Ömer Nasuhi Bilmen, gelenekçi bir Osmanlı âlimidir.
Eserleriyle ilmî dünyamıza zengin katkılarda ... more Ömer Nasuhi Bilmen, gelenekçi bir Osmanlı âlimidir. Eserleriyle ilmî dünyamıza zengin katkılarda bulunmuştur. Klasik yönü ağır basan Bilmen, kitaplarında birçok hadis nakletmiştir. Ancak bu hadisleri bazen metniyle ve mealini birlikte, bazen sadece metnini bazen de sadece mealini vermekle yetinmiştir. Şüphesiz ki Bilmen’in düşünce yapısını oluşturan unsurlardan birisi de hadislerdir. Ona göre, Hz. Peygamber’in hadisleri esasen Kur'ân-ı Kerîm'e dayanmaktadır. Bilmen, eserlerinde naklettiği hadislerin sıhhat derecelerine ise pek değinmez. Ancak zayıf hadisin terğîb, terhîb ve faziletle ilgili konularda delil alınabileceği görüşüne sahiptir. Bundan dolayı eserlerinde zayıf hatta uydurma birçok rivayet vardır. Bilmen, gerek Hz. Peygamber’e ve gerekse ashabına karşı büyük bir hürmet göstermektedi
272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavra... more 272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavramı, aslında yeni bir mefhum değildir. O, tarihin her anında var olmasına rağmen, içinde yaşadığımız asrın zalimce uygulamaları yüzünden yeniden gündeme gelmiş ve popüler olmuştur. Asrımızın insanı, savaşlar ve ekonomik nedenler sebebiyle mutsuzluk içerisindedir. Yapılan ilmî toplantılarda batı dünyasının bu mutsuz durumdan kurtulmak, dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek, bireysel ve toplumsal huzuru sağlamak için değerleri tek çıkış noktası olarak gördüğü ifade edilmektedir. Buna mukabil içerisinde bulunduğumuz doğu dünyasının ise suskun olduğu söylenmektedir. Bu bağlamda doğu dünyasının bir mensubu olarak Müslümanlar, değerlerini yeniden sesli bir şekilde gündeme taşımaları gerekmektedir. Şüphesiz değerler söz konusu olduğunda, Müslümanlar için Hz. Peygamber örnek alınması gereken önemli bir şahsiyettir. İşte bu çalışmada olumsuz değerlerin egemen olduğu bir çağda, Hz. Muhammed'in câhiliye batağına saplanmış bir toplumu İslamî değerlerle nasıl eğittiği ele alınacaktır. Abstract In fact, the concept of value isn't a new concept. Despite it had been existing during the history, it has came up again and became very popular today, because of the cruel practices of century in which we live. People of our century is in a misery situation because of wars and Yrd. Doç. Dr., Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve 273 itobiad economical reasons. At the scientific meetings organising in western world, it is being explained that the values are the only solution to get rid of this unhappy situation, to make the world more livable place and to provide the social and individual peace. On the other hand it can be said that the eastern world in which we are is silent about this matter. As a member of the eastern world, Muslims have to make their values a current issues today as underlined. It can be said easly that the Prophet is the most important person to be sample figure for Muslims in the context of values. On this study, we discuss that how the Prophet Muhammad trained by Islamic values a society which are in ignorance, in an era which was dominated by negative values.
Özet Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o ha-disin kaynağı... more Özet Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o ha-disin kaynağını araştırmaktır. Sonrasında isnadı varsa, sağlam olup olmadığının tespitidir. Eğer sağlamsa, muhtevasının İslam " ın temel esaslarına, Kur " an " a, Sün-net " e, akla, tarihî gerçeklere vb. uygunluğunun araştırılmasıdır. Şüphesiz isnad değerlendirmesinde hadisin farklı tarîklerini bir araya getirmenin hadisi doğru anlamada önemi yadsınamaz. Dini anlama ve yaşamada Hz. Peygamber " i sürekli takip eden sahabîlerin söz ve davranışlarından sahih ve sağlam olanları, zayıf ve uydurma olanlardan ayırmak gerekir. Zira alimlerimizin hadislerde aradığı çözümü bulamadıklarında, sahabe-nin konuyla ilgili görüşlerine başvurdukları tarihi bir gerçektir. Bu bağlamda yağmur duasıyla ilgili olan Hz. Ömer " in sözünün de bu süreçten geçerek değer-lendirilmesi gerektiği inancındayız. Analyzing Of The Abu Rayya's Ideas On The Hadith Of Tawassul Abstract When we want to examine any hadith, we have to take first step is to investigate the source of that hadith. Afterwards, If it has an isnad (supporting), it is to detect whether it is valid or not. If it is really valid, we have to research whether its content is suitability with the main principles of Islam, Quran, Sunnah, reason , historical truths or etc. Definitely, as we assessing of an isnad (supporting); it " s very important to collect together of different rumours and ways (tariq) of hadith. We need to distinguish true and valid words and behaviours of the Holy Prophet " s followers from the weak and fabricated one " s on understanding and living of religion. When Islamic scholars couldn " t find any solution about a problem, it " s a historical fact that they applied to views of followers. In this context, we belive that it is necessary that " Umar " s word about the " rain pray " (istisqa) has to be assessed in light of this process.
ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken ... more ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken yaptığı konuĢmalarını, uygulamalarını ve onaylarını büyük bir itina ile kaydetmiĢtir. Hadis öğrenme ve öğretme süreci, baĢlangıçta bu kayıtların anlatım (takrir), soru-cevap ve ezberleme gibi yöntem ve tekniklerle öğretilmesiyle baĢlamıĢtır. Bu süreç, kısa zamanda söz konusu kayıtları bize ulaĢtıranların durumlarını çeĢitli yönlerden inceleyen bir ilim dalına dönüĢmüĢtür. Hz. Peygamber'in hadislerini konu alan Ġlmu'l-Hadîs, günümüzde orta öğretim seviyesinde sadece Ġmam Hatip liselerinin müfredatında yer almaktadır. Vaaz ve irĢat faaliyetlerini yürütecek bu liselerin mezunlarının hadis ilmi konusunda doğru ve sıhhatli bilgilere herkesten daha çok sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle hadis dersinin öğretim programında; hadis ve sünnetin anlaĢılması, hadis usûlü, hadis tarihi ve Kur'an'a göre Hz. Muhammed'in konumu gibi üniteler bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından bu ünitelerin öğrenilmesi, ancak dersin kazanımlarının elde edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda çalıĢmamız, Artvin ili Ġmam Hatip Liselerinde hadis dersini almıĢ öğrencilerin, hadis dersi öğretim programında belirtilen bazı kazanımları elde edebilme düzeylerini ölçmeyi amaçlamıĢtır. ABSTRACT The Companions of the Prophet Muhammad recorded his sayings, actions, and tacit approvals with utmost care as he was actualizing the teachings of the Quran verbally and through practice. The process of learning and teaching Hadith, initially started by teaching these records, using the methods of lecturing, question-answer, and memorizing. In a short period of time, this process became an academic discipline that examined the status of the people who made it possible for us to have those records through various perspectives. Today, at secondary school level, the science of Hadith which is about the words of the Prophet Muhammad is in the curriculum of Imam-Hatip high schools. Graduates of these schools who perform the act of preaching and guidance must have true and reliable information about the science of Hadith more than anyone else. For this reason, in the syllabus of the Hadith Education course there are several units such as the understanding of Hadith and the tradition, Hadith discipline, history of Hadith and the status of the Prophet Muhammad in the Qur'an. Learning of these units by students is possible by achieving the gains of the course. In this research, we aimed to measure the level of some students' gains stated in the Hadith course syllabus who took the Hadith course in the Imam-Hatip Schools in Artvin.
Öz Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafa-zas... more Öz Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafa-zası olmuştur. Bu nedenle muhaddisler, eserlerinde sahîh ve hasen hadislerin yanı sıra zayıf rivayetlere de yer vermişlerdir. Başlangıçta tevakkuf etmek amacıyla yazılan zayıf hadisler, ilerleyen süreçte bu hadislerden za'fı şiddetli olmayanlarının birbirlerini takviye etmeleri halinde kuvvet bulacağı gerekçesiyle rivayet ağları içerisine dâhil edilmişlerdir. " Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir " ibaresinin yer aldığı hadis de bu gerekçelerle hasen sayılmış, hatta bazıları tarafın-dan sahîh kabul edilmiştir. İşte bu makale, söz konusu hadisin tarîklerinin çoğalması veya manasının desteklenmesi sonucunda sahîh mertebesine yükselip yükselemeyeceğini vuzuha kavuşturmak amacıyla kaleme alınmıştır. Abstract The purpose of the science of hadith has been the conservation of the narrations ascribed to the prophet as far as possible. Therefore, Muhaddiths, have given place to the authentic (sahîh) and accaptable/good (hasan) hadiths along with weak narrations in their scripts. At the beginning , The weak hadiths that were written with the aim of stopping (tevakkuf) have been later included into the narration network in case the ones that did not have strong deficiencies could reinforce each other and become more sound. The hadith that contaıns the expressıon of "The Scholars are the heirs of prophets" was ranked as " hasan " , furthermore was accepted as " sahîh " by some scholars. This article has been written to articulate whether this hadith can be made sound due to the proliferation of its chains of transmitters (tariqs) or the reinforcement of its meaning.
Özet Hz. Peygamber'in sünnetinin yazılı belgeleri olan hadislerin gerçekten ona ait olup olmadığı... more Özet Hz. Peygamber'in sünnetinin yazılı belgeleri olan hadislerin gerçekten ona ait olup olmadığını araş-tırma ve belirleme meselesi, güncelliğini kaybetmeyen bir konudur. Muhaddisler, bir hadisin Hz. Peygamber'e aidiyeti noktasında daha sağlıklı karar verebilmek için öncelikli olarak, o hadisin mev-cut bütün farklı kanallarını toplamaya gayret etmişlerdir. Şüphesiz her bir farklı tarik, o hadisin tarihsel süreçte geçirdiği evrelerin belgesi niteliğindedir. Bu belgeleri bir bütün olarak incelemeden analiz yapmaya kalkışmak veya o hadis hakkında hüküm vermeye girişmek doğru değildir. Bu bağlamda özellikle muhaddisler tarafından zayıf olarak nitelendirilen bir hadisin sıhhat ve sübûtu hakkında karar verebilmek için, o rivayetin mütâbe'ât ve şahid'lerinin de muhakkak incelenmesi gereklidir. Zira bu nitelikteki bir hadis için toplanan birkaç tarik bile nihai karar verirken daha sağ-lıklı olacaktır. İşte bu çalışma, böylesi bir gayeyi " Âlimler, peygamberlerin varisleridir " hadisi özelin-de örneklendirmeyi amaçlamaktadır. Abstract Critacal review and analysis of the hadith " the scholars are the heirs of prophets " in terms of ısnad Hadiths are the scripted documents of the sunna of the Prophet Muhammad. It's one of the actual issues that investigating and defining the hadiths if these belong to the Prophet Muhammad or not. For the aim of deciding more accurately at the point of defining an hadith whether belongs to the Prophet Muhammad, muhaddiths has been tried to gather all the current variants of that hadith firstly. Certainly, every chain of transmitters (tariq) of an hadith, is the scripted evidence that shows all the phases of that hadith through the historical process. It's not a true method that attempting to analyze and judge these documents without a holistical investigation. In this respect, deciding about the authenticity and certainty of an hadith which is labeled as da'if (weak) hadith by muhaddiths, it is necessary to invesigate of mutaba'ah (follow-up) and shawahid (witnesses) of this narrative. Because even picking a few of chain of transmitters (tariq) for a hadith has these characteristics , will maket he judgment more convincing. In this study, we will exemplify this aim in the contex of the hadith " the scholars are the heirs of prophets. "
Cumhuriyetin ilk yıllarında Hz. Peygamber’in hadisleriyle ilgili menfi manada çeşitli iddialar
or... more Cumhuriyetin ilk yıllarında Hz. Peygamber’in hadisleriyle ilgili menfi manada çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. Anılan yıllarda Yahya Afif müstear ismiyle kaleme alınan ‚Hadis Tehlikesi‛ adlı makale, bu iddiaların yazılı belgelerinden birisidir. Yahya Afif, son devir Osmanlı âlimlerinden Ahmed Şirânî’dir. O, çalışmasında, hadislerle ilgili bazı olumsuz meselelerin kendi zamanından önce gizlice konuşulduğunu, ancak yaşadığı asırda ise bu mevzûların alenen sohbet konusu olduğunu belirtmiştir. Ayrıca müellif, dönemin çağdaş âlimlerinin hadislerin sıhhati, Kütüb-i Sitte’nin güvenilirliği ve Hz. Peygamber’in hüküm koyma yetkisinin bulunup bulunmadığı gibi konularda ne söylediklerini de yansıtmaya çalışmıştır. Bunlara ilaveten yazar, fakih olmasına rağmen hadislerin dindeki yerini akli ve nakli delillerle ispatlamaya gayret etmiştir. Şüphesiz onun halisane niyetle yaptığı bu yorum ve açıklamalar, günümüz ilim dünyasına katkı sağlayacaktır.
Su, ot ve ateş insanlığın hatta bütün canlıların ortak değeri ve mirasıdır. Ancak bu durum onlar
... more Su, ot ve ateş insanlığın hatta bütün canlıların ortak değeri ve mirasıdır. Ancak bu durum onlar üzerinde dilediğimiz gibi tasarruf yapabileceğimiz anlamına gelmemektedir. Çünkü bunların, herhangi bir birey tarafından sınırsız ve kontrolsüz kullanılması halinde meydana gelecek zarar, sadece kişinin kendisi değil, onlardan istifade eden tüm canlıları etkilemektedir. Dolayısıyla bu değerlerden faydalanmadaki ortaklık, kirletmemedeki müşterekliği de beraberinde düşündürmelidir. Hz. Peygamber’in bu ortak değerlerle ilgili eylem ve söylemleri, görebildiğimiz kadarıyla, onları kirletmeme, âdil, eşit, ölçülü ve dengeli kullanma ve herkesin istifadesine sunma üzerine odaklanmıştır. O (sav)’na göre söz konusu değerleri, Müslümanlar sorumsuzca ve savurgan bir şekilde kullanmamalıdır. Bunlara ilaveten bu hadiste daha yaşanılabilir bir dünya için, tüm insanlığın ortak bir bilince sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Günümüzde insanları güldürmek adına stand-up türü eğlence tarzları
yaygınlık kazanmıştır. Kişile... more Günümüzde insanları güldürmek adına stand-up türü eğlence tarzları
yaygınlık kazanmıştır. Kişilerin alay konusu edildiği ve amiyane
ifadelerin kullanıldığı böylesi eğlence tarzlarının ahlaki sınırlarının belirlenmesi
gerekmektedir.
Gülmek ve güldürmek beşerî yapımızdan kaynaklanan ihtiyaçlardandır.
Bu iki ihtiyaç, Hz. Peygamber tarafından cevapsız bırakılmamış
ve ölçülü olmak şartıyla caiz görülmüştür. Nitekim Hz. Peygamber, zaman
zaman yaptığı şakalarla gülmeye ve güldürmeye olumlu yaklaştığını
göstermiştir. O, bazı hadislerinde de insanları güldürenlerin dikkat
etmeleri gereken ahlaki kuralları ifade etmiştir. İşte bu rivayetlerden
bazıları, çalışmamızın konusunu teşkil etmektedir. İnsanları güldürmek
için yalan söylenilmemesi gerektiğini vurgulayan bu rivayetler, makalemizde
hem senet hem de metin tenkiti açısından incelenecektir.
Yeryüzü ve gökyüzündeki bütün cisimlerin bir rengi vardır. Yüce Allah, bu cisimleri kusursuz bir ... more Yeryüzü ve gökyüzündeki bütün cisimlerin bir rengi vardır. Yüce Allah, bu cisimleri kusursuz bir renk uyumu içerisinde yaratmıştır. Şüphesiz bu renk uyumunun ana hedefi, insan ruhudur. Nitekim son zamanlarda yapılan bazı araştırmalarda, renklerin insanların düşüncelerini, hislerini, duygularını ve davranışlarını etkilediği tespit edilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca her kültürde renkler, farklı anlamlar taşımıştır. Hz. Peygamber'in söz ve uygulamalarında da renkler, çeşitli çağrışımlar ifade etmiştir. Bu çağrışımları yeterli bir şekilde ortaya koyabilmek için, renklerin O'nun (sav) tutum ve davranışlarını, günlük hayatını nasıl yönlendirdiğini tespit etmemiz gerekmektedir. İşte bu çalışmada O'nun (sav) renklere ne tür anlamlar yüklediği araştırılmıştır. Ayrıca siyah, beyaz, yeşil, kırmızı, sarı ve mavi renklerin sembolik değerleri de incelenmiştir.
ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken ... more ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken yaptığı konuĢmalarını, uygulamalarını ve onaylarını büyük bir itina ile kaydetmiĢtir. Hadis öğrenme ve öğretme süreci, baĢlangıçta bu kayıtların anlatım (takrir), soru-cevap ve ezberleme gibi yöntem ve tekniklerle öğretilmesiyle baĢlamıĢtır. Bu süreç, kısa zamanda söz konusu kayıtları bize ulaĢtıranların durumlarını çeĢitli yönlerden inceleyen bir ilim dalına dönüĢmüĢtür. Hz. Peygamber'in hadislerini konu alan Ġlmu'l-Hadîs, günümüzde orta öğretim seviyesinde sadece Ġmam Hatip liselerinin müfredatında yer almaktadır. Vaaz ve irĢat faaliyetlerini yürütecek bu liselerin mezunlarının hadis ilmi konusunda doğru ve sıhhatli bilgilere herkesten daha çok sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle hadis dersinin öğretim programında; hadis ve sünnetin anlaĢılması, hadis usûlü, hadis tarihi ve Kur'an'a göre Hz. Muhammed'in konumu gibi üniteler bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından bu ünitelerin öğrenilmesi, ancak dersin kazanımlarının elde edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda çalıĢmamız, Artvin ili Ġmam Hatip Liselerinde hadis dersini almıĢ öğrencilerin, hadis dersi öğretim programında belirtilen bazı kazanımları elde edebilme düzeylerini ölçmeyi amaçlamıĢtır.
Hz. Peygamber hayatta iken zaman zaman söz ve davranışlarının nasıl anlaşılması gerektiği konusun... more Hz. Peygamber hayatta iken zaman zaman söz ve davranışlarının nasıl anlaşılması gerektiği konusunda açıklamalarda bulunmuştur. Onun vefatından sonra fakih sahâbîler, sünnetlerin hangilerinin bağlayıcı olduğunu ve hangilerinin bağlayıcı olmadığını tespit etmeye çalışmışlardır. Daha sonraki dönemlerde ise gerek Fakîhler ve gerekse Muhaddisler, sünnetin bağlayıcı konusunda yoğun mesai harcamışlardır. Hz. Peygamber'in sünnetinin nasıl anlaşılması gerektiği meselesi, hâlâ güncelliğini kaybetmemiştir. Bu bağlamda Hz. Peygamber'in sol eli ile yemek yiyen bir sahâbîye beddua ettiğini içeren bir haberin, hadis tekniği açısından yeniden incelenmesi gerektiğini düşündük. Bu rivâyet, klasik hadis kaynaklarının çoğunda yer almamıştır. Tek bir sahâbî tarafından oğluna rivâyet edilmiş olup, beşinci tabakadan sonra yaygınlık kazanmıştır. Çalışmada bu tarîkler sened tenkidine tâbi tutulmuş, aynı zamanda metindeki değişmeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Muhaddislerin engin tecrübesinden de yararlanılarak hadisin yeniden yorumlanmasına gayret edilmiştir. Anahtar Kelimeler: hadis, isnad, râvî, muhaddis, beddua, sol elle yemek.
Hz. Peygamber'e atfedilen bazı rivayetler içerisinde ilk okunuşta mana olarak aklımıza tuhaf gele... more Hz. Peygamber'e atfedilen bazı rivayetler içerisinde ilk okunuşta mana olarak aklımıza tuhaf gelebilecek hadisler var olabilir. Mecazi anlamda söylenmiş olup da zahiri anlamda birbirine zıtmış gibi görünen nakiller de bulunabilir. Herhangi bir sıhhat araştırması yapmadan böylesi rivayetleri reddetmek veya alaya almak ilmî bir yaklaşım değildir. Bu amaçla bazıları tarafından sevap kazanmanın bir aracı olarak kabul edilen kertenkelenin öldürülmesiyle ilgili rivayeti inceledik. Makalede hadisin farklı tarîklerini ayrı ayrı sened tenkidine tabi tuttuk ve aynı zamanda metin analizlerini yaparak metin değişmelerindeki tutarsızlıkları tespit etmeye gayret gösterdik. Bunlara ilaveten hadisin yorumunu yaparak metinle ilgili yanlış anlaşılmaları bertaraf etmeye çalıştık.
Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o hadisin kaynağını ara... more Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o hadisin kaynağını araştırmaktır. Sonrasında isnadı varsa, sağlam olup olmadığının tespitidir. Eğer sağlamsa, muhtevasının İslam"ın temel esaslarına, Kur"an"a, Sünnet"e, akla, tarihî gerçeklere vb. uygunluğunun araştırılmasıdır. Şüphesiz isnad değerlendirmesinde hadisin farklı tarîklerini bir araya getirmenin hadisi doğru anlamada önemi yadsınamaz. Dini anlama ve yaşamada Hz. Peygamber"i sürekli takip eden sahabîlerin söz ve davranışlarından sahih ve sağlam olanları, zayıf ve uydurma olanlardan ayırmak gerekir. Zira alimlerimizin hadislerde aradığı çözümü bulamadıklarında, sahabenin konuyla ilgili görüşlerine başvurdukları tarihi bir gerçektir. Bu bağlamda yağmur duasıyla ilgili olan Hz. Ömer"in sözünün de bu süreçten geçerek değerlendirilmesi gerektiği inancındayız.
272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavra... more 272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavramı, aslında yeni bir mefhum değildir. O, tarihin her anında var olmasına rağmen, içinde yaşadığımız asrın zalimce uygulamaları yüzünden yeniden gündeme gelmiş ve popüler olmuştur. Asrımızın insanı, savaşlar ve ekonomik nedenler sebebiyle mutsuzluk içerisindedir. Yapılan ilmî toplantılarda batı dünyasının bu mutsuz durumdan kurtulmak, dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek, bireysel ve toplumsal huzuru sağlamak için değerleri tek çıkış noktası olarak gördüğü ifade edilmektedir. Buna mukabil içerisinde bulunduğumuz doğu dünyasının ise suskun olduğu söylenmektedir. Bu bağlamda doğu dünyasının bir mensubu olarak Müslümanlar, değerlerini yeniden sesli bir şekilde gündeme taşımaları gerekmektedir. Şüphesiz değerler söz konusu olduğunda, Müslümanlar için Hz. Peygamber örnek alınması gereken önemli bir şahsiyettir. İşte bu çalışmada olumsuz değerlerin egemen olduğu bir çağda, Hz. Muhammed'in câhiliye batağına saplanmış bir toplumu İslamî değerlerle nasıl eğittiği ele alınacaktır. Abstract In fact, the concept of value isn't a new concept. Despite it had been existing during the history, it has came up again and became very popular today, because of the cruel practices of century in which we live. People of our century is in a misery situation because of wars and Yrd. Doç. Dr., Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve 273 itobiad economical reasons. At the scientific meetings organising in western world, it is being explained that the values are the only solution to get rid of this unhappy situation, to make the world more livable place and to provide the social and individual peace. On the other hand it can be said that the eastern world in which we are is silent about this matter. As a member of the eastern world, Muslims have to make their values a current issues today as underlined. It can be said easly that the Prophet is the most important person to be sample figure for Muslims in the context of values. On this study, we discuss that how the Prophet Muhammad trained by Islamic values a society which are in ignorance, in an era which was dominated by negative values.
Hz. Muhammad's sunnah and hadiths has been always a centre of attention in Islamic culture. Until... more Hz. Muhammad's sunnah and hadiths has been always a centre of attention in Islamic culture. Until today, most of the discours has been made around the sunnah and hadith, focused on the problem of its belonging to Hz. Muhammad or true understanding and practising of the sunnah. Most striking matter that has been seen on these discussions, describing of the parties as hadith and sunnah denier each other. It is obvious that there has been a defensive and emotional psychology became effective on these descriptions.
Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafazası ol... more Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafazası olmuştur. Bu nedenle muhaddisler, eserlerinde sahîh ve hasen hadislerin yanı sıra zayıf rivayetlere de yer vermişlerdir. Başlangıçta tevakkuf etmek amacıyla yazılan zayıf hadisler, ilerleyen süreçte bu hadislerden za'fı şiddetli olmayanlarının birbirlerini takviye etmeleri halinde kuvvet bulacağı gerekçesiyle rivayet ağları içerisine dâhil edilmişlerdir. "Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir" ibaresinin yer aldığı hadis de bu gerekçelerle hasen sayılmış, hatta bazıları tarafından sahîh kabul edilmiştir. İşte bu makale, söz konusu hadisin tarîklerinin çoğalması veya manasının desteklenmesi sonucunda sahîh mertebesine yükselip yükselemeyeceğini vuzuha kavuşturmak amacıyla kaleme alınmıştır.
Ömer Nasuhi Bilmen, gelenekçi bir Osmanlı âlimidir.
Eserleriyle ilmî dünyamıza zengin katkılarda ... more Ömer Nasuhi Bilmen, gelenekçi bir Osmanlı âlimidir. Eserleriyle ilmî dünyamıza zengin katkılarda bulunmuştur. Klasik yönü ağır basan Bilmen, kitaplarında birçok hadis nakletmiştir. Ancak bu hadisleri bazen metniyle ve mealini birlikte, bazen sadece metnini bazen de sadece mealini vermekle yetinmiştir. Şüphesiz ki Bilmen’in düşünce yapısını oluşturan unsurlardan birisi de hadislerdir. Ona göre, Hz. Peygamber’in hadisleri esasen Kur'ân-ı Kerîm'e dayanmaktadır. Bilmen, eserlerinde naklettiği hadislerin sıhhat derecelerine ise pek değinmez. Ancak zayıf hadisin terğîb, terhîb ve faziletle ilgili konularda delil alınabileceği görüşüne sahiptir. Bundan dolayı eserlerinde zayıf hatta uydurma birçok rivayet vardır. Bilmen, gerek Hz. Peygamber’e ve gerekse ashabına karşı büyük bir hürmet göstermektedi
272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavra... more 272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavramı, aslında yeni bir mefhum değildir. O, tarihin her anında var olmasına rağmen, içinde yaşadığımız asrın zalimce uygulamaları yüzünden yeniden gündeme gelmiş ve popüler olmuştur. Asrımızın insanı, savaşlar ve ekonomik nedenler sebebiyle mutsuzluk içerisindedir. Yapılan ilmî toplantılarda batı dünyasının bu mutsuz durumdan kurtulmak, dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek, bireysel ve toplumsal huzuru sağlamak için değerleri tek çıkış noktası olarak gördüğü ifade edilmektedir. Buna mukabil içerisinde bulunduğumuz doğu dünyasının ise suskun olduğu söylenmektedir. Bu bağlamda doğu dünyasının bir mensubu olarak Müslümanlar, değerlerini yeniden sesli bir şekilde gündeme taşımaları gerekmektedir. Şüphesiz değerler söz konusu olduğunda, Müslümanlar için Hz. Peygamber örnek alınması gereken önemli bir şahsiyettir. İşte bu çalışmada olumsuz değerlerin egemen olduğu bir çağda, Hz. Muhammed'in câhiliye batağına saplanmış bir toplumu İslamî değerlerle nasıl eğittiği ele alınacaktır. Abstract In fact, the concept of value isn't a new concept. Despite it had been existing during the history, it has came up again and became very popular today, because of the cruel practices of century in which we live. People of our century is in a misery situation because of wars and Yrd. Doç. Dr., Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve 273 itobiad economical reasons. At the scientific meetings organising in western world, it is being explained that the values are the only solution to get rid of this unhappy situation, to make the world more livable place and to provide the social and individual peace. On the other hand it can be said that the eastern world in which we are is silent about this matter. As a member of the eastern world, Muslims have to make their values a current issues today as underlined. It can be said easly that the Prophet is the most important person to be sample figure for Muslims in the context of values. On this study, we discuss that how the Prophet Muhammad trained by Islamic values a society which are in ignorance, in an era which was dominated by negative values.
Özet Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o ha-disin kaynağı... more Özet Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o ha-disin kaynağını araştırmaktır. Sonrasında isnadı varsa, sağlam olup olmadığının tespitidir. Eğer sağlamsa, muhtevasının İslam " ın temel esaslarına, Kur " an " a, Sün-net " e, akla, tarihî gerçeklere vb. uygunluğunun araştırılmasıdır. Şüphesiz isnad değerlendirmesinde hadisin farklı tarîklerini bir araya getirmenin hadisi doğru anlamada önemi yadsınamaz. Dini anlama ve yaşamada Hz. Peygamber " i sürekli takip eden sahabîlerin söz ve davranışlarından sahih ve sağlam olanları, zayıf ve uydurma olanlardan ayırmak gerekir. Zira alimlerimizin hadislerde aradığı çözümü bulamadıklarında, sahabe-nin konuyla ilgili görüşlerine başvurdukları tarihi bir gerçektir. Bu bağlamda yağmur duasıyla ilgili olan Hz. Ömer " in sözünün de bu süreçten geçerek değer-lendirilmesi gerektiği inancındayız. Analyzing Of The Abu Rayya's Ideas On The Hadith Of Tawassul Abstract When we want to examine any hadith, we have to take first step is to investigate the source of that hadith. Afterwards, If it has an isnad (supporting), it is to detect whether it is valid or not. If it is really valid, we have to research whether its content is suitability with the main principles of Islam, Quran, Sunnah, reason , historical truths or etc. Definitely, as we assessing of an isnad (supporting); it " s very important to collect together of different rumours and ways (tariq) of hadith. We need to distinguish true and valid words and behaviours of the Holy Prophet " s followers from the weak and fabricated one " s on understanding and living of religion. When Islamic scholars couldn " t find any solution about a problem, it " s a historical fact that they applied to views of followers. In this context, we belive that it is necessary that " Umar " s word about the " rain pray " (istisqa) has to be assessed in light of this process.
ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken ... more ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken yaptığı konuĢmalarını, uygulamalarını ve onaylarını büyük bir itina ile kaydetmiĢtir. Hadis öğrenme ve öğretme süreci, baĢlangıçta bu kayıtların anlatım (takrir), soru-cevap ve ezberleme gibi yöntem ve tekniklerle öğretilmesiyle baĢlamıĢtır. Bu süreç, kısa zamanda söz konusu kayıtları bize ulaĢtıranların durumlarını çeĢitli yönlerden inceleyen bir ilim dalına dönüĢmüĢtür. Hz. Peygamber'in hadislerini konu alan Ġlmu'l-Hadîs, günümüzde orta öğretim seviyesinde sadece Ġmam Hatip liselerinin müfredatında yer almaktadır. Vaaz ve irĢat faaliyetlerini yürütecek bu liselerin mezunlarının hadis ilmi konusunda doğru ve sıhhatli bilgilere herkesten daha çok sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle hadis dersinin öğretim programında; hadis ve sünnetin anlaĢılması, hadis usûlü, hadis tarihi ve Kur'an'a göre Hz. Muhammed'in konumu gibi üniteler bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından bu ünitelerin öğrenilmesi, ancak dersin kazanımlarının elde edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda çalıĢmamız, Artvin ili Ġmam Hatip Liselerinde hadis dersini almıĢ öğrencilerin, hadis dersi öğretim programında belirtilen bazı kazanımları elde edebilme düzeylerini ölçmeyi amaçlamıĢtır. ABSTRACT The Companions of the Prophet Muhammad recorded his sayings, actions, and tacit approvals with utmost care as he was actualizing the teachings of the Quran verbally and through practice. The process of learning and teaching Hadith, initially started by teaching these records, using the methods of lecturing, question-answer, and memorizing. In a short period of time, this process became an academic discipline that examined the status of the people who made it possible for us to have those records through various perspectives. Today, at secondary school level, the science of Hadith which is about the words of the Prophet Muhammad is in the curriculum of Imam-Hatip high schools. Graduates of these schools who perform the act of preaching and guidance must have true and reliable information about the science of Hadith more than anyone else. For this reason, in the syllabus of the Hadith Education course there are several units such as the understanding of Hadith and the tradition, Hadith discipline, history of Hadith and the status of the Prophet Muhammad in the Qur'an. Learning of these units by students is possible by achieving the gains of the course. In this research, we aimed to measure the level of some students' gains stated in the Hadith course syllabus who took the Hadith course in the Imam-Hatip Schools in Artvin.
Öz Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafa-zas... more Öz Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafa-zası olmuştur. Bu nedenle muhaddisler, eserlerinde sahîh ve hasen hadislerin yanı sıra zayıf rivayetlere de yer vermişlerdir. Başlangıçta tevakkuf etmek amacıyla yazılan zayıf hadisler, ilerleyen süreçte bu hadislerden za'fı şiddetli olmayanlarının birbirlerini takviye etmeleri halinde kuvvet bulacağı gerekçesiyle rivayet ağları içerisine dâhil edilmişlerdir. " Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir " ibaresinin yer aldığı hadis de bu gerekçelerle hasen sayılmış, hatta bazıları tarafın-dan sahîh kabul edilmiştir. İşte bu makale, söz konusu hadisin tarîklerinin çoğalması veya manasının desteklenmesi sonucunda sahîh mertebesine yükselip yükselemeyeceğini vuzuha kavuşturmak amacıyla kaleme alınmıştır. Abstract The purpose of the science of hadith has been the conservation of the narrations ascribed to the prophet as far as possible. Therefore, Muhaddiths, have given place to the authentic (sahîh) and accaptable/good (hasan) hadiths along with weak narrations in their scripts. At the beginning , The weak hadiths that were written with the aim of stopping (tevakkuf) have been later included into the narration network in case the ones that did not have strong deficiencies could reinforce each other and become more sound. The hadith that contaıns the expressıon of "The Scholars are the heirs of prophets" was ranked as " hasan " , furthermore was accepted as " sahîh " by some scholars. This article has been written to articulate whether this hadith can be made sound due to the proliferation of its chains of transmitters (tariqs) or the reinforcement of its meaning.
Özet Hz. Peygamber'in sünnetinin yazılı belgeleri olan hadislerin gerçekten ona ait olup olmadığı... more Özet Hz. Peygamber'in sünnetinin yazılı belgeleri olan hadislerin gerçekten ona ait olup olmadığını araş-tırma ve belirleme meselesi, güncelliğini kaybetmeyen bir konudur. Muhaddisler, bir hadisin Hz. Peygamber'e aidiyeti noktasında daha sağlıklı karar verebilmek için öncelikli olarak, o hadisin mev-cut bütün farklı kanallarını toplamaya gayret etmişlerdir. Şüphesiz her bir farklı tarik, o hadisin tarihsel süreçte geçirdiği evrelerin belgesi niteliğindedir. Bu belgeleri bir bütün olarak incelemeden analiz yapmaya kalkışmak veya o hadis hakkında hüküm vermeye girişmek doğru değildir. Bu bağlamda özellikle muhaddisler tarafından zayıf olarak nitelendirilen bir hadisin sıhhat ve sübûtu hakkında karar verebilmek için, o rivayetin mütâbe'ât ve şahid'lerinin de muhakkak incelenmesi gereklidir. Zira bu nitelikteki bir hadis için toplanan birkaç tarik bile nihai karar verirken daha sağ-lıklı olacaktır. İşte bu çalışma, böylesi bir gayeyi " Âlimler, peygamberlerin varisleridir " hadisi özelin-de örneklendirmeyi amaçlamaktadır. Abstract Critacal review and analysis of the hadith " the scholars are the heirs of prophets " in terms of ısnad Hadiths are the scripted documents of the sunna of the Prophet Muhammad. It's one of the actual issues that investigating and defining the hadiths if these belong to the Prophet Muhammad or not. For the aim of deciding more accurately at the point of defining an hadith whether belongs to the Prophet Muhammad, muhaddiths has been tried to gather all the current variants of that hadith firstly. Certainly, every chain of transmitters (tariq) of an hadith, is the scripted evidence that shows all the phases of that hadith through the historical process. It's not a true method that attempting to analyze and judge these documents without a holistical investigation. In this respect, deciding about the authenticity and certainty of an hadith which is labeled as da'if (weak) hadith by muhaddiths, it is necessary to invesigate of mutaba'ah (follow-up) and shawahid (witnesses) of this narrative. Because even picking a few of chain of transmitters (tariq) for a hadith has these characteristics , will maket he judgment more convincing. In this study, we will exemplify this aim in the contex of the hadith " the scholars are the heirs of prophets. "
Cumhuriyetin ilk yıllarında Hz. Peygamber’in hadisleriyle ilgili menfi manada çeşitli iddialar
or... more Cumhuriyetin ilk yıllarında Hz. Peygamber’in hadisleriyle ilgili menfi manada çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. Anılan yıllarda Yahya Afif müstear ismiyle kaleme alınan ‚Hadis Tehlikesi‛ adlı makale, bu iddiaların yazılı belgelerinden birisidir. Yahya Afif, son devir Osmanlı âlimlerinden Ahmed Şirânî’dir. O, çalışmasında, hadislerle ilgili bazı olumsuz meselelerin kendi zamanından önce gizlice konuşulduğunu, ancak yaşadığı asırda ise bu mevzûların alenen sohbet konusu olduğunu belirtmiştir. Ayrıca müellif, dönemin çağdaş âlimlerinin hadislerin sıhhati, Kütüb-i Sitte’nin güvenilirliği ve Hz. Peygamber’in hüküm koyma yetkisinin bulunup bulunmadığı gibi konularda ne söylediklerini de yansıtmaya çalışmıştır. Bunlara ilaveten yazar, fakih olmasına rağmen hadislerin dindeki yerini akli ve nakli delillerle ispatlamaya gayret etmiştir. Şüphesiz onun halisane niyetle yaptığı bu yorum ve açıklamalar, günümüz ilim dünyasına katkı sağlayacaktır.
Su, ot ve ateş insanlığın hatta bütün canlıların ortak değeri ve mirasıdır. Ancak bu durum onlar
... more Su, ot ve ateş insanlığın hatta bütün canlıların ortak değeri ve mirasıdır. Ancak bu durum onlar üzerinde dilediğimiz gibi tasarruf yapabileceğimiz anlamına gelmemektedir. Çünkü bunların, herhangi bir birey tarafından sınırsız ve kontrolsüz kullanılması halinde meydana gelecek zarar, sadece kişinin kendisi değil, onlardan istifade eden tüm canlıları etkilemektedir. Dolayısıyla bu değerlerden faydalanmadaki ortaklık, kirletmemedeki müşterekliği de beraberinde düşündürmelidir. Hz. Peygamber’in bu ortak değerlerle ilgili eylem ve söylemleri, görebildiğimiz kadarıyla, onları kirletmeme, âdil, eşit, ölçülü ve dengeli kullanma ve herkesin istifadesine sunma üzerine odaklanmıştır. O (sav)’na göre söz konusu değerleri, Müslümanlar sorumsuzca ve savurgan bir şekilde kullanmamalıdır. Bunlara ilaveten bu hadiste daha yaşanılabilir bir dünya için, tüm insanlığın ortak bir bilince sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Günümüzde insanları güldürmek adına stand-up türü eğlence tarzları
yaygınlık kazanmıştır. Kişile... more Günümüzde insanları güldürmek adına stand-up türü eğlence tarzları
yaygınlık kazanmıştır. Kişilerin alay konusu edildiği ve amiyane
ifadelerin kullanıldığı böylesi eğlence tarzlarının ahlaki sınırlarının belirlenmesi
gerekmektedir.
Gülmek ve güldürmek beşerî yapımızdan kaynaklanan ihtiyaçlardandır.
Bu iki ihtiyaç, Hz. Peygamber tarafından cevapsız bırakılmamış
ve ölçülü olmak şartıyla caiz görülmüştür. Nitekim Hz. Peygamber, zaman
zaman yaptığı şakalarla gülmeye ve güldürmeye olumlu yaklaştığını
göstermiştir. O, bazı hadislerinde de insanları güldürenlerin dikkat
etmeleri gereken ahlaki kuralları ifade etmiştir. İşte bu rivayetlerden
bazıları, çalışmamızın konusunu teşkil etmektedir. İnsanları güldürmek
için yalan söylenilmemesi gerektiğini vurgulayan bu rivayetler, makalemizde
hem senet hem de metin tenkiti açısından incelenecektir.
Yeryüzü ve gökyüzündeki bütün cisimlerin bir rengi vardır. Yüce Allah, bu cisimleri kusursuz bir ... more Yeryüzü ve gökyüzündeki bütün cisimlerin bir rengi vardır. Yüce Allah, bu cisimleri kusursuz bir renk uyumu içerisinde yaratmıştır. Şüphesiz bu renk uyumunun ana hedefi, insan ruhudur. Nitekim son zamanlarda yapılan bazı araştırmalarda, renklerin insanların düşüncelerini, hislerini, duygularını ve davranışlarını etkilediği tespit edilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca her kültürde renkler, farklı anlamlar taşımıştır. Hz. Peygamber'in söz ve uygulamalarında da renkler, çeşitli çağrışımlar ifade etmiştir. Bu çağrışımları yeterli bir şekilde ortaya koyabilmek için, renklerin O'nun (sav) tutum ve davranışlarını, günlük hayatını nasıl yönlendirdiğini tespit etmemiz gerekmektedir. İşte bu çalışmada O'nun (sav) renklere ne tür anlamlar yüklediği araştırılmıştır. Ayrıca siyah, beyaz, yeşil, kırmızı, sarı ve mavi renklerin sembolik değerleri de incelenmiştir.
ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken ... more ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken yaptığı konuĢmalarını, uygulamalarını ve onaylarını büyük bir itina ile kaydetmiĢtir. Hadis öğrenme ve öğretme süreci, baĢlangıçta bu kayıtların anlatım (takrir), soru-cevap ve ezberleme gibi yöntem ve tekniklerle öğretilmesiyle baĢlamıĢtır. Bu süreç, kısa zamanda söz konusu kayıtları bize ulaĢtıranların durumlarını çeĢitli yönlerden inceleyen bir ilim dalına dönüĢmüĢtür. Hz. Peygamber'in hadislerini konu alan Ġlmu'l-Hadîs, günümüzde orta öğretim seviyesinde sadece Ġmam Hatip liselerinin müfredatında yer almaktadır. Vaaz ve irĢat faaliyetlerini yürütecek bu liselerin mezunlarının hadis ilmi konusunda doğru ve sıhhatli bilgilere herkesten daha çok sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle hadis dersinin öğretim programında; hadis ve sünnetin anlaĢılması, hadis usûlü, hadis tarihi ve Kur'an'a göre Hz. Muhammed'in konumu gibi üniteler bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından bu ünitelerin öğrenilmesi, ancak dersin kazanımlarının elde edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda çalıĢmamız, Artvin ili Ġmam Hatip Liselerinde hadis dersini almıĢ öğrencilerin, hadis dersi öğretim programında belirtilen bazı kazanımları elde edebilme düzeylerini ölçmeyi amaçlamıĢtır.
Hz. Peygamber hayatta iken zaman zaman söz ve davranışlarının nasıl anlaşılması gerektiği konusun... more Hz. Peygamber hayatta iken zaman zaman söz ve davranışlarının nasıl anlaşılması gerektiği konusunda açıklamalarda bulunmuştur. Onun vefatından sonra fakih sahâbîler, sünnetlerin hangilerinin bağlayıcı olduğunu ve hangilerinin bağlayıcı olmadığını tespit etmeye çalışmışlardır. Daha sonraki dönemlerde ise gerek Fakîhler ve gerekse Muhaddisler, sünnetin bağlayıcı konusunda yoğun mesai harcamışlardır. Hz. Peygamber'in sünnetinin nasıl anlaşılması gerektiği meselesi, hâlâ güncelliğini kaybetmemiştir. Bu bağlamda Hz. Peygamber'in sol eli ile yemek yiyen bir sahâbîye beddua ettiğini içeren bir haberin, hadis tekniği açısından yeniden incelenmesi gerektiğini düşündük. Bu rivâyet, klasik hadis kaynaklarının çoğunda yer almamıştır. Tek bir sahâbî tarafından oğluna rivâyet edilmiş olup, beşinci tabakadan sonra yaygınlık kazanmıştır. Çalışmada bu tarîkler sened tenkidine tâbi tutulmuş, aynı zamanda metindeki değişmeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Muhaddislerin engin tecrübesinden de yararlanılarak hadisin yeniden yorumlanmasına gayret edilmiştir. Anahtar Kelimeler: hadis, isnad, râvî, muhaddis, beddua, sol elle yemek.
Hz. Peygamber'e atfedilen bazı rivayetler içerisinde ilk okunuşta mana olarak aklımıza tuhaf gele... more Hz. Peygamber'e atfedilen bazı rivayetler içerisinde ilk okunuşta mana olarak aklımıza tuhaf gelebilecek hadisler var olabilir. Mecazi anlamda söylenmiş olup da zahiri anlamda birbirine zıtmış gibi görünen nakiller de bulunabilir. Herhangi bir sıhhat araştırması yapmadan böylesi rivayetleri reddetmek veya alaya almak ilmî bir yaklaşım değildir. Bu amaçla bazıları tarafından sevap kazanmanın bir aracı olarak kabul edilen kertenkelenin öldürülmesiyle ilgili rivayeti inceledik. Makalede hadisin farklı tarîklerini ayrı ayrı sened tenkidine tabi tuttuk ve aynı zamanda metin analizlerini yaparak metin değişmelerindeki tutarsızlıkları tespit etmeye gayret gösterdik. Bunlara ilaveten hadisin yorumunu yaparak metinle ilgili yanlış anlaşılmaları bertaraf etmeye çalıştık.
Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o hadisin kaynağını ara... more Herhangi bir hadisi tetkik etmek istediğimizde, atmamız gereken ilk adım, o hadisin kaynağını araştırmaktır. Sonrasında isnadı varsa, sağlam olup olmadığının tespitidir. Eğer sağlamsa, muhtevasının İslam"ın temel esaslarına, Kur"an"a, Sünnet"e, akla, tarihî gerçeklere vb. uygunluğunun araştırılmasıdır. Şüphesiz isnad değerlendirmesinde hadisin farklı tarîklerini bir araya getirmenin hadisi doğru anlamada önemi yadsınamaz. Dini anlama ve yaşamada Hz. Peygamber"i sürekli takip eden sahabîlerin söz ve davranışlarından sahih ve sağlam olanları, zayıf ve uydurma olanlardan ayırmak gerekir. Zira alimlerimizin hadislerde aradığı çözümü bulamadıklarında, sahabenin konuyla ilgili görüşlerine başvurdukları tarihi bir gerçektir. Bu bağlamda yağmur duasıyla ilgili olan Hz. Ömer"in sözünün de bu süreçten geçerek değerlendirilmesi gerektiği inancındayız.
272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavra... more 272 itobiad DEĞERLER EĞİTİMİNİN ODAĞINDA BİR DEĞER: HZ. MUHAMMED Hüseyin AKYÜZ Özet Değer kavramı, aslında yeni bir mefhum değildir. O, tarihin her anında var olmasına rağmen, içinde yaşadığımız asrın zalimce uygulamaları yüzünden yeniden gündeme gelmiş ve popüler olmuştur. Asrımızın insanı, savaşlar ve ekonomik nedenler sebebiyle mutsuzluk içerisindedir. Yapılan ilmî toplantılarda batı dünyasının bu mutsuz durumdan kurtulmak, dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek, bireysel ve toplumsal huzuru sağlamak için değerleri tek çıkış noktası olarak gördüğü ifade edilmektedir. Buna mukabil içerisinde bulunduğumuz doğu dünyasının ise suskun olduğu söylenmektedir. Bu bağlamda doğu dünyasının bir mensubu olarak Müslümanlar, değerlerini yeniden sesli bir şekilde gündeme taşımaları gerekmektedir. Şüphesiz değerler söz konusu olduğunda, Müslümanlar için Hz. Peygamber örnek alınması gereken önemli bir şahsiyettir. İşte bu çalışmada olumsuz değerlerin egemen olduğu bir çağda, Hz. Muhammed'in câhiliye batağına saplanmış bir toplumu İslamî değerlerle nasıl eğittiği ele alınacaktır. Abstract In fact, the concept of value isn't a new concept. Despite it had been existing during the history, it has came up again and became very popular today, because of the cruel practices of century in which we live. People of our century is in a misery situation because of wars and Yrd. Doç. Dr., Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve 273 itobiad economical reasons. At the scientific meetings organising in western world, it is being explained that the values are the only solution to get rid of this unhappy situation, to make the world more livable place and to provide the social and individual peace. On the other hand it can be said that the eastern world in which we are is silent about this matter. As a member of the eastern world, Muslims have to make their values a current issues today as underlined. It can be said easly that the Prophet is the most important person to be sample figure for Muslims in the context of values. On this study, we discuss that how the Prophet Muhammad trained by Islamic values a society which are in ignorance, in an era which was dominated by negative values.
Hz. Muhammad's sunnah and hadiths has been always a centre of attention in Islamic culture. Until... more Hz. Muhammad's sunnah and hadiths has been always a centre of attention in Islamic culture. Until today, most of the discours has been made around the sunnah and hadith, focused on the problem of its belonging to Hz. Muhammad or true understanding and practising of the sunnah. Most striking matter that has been seen on these discussions, describing of the parties as hadith and sunnah denier each other. It is obvious that there has been a defensive and emotional psychology became effective on these descriptions.
Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafazası ol... more Hadis ilminin amacı, Hz. Peygamber'e nispet edilen rivayetlerin mümkün olduğu kadar muhafazası olmuştur. Bu nedenle muhaddisler, eserlerinde sahîh ve hasen hadislerin yanı sıra zayıf rivayetlere de yer vermişlerdir. Başlangıçta tevakkuf etmek amacıyla yazılan zayıf hadisler, ilerleyen süreçte bu hadislerden za'fı şiddetli olmayanlarının birbirlerini takviye etmeleri halinde kuvvet bulacağı gerekçesiyle rivayet ağları içerisine dâhil edilmişlerdir. "Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir" ibaresinin yer aldığı hadis de bu gerekçelerle hasen sayılmış, hatta bazıları tarafından sahîh kabul edilmiştir. İşte bu makale, söz konusu hadisin tarîklerinin çoğalması veya manasının desteklenmesi sonucunda sahîh mertebesine yükselip yükselemeyeceğini vuzuha kavuşturmak amacıyla kaleme alınmıştır.
Özet Yüce Allah, kâinatı bir denge içerisinde yaratmıştır. Bu dengenin bozulması, dengenin korunm... more Özet Yüce Allah, kâinatı bir denge içerisinde yaratmıştır. Bu dengenin bozulması, dengenin korunmasını sağlayan veyahut sağlanmasında katkısı olan nice mahlûkatı etkilemektedir. Kuşkusuz evrendeki dengenin bozulması konusunda masum olan ve sorumluluğunu daima yerine getiren varlıklardan birisi de hayvanlardır. Onlar, can taşımaları, Yüce Allah'ı tesbih etmeleri ve O (c.c.)'nun varlığına delalet işlevi görmeleri nedeniyle daima saygıyı hak ederler. Hz. Peygamber'den nakledilen birçok hadiste de hayvanlara saygı, şefkat ve merhametle muamele edilmesi tavsiye edilmiştir. Bu öğütlere ilaveten onların beslenme, temizlik ve bakımlarına dikkat edilmesi, onlara işkence yapılmaması ve gereksiz yere öldürülmemeleri konularında da ikazlarda bulunulmuştur. İşte yaklaşık XIV asır önce ve bugünkü gibi çevre sorunlarının yaşanmadığı bir dönemde, hayvanlarla ilgili ortaya konulmuş böylesi nice duyarlılık örnekleri, bildirimizin ana konularını oluşturacaktır. Şüphesiz inceleyeceğimiz bu konular, insanlığın ancak 1990 yılında halka açıklanan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ele alabildiği mevzulardır. Abstract Allah the Almighty has created the universe within a balance. Destruction of this balance is to effect many creatures ensuring or contributing to protect the balance. Verily, one of the creatures being innocent about the imbalance in the universe and always fulfilling its responsibility is animal. They are always deserving respect due to having soul, chanting the name of Allah and referring to Allah's presence. In the many hadith narrations is to be recommended to treat animals through respect, mercy and compassion. In addition to the relevant recommendation, some warnings have been given about matters such as paying attention to their feeding, cleaning and taking care, not torturing them and killing unnecessarily. About fourteen centuries ago that there were no any environmental problem like today's, many sensitivity examples which have been introduced regarded animals are main topics of our study. Verily, these topics we will examine can be dealt with by humanity in the Universal Declaration of Animal Rights made barely public in 1990.
Uploads
Papers by Gül AK
Eserleriyle ilmî dünyamıza zengin katkılarda bulunmuştur.
Klasik yönü ağır basan Bilmen, kitaplarında
birçok hadis nakletmiştir. Ancak bu hadisleri bazen
metniyle ve mealini birlikte, bazen sadece metnini
bazen de sadece mealini vermekle yetinmiştir.
Şüphesiz ki Bilmen’in düşünce yapısını oluşturan
unsurlardan birisi de hadislerdir. Ona göre, Hz. Peygamber’in
hadisleri esasen Kur'ân-ı Kerîm'e dayanmaktadır.
Bilmen, eserlerinde naklettiği hadislerin
sıhhat derecelerine ise pek değinmez. Ancak zayıf
hadisin terğîb, terhîb ve faziletle ilgili konularda
delil alınabileceği görüşüne sahiptir. Bundan dolayı
eserlerinde zayıf hatta uydurma birçok rivayet vardır.
Bilmen, gerek Hz. Peygamber’e ve gerekse ashabına
karşı büyük bir hürmet göstermektedi
ortaya atılmıştır. Anılan yıllarda Yahya Afif müstear ismiyle kaleme alınan ‚Hadis Tehlikesi‛
adlı makale, bu iddiaların yazılı belgelerinden birisidir. Yahya Afif, son devir Osmanlı
âlimlerinden Ahmed Şirânî’dir.
O, çalışmasında, hadislerle ilgili bazı olumsuz meselelerin kendi zamanından önce gizlice
konuşulduğunu, ancak yaşadığı asırda ise bu mevzûların alenen sohbet konusu olduğunu
belirtmiştir. Ayrıca müellif, dönemin çağdaş âlimlerinin hadislerin sıhhati, Kütüb-i Sitte’nin
güvenilirliği ve Hz. Peygamber’in hüküm koyma yetkisinin bulunup bulunmadığı gibi
konularda ne söylediklerini de yansıtmaya çalışmıştır. Bunlara ilaveten yazar, fakih olmasına
rağmen hadislerin dindeki yerini akli ve nakli delillerle ispatlamaya gayret etmiştir. Şüphesiz
onun halisane niyetle yaptığı bu yorum ve açıklamalar, günümüz ilim dünyasına katkı
sağlayacaktır.
üzerinde dilediğimiz gibi tasarruf yapabileceğimiz anlamına gelmemektedir. Çünkü bunların,
herhangi bir birey tarafından sınırsız ve kontrolsüz kullanılması halinde meydana gelecek
zarar, sadece kişinin kendisi değil, onlardan istifade eden tüm canlıları etkilemektedir.
Dolayısıyla bu değerlerden faydalanmadaki ortaklık, kirletmemedeki müşterekliği de
beraberinde düşündürmelidir. Hz. Peygamber’in bu ortak değerlerle ilgili eylem ve söylemleri,
görebildiğimiz kadarıyla, onları kirletmeme, âdil, eşit, ölçülü ve dengeli kullanma ve herkesin
istifadesine sunma üzerine odaklanmıştır. O (sav)’na göre söz konusu değerleri, Müslümanlar
sorumsuzca ve savurgan bir şekilde kullanmamalıdır. Bunlara ilaveten bu hadiste daha
yaşanılabilir bir dünya için, tüm insanlığın ortak bir bilince sahip olması gerektiği
vurgulanmaktadır.
yaygınlık kazanmıştır. Kişilerin alay konusu edildiği ve amiyane
ifadelerin kullanıldığı böylesi eğlence tarzlarının ahlaki sınırlarının belirlenmesi
gerekmektedir.
Gülmek ve güldürmek beşerî yapımızdan kaynaklanan ihtiyaçlardandır.
Bu iki ihtiyaç, Hz. Peygamber tarafından cevapsız bırakılmamış
ve ölçülü olmak şartıyla caiz görülmüştür. Nitekim Hz. Peygamber, zaman
zaman yaptığı şakalarla gülmeye ve güldürmeye olumlu yaklaştığını
göstermiştir. O, bazı hadislerinde de insanları güldürenlerin dikkat
etmeleri gereken ahlaki kuralları ifade etmiştir. İşte bu rivayetlerden
bazıları, çalışmamızın konusunu teşkil etmektedir. İnsanları güldürmek
için yalan söylenilmemesi gerektiğini vurgulayan bu rivayetler, makalemizde
hem senet hem de metin tenkiti açısından incelenecektir.
Eserleriyle ilmî dünyamıza zengin katkılarda bulunmuştur.
Klasik yönü ağır basan Bilmen, kitaplarında
birçok hadis nakletmiştir. Ancak bu hadisleri bazen
metniyle ve mealini birlikte, bazen sadece metnini
bazen de sadece mealini vermekle yetinmiştir.
Şüphesiz ki Bilmen’in düşünce yapısını oluşturan
unsurlardan birisi de hadislerdir. Ona göre, Hz. Peygamber’in
hadisleri esasen Kur'ân-ı Kerîm'e dayanmaktadır.
Bilmen, eserlerinde naklettiği hadislerin
sıhhat derecelerine ise pek değinmez. Ancak zayıf
hadisin terğîb, terhîb ve faziletle ilgili konularda
delil alınabileceği görüşüne sahiptir. Bundan dolayı
eserlerinde zayıf hatta uydurma birçok rivayet vardır.
Bilmen, gerek Hz. Peygamber’e ve gerekse ashabına
karşı büyük bir hürmet göstermektedi
ortaya atılmıştır. Anılan yıllarda Yahya Afif müstear ismiyle kaleme alınan ‚Hadis Tehlikesi‛
adlı makale, bu iddiaların yazılı belgelerinden birisidir. Yahya Afif, son devir Osmanlı
âlimlerinden Ahmed Şirânî’dir.
O, çalışmasında, hadislerle ilgili bazı olumsuz meselelerin kendi zamanından önce gizlice
konuşulduğunu, ancak yaşadığı asırda ise bu mevzûların alenen sohbet konusu olduğunu
belirtmiştir. Ayrıca müellif, dönemin çağdaş âlimlerinin hadislerin sıhhati, Kütüb-i Sitte’nin
güvenilirliği ve Hz. Peygamber’in hüküm koyma yetkisinin bulunup bulunmadığı gibi
konularda ne söylediklerini de yansıtmaya çalışmıştır. Bunlara ilaveten yazar, fakih olmasına
rağmen hadislerin dindeki yerini akli ve nakli delillerle ispatlamaya gayret etmiştir. Şüphesiz
onun halisane niyetle yaptığı bu yorum ve açıklamalar, günümüz ilim dünyasına katkı
sağlayacaktır.
üzerinde dilediğimiz gibi tasarruf yapabileceğimiz anlamına gelmemektedir. Çünkü bunların,
herhangi bir birey tarafından sınırsız ve kontrolsüz kullanılması halinde meydana gelecek
zarar, sadece kişinin kendisi değil, onlardan istifade eden tüm canlıları etkilemektedir.
Dolayısıyla bu değerlerden faydalanmadaki ortaklık, kirletmemedeki müşterekliği de
beraberinde düşündürmelidir. Hz. Peygamber’in bu ortak değerlerle ilgili eylem ve söylemleri,
görebildiğimiz kadarıyla, onları kirletmeme, âdil, eşit, ölçülü ve dengeli kullanma ve herkesin
istifadesine sunma üzerine odaklanmıştır. O (sav)’na göre söz konusu değerleri, Müslümanlar
sorumsuzca ve savurgan bir şekilde kullanmamalıdır. Bunlara ilaveten bu hadiste daha
yaşanılabilir bir dünya için, tüm insanlığın ortak bir bilince sahip olması gerektiği
vurgulanmaktadır.
yaygınlık kazanmıştır. Kişilerin alay konusu edildiği ve amiyane
ifadelerin kullanıldığı böylesi eğlence tarzlarının ahlaki sınırlarının belirlenmesi
gerekmektedir.
Gülmek ve güldürmek beşerî yapımızdan kaynaklanan ihtiyaçlardandır.
Bu iki ihtiyaç, Hz. Peygamber tarafından cevapsız bırakılmamış
ve ölçülü olmak şartıyla caiz görülmüştür. Nitekim Hz. Peygamber, zaman
zaman yaptığı şakalarla gülmeye ve güldürmeye olumlu yaklaştığını
göstermiştir. O, bazı hadislerinde de insanları güldürenlerin dikkat
etmeleri gereken ahlaki kuralları ifade etmiştir. İşte bu rivayetlerden
bazıları, çalışmamızın konusunu teşkil etmektedir. İnsanları güldürmek
için yalan söylenilmemesi gerektiğini vurgulayan bu rivayetler, makalemizde
hem senet hem de metin tenkiti açısından incelenecektir.