Yakut ve Yukagirlerin Geleneksel Dünya Görüșünde Salgın Hastalıklarla İlgili Anlatı, İnanıș ve Uygulamalar, 2020
XVII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar hemen her coğrafya yayılan ç çek hastalığı, S b rya'da yaşayan... more XVII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar hemen her coğrafya yayılan ç çek hastalığı, S b rya'da yaşayan topluluklar üzer nde de etk s n gösterm şt r. Yerl halkların, ölümler sebeb yle nüfusunun azalması, hastalığın gündel k hayata büyük ölçüde s rayet etmes yle net celenm ş ve bu hastalık da söz konusu halkların panteonunda yer almıştır.Bu hususlardan etk lenen topluluklardan b r de, S b rya'nın en esk sak nler nden Yakutlar ve Yukag rler olmuştur. S b rya'da yaşayan ve Şaman zm' geçm şten günümüze yaşayan d ğer topluluklar g b , Yakut ve Yukag rler de hastalıklara orta dünyada yaşayan olağanüstü varlıkların sebep olduğunu düşünürler. Söz konusu varlıkların nsanın ç organlarını yahut ruhunu (kut-ay b ) yemes yle ortaya çıkan hastalıklar, çeş tl anlatı, nanış ve uygulamaları da beraber nde get rm şt r. Bu çalışmanın amacı, b l nen ortaya çıkışıyla XVII. yüzyıldan t barengörülen ç çek hastalığı ve d ğer salgınların Yakut ve Yukag rler n dünya görüşler üzer ndek yansımalarını ve sözü ed len tar hten t baren meydana gelen m t k tasavvurdak değ ş mler n sebepler n ortaya koymaktır. Bununla beraber ç çek hastalığıyla lg l henüz yayınlanmamış met nler de b l m dünyasına sunulmuş ve böylel kle Yakutlar ve Yukag rler üzer nden S b rya halklarının salgın hastalıklara bakış açısı ele alınmış olacaktı. Anahtar Kel meler: Yakut, Yukag r, salgın, ç çek hastalığı, Şaman zm.
Sibirya Türklerinde Lamaizm-Burkanizm ve Sudur Kitaplarının Kökeni Üzerine Bir Araştırma
ÖZ: Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar geniş bir kültür coğrafyasında hareket ve hâkimiyet alanı b... more ÖZ: Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar geniş bir kültür coğrafyasında hareket ve hâkimiyet alanı bulan Türkler, yaşadıkları bölgelerdeki kültürleri derinden etkiledikleri gibi, diğer kültürlerden de etkilenmek suretiyle varlıklarını devam ettirmişlerdir. Lakin bu geniş ve takip edilmesi disiplinler arası bir işbirliğini zaruri kılan etkileşim süreci, Hint-Avrupacı yaklaşım başta olmak üzere birtakım kültürel unsurların kaynağının tespiti bağlamında tarafgir bir bakış açısıyla zedelenmiştir. Bu bakış açısından derinden etkilenen kültürlerin başında, şüphesiz insanlı tarihin arkaik dönemlerinden günümüze kadar pek çok radikal değişime önayak olan Türk kültürü ve medeniyeti gelmektedir. Bilindiği gibi Türk toplulukları, tarihi seyir içerisinde pek çok farklı dini tercih etmiş ve kimi zaman bu tercih, kültürel varlıkla çatıştığında ve din baskın geldiğinde, topluluklar, kültürel kimliklerinden uzaklaşma tehlikesiyle baş başa kalmışlardır. Bu dinlerden biri de, bilindiği gibi, başta Sibirya topluluklarını etkileyen Lamaizm ve son asırda ortaya çıkan Burkanizm'dir. Türk destanlarında rastlanılan sudur, alpların ve mitolojik varlıkların geçmiş, şimdiki zaman ve geleceği görmek ve tayin etmek maksadıyla kullandıkları bir kitaptır. Altın kitap, kara kitap, samara kitap, hopçu sudur, belge sudur, uzun sarıg sudur vd. gibi farklı adlandırmalara sahip olan sudurlar, birçok açıdan Türk kültürüne ait özellikler göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Budizm'e ve Budizm'in Tibet coğrafyasındaki adı olan Lamaizm'e ve Burkanizm'e ve tarihlerine yer vermek ve böylelikle Lamaizm'e atfedilen ve başta Altay ve Tuva olmak üzere Türk dünyası destanlarında yer alan "sudur kitapları" meselesinin kökenine ilişkin görüş ve önerileri paylaşmaktır. ABSTRACT: Turks who spreaded and domained in a cultural geography from Adriatic to China Sea, not just influenced culture of people where they live but also are affected by the other cultures. However this interaction process which needs to be handled by a interdisciplinary, is degenerated by especially Indo-European approach particularly in determining the origin of some cultural elements. Turkish culture and civilization which have always been taken the initiative for radical changes, can be mentioned at the beginning of the cultures affected by this point of view. As it's all known, Turkic people had choosed different religions in history and when the religion dominated the culture, the people had been in danger to grow away from the cultural identity. One of those religions are Lamaism which spreaded among the Siberian people and Burkhanism which showed up in last century.
Türk Kültüründe Dağ Kültü ve Dağ Kültüne Bağlı Varlıklar , 2020
Efsaneler, memoratlar ve destanlar, bilindiği gibi iptidai dönemlerde anlatılan mitlerin birer k... more Efsaneler, memoratlar ve destanlar, bilindiği gibi iptidai dönemlerde anlatılan mitlerin birer kalıntısı olarak yorumlanırlar ve bu nedenle anlatıldıkları milletin dünyayı algılama biçimleriyle ilgili oldukça önemli bilgileri ihtiva ederler. Bu minvalde söz konusu anlatım türlerinin, mitolojiye ait çeşitli dünya görüşlerini barındırdığı zikrolunabilir. Bilindiği gibi dağ kültü, Türkiye ve Türk dünyası Türkleri için oldukça önemli pratikleri ve inanışları barındırır. Bilhassa dağ kültü etrafında oluşan çeşitli yasaklar, doğrudan ya da dolaylı olarak cezalandırılma korkusunu da beraberinde getirir. Türkiye sahası anlatmalarında görülen ve doğaya yahut zatına karşı yapılan birtakım saygısızlıklardan ötürü cezalandırma işlevini üstelenen olağanüstü varlıklar kategorisinde dağ kültüne bağlı varlıklar da bulunur. Aynı varlıkların mevcudiyeti Türk kültüründe olduğu kadar dünyada da pek çok kültürde yer alır. Zarar verici, koruyucu veya tabu olarak tasavvur edilen bu varlıklar, iptidai zamanlardan günümüze halkbilimi ürünlerinden, inanış, pratik veya anlatı düzleminde yaşatılmışlardır. Bu çalışmanın amacı, söz konusu coğrafyada anlatılan efsane, memorat ve destanlarda dağ kültüne bağlı olağanüstü varlıkları incelemek ve işlevlerini,arkaik ögeleriyle birlikte ortaya koymaktır.
Tükürük, kan, saç ve tırnak gibi, kemik de büyüde, halk inanışlarında ve halk hekimliğinde kullan... more Tükürük, kan, saç ve tırnak gibi, kemik de büyüde, halk inanışlarında ve halk hekimliğinde kullanılan insan ve hayvan vücudunun parçalarından biridir. Kemikler, etrafı etle sarılmış vücudun temel yapısı olarak ele alındığından, ruhun kendisi veya ruhun bulunduğu yer olarak değerlendirilirler. Vücudun büyük bir kısmının ve etin çürümesinin aksine, kemik çürümez ve bu sebeple de dünyanın yaratılışı çoğunlukla kemikle ilişkilendirilir. Dünyanın pek çok yerinde halk inanışlarında, halk hekimliğinde, efsanelerde, destanlarda ve masallarda kemik folkloruna ilişkin numuneleri görmek mümkündür. Halk muhayyilesinin farklı üretim alanlarını kapsayan sözlü anlatmalar ve günlük hayatın çeşitli safhalarında kullanılan pratik, uygulama ve inanışlar, bu nazarla "kemik" etrafında değerlendirildiğinde kadim bir bilgi açığa çıkmaktadır. Bu bilgi, hâlihazırda deformasyonunu ve gelişimini sürdürmekte, dolayısıyla değişmeye ve dönüşmeye devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı da kemik folklorunu farklı kültürlerde ele almak ve dolayısıyla da insanlığın ortak geleneklerinden birini ortaya koymaktır. Böylelikle folklorun bir araya getirme özelliği de vurgulanmış olacaktır. Bu suretle kemik etrafında şekillenen halkbilimi unsurlarından yola çıkarak "kemik folkloru" teriminin alana kazandırılması hedeflenmektedir.
ÖZ: Arkeolojik bulgulardan elde edilen bilgilere göre yamyamlık, insanlık için oldukça eski ve kö... more ÖZ: Arkeolojik bulgulardan elde edilen bilgilere göre yamyamlık, insanlık için oldukça eski ve köklü beslenme biçimlerinden biridir. Kendi içinde türlerine ayrılan yamyamlık, bilindiği gibi zorunlu, ritüele, tedaviye veya lezzete bağlı olmak üzere temel nedenlerden ötürü gerçekleştirilir. Tarihin birçok döneminde, insanların kendi grupları içinde veya dışındaki insanların etiyle beslendikleri bilimsel bulgularla ortaya konulmuştur. Van'ın güneybatısında bulunan Çatak ilçesi, şehir merkezine 81 km uzaklıktadır. İlçeye bağlı mahallelerden bugünkü bilinen adıyla Bahçıvan, eski adıyla Mirovharan, Çatak ilçe merkezine 5 km mesafede bulunmaktadır ve mahalle, diğer köylerden Çataksuyu Çayı ile ayrılmaktadır. Köyde, tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, insan yiyen bir topluluğun yaşadığı rivayet edilmekte ve söz konusu toplulukla ilgili birkaç anlatı bulunmaktadır. Öte yandan yörede, topluluğun yaşadığı düşünülen birtakım taş yapılar da varlığını korumaktadır. Bu çalışmanın amacı, dünyada yamyamlığın tarihini teferruatlı bir biçimde ortaya koymak, yamyamlığın tespitiyle alakalı bilimsel verileri bir araya getirmek ve Mirovharan adlı toplulukla ilgili derlenen metinleri sunmak, böylelikle anlatılan efsaneler ile tarihsel bulgular arasında bir karşılaştırma yapmaktır. Anahtar Kelimeler: Yamyamlık, Mirovharan, insan yeme, efsane, sözlü tarih. ABSTRACT: According to archaeological findings, cannibalism is one of the ancient and deep-rooted diets. Cannibalism which classified according to the way of perform based on obligatory diet, ritual and treatment, It's put forward with scientific datas that cannibalism of people in their own society or others. Çatak, which is located in the southwest of Van and 81 km away from city center. Bahçıvan Village, with its old name Mirovharan, is 5 km away from Çatak county and separated from other villages with Çataksuyu stream. In the village, without an exact date, existence of a cannibal society is narrated and legends are told about them. On the other hand there are stone buildings which is thought to be owned by cannibals. This study aims to handle the history of cannibalism and determination of cannibalism in detail and legends about Mirovxharan complied from the region. Thus history will be compared with legends.
Avrupa’da ve Amerika’da üzerine oldukça önemli çalışmalar yapılan demonoloji, ne yazık ki Türkiy... more Avrupa’da ve Amerika’da üzerine oldukça önemli çalışmalar yapılan demonoloji, ne yazık ki Türkiye ve Türk Dünyası’nda yapılan çalışmalarda ihmal edilmiş ve bu konuya son birkaç yılda ağırlık verilmeye başlanmıştır. Demonoloji bakımından oldukça zengin olan Türk anlatı geleneği, Anadolu’dan Sibirya’da yekun bir yapı özelliği gösterir. Evrensel bir bahis olan cadılık müessesi de, bu minvalde Türk anlatılarında ve pratiklerinde kendine yer bulmuş, muhayyel ve gerçek olmak üzere iki farklı kategoride ele alınmıştır. Bilindiği gibi masallar muhayyel bir dünyanın mahsulleri iken, efsaneler ise hakiki dünyayı iptidai bir bakış açısıyla yeniden ele alır. Bu çalışmanın amacı da, efsaneler ışığında cadılık müessesesini ele almak ve yerel bir demon olan Mayısa tipini incelemektir.
Demonology studies are neglected and valued in recent years in Turkey on which important studies are done in Europe and America. Turkish narrative culture which is fertile in demonology, is a unified structure from Anatolia to Siberia. The witchcraft which is a universal subject, is one of the issues that is subject to practices and narratives and handles in two categories as imaginary and real. As known while folk tales are about an imaginary world, legends reconsider the world we know with an ancient perspective. This study aims to handle the witchcraft and Mayisa, a local demon.
Kuğu Kız Anlatmalarının Varyantları, Variants of Swan-Maiden Tales., 2019
Halk muhayyilesi, var olan durumları tarihsel koşullarla beraber yeniden ele almasının yanında, e... more Halk muhayyilesi, var olan durumları tarihsel koşullarla beraber yeniden ele almasının yanında, ele aldığı hususlara her yaş grubuna uygun olarak şekil verir. Bu da halk edebiyatı ürünlerinin toplumun her yaş kesimine hitap etmesinin ve dolayısıyla da kolektif şuuru inşa etmesinin bir göstergesi olarak yorumlanmalıdır. Bilindiği gibi çeşitli halk edebiyatı ürünlerinin ortaya çıkışı hususunda pek çok farklı görüş bulunmaktadır ve bunlardan en dikkat çekeni, milletlerin tarihin belirli noktalarında ortak bir kültüre sahip olmaları yahut aynı medeniyet seviyesine ulaşmış toplulukların benzer ürünler ortaya koyacağıdır. Bu çalışma, Avrupa ve Asya ülkelerinde eskiden beri bilinen ve üzerine çeşitli bilimsel incelemeler yapılan Kuğu-kız anlatmaları üzerinde temellenmektedir. Çalışmanın amacı, Türkiye ve Türk dünyası halk edebiyatında masal, efsane ve destan formlarında anlatılan Kuğu-kız anlatmalarını tespit etmek ve bu anlatıları diğer ulusların anlatmalarıyla mukayese etmektir.
Imagination of folk handles the current cases with conditions of history. Beside that it shapes those cases for every age group. This can be paraphrased as folklore’s approximation with ever age group and shaping the collective consciousness. As known there are a lot of opinions about folk literature’s origin and one of those which takes attention the most is nations had a common culture or nations which are at the same level of civilization produce same things. This study bases on swan-maiden tales on which lots of scientific researches are done and that are known for long in Europe and Asia. That paper aims to determine swan-maiden tales which are told as fairy tale, legend and epics in the folk literature of Turkey and Turkish World and comparing those tales with other nations’ swan-maiden tales.
Halk Anlatılarında "Pir" ve "Pes" İle Başlayan Demonlar, 2018
Halk anlatıları, derin bir geçmişe dayanmalarının yanında, geleceğe de hitap etmeleri bakımından ... more Halk anlatıları, derin bir geçmişe dayanmalarının yanında, geleceğe de hitap etmeleri bakımından önemlidir. Bu yönleriyle halk anlatıları, toplumsal düzenlemeler, gündelik hayatın işleyişi, içerisinde birtakım inanışları barındırmaları ve bu inanışların aktarıcıları rollerini üstlenirler. Bilindiği gibi Anadolu sahası Türkleri, İslamiyet’e geçişle beraber Şamanizm’e veya genel tabirle “eski din”e ait birtakım ananeler ve anlatıları unutmuş veya bu anane ve anlatıları İslami formda yeniden işleyerek yaşatmaya devam etmişlerdir. Dolayısıyla, her ne kadar Anadolu sahası için bir din değişikliği meydana gelmişse de, Şamanizm’e ait çeşitli numuneler aslına sadık kalınarak veya kalınmayarak, İslamiyet’e uygun veya İslamiyet’i ihtiva edecek bir biçimde yeniden yazılma/anlatılma yahut icra edilme süreciyle varlıklarını sürdüre gelmişlerdir. Bilindiği gibi Anadolu sahası efsaneleri ve memoratları, demonoloji bakımından oldukça önemli bilgileri içerirler. Doğası gereği efsane ve memoratlar, anlatanın ve dinleyenin bizzat inandığı ve yaşandığı düşünülen olaylar hakkında nakledilirler. Efsane ve memoratlarda görülen demonlar da, Türkiye için henüz yeni bir saha olan “demonoloji” hususunda incelenmesi gereken yegâne geleneğin başında gelir. Nitekim alanla ilgili literatür tarandığında, Türkiye’de henüz adı zikredilmemiş fakat efsanelerde anlatılagelen birçok demonun varlığı dikkati çeker. Bu demonlardan bazıları da, bilhassa Güneydoğu Anadolu sahası efsane ve memoratlarında yer edinen Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik’tir. Bu çalışmada, Anadolu’nun bir kısmında, özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesi efsanelerine konu olan, özellik ve görünüş itibariyle Anadolu’da yaşadığına inanılan diğer birtakım demonlarla ortak/farklı özelliklere sahip, Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik adlı demonlar, efsane ve memoratlar ve bu efsane ve memoratların anlatıldığı bölgenin halk inanışları bağlamında değerlendirilecektir. Çalışma ile elde edilmek istenen netice, söz konusu varlıkları bütün yönleriyle tanıtmak ve Türkiye’de yapılacak demonoloji çalışmalarında kaynak oluşturmaktır.
Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, considered with these aspects, orginazies society, helps the functioning of daily life, includes folk beliefs and transfers them. As known, Turks of Anatolia, have forgotten lots of traditions and tales from Shamanism or kept them with different form by reshaping them. Despite that a change of religion has been occured in Anatolia, elements of folk culture from Shamanizm (appropriate to legacy or not) are kept alive by being shaped for Islam or including Islam. As known memorates and legens includes important knowledge for demonology. Legens and memorates, with their own nature, are told about events that narrator and listener believ. Legens and memorates come first for demonology in Turkey to examine. Thus when the literature studied it can be seen that there are lots of demons that are told in legends and memorates but aren’t studied well. Some of these demons which are told in legends and memorates of Southeast Anatolia are Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik. In this study, the demons Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik which have similar or different characteristics and appeal from other demons in Turkey will be examined. Mentioned demons will be studied with the help of folk beliefs of area in which legends and memorates are told about Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik. This study aims to introduce the demons and write a source for demonology researches in Turkey.
Mardin ve Çevre İllerinde Yaşayan Demonlar: Pirabok Örneği, IV. Uluslararası Mardin Kültür ve Medeniyet Kongresi, 2018
Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, consider... more Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, considered with these aspects, orginazies society, helps the functioning of daily life, includes folk beliefs and transfers them. As known, Turks of Anatolia, have forgotten lots of traditions and tales from Shamanism or kept them with different form by reshaping them. Despite that a change of religion has been occured in Anatolia, elements of folk culture from Shamanizm (appropriate to legacy or not) are kept alive by being shaped for Islam or including Islam. As known memorates and legens includes important knowledge for demonology. Legens and memorates, with their own nature, are told about events that narrator and listener believ. Legens and memorates come first for demonology in Turkey to examine. Thus when the literature studied it can be seen that there are lots of demons that are told in legends and memorates but
Yakut ve Yukagirlerin Geleneksel Dünya Görüșünde Salgın Hastalıklarla İlgili Anlatı, İnanıș ve Uygulamalar, 2020
XVII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar hemen her coğrafya yayılan ç çek hastalığı, S b rya'da yaşayan... more XVII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar hemen her coğrafya yayılan ç çek hastalığı, S b rya'da yaşayan topluluklar üzer nde de etk s n gösterm şt r. Yerl halkların, ölümler sebeb yle nüfusunun azalması, hastalığın gündel k hayata büyük ölçüde s rayet etmes yle net celenm ş ve bu hastalık da söz konusu halkların panteonunda yer almıştır.Bu hususlardan etk lenen topluluklardan b r de, S b rya'nın en esk sak nler nden Yakutlar ve Yukag rler olmuştur. S b rya'da yaşayan ve Şaman zm' geçm şten günümüze yaşayan d ğer topluluklar g b , Yakut ve Yukag rler de hastalıklara orta dünyada yaşayan olağanüstü varlıkların sebep olduğunu düşünürler. Söz konusu varlıkların nsanın ç organlarını yahut ruhunu (kut-ay b ) yemes yle ortaya çıkan hastalıklar, çeş tl anlatı, nanış ve uygulamaları da beraber nde get rm şt r. Bu çalışmanın amacı, b l nen ortaya çıkışıyla XVII. yüzyıldan t barengörülen ç çek hastalığı ve d ğer salgınların Yakut ve Yukag rler n dünya görüşler üzer ndek yansımalarını ve sözü ed len tar hten t baren meydana gelen m t k tasavvurdak değ ş mler n sebepler n ortaya koymaktır. Bununla beraber ç çek hastalığıyla lg l henüz yayınlanmamış met nler de b l m dünyasına sunulmuş ve böylel kle Yakutlar ve Yukag rler üzer nden S b rya halklarının salgın hastalıklara bakış açısı ele alınmış olacaktı. Anahtar Kel meler: Yakut, Yukag r, salgın, ç çek hastalığı, Şaman zm.
Sibirya Türklerinde Lamaizm-Burkanizm ve Sudur Kitaplarının Kökeni Üzerine Bir Araştırma
ÖZ: Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar geniş bir kültür coğrafyasında hareket ve hâkimiyet alanı b... more ÖZ: Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar geniş bir kültür coğrafyasında hareket ve hâkimiyet alanı bulan Türkler, yaşadıkları bölgelerdeki kültürleri derinden etkiledikleri gibi, diğer kültürlerden de etkilenmek suretiyle varlıklarını devam ettirmişlerdir. Lakin bu geniş ve takip edilmesi disiplinler arası bir işbirliğini zaruri kılan etkileşim süreci, Hint-Avrupacı yaklaşım başta olmak üzere birtakım kültürel unsurların kaynağının tespiti bağlamında tarafgir bir bakış açısıyla zedelenmiştir. Bu bakış açısından derinden etkilenen kültürlerin başında, şüphesiz insanlı tarihin arkaik dönemlerinden günümüze kadar pek çok radikal değişime önayak olan Türk kültürü ve medeniyeti gelmektedir. Bilindiği gibi Türk toplulukları, tarihi seyir içerisinde pek çok farklı dini tercih etmiş ve kimi zaman bu tercih, kültürel varlıkla çatıştığında ve din baskın geldiğinde, topluluklar, kültürel kimliklerinden uzaklaşma tehlikesiyle baş başa kalmışlardır. Bu dinlerden biri de, bilindiği gibi, başta Sibirya topluluklarını etkileyen Lamaizm ve son asırda ortaya çıkan Burkanizm'dir. Türk destanlarında rastlanılan sudur, alpların ve mitolojik varlıkların geçmiş, şimdiki zaman ve geleceği görmek ve tayin etmek maksadıyla kullandıkları bir kitaptır. Altın kitap, kara kitap, samara kitap, hopçu sudur, belge sudur, uzun sarıg sudur vd. gibi farklı adlandırmalara sahip olan sudurlar, birçok açıdan Türk kültürüne ait özellikler göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Budizm'e ve Budizm'in Tibet coğrafyasındaki adı olan Lamaizm'e ve Burkanizm'e ve tarihlerine yer vermek ve böylelikle Lamaizm'e atfedilen ve başta Altay ve Tuva olmak üzere Türk dünyası destanlarında yer alan "sudur kitapları" meselesinin kökenine ilişkin görüş ve önerileri paylaşmaktır. ABSTRACT: Turks who spreaded and domained in a cultural geography from Adriatic to China Sea, not just influenced culture of people where they live but also are affected by the other cultures. However this interaction process which needs to be handled by a interdisciplinary, is degenerated by especially Indo-European approach particularly in determining the origin of some cultural elements. Turkish culture and civilization which have always been taken the initiative for radical changes, can be mentioned at the beginning of the cultures affected by this point of view. As it's all known, Turkic people had choosed different religions in history and when the religion dominated the culture, the people had been in danger to grow away from the cultural identity. One of those religions are Lamaism which spreaded among the Siberian people and Burkhanism which showed up in last century.
Türk Kültüründe Dağ Kültü ve Dağ Kültüne Bağlı Varlıklar , 2020
Efsaneler, memoratlar ve destanlar, bilindiği gibi iptidai dönemlerde anlatılan mitlerin birer k... more Efsaneler, memoratlar ve destanlar, bilindiği gibi iptidai dönemlerde anlatılan mitlerin birer kalıntısı olarak yorumlanırlar ve bu nedenle anlatıldıkları milletin dünyayı algılama biçimleriyle ilgili oldukça önemli bilgileri ihtiva ederler. Bu minvalde söz konusu anlatım türlerinin, mitolojiye ait çeşitli dünya görüşlerini barındırdığı zikrolunabilir. Bilindiği gibi dağ kültü, Türkiye ve Türk dünyası Türkleri için oldukça önemli pratikleri ve inanışları barındırır. Bilhassa dağ kültü etrafında oluşan çeşitli yasaklar, doğrudan ya da dolaylı olarak cezalandırılma korkusunu da beraberinde getirir. Türkiye sahası anlatmalarında görülen ve doğaya yahut zatına karşı yapılan birtakım saygısızlıklardan ötürü cezalandırma işlevini üstelenen olağanüstü varlıklar kategorisinde dağ kültüne bağlı varlıklar da bulunur. Aynı varlıkların mevcudiyeti Türk kültüründe olduğu kadar dünyada da pek çok kültürde yer alır. Zarar verici, koruyucu veya tabu olarak tasavvur edilen bu varlıklar, iptidai zamanlardan günümüze halkbilimi ürünlerinden, inanış, pratik veya anlatı düzleminde yaşatılmışlardır. Bu çalışmanın amacı, söz konusu coğrafyada anlatılan efsane, memorat ve destanlarda dağ kültüne bağlı olağanüstü varlıkları incelemek ve işlevlerini,arkaik ögeleriyle birlikte ortaya koymaktır.
Tükürük, kan, saç ve tırnak gibi, kemik de büyüde, halk inanışlarında ve halk hekimliğinde kullan... more Tükürük, kan, saç ve tırnak gibi, kemik de büyüde, halk inanışlarında ve halk hekimliğinde kullanılan insan ve hayvan vücudunun parçalarından biridir. Kemikler, etrafı etle sarılmış vücudun temel yapısı olarak ele alındığından, ruhun kendisi veya ruhun bulunduğu yer olarak değerlendirilirler. Vücudun büyük bir kısmının ve etin çürümesinin aksine, kemik çürümez ve bu sebeple de dünyanın yaratılışı çoğunlukla kemikle ilişkilendirilir. Dünyanın pek çok yerinde halk inanışlarında, halk hekimliğinde, efsanelerde, destanlarda ve masallarda kemik folkloruna ilişkin numuneleri görmek mümkündür. Halk muhayyilesinin farklı üretim alanlarını kapsayan sözlü anlatmalar ve günlük hayatın çeşitli safhalarında kullanılan pratik, uygulama ve inanışlar, bu nazarla "kemik" etrafında değerlendirildiğinde kadim bir bilgi açığa çıkmaktadır. Bu bilgi, hâlihazırda deformasyonunu ve gelişimini sürdürmekte, dolayısıyla değişmeye ve dönüşmeye devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı da kemik folklorunu farklı kültürlerde ele almak ve dolayısıyla da insanlığın ortak geleneklerinden birini ortaya koymaktır. Böylelikle folklorun bir araya getirme özelliği de vurgulanmış olacaktır. Bu suretle kemik etrafında şekillenen halkbilimi unsurlarından yola çıkarak "kemik folkloru" teriminin alana kazandırılması hedeflenmektedir.
ÖZ: Arkeolojik bulgulardan elde edilen bilgilere göre yamyamlık, insanlık için oldukça eski ve kö... more ÖZ: Arkeolojik bulgulardan elde edilen bilgilere göre yamyamlık, insanlık için oldukça eski ve köklü beslenme biçimlerinden biridir. Kendi içinde türlerine ayrılan yamyamlık, bilindiği gibi zorunlu, ritüele, tedaviye veya lezzete bağlı olmak üzere temel nedenlerden ötürü gerçekleştirilir. Tarihin birçok döneminde, insanların kendi grupları içinde veya dışındaki insanların etiyle beslendikleri bilimsel bulgularla ortaya konulmuştur. Van'ın güneybatısında bulunan Çatak ilçesi, şehir merkezine 81 km uzaklıktadır. İlçeye bağlı mahallelerden bugünkü bilinen adıyla Bahçıvan, eski adıyla Mirovharan, Çatak ilçe merkezine 5 km mesafede bulunmaktadır ve mahalle, diğer köylerden Çataksuyu Çayı ile ayrılmaktadır. Köyde, tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, insan yiyen bir topluluğun yaşadığı rivayet edilmekte ve söz konusu toplulukla ilgili birkaç anlatı bulunmaktadır. Öte yandan yörede, topluluğun yaşadığı düşünülen birtakım taş yapılar da varlığını korumaktadır. Bu çalışmanın amacı, dünyada yamyamlığın tarihini teferruatlı bir biçimde ortaya koymak, yamyamlığın tespitiyle alakalı bilimsel verileri bir araya getirmek ve Mirovharan adlı toplulukla ilgili derlenen metinleri sunmak, böylelikle anlatılan efsaneler ile tarihsel bulgular arasında bir karşılaştırma yapmaktır. Anahtar Kelimeler: Yamyamlık, Mirovharan, insan yeme, efsane, sözlü tarih. ABSTRACT: According to archaeological findings, cannibalism is one of the ancient and deep-rooted diets. Cannibalism which classified according to the way of perform based on obligatory diet, ritual and treatment, It's put forward with scientific datas that cannibalism of people in their own society or others. Çatak, which is located in the southwest of Van and 81 km away from city center. Bahçıvan Village, with its old name Mirovharan, is 5 km away from Çatak county and separated from other villages with Çataksuyu stream. In the village, without an exact date, existence of a cannibal society is narrated and legends are told about them. On the other hand there are stone buildings which is thought to be owned by cannibals. This study aims to handle the history of cannibalism and determination of cannibalism in detail and legends about Mirovxharan complied from the region. Thus history will be compared with legends.
Avrupa’da ve Amerika’da üzerine oldukça önemli çalışmalar yapılan demonoloji, ne yazık ki Türkiy... more Avrupa’da ve Amerika’da üzerine oldukça önemli çalışmalar yapılan demonoloji, ne yazık ki Türkiye ve Türk Dünyası’nda yapılan çalışmalarda ihmal edilmiş ve bu konuya son birkaç yılda ağırlık verilmeye başlanmıştır. Demonoloji bakımından oldukça zengin olan Türk anlatı geleneği, Anadolu’dan Sibirya’da yekun bir yapı özelliği gösterir. Evrensel bir bahis olan cadılık müessesi de, bu minvalde Türk anlatılarında ve pratiklerinde kendine yer bulmuş, muhayyel ve gerçek olmak üzere iki farklı kategoride ele alınmıştır. Bilindiği gibi masallar muhayyel bir dünyanın mahsulleri iken, efsaneler ise hakiki dünyayı iptidai bir bakış açısıyla yeniden ele alır. Bu çalışmanın amacı da, efsaneler ışığında cadılık müessesesini ele almak ve yerel bir demon olan Mayısa tipini incelemektir.
Demonology studies are neglected and valued in recent years in Turkey on which important studies are done in Europe and America. Turkish narrative culture which is fertile in demonology, is a unified structure from Anatolia to Siberia. The witchcraft which is a universal subject, is one of the issues that is subject to practices and narratives and handles in two categories as imaginary and real. As known while folk tales are about an imaginary world, legends reconsider the world we know with an ancient perspective. This study aims to handle the witchcraft and Mayisa, a local demon.
Kuğu Kız Anlatmalarının Varyantları, Variants of Swan-Maiden Tales., 2019
Halk muhayyilesi, var olan durumları tarihsel koşullarla beraber yeniden ele almasının yanında, e... more Halk muhayyilesi, var olan durumları tarihsel koşullarla beraber yeniden ele almasının yanında, ele aldığı hususlara her yaş grubuna uygun olarak şekil verir. Bu da halk edebiyatı ürünlerinin toplumun her yaş kesimine hitap etmesinin ve dolayısıyla da kolektif şuuru inşa etmesinin bir göstergesi olarak yorumlanmalıdır. Bilindiği gibi çeşitli halk edebiyatı ürünlerinin ortaya çıkışı hususunda pek çok farklı görüş bulunmaktadır ve bunlardan en dikkat çekeni, milletlerin tarihin belirli noktalarında ortak bir kültüre sahip olmaları yahut aynı medeniyet seviyesine ulaşmış toplulukların benzer ürünler ortaya koyacağıdır. Bu çalışma, Avrupa ve Asya ülkelerinde eskiden beri bilinen ve üzerine çeşitli bilimsel incelemeler yapılan Kuğu-kız anlatmaları üzerinde temellenmektedir. Çalışmanın amacı, Türkiye ve Türk dünyası halk edebiyatında masal, efsane ve destan formlarında anlatılan Kuğu-kız anlatmalarını tespit etmek ve bu anlatıları diğer ulusların anlatmalarıyla mukayese etmektir.
Imagination of folk handles the current cases with conditions of history. Beside that it shapes those cases for every age group. This can be paraphrased as folklore’s approximation with ever age group and shaping the collective consciousness. As known there are a lot of opinions about folk literature’s origin and one of those which takes attention the most is nations had a common culture or nations which are at the same level of civilization produce same things. This study bases on swan-maiden tales on which lots of scientific researches are done and that are known for long in Europe and Asia. That paper aims to determine swan-maiden tales which are told as fairy tale, legend and epics in the folk literature of Turkey and Turkish World and comparing those tales with other nations’ swan-maiden tales.
Halk Anlatılarında "Pir" ve "Pes" İle Başlayan Demonlar, 2018
Halk anlatıları, derin bir geçmişe dayanmalarının yanında, geleceğe de hitap etmeleri bakımından ... more Halk anlatıları, derin bir geçmişe dayanmalarının yanında, geleceğe de hitap etmeleri bakımından önemlidir. Bu yönleriyle halk anlatıları, toplumsal düzenlemeler, gündelik hayatın işleyişi, içerisinde birtakım inanışları barındırmaları ve bu inanışların aktarıcıları rollerini üstlenirler. Bilindiği gibi Anadolu sahası Türkleri, İslamiyet’e geçişle beraber Şamanizm’e veya genel tabirle “eski din”e ait birtakım ananeler ve anlatıları unutmuş veya bu anane ve anlatıları İslami formda yeniden işleyerek yaşatmaya devam etmişlerdir. Dolayısıyla, her ne kadar Anadolu sahası için bir din değişikliği meydana gelmişse de, Şamanizm’e ait çeşitli numuneler aslına sadık kalınarak veya kalınmayarak, İslamiyet’e uygun veya İslamiyet’i ihtiva edecek bir biçimde yeniden yazılma/anlatılma yahut icra edilme süreciyle varlıklarını sürdüre gelmişlerdir. Bilindiği gibi Anadolu sahası efsaneleri ve memoratları, demonoloji bakımından oldukça önemli bilgileri içerirler. Doğası gereği efsane ve memoratlar, anlatanın ve dinleyenin bizzat inandığı ve yaşandığı düşünülen olaylar hakkında nakledilirler. Efsane ve memoratlarda görülen demonlar da, Türkiye için henüz yeni bir saha olan “demonoloji” hususunda incelenmesi gereken yegâne geleneğin başında gelir. Nitekim alanla ilgili literatür tarandığında, Türkiye’de henüz adı zikredilmemiş fakat efsanelerde anlatılagelen birçok demonun varlığı dikkati çeker. Bu demonlardan bazıları da, bilhassa Güneydoğu Anadolu sahası efsane ve memoratlarında yer edinen Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik’tir. Bu çalışmada, Anadolu’nun bir kısmında, özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesi efsanelerine konu olan, özellik ve görünüş itibariyle Anadolu’da yaşadığına inanılan diğer birtakım demonlarla ortak/farklı özelliklere sahip, Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik adlı demonlar, efsane ve memoratlar ve bu efsane ve memoratların anlatıldığı bölgenin halk inanışları bağlamında değerlendirilecektir. Çalışma ile elde edilmek istenen netice, söz konusu varlıkları bütün yönleriyle tanıtmak ve Türkiye’de yapılacak demonoloji çalışmalarında kaynak oluşturmaktır.
Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, considered with these aspects, orginazies society, helps the functioning of daily life, includes folk beliefs and transfers them. As known, Turks of Anatolia, have forgotten lots of traditions and tales from Shamanism or kept them with different form by reshaping them. Despite that a change of religion has been occured in Anatolia, elements of folk culture from Shamanizm (appropriate to legacy or not) are kept alive by being shaped for Islam or including Islam. As known memorates and legens includes important knowledge for demonology. Legens and memorates, with their own nature, are told about events that narrator and listener believ. Legens and memorates come first for demonology in Turkey to examine. Thus when the literature studied it can be seen that there are lots of demons that are told in legends and memorates but aren’t studied well. Some of these demons which are told in legends and memorates of Southeast Anatolia are Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik. In this study, the demons Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik which have similar or different characteristics and appeal from other demons in Turkey will be examined. Mentioned demons will be studied with the help of folk beliefs of area in which legends and memorates are told about Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik. This study aims to introduce the demons and write a source for demonology researches in Turkey.
Mardin ve Çevre İllerinde Yaşayan Demonlar: Pirabok Örneği, IV. Uluslararası Mardin Kültür ve Medeniyet Kongresi, 2018
Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, consider... more Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, considered with these aspects, orginazies society, helps the functioning of daily life, includes folk beliefs and transfers them. As known, Turks of Anatolia, have forgotten lots of traditions and tales from Shamanism or kept them with different form by reshaping them. Despite that a change of religion has been occured in Anatolia, elements of folk culture from Shamanizm (appropriate to legacy or not) are kept alive by being shaped for Islam or including Islam. As known memorates and legens includes important knowledge for demonology. Legens and memorates, with their own nature, are told about events that narrator and listener believ. Legens and memorates come first for demonology in Turkey to examine. Thus when the literature studied it can be seen that there are lots of demons that are told in legends and memorates but
Uploads
Papers by İrfan Polat
anlatıldıkları milletin dünyayı algılama biçimleriyle ilgili oldukça önemli bilgileri ihtiva ederler. Bu minvalde söz konusu anlatım türlerinin, mitolojiye ait çeşitli dünya görüşlerini barındırdığı zikrolunabilir. Bilindiği gibi dağ kültü, Türkiye ve Türk dünyası Türkleri için oldukça önemli pratikleri ve inanışları barındırır. Bilhassa
dağ kültü etrafında oluşan çeşitli yasaklar, doğrudan ya da dolaylı olarak cezalandırılma korkusunu da beraberinde getirir. Türkiye sahası
anlatmalarında görülen ve doğaya yahut zatına karşı yapılan birtakım saygısızlıklardan ötürü cezalandırma işlevini üstelenen olağanüstü varlıklar kategorisinde dağ kültüne bağlı varlıklar
da bulunur. Aynı varlıkların mevcudiyeti Türk kültüründe
olduğu kadar dünyada da pek çok kültürde yer alır. Zarar verici, koruyucu veya tabu olarak tasavvur
edilen bu varlıklar, iptidai zamanlardan günümüze halkbilimi ürünlerinden, inanış, pratik veya anlatı düzleminde yaşatılmışlardır. Bu çalışmanın amacı, söz konusu coğrafyada anlatılan efsane, memorat ve destanlarda dağ kültüne bağlı olağanüstü
varlıkları incelemek ve işlevlerini,arkaik ögeleriyle birlikte ortaya koymaktır.
Demonology studies are neglected and valued in recent years in Turkey on which important studies are done in Europe and America. Turkish narrative culture which is fertile in demonology, is a unified structure from Anatolia to Siberia. The witchcraft which is a universal subject, is one of the issues that is subject to practices and narratives and handles in two categories as imaginary and real. As known while folk tales are about an imaginary world, legends reconsider the world we know with an ancient perspective. This study aims to handle the witchcraft and Mayisa, a local demon.
Bilindiği gibi çeşitli halk edebiyatı ürünlerinin ortaya çıkışı hususunda pek çok farklı görüş bulunmaktadır ve bunlardan en dikkat çekeni, milletlerin tarihin belirli noktalarında ortak bir kültüre sahip olmaları yahut aynı medeniyet seviyesine ulaşmış toplulukların benzer ürünler ortaya koyacağıdır.
Bu çalışma, Avrupa ve Asya ülkelerinde eskiden beri bilinen ve üzerine çeşitli bilimsel incelemeler yapılan Kuğu-kız anlatmaları üzerinde temellenmektedir. Çalışmanın amacı, Türkiye ve Türk dünyası halk edebiyatında masal, efsane ve destan formlarında anlatılan Kuğu-kız anlatmalarını tespit etmek ve bu anlatıları diğer ulusların anlatmalarıyla mukayese etmektir.
Imagination of folk handles the current cases with conditions of history. Beside that it shapes those cases for every age group. This can be paraphrased as folklore’s approximation with ever age group and shaping the collective consciousness.
As known there are a lot of opinions about folk literature’s origin and one of those which takes attention the most is nations had a common culture or nations which are at the same level of civilization produce same things.
This study bases on swan-maiden tales on which lots of scientific researches are done and that are known for long in Europe and Asia. That paper aims to determine swan-maiden tales which are told as fairy tale, legend and epics in the folk literature of Turkey and Turkish World and comparing those tales with other nations’ swan-maiden tales.
Bilindiği gibi Anadolu sahası efsaneleri ve memoratları, demonoloji bakımından oldukça önemli bilgileri içerirler. Doğası gereği efsane ve memoratlar, anlatanın ve dinleyenin bizzat inandığı ve yaşandığı düşünülen olaylar hakkında nakledilirler. Efsane ve memoratlarda görülen demonlar da, Türkiye için henüz yeni bir saha olan “demonoloji” hususunda incelenmesi gereken yegâne geleneğin başında gelir. Nitekim alanla ilgili literatür tarandığında, Türkiye’de henüz adı zikredilmemiş fakat efsanelerde anlatılagelen birçok demonun varlığı dikkati çeker. Bu demonlardan bazıları da, bilhassa Güneydoğu Anadolu sahası efsane ve memoratlarında yer edinen Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik’tir.
Bu çalışmada, Anadolu’nun bir kısmında, özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesi efsanelerine konu olan, özellik ve görünüş itibariyle Anadolu’da yaşadığına inanılan diğer birtakım demonlarla ortak/farklı özelliklere sahip, Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik adlı demonlar, efsane ve memoratlar ve bu efsane ve memoratların anlatıldığı bölgenin halk inanışları bağlamında değerlendirilecektir. Çalışma ile elde edilmek istenen netice, söz konusu varlıkları bütün yönleriyle tanıtmak ve Türkiye’de yapılacak demonoloji çalışmalarında kaynak oluşturmaktır.
Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, considered with these aspects, orginazies society, helps the functioning of daily life, includes folk beliefs and transfers them. As known, Turks of Anatolia, have forgotten lots of traditions and tales from Shamanism or kept them with different form by reshaping them. Despite that a change of religion has been occured in Anatolia, elements of folk culture from Shamanizm (appropriate to legacy or not) are kept alive by being shaped for Islam or including Islam.
As known memorates and legens includes important knowledge for demonology. Legens and memorates, with their own nature, are told about events that narrator and listener believ. Legens and memorates come first for demonology in Turkey to examine. Thus when the literature studied it can be seen that there are lots of demons that are told in legends and memorates but aren’t studied well. Some of these demons which are told in legends and memorates of Southeast Anatolia are Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik.
In this study, the demons Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik which have similar or different characteristics and appeal from other demons in Turkey will be examined. Mentioned demons will be studied with the help of folk beliefs of area in which legends and memorates are told about Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik. This study aims to introduce the demons and write a source for demonology researches in Turkey.
anlatıldıkları milletin dünyayı algılama biçimleriyle ilgili oldukça önemli bilgileri ihtiva ederler. Bu minvalde söz konusu anlatım türlerinin, mitolojiye ait çeşitli dünya görüşlerini barındırdığı zikrolunabilir. Bilindiği gibi dağ kültü, Türkiye ve Türk dünyası Türkleri için oldukça önemli pratikleri ve inanışları barındırır. Bilhassa
dağ kültü etrafında oluşan çeşitli yasaklar, doğrudan ya da dolaylı olarak cezalandırılma korkusunu da beraberinde getirir. Türkiye sahası
anlatmalarında görülen ve doğaya yahut zatına karşı yapılan birtakım saygısızlıklardan ötürü cezalandırma işlevini üstelenen olağanüstü varlıklar kategorisinde dağ kültüne bağlı varlıklar
da bulunur. Aynı varlıkların mevcudiyeti Türk kültüründe
olduğu kadar dünyada da pek çok kültürde yer alır. Zarar verici, koruyucu veya tabu olarak tasavvur
edilen bu varlıklar, iptidai zamanlardan günümüze halkbilimi ürünlerinden, inanış, pratik veya anlatı düzleminde yaşatılmışlardır. Bu çalışmanın amacı, söz konusu coğrafyada anlatılan efsane, memorat ve destanlarda dağ kültüne bağlı olağanüstü
varlıkları incelemek ve işlevlerini,arkaik ögeleriyle birlikte ortaya koymaktır.
Demonology studies are neglected and valued in recent years in Turkey on which important studies are done in Europe and America. Turkish narrative culture which is fertile in demonology, is a unified structure from Anatolia to Siberia. The witchcraft which is a universal subject, is one of the issues that is subject to practices and narratives and handles in two categories as imaginary and real. As known while folk tales are about an imaginary world, legends reconsider the world we know with an ancient perspective. This study aims to handle the witchcraft and Mayisa, a local demon.
Bilindiği gibi çeşitli halk edebiyatı ürünlerinin ortaya çıkışı hususunda pek çok farklı görüş bulunmaktadır ve bunlardan en dikkat çekeni, milletlerin tarihin belirli noktalarında ortak bir kültüre sahip olmaları yahut aynı medeniyet seviyesine ulaşmış toplulukların benzer ürünler ortaya koyacağıdır.
Bu çalışma, Avrupa ve Asya ülkelerinde eskiden beri bilinen ve üzerine çeşitli bilimsel incelemeler yapılan Kuğu-kız anlatmaları üzerinde temellenmektedir. Çalışmanın amacı, Türkiye ve Türk dünyası halk edebiyatında masal, efsane ve destan formlarında anlatılan Kuğu-kız anlatmalarını tespit etmek ve bu anlatıları diğer ulusların anlatmalarıyla mukayese etmektir.
Imagination of folk handles the current cases with conditions of history. Beside that it shapes those cases for every age group. This can be paraphrased as folklore’s approximation with ever age group and shaping the collective consciousness.
As known there are a lot of opinions about folk literature’s origin and one of those which takes attention the most is nations had a common culture or nations which are at the same level of civilization produce same things.
This study bases on swan-maiden tales on which lots of scientific researches are done and that are known for long in Europe and Asia. That paper aims to determine swan-maiden tales which are told as fairy tale, legend and epics in the folk literature of Turkey and Turkish World and comparing those tales with other nations’ swan-maiden tales.
Bilindiği gibi Anadolu sahası efsaneleri ve memoratları, demonoloji bakımından oldukça önemli bilgileri içerirler. Doğası gereği efsane ve memoratlar, anlatanın ve dinleyenin bizzat inandığı ve yaşandığı düşünülen olaylar hakkında nakledilirler. Efsane ve memoratlarda görülen demonlar da, Türkiye için henüz yeni bir saha olan “demonoloji” hususunda incelenmesi gereken yegâne geleneğin başında gelir. Nitekim alanla ilgili literatür tarandığında, Türkiye’de henüz adı zikredilmemiş fakat efsanelerde anlatılagelen birçok demonun varlığı dikkati çeker. Bu demonlardan bazıları da, bilhassa Güneydoğu Anadolu sahası efsane ve memoratlarında yer edinen Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik’tir.
Bu çalışmada, Anadolu’nun bir kısmında, özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesi efsanelerine konu olan, özellik ve görünüş itibariyle Anadolu’da yaşadığına inanılan diğer birtakım demonlarla ortak/farklı özelliklere sahip, Pirabok, Pispatik, Pirelik ve Pirik adlı demonlar, efsane ve memoratlar ve bu efsane ve memoratların anlatıldığı bölgenin halk inanışları bağlamında değerlendirilecektir. Çalışma ile elde edilmek istenen netice, söz konusu varlıkları bütün yönleriyle tanıtmak ve Türkiye’de yapılacak demonoloji çalışmalarında kaynak oluşturmaktır.
Folktales which based on a deep past and transferred to future are important. Folktales, considered with these aspects, orginazies society, helps the functioning of daily life, includes folk beliefs and transfers them. As known, Turks of Anatolia, have forgotten lots of traditions and tales from Shamanism or kept them with different form by reshaping them. Despite that a change of religion has been occured in Anatolia, elements of folk culture from Shamanizm (appropriate to legacy or not) are kept alive by being shaped for Islam or including Islam.
As known memorates and legens includes important knowledge for demonology. Legens and memorates, with their own nature, are told about events that narrator and listener believ. Legens and memorates come first for demonology in Turkey to examine. Thus when the literature studied it can be seen that there are lots of demons that are told in legends and memorates but aren’t studied well. Some of these demons which are told in legends and memorates of Southeast Anatolia are Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik.
In this study, the demons Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik which have similar or different characteristics and appeal from other demons in Turkey will be examined. Mentioned demons will be studied with the help of folk beliefs of area in which legends and memorates are told about Pirabok, Pispatik, Pirelik and Pirik. This study aims to introduce the demons and write a source for demonology researches in Turkey.