Greek Cypriot side was adopted by U.N. General Assembly, which attracted harsh reactions from Ankara. Therefore, Turkey and the Turkish Cypriots definitely rejected this resolution. This resolution of the U.N. General Assembly unavoidably required Turkey to make new policies. As the inter-communal talks were deadlocked and the new attempts remained inconclusive, the Assembly of TFSC, taking a historical resolution on 15 November 1983, proclaimed independent Turkish Republic of Northern Cyprus (TRNC). Upon this progress some developments came into question. In this article, the proclamation of Turkish Republic of Northern Cyprus and its repercussions have been tried to enlightened and evaluated according to Turkish press in particular.
Cilt 15, Sayı 30 (2022) by Mustafa Bostancı
Suudi Arabistan Devleti’nin kurucusu Abdülaziz İbn-i Suud, Arabistan Yarımadası’nda gücünü artırm... more Suudi Arabistan Devleti’nin kurucusu Abdülaziz İbn-i Suud, Arabistan Yarımadası’nda gücünü artırmak için İngilizlerle iş birliği yapmış ve 26 Aralık 1915 tarihinde Britanya ile özel bir antlaşma imzalamıştır. Antlaşmaya göre Abdülaziz’in elde ettiği yerlerin idaresi onun tasarrufunda olacak, kendisinden sonra da yönetim evlatlarına geçecekti. Fakat bu toprakları yönetenler hiçbir biçimde İngiltere’nin karşısında yer almayacaklardı. I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devleti’nin mağlubiyeti ile neticelenmesi üzerine İbn-i Suud güçleri, 1921’den sonra Hâil, Tâif, Mekke, Medine ve Cidde’yi de elde etmiştir. Abdülaziz İbn-i Suud, 5 Aralık 1924’te Necid ve Hicaz kralı ilân edilmiş, 20 Mayıs 1927’de Britanya ile imzalanan Cidde Anlaşmayla “Necid ve Hicaz Krallığı” bağımsız bir devlet statüsü kazanmıştır. 1932’de ise devletin adı “Suudi Arabistan Krallığı” olarak değiştirilmiştir. Devletin bağımsızlık sürecinde İngiltere ile imzalanan ve 1915 anlaşmasının tadili niteliğindeki Cidde Anlaşması oldukça önemlidir. Cidde Anlaşması ile Hicaz, Necid ve ona bağlı yerlerin mutlak ve kesin bağımsızlığı tanınmış ve hac ibadetinde, Britanya vatandaşlarına ve Britanya’nın koruması altındaki Müslümanlara kolaylık sağlanması hususu onaylanmıştır. Diğer taraftan, İbn-i Suud İngiliz koruması altındaki şeyhler ile dostane ve barışçı münasebetlerde bulunmaya söz vermiştir. Bu araştırmada, Cidde Anlaşması’nın imzalanmasına giden süreçte İngiltere ile İbn-i Suud arasındaki görüşmeler özellikle İngiliz arşiv belgelerine göre aydınlatılmaya ve değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Uploads
Papers by Mustafa Bostancı
Cilt 15, Sayı 30 (2022) by Mustafa Bostancı