Yönetim Bilimleri Dergisi
Cilt: 10, Sayı: 20, ss. 29-60, 2012
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları
Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Ufuk GENCEL* & Elif KURU**
Özet
Vergi, devlet gelirlerini oluşturan ve etkileyen en önemli finansman kaynağıdır. Vergi kültürü ise; “vergileme” ve “vergi verme” olarak ikili bir
özelliği kapsamaktadır. Bu ikili özellik vergi ahlakı, devlet-birey ilişkileri ve vergi adaleti ile vergi kültürünü oluşturmaktadır. Son yıllarda
vergi kültürünün önemi artmış ve vergi kültürünün artırılması önemli
bir politika aracı olmuştur. Bu çalışma, uygulanan vergi politikaları ile
vergi kültürünün etkileşimini incelemeyi amaçlamakta ve ülkemizde
2002–2010 dönemi vergi kültürü gelişimini değerlendirmektedir. Bu
dönemde vergi kültürünü artırıcı politikaların uygulandığı ancak yeterli bir gelişme sağlanamadığı sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Vergi Kültürü, Vergi Politikaları
1. GİRİŞ
Devletin kamu harcamalarının en temel kaynağını vergiler oluşturmaktadır. Vergileme, kanun teklif ve/veya tasarısının hazırlanmasından, mükellefin vergiyi ödemesine kadar uzun bir süreci içermektedir. Bu süreç
içerisinde verginin tarafları karşılıklı olarak iletişim sürecine girmektedir.
Vergi, çok geniş ve kapsamlı, bir o kadar da karmaşık karar alma süreçlerinin yönetildiği bir olgudur. Devlet, siyasal anlamda vatandaş olan
kişileri ve kar elde etme amacıyla kurulan işletmeleri bir araya getirerek
birbirleriyle farklı farklı koşullar altında alınmış değişik kararları ve davranış biçimlerini etki-tepki ve/veya heterojen kütleleşme gibi oluşumlar
* Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi BİİB Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi,
[email protected]
** Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Bölümü Yüksek
Lisans Öğrencisi,
[email protected]
29
Ufuk GENCEL & Elif KURU
doğurmakta ve yeni meydana gelen şartlar karşısında yeni karar alma
süreçlerini tetiklemektedir1. Bu süreçler verginin tarafları arasında şekillenmekte, bu taraflar da vergisel kültürü oluşturan ve etkileyen temel belirleyiciler olmaktadır.
Devlet ve mükellefler arasındaki ilişki bir psikolojik sözleşme/ilişki olarak görülür ve bu da güçlü duygusal bağlar ve sadakati gerektirir.
Psikolojik sözleşmede beklenilen, işbirliği olmakta ve burada da güven
önemli bir rol oynamaktadır2.
Çalışmanın konusunu, vergi kültürünün temel belirleyicilerinden
olan, vergileme sürecine karar veren ve bu oluşum üzerinde öncelikli belirleyici olan devlet politikalarının, vergi kültürü oluşumu üzerindeki etkileri oluşturmaktadır. Bu anlamda vergi kültürünü oluşturan unsurlardan
(vergi ahlakı, devlet-birey ilişkileri ve vergi adaleti) bahsedildikten sonra
ülkemizde uygulanan vergi politikaları yakın geçmişimiz ve son siyasi iktidar dönemi olarak (2002-2010) değerlendirilmeye ve bu politikaların vergi kültürü üzerindeki etkileri betimsel tarama yöntemi kullanılarak ortaya
konulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda öncelikle konuyla ilgi bazı kavramların açıklanması uygun görülmektedir.
2. VERGİ KÜLTÜRÜ VE VERGİ POLİTİKASI KAVRAMLARI
Bu bölümde vergi kültürü, vergi kültürünü etkileyen unsurlar ve vergi
politikaları kavramları açıklanmaktadır.
2.1. Vergi Kültürü
Yapılan araştırmalar toplumların vergi algılama düzeylerinde farklılıklar
olduğunu, her toplumun kendine özgü bir vergi kültürü olduğunu ortaya
koymaktadır. Irk, dil, din, tarih, iktisadi anlayış, mülkiyet anlayışı, coğrafi
özellikler gibi pek çok faktörün bileşiminden oluşan kültürün, vergi açısından da bir alt yapı oluşturduğu kabul edilmektedir3.
Ekonomi tarihini anlayabilmek için anlayış (zihniyet) tarihini incelemek gerekir. Toplumların anlayışlarının, kültürel değerlerinin ve inanç
1
2
3
30
Hakan Ünlüyol, “Vergi Ödemeye Dönük Psikolojik Davranış Biçiminin İşletmelerde
Oluşturduğu Mikro Karar Paradoksu”, Vergi Raporu, Sayı:112, Ocak 2009, s. 80-81
Benno Torgler, “Tax Morale and Instutitutions”, Center for Research in Economics, Management and the Arts (CREMA), Working Paper No:2003-09, pp. 7
Mehmet Tosuner- İhsan Cemil Demir, “Vergi Ahlakının Sosyal ve Kültürel Belirleyenleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, (Y.2009, C.14, S.1 s. 1-15) s.10
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
sistemlerinin izleri, onların ekonomik sistemlerinde görülmektedir. Başka
bir ifade ile insanların ekonomik faaliyetleri ve tercihleri, bir anlayışın izini taşımaktadır. Bütün ekonomik faaliyetler, onlara yön veren bir anlayışın eseridir. İktisadi yaşayış, dış verilerle oluşan bir madde dünyası değil,
onun arkasındaki insan gerçeğidir. İktisadi normları ortaya çıkaran, kendi
çağının insanına has davranış normlarıdır4. Vergi ekonomi sistemi içinde
vazgeçilmez bir unsurdur. Vergiyi veren, ekonomik sistem içinde yer alan
mükellefler de vergi verme eğilim ve davranışını üzerinde toplayan tarafı
oluşturarak vergi ödeme kültürünün aktif belirleyicisi olan taraf olmaktadır. Vergileme kültürünü ise devlet (hükümet politikaları) oluşturmaktadır.
Vergi kültürü kavramı ilk kez Schumpeter tarafından5 kullanılmış ve
“herhangi bir sosyal kurum gibi alınan her vergi, kendisinin ekonomik
ve psikolojik açıdan uygunluğunu ve geçerliliğini yansıtmaktadır ancak
diğer sosyal kurumların aksine vergi ve vergi sistemi sonsuz yaşamaz”
şeklinde tanımlanmıştır. Schumpeter ve takipçilerinin vergi kültürü anlayışı, ulusal vergi sistemini bir sanat olarak ele alıp bu sanatı icra eden
vergi ekonomistleri, vergi bürokratları ve oyunun diğer aktörleri üzerine
odaklaşmaktadır. Spitaler’e göre ise vergi kültürü; ekonomik, sosyal, kültürel, tarihsel, coğrafik, psikolojik bireysel ilkeler ve toplumların birbirinden farklılık arz eden öteki kültür unsurları tarafından etkilenmektedir6.
Nerre ise vergi kültürünü, bir ülkedeki vergi sistemi ve uygulamaları ile
resmi ve gayri resmi kurumların tamamını kapsayan ve bütün olarak ele
alan, ülkenin kültürel tarihi içine gömülmüş diğer etkenler ile bağları ve
etkileşimleri olan bir kavram7 olarak nitelendirmektedir.
Vergileme kültürünün oluşumu ve sürecin belirleyicisi olan politikaların genel görünümünün belirlenebilmesi için öncelikle vergi kültürüne
etki eden faktörlerin açıklanması gerekmektedir.
4
5
6
7
Mehmet Sarıtaş, “Ekonomik Kaklınmanın Sosyo-Kültürel Temelleri” http://ekutup.dpt.
gov.tr/planlama/ 42nciyil/saritasm.pdf (24.04.10)
Schumpeter, Joseph A. (1929): Ökonomie und Soziologie der Einkommensteuer. Der Deutsche Volkswirt, Vol. 4, pp. 380 – 385. Reprinted in: Joseph A. Schumpeter: Aufsätze zur
Wirtschaftspolitik, edited by Wolfgang F. Stolper and Christian Seidel. Tübingen 1985:
J.C.B. Mohr, pp. 123 – 133 Aktaran: Birger Nerre, “The Concept of Tax Culture”, Paper
prepared for the Annual Meeting of the National Tax Association, November 8-10, 2001,
Baltimore, MD, USA, pp. 2
Abdulkadir Işık, “Kültür ve kalkınma: Vergi Kültürü Örneği”, Ege Akademik Bakış, 9
(2) 2009:851-865, s.856-857, , http://eab.ege.edu.tr/pdf/9_2/C9-S2-M24.pdf (24.04.10)
Birgeir Nerre, “Tax Culture: A Basic Concept for Tax Politics”, Economic Analysis &
Policy, Vol.38 No:1, March 2008, pp.155, http://www.eap-journal.com.au/download.
php?file=665 (05.05.10)
31
Ufuk GENCEL & Elif KURU
2.1.1. Vergi Kültürünü Etkileyen Faktörler
Vergi kültürü, sosyoloji, tarih ve ekonomi bilimlerinin kesişiminden oluşmaktadır8. Nerre vergi kültürünün oluşumunu aşağıdaki gibi şematize
etmiştir. Şekil 1’e göre mükellefler, uzmanlar, vergi idaresi, akademisyenler ve politikacıların etkileşimi vergi hukukunun oluşmasında etken olur.
Vergi hukuku, vergi kültürünü o da ulusal kültürü etkilemektedir. Birger
Nerre, “ Tax Culture as a Basic Concept for Tax Policy Advice”’ 63rd Congress of the International Institute of Public Finance: Tax Reform I, August
27, 2007, Warvick, England, pp. 2
ş
Şekil Ş1 : Vergi Kültürünü Oluşturan
Etkenler
Kaynak: Birgeir Nerre, “Tax Culture: A Basic Concept for Tax Politics”, Economic Analysis & Policy, Vol.38 No:1, March 2008, pp.156
ğ
ş Birger Nerre, “ Tax Culture asşa Basic Concept for Tax Policy
ş
Advice”’ 63rd Congress
of the International Institute of Public Finance: Tax Reform I, August 27, 2007, Warvick,
ş
England, pp. 2
8
32
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Vergi kültürü eğitim, din, ırk gibi pek çok kültürel dinamikten de etkilenmektedir. Bu araştırmada vergi kültürünün oluşum süreci vergi ahlakı,
devlet-birey ilişkileri ve vergi adaleti9 açısından incelenerek vergi kültürü
ve vergi politikalarının etkileşimi ortaya konmaktadır.
2.1.1.1. Vergi Ahlakı
Sosyal bilimcilere göre vergi ahlâkı, birçok sosyal ve kültürel faktörden etkilenen bir olgudur. Bunlardan vatandaşlık bağı ile bağlı olunan devletin
yönetim şekli, devletin ve siyasal iktidarların bireysel ve toplumsal olarak
kabulü ve güven derecesi, milli ve manevi duygular, ülkedeki demokrasi
gibi birçok sosyal ve kültürel faktör vergi ahlâkının oluşumunda, gelişiminde ve sürdürülmesinde önemli ölçüde etken kabul edilmektedir10. En
genel haliyle vergi ahlakı mükelleflerin vergi kaçakçılığı ve vergi cezaları
karşısında takındığı tavır olarak tanımlanabilir. Bu tanımda ahlak kavramı
felsefi ya da teolojik bir kavram olarak değil, toplumun ortak olarak benimsediği erdemli davranışlar şeklinde kullanılmştır11.
Bir başka tanıma göre ise vergi ahlakı (tax morale/tax ethics); vergi ödeme konusundaki içsel bir motivasyon olarak tanımlanmaktadır, buradaki
içsel motivasyon dışsal bir zorlama ve baskı olmaksızın gönüllü vergi ödemeye işaret etmektedir. Bireyler, vergiyi ya gönüllü olarak öderler (compliance) ya da yakalanma ve cezalandırma riskini göze alarak ödemezler
(noncompliance)12. Torgler, yapmış olduğu araştırmalarda, vergi ahlakı ile
kayıtdışı ekonomi arasında önemli ilişkiler olduğunu belirlemiştir13.
Vergi ödeme isteğinin adalete, yargıya ve vergi ahlakına bağlı bir yapıya sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü vergi ahlakı önemli
ölçüde dış müdahalelerden etkilenen bir yapıya sahiptir. Toplumda yaygın bir şekilde vergi kaçakçılığı olduğu izlenimi oluşmuşsa bireylerin ver9
10
11
12
13
Mehmet Şahin-Çiğdem Özenç, “Türkiye’de Vergi Kültürünü Etkileyen Faktörler”, Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi), Makale No:10916, Şubat 2008, Sayı:182, http://www.yaklasim.
com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=20080210916.htm (16.03.2010)
Tosuner-Demir, agm, s. 2
Gelir İdaresi Başkanlığı, Vergi Uygulamaları Karşısında Mükellef Eğilimleri Araştırması: Türkiye’de Mükelleflerin Vergiye Bakışı (Elif Tuay ve İnci Güvenç tarafından Doç.Dr.
Reyhan Bilgiç ve Doç.Dr. H. Canan Sümer’e ODTÜ Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Yüksek
Lisans Programı Stajı kapsamında teslim edilmiştir), Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef
Hizmetleri Daire Başkanlığı Yayın No: 51, Kasım 2007, s. 23 , elektronik ortamda erişim
için http://www.gib.gov.tr
Coşkun Can Aktan, “Vergi Psikolojisinin Temelleri ve Vergi Ahlakı”, http://www.canaktan.org/ekonomi/kamu_maliyesi/vergi-psiko/vergi-psik.pdf , (04.03.2010)
Benno Torgler- Friedrich Schneider, “Does Culture Influence Tax Morale? Evidence from
Different European Countries”, CREMA Working Paper, No: 2004-17, Basel, 2004, pp.2
33
Ufuk GENCEL & Elif KURU
gi ödeme konusunda içsel motivasyon olarak tanımlanan vergi ahlakı da
negatif olarak etkilenerek vergi ödeme konusunda isteksiz davranacakları
muhtemeldir14. Bu bağlamda, devlete bağlılık ve vergi ahlâkının sıkı bir
ilişki içinde olduğu söylenebilir.
2.1.1.2. Devlet-Birey İlişkileri
Vatandaşların devletin hukuk sistemi ve adaletine olan güvenleri, vergi
ödemelerindeki içsel motivasyonu artıracaktır15.
Feld ve Frey’in yapmış olduğu bir çalışmaya göre; literatürde devlet
ve mükellefler arasındaki ilişki bir psikolojik sözleşme (psychological
contract) olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda her iki tarafın da üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi beklenmektedir. Aksi takdirde
sözleşme bozulacak ve sistem gerektiği şekilde işlemeyecektir. Bu psikolojik sözleşmede en önemli etmen tarafların birbirlerinin dürüstlüğüne olan
inancıdır. Eğer sözleşmenin başında, taraflardan biri diğerinin dürüstlüğünden şüphe duyuyorsa anlaşma baştan bozulmuş demektir16. Devletvatandaş ilişkilerinin sağlıklı olabilmesi ve vergi gibi yükümlülüklerin
gönüllü olarak ve yeterli düzeyde yerine getirilebilmesi için, öncelikle toplumun çeşitli kurumlarına ve özellikle devlete ait kurum ve kuruluşlarına
yeterli bir düzeyde güvene gereksinim vardır.
Vergi ahlakının “mükellef ahlakı” ile yakın ilişkisi vardır. Song ve
Yarbrough’a göre “vatandaşların davranışlarını düzenleyen normlar onların hükümet ile olan ilişkileridir”. Vergi ahlakı ayrıca mükellef ile devlet
arasındaki mali değişimden doğal olarak etkilenir ve hükümet davranışları, mükellef ahlakını (“adil ve haksız” bakış açısına göre) etkiler. Mükellefin de devlete olan güveni yüksek bir vergi ödeme ile gerçekleşir bu
da hükümet ile devlet arasındaki iyi ilişkilerin kanıtıdır ve vergi ahlakını
geliştirir17. Vergi kuralları; yasama organı, hükümet, yargı kararları ve vergi memurlarının yorumları ile sürekli olarak tanımlanır ve yeniden şekillendirilir. Vergi ödeme davranışı da sürekli olarak yeniden biçimlenen bu
kurallar kümesi içinde meydana gelir. Belirli bir zamandaki vergi uyumu
ve uyumsuzluğu vergi mükelleflerinin faaliyetleri olduğu kadar, kuralları
14
15
16
17
34
Şafak E. Çomaklı, “Mükellef Sosyo-Psikolojisi Açısından Vergi Ödemeyi Etkileyen Genel Faktörler”, Vergi Dünyası, Sayı 322, Haziran 2008
Benno Torgler, “Tax Morale, Trust and Corruption: Empirical Evidence from Transition
Countries”, Crema Working Paper, No: 2004-5, pp.8
Tuay-Güvenç, a.g.e. , s.26
James Alm-Benno Torgler, “Culture Differences and Tax Morale in the United States and
in Europe”, Journal of Economic Psychology 27 (2006) 224-246, pp. 228
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
yapan ve uygulayanların kararlarının da bir ürünüdür. Vergi uyumsuzluğunun anlaşılabilmesi için hükümet ile mükellef arasındaki karmaşık ilişkilerin araştırılması gerekmektedir18. Devlet birey ilişkileri vergi ahlakının
dolayısıyla vergi kültürünün oluşmasında önemli yer tutmaktadır.
2.1.1.3. Vergi Adaleti
Vergi sisteminin adaletsiz olduğuna inanılması ve vergi yükünün başkalarına oranla daha yüksek algılanması gibi düşünceler vergi kültürünü
olumsuz etkileyen unsurlardır19. Vergi mükelleflerinin vergi yükünü adaletli bulup bulmadıkları da vergi ahlakı açısından önemli bir faktördür.
Adil olmayan bir vergi sistemi, vergi sahtekarlığını teşvik edici niteliktedir.
Mali eşitsizliklerin algılanması ile vergi sahtekarlığı arasında pozitif bir
ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Vergi kaçakçılığının, eşitliği sağlamak için
gösterilen bir tepki olarak ortaya çıktığı görülebilir20. Sosyal psikoloji alanındaki araştırmalar; bir değişim ilişkisindeki bireysel tatminin en önemli
belirleyicisinin, değişime katılanlar arasındaki ticaret anlamında algılanan
eşitlik veya adalet olduğunu göstermektedir. Bu anlamda adaletin olmayışı sıkıntı yaratır21. Vergi adaleti ve vergiye gönüllü uyum arasındaki ilişki
incelendiğinde, vergiye karşı olumsuz tepkilerin en büyük gerekçesinin
mükellefler tarafından adil bulunmayan vergi algısı olduğu göze çarpmaktadır. Adaletsiz vergileme, vergi yükünün toplumu oluşturan bireyler
arasında adil ve dengeli bir şekilde dağıtılmaması anlamına gelmektedir.
Ayrıca, vergilemede bazı kişi ve gruplara ayrıcalıklı davranılması (istisna
ve muafiyetlerinin, afların vb. uygulanması) toplumsal açıdan bazı hoşnutsuzluklar oluşturmakta ve kendilerine haksızlık yapıldığına inanan
mükelleflerin vergilemeye tepki göstermelerine neden olmaktadır22. Vergisini tam ve zamanında ödeyen mükellefler, belli kişi ve gruplara ayrıcalık
tanınması sonucunda bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.
Vergi yapısı, kamu harcamaları ve vergi kaçakçılığının algılanma düzeyleri vergi uyumunun etik normlarla desteklenmesinde dikkate alınan
18
19
20
21
22
Mehmet Tunçer, “Hükümet –Birey İlişkilerinin Vergi Uyumuna Etkisi ve Türkiye”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 57-3, s. 109-110
Şahin-Özenç, a.g.m., Makale No:10916, Şubat 2008, Sayı:182
M. Erkan Üyümez, “Vergi Ahlakı ve Vergi Uyumu”, E-Yaklaşım (Çevrimiçi), Makale
No: 9577, Ağustos 2007, Sayı: 49, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.
asp?file_name=2007089577.htm (16.03.2010)
Mehmet Şahin-Çiğdem Özenç, “Vergi Kültürünün Oluşumunu Etkileyen Faktörler”,
Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi), Makale No: 10554, Ocak 2008, Sayı:181, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=20080110554.htm, (16.03.2010)
Tuay-Güvenç, a.g.e. , s.28
35
Ufuk GENCEL & Elif KURU
unsurlar olarak göze çarpmaktadır. Vergi mükellefleri, devletin sunduğu
kamu hizmeti ile kişisel tüketimleri arasında adil bir ilişki olmadığına
inandıkları takdirde, vergi kaçırma eğilimi göstermektedir. Vergi mükellefleri, eşitlik ve adaleti hissettiklerinde vergi kaçırma yoluna başvurmamaktadır. Toplumda sosyo-ekonomik sistemin eşit ve adil olduğu düşüncesi hakim olduğu zaman vergi kaçakçılığının gözle görülür bir biçimde
düştüğü gözlemlenebilmektedir23.
Bir ülkenin vergi sistemindeki dolaylı-dolaysız vergi oranı, o ülkenin
vergilerinin adil olup olmadığınının önemli göstergelerinden biridir. Genel olarak bir ülkenin vergi sistemi içindeki dolaylı-dolaysız vergi oranı
ülkenin iktisadi gelişme seviyesine göre paralel bir seyir izlemektedir24.
2.1.1.4. Vergi Politikaları
Vergi, en geniş anlamıyla kamusal mali ihtiyaçların karşılanması veya
kamu ekonomisine ait diğer gayelerin, özellikle iktisadi ve sosyal amaçların gerçekleştirilmesi için zorunlu olarak ve özel bir karşılık gözetmeksizin
kamu tüzel kişilerince diğer ekonomik birimlere yüklenen ödemelerdir25.
Bu ödemelerin en üst düzeyde ve kamu ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte olması uygulanan politikalarla yakından ilişkilidir. Vergi kültürü açısından kültürel oluşumun daha iyi anlaşılabilmesi için ülkemizde
uygulanan vergi politikalarının temel özelliklerinden bahsedilmesi gerekmektedir.
Toplumların gelişmiş örgütlenme biçimi olan devlet tarafından üstlenilen işlevlerin vergi ile karşılanması ve verginin mali amacının dışında
kamu ekonomisinde bir araç olarak kullanılması vergi politikalarını etkiler. Vergi politikaları belirlenirken üzerinde durulması gereken noktalar;
vergi yükü olarak ifade edilen kamu kesimine aktarılacak mili gelir oranı,
hedeflenen vergi yükünün topluma adaletli ve dengeli dağıtımı ve vergi
gelirleri ile hangi tür harcamaların yapılması gerektiğidir26.
Vergi politikasının kapsamının yanında bu süreçte karar verici hükümet olmakta ve bu da bir “siyasal karar alma süreci”ni ifade etmektedir.
23
24
25
26
36
Üyümez, a.g.m. , Makale No: 9577, Ağustos 2007, Sayı:49
Sevil Şin, Avrupa Birliği ve Türkiye’de Vergi Yapısı, Denetimi ve İdari İşlemlerde Mükellef Hakları, İstanbul Ticaret Odası Yayın No:2005-17, İstanbul 2005, s. 29
Salih Turhan, Vergi Teorisi ve Politikası, Filiz, İstanbul, 1998, s. 21
Esra Siverekli Demircan, “Türkiye’de Vergi Politikalarının Siyasi Analizi: Siyasi Değişimin Vergi Kayıp ve Kaçaklarına Etkisi Üzerine Bir İnceleme”, 19. Türkiye Maliye
Sempozyumu:Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 10-14 Mayıs
2004, Antalya, s. 534
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Kamu harcamalarının finansmanı için ne kadar vergi toplanacağı, vergi
konularının neler olacağı, vergilemenin zamanı, kimden ve hangi kesimden ne kadar vergi alınacağı, hangi konu ve mükelleflerin vergileme dışı
bırakılacağı, finansmanda alternatif yöntemlere başvurulup başvurulmayacağı birer “siyasal karar alma” sorunudur. Siyasal karar alma mekanizması diğer maliye politikası değişkenleri üzerinde olduğu gibi vergileme
üzerinde de son derece önemli etkilere sahiptir ve seçimlere dayalı bir çevrim ortaya çıkabilir. Örneğin vergi yükü seçim beklentisi olup olmamasına
(politik bütçe çevrimleri), seçim bölgelerine, güçlü bir muhalefetin bulunup bulunmamasına göre değişebilir; gelir grupları üzerindeki vergi yükü
siyasal iktidarın sağ ya da sol eğilimli olmasına göre farklılaşabilir; maliye
politikasında genişletici ve daraltıcı uygulamalar tek-parti ya da koalisyon
iktidarlarında aynı olmayabilir. Bu bakımdan gelir, harcama ve borçlanma kalemleriyle kamu bütçesi büyük ölçüde “politik” bir uygulamadır27.
Politik seçimler ve uygulamalar, vergi sisteminin yapısı, bu uygulama ve
sistemdeki olumsuzluklar gibi faktörler bir ülkede vergi kültürünü oluşturan faktörlerin birer parçası olarak bu kavramı soyutluktan daha somut
bir görünüme kavuşturmak bakımından belirleyici olmakta ve o ülke hakkında fikir vermektedir.
2.1.2. Vergi Kültürünün Vergi Politikalarına Etkisi
Kültür kavramı Bilgiç tarafından “bir millete kişilik kazandıran diğer
milletlerle arasındaki farkı tespite yarayan, tarihi gelişim içinde çeşitli birikimlerle oluşmuş, o millete özgü maddi ve manevi varlık değerlerinin
uyumlu bir toplamından oluşmaktadır” şeklinde tanımlanmıştır28. Panther ise kültürü “toplum aktörlerinin paylaştıkları anlam ve yorum sisteminin öğretilmesi” olarak ifade etmektedir29.
Genel anlamda kültür, bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve
kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünü olarak ele alınmaktadır. Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu
diğer toplumlardan farklı kılar. Kültür, toplumun yaşayış ve düşünüş
tarzıdır. Kültür, genel olarak iki öğeden oluşur30. Bunlar; maddi kültür
öğeleri (binalar, her türlü araç-gereç, giysiler vb) ve manevi kültür öğeleri
27
28
29
30
Turgay Berksoy-İbrahim Demir, “Politik Vergi Çevrimleri: Türkiye’de Vergi Yükü Üzerinde Politik Etkiler”, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu:Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 10-14 Mayıs 2004, Antalya, s. 514-515
Emin Bilgiҫ, Maarif Davamiz, İstanbul Boğaziҫi Yayınevi, 1986, s. 26
Işık,a.g.m., s.854
http://www.sosyoloji.gen.tr/kultur-nedir.html, (29.04.2011)
37
Ufuk GENCEL & Elif KURU
(inançlar, gelenekler, normlar, düşünce biçimleri vb.) dir. Kısaca “toplumu
oluşturan bireylerin hür vicdanlarında vergi verme gereğini duymaları”
şeklinde tanımlanan31 vergi kültürü ise manevi kültür öğeleri içinde yer
almaktadır.
Her toplumun altyapısını ırk, dil, tarih, gelenekler, iktisadi anlayış,
inançlar, mülkiyet anlayışı, coğrafi özellikler gibi unsurların oluşturduğu
kendine özgü bir vergi kültürü bulunmaktadır. Bu kültür ülke politikalarının özellikle de vergi politikalarının belirlenmesinde hükümetler üzerinde
önemli etkilere yol açmaktadır.
Vergi kültürü ile vergi politikalarının ilişkisi Şekil 2’de de gösterildiği
gibi karşılıklı ve döngüsel etkileşim halindedir.
Ş
Ekonominin temel aktörleri olan bireyler ve firmalar sahip oldukları
vergi bilinci ve vergi kültür yapısı ile iktisadi faaliyetlerine yön verirler.
Bunun yanı sıra makro düzeyde ekonominin genel kurallarının belirlenmesinde etkili rol alan ve kamu kesimi olarak ekonomide yer alan devle-
tin uygulayacağı
politikalar için hükümetlerin belirlenmesinde önemli
bir
role sahiptirler. Vergileme süreci, kanun teklif ve/veya tasarısının hazırlan vergiyi ödemesine kadar uzun bir süreci kapsamasından, mükelleflerin
maktadır. Bu süreç içinde öncelikle hükümetlerin oluşmasını sağlayacak
ğ
seçim döneminde, kişiler sahip oldukları vergi kültürünün etkisi ile siyasi
partilerin politikaları doğrultusunda seçim yaparlar. Ardından politikaları
etkileme süreci hükümetleri etkileme faaliyetlerine dönüşür. Siyasi parti-
31
Şekil 2: Vergi Kültürü – Vergi Politikaları Döngüsü
38
Adnan Gerçek, “Vergi Kültürü ve Mükellefin Vergiye Bakışı” http://www.ekonomikpuş
ğ
sula.com/adnan-gercek/vergi-kulturu-ve-mukellefin-vergiye-bakisi, (29.04.2011)
ş
ğ
ş
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
ler de iktidar olabilmek ve/veya iktidarda kalabilmek için yapılan bu faaliyetlere uygun davranışlar gösterir.
Öte yandan belirlenmiş ve uygulamaya geçirilmiş olan vergi politikaları da karar vericilerin ekonomik faaliyetlerini yeniden düzenlemelerine
ve oluşan yeni koşullara uyum sağlamalarına neden olmaktadır. Vergi
politikaları ile oluşan yeni koşullar ise ekonomik işleyişi, kişilerin mülkiyet anlayışlarını vb. etkileyerek onların vergi bilinç düzeylerini ve vergi
kültürlerini etkilemektedir. Vergi kültürünün yeni hali ise yeni politikaların belirlenmesinde etkili olmakta ve bu işleyiş döngüsel olarak devam
etmektedir.
3. TÜRKİYE’DE VERGİ POLİTİKALARININ DEĞERLENDİRMESİ:
2002-2010 DÖNEMİ
Alanyazın incelendiğinde, Türkiye’de, özellikle 1980 sonrasında ortaya çıkan ve devletin hukuki yapısını değiştiren gelişmelerin, toplumda devlete
duyulan saygınlığın genellikle olumsuz etkilendiğine ve ahlaki değerlerin erezyona uğradığına ilişkin görüşler bulunduğu görülmektedir. Vergi ahlâkını olumsuz etkileyen sosyal unsurlar arasında hızlı nüfus artışı,
bölgesel dengesizliğe bağlı göçler, işsizlik, çarpık kentleşme ve eğitim gereksiniminin yeterli ölçüde karşılanamaması gibi faktörler gösterilebilir32.
Devlet birey ilişkileri açısından değişik yıllarda ülkemizdeki çeşitli
kurum ve kuruluşlara duyulan güveni ölçmeye çalışan araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmaların sonuçları, Türk siyasal sistemi, mahkemeler
ve memurlar gibi kurum ve kuruluşlara yönelik düşük seviyede güvenin
olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumun, vatandaşların başta vergi yasaları olmak üzere diğer toplumsal kural ve düzenlemelere yönelik uyumları üzerinde olumsuz etki yaptığı söylenebilir33.
Türkiye’de uygulanan vergi politikası kapsamında; Anayasamızın 73.
Maddesinde de belirtildiği üzere vergi, bireylerin ödeme gücüne göre ve
gelir, servet ve harcamaları üzerinden alınmakla birlikte, vergi tahsilatı
esas itibarıyla, stopaj yoluyla tahsil edilen gelir vergisi ile harcama üzerinden alınan KDV’ye dayanmaktadır. Türkiye’de vergi sisteminin dolaylı
vergiler ağırlıklı olması, beyana dayalı bir sistem haline gelememesi, istisna, muafiyet ve vergi harcamalarının yaygın olması, halka açık şirketlerin
32
33
Şahin-Özenç, a.g.m., Makale No:10916, Şubat 2008, Sayı:182
Şahin-Özenç, a.g.m., Makale No:10916, Şubat 2008, Sayı:182
39
Ufuk GENCEL & Elif KURU
az, küçük aile şirketlerinin yaygın olması nedeniyle kayıt dışı ekonominin
yüksek düzeylerde olması vergi politikalarının başarısızlığına yol açmaktadır34.
2002-2010 dönemi vergi politikalarından bahsetmeden önce bu dönem
öncesi ülkemizin durumunu kısaca belirtmek yararlı olacaktır. Çünkü ülkemizde 2000 sonrası dönemde uygulanan politikalar 2001 Krizi sonrası
ekonominin güçlendirilmesi yönünde atılan adımların devamı niteliği taşımaktadır.
Ülkemizde, 1980’li yıllardan beri uygulanmakta olan, vergi alma yerine borçlanmayı tercih etme biçimindeki politikalar olumsuz etkisini,
kamu ekonomisinin temel fonksiyonlarından sapmalara yol açarak, üretimin düşmesi biçiminde göstermiş ve ekonomik kriz ortamının oluşumuna
yol açmıştır. Çünkü devlet borçları artıkça, (bu borçların çevrilebilmesi de
sorun olduğundan) borç faizleri de giderek artmış ve devletin son derece
yüksek oranlarda reel faiz ödemesine yol açmıştır35. 1999 İstikrar Programının ilk dönemlerinde yaşanan olumlu gelişmelere rağmen mali sistemde meydana gelen bozulmalar, Kasım 2000’de likidite krizine yol açmıştır
ve bu krizi Şubat 2001 krizi izlemiştir36. 15 Nisan 2001 tarihinde açıklanan
“Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” ile kamu maliyesi hedefleri yeniden
belirlenmiştir. Bu hedefler; vergi gelirlerinin artırılması, vergi tabanının
yaygınlaştırılması amacıyla vergi kimlik numaralarının kullanımının genişletilmesi, vergi kayıp ve kaçağının en aza indirilmesi amacıyla vergi
denetimlerinin artırılması, vergi tahsilatının artırılması için vergi gecikme
faiz ve cezalarının enflasyonla uyumlu hale getirilmesidir. 2001 yılından
itibaren özel iletişim ve özel işlem vergileri dışındaki ek vergiler kaldırılmıştır37. 2002 Kasım genel seçimlerinden sonra büyük bir oy çoğunluğuyla
iktidar değişmiş ve değişen hükümet 2003 yılıyla ilgili acil eylem planı
açıklamıştır. Bu planda vergi ile ilgili yapılacaklar; her zaman sözü edilen
kapsamlı bir vergi reformu, vergi yükünü tabana yayacak tedbirlerin alınması ve vergi mevzuatının basitleştirilmesidir. Bunların yanında somut
olarak “nereden buldun” olarak ifade dilen “mali milat”ın kaldırılması ve
bir vergi barışı-affı projesinin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir38.
34
35
36
37
38
40
Esra Siverekli Demircan, “Türkiye’de 1980 Sonrası Dönemde Kamu Mali Yönetiminde
Uygulanan Vergi Politikaları”, Vergi Sorunları, Sayı:195, Aralık 2004, s.166-167
Yıllık Ekonomik Rapor 2006, s. 57
Siverekli Demircan, a.g.m., Aralık 2004, s.175-176
Yıllık Ekonomik Rapor 2002, s. 81
Hüsamettin Biçer, “Vergi ile İlgili Planlar ve Uygulamaları”, Vergi Dünyası, Sayı 343,
Mart 2010, s.4
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Vergi gelirlerinin istenilen seviyelere yükseltilememesi, yüksek gelire
sahip gerçek ve tüzel kişilerin gelirlerinin tam olarak kavranamaması, dolaylı vergilerin gelir dağılımı üzerindeki olumsuz etkileri, vergi sistemindeki otokontrol mekanizmalarının yıpranması gibi sorunlara çözüm olması amacı ile 4369 sayılı Kanun “Vergi Reformu” adı altında 29 Temmuz
1998 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak kamuoyuna sunulmuştur. 4369
sayılı Kanun ile reform niteliğinde yapılan en önemli değişiklik, gelirin
tanımında yapılan düzenlemedir. Bu kanunla gelirin tanımında “Kaynak
Teorisi”nden ayrılınmış ve “Safi Artış” (Net Artış) teorisine geçilmiştir.
Böylece, vergilendirme tabanının yayılmasının sağlanması, vergi kayıp ve
kaçakları ile mücadelenin arttırılması, kayıt dışı ekonominin kayda alınması gibi amaçların yanı sıra gelişen sosyal ve ekonomik hayatın ortaya
çıkardığı yeni gelir unsurlarının vergilendirilebilmesi de sağlanmaya çalışılmıştır. Net artış teorisine geçiş için, kişilerin servet artışlarının bir baz
dönem alınarak tespit edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle gerekli olan
başlangıç dönemi için 4369 sayılı Kanun ile Mali Milat kavramı getirilmiştir. Mali Milat kavramı ile kişilerin servetlerinde meydana gelen artışların saptanması suretiyle vergilendirilebilecek gelirlerinin kavranabilmesi
amacıyla bir tarih saptanmış (30 Eylül 1998) ve bu tarihe kadar elde etmiş olduğu servet ve gelirini söz konusu tarih itibari ile asgari bir gün
süreyle Türkiye’de kurulu mevduat kabulüne yetkili bankaların şubelerine yatırmaları istenmiştir. Böylelikle kişilerin o tarihte sahip oldukları servetlerinin tespiti sağlanmak istenilmiştir39. 01.01.1999 tarihinden itibaren
geçerli olması öngörülen GVK’ya göre gelir tanımı, 4444 sayılı Kanun ile
31.12.2002 tarihine kadar ertelenmiştir. 01.01.2003 tarihinden itibaren yeni
gelir tanımının olması öngörülmüştür. Ancak gelirin geniş kapsamlı tanımının ekonomiye olumsuz etkileri, kamuoyunda düzenlemeye olan güvensizlik, düzenlemenin beklenen etkiyi sağlayamayacağı konusunda oluşan genel anlayış gerekçeleriyle 4775 sayılı Kanun ile 01.01.2003 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere gelirin tanımıyla ilgili düzenlemelerde 4369
sayılı Kanun öncesinde geçerli olan düzenlemelere dönülmüştür. 4775 sayılı Kanun ile ayrıca “Nereden Buldun?” düzenlemesi olarak kabul edilen
VUK’un 30/7. maddesi hükmü tamamen kaldırılmış, 01.01.1995 tarihinde
yürürlüğe giren 4008 sayılı Kanun öncesine dönülmüştür40. Mali miladın
yürürlüğe konulması ve kaldırılmasına kadar geçen süreçte gündeme gelen tartışmalar neticesinde ortaya çıkan güvensizlik durumu gerek kamu39
40
H. Hakan Kıvanç, “Vergi Reformunun Çerçevesi ve Türkiye’deki Gelişimi”, E- Yaklaşım
(Çevrimiçi), Makale No: 9663, Eylül 2007, Sayı: 50, http://www.yaklasim.com/mevzuat/
dergi0 /read_result.asp?file_name=/mevzuat/dergi/makaleler/2007099663.htm
Emrah Ferhatoğlu, Erhan Gümüş,”Mali Miladın Yenisi: 5811 Sayılı Kanun”, Yaklaşım
Dergisi(Çevrimiçi), Makale No:14102, Mart 2009, Sayı: 195, http://www.yaklasim.com/
mevzuat/ dergi/ read_frame.asp?file_name=20090314102.htm
41
Ufuk GENCEL & Elif KURU
oyunda gerek akademik alanda tartışma konusu edilmiştir. Mali miladın
kayıtdışılığı önlemede yetersiz kalması, vergi sisteminin kısa sürelerle bu
kadar sık değişime uğraması vergi politikaların etkinliğini azaltarak, özellikle vergi adaleti açısından, mükeleleflerin vergilemeye ilişkin tutum ve
davranışlarını, dolayısıyla vergi kültürünü olumsuz etkilemiştir.
2003 yılından itibaren uygulanan ekonomik programda en önemli öncelik kamu finansman ihtiyacının azaltılmasına verilmiş, bunun sağlanmasında da vergi gelirlerinin artırılması temel politika araçlarından biri
olmuştur41. 2006 yılında, kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına almak, vergi
kaçağını azaltmak ve vergiyi tabana yayarak etkinliğini artırmak amacıyla “Vergi Reformu” uygulamaya konulmuştur. Bu amaçla öncelikle vergi
kanunlarının sadeleştirilmesi için yeni bir Kurumlar Vergisi Kanunu yasalaşmıştır. Reform kapsamında Kurumlar Vergisi ve KDV oranlarında
değişikliğe gidilirken, Gelir Vergisinde de tekli tarife uygulamasına geçilmiştir. 2007 yılında vergi sisteminin sadeleştirilmesi ve vergi adaletinin
sağlanması kapsamında ücretlilerde vergi indirimi uygulaması kaldırılarak asgari geçim indirimi getirilmiş ve 2008 yılından itibaren uygulamaya
konulmuştur42.
Vergi politikaları kapsamında politikalara yön verici ve öncelikli olması gereken iki önemli kavram kayıtdışı ekonomi ve vergi yüküdür. Politikalar bu kavramlardan bağımsız olduğunda vergi kültürünün oluşması
da mümkün olamamakla beraber gelir dağılımını, vergi adaletini ve vergi
bilincini olumsuz etkileyici unsurlar olmaktadır.
2002-2010 dönemi vergi politikaları kayıtdışı ekonomi ve vergi yükü
çatısı altında incelenebilir.
3.1. Kayıtdışı Ekonomi
Herhangi bir belgeyle belirtilmeyen ya da doğru bilgiler içermeyen belgelerle gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerdir43. Kayıt dışı ekonomi; geleneksel ölçüm teknikleri ile ölçülemeyen, resmi rakamlara yansımamış ve
belli bir çıkar karşılığında mal ya da hizmet sunulan faaliyetlerin tümünü
kapsar. Devletin düzenlediği ve doğrudan ilişkili olduğu resmi ekonominin dışında kalan kayıtdışı ekonomi vergilendirilemez, sosyal sigorta
primleri ödenmez44.
41
42
43
44
42
Yıllık Ekonomik Rapor 2007, s. 64-65
Yıllık Ekonomik Rapor 2006, s. 57
“Kayıtdışı Ekonomi; Türkiye Serüveni”, DELOITTE, CEO Serisi, 2007, ,http://www.
deloitte.com/ assets/Dcom-Turkey/Local%20Assets/Documents/turkey-tr_ceo_kayitdisi_ekonomi_0702007.pdf (Erşim:26.04.10)
Ahmet Fazıl Özsoylu, Türkiye’de Kayıtdışı Ekonomi, 1. Basım, Bağlam, İstanbul,1996, s.
111
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin ortak sorunları arasında yer
alan kayıt dışı ekonomi ile mücadele konusuna özel önem verilmekte, bu
kapsamda kayıt dışılığın minimize edilmesi ülkelerin öncelikleri arasında yer almaktadır. Bu konuda tüm dünyada farklı yöntemler önerilse de
kayıtdışı ile mücadelede Gelir İdaresi’nin ve Vergi Denetimi’nin etkinliğinin artırılmasına dönük reformlar, sorunun çözümünde anahtar reformlar
olarak görülmektedir. Bu konu ülkemizde de sık tartışılan konuların başında gelmektedir45.
Cumhuriyetten günümüze Türk Vergi Sisteminin en temel problemlerinden biri, ekonomik ve sosyal yapının örgütlenme düzeyi ile uygulanmaya çalışılan vergi sistemi arasında gerekli olan ilişkinin bir türlü
kurulamamış olmasıdır. Bu uyumsuzlukların sonucunda vergi kayıp ve
kaçağının en yüksek oranlarda yaşandığı dönem olarak 1980’li yıllar ifade
edilmektedir46. Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmının kayıtdışı olarak gerçekleştirildiği genel olarak kabul edilmektedir, kayıtdışı
ekonominin ne kadar büyük olduğu konusunda ise kayıtdışını ölçmeye
yönelik çalışmalarda kayıtlı ve kayıtdışı ekonominin birbiriyle iç içe geçmesi nedeniyle kesin sonuçlar verecek yöntemler kullanılamamakta ve
tahmin metotlarından faydalanılmaktadır47.
Vergi otoritelerinin optimal seçimi; net vergi geri dönüşlerini maksimize eden mükellefler ile bunlara yöneltilen seçimlerdir. Vergi bu nedenle yarı-gönüllükle alınır. Vergi ödemeyi kimse istemez; çünkü kamusal
mallar ve bunlar için yapılan yatırımlar herkesi kapsamaktadır48. Vergiye
gönüllü uyum açısından bu durum daha dikkate değer bir tartışma konusu olmaktadır. Çünkü mükelleflerin vergi verme eğilimi bir zorunluluk
karşısında olmaktadır ve zaten isteksiz olarak gerçekleştirilen bu ödeme
mükellefler üzerinde aşırı derecede hissedilerek karşılığının alınmadığı
düşüncesi vergiden kaçınma ya da vergi kaçırma eğilimlerini artırır. Böy45
46
47
48
İ.Halil Bağdınlı, “Kayıtdışı Ekonomi İle Mücadelede Gelir İdaresi ve Vergi Denetiminin
Yeniden Organizasyonu”, 21. Türkiye Maliye Sempozyumu; Kamu Maliyesinde Güncel
Gelişmeler, 10-14 Mayıs, T.C. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Biga İİBF Maliye Bölümü
(Yayın No:1), s. 27
Fevzi Devrim-Timur Turgay, “Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Önlenmesinde
İdare-Mükellef Etkileşimi ve Bağlı Etkileşenlerin Rolü”, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu: Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 10-14 Mayıs 2004, Antalya,
Uludağ Üniversitesi İİBF Bursa, s. 763
Deloitte, 2007, s.6
Lars P. Feld- Bruno S. Frey, “The Tax Authority and the Taxpayer; An Exploratory Analysis”, the 2nd International Conferance on Taxation, Canberra, December 10-11,2001, Web
Erişimi: http://www.crereg.univ-rennes1.fr/seminaire-pages-interieures/TAXEAUTHORITY.pdf (16.05.10), s.3
43
Ufuk GENCEL & Elif KURU
lece vergiye karşı olumsuz bir tutum olarak vergi kültürüne etki eder. Bu
durum beyana dayalı vergilerde daha kolay gerçekleştirilebilir. Yüksek
oranlı tarifelerle vergilendirilen mükellefler, bundan rahatsız olarak, tepkilerini; verginin yansıtılması, vergiden kaçınma ya da vergi kaçırma davranışı olarak gösterirler. Bu uyumsuzluk karşısında politika unsuru olarak
devletler daha kolay tahsil edebileceği ve net geri dönüşümler sağlayabileceği vergiler üzerine yoğunlaşarak bu tür vergileri tabana yayma eğilimi
içersinde olurlar ve bu durum dolaylı vergiler üzerinde yoğunlaşılmasına
yol açar. Ayrıca artan ekonomik faaliyetlerin ve ticari ilişkilerin sermaye
ve mal dolaşımı neticesinde katma değer yaratma olanağının süreklilik
kazanarak bir dönüşüm içerisinde var olmasıyla bu tür vergilenebilir kaynaklar dikkat çekmektedir. Bu durum da vergi adaletinden yavaş yavaş
uzaklaşılarak bu anlayışın olağanlaştırılmasına ve bunun da vergi kültürü
içerisine yerleşmesine yol açmaktadır. Aslında olumsuz olarak görülen,
vergilemede dolaylı vergilerin varlığı değil bu vergilerin dolaysız vergilerden fazla olmasıdır.
Dolaylı vergilerin ekonomik büyüme ve kalkınmayı sağlamada yol
açabileceği pozitif etkilerin, mümkün olduğunca lüks tüketim mallarını
vergilendirecek tarzda kullanımı ile tesis edilmesi önemlidir. Dolaylı vergilerin vergileme ve gelir dağılımda adaleti sağlaması ancak bu şekilde
mümkün olabilir49.
Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak amacıyla oluşturulan ve 03.03.2008 tarihi itibarıyla Mükellef Hizmetleri Merkezi hizmete girmiştir. Vergi dairelerinin iş yükünün azaltılması ve mükelleflerin
vergi işlemlerinin basitleştirilmesi amacıyla e-beyanname uygulamasına
geçilmiştir. 2008 yılı içerisinde, Hızlandırılmış KDV Sistemi (HİS) uygulamasına geçilmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı koordinatörlüğünde “20082010 Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele Stratejisi Eylem Planı” hazırlanmış
01.07.2008 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanmıştır. Varlık Barışı olarak
bilinen 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun 22.11.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir50. Vergi kaçakçılığını önlemek ve kayıtdışılığı azaltmak her yıl hükümet politikalarında yer
almaktadır. Yukarıda doğrudan ve dolaylı olarak bu politikalara yönelik
uygulamalardan söz edilmiştir.
49
50
44
Esra Siverekli Demircan, “Vergilerin Ekonomik Büyüme ve Kalkınmaya Etkisi”, Erciyes
Üniversitesi İİBF Dergisi, Temmuz-Aralık 2003, s, 112
Yıllık Ekonomik Rapor 2009, s. 65-68
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
3.2. Vergi yükü
Vergi yükü, bir ülke kamu maliyesinin değerlendirilmesinde göz önünde
tutulan en önemli göstergelerden biridir. Bu gösterge ile bir ülke ekonomisinde kaynakların ne kadarlık kısmının, devlet tarafından vergi veya diğer
isimler altında alındığı ifade edilir51.
Vergi yükü günümüzde özellikle maliye politikasının etkinliği açısından hükümetlerin önemle üzerinde durduğu konulardan birisidir. Maliye
politkasının en önemli araçlarından biri olan vergi politikası oluşturulurken vergi yükü, vergi konulan veya kaldırılan sektörler, gelir grupları, bölgeler vb. açısından incelenmekte ve bu açıdan en optimal vergi oranlarının
belirlenmesi amaçlanmaktadır52. Vergi yükü hesaplarına; vergilerin kamu
harcamaları ile ilişkisinin kurulması ve vergilemenin gerçekleşmesinin
ortaya konulması, ekonomide uygulanacak vergi politikasının tespiti ve
uluslararası kuruluşlara yapılacak maddi ve parasal yardımların belirlenmesi amacıyla başvurulmaktadır53. Vergi yükünün tespiti, vergi politikalarının ve vergilerin ekonomiye olan etkilerini belirlemede önem taşımaktadır. Maliye politikasının temel araçlarından biri olan vergiler için, devletin
bilinçli bir vergi politikası oluşturmasında, vergi yükünün doğru olarak
belirlenmiş olmasına ihtiyaç vardır. Vergi yükünün tespiti, vergilerin ekonomiye olan etkilerini belirlemenin yanısıra vergilemede adalet ve eşitlik
gibi kavramlar açısından da önem taşımaktadır54.Ne kadar vergi toplanacağının yanında kimden, hangi sektörden, hangi sınıfsal ve coğrafi birimden, hangi kuşaktan ne kadar vergi alınacağı da son derece önemli bir
politik sorundur. Seçmenler, kullanılabilir gelirlerinde dolayısıyla kişisel
refahlarında azalmaya yol açtığı ve “elem verici” bir şey olduğu için vergi
yükünü, vergi yükünün adilliğini ve politikacıların vergi yüküne ilişkin
tutumlarını yakından takip eder ve politikacılara izledikleri vergi politikalarına karşılık farklı oylama tepkileri ile sinyaller gönderirler55.
51
52
53
54
55
Dokuzuncu Kalkınma Planı: Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Ankara: DPT, 2007.
(DPT.2734 - ÖİK.685) ISBN: 978-975-19-4094-0 , http://www.dpt.gov.tr/DPT.portal
Hasan Gül, “Vergi Yükü Kavramı ve Türkiye’de Vergi Yükü”, Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi) , Makale No: 20446, Kasım 2011, Sayı: 227, http://www.yaklasim.com/mevzuat/
dergi/read_frame.asp? file_name=20111120446.htm (20.02.2012)
Günseli Kurt, “Vergi Yükü ve Ülkemizdeki Durum”, Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi), Makale No: 895, Ekim 1996, Sayı: 46, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.
asp?file_name=199610895.htm, (20.02.2012)
Musa Kazım Ünver, “Vergi Yükü Kavramı ve Ülkemizdeki Durum”, E-Yaklaşım (Çevrimiçi), Makale No: 4981, Kasım 2004, Sayı:16, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/
read_frame.asp?file_name= 2004114981.htm, (20.02.2012)
Berksoy-Demir, a.g.m. s.515-516
45
Ufuk GENCEL & Elif KURU
Vergi kültürünün ikili özelliği olan “vergileme” ve “vergi verme” unsurları vergi yükü açısından da önem teşkil etmektedir. Bu ikili özelliğin
vergi verme kısmı mükellefler açısından değerlendirilmektedir. O halde
vergi yükü, mükelleflerin vergiye karşı tutumu üzerinde önemli bir göstergedir ve politika yapıcılar da kararlarını belirlerken vergi yükünü dikkate almaktadır. Böylece vergi kültürünün oluşumu içerisinde vergi yükü,
dolaylı bir etki ile önemli bir gösterge olarak yer almaktadır.
Vergi yükü mükelleflerin vergiye karşı tutumu üzerinde oldukça
önemli bir etken olmakta ve politika yapıcılar da bu yönde kararlarını
belirlemektedir. Vergi kültürünün oluşumu içinde vergi yükü önemli bir
etken olduğu için Tablo 1’de 2002-2008 yılları arasında bazı OECD ülkelerinde vergi yükünün gelişimi verilmiştir.
Tablo 1: Bazı OECD Ülkelerinde Vergi Yükü (%) (2002-2008)
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
35,2
35,1
35,1
35,7
35,8
35,8
..
Sırala- OECD ort
ma
OECD Ülkeleri 2002-2008 Ortalama Vergi Yükü En Yüksek Olan İlk
Beş Ülke
20022008 ort.
35,5
1
Danimarka
47,8
48
49
50,8
49,6
48,7
48,3
48,9
2
İsvaç
47,9
48,3
48,7
49,5
49
48,3
47,1
48,4
3
Belçika
45
44,6
44,8
44,7
44,4
43,9
44,3
44,5
4
Finlandiya
44,6
44
43,5
44
43,5
43
42,8
43,6
5
Fransa
43,4
43,2
43,5
43,9
44
43,5
43,1
43,5
OECD Ülkeleri 2002-2008 Ortalama Vergi Yükü En Düşük Olan İlk
Beş Ülke
1
Meksika
16,5
17,4
17,1
18,1
18,3
18
21,1
18,1
2
Türkiye
24,6
25,9
24,1
24,3
24,5
23,7
23,5
24,4
3
Kore
23,2
23,9
23,2
23,9
25
26,5
26,6
24,6
4
Japonya
26,2
25,7
26,3
27,4
28
28,3
..
27,0
5
ABD
26,5
25,9
26,1
27,5
28,2
28,3
26,9
27,1
- Bu veriler Sosyal Güvenlik Payı Dahil Tutarlardır
Kaynak:. http://www.oecd-ilibrary.org/content/book/factbook-2010-en verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
46
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Vergi yüküne bağlı olarak vergi sonrası kullanılabilir gelir seviyesi
azalan mükelleflerin yatırım-tasarruf kararları değişmektedir. Vergi yükü
ve bu yükün adil dağılımı mükelleflerin algılamalarını, vergilemeye ilişkin
psikolojilerini ve bunların sonucunda tutum ve davranış biçimlerini etkileyebilmektedir. Vergi yükünün algılanma düzeyi, vergi ödeme ve/veya
kaçma/kaçınmaya yönelik tutum ve davranışların temel belirleyicilerinden birisidir56. Bu tutum ve davranışlar vergi kültürü oluşumunu doğrudan etkilemektedir.
OECD verilerine göre ülkemizin vergi yükü; 2002 yılında %24.6 iken
2008 yılında %23.5 olarak gerçekleşmiştir. OECD ülkeleri içinde en yüksek
vergi yükü Danimarka’da bulunmaktadır. Onu diğer İskandinav ülkeleri
olan İsveç ve Belçika izlemektedir. Ülkemiz vergi yükü açısında en düşük vergi yüküne sahip ilk beş ülke arasında ikinci sırada bulunmaktadır
ve OECD ortalamasının yaklaşık 10 puan altında bir seyir izlemektedir.
Bu durumun vergi kültürü açısında hiç de parlak olmadığı açıkça ortadadır. Vergi kültürü istenen düzeyde bulunmamaktadır. Torgler ve Murphy
tarafından bazı OECD ülkelerinde (Türkiye incelenmemiştir) yapılan bir
araştırmada 1981, 1990 ve 1995 yılında ortalama vergi ahlak seviyesi baz
alınmış ve vergi ahlak seviyesi en yüksek ilk iki ülke sırasıyla Japonya ve
ABD olmuştur57. Tabloda Türkiye’de vergi yükünün ABD ve Japonya gibi
ülkelerle yakın görünmesine rağmen söz konusu ülkelerin vergi ahlak düzeyleri çok yüksek olduğu için vergi kültur seviyelerinin de Türkiye’den
yüksek olduğu söylenebilir.
Öte yandan, vergi gelirlerinin gerçekleşme düzeylerine bakıldığında
sürekli bir artış eğilimi sergilediği görülmektedir. Vergi gelirlerinin artmasında uygulanan politikalar önemli bir rol oynamaktadır. 2001 Krizinden
sonra Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı, Gelir Vergisi Tarifesinde yapılan
değişiklikler (dilim sayısının azaltılması, oranlarının düşürülmesi), Kurumlar Vergisi ve KDV oranlarında yapılan indirimler ile ÖTV’nin yürürlüğe girmesinin etkisi olmuştur. 2009 yılında ise vergi gelirlerinin artmasının en önemli sebebi Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanun ile yurtiçi ve yurtdışından gelen kayıt altında olmayan
varlıkların vergilendirilmesi ile sağlanan gelirleri de içermesidir. Ülkemizin üretim, istihdam ve enflasyon sorununu kalıcı halde çözebilecek
56
57
C. Can Aktan-Hilmi Ҫoban, “Vergileme Ekonomisi ve Vergileme Perspektifinden Vergiye Karşı Tutum ve Davranışları Belirleyen Faktörler”, iҫinde: Vergileme Ekonomisi
ve Vergileme Psikolojisi, Editörler: C. Can Aktan, Dilek Dileyici, Istiklal Y. Vural, Seҫkin
Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 141
Benno Torgler-Kristina Murphy, “Tax Morale in Australia: What Shapes It And Has It
Changed Over Time?”, The Australian National University, Working Paper 58, January
2005, pp. 26
47
Ufuk GENCEL & Elif KURU
yatırım gerekliliğine kaynak yaratılması, ekonominin canlılığının devam
ettirilmesi ve küresel mali krizin ülkemiz açısından en az hasarla atlatılabilmesi için önemli bir kaynak sağlanması ve işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla58 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun 22.11.2008 tarihli ve 27062 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bu tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir59.
Gerçek veya tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın,
menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması, yurt içinde bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye
olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır60. 22 Kasım 2008 tarih ve 5811 sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” ile uygulamaya
konulan ve 2 Mart 2009 tarihinde sona eren Varlık Barışı uygulaması, 10
Temmuz 2009 tarihinden itibaren 31 Aralık 2009 tarihine kadar uzatılmış
ve söz konusu uygulama bu tarih itibariyle sona ermiştir. Varlık Barışı uygulamasının sonucunda; 26 milyar 949 milyon 937 bin lirası yurt dışından,
20 milyar 352 milyon 608 bin lirası da yurt içinden olmak üzere toplam 47
milyar 302 milyon 545 bin liralık kaynak, Varlık Barışı kapsamında beyan
edilmiştir. Bu beyanlar üzerinden 1 milyar 556 milyon 629 bin lira vergi
tahakkuk ettirilmiştir. Uygulama kapsamında vergi dairelerine verilen beyanname sayısı 64 bin adet olarak gerçekleşmiştir61. Varlık Barışı olarak da
adlandırılan 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanun bu dönemde kamuoyunda oldukça geniş yer almıştır.
Bu durum mükellefler, uzmanlar, vergi idaresi, akademisyenler, politikacılar ve genel olarak kamuoyunun vergi bilinç, tutum ve algılamaları üzerinde etkili olmuştur.
Vergi miktarının artması vergi kültürü açısında olumlu sayılabilecek
bir gösterge olmakla birlikte artan miktarın dolaylı vergiler ve dolaysız
vergiler açısından ele alınması daha gerçekçi bir değerlendirme yapılmasını sağlayacaktır. Gelişmiş ekonomilerde vergi kültürünün gelişmesinin en
önemli nedenlerinin başında dolaysız vergilerin dolaylı vergilerden fazla
olması gelmektedir. Ülkemizdeki dolaylı-dolaysız vergilerin toplam vergiler içindeki gelişimine bakılırsa 2002-2010 döneminde dolaylı vergilerin
vergi gelirleri içindeki payının ortalama olarak % 66,9 olarak gerçekleştiği,
58
59
60
61
48
Emrah Ferhatoğlu, Erhan Gümüş, Makale No:14102, Mart 2009, Sayı: 195
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/5811MilliEkonomi.pdf (22.02.2012)
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/5811MilliEkonomi.pdf (22.02.2012)
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/BasinBultenleri/04012010basinbulteni.
htm (22.02.2012)
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
dolaysız vergilerin payının ise ortalama olarak % 33,1 olarak gerçekleşmiş
olduğu Tablo 2’de gözlemlenmektedir. Bu durumda Tablo 2’de de görülebileceği üzere ülkemizde dolaylı vergilerin payı, dolaysız vergilerin hemen hemen her yıl iki katı kadar fazla bir orandadır.
Tablo 2: Vergi Gelirlerinin Dolaylı ve Dolaysız Olarak Gelişimi ve
GSYH’ya Oranı (2002-2010)
TOPLAM VERGİ
GELİRLERİ
GSYH
YILLAR
TL
TL
GSYH’YA
ORANI
(%)
PAY(%)
DOLAYSIZ VERGİLER
PAY
(%)
TL
GSYH’YA
ORANI
(%)
DOLAYLI VERGİLER
TL
PAY
(%)
GSYH’YA
ORANI
(%)
2002
350.476.089
59.631.867.852
100
17,0
20.060.524.608
34
5,7
39.571.343.244
66
11,2
2003
454.780.659
84.316.168.756
100
18,5
27.780.137.576
33
6,1
56.536.031.180
67
11,4
2004 (*)
559.033.026
101.038.904.000
100
18,1
31.147.157.000
31
5,5
69.891.747.000
69
12,5
2005 (*)
648.931.712
119.250.807.000
100
18,4
36.589.582.000
31
5,6
82.661.225.000
69
12,7
2005 (**)
648.931.712
131.948.778.000
100
20,3
43.081.460.000
33
6,6
88.867.318.000
67
13,6
2006 (**)
758.390.785
151.271.701.000
100
19,9
47.334.572.000
31
6,2
103.937.129.000
69
13,7
2007 (**)
843.178.421
171.098.466.000
100
20,3
57.473.256.000
34
6,8
113.625.210.000
66
13,4
2008 (**)
950.534.251
189.980.827.000
100
20,0
67.240.001.000
35
7,0
122.740.826.000
65
12,9
2009 (**)
952.558.579
196.313.308.000
100
20,6
71.479.105.000
36
7,5
124.834.203.000
64
13,1
2010 (**)
1.103.749.801 235.686.590.000
100
21,4
77.597.485.000
33
7,0
158.089.105.000
67
14,3
NOT : Bu Tabloda Yer Alan : - Dolaysız Vergiler “Gelir Ve Kazanç Üzerinden
Alınan Vergiler” Ve “Mülkiyet Üzerinden
Alınan Vergiler (Veraset Ve İnti-
kal Vergisi İle Motorlu Taşıtlar Vergisi)” Gruplarını Kapsamaktadır. - Dolaylı Vergiler,”Dahilde Alınan Mal Ve Hizmet Vergileri” ,”Uluslararası Ticaret Ve
Muam.Alınan Vergiler’’,’’Damga Vergisi’’,’’Harçlar’’ Ve ‘’Başka Yerde Sınıflandırılmayan Diğer Vergiler’’ Gruplarını Kapsamaktadır.
Not: 1- 2002-2005 Rakamları Mahalli İdare Ve Fon Payları Hariç Red Ve İadeler
Dahil Tutarlardır.
2- 2008 Ve 2009 Yılları Vergi Gelirleri İçerisindeki Gelir Vergisi Tevkifat Rakamına
Asgari Geçim İndirimi Tutarı Dahildir.
(*) Önceki Yıllarla Aynı Baza Getirmek İçin, Rakamlara Red Ve İadeler Dahil Edilmiştir.
(**) 2006 - 2010 Yılları Bütçe Kanunu´Nda Mahalli İdare Ve Fon Payları İle Red Ve
Mahalli İdare Ve Fon Payları İle Red Ve İadeler Dahildir.
Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Resmi Web Sitesi (http://www.gib.gov.tr)’deki
Bütçe İstatistikleri bölümündeki verilerden yararlanılarak hazırlanmıştır.
49
Ufuk GENCEL & Elif KURU
Tablo 2’de genel bütçe vergi gelirleri tahsilatının GSYH’ya oranları da
verilmiştir. Toplam vergi gelirlerinin GSYH içindeki payı 2002 yılında %17
iken artan bir seyir izlemiş ve 2010 yılında %21,4 olarak gerçekleşmiştir.
Dolaylı vergi hasılatlarının dolaysız vergilere göre GSYH’ye oranı daha
yüksektir. 2002 yılında dolaysız vergilerin GSYH’ya oranı %5,7 olarak gerçekleşirken dolaysız vergilerin oranı %11,2 olarak gerçekleşmiştir. 2010
yılında bu oranlar, dolaysız vergiler için %7, dolaylı vergiler için %14,3
olarak gerçekleşmiştir ve iki katını geçmiştir. 2002-2010 yılları arasında,
dolaylı vergilerin GSYH içindeki payının dolaysız vergilere nazaran her
yıl dolaysız vergilerin yaklaşık olarak iki katı düzeyinde gerçekleşen bir
seyir izlediği ve vergi yükünün daha çok dolaylı vergiler üzerinde yoğunlaşmış olduğu görülmektedir.
Vergi gelirlerini artırıcı diğer bir unsur ise vergi oranlarıdır. Vergi
oranları ne kadar makul ve düşük olursa, vergi ödeme de o kadar artacak ve mükelefler vergiye daha sıcak bakacaklardır. Mükelleflerin böylece
daha az vergi yükü ve vergi tazyiki hissetmesi vergiye uyum sağlanması
açısından yararlı olabilecektir. Tablo 3’te 2002-2010 döneminde uygulanan
Vergi Oranları verilmiştir.
Tablo 3: Yıllar İtibariyle Gelir ve Kurumlar Vergisi Oranları
(2002-2010)
Yıllar
Gelir Vergisi
Kurumlar Vergisi
2002
%20-45 ve 6 dilim
30%
2003
%20-45 ve 6 dilim
30%
2004
%20-45 ve 6 dilim
30%
2005
%20-40 ve 5 dilim
30%
2006
%15-35 ve 4 dilim
20%
2007
%15-35 ve 4 dilim
20%
2008
%15-35 ve 4 dilim
20%
2009
%15-35 ve 4 dilim
20%
2010
%15-35 ve 4 dilim
20%
Kaynak: A. Naci Arıkan, “OECD Ülkeleri Çerçevesinde Türkiye’deki Vergi Yükünün Analizi(III)”, Vergi Dünyası Sayı 332, Nisan 2009, s.63-64 ve http://www.verginet.net/dtt/11/2002YiliGelirVergisiDuzenlemeleri_4667.aspx,http://www.alomaliye.com/talha_apak_2004_yili_1.htm ve Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi İstatistikleri
verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
50
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
Gelir vergisinde yıllardan beri iki ayrı tarife (ücretliler ve ücret dışı
gelirler için uygulanan tarifeler) uygulamasına son verilerek 2006 yılın
ş tarife olarak uygulanmaya başlanmış ş
dan itibaren gelir
vergisi tarifesi tek
62
tır . ğGelir
Vergisi’nde dilim sayısı 4’e düşürülmüş, üst dilim vergi oranı
ş
63
%45’ten %35’e
indirilmiş
tarifedeki yükseklik
böylece
ğ
ş farkı azaltılmıştır .
Bu
değişiklikle, ortağ ve yüksek gelir grubunun gelir vergisi artmakta
alt
ş
64
gelir grubunun vergisi ise azalmaktadır . Yatırımların ve doğrudan küreş
sel sermayenin teşvik edilmesi için 2006 yılı başından itibaren yürürlüğe
ş
giren
yeni Kurumlar Vergisi
Kanunu ile vergi oranı %30’dan %20’ye indirilmiştir65. Bu göstergeler
vergi
uyumunu
ve vergileme kültürüş
ş
artırmaya
nün geliştirilmesine yönelik
olumlu
adımlar
olarak
nitelendirilebilir.
ş
Vergi kültürünün oluşması ve yaygınlaşması açısından ülkedeki mükellef sayısı da önemli bir gösterge olmaktadır. Türkiye’de 2002-2010 dönemine ilişkin mükellef sayılarının seyri Grafik 1’te verilmektedir.
Grafik 1: Ortalama Mükellef Sayıları (2002-2010)
İ
ş
ğ
İ
ş
Kaynak: Gelir
İdaresi
Başkanlığı
Vergi İstatistikleri
verilerinden
yararlanılarak hazırlanmıştır.
ş
ğ
ğ
Gelir vergisi
mükellef
sayılarının
ve basit usulde
mükellef sayısının
artırılamaması tabana yayılmanın gerçekleştirilemediğini göstermektedir.
Diğer şyandan kurumlar vergisi
mükelleflerindeki vergi yükünün nispeş
ğ
A. Naci Arıkan, “OECD Ülkeleri Çerçevesinde Türkiye’deki Vergi Yükünün Analizi
(III)”, Vergi Dünyası, Sayı: 332, Nisan 2009, s, 64
63 Yıllık Ekonomik Rapor 2007, s.59-60
64 Arıkan, a.g.m., s. 65
65 Yıllık Ekonomik Rapor 2007, s.59-60
23
62
51
Ufuk GENCEL & Elif KURU
ten düzeltilmesi, sürekli ertelemelerle de olsa gerçekleştirilen, belirli bir
tutarı aşan ödemelerin banka sisteminden geçirilmesi zorunluluğu, akaryakıt istasyonlarına getirilen düzenlemeler, tütün ve alkollü içecekler için
getirilen bandrol sistemi vb olumlu uygulamalar, verginin tabana yayılmasından daha çok mevcut mükelleflerden alınan/alınması gereken vergilerin güvenliği için yapılmış bir uygulama olarak kalmıştır66. Toplamda
gelir vergisi mükellefinin azalması ve kurumlar vergisi mükellef sayısının
artışının bu sürede (2002-2009) %10 dolaylarında kalması, daha fazla artırılamaması, olumsuz bir gelişmedir. Oysa, mali miladın kaldırılmasının
bu sayıları önemli miktarda artırması gerekirdi. Öte yandan gayrimenkul
sermaye iradı mükelleflerinin sayısı önemli ölçüde artmıştır67. 2010 yılına
gelindiğinde ise önceki yıllardaki değişim ile paralel bir seyir gözlenmektedir.
Dolaysız vergilerde mükellef sayılarının az olması ve vergi kaçakçılığının kontrol altına alınamaması en önemli gelir türü olan vergilerin daha
çok dolaylı vergilerden oluşması ülkemizde vergi adaletinin sağlanmasına
da engel teşkil ederek vergi kültürününün bir ayağı olan vergileme kültürünün oluşumuna olumsuz etki etmektedir. Bu anlayışın dolaysız vergiler
üzerine kaydırılamayışı ise zamanla vergi ödeme kültürüne de etki ederek
mükellefler üzerinde adil olmayan ve gelir dağılımını gözetmeyen bir bilincin oluşmasına yol açarak vergi kültürünü etkileyecektir. Bu göstergeler vergi yükünün tabana yayılamamış olduğunu göstermektedir. Mevcut
mükellef sayılarının artırılamaması ve vergi kaçakçılığının da kontrol altına alınamaması ve önlenememesi gibi nedenler de dolaylı vergilerin dolaysız vergilerden daha fazla miktarda gerçekleşmesinde önemli bir faktör
olmaktadır.
3.1.3. Uygulanan Diğer Politikalar
1 Ağustos 2002 tarihinden itibaren 4760 sayılı ÖTV Kanunu yürürlüğe
girmiş, bu tarihten itibaren çeşitli malların imal veya ithalinde alınan 16
dolaylı vergi, fon ve pay yürürlükten kaldırılmıştır. KDV oranlarında da
gerekli düzenlemeler yapılarak daha önce bazı mal ve hizmetlerde uygulanan %26 ve %40’lık yükseltilmiş KDV oranları genel orana (%18) indirilmiştir. Böylece vergiye tabi mal ve hizmetlere uygulanan beş ayrı KDV
oranı üçe düşürülerek sadeleştirmeye gidilmiştir68. Eğitim, sağlık, temel
66
67
68
52
Biçer, a.g.m. s. 6
Biçer, a.g.m. s. 5
Yıllık Ekonomik Rapor 2002, s. 81
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
gıda maddeleri, giyim, konfeksiyon ve tekstilde uygulanmakta olan KDV
oranları indirilmiştir69. 2007 yılında gelir idaresinin, vergi sistemini daha
iyi yönetmesini sağlamak amacıyla, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi faaliyete geçmiştir70. Ülkemizde 1995 yılından itibaren bölge ve sektör ayrımı
yapılmaksızın belirli bir büyüklüğün üzerindeki yatırımlara hitap eden
ağırlıklı olarak KDV istisnası ve Gümrük Muafiyeti destek unsurlarını içeren “genel teşvik sistemi” olarak adlandırılabilecek bir uygulamaya geçilmiş ve bu uygulama teşvik sisteminin temelini oluşturan 2009/15199 sayılı
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’ın yürürlüğe girdiği 2009
yılının Temmuz ayına kadar devam etmiştir.71
2009/15199 sayılı Karar döneminde uygulanan destek unsurları şunlardır72 :
a) Bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlar için; I. ve II. bölgelerde vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım
yeri tahsisi, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti; III üncü ve
IV üncü bölgelerde vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi
desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği, KDV istisnası ve gümrük
vergisi muafiyeti
b) Büyük ölçekli yatırımlar için; Vergi indirimi, sigorta primi işveren
hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti;
c) Genel teşvik sistemi kapsamındaki yatırımlar için; KDV istisnası
ve gümrük vergisi muafiyeti.
Teşvik edici vergi politikası, genel olarak, gelişmekte olan ülkelerde özel sektör yatırımlarını teşvik ederek ekonomik kalkınmayı gerçekleştirme ve ekonomik istikararı sağlama gibi makroekonomik amaçların
yanısıra bölgesel dengesizlikleri giderme, istihdamı artırma vb. yönüyle
de ekonomik-sosyal amaçlar taşımaktadır73. Yıllardır ülkemizde gerek yatırımlar, gerek ihracatı geliştirmek için çeşitli vergi, kredi vb. teşvik tedbirleri uygulanmakta olup bunlarla ilgili çok sayıda KHK’ler, BKK’ları ve
tebliğler ile her yıl çeşitli düzenlemeler yapılmak suretiyle ülke kalkınması
69
70
71
72
73
Yıllık Ekonomik Rapor 2007, s.59-60
Yıllık Ekonomik Rapor 2008, s.69-70
Yeni Yatırım Teşvik Sistemi 1. Yıl Uygulama Sonuçları, Hazine Müsteşarlığı, Eylül 2010,
s. 3
Yeni Yatırım Teşvik Sistemi 1. Yıl Uygulama Sonuçları, Hazine Müsteşarlığı, Eylül 2010,
s. 5
Engin Öner, “Niçin Vergi Teşvikleri”, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 16, Ekim
2002, Sayı:3-4, s. 117
53
Ufuk GENCEL & Elif KURU
için indirim, istisna, muafiyet ve kredi katkıları devlet tarafından gerçekleştirilmektedir 74. Teşvik politikalarının hangi temel amaçla belirlediği,
uygulandığı sektör, desteklenen kesimler, uygulama sonuçları, uygulama
süre ve miktarların toplum tarafından algılanma düzeyleri vergi külturünü etkilemektedir. Bu doğrultuda toplumun geneli tarafindan benimsenen
ve desteklenen teşviklerin vergi kültürünü olumlu, benimsenmeyenlerin
olumsuz etkileyeceği söylenebilir.
Bunların yanı sıra vergi kültürü oluşumu açısından mevzuatın basitleştirilmesi anlamında bir değerlendirme de yapmak gerekmektedir. Gelir
İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesindeki mevzuat bölümündeki sayıma
göre; 2003 yılı başında çıkartılan 4783 sayılı kanundan başlayarak 2009 yılı
sonunda çıkan 5942 sayılı kanuna kadar bu dönemde vergiyle ilgili 61 adet
kanun çıkartılmıştır. Bakanlar Kurulu Kararları, Genel Tebliğler, Sirküler,
Özelgeler ile birlikte düşünüldüğünde mevzuatın basitleştirilmediği anlaşılabilecektir75. Mevzuatta sadeleşme sağlanamaması vergi bilincini ve
ekonomik istikrarı, negatif etkilemekte, vergiye uyumu zorlaştırmaktadır.
Böylece vergi kültürünü olumsuz etkilemektedir.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Vergileme kültürü açısından vergileme konusunun üzerinde önemle durulması gerekliliği ve devlet-birey ilişkilerinin geliştirilmesinin de vergi
kültürü üzerinde olumlu etki yapacağı ön plana çıkmaktadır. Hükümetler
uygulanan politikalarla bir yandan gelir sağlamaya çalışırken öte yandan
da mükellef haklarını, vergilemenin mükellef üzerinde gelişen ekonomik
ve sosyal değişkenlerinin etkisini daha öngörülebilir ve adil bir şekilde
belirlemektedir. Etkin politikalar kültürel oluşum için olumlu bir gelişme
adına yararlı olabilecektir.
Vergi kaçırmayı azaltmak için geliştirilen politikalar temelde vergiye
uyum kararının davranışsal görünümünü kavramaya yöneliktir. Bunun
için devam eden zorunlu vergi sisteminin basit bir vergi uyumu düzenleme politikası ya da yeni bir zorunlu vergi rejimi olup olmadığı önemli
değildir. Uyumu artırmaya yönelik mükellef davranışları eğer sosyal ve
kültürel bir normun fonksiyonu ise bu normları daha da artırmak bir politika seçeneği olabilir76. Ülkemizde de vergi kaçakçılığı aslında zamanla
74
75
76
54
Öner, a.g.m. , s. 99
Biçer, a.g.m. s.5
Ronald G. Cummings, Jorge Martinez-Vazquez, Michael McKee, Benno Torgler, “Effects
of Culture on Tax Compliance: A Cross Check of Experimental and Survey Evidence”, Center of
Research in Economics, Management and the Arts, Working Paper No. 2004-13, pp. 2
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
kültürel bir norm haline dönüşme eğilimi göstererek vergi kültürü içine
yerleşmiştir. Bu da vergi kültürü açısından son derece olumsuz bir göstergedir ve her dönem uygulamaya konulacak politikalar ve uygulama sonucunda elde edilen gelir hasılatı bakımından daha yetersiz bir görünüm
sergilemektedir. O halde ülkemizde zamanla yerleşmiş olan kayıtdışılık
ve bunun neticesinde vergi kaçırma eğiliminin kültürel olgu içerisinden
arındırılmasına yönelik daha etkili politikaların yapılması ve bu konuda
mükelleflerin ve halkın bilinçlendirilmesi, atılması gereken ilk adımlardır.
Ülkemizde Gelir İdaresi’nin yeniden yapılandırılması ile ilgili başlatılan
çalışmalar bir anlamda bunu azaltmaya yönelik uygulamalar olmakla beraber henüz yeterli düzeyde değildir. Kayıtdışı ekonominin kayıtiçi hale
getirilmesi vergi sistemi ve ülkenin vergi kültürü açısından en olumlu faktör olacaktır. Bunun için de vergi denetimlerinin daha etkin hale getirilmesi ve dönem dönem vergi ödeyen ve potansiyel nitelikte olan her kesime
vergi eğitimi verilmesi ve bilinçlendirilmesi sağlanabilir.
Vergi kültürünün oluşumu dolaylı/dolaysız vergiler ve vergi yükü
açısından da bir ülke için oldukça önemlidir. Ülkemizde vergi yükünü artırmaya yönelik uygulamalar nispeten olumlu göstergeler sağlamış olmasına karşın halen OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalınmıştır. Bu
oranların artırılmasının yanı sıra sürekliliğinin de sağlanmasına yönelik
çalışmaların yapılması dikkate değer bir nitelik arz etmektedir. Dolaysız
vergiler üzerinde yapılan düzenlemeler ise daha düşük oranda ve basitleştirilmiş bir vergi sistemi olmasından daha çok verginin tabana yayılmasını
sağlayamamış mevcut mükellefleri daha da garanti altına almaya yönelik olmuştur. Düzenlemeler vergi gelirlerini artırmakla beraber mükellef
sayılarında bu artışın sağlanamaması bunun göstergesi olmaktadır. Oysa
dolaylı vergiler vergi sistemimiz ve vergi gelirleri içinde dolaysız vergilere
göre daha öncelikli olmakla beraber vergi yükü dolaylı vergiler üzerinde
daha fazla olmakta ve vergi adaletinden uzaklaşılmaktadır. Sermayenin
kıt olduğu günümüz şartlarında vergileme eğilimi giderek dolaysız vergiler üzerinden dolaylı vergiler üzerine doğru yoğunlaşmaktadır. Öyleyse dolaylı vergiler üzerinde kapsamlı bir sistemin geliştirilmesi ve temel
tüketim mallarının yeniden belirlenmesi bu anlamda vergi yükünü daha
azaltarak adaletli bir görünüme kavuşturabilir. Belirli kesimlere vergisel
avantaj sağlamaktan çok tüm mükellefleri kapsayıcı tedbirlerin alınması
ise vergiye karşı tepkileri azaltacak ve daha düşük oranlarda vergilendirme gerçekleştirilirse vergiye uyum artacaktır. Zaten gelir düzeyi az olan
mükelleflerin özellikle dolaylı vergiler nedeniyle gelirinin daha da azaltılması vergi bilincini azaltıcı bir faktördür. Verginin tabana yayılmasına ve
gelirin artırılmasına yönelik kapsamlı bir düzenleme bu anlamda gerekli
görülmekle beraber zamanla daha da zorunlu olma eğilimi taşıyacaktır.
55
Ufuk GENCEL & Elif KURU
Hükümet, vergilendirme kurallarını ve kamu hizmetini mükelleflerin
tercihlerine göre makul bir vergi ile ücretlendirirlerse mükellefler vergi
yasalarına daha kolay uyum sağlayabilir77. Bu anlamda da yapılan düzenlemelerin daha demokratik bir süreçte gerçekleştirilmesi gerektiği önemli
olmaktadır. Uygulanacak politikalar da yukarıdan belirlemeler ve dayatmaların dışında daha aşağılara inerek halkın sorunları ve isteklerine daha
çok önem verilerek uluslararası gelişmelerin yanı sıra ülke içi sorunların
çözümüne yönelik ve vatandaş hakları gözeten bir politika seçeneği hem
vergi ödeme kültürünü hem de vergileme kültürünü geliştirerek vergi
kültürü oluşumunu destekleyebilecektir. 2008 yılında uygulamaya konulan Mükellef Hizmetleri Merkezi bu anlamda önemli bir gelişme olarak
nitelendirilebilir. Öte yandan mükellefin danışmasını beklemekten çok
bu hizmetin sunulmasının bir zorunluluk haline getirilmesi daha etkili
olacaktır. Bunun için de yeterli personelin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi
hizmet sunumunun kalitesini de artırıcı yönde olabilecektir. Ayrıca vergi
daireleri aracılığı ile görevlendirilecek personeller ile bu gerçekleştirilebilir ve vergi bilincini artırıcı eğitimler ile halka hizmet sağlanabilir. Vergi
konusunda çalışan tüm kurumlarla birlikte etkileşim halinde olunarak bu
yönde çalışmaların artırılması ile etkinlik sağlanabilir.
Vergi politikaları bir ülkenin mali görünümünü düzenleyici en önemli
politika araçlarından biri olma özelliği taşımaktadır. Bu anlamda hem o ülkenin vergi sistemi ve vergi bilincini göstermekte hem de mali disiplinini
sağlama yönünde önemli bir gösterge olmaktadır. Devletin en önemli gelir
kaynağı olan vergiler üzerine geliştirilen politikalar vergi ödeme kültürünün de belirleyicisi olmaktadır. Bunun için de mevcut mükelleflerin üzerine yüklenmekten çok verginin tabana yayılması daha anlamlı olacaktır.
Bu nedenle vergi sistemi siyasi oluşumlardan bağımsızlaştırılmalı ve bu
anlamda mali kural gibi vergi kuralı kapsamında bir uygulama ile tüm
mükellefleri kapsayacak bir sistem yeniden düzenlenmeli, muafiyet-istisnaların kapsamları daraltılmalı ve vergi yükünün belirli kesimler üzerine
yüklenmesinden vazgeçilerek oran indirimleri ile kapsam genişletilmelidir. Vergi kuralından kasıt, belirli kesimlere siyasi rant sağlamadan uzaklaştırıcı tedbirlerin alınmasıdır. Bu kapsamda da denetim mekanizmasının
güçlendirilerek uygulanan politikaların denetlenmesi de sağlanmalıdır.
Sonuç olarak vergi kültürünün artırılmasına yönelik ülkemizde çalışmalar mevcut olmakla birlikte yeterli düzeyde değildir. Daha etkili bir
oluşum için öncelikle mükellef haklarını ve sosyal yaşam standartlarını
77
56
Lars P. Feld-Bruno S. Frey, “Tax Compliance as the Result of a Psychological Tax Contract: The Role of Incentives and Responsive Regulation”, Law & Policy, Vol. 29, No. 1,
January 2007, pp. 111
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
korumaya yönelik uygulamalar ile tabana yayıcı düzenlemeler öncelikli
politika seçenekleri olmalıdır ve bu doğrultudaki söylemler sözde kalmamalı etkinlikle gerçekleştirilebilmelidir. Ayrıca vergi kültürünü etkileyen
eğitim, din, ırk gibi pek çok kültürel dinamiğe yönelik ҫalışmaların yapılması, vergi kültürünün gelişimine katkı sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
Abdulkadir Işık, “Kültür ve kalkınma: Vergi Kültürü Örneği”, Ege Akademik
Bakış, 9 (2) 2009:851-865, s.856-857, , http://eab.ege.edu.tr/pdf/9_2/C9-S2-M24.
pdf (24.04.10)
Adnan Gerçek, “Vergi Kültürü ve Mükellefin Vergiye Bakışı” http://www.
ekonomikpusula.com/adnan-gercek/vergi-kulturu-ve-mukellefin-vergiyebakisi, Erişim: 29.04.2011
Ahmet Fazıl Özsoylu, Türkiye’de Kayıtdışı Ekonomi, 1. Basım, Bağlam,
İstanbul,1996
A. Naci Arıkan, “OECD Ülkeleri Çerçevesinde Türkiye’deki Vergi Yükünün
Analizi(III)”, Vergi Dünyası Sayı 332, Nisan 2009
Benno Torgler, “Tax Morale and Instutitutions”, Center for Research in Economics,
Management and the Arts (CREMA), Working Paper No:2003-09, http://www.
crema-research.ch/papers/2003-09.pdf (23.04.10)
Benno Torgler, “Tax Morale, Trust and Corruption: Empirical Evidence from
Transition Countries”, Crema Working Paper, No: 2004-5
Benno Torgler-Kristina Murphy, “Tax Morale in Australia: What Shapes It And Has
It Changed Over Time?”, The Australian National University, Working Paper
58, January 2005
Benno Torgler- Friedrich Schneider, “Does Culture Influence Tax Morale? Evidence
from Different European Countries”, CREMA Working Paper, No: 2004-17,
Basel, 2004.
Birger Nerre, “The Concept of Tax Culture”, Paper prepared for the Annual Meeting
of the National Tax Association, November 8-10, Baltimore, MD, USA, 2001
Birger Nerre, “ Tax Culture as a Basic Concept for Tax Policy Advice”’ 63rd
Congress of the International Institute of Public Finance: Tax Reform I, August
27, 2007, Warvick, England
Birgeir Nerre, “Tax Culture: A Basic Concept for Tax Politics”, Economic Analysis
& Policy, Vol.38 No:1, March 2008, http://www.eap-journal.com.au/download.
php?file=665 (05.05.10)
Coşkun Can Aktan, “Vergi Psikolojisinin Temelleri ve Vergi Ahlakı”, http://
www.canaktan.org/ekonomi/kamu_maliyesi/vergi-psiko/vergi-psik.pdf
,
(04.03.2010)
C. Can Aktan-Hilmi Ҫoban, “Vergileme Ekonomisi ve Vergileme Perspektifinden
Vergiye Karşı Tutum ve Davranışları Belirleyen Faktörler”, iҫinde: Vergileme
Ekonomisi ve Vergileme Psikolojisi, Editörler: C. Can Aktan, Dilek Dileyici,
Istiklal Y. Vural, Seҫkin Yayıncılık, Ankara, 2006
57
Ufuk GENCEL & Elif KURU
Dokuzuncu Kalkınma Planı: Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Ankara: DPT,
2007. (DPT.2734 - ÖİK.685) ISBN: 978-975-19-4094-0 , http://www.dpt.gov.tr/
DPT.portal
Emin Bilgiҫ, Maarif Davamiz, İstanbul Boğaziҫi Yayınevi, 1986.
Emrah Ferhatoğlu, Erhan Gümüş,”Mali Miladın Yenisi: 5811 Sayılı Kanun”,
Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi), Makale No:14102, Mart 2009, Sayı: 195, http://
www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/ read_frame.asp?file_name=20090314102.
htm
Engin Öner, “Niçin Vergi Teşvikleri”, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 16,
Ekim 2002, Sayı:3-4
Esra Siverekli Demircan, “Türkiye’de Vergi Politikalarının Siyasi Analizi: Siyasi
Değişimin Vergi Kayıp ve Kaçaklarına Etkisi Üzerine Bir İnceleme”, 19.
Türkiye Maliye Sempozyumu:Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi
Yolları, 10-14 Mayıs 2004, Antalya
Esra Siverekli Demircan, “Türkiye’de 1980 Sonrası Dönemde Kamu Mali
Yönetiminde Uygulanan Vergi Politikaları”, Vergi Sorunları, Sayı:195, Aralık
2004
Esra Siverekli Demircan, “Vergilerin Ekonomik Büyüme ve Kalkınmaya Etkisi”,
Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Temmuz-Aralık 2003
Fevzi Devrim-Timur Turgay, “Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçaklarının
Önlenmesinde İdare-Mükellef Etkileşimi ve Bağlı Etkileşenlerin Rolü”, 19.
Türkiye Maliye Sempozyumu: Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi
Yolları, 10-14 Mayıs 2004, Antalya, Uludağ Üniversitesi İİBF Bursa
Gelir İdaresi Başkanlığı, Vergi Uygulamaları Karşısında Mükellef Eğilimleri
Araştırması: Türkiye’de Mükelleflerin Vergiye Bakışı (Elif Tuay ve İnci
Güvenç tarafından Doç.Dr. Reyhan Bilgiç ve Doç.Dr. H. Canan Sümer’e ODTÜ
Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Yüksek Lisans Programı Stajı kapsamında teslim
edilmiştir), Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı
Yayın No: 51, Kasım 2007, Elektronik ortamda erişim için http://www.gib.gov.
tr
Günseli Kurt, “Vergi Yükü ve Ülkemizdeki Durum”, Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi),
Makale No: 895, Ekim 1996, Sayı: 46, http://www.yaklasim.com/mevzuat/
dergi/ read_frame.asp?file_name=199610895.htm, (20.02.2012)
H. Hakan Kıvanç, “Vergi Reformunun Çerçevesi ve Türkiye’deki Gelişimi”, EYaklaşım (Çevrimiçi), Makale No: 9663, Eylül 2007, Sayı: 50, http://www.
yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_result.asp?file_name=/mevzuat/dergi/
makaleler/ 2007099663.htm
Hakan Ünlüyol, “Vergi Ödemeye Dönük Psikolojik Davranış biçiminin İşletmelerde
Oluşturduğu Mikro Karar Paradoksu”, Vergi Raporu, Sayı:112, Ocak 2009
Hasan Gül, “Vergi Yükü Kavramı ve Türkiye’de Vergi Yükü”, Yaklaşım Dergisi
(Çevrimiçi), Makale No: 20446, Kasım 2011, Sayı: 227, http://www.yaklasim.
com/mevzuat/dergi/read_ frame.asp?file_name=20111120446.htm (20.02.2012)
Hüsamettin Biçer, “Vergi ile İlgili Planlar ve Uygulamaları”, Vergi Dünyası, Sayı
343, Mart 2010
58
Vergi Kültürü ve Vergi Politikaları Etkileşimi: Türkiye Değerlendirmesi
İ.Halil Bağdınlı, “Kayıtdışı Ekonomi İle Mücadelede Gelir İdaresi ve Vergi
Denetiminin Yeniden Organizasyonu”, 21. Türkiye Maliye Sempozyumu;
Kamu Maliyesinde Güncel Gelişmeler, 10-14 Mayıs, T.C. Çanakkale 18 Mart
Üniversitesi Biga İİBF Maliye Bölümü (Yayın No:1)
James Alm-Benno Torgler, “Culture Differences and Tax Morale in the United
States and in Europe”, Journal of Economic Psychology 27 (2006) 224-246
“Kayıtdışı Ekonomi; Türkiye Serüveni”, DELOITTE, CEO Serisi, 2007, ,http://
www.deloitte.com/assets/Dcom-Turkey/Local%20Assets/Documents/turkeytr_ceo_kayitdisi_ekonomi_0702007.pdf (26.04.10)
Lars P. Feld- Bruno S. Frey, “The Tax Authority and the Taxpayer; An Exploratory
Analysis”, the 2nd International Conferance on Taxation, Canberra, December
10-11,2001, Web Erişimi: http://www.crereg.univ-rennes1.fr/seminaire-pagesinterieures/ TAXEAUTHORITY.pdf (16.05.10)
Lars P. Feld-Bruno S. Frey, “Tax Compliance as the Result of a Psychological Tax
Contract: The Role of Incentives and Responsive Regulation”, Law & Policy,
Vol. 29, No. 1, January 2007, http://www.bsfrey.ch/articles/449_07.pdf (29.04.10)
Mehmet Sarıtaş, “Ekonomik Kaklınmanın Sosyo-Kültürel Temelleri” http://ekutup.
dpt.gov.tr/planlama/42nciyil/saritasm.pdf (24.04.10)
Mehmet Şahin-Çiğdem Özenç, “Türkiye’de Vergi Kültürünü Etkileyen Faktörler”,
Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi), Makale No:10916, Şubat 2008, Sayı:182, http://
www.yaklasim.com/ mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=20080210916.
htm (16.03.2010)
Mehmet Şahin-Çiğdem Özenç, “Vergi Kültürünün Oluşumunu Etkileyen
Faktörler”, Yaklaşım Dergisi (Çevrimiçi), Makale No: 10554, Ocak 2008,
Sayı:181,
http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_
name=20080110554.htm, (16.03.2010
Mehmet Tosuner- İhsan Cemil Demir, “Vergi Ahlakının Sosyal ve Kültürel
Belirleyenleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, (Y.2009, C.14, S.1
s. 1-15)
Mehmet Tunçer, “Hükümet –Birey İlişkilerinin Vergi Uyumuna Etkisi ve Türkiye”,
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 57-3
M. Erkan Üyümez, “Vergi Ahlakı ve Vergi Uyumu”, E-Yaklaşım (Çevrimiçi),
Makale No: 9577, Ağustos 2007, Sayı: 49, http://www.yaklasim.com/mevzuat/
dergi/read_ frame.asp?file_name=2007089577.htm (16.03.2010)
Musa Kazım Ünver, “Vergi Yükü Kavramı ve Ülkemizdeki Durum”, E-Yaklaşım
(Çevrimiçi), Makale No: 4981, Kasım 2004, Sayı:16, http://www.yaklasim.com/
mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2004114981.htm, (20.02.2012)
Niyazi Özpehriz, “Ekonomik Krize Karşı Dünyada ve Türkiye’de Alınan Vergisel
Önlemler”, Vergi Dünyası, Sayı:331, Mart 2009
Ronald G. Cummings, Jorge Martinez-Vazquez, Michael McKee, Benno Torgler,
“Effects of Culture on Tax Compliance: A Cross Check of Experimental
and Survey Evidence”, Center of Research in Economics, Management and
the Arts, Working Paper No. 2004-13, http://papers.ssrn.com/sol3/papers.
cfm?abstract_id=661921 (04.03.10)
59
Ufuk GENCEL & Elif KURU
Salih Turhan, Vergi Teorisi ve Politikası, Filiz, İstanbul, 1998
Sevil Şin, Avrupa Birliği ve Türkiye’de Vergi Yapısı, Denetimi ve İdari İşlemlerde
Mükellef Hakları, İstanbul Ticaret Odası Yayın No:2005-17, İstanbul 2005
Şafak E. Çomaklı, “Mükellef Sosyo-Psikolojisi Açısından Vergi Ödemeyi Etkileyen
genel Faktörler”, Vergi Dünyası, Sayı 322, Haziran 2008
Turgay Berksoy-İbrahim Demir, “Politik Vergi Çevrimleri: Türkiye’de Vergi Yükü
Üzerinde Politik Etkiler”, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu:Türkiye’de Vergi
Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 10-14 Mayıs 2004, Antalya
Yeni Yatırım Teşvik Sistemi 1. Yıl Uygulama Sonuçları, Hazine Müsteşarlığı, Eylül
2010, http://www.hazine.gov.tr
Yıllık Ekonomik Rapor, 2001;2002;2003;2004;2005;2006;2007;2008;2009- Maliye
Bakanlığı, http://www.maliye.gov.tr
OECD Factbook,2010, http://www.oecd-ilibrary.org/content/book/factbook-2010en (29.04.2011)
http://www.verginet.net/dtt/11/2002YiliGelirVergisiDuzenlemeleri_4667.aspx
(05.05.2010)
http://www.alomaliye.com/talha_apak_2004_yili_1.htm (05.05.2010)
http://www.gib.gov.tr
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/5811MilliEkonomi.pdf
(22.02.2012)
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/BasinBultenleri/04012010basinbulte
ni.htm (22.02.2012)
http://www.bumko.gov.tr
http://www.sosyoloji.gen.tr/kultur-nedir.html, ( 29.04.2011)
60