United Nations Convention on the Rights of Children

Una vez apareció la Convención sobre los Derechos del Niño (CDN) en 1989, la producción académica e institucional subsiguiente se centró sobre todo en promocionarla y en celebrarla. A excepción de unas contadas miradas que la discutieron y la declararon incapaz de cumplir con las promesas auguradas, las razones relacionadas con su pobre impacto quedarían relegadas del debate y de las publicaciones sobre la materia.
A raíz de este panorama, este artículo de reflexión propone al lector un somero repaso por cinco hechos sociales de índole jurídico, político, económico, cultural y epistemológico que crecieron paralelamente a la CDN y que han sido determinan-tes para su concreción pasiva o para la baja intensi-dad que ha tenido en el día a día de los niños, niñas y adolescentes en América Latina.

Ombudsmanlık ofisleri kimi ülkelerde “genel” ofisler olduğu gibi, kimi ülkelerde belirli hizmet alanlarına (sağlık, eğitim, yerel yönetimler vb) odaklanmış ofisler olarak ve/veya belirli vatandaş gruplarına (çocuklar, kadınlar, engelliler, azınlıklar vb)
odaklanmış ofisler olarak oluşturulmuştur. Çocuk Ombudsmanlığı: Çocuklar İçin Çocuklarla adlı bu çalışmada ulusal ve uluslararası belgeler ve mevcut durum, çocuk ombudsmanlığı mekanizması perspektifinden değerlendirilecektir.

This article examines whether international human rights law (ihrl) allows States to make exceptions based on the serious nature of the crime alleged and the age of a child accused of an offence. It specifically analyses the compatibility with ihrl of India's Juvenile Justice (Care and Protection of Children) Act, 2015, which allows children 16 or above and accused of heinous offences to be tried as adults. The central argument is that trial and punishment of children as adults, for any offence, violates the right to non-discrimination recognised under ihrl as well as the principle of best interest, reintegration objective of juvenile justice and rights of juveniles provided in the UN Convention on Rights of the Child, 1989 and other international instruments.

Purpose: This article draws on critical theory, specifically critical pedagogy, to explore the construction of childhood and the work of the Canadian Council of Child and Youth Advocates in rights based discourse.
Approach: The article analyzes how childhood is defined by rights based documents and by the Council members. As a subsidiary source of data, I also explore more mainstream images of children's rights advocacy through various media sources. Through a critical discourse analysis of these texts, the article challenges constructions of childhood in the discourse of children's rights advocacy, while at the same time highlighting transformative possibilities that have powerful implications for policy.
Findings: This article highlights the importance of the Council Members as they provide opportunities for the betterment of children’s lives.
Limitations: Methodologically, findings could be strengthened by interviewing Council members to obtain their understanding of how they perceive young people and believe their work provides them with life-enhancing opportunities.
Implications: The article sheds light on the growing opportunities for professional advancement in Canadian Child and Youth Advocacy.
Value: The investigation also contributes essential knowledge to academics studying child and youth advocacy, as such scholarship is currently unavailable in Canada.

Çatışma bölgesinde yaşayan çocuklara yönelik tartışmalar 1992
yılında Çocuk Hakları Komitesi tarafından gerçekleştirilen faaliyetler
bağlamında önem kazanmıştır. Takip eden yıllar içerisinde Birleşmiş
Milletler silahlı çatışma bölgelerinde yaşayan çocuklara yönelik somut
bir adım atmış, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bir karar kabul ederek,
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne çatışmaların çocuklar üzerindeki
etkilerini araştırması için bağımsız bir uzman ataması çağrısında
bulunmuştur. Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen ilgili
faaliyetler 2005 yılında “Güvelik Konseyi Çocuklar ve Silahlı Çatışma
Çalışma Grubu’nun” oluşturulmasını sağlamıştır. Güvenlik Konseyi
Çocuklar ve Silahlı Çatışma Çalışma Grubu’nun 2005 yılında kurulması
ile birlikte en üst düzey siyasi karar alımı ile çatışma alanında faaliyete
geçebilme arasındaki boşluğun doldurulması hedeflenmiş, çok kısa bir
süre içerisinde Güvenlik Konseyi Çocuklar ve Silahlı Çatışma Çalışma
Grubu raporlama ve gözlemleme faaliyetlerini gerçekleştirerek ilk
aşamada yedi ülkeyi kapsamıştır. Çalışmanın amacı 2005 yılında
Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi tarafından kurulan Silahlı Çatışma
ve Çocuklar Çalışma Grubu’nun çatışma bölgesinde yaşayan çocuklara
yönelik faaliyetlerini incelemek ve Birleşmiş Milletler’in Silahlı Çatışma
ve Çocuklar Çalışma Grubu bünyesinde gerçekleştirmiş olduğu
faaliyetleri ortaya koyarak son dönemde gerçekleşen gelişmeleri
değerlendirmektir. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünde
kronolojik olarak Birleşmiş Milletler bünyesinde gerçekleştirilen
faaliyetler ve Çocuklar ve Silahlı Çatışma Çalışma Grubunun
oluşturulması incelenecek, ikinci bölümde Çalışma Grubunun çatışma
bölgesindeki çocuklara yönelik günümüzde yürütmekte olduğu
faaliyetler ele alınacaktır.

Two distinct ways of conceptualising disability are the medical and social models of disability. The first one takes disability exclusively as a direct consequence of physical and mental impairment or as a problem that requires medical intervention. The second one sees disability as a socially conditioned phenomenon caused by environmental circumstances. The central theoretical assumption of this paper is that the different positions from which the relationship between impairment and disability is considered will inevitably reflect on the prevailing recognition of child protection. It is necessary to examine the protection process by evaluating several different approaches to disability because the way disability is understood affects the issues that must be addressed regarding the lives of children with disability, including finding the most appropriate way to resolve them. Following key literature, the author attempts to present previous theoretical discussions on the relationship between impairment and disability, as well as its repercussions on the child's position and protection. Starting from the former and contemporary definitions and models of disability on which they are based, the author considers differences between the disability concepts and illustrates the consequences that this could have on the position and protection of a child.