Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, FİKİRTURU
…
6 pages
1 file
Koronavirüs salgını Çin’de toplumu, ekonomiyi, siyaseti ve dış politikayı nasıl dönüştürebilir? Çin’de neler yaşanıyor? “Herkese merhaba, ben Li Wenliang, Wuhan Merkez Hastanesi’nde göz doktoruyum. 30 Aralık’ta bir hastanın SARS coronavirüs yüksek derecede pozitif test raporlarını gördüm. Korunmaları için öğrencileri uyardım.” Li, böyle başlayan mesajıyla meslektaşlarını bir sosyal medya platformunda paylaştı ve koronavirüs salgını ile ilgili ilk uyarıları yaptı. Ardından da başına gelmeyen kalmadı, salgına dair bilgilerin yayılmasını önleyen yetkililer Li’yi göz altına aldı, ifadesi alındı, serbest bırakıldı, bir süre sonra kendisi de virüse yakalandı. Çin’de adeta bir kahramana dönüşen Li, 5 Şubat akşamı hayatını kaybetti. Çin kamuoyunda ise tepki büyük.
FİKİRTURU, 2020
Koronavirüsün ilk ortaya çıktığı Çin'de hayat gerçekten normale döndü mü? Çin ekonomisi salgından nasıl etkilendi? Koronavirüsün kaynağı hangisi Çin mi ABD mi? Çin'de Afrika karşıtlığı neden yükselişte? Koronavirüsün ilk göründüğü Çin'in Wuhan kentinde 23 Ocak'tan beri uygulanan karantinanın 76 gün sonra 8 Nisan'da kaldırılması ile Çin'de hayat 'yeni normale' dönmeye başladı. Ancak artık pek
ÖZDEMİR, İ., & ACAR, S. (2022). Post-Corona: "Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak" Mı?. Eğitim Bilim Toplum, 20(79), 83-117., 2022
Öz İçinde yaşadığımız küresel salgının bize armağan ettiği en önemli sözlerden biri, neredeyse herkes tarafından dile getirilen "hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözü olmuştur. Her afet ve salgından sonra dile getirildiği bilinen bu söz ile birlikte yaşadığımız hayatta köklü değişim beklentileri dile getirilmektedir. Bu makale, COVID-19 salgını ile başlayan uygulama ve düzenlemeler ışığında salgın sonrası dünyayı nasıl bir geleceğin beklediği konusunu tartışmaya açmaktadır. Post-Corona dünyasında bizi bekleyen değişimin istikameti dünyanın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. İlk ihtimal önemli ve radikal bir değişim olmadan her şeyin bugün olduğu gibi devam etmesidir. İkinci ihtimal salgının bir fırsat alanı olarak görülmesi ile bu süreçte başlayan olağanüstü halin kalıcı uygulama ve düzenlemeler haline getirilmesiyle birlikte otoriterleşme ve kutuplaşma eğilimlerinin güçlendirilmesidir. Son ihtimal ise salgından çıkardığımız dersler sonucunda sorunlarımıza demokratik çözümler bularak eşitlikçi ve özgürlükçü bir dünyanın kurulması için adımlar atılması ve yaşadığımız hayatta köklü değişiklikler yaşanmasıdır. Bu makale köklü değişim ihtiyacını esas alarak post-corona dünyasında bizi bekleyen tehlikeler ve fırsatlar üzerinde durarak, etik, politika ve iletişim ekseninde, daha özgür, demokratik ve adil bir dünya için yapılması ve yapılmaması gerekenler konusunda düşünceler geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Yirmi birinci yüzyılla birlikte, Çin yeni bir atağa kalktı. 2000 yılından itibaren her yıl bir önceki yıldan daha hızlı büyüdü. 2007 yılı geldiğinde, büyüme hızı yüzde 14,2'ye kadar yükselmişti. Sonraki yıllarda bir ölçüde yavaşlasa da, son 16 yıldaki ortalama büyüme hızı yüzde 10 düzeyinde oldu. Yüzyılın başında dünyanın yedinci büyük ekonomisiyken, önündeki ülkeleri hızla sollayıp 2009 yılından itibaren ikinci sıraya yerleşti. Süper güç ABD ile olan makası da inanılmaz ölçülerde kapattı. *** Böylesi bir ekonomik performans, aynı zamanda ciddi bir enerji tüketimini de gerektiriyordu. Son 16 yılda enerji tüketimi 3 kat, elektrik tüketimi 4 kat arttı. Yurtiçi kaynakları bu düzeyde bir tüketim artışını karşılamak için yeterli değildi. Yüksek miktarlarda enerji ithalatına yöneldi. Petrol ve kömürde, yeni yüzyılın ilk 16 yılında ortaya çıkan küresel ithalat artışının yaklaşık yüzde 40'ı Çin'in bu talebinden kaynaklanıyordu. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinin pek çoğunda enerji talebi gerilerken Çin'de hızla artan talep, küresel enerji piyasaları ve fiyatlar üzerinde etkili olan unsurların en başında geldi. Enerji zengini ülkeler Çin'deki yüksek büyümeden doğrudan yarar sağlarken, Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler olumsuz yönde etkilendi. *** Çin'in küresel enerji piyasalarını etkileme gücü, önümüzdeki yıllarda da azalmadan devam edecek. Dolayısıyla, bu ülkenin enerji alanındaki yönelimlerini dikkate almayan bir politika ya da planlamanın, yakın geçmişte olduğu gibi bundan sonra da pek fazla başarı şansı olmayacaktır. Öyleyse, Çin'in enerji politikalarına biraz daha yakından bakmakta yarar var. *** 2008 yılı küresel ekonomik krizine kadar rekorlar kıran Çin ekonomisi, krizle birlikte soğumaya başladı. Büyüme hızı yüzde 8'in de altına düşünce, Komünist Parti Genel Sekreteri Xi Jinping ekonominin bu yeni durumunu " yeni normal " kavramı altında tanımladı. İşte, Çin'in önümüzdeki dönemde takip edeceği enerji politikalarının ipuçlarını, kalkınma modelini söz konusu kavram çerçevesinde yeniden tanımlayan ve Ulusal Halk Kongresi'nde geçtiğimiz Mart ayında onaylanarak yürürlüğe giren On Üçüncü Beş Yıllık Plan'da bulabilmek mümkün. Buna göre; Çin'in " yeni normal " inde, artık yüksek büyüme hızları söz konusu değil. Artan borçlar nedeniyle ekonomide sürdürülebilirlik kaygısı yaşamaya başlayan Çin yönetiminin planlamaları, bundan sonraki dönemde daha ılımlı ve daha kararlı bir büyümeye işaret etmekte. On Üçüncü Beş Yıllık Planda, büyümenin vitesi, yüksek hızdan orta-yüksek hıza düşürülmekte ve önümüzdeki dönem için hız tabanı yüzde 6,5 seviyesine kadar indirilmekte.
TYB AKADEMİ, 2017
Karluk: Çincenin yaşadığı her yerde kültürü de yaşar. Kültürü taşıyan dildir.
Türk Kütüphaneciliği, 2017
This study is the translation of the section "What, so what, now what" in the book titled "Evidence-based Librarianship: case studies and active learning exercises”. The translation of the section titled "Evidence-based librarianship Down Under: improving a nation's resource-sharing" in the same book was previously made again for the Journal of Turkish Librarianship. The authors of this section, Carla Brooks et al., previously worked for some administrative and technical departments of the Mardigian Library at the University of Michigan-Dearborn in the USA. With a teamwork and consultancy support launched in 2003, it was aimed to investigate the service quality of the Mardigian Library. The data obtained from students and faculty members related to the library have led to suggestions regarding the current state of the library (what), assessment of the consequences and problems (so what) and what needs to be done (now what). At the end of the research, th...
2017
S tu d en t In tu rn Manolya PAKER C over an d P age Design Can ÖZÇİÇEK P rin tin g an d B inding Gazi Üniversitesi M atbaa İşletmesi ve Ahşap İmalathanesi Müdürlüğü
Fikirturu , 2019
Çin 70 yıllık hedeflerinin çoğunu gerçekleştirdi, artık bir ekonomi devi. Şimdi sırada kaybettiği uluslararası statüsünü yeniden kazanmak var. Yeni dönemde, yeni Çin rüyasını gerçekleştirebilecek mi?
Pamukkale üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2021
Çin'in yükselişi veya düşüşü Doğu Asya bölgesel düzeninin hemen her zaman belirleyici faktörü olmuştur. 21. yüzyılda Çin'in yeniden büyük bir güç olarak tarih sahnesine çıkması, bölgesel ve küresel düzenin nasıl şekilleneceğine yönelik tartışmaları hızlandırmaktadır. Çin'in ekonomik ve askeri gücü, birçok aktörle Çin lehine olan asimetrik bir bağımlılık ilişkisine yol açmaktadır. Çin ile diğer ülkeler arasındaki ekonomik ve askeri eşitsizliğin haraççı sistemde olduğu gibi hiyerarşik bir düzene yol açıp açmayacağı merak konusudur. Bu çalışmada, yükselmekte olan Çin'in nasıl bir düzen arayışında olacağı, tarihsel deneyimlerden yola çıkarak analiz edilmiştir. Çalışma, ekonomik ve askeri olarak güçlü bir Çin'in dış işlerini nasıl bir çerçevede yürüteceği sorusuna yanıt vermeyi amaçlamaktadır. Çin ve diğer ülkeler arasındaki ekonomik ve askeri asimetrinin haraççı sistemde olduğu gibi, Çin'in bazı ülkelerle olan ilişkilerinin eşitsiz bir temelde yürütülmesine olanak sağlayacağı savunulmaktadır.
Asya Studies, 2021
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan Fatih Oktay imzalı ‘’Çin: Yeni Büyük Güç ve Değişen Dünya Dengeleri’’isimli bu eser Çin’in ekonomik, politik, teknolojik, askeri ve kültürel alanlarda yaşadığı dönüşümü ve yenidünya düzeni içerisindeki artan önemini ortaya koymaktadır. Kitap içerisinde Çin Halk Cumhuriyeti’nin yönetim biçimi ve işleyişi ile ilgili temel anlayışı kazandırmak amacıyla oluşturulan bağımsız bölümler ders niteliğinden daha çok bir kurgu çerçevesinde ele alınmıştır. Çin’in yenidünya düzeni içerisindeki artan etkisini anlamak amacıyla gerekli olan ekonomik yapı, politik sistem, toplumsal düzen, kültür ve tarih ile ilgili detaylı bilgilere sıkça yer verilmiştir. Yazar, Çin’in sistem içerisinde artan etkisine rağmen bu alanda yazılmış Türkçe kaynağın yok denecek kadar az olmasını, mevcut İngilizce ders kitaplarının güncel olmamasını ve birçok popüler kitabın başlığa ve kendi amacına hizmet ettiği yönünde eleştirelde bulunmaktadır. Yazar, Çin’in artan ulusal tasarruflarının, orta gelir kapanı sorununa yönelik yürüttüğü politikaların, artan yaşlı nüfus karşısında aldığı önlemlerin ve ekonomik yapılanma paketlerinin gelişmekte olan ülkelerin gelişim süreçlerine önemli yönde katkı sağlayacağını dile getirmektedir. Değişen dünya dengeleri içerisinde, Çin’in küresel yapı içerisinde yeri, küresel yönetişim üzerindeki rolü ve mevcut sistem içerisinde yarattığı tehdit algısı gibi soruların cevabını bu kitap içerisinde bulmak mümkündür. Bu kitap içerisinde toplam on beş bölüm bulunmaktadır. Bu eser içerisinde başlıkların içeriğini oluşturan alt başlıklar yer almaktadır.