Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Türk Tarihinde Salgınlar ve Afetler
…
12 pages
1 file
Uluslar ve Alanlararası Bakışla Salgınlar Tarihi , 2023
The origin of epidemics is before the history of the humanity contrary to what is believed. Existence of the microorganisims that kill people by affectting negatively and accepted as the reason of epidemics, aren’t discovered in a long time since they are too small to be seen with naked eye. Since the existence of them couldn’t be discovered, it couldn’t made provision against what they were, their treatments and way to protection. Humanity who could not solve the reason of the epidemics, accepted it as the wrath of God, attributed a holiness believing that humanity was punished. Lots of people lost their lives due to epidemics with endemic, epidemic and pandemic characteristics from ancient times to present day. Diseases such as plague, malaria, cholera, yellow fever, flu, tuberclosis, typhoid, typhus, pox, leprosy, dysentery can be counted among the contagious diseases that cause these epidemics. The subject of the study is two great epidemics caused by plague virus (yerisinia pestis) which is considered among these diseases. The first one from these two great epidemics in Roman Empire is Antoninus/Galen Plague which blowed up in 166 AD. General view is that soldiers under the command of Lucius Verus brought the plague to Rome from Eastern states (Seleukeia, Nisibis=Nusaybin) upon their return from the victory over the Parthians. The other epidemi is Justinianus Plague which emerged during the period of Justinian I. The origin of the pandemic is not exactly known; however, there are some opinions stating that it is spread from the ancient city of Pelusium in Egypt in 541 AD or it originated from Asia. An inscription from Azra‘a (ancient Zora, Arabia) in the eastern Mediterranean reveals that the first wave of this plague was seen around 542/43 AD. Both of the epidemics of plague cause death of many people, in addition to this famine and misery arose. Since epidemics have subversive consequences, they have deeply affected the society in every period their emergence.
2022
TR: İÖ I. binyılda Akdeniz’in yoğun sirkülasyonu, birtakım bulaşıcı hastalıkların ve bu hastalıklara karşı verilen reaksiyonların kültürlerarası seyahatine aracılık etmiştir. Peşi sıra gerçekleşen ve yetersiz kaynaklar dolayısıyla kimliklendirmekte güçlük çektiğimiz onlarca salgına daha yakından baktığımızda görüyoruz ki, salgınlar karşısındaki reaksiyonlar çoğu kez dini argümanlar çevresinde seyretmiştir. Bu bağlamda tıpkı maruz kaldıkları diğer olumsuzluklarda olduğu gibi salgın hastalıklarda da tanrı(ça)ların doğrudan etkisine inanan Antik Hellen ve Roma halkları birtakım kültler ve bu kültler orijininde çeşitli ritüeller ortaya koymuşlardır. Dolayısıyla dinin sosyal hayata entegre olduğu Eskibatı uygarlıklarında, yaşanan her salgının önemi yadsınmaksızın, nitelik ve nicelik bakımından analiz edilmesi de söz konusu uygarlıkların tarihlerinin aydınlatılmasında hatırı sayılır bir rol oynayacaktır. EN: The intensive circulation of Mediterranean in the first millenium BC mediated the intercultural journey of the several infectious diseases and reactions to these diseases. When we take a closer look at tens of consecutive outbreaks that we have difficulty in identifying due to insufficient resources, we see that the reactions to the outbreaks were mostly around religious arguments. In this context, the Ancient Hellenic and Roman people, who believed in the direct influence of the Gods/Goddess in outbreak diseases, as in other negativities they were exposed to, put forward some cults and various rituals in the origin of these cults. Therefore, the analysis of each outbreak in terms of quality and quantity in the Ancient West Mediterranean civilizations, where religion is integrated into social life, take part for enlightening the histories of these civilizations.
Kebikeç, 2020
Öz: Bu çalışmada Avrupalılar tarafından yazılmış seyahatnamelerde yer alan, Osmanlı Devleti’ndeki veba salgınları ile ilgili bilgilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma için XVI.-XIX. yüzyıl arasında yazılmış 23 adet seyahatname incelenmiş ve veba ile ilgili bölümler derlenmiştir. Seyahatnamelere göre başta İstanbul olmak üzere Osmanlı’nın birçok yerinde yüzyıllar boyunca veba salgınları görülmüş ve binlerce ölüme neden olmuştur. Vebanın bulaşında giysilerin ve evcil hayvanların rolü olduğu düşünülmekle birlikte, temel nedenin miasma olduğu konusunda yaygın bir görüş vardır. Bunun yanında veba Tanrı’nın bir cezalandırma aracı olarak da görülmektedir. Seyahatnamelerdeki bir diğer ortak gözlem Türklerin vebaya karşı umursamaz ve kaderci davranışlarıdır. Ancak bu konuda Türkler arasında bir farklılık olduğu, eğitimli sınıfın vebaya karşı daha bilinçli oldukları da göze çarpmaktadır. Karantina, sosyal izolasyon ve dezenfeksiyon vebaya yakalanmamak için alınan önlemlerdendir. Tedavi amacıyla en sık kullanılan yöntemler ise kan alma ve müshildir. Sonuç olarak seyahatnameler Osmanlıdaki veba salgınları konusunda değerli bilgiler vermektedir. Bu açıdan tıp tarihi çalışmalarında önemli kaynaklar olarak görülmelidirler. Anahtar sözcükler: Veba, Yersinia, Salgın, Karantina Plague in Ottoman State from the Perspective of European Travelers Abstract: This study aims to examine the plague epidemics in the Ottoman State through travelogues of European travelers. For this purpose, twenty-three travelogues written between XVI. and XIX. centuries were analysed and the parts that were related to plague were compiled. The information gleaned from travelogues reveals that plague epidemics occurred notably in Istanbul and in many other cities of the Ottoman State for centuries and resulted in the deaths of thousands of people. Although the role of clothes and pets in the spread of the plague was considered, there was a widely accepted view that miasma was its main cause. Moreover, plague was seen as a punishment from God. Another common observation in travel books was the careless and fatalistic attitudes of the Turks towards the disease. However, there was a significant difference among the perceptions of the Turks and the educated classes were more conscious about the plague. Quarantine, social isolation and disinfection were the measures that were taken to prevent the spread whereas bloodletting and laxatives were the most frequently used methods for the treatment. Hence, travelogues offer valuable information on plague epidemics in the Ottoman State and should be seen as important sources for the studies in history of medicine. Keywords: Plague, Yersinia, Epidemics, Quarantine
Journal Of History School, 2018
Istanbul is a city that has experienced many natural disasters during its history, such as earthquakes, fire, famine-drought and epidemic diseases. One of these disasters that Istanbul is exposed to is plague epidemics. Plague outbreaks in Istanbul have been particularly effective during the Byzantine period, causing thousands of people to die. In the chronicles of the Byzantine historians, important records about these outbreaks of plague have been dropped in Istanbul at different times. Chronicles provide important information on where the plague epidemics first came from, what pathways and how they came to Istanbul, how the epidemic spread, how the capital and its vicinity were affected by these epidemics, how many died and how long it lasted. In this work, the information transmitted by the Byzantine chronicles shows that in the light of VI. From the century to the Xth century, plague outbreaks in Istanbul and its environs, and the struggle for destruction of the Byzantine state caused by these plague epidemics have been dealt with.
Salgını Hatırlamak: Veba Üzerine Tarihsel ve Sosyolojik Bir Analiz, 2022
Bulaşıcı hastalıklar, etkisi ve sonuçları bakımından salgına dönüştükleri dönemlerde insanlık tarihi için derin izler bırakmıştır. Bu hastalıklardan biri de şüphesiz veba olmuştur. Bu hastalığının tarih sahnesindeki serüveni eski dönemlere kadar dayanmaktadır. Milattan önce ve sonra olmak üzere veba hastalığından bahsedilmekte olup, dünya coğrafyasında Justinyen vebası, Kara veba ve Bombay vebası olmak üzere üç büyük veba salgını yaşanmıştır. Bu salgınlar insanları yalnızca fiziksel anlamda tahribata uğratmakla kalmamış, sosyolojik ve psikolojik anlamda derin izlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu sebeple, söz konusu çalışmada vebanın tarihsel ve sosyolojik analizi yapılması hedeflenmiştir. Böylece bir taraftan, bahse konu veba salgını hakkında tarihsel süreç ayrıntılarıyla incelenecekken, diğer taraftan bu süreçler üzerinden vebanın demografik, sosyal, kültürel, dini, ekonomik ve toplumsal yaşamda meydana getirdiği değişim ve dönüşümler sosyoloji perspektifiyle sistematik olarak ortaya koyulacaktır. Bu hassasiyetle ulusal ve uluslararası anlamda veba konusunda öne çıkan kitaplar, makaleler, dergiler ve benzeri kaynaklar incelenerek birincil kaynaklar üzerinden literatür taraması yapılmıştır. Bu çalışma, tarihsel süreç yanında sosyoloji perspektifiyle veba salgınının toplumsal görünümünü incelemesi bakımından önem taşımaktadır.
History Studies, 2021
Salgın hastalıklar Osmanlı topraklarında oldukça fazla görülen doğal afetlerden biridir. Özellikle Osmanlı coğrafyasında başta İstanbul ve İzmir olmak üzere liman kentleri hastalığın ana merkezleri konumundadır. Salgın hastalıklar içerisinde büyük can kaybına yol açan ve XVII. yüzyıla kadar en sık görüleni vebadır. XVI. ve XVII. yüzyıl veba hastalığı ile ilgili yapılan çalışmaların yanısıra konu ile ilgili önemli kaynaklardan biri de Cenova Devlet Arşivi'nde bulunan belgelerdir. Özellikle mezkûr yüzyıllarda Osmanlı topraklarında görev yapan Ceneviz elçilerinin ve konsoloslarının mektupları ile raporları son derece değerlidir ve kıymetli bilgiler ihtiva etmektedir. Aynı zamanda iyi birer gözlemci olan bu görevlilerin yazışmalarına konu olan hususlardan biri de Osmanlı topraklarında başlarından geçenlerle ilgilidir. Çalışmamızda Ceneviz elçi ve konsoloslarının Osmanlı topraklarında görülen veba salgınlarıyla ilgili tespitlerini ve buna dair verdikleri bilgilerin ortaya konması amaçlanmaktadır. Resmin bütününü aydınlatan bazı hususlar ve örnekler üzerinden bir değerlendirme yapılmaktadır.
The Journal of Turk-Islam World Social Studies, 2022
This article was checked by Intihal.net. Bu makale İntihal.net tarafından taranmıştır. This article is under the Creative Commons license. Bu makale Creative Commons lisansı altındadır.
Uluslararasi avrasya sosyal bi̇li̇mler dergi̇si, 2023
Salgın, toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan ve hızla yayılan bulaşıcı enfeksiyonel hastalıklardır. Eski Çağ'da Sümer, Asur ve Mısır gibi uygarlıklarda görülen salgın hastalıklar, Hitit toplumunda geniş kitlelere yayılarak insan hayatını önemli ölçüde etkilemiştir. II. Muršili'nin salgına karşı yazdırdığı Veba Duaları; hastalığın ortaya çıkışı ve süreci hakkında bilgi veren en önemli kaynaktır. Bu dualarda II. Muršili, tanrılara yakarışta bulunarak hastalığın ülkeden uzaklaştırılmasını istemektedir. Hititler, salgınları dini nedenlere dayandırdıkları için hastalığı tıbbi bir tedavi yöntemiyle değil dini ritüeller ile önlemeye çalışmıştır. Hastalıkları din ile bağdaştırma inancı, salgının halk arasında daha hızlı yayılmasına ve uzun süreli olmasına neden olmuştur. İlk kez Hitit Kralı I. Šuppiluliuma döneminde ortaya çıkan ve kitlesel ölümlere neden olan bu hastalık, Hitit kaynaklarında henkan/hinkan şeklinde geçmektedir. Henkan kelimesi ise ölümcül hastalık veya veba anlamına gelmektedir. II. Muršili döneminde önemli bir yayılma hızına ulaşan veba salgını, ülkede yirmi yıl gibi uzun bir süre etkisini göstermiştir. II. Muršili döneminden sonra ise kaynaklarda salgın ile ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu durum da hastalığın II. Muršili dönemiyle birlikte ülkeyi terk ettiğini düşündürmektedir. Yaşanan salgın hastalığın günümüzde bilinen veba ile aynı hastalık olup olmadığı ise bilinmemektedir. Fakat salgının ülkeye Mısırlı savaş esirleri tarafından getirildiği ihtimalinin güçlü olduğu kabul edilmektedir. Mısır'da yaşanan salgının belirtilerini değerlendirdiğimizde ise bölgede yaşanan hastalığın büyük olasılıkla veba olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; Mısır'da ve Hititlerde görülen salgının benzer ve farklı yönlerini ortaya koyarak hastalığın tanımlanması ile ilgili yeni bir bakış açısı oluşturmaktır. Konu ile ilgili yapılan araştırmaların sınırlı olması, çalışmanın literatüre katkısı bağlamında önem arz etmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Biopolymers, 2009
Journal of Community Psychology, 2002
LUX BARCELONA, 2019
Zoo Biology, 1995
… Regionalisation of Innovation Policy–Options & …, 2004
Medical hypotheses, 2008
Journal of Cases in Educational Leadership, 2011
Chemistry of Heterocyclic Compounds, 2004
Monthly Notices of the Royal Astronomical Society, 1997
International Journal of Sciences: Basic and Applied Research (IJSBAR) , 2019
Discrete Applied Mathematics, 2005
II VI And I VII Compounds Semimagnetic Compounds Supplement To Vols III 17b 22a Print Version20200419 7959 z1zc49
Biochemical and Biophysical Research Communications, 1992
Repositório UFC - PPG Filosofia, 2024
International Journal of Climatology, 2017
BMC Medicine, 2014
ACS Applied Bio Materials, 2018
Statistics, Optimization and Information Computing, 2014