Kazımak, çizmek, oymak veya kabartmak gibi kelimelerin karşılığı olarak kullanılan gravür, fotoğr... more Kazımak, çizmek, oymak veya kabartmak gibi kelimelerin karşılığı olarak kullanılan gravür, fotoğraf makinasının icat edilmediği dönemde, seyyahlar, sanatçılar ve diplomatlar için arşiv belgeleri (tespit, belge, tanıtım) olarak kullanılmıştır. Bu dönemde bazı şematik ya da harita niteliğinde olan gravürlerin yanında; topografik görüntüler, şehir manzaraları, tarihi yapılar, sokak dokusu, limanlar ve hatta fikir verebilecek ölçüde idari ve askeri yapı birimleri birçok yabancı sanatçının eserlerinde yaşayan mekânlar halinde tasvir edilmiştir. Gravür sanatının ilk örneklerinin XV. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıktığı bilinmektedir. Bununla birlikte Osmanlı topraklarında "hakk" sözcüğü ile karşılık bulan bu sanat, II. Abdülhamit döneminde azınlıklar ve elçiler vasıtasıyla saray çevrelerinde geliştirilmiştir. Aynı zamanda batılı gezginlerin, bilim insanlarının ve ressamların özellikle İstanbul'u konu alan çok sayıda renkli ve siyah beyaz gravür çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Bu konu bağlamında araştırmanın kapsamını İstanbul Deniz Müzesi Komutanlığı'nda bulunan (aslı müze envanterine kayıtlı gravürler
Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekani... more Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka herhangi bir yöntemle çoğaltılamaz, bir erişim sisteminde depolanamaz, yayımlanamaz. Bu yayının hiçbir bölümü kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without prior written permission of the Publisher. No part of this publication can be cited without quating the source.
Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekani... more Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka herhangi bir yöntemle çoğaltılamaz, bir erişim sisteminde depolanamaz, yayımlanamaz. Bu yayının hiçbir bölümü kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without prior written permission of the Publisher. No part of this publication can be cited without quating the source.
ÖZ Osmanlı'nın Batılılaşma dönemi mimarisi ve sanat zevki, İstanbul'da varlık gösterdiği süre zar... more ÖZ Osmanlı'nın Batılılaşma dönemi mimarisi ve sanat zevki, İstanbul'da varlık gösterdiği süre zarfında yirmi sekiz türbe yapısında çeşitli üsluplarda kendini hissettirmiştir. Makalenin konusunu olan İstanbul Fatih ilçesinde bulunan, 1817 tarihli Nakşidil Vâlide Sultan Türbesi bu dönemin mimari örneklerinden biridir. Bir manzume içerisinde yer alan türbe, on altı plastırın bölümlediği silindirik bir gövdeye sahiptir. Revaklı girişe sahip türbe, Barok cephe kurulumu, basık ve kaburgalı kubbesi, kurşunla kaplanan kasnağı gibi özelliklerinin yanı sıra zengin kalemişi süslemeleriyle de dikkat çekmektedir. Bu çalışmada, Barok'tan Ampir üsluba geçişin erken bir örneği olan türbenin, mimarisinden ziyade, daha önce araştırılmamış olan kalemişi süsleme programı ve üslup özellikleri üzerinde durulmuştur. Restorasyon süreçleri göz ardı edilmeden incelenen yapının süslemeleri değerlendirilirken renkler, kompozisyonu meydana getiren motifler ve bu motiflerin kullanımını yansıtan üsluplar, detay fotoğrafları ve çizimleriyle desteklenmiştir. Aynı zamanda yapının mermer süslemeleri de araştırmaya dahil edilerek yapının genel süslemesinin üslup karakteri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Nakşidil Valide Sultan Türbesi'nin kompozisyon dağarcığı Barok karakterli dış cephesine yansıyan mermer malzeme üzerine oyulmuş Ampir süslemeleriyle başlamakta, revak tonozunda, ana kubbede ve ikinci kat pencerelerinde kalemişi süslemelere dönüşerek devam etmektedir. Kalemişi süslemelerinde görülen Barok karakterli motiflerin biçimsel değişimi ise Ampir dönem etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türbenin kalemişi süsleme programı, Osmanlı sanatında görülen Barok, Rokoko ve Ampir üsluplarının türbe mimarisine, bilinçli bir seçmecilikle aktarımını göstermesi ve aynı zamanda, Ampir süslemenin erken dönemde uygulanmış başarılı bir örneği olması açısından önem arz etmektedir.
XVIII -XIX. yuzyil evrensel anlamda, siyasal, sosyal, kulturel ekonomik ve teknik gelismelerin me... more XVIII -XIX. yuzyil evrensel anlamda, siyasal, sosyal, kulturel ekonomik ve teknik gelismelerin meydana geldigi bir donemi yansitmaktadir. Bu degisim dunyada, toplumlar ve devletlerarasinda yayilim alani bulmus ve gelenege bagli olarak da koklu bir degisim yasanmasina yol acmistir. Avrupa’da Otuz Yil Savaslari (1618-1648), Ronesans doneminin toplumsal yansimalari, Fransiz Devrimi gibi etkenler Bati’nin sosyokulturel yasamini belirginlestiren en onemli hususlari olusturmustur. Bu zaman cizelgesinde kendisine bir yer bulan Osmanli Devleti de bu degisen dunyaya sirt cevirememis ve ilk olarak askeri duzende gerceklestirilecek iyilestirmeler icin yuzunu batiya cevirmistir. Askeri platforma baslayan batinin etki ettigi bu degisim sanat, kultur, hatta sehirlesme anlaminda da Osmanli topraklarinda kendini hissetmistir. Ozellikle sanat ve mimaride Sultan III. Ahmed zamaninda gecis evresini yasayan batililasma hareketleri (Lale Devri olarak anilir) daha sonra, Sultan I. Mahmut’un idaresiyle ivme kazanmistir. Bu nedenle Osmanli Devleti'nin yonettigi topraklarda ve ozellikle baskent Istanbul'da, Bati kaynakli barok, ampir ve eklektizm etkisini canli bir sekilde gostermeye baslamistir. Bu makalede, Osmanli devletinin askeri anlamda baslayan batililasma hareketinin evreleri ve bu hareketin Cumhuriyetin ilanina kadar olan surecinde Osmanli kultur ve sanat ortamina yansimalari incelenecektir.
Cumhuriyetin ilanindan sonra Turk resim sanatinin gelisiminde, Avrupa’da ortaya cikan akimlar ve ... more Cumhuriyetin ilanindan sonra Turk resim sanatinin gelisiminde, Avrupa’da ortaya cikan akimlar ve bu akimlardan etkilenen Turk ressamlarinin calismalari buyuk rol oynamistir. Etkilendikleri sanat usluplarini belli bir cati altinda toplama istekleri, resim sanatimizda gruplarin ortaya ciktigi bir donemi baslatmistir. Bu donem icerisinde 1950’li yillarda kurulan “On’lar Grubu” gerek kurulus amacindaki yoresel ve halk sanatinin resmimizdeki uyanisini ele almasi gerekse sanatcilarin birbirine bagli resim yapma anlayislari bu grubu diger gruplardan ayirmaktadir. On’lar grubu icerisinde ozgurlukcu tavriyla one cikan ve Turk resim sanatinda ekspresyonizmin en guzel orneklerini veren ve 1927 yilinda Trabzon’da koklu bir aileden gelen Orhan Peker’in lekesel ve soyutlayici resim anlayisi Turk resim sanatinda onu onemli bir yere getirmistir. Bu makalede On’lar Grubunun kurucu kadrosunda yer alan Orhan Peker’in hayati, sanatci kisiligi ve eserleri degerlendirilmistir.
Avrupa'da otoritenin gücünü yansıtan Barok-Rokoko üsluplarının mimari kurulumunun yanı sıra berab... more Avrupa'da otoritenin gücünü yansıtan Barok-Rokoko üsluplarının mimari kurulumunun yanı sıra beraberinde getirdiği motif zenginliği ile anlamını arttırdığı tartışılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada üslupların süsleme biçimlerini anlamak adına Avrupa'daki siyasi ortamı, bu ortama hizmet veren sanatsal faaliyetlerin ortaya çıkışını, felsefelerini ve uygulama alanlarını çok iyi irdelemek gerekmektedir. Özellikle süslemenin mimari oluşum içindeki sembolik dili ve biçim değişimlerinin tam olarak algılanamama sorunsalı, süsleme kavramını basit bir süs tanımından öteye taşıyamamaktadır.
Kazımak, çizmek, oymak veya kabartmak gibi kelimelerin karşılığı olarak kullanılan gravür, fotoğr... more Kazımak, çizmek, oymak veya kabartmak gibi kelimelerin karşılığı olarak kullanılan gravür, fotoğraf makinasının icat edilmediği dönemde, seyyahlar, sanatçılar ve diplomatlar için arşiv belgeleri (tespit, belge, tanıtım) olarak kullanılmıştır. Bu dönemde bazı şematik ya da harita niteliğinde olan gravürlerin yanında; topografik görüntüler, şehir manzaraları, tarihi yapılar, sokak dokusu, limanlar ve hatta fikir verebilecek ölçüde idari ve askeri yapı birimleri birçok yabancı sanatçının eserlerinde yaşayan mekânlar halinde tasvir edilmiştir. Gravür sanatının ilk örneklerinin XV. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıktığı bilinmektedir. Bununla birlikte Osmanlı topraklarında "hakk" sözcüğü ile karşılık bulan bu sanat, II. Abdülhamit döneminde azınlıklar ve elçiler vasıtasıyla saray çevrelerinde geliştirilmiştir. Aynı zamanda batılı gezginlerin, bilim insanlarının ve ressamların özellikle İstanbul'u konu alan çok sayıda renkli ve siyah beyaz gravür çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Bu konu bağlamında araştırmanın kapsamını İstanbul Deniz Müzesi Komutanlığı'nda bulunan (aslı müze envanterine kayıtlı gravürler
Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekani... more Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka herhangi bir yöntemle çoğaltılamaz, bir erişim sisteminde depolanamaz, yayımlanamaz. Bu yayının hiçbir bölümü kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without prior written permission of the Publisher. No part of this publication can be cited without quating the source.
Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekani... more Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının ve yazarın önceden yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt veya başka herhangi bir yöntemle çoğaltılamaz, bir erişim sisteminde depolanamaz, yayımlanamaz. Bu yayının hiçbir bölümü kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without prior written permission of the Publisher. No part of this publication can be cited without quating the source.
ÖZ Osmanlı'nın Batılılaşma dönemi mimarisi ve sanat zevki, İstanbul'da varlık gösterdiği süre zar... more ÖZ Osmanlı'nın Batılılaşma dönemi mimarisi ve sanat zevki, İstanbul'da varlık gösterdiği süre zarfında yirmi sekiz türbe yapısında çeşitli üsluplarda kendini hissettirmiştir. Makalenin konusunu olan İstanbul Fatih ilçesinde bulunan, 1817 tarihli Nakşidil Vâlide Sultan Türbesi bu dönemin mimari örneklerinden biridir. Bir manzume içerisinde yer alan türbe, on altı plastırın bölümlediği silindirik bir gövdeye sahiptir. Revaklı girişe sahip türbe, Barok cephe kurulumu, basık ve kaburgalı kubbesi, kurşunla kaplanan kasnağı gibi özelliklerinin yanı sıra zengin kalemişi süslemeleriyle de dikkat çekmektedir. Bu çalışmada, Barok'tan Ampir üsluba geçişin erken bir örneği olan türbenin, mimarisinden ziyade, daha önce araştırılmamış olan kalemişi süsleme programı ve üslup özellikleri üzerinde durulmuştur. Restorasyon süreçleri göz ardı edilmeden incelenen yapının süslemeleri değerlendirilirken renkler, kompozisyonu meydana getiren motifler ve bu motiflerin kullanımını yansıtan üsluplar, detay fotoğrafları ve çizimleriyle desteklenmiştir. Aynı zamanda yapının mermer süslemeleri de araştırmaya dahil edilerek yapının genel süslemesinin üslup karakteri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Nakşidil Valide Sultan Türbesi'nin kompozisyon dağarcığı Barok karakterli dış cephesine yansıyan mermer malzeme üzerine oyulmuş Ampir süslemeleriyle başlamakta, revak tonozunda, ana kubbede ve ikinci kat pencerelerinde kalemişi süslemelere dönüşerek devam etmektedir. Kalemişi süslemelerinde görülen Barok karakterli motiflerin biçimsel değişimi ise Ampir dönem etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türbenin kalemişi süsleme programı, Osmanlı sanatında görülen Barok, Rokoko ve Ampir üsluplarının türbe mimarisine, bilinçli bir seçmecilikle aktarımını göstermesi ve aynı zamanda, Ampir süslemenin erken dönemde uygulanmış başarılı bir örneği olması açısından önem arz etmektedir.
XVIII -XIX. yuzyil evrensel anlamda, siyasal, sosyal, kulturel ekonomik ve teknik gelismelerin me... more XVIII -XIX. yuzyil evrensel anlamda, siyasal, sosyal, kulturel ekonomik ve teknik gelismelerin meydana geldigi bir donemi yansitmaktadir. Bu degisim dunyada, toplumlar ve devletlerarasinda yayilim alani bulmus ve gelenege bagli olarak da koklu bir degisim yasanmasina yol acmistir. Avrupa’da Otuz Yil Savaslari (1618-1648), Ronesans doneminin toplumsal yansimalari, Fransiz Devrimi gibi etkenler Bati’nin sosyokulturel yasamini belirginlestiren en onemli hususlari olusturmustur. Bu zaman cizelgesinde kendisine bir yer bulan Osmanli Devleti de bu degisen dunyaya sirt cevirememis ve ilk olarak askeri duzende gerceklestirilecek iyilestirmeler icin yuzunu batiya cevirmistir. Askeri platforma baslayan batinin etki ettigi bu degisim sanat, kultur, hatta sehirlesme anlaminda da Osmanli topraklarinda kendini hissetmistir. Ozellikle sanat ve mimaride Sultan III. Ahmed zamaninda gecis evresini yasayan batililasma hareketleri (Lale Devri olarak anilir) daha sonra, Sultan I. Mahmut’un idaresiyle ivme kazanmistir. Bu nedenle Osmanli Devleti'nin yonettigi topraklarda ve ozellikle baskent Istanbul'da, Bati kaynakli barok, ampir ve eklektizm etkisini canli bir sekilde gostermeye baslamistir. Bu makalede, Osmanli devletinin askeri anlamda baslayan batililasma hareketinin evreleri ve bu hareketin Cumhuriyetin ilanina kadar olan surecinde Osmanli kultur ve sanat ortamina yansimalari incelenecektir.
Cumhuriyetin ilanindan sonra Turk resim sanatinin gelisiminde, Avrupa’da ortaya cikan akimlar ve ... more Cumhuriyetin ilanindan sonra Turk resim sanatinin gelisiminde, Avrupa’da ortaya cikan akimlar ve bu akimlardan etkilenen Turk ressamlarinin calismalari buyuk rol oynamistir. Etkilendikleri sanat usluplarini belli bir cati altinda toplama istekleri, resim sanatimizda gruplarin ortaya ciktigi bir donemi baslatmistir. Bu donem icerisinde 1950’li yillarda kurulan “On’lar Grubu” gerek kurulus amacindaki yoresel ve halk sanatinin resmimizdeki uyanisini ele almasi gerekse sanatcilarin birbirine bagli resim yapma anlayislari bu grubu diger gruplardan ayirmaktadir. On’lar grubu icerisinde ozgurlukcu tavriyla one cikan ve Turk resim sanatinda ekspresyonizmin en guzel orneklerini veren ve 1927 yilinda Trabzon’da koklu bir aileden gelen Orhan Peker’in lekesel ve soyutlayici resim anlayisi Turk resim sanatinda onu onemli bir yere getirmistir. Bu makalede On’lar Grubunun kurucu kadrosunda yer alan Orhan Peker’in hayati, sanatci kisiligi ve eserleri degerlendirilmistir.
Avrupa'da otoritenin gücünü yansıtan Barok-Rokoko üsluplarının mimari kurulumunun yanı sıra berab... more Avrupa'da otoritenin gücünü yansıtan Barok-Rokoko üsluplarının mimari kurulumunun yanı sıra beraberinde getirdiği motif zenginliği ile anlamını arttırdığı tartışılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada üslupların süsleme biçimlerini anlamak adına Avrupa'daki siyasi ortamı, bu ortama hizmet veren sanatsal faaliyetlerin ortaya çıkışını, felsefelerini ve uygulama alanlarını çok iyi irdelemek gerekmektedir. Özellikle süslemenin mimari oluşum içindeki sembolik dili ve biçim değişimlerinin tam olarak algılanamama sorunsalı, süsleme kavramını basit bir süs tanımından öteye taşıyamamaktadır.
Uploads
Papers by Esra halıcı