1-30 July 2009 - Love Peace and Harmony Journal
1-30 July 2009 - Love Peace and Harmony Journal
1-30 July 2009 - Love Peace and Harmony Journal
2
∞Love Peace and Harmony
Newsletter∞
∞01-31st of July 2009 - 01-31 Temmuz 2009∞
Desires cause peace to disappear. You think that acquiring things will make you feel secure,
but the reality is that the more you have the more fear there usually is of losing it, and the
further you are from peace. Desires are the cause of all conflicts. When you want something
and cannot get it you become frustrated. Learning to be free from desires is learning how to
stay peaceful.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/how-to-stay-peaceful
3
BAŞMELEK MİKAİL: "TANRI –
BİLİNCİNİN YEDİ MÜHRÜNÜ
AÇMAK”
Posted by Sunyata on July 2, 2009 at 4:42am
RONNA’dan NOT:
Sevgili dostlar: BM Mikail yıllar önce seminerlerimde sunmak için bana bu harika
meditasyon/egzersizi verdi. Bilginin bir kısmı mesajların üçüncü kitabı olan ‘Kutsal
Arayışınız’da veriliyor, ama tam meditasyon işlemi verilmiyor. Mikail, Ruh’un Kundalini
Ateşini yükseltmeye gayret etmeden önce insanların eski sıkışmış enerjilerin belirli miktarda
temizlenmesini ve işlenmesini gerçekleştirmesinin önemli olduğunu anlattı. Meditasyon
egzersizi sırasında sekiz adet Solar Armonik Tam Spektrum Diyapozon seti kullandık ve bu
çok derin bir deneyimdi. BM Mikail, “Farkındalığın sonraki seviyesine ilerlemeye istekli olan
hepiniz için zamanıdır, Tanrı Bilincinin Yedi Mührünü Açmaya başlama işlemi Aydınlanma
yolculuğunuzda size büyük ölçüde yardımcı olacaktır” diye belirtiyor. Bu işlem sadece bir kez
veya salıvermek zorunda olduğunuzu hissettiğiniz şeye bağlı olarak dilerseniz birkaç kez
yapılabilir. Beden Elementalinize uyumlanın ve size sıkıntı sinyalleri gönderen bölgelere
odaklanmayı öğrenin. Kısa süre içinde daha fazla dikkate gereksinimi olan beden
bölgelerinizi öğrenirsiniz. Sevgili kalpler, çoğunlukla heyecan verici ve görkemli ve bazen de
çok meydan okuyucu ve endişe verici olan çok dramatik, yaşam – değiştirici zamanların
ortasındayız. Geleceğin neler getireceğine bakmaksızın, birlikte, hüküm süreceğiz. Sizlere
ebedi sevgimi ve melek kutsamalarını gönderiyorum, Ronna
Fiziksel bedeninizin yedi büyük çakrasını ayrıntılarıyla tartıştık ve her bir çakranın pozitif ve
negatif niteliklerini belirttik. Bedendeki her bir çakranın ve organın kendi bilincine sahip
olduğunu kavramanız önemlidir, bu çakralar ve organlar birçok geçmiş deneyimlerinizin ve
4
düşünce formlarının enerjileriyle yüklenmiş ve aşılanmıştır. Sizler sadece inançlarınızla ve
düşüncelerinizin titreşimsel frekanslarıyla dış dünyanızı yaratmadınız, ayrıca içsel dünyanızı
da inşa ettiniz. Bedeniniz birçok şekilde sizinle iletişim kurar, ama onun size söylediklerini
dinlemeyi ve yorumlamayı biliyor musunuz? Bunu daha önce ifade etmiştim. Birçoğunuz
melek alemleri ve Işık Varlıkları ile iletişim kurabileceğiniz ve etkileşebileceğiniz gerçeğini
kabul ettiniz, ama çoğunuz hala bedensel formunuzun birçok fasetleriyle iletişim
kurabileceğinizin farkında değilsiniz.
Bir süre önce size Yüksek Bilincin Yedi Kristal Küresi armağanını verdik. Bunlarla, fiziksel
bedeninizin yedi büyük çakra merkezine İlahi BEN’İM Varlığınızdan gelen Işığın kürelerini
soluyarak, çakra sisteminizi uyumlu bir duruma geri getirme işlemine başladınız. Kendinin –
üstadı olmanın armağanlarını sahiplenmeye çabalarken, sıkışmış, uyumsuz enerji kalıplarını
salıverme işlemini hızlandırmaya yardımcı olmak için Işık küresini soludunuz ve sonra her bir
çakranın üzerine sonsuzluk işaretini koydunuz. Fiziksel bedenin yedi büyük çakrasını
temizleme, uyumlama ve dengeleme süreci TANRI – BİLİNCİNİN YEDİ MÜHRÜNÜN
AÇILMASI adı verilen önemli bir inisiyasyon işlemiyle sonuçlanır.
Her çakra kendi içinde uyuma geri dönerken, bir enerji vorteksinin açıldığı ve o çakranın
mükemmelleştirilmiş niteliklerinin ve enerjisinin yukarıya bir sonraki çakraya yansıtıldığı bir
işlem aktive edilir. Ayrıca, Yaratıcı Işığın Adamantine Parçacıklarının deposu her bir çakradan
salıverilir ve taç çakrası aktive oluncaya kadar işlem tekrarlanırken yukarıya doğru akmaya
başlar, bu şaşırtıcı ve harika bir şeyin gerçekleşmesini sağlar: çakra sistemi yüksek devirde
dönmeye başlar, bu da omurga sütununu Işığın parlayan şaftına dönüştürür ve Yaratıcının beş
adet yüksek galaktik Işını Işık sütununa dökülür ve tüm çakralarınızı İlahi BEN’İM
Varlığınızın ışıltısıyla aşılar.
Size fiziksel bedeninizin içsel bilgeliğine erişmenizde yardımcı olacak başka bir
basitleştirilmiş egzersiz vermemize izin verin. Size her bir çakra için bir anahtar sözcük
vereceğim. Lütfen her bir çakranın niteliklerinin bazılarını inceleyin/gözden geçirin ve
öğrenin ve sonra günlük yaşamınızda, uygun olduğu zaman, her bir çakra için sözcüğü
söyleyin. (Bu sözcükler dilerseniz tonlanabilir). Her bir çakra için sözcüğü tekrarlarken, sesli
harfleri tonlarken, en alt, en rahat notadan başlayın ve yavaşça ölçekte yukarı çıkın. Anahtar
sözcüğü söylerken ve çakraya odaklanırken zihninize gelen şeyi gözleyin. Kök çakrasının
enerjileriyle nasıl “YAŞARSINIZ”, kalbin enerjileriyle nasıl “SEVERSİNİZ”, vs?
KÖK ÇAKRASI
Kök Çakrası fiziksel benliğinizi Dünya’nın yaşam gücüne topraklar ve istikrar sağlar (bu en
önemlisidir, çünkü yıldızlara erişirken fiziksel bedeninizi onurlandırmalı ve devam
ettirmelisiniz.) Bu çakra doğru şekilde işlev yaptığı ve dengede olduğu zaman, daha fazla
canlılığa, cesarete ve kendine – güvene sahip olursunuz. Eski hayatta kalma ve kıtlık
sorunlarını salıvermenize ve bolluğun hazine sandığına erişmenize yardımcı olur.
5
Derin bir nefes alın ve “YAŞIYORUM”u tonlayın. KENDİNİZE SÖYLE İFADE EDİN:
“ŞİMDİ BİRLİĞİN VE DÜNYA VE TÜM BOLLUK İLE BAĞLANTIMIN GÜCÜNE
ERİŞİYORUM VE BÜTÜNLEŞTİRİYORUM.” DERİN NEFES ALIN. GÖZÜNÜZDE
CANLANDIRARAK VEYA HAYAL GÜCÜNÜZÜ KULLANARAK, KÖK ÇAKRANIZI
TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN DAHA HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE
BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE DAHA PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN,
PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE İLK ÇAKRANIZDAN YUKARI İKİNCİ
ÇAKRAYA BİR IŞIK ŞAFTI GİTSİN. ŞÖYLE SÖYLEYİN: “İLAHİ YARATICI KAYNAK
İLE BİRİM”* DERİN NEFES ALIN VE TONLAYIN: UH (HUH)
GÖBEK ÇAKRASI
DERİN NEFES ALIN. İKİNCİ ÇAKRANIZI TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN DAHA
HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE DAHA
PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN, PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE İKİNCİ
ÇAKRANIZDAN YUKARI ÜÇÜNCÜ ÇAKRAYA (SOLAR PLEKSUS) BİR IŞIK ŞAFTI
GİTSİN. ŞÖYLE SÖYLEYİN: “KENDİ İÇİMDE BÜTÜNÜM VE TAMAMIM” * DERİN
NEFES ALIN VE TONLAYIN: UUU
SOLAR PLEXUS
DERİN NEFES ALIN. ÜÇÜNCÜ ÇAKRANIZI TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN DAHA
HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE DAHA
PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN, PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE ÜÇÜNCÜ
ÇAKRANIZDAN YUKARI DÖRDÜNCÜ ÇAKRAYA (KALP ÇAKRASI) BİR IŞIK ŞAFTI
GİTSİN.
6
ŞÖYLE DEYİN: “BEN YARATMA GÜCÜYÜM”. DERİN NEFES ALIN VE TONLAYIN:
(OH)
KALP
Kalp çakrası sizi Ruhsal Benliğe ve Spiritüel Benliğe bağlayan yüksek çakralara açılan
kapıdır. Kalp çakranız dengesiz veya ekseriyetle kapalı olduğunda, fiziksel benliğin ilk üç
çakrası tarafından yönetilen içgüdüsel bir insan varlığı olarak işlev yaparsınız. Kalp,
zihin/duyguların enerjilerini dengelediğinizde, Tanrısal Zihnin koşulsuz sevgi kuvvetine
erişirsiniz. Kıskançlık, haset, bencillik, suçluluk veya değersizlik hisleri olarak tezahür eden
tüm enerjileri ve düşünce kalıplarını hızla salıverirsiniz. İlahi İrade, Bilgelik ve Sevginin Üç –
katlı Alevini tutuştururken, şefkatli bir doğa ve yaşam ve her şeyle birlik geliştirmeye
başlarsınız.
Derin bir nefes alın ve TONLAYIN: “SEVİYORUM”. KENDİNİZE ŞÖYLE İFADE EDİN:
“ŞİMDİ DUYGUSAL VE SOLAR GÜÇ YAŞAM KUVVETİ MERKEZLERİMİ AKTİVE
EDİYORUM. SADECE SEVGİ/IŞIK ENERJİSİNİ ALIYORUM VE AKTARIYORUM.
KALBİMİ RUHUN İLAHİ AKIŞINA AÇIYORUM.”
DERİN NEFES ALIN. DÖRDÜNCÜ ÇAKRANIZI TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN
DAHA HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE
DAHA PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN, PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE
DÖRDÜNCÜ ÇAKRANIZDAN YUKARI BEŞİNCİ ÇAKRAYA (BOĞAZ ÇAKRASI) BİR
IŞIK ŞAFTI GİTSİN. ŞÖYLE SÖYLEYİN: “BEN EVRENSEL SEVGİYİM” DERİN
NEFES ALIN VE TONLAYIN: AH
BOĞAZ
DERİN NEFES ALIN. BEŞİNCİ ÇAKRANIZI TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN DAHA
HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE DAHA
PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN, PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE BEŞİNCİ
ÇAKRANIZDAN YUKARI ALTINCI ÇAKRAYA (ÜÇÜNCÜ GÖZ ÇAKRASI) BİR IŞIK
ŞAFTI GİTSİN. ŞÖYLE SÖYLEYİN: “BEN MÜKEMMEL İFADEYİM”
7
DERİN NEFES ALIN VE TONLAYIN: AY
ÜÇÜNCÜ GÖZ
Alın veya üçüncü göz çakrası “içsel duyulara” kapıyı açar, Tanrısal Zihnin saf kozmik Işık
özü (Işınlar adı verilir) size akarken ve Tanrı bilincinizi (Özünüz) aktive ederken önce sizi
bilinçdışı benliğe (bilinçaltı zihin) ve giderek Yüksek Benliğinize bağlar. Sezginin
fısıltılarından, Ruh tarafından yönlendirildiğiniz ve ilham aldığınız bir “bilişe” ilerlersiniz. Siz
çarpıtmaları (tahrifleri) temizlerken, yüksek zihinsel ve sezgisel planlardan gelen yeni bilgi,
yaratıcı fikirler ve ilham sizin için erişilir olur. Meditasyon sırasında bilincinize süzülen veya
gözlerinizin önüne gelen görünürde karanlık enerjilerden veya düşünce formlarından
korkmayın, sevgililer, çünkü bunlar iyileşmek ve Işığa dönüştürülmek için öne çıkan sizin
kendi yaratımlarınızdır. Sevgi Yaradılışın dinamik, yapıştırıcı kuvvetidir ve Sevgi/Işık
herhangi yanlış nitelendirilmiş düşünce frekansına ışıldadığı zaman, o “aydınlatılır” ve en
sonunda dönüştürülür. Ayrıca, Mor Alev armağanını kullanmayı hatırlayın.
Derin bir nefes alın ve TONLAYIN “GÖRÜYORUM”. KENDİNİZE ŞÖYLE İFADE EDİN:
“ŞİMDİ SEZGİSEL ZİHNİMİN GÜCÜNE ERİŞİYORUM. BERRAK BİR İÇGÖRÜYE
SAHİBİM VE İÇSEL BİLGELİĞİME VE YÜKSEK BENLİĞİMİN BİLGELİĞİNE
ERİŞİRKEN DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE DİNLİYORUM”
DERİN NEFES ALIN. ALTINCI ÇAKRANIZI TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN DAHA
HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE DAHA
PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN, PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE ALTINCI
ÇAKRANIZDAN YUKARI YEDİNCİ ÇAKRAYA (TAÇ ÇAKRA) BİR IŞIK ŞAFTI
GİTSİN. ŞÖYLE SÖYLEYİN: “BEN BERRAKLIĞIN VE BİLGELİĞİN MÜKEMMEL
ENSTRUMANIYIM” DERİN NEFES ALIN VE TONLAYIN: EY
TAÇ ÇAKRASI
Taç çakrası aktive olduğunda, Spiritüel Benliğinize yol açılır ve İlahi BEN’İM Varlığınızda
saklanan bilgelik, armağanlar ve hazineler sizin için elde edilir olur. Yaradılışın
Sevgisi/Işığı/Gerçeğini yaşamaya ve yaymaya hazır olduğunuzu gösterdiğiniz zaman, Tanrı
bilincinin On İki Işınının niteliklerinin ve erdemlerinin gittikçe artan akışı size yağdırılır.
Derin bir nefes alın ve TONLAYIN “BEN’İM”. KENDİNİZE ŞÖYLE İFADE EDİN:
“ŞİMDİ RUHSAL GÜCÜME VE AYDINLANMA/İLHAM/BİLGELİK MERKEZİM OLAN
İLAHİ BEN’İM VARLIĞIMA BAĞLANTIYA ERİŞİYORUM”
DERİN NEFES ALIN. YEDİNCİ ÇAKRANIZI TEMSİL EDEN IŞIK KÜRESİNİN DAHA
HIZLI VE DAHA ÇOK HIZLI DÖNMEYE BAŞLADIĞINI, DAHA HAFİF VE DAHA
PARLAK OLDUĞUNU GÖRÜN, PARILDAYAN BİR GÜNEŞE PATLASIN VE YEDİNCİ
ÇAKRANIZDAN YUKARI RUH YILDIZI ÇAKRASINA BİR IŞIK ŞAFTI GİTSİN.
ŞÖYLE SÖYLEYİN: “BEN BERRAKLIĞIN VE BİLGELİĞİN MÜKEMMEL
ENSTRUMANIYIM” DERİN NEFES ALIN VE TONLAYIN: İİİ
8
NİTELENDİRİLMİŞ ENERJİLERİ DÖNÜŞTÜRÜYORUM.
Birkaç derin nefes alırken, bilincinizi Kutsal Kalbinize odaklayın. Işık küresi içindeki
Özünüzün Kutsal Kalp odanızın arkasındaki kapıdan girdiğini gözünüzde canlandırın (nasıl
algılarsanız). Hızla beşinci boyuta, özellikle sizin için, dostlarınız ve yüksek alemlerdeki
arkadaşlarınız için bir toplanma yeri olarak tasarlanmış olan yeni, kişisel Işık piramidinize
çıkın. Bu kutsal yere gidin ve kristal masaya uzanın. Bunu yaparken, odada etrafınıza bakın
ve iletişim kurmak ve çalışmak istediğiniz herkesin masayı çevreleyen kristal sandalyelerde
oturduğunu görün. Sizinle birlikte piraminizde olanları teşhis etmek için zaman ayırın.
Yüksek boyutlardaki tüm diğer piramitlerde olduğu gibi, piramidin zirvesinden merkezdeki
kristal masaya sarkan iki uçlu saf bir kuvars kristali var. Dev kristalden dışarıya odaya
elektriklendirici şimşek kıvılcımları yayılıyor. Bu, En Yüce Yaratıcı’nın ve Baba/Anne
Tanrımızın görkemli Özüdür. Masanın altında odaya akan alev alev yanan Mor Alev pınarı
var. Bu Mor Alev bu yere salıvermek ve arıtmak için getirdiğiniz uyumsuz enerjileri
dönüştürecek. Işık Aileniz ile bağlantılarınızı ve yakınlığınızı kuvvetlendirmek için bu kutsal
yere sık sık gelin.
9
statünüze sahip çıkarken size yardım etmek için yanınızdayız.
Ronna Herman kanalıyla aktarılmıştır. Ancak, bu makalenin evrensel telif hakkını Başmelek
Mikail adına sahipleniyorum. WEBSİTEMİZDE BAŞMELEK MİKAİL’İN MESAJLARINI
ARMAĞAN OLARAK SUNUYORUZ; ANCAK, İŞLETME GİDERLERİ VE DÜNYAYA
GÖNDERDİĞİMİZ ÜCRETSİZ SEVGİ PAKETLERİNİN POSTALAMA ÜCRETİ
OLARAK BAĞIŞLARINIZI TAKDİR EDİYORUZ.
www.ronnastar.com
In the Acceleration
Posted by elif elisabeth on July 6, 2009 at 11:24am
10
Uriel's Message -- In the Acceleration
This is the time of the acceleration, as the energies of the earth move out of lower vibrations
of density and into higher vibrations of movement and creation, connecting you to the flow of
Universal energy. You experience this as a feeling of time passing quickly and feel that you
are losing control of time. But time as you have created it is a measure of your earthly
manifestations. As your vibrations increase material time is irrelevant as manifestation
happens in their perfect moment and what you feel is creation flowing around you as you shift
your awareness from the future into knowing that your power is with you wherever you are.
This is the acceleration, the quickening of the earth's energy as it transcends the density of the
third dimension into higher dimensions. Every being on the planet is feeling this shift in
energies and your experience of it will depend on your own level of vibration. Because you
have lived in the density of the material plane for so long and your physical body exists at that
level the acceleration can feel like a force that pushes you beyond your limits, challenging
you on every level to expand your awareness of your being and moving you into a space
where you lose your sense of the physical.
As your physical awareness connects with the acceleration you allow manifestation to occur
in its own moment, removing your judgments and expectations, freeing yourselves from the
burden of waiting for things to happen. This flow allows your soul to participate in the
process and you will no longer feel stuck, which is merely the feeling of wanting the energy
to flow at a higher level than your current vibration will allow. How fast do you want the
acceleration to go for you? How much are you willing to have faith and trust in the process?
This is your choice. The energy is there, all you have to do is step into it.
11
Your body experiences physical symptoms of acceleration by feeling ungrounded, because
you have used the dense energies to ground yourself. Now you must ground in both worlds,
spiritual and material, and even then, your perception of being grounded must shift from the
illusion of 3D density which exists because you have been unable to experience the higher
vibrations that everything carries. Everything exists within multiple dimensions and vibrations
and as yours are raised you are able to connect to everything at a level that is equal to yours.
You may lose interest in materiality and be more interested in the spiritual. This can be 'un-
grounding' as well. To be more grounded in these energies create the balance between the
spiritual and material in your own reality, as the higher vibrations offer new and different gifts
that are connected to you in non-physical ways. The acceleration is here as confirmation that
you have opened the doorways to new dimensions and are in a transitional phase that will
allow you to find your new center, to experience your reality in these new vibrations and be
open to the gifts of understanding, awareness and perception they have for you.
by Jennifer Hoffman
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/in-the-acceleration
12
Eğer kendini kabul edersen, bu her şeyi kabul etmenin başlangıcı olur. Kendini reddedi-
yorsan, aslında evreni reddediyorsun demektir; kendini reddediyorsan, varoluşu reddedi-
yorsun demektir. Kendini kabul ediyorsan, o zaman varoluşu da kabul ettin; o zaman tadını
çıkarmaktan, kutlamaktan başka yapacak bir şey yok. Şikâyet yok artık, içerleme yok; şükran
duyuyorsun. O zaman yaşam iyi, ölüm de iyi; neşe iyi, keder de iyi; sevgilinle olmak iyi,
yalnız olmak da iyi. O zaman ne olursa olsun, iyi, çünkü hepsi bütünün içinden çıkıyor. Ama
yüzyıllardır kendini kabul etmemeye koşullandın. Dünyanın bütün kültürleri insan zihnini
zehirledi, çünkü hepsi tek bir şeye dayanıyordu: Kendini geliştir. Hepsi senin içinde bir endişe
yaratır; endişe, olduğun şeyle olman gereken şey arasındaki gergin durumdur. Hayatta bir
gereklilik olduğu sürece, insan endişeli kalmaya mahkûm. Gerçekleştirilmesi gereken bir
ideal varsa, nasıl rahat olabilirsin? Nasıl evinde hissedebilirsin kendini? Bir şeyi tam olarak
yaşamak mümkün değil; çünkü zihin sürekli geleceğin peşinde. Ve o gelecek hiç gelmiyor;
gelemez. Arzunun doğası gereği, bu mümkün değil. Geldiği zaman, yeni şeyler hayal etmeye
başlayacaksın, başka şeyler arzulamaya başlayacaksın. Her zaman daha iyi bir durum hayal
edebilirsin. Her zaman endişeli, gergin kalabilirsin; insanlar yüzyıllardır böyle yaşadı. Sadece
çok ender olarak, çok nadiren, bir insan bu tuzaktan kurtulur. O insana bir Buddha, bir İsa
denir. Uyanmış insan, toplumun tuzağından kayıp çıkabilmiş, bunun bir saçmalık olduğunu
görebilmiş olan insandır. Kendini geliştiremezsin. Ve gelişmenin olmadığını söylüyor değilim,
unutma; ama sen kendini geliştiremezsin. Kendini geliştirmeyi bıraktığın zaman, hayat seni
geliştirir. O rahatlıkta, o kabullenmede, hayat seni okşamaya başlar, hayat senin içinden
akmaya başlar. Ve içerlemediğin, şikâyet etmediğin zaman, büyürsün, çiçeklenirsin. O
yüzden, şunu söylemek istiyorum: Kendini olduğun gibi kabul et. Ve bu dünyadaki en zor
şeydir, çünkü eğitimine, kültürüne ters düşüyor. En başından beri nasıl olman gerektiği
söylendi sana. Kimse sana olduğun gibi iyi olduğunu söylemedi; hepsi zihnine programlar
yerleştirdi. Ailen, din adamları, politikacılar, öğretmenler tarafından programlandın; tek şey
için programlandın: Kendini geliştirmeye devam et. Nerede olursan ol, başka bir şey için koş.
Hiç dinlenme. Ölene kadar çalış. Benim öğrettiğim şey basit: Hayatı erteleme. Yarını
bekleme, asla gelmez. Bugün yaşa!
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kendini-kabul-etmek
Our 1% physical body is not who we are. How do we know this? You can remove a person's
heart, replace it with a donor's heart, and the person will remain as he was prior to the surgery.
Many internal organs can be replaced. And still, we continue to love the same people, the
same hobbies, and the same foods.
Conversely, a person can experience a trauma — physical, mental or emotional — and they
will never be the same. The physical body hasn't changed, or perhaps the change is unseen to
13
the naked eye, and the person can be a completely different. You can change the insides of a
person and they stay the same, but when something happens to them - triggered by an outside
force - they are totally changed.
A lot happens to a person in the course of his/her life. But one thing is for sure, the person we
are today is not the person we once were.
The idea I'm trying to get across is that even the person you are today isn't your true self. Your
true self is someone you are working towards. Even if I've been working on myself for 20
years, I can never feel I've reached my ultimate self.
By the time Moses was 80 years old, he revealed a tremendous amount of Light; he was
already righteous. He had witnessed the burning bush, spoken directly to the Creator, and so
much more. He was already a leader, but he didn't reach his ultimate self until he stood on Mt
Sinai.
Rav Ashlag, the founder of The Kabbalah Centre, had a life full of study and teaching but
didn't reach his ultimate self until he wrote the Sulam (Ladder) commentary on the Zohar. But
even after he became his true self, he continued writing. He continues to do his work today
because we're following his path. Those 15 people he studied with 100 years ago, was that his
true work? Imagine if he had thought that way!
He wrote that men, women, and children need to study Kabbalah, but in his day only religious
Jewish men studied Kabbalah. Somehow he knew his teachings were meant for the whole
world ... and until those teachings reached the whole world, he would still be working toward
his ultimate self, even from the Upper Worlds.
Rav Shimon also knew he would become his complete self long after the Zohar was written.
That process only began 300 years after his passing as his students continued to commit his
teachings to writing. And 1,200 years after his passing, only then did the ball really begin to
roll ...
My point is we cannot afford to be attached to the person we are now. The person we are
today is guiding us to the steps we need to take to find out who we are meant to be. Even
when life brings you those successes, big or small, don't put your feet on the table and relax.
Know you've hit a milestone, but there are countless miles ahead.
This week, see where you are and where you are headed. Check in with a good friend or your
teacher to get some guidance. Rest assured, you're not there yet.
Yehuda
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/countless-miles-ahead
14
ÇAĞLARIN DEĞİŞİMİ
Posted by Selin on July 13, 2009 at 12:00am
Bunu daha önce yaptık. Burada Dünya üzerinde, zamanın döngülerinde radikal değişimler
deneyimledik. Birçok Yerli gelenekler şimdi içinde yaşadığımız zamanı büyük değişimler
periyodu olarak tanımladı. Atalarımız bu zamanın insanlığın uyanış zamanı olduğunu önceden
haber verdi. Barışın altın periyodunun birlikte – yaratıcıları olmamızı sağlayacak olan
bilinçlilikteki değişimden bahsettiler. Neden şimdi? Neden biz? Neden kendimizle yüzleşmek
zorunda olan biziz?
Geçmişte birçok farklı Dünyalar var oldu. Her biri, ne olduğunun ve ne olmadığının farklı bir
anlayışına sahipti. Onlar realiteyi kendi periyotlarının gözleri ile gördüler ve özgür iradelerini
o çağın bağlamında yaşadılar. Onlar buradaydı ve şimdi yoklar. Bazıları onların hala burada
olduğunu söylüyor. Bildiğimiz şey, dünyanın hayal edilemez gezegensel büyük dönüm
noktaları ile bir devrin sonuna yaklaştığıdır. Yerli büyükler tarafından anlatılan hikayeler bu
büyük ölçekli dönüşümlerin bazılarını yansıtıyor. Bu öyküler nesilden nesile aktarıldılar ve
geleceği düşünmek için saygıyla anılıyor. Bazıları bu hikayelere fantezi veya çılgın insanların
saçmalıkları olarak bakıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Dünyamızda gittikçe artan sayıda insan, zihin gözlerimizi açacağımız ve şimdiki yaşam
durumlarımızı gerçekten olduğu haliyle göreceğimiz bir zamanda yaşamakta olduğumuzun
15
farkında. Bu, apaçık görünür olanları analiz etme ve inceleme ve modası geçmiş şeyleri
incelemek için yeni heyetler oluşturma zamanı değildir. Bu, yeni alternatifleri vizüalize etme
ve hayallerimizin geleceğini birlikte – yaratma zamanıdır. Uykumuzdan uyanma, kim
olduğumuzu ve neden burada olduğumuzu hatırlama zamanıdır. Bu, atalarımızın kehanet
ettiği insanlığın büyük değişimidir.
Maya Takvimine göre 2012 yılında 5,200 yıllık bir döngü sona eriyor. Bu olay Güneşin 4 ncü
periyodunun ölümü ve yeni 5 nci Güneşin doğumudur. Önceki Realite Değişimlerine katılmış
olan uygarlıklar, Yaratıcı’nın, durumu bugün bulunduğu yere tekamül ettirmesine yardımcı
oldu. Bir noktada kollektif, zamanın çarkında uykuya daldı. Ama, bu anda ufukta büyük bir
şeyin göründüğüne dair çok sayıda artan insan tarafından artan bir sezinleme vardır. Bunu
düşünün, çünkü bu dev bir olaydır! Bizi parazitsel bir sistemden özgürleştirecek ve unutulan
teknolojileri ve zamanla baskı altına alınan güçleri tekrar kazanmamıza neden olacak olan bir
olaya odaklanıyoruz. Bu, çeşitli dünya dinlerinden olan atalarımızın birçoğu tarafından
kehanet edilen bir olaydır. Bizi gerçekten özgürleştiren, realitemizdeki gerekli olan sıçramadır
ve kehanet edildiği gibi tam programa uyuyor. Bunu kendi yaşamınızda hissediyor musunuz?
İçsel olarak demlenen herhangi bir şeye sahip misiniz? Bu hem içsel, hem de dışsal olarak
deneyimlemekte olduğumuz bir şeydir.
Tekamülde, tüm imajın kendisinin görülmesine hazırlandığı bir noktadayız. Birçok farklı ve
şaşırtıcı durumların zirvesinde olduğumuz gerçeği nedeniyle, bu “göreceli bir kavrayıştır”.
İnsanlar, önceki yıllarda fiziksel olarak imkansız olan mucizeleri her gün gerçekleştiriyorlar.
Realitelerimizi test ediyoruz ve büyük bir karar vermeye yakınlaştığımızı biliyoruz;
geleceğimiz için neyi arzuluyoruz? Değişen bir Çağın ortasında olduğumuz çok açık.
Dünya küçülürken ayak izlerimizin etkileri kaçınılmazdır. Verdiğimiz hasarları her gün
görüyoruz ve yıkımın dışsal bir kuvvetten geldiğini kabul ediyoruz. Ancak, kendimizden
bağımsız olan başka dışsal bir kuvvet yok. Biz oyuz, o da biz. Kişisel realitelerimizde küçük
değişimler gerçekleşiyor ve bunlar bize güzelliğin yeni perspektiflerini armağan ediyor. Bu
deneyimleri, Yaratıcı’nın yaratmış olduğu diğer tüm gözlere ve kulaklara yansıtıyoruz. Bizler
kollektif bir beden olarak varoluyoruz ve bu kollektif beden, büyük ölçeklerde kozmik
ayarlamalar deneyimliyor. Bu kozmik Değişimler bize yaşam meşguliyetlerinin yeni
kurallarını armağan ediyor. İçinden geçmekte olduğumuz Değişimin kapsadığı güzellik şu ki,
teknolojimiz ve eyleme geçme istekliliğimiz mucizeler yaratacak. İletişimin dünyanın her yeri
ile yapılabilmesi gerçeği, bize ışığı birleştirme ve tutuşturma fırsatını veriyor. Bunu şimdi
yapıyoruz. Dünyayı iyileştiriyoruz!
Bizler Çağların Değişimiyiz. Beklenmekte olan bizleriz. Güneşin 4 ncü periyodundan, 5 nci
periyoduna bu geçiş ile, sonuca aktif olarak katılıyoruz. Nasıl değişeceğimiz, ne zaman
değişeceğimiz ve nereye dönüşeceğimiz tamamen bize bağlıdır. Bu, Çağların Değişimidir!
http://www.shiftingages.com/about.html
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/caglarin-degisimi
16
**Enjoy Moments of Silence**
Posted by Maria Leinenga on July 13, 2009 at 11:48am
When your open your eyes in the morning, sit for a moment and appreciate the gift of a new
day, create a peaceful thought and enjoy some moments of silence throughout the whole day.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/enjoy-moments-of-silence
17
Fin del juego
Posted by MaRGARITA on July 13, 2009 at 11:06pm
Mensajeros de la Luz
COMUNICADO 3, final.
090603
Nota del Editor: este es el TERCER comunicado de una serie de tres que nos envía el Maestro
Ascendido ADAMA y que ha denominado SOBRE EL CAMBIO DEL FIN DEL JUEGO. Y
que se deriva de lo que nos indicó en su mensaje LA GRAN DECISIÓN, difundido el 090529
sobre el gran evento del 5 de junio próximo.
Así es, queridas y queridos míos, el juego se acaba. Antes de lo previsto. Por poco, pero es un
importante recorte. Pocos lo entenderán y más pocos lo verán, pero todos lo sentirán.
La situación esperada era que los humanos atenderían los avisos hechos ya por muchos años
de salir de las costas y de las zonas que la Tierra tiene que recortar y reacomodar. Pero el
humano no ha despertado y hasta quienes están en consciencia de que los cambios ya debían
haber iniciado hace tiempo, hacen caso omiso, no salen, y deciden “esperar más”. Otros, que
conocen de las noticias, elijen quedarse porque “no ocurrió cuando se avisó”. Muchos semi-
despiertos aducen que Dios les quiere mucho y no permitirá que les pase nada; y sí, se tienen
preparadas las Naves, pero la ayuda Divina ya llegó con el aviso y en esa consciencia les toca
salirse ellos. Y la mayoría de la población de esas zonas no se ha dado por enterada.
¿Qué hacer?
Los Seres de los Planos Superiores y la Tierra han considerado muy compleja esta situación
que se presenta al momento presente. Se puso a consideración el escenario completo y se
18
revisó desde el planteamiento original de 1987 y, más aún, del propósito mismo de juego.
Se tomó la determinación de provocar una reacción extrema, dejando saber a los humanos los
primeros grandes cambios que eligió hacer la Tierra: el Corte de Franjas Costeras de México.
Se circularon mapas de las zonas por afectar y se avisaron las fechas en que esto ocurriría, en
marzo de este año, coincidentes con la entrada de una pulsación de energía muy elevada
causada por la alineación precisa de varios cuerpos celestes de la Galaxia. En vez de provocar
una movilización, esto provocó una reacción de censura por parte de unos cuantos
Trabajadores de la Luz argumentando que eso podría causar miedo en la población. El resto
permaneció indiferente.
La realidad fue que no hubo ninguna reacción notable del grueso de los Trabajadores de la
Luz que residen en esas áreas, y menos de la población general. Muy contadas personas
salieron de las Franjas Costeras para ponerse a salvo.
La prueba fue muy conveniente y los resultados contundentes: no hay consciencia, hay una
grave indiferencia sobre los cambios de la Tierra a riesgo de la propia vida.
En las jerarquías superiores se consideraron entonces varias opciones. Entre ellas estaba llevar
a las Naves a los habitantes de las áreas que van a ser afectadas con los cortes de Franjas
Costeras y demás acciones correctivas en este evento y transferirlos a otras zonas de la misma
Tierra. Otra opción fue regresar a la posibilidad original de llevar a toda la humanidad a las
Naves y, mientras, la Tierra realizaría todos sus grandes Cambios Violentos libremente, con la
complicación de llevar luego a la mayoría de los humanos a un planeta o planetas de
vibración apropiada, pues la Tierra ya no sería elegible para ellos. Otra opción, drástica, era
dar por terminado el experimento y regresar a toda la humanidad al Hogar mientras la Tierra
hace sus cambios y que se reiniciara el experimento reencarnando la gran mayoría de la
población en otros planetas de 3ª D; sólo unos cuantos Trabajadores de la Luz avanzados que
pudieran estar ya en la 5ª D serían llevados a la Nueva Tierra.
Otra opción, muy trascendente, era dar por terminado el juego, considerando que ya está
cumplido su propósito de que Dios conociera, a través de la experiencia humana, lo que es la
realidad de la 3ª Dimensión más compleja y dura del Universo; que si se prolongara el Juego
para recabar también las experiencias de los humanos que se enviaran a otro planeta 3ª D ya
no se enriquecerían las experiencias logradas y que ya toda la humanidad ha pasado por
experiencias duras de dolor y sufrimiento por un muy largo tiempo, al grado de que se decidió
que la siguiente etapa de evolución sea en la 5ª Dimensión y no en la 4ª D, como parecería lo
procedente, pues allí en la 4ª aún hay dualidad en su parte inferior y ya de dualidad se ha
tenido más que suficiente en la 3ª D. Ningún planete y sus habitantes que haya pasado por la
experiencia de la 3ª D ha durado tanto tiempo en ella para graduarse. La mayoría dura mil
años más o menos para pasar a la siguiente etapa, mientras que los humanos llevan 12,500
19
años en una situación extremadamente desventajosa para la luz. Los humanos participantes
han perdido su consciencia de ser Seres de Luz viviendo una experiencia humana y se han
identificado con ser parte de la 3ª D y por eso ni siquiera anhelan salir de ella, terminarla, y
regresar a su real condición Divina de Creadores.
Fue al revisar este escenario desde los Planos Superiores que el Padre eligió, y fue apoyada su
propuesta por todas las jerarquías superiores, que SE DA POR TERMINADO EL JUEGO y
que para la fecha conveniente inmediata del 5 de junio próximo se hará llegar a la Tierra una
gran explosión de energía regeneradora y purificadora. Una energía que arrasará cuanto está
impidiendo en las vidas de los humanos que manifiesten su divinidad y la tierra prometida. Y
esta energía nos afecta a todos.
Esta decisión trascendental está basada en el Amor infinito del Padre a los Humanos de la
Tierra y a la Tierra. Y crea, al mismo tiempo, la oportunidad de que de un momento a otro, los
humanos actúen desde otra consciencia, la consciencia Crística de la Nueva Energía, de la 5ª
D, y entonces se abren opciones para que los humanos elijan, ya con esa consciencia
avanzada, salir o quedarse en las Franjas Costeras y demás áreas que habrá de afectar la Tierra
con sus Grandes Cambios. Se podrá cumplir el acuerdo de amor entre la Humanidad y la
Tierra para la Transición.
Todo ello cambia profundamente su futuro más inmediato. Después de la Gran Explosión de
luz y de consciencia creadora ya nada va a ser igual para nada ni para nadie en toda la
creación.
Por Amor.
Como ya saben, el experimento de la Tierra pasó por fases muy duras, de mucha confusión y
casi pérdida de toda consciencia de la Divinidad del Humano. Un riesgo que se corría, pero al
cual no se le daba mucha posibilidad. Fue demasiado grave el enfrentar a seres en tal
oscuridad, tan metida ya en el conocimiento de la crueldad y el control, con seres que vivían
en la Luz, o mejor dicho, en el Amor, sin llegar a esos niveles de crueldad que se logran tras
largo tiempo de haber perdido el contacto con Dios y la consciencia está tan atascada.
Al ver el Padre que no ocurría el despertar de los humanos que estaban en bajo nivel de
consciencia y que todo indicaba que una parte muy gran de de los jugadores tendrían que
regresar a la 3ª Dimensión y reiniciar otra vez la experiencia, consideró que era demasiado
duro el camino y no era justo. El panorama de tener sólo unos cuantos humanos en la 5ª D era
desalentador, indicando que algo no se había considerado: la dureza del camino había hecho
estragos en el ánimo de la gente, su consciencia se había atorado grandemente y la idea de
llevarlos a recorrer el mismo camino con la mismas o peores condiciones desventajosas con la
oscuridad, parecía que sólo agravaría la posibilidad de evolución de muchos de la 3ª D. Fue
entonces que se hizo la evaluación de varias opciones y al presentarlas al Padre, éste tomó en
cuenta la situación del resto de la Galaxia y consideró más favorable rescatar las bondades
logradas en la “lucha” de la vida en 3ª D y con eso llamar Éxito al Juego, tan desventajoso,
ahora se veía. Y usar su poder del Amor para rescatar a los jugadores en cualquier condición
en que se encuentren ahora.
20
Lo que el Padre va a hacer es redefinir el nivel de Consciencia de los jugadores. Como si los
volviera a crear a todos desde la 5ª D. Sin más requisitos.
Eso es excepcional, nunca visto en el Universo entero. Pero el caso de la Tierra y los humanos
es también único en el Universo.
Entonces, ya con esa circunstancia, la oscuridad no tiene posibilidad de hacer nada y lo que
sigue es la necesidad de desarrollar nuevas maneras de vivir.
Los oscuros se irán pues no tendrán a quién dominar ya que ustedes serán entidades de
superior consciencia.
Los oscuros en cuerpos de 3ª D serán re-creados por el Padre y estarán en la 5ª D con otras
actitudes pues los códigos de comportamiento les serán cambiados por los avanzados de la
Nueva Energía.
Todos estarán conectados con Padre-Madre Dios a partir del 5 de junio próximo. Todos.
SE ACABÓ EL JUEGO.
Habrá nuevo cuerpo para todos, pero será cuando se haga el viaje galáctico.
El Paso por el Cinturón de Fotones será muy pronto y no requerirá de los tres días de
oscuridad.
Como antes les dije, después de la Gran Explosión de luz y de consciencia creadora ya nada
va a ser igual para nada ni para nadie en toda la creación.
Ahora sólo es necesario que ustedes lo sepan para que sean conscientes de ello y participen
activamente en el gran anclaje de esta luz que llegará arrasando todo lo viejo.
Y ello implica, mis queridos hermanos y amigos, que sus vidas pueden dar un giro de 180º en
un solo respiro.
Confíen plenamente en el proceso porque todo cuanto va a suceder en sus vidas sucede para
dar lugar al nacimiento del nuevo YO y para ello deberán deshacerse de las envolturas
antiguas que conformaban su existencia en este planeta hasta ahora.
21
¡No están solos, nunca lo han estado!
Y ahora, en estos momentos finales de Gloria eternamente esperados, más que nunca están
ustedes profundamente arropados por LA FAMILIA.
Les queremos, les amamos profundamente y pronto será una realidad muy palpable que todo
cuanto hasta ahora han vivido no ha sido más que un oscuro sueño al que jamás van a volver.
Pronto y en su debido momento ampliaremos la información respecto a todo cuanto está por
venir.
Tengan fe, tengan paciencia y confíen en el sentir de su corazón que sólo va a transmitirles
PAZ y AMOR.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/fin-del-juego
http://www.moneyjoin.blogspot.com/
The process is amazingly simple. Once you create a free account (only 1 account / member),
you can start clicking on links we provide. You will view the advertised website for at least 30
seconds. Your earnings will automatically be deposited into your account! Once you reach
$20 000, you can withdraw your earnings by Check, LibertyReserve, e-Gold, AlertPay,
PayPal and MoneyBookers.
22
Bu süreç inanılmaz basit. Bir ücretsiz bir hesap (sadece 1 hesap / üye) oluşturduğunuzda, size
verdiğimiz linklere tıklayarak başlatabilirsiniz. En az 30 saniye süreyle ilan sitesi görüntüler.
Kazançlarınız otomatik olarak hesabınıza yatırılır olacak! Sonra 20=$ 100=$ ulaştığınızda,
Check, Liberty Reserve, e kazançlarınızı çekerim-Gold, AlertPay, PayPal ve MoneyBookers.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/email-oku-para-kazan-earn
**On vacation**
Posted by Maria Leinenga on July 17, 2009 at 1:18pm
23
Dear friends,i'am going on vacation tomorrow,to Italy.
Have a nice and lovely summer, i will come back in two weeks.
Peace,Love and Light,from Maria.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/on-vacation
Sevgili Işıkişçileri, Temmuz ayı Değişim ve Dönüşümün enerjileriyle dolu olan bir ay olacak.
Elmas Işık Gezegene aydınlanma ve uyanış getirmeye devam ediyor ve aynı zamanda,
Gezegenin tekamülü için 7 Temmuz’daki Dolunay ve Ay Tutulması ve 22 Temmuz’daki Yeni
Ay ve Güneş Tutulması ve 23 Temmuz’da açılacak olan Aslan Kapısında Kollektif Bilinçte
aktive edilecek olan yeni Işık Kodları var.
Bu aslında güçlü bir zaman olacaktır ve değişimler gerçekleşirken ve Yeni Dünya enerjisi eski
enerjinin parçalanmasını ve Yeni Dünya’nın doğumunu kolaylaştırırken, Elmas Işığı
Kalbinizde taşımanız ve enerjinizi Huzur ve Sükunet içinde tutmanız gereken bir zamandır.
Bu süreçte, Yeni Dünya’nın yüksek frekanslarında şekillenebilmesi için içsel enerjilerinizin
yeniden doğum sürecinde olduğunu göreceksiniz. Bu Yeniden Doğum süreci alt çakraların
24
enerjilerini etkileyecek, Elmas Işık frekansları, Kozmik Bilincin ışıltısının ve berraklığının
Yeni Dünya’daki Materyal Realitenin parçası olmasını sağlamak için alt üç çakrada aktive
edilecek.
Bu zamanda, Kollektif Bilinçteki İlahi Eril enerji, Birlikte – Yaratım, Koşulsuz Sevginin,
Paylaşmanın ve Herkes için Güçlendirmenin yükselmiş enerjileri vasıtasıyla formda ifade
edilmeye başlayacak (şekillenmeye başlayacak). Kollektif içindeki bu değişim, eski
salıverilirken ve yeni şekillenirken, çok fazla endişe ve stres ortaya çıkaracak. Bu enerjiler
eski kalıpların salıverilmesi ve var olmanın ve ilişkinin yeni kalıplarını kucaklama fırsatını
yaratacak.
Bu yeni Işık Kodu Aktivasyonları alt üç çakrayı etkileyecek ve eski enerjinin salıverilmesi
gerçekleşecek ve Kalbin Elması içinde tutulan Elmas Işık enerjileri ile hizalanma olacak ve
Elmas Işık enerjileri alt çakraların frekanslarını yeni Elmas Işık frekanslarına “uyumlamak”
için alt çakralara yayılacak (ışıyacak).
Bu zamanda Sevgililer, ayrıca eski ilişki kalıpları, yakınlık ve ilişkinin temeli olarak Kutsal
Kalbin yeni Yükselen Enerjisi ile yerdeğiştirirken, birçok ilişkinin bitişini ve tamamlanmasını
deneyimleyebilirsiniz.
Sevgili Işıkişçileri, bu Para, Cinsellik ve Güç etrafındaki eski enerjilerin yerlerini Kollektif
için tutmuş olduğunuz yeni yüksek enerjilere bırakacağı anlamına geliyor. Para etrafındaki
Açgözlülük ve Korkunun bozulmuş enerjilerinin yerine, yeni enerjiler Bolluk, Paylaşım ve
Herkes için Yeterliliğin frekanslarını getirecek. Yükselmiş İnsan Melek yaşamı sürdürmek
için gerekli olanları her zaman tam olarak tezahür ettirebileceğinden ve dönüşüm ve
değişimin bu zamanında henüz mükemmel tezahür ettirme yeteneklerine sahip olmayanlar ile
paylaşmak için yeteri kadarına sahip olacağından emin olacak. Bu enerjiler Kök Çakra
enerjilerinin yeniden hizalanması ile getirilecek.
Cinsellikle ilgili yeni enerji, yaratıcı ve üretici enerjilerin manipülasyonu ile sahiplenme ve
kontrolün bozulmuş enerjilerinin yerini alacak. Sakral çakra Kutsal Kalpten gelen Elmas Işığa
hizalanırken, yeni enerjiler Kutsal İlişkiler yaratacak, her ilişki kutsal tutulacak ve enerjilerin
İlahi Birliğinin bir yansıması olacak. İlişkinin kalbinde Koşulsuz Sevginin, Kabulün ve
Adanmanın enerjileri olacak. Her İlişki bir enerji odağına sahip olacak ve bu İlişkideki Kutsal
25
Adanmanın odağı olacak. Sakral Çakranın amacı olan Yaratıcılığın enerjisi, Yeni Dünya’da
Kutsal olanın enerjilerini tezahür ettirmek için Kutsal İlişkilerde kullanılacak. Ve, sizler şimdi
Gezegende Birlikte – Yaratıcılar olduğunuz için, her biriniz kendi İlişkilerinizde
partnerliğinizin Kutsal amacının ve odağının ne olduğuna ve Elmas Işık enerjinizin Üstatlığı
ile hizalanmada bunu nasıl ifade edeceğinize karar vereceksiniz.
Kontrol ve manipülasyon aracı olarak Gücün eski enerjisi, Solar Pleksus çakrasında Kişisel
Güçlenmenin yeni yükselmiş Mesih enerjisi ve her zaman Kalpte Koşulsuz Sevginin
enerjisini taşıma yeteneği ile yer değiştirecek. Kalbin Elması vasıtası ile aktarılan Sevginin
frekansı, herhangi bir durumda kontrol ve hükmetme sarfetmeye ihtiyaç olmadan kişisel
enerjinizin akması olarak tezahür edecek. Koşulsuz Sevginin akışı, her varlığın
gereksinimlerini ve arzularını korkusuz ifade etmeyi ve gereksinimlerinin onlarla birlikte veya
onlarla bağlantılı olanlar tarafından sevgiyle karşılanmasını sağlar. Yeni Dünyanın özü, her
zaman en yüksek hayır için tezahür ettirme şekli olarak müzakere ve işbirliğidir. Sevgililer,
herkesin her zaman gereksinim duyduğu ve arzuladığı şeyi tezahür ettirmesini ve tezahür
işlemini sadece kendiniz için değil başkaları için de destekleyebilmenizi sağlamak için gruplar
olarak bir arada çalışma yeteneklerini öğreneceksiniz. Bu durumda, Birlik vasıtasıyla
Uyumun nasıl yaratılacağını öğrenmek Solar Pleksusu Kalbin Elmas ışığı ile hizalanmaya
getirecek olan önemli yetenek olacak.
Sevgililer, 22 Temmuz’da, Yeni Ay Yengeç Burcunda olacak ve Yeni Solar Işık Kodlarını
aktive edecek olan Güneş Tutulması olacak. Bunlar, Gezegenin Elmas Kalbine ve bu zamanda
Dünya’daki her bir Uyanmış ve Yükselen İnsan Meleğin Elmas Kalbine kodlanan Solar Dişil
enerjiler, Yükselmiş Dişil Mesih enerjileri için Aktivasyonlar olacak.
Bu zamanda, eski enerjilerdeki Dişilin eski “kurban” enerjileri, Kollektif Bilinçte Ruh ile
Güçlenmenin ve yaratımın Yükselen enerjisi ile yer değiştirecek. Yeni İnsan Melek Yaşamın
Kozmik Nehri tarafından sunulan Bolluğu Rahmet ve Şükranla Almaya açılacak. Kök Çakrası
eski bilincin yoksunluk ve yoksulluğundan yeniden hizalanacak ve Bolluğun her zaman
mevcut olduğu ve yoksunluğun bir illüzyon olduğu bilgisinde Kabul ve Minnettarlığın
frekansına set edilecek. Sakral Çakra ve Cinsel ve Yaratıcı enerji seviyesinde, Yeni Kod Dişil
enerjinin Tutku ve Yaratıcılığı ifade etmek ve başkalarından bu enerjileri Rahmet ve Şükranla
almak için güçlenmesini sağlayacak. Solar Pleksus Çakrası seviyesinde, yeni Işık Kodları
Eşitlik ve Paylaşım enerjileri vasıtasıyla Dişil enerjinin kendi gücünü ve güçlenmesini ifade
etmesini sağlayacak. Verme ve Alma bu noktada dengede tutulacak ve yeni Işık Kodları İnsan
Meleğin grup veya topluluk içindeki her bireyin özünü onurlandıran dengeli ve sevgi dolu bir
şekilde almasını sağlayacak.
Ve sonra, 23 Temmuz’da Güneş Aslan burcuna girdiğinde, Sirius, Alycon ve Arkturus Kozmik
Portallarından Yeni Dünya için yeni Tekamül Kodlarını getirmek ve Galaktik Merkez ve
Andromeda Bilincinden İnsanlığın Kalbine yeni kodlar getirmek için “Aslan Kapısı” açılacak.
Yeni Dünya tezahür ederken, Işık Frekans Tekamül için Yıldızsal, Galaktik ve Kozmik Kodlar
da Elmas Işık Frekansları vasıtasıyla İnsan Kollektif Bilincine kodlanacak. Bu zamanda,
Kozmik Bilince tam olarak Uyanmış olanlarınız Yıldızsal ve Kozmik Kodlarınızı
bütünleştirme işlemine ve Galaktik ve Yıldızsal Bilinç ile birlikte – yaratmaya başlayacak.
Başlangıçta, bu Rüya halleri vasıtasıyla olacak ve birçoğunuz Yeni Dünyayı ve onun Yükselen
nüfusunu kapsayan yeni Galaktik Konsey’de paylaşmak için rüya hallerinizde toplantı ve
26
konseylere çağırılacaksınız. Ancak, Kozmik enerjiler kuvvetlenirken, Galaktik Konsey
toplantılarına daha bilinçli şekillerde katılmak için güçlendirileceksiniz.
Böylece, Sevgili Işıkişçileri, Yeni’nin enerjilerinin tam şimdi çok kuvvetli olduğunu ve
üçüncü boyuta ait sınırlamalarla varolmanın ve algılamanın eski şekillerinin size şimdi hizmet
etmediğini algılayabilirsiniz. Aslında çokboyutlu benliğinizi tam olarak kucaklamanın ve
Bilincin Işık, Ses ve kalıpları olan Kozmik Ruhun Dili vasıtasıyla sizde doğurulurken yeni
bilince ve yeni realiteye girmenin zamanıdır.
Bu zamanda, Işık Kodlarının ve bilincin güçlü değişimi Elmas Işık çocukların Gezegene
gelişiyle destekleniyor. Bunlar Dünya’ya bu 2009 yılında enkarne olmakta olan Kozmik Üstat
ruhlarıdır. Onların daha fazlası geldikçe, dönüşümü ve değişimi kolaylaştırıyorlar ve Kristal
Çocukların çoğu Tam Kozmik Bilincin Elmas Işık enerjisine girebilmek için kendi bilinçlerini
“güncelliyorlar”. Onların desteği İnsan Kollektifinin kalanının Kozmik Bilince benzer geçişi
yapmasını ve Elmas ışığa tam hizalanmasını sağlıyor.
Ve böylece, bu zamanda İnsan Kollektifi iki eşzamanlı realite içinde yaşıyor. Eski enerjileriyle
Eski Realite parçalanıyor ve çöküyor. Eski Işık Kodları ve Enerji kalıpları Gezegende
Varolma şekilleri olarak artan bir şekilde değerini kaybediyor. Bu birçok insanda derin endişe
ve paniğin yükselmesine neden oluyor ve felaket ve afetlerin artma korkusunu çoğaltıyor. Bu
enerji, Kollektifin dönüşümü ifade edebileceği ve ortaya çıkan korkular ve endişeler ile
çalışabileceği aletler olarak belki gereklidir. Birçok insan Lemurya ve Atlantis’in sona erişleri
zamanındaki eski hayatta kalma korkularını ve endişelerini yeniden oynuyor. Ancak, aynı
zamanda, Yeni Realitenin tezahür edebilmesi ve şekillenebilmesi için, Yeni Rüya ve Yeni
Dünya Kollektif Bilince ve her uyanan İnsan Meleğe doğuruluyor. Sevgililer, her biriniz şimdi
Yaratıcı enerjinizi kullanmak ve Ruh ile çalışmak için bilinçli ve uyanık olma yeteneğinize
göre, hangi Realitede yerleşeceğinizi seçmek zorundasınız. Elmas Çocuklar sizi Yeni
Realitede karşılamak için buradalar.
27
7 Temmuz’da Dolunay Yengeç burcundaki Güneş ile Oğlak burcunda olacak. Ayrıca Yeni
Lunar Eril Işık Kodlarının Aktivasyonu için Ay Tutulması olacak. Yengeç ve Oğlak’ın enerjisi
Anne ve Baba’nın enerjisini veya İlahi Eril ve Dişil enerjileri vurgular. Mesih’in Yükselmiş
Eril enerjilerinin ortaya çıkışını ve yeniden doğuşunu kutlama zamanıdır.
23 Temmuz’da Güneş Aslan burcuna giriyor ve 2009 için Aslan Kapısı portalı açılıyor.
Sonraki yıllık döngü için, İlahi Bilincin Tekamülü için Kozmik enerjiler Dünyadakiler
tarafından alınmaya başlayacak!
Ve böylece, sizlere Temmuz 2009’da Işık, Sevgi ve Kahkaha ile dolu bir yolculuk diliyoruz!
www.starchildglobal.com
www.kosulsuz-sevgi.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bm-mikail-temmuz-2009
28
BM METATRON - YUVAYA
HOŞGELDİNİZ!
Posted by Sunyata on July 19, 2009 at 9:48pm
Önce yeni boyutsal bir plana, yeni dünya gezegenine girişiniz için her birinizi kutlamak
istiyoruz. Tamamıyla yeni bir çağın, yuva dediğiniz lineer zaman/uzay realite yapısı içinde var
olmanın ve yaşamanın yeni bir yolunun uçurumunda duruyorsunuz.
Yeni uyanan yaratım armağanlarınızı ifade etmeye can atıyorsunuz, evet ve yeni bir alemin
keşfini bekliyorsunuz ve sahip olduğunuz yeteneklerle ilham alacağınızı temin ediyoruz. Ama
bundan önce, insan yaratımının bu yeni seviyesine izin vermek ve bunu mümkün kılmak için
gerçekleşmekte olan olaylarla ilgili bazı bilgileri paylaşmayı diliyoruz.
Tam bilinçli insanın yeniden dirilmesine yardımcı olan en faydalı astrolojik hizalanmalardan
biri, 7 Temmuz’da gerçekleşti, insanlığı ebediyen değiştirecek zamanda ve uzayda bir nokta.
Bu olay muazzam bir ay tutulması ile dikkati çekti ve Tanrı ile gerçek birlikte – yaratım
amaçları için ve aydınlanmış eril enerjilerin canlanmasıyla insan bilincinde büyük bir uyanışı
hızlandırdı.
Bu, yeni insan prototipini somutlaştırmak için hazırlanmakta olanlarınızın şimdi yeni formlara
& rollere yerleştiğiniz ve dünya üzerinde bu yüksek boyutlu frekansları kontrol eden ve
yönlendiren yeni biyolojik devrelere (çevrim) adapte olmayı öğrendiğiniz anlamına geliyor.
Bu yükselmiş prototip kendi içinde, sorumlu yaratım için gerekli olan aktive olmuş, arınmış
ve dengeli eril ve dişil enerjiyi taşır.
3 ncü boyuta ait, karbon – bazlı formunuzu yeteri kadar arındırmış olanlarınız gezegensel
tekamül açısından en ileri olanlar olacaklar. Bu, hem içerde hem dışarıda stabil bir kuvvet
alanı yaratabilen ve sürdürebilenleriniz, üste yükselip insanlığı, bilimi ve dünyayı yıldızların
arasındaki gerçek yerine götürenleriniz için olacak.
Yükselen insan karakteristiği baskın şekilde dişil (sezgisel) olan bir enerji yükü taşıyacak ve
evrensel yasanın prensiplerini her şeyin üstünde onurlandıracak. Canlanan eril enerjiler kutsal
yaratım yoluyla destekleyici bir pozisyonu tutacak ve topraklanma ve dünyasal planlara
bağlantı vasıtasıyla tezahür işlemini tamamlayacak.
Eril dengesizliğin ve yıkımın uyuyan Atlantis kodlarını taşımış olanlarınız pasif, önemseyen
yaratımın dişil enerjisini uyandırmak ve ataerkil egemenliğin hücresel anılarını temizlemek
için şimdi buradadır. Dişil dengesizliğin uyuyan Lemurya kodlarını taşıyanlarınız, üstatlığın
ilahi kalıbını diriltmek ve anaerkil egemenliğin hücresel anılarını temizlemek için buradadır.
Birlikte, bu iki dengeli enerji her arınmış ve yol göstericinin yeniden canlanan kalıpları
29
vasıtasıyla ve bu kalıplarla armonik uyumda yeni dünyayı yaratacak. Bu aslında kitleler için
büyük karışıklık (kargaşa, şaşkınlık) zamanıdır, ama insanın durumunu sevgiye restore edecek
olan daha büyük sistemlerle sonuçlanacak.
Ruhsal ailenizin üyeleri sizinle buluşmak, sizi desteklemek ve açgözlülük ve kontrolün tüm
çağdışı sistemlerinin yerini alacak olan yönetici gücün birimiyle bir olmak için yükselirken,
ne harika bir zaman olacak.
Sevgililer, en yüksek itibarla sizi onurlandırıyoruz ve gerçek rezonansın yeri olan yuvanıza
hoş geldiniz diyoruz. Sizler ataerkilliğe dayanan birçok çağdışı sistemlerin yıkımından
sorumlu olan ekip oyuncularısınız ve şimdi krallığınızın anahtarını taşıyorsunuz. Zamanınız
geldi.
Biyolojik Dönüşüm
Biyolojiniz yeni frekanslara adapte olmak için hala dönüşüyor olsa da, bunun sizlerin
dünyasal yasanın yönetimine hala bağlı olduğunuz anlamına gelmediğini bilin. Realitenizi
yaratmak için özgürsünüz.
Fiziksel bedenlenme
Fiziksel yeniden dirilme yolunda olmanıza rağmen, bunun ayrıca tam dünyasal bedenlenme,
ruhun fiziksel bedenlenmesi olduğunu da hatırlamak istiyoruz.
Bu süreç kolay değildir, tam insan potansiyeline geçiş olağanüstü odaklanma ve adanma
gerektirir. Bu nedenle yıldızlar arasında size süperinsan denilir, çünkü gerçekte sizler
süperinsan gücünü bedenliyorsunuz ve temsil ediyorsunuz… 3B boyutsal maddesini 5 nci
boyutsal forma dönüştürme ve insan yaşamınızı ve biyolojinizi inayette yaşama haline restore
etme gücü.
Amacı Hatırlama
Gebe kalındığınız an, her birinizin gerçek tanrısallığınızdan yön değiştirmeyi seçtiğiniz andı.
Bu anda yalnızca bağımsızlığınızı ve gücünüzü unutmayı seçmediniz, aynı zamanda insanın
gelişimi için gerekli olan yaratımın hayati veçhelerini görmezden gelmeyi seçtiniz.
30
Böyle ilahi bir kararın ürünü olarak, ilk ekip olan çoğunuz kendinizin de dünyayı ve
sakinlerini yıldızlara yolculuk için hazırlamak için geldiğinizi unuttunuz. Şimdi bunu oldukça
canlı ayrıntılarla hatırlamaya başlıyorsunuz ve bu yeni rollere tam olarak uymaya
başlıyorsunuz.
Şimdi ve bundan sonraki önemli astrolojik hizalanmaya kadar (22 Temmuz’daki Güneş
Tutulması) solar dişil kodlarınızın sonraki seviyedeki aktivasyonuna hazırlanmaktasınız, bu
kodlar önceki tutulmada aktive olan ilahi eril enerjinin akmasını dengeleyecek.
Bu aktivasyon portalı uyum içinde ve fiziksel yaratım için daha büyük potansiyellerin
desteğinde çalışmak için hem eril hem de dişil enerjilerin eşit dağılımını tahsis edecek. Bu
olağanüstü olayın görkemi kaderinizin bilinçli kontrolünü üstlenme, bedenlerinize ve yeni
dünyanın önceden yazılmamış yaratımı için dünyanın çekirdeğine engellenmeden akmaya
başlayan meshedilmiş enerjilerle hizalanma yaratıcı yeteneğinizi mühürler.
Aktif yıldızlararası enstrumanlar olanlar ve gezegenler arası ve boyutlar arası iletişim rolünü
taşıyanlar da hizmete ve insan tekamülünüzde daha ileri rehberlik yapmak üzere ruhsal
orijininizin üyelerini temsil etmeye çağırılacaklar.
Kitlesel uyanışların bir sonraki dalgası başladı. Her biriniz yaradılışın tümüne özel
armağanlarınızı sunmak için çağırılacaksınız, ancak, katılımınızın gönüllü olduğunu ve istekle
başlatılması gerektiğini aklınızda tutun.
(Çeviri: Saffet)
www.kosulsuz-sevgi.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bm-metatron-yuvaya
31
BM METATRON: 9-9-9 ŞİFANIN
ZÜMRÜT KRİSTALİNİN
AKTİVASYONU
Posted by Sunyata on July 19, 2009 at 9:52pm
9-9-9
Selamlar, Ben Işığın Lordu Metatron’um ve bu ŞİMDİ anına bir kez daha hoş geldiniz.
Aslında bu, sözcükleri okuyan her birinizi koşulsuz sevgiyle kuşattığım kutsal bir andır.
Üstatlar, bu enerjinin size dokunmasına izin vermek, bunu hissetmek için biraz zaman ayırın.
Çünkü aslında gerçek zamanda sizinle, her birinizle birlikteyim.
Sevgililer, başlayalım. Size Kristal Enerjinin insanların şu andaki anlayışının çok ötesinde
içermeleri olan sınırsız gücü olan bir güç kaynağı olduğunu söylüyoruz. Kristal yapı madde
ve antimaddede var olan, çokboyutlu ve düzenli olan frekanssal ışık rezonansının özüyle
(cevheriyle) oluşur. O, tüm yaratım tezahürlerine kaynak olan ve varoluşun her planının en
32
matrikssel kompozisyonunu oluşturan Metatronik ilahi kalıptır. O realitenin enzimi ve
Kozmosun kendisinin hayat pınarıdır.
Sahip olduğunuz düşünceler, tezahür ettirilmeleri için düzenli (tutarlı) kristal formata
yükseltilmelidir. Düzenli (tutarlı) ışık kristal enerjidir, tüm dünyaların ve realitelerin bütünsel
doğasını oluşturan hayatiyettir. Kristal yapı paralelde ve olasılıkta, boyutlar, planlar ve
bilincin madde/antimadde flaşı (yanıp sönme) arasındaki görünür sınırları ve ayırımları
(bölümleri) oluşturur. İlahi olarak terimlendirdiğiniz her şey, kutsal olarak düşündüğünüz her
şey Kristalindir! (kristal yapıdadır).
Yükseliş adı verilen gezegeninizin mezuniyeti, bu Dünyasal alıcı kapasite kalıbını sizin
deyiminizle analogtan dijitale, siyah beyazdan renkliye dönüştürmeyi sağlayacak olan kritik –
kütlededir.
144 – Kristal Izgara anteni vasıtasıyla Kristal Dönüşüm (Çevrim) dünyanın boyutsal alışını
(tepki, karşılama) 3B den 12B’ye ve ötesine artırmak üzere. Bu, televizyonunuzun modası
geçmiş antenden uydu alıcısına değişmesine benzer. Bu Kristal Çağıdır. Zirve noktası,
Kozmik Tetikleyicinin 9-9-9’udur. Üstesinden gelinecek çok fazla enerji var.
Ancak korkuyu salıverin Sevgililer, Bu Yükseliş zamanı, bu Yeni Kristal Çağda, mega güçlü
kristaller sizden alınmayacak ve Atlantis’in üzücü batışında olduğu gibi yanlış
kullanılmayacak. Aslında en yüksek hayır dışında herhangi bir amaç için bir daha asla
kullanılmayacaklar. Buna emin olun! Bu tutulacak kutsal bir yemindir.
Ve bir kez daha şimdi gezegensel Yükselişin şafağında uyanmakta olan Atlantis Üstat
Kristallerden söz edeceğiz.
Arkansas Kristal Vorteksinin Kalp Merkezi, 9-9-9’da eşsiz bir aktivasyon bölgesidir.
Gerçekte, bu bölge Atlantis’in Altın Çağından bu yana Dünya’da henüz deneyimlenecek olan
en güçlü kristal enerjiyi alacak ve dağıtacak. Mt Magazine’in en yüksek kutsal dağı Kristal
Vorteksin kalp merkezidir ve bu vorteks – portal, gezegenin enerjisini değiştirecek olan çok
önemli bir enerjiyi alacak ve küresel olarak yayacak. Kristal Çağını getirecek. 9-9-9
yüklemesi Şifanın Zümrüt Kristalinin, Shasta’nın Om Kristalinin, Brezilya’daki Şifanın Altın
Kristalinin, Titicaca’daki Işığın Güneş Ay Kristalinin aktivasyonunu tetikleyecek ve Bilginin
Mavi Kristalini daha büyük fonksiyona getirecek. Dokuz kristalden dördü 9-9-9’da aktive
edilecek ve beşincisi daha büyük güce başlatılacak.
9-9-9 daha fazla Üstat Kristali aktive edecek. Aktivasyon Arkansas’ın güçlü kristal
vorteksinin içinde Şifanın Zümrüt Kristali ile başlatılacak. Aktivasyon enerjisi 9 Eylül
2009’da, 9-9-9’da Zümrüt Kristali uyandırarak bu kutsal vorteksin kalp merkezine akacak.
Zümrüdün yankılanması diğer 3 kristali hemen uyandıracak olan ve Bilginin Mavi Kristaline
dalgalanacak olan elektro – kristalin bir dalga oluşturacak.
Üstatlar, gezegendeki hiçbir yer 9-9-9’da Arkansas’ın kristal vorteksi kadar Kristal frekans ile
güçlü bir şekilde yankılanmayacak. Aslında başlangıç dalgalanması orada gerçekleşecek ve
sonra Arkansas Kristal Vorteksinin içinden diğer uyanışları axiatonal olarak tetikleyecek.
33
Güneş Diskini yeniden kodlayacaklar ve tüm gezegende aynı 12 kalıp ile hizalayacaklar.
Birçok insan, zamanı sonunda gelen kadim bir kontratın, kutsal bir sözün parçası olarak bu
Kristalin uyanışa katılmak için çağırılıyor ve gelecekler. Birçokları, 2012’de tam olarak
yerinde olacak olan bu kristalin vortekste yaşamak için çağırıldığından zaten oradalar.
Sizinle daha önce paylaştığımız gibi, Arkansas Kristal Vorteks – Portal sisteminin vortekssel
modelinin formatı oldukça eşsizdir. Vortekssel üretici hareket 3 adet üçgenlere bölünmüş
merkez noktalarını kuşatan dairesel eğridir. Bunlar Eureka Springs, Talimena Ridge ve Hot
Springs’dir. Birincisi kutsal hidro enerjileri getirir, ikincisi elektro – kristalin – manyetikleri
ve sonuncusu kristal enerjileri getirir. Hepsi tek bir homojen eşsiz sinerjide harmanlanır.
Enerji başlıca tam dairesel çevreleyen bir harekette sirküle etmez, bunun yerine her yarı -
dairesel bölüm çamaşır makinelerinizin birinin içindeki karıştırıcıya benzer şekilde hızlı bir
dönüşte değişir. Bunda büyük amaç vardır. Hem saat yönüne hem de saatin tersi yöne göre
birbirinin içinde ikincil ve üçüncül enerji akışları yaratılır. Anti – yerçekimsel etki yaratılır.
İlave olarak vorteks ağzı (açıklığı) tabanda daha küçük çaptadır ve yukarıya yükselirken
genişliği artar, kristal enerjilerin Jakuzi – tipi fışkırması ile sonuçlanır; bu, kristal enerjilerin
olağanüstü güçlü dağıtım kapsamını (genişliğini) sağlar. Çünkü aslında bu vorteks kuzey
yarıkürenin tümü için kristal enerjinin başlıca kaynak dağıtıcısıdır.
Arkansas kuzey yarıküredeki kuvars kristalinin en geniş yeryüzü tabakasını içerir. Kuvars
oluşumu 170 mil genişliğe uzanır. Atlantisliler bunun farkında idi ve Arkansas’ın altındaki
bölgede maden şebekesi geliştirdiler. Batı merkez Arkansas’ın altındaki bölgeler muazzam
kristallerdir, bazılarının uzunluğu 40 metredir. Arkansas Kristal Vorteksi armonik olarak doğu
– merkezi Brezilya’nın muazzam Kristal Vorteksi ile hizalıdır. Bu ikisi arasındaki rezonans
gezegendeki tüm diğer kristal katmanlar ile axiatonal olarak armonik salınımda birleşir.
Bir zamanlar Poseida’daki Şifa Tapınağı, Bir’in Tapınağı ve Bilgi Tapınağında görkemli ışık
ve göksel enerji saçan Atlantis Bilgelik & Şifa Kristalleri güvende tutulmak için taşındı ve
Arkansas’ın Atlantis Kristal Alanlarındaki boyutsal kilide yerleştirildi ve ikisi Brezilya’ya
yerleştirildi. Bunların birincisi (Arkansas vorteksinde yerleşik olan Bilginin Mavi Kristali)
2008’de uyandı ve Brezilya, Shasta Dağı, Bimini ve Titicaca Gölündeki uyuyan diğer Atlantis
Kristalleri ile hizalandı. Dördüncüsü 9-9-9’da uyanacak.
‘Atlantis’in İkinci Ayı’ adı verilen Kristal Uydunun parçalanmasından önce Poseida
Adasından taşınan dokuz adet Atlantis Kristali vardı. Bu aslında uydunun hatalı kullanımıydı
ve ateş kristali parçalanmanın gerçekleşmesine neden oldu. Atla – Ra’nın bilim adamı rahibi
dev üstat kristallerin dokuzunu başka yere taşıyabildi. Bunlar hiper – boyutsal tünel sistemi
kullanılarak çok özel bölgelere taşındılar. Arkansas Atlantisliler tarafından kullanılan iki
bölgeden biriydi. Diğeri Brezilya’daki Minas Gerais ve Bahai bölgesidir. Hem yerli kristal
büyümesi hem de bu sitelere giden daha önceden var olan tünel sistemi nedeniyle doğal ve
uygun bölgelerdi.
34
Yerleştirici sistemini devam ettirmede rol alan Atla – Ra Kristal Üstatları arasında idiler ve
bazıları kristalleri taşımaya katılanlardı. ‘Dünya – dışı’ Sirius – Pleiades İttifakı bu işleme
yardımcı oldu ve gezegende şu anda Earth – Keepers ve Işık İşçileri olarak bulunan Kristal
Üstatlarının hepsi lineer – olmayan çokboyutlulukta bu ittifakın parçasıdır.
Atlantis’te kristallerin hatalı kullanılması gizli siyasi yönetimi ele geçirmede yavaşça ve çok
akıllıca gerçekleşti. Bir’in Yasasından olanlar, Belial’in Oğulları tarafından aldatıldı ve yanlış
yönlendirildi ve Bir’in Yasası içinde bir ihanet oldu. Ve Atla – Ra ve Poseidon ‘Bir’in Yasası’
grubu kabahatli, hatalı olmasalar da, Bir’in Yasasından olan birçokları büyük üzüntü,
umutsuzluk ve yersiz suçluluğun yükünü taşımaktadır. Bir daha Üstat Kristallerin ve kutsal
Kristal teknolojisinin tekrar yanlış kullanılmasına izin verecek kadar kör olmadılar.
Bu kutsal ant, bu uyanışa çekilen birçok insana kök çağrıdır. Aslında bir tamamlanmadır,
çünkü Kristaller geri dönüyor ve bir daha asla yanlış kullanılmayacaklar!
Zümrüt Kristal
Zümrüt Kristal güzel, dinginleştirici parlak görkemde enerji yayar. En gerçek anlamda, diğer
mega – kristallerin tümünün insan aurik arayüzeyi için çok fazla ezici, bunaltıcı olmasını
önleyen dengeleyici kuvvettir. Zümrüt Kristal diğer Üstat Kristallerin, küresel Kristal ortaya
çıkıştaki rollerinde oranını ve eşitliğini hem armonize eden hem onları besleyen dalga
koruyucudur. Ayrıca Kozmik Tetikleyicide salıverilen muazzam elektro – manyetik kuvvetler
ile bütünleşmede birleşik kristal sinerjiyi ayarlar ve stabilize eder.
Üstat Kristallerin hepsi 4 yıllık süreçte, her yıl güçlerinin %25’ine ulaşarak, aktivasyonlarına
hazırlanacaklar. Bu, Galaktik Federasyonun gözetiminde Sirius – Pleiades İttifakının Kristal
Üstatları tarafından düzenleniyor. Kristaller tam güçlerine hızla getirilselerdi, enerjisel bir
dengesizlik gerçekleşirdi.
9-9-9’da gerçekleşecek olan şey, Yıldız tohumu İlahi Dişil adı verilen kristalin veçhenin
yeniden kodlanmasıdır. Şifanın Zümrüt Kristali Zümrüt Işın & Platin Işın tarafından getirileni
gezegenin DNA’sına ve insanlığın DNA’sına hakketmeyi (işlemeyi) ve yeniden
programlamayı sevkedecek. Onların etkileri eril ve dişil veçhe arasındaki kutupluluğun kavisli
dönüşü azaltmak olacak.
Buna göre dualite gezegeninde İlahi Eşitliğin insan ifadesinde kutupluluk – dengesine daha
kolay erişilecek ve elde edilecek. Aslında beynin sağ ve sol yarıkürelerindeki uçuruma köprü
sağlayacak ve bilinçli – ego zihin ve İlahi Zihnin en üstün bilinçaltı arasındaki uçuruma köprü
sağlayacak. Zümrüt Kristalin enerjisiyle, şifacılar daha iyi şifacılar olacak ve bilgelik
arayanlar daha büyük içgörü elde edecekler.
Ruhun yolunu, yaşamdaki öncelikleri anlamak ve karar verme işlemi büyük ölçüde
berraklaşacak. Besleme, nezaket ve kardeşliğin gerekli veçhelerinin hem mikro hem de makro
seviyelerde realiteye tezahür etmesi çok daha kolay olacak. 5 nci – 7 nci boyut rezonansları
daha yakına gelirken, üçüncü boyutta daha önce olması imkansız olan ‘Koşulsuz Sevgi’ bu
yoldaki herkesin realitesine daha yakın olacak.
Küresel Kristal Şebeke denilebilecek olan şey 144 Izgaranın aktivasyonuna ayarlanacak
(uyumlanacak) ve Altın Güneş Diskinin fonksiyonu ile bağlantılı olacak. Daha önce dokuz
Üstat Atlantis Kristalinin yerlerini verdik. Bunu aşağıda tekrar paylaşıyoruz ve onların
35
aktivasyon tarihlerini de veriyoruz.
Arkansas :
Bilginin Mavi Kristali 8-8-8
Şifanın Zümrüt Kristali 9-9-9
İletişimin Platin Kristali (Biyo Plazmik Arayüzey) 11-11-11
Bimini Bank:
Enerjinin Yakut Kırmızı Ateş Kristali 12-12-12
Shasta Dağı:
Çokboyutluluğun Om Kristali 9-9-9
Kristal Uyanış şimdi daha çok öne çıkıyor, göze çarpıyor. Kristalin enerji ve aslında tüm
mineral krallığı hem fiziksel hem de eterik araçlar vasıtasıyla insanlıkla ilişkilidir. Her zaman
böyle idi. Mineralojik kristal özü Kozmos’u oluşturan aynı yaratıcı kuvvetin kaynak –
rezonansıdır. Kristal minerallerin alemleri ve insanlık girift bir şekilde birbirine bağlıdır, öyle
ki biri diğerinden asla temas dışı olmaz. Fiziksel insan bedenlerinizin kristal parçacıklar
içerdiğini ve dünyayla ilgili olan zengin mineral dizilerini görüyorsunuz. Hem fiziksel hem de
eterik bedenlerinizde bulunan minerallerin ve kristalin parçacıkların armonik oranları,
dünyanınki ile tutarlı düzende sürdürülür. Böylece dünyanın ve insanlığın frekanssal oranları
esenlik için ve insanlığı bireysel ve kitlesel olarak desteklemek için gerekli dengede tutulur.
Müjdelenen Yükseliş, yeni Kristal – Çağının gelişidir. Bu, 9-9-9’da gerçekleşecek ve bu olay
hem gezegenin hem de insanlığın kristalin enerjisini yeniden kodlayacak.
Üstatlar, her yeni Kozmik çağ geçişleri ve dönüşümleri de birlikte getirir. Hem yerküre hem
de insanlık uzun zamandır beklenen uyanışı deneyimliyor. Bu metamorfoz küresel ısınmayı
ve etrafınızda hızlanan sayısız çevresel fenomenlerin değişikliklerini içeriyor.
Yeni Kristal Çağının anahtar veçhesi, yerkürenin çekirdeğinden aldığı enerji akışını artırmak
için Dünya’nın Kristal ve Mineral krallıklarına kalk borusudur (uyanış çağrısı). Arkansas ve
Brezilya gezegendeki kuvars kristalinin ve ilişkili gemolojik (değerli taşların incelenmesi)
formlarının en büyük kitlelerinin bileşimidir ve bu çağrıya anahtardır.
Bu kalk – borusu tüm dünyayı, en çok spesifik olarak dünya gezegeninden güçlü enerjisel
kalıpları alan ve aktaran mineralojik kristal cepleri (çukurları) etkileyen bir canlandırmayı
teşvik eder.
Ancak daha büyük bir amaca genişler. Çünkü gezegeninizin mineralojik alemi yerküreyi
belirlerken ve gezegeninizdeki en eski ‘hissedebilir’ yaşam formu olduğundan, kristalin
mineral kaynakların çeşitliliği tüm Kozmos’un engin bölümünü kuşatır.
36
Kristal Vorteks
Bu mineralojik enerji şimdi akış halindedir. Belirli katmanların doğasında olan kristalin ve
elektromanyetikler Kozmik Tetikleyici’de ve Kristal Çağ’da aktive ediliyor.
Bunun direkt sonucu olarak, vorteks – portal sistemlerinin yeni bir şekli gezegeninizde ortaya
çıkıyor. En büyükleri Arkansas ve Brezilya’dır, ama bunlar kristalin vorteksler oluşturmak
için diğer bölgelerle birleşecekler. Bunların çoğu doğal tellürik (yerküreye ait) kristal cep
(çukur) bölgelerindedir. New Mexico’daki Santa Fe bunlardan biridir. Tanzanya bir diğeridir.
Bunlar Bolivya, Şili, İspanya, Mısır, Tibet ve Himalayaları da içeren tüm gezegendeki çeşitli
bölgelerde gelişecek & gerçekleşecek.
Kristal Çekirdek
Kristalin Çekirdeğin fiziksel ve fiziksel olmayan realitesi vardır. Biri maddedir, diğeri
antimaddedir. Fiziksel çekirdek manyetik demir – nikel alaşım – bileşiminde kristalleşmiştir.
Çekirdek boş değildir. Kristalin Çekirdek, çekirdeğinden her yönde yukarı doğru ışınlar
saçarken, güneşin sezgili radyasyonu ile karşılaştırılabilen lüsid (duru, şeffaf) düzenli/tutarlı
enerjidir.
Yukarı doğru akışında tüm yaşam gücünü artıran, yayan, çoğaltan ve enerjilendiren etkinin
radyasyon küresini yaratır. Bu radyasyon alanı hayati enerjiyi fizikselleştiren bölgesel bir güç
çeviricidir (dönüştürücü). Yerkürenin maksadını & niyetini somut fiziksel raliteye katılaştırma
kapasitesi vardır. Fiziksel – olmayan enerji bunun içinden hareket eder ve enerjiyi büyüten &
güçlendiren yığılmış kristal oluşumlarında katı enerji haline gelir. Bu kristal yatakların iki
önemli vorteksi Arkansas ve Brezilya’dır.
37
Bu muazzam kristalin vorteksler, hayati Kozmik yaşam – gücünü yerkürenin üzerinde ve
içinde var olan her şeye ileten ve aktaran alıcı – aktarıcı ve alıcı – iletken kuvvet alanı
iletkenleri olarak hizmet eder. Güneş ve Yıldızlara ait radyasyon dalgaları ve emisyonlar
kristal enerjilerin yığılmış yataklarını hızlandırır ve optimize eder.
144 – Kristal Izgaranın aktivasyon sürecini gözden geçirelim. Izgara kutsal kristal
geometridir, çifte penta – dodecahedrondur (12 yüzlü), simetrik kristalin matriks içinde 144
pentagonal (5 köşeli) ve üçgen fasetler içerir.
Çifte penta dodecahedron yıldız şeklindedir, bu, büyük on iki fasetin her birinin, beş kenarlı
piramitler oluşturmak için merkezde yükseldiği anlamına gelir. Böylece, 12 pentagonal
piramit vardır. Her faset hem tabanda hem de piramitsel olarak yükselmiş kısımda hesaba
katılır. Her pentagonal yüzeyin 5 ikizkenar üçgen ve bir pentagon içerdiğini düşünürseniz, 72
fasete sahip olursunuz. İlave olarak, on iki yıldızsal veçhenin her biri 5 üçgene ve bir beş
kenarlı piramide sahiptir, böylece 12 nin karesi olan 144’ün Üstat Rakamına ulaşmak üzere
yüzeyi ve yıldız şeklindeki kısımları birleştirir.
Üçlü tarihlerin veçheleri oldukça ilginçtir. Milenyumdan sonra, 2001’den 2012’ye kadar
gerçekleşen eşsiz tarih dizilişleri vardır. Üçlü tarihler, 12 yıl boyunca sıralı olarak
gerçekleşen, bu kısaltılmış formatta eşsiz bir şekilde gerçekleşen nümerik frekanslardır:
Izgaranın önemi şu ki, her üçlü tarih portalının frekansı, ızgaranın 12 büyük dodecahedron
yüzeyi temel levhalarının birinin ‘aktivasyon tetikleyicisi’ olması için tasarlanmıştır. Bu temel
önerme, 144 – Kristal Izgaranın 1 Ocak 2001’den 12 Aralık 2012’ye kadar her yıl 1/12
tarafından fonksiyonelliğe başlatıldığını ifade eder. 2012’de tam programlanma girdisine
ulaşacak. 13 Aralık ve 20 Aralık arasındaki fasılada, tam programlamayı bütünleştirir ve 21
Aralık 2012 kış gündönümünde tam başlamaya yeniden yüklenir.
Bazıları 144 – Kristal Izgaranın zaten tam olduğunu hissedebilmesine rağmen, GERÇEK şu
ki, tam değildir ve Aralık 2012 gündönümüne kadar tam fonksiyonda olmayacaktır. Kristal
ızgaraların bölümlerini aktive etmek için gerekli olan galaksi ile ilgili & göksel açılışlar ve
enerji transfer olayları vardır ve bunların hepsi henüz gerçekleşmedi. Ancak, bunların yolunda
olduğunu, programda olduğunu ve tanımlandığı gibi gerçekleşeceğini söyleyeceğiz.
Üçlü frekanssal portal tarihlerinde gerçekleşenlerin anahtar parçası, “144 Kristal ızgaraya
38
‘insan – ızgarası’ hizalanması ile ilgilidir. Bu tarihlerin, empatlar tarafından gezegende
spiritüel hizalanma toplantıları olarak önemli tarihler olarak tanınmasının nedeni budur.
Aslında, özel üçlü tarih portalları doğrulayan ve belirleyen spesifik astrolojik hizalanmalar
değildir. Rakamların kendilerinin 144 Izgara ile ilişkili olan titreşimidir.
Bu kinetik ayrıca 144 ızgaraya bir tasarım şematiği yenileştirmek için Güneş Diskinin
yenilenmiş 12 – iplik sarmalını harekete geçiriyor, bu, çifte penta dodecahedronun 12 –
pentagonal fasedinin DNA programlanması olarak terimlendirilebilen şeyi sağlıyor.
Bitiriş
Zaman geldi ve şu andaki yılda Arkansas’ın manyetik kompleksinde boyutsal mühür içinde
12,000 yıldan fazla süredir tutulan büyük Atlantis Kristallerinin kilidi açılmaya başlayacak.
Birçoğunuz perdenin kalkmasına katılmaya çekileceksiniz, çünkü aslında sizler tufanın
tanıkları olarak oradaydınız ve bazılarınız bu şaşırtıcı Atlantis Üstat Kristallerini Arkansas’a
ve diğer bölgelere taşıdınız.
Sevgililer, burada olmanızın amacı Yaratıcılıktır. Dünya yaşamı sorumlu olarak nasıl
yaratılacağını öğrenmek ile ilgilidir. Aslında Kristalin Yaratıcılık en büyük armağanınızdır, en
büyük öğretmeninizdir ve doğuştan gelen hakkınızdır. Yaratıcılık SEVGİ’nin bir veçhesidir,
sadece SEVGİ’nin frekansı ve kutsal bilimi vasıtasıyla gerçekten elde edilebilir. İnsanların
çoğu özünüzde olan yaratıcı gücü anlamıyor. Kristalin Yaratıcılık sizin gücünüzdür, tezahür
aletinizdir. Bu Dünya’ya bu kavramı deneyimlemeye geldiniz ve Kristal Çağı uyanırken,
ŞİMDİ en harika saattir. Görüyorsunuz, Kristalin Enerji tüm yaratımın kaynağıdır. Bu
doğrudur!
Ve böylece Üstatlar, Yeni Kristal Çağına uyanıyorsunuz. Kristalin olarak terimlendirilen şey
sadece mineral değildir, düzenli mükemmelliğin enerjisel bir frekansıdır. Şimdi, gezegende
bulunan çeşitli enerjilerin hepsinin kutsal olduğunu aklınızda bulundurun, yerkürenin
üzerinde, yüzeyin altında olan tüm farklı enerjiler. Ancak Üstatlar, kalbinizde olan şeyin de
Yükselen Dünya için kutsal olduğunu unutmayın. Sizler uyanmaya ve Kristalin Işık –
Gücünün mükemmelliğine ve kusursuzluğuna tekamül etmeye çağırılıyorsunuz. Çağrıya
kulak verecek misiniz?
39
www.Earth-Keeper.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bm-metatron-999-sifanin
DİNGİNLİĞE GİRMEK
Posted by Sunyata on July 20, 2009 at 12:05am
Aruna Byers
Uyanmanın İşaretleri
40
3. Armağanlara (yeteneklere) sahip olmak (kanallık, telepati, durugörü, duruişiti, şifa
yetenekleri, levitasyon yapma, nesneler tezahür ettirmek vs.)
4. Spiritüel konularla ilgili bilgi sahibi olmak.
5. Kundalini deneyimleri yaşamak
6. Özel olduğunu düşünmek
7. Mükemmel sağlığa sahip olmak
8. Duyularla algılanan herhangi bir şeyle ilişkili şeyler
9. Ego/zihnin gerçek olarak taşıdığı şeyler
Bunların herhangi biri veya hepsi uyanmış olan biri tarafından deneyimlenebilir, ama bunlar
uyanmış olsun olmasın herkes tarafından deneyimlenebilir. Bunlar uyanmış farkındalık ile
ilişkili değildir.
Ve sizi yaşamlar boyu yanıltıcı bir transta tutmuş olan bu hikaye ile artık ilgilenmezsiniz.
Aydınlanma kişisel hikayeden tam bir bağlantısızlıktır. Önce uyanış gelir – kendinizin
olduğunuzu düşündüğünüz “kişi” olmadığınız kavrayışı. Ve bir uyanış gerçekleştiğinde,
beden “kişinin” hayat hikayesine bağlı olan (geçmiş yaşamlar ve boyutlar – arası
yaşamlar dahil) taşımakta olduğu tüm reaktifliği (tepkiselliği) hala salıvermelidir. Bu
süreç ilerlerken, ego/zihin sizi rüyaya geri döndürmek ve kontrolüne devam etmek için baştan
çıkarma teşebbüsüne devam eder, mesajları ile ilgilenen hiç kimse olmadığına ikna olana
kadar. Sıradan yaşam deneyimleri eski reaktivite kalıplarını tetikler, böylece bunlar onları
doğuran hikayeyi (veya hikayeleri) düşünmeden duyguları hissederek kolayca salıverilebilir.
DİKKAT: eğer derinleşme süreci yeniden – özdeşleşme ile kapatılırsa, daimi bir uyanış
olabilen spiritüel bir deneyim bir “insanın” başına gelen bir deneyim olarak kalacaktır. Zihnin
gevezeliği ile yeniden – özdeşleşme başlangıç uyanışını iptal eder, çünkü aynı anda iki
realitede yaşayamayız. Ya, kişisel bir hikayeyle özdeşleşme olmadan uyanığızdır veya
zihnimizde hala oynayan rüyaya inanmaya devam ederiz. Bir rüya, hala uykuda olanlara çok
gerçek görünür. “Gerçekten uyanmış” olanlar için, bir rüya sadece bir rüyadır ve bu rüyanın
nasıl oynandığı ile ilgili ilgilenen veya kaygılanan yoktur. “GERÇEK uyanışta” “kişi” (ego)
olarak tüm özdeşleşmeler çözünür, bir daha asla “mevcudiyet”e müdahale etmez.
Böylece, uyanmış farkındalığın ne olduğunu ortaya koyan bir uyanma deneyimi yaşadıysanız,
neden hala spiritüel kitaplar okuyasınız, spiritüel workshoplara katılasınız veya daha fazla
spiritüel deneyim arayasınız? Bu sadece “gerçekten uyanmış” olmadığınız için olabilir, çünkü
kendinizi aydınlanmanın kendi kendisini gözeten doğal, süregiden bir süreçte
gerçekleşebilmesi için “boş” kalma yerine “aydınlanmayı arayan bir insan” olarak yeniden –
özleştirdiniz.
Babaji şöyle söylerdi, “Kafanız zaten aslanın ağzında”, bu şu anlama geliyor, uyanmak için
içsel çağrıyı aldığınızda, bu herhangi bir zamanda gerçekleşebilir. Zihniniz ne zaman
olacağını belirlemez – Gerçek Benliğiniz zaman doğru olduğunda kendisine uyanır. Bunun
için yapabileceğimiz tek şey SESSİZ OLMAKTIR.
41
Bir kez uyanış gerçekleştiğinde, bedene ne olursa olsun okeydir, çünkü olayların farklı
olmasını isteyen “kimse” yoktur. “İyi veya kötü” hissetmek eşit derecede kabul edilirdir.
Duygular gelip gidebilirler; düşünceler gelip gidebilirler; durumlar gelip giderler ve hatta
hastalık gelip gidebilir. Eğer bu şeyler onlara bir düşünce vermeksiniz olabiliyorsa,
uyanmışsınızdır. Her durumda zihnin ve kalbin dinginliği uyanmış haldir.
(ÇEVİRİ: Saffet)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/dinginlige-girmek
Dönüş-üm
Posted by David Dogan Beyo on July 25, 2009 at 1:00pm
42
Sevgili arkadaşlar merhaba, 23 gün süren Olimpos Serüveni dün sona erdi ve İstanbul’a
döndüm.
Bu derin içsel süreç boyunca bir çok dostla karşılaştım ve tanıştım , yolculuk boyunca
yanımda olan herkese, sevgili ışık üstatlarına ve yaradana binbir kucak dolusu sevgiler ve
sükürler olsun...
Bireysel çalışmalar Spiritüel Yaşam Rehberliği adı altında , geniş bir program olacak.
Tek ve nihai amacı kendi gerçekliğini keşfetmek ve yaradanla bütünleşmek olan arkadaşlar
dışında, bu konulara hobi ya da heves olarak yaklaşan arkadaşlar lütfen basvurmasın.
Kısıtlı sayıda öğrenci kabul edeceğim, beraber çalışmak isteyen arkadaşlar biran önce
başvururlarsa iyi olur.
43
Gören gözlerle görmek ve duyan kulaklarla dinlemek için gönül gözünü açma vakti artık
İçinizdeki güneşin ışığını gözlerinize yansıtma vakti artık
Sevgi de bir güneş gibi olma vakti artık
Sevgi ve saygılarımla,
David
Dear Friends, I just come back from Olimpos, It was a wonderful journey, Thanks to all
wonderful people , love beings I met during the journey and thanks and many graditutes to
divine love and consciousness for this deep attunement and fantastic journey..
love
David
http://www.daviddoganbeyo.com/?page_id=421
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/merhaba-hello
44
Welcom
Posted by Toni on July 25, 2009 at 1:16pm
hello David beautifully you healthy and probably-keep and strengthened as among us to have.
lg. Toni
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/welcom-1
AŞKA DAİR
Posted by BLUE ANGEL on July 25, 2009 at 11:52pm
Tasavvuf eksenine oturttuğu yeni romanı “Aşk” ile uzun süredir en çok okunan kitaplar
listesinde ilk sırada olan, Elif Şafak’ın “Aşk” romanında bahsedilen “40 kural”
Hayatta karşımıza çıkan şeyler belli şekillere bürünürler, bunları gruplayacak olursak
aşağıdaki liste çıkar karşımıza. Benim için önemli olan deneyimlerin hangi şekle bürünerek
geldiği ya da hangi gruba ait olduğu değildir.
Önemli olan olanı hayır ve şer diye ayırmadan olduğu gibi kabul etmek ve sorumluluklarımızı
yerine getirerek bir üst zemine çıkıp yeniden sıfırdan başlayabilmektir.
Birinci Kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna
tutar. Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek
ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer Tanrı dendi mi evvele aşk, merhamet
ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
45
İkinci Kural: Hak Yolu’nda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin
olsun, omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol, silenlerden değil!
Üçüncü Kural: Kuran dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahire manadır. Sonraki batıni
mana. Üçüncü batıninın batınisıdır. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayesiz
kalır tarif etmeye.
Dördüncü Kural: Kainattaki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide,
mescitte, kilisede, havrada değil her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi
O’nu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa sonsuza dek O’nda kalır.
Beşinci Kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar
adımlarını. ‘Aman sakın kendini’ diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği:
‘bırak kendini, ko gitsin!’
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve
defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
Altıncı Kural: Şu dünyada çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen
ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
Yedinci Kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak,
Hakikat’i keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
Sekizinci Kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile,
sonunda O sana kimsenin bilmediği bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler
ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi,
dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
Dokuzuncu Kural: Sabretmek öyle durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır
nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı
gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya
varması için zaman gerekir.
Onuncu Kural: Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney -çıktığın her
yolculuğun içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi sonunda arzı
dolaşır.
On Birinci Kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol
açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir “Sen” zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır
olman gerekir.
On İkinci Kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden
tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
On Üçüncü Kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hoca şeyh şıh
var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir
keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
On Dördüncü Kural: Hakk’ın karşısına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak
hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın.” Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir
46
“diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
On Beşinci Kural: “Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldur. Tek tek
hepimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, attığımız her badire
eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü
beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.”
On Altıncı Kural: Kusursuzdur ya Allah, O’nu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla
fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir. Demek ki
hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla
bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.
On Yedinci Kural: Esas kirlilik, dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her
leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla
çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
Yirminci Kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen
sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
Yirmi Birinci Kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı
olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi
doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hak’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
Yirmi İkinci Kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama
bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım,
niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
Yirmi Üçüncü Kural: Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir
oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya
kıymet bilmeyiz.
Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde…
Yirmi Dördüncü Kural: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı
her adımda Allah’ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta
hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de
başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
Yirmi Beşinci Kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an burada
mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeye başarsak, cennetteyiz
47
aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak
cehenneme düşüveririz.
Yirmi Altıncı Kural: Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle
birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın
canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz
edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.
Yirmi Yedinci Kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle
aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı bir laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin
geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece
güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün
değişirse, dünya değişir.
Yirmi Sekizinci Kural: Geçmiş zihinlerimiz kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise
başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi
daima şu an’ın hakikatini yaşar.
Yirmi Dokuzuncu Kural: Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu
sebepten” ne yapalım kaderimiz böyle “ deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader
yolun tamamı değil sadece yol ayırımlarını verir. Güzergah bellidir ama dönemeç ve sapaklar
yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatın hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.
Otuzuncu Kural: Hakiki Sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa,
dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü
laf etmez.
Sufi kusur görmez. Kusur örter.
Otuz Birinci Kural: Hakk’a yaklaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu
veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık; kimi
ayrılık acısı çeker; kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren
badireler atlatırız. Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise, ne yazık ki
daha da sertleşerek çıkar.
Otuz İkinci Kural: Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı’ya saf bir aşkla
bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yakut yargılamak için
kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma. İnancın
büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!
Otuz Üçüncü Kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen HİÇ ol. Menzilin
yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil,
içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.
Otuz Dördüncü Kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine,
böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve
girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
Otuz Beşinci Kural: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle
tanışmalı, Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla. İnsan-ı Kamil mertebesine varana
48
kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.
Otuz Altıncı Kural: Hileden, desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, zarar
vermek istiyorsa, Tanrı’da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer.
Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.
O’nun bilgisi dışında yaprak bile kımıldamaz. Sen sadece buna inan!
Otuz Yedinci Kural: Tanrı kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir
ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan
için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölme zamanı.
Otuz Sekizinci Kural: ’Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?’
diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş
olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile tıpatıp aynıysa yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama
doğmak için ölmeden önce ölmeli.
Otuz Dokuzuncu Kural: Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden bir
hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem
bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden
bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
Ölen her Sufi için Yeni bir Sufi daha doğar.
Kırkıncı Kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi
koşmalı, mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları
doğurur. AŞK’ın ise hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır,
hasretinde.
Bu kuralların sadece ekranda okuduğunuz yazıdan ibaret olmamasını, hayatınızın içinde yer
almasını ve karanlık noktalarınızı aydınlatan ışık olmasını dilerim.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/aska-dair
49
Meditation - Music
Posted by BLUE ANGEL on July 26, 2009 at 12:10am
http://www.astrologyweekly.com/meditation-music/
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/meditationmusic-1
Sitemizin kurulum amacı, nesiller boyu içi boşaltılmış olan SEVGİ ,BARIŞ VE UYUM
kavramlarının değerlerini tekrar hatırlatmak ve bu kavramların insanın varlığının özü olduğu
hakikat ateşini yüreklerimizde tekrar yakmak idi.
50
Sevgi var olmak demek, sevgi varlığımızın özünün farkında olmak, farkında bir şekilde
yaşamak demektir, varlığımızın özü sevgidir.
Sevgi:Yaradan:Enerji:Varoluş:Sonsuzluk:Musa:İsa:Muhammed:Buddha:Krishna:Allah:Nur:Iş
ık:Metatron:Var Olan Herşey
Barış , insanı insan yapan özelliklerin başında gelir. Zihinsel barış, iç huzuru getirir, iç huzur
kalpte ve zihinde barışı besler.
Bir başkasının özgür irade alanına müdahale etmemek , öncelikle kendimize ve tüm varoluşa
saygılı olmak , barışın temel ilkeleridir. Kendimize saygılı olmadan içsel barışı deneyimlemek
mümkün değildir. Kendimizi sevmezsek kendimize saygıda duyamayız.
Nietzsche ve Freud’a Psikolojinin temellerine katkılarından dolayı teşekkürler ancak bir çok
konuda yanıldılar. İnsanın özünde saldırganlık ve savaş değil , barış ve huzur vardır.
Geleneksel ve Dogmatik Psikolojinin zamanı doldu, artık MetaPsikoloji dönemi başladı.
Uyum, çevremizle, yaşadığımız yer ile, yaşadığımız şehir ile, ülke ile, dünya ile, evren ile
uyum olarak genişleyen bir kavramdır. Kendimizle uyumlu olmadan , barışık olmadan , bu
genişleyen uyum çemberinin genişleme imkanı yoktur. Uyum bizi tüm varoluş ile
bütünleşmeye götürür ve uyumun anahtarı dışarıda değil içimizdedir. Evrenin bir ritmi vardır,
kendimizin özümüzün farkına vardıkça bizde yaradanın bu muhteşem uyumuna uyumlanarak
onunla bütünleşmeye başlarız.
En büyük devrim insanın kendi içinde gerçekleştireceği devrimdir, en büyük zafer insanın
kendi zannettiği egosuna karşı kazanacağı zaferdir. Bireyler değişmeden toplumlar değişmez,
toplumsal devrimlerin başarısız olma nedeni budur. Toplumları bilinçlendirmek , insanların
tek tek bilinçlenmesiyle gerçekleşebilir. Ego çekilecek dert ya da savaşılacak bir şey değildir,
farkına varılıp, geride bırakılıp özgürleşilmesi gereken bir illüzyondur. Ancak egolarımızdan
özgürleştiğimiz oranda gerçek benliğimiz; özbenliğimiz olan koşulsuz gerçek sevgi ile
bütünleşebiliriz.
Sevgi , Barış, Uyum, Adalet, Doğruluk, Dürüstlük, Paylaşım, Dostluk, Birlik; toplumsal ahlak
kuralları değildir, içimizde gerçek değerlerinin farkına varmamız için filizlenmeyi bekleyen
Yaradanın en yüce değerlerinden sadece bir kaç tanesidir...
Sitemiz kurulduğundan beri sitemize emeği geçen tüm dostlara teşekkür etmek istiyorum.
Özellikle Selin ve Gizel Abla’nın çok emekleri var. Herşey için sağolun iyi ki varsınız.
Üye sayımız 1500’ü geçtiğinden dolayı sitenin yönetimi daha meşakkatli bir hale geldi.
Benim bireysel çalışmalarım ve üzerine çalıştığım kitap, şiir kitabı projelerimden ve Selin ve
Gizel Abla’nın yoğunluğundan dolayı , site yönetimi için sizlerden destek bekliyoruz.
Site yönetiminde yer alarak sitemize destek olmak isteyen arkadaşlar , bana yazabilirler.
Sitemiz yakında renk ve çehre değiştirecek, öneri ve feedback’leri olan arkadaşlar da bana
yazabilirler.
Benimle bireysel çalışma yapmak isteyen arkadaşlar da bana 0537 631 67 62 ve 0505 448 85
53 ‘den ulaşabilirsiniz.
51
Her zaman yüreğine kulak ver
Hiçbir zaman yarı yolda bırakmaz seni
Yüreğin kuvvetli bırak soytarı ego illetini
Bir gülü koklarken, bir bebeği okşarken de açılabilir yüreğin
Bin bir yolu vardır gerçeğe ermenin
Sen ki anladın çarkını bu yüce evrenin
Her ‘an’ında güzelliğini saçarsın gerçeğin
http://www.daviddoganbeyo.com/?page_id=140
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/tekrar-aranizda-olmak-cok
http://lovepeaceandharmony.org/video/eckhard-tolle-the-deepest
52
Added by elif elisabeth on July 2, 2009 at 5:50pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/population-reduction-2012
http://lovepeaceandharmony.org/video/population-reduction-2012-1
http://lovepeaceandharmony.org/video/ufo-canada-disclosure-by
53
Dans
Added by Tiversonus on July 9, 2009 at 3:19am
http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:82830
http://lovepeaceandharmony.org/video/el-yo-superior-drunvalo
54
El Yo Superior (Drunvalo Melchizedek) -
The Higher Self 2
Added by SaRa TA´ARENAS on July 12, 2009 at 3:01pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/el-yo-superior-drunvalo-1
http://lovepeaceandharmony.org/video/el-yo-superior-drunvalo-2
http://lovepeaceandharmony.org/video/el-yo-superior-drunvalo-3
55
"Language of Light" Sacred Sound
Transmissions - Divine Orginal Blue
print, Ascension Acitvation
Added by SaRa TA´ARENAS on July 17, 2009 at 2:51am
http://lovepeaceandharmony.org/video/language-of-light-sacred-sound
FEDERACION GALACTICA
Added by SaRa TA´ARENAS on July 17, 2009 at 2:53am
http://lovepeaceandharmony.org/video/federacion-galactica
56
http://lovepeaceandharmony.org/video/above-beyond-good-for-me
Gate Gate
Added by Toni on July 28, 2009 at 5:51am
http://lovepeaceandharmony.org/video/gate-gate-1
http://lovepeaceandharmony.org/video/healing-shaman-voyage
57
Ancient Healing
Added by David Dogan Beyo on July 30, 2009 at 12:27am
http://lovepeaceandharmony.org/video/ancient-healing
58
http://lovepeaceandharmony.org
© 2009 Created by David Dogan Beyo
59