Ali Onur Kara
Rusya'da Pan-Türkizm
ve Müslümanlık
Serge A. Zenkovsky
Çeviren
Prof. Dr. izzet Kantemir
r
Rusya Araştırma Merkezi Tetkikleri 36 :
Bu kitap Sovyetler Birliği'nde bugün sayıları yir
mi milyonu aşan ve ikinci en büyük dil birliğini teşkil
eden RusY.a'daki büyük Türk gruplarının ilk etraf..
lı politik ve kültürel tarihidir. Profesör Zenkovsky
11:üslümanlığın düşünce ve sosyal davranışını layık
s.iyasi fikirlerin atmaya başladığı yirminci yüzyılın
geçici devresini belirterek onlann tarihlerini baş
langıcından 1920 ye kadar izlemiştir.
Yazar bu Müslüman gruplann arasında kültü
rel birliğin dağılmasına yol açan milliyetçi fikirle
rin _başlangıcı _hakkında da incelemelerde bulun
muştur . Çeşitli Türk gruplarının her birinin gelişme
sini bunların arasında Tatar siyasi ve kültürel etki
lerin doğuşunu ve neticede Kazak, Uzbek, Azerbay
can ve Başkır milliyetçiliğinin gelişmesini tarif et
mektedir. 1905 ve 1917 Rus ihtilallerinin ve bwıi.ı iz
leyerek iç savaşın bu halkların milli yönleri ürerin
deki etkileri, dini, kültürel ve siyasi geliş.meler ışığı
altında incelenmiştir.
41
Bu araştırmada 1906 ve 1917 Müslüman
kon
·
gresinin tutanakları, Rusya'daki Türk basını, · mec
muaları ve belirli bazı Türk mülteci mecmuaları gi
bir çok öncelere ait şimdiye kadar kullanılmamış
malzeme kaynaklarından faydalanılmıştır.
Serge A. Zenkovsky Indiana Üniversitesi, Harward Üniver�ite�i, Kolorado P�vers.ites_i, Hei�el; �
berk Üniıve�ıtesı ve Ste�on Ü�ıver�ıte�ınde � $
vermiştir. Halen Vanderbilt Ünıversıtesı Fakülu/f� O
sindedir. Aynı zamanda Medieval Russia's Epiv.,.:,
Chronicles and Tales (1963; Almanca baskısı 1�
,&
ve The Old Believers of Russia (1967) nın y��
N��
&�
§
�
llJ
0,
11
·------ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
1
K�y Kafkasya'dan Türkiye'mbe göçeden Ku
muk Türklerinden bi,r ailenin ferdi olaraık büyük
ko�umuz Rusya'da geçmiş olan olaıylara karşı aşı·
n denebilecek bir ilgi duyacağıımz çok tabiidir. Bu
sebeple SAYIN SERGE A. ZENKOVSKY'nin çok sa
bırlı bir araştırmaya dayanan bu eserini Türk�
çevirmeyi kendim için �ınılma.z bir öd�v sayarak
yayın evi <<IIARVARD UNIVERSITY PRESS»
«Cambridge, Mlassa.clıusettes) 'den gerekli mü
s� almak suretiyle bu çevhi yapılmıştır. Bu ld
tuflanndan dolayı bu müesseseye burada da teşek·
kürlerimi teıkrarlanm.
Eserin bütün Türk aydınlan i�in faydalı olooa
ğını ve bilhassa bugün Sovyetler BirliğPnde yaşayan
Türk soylu topluluğun 1922 yılma kadar olan dunım
larım açıkça belirrtmesi balkıımndan ilgi çekeceğini
uımmak isterim.
Temuz 1971
İzzet
KA.NTEM1R
I
.
il '
.,.
1
ÇA)cııkluğumdaıki en yakın arka·
daşlanm oJan iki Tatar çocoğo
. Haji ve Gula.m'ı tavan anismda
- ki evine alan ANNEMİN
\
· IIATIBASINA
b."IIAF
S.A.Z.
"\
...
.,
1
. '
•
'·
\
,,.
'
..
(
. f.
�laııgıç
:çAŞLANGIÇ
Rusya'da hür düşünmenin ve onun arkasından
Çar rejiminin düşmesi devresi olan 1905 ile 1920 ara
sındaki yıllarda Rusya'daki bir çok halk kitleleri da
ha önooki tarihlerinde hiç bir za.ma.n seslerin! duya,.
madıklan milli nefeslerini işitme fırsatını �ıkça bul
muşlardı. Bu halk kitleleri arasında Türk ırkından
olan ve hemen hemen �k büyük bir çoğunluğu müs
lüman olan milli gruplar batılılaşma hareketine en
az yöneltilmişler ve kültür ile sosyal hayatlan bakı
mından Rusya'daki Avnıpai kitleyi teşkil eden Mil
letler gnıblarıııdan önemli olarak aynlık göstermişlerdir. Slavlardan sonra Rusya'nm en büyük ınilll
grubu:au t.eşkil eden Türk ırkından bu gnıplar İslam
dünyasının önemli bir kısmını tt.şkil etmektedirler..
Bunların ekonomik ve kültürel çalışmalan yanında
sayı olarak gösterdikleri kuvvet Rusların Doğuya
karşı tutumlarını etkilemiş ve Onlann Rusya'nm Do
ğu smırlanndaki coğrafi dmıımlan Rusya'nm As
ya'da.ki politikası için �ık bir pencere vazifesini gör. müş idi Hali hazınhı bu halk gnıplannm tarihine
karşı olan ilgi İslam dünyasının �unluğunda ken
disini bulan kayna§ına yüzünden kamçılannuştır.
Endoııezya'dan Fas'a kadar bütün İslam dünyası
devamlı bir değişme içinde idi ve belki onlardan bu
olaylarda. ilk teıcrübeyi yapmış ve modem Hıti]i,lin et
kilerini görmüş olan bir bölümünün iyice bilinmest
· hepsin.in anlaşılması Çil bazı ip uçlan verelJilmesL
ne yardım edebilecektir.
--- - ---- --
-=----�-
x
Başlangıç
Bu araştırmanın başlangıçtaki ismi «Rusya'daki 1905 · 2920 Pan·Türkizmi» idi. Bu başlık Rusya'·
daki Türk ırkından halk arasındaki hareketlerin ta
biatını müellifin ilk düşüncesine göre yansıtmakt.a,
idi. Türk ırkından halktaki, nasyonalizm veya «Pan
Türkizm» onlann tarihlerindeki unutulmayacak yılIar olarak Rusya'dalri Türklerin düşüncelerini ve
politik gayretlerini dest.ekleyen en başta gelen kuv
vet olarak görünüyordu.
Kitap üzerindeki çalışmalar ilerleyince bununla
beraber Rusya'daki Türk soylu halkın kendi benlik
lerinin idamesi i�in gösterilen �baJann bir çok mi
salleriyle milli bir idealden ziyade onların dine ve İs
lam Kültüriiııe olan müşt.erek bağlwıtılanndan ol
duğunu gösteren deliller vermişti. Hatta 1917 - 1920
ihtilal devresinde bile müslümanlık -tam bir dini
kuvvet değil de, fakat kültürel ve sosyal sisteqı ola
rak az veya 90k tayine devam ediyordu. Bu sebepten
Nasyonalizm veya Pan Türkizmdoo d�a fazla ola
rak az veya �k tayine devam ediyordu. Bu sebebteıı
tama.mlaın�sı bakımından araştırmanın orijinal is
mi Rusya'daki Türklerin bu hususi devrede içlerin·
deki güçlerin hakiki tabiatını tam olarak yansıtma
yacağını göstermiş ve «Müslümanlık» kelimesi baş
hğa kaıtılnnştır. Bununla beraber bu kitap n� İslam
diıııi için bir Doğma ve ne de felsefesini gösteren bir
gaye taşımamaktadır. Ancak bu dinin Rusya'dald
Türk halklarının birleşmesini kolaylaştırmasmdald
politik ve sosyal sonu�Iar bu tetkikte öne alınmıştır.
Bundan sonra başlıktaki 1905 - 1920 tarihleri çıka
nlmıştır. Zira Rusya'daki müslürna,nlığm gelişme-
d
Başlangıç
XI
sini aydınlatmak için daha evvelin devrelere ait
önemli konular da buna eklenmiştir. Araştırma
1920 - 1921 ile sona ermiştir. Çünkü bu yıllarda Rus
ya'daki müslümanlann tarihinde yeni bir devre olan
«Sovyet» başlamıştırki müellif bunu başka bir eser
de göstermeyi ummaktadır.
Rusya haklnnda bir tetkikin yayınında bazı
teknik engellerin olduğu izaha muhtaçtır. :Eski usul
takvimden yeni miladi tal,vinıe değişme Sovyet hü
kümeti tarafından 1/2/1918 tarihinde yapılımştır.
Bununla beraber gerek Sovyet ve gerekse batılı ba
zı yazarlar yeni tarza Sovyet ihtilali günü ile başla.
ınışlaırdı ve başkalarmca ise 1/1/1918 ola.rakdı.
Sovyetler tarafından işgal edilmeyen yerlerdeki Rus
ların 1917-1921 kayıtla.n hala eski usul tarih olaraık
yazılmıştır. Bu aykırılıklar hiç kaçınılmayan bazı lmı
rışıklıklara sebep olmuş ve ba7;an tarihlerde kaçı
nılması güç yanlışlıklara yol açnnştır. Buna göre ko
laylığı bakımındwı 31/12/1917 den itibaren eski usu
lü ve yeni usulü de 14/1/1918 de başlayarak knllao
dım ve bu suretle bu ayın ilk 13 günü takvim değiş
mesi olarak çizilmiştir.
Halen de statistikler büyük güçlük arı.ederler.
Bu devrenin halk nüfusu için Rus işlerini araştıran
lar 1897 ve 1926 saynmnın sayılarını kullanımş)ar
dır. Bir dünya savaşının göçleri ve kayıpları, �
ve iç savaş bunwıla beraber 1905 - 1920 yıllan için
halk statistiklerine ve vüs'ati.ne tesir etmiştir. Rus
İmparatorluğu ve Sovyet ajanlarının yaptıkları muh
t.elif t.esbitler anlaşılabileceği gibi yalnız birer işa
ret olup bunların genel olarak kullanılması sakınca-
1
1
1
1
1
1
1
1
1
.ı
xıt
Başlangıt
lıdır. Bunwıla bera� tasvir etme maksadıyla bun.
lar kuJla.nılınalıdır.
· Rus materyeline dayanan her hangi bir araş.
tırmaya a.it yayımdaki en çok karışık meselelerden
biri bir dili başlia bir dilin harfleriyle yazmaktır.
Bibliyografi ve notlarda Kongre Kütübane -(Lib
rary of C,ongress) - sinin yukarda bildirilen Trans
literasyon sistemini kullandım ve aynı harfleri biri
birinden aytran işaretleri bir kenara bıraktım. Buna
gö,re :meth.,deki şahıs isimle1ini esas kaynak mat.er.
yelde her zaman kolayca ayırt edilemeyen Oğlu, Za
da veya Beyli'nin dahil olınıası icabeden Türk� \ ve
Farsçaya tercihan onlann R�a şekillerini kullan
dım. Nihayet ekseri resmi Türk kaynaklarında ve
misal olarak 1906 - 1917 deki İslam Kongresi tuta,.
naklarında Türkleı·in kendileri de onların isimlerini
Rus standart şekillerine göre kullanmışlardır.
Başka bir lisanın harfleriyle diğer bir lisanı yaz.
inada en başit İngilwoo inıla kullanılmıştır ve coğra
fi ve bazı şahıs isimlerinin imlasını Webst.er lügatına
uymak üzere standardize ettim. Bahusus akılda tu
tulmalıclırki başka bir lisanın harfleriyle diğer bir
lisanı yazmadaki güçlükler belki isimlerin evvela
Farsca hecelemek suretiyle tadil edilmesi ve sonra
bwıu Türk� telaffuz etmeden dolayı bu zorluk art
ınaktadırki bu telaffuz şekli de Rusya'nın muht.elif
. kısımlarında değişik olaraktır. Mesela ·J ye tevafuk
eden harf Tatarlar arasında İngilizce, Kazaklar arsı
sında Frnasızca olarak ve Uzbeklerde ise Almanla,r
gibi telaffuz edilmektedir. Buna göre «Jeınal» Ta
tarlar veya Başkırlar için «Oemal» Kazaklar için
«Zemal» ve Uzbekler �in «Yemal» dir.
Ba,langıç
I
xm
Şunu da, ilave etmelidirki bu araştırma 1957 ya
zında tamamlanmış ve baskıya arzedilmiştir. Bu
sebeple bu konu ile ilgili olarak o zamaıııdanberi ya-
yınlanıan kitaplar, makaleler ve v�ikalardan müel
lif faydalamnıştır. Bununla berabm- "9kurlann bilgi
leri için bunların arasından bazıları bu cildin sonun
daki bibliografiye konmuştur.
Bu kit.ahın tamamJa.nması müteaddit organizas
yonların ve şahısların dest.eği ve yardınn ile olmuş
turki onlara karşı müellif t.eşekkürlerini izha.r et
mekle kıvanç duymaktadır. İlk olarak lndiana Universit.esi Mezuniyet Okulu, Newyok CPSU nun araş
tırma programı ve Sovyetler Birliği'ni tetkik ens
titüsünün bu araştırma için yapmış olduğu başlan
gıçtaki maddi yardınunı �raru.a hatırlanın. Bu ese
rin en son şekli Harward Üniversitesi'nde Rusya·
Araştırma Merkezi'nde Araştırma bursiyeri iken ha
zırlanmıştı. Bu organizasyon ve Slav Tetkikleri me
zmılarının gelişmesi komitesi nihai hazırlamaya ve
yayınına yardım etmiştir. İkinci olarak benim çev
rllerimin hepsini veya bir kısmını okuyan zevata
karşı bunılarm uyarmalarına takdirlerimle teşekkür
ederim. Bunlar Prof�or Michael Karpovich, Ric
hard Pipes, Richard Frye, Harward Ü niversitesi'n
den ve Washington Üniversitesi'nden Professor Nic
holas Poppe'dir. Ba.zı Tatar metinlerinin tercümesi
Kolombiya Oniversitesi'ndeo Bay Hamid Raşid'in
yardınn ile ileri derecede kolaylaşmıştır. Anlaşı!·
maktadırki bu yayındaki her hangi bir yanlış için
yanhz ben sonımlu olmaktayım.
Ya.zılanmızdald olayların tetkiki ve tahlili için
en başlıca önemli olan Rusya'daki Türklerin milli
;
XIV
Başlangıç
ki iştirakcileri
bareket!erinin muhtelif devrelerinde
la.r ve konuş..
ve görgü şahitleri ile yapılan tartışma
malar teşkH vtmi5tirld bunlara 1930 ve 1940 da. Av
de rastlamak
nıpa'da veya Birl�ilc Amerika'da 1950
şansına sahip oldum. Aralarından bir çokları maale
sef çoktan ölmü� olan isimlerbıi yazdığım şahıslara
karşı biUıassa pel, �k teşekkürlerimi izhar etmeye
mecburum. Bwılar da: Benimle bir sıra kitaplannın
ve materyellerinin tetkikini yapımş olan Rusya'da
1917 dıe yapıla.'!J. İslam Kongresi ve İslam Merkezi
bürosu Başkanı Ahmet Salihof, 1917 /8 Türkistan
Oronom İdaresi Ba�kanı Mustafa Çukayef, Tatar
Siyasi Lideri ve Hikayeci Ayaz Ishakof, Başkır Mil
li Hareketi Başkanı Ahmet Zeki Validof (Velidi To
gan) Onun muarizı olan Orenburg Rus Kazakla.nıı
dan Cvtmeral G. Akulinin, 1917 Eylül'ünde Taşkent
antisovyet mukavemeti organizatörü Kolonel F. Geın
zbı ve iç savaşta Traııskafkasyada Rus milli grupla
rını idare eden A. Baikof ve Yu. Semeııof'dur.
Nihayet metnin basılmasında sabırlı yardımda
bulunan eşim Betty Jean'a pek çok takdirlerimi ifa
de etmek istermı. Onun yardımı ve cesareti olmak·
sızın bu eser hiç bir zaman tamamlanrmş olmaya
caktı.
Serg A. Zenkovsky
Haziran 1959
İkinci Baskıyla ilgili Not :
Bu ikinci baskıda bazı yanlışl arı ve baskı hata
larını düzelttim ve kit.aıbm birinci bölümüne 1959 yt·
lın� Sovy� nüfus sayınnnda. Sovyetler Birliğin
_.
dekı Türk nüfusundaki değişiklikleri ilave ettim.
s..c.z.
Mayıs 1967
L_
İÇİNDEKİLER
Sayfa
No.
I Rusya Türkleri
1
II Tatarların Yeniden Doğuşu ............ 18
III Pan-İslamizm ve İsmail bey Gasprinsky ........................... ............ 37
IV Milli Hareket : 1905 de Partiler ve
.............................. 58
Programları
V Kazak Problemi ...... ............... .. ..... 85
VI Uzbek Liberalleri ve Genç Buharalılar ... . ................. . .................... 109
VII Azerbaycan'ın Uyanması ............... 140
VIII Pan-Türkistler ve Tataristler ...,...... 160
IX Bitrinci Dünya Savaşı ve 196 Orta Asya İsyanı ............... ...................... 189
X 1917 Thtilalinde Rusya'daki Müslümanlar ..................................... . . 213
XI İdil - Ural Hayalleri ...................... 253
XII Kızıl Tataristana Yol ..................... 275
XIII Validof'un küçük Başkıryası ............. 300
XIV İç Savaş ve Kazaklar ...................... 321
XV Orta Asya Vahalarında İhtilal ...... 347
XVI Cedidler ve Komünist Partisi .......... 367
XVII Milli Azerbaycan'ın İki Yılı ............ 393
xvnı
Son uç
Notlar
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 414
KISIMI
RUSYA'DAKt TÜRKLER
Ekseri Amerikalı ve Avnıpalı okurların zih
ninde Türk kelimesi ile eskiden haşmetli ve çok
korkulan Osmanlı İmparatorluğunun varisi olan
Türkiye Cumhuriyeti sakinleriyle mutad üzere bir iş
tirak düşünülür. Bazan bu Türklere veya 1920'e ka·
dar Osmanlı Türkleri denenlere ilaveten bir çok di
ğer memleketlerde yaşayan müteaddit halk grup.
lan olUP bunların da Türkiye Cumhuriyeti'ndekile
rin milli dillerinin aynı lisanı veya ona çok yakın şi
ve ile konuşanların olduğu ve bunlara da «Türkler>
veya «Türk soylu» halklar dendiğine önem verilme
miş veya sadece unutulmuştur. İngiliz dili uzman.
lan kadar Amerikan ve İngiliz müracaat kitapları
mutad üzere Türkiye Cumhuriyetin.in milli diline
«Türkçe» ve diğer bu dil ailesi grubu olan bü
tün dillere «Türki» tabiri verilmiştir. Burada «Türk
çe» kelimesi «Almanca» ve «Türki» ( = Türk asıllı)
tabiri «Cermeni> anlamına gelmektedir.
I
Türk asıllı halkın halen toplam sayısı kırkaltı
ila elli milyon kadardır. Bunların yirmi milyonu Tür
kiye'de yaşarlar, diğer yirmi milyonu Sovyetler Bir
liği'nde ve gerisi Sinkiang ( Çinin daha ziyade batı
ili), Afganistan'ın kuzeyi, İran ve Balkan yarımada
sı memleketlerinde yaşarlarki bunlar Osmanlı İmpa
ratorluğuna dahil olduklarından beri büyük Türk
azınlığı grupları olarak kalmışlardır.
ı
Rusya'da Pan·Tiirldmı ve Müsliimaıılık
dil Moğol
uB Türk asıllı halkın konuştuklan
arla dillerin
ve Tungus lisanlarına çok benzer ve onl
lan Türk
Altay familyasını teşkil eder - Altay dağ
ak kabul
lerin ve Moğolların en eski yuvaları olar
Ural ve
olunur. Altay ailesinin dil açısından Fin gruba
ya Uralik grubla bir akrabalığı vardırki bu
Geniş
.
ildir
dah
Finliler, Macarlar ve diğer bazıları
bir Ural - Altay dil ailesinin mevcudiyetine ait po
püler bir teori-veya ondokuzuncu yüzyılın sonunda
ve yirminci yüzyılın başında bazı yazarların söyle
dikleri «Turani» tabiri ekseri modem dil uzmanları
tarafından reddedilmiştir.
1sa'dan sonra beşinci ve altıncı yüzyılda Türk
ler Altay dağlarının batısından ve Moğolistandan
göç etmişler ve bugünkü Kazakistan'ın ve Orta As
ya'nın batısını teşkil eden geniş sabalan zabtetmiş
ler ve Indo-Avrupai, Farsca konuşan göçebeleri ve
çiftçi sayılanları asimile etmişler ve Türkleştirmiş
lerdir. Bilhassa onbirinci yüzyılda başanlı olan mü
teakip göçler ve askeri seferlerle Türk göçebeleri
İran'ın, Kafkasyanın, Anadolunun ve güney Rusya'nın büyük kısmına sahip çıkmışlardı. Aynı yüzyılda
Selçuk Türkleri hükümdarlığı İran, Irak ve Anado
lu'da çok kuvvetli bir imparatorluk kurmuşlar ve
onun takibcisi olan Osmanlı hükümdarlığı 1453 de
Bizansı ortadan kaldırmış ve yüzyıllarca gUney do
ğu Avrupa ile Asya'nın batısında en kudretli bir
devlet olmU§tur.
Göç, coğrafi dağılma, zaptedilen yerlerin halk
lannın ve onların komşularının - bilhassa İran
Arap, Fin ve Moğolların - dillerinin etkisi Türk!�
•
Rusya Tiirklert
3
arasında dil açısından
Ylilmalara yol açmıştır.
1072. 1074 den ev vel or/a asy
alı Ortaçağ alimi M�
mut El K aşgan Türk ırkından
olanlar arasında iki
ayrı kol a
ve bunları da doğu ve batı olarak
bildirmi�
Qti�Buna be
ıız.er gelış·me ik.ı edeb.ıyat dilinin
.
de teşekkül··une yol açmışdırki bunlar
son yüz yılın
orta 1arına kadar olan yalnız yazı dilini teşki
.
l etmış
_
lerdır. Bunlardan batılı olan Osmanlı dili idiki bir
�k 1ran ve Arap gramer kaidelerini ve kelimeleri
m al mıştı ve bu· dili Osmanlı Türkleri ve bir zaman
da Azerb �yc�n'd� ve Kınm Tatarlarınca kullanıl
.
mıştır. Dıgen
dogudaki Çağatayca idiki bu Orta As
ya ve tın Ordunun edebi dili idi. Ondokuzuncu yüz
�d � daha başka dil ayırımlanyla Çağatayca ölü
�ır dil olmuş ve batılı ve doğulu Türklerin çoğunlu
gunca anlaşılmaz olmuş ve bu suretle doğu Avrupa
ve Orta Asya T ürk soyu halk arasında halka mahsus
şive doğmuştur. un
B un ilki Volga sahasındaki Türk
soylu halkm kullandığı Tatar dili ve sonra Kazak ay
dınlarınca ofıdokuzuncu ve yirminci yüz yıllar ara
sında gelişen edebi Kazak dili ve nihayet Oraçağ Ça
ğataycası Orta Asya'da. bile Uzbeklerin, Türkmenle
rin ve Kırgızların edebiyatına yol açmıştır. Eski ta
bir olan «Parçala ve Hükümeb'e uymak üzere en son
olarak okuma yazma bilmemeye karşı savaş zarure
tiyle Sovyet Hü.kümetince lokal şivelere dayanan
yeni Türkçe edebi dillerinin gelişmesi teşvik edil
miş ve yeni Ti.irk alfabesi, gramerleri, esas kaid&
ler ve edebiyat 1920 denberi birden ortaya çıkmış,
tır.
Sovyetler iB rliği'nde ve eski Rusya İmparator
luğundaki gibi Ti.irk soylu halklar bu muazzam top-
:Af
4
M�ustüına nhk
-Türkl ııD ye
Rusy a'da pan
iş arazide
. ey dogv usundaki gen Asya'
.
tın
g
e
v
. u
doğ
rta
rakl ann
epleri, O
stan'ın st
k'
r
e
yaşamaktş. id� . K:� Transkafkasya, daha
nın ova ve daglar ı,
ğlan ve dogu
v e Ural da
ası
ah
s
a
olg
de Orta V
. yatağı Türk halkırı
h
e
n
na
u
y
uze
1
birya'nın yarı k
aJıalardı. Buna ilaveten o:
s
arı
kl
u
nd
ulu
b
aşlıca
nın b
Gorki
ları da. Viatka, Penn,
dukça toplu Türk grup Penza ve Avrupa Rusya ,(eskiden Nijni ��vg� ro1)div
ger doğu illerinde bulu
sının ve batı Sıbırya n.
hrinin ·etrafından Mosnuyorlard ı Hatta K asımof şe
bıl,Şkenti
·.. mıl. ..neyinde ve Litvanya
kova'nın yuz
tif Tat ar grup
Vilno'nun komşusuguolarak halen de ak "'
� ın sonunda
ları vardırki bunların cedlerı. orta rag
göç
Moskova ve Litvanya prensrıgın i kurmak üzere
t . l rdir Ekseri Rus şehirlerinde Tatarlardan. ve
r :oyl� halklardan müteşekkil önemli kolonıler
vard ır ve Tür' klerin Sovyetler Birliğinin hemen her
· �akinl...e tarafında gerek yerli ve gerekse yem. g�lmış
ri olarak bulunduklarını söylemekle bır mubalaga
yapılmış olamaz.
TORK SOYU DİLLERİ VE MİLLi GRUPLARI
v
;:1:
•
zı:�
5
kınımdan önemli fark göstermektedir. Çuvaşların
cetleri olan Bulgarlar - Hunlarla beraber doğu Av·
rup a ovalarında görünmüşlerdi ve bunlar sonraki
Türk soydan müstevlilerin öncüleridirler ve muhte
melen Türk soyundan halkın esas kısmından çok er
ken tecrit edilmiş ve bu yüzden ayrı bir dil gelişimi
göstermişlerdir . Çuvaşlar hiç bir zaman ekseri Türk
soyundan halkın dini olan mlisltimanlığı kabullenme
mişler ve bu olay onların, kültürel gelişmelerindeki
ayrılığı teyit etmiştir. Bunların bazıları Ortodoks,
diğerleri 1917 ihtilaline kadar eski Pagan dinini mu
hafaza etmişlerdir.
KUZEYBATi D1L GRUBU
v•
Türk soyu dilleri mutad üzere dil uzmanlarınca
4 esa.cJ gruba ayrılır ve bu da onların coğrafi daı
ğılışlarına uymak üzeredir. Bunlar kuzeybatı, güney
batı, güneydoğu ve kuze,ydoğudur. Bu dört . esas
grubtan başka Kazan şehrinin batısın
da yuka
rı Volga'nın güney sahillerinde toplu bir
halde ya·
şayan Türk s oyundan Çuvaş dili
vardır. 1937 de
1:397.000 Çuvaş var�ı. Onların
dili diğer Türk soyu
dillerden farklıdır, zıra morfo
lojik, fonetik ve bün·
· ye hususiyetleri olduğu kada
r kelime zenginliği ba
-
Rusya Türkleri
•
Az bir istisna ile kuzeybatı grubun bütün Türk
soyundan halkları Sovyetler Birliği'nin sınırlan için
de yerleşmiştir. Orta Volgaııın Kazan mıntıkasından
Altaylar ve orta Asyadaki Sovyet Çinine ltadar az
arahklı bir kemer teşkil etmek üzere yayılmıştır. Bu
halkların daha ziyade batısındakiler Volga ve Ural
ların Tatarlandır ve doğu Rusya'ya doğru bazı dağı
mk yerleşmeler gösterirler. 1926' da bunların sayısı
2.913.000 ve 1959 da 4.968.000 idiler. Bunların üçte
biri (1959 da 1.393.000) Volga nehrindeki otonom
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinde yaşarlar ve bura
da mahalli halkın % 49 u kadarını teşkil ederler. Baş
kenti Kazan şehri olan Tatar Cumhuriyeti vardır ve
her tarafından Rus ve diğer Türk soyundan olmayan
halkla çevrilmiştir. Başkıryada 800.000 e yakın Ta
tar ve aynı zamanda 1.000.000 dan az olarak Av
rupa Rus yasının doğu kısmına ko�� ?l� ��al�
v
da da yaşarlardı. Gerisi Sovyetler Bırligının diger bu-
•
-.
. . · ..
RUSYA.DA TÜRK SOYUNDAN
HALKLAR
TATARLAR, 8AŞKIRLAR
, KAZAKLAR,
KIRGIZLAR, UZ8EKLER,
TÜRKMENLER
1AKUTLAR, ALTAYLAR,
TUVAŞLAII:
O
400
600
ıoo
\l
,. , ·
.-
.,,._,..,...,
200
\
o
<'
o
o
o
o
o
o
i
\
TURı< SOYU HALKLAR ARASINDA IINIRLAR
l
R A
N
DAHA ZİYADE TÜIIK SOYU
tıALKLARIN 80!.GELERI
f o sı1 UNYA TATARLARI
TÜRK vE SLAV HALKININ
ÇOK oııı,rı4ı IÖLG[LfR
2o KASIIIO 'IITARLAIII
SEYREK vt: DA61NIK
HALK OLAN ÇÖL VEYA
TUNDRA BÖLGELERi
3o KiRiM T4TAIIV.RI
7 • KUMUKLAII
4o KAl!AÇAYLAR
80 AztlllAYCANLAII
5o
9.KAIIAl<A11141C\.AII
SOVYETLER IIRLIGI
SINIRLARI
9ALUIILAR
60 NOOAYLAI
8
&U,11& ve MüsJHmanlık
.. ._._
Rusya'da Pan·TUf
.
yayılmışlardı. örneğin
tün sahalarına genış surette
va r dı
9 d 840.000 kadar Tatar
Orta
arın güneyin !e Baş·
.
T�:!:::�::ğu:unda Urall
nkmden y ruz az
lan
tar
Ta
r
nla
bu
ve
dır
kırıar var
lann
rlar. ş·ınıeli Başkır
• .
bir fark gösteren dil konuşu
vye� C':� u:�: ;8;;"�
Tatarlar gibi kendi otonom So
:
2
ar egı :
dır Bunlar sayıca Tatarlar kad
19:6 da. Başkırlabü�ün halkın% 23 ünü bulmuştur.
.
.000 ıdı. 1959 da sa·
rın hepsı. Sovyetler Birliğinde 713
! . . n·· a. savaşm·
yıları 989.000 e yükselmiştir. kınc.ı uny
ol yata kla.dan sonra bunların yerlerinde zengın petr
. ' ..
n bulunmuştur. Bu suretle Başkırya şınıdı one ı 81·
nai saha olarak büyümüştürki komşu sahalarla be
raber Sovyetler Birliğinin petrolünün yarısından faz.
lasını temin etmektedir.
Son yüzyılın ikinci yansında şimdi sayılan
3.622.000 olan Kazaklar hala da bugünkü Kazakis·
tanın hemen bütün yeşil ovalarını işgal etmişlerdir.
Bunların hepsi göçebe olup bunlar eski kabile ve
zümreye ait sosyal. bünyesinin aile bağlannı yaş·
lıların otoritelerine dayanarak korumuşlardır. Son
50 veya 60 yılda memleketlerine Rusların, Ukrayna·
lıların ve Avrupa Rusya'sından diğer göçmenlerin
yerleşmesi çok hızlı gelişme göstermiş ve 1959 da Ka
C
zak Sovyet umhuriyetinde 9.300.000 olan bütün
halkın % 30 dan az bir kısmı Kazaklar idi. Son yan
yüzyılda Kazakistandaki sanayileşme ve tarımın ge
lişmesi Kazakların bütün ekonomik hayatını tama
men değiştirmiştir.
mı·
Kuzeybatı Türk soyu dil grubuna onl
arın da
dahil oldu.klan Kırgızlarda da ben.7.e ri
geli§me ol-
'
Rusya Türkleri
muştur. Kırgızlar Tien Şan dağ
l
e
yamaçlarını ve mücavir vadile arının n.
rini işgal et�� .er1�·
2
19 6 da Rusya.da 768.000 Kıl'O'l ...
4b- vardı ve C
.
yetierınde t··
um h al.kın % 60 mı temsil etm umhurı4
ekte idiler. Avrupa Rusyasından çok fazla göç old
uğundan
.
1959 da kendi Cumhuriyetle:rinde halkın% 41 ·
ı · teş
kil ederek tilin sayılan 968.000 olm11otur.
�en mş an ın
.
ı en. Avrupa Rusyasmdan büyük
�gın v ad.l
sayıda
goçmenl en. buraya Qekmiş ve 1959 da orada
640.000
den fazla Rus olmuştur.
Bu listeye kuzeybatı grubuna ait olarak üç
küçü k Türk grubu da katılmıştır. Bunlar : Amu neh
ri ağzında kuzey Uzbekistanda Karakalpaklar
(173.000), Balkarlar ve Karaçaylardır (42.000 ve
81.000) ki bu iki grup ikinci dünya savaşı sonuna
kadar kuzey Kafkasyada ya.şamışdır. Son bildirilen
iki millet grubu 1942.1943 de Almanlarla işbirliği
yapmaları sebep gösterilerek Kaza.kistan'a ve orta
Asya'ya sürülmüşlerdir. Sovyet ajanlarının 1957 baş
langıcında her iki halk grubuntlll vatanlarına dön
dükleri her ne kadar bildirilmişse de bu satırların
yazıldığı zamana kadar bunların geri geldiklerine
ait kesin bilgi elde edilememiştir.
?-11
•
GONEYDOOU GRUBU
Sovyetler Birliğinde güneydoğu grubunu şim
di sayılan 6.015.000 in bir az üstünde olan (19'26
da 3.904.000) Uzbekler temsil ederler. Uzbekl� Or
ta Asya'nın Mezopotamyasını işgal etme�ler:
·
Bu arazı Amu Derya ile Syr Derya nehırlen
araaındalci v-ahalar ve zengin Fergana vadisid:ir
.....•Ttr lıJıııl ve Müslümaıılık
RusYa'da Pa
..
dilini
ran
n
a
ol
ri
nle
a• nın 1l sa ki
Burada Orta Asy ç k � nuştırlar. Tajikler ha·
e
k onuşan Tajiklerl. neyo dog�un.,ko·ş·elerin de ve bazı Or
u
.
len de dag• 11kl1 g ya şaınaktadırlar.
.
ta Asya şelıirlerınde
.s.
nüfusu Uzbekler olarak
1959 �� Uz�� ::u:dan olanlar (% 11.5 ), Ta·
%
6
yu bl.
) ır. Ta.jikistanda
( 2), dıg er Tür
.ileler (% 4) , Ruslar ( ,o 13 5 d
J
. m 23 Uzbek ve % 11 Rus vardı.
1'959 da. % 53 TaJı. k• -ıo
ve A1man
savaş yıllarında
·
.ırlı. halkın bır
1939 dan sonra bilhassaya' d
ş�h
Rus
vrupa
�
3:11
A
saldınsında
ldiklennden Or� A�kısmı Orta Asya.ya tahliye edi
Slav soyundakilerın
ya ya goç.. eden Rusların ve diğer ·
..
1ı· dereonem
nisbeti Orta Asya Cumhuriyetlerın de
cede artmış ve şimdi 7.410.000 Rus ve 12.110.000
yerli Türk soyu sakini bulunmakta dır.
ıo
ı
GONEYBATI GRUBU
S vyetler Birliği'nde güneybatı grubunu doğu
o
Transkafkasyada
Aı.erbaycan (2.940.000) ve Orta
Türkmenler
Asya'nın güneybatı köşesindeki
(1.002.000) temsil etmektedirlerki bunların her iki·
si Hu.er denizinin karşılıklı sahillerindedirler. lra·
mn Kuzey illerindeki A7.erbaycanlılar, Türkmenler
buranın eski fatihleri olan Türk soyunun bakiyele·
ri�l.er ve devamlı olarak yapılan iranlaştırmaya
ragme� sayıları halen de çoktur. Güney batı grubun
a
Afga.nıstanın kuzeyinde bulunan bazı Tür
' - kab'ı
A.!.U,:,n
ıeıen· dahil' olup bunların yanında Türkiy,._
Türk! .
e
veya Osmanlı Türkleri vardırki
bunlar 20 mı·ıyon -·
dm-dır.Bunlar bu 6•
.-..ı.
u.uun yalnız
ni teşkil etmekle kalmaz faka en çok Türk milleti·
'
t b"ut"
un bu muhtelif
,':1
RIJSYB Türkleri
11
Türk halkları içinde en iyi ve hiç sorgusuz politik ba·
kııııdan çok önemli ve tarihleri en iyi bilinen grubu
teşkil etmektedirler.
KUZEYDOôU GRUBU
Nihayet Türklerin en son ve küçücük bir dil
grubları olan ku7.eydoğu grubuna doğu Sibirya'n.ın
Yakutları (237.000) dahildir ki bunlar Çuvaş gibi
mtislümanlığın etkisine girmemişler ve yüzyıllarca
evvel diğer Türk soylarıyla coğrafi temaslarını kes
mişlerdir. Onların Kuzey Tundra ve Ormanlarında
tecrit edilmelerinin dillerinde, ruhi ve sosyal durum
larında önemli değişiklik yapması bu kuzey memle
ketleri halkını kendine mahsus bir halk kitlesi yap
mıştır..
Çin Sibirya.sın.ın sınırındaki Altay ve Tuva s&·
halarmda esas Türk soyunun bazı kalıntıları ola
rak Tuvaslar (veya Uriankhais) 100.000 kadar ve
Altaianlar. (veya Oriatlar) olarak 50.000 buluna
bilmektedir,
M1JJJ ŞUUR VE MOSL'OMANLIK
Rusya'daki Türk soyundan halk arasında mill1
uya.n.ış yalnız ondokuzuncu yüzyılın ortalarında ve
son kısmında başlamıştır. Bu geç gelişmenin sebebi
Asya ve Doğu Avrupa müslüman halkının kendileri
ni her hangi bir milli ve ırki gruptan ziyade dinleri
ve islaın kültürü ile tanıtmalarına geniş surette bağlı
idi. 1917 ihtilalinden evvel orta Asya vahalarının
kini bir Müslüman ve Farsca konuşan Tajik müslü.
man Türk olarak aynı sosyal ve kültürel c�maatlerin
sa·
"
Müslümanlık
o·TürkWJl ve
P
a
a
a'd
sy
Ru
.
an (akat hns·
oyu dili konuş
s
k
ür
T
ı
ve
de
anc
al
üyesi olduğu h Yakut vey a Çuvaş bir yab
go"rtilr
t
a
uyan olan T �.' .. .. Un bir temsilcisi olarak
u
l
belki düşman kü t :kiye gib i ınüslüınan memle
müştür. tran ve:_ gı'b1' bu tarz bir tanıtına Rus
u
ketlerinde oldug da u zun su"re muhafaza edi.1.ıniş• unda. .
'alarının haklarını
. ' ·
imparator1.ug
.
. . Rus hu. kümetının ke ndısı tab
emnıyete
re
gö
tır
e
rin
eple
rın mezh
ve ı·mtiyazını on. 1a du. 8..uyu"k Rusyanın kuvvetil
yor
kada.ı:
alıyor veya sınırlı
dler i mesela 1905 e
teki
.
mu
.
ı
k
es
1
kse
gelene
y�ud!veya
an
m
üslü
m
ir
b
haklarında her hangi
idiler ve her hangı bir
nmış
a
kısıtl
ah
a
d
en
rd
, 1e·
ı asında
a prot estanlıga ilıfd
kimsenin ortodoks vey
gi me kap ısı , derhal..a�ı
ona her hangi bir k�e�� �
rınde Ru sya nın butun
lırdı. çar hükümetinın gozle
soylu Tatarlar ve
müslümanlan o}an - ister Türk
veya Ç,eremisler,
Kazaklar, Fince konuşan Votiaklar
kas
a
Farsca konuşan Ossetler ve Tajikler vey Kaf
yalı Kabardinler veya Çerkezler - bu gruba basit
surette «Muhammedan» denirdi. Ancak ondokuzun
cu yüzyılın sonunda Rus hükumeti müslümanlar ara
sında muhtelif etnik gruplar ayırmlŞ, fakat şive
ler ve arap alfabesi hakkındaki bilginin yetersizliği
çok defa karışıklığa yol açmış ve her müslümana
hangi milli gruba ait olduğuna bakmayarak «Tatar>
tabiri verilmiştir. Buna uymak üzere de Tatar dili
Rusya :nüslümanlan ve resmi yazışmalar için «Lin·
gua franca:. (müşterek lisan) olmasına sebep olmuş.
�- Tanıtmaya olan böyle bir yakınlaşma aslında
1:irk so�� halkların milli şuurlan yerine daha
zıyade dinleruıe bağlılığına yardım etmiştir
Hatta
çok defa her hangi bir Türk soyund dil
an
k.onuşma·
A
v
'
'.
•
Rusya Türkleri
13
yan mfuJlümanlaşmış Kafkasyalılar Tatarlar veya
A,zerbaycanlılarla Ruslardan daha çok istekle karış
mışlar ve mühtedilerle Rus idarecisinin her ikisinin
gözlerinde, İslama dönme mutad üzere Tatarlaşma
hareketi idi. 11ıtilalden beri bu dini ve kültürel bağlar
da zayıflamaya başlamış ve şıimdi müslüman olan mil
li gruplar arasında her hangi bir birliğin mevcudiyeti.
ni bugünkü Sovyet Rusya'da kabul etmek daha çok
güç olmuştur. Bu olaylan hula.sa edersek Rusya'daki
müslümanların % 85 i Türkçe şiveleriyle konuşmak·
tadırlar ve Türkçe konuşan halkın % 90 ı müslüman
d.ı. Yalnız Çuvaş, Yakutlar, 120.000 kadar Tatar ve
t
bir ufak kısım hristiyan idiler veya cedlerinin itika
.
0
larını korumuşlardır. Rusya.daki bu 21 000.00
«Türkler» dışında 1.400.0000 Tajikler ve 2.000.000
bunlar
kad ar Kafkasya.nın Dağistanlılan vardırki
ışlardır.
da tarihsel olarak müslümanlıkla bağdaşm
anlann
1920 de bununla beraber Rusyadaki müslüm
tüm sayısı 18 milyondan azdı.
ondokuRusya'da bu ilk sıradaki dini tanıtma
.
uştur şöyle
zuncu yüzyılda özel bir olay olm
an kültür
ki : Türk milli uyanışından evvel müslüm
milli veya ır
kalkınması ge1mişti. Bir dil açısından,
0'ye kadar
ki şuur Ru sya Türkleri arasında 192
ihtilali> ve
Tür k Komünistlerinin bir «Müslüman
hala bahset·
«Müslüman» eğitimi problemlerinden
birliği duygusumelerine rağmen müslüman Kültür
nu silmemiştir.
üstünlüğü
Milli duygular yerine dini akidelerin
kla.rll! arasında
dışında Rusya'daki Türk soyu hal
ük bir engel olamilli düşüncelerin doğması i çin büy
14
RıJsya'da
Fan· Türklım
ve Müslümanlık
bir yazı dili nin
!$
"''tı·m i"in
ret ve egı
a
c
i
t
yat,
i
anlar geneledeb
rak
vcuttu. Müslüm
.
me
mı
e
obl
pr
olmayışı
. dil olarak arapçayı kullaru,yor. 1. ın
ı
tler
ade
ib
likle
u dilin Rusyada ku lla ?
Tü. rk soyl
bır
için
!ardı. D�� .
ondokuzuncu yüzyılın sonuna
nılma.sı ıçın ilk deneYe sofu mollalar bunu bir deli..
kadar y�ıl�:
::;:r�ı. ı908 de Kazandan bir grup
Jet olara g o
metine «ihtilalci» meslekTatar mollalar Rus hüku
dualarınd...a camı·1erd.e. 1sdaşlarının bayram namazı
akladıgı Tatar diliyle
. kesin olarak . yas
. ın
lam d.ının
. . ,. t etmış
. 1erdir.
yapmayı tecru..be ettiklennı şıkaye
neııici bir Tatar mollası olan Sadik Imankulof 1912
de liberal bir Tatar gazetesinde yazdığı makalede
Kur'anı kaba bir dil olan Tatarca gibi bir lisana ter
olmadığını ve günah olduğunu
cüme etmenin mümkün
ü
bildirmiştir. Mslüman hayatının her cephesini dü
zenleyen Kura'nın ve İslam dininin hükümlerinin
öğrenilmesi en ileri islam eğitim enstitülerinde arap
ca olarak yürütülmeye devam edilmiş ve hiç bir za
man yerini Türkçe almamıştır. Bundan b�ka arap
canın kendisinin öğrenimi Farsca yazılı kitablarla
yapılıyordu. Ondokuzuncu yüz yılda bununla bera
�r g�� Tatar ve Uzbekler dualarının ve Kur'anın
:renımınde tamamen başka bir yabancı dilde ya..... mış. el yazması kitapların yardımıyla yabancı, dilde
<>gre
nıme başlamışlardı.
İRAN'IN ETKtst
İran'm nüfuzu Orta
As a'da ve Transkafkasyada ya.şayan TUrk 80
Y
alkla
r arasında olmak u..
..
yu h
re İran kül' türün••' un
kU?.ey sınırlan
olarak Rusyanın
güney ilkrinde bil
h ass a kuvvetliyd
i. Burada daha
---------
R08Y• Türkleri
JS
ziyade edebi dil yerli Türkçe dili yerine Irani (veya
Tajik) diliyle yazılmıştır. İlki mutad olarak nezaket·
siz ve bayağı görülmüştü r. İran ve Türk dilleri ara
sın daki rekabet ve müşterek mevcudiyetleri Bolşe
vik ihtilaline kadar devam etmiş ve 1900 - 1920 yıl
lan arasında ekseri Azerbaycan ve Uzbek aydınlan
iki dili de biliyorlardı. 1920 ye kadar Buhara han·
lığında Farsca saray dili idi ve medhiyeler, tarihi
vak'alar ve resmi yazılar Buhara halkının ekseri.si
nin dili olan Uzbekçeden daha ziyade Farisi olarak
yazılırdı. Orta Asya'nın ve Transkafkasya şehirle
rinin çoğu aynı derecede iki dili kullanırdı. Orta As
ya'nın eğitim görmüş Türkleri yirmıncı yüzyılın
başlarında bile «onlar için farisi dilinin Tatar dilin_
�len:. daha kolay olduğunu çok defa açıklamışlar
dır. İran'm kültür üstünlüğü yalnız Rusya'daki
Türklere inhisar etmemiştir : Türkiye'de Farisi ede
biyatı şekilleri yüz yıllarca Osmanlı edebiyatına ha.
kim olmuş, aynı zamanda Osmanlı şairlerinin grame
ri hemen tamamen Türki idi. Osmanlı edebiyatında
İran'ın etkisine karşı batının tesiri olarak 1840-1880
deki Tan.zimat denen reformlar yol açmış ve o za
man yeni batılı - başlıca Fransızcaya - kültürel
yöneliş başlamıştı .
Rusya'daki Türk soyu halklarında - bilhassa
steplerin Kazak ve Türkmenleri, dağların ve vaw
baların Kırgız ve Uzbekleri ve kutuplardaki or
manlarla Tundradaki Yakutlar arasında - na.syer
nalizmin doğmasına karşı ruğer bir engel onların
bir çoğunun hala göçebe olmaları ve her hangi bir
yazı dilleri olmamasındandı. Aslmda. bu halklar ek-
- --
_______,,....___
.
ve MiislUmanlık
aıı-TürkiDD
p
a
'd
ıı
sy
u
R
16
mensup oigı. milliyete ..
h
a.D
tta
.
.
ha
ümre uyerıgı onrtnın,
eriya kendile orla rdı. K abile ve z
tırıyordu.
iy
:uklarını bilm milli duygulardan uzaklaş
i
rın
lan her hang
e sa n s da yabancıla
.
ön
r
r
.
mıl
ka bır
Bunda n baş Tür k soıyluıann veya göçebelerin
nca
den meydayü zyıllar boyu
goç" etmelerin
tıere
e
k
le
·
·
m
e
m
men'ka
yaşadıklar ı
sömür gecılerın A
iliz
g
1n
1lk
.
. aşa gıv yukarı aynı zamanlarna çıkm ıyordu
n
kle
şti
,
le
yer
. 1 erdi.
kıt asın a
ya'ya n ufuz etmış
ibir
S
a
d
ları
irleşik Ameda Rus Kazak
arasında Slavlar B .
arı
yıll
4
191
ve
1895
ve dıiger s1av
. e ha1.ınde g oç" ediyo rla rdı
rika ya kıtl
daki yuvaların.d an Kaza.k•
pa'
Avru
.
t
ı
a
b
,
ı
öyli.iler
k
onların Amenkanın batıista na gidiyo rlardı ve bu
iyordu.
sına sığınmalarına çok be nz
Mİ
TÜRK SOYU PROBLEMİNİN ÖNE
y
.
y
Bütün bu engellere rağmen Rusyadaki Türkler
son yıllarda - bilhassa Ekim ihtilalinden önceki on
yıllarda- imparatorluğun ekonomik ve politik haya
tında gitgide başarıya ulaşmışlardı. Diğerleri ara
sında Türklerin Rusyada ilerlemeleri ve Rus tarihin·
de onların rolü hakkında üç esas faktör şunlardır:
1) Daha önreki Çarlık Rusya imparatorlu
ğunda ve şimdiki Sovyetler Birliğinde Türklerin sa,.
�� olan önemi. Türkler Sovyetler Birliğinin bütün
nüfusunun % de 10 - 11 i kadar bulunmakta ve
Türkçe k onuşan Sovyetler Birliği sakinle
ri yalnız
dogu Slavları arasında sayıca 'k' .
ı ıncı ge1 mektedir.
2) Türklerin Rusya'
..
� en ço� onemll sahala.rı ve şehirleri boyuooa dağıl
ışL Vilno'dan Yakuty
------
Rusya Türkleri
17
Iara, Bakudan Stalinabad'a kadar Avrupa ve Asya
ovalan boyunca dağılmışlardır.
3) Ruslarla uzun zama.ııdanberi beraber olma
Jan. 15 nci yüzyıldanberi Türkler ve Slavlar
birbirlerine karışmışlar ve her grup diğeri üzerine
devamlı etkide bulunmuştur.
Tabrlann Yeniden Doğuşu
KISIM il
YENİDEN
TATARLARIN
ooGUŞU
olarak doğu Avrupa.ıun.
_
Slavlar ve Türkler ilk
k erken devresınde k8.1"§1lannda orta çağın ço
cü yüzyılın onasm.
�=mışlardır. Yıllıklar dördün
yerlerde Slav soyunun
da şimdi güney Rusya olan
ağı yukan &YDJ
.
mevcut olduğunu göstermektedir Aş
den Hun ordu
lerin
zamanlarda Türk ve Moğol kök
ları Volga nehrinin sahillerinde görünmüş ve Pon
tus steplerini zabta başlamışlardır. Slavlarla Asya'
daıı yeni gelenler arasındaki geniş Avrupa ve Asya
yayılışı için savaş Avrupa tarihinin bu karanlık yüz.
yıllarında başlamıştı . Slavlar yavaş fakat devamlı
olarak doğuya doğru, bugün Rusya denen kısmın or
manları boyunca ve çevresine göçmüşler, halbuki
Asya göçebeleri daima artan dalgalarını onlarla
karşılaşmak üzere steplere doğru götürmüştür.
�varlar, Macarlar, Peçenekler, Kumanlar (Polovt
sıans) ve Moğollar Slavların tanmsal sivilizasyonu·
··
··
na karşı yüzyıl
·
Goçebelerin tehdidini temsil
e+WAMtr
...;._
. Onüç.. cu·· ..
!erdir
Yl!Zyı
lın ortasında Slavlann dl·
ın_ı
renmesı
· . Ceng
ız Han varıs
. 1erın
. ın
.
ordulan tarafın·
sıdan o..nlenmış. ve bund
.
an sonraki iki yuz
. yı1 dogu"
avlan Altın Ordunun
meselesi olmuştur. Onlarm
hakim iyetinde g .. e
beler bu slav
soylu halkın bUyük bir kısnunı �
nıha etmişler, diğerlerini köle ol&·
rak almışlar ve �
e n d Rusya'da daha önceden
� �
bağlı olduğu A
�a : rıstıya
n aleminden tecrit edil-
Altın Ordudan �
mişti. Türk akınları ise Ruslann
devam etmış
tulmaJ arından sonra da uzun zaman
a Rus
tir. On yedinci yüzyıl boyunca 200.000 den fazl
dolu pazar
köle si Tatarlar tarafından Kırım ve Ana
sonla
larında satılnuşlardı. On sekizinci yüzyılın
elmeye
rına doğru Kınm Tatarlan Ukraynaya yön
de
devam etmi ş ve Rus birlikleri ise bu esnada 1868
Buharayı almışlar ve Uzbek asilleri ıve tüccarların
elindeki Rus kölelerini kurtarmışlardr.
Bununla beraber onbeşinci yüzyılda kaderin te
herlekl eri aksi yöne dönmeye başlamıştı. Göçebe
Asyanm insanlarının çoğalması gerilemiş gibi görün
müş ve bu Cengiz Hanın ordularının Asya'dan Avru
pa'ya göçmelerine yol açmıştır. Bu büyük galibin ölü
münden iki yüzyıl kadar sonra onun takipcilerinin
imparatorluk.lan başarılarında gerilemeye başladı.
Barutlu silahlı hristiyan Avrupa saldınşa geçti.
Avrupa'nın batı sınırlarında İspanyollar Granada'
nın müslüman prenslerini mağlu9 etmişlerdiki
burada göçebe Afrikalılar Liberya yanmadasmda
ki son izlerini kazımışlardı. Bu esnada Slav soylu
ön�erler doğuda Asyalıların Altın Ordularına karşı
baglılık zincirlerini atmışlar ve bundan hemen son
ra bu ordular dağılmış ve tarih sayfalarınd�sın
n·' _
· tir. .
mış
.
. ''
B� göçebe fatihlerin çökmesi bununla beraber dogu Avrupa steplerinde kalmış ve sonra gitgi
de Moskova çarlığına kaynaşmaya başl
lardır
Altın ?rd_unun 1439 da nihai çökmesindenamış
evve
l Ka�
.
sun ısı
mıı Tatar prensi kendini Bu··yük Mos
kova
.
ı:w·
.
gının
P--�
" .. ..unde ona Oka
em nne
.. �
arzetm iştir· Dönuş
•
'
'
•
'
1
•
·ı
rldmı ve Müslümanlık
Rusya'da Pan-Tü
20
ova'nın 100 mil güney doğuswı
nehri bo�ca �osk
edilmişti. Bu uf ak Tatar prens.
da ufak bır a�azı
��: yu azınlık grubunu teşkil et
liği Rusyada ı lk Tur
;;52 de Korkunç Ivan tarafın
miştir. 100 yıl so_nr;,
anılmış ve Rusya'nın bir kısmı
dan Kazan han� gı
r sahasının Başkırla.rıı Mosko
olmuş v� 1555 . � U8:ı
bu etmiştir. 1556 da hiç muka
va'nı? hı mayet:U�k� l
e Volganın ağzındaki Astrahanı
belesı z Rus b
sokulmayı başarmışlaralmışlar ve H azer denizine
·
sl��. e rıne geçmlş
Ru
ık
art
ü
tüm
n
rini
neh
ga
Vol
·
dır
. ı.
lemesı ıçın açılmışt
ve Asyanın kapıları Rus geniş
.
ek e
Aşağı yukarı ynı yıllarda Ruslar Ter -� �� al�. ag an
mışlar ve Korkunç Ivan Kuzey Kafk�sya ı
nı kurmaya se mbolik olarak başl�g� gostermek
üzere. kabardinli bir kadınla evlenmışt.ır.
;
Kazanın 1552 de ilhakı ve büyük sayıda Tatar
halkı11ın Rus idaresine dahil olması Rusya ile bu sa
h a Türk soylu halkının her ikisi için önemli idi.
Tatarlar Çar rejiminin sonuna kadar yalnız ilki
olan değil aynı zamanda sayısı en çok ve en nu
fuzlu olan Türk soyundan Rusya'daki azınlıktı ve
Rus imparatorluğundaki Türk soyunun ve müslü
manların problemleri Tatar - Rus münasebetlerinin
ışığı altında gelişirdi.
Tatarların ticarete olan müstesna kabiliyetleri
ve Rusya hakkındaki bilgilerinden dolayı 1917 yılına
kadar Rusyadaki Türk soylu halkların önderliği du·
rumunda idiler. Bir çok Tatarlar Rus ordusunda ve
idaresinde çalışmakta ve yeni Rus devletinin ku·
rulma.sında yardımcı idiler. Korkun
ç Ivan yanında
bir Tatar olan Simeon Beckbulatovic
h naiblik mev·
Tatarlano Yeniden Doğuşu
\
1
künde idi ve Boris Godunov aslının hir T'atar kökün
den olmasıyla övünürdü. Saburoflar, Yusupoflar,
Aksakoflar, Kuguşefler, Meşçerkiesler. Nebolsion
lar, Karamzinler ve daha bir çok asil ve aristokrat
Tatar köklü aile ler Rus politika ve kültür hayatının
şöhretli temsilcileriydiler.
TATARLARIN ETNİK ASILLARI
Volga ve Ural Tatarları değişik etnik elemanla
rın karışık bir halitasıydı ve bunlar arasında üçü en
öne mli olanlardı r. Volga sahasının eski halkı Fin Ugur asıllı idi ve bunlar. buralara tarih öncesi za...
manlarda yerle şmişler ve bugüne kadar Modivini
ans ve Maris'de kısmen kalmıŞlardı r. Hunların Pon
tus steplerine (şimdi güney Rusya) aktıkları dör
düncü yüzyılda (A.D.) halkın büyük hicretinde on
larla beraber Türk soyundan Bulgarları da getirmiş
ler ve bunların bir kısmı Balkanlara yerle şmişler ve
bugünkü Bulgaristan ismini vermişlerdir. Yedinci
yüzyılda bu Bulgarların başka bir grubu Kama neh
riyle birleştiği yerde yukarı Volgada görünmüşler ve
orada Volga Bulgarları Krallığını kurmuşlardır. 922
de bir Bulgar prensi İslam dinini kabul etmiş ve bu
suretle İslam kültürünün kuzeydeki yuvası meydana
çıkmıştır. Bu Volga Bulgarlarının başka bir grubu
İslam olmaktan kaçmışlar, Pagan kalmışlar ve bun
ların ahfadlan Volga boyunda «Çuvaş� ismi altında
yaşamaya devam etmişlerdir.
İslam Bulgar Devleti ilk zaman bağımsız idi.
Sonra ondördüncü yüzyılın sonuna kadar Altın Or
dunun bir kısmı olarak yaşamışlardır. Bu son Moğol
22
y ni
a Ordu beraberin d� � Türk ve Mo
. . ı esn,
d
ıstilas
asın ileteri getirmişlerdirkı bunla r Volga
kab
an
yd
so
· · Tat
l
go
tıendirmıştı.
ve
kuv
ı
ar
n
ı
halk
.. ebe
.ı ı· b saha da o turan
sahasının gOÇ
b
en
u.
r
k bilelerind
i vermiş ve bilindiği
�
is
_m
bu
a
:;ık 1: d: halk
m ektedir.
üzere bu da devam et
Uluğ Mehmet tarafın..
Al Ordu prensi olan
Türk Tatarlar önceden 1sdan 14:de sevkedilen bu
· ·
ga ve K ama neh"ır1erının
lam Vo1ga Bulgarlarınm Voı
- diye b"ır prenslik AUC'"
1�-b.ı 1 ı·ıg-i yerde Kazan Hanlıgı
·
ı koı..
eş
bütün b u deg-ışı"k e tn•k
muşlar
_
r dır. Derece derece
_
U
ıar tsıam Volga Bulgarları, bazı Fin gur kabile
lerin ve Türk nomadların (Tatarlar) heps inin ismi.
Tatarlar olmak üzere bir etnik grubu teşkil edecek
surette karışmışlardır.
TATARLARIN RUSLAR TARAFINDAN
SOMÜROLMESt
1552 de Korkunç Ivan tarafından Kazanın fet
hinden sonra Rusya orta Volga ovalarını sömürme
ye başlamış ve bu sahanın Türk soyundan halkla..
rını nıslaştırmak için bazı denemeler yapmışlardır.
Rus tarım uzmş.nlannın oldukça bir sayıdakilerinin
tenha olarak göç edilmiş olan Volga ve Ural saha·
!arını genişletmek için göç etmeleri ha.şanlı bir sö
mürüyle sonuçlanmışdırki bu yümen
on yedinci yüz
yılda bu sahalara geniş çapta
Rus topraklan man·
zarasını kabul ettirmiştir. Bu
gün Ruslar Volga bo
dağlarında halkın çoğunlu
�ca ve Uraı
ğunu teş
_
kil etmektedir.
Türk soylu yerlilerin ruslaştırılın&
·
sı bununla beraber çok
az başarılı olmuştur. Tatar-
tawlann Yeniden Do�u
ların çoğu müslümandı. Ve Rus hükümeti islami
yetle Tatarların kültürel ihtidasında veya ru.slaştır
mada bir engelle karşılaştığından onları hristiyan
yapmaya koyulmuştur. Kazanın zaptından üç yıl
sonra 1555 de Gurius isimli bir Piskopos orada mis
yonerlik yapmaya başlamıştı. Tatarların direnmesiy·
le karşılaşınca misyonerlik çalışmaları onlara karşı
idari tedbirlerle kuvvetlendirilmiştir. 1556 da onıa.
rın ayaklanmalarından sonra ihtida etmeyen Tatar
ların Kazan şehrinde yaşamaları yasaklanmış ve şe
hirdeki camiler kapanmış veya tahribedilmiştir.
Tatarlar islamiyete bağlı kalmışlar ve bunun- ,
la beraber ve belki yalnız onda biri - belki onlar
hiç bir zaman müslüman olmamış ve Şaman kalmış
tı - Ortodoks olmuştur. Hükümet islamiyetin ya
yılmasına karşı savaşı denemiş ve Fin - Ugur ka.·
hilelerini olduğu kadar diğer Pagan kabilelerini is
lam etkisinden korumuşdur. Camiler ruslaştırma·
ya ve misyonerlik çalışmalarına karşı direnişin mer·
. kezi olduğundan 1592 de bir emir ilan ederek bü
tün Tatar camilerini yakmışlar ve Rus hükümetinin
izni olmadan artık yapılmasına izin vermemişlerdir.
Onyedinci yüz yıl süresince Rusya islamla.ra
karşı olan boyunduruğunu gevşetmiş, fakat Volga
ve Kama boyunca olan boş toprakları enerjik ola
rak sömürmeye devam etmiştir. İhtida etmeyen Ta
tar asilleri ve aristokratların hristiyan kölelere sa
hip olmaları yasaklanmış ve 1681 de yapılan bir
emirname ile bir çok müslüman Tatar asillerin
rakları zabtedilıniştir. Bu son tedbir de sürekli ola
rak tatbik edilmemiş, bu çeşit emirlerin çıkması Ta-
toır
24
ürkizm ve Müslümanııı..
Rusya'da Pan-T
-·�,
ileri derecede azaltmu,
tesır
·
·
�
·
ı�
ras
araya
ka
n
rış.
tar aristok
arı
arl
yıld tücc
yu
ı
ak
r
son
z
n
a
lüler
bund
in du
�ştı r. Tatar köy
a fl
masıyla daha_ _d_a t J� :uki O zam a nlar Rus köylüsü
l
rumu dah a ı ı ı
lga ve Ural
tar köylüleri ile Vo
Ta
� �dl
nün yarısı ko��
rbest kal.
ı
se
olmayan gruplar
sahalarının dıge� Rus da o/ı:
kadarı toprak sa
_ . o 50
a ra sm
ı:nışlardı. Bunları�.
lerıydiler
bipleri asillerin kole
h alefleri Ta�arlar! hris
Büyülr Petro ve onun
. .ın baskılarını tazelemışlerdır. Rus
ıç
tiyanlaştır
rçalanmadan son� sı_ ndeki şiddetli pa
ortodoks kı�lıse
_
.
erlıgı. kazanmış ve onra K.ıev an Kilise işlerinde önd .
xıs Raı·fs kY,_ H_ı.ları· on,
ların bir çoğu _ mesela Ale
y, Ben�amın Puc
Rogalevsky, Sylvester, Golovatsk
e�ı�h -. Rus
hek _ Grigorovich ve Luke ��nash
.
ıçın go�de
ıdar�
cephesine mi.syoner faaliyetlerim
rilmiştir. Bazan bunlar icraatlarını cebırle ve hissıya
Tatarlar
tını kaz anara k tatbik etmişlerdir.
ancak 1735 _ 1738 de Gabriel isimli bir konser
vatü Moskovalı Kazan metrop oliteni olunca. ra
ha .tlayabilmişlerdi. Gabriel Tatarların hristiyan
laşmasına o !kadar ilgi göstermedi. O Büyük Petro'•
nun getirdiği yenilikleri yürütmek isteyenler, yani
batılılaşm ayı tatbik etmek isteyenlerle konservatif
Rusl ar arasındaki çekişmelerle ilgileniyordu. Ve o
«Rusya'da Birinci Petro'nun getirdiği her şeyin
yok edilmesine» gayretliydi.
•
ını· •
Misyonerlik çabası «yeni dönenlerin meselele
riııin Misyoner Bürosu» kurulduktan sonra 1470
da en yüksek noktasına erişmişti. Tatar gocukları
nın Rus misyoner okullanna gönderilme
leri isteni-
Tatarların Yeniden Doğuşu
.is
yor, yeni dönenleri tercih ediyorlar ve yeni camile·
rin yapılması yine menediliyordu. Hatta ordu pa
pazlarından Paganları ve müslüman askerleri Orto
doks yapmaları isteniyordu.
1743 yılında yalnız 500 cami - eski ve yeni her ikisi de yakılmış ve buna bahane olarak hli
kfımetin izni olmadan yapılması gösteriliyordu. On
sekizinci yüzyılın ilk yansında hristiyan yapmanın
hakiki sonuçlan bununla beraber Ruslar tarafından
gösterilen gayrete uymuyordu.. Hıristiyan olmuş bir
çok Tatarlar gizli olarak müslüman kalmışlardı. Ge
nel olarak hristiya n olanların sayısı büyük değildi:
1882 de yeniden hristiyan ol an Tatarların sayısı an
cak 12.000 idi. (Gurius zamanında on altıncı yüz
yılda dönenlere «eski dönmeler» on sekizinci yüz yıl
dakilere «yeni dönmeler» deniyordu). Halbuki eski
Tatar dönmeleri Ortodoksa bağlı iken yeniler ko
layca müslümanhğa avdet ediyorlardı. Piskopos
Alexis Raifsky 1720 - 1740 ın bir hararetli misyone
riydi. «Müslümanların adetlerine ölümü göze alacak
derecede b ğlı oldukları ve onlardan hiç birinin ken
a
di arzusu ile hristiyan olmadıklarını» söylemiştir.
Sonra 1778 de Prens Shcherbatov misyoner faaliye
tin faydası yerine şüphelerini izhar etmiş ve «genç
müslümanları döndürmek için evvelce kurulan okul. lar bağlılığın yayılmasını teyit etmemiş, fakat kı
sa zamanda ondan nefret getirmiştir» diye yazmış
tır. 1755 de yerli halkın ızdıraplan genel bir karı
şıklığa yol açtı. Pugachev ayaklanması esnasında
ki bu yalnız bir �öylü hareketi değil, fakat din ba-
2'
Tilrk.lzm ve Mi.islümaniık
RusYa'da Pao-
da başkaldırmasıydı - Eski
nn
ıılt
l
l
an
kımınd
.
da - Rus ru hanileri
�
gıbı. M�uslu···manlar
mutekitler �
nden agır darbe ye.
.ısyonerlik çabala rı ,,.;.,;i
:1 ...... -m
ilinde yüz otuz iki papa z öldü.
diler. Yalnız Kazan
rülmüştil.
INDA
DtNI MÜSAMAHA HAKK
tKtNCl CATHERlNE'lN
POL1T1KASI
s kanunlar manzu.
!kinci Catherine 1766 da Ru
ksadıyla Petersbu.rg'.
mesin de bir gözden geçirme ma
uğun muhtelif
da adli komisyon topladı. imparatorl
illeriin te msil eden delegeler arasında Volga ve Ural
sahalarındaki müslüman Tatarlar da vardı. Bu de.
legelerin komisyona sunmuş olduğu muhturada
ve seçicile rin den almış olduktan talimatla Ta
tar halkının şikayetleri dile getirilmişti. Korkunç
tvan tarafından Kazan hanlığının zaptından beri
onlann şikayetleri dini ve ekonomik durumdaki güç·
lükte Tatarlar yaln ız inançtan dolayısıyla devamlı
olarak takibedilmekle kalmayıp aynı zamanda hak
larında da ciddi suretle kısıntı içindeydiler. Tatar
delegeleri akidelerinin tanınması, ticari faaliyetle
rindeki sınırlamanın kaldırıılması ve Tatar asilliği
haklannın yenidefı iadesi konularım orta.ya atmı,
lardı.
Catherine 1767 de müslüman tab'aların duru·
mundaki düzeltme lerin ilk kademesi olarak komis
yon un toplan��m dan bir yıl sonra Volga sahasını
.
ve Kazan şehrını zıya
ret ettikten sonra ilk a dımı at·
tı. Çalışkan halk onda çok iyi tesir
yarattı ve muhte-
Tatarlann Yeniden Doluşu
1.1
telif sosyal ve milli grupların temsilcilerine resmi ka
buller verildi. Tatarlar şahsen ricalarını sunmuşlar
ve şehirde iki cami yapma için sözlü müsaadesini al
mışlardı. Aynı zaman içinde Katerin hristiyanlığı ka
bullenmemiş Tatarlann Kazan'da yaşamalarını ya
saklıy8Jl emirnameyi de kaldırmıştır. Reformlara gi.
den bu adımlar Tatarların ekonomik ve dini hayatla
lannda.ki kanuni durumu tamamen değiştiren kanun
lan ve emirleri izlemiş ve bunlar da Tatarlığın ge
lecek yüzyılda canlanmasına yol açmıştır.
Catherine'in 1773 de yapmış olduğu camiler in
şa etme imi imparatorluk emriyle teyit edilerek bu
suretle yalnız mescitlerin yapılmasına izin veril
mekle kalmayarak islam dinine karşı müsamaha edil
mesi de emrediliyordu. 1773-1774 deki Pugashev
ayaklanmasından sonra Rusya'nın doğusunda.ki
memleketleri teskin lüzumu Catherine'nin daha baş·
ka reformlan için bir tenbih yapmıştı. 1776 da ya,, pılan bir kanunla Tatar tüccarlarının ticari faaliyet
lerinin sınırlandınlmasına ait emir]er kaldırılmış
· ve 1874 de Catherine Tatar halkının haklannı tek.
rar iade etmiş ve bu da onların İmparatoriçeye olan
sada.katlarını Pugashef ayaklanmasına karşı muha
lefetle kendisini göstermiştir. Nihayet 1788 de lmpa
ratoriçe İslam dinine salik olanlar için yeni bir hu
susi dini idare kurmuştu. Bu yeni kanun ile Rusya'
daki müslümanlara karşı anlayışı temin ediyorduki
b� suretle müslümanların camilerinin idaresi orga
nıze ediliyor ve müslüınanların dini eğitiminin tesi
sine ve bundan başka Rusya'da Tatar İslam kültü.
riinün gelişmesine yol açmış oluyordu. Doğu Ru.s
ya'da.ki bütün müslümanların idaresi bir müftünün
.r28
Rusya'da
p:ın-Türkimı ve Müslümanlık
Tatarlann YenJden Dofuşu
merkezi Orenburg (sonra
.
ve bu da
es
.us
eline verilmıştı.
m . ıuman cemaatinin idar i
e
r
üze
k
ma
1
o
Ufa'da )
. das edilmişti.neri bir isl am �in
.
için yenı olarak ih
ft ü
met Can Hussein ilk mü ün n is
adamı olan. Moha m
hak
t anıma
bu
n
.
.. ·
ra karşı yapıla
mı ıdı M Jümanla
ş
yeni uzlaştırıcı politikası ayen
ini
et
�
üm
.
hük
Rus
ve
dini serbestisi ve Tatar halkı
sinde onların sosyal ve
a ekonomik ve kültürel kal
nın on dokuzu ncu yuz·· yıld
ar sosyetırmıştır. Aslında Tat
.
.
kalkınmasını .ko1ayıaş
ız du ı
bar
tek
met
.
.
bu istilnı
.
tesındekı ge1ışmeler için
kadar devam etmı. ştır.
ne
lali
ihti
evik
bolş
7
191
rum
LİŞMESİ
TATARLARIN EKONOMİK GE
ve yüzyılın dönemine doğru Tatar prenslerinin ve
mırzalarm isimleri ekseriya tüccarların ve sanayi
cilerin listelerinde bulunuyordu. Aynı zaman için
de Tatar tüccar sınıfı köylü menşeli halkla artmıştı
ve 1821 emirnamesiyle Tatar köylülerinin ticarette
çalışmaları temin edilmişti.
1
Steplerdeki gerginliğin gid�rilm�s� �e bural�ın
musa
zabtı bu sahanın ekonomik gelışmesı ıçın çok
�
fınd
on
it şartlar yaratmıştır. Catherine II tara
guneydo·
arın
Rusl
rlar
Tata
lara verilen serbestiyle
ğuya yayılmalarında müşterek ve çok defa önder ele
man olmuşlardır. Ondokuzuncu yüzyılda orta As
ya'ya olan Rus nüfuzu Tatarlara esas itibariyle li
san ve kü!tür gibi her iki bakımdan ilgili halkla mes
kün olan bu sahada iyi bir ticaret pazarı olmak üze
re yeni saha açmış ve bu da rakip Rus tüccarı�
na karşı onları avantajlı bir duruma sokmuştur. On
sekizinci yüzyılın sonunda tüccar sınıfı Tatar sos
yetesinde en kuvvetli kısmı teşkil etmiş, halbuki Ta
tar asilliği Catherine'in reform getiren kanunlarına
rağmen bir sınıf olarak dağılma yolunda idi ve tela
fisi mümkün olmayan kayıblara bağlı olarak bu sı
nıf Rusya'nın Müslümanlığa'. karşı olan tutumların
dan dolayı en çok ızdırap çekmişti. Onu n en çok di
namik üyeleri olarak Tatar burjuvazileri birleşmişti
--------------
.29
.
Orta çağın erken devrelerindenberi doğu Av
rupa ve Asya arasında mevcut olan geleneksel ti
cari ilişkilere bağlı olarak ve Tatarların coğrafi
yerlerine göre de Tatar tüccarları ekonomi saha
sında uzun süre önemli rol oynamışlardır. Onuncu
yüzyılda Bulgarlar müslümanlığı kabullenince on
ların başşehri - Bulgar - yakın ve Orta Doğuyu
Avrupanın doğıı ve kuzeyiyle birleştiren canlı bir
karakol olmuştu. Tatarlar cedlerinin ticari faaliyet
lerini devam ettirmişler ve onyedinci yüzyılda Vol
gadaki Tatar tüccarları Buhara'nın ve Hiyva'nın
Uzbekleri ve Tajikleriyle beraber Orta Asya'da ve
Sibirya cephesinde ticari faaliyeti kontrolde devam
etmişler ki buralarda mahalli halk Tatarlaştırılmış
ve İslam olmuşlardı.
Onsekizinci yüzyılın ilk kısmında Rusya'nm do
ğuda orta Asya ile olan önemli ticari sektörü daha
ziyade Orta Asya müslümanlarının elinde idi, zira
Tatar tüccarları Rus hükümetince ekonomik faa
liyetlerinde sınırlı tutulmuştu. Bu sınırlama İkin·
ci Catherine tarafından kaldırıldıktan sonra bunun
la beraber Tatarlar doğu ticaretinde hakim duruma
geçtiler. Steplerin daha da sükunete kavuşmasıyla
Orta Asyanın ticaretinin büyük kısmı Tatar toprak
lan boyunca geçmeye başlamış ve biri üren-
'·
-
ao-Türtdım n MüslünıaııJık
RusY a'da p
30
tinsk'ten Taş.
diğeri Sernipala
a
uh
B
�
'd
burg an
: iki yeni yol eski Volgadan Ort a
uze
ak
olm
kent'e
Denizi ve Hıyva'dan olan
ah
, Hazer
·
p.p,ya'ya Ast r an
ı vsky
mişti Orenbur g ve cıvan, Ce'to
edil
ve
il
a
yollara
onunda Orta Asya'. ·
:.n.nn
'"' lın s
Posad' ondokuzuncu Y '�
ur.
Tatarların kapılan .. olmuşt
1 ınuı
. .
dan ola n u· carette
kin
sa
er
k
erke
74 Tatar
1772 de Posad'ın 2.6
ıyorlardı.
1820 si ticaretle uğraŞ
ETİ
ORTA ASYA TİCAR
sinden mülhem ola
Rusların Asya'da genişleme
ında Tatarlar Kazak
rak ondokuzunc� yüzyılın baş
nda �eme� he��n
steplerinde ve Uzbek hanlıklan_
eyı temın etmış
Rusya'daki �icareti ellerine geçırm
ının ticari
lerdi. Rus hükumeti orta Asya'da tab'alar
ndı
faaliyetini desteklemiş ve onlara Rus hinterla na
yabancıların girmesini menetmek suretiyle rekabe. ti bertaraf ederek yardım etmiştir. Uzbek ve İran
tüccarlarının Kazak stepleri boyunca kurulmuş olan
başlıca Rus müstahkem mevkilerdeki pazarlara katıl·
maları sınırlandırılmıştırki burası sonra Tatar ser·
mayesinin başlıca yoğunlaşmış noktası olmuştur.
Rusların koruyucu nizamlan hiç şüphesiz Tatarlann
yabancı rakiblerine üstün gelmelerine yardım etmiı
ve Tatarlann lisan ve din açısından Orta ABya
halklarına olan yakınlıkları onların ticari sahadaki
başarılarını teyit etmiştir. Tatarlar için Orta. As·
�aı::8:�a .haberleşme ve ticaret o kadar kolay bir
ış eg di, fakat birbirlerine sadık cemaatler ol·
masına bağlı kalan Buhara ve Hıyva'daki ve Ko
kand'daki Uzbek pazarları -ki
buraları hristiyanla·
ra ve yahudi tüccarlara mahall
i lslam halkının taaS•
•
A
.................._______
Tatulano YeoJdea Dofuşu
31
subundan dolayı kapalı idi- Tatarlara açıktı. Bu
S!;'bepten Rus iş adamları Orta Asya hanlıklannda.
dolaşmayı tercih etmemekte ve yalnJıZ kendilerinin
Tatar ortaklan veya ajanl an vasıtasıyla ticari mü
nasebetlerini yürütmekte idiler. Hatta 1872 de bile
Buh ara'da bir Rus müşahidi olan Petrovsky orada
yalnız bir Rus tüccarı bulmuştu,
Orta Asya ticaretinin büyümesi ve Kazakistan
ile Türküstan'da Tatar tekelinin gelişmesiyle ondo
kuzuncu yüz yılın sonunda Tatarların nüfuzu da
büyümüştü. Karşılıklı mübadeleye dayanan Kazak
steplerindeki ticaret Tatar tüccarlarına büyük kar
lar sağlıyordu. Ondolruzuncu yüzyıl sonlannda me
sela Sibirya pazannda 2.50 ruble eden bir demir ka
zan Kazak steplerinde 50 ruble değerindeki bir kürk
�e değiştiriİ'ebiliyordu. Steplerden Rusya'ya yapılan
ihracatın başlıca matalarıı sığır ve sığır yetiştirme
sine ait tali mahsüller, Uzbek hanlıklarında pamuk,
İran kuzusu, halısı ve kuru yemişleriydi. Tatarlar
da Orta Asya pazarlanna Rus mensucatını, demir
eşya, şeker ve sonra gaz yağını sevkediyorlardı. 1773
,ve ��2 yıllan arasında Rusya ve Orta Asya arasın
daki ıthalat ve ihracatın yıllık beraber ortalaması
şöyledir :
1773 - 1777
83.000 ruble
1793 - 1797
624.000 >
1832
11.336.000 >
Ondokuzuncu yüzyılın son kısmında mübadele
.
l�rın �ması ve nakliyattaki gelişmeler ile kazanç
nısbeti azalmış, fakat Orta Asya'da ve bilhassa Ka
zak steplerinde ticaret avantajlı olarak devam et-
"
Türki zm ve Müslüınaaıtk
Rusya ,da Pan-
.ması olan Husseınof Kardeş
.
.. nemıne
ıniştir. Bu•• yük. Tatar fır
.
do
dogrµ
n
yılı
üz
y
rı
e
1
ler'in ticari defter . bir malın Ka zalinsk'de (Ka
a
Orenburg' da satın alm n'
dakinde� üç ila altı misli
urg
· de ) Ore_nb
zak stepın
me.yadana koymuştur.
fazla fiatla satıldıgını
N MEYDANA
TATAR BURJUVAZlStNİ
ÇIKIŞI
v
i servet birikBu menfa.atlar Tatarların öneml
.
.
.
.
.
kılmış ki bu da R usya'•
tir melerı. nı m�. mkun
tesirlerini
nın diğer kısım,arında on ların ekonomik
··
kuvvetlendir miştir. Ondokuzuncu yuz yılın sonunda
z amanda Volga
yalnız Orta Asya deg-il fakat.avnı
,
.
a, Rusya nın uzak
sah ası, Urallar , batı ve doğu Sıbıry
.
.
atar
doğusu ve merkezi Rusya'nın bır çok. şe h n· T
.
firmalarının ve ajanlarının iş şebekesıne . da�11l ol
muştur. Tatar ticareti ve ekonomik faalıyetı doğu
.
ya doğru kaydığından bir ekonomık merkez olarak
Kazanın önemi azalmış ve Kazan 1917 ye kadar Ta.
tar hayatının kültür ve politika merkezi olarak kal
mııtır. Yüzyılın dönemine doğru ticari faaliyet Oren:
burg, Troitsk, Semipalatinsk ve Perm'de artmıştırk i
bu şehirler sermaye birikmesi bakımından Uralsk,
Astrahan, Orsk ve Kızlar'a raıkip olmuşlardır. BU·
yük teşebbüslerin sür'atle gelişmesi ve bunlardan
bazılarının sahalarında geniş tekeller kazan maları
bu Tatar tüccar sınıfı için karakteristik bir çehre
idi. Böyle bir firma olarak okuma
yazması olmayan
fakat parlak bir ticaret adam
ı olan Huseinof Kazak
stepleriyle Urallarda çok geniş
ticari im p aratorluğun
banisi olmuştur.Onun es
as yeri Orenburg ve Kazan·
da. idi, fakat Rusya'nın
baş lıca şehirlerinde olduğu gi·
Tatarlano Yeniden Dofuşu
varf
bi Bet'lin, Londra ve New York'da aj�an
ve bu teşebbü slerin sermayesi bir kaç mily�n nıb e
idi. Buna benzer bir Tatar firma olan Yanışef .var
dıki bu Troitsk'de bir tekel cinsinden duru.1:1 ışg�
ediyordu. Alma Ata'da (Verny) p�lar� diger �ır
7.engin Tatar olan Valeef h akimdi. Hussemofla.r �e
ı...- Kazan'da meşhur olan Selimyanof ve Karı
be rauc1
.
mof idiler ve Moskova'da Tatar milyone� K ar�muşef
..
doğu ile Rusya'nın ticaretini yürüten butun f ırmalan idare ediyordu.
, Orta ve doğu Asyanın yeni sahaları�a rr:ataı: eko
tıomisinin nüfuzu çok kere Rusya'nın sıyası g�ış!11e
sinden önce olmakta idi. Tatarlar Mançurıya ya.
Uzak Doğuya ve Tuva'ya (1917 ihtilalinden evvel
.
Urjankhai denen saha) oralarda �a Rus ı�aresl
başlamadan kendilerini göstermişlerdi.1:'at� t?cc�
lan Çin1e ve bilhassa Sinkiang ile ticareti geliştirınış
ler ve ondokuzuncu yüzyılın ilk zamanlarında Çugu·
çak sınır pazarında sağtaın yer tutmuşlardır.
Sanayi ticaret gibi Tatarların işlerinin ilgisini
ve sermayesini çekmiştir. Kazan ve Volgayı Ural
ların yeni sanayi sahalarıyla Büyük Petro zamanın
da bağlayan yolun yapımından sonra Kazan aynı
zamanda Sanayi için önemli bir merkez olmuştur.
1812 de Tatarlar Kazanda on büyük sanayi tesisle
rin dokuzuna sahiptiler ve 1890 da oradak i bütün
sanayiin üçte biri ellerinde idi. Akçura, Agişef,
Apanaef, Burnabaef, Yunusof ve Rakhmatulin do
ğu Rusy a mensucat mahsullerinin ve sabun ve deri
sanayiinin önderliğini almışlardı. Ta.tarlar Ural
larda altın madeni ve orman işlerini üzıerlerine al-
"
R05Y•'cla Paıı-Timdmı 'Ye Miialü�
hala doğudaki ticaret ve
ununl beraber
lar
aliyet
dı,rsBası T a�riarın ekonomik iştahlı fa
rnış
· .
bo
"Para
t
a
ı T ar sosyeı..cı:sının en
car borsas
· li· kısnn o 1arak geH... •
sahalanydı ve tüc
tesır
.uıs,nıış..
çok kuvvetll ve en çok
tir.
RUS REKABET1NlN l)()GUŞU
Rusya'nın doğu sahalarında Tatar ticareti bolve
şevı'k ihtilaline kadar devamlı olarak yayılmış
gelişmiştir, fakat ondokuzuncu yüzyılı' n son 25 sene,.
sinde Tatarların Orta Asya ticaretindeki tekeli Rus
rekabetinin artmasıyla gerilemişıtir. Türkistan'm
1870 de zapbyla buranın ekonomisinin Rus İm
paratorluğuna kaynaması ve gerek islam taassubu
alınan önleyici
ve gerekse mahalli Hanlarca
tedbirler Rus sermayesinin Orta Asya'ya nUfu..
zu için ciddi engel olmuştur. Ondokuzuncu yüz
yılın ortasında yalnız Moskova'dan P. V. Go
lubkof ve Rostov'dan F. R. Pegulin gibi iş adam
Türkistan'm Ru.sya'ya kaWmasıyla Rus ticaret ada�
larmın sayısı çok hızlı olarak artmıştır. Rusya'nın or
ta Asya'dan yaptığı başlıca ithalat hiç şüphesiz pe,.
mukdu; zira Orta Asya sahaları bu zamanda impare,.
torluk içinde yalnız pamuk yetiştiren sahalardı. Pa·
muk istihsalinin büyüklug" ü bu devrede ticareti sa·
n'
nay..ım ve transportun ilgili şubelerinin baş
yatın
lıca
·
.
� teşkıl etmekte idi ve 1914 • 1916 yıllarında 313
�y�n 1:1bleden fazla yatırım Rus sanayicileri ve malıy
ecil� tarafından Orta Asya
.
'da yapılmıştı. Türkis
tandaki Tatar ekonomik
tekeli pamuğun öneminin
artması ve muaz�am de
recede Rus sermayesinin bu·
raya yatırılması ile kötü
leşmiş ve bununla Tatarlar
y
Tatarlana Yenfden Dofııfo
rekabet edememiştir. Hazer ve Orenburg - Taşkent
tren yollarının yapılması Moskova sınat sahası ile
Türkistan arasında Tatarların a.racılıklığını daha da
bertaraf etmeyi hızlandırmıştır.
Kazakistandaki Tatar ticareti de Rus rekabeti
yüzünden tehlikeye girmiştirki bu Kazak steplerinin
sömürülmesi ve Rusların Kazak dilini ve adetlerini
öğrenmeleriyle artmıştır. Ivanov, Lakthin ve Pervus
hin isimli Rus firmaları ticari saha ve dükkanlarına
ait teşkilatını genişletmişler ve görünüşte Kazakis
tan ve Türkistan'daki Tatar ekonomik zirve tekelini
kaybetmiş ve gerilemiş ve sonunda pamuk ticaretin
de Rus sermayesinin küçük ortağı ve ajanı rolUnti al·
nuşlardır.
Bununla beraber Tatar tüccarlarının Orta Alf
ya'da yerli halkla olan dil ve kültür yakınlığı ve ti·
cari saha9aki kabiliyetleri dolayısıyla Rus iş adam. lan Orta Asyada ciddi surette bir rekabet bulmq
lar ve_ bu sebeple Tatarların faaliyetlerine karşı ma·
halli selahiyetleri idari nizamlar ve Tatarlara hUkti·
metce yapılan kredileri kısmak suretiyle tazyikle
rini yapmışlardır. Bu tedbirler Türkistan'da Tatar
teşebbüslerine ve Tatarlar tarafından büyük şir·
ketlerin kurulmasına karşı hükümetce alman kısm
ttlarla tesirini göstermiştir, fakat onlar Başbakan P.
A. Stolypin (1907-19ll)'in iş başında olduğu ve 1914
de Maliye Bakanlığına Bark'ın atanmasından sonra
devlet ve hususi bankaların Tatarların teşebbüslerini
desteklenmesinin kısılmasını önleyememi§lerdl. Ge
rek Stolypin ve gerekse Bark prensip olarak Tatar
amılığına. karşı olanları ayırıcı olarak alınacak her
ROJY•'da Pan-Türklmı
'H
Müıliiınnlık
.
" ,.... ıan reddetmişler ve Tata. r . fir.
bangı ekonomık .......,ıntı
a.lannd� a�ı zaman ıçm�
malan hükumet bank
alarak ışlenne devam etmııRus raki pleri gıöi kredi
lerdir.
rinde ve Orta Asyada
ôte yandan Kazak steple
ların ticaretinin önde ge.
artan Rus rekabeti Tatar
iş ve gitgide ge,.
1en duru mlarını kısmen kaybettirm
..
meharet ve enerJilerın
arla
Tat
isi
nom
eko
Rus
}işen
olmuştur. Tatarlar
rine karşı devamlı yeni engeller
rindeki ilgilerini
Volgadaki sanayi ve Ural madenle
la
kuvvetlendirmişler, Çin ve Monğolistan alış venı
şme
a
yerle
larınd
lerini arttırmışlar ve Sibirya pazar
yi hızlandırmışlardır. Rus topraklarındaki ekono
mik sahalar faal bir halkın enerjilerini yoketmek
için yeteri kadar geniş idi.
.·
KISIM 111
PAN lSLAMİZM VE
lSMAİL BEY GASPRİNSKY
Tatarların ondokuzuncu yüz yıldaki canla.nma.,
lan ekonomik hayatı daraltmamış fakat din ve kili·
tür sahalarını g�letmiştir. 1788 nizamı imamların
veya hocaların yetişmesi ve bir Müslüman ruhani
idarenin doğması için lüzumlu olan dini eğitimin ge
lişmesini ileri derecede kolaylaştırmıştır. Tatarların
onsekizinci yüzyılın sonundaki bu okulları çok dil·
şük skolastik seviyede olduğundan Tatarlar gözleri·
ni orta Asyanın İslam eğitim tesislerine çevirmif·
!erdir. Buharanın medreseleri veya dini okullan
onuncu yüzyıldan.beri doğu müslüman dünyasında
çok şöhret almıştı ve bu medreselere Tatar gençleri
eğitimlerini tamamlamak için gönderilmişlerdir. Bu
nunla beraber Tatar talebeleri Orta Asya okullann
da kullanılan basma kalıp, orta çağ skolastik metod
lardan tatmin olmamaya başlamışlardı ve ondokuzun
cu yüzyılın başında Volgadan mümtaz Tatar din
adamı Abdul Nasir Ku.rsavi (1775 - 1813) Buharalı
din adamlannın anlaşılması güç sistemlerine karşı
protestoda bulunmuştur. Fakat Tatarların kendile
rine ait kültürel kalkınmasına yeni devreyi açmış
olan Şehabeddin Merjani (1815 • 1889) ilk modern
Tatar tarihçi ve reformcusu idi. Buhara'da on iki
yıl kaldıktan sonra
1849 da dönen Merjani
Volga mıntıkasında mü.slüman okulla.nn geJ.iımeai
için savaşı açmıştır. O Kur'anın ve mü.slümanlığm
r
Rıısya'da Pan-Türklzm ve MüsliiınalJıl
38
astik öğrenimi yerine daha az teo.
b�m a. ka. lı�;kol
p ik eğitimi ikame etnıiş ve
a. çok rat
rık, fa.k
n kendisinin kur'anı anlayabUe.
her hakı�:i mutekidi
metnin vazıh olmadıgı" •
··ne su"rmuş"tur·.· o eski
""
tevasının ve Muhammed'in
nı Kur anın orıJ inal muh
. .
.,v ·ınıesi yollarını n karartı l dıgını b"ıldirı
yord.a
nin
aynı
dil
za
i
m
Rus
da
._ a.
oögrenlbun. dan baı:ık
. o an an
.ıslam "ınme
ygu
d
du
1
v•t•ımı ve og··rvenilmesinin
egı
.. ..
.
k
. .
sı:t?,e
a
fakat
mus
1
umanlara
ıçm zararlı olmadığını,
ın
·
·
. " yeti
· t·ur··seon
ve
k
arın
1
ıyı
daha
için
ıslamı · anlamak
viyesinin artmasına. yardım edecegıne ınanıyordu.
cegını?
v•
•
v
vO
•
Merjani aydınlatıcı olarak bir nazariyatcı de·
ğildi, fakat daha ziyade bir pratik pedagogdu. O fi·
kirlerini tatbik sahasma. koyuyor ve iyi medreseler
yaratmak için sürekli olarak savaşıyordu. Yirmi yıl
lık sav�tan sonra zengin bir Kazanlı tüccar olan
İbrahim Yunusof'u yeni bir okulun yaraWması için
yardım etmek üzere ikna etmeyi başarmıştır. Merj
ani Volga Bulgarları ve Tatarlarının tarihi haklan·
da müteaddit esaslı eserler yazmış ve l{azan ve Pe
tersburg Üniversiteleri nin Rus bilim adamlarıyla
yakın işbirliği kurmuştur. Onun tarihi eseri Tatar
ların geçmişlerine karşı ilgilerini uyandırmak ve on·
!arın milli şuurlanmalarmın teşekkülü gibi her iki
bakımdan yardımcı idi. 1876 da
altmış bir yaşında
iken Merjani Kazandaki Ru
s otoritelerince Tatarlar
için öğretmen yetiştirmek
gayesiyle kurulmuş olan
okulda öğretmen oldu.
�aha ziyade Merjani'
r ak bır çok Tatarıar · nin gayretlerine bağlı ola·
onced
· en Rus diline ve «HriSti· •
.
yan kültUr
ü» olan batıya ka
rşı olan düşüncelerindeD
Pan-Jslamlmı ve 1small bey Gasprinsky
v�eçmek suretiyle başarı sağlamışlar ve onun gay·
retlerinin sonucu olarak Tatarlar arasında uyanma
başlamıştı. Merjani'nin önder öğrencisi Hüseyin Fe
itskhani (1826 • 1866) idi ve Kazanda sonra Pe·
tersburgda bir Üniversite doçenti oldu. Feitskhani
sonralan Tatar okullarında yapılan reformda işe ya·
rayan medreselerin modernleştirilmesine ait bir plan
hazırladı. Bu plan enerjik Tatar yazarı ve matbaacı·
sı olan Abdul Kaium Nasyri (1824 - 1907) ile Ta.
tarların aydınlanmasında büyük bir rol oynamıştır.
Onun bir sıra ders kitablan, lügatı ve takvimJ.erini
halk kitleleri için anlaşılmaz olan geleneksel Türk
edebiyatı dili olan Çağatayca yazmamış fakat ko
nuşulan Tatar dilinde yazmıştır. Tatarlar için ilk de
fa coğrafi, tarihi ve aynı zamanda ilmi bilgileri
«Konuşma
onla.rıın kendi dilinde hazırlamıştı.
Volga
birleşik
,ıın meyvalan» adlı kitabında Nasyri
Tatar dilinde yazdığına göre «Tatar dili fikirleri ifa
dede belagat ve uygunluğu baJnmmdan mükemmel
idi ve bazı hususlarda hatta daha büyük imkan
lar göstermektedir> diye yazmıştır. Sonra, yirminci
yüzyılda bu dil Tatar edebi dili olmuştur.
Nasyri konuşulan Tatarcayı literatüre sokan
yalnız birinci insan değildi, aynı zamanda bir Ta.tar
grameri ve Rusca - Tataı;ea ve Tatarca - Rusca
lügatlannı da hazırlamıştır. Onun faaliyeti olarak
zamanın. fen ve literatürü ilk defa. Orta taba
ka Tatar için elde olunabilmişti ve Nasyri'nin eseri·
n.in pratik etkisini Rus Lomonov ve Novikov ile
kıyaslamak mümkündür.
ürkl.ım ve MUslümanıııc
Ru,yıı'da ran-T
yETLERİ VE OKULLAR
YAYDI FAALt
yüzyılın ortasında eğitim ve mat,.
Ondokuzuncu
lan arasında
al sahalarının Tatar
baa Volg a ve Ur
kilit"
ur hay atının
ştir. Tatar
.one
. m1ı· il��leme kaydetmi Tatar burjuvazisi okull-�1
.·
uml u· olan
b""y
u ümesı ıçın sor
için gemas ı ve kitap basmak
. .
nn ve camı"lerı·n yapıl
r
1
ı
kın
pmıştır. Tatarla
� �athe.
niş maddi yardım ya
iklen öz.
e
ett
eld
ra
son
. ,nın
_
· eminıamesinden
..
.. 1uman
rıne
1ıga aı. t din
s
mu
fa
de
ilk
e
nd
esi
·· lük say
r lisans almışlar ve
�pla,r.ının basılmasına dai
ak üz.ere bu kitap
1802 de Kur'an da dahil olm
. lli yıl sonra 1853.
lardan 14.300 adet basmışlardır E
Tatar lisanıyl a
1859 da yalnız Kazan Üniversitesi
326.700 adet Kur'an ve diğer kitapları basmıştır.
1854 - 1864 de bu on yılda Tatarlar tarafından ba.
sılan kitap sayısı bir milyonu geçmiştir. Müslüman
dini cemaat i idaresinin kontrolü altında Tatar okul-.
!arının yayılması yav� olmamıştır. 1844 de Kazan.
da dört medrese (İslam teoloji semineri) ve 1860 d&
Orta Volga sahas� ve güney Urallar dahil olarak
1.859 Tatar mektebi ( camide mollalar tarfından ida
re edilen ilk okul) vardı. Bunlard an yalnız Kazan.
ilinde 408 adet idi.
TATAR NASYONALIZMt:NtN BAŞLANGICI
Her hangi bir müttefikin kuvveti ve bağımsız.
lığı ��arsa komşularını sıkmaya başlar. Ondokuzun·
yılın ortalarında. Tatarlann sür'atli gelişen
��illt� l
� ve ekonomik başarılarının Rus hükümeti Ç(!V·
relerınde tedbirler almaya vesile o
1masın a şaşma.•
mal1dır · Buna ilav
eten !kinci Aleksan dr idaresinde·
•
Pın·lılamlmı Ye tımaU bey Guprlmlıy
41
iken Rusya'nın milsltiman ve Türk soylu halkı sür'at
le artmış ve 1865 de 10 milyonu bulmuştur. Tatar
lar - ki Ruslann kendileri de onların yakınlarını ha..
mi olarak destekliyorlardı - Rusyadaki Türk asıllı
azınlıkların kültür ve ekonomik olarak liderliği du
rumunda idiler. Kazak steplerinin imparatorluğun
içine alınması ve Orta Asyadaki Uzbek hanlıklarının
zaptı ve Kafkasyada sükunun temini ile Slavlarla
arasmçlaki
Türkler ve çiftçilerle göçebelerin
savaş sona ermişti. Türklerin dış dtişman olmaları
artık sona ermiş fakat ohlann İmparatorluğa alın
maaı problemi meydana çıkıyordu.
Rus - Tatar ilişkilerinin gelişmesi idari çev
relerdeki slavcılık modasının büyümesi ile daha da
güç bir hal alıyordu. Ortodoks kilisesinin ve slavla·
rm müdafii olarak Tiirkiye'ye karşı 1854 - 1855 ve
1877 - 1878 deki savaşlarla Rusların bu tutuınlan on
ların müslü.ınan teb'alanna karşı devlet olarak al
dıklan vaziyette ters bir tesir yaratmıştı. 1830 da
Çar hükümetinin programında destan olan «Orto
doksluk ve Nasyonalizm> (Pravoslavie i narodnost)
sloganı imparatorlukta yeni Rus-Slavcı! milli ideo
lojiyi yansıtıyordu. Fakat Avrupada ve R�y:ada.·
nasyonalizmin büyümesiyle beraber Tatarı� a.raımı
da. milli şuur büyümekte idi. Demir yollarının yapımı
ve denizlerle ilişkilerin artması Rusyanm muhtelif
Türk asıllı halkları arasında ve onlann Osmanlı
Türkiyesiyle temaslannı kolaylaştırmıştı. Osmanlı
Türkiye'sinin aynı zam anda Halife Sultan olarak
başta gelmesi, Mekke ve Medinenin mukaddes yer.
le;ı: -olarak tanınması anlaşılabileceği gibi - Rusyaıµn
,
42
-Tilrklzın ve Milslilınaııhk
RusY•'d 8 Pan
etki yapıyor
iit;erinde büytik bir
lkı
ha
&n
m
slü
mü
du.
REKET
'll'U
y ,D
a& tNDE HA
Mt)SLüMANLIK J..
ar h ükumeti arasın..
s v Tat rlarla ç ana çıkması için ilk
n
�rak meyd
. �� � � ��
daki ılışkil erın cı di o
1854 de düşmanlığın başlama.
tepkiyi hazırl�
lisi K. K. Grot «Osmanlı Türki
sında Samara
tatsızl ığın başlaması ve
esiyle Rusya . arasın da
.
takibe ugradıgının Ta.
Y
.
Tü
· .. rkiye,deki hrıstiyanlann
"' ti•
üzenne Rus h''ukume
tarlar taraf . dan duyulması
· lümanların da takibe
ın mek üzere müs
nin buna be nze
nı» yazmıştır.
ugrayacaklarını kafalarma koydukları
' ..
t soy·
Volga sabasında Tilrk ordusunun başarısına aı
_:1ın
m:-�
alar
caııı
,ue
ıentiler dolaşmaya başlamış ve moll
er
dua
etmel
inin
için
yeti
galibi
'Türk müslümanlarının
tesiri olacağı sözleri yükselmiştir. Bu etki altında Ta·
tarlar Rus ordusunda hizmet etmeye karşı protesix>
etmeye başlamışlar ve yüzlerce Tatar celp efradı kaç·
mışlardır. Kırım harbine yakın 1856 da 140.000 Kı·
rım Tatarı - yarımadada yaşayan hepsinin yansın
dan fazlası - Ttirkiye'ye sığınmışlar ve Osmanlı im
paratorluğuna göç etmek arzusu Volga Tatarlarına
da yayılmaya başlamıştı. lstanbul'a doğru bu hare
ketin büyümesi Rusya'daki Tatarlar arasında ilk
Pan - lslnmıizın ve Pan - Türk izm tohumu olmuştur.
Tatarlar arası nda dini ve etnik birliğin artan
duyulmasının diğer bir tezahüründe yeni olarak hrls
tiyan olmuş Tatarların kitle halinde mü
slüma.nlığa
dönmesi, öte yandan Volga sahasındak
i Rus olma.
yan halklar arasında tnüslümanlık
propogandasının
başarısı da müessirdi. Volga ve
Urall.ardaki bir çok
w
w
w
Pan-1.slaııılmı ve bmall bey Gasprinsky
43
Çuvaş ve Fin - Ugur grupların müslüman olma..
lan ve Tatarların dönmeleri Rus otoriteleri tara..
fından Tatarların kültürel zaferleri olarak görül
müştür. Bununla beraber Tatar - M�lüman kültü
rünün ondokuzuncu yüzyılda Volga sahasına olan te
sirinin btiyüklüğti ço_k fazla görülmemelidir. Çünkü
Ortodoksluğun sonra eskiden dönmüş Tatarlar ve
Volganın diğer kabiılelerindeki muh ted.ilerin arasında
derin kökler salmış ol?,uğu kendini isbat etmiştir. (Bu
1905 de din serbestisinin ilanından sonraki hadise ile
kendini göstermiş ve din değiştiren Tatarların
dörtte biri müslümanlığa dönmüş ve yüz yılın dö
neminden sonra Çuvaşlar arasında daha başkaca is
lamiyete dönen olmamıştır. Hatta 1926 da Ortodoks
kilisesinin Sovyet rej,imiyle başlayan tazyik
devresinde 100.000 den fazla Tatarın kendilerinin
Ortôdoksa. dönmüş olduklarını a�ıklamışlardır.) Bu
nun yanında hükümet daima müslüman olmayan Vol
�a grubu azınlıklarının Türkleşmesi ve Müslümanlı
ğından korkmuştur ve Tatarlar Müslümanlık için
kültürel faaliyeti ve propagandayı teksif ettikleri za·
man İslamiyete dönüş Rus otoritelerini korkutmuş,
fakat alman karşı tedbirler ise Tatarları kızd.ımııştı.
1877 - 1878 savaşından sonra Tatarların hepsinin
zorla Ortodoks olmaya mecbur edildiği rivayeti çık
mıştı ve bu bir kaç ayaklanma ve Kazanda, Sam.ara.
ve Vietkada gösteriler ile sonuçlanmıştır. Bir çok
Tatarlar bu karışıklığa kaWdıklan için cezalandı
rılmışlar ve Sibirya'ya sürUlmüşler ve Rus otor
itele
ri Tatar aydınlarını esassız olan dooikod:nnun
yapü
masmı durdurmaya tedbir almalarını vey
a nüma
yişçilerin kontrolünü isteyerek suçla.ımşlardır
.
"''
nıa
. Tatarlar arasında korku. yarat n
tdarenın ..
okullarına olan arzuya !'af·
l
fun8ll
us
M
-ve
ı
ayan halk ar
başlamas
ya•daki Rus olm
. ıçın
. . b"ır tedb"ır a&ındı
0o. gu·.. ..Rus
n
alcbr.
ün kuvvetlenm.es
ıne .
Rus kül�c Catherine'den sonra misyonerlik �
mamıştı. 1kin i
:r-ı-.
tı ve Tür"k , Fin • Ugur ıvw-L
b alan bll"a)olınıŞ
arına g itmelerinin zorlanması tee.
kull
1
Rus kültürüne olan dQı.
�:rt:ı:.ısız kalmıştı.
ru
arı Rus okull�
bilmem·e· onl
..
manlık ve Rus dilini
:_
ı
renmemış1.-.....ı
cı.uıc.
götürmemiş ve okulsuz da dı ı og
JLM1NSKY'NİN EGtTtM PROGRAMI
w
•
Kazan Ortodoks Tooloji Yüksek Okulunda Pro.
fesör olan bir Rus eğitimcisi N. Droinsky Rus o
yan halk için 1860 4a yeni bir tip eğitim sistemi 2'eıl·llldl��
tirmişti. Ilminsky Rus hükümetinin Müslüman o
lannın ve İslam kültürünün Tatarlara olan e·--·-...._.....
karşı savaş için bunların saf dışı bırakılmasmı.tee-:
rübe edilmesini lojik olarak mülahaza etti bu tesir direkt olarak onların Rus devleti içinde
ridine ve yabancı kalmalarına sebep olacaktı.
Rus okulu Tatar halkı için Rusçayı bilmeınelerin
uygun olmadığından Ilminsky Rus • Tatar okub•·
için yeni bir program yapmış ve buda
yerli dil .ile idare �ti. nk sınıflarda Tatar
�
�� k�cli dillerini ve «Rus uygarlığının esaaJ
ın
edile}'.ek> öğrenecekler. nen s nıflarda Ruı
ı
___,_ n .
dili okuyacnı.1
«Rus olmayan halkııı
. . cu..ıa.ruı. mınsky
k�di. dili
w
yle yapılan ilk egı
.timin (R us okullarmda)
.
ilerde. R08 dilinin ve Rus
adetlerinin yayılmasını dahi
�k-vmedeıı bir yol duğuna> tam
. ----·....,
aıµen ınc1llJ.U.19
- ]l.
mınsky yeni bir 'fa
.
tar alfabesı meydana çıtarmııtı.
�z:cume
PaJı.W@rnbm ve lımall bey Gaspriıısky
bu arap harfleri ile değil de Rus harfleriyle idi. «D
minsky'nin alfabesi> talebeleri arasında arap harf
lerinden daha çok kolay olmasından başarıyla karşı
lanmıştı. nk Rus - Tatar okulu 1863 de Kazanda Ta
tar öğretmenlerle açılmıştı.
Rus hükümeti başlangıçta Ilminsky'nin tecrü
besine karşı çok şüphe gösteriyordu. Konservatifler
onun Rus olmayan halkların nasyonalistik duygulan·
nı tenbih etmek suretiyle kışkırttığını ve Rus kültü
rünü kaybettireceğini ve bir ayn (separistist) ha·
reketi yaratacağını yapmakla. suçladılar. Fakat ffiUw
kaddes Sinodun müfettişi K. Pobedonostev Ortodoks
kilisesinin yardımıyla Ilminsky'yi bu yolunda destek
lemiş ve ondolruzuncu yüzyılın soumıda Tatarlar için
olduğu kadar diğer Volga azınlık halkları ve bahu·
sus Çuvaş, Maris ve Votiaklar için de yüzden fazla
okul yapılmıştır. Ilminsky'nin okulları çok başarılı
olduklarını göstermiş ve Çuvaş, hristiyan Tatar
lar, Maris ve diğer Rus olmayan doğu illeri halkla·
rının arasında ilk aydınların yetişmesi için çok başa·
rılı olmuştur. Pedagojik bakımdan eğitimi ya Fa.rsca
veya Arapca olan Kur'andan başka bir şey öğretil
meyen müslüman okullarından ileri derecede yük
sekti..
Ilminsky'nin Rus lisanını ve kültürünü Rus ol·
mayan hallt arasında yayma metodumm pratik ola
rak tatibik kabiliyetinde olduğu sonradan Sovyet
hükümetinin onun siteminin esas p�iplerini adap
te etmesiyle sabit olmuştur. Sovyetler· Rus olmayan
ların okullarında Ilminsky'nin programımn esaala
nnı ve onun alfabesini kabul etmiştir.
1
1
••
,
Ro,ya'da Pan·Tilrldmı ve Miisıü
-......
lan ve aydınla�ı bununla beraber
Tatar .din adanı
. sk ' n n projesini açıkça d üşmanca ka rgıla.
m
n ın y oı nda Ruslaştırma için 1ku.vvetli bir vaaı.
. ..
..
mışlar ve
. şlerdir· Onların düşunce erm. e g ore bu ıın..
mü
�
r
o
"
g
man dm adamlarııuıı
sl
ü
Mü
sli
ılma
�
a
n
n
şıt okulla .. y
n"' fuzunu tehlikeye düştı.
Tatar .halk1 u�rine olan ü
deger o1ara k Ta t ar d'ın adanı.
recektir. Memnuniyete
. . Rus hükümeti hemen her k..oyde o lan . mUsuı.
lan ıçın
d b
man medreseleriyle rekabet e en u t'ıp yem Rus •
Tatar okullarından yeteri kadar açm amışlardı.
GASPRINSKY ve OSMANL'I
UYANIŞI
Tatarların eğitimdeki ilerlemesi ve milli hisle·
rin duyulmasının artmasında Rus eğitimi gör.ıntJı
olan Kırımlı Tatar İsmail Bey Gasprinsky'nin onla.
nn başlıca benimseyicisi olmasıyla bilhassa açıkça
kendini göstermiştir. Ondokuzuncu yüz yılında Rua·
ya'daki Türklerin tarihinde çok mUmtaz bir yer tut·
mU§ olan Gasprinsky (1851-1914) eğitimini Bahçe.
ray (Kırımda) ve Moskova'da görmtiş ve burada tah·
siyetiyle çok tanınmış ve Moskovskie Vedomosti'nin
ve Pan - Slavistliği öğrenmesine ve bu da onda
kendi milli ideolojisinin doğmasına seb
ep ol·
mU§tur. Bahçesaraya dönd kten
sonr a Gasp
ü
r�sky Chernysbevsky, Pisare
v,
Belinsky, Herzer ve
.
dlger hbe
ral dtişi.\nceli Ru.s yazarla
rın eserlerini ya·
kından tanıınıştırki bun
lann eserlerini çok tuhaf ola·
ra.k mah� polis şefin
in kitaplığında bulmuşt1lt,
870 de Gırı. dde Tlir:k
idares
t
u:
kaldır�ı esnasında ine karş ı YunanWarJD
Gaaprinaky Tlirklere ol
sempatısinı !sileri
Bindirmek i çin Osmanlı ordarı
u·
Pan-Jılamlmı ve 1mıa.JI bey Gasprinsky
41
suna katJJlmayı istemek suretiyle hemen göstermiş
tir (bununla beraber kabul edilmemiştir.) Sonradan
ı tstanbul'da ve daha sonra Paris'de kalması Gasp
rinsky'nin istikbaldeki çalışmalan için onda liberal
nasyonalizm ruhunun doğmasına önemli bir fırsat olmuştur.
Pan Slavizm ve Fransada kazandığı intibalar
dışında T ürkiyede cereyan eden iki aydın olay on
da çok derin etki yapmıştır. Bunların birincisi ,:aza�
ve gazeteci Kemal Paşa (Namık Kemal), Şınası
Efendi ve Ziya Paşanın önderliğindeki genç Osman
lı hareketi idi. Bu hareket Tanzimat denen (1840 1880) Osmanlı imparatorluğunda idari ve eğitim re
formu devresi esnasında başlamıştı. Bu genç Os
manlıı aydınları 1859 dan sonra başlamış olan Tür
kiyedeki Kültür ihtilali ve edebi avrupalılaşmanm
başlamasına ön ışık tutmuşlardı. Türk edebiyatının
çok ı,ıümtaz tarihçisi E. J. Gibb Osmanlı kültürü için
«!randa doğmuş ve devamıdır denir> diye söylemiş
tir. 1859 dan sonra Türk yazarlar edebiyatta İran
geleneğini keserek Firdevsi, Cami ve Fuzulinin şiir
verasetinden Hugo, Balzac, Faubert ve Duma'nın
eserlerine dönmüşlerdir. Gibb «Yeni öğrenişin Tür·
kiye'yi ilimde orta çağdan bugünkü güne getirdiğini
ve politikada jön Türk partisinin doğmasına yol aç.
tığım» yazmıştır.
1stanbul'daki genç aydınları 1860 - 1870 dev·
resinde etkileyen ve İsmail bey Ga.sprinsky için bir
ilham kaynağı olan ikinci ideolojik olay Af
ganlı din alimi ve reformcusu. Cemaleddin Afga.ni'nin (1839 - 1897) yarattığı Pan lslamizm'di. Cema·
Rıısya'da Pao·Türklmı Ye MiislömııııJıl:
.. 1um
.. an ı"tilcadının temizlenmesinin ve onun
leddin mus
· elerinden ve onun batıl 'ınanlf-.
·
• kaba halk duşünc
k�rıIması l"uzumu
!arda n dini tatbikler aç.ısından
_
bır sınıfın meydana
nu ve aYdın ve eğitilmış .
. ede ıse
. .ı.ı:ıla
•- m
sevıy
ık
çıkmasın ı bildiriyordu. Polit
.
.
"
mleketlerini bristiyan Avrupanın hak ımıyetindeıı
�ma. tslam Sosyetesindeki internatio nal en
gellerin kaldırılmasını ve politik olarak bütün mtle
lümanların bir kuvvetli devlet veya federasyon ola
rak birleşmelerini düşünüyordu. Böyle bir birleşme
_ veya Pan lslamizm - ondokuzuncu yüzyılın son
zamanlarında müslüman gençler arasında çok ilgi
görmüştür ve bu kuşkulu Sultan Abdülhamid'in
(1876-1907) politik felsefesinin bir parçası idi. Hali..
fe Sultan Abdulhamid Osmanlı İmparatorluğunda
Pan 1slamizm propogandası yapılmasını Müslüman
birliğinin onu bütün müslüma.nlann önderi mevkil
ne getireoeğini ümit ederek teşvik etmiştir.
TERCUMAN
'
Gasprinsky Kınına dönünce pedagojik çalışma
lıu-a başladı ve 1881 den sonra Cemaleddinin tavsiye
lerini ta.kibederek Rusya'daki müslümanların bir
leşmesi için propogandaya başladı. 10 Nis 1883 de
an
Şinasi Efendinin yayın organı olan Ter
cüman-ı Ah·
valden ismini aldığı Tereuman gaze
tesinin ilk sayısı
çıkt�. � aspriıısky'nin gazetesi
25 yıl kadar Rusya
da� Tu- �ltl�rin düşüncelerine
şekil vermesine yar.
� etmiş�. F'akat pedagojik ve gazetecili faali·
k
ye �ı G!1,Sprın ky'nin enerji
�
ve ilgisini yitirmemiştir.
O ilk ve en .onde gelen
bir milli ve sosyal liderdi. O
devamlı olarak Rusya
nın muhtelif müslüman mem·
Pıo-lıılamlzm ve tımall bey Guprfaıı)ıy
leketlerini ziyaret ediyor ve şahsi temaslar kadar ya·
aşı
zıh metinlerle onun birleşmeye ait düşüncelerini
asp
de
�
lamaya çabalıyordu. 1880 - 1890 devresin
rinsky Rusyada en çok sevilen ve nüfuzu olan lıder
di ve onun sözleri hatta Rusya dışında da dikkatle
izleniyordu.
MOSLOMAN BtRLtGt
Gasprinsky eserinin esasında «Birlik> için üç
prensip koymuştu. Bunlar : Dil birliği, düşünce bir
liği ve iş, birliği idi. Birlik deyince omm kastettiği
Rusya'daki bütün müslümanlann birliği idıt Fakat
Rusya'daki müslümanların büyük kısmı Türk
asıllı hallklar olduğundan Gasprinsky'nin din birliği
için olan çağnsı Rusyadaki bütün Türklerin milli
birliği için yapılmış bir çağrı idi. Bu suretle belki
başlangıçta gayri şuurl olarak Gasprinsky ve onu
izleyenler Rusyada Türk nasyonalizminin kurulması
na sebep olmuşlardı. Gasprinsky'nin ikinci prensibi
olan dil birliği onun milli çağrısını daha da kuVYet·
lendirmişti, zira kolayca anlaşılabilirki Rusyadaki
müslümanlar için müşterek dil olarak yalnız Türk
soyu bir lisan olabilirdi. Bununla beraber teorik ola
rak Gasprinsky genel manada Müslüman dünyasının
birliğini milli sınırlara ve müslüma.nlann dağılı§lan
na bakmadan tasavvur ediyordu. Müsliimanlar ara
sında yer tutmuş ve onların değişik kültürüyle so
nuçlanmış olan Orta çağ psikolojisinden onların ayrıl
maları modern avrupai kültüre girmeleri lüzumunu
düşünüyor ve bunun için lüzumlu çaba gösteriyordu.
O müslüman kadınlarının serbestliği noktalarından
müslüman �ayatında bazı reformların yapılmasında
r
Rusya'da ran-Tü.rldzm ve Müslü lllaıılık
lı değildi . . Aynı z����-b ununıa
daha az kesin kar�r
ı müsliıman kulturunu destek.
beraber onun Program
-·ıd·ı. B"ır
degı
k
..
d üncelere dayanma sıZm
da Tilrkçe�in okutulması
:t�U:üman okulların
edin ve İslam kill..
.. e sürerken Muhamm
.. ..
luzu munu on
·
1uzurnunu
.. ün dili ol an arapcayı ogrenmenın
f"
Fakat arapça granıe.
r etmeye devam ediyordu.
e !stanbul'dan getirttiği
rininı eski !ran kitabı yer�
.
modern Türkçeyi ikame edıyordu
Müslüman Kültür Birliği savaşında Gasprinsky
·· lüman okullarında ve Rus basınında Osrnanıı
:kçesinin genel olarak edebi dil olara k kabulünü
tasviye ediyordu. Tercuman gazetesin�e Gasprinsky
Rusya Türklerinin yüz yıllardan ben onların yazı
dili olarak kullandıkları ne Ortaçağ Çağataycasım,
ne de ilk defa Nasyri tarafından kullanılan konuşu
lan Volga Tatar dilini kulanı yordu. O Jön Türkler
tarafından arapça ve farsça kelimelerden temizlen
miş olan Osmanlı Türkiye'sinin modemleştirilmiı
edebi dilini kullanıyordu. Bu dili Rusyadaki bütün
Türk okullarına yaymak için zorlama o kadar ko.
lay bir iş değildi, zira Osmanlı Türkçe si Rusya 'daki
Türkler için Çağatayca gibi anlaşılabil inen bir dil
değildi. Türkiye'ye yakın olmalarından Kının Türk
leri onu anlayabi liyorlardı. Azerbaycan Türkleri ay·
nı linguistik gruba ait olmalarından Gasprinsky'nin
Tercuman'daki dilini büyük zor
luk çekmeden anlı·
yorlardı. Fakat Volga sahası
ndaki, Kazak stepleri
v��: Orta Asya'daki basit
ok ur Osmanlı Tü rkçesi
� 1:n meksizin anlay
am
ıyo
rdu. Bu sebepten Gasp
.
r":8°;Y nın
ve Tatar aydınlarının ..
but..un çabalarına
..
ragmen bu
tün· Tü.. rkler için
anlaşılabilen bir edebi
=
Pao-lslamizm ve tsmaU bey Gaspriıısky
51
dil yaratma deneyi başarısız kalmıştı. Türk asıllı
halklar arasında hepsi için bir dil bulma çabası ara
taraı.
larındaki linguistik ayrılıklar ve binlerce yıllık yer
ve dil birliklerinin kurulmuş olmasından dolayı ay
nlnuştı.
GASPRİNSKY ve RUSYA
•
Türk dini, kültür ve dil birliği fikri ile meşhur
olan Gasprinsky'ni n
her hangi bir açık milli si·
yasi tahrikten kaçınmış olmasına inanılmaz gibi gö
rünmektedir. Rusya'daki Türklerin kültür ve din esa
sına göre birleşmesinin teşvikinde onun fikrinde bü
tün müslüman dünyasının kuvvetlenmesi vardı. Bu
nunla beraber ne Rus imparatorluk ve ne de Osman
lı Türkiye'sinin rejimi ondokuzuncu yüzyılda bu sup
ranational devletlerin zayıflamasına tevcih edi
len her hangi bir açık politik çabaya tahammül
edileceğini sanmadığını biliyordu. Müslüman kül
tür birliğinin sebebinin hazırlanmasında Gasprinsky
Rus devletine karşı tutumunda çok dikkatli hareket
ediyordu. O Rusya ve Osmanlı imparatorluklarını ka
çınılmayan tarihi badirelerin sonucu olarak teşek
kill etmiş devletler olarak görmekte ve buna rağ
men onların devamlı olarak hayatiyetleri için ken
dini bir müdafi olarak görmektedir. «Rusya - Doğu
.Anlaşması» isimli 1896 da neşredilen broşüründe
«Müslümanların ve Rusların toprağı sürmeyi, ekme
yi, hayvan beslemeyi, ticareti ve hayatlarını beraber
yapabileceklerini veya yanyana yaşayabileceklerini>
yazınıttır. 190Ş de ilave ettiğine göre «Ruslar ve
Tüı-kler Altay ve Pamirlerin eteklerinde n Baltık De-
Ru.sya'da Pan·Türkimı ve Müsliinıaıııııı
an muazzam müşterek
ar k adar uzan
w
nizi bataklıkl ına
riyl e bag lanmış lard ır. Bu mazide
.
bir s�a.da bi. rbiırle
alde bu ha;lklar elele her ikisi için
böyle ıdi ve ıstikb
· ümeye ın..,.
u bulmak için yür
.....
IUzumlu hayatın yolun
diye
ı
r.»
yaz
klard
a
mıştır,
yac
a
anl
bur olduklarını
asıllı halkl arın Ruslarla bir
O hatta gelecekte Türk
e yaş ayacaklannı dü.
devlet teşekkülünde beraberc
.
da Rıazan (sic),
anların
şünmüştür. «Tarihi zaruret
ve hatta Tra nskaf.
Kazan, Astrahan, Sibirya, Kırım
bir
par�ası old u� u
a:nın
kasya hanlıklarının Rusy
ve yak ın bir vakitte Rus ımparatorlugu Rusya nın
henüz tabii tarihi sınırlarının erişmediği Orta Asya'.
nm bazı hanlıklarını içine alacaktı, fakat biz er veya
geç Jtusya'nın sınırlarının bütün Tatar halklarını içi.
ne alacağını sanmaktayı z. İstikbalde belki Rusya en
önemli bir müslüman devletleri olacak ve ben onun
büyük bir hristiyan kudreti olması önemini hiç bir
zaman azaltmıyacağını zannetmekteyim.»
Gasprinsky Rusya'mn en çok acil politi kasının
kendisiyle müslüman komşuları Iran ve Türkiye ara
sında dostluk münasebetlerinin doğması olduğunu
ve hatta onlarl a bir ittifak bile yapılmasını tahmin
etmekteydi.
«Rusyamn Türkiye ve Iranla dostane ilişkiler
kurduğunu bir defa tasavvur edin ... Rusyanın gü·
ney sınırlarının emniyeti... Müslüman krallıklarla
uzun bir anlaşma ile Rusyanm bat
ıda ve uzak doğu·
da k udreti hiç şüphesiz destek
bulmuş demektir...
�rk�ın�a Türkiye ve Iran
olarak Rusya bütün do
� mus�um�arla. akraba olacak ve hiç şüphesiz İn·
gilterenın daıma tecrübe t
et iği Müslüman milletleri·
Pao-hlamizm ve 1mıail bey Gaspriıııky
53
nin ve onların uygarlıklarının başı olarak kalacak·
l I
tır.»
Tarihi realitenin müsaadesi ve Rusyada Türkle
rin durumu için Gasprinsky M'tisltiman inancı ve
Türk soyu birliği'ni korumayı düşünüyordu. O
bildirdiğine göre Türklerin ve Rww.arın birbir lerine
yaklaşmaları · veya ifade ettiği gibi Türkler in «mo
ral rusla.ştırılması» ancak Rus hükümetinin Tatar
dilinin eğitimde tanıması ve Tat arların entellektUel
seviyel erinin yükselmesi ile en iyi bir surette tahak
kuk edebilecekd.i.
YENİ
METOD - « USUL - t)' - CEDİD:ıt
Gasprinsky'nin gözlerinde eğitim müslüman c�
miyetini korumak ve Türk asıll ı müslüm anların
milli doğuş ve birliği için bilh�ssa Tatarların misa
linde olduğu gibi başlıca silahdı. Netice ol arak onun
başlıca gayretleri eğitime ve yeni reform geçiren
okullara yönel tilmişti. Önceleri Kırım hanlığının
başkenti doğduğu yer olan Bah�aray - orada Ter
cmnan'ın yayınlanmasına borçlu olarak yine Tatar
kültür merkezi olmuştur- Gasprinsky sonradan di
ğer «yeni metod» okulları için bir misal olarak re
form y apılmış bir okul kurmuştu. c Yeni meto<h
(Usul - ü • cedidı) ilerici Tatar reformcuların bir slo
ganı olmuştu ve onlar kendilerine «Cedid.ler » yani
«Yeniler» diye söylüyorlardı. Yeni tip okulda öğren
ciler arapcayı harflerin alfabetik isimleri yerine fo
netik olarak söylüyorlardı ve onun öğretim metodu
yalnız Rusyamn Türkleri arasında çabucak y ayıl
.makla k aymayıp Çin, Iran ve Hindistan sınırlarını
da geçmiıti, Gasprinsky Kur'anın okunmasını ve
54
Kıısya'da Pao-Türkizm ve Müslüınaıııııı
- ana hu''küınlerini bu müslüman okulla.. anlı gın
.. 1u�
mus
n an çıkarmış, fakat aynı zamanda ınarm pr�gramı d
a gibi «dünyevi» konulan
tematık, tarih ve cog�rafy
almıştı.
bununl� �raber �iç
Gasprinsky'nin kendisi de
.
tım ve dun
egı
ul
u
ok
metod
Yeni
dan
a
m
farkına var
.
· yeni prensipleri dışında bu okullar . lsyevıleşmenın
geleneklerini ıosmen terkeden, aırapca yeııne
1
;::.kçeyi ika me eden ve eski muhafazkar kültürden
ayrılmayı getirmişti. Bu Cedidlerl� onların .muanzla
n olan an'aneye bağlı Usul Kadim (eski metot)
yürüten «Kadimistler» arasında bir kavga konusu
olmuştur. Fakat yeni metod çok çabuk yayıldı ve
1914 de 5.000 kadar Tatar ve diğer müslüman okul·
lan bunu benimsediler. Orta Asya'nın, Kafkas
yanın ve Volga · Ural sahasında muhafazakarlar ta·
rafından yürütülen müslüman okulları bununla be
raber reformcuları münkir ve dönek görerek Ce
did'lenin pedagojik sistemini
reddetmişlerdir.
1912 de 25.000 olan Tatar okulların gelişmesi·
nin sonucu olarak Tatarlar arasında okuyup yazma
bilenlerin sayısı Ruslardan ancak çok azbir derecede
idi. Tatarların yüksek okullarındaki şartlar çok fe
na idi. Mukayeseli yüksek eğitim unsurları Ufada
1906 da kurulan Alieh medresesi, Orenburg'daki HU·
seyni medresesi ve Kazandaki Muhammedi gibi �ir
kaç medresede bu programı tatbik ediliyordu.
Tatar topluluğunda uzun zamandanberi lider
grubu teşkil eden Tatar burjuvazisi baş
langıçta Gas
prinsky'nin faaliyetini bir derece
itimatsızlıkla kar·
şıladı, sonra onu tam olarak des
teklediler. Tatar bUl"'
A
ran-Islamimı ve İsmail bey Gasprlıısky
55
juvazisinde milli şuurun büyümesi Rus otoritele.riy·
le olan ilişkilerin keskinleşmesine sebep oldu
ve Tatar tüccarları yeni okul programlarını fay
dalı görerek yeni mektepleri ve medreseleri olduğ�
kadar öğretmenlerin eğitimi ve kitap basmayı mali
yardımlarıyla temin ettiler.
"
TATARLARIN KOLTOREL GELİŞMESİ
Çarlık Rusyası rejiminin son yarı yüzyılındaki
bu Tatar okullarının sür'atle başarısına rağmen bu
nunla beraber müslüman eğitimi sistemi hala tam
eşekkül etme m iş ve medresede elde olunan eğitim
seviyesi gimnazyumların (Rus liseleri) orta sınıfla
rından yüksek değildi. Yirminci yüzyılda ilerici Ta
tar milliyetcilerin ekseriyetinin Tatar okullarından
çıkmadığı, fakat Kazan'daki Rus Tatar öğretmenler
kollejlerinden, Rus gimnazyum ve üniversitelerinden
veya İstanbul veya Fransadaki okullardan geldik
leri dikkate şayandır.
On ikinci yüz yılın başlangıcına doğru belirli bir
Tatar aydını grubu teşekkül etmeye başlamıştı, an
cak bunları teşkil edenler Rus muarızlarından biraz
farklı idi. Bir sıra eğitim enstitülerinin yayın
evleri ve kesif entellektüel hayat dolayısıyla
Tatar şehri Kazan müslüman dünyasının dört kül
tür başkentlerinden biri olmuştu. Tatarların ekse
riyeti sofu idiler ve buna devam ettiler, fakat onların
politika ve sosyal düşünceleri halen Buhara ve ge
leneksel müslüman inanışlar yerine Moskova, Peters·
burg, İstanbul ve bir derece Paris'in tesiri altında
idiler. Tatar politik gruplaşma kendini Rus toplulu·
ğund.a bariz derecede uygunluğunu yansıtıyordu.
•
au,ya'da Paıı-Türkimı ve Miislüman1ıt
tlarında değişiklik ol
Tatarların günlük haya
nia
u mda� Tatar -��ını .
muştu. Eğitilmiş topl .
a bır Tatar asılmın, çıftlik
beten serbest olmuştu; zır
amının evi Rusların.kin
sahibinin, aydının veya iş ad
dış görünüşleri elbi
den az farklı idi. Ve Tatarlann
rı bir Asyalı gi
ayı
seleri, tavır ve hareketleri, yaş şla
bi değildi.Bir misal olarak '1905 • 1907 deki Azer.
baycan'm baş mecmuası olan Fiuzat'ta o keli me ola..
rak ıöyle seçilmişti : «İslam inanışı, Fran sız di..i§tl.
nil§U, Avrupai görünüş>. 1906 da Yusuf Akçora
Rus Kadet Kongresinde Müslüman Kurucu De mok.
ratlann (Kadetler} programını izah ederken bunu
çok mükemmel fransI?,Ca ile söylemişti. Yanm yüz
yıldan daha az bir zamanda Tatar üst tabakası sür'
atli bir kültürel gelişme göstermiş ve avrupaJıla,
mayı aşikar bir vüs'atle almışlardı.
Bununla beraber düşük seviyeli .Tatar toplulu,.
-���a� durumu bilhassa t3ira halkında çok
!:gışık
ıdikı bunlar 1897 de Kazan ilinde hala b"ttin
u
Tatarların % 95 şini buluyordu. Köylerine
kapanllll§
olan ekseri Tatar köylüleri Ruslarla
ok az temas
yapıyorlardı ve onlar hala tamame : ,
hU·
kümleri ve usullerine g"ore ve .. � ur anın
.
.
mus!Uman d'ınının ru..
·.
h anı. onde
rlıgindeki bir d.un
yada yaşıyorlardı. Tatar tüccarları doğu sah 1
L: ticaret yaptıklannaS.: ;:a,e Y�?�cı �ınleketler
r �oylülerı Ilminsky'·
nın kurmayı düşündüğ
ü
b
ir
te
c�t durumunda kal
lXU§lardı. Yaln
ız ih tilalden
el
� kı son on yıllannda
Rus ekonomisinin ge
liş mesının parlakl
ığı altında du·
rum değişmeye b�._ı:ı1allll§t
ı
ve
b
ır
'
çok Tatarlar Ka·
zan, Ufa v e Orenb
urg sahalar
mdan bUyükce ıehir·
Pa.Iılarnlzm ve tmıaJJ bey�
51
lere ve sanayi sahalarına ve bilhassa Mask.ova
ve Donets h avzasına göç ediyorlardı. Bunun
aksine olarak Tatar köyündeki hayat Rusyadald
Tilrk halklarının durumunda yeni bir yol açmış olan
1905 in akını kalan ihtilalin sonrasına kadar değiı
meye bqlamanu,tL
1
1
1
1
1905 de Partiler ve Programlan
KISIM iV
MtLLl HAREKET
ROGRAMLARI
1905 DE PATİLER VE P
mili
1905 e kadar Rusyadaki Türkler arasında
.
tar
bır hareket·ın ilk açık tezahürü duyulmamıştı. Ta
.
gayretlen o zamana kadar
l.be
1 ral yem1ilt getirenlerin
·a·
lı .
b lıca bir kültürel ve dini tabiatta ı ı ve da a zıya.
/;Rusyadaki muhtelif Müslüman gruplar arasında
temasın yerleşmesine, eğitimin reformuna ve Tatar
hayatının modernleşmesine yardım ediyordu. Ne la
mail Bey Gasprinsky ve ne de onu destekleyenler
1880 ve 1890 da her hangi bir politik işe karışma
mışlardı ve onların çalışmalarında açıkca milli bir
gaye sezilmemişti. Her hangi aşırı hareketin başlan·
gıçta başarı sağlar gibi olan şüpheli bir iyiliğin ya·
rarına ve onları Rus idaresiyle bir çatışmaya götü
recek hareketin tehlikeli olacağını bilecek kadar
rea
listiler. Bir defa 1905 de sosyalist bir yay
ının etkisi
altında kalarak bir sınıf mücadeles
ini h ayal edinen
ve Tatarlar arasında bir çatışmaya
yol açacak bir he
vesdek.i genç Tatara verdiği
cevapta Gasprinsky fi.
lozofca şuna işaret etti:
«Oğlum, senin tec:rübeıı
yok ve bu yüzden sen
kelimeler karşısında çok fazla
�a.lük gösteriyorsun
... Kültürsüz bir halk he hangi
r
bır sanayie sahip ola
maz. Sanayıs·iz de iç rekabet
olamaz. B " n b'ı · m
ugu
zı ödevimiz kültürümüzü �,;, 1r.,..ıtmekten ibarettir.>
.,�
1890 ortasında sosyal hareketin bayar�� gır' en
er v�
genç Tatar ve Azerbaycan nesli az sabırlı ı�
onun sıralarından hakiki Türk milli _hareketm yenı
liderlerini bekliyorlardı. Bunlann çogun�. politik
..ruşleri İstanbul veya Paris'de son şeklmı alıyorf;dıki onlar eğitimlerini tamamlamak iç� . o raya
gitmişlerdi. Rusya'daki Türkler ar�ın�a politık tah�
rike ilk defa başlayan Reşit tbrahımof du. Bu ev:veı
ce Ufada müslüman cemaat idaresinde Kadı (haklın)
idi. tbralıimof Türkiyeye göç etti ve 1905 de or�
Çolpan yıldızını (Kuzey yıldızı) yayınladı.. Bu bir
Tatar gazetecinin kaleminden Ruslara karşı � yazıl
mış bir broşürdü.. tbralıimof broşüründe eski, esası
olma.yan Rus hükümetinin Tatarları hıristiyan yap
_
maya. zorladığını tekrarlamıştı ve Tat�larla �� l�
man dünyasının bu tecrübeye karşı direnmelen ıçuı
çağrıda bulunuyordu. Bu broşür Volga ve Ural saha
ları müslüman halkı arasında bazı tatsızlıklara rağ
men gizlice dolaştırılıyordu. 1904 de İstanbul polliıl
tbralıimof'u Rusya'ya gerisin geriye gönderdi ve o
Petersburgda «Ayna:. isimli bir Tatar mecmuası çı
karmaya. başladı ve onda Rusya'nın bütün
müslü
manlarmı birleşmeye çağırıyordu.
TORKçOLOGON DOOUŞU
Çok tanınmış bir Türk gazetecisi olan Ali Ke
mal tarafından Kahire'de Türk isimli bir gazete ya
yınlıyordu. Bu gaııetede Türkç enin ve Türk milliyet
ciliğinin daha da gelişmesi için aşikar bir ya.nıııbm
gösteren bir makale çıkmıştı. Makalenin başlığı «üç
tarzı siyaseb idi ve onun yazan zengin bir sanayi
cinin oğlu olan genç Tatar Yusuf Akçora idi.
Yusuf
......
'
'
aıısya'da Pan·Türldzm ve Miislüıııaıı..
Uk
üniversitesinde humanite ve h tık
.
ı�
r
P
Ak��ra �
Fransız milliyetçileri Mauriceanl3'�
ve
1
t
mış
et
sil
nı aı,..
tah
. ve Enıest R enan ,ın ol dugu kad ar Al
-res'nın
. ı. altında kal mıştı. Akça�
ıs
etk
vvetli
.
.
"'"
·
'
· ku
..
teonlerının
'k milliyetcı1ıgı ıçın b ır orı·j ınal dokt.
.
ür
T
e
d
n
sı
.
makale
parator1 ugunun daha
.. ··yordu. Osmanlı ım
. o..ne suru
..
rın
.
ı a ıdeo
lojiaf..
ışığında Türk pol"tik
once
.. sı· gefr-s:ımesirrin
e
t
ve
T
k
me
.
ür' k 1ı·beraı,
tahl il et
nin mümkün yollarını
prog
lan
ramla.rı.ıu
duk
kur
n
1en·yle muhafazakarları
ı·d·ı. Akçora Cema.ıeı.
kesin bir surette reddetmekte
izm fikirlerinin ınüa,
am
din ve Gasprisn ky'nin Pan-isl
lüman memleketlerin layikliği sahasında uzun sUrı
yaşadığını mülahaza etmiştir. Genç Türkler tarafın
dan ilan edilen Osmanlılaşma teorisinin de ayın su
rette sağlam olmayarak Osmanlı imparatorluğunun
dini veya milli bir esasa göre tekrar kurulmasına
yardım etmeyeceğini, fakat onu Avusturya - Ma.ca
ristandan sonra bir mültinasyonal devlet haline çe..
vireceğini bildirmişti. Genç Türklerin teorilerine gö
re bütün Osmanlı tab'aları Türk imparatorluğunwı
aynı he�ehrileridirler ve onlara kendilerini kuvvet
lendirdikten sonra bütün din ve ırk ayrılıklarını kal·
dırarak liberal bir esasda bir yeni kuruculuk vade
diyord u. Akçora Osmanlı Türkiyesin.in muhtelif
müslüman ve hıristiyan grupları arasında milli kuv·
vetin b��esinin _bununla beraber 1mparatorluğwı
tekrar worgutlenmesı için her hangi bir tecr
übe yapıl·
ması :ger gerçekten menfi sonuç verme� tehlik
eli
olacagını zannetmekte idi. Bu teorile
ri takbih ederek
Akçora.w «üçüncü yob olarak Osm
anlı ve Rus imparatorlugundaki Türk soylu
._
halkların ve diger
mem- '
leketlerdeki Türk azınlıkla
n gruplarının politik ola·
w
w •
•
•
w
1905 de Partiler ve Programlan
rak birleşmesi fikrini teklif etmekte idi. Türkizm ve
ya populer Alman teorileri Pan - Cermanizmden son
ra Pan - Türkizm denen bu yeni doktrin tehlikeli
veya bir çokları için realistik görünüyordu. Akço
ranın kendisi bu tecrübelerin icrası halinde Rusya
tarafından çok kesin bir muhalefetle karşılanacağı
nı çünkü bunun reallie olmasının Rusyanın geniş
Volga ve Ural ve Kafkasya topraklarında olduğu
kadar Kazak stepleri ve Orta Asya'da parçalanması
nı ve buraların kaybına sebep olacağının farkında
e
idi. Bunun.la braber Rusya'nın direnmesine Çar im
paratorluğuna hasım olan kuvvetlerin birleşmesiyle
karşı koyulacağını ümit ediyordu. Müşterek bir Türk
milli hareketinin gayesine karşı ilk koyan hemen
Pan - Türk.izm akidesi oldu ve Türk düşüncesinin
gelişmesi ürerine derin ve sürekli tesiri oldu.
Rusya'dan göç eden diğer Türk soylu gazeteci
ler bu zamanda Fransız ve Türk yayınlarla işbirliği
yaparak bütün müslüman ve Türk halklannın birleş
mesini anlatmakta ve yazılarında Ruslar müslü
man tab'alarının haklarını sınırlamakla itham edil
mekteydi. Bunlar arasında Ahmet bey Agayef (Ah
met Ağaoğlu) ve Hüseyin Zade Ali (VII inci bahse
bakın) gibi iki Arerbaycanlı politikacıyı söylemeli
dir. Hüseyin Zade Jön Türklerin politika çevresin
de bilhassa aktif idi veJttihat ve Terakki isimli par
tilerinin üçüncü kongresinde Merkezi komitenin üye
si olmuştu.
ERKEN POLİTİK FAALİYET
Rus İç İşleri Bakanı Prens D. P. Sviatopolk Mirsky arafmdan ilan edilen «Politika Baharı» hava-
ao-Törk.lmı ve Müslülhlılıl
RusYa'da p
62
. tilal hareketleri dışarıya. göç edeıı
sı ve 1905 dekı ih
elerine sebep o).
n Rusyaya dönm
Türk soyl u halkları
A .,,,.rbaycanlı yurttaşl arı ıa.n,gç,
-•
du ve onların Tatar ve
sy
de
Ru
a'y
.. .a_
ı
4
a
190
dı
aşla
·
wıuı
faa1.ıyet b
ı
sı�da pol"t'k
bra.
şan
Reşit
uyu
İ
la
hayatıy
�ilen ve ıR us po!itik
özü
bir Tatar grubu olan bir
hımof p etersburg'da
.. lüman politik organizasyon kurdu. Muhteı·ıf Rııı
mus
·
uşdu ve 20 Eylül 190f
po ıtı 'ıka gru plarıyla temas kurm
. .
ı � teklif eden 1b rah"ımof'a .samımı ola.
· bi,rı·g
o nun la ış
eket ın başı olan
rak cevap veren Zamtsvo liberal har
M.A. Stakho vich ile istişarede bulundu. Bu sadecıe
araştırmadan ibaret ibir gayretti, fakat anayasal ]b
mokrat partiye veya Kadetlere sonradan P.N. Mihı,.
kov tarafından organize edilen Rus liberal hareketle
çok sıkı birleşmiş olan Tatar Cedidlerinin sonrakır du
rumunu tayin etmişti. Rusya'ya şimdi dönmüş olan
Tatar ve Rus burjuvazi liberalleri tbrahimof ve At..
çora istikbalde bütün Rusya'daki müslümanlarm ha
reketinin çekirdek gruplarını kurdukları Rusya'dald
müslüman merkezlerini ziyarete başladılar. Tatar
milyonerlerinin en zengini ve meşhur ha�rsever olan
Ahmet bey Hüsseinof mali yardımını Tatar mesele
lerine hasretti. Azerbaycanda bu hareket çok meı
hur hukukcu olan Mardan bey Topcubaşef, bir Ba.kil
Petrol sanayicisi Tagief ve fstanbul'la Paris'ten Ru.a
�a'ya dönmüş olan gazeteci Agayef ve Hüseyin Zade
ıle idare ediliyordu. Başlarlar ara
sında çiftlik �ahibl
K.M.B. Tevkelef ve evvelce
İmparatorluk muhafıı
s�bayı ola � Ş. Sırtlanof ist
ikbaldeki müslüman birliği·
nın mahallı �ollanna önd
erHk ediyorlardı. Knmda li
derle Gasp nnsky ve
Davidoiç idiler. Sanayici Veli
;
Bey aVU§ef ve Abdul
lah Ralımaııkulof Troitskde bir
ını·
•
1905 de Partiler ve Programlan
avu
grup organize ettiler, öte yandan Orenburg'da
Profe
ve
of
Kerim
kat Seid Girey Alkin, yazar Fatih
az
mümt
sör A. Apanaef tarafından kurulmuştu. İlci
kar
sky
Bobin
lla
Tatar eğitimcisi Abdullah ve Gainu
.deşler Viatka ilindeki hareket için güçlerini kuila
nıyorlardı.
1905 Mart'ının b aşlarında seksenden fazla.
Tatar sanayicisi, avukatı, din ve sosyal liderler,
eğitimciler ve ticaret adamları Kazanda bir hazırla
yıcı toplantı yaptılar. (Müslüman cemaati idaresi
Tatar liberal ve millı güçlerin tezahürüne katılmak
tan tercihan kaçındılar). Grup Rusya'daki müslü
manların birleşmesine ait gayretlerine devama. ka
rar verdi ve Petersburga Rus Başbakanı Kont S. Y.
Witte'den halende Rusyadaki müslüma.nların hedef
olduğu hukuki sınırlamanın kaldırılması ve bir resmi
kongre yapılması için ricada bulunmak üzere bir
heyet gönderdiler. Başkentte bununla beraber
heyet liberal hareketin iki ezeli düşmanı olan Ufa'
daki Cemaat İdaresinin başı Müftü Yar Sultanof ve
Peterburgda Mollaların b aşı S. Bayazidofla karşı
laştılar. Bu iki şahıs heyetin amacını reddettirmek
için ellerinden geleni yaptılar ve onların etkisi altın
da İç İşleri Bakanı Müslüman kongresinin toplanma
sını reddediyordu. 8 Nisan 1905 de Başkentte diğer
müslümanlarla görüştükten sonra hükümetin yapıl
masını menetmesine rağmen Ağustos'ta. Nijni Nov
gorodda Rusya'daki bütün müslümanların kon
gresinin yapılmasına karar verdiler.
BİRİNCi MüSLOMAN KONG�t
Bu birinci kongre esnasında. ba.ştanberi Tatar
'.
r
"
ve Müslü
RIISY•'da pan,,Turldzm
......_
1905 de Partner ve Programlan
·ni Novogorod işi Müslüına.ıı..
...:ı,
u.,.. NiJ
.. e.
w
şık
a
azı
ik
larm
• • bir f ırsat olsı
,...L.
i için en ıyı
-�
bir a. rava geımes
l
an1a
ılanlar
G
kat
e
e
r
y
m
. fı . llk olarak kongre
�
seç
�ınış
tula.r' fak at bu «resmi olmayan� top.
otelind e buluş
. ha.zırlanmış olan 1oka1ın
müd"ürü· bıt
·
.
Iantı .ıçı. n. .ıyı
,
nı
etıne,.
kullanılması kabul
. .
maksat ıçın otel binası nın
uve
gemıs
Str
ıne
G.
.
pik.
- lantı.
.n
di ve bunun üzerine top
erı
tl
muv
s
ali
sy
aceJıe.
So
ldi.
nik kıyafetiyle nakledi
n
· de bir uzlaşmadan kaçınmayı arzulaya kongre 11.
i yerini bildinıJe.
rıeri sonunculara kongrenin yenFua
d Tuktarof "
mişlerdi. Ancak Ayaz Ishakof,
Davletin tarafından sevkedilen .sosyalistler politik dl
nazminini motorbotla vapuru yakalamak suretiyle
göstermişlerdi. Kongrede yüzelliden fazla Tatar 11
Azerbaycan liderleri kongreye katılmışlardıki g�
neslin temsilcileri üstünlüğü te.şkil ediyordu. Toplan·
tının başkan ve as başkanlıklarına Ali Mardan Bey
Topcubaşef, İbrahimof ve Yusuf Akçora seçilmiı
lerdi.
65
5 - Şahsi tasarrufların doknulmazlığı. Toprağı
az veya hiç olanlara devletten ve devlet arazisinden
toprak verilmesi. K arşılığını ödemek şartıyla büyük
araziye sahip olanların yerlerinin istimlaki.
tKtNCt KONGRE VE KADETLERLE
tŞBtRLlGt
Yine resmi olmayan ikinci kongre Petersburgda
12-23 Ocak 1906 da yapılmıştır. Bu kongrede resmen
Rusya Müslümanları Birliği kurulmuştur. (İsmi Rus
ya mi.islümanlarının ittifakı veya ittifak olarak).
«Bütün Rusya» ismine rağmen İttifak ne Rusya'nın
Türk milli liderlerinden kurulu ve ne de muhtelif
Türk milli gruplann veya sosyetelerin hakiki bir bir
liğiydi. İttifakın kuruculan ve üyeleri her hangi bir
örgütün veya bölgelerin mümessillerinin kudretinde
bir iş görmemekte fakat sadece nüfuzlu şahsiyetler
di. Bundan başka bir taraftan Volga ve Ural Tatar
ları, Azerbaycanlılar ve Knmlılar ekseriyeti teşkil et
mek üzere İttifakta geniş çapta temsil ediliyordu.
Kazak stepleri, Sibirya ve Kuzey Kafkasya'dan a.z
temsilci vardı ve Orta Asya'dan hiç yoktu. Bilhassa
Rusya Asyasında onaltı bölgesel merkezleri organize
etmeye ait ikinci kongre kararı hiç bir zaman yapıl
mamıştır. Yalnız Volga Tatarları, Azerb aycanlılar ve
Kırı.ınlılar bundan sonra İttifakla sıkı bağlanın ida
me ettirdiler. Konservatif Tatarlar buna katılmamış,
l�da. öte yandan sosyalist gruplar İttifakın burjuva
liberalleriyle bütün temaslannı kestiler. İttif
akın
sosyal ve ekonomik programı Rus Ka:detlerin
inkine
çok yakındı ve bu iki tarafın aynı sosyal
teşe kkülü
bakımından sürpriz değildi. Hemen heme
n İttifakın
::
Kongreye katılanların karan olarak Rusya'daki
bütün Müslümanların bir Birlik kurmalarını teyit et
miş ve aşağıdaki kararlan almıştır :
1 - Bazı politik, ekonomik ve sosyal Reformla
rın_. tatbi� amacıyla Rusyanın Müslü
man hemşehri·
. bır
lerınm
leşmesi.
2 - Müslüman ve Rus ha
lklarına eşit
tanımak.
3 - Milletlerin nisb
i temsilleri
.
bır anaya.sal mon�-"'m· m· kuru1ması.
·· r·u adet,
, 4 - Basın' or
din vesairede özgürlük.
,
•
66
ve Müslüınaıııık
Rusya'da pan·Türkimı
. Tatar veya Başkır burjuvazi, aydın.
rı
e
.
erl
Iid
u
b''tün
.ller ve çı'ftlik sahiplen sınıf ına aı'tti .
lar, asi
etleriyle
zamanda Rus Kad
. .
.
. .
!kıncı kongr e aynı·
. Rus parlementosunun (Duma) seçı�de ış.
.
.
·
bırıncı
· ı· bild· meye
rın Iıste1erın
birliğine ve onlarla adayla mede t tt ü ak lı'dır erl
eri
· t'ı. üst kade
· leş
karar verınış
· b'ıle bır
ile
ı
an
org
a
· merkezi icr. .
· ın
.. ..
Kadet parti. sın
kongl'eai
musluman
ikıncı
mişlerdi. PeteTSburgdaki
f
su
Yu
Akçora
da
akşamı olan Kadet toplantısınd�
oı:1� ve ��etlere
bir müslüman heyetini idare edıy
li Partisı olmak
Frans-ızca hitabetti. İttifak Türk Mıl
slümanla
iddiasında değildi, fakat sadece Rusya mü
nnın kültürel haklarının müdafaası için bir birlik idi
ve onun programı gibi Akçora'run nutku başlıca müs
lümanların eğitim ve dini problemlerine önem vermiş
ti. Akçora «Köylü için tarım konusu nasıl esas önem
li ise 111üslümanlar için de en önemli olan onlarm
dinleridir» diye ilan ediyordu. Daha önceki Pan •
Türkizm ve Rusyaya karşı olan faaliyetlerine rağ·
men Akçora ile lbrahimof'un ikisi de Müslüman
azınlıkların menfaatlerini temsilen Kadet partisinhı
merkezi komitesine seçilmişlerdi. Bundan başka ye
ni İttifakın sağlamlaştırılması ve Tatarlann daha
çok nefes almalarını temin için Kadetler parti proğ·
r�mlarının bazı maddelerini tashih etmeyi kabul et·
tiler. Bu değişikliklerin en önemlisi (1) Tatar isteği
olarak müslüman dini idaresinde tam otonominin
kabulu, (2) Müslüman mukaddesat ve örf kanunla
rının <�eriat ve adet) hazırlanmasın
ın tanınması,
.
Rus sıv
ıl ve ceza kanunun bunu m"
te
u
k'
a
:ıp go"zd en ge· .
çır
. ilmesının
de .. �
mülahaza edilmesi ve (3) Rus olma-
1905 cıe•Partiler Ye Programlan
67
yan milli grupların yaşadıkları sahalarda mahalli
halk dilinin eğitimde kullanılması.
İttifakın liderleri başlangıçtaki başarılarını iz
lemeye gayretli ve meşru politik faaliyet için is
tikbaldeki imkan dahilinde olan uzlaşmadan ka
çınmak için şimdi resmi tebliğlerinde bütün aşırı ve
milliyetçi fikirlerden vazgeçiyorlardı. 1890 daki
broşüründe Rus hükumetine karşı şiddetle hücum
eden J?rahimof şimdi üçüncü bir kongrenin toplan
masına müsaade için ricada bulunuyor du ve �Biz
Rusya'daki Müslümanların Rus hükümranlığına sa
dık kalarak Pan İslamizm, sosyalizm ve anarşizmin
yayılmasından korkarak - halkın hayatını bozan ve
islam doktrinine zıt ideolojiler - bu ideolojik eğil
melere karşı savaşı kanuni yolla yapmaya karar ver
dik. Biz beyaz Çara * hizmet etmek isteriz. Onun tah
tına bizim babalarımız ve cedlerimiz gibi sadıkız.»
İbrahimof dileklerinde dini taassuba hücum ediyor ve
İttifak'm amacının «mektepleri ve medreseleri molla
ların ellerinden kurtarmak ve okulları halkın eli
ne geçirmek» ve diğer kelime ile toplulukları
Ufa'daki Müftünün etkisinden kurtarmaktır diyor
du.
Rusya Kadetleriyle 1ttif akın birleşmesi, ma
haretli fakat itidalli propoganda, Tatar birliği ve da
ha çok liberal din adamlarının yardımı sayesinde Ka
tlet grubu ile beraber Birinci Duma'ya yüzbeş mebus
• «Bey çan ta�iri orta doğu müslümanlannm
�
Rus imparatorlu
iun u gostermek uzere kullanılıyordu ve orijin ırk karak
terind-c:n
.
değil Orta Asya ve Kafkasyada ondokuzunc
u yüzyılın ikinci arı
sındaki Rus birliklerinin beyaz üniformaJanndan çıkmaktad
ır.Y
paıı-Türklzm ve MüslünıanlıJı
ıı
d
a'
,y
u
R
61
sağlamıştı. Maalesef
ı. r b arı
b
k
,çı
a
le
uretiy
�ürmUştü ki Müslüman
a
s
kı
r
seçınek s
a
d
a O ka
eye yeter fı.rsat
birinci ouın udi. ye tler ini gö sterm
vc
isi Ş. Sırtlanof
mebusıa.r ı:ne 1• Yal n ız Uf a temsilc
.
.
d
r
r ıçı n tam eşı·t ha,k.
bulıuna,.ınışla u ve us
•• ıu man la
Du.
nuşt
�
n.,m
v�ıı.'da ko· Son· ra Fın şe. hri Vyborg'da· birinci
.
i
mebuslar top1 anınca
ta ısrar et t
p ro testo için
a.rını
.
ı
a
k
. 1erdi,
ına.'nın a.r .r .
rını izhar et mış
tarla
h
i
altısı
ınusıurnıınl a.r ın�
z
katıılnı
ya
y ın d e onlardan
eres
..
v
a
üş
rg
Vybo ın
ersburg' a d onmelert
Ooları Pet
mıştı ve Sırtıa.nof
kısılmasını
.ı · ouırdı ve ana.ya sal hürriyetlerin
çın ç""' . ..
k suretiyle protesto etme çağ.
karşı vergı öd�rn eme
nsında bulu ndu.
1905 • 1907 tHTtLALİNDE
RUSYA TÜRKLERİ
1905 -1907 ihtilali Rus imparatorluğundaki TUrk
halkı arasında aşikar bir galeyanla sonuçlanmamıo
tır. Orta Asya, Kazakistan ve Volga Ural sahasının
büyük kısmında müslümanlar sakin kalmışlar ve
yalnız mahalli idarelerin kötü tutumlarına karşı ba·
zı gösterilere katılmışlardı. Sovyet İlimler Akade
misinin 1905 (1905-1907 yılları lhtilali) ihtilalinin el
linci yıl dönümü vesilesiyle yayınlanan büyük bir
vesikalar ve maleryel ihtilal hareketlerine Türkler
müstesna imparatorluğun hemen hemen bütün mil·
li guruplarının katıldığını göstermektedir. Yalnıs
Ar.erbaycandaki mahalli müslüınanlar Ermeniler ve
Ruslarla grev yapmışlar ve aya
klanmı�lar, fakat hat
ta Tran.skafkasyada müslüm
anlar Rusla:r Enneniler
ve G�ülerden daha çok
az ihtilal ha:rek�ti göster
_
mışlerdir. Avn.ıpa Rusy
a'smda Kazan şehrinde ve
1905 de Partlkr ve Programlan
"
Uralların demir ve altın madenleri sahasındaki bazı
Tatar işçileri grev v e gösterilere katılmışlardır. Yu
karıda bahsedilen eserler listesindeki uzun listeler
içinde tahrikci, tedhiçci ve tutuklanan ihtilalcılar
arasında ancak iki üç Tatar isnn bulunmaktadır.
Tatar, Azerbaycan ve Uzbek basını bu yıllarda müs
lümanlara sakin kalmalarını ve otoritelere tahammül
etmeyi ve ihtilal hareketlerine katılmaktan kaçın
maları çağrısında bulunmuştur. Uzbek liberal Behbu
(Tüccar) gazetesinde isyan yerine
di Tujor
«10.000.000 Orta Asya müslümanlarınm hayırhah
Çara delegeler gönderilmesini tavsiye etmekte ve
onun boş elle onlan geri göndermiyeceğinden emin
olduğunu> yazmaktadır. Taşkent gazetesi Hurşlt
(Güneş) «Sosyal Demokratların fikirlerinin tehlike
li hayaller olduğunu ve onlarla müslümanların> iı·
birliğinin kabul olunamıyacağını bildirmektedir. Ta
nınmış milliyetcilerin katıldıklan Azerbaycan gaze
tesi Hayat «bu kurulu.şun müslüm.anlar için otokrar
si.den daha az faydalı olduğunu ve müslümanları
menfaatlan bakımından monarşıyla savaşmama.lan,
nı zira muhtemel yeni nizamın (Müslüman) dinine
karşı olabileceğini>müla.b.aza etmiştir.
TATAR BASINI
1905 d e kurulan bir çok Tatar gazeteleri ara
sında liberal burjuvazi ve muhafazakar yayınlar
en çok tutulanlardı. Kısa zamanda en büyük ve
en çok nüfuzlu Tatar gazete.si olan Vakit Oren
burg'da ve Kazan Muhbire ve daha bir sıra il gaze
teleri liberaller tarafından yayınlanıyordu. Muha
fazakarları Din ve Maişet, Petersburg Müslüman-
Müslümanlık
ıuo rao-Türldmı ve
Ru.syaUn
.
. da ınları ve ask erı çevrelerin
okrat, ın
gazete.
tarın ın arist ga nı o�an �ur ile Din ve Edel
monarşi st or ordu.
.
diy
len. te m sı·1 .e se kf°°r de en önemlı, aynı zamanda kı•
So syalıst
ada Müslüman iş.
t e1 er ikinci UDum rdaki Tatar Soe
ga
ü
ürl
m
ze anı Duma, ralla
sa ö
at
çi partisinin org
ayınladıkları Ural ve T ar ih·
Y
ın
lar
t
kra
mo
De
'
yal
re sm i organı Tan çıkıyordu.
tila.lcı. sosyalistlerin
t)'ç0Nc0 KONGRE
arasmnın toplantıları
. ..
.
B.ırı·ncı· ve 1.kinci Duma
- yıne NızJnı Novgo.
d - 16 - 21 Ağustos 1906 müslüman kongresi
::ıda üçüncü ve çok manalı
şuurları
;apıldı. Bu kongre Türk soyluların .. �
nın gelişmesi ve berraklaşmasında onemli rol oy
nadı ve aslında milli sloganların ifade edildiği «Müs
lüman» ve «İslam» tabirleriyle kötü bir surette giz
lendiği ilk buluşma idi.
16 Ağustos'ta toplanan kongrenin ilk oturumu
görünür şekilde bir gergin hava yaratmıştır. Bir
çok delegeler Reşit İbrahimof' a karşı kızgın idiler,
onu Pan 1slamizmi ifşa etmek fırsatçılığı ve
İç İşleri Bakanına yazdığı Müslüman elin adamlan·
n�. h_�cum etmekle itham ediyorlardı. Rusya'daki
�usl� hareketinin babası gibi olan Rusya'da·
ki muslumanların liderleri İsmail Bey asprinsky,
G
ço� tanınmış Bakülü avukat ve
Kaspii'nin naşiri.
Mar an �Y _Topcub�f ve Dum
a meb�su ve
�zan �
nhbıre'nın naşiri Seid Girey
Alkin de kon·
gre çalışmalarından çekil
.
meyı veya eğer tbrahimof
tatmin edici bir ay
atma yapmaz ve özür dilemezse kongr ede n ç :ru
maJ� düşünüyorlar
dı
�
1905 de Partiler ve Programbln
71
Muhtelif tarafların ateşi altında İbrahimof
açış konuşmasında bunu izaha karar· verdi. Ko
nuşmasında müslüman Birliğinin yalnız Rusya'da
ki müslümanlara sınırlı kalmaması, fakat kendisinin
ve bu kongrenin amacının dünya üzerindeki bütün
Muhammedi izleyenlerın hepsinin birleşmesi olduğu
nu ilan ediyordu. İbrahimof «İslam halklarının kar
deşliği bir mücerret teori değil, fakat realitedir> di
yordu. Belli bir gururla başlangıçtaki gayesi olan Rusya'daki bütün Müslüman halkların delegeleri
nin bir toplantısının - başarılı olduğunu bildiriyor
du. Çünkü üçüncü Kongre Rus hükümeti tarafından
terviç edilmiş ve şimdi onun hakkında resmen
karar vermeye gidilebilin-ecekti. Başlangıçtaki işa
retinden sonra tbrahimof müslümanlarm akidelerini
savunmalarının onların başlıca ödevi olması lazım
geldiği ve kongrenin dini inanış ve din adamlarının,
onun iddia ettiği gibi, hükümetin desteğiyle müslü
manlar arasında hristiyanlığı teşvik eden ve müs
lüman cemaatlerin barış iç.indeki hayatlarını bo
zan hristiyan misyonerlerinin tecavüzlerinden kur
tarmak için ne 1§,zırosa yapacağını bildiriyordu.
Bu İbrahiınof'un 1895 de yayınladığı broşüründe be
lirtmiş olduğu eıı çok .sevdiği konusu ifil. tbrahimof
nutkunda öğrencilerin yalnız eğitimi değil aynı za.
manda idame ve gelişmeleri için sorumlu olan müs
lüman din adamlarının kötü hallerinede temas et
miştir. (Müslüman okullarından öğrenciler mutad
üzere burs ve yurdlar ile desteklenmiştir) . İç tşleri
Bakanına gönderdiği mektupta din adamlarına kar
şı tutumunu tamamen değiştirmiş olarak İbrahimof
din adamlannın ve pedugoglann cemaatler için da..
72
�e Müslümaolık
ıtıJSYa'da pao-Türldzm
mişti. Bununla
. surette desteklenmesini iste .
..
.
ha genış
. kendilerinin ekserıya guvenilbera.ber ce�aatl::ı olduklarını ve kongrenin en
a
me� �ali du irinin dar görüşlü müslüman okul
den
b
baş ışlenn
tıenmesı· ve genişle mesi için yenj
sıs· teminin kuvve
önem veriyordu.
yollar bul unması oldugv una
anlık diva nının
· masını kongre başk
Açış konuş
ıg er uyekan old�· n·
. s
seçimi izledi. Topçu başef baş
.
f
ma uyesı ır tl ano ,
ler Gasprinsky, tbrahimof, Du
a ef, Ş.
Galimjan Barudi (Galiyef), A bdullah Apan
K�gulof (bir Kazak aydını), Eminyan Ilgamya
nof ve Ali 1skender Aşurof idiler. Yusuf Akçora bi
rinci Sekreter olmuştu. Sonra muhalefet adına
Gasprinsky tbrahimof'un konuşması ve izahatıyla
tatmin edildiğini bildirdi. Kongrenin sonuna doğ
ru Ibrahimof'un mektubu meselesi daha çok ko
nuşuldu ve resmen onun tatsızlığı ve Rus bakanı
na karşı vakitsiz açılması açık oylama ile af
edildi. Yeni bir parti kurmak (hala İttifak denen)
ve din meseleleriniı ve okul problemlerini tetkik için
komisyonlar teşkil edildi. Parti organizasyonu ko
nusunda ve onun politik esası için harare
tli ko
nuşmalar yapıldı, çünkü bir çokları
bir müslüman
birliği partisinin kurulmasına
karşı idiler. Müslü
h�eke� ele başları olan
Gasprinsky gibiler
on�nın faalıyetinin sını
.
rak kültü. r ve din
. . rlı. ola
.. mes�
ışlerını go··�
.
· · po liti
ka ıle ılgilenmemesini
mü-lalıaza ettiler Rus
ihtilalcı. sosyalistlerine y
akın
olan Ayaz Ishakof
.
b' sıyası. partinin ne
din ve ne
de sosyal esaslar
� gor: kurulm
ası
li görm� ve b
urJuvazı,, köylüler imkanını şüpheve işçi sınıf gibi
v
:an
.1:
••
1905 de Partiler ve Programlan
73
karışık elemanlardan kurulacak bir parti için kar
şılaşacağı güçlükleri göz önüne alarak endişelerini
izhar etmiştir.
Baş konuşmacısı Akçora olan yeni nesil gibi
Duma'nm bir çok üyeleri ve bilhassa Sırtlanof bir
parti
kurulması
ıçın en
kuvvetli
destek
lerini vermişlerdi. Akçora «Bizim gayemiz Rusya
müslümanlann.ın büyük kısmını birleştirmek için
bir siyasi parti yaratmak ve onun faaliyetini, et
kisini ve otoritesini Rus lmparatorluğu'nun diğer
siyasi partileri arasında kuvvetlendirmektir. Eğer
biz bunu yapmazsak Bulgaristan müslümanlarının
başına gelenler - iç raki bler, birliklerin ve siyasi
hakların kaybı - aynen bizim başımıza gelebilir.
Bulgaristan'daki müslümanlann bugünkü siyasi
durumu bize uyarıcı bir örnek olmalıdır. Biz kendi
mizi aynı durumda buluyoruz. Biz kendi milli siyasi partilerini organize eden Avusturya'nın Polon
yalıları ve Çeklerinin örneğini izlemeliyiz> diyor ve
Tatar ihtilalci Sosyalistlerin ve liderleri oan Ishakc
fun görüşleri olan değişik sınıfların aynı parti içinde
işbirliğini akla sığmaz olarak gören düşüncesini ke
sin olarak reddetmekte idi. Akçora cRusya'daki
müslümanların birleşmesi ve milli ve dini prensip
lere dayanan tesirli ve nüfuzlu bir siyasi partinin
doğmasını her iki yönden mümkiin ve lüzumlu» mu
la.haza e�yordu.
Akçora'nın delilleri karşısında eski neslin di
ren.işi azaldı ve nihayet Müslüman Birliği Partisi
(İttifak) teşekkül etti. Bu partinin programı on kı
sımdan ve alt bölüm olarak yetmiş iki maddeden
ibaretti.. Kadetierin programına çok yakındı.
l
an·Türldmı ve Müslürnanı,L
-.
RusYa'da p
a n>:üsl �manlarınuı
1 • 2) Rusy
e
d
d
Ma
(
I
Kı sım
k ve sıyası şartları.
ekonomi
1
·
a
y
s
so
dini, kiiltürel: ayesı�ıe ko ngre nin bir müslüma n
g
nın düıelmesı
bildiriyordu.
a ra rını
k
a
m
r
ku
.
ısı
usya'daki bütün
par t .
e 3 . 16) R · ·
dd
a
(M
ll
Kısım
ıçı eşı't h
ın
assa mü slü ma�ar �
��
ilh
b
v
e
tirel
a
�
ar
alkl
.
e
h
rdu. Huku ı, sosy 1 v kül
tanınmasını isti yo nırlam alar kaldı rı m ·alıdır. Mus"•
. i. yan
bütün ayrı1ıkl ar Ve Sı tor lug� u 'nun hrıst
teba'aa
par
tm
.
.
.
lum
.. an1arın Rus
şubele rınde· ve sıvıl ve askeri
lan gibi aynı me slek
isteniyordu. (Madde 10).
ödevlerde çalışmala rı
gar3:11tlle11miş hür
1905 ve 1906 nın tezahüratında
asının lüzumu
riyetlerin genişletilmesi ve korunm
bildiriliyordu.
Kısım ın (Madde 17 - 24) daha evvelce Kaşıından ve alt bölüm olarak yetmiş iki maddeden
det programı ile tesbit edilen imparatorluğun ida
resinin an ayasal konuııları ve iskeletini gösteriyor
74
du..
Kısım iV (Madde 25 - 27) Ortodoks itikatla
bütün inanışların ve organize dinlerin tamamen
eşit olduklarım gösteriyordu.
. �sım V (Madde 28 - 34) mahalli muhtar hü
.
k�
�t� a�tıları idi ve 30 uncu madde bilhassa ilgi
.
çekıcı ıdık!i
bunda bütün mahalli örgu" tier, po1·ıs ve ı.ç
. lokal, dem
emniyet dahil' !l·aarenın
okrati k usulle se·
çı.1en organlarına bırakılıy
ordu. Bununla beraber
milli toprak büt" 1 ..
�.. .
Kadetler gibi İtti::� ır .otonomi istenmiyor ve
ının için_ uygun bir te �ka�ı halkın ihtiyacını tat
ol� Zemstvos'un (Vi·
layet Meclisi) _ h
.�
akl::
t
�neınlı olarak genişletilerek - olmasını
l
da i an ediyordu
.
1905 de Partiler ve Programlan
7S
Kısım VI (Madde 35 - 45) Kadetlerin bildirdi·
tin tekrar örgütlenmesini, fevkalade mah
adale
gı
kemenin ve 1905 • 1906 da hükümet tarafından ku
rulan mahkemel e rin ilgası ve adli idare ile icrai ida
renin tamamen ayrılması bildiriliyordu.
Kısım VIII (Madde 46 - 53) Eğitimin reorga·
nize edilmesine tamamen hasredilmişti. Madde 46
ana dilinden ilk eğitim yapıfması lüzumunu mec
buri kılınmasını gösteriyordu. Bunu izleyen mad
de 47 ilk eğitim için mahalli otonom idareye so
rumluluğun yüklenmesine ait şartların hazırlanma
suıı ve cemaatlerde başlıca dille eğitimin yapılma
sını ve okullarda «milli al fabenin» kullanılması için
ödevlendiriliyordu.
Kısım VIII, IX ve X (Madde 54 - 72) Kadetler
için olan tarım, ekonomik ve işçi problemlerinin ge
nel çizgileriyle tatbikinin denenmesini gösteriyor
du. Tarım sorusu olarak program çiftlik sahiple
rinin arazilerini köylülere satmak mecburiyetini
koymaktadır. Sekiz saat günlük çalışma, işçi bir
liklerinin kurulması· hakkı, işçi teftişinin ve işde
çalışan memurların uzlaştırma mahkemelerinin ya
pılması bu program kısmının en önemli tarafları
idi.
Diğer komisyonlar da kendi vardıkları karar
lan ve müslüman hayatının en can alıcı sorunl arına
ait programı hazırlamışlardı. Bunlardan biri !tti
fakın siyasetinin genel prensiplerine ve müslüman
inanışına karşı Rus Ortodoks misyonerlerinin sal
dırılarına karşı savunmaya ayrılm ıştı. Kongre baş
kanlık divanından bu kararların telgrafla lmpara-
76
m
ar kuruluna ulaştırıl asını
_ n bakanl·zg
torl ugu
·
·
·
·
;;.;;n
basın
ın taın
· urlue,-·ün ve
. ·
m şt r. o-· şUnce o
ve
lsla
rı
miyet.1
u ancak müslümanla
ı i olması
best
da.n ve cemaat 1 erın· faali
.
Iann hrıstiy. an laştırma
•. "
D ""
yabı.l ecegı _ıdi
. üşunce
koru
n
mada
ınırla
s
i
!erin
.
m 1905 de. �ır ı mparato
basın özgürlüğü 7 Ek.i
ını zorla.ntıu§tı.
b!i"i olarak ilan edilmiş ve tem
.. asebetiyle hükümet tarafından kısa bir
te
rar g
mıın
,
D
in"
aı·
evvel dağılmış olan uma nın f a ıyetin
�a daha az önemli de�ildi. «MeyDdana, çıkan
durumun hallini ancak bır dev 1 et uma sının
!anması hazırlayabilirdi.>
1
Tamamen siyasi olan sorularda kongre ve
ni partinin liderliği Kadetlerin program ve tutu
nna sıkı sıkıya bağlanmıştı . Okul meselele rine
vanl an kararlar bilhassa büyük ilgi arzediyordu
bütün müslüman okulların ve genç neslin millt
altında eğitimini sağlıyordu. Karar başkanı
Apanaef olan eğitim komisyonu tarafından h
lanmıştı ve bunların ilki müslümanlann
eğitiminin masraflarının devlet ve mahalli oto
ida� yapılmasına ait siyasi programın ilgili
delerinde tamamen teyit ediliyordu. Sonra karar
lam dinince yapılan eğitimin lmparator luk iidaresıiııfı
müdahalesi ve etkisinden korunmayı gar anti
edl:Lml
sini istiyordu.
Aynı karar bütün müslüman okullar
ında c
bir edebi müslüman dilinin> {ha
tta müslüman
�yan Türk asıllı okullarda da) ikamesini ta
ediyordu. KOilgl"!?nin görü
şü böyle bir te k
m an edebi dilinin yalnız
osmanlı Türkçesi
1905 de Partiler n Programlan
77
oeğinde idi. Bu kararın Madde 30 unda «Osmanlı
Türkçesinin Müslümanlann orta okullann
ikinci
ve üçüncü derecelerinde okunması için bilhassa iti
na gösterilmesini:. şart koşuyordu. Bundan . başka
«ilk okullarda Rus dilinin okutulmasına lüzum ol
madığı, fakat orta okullarda ders programlan içe
risine sokulabileceğini> bahsediyordu.
Aynı karar doğu ve giineydoğu Rusya'nın Rus
olmayan halkı için Milli Eğitim Bakanı Kont Ivan
Tolstoy tarafından 31/3/1906 da tatbik edilen ilk
okulların tüzüklerinin iptali de hükümetten isteni
yordu. Bu tüzük müslüman eğitim örgütünün ge
lişmesini engelliyecekti ve okullarında Rusçanın
okutulmasını istiyordu.
Çok tanınmış Kazan medresesinden ve çok
muhterem teolog ve dini lider Muhammedilerin ba
§1 olan Galimjan Barudi {1917 de müftü olmuştu)
din meselelerinde komisyona başkanlık ediyordu.
Bu komisyon daha geniş bir kararla Rus hüküme
tinin müslüman dini idare üzerindeki nezaret ve
kontrolünden ayırarak tam otonomiyi istihdaf et
mekteydi. Orenburg T atar müftüsü, Bahçesaray'ın
Kırım müftüsü, Transkafkasyanm sünni ve şii müf
tüleri oarak dört müftünün dördü de kısa bir zaman
evvel yapılan tayinlerin hükümet tarafından olma·
yıp müslüman dini cemaatler delegeleri tarafından
seçilmesi isteniyordu. Çar tarafmdan kabul ediline
b-akkı (devlet bakanı derecesine muadil) olan Rus
ya'daki bütün lsla.m Cemaatinin ruhanı başı olan
Ramsul ınema'nın başkanlığında Rusya'daki bü·
tün müslümanlar için aynı zamanda bir merkezi ida·
re kurulması isteniyordu.
Rosya'da Pan·Tiirk.lmı ve MiislÜtnaılıl
78
amın ve kararların ınu..
Sıyası
. . sabada prog,r
. T rıar
- en bütün bunların h epsı
· e ragm
ıgın
.. " ata
tedI·ıı·�
Rusya
. .'dak"ı mu sl umanıaruı
tarafından yürütülen
.ı aratik"
or u ıdaı,ı.
u el ve dini otonomıyı mp
tam killf"r
n
d
en
.
k urtarrnak
ısı
k"
et
.
sın
. den ve Rus kültürünün
· ·
.d ı B
ıçın yapıldıg�ı hakikatı meydanda ı . und. an baın
cemaa
t'ının baıka düşünülen otonom müslüma
ası,
ın
olm
bu ot ono
can
anlı
hca edebi dili için Osm
minin Türkiye ile büyük bir kültür ve belki p olitik
yakınlaşm anın kaçınılmaz bir durum yaratacağını
ve Tatarlarla diğer müslümanlann Ruslarla enteı.
Jektüel ve psikolojik kaynaşmasını tamamen önle.
yeceğini göstermekte idi.
Kongrenin diğer bir tebliği Ermeni - Azerbay.
can katliamına dairdiki bwmn tekrarının önlenme.
sine ait tedbirlerin alınması idi, diğer biri de İr-an'da
Anayasanın ilanını selamlıyordu.
Kongre bir müslüman partisi de kurm uştu ve
aşağıda isimleri yazılı olanlar merkezi komiteye
qe.
çilnıişti : · (1) Reşit İbrahimof, (2) Yusuf
Akçora,
(3) Seid Girey Alkin, (4) Abdulla
h Apanaef (üren·
burg), (5) Galimyan Barudi (Ka
zan), (6) Sadri
Maksudof (Volga tatarı, Avuka
t), (7) Şahaidar Sırt.
lanof (�fa. tatarı, Çiftlik sah
ibi, Duma üyesi), (8)
Mus_a. �geef (Kazandan
öğrenci ve gazeteci), (9)
Bobıns�ı (Tatar, Viatka
), (10) Hadi Maksudof (Yıl·
. atar, -�azan), (11)
Selim Girey Janta.
� e l
sı
aşk
c � : anı ve Duma Üyesi), (12)
İsmail
G! prm
s Y (Kırım),
(13) Mustafa Davfdoviç (Bah
a Belediye Başka
m, .Kırım),
(14) Şal M ar�=
·
�O§çegulof (Kaz
ak, Astrahan
: �i�ı,
ı1:
J905 de Partner ve Programlan
ili) ve (15) Ali Mardan Bey Topçubaşef (Azerbay
can ). llk onbirin hepsi Ural ve Volga mıntıkalann
dan Tatarlardı; bunlar Merkezi Komitede tam ço·
ğunluğu teşkil ediyorlardı.
Yalnız bir Müslüman Birliği'nin kurulması de·
ğil, fakat aynı zamanda halktan siyasi bir partinin,
_ ki aslında yeni olarak rea.lize edilmişti - ve Os
manlıca Türkçesini «mtiştere!k müslüman» dili ola·
rak Rusya'daki rnüslüman okullarında kabulti açık
ca Rusya'daki Türk liderleri arasında kuvvetli bir
milli siyaseti gösteriyordu Tata rlar ve onların
.
Aza.rbaycan ve Kırımdaki Türk soyları dostları bu·
nunla beraber ikinci parlamento seçiminde seçilen
Durila'daki Kadetlerle işbirliğine devam ettiler. Ta·
tar liderlerinin bu noktada manevralarını değiştir
mede gösterdikleri beceriksizlikteki zahiri tezadı
Rusya Türklerinin - bilhassa Tatarlann - kendi
lerinin buldukları karışık kültürel ve siyasi du·
rum yansıtıyordu. Unutulmamalıki 1905 de
geleneklerine
yerleşmiş
Türklerin
Ru.sya'daki
göre çağdaş ilim ve felsefenin karışı� problem
rıiniı dile getirecek her hangi bir edebi dilinin olmadı
ğıdır Nasyri tarafından edebiyatta. sokulan dil sade.
.
oe bir Tatar edebi dilinin yaratılması için ilk basamak
idi ve Nasyri'nin yolunu bir sıra yazarlar izledilerse
de onların dili basit hikayeler ve gazetecilik için
bir ışık idiyse de siya.si, artistik ve ilmi mefhumla
rı nakletmeye yeterli değildi. Bunun sonucu ola·
rak Tatarlar ve Rusya'nın diğer Türkleri onlara da·
ha kolay gelen dil açısından lugat ve termino
loji bakımından gelişmiş olan Osmanlı Türklerinin
diline döndüler. Rusya'daki müslümıın okullarında
80
l
Rusya'da Pan-Türlı..lzııı ve Miis ümaııJııt
kabulti Rusya'daki Türk leri
Os an]ı Türk"'"sinin
.
m .
k birbirlerine yaklaştır
Ttir k.ıye ı·1e kü.l;ürel olara
lriue •�e doğa n Tü• r�
rruş ve onları siyaset bakımınd 1
ı musluman }i.
ru durum ald.ırrruştır. Bu Rusya dak
rın çok akıl
arla
derlerin ekseriyetini teşkil eden Tat
lıca bir siyasi manevrası olup bunun için de Rusya'.
daki Türk soylu halkl ar arasında üstünlüklerini ida
me ettirmelerine im kan vermekte idi. Bir müşterek
müslüman siyasi parti kültürel ve siyasi liderlik için
Tatar ihtir�lann a yardım etmiştir.
Bununla beraber gerçekte Rusya hesaba katıl
mış ve Volga - Ural sahası müslümanları bütün hal
kın ancak üçte biri veya dörtte birini teşkil etmekte
ve üçüncü müsliiman kongresinin tebliğleri Tatar
siyasi ihtiraslarıyl a Rus realitesi arasındaki bir uz
laşm a idiler. Tatarlar onların kültürel ve dini gnıp
lannın programıru kabul eden Rus grubu ile akıl
lıca işbirliğine girnti§ti.
1K1Nct DUMA'DA TATARLAR
ve PARTfLERt
Kadetlerle ikinci Duma'nın
. .
seçiminde ış
bırligı
.. ..
başanh idi· Mu:ı
1
um
an
lar
p
a
rl
a
me
nto
ya otuzdokuz
mebus go.. ndermışlerdi Ba
ş}angıçta onların başında
·
tecrübeli rıd rıerı· ol a
ası faaliyetlerini önlüyordu. Fa kat ;. G A l. kin� m-yer _
me İttifakın baş
·
Topçubaşef olunca
ı A. M.
.. ..
Duma'da m uslu
m a nların nn
lu:ı.
masmı tan.,.......
��
;,.., ederek yü.rijdu.
'" Ot
uzd.
okuz mebus. yalnız onsekizi
tan
res
mışler , onbeşi Kad ı men. .Ka. det grub u .ile birleş·
et erle aşbırlıg ı
yapmışlar ve
tı sı İttifakla bir
leşmı· yerek
al
M
ı
üslü�n Hazret
fas denen K. Ha
Taysanof'un b
�kanlıgında solc
u işçi
w.
w.
1905 de Partiler Ye Programlan
11
grubunu teşkil etmişlerdi. «İşçiler» le «İttifakcılar>
ın aras ındaki ayrılık pa rl amento ve politikadaki tu
tumlarının esasınd an farklı olmasındandL 1ttifak
tamamen bir burjuvazi platformunda bulunuyordu
ve ön sırada milli ve dini meselelere karşı ilgileni
yordu. İşçiler sosyal program üzerinde duruyorlar
ve İttifak «burjuvazi» K adetlerle işbirliğine yak
laşıyor ve orta Rusya İşçi partisi gevşek, sıkı iliş
ki kurulmamış sol ile işbirliğini tercih ediyorduki
bunlar Duma'run köylü ve işçi mebuslarının her iki
si ile birleşmişti. Duma gazetesini yayınlayan Müs
lüman İşçi mebuslar takma ad olarak Duma'cılar
(Dumalılar) ile kendilerini belli eden ismi a.lmı§
lardı. Bu grup ikinci Dumanın infisahından sonra
sür'atle dağılmış ve onu destekleyenler ya sosyai
demokratlar veya ihtilalci sosyalistlerle birleşlllݧ
lerdi.
1905 - 1907 de Tatar lhtilalci sosyalistleri
- ki bunlar Rus muhalifleri gibi tarım işçileri
id.iler - İttifakın burjuvazi vatandaşları ve on
ların Rus sosyalist meslekdaşlarının her ikisiyle
işbirliği yapnuşla.rdı. Onların liderleri a rasında
enerjik ve kuvvetli milliyetçi olan Ayaz Ishakof,
Fuad Tuktarof ve A. Davletçin va rdı. MUmtaz
bir yazar ve gazeteci olan Ishakof genç Tatarlar
arasında büyük bir sevgi k azannuştı ve 1917 ihti
lalinden sonra Tatar milli sol kanatta dinamik bir
lider olmuştu. Onların başlıca organı Tan gazetesiy
di ve onlara Tancılar denirdi.
Daha ziyade tarım ve ticaretle uğraşan Tatar
lar arasında. sosyal demokratlar kuvvetli değildi-
ı.ı
1905 de Paıtfler n Programlan
Yirminci yüzyılın başında Tatar işçi sınıfının
büyümesi ve şiddeli sosyal demakrasi propoga nda
sı bununla beraber onlara bir destek kazandırıyor.
du. Tatar Sosyal demokratları Sadık Sagaef, za.
rif Sadikof, Hüseyin Yamaşef, İbrahim Aktiamof
ve Galimjan Seifu Kazanda Tatar işçileri a rasın.
da propaganda faaliyetini yürütüyorlardı, fakat
�nl�:111.. ufacık risalelerinin azami sayısı yalnız bin
uçyüz.du. 1907 den sonra Hüseyin YanaJJef Orezı .
burg'da UraJ isimli bir sosyal demokratik gazete
yayınlanmaya başlamış, fakat otuz nüsha bas
dıktan sonra kapanmıştı. Bu yayının b�lığmdan
sosyal demokratlara hazan Ura.leılar da d enmişti
�� ufak sosyal demokratik organizasyon on �
ıçın� Tatar bolşevik grup için bir çekirdek
etnnşti. ve onun üyeleri - bilhassa İbrahim Ahtia
mof o· ��tar K� Muhafızların lide ri olmuşt
u.
•
mı ıdarenın konservatif hocaları ve ari
stokrat Petersburg müslüman lan Petersb
urgda Ahun
da S. Bayazidof başkan!ıg- da ve
Sıratı Müst.akhıı
partisini organize eden Ufa�da
Müftü yar Sultanof
Müsr·uman sag- kanadı teş
ki
l ederek Rus
SAÖV-1
lanyla
bır·ı·ıgı· yap mışlard1• Kadi. mı. stl
-ı:.-·
.
enn· ku
dsi
lideri Din ve Maişet mec
muasının n�iri M. Veli.
hazret te liberallerle de
amlı �av� içinde idi. Veli
hazret Allah'm ve Peyg:
m�nnin
. me vcudiyetini in·
kar eden ve hainler o1
.
arak gord ug
- u·· Cedidlere ve it.
tifak liderleri ne karşı
.
kinı o kadar büy
üktü.ki onlann
yeni usul medresede p
an TU'rkizm P pog
malar ını polise ihb
�? anda sı yaparda hiç t ereddut
sebebten Bobinsky
etmedi (bu
kard
Muhafazakar mollal ı:ler Okulu kapanmıştı).
ar
atından Rus rn
..H polls'me
ı.u.ı.ı.
ler.
teş:
ış·
13
yapılan ihbarlar saklanrruştı ve bolşevik ihtilalinden
sonra yayınlanmış ve bunlar onların dar görüşlü sof
talıklannı �österme bakımından ilgi çekici idi. Onlar
hatta arapça yerine Tatarca olarak dua okuyan mol
lalan da ihtilalci olarak görmekte ve Pan Turkizm
propogandasını yaymak için modern ders kitablan·
m kullanan her öğretmeni suçluyorlardL Söylemeye
lüzum yok ki onlar meslek�ların bütün faaliyetle
rinden polisi haberdar ediyorlardı.
Bu partilerden ve gruplaşmadan - thtila.1den evvelki Rus siyasi hayatının tablosunun tamamı
tamamına yansıtmakta idi - yalnız ittifak ve lşçi
üyeler İkinci Duma'da temsil ediliyorlardı. Onlar
müsl ümanlık için yaptıkları faaliyetlerini başlıca
üç noktaya inhisar ettirmişlerdi : Müslüman okulla.
nnı Rus hükümetinin her hangi bir müdahalesinden
kurtarmak, Müslüman ve Rus halkının tam eşitliği
ve Müslüman dini idarenin tekrar örgütlenmesini is
tiyorlardı. Müftülerin tayini yerine onların seçilme
le
l erini ve Rus hükümetinin her hangi bir müdaha
sinden kurtarmak istiyorlardı. Fakat müftülerin
tayinleri ihtilale kadar devam �tti ve hükümet müs
lUınanlan kontrol için böyle bir önemli hareketten
vazgeçmey i istemedi. Bununla beraber Kadet parti·
sinin yard.unı ile onlar okullarda.ki bağımsızlığını
idameye deva m ettiler.
Müsl ümanları ikinci Duma'da rahatsız eden
ştirme
diğer önemli bir sorun Rusların sömürgele
ğu sa·
siyaseti idi. Kazaklar ve Başkırlar güneydo
ırı
l and l ması·
halannda Rusların yerleşmesinin sınır
sömürgeleş.
m ve göçebel erin topraklarının tarımsal
esini istiyorlartirilme için müsaderesinin menedilm
__.....____
Rusya'cla Paıı-Tilrklmı n MliıHbnaül;
dı. Ural sahasından bir Kazak meb� olan Kara
.
. goçe
ta.ef Duma'ya ve Rus hükUınetine
�_lerm top.
aklan üzerindeki haklannın tanınması ıçm mtıra.
:aat etmiş ve Kadetlerin programına uyarak çiftlik
sahiplerinin ellerindeki toprakların köylülere verfl.
mek suretiyle tarımsal sorunun hallini tavsiye ed.i.
yordu. Bu nutuklar, bununla beraber İttifakın son
nefesleri idiler. İkinci Duma ile Rus hlikümeti arasın.
daki çatışma Duma'nm 3 Haziran 1907 de dağılma..
sına sebep oldu ve durumun değişmesi mUsliimanla
nn Rusya'daki siyasi faaliyetlerini sıfıra indirdi.
K I s·ı. M V
KAZAK PROBLEMİ
Tatarlar ve Kazaklar din ve dil yakınlığı yü
zünden birbirlerine hala bağh iken 1905 olaylarına
sosyal ve ekonomik durumlarıyla ilgili olarak az
karışmışlardı. Son göçebe Tatarları yüzlerce yıl ev·
vel yerlerinde oturan köylüler veya şehirlerin sa
kin insanları iken, Kazaklar onların doğu komşula
n olan Kırgızlar gibi ondokuzuncu yüzyılın • sonu
na kadar Türk soylarının göçebe hayatını ve adet
lerini muhafaza etmişlerdi
İran, Rus veya Çin kültür merkezlerinden çok
uzak olan steplerde, avare dolaşmakta olan bunlar,
dilerini yabancı etkilerden korumuşlar ve Tatar
lar, Başkırla.r ve Uzbeklere nazaran daha. az islam
topluluğundan müteessir olmuşlardır.
Kazakların göçebelikten oturur hayata geç
meleri ondokuzuncu yüzyılın son bir kaç on sene·
sinde memleketlerinin çevresi etrafında ve Ruslar •
tarafından kureyde Ruslar ve güneyde Uzbekler ta
rafından sömürülen bölgelerde başl�tı. Steplerin
çoğu göçebe ekonomisi saha.sı kalmı.şb. 1897 ista�
tiklerine göre dört milyon kadar göçebe halk bugUn•
1925'e kadar Rus ldaff91 n Rııı Ye Batı ilim adımlanıwı MI'
Udıl Kazaklara Kırgı:ı dtınişler, öte yandan Kırıız]ar Kua Kır·
lü olarak ıösterUııılftlr. Okurlara kolaylık olmaıı n yul" ••·
lııfrnazlıktaa bçmınak lçiıı bu eserde ıı:ıockm tabir olu Kazak - laıllaoılrnıştır,
---- ·
86
Rıısya'da Pan·Türldım
Ye
MüıUiıııaııııt
kistan ve Kırgızistan'da
eniş K aza
kil gündekı. �k g
klar Volga steplerinden A ltay dağ.
yaşıyorlardıe vadilerinde
nde güne·v Semirechi w
1 arının etek1 erı�
n'ın insan. cografyası b aoturuyorlardı. Kazakista .. . lerın
" . hallcın
den bırı
ozellık
kıntından kara kteristik
sınırlarınd a toplanıruş olm�sıydı.
kuzey ve dogu�
·· ey ve batı k ısımlan o k a dar kuraktıki
0r
öçebe
ı
U �: �t 1 Kızılkum ve Balkaş sahalar g
K�kl� esas kısmını Uzbekistan ve Türkmen.is.
tan'ın vahalarınd an tec.rit etmişti ve hatta Syri Der
ya nehri boyuna yerleşmiş olan Kazak ren�berleri
ni de.
Rusya tarafından ilhaktan evvel Kazak step
leri bilhassa üç kısma bölünmüştü (Zhus veya A,i
retler) ki bu Altın Ordu devrinin sonu na doğru - bu
onbeşinci veya onaltıncı yü zyılın başında demek teşekkül etmişti. Bir Zhus bir k abilenin arazisini
çevreleyen ayn coğrafi ve siyasi bölge idi.
Da
ha ziyade d oğudaki «Senioru Zhus vey
a Rusların
��dikleri gib� büyük aşiret Tien Shans, Balkash
gö
lu arasınd akı Semirechie bölge
sinde şimdiki Çin 81•
nın ve Altay Dağlarında da
ğınık halde yaşıyor
lardı. Kazak stepinin ortas
ınd a, Syr Derya, Tobal
.
.
ve !şım
nehırleri arasınd a
.
orta Zhus,un (orta
Aşıret) kabileleri yerl
eşmişti' halbu ki S yr
Ural nehirleri ve
Derya ve
Sihir a ormanları
.
·
Y
«G
veya kü"ü.k
enç» Zhus
:t
aşıretın arazilerini
çev
reliyordu. Volga
Kalnıuklan Sinki
.
.
an 'a g .
ett
ikt
n
Rus bü kü
e
·
g
oç
sonra 1771 de
.. ük"met� Volga ve Urallar
olan kuç
ara
sındaki """'
aşıret
uvıı
çü.k aşiretin b in bir kıs
a ye leşm
�
iştiler.
u kısmı Bu k
Kü
.
�S.Şır
yordu.
eı
etı olarak bilini-
Kazak Problemi
17
KAZAKLARIN RUSYA'YA AKTARILMASI
Kazakl arın Rus 1mparatorluğu'na gitgide ka·
tılm ası onyedinci yüzyılda Ruslar Sibirya'yı zap
tettikten ve Kazak steplerine girdikten sonr a on
dokuzuncu yüzyılın ortasın a kadar Uzbeklerin Hiy
va ve Buh ar a hanlıklarının RU8lar tarafından zaptın
dan sonra olm ak üzere iki yüzyıllık bir ol aydır. Söz·
de bütün K azakların hamisi fakat asil kuvveti daha
ziyade küçük aşiretin elind e tutulan Kazak hanı
Abulhair 1726 da yeni Moğol baskınlarından Ruslar
tar afınd an konınmasmı düşündü ve Rus hükümıe
tinden Kazakların Rus imparatorluğuna alınması
nı diledi. Bu esnada Kazak büyük aşireti bir Moğol
kabilesi olan Jungar'lara t abi olmuşl ardı. Bunlar bu
günkü Çin'in Merkezi Asyasınm büyük kısmını ve
Ural nehrine kadar Kazakistan'ı zaptetmişlerdi, fa
k at batı Kazakları Rus hakimiyeti altında kaim.ay,
kabul etmişlerdi
Bu yıllar arasında Petersburg'daki Hanedan
durumundaki karışıklık Rusya'nm dikkatini Ka
zak meselesinden çekmi.ş, fakat 1731 de İmparato
riçe Anna'nın tahta çıkmasından sonra Rus hü
kümeti bir Tatar olan A. Tevkelef'in başkanlığı al
tında bir hususi heyeti Kazakistan'a gönderm:iş
di. Aslında heyetin hepsi Tatar ve Başkır idiler ve
hatta onların muhafızları da Başkır birliklerinden
seçilmişti. Tevkelef'in diplomasisiyle Kazak aris
tokraklannın ve askeri liderlerin muhalefeti berta
raf edilmiş ve 1731 Ekim'de Abdulhair han ve küçük
aşiretin Kazakları Rusya'ya sadakat yemini et
mişlerdi.
••
u,uıyu'dıı Pıuı-Tllrklnu •• Müıtuııı._..
y ılın Ho�ıın� ' <l o ıfru Orta 'il
onsoklzlncl yl\z
l llr klHtan'd
a.n
Jungtırlurı doı,{tı
l
ro
I
stıyUk �\
ıı
a
Ho.Jl
hnlu
nı
y
o
ın<ln
rl
n.H
rdı O..
ıır
Rueyn
ç
karan n
du.
hor
nlnr
ik
ı:ımn
i
R uı "
� ay nı z
,.....1 İ"in
K azak hıuı 1�
i
n
i
y
m
m
ye
ap
al
at
arı
ak
bıkı hUkUmollorinşeyo sad
ki
s
hu
mlyotl Ozıdo.
değildi. Ru
�;ımeyon bir
Aşiret
Orta
tar at1114ıı
nda
başı
kuzuncu yüzyıl ın
M. Spı.
M.
U
de Rus hUkUmo
kabul edilmiş ve 1822
tanzi':1 edici sistenıt bı,.
ransky tarafından yapılan
rm
tı Aşiretin ıi�lsine d� .kab.ul cttı lijti. Ruıya'ıuıı
ll
BUyük Aşiretın arazısıne ılerlemesi, Rus mWJdlıı
Çin'den ayıran ve Rusya'nın Buhara ve Kokand Or
ta Asya hanlarına karşı genişlemek için ilk bqJı.
ca karakolunu teşkil eden Sibirya askeri hattı
nen tesislerin yapılmas ından sonra bB.§laın.ııtı. 18"
de Büyük Aşiretin kabileleri Rus hakimiyetini b,
bullenmişler ve bütün Kazakların nihai olarak
imparatorluğuna katılması Rus birliklerinm'
A··"·
"'iP
. , Tür
Ata
. kis tan, Merke ve Chi km ent şehirlerlııl
ışgal ettıkten �onra 1864 yılı nda olm
uştur. BunwıJ&
�rallann �ogusundaki Rus iştihkamlan (Qrea.
urg asken hattı denen)
Kaza.kl an Ort a A.yı
Jaanlıklanndan ayır
S'b·ır a askeri hattı ile
bire
leşmiştir. Amerika'n� \ �
r a- �tı sahasına muadil
mak üzere Kazakis
c,l.
tan.
tarafından ilhakı b .•; genı� topraklarının Ruıya
ü yük �kerı har
ekete lüzum gat
termeyen nis
beten s akın
ir hadise idi. Kazaklar
Aınerika'nuı rtab
b
O
atısı nd a ki In
daha çok bir
dianlardan sayıca
nıillet olduki
an halde birlPame
1er ve ancak
-'-
kab
.ı.uıır
-,y
ı.e edil · ler ileler veya �
··
ler
le zayıf orgaııi� di, çünkü Zh
ıi
Yade g<>çebe
W3
1
.
�
.
:
de
vle
t
teşkilatından
sahaıarın
bölunmesiydi. Onsekizind
vı
cıı.
ıcuıık Problem.l
yüzyılın hn.ıjlo.ngıcın<Jn. Zhuıı hanlo.rındıı hn.klld kuv·
>
vot az olt!uAımdo.n vo hlr JOllUk rol do oyna.yamı,
dııklar ın<Jo.n Kıııak o.rlHt.okra.Hhtl ckııcrlya. Hu"ya'•
nın kuvvoUnl Mo�olların, Çlnlllcrtn veya. Buhara
vo Kokan<J Uzbcklcrinln 8Urckll ıulldırılıı.nna karı•
bir koruyucu olarak görUyorla.rdı.
EJrEPLERDE M0Rt.0MAN(4fK
Müslümanlık bugUokU Kazaklatan'a. Semlrcc·
hle bölgesindeki kabileler rnfudUman dbılnl kabul·
lenlnce onuncu yUzyılın baıJında nUf'uz etrn!ııtlr. lm·
paratorluğun Kazak Btcplerinl içine ala.n Altın Or
du hanı Uzbck (1313 - 1314) lalam dininin yayıl
masında bilhassa vasıta olmu,tur. Göçebelerin haı
yatı bakımından ve devarnlı mabetlerin ve dinl okul·
lann olmayışından bununla beraber t.lamiyet Ka�
zaklar üzerinde btiyt.ik bir etki yapmamııtır. «1860
da Kazak coğrafyacısı Cbok.an Vallkhanof> Ru,ı..
ya'ya katılıncaya kadar Kazaklar ancak sözde mtıa
llimandılar diye ya.zmııtır. Syr Derya boyunca. ve
Taşkent bölgesinde az yerleşrni.§ Kazaklar aruında
bile okuyup yazma nadir bir olaydı. Steplerin .er
bestliğine abJJDlll olan Kazaklal' için medreaenin kaı
palı hücrelerine girmeye az meyletmi.tlerdl ve ha.
kikaten dini terbiye alınış olanlar da pek azdı.
lamın yazılı kanunu olan Şeriat steplerde ve dağ
larda bilinmiyordu ve Kazak göçebeleri - Kırgız
lar ve Türkmenler gibi - yirminci yüzyılın bq
langıcma kadar birbirleriyle ilişkileri örf ve adet·
lerine dayanıyordu. Müslümanlık güneyin Kaukla..
rı arasında.. Tajik ve Uzbek halklarının yerleıt.Uderi
Orta Asya vahalarına yakın yerlerde RankJarm
ı.
90
RusYa'da Pan·Türldmı ve Miiılüman1ı1:
dan evvel bazı derin kö kler saı.
Rus ya'ya ka tıım a:be Kazakların ekseriyetinin
da.
mışlardı. F�a� g
k
islamiyet
ise
ha iki
ey ve batıda
ğ�Imış oldu�u
b:Sahal arın Rusya'ya katılmasından
bır basa�
ı.r. Choka n Valikhanof «İslamiyetin,
ul nil.
so::kl1:r tarafından biç bir zaman açıkça kab le
!ediği ve steplere hükümetlerin kışkırt malarıyla ancak, gı'rdi�ini
g » yazmaktadı r. 1870 de Tatar okulla. nn. 1·ti. mus
da Rus müfettişi olan Radloff da « Kazakların
· · - bunun da
man uygarlığının esasına e rişmedikienru
dini görüşlü ve aydın bir bünyeye sahip olmak ol
duğu ve sonuç olarak sofuluğa olan eğilim olduğu
kad ar bunun kaçınılmayan neticesi olan: Taassup
ve mutekit olmayanlara karşı kin ve nefret yarattı
ğını:. bildirmiştir. Bundan başka devam ederek «Ka
zak itikadının dah a ziya de dış görünüş olduğunu
kendilerince hiç bir surette mutad üzere anlaşılma..
yan arap diliyle dua etme ve onu ezbere öğrenir
lerse
onu sessiz okumaları onların üzerinde en
hafif mı, te
sir de yapmaz» demektedir.
_ tsl�m�!e:� Kazak stepindeki durumu Rusya'
dakı muslumünlara karşı
dini özgürlük isteyecek
olanlara karşı ı·ıgı· duya n
kın
cı Katerina'dan sonra
kuvvetlenmicıti ve İkin
cı
·
Katerina kendisi de onse·
. . . -::---kızınc
ı yuzyıl.ıı serbest
a··
uşu..ncelerin tipik temsilci.
sı. olarak din
de
.. yordu
.. mu
. . ayrıl 1k d"uşun
te Kazak! ar ıçın
daha çok medenile . O islamiyetşme görüyor ve
okuma yazmanın
· o kullarının ya
göçebelerin «ha ve d_ın
yılmasının
rek
ğını görüyordu K eti�rınde yumuşaklıık:. yapaca·
lar arasında :,"al· aterına..Tatar mollalarıru Kazak·
ış maları ıçın
.
1·aares
.. seçmış
inin emri olar
ak gtıney Si ve onlar için Rus
birya ve Urallardaki
ı· .
J{a7Jlk Proble�
91
Kazak küçük aşiretinin arazisine ait olan Ufa va
lisine yazdığı bir emirde �Mollaların göreve atanma
ları işin tahakkukuna tamamen ukmaktadır... OnI3:a
gerekli tahsisatı düşünmeliyiz» di�e yazıyordu. Hu
kümet ve Tatar hocaların bulundugu Kazak okulları
nın yalnız inşası için tahsisat vermekle yetinme�p
Tatar din adamylarıyla Kur'anın yayılmas.mı ve .nıu;
yoner faalfyetini de desteklemekteydi. Evvela Oren
burg'da (şimdi Chokalov) sonra Ufa'da olar� k
.
kezi Kazak stepine yakın olarak yerleşen Musluınan
dini idarenin tesis edilmesiyle Kazaklar itikat ve di
ni eğitimi sorununda muhtar bırakılmıştL Tür
kiye'nin küçük Aşiretin müslüman din adamlarını
propaganda maksadıyla kullanması açıkça anla
şılmasından (787-1791) sonra bile müslümanlığı des
teklemeyi Rus hükümeti kısmamıştır. Bu yıllarda
Rusya'ya düşman olan Türk ajanları Buhara �e
.
Hiyve hanlıklarını Rusya'ya karşı kışkırtmak ıçın
buralara sızmışlardı.
.:11er
Ondokuzuncu yüzyılın ortasına kadar Kazak
stepi bir Tatar kültür ve ekonomik hükmü altında
kalmıştır. İdare ve bilhassa memurlar ve tercüman
lar tamamen Tatarlardandı ve Tatar dili (Çağatay
canın bir çeşidi) Kazaklarla Rus hükümeti arasın
daki ilişkilerde olduğu kadar yerli Kazak okulla
rında resmi dil olmuştu. İkinci Katerina'ntn yardı
mı ve müslümanlığı himayesiyle Tatarlar Kazak
stepinde ve imparatorluğun doğu sahasında üstün
lüğü almışlardı. İsmail Bey Gasprinsky ikinci Ka
terina ve onun «akıllı ve doğudaki fevkalade fay
dalı siyasetiyle on yılda. Rusya'ya bütün din ve idare
Rusya'da Pan-Türkizm ve Müsı�
92
aki gayretlerinden daha ııın.ı.
,µ
bir ...:; ...rnld
��
•
ml
ın
ada arın r» yı.u,1
methederek kayd etmış tir.
diye
tı
dırmış
kazan
onl� s�
_ sya l dur umu ve
Bununla berab er
elten Muslum anlıgı ve Tatar
hayat tarzlarını yüks
na karşı Kazaklar hiç bir
misyonerlerinin nüfuzu
eti
şevk göstermiyo rlardı. 1830 da bir Kazak hey
ll
birinci Nik ola'ya «Camilerin ve oku arın yapılına
sının durdurulmasını ve daha başk a din adamları.
nın tayin edilme mesini» rica ettiler. Onlar g öçebe.
leri istismarla itham ettikl eri Tatar tüccarlarına ve
aşırı derecede haşin olan resmi Tatar mem urlan.
na karşı daha az düşman değillerdi. Tatarların eko
nomik hegemonyasının Kazaklar, Başkırar ve Kır
gızlar tarafından Tatar halkının ekonomik inhisareı
�ı� k�� kültür ve siyasi liderliği de elde etmek
ıçın ��r ışaret �larak görünmesi yeteri kadar anla
şılabiliyordu. B ır Kazak sözü şunu ihtar etmekted
ir
«Tatardan uzak dur.»
w
RUS AYDINLARININ ETKİSİ
ta �= stepl� rin d_e � süre Rusya'nın Tatarlar
ra
te msı l ed ılme sı g
.. ..
öz onune
alınırsa Rus·
ya'nın kült" 1
. . an
kisı
cak
o
ndok
uzuncu yüzyılın
ortasında h�:e;�
meye başlamıştı. 1841 d e
Khamıkaia Stavka (Ha
nın Sarayı) şehnn
· d e, Kazak ste. den ç
ı
ok batıd V
pn
da, Kazakl ar iç in� �l ga ve Ural nehirleri arasın·
efa Rus dili okulu
kın Yardımıyla
mahalli Jıal..
açılmıştı l866
.
da bu okullar sekiz'
oldu, fakat dah
a artması y
eterı. para ve tecrübeli
ogretmenlerin o1
aı
.
artstokratl a.ruıd ın nası y1a yapılamadı. Kazak
ve
an
ebeve,,... t erı•
yıdak·1 o..
nden az olmayan sa·
J u.ı.
grenciler o
renburg'daki,
Nepliuev Kadet
..
w
w
Kaz;ak Problemi
akademisine ve Orenburg gibi orta steplerde rol oy
nayan Omsk'daki akademiye yazıldılar. 1860 ın
mümtaz bir Kazak ilim adamı olan Chokan Valik
hanof (yukarda bahsedildi) ve onun babası ve bir
çok yakınlan ve dostları mesela Omsk eğitim ens
titülerinin yetişmeleri idiler. Kazak stepinde Rus
kültürünün doğudaki yuvası Semipalatinsk şehriy
diki burada Feodor Dostoevsky bir inzibat tabu
runda 1854 den 1859'a kadar kalmış ve Valikha
nof ve Kazaklaırla tanışmıştır. 1850 ve 1860 yılla
rında diğer müteaddit Rus siyasi sürgünler Sosya
list Petrashevsky grubu üyelerinden şair S. F. Du
row ve A. N. Pleshcheev dahil olmak üz.ere muh
telif Kazak stepi boyunca şehirlerde kalmışlardı.
Rus aydınlarının mümessilleri olarak KaMkistan'
daki temsilcisi olmak ii7.ere orada idari mevkilerde
bulunanlar - bunların arasında coğrafyacı P. P.
Semenof, G.N. Pontanin ve A.L Maksheev kadar filo
lojist V.D. Dal - yeni doğan Kazak aydm
lannı da etkilemişlerdir. 18 «Desembristlerin (ara
lık aycılann) ve Petreşevkistlerin hiç şüphesiz Sibir
ya'da (buraya Kazakistan'ın kuzey kısmı dahildir)
yeni bir nesil hazırlamakta ve buna o (Sibirya) sos·
yal kalkınma için borçlu oluyordu> diye işaret et
miştir. Rus aydınlarının dine karşı lakaydisi ve onun
bir çoklarının inkarcı olması ilk «batılılaşmış> Ka
zaklardan Valikhanof ve Altınsarın'ın yazılannda
olduğu kadar ilk ve en öndeki Kazak şairi Abai'nin
mısralarında da yansımıştır.
VALİKHANOF
Valikhanof
(Shokan Cengiz oğlu
Valikhanof
,,
Rıısyıı'dıı pan-Tilrkl:ım ve Müııu.ıı..ı..
an doğ�uya CenRla.
disinin doğrud
en
k
)
0
86
n arıstokrat ır
1835 • 1
_
..�
sıyla. tefahür ede.
.
olma.
ahf
dı
d
e
o.ka
mı
crı
de
ask
hanın
ki
0�
ıı endı. omsk'da Ru s ordusunda. hb,.,
zak ailesind
�rt Asya'da
du, Sibl.ry a. v: e�ç yaşta coğra fyacı ve doğu an.
met ettı ve ç k
gyetişti. onun eserleri bugUne ka.
tropoloğ 1 :k
ta Asya'sının tetkiki için öneDJll
��
d�r Rua \ 1 Or mış ve onun he mşehrilerlnbı
kal
bır kay nak olara k
mfuJahedelen· . .h.o.. l"a . Kaza )dı.
bayatları h akkında
.
· ant
. ropo. 1OJısı. ıçın. bUyUk
tan'ın sosyaI ve killtUrel
hızmetınde ıken bJr
değer taşımaktadır. Askerlık
r!yla tanışmıı va
sıra Rus ilim adamları ve aydınla
bilhassa Doetoevsky, Murov, Potanın ve Seme�
ile yakın dost olmuştur. Petersburg'da kaldığı 1kl
yıl içinde (1859 • 1860) bu dostlarının yardımıyli
doğrudan doğruya Nekrasov, Chernyahevsky, Mai,,.
kov, Grigosief, tarihçi Kostomarov ve daha bqka,.
!arıyla olmak üzere çağdaş Rus aydın çevrenin bıı
temsi!cileriyle temasa geçmiştir. Ne yazıkki bulun·
duğu yerdeki büyük iklim değişikliği kadar hay•
tmJ uzun zaman okumaya ve edebi eserlere hasret,.
mesi sonucu Valikhanof sağlığını bozdu ve tüber
küloz odu. Otuz y�ında iken öldü.
Valikhanof'un bilhassa Doatoyevskiyle olan
Y8.ZJ3malan Rus dostlarına olan ilgisini ve Rusya
'ya
karşı olan durumunu gösterm
işt
ir.
Do
toyevsk
s
y
ona karşı duyduğu sempat
iyi hiç bir kimseye duy
�1 yazmıştır . Diğer
bir
mektubunda Ru s hi
�
-yecun «Rusya'ya
.
ste
.
1erın
. ve halkımızın önemiııl
izah etmede ve ayn ı zaP
man
da halkımıza hizmet etmek ve onlara R y
a ile aracılık etmede ilk insan ol:
nıanız büy ük ve ':udsi bir öd
ev değilmidir?>. Valik·
K.z.ak Problemi
hanof aslında «yurttWjlarma faydalı iş görmek ve
onları Rusya'nm resmi makamlarına ve zengin Ka
zak lara karşı savunmaya kendini hasretmişti. Gö·
çebe halkın tera gidişinde onları uyandırmak için
Valikhanof her şeyden evvel onların irfan ve eko·
nomik seviyelerinin eğitim ve onların Ruıs ve Av
rupa kUltürünü almalarını dli§Unüyordu. O zengin
Kazak aristokrasısına kargı sav8Jjıyor ve basit Ka
zakları refaha kavuşturmayı düşünüyordu. Kabile
hayatı nizamı ve donmuş milaJUman kllltü.rünüıı
Kazakların gelişmesinde diğer bir büyük engel ol·
duğunu mtilahaza ediyordu. «Cehalet ve Fakirlik
şimdi Mavera-i-nehr'e (Amu ve Syr Derya arasında
Orta Asya'da bir il) hakimdir... Semerkant'ın, Ta.ş
kent'in, Fergana, Hiyva ve Buhara'nın kUtUbaneleri
ve Semerkant'daki Rasathane yerine konamıyacak
bir surette Tatarların tak:ripkarlığı ve dinden başka
her şeyi tel'in eden Buhara engizisyonu ile tahri·
bedilmiştir ... Hatta büyük abideler ... Allahın ya
ratılacağına karşı insanın günahkar savaşının sem
bolleri olarak bunlar tekfir edilmişti.> Valiklıanof
Kazak steplerini müslüman dini idaresinin vasiliğin
den kurtarmak ve Rus hükumetinin Tatar mollaları
nın Kazakistan'a atanmalanm durdurmasında israr
ediyordu. Yalnız Kazakların Tatarlann yerine step
lere tayinini istemekle kalmayıp bunların sayıları
nın kesin olarak sınırlandırılmasında da direniyordu.
«Tatarlardan uzak kalma ve az sofu bir Kazak> Hü
kiımet Valikhanof'un sesine kulak verdi ve 1868 de
Kazak dini hayatının Ufa müslüman idaresinin ne
zaretinden kurtarılması için gerekli tedbirlerini
aldı.
Rmya'da Pan·Tüıtimı ve M.........
göçebelerin aydJı.
.. luınan okulları yerine
_
Müs . .
k okul larının te şkiJl�
Rus Kaza
ı 1
l atılm�
ki.iltürel geli şllleleıtıı.
0 Kazakların
ekl erine ina nıyor ...
�_,_�en batıya yetişec
. .
taıebe<li
de muhıeuı<-' ın tecrübelennın Kazaklann ka-..
y.
ın
a e Bat
11ııııt
edece
ım
yar
ği
..
ide
cl
n
i
f
tela.
rı
zyı
� er�ı yu lla
R�
"
..
.
tıettikl
. rdu Onun düşün cesıne gore « k en dı kendJııı
i
un a, ke ndi kendini idı.
edl�me ken di ke ndini sav m
t» Ka za k hayatının dü.zelıııe.
ge
re kış en di kendin e adale
- k anısın d a ı"d·ı. Rus mıJı.
· · en iyı" yollar oldugu . .
..
sı· ıçın
alli şart lara uy.
mah
nı
lerı
usul
ni
kanu
kemelerinin
değiştirmeyi, Kazak aı,
m adıklarından steplerde
din e idareyi hükt
m aatleri tarafından kendi ken
s
metin resmi makamları ve Kazak aristokrasi i ye.
rine değiştirmeyi tavsiye ediy ordu. V e basit Kır,
zakın Rusya'nın ve Kazak aristokrası kuvvetiııiı
keyfi idaresine karşı savunmasını düşünüyordu.
::;.
Köklü Rus aydınlarının - Chernychevsky, fi.
sarev, Belinsky · Valikhanof'un liberal ve dini g6,
rüşlerine tesir ettiğinin tefriki müşkül değildi. cBıı
Chernyshevsky ne harikulade bir insan ve o hayatı
- yalnız Rus hayatını değil - nasıl iyi biliyor.
Onunla konuştuktan sonra biz Kazakların Rusya'·
sız k_aybol:acağumza tamamen inanmıştım. Rusya'·
hır despotizm ve karanlıkta cahil kala caktık.
�erneshevs y
k 'bizim dostumuzdur.�
w
..
.Valikhanof' un erken o
"l"umune ragmen onun
..
esen ve felsefı. dusturu
çoğu Kazak aydınla�
g örüşlerinin
. esasındadır. lrfan, eşitlik ve ada letin
lüzu
a
aıt
nıun
. anışı diğer.
onun ın
genç Kazaklarcı
da paylaşılrnıa
� ve bu düstur Kazak aydınlarının
"
Kazak Problemi
sonra «Rus hayranlığı» nın kurulmasında geniş etki
si olmuştur. Hiç şüphesiz başka davranışlar da, bil
hassa geleneksel olarak kuzey ve batıya değilde
müslüman güneye müteveccih olan güney Kazakis·
tan'da mevcuttu. «Step buna göre ikiye · bölünmüş
tü> diyen G. N. Potanin 1860 da «Rusya taraftarı ve
milliyetçi taraf... Golodnaia stepine bitişik (Macar
stepi) dağınık güneyi (göeçebeleri) daha ziyade ikin
ci tarafı tutanlardı. Bu iki parti arasındaki zıddiyet
Kazak saz şairlerinin şarkılarında bile olmak üzere
her şeyde kendini gösteriyordu.> diye yazıyordu. İs
lam taraf dan Kazak liderleri bununla beraber ondo
kuzuncu yüzyılın sonuna doğru azalmış ve az nafiz
olmuşlardır.
AB At
Valikhanof'un görüşlerini paylaşan diğer iki
Kazak aydını step şairi Abai ve eğitimci Altınsann
idiler. Kazak edebiyatının babası olan Abai Ku
nanbaef (1845 - 1904) Semipalatinsk'te Rus aydın
larını ve Rus edebiyatını tanı mıştı. Okulda yine bil
hassa Rus şiirine karşı ilgi duyarmış ve onu Kazak
lara Aitysu denen halk şarkıları şenliğinde halk şar
kısı olarak sokmuştur. 1880 de Kazaklar hakkında
bu zamana kadar bilinmeyen yazar ve şair rolünde
görünmüş ve Ruscadan Kazakcaya aralarında Euge
ne Onegin (Tatiana'nın meşhur mektubu da dahil) 'i
çevirmiştir. Abai'nin çevirileriyle Kazaklar yalnız
Pushkin, Lerrnontov, Krylov ve Tolstoy'u tanımak
la kalmayarak fakat Byron ve Goethe gibi bir sı
ra batı Avrupa yazarlarını da tanımışdır. Valik·
hanof gibi Abai de halkını okullara teşvik ediyordu.
Rıısya'da pan-Turldzm n MüslülDaıılık
. ve ed biyatını öğreniniz. O, haya.
i.ır
t
ül
,Rus k
öğrenirseniz, hayatınız ko.
·
dır
an
t
ah
an
tın
Bununla berab er bu zamanda
ıay ola caktır...
ayatlannı idame ettirmek içindih
ı
la.ıın
k
u
çoc
halk
n
1eyhine olmasına rağ me Rus- . eğit.L.
. rı.
ge
- r Kazakların a
ya rd.ımıy1a egıtıy
in
o
dilin
Rus
ara
nl
. . Abaı. b"ır
mine vererek.. ·o· ·· abullenmeyın
Ka.»
şu k
lar· Bu-· . goru
ı
ır
o
m
u·
1
al
d
a·
ı
d
·
·
ıyor.
onun
zak egıtımınuı esası ·
·şt · rın,
·
k
t
a
�
f
a
b
1anı
yetı
'"''" iyı
du. c Çocuklar......am n ve es:ıs ��
gıçta onlar kendi lisanını, r :
a ınerı�ı. �a
za
cak
an
�
r»
rla
alıdı
leri okum
ıye e diyordu.
rendikten sonra Rus okulunu tavs ·
··
dek"ı eg-ıti.
erın
1
Abai'nin gözünde Tatar medr�
min az değeri vardı. «Yalnız zengınler Arabca ve
Farsca okuyabilirler:. diye bu lisanların yalnız do·
ğunun müslüman kültürünü öğrenmek için önemi
olan diller olduğunu kasdederek yazıyordu. Va
likhanof'un örneğini izleyerek Abai halkın y�ama
şartlarının düzelmesi için aristokratlarla savaşı
yordu. Mahalli Kazak asillerinin muhalefeti ve Rus
hükümeti t?,raf ından ona karşı şüphe beslenmesi
- hasımlarının ihbarlarıyla onda tehlikeli ihtilal
cilik görüldü - şairin kuvvetini erkenden zayıf·
la.tmıştı.
On:
ALTINSARIN
İlk Kazak aydınlarının üçü ncüsü lbr Altm
ai
s�rın (1841 - 1889) eğ.itimci
ve bir sıra Kazak ders
'lritablarının müellifiydi.
1859 da o zaman OreJt·
burg'da yaşayan ve bir Ka
zak gramerini derleyen
Rus pedagogu N. 1. Ilm
insky (Kısım III e bak) ye
rastladı. Uzun zaman
dan beri Ta.tar ve müslüınaD
Kaz.ak Problemi
"
nüfuzunun azalmasını düşünmüş olan Ilminsky Ta
tar dili yerine Kazak okullarında Kazak dilinin yer
leşmesini görmeye çok istekli idi ve Altınsann üze
rinde kuvvetli bir tesir yarattı. Onlar birbirleriyle
Altınsann'ın ölümüne kadar samimi dost kaldılar.
Ilminsky'nin etkisi altında Altınsann konuşulan
Kazak dilinin edebi maksatlar için teorik ve pra
tik gelişmesi üzerinde çalışmaya başladı. Uk Ka
zak yazılı nesrini yarattı ve Rus klasiklerini · Kazak
diline çevirdi. 1874 de Tugai bölgesine okul müfet
tişi olarak atanmasından sonra Altınsann oralar
da yerli Kazak dilinin öğrenme gayesi için kulla
nılmasını soktu ve Kazak eğitiminde sağlam başa
rılar elde etti. 1995 de Kazaklar tarafından idare
edilen 128 Rus - Kazak okulu vardı. Buına kareı
lık yalnız 135 müslüman mektebiydi. Aynı za
manda önemli sayıdaki Kazaklar Kazakistandaki
2.011 tamamen Rus okullarında okuyorlardı
ki burada öğrenim Rusca idi. Kazakistan'da Rus eği
tim müesseselerindeki Türk soyundan öğrencilerin
sayısı müslüman müesseseler.nden çok yüksek idi
ve Kazakistan Ruslar tarafıqdan zorla hükmü altına
alınan Rusya'nın yalnız bir Müslüman veya Türk
soylu bölgesi olmuştu.
KAZAKİSTAN AYDIN SINIFININ TEŞEKK.0Lt)
Kazaklan Tatar nüfuzundan kurtarmak ve
Rus - Kazak okullarının gelişmesini kolayla§tır·
mak üzere iki yeni emir Rus hükumeti tarafından
verilmişti. Birinci 1868 de yapılan «Step bölgesin..
de idarenin geçici olarak durumu» ve onun Kazak
lar arasında dağıtılmak Uı;ere Tatar diliyle yayın-
ve Müslümanlık
Rusya'da Pan-TürldDD
ıet
de Tatar
anlarda Step bölgesin
,.
l��as1!ı:. d:���
m ası yasa klanmış (bu esnada
dilinm_
ve Tatar tercüman
da b vurmuş tu)
Kazaki
landırılmıştt
:!elerindeki rolü sınır
��
.
. ı. n
- "timın
ların .bükuıne t d
let1erın egı
mil
yan
a
.
olm
s
«Ru
..
. cı emır
lkin
,.. ecrI
ı en Kaz_:1_k �g0 de .ilan
187
rak
ola
>
mesi
len
:
üzen
.
d
an egıtımını
rad
son
a
ınd
llar
oku
s
Ru
·
· ın
.. ..
rencı-1enn
s�ıflann m�s1 uman
kolaylaştırmak ii7,ere Rusca
14 Ekım 1904
okulların a konmasıydı. Bu tedbırler
de bir emirle müslüman okulların Tatarca yerine
.kendi dilleriyle id are.sini ve öğretmenlerin öğrenci
lerin milletinden olmasını bundan sonra talebet
mek suretiyle daha da şiddetlendirilmişti.
Bu tedbirlerin, Kazak ve Rus eğitimcilerinin
faaliyetleri sonucu olarak ondokuzuncu yüzyılın
sonuna doğru bir Kazak milli uyanışıyla beraber
bir Kazak edebi dili gelişmeye başlamıştı. Valikha
nof zam anında Kazakların Tatar kültürünün nü
fuzu altında şahsiyetini kaybettikieri söyleni
yordu. Fakat bunun ondokuzuncu yüz yılın başla
rında olması imkansızdı. Tatarlardan avrı özerk
olarak Kazakların kültürel ilerlemesini . destekle
yen Ru_s - Kazak okulları idarenin umabildiği gibi
.
yerlilerı
ruslaştırmayı düşünmüyordu. Fakat bu
.
nun yenne kendi has 'psikolojili ve kül
tür karakterli bir- Kazak mı·11,et·ının
· dogma
- sına ç�lışıyordu.
hK�ak aydınları da yüz yılın dö
nemecinde hiç a"'üpesız Rus kült'"ur nu··fuzu altın
a
.
girmişti ve bunlar
yıne de hakı. ki milliyet?1· ka
l
ma
mış
lar ne Ru s ne Tatar ve a .. rk olmayı ıste
me
miş
lerdir. Kazak gazetesi e afTü
ında toplanmış olan
.
B
aıtur
s unof, Dulatof,
Karataef ' Bukeı"kh ano
f • Tanışbaef ve diğerleri ,
ı
Kazak Problem.l
101
Ruslarla veya Tatarlarla dostluklarına rağmen Ka
zak özerkliğinin savunucusu olarak kalmışlardır.
Sosyal eğilim, kendini feda, idealizm ve öğrenmek
için iştiyak onların bilhassa karakteristik taraf
larıydı. Orneğin Kazak yazan M. S. Kaşatof «Ka
zakların eğitilmesi» (1908) yazısında «Biz ilim,
din ve ticaret okuyalım ve halkımız dünyanın önün
de gitsin» diyordu. 1910 da Dulatof «Uyan, Ka
zak» diye sesleniyordu.
Kazak basını B. Ablaihairof tarafından ya
yınlanan bir Kazak edebi gazete olan Dala Va.laI' aty Omsk'da çıkmaya başlayınca 1899 da doğmuş
tu. Bu bir siyasi yol izlemiyor fakat esas eğilimi
milli liberalizm idi. Onun Kazak edebi dilinin ve Ka
zak sosyal eğiliminin teşekkülündeki rolü çok bü
yüktü. Sonralan yüzyılın çok sonuna doğru Tur
galskala ga.7.eta Orenburg'da çıkmaya başladı ve
1905 den sonra kısa hayat süreli olarak Kazak di·
linde biri diğerini izleyen gazeteler çıktı. Taşkent'·
te Şarkı yayınlanıyordu; Urda'da Kazakistan ve
Ush Zhuz; Zatan Tili ve Ala.ş Taşkent'te, Aika.p
Troitsk'de ve Abai Semipalatinsk'de çıkmışlardı.
Pek az Kazak Tatar yayınlarına da kaW.mışlardı,
örneğin Şura (Orenburg'da Tatar Rameef Kar
deşler tarafından yayınlanıyordu) ve Akmola
Troisk'de de. A. B. Baitursunof tarafından Oren
burg'da. 1913 de bir K8.7.ak isimli gazete yayınlan
maya başlamış ve kısa bir zamanda Kazak aydınla
nnın ve milli hareketin önder organı olmuştur. Bir
yıl içinde Kazak gazetesindeki yayınlarda iınzala
nn sayısı üçbine, sonra sekiz bine ulaşmış ve diğer
büyük bir gazete olan Kazakistan ve Aikap hiç bir
102
- ]dan ve MüsJüıııanlık
Rıısya•cla Pan-Tıır
u
basılmamış tı. B
1
a
faz
an
ıd
say
zaman bir kaç yüz
. U h Zhuz Rwusya ya
w
Yayınlardan yalnız güneydeki s çı· gelenege baglı
t
ıye
ili.
karşı çok mühafazakar ve m
din
bilhassa sert ve
güney Kazaklara uymak üzere
taraftarı vaziyet almıştı.
da ., Baı·t�unof
Kazak gazetesinin ilk sayısın
bizi� kendı ede
«Milli hüviyetimizi korumamız iç�
sıne çalış_m�
bi dilimizin aydınlanmasına ve gelışme
dırki . kendı oz
lıyız. Hiç bir zaman unutulmamalı
.
ak ozerk ya
anc
k
hal
n
ata
yar
at
biy
ede
bir
yle
dili
bundan baş
şama hakkına sahiptir». Baitursunof
yükseltmezler
.
ka eğer kazaklar kültür seviyelerini
diyor
se Rus uygarlığı tarafından yutulacaklardır
iriyor
du Kazakların Rus okullarına gitmesini bild
Rus
fakat onların Kazak ruhu, dil ve 'geleneklerinin
veya ·ratar hakimiyetinden korunmasını istiyor
du . Diğer diller uğruna Kazak dilini küçümseyen
vatandaşlarına karşı çok ağır tenkitte bulunuyoıdu.
1905 DE KAZAKİSTAN
1905 ihtilali devri Kazakistan'da fırtınalı idi,
fakat karışıklık ve ihtilal taşkınhklan yalnız Rus
ların ve Ukraynalıların yerl�miş oldukları böl
gelerde idi. Kuzey Kazakistan'ın Avrupa'da yer
leşenlerince ikinci Duma'ya seçilen dört milletve
kilinden üçü Sosyal demokrat (Bolşevik) idiler.
Göçebeler arasında ise proletarya partisi başarılı
değildi. Buna ilaveten Kazak dilini tam bilen sos
yal de�o�atl�r arasında çok az propogandacı var
dı. Troıtsk deki 1. Muhammejin tarafından b ası_
. sindeki pek az gazete ·
lan Aikap Kazak gazete
cı
yerliler arasında ihtilal hareketini yayın aya ça
-
Kazak Problemi
103
!ışıyordu. 1905 - 1907 ihtilal olaylarındaki Kazak
ların katılması ihtilalci yerleşenlerin taşkınlıklarına
karşı az mahalli gösteriler olmak üzere sosyai de
mokratlar veya diğer ihtilalciler tarafından tertib
lenen mitinglerde bazan bulunarak ve yeni okulların
açılmasını temenni etmeye katılmışlardı. 1905 de
bir grup Kazak aydınları ve kabilelerin yaşlıları
Petersburg'a İkinci Nikola'dan Kazak steplerinin
sömürülmesinin durdurulmasını ve Kazak dilinin
mahkemelerde ve idarede Rusca yanında kullanıl
ı:rıasına izin verilmesi için ricaya gittiler. Bu rica. te
min edilmedi, fakat onların Petersburg'da kaldık
lan esna.da Kazaklar Kadet partisiyle bağlarını
düzeltmişlerdi. Aralık 1905 de A. B ukeikhanof ba..
ti Kazakistan'ın aydınları, yaşlılan ve aristokrat
ları için bir konferans çağırdı ve bu da Kadetlerle
yakın işbirliği yapmak, hatta bu partiyle biri�
mek kararıyla sonuçlandı. Buna benzer karar M.
Tanışbaef'in başkanlığındaki Verny (şimdi Al
ma - Ata) mitinginde doğu Kazak liderlerinin tem
silcileri tarafından alındı. Bu iki grubun ideolojis
ti Kazak gazetesinin naşiri BaitUTSUnof'du ve aç..
mış olduğu seçim kampanyasıyla Kadetlerin zafe
rini sağlamışb. (Kazaklar ve Kazakistan'a yerle
şen Avrupalılar Duma için ayn ayn seçim yapmış
lardı.)
Valikhanof, Altınsann ve Abai'in yolunu iz
leyen genç, Kazak aydınlarının gözünde Tatar
lar tarafından yürütülen Türk milli hareketiyle
işbirliği yapmak ve onun örgütü olan Ittifak'a kar
şı soğuk tutumları zayıflatıcı değildi. Onlann dine
karşı olan biganeliği Tercuman ve İsmail Bey
�---------------------
104
y·· k.lzın
Rusya'da Pan· ur
ve
Mus
.. Jüınaola.k
:ts
tutulan Pan •
Gasprinsky tarafından tamamen
1erı. nı· önlemekte,
lamizm sloganlarına karşı heves
mur}arına mol·
diğer taraftan Tatar resmi me
ihtiya tlı tutum·
la ve tüccarlarına ��r!ı ol��
lüğe ait Tatar
rel ustün
ları onları liderlik, ve kuıtu
.
. · · çekingen yapmakta
iddiaları karşısında kend11erını
dad
idi. Kazak dili Osmanlı Türkçesine
�;e�den
ha uzaktı ve Kazakların Osmanlı T;:. . .
ılerının y
;.
Gasprinsky'nin ithal ettiği dil yerine ken�
ta ıı
ni doğan edebi dillerini tercih edeeıeklerı çok
idi.,
1905-1906 da Rusya'daki bütün müslü��lar�
birinci ve ikinci kongresine Kazakların mühım lı·
derlerinden hiç biri katılmamıştı. Üçüncü kongrede
Bukei aşiretinden bir Kazak olan Duma üy� s� Ş3!1
. .
Mardan Koşçegulof müzakereye katıldı ve olu �o�
.
muş olan Müslüman Halklan partisine seçilmışti.
Fakat Bukei aşiretinin bir çok Kazakları gibi kuzey
ve doğu Kazakistan'ın Kazak kitlesiyle az temas ida· ·
me etmiş ve Baitursunof, Bukeikbanof ve Tanışbaef
etrafındaki aydın gruba dahil olmamıştı. Kadetlerle
işbirliği yapan ve Baitursunof'un Kazak isimli gaze
tesini fiilen destekleyen bu aydınlar 1917 de daha
açık bir şekil alan Alaş Onla Kazak Milli partisinin
çekirdeği olmuştur.
KAZAKİSTAN'DA RUS SOMORüSO
1917 ihtilalinin başlangıcına kadar Kazak li
derleri Kadetlerle yirminci yüzyılın başındaki Ka
zak steplerinin Avrupa Rusya'sından göçlerle sö
mürülmesi gibi çok ciddi problemlerinin hallini
ümitle yakın işbirliğine devam etmişlerdi. Ka.za.kis-
Kazak Problemi
115
tanda Rus tarım sömürüsü ancak 1890 da büyük bir
nisbeti bulmuştu. Bu tarihe kadar bölgedeki Rus
halkı Ural ve Irtış nehirleri boyunca ve Semireçi'..
nin yarı dağlık topraklan, Kazak stepi varoş
ları esas itibariyle Rus Kazaklarının iskanın
dan ibaretti. . Buralarda 1857 de 77.000 Ural Rus
Kazakları ve yüzyılın sonunda yalnız 30.000 kadar
«Semirechian> Rus Kazakları vardı. Avrupa Rus
y:a'sında 1891 - 1892 deki kuraklık ve mahsulün a.2r
lığından sonra Rus hükümeti göçebelerin boş kalmış
arazilerini istimlak etmesiyle yeni iskan edilenlerin
sayısı sür'atle artmıştır. (Rus hükümeti geleneksel
müslüman hükümleri olan Şeriatı göz önüne alarak
bu toprakların eyaletin malı olduğunu hemen kabul
etmişti) . Yeni iskanların başlıca bölgeleri iklimin
ve toprağın tarım için fevkalade uygun olduğu Ka
za.kistan'ın kuzey-batı, kuzey ve doğusu idi.
1904 de yeni iskanın yerleşme idaresi ve 1905
ihtilalinden sonra Rusya ekonomisinin süratle ge·
lişmesi ikinci çok bilyük iskan dalgalarıyla sonuç
landı. Rus Başbakanı P. A. Stolypin'in tanm siya..
seti büyük Rusya ve Ukrayna'daki tarım halkını
azaltmak için teşebbüs eden yeni iskanların teksifi
için çok elverişli idi. 1906 - 1912 yıllarında 438�000
den fazla Rusya ve Ukrayna köylü ailesi Kazakis
tan'a göçetmiş ve bunlar, bu yıllarda d.aha
43.000.000 akr (bir akır 4.39 dönüm) göçebe top
raklarının istimla.kına sebep olmuştur. Birinci dünya
savaşının başlangıcında Kazak stepi Rusya için he
men bir önemli buğday kaynağı olmuştu.
İstimlak temposunun büyümesinin aksine Ka
zak ekonomisi büyük değişikliğe uğradı. Bazı
b
106
ııl.ıt
an-Tiirldmı ve Müslüma
RusYa'da P
göçe başladıl8:1'• fakat
a tarafa
b
elerın iskan
aş
er
�
gö1>eçeı .
olm ayışı ve göçeb
in
ın
s
u�
.
r
tarın ı tec
ı geleneksel nefreti onlann
al lere karş
ş
n
la
yap
ile
ı ? m. ani oluyordu. Onların çoğu ye ni
. ı
gen d°.. nmelerıne ız mer'alarını değil aynı zaman
1n
isk�an olanlara ya
kışlık yem veren çayırlarını terke
da davarl arı ı. ç. n
zakistanın çok fa
ve güney. Ka
. 1 ardı. Bunun
mecbur kalarakı orta
sogıdıyor
.
. rak topraklarına
. ·
· ece kl ·
kır ve ku
en yarının yıy
.. belerin hayvan sürüle
nucu goçe
d
ı
a
aç
ık
ba.ş
sın
ara
Kazaklar
vaş yavaş azalıyor ve
lıyordu.
rında Kazak
Ond okuzuncu yüzyılın ilk zamanla
men kat ıldığı
steplerinin Rus imparatorluğuna res
zamanda Step'in sulha kavuşması ve halkın bunun
arkasından artması karşısında Kazaklar iç.in eski
göçebe ekonomik sistemin muhafazasının güç oldu·
ğu aşikardı. Steplerdeki Rus araştırıcılar 1860-1870
de göçebelerin büyük bir kısmının devamlı kötü bes·
bildiriyorlardı.
olduklarını
lenme şartlarında
rinin yansı
maddele
yiyecek
1896 da Stepin bütün
kadarı Kazak halkının % 7 sine yetişiyordu, halbu
ki bütün göçebe Kazakların % 50 - 70'i fakir kısmı
idi.. Rus tarımsal iskandan sonra ekonomik aykı·
nlık daha da artmıştı. Kazak halkının süra'le ar
tan kötü şartları Kazak liderlerini alarma ge
çirmiş ve onlar ancak Rus sömürüsünün ta·
mamen durdurulmasının göçebeleri kurtarabilece
ğini di.işünmi.işlerdi. 1907 de Troitsk Ore urg ve
nb
Kustanai'de Kazak temsilciler
i konf�ranslar yaptı
lar ve � stepinin köylü
sömürüsünün Kazakların
e � k �e sosyal şartlar
: rn:
ına bunun nasıl bozucu
e
1 0 duguna dair
deliller getirdiler. Göçebelerin
Kazak Problemi
117
topraklarına yapılan iskanın derhal durdurulma.sı
nın talebedilmesi ve 1907 de tamamen ortadan kal
dırılan Dumada Kazakların temsilinin tekrar ihya
sına ait tavsiyeler benimsenmişti. Bu ricalar Rus
liberal partilerince desteklendi, fakat hükümet a.çık
ca onların sömürülmesi konusunu ve Kazak steple
riniıı eski ve gelir getirmeyen bir ekonomik sistem
le çalışan bu Kazak stepleri gibi 7.engin topraklan
terketmenin imkansızlığı fu.erinde onlarla mesele
yi tartışmaya meyletti. Yeni iskan Rusya için ta..
hıl kaynağı olduğu kadar Rus köylerinin çok kala
balık durumunun rahatlığa kavuşması bakımından
önemli bir kaynak olacakb.
Steplerin sömtirülmesi göçebelerle yeni gelen
çiftçiler arasında kaçınılmayan bir gerginlikle so
nuçlandı. Anlaşmazlık Ruslarla Kazak göçebeleri
arasında aracılık yapan seçilmiş Kazak yaşlıları,
din adamları ve tercümanlara bağlı olan Rus idare
sinden dolayı kendini sık sık gösteriyordu. Bu yüz
den Kazak kitlesinin ihtiyaçtan anlaşılmayacak su
rette idareye gidiyordu.
Aynı zamanda seçilen Kazak resmi memurları
arasında vicdansız elemanlar vardı ve köy (Aul) ve
ya bölgenin yaşlıları ve kendileri kabile liderlerinin
ve mahalli paralı ilgililerin baskısı altında idiler.
Rus otoriteleri tarafından getirilen demokratik se
çimler hala kabile örgütlü göçebeler arasında tutu
namamıştı ve seçimlerin sonucu olarak gülünç hal
ler oluyor ve seçilen idare bir uydurma ve fesat yu·
va oluyordu.
Rus otoriteleri de çok defa ortaya çıkan du
rum için kabahatli oluyorlardı. Orta Asya ve Ka-
'
L
TÜJ'• Jdmı ve Müslümanlık
Rusya'da Pan·
.. k:rasinin her zaman en
buro
Rus
nler
gele
zakistan'a
.
arasında Avruiyi temsilcileri değillerdı. On1arın ve bunlar nasıl
tu
pa Rusya' sını bilmeyenler de çok
. d.. şünüyorlardı. Merolursa olsun çabuk yükselmeyı.
uve ahalli halkın
kezi idarenin yetersiz nezaretı
e �anuna aykırı
gevşekliğı karşısında yolsuzluk v
de olanlar eksehalleri Rusya'nın orta dogu ıdaresın be
bera T kadere '
riya irtikap ediyorlar:dı. Bununla
karşı 1a.ıtibanna ve «Be yaz Çara>
imparatorlugun
.
.. beler hoşnutsuzluk. l arını
kayt ve mutı olan goçe
açıkca göstermiyorlardı.
108
y.
y
y
•
•
•
•
İ.R.AN
1917 İhtilalinden evvel Kazak
Stepleri ve Orta Asya
:ıoo
KISIM VI
UZBEK LİBERALLERİ VE GENÇ
BUHARALILAR
Rus imparatorluğunun Müslümanların oldu�
hiç bir sahasında Avruoa kültürü ve veni liberal
ruhun nufuzu Rusların İ865 - 1876 de�sinde zab
tettikleri Orta Asya'daki kadar uzlaşılmayan bir di
renmeyle karşılaşmamışb. Orta Asya yerlilerinin
ve onların liderlerinin bütün yeni aydın akıma kar
şı israrlı düşmanlıkları mamafi yerli halkın ibtidai
liğine ait olmayıp fakat daha ziyade onların bir
vakitlerdeki parlak kültürlerinin duraklamasından
dı. · Orta Asya uygarlığının en çok nufuzlu alimle
rinden W. Barthold'dun işaret ettiği gibi «Orta ça
ğa zıt olarak ondokuzuncu yüzyılın Türkistanı İs
lamın hala en çok geri kalmış memleketlerine aitti>.
Yüzyıllarca evvel dünyaya Farabi ve İbn Sina (Avi
cenna) gibi parlak Orta Çağ mütefekkirleri, ilimde
Al Biruni ve Al Khwarizmi gibi önemli insanları ve
Rusdaki ve Navoi gibi büyük şairleri veren bu
bölge onaltıncı yüzyılın başında uzak doğu deniz yo
. lunun keşfiyle Çin ve Hindistan'a Orta Asya vaha
larından kara yolu ile yapılan ticaretteki inhisarcı
· durum birden bire zeval bulunca onaltıcı yüzyıl
başında kültür ve ekonomi yönünden aciz kalmaya
başlamıştı. Cengiz Han tarafından kurulan Avrupa
- Asya imparatorluğunun aynı zamanda çökmesi Çin
ve Uzak doğu ile olan ticari ilişkileri daha da boz..
muştu. Bundan başka aynı zamanda Müslllınan Ak·
deniz dünyasında devamlı olarak münasebette oldu
ğu Buhara ve Semerkant'daki sünni rakiplerine
karşı tran'ın şii müslümanlarının zaferi de bu rakip-
•
ürkl.ı.m ve Müsliima nlık
RusYa'da Pan-T
ııo
.
dan tecridini n zasya' nın durm a
A
a
Ort
ti.
miş
leri sil
mesi bölgelerde ma
lıgı ile de büyü
ten cografi uzak
ayla sonuçlanmış.tı.
nevı· bir duraklam
· · onu n Tü'rk
ürel zev a1ı ıçın
Orta Asya, ın kült
� rafından yapılan bir çok fetihleri
soylu göçe. bele�·ı � ! 'dan sonra 1000 ve 1500 ara
sa
az ö nemsız degı dı.
rakl a n olan bu yerler
ı ariyle lran .top
.
.
.. ..k d algasını geçırsında esas ı·t·b
. .te vlilerin uç buyu
Türk soyu mus
.
.tı'la devrelerinde bu raların sul ama sıste.tı.. Bu ıs
mış
. . . ş ve bu s aha1ar·
' merkezleri tahnbedılmı..
ını ve şehır
ı ıçın bur aları otud erle miş halkın büyük kısm
;ahalar olmuş ve yerlerine kültürü düşük
göçebeler geçmişlerdir.Bilhass a bu istilaların onbe
şinci yüzyılın sonundaki Uzbekler tarafından yapı
lan sonuncusunun tepkisi önemli idi. Ve bunlar Syr
ve Amu Deria nehirleri arasındaki vah alarda üç bu
çuk yüzyıl hakim ol arak kalmışlardı. Bu Türk soylu
muhariplerin yeni zaferleri yerli İranlı h a lkın Türk
leştirilmesini hızlandırmı ş ve Ort a Asya'daki h akim
unsurlar arasında bilh a ssa Uzbeklerce bütün ya
bancılara veya yeni düşüncelere karşı en çok uzla
şılmayan bir taassup ve muh alefet gösterilmiştir.
Uzbek hanlıklarının hükümdarl arı geleneksel ha
ya�anndaki her hangi bir değişikliğe ve sünniliğe
baglılıktan her hangi bir sapmay
a karşı koy·
n_ıuşlardı.Orta Çağın felsefesi ve
Uma atı lmı ş ve ye
r�e orta Asya tefekkürünü ort
adan kaldıran sert
bır skolastizm gelmiş ve bu
memleketi kü ltü r b a·
kınımdan uyutmakla sonu
çlannıışt
ORTA ASYA HALKIN ı
IN �RKİBİ
Orta Asya 'da Rusya
ı bakımdan homojen
bir devlet veya dev1etle �tn'k
r sıstemi olarak sayılmıyor.
w
w
r:ı�az
Uzbek Liberalleri ve Genç Buharalılar
111
fakat feodal beyliklerin yayılması ve çok karışık
millet teşekküllerinin kabileler arazisiydi. Amu ve
Syr Daria nehirleri arasında ki merkezi t arım Mezo
pot amyası ve Fergana münbit vadileri bu zaman Bu
h a r a , Kokand ve Hiyva olarak b a şlıc a üç hanlığa ve
bir sıra ufak derebeyliklere ve müstakil mütegalli
belere bölünmüştü.Bütün bu hanlıklarda ve beylik
lerde Uzbekler aristokrasiyi ve h akim siyasi g rubu
teşkil ediyorlardı. Rusya'nın buraları zaptından ev
velki yü�yıllar esnasında Orta Asya'nın siyasi ha
yatı devamlı savaş h ali, değişen sınli"iar ve çök
müş hükümdarlar ve h anedan olarak tipik bir şekil
de idi.
Uzbeklerin idaresine ilaveten halk onların türk·
leştirilmiş kardeşleri olan ve hala Farsca konuşan
Tajiklerden, Sartlardan (bunlara da �imdi Uzbek
deniyor) ve Orta Asya vah alarının zaptında Uzbek
lerden evvelki çok eski Türk soyu grubundan ka
la nlardan müteşekkildi. Syr ve Amu Daria nehirleri
arasındaki bu d aimi olarak yerinde kalan öz diğer
Türkçe konuşan göçebe kabilelerin topraklarıyla
çevrilmişti : Türkmenler batıda, Ka zaklar kuzeyde
ve Kırgızlar doğuda olarak hepsi onların İner'aları
na ve Uzbek hanlarının tasallutuyle alınmış işlen
miş tarlalarına gıpta ile b akiyorlardı. Orada aynı za
ma nd a din ve kültür bakımında n önemli ayrılıkla'!"
vardı. Yerlerinde daimi olarak kalan halk İslam
hükmü ol a n Şeriate sıkı sıkıya bağlıydı, halbuki gö
çebeler ancak sureta müslümandılar ve ·müslümanlı
ğın örf ve adetlerini muh af aza ediyorlardı. Hanlık
l::i.r içinde eskiden başlıca İranlıların köleleri olan
dini azınlık şii müslümanlan ve yahudiler vardı.
Ul
•cıa
RıdY•
Pan-Tür ldı:m ve Müsliimaıılık
esi ve çeşitli
rışık etnik büny
ka
ın
an
y
As
Or ta
şuurun geliş.
hangi bir açık milli
r
e
�
ı
as
olm
n
dilleri
.
yordu. İhtilalden evvelki
ıı . ngel olu
mesine pek ta� � an dünyasının din ve kültürle
m
zam anla
. . rda mus 1u
le
Türkçe konuşan Uzbek-ler Fars.
ken dını tan ıtması
gu
ratorlu nun dıpa
lm
us
R
de
ler
"k
ı
·
ca konuşan T. aJ
_
slüman gr. ubundan daha kuvger her hangı bir mü
i bir mılli mefhumu bel'ırsı·z
vetl.ıyd'ı ve bu her ha. ng
geçmekte ı'd'ı. Dil mese1ekılmakta veya onun yerine
uyanmayı daha kanş
si her hangi imkanı olan milli
i yüzyıllara ka
tJrıyordu. Onbirinciden O nbeşinc
sonra Türk dili
darki Türk soyunun fetihlerin den
büyük çapta olarak Farscanın yerini almış, İranlı
Tajiklerin dili Orta Asya kültür hayatında nisbet
edilmiyecek surette önemli rol oynamaya devam et
mişti. Şiir ve hikayede Tajik ekseriya eski Uzbek
Çağatayca kadar kullanılırdı ve Buhara emiri ve
onun idaresi Tajiki Uzbeke tercih ederdi. Okumuş
halk ve aydınlar iki dilide bilirlerdi ve bu edebiyat
meslekine Tajikde başlamış ve I. Dünya savaşından
sonra Uzbeke dönmüş olan tanınmış Uzbek • milli
yetçisi ve alimi Abdul Rauf Fitrat'da vaki idi. Zıt
geçiş - Uz�.kten Tajike - 1954 te ölen Tajıik ni�
ler Akademısı Başkanı tecrübeli bir Cedid olan Sad
reddin Aini'nin Buhara'daki hareketiyle olm
uştur .
•
«Uıheb tabiri burada kullanı
lmıstır ve bu tetldldo daha Ue·
rWade buoii
•-n' il,&)
•·--do1uıuı11 Uıbek So
vyet SosyaUst Cumhurf·
yeti'ndeld bütün l'ürk 50
u baJk için kullamlmı
ş, yoksa 1550
locl yılda Ona Asya'
:: y I
olan kabile grubu için değil·
dJr. 1939 da burada
'
yoo Uzbek ve 1.l
mllyoo Tajik
Yardı,
:u�
Uz.bek Liberalleri Ye Genç BubanhJar
113
Buhara, Katta-Kurgan, Semerkand, Güney Buhara
ve Fergana vadisinin batı kısmı gibi bölgeler bilhas
sa iki dil kullanıyordu ve her iki dil diğer etkilerin
altında .bünye ve lugatında değişikliğe uğramıştır.
Orta Asya halkının büyük bir kısmı, hatta Uzbekçe
konuşan sakinleri bir Indo - Avrupai fiziksel kal
kınmayı koruyordu ve yalnız Taşkent bölgeleri, do
ğu Fergana ve Kaşka Derya'da Türk çehresi ha
kimdi.
ORTA ASYA'DA RUS İDARESİ
Ruslar güneye doğru ilerlerken lngiltere'nin
husumetini tahrikten kaçınmak için - Asya'da on
ların en büyük rakibi - onlar Orta Asya toprak
larının hepsini direkt olarak ilhak etmemişlerdi.
Buhara ve Hiyva topraklarının hepsi 1920 ye kadar
Rusya•nın sınırları dışında kalmıştı ve kendi hanları
tarafından idareye devam ediliyordu. Bu hanlar iç
işlerinde müstakil hareket ediyorlar fakat aslında
onlar Rus Tacının derebeyleriydiler. Orta Asya'nın
ilhak edilen bölgeleri Taşkent'teki askeri vali olan
generalin idaresindeki Türkistan genel valiliğince
organize edilmişti. Genel valilik tersine üç ile bö
lünmüştü. Fergana. Semerkant ve Syr Daria. Rus
ların fethinden sonra yerli halkın teşkilatında bu
yeni Rus illerinde büyült bir değişiklik yapılmallllŞ
u ve bir çok gelenekler idari sistemlerinde mu
hafaza edilmişti. Yüksek amirler - vilayetin valisi,
onların muavinleri ve bölgelerin başlan - Rus
ve Avrupa Rusya•sı teb'alanydılar (Ukraynalı
lar, Tatarlar veya Baltık Almanları), küçük amir
ler, yani Müslüman köylerinin ve şehirlerinin me·
�------.................
114
ve Müslümaalık
Rusya'da Pan-Türldzm
murlar ı evvelki gibi halk tarafmdan seçilen yerlil�r
.
idiler. Mahkemeler de aynı prensip tatbık e di
liyordu. Yalnız davalar yerli olmayanlar arasında
açılırdı ve mutad dışı ciddi cınai vakalara R�sy a
_
imparatorluk mahkemesinin Kazai mahkemesı al
tında bakılırdı. Yerliler arasındaki bilhassa ailevi ve
ticari davalara ait ekseri sivil davalar ve ufak cinai
suçlar ye rliler tarafından seçi len Müs lüman hakim
ler (Kadı) tarafından görülürdü.
Orta Asya'ya doğu Rusya'nın çok başlangıç
daki politikasının biri onlann kültür ve din hayat
larına karışmamaktı. Orta Asya müslümanlannm
1876 da bütün Rusya imparato rluğunda tatbik edi
l en m e cburi askeri hizmeti yapmayan tab'alar olma
sından bu onların ruslaştırı lmasından ve asimile
edilm e sinden kaçınmaya yardım ediyordu. Rus hü
küm eti orta Asya' yı fethettikleri zaman İslam di
nini O r ta Asya'nın itikadı olarak tanımıştı. Ve
Türkistan'ın Hk genel valisi olan General K. P. Ka
ufman (1867 - 1882) idaresi zamanında hatta Or
todoks misyonerler in Orta Asya vilayetlerin e gir
m esini yasaklamıştı.
General Kaufman'ın siyaseti Rusya'nın Orta
Asya'da yerlilerle çatışmadan kuvvetlenmesi ama
cında idi. Ona göre atıl kalmış Müslüman kültürü
n:luhtemelen dağılacak ve halk kendiliğinden daha
çok ilerlemiş olan Rus kültürüne dönecekti r. Ma·
mafi o bir meslekten kültür adamı değil, bir askeri
idareciydi ve onun başlıca tutum u sulhü korumaktı.
Bölg e de vaktinden evvel bir kültürel reform yapma·
yı tecrübe e tmeye cesaretli değildi. Orta Asya'da
Uzbek Liberalleri •e Genç Bubaraıııa,
115
Rus idar :sinin bu ilk yıllarında hüküm etin başlıca
meselelen Pax Rossica (Rusya'nın selameti) niıi
korunması, köleliğin bastınlması ve eşkiyalığın ve
feodal savaşın kökünün kazınmasıydı.
ORTA ASYA'DA MOSLOMAN OKULLARI
Mahalli müslüman okullarına karşı aynen ka..
ed ilmişti. Orta Asya'
r ışmamak pol iti �ası tatbik
.
.
da çarhık ıdaresının elli yılı içinde Rus dilini yerli
okull ara sokmak veya onların hissiyatına ve prog
ramlarına t esir edec ek h er hangi ciddi tecrübe yapıl
mamıştı. Cemaat mektebleri ve yüksek medresele
rin h er ikisi orta çağın son devresinde doğan sko
lastik dini eğitim sistemini muhafaza ediyorlardı.
Mamafi bu e ğitim sistemi ihtilalden evvelk-i Orta
Asya'da kültürel gelişmeyi önleyen bütün gelenek
sel müslüman okullarına yerleşmişti. 1911 statis
tiklerine göre Orta Asyada 6.000 mekteo ve 328
medrese ve bunların hepsinde yuvarlak ol�ak hep
si 100.000 üzer ind e öğrenci vardı. Buhara hanlığın
da 120.000 öğrenci 6.440 okul ve 13.200 medrese de
var dı. Or ta Asya Rusya'sının üç vilayetindeki otu
ran halkın aşağı yukan 2.500.000'i için 6.000 yerli
müslüman okulları düşük bir sayı değildi. Fiilen
m e vcut olan okulların hepsi resmi olarak kaydo,
lunmamıştı.
Okul çağındaki (yediden önüçe) çocuklar ara
sında okuyup yazma bilenlerin nisbeti bazı bölgeler
d e 1919 da % 32 idi. Aynı zamanda bu sayılar
bütün genel valilik için karakteristik değildi. Nü
fus sayısının erkekler arasında okuyup yazma bile-
116
- n Müslümanlık
�
......auı
Rusya'cla Pan--
bütün or
2 olarak
ni % 7.8 ve ka.dınlar arasında �
..
o.. .. ugu
�·· ibi 1897
ta Rusya vilayetleri halkında g�run�
ıyord� Buha
yılmdanberi aşikar bir ilerleme goster
: beti %
zanların nıs
:_
rada. ihtilalden ..evvel okuyup y�
da (ş1
lar
ım
kıs
gu
do
· k ç ok d uşük"· tü , hatta.
2 ol a.ra
Bu okullardaki Prog70 o •1 - 1 idi.
di TaJı
··k·ıstan) °',
" lüman
a sı M"us
r amda bu zamandaki Orta Asya Rusy
di. Ara� ıle
okullarındaki gibi din öğretimi hakim .
yerli TaJı� ve
öğrenim başta gelen engeldi ve bunu
yerli ma
ya Uzbek öğrenci yenmeliy di. öte yandan
anı, ok as
halli dili öğrenerek, hem okuyup hem Y_� _ ?
nılıyo rdu.
gari idi. Arapca metinler ezberden ogre
kullanna
Rus ve Avrupa seyyahlarının müslüman o
ından
rtas
o
ait tarifine göre ondokuzuncu yüzyılın
eksel
yirminci yüzyılın başlangıcına kadar bu gelen
fet
okulların değişmediğini göstermiştir. Rus:ann _
hinden evvel 1840 başlarında Buhara hanlıgmı zıya.
ret eden N. V. Khanykov «Buhara caddelerini gezer
ken öğrencilerin gayretlerinin çok gürültülü olm asın
dan daha o kula gelmeden ona yakınlaştığımızı anlı
yorduk> diyordu. thtilfil esnasında 1918 de Buhara
şehrinde o lan A. Polovts off'un söylediklerinin ço
ğu bunun aynı idi. «Talebeler koridorda çömeliyor
lar ve öne yana sallanarak derslerini gırtlaklannı
patlatırcasına bağırarak okuyorlardı. Başlıca konu
Kur' an ın sureleripi ezbere öğrenmekti ve -hatt a bu·
nu arapca m anasını anlamadan yapıyorlardı.
Monoton mutad öğrenim kadar öğretmenlerin
yetersiz olarak yetişmesi mekteplerden mezun
olanların oku dukları bir çok metinleri okumaya ek
seriya muktedir olamadıklarını ve bir çoklarının
Uzbek Llbenıllm n �nç Bubıırahlar
117
pratik bakımd an okuma yazma bilme den kald
ık
larını göstermiştir. 1914 de Buhara'dan bir gru
p
ren�in �ajikli tüccarlar hanlıklarmda Rus diplo
matik aJanlarına «Biz geleneksel okullanmızda ye
di veya sekiz yıl okuduk ve hala. biz cahil kaldık.
Biz o kula gitmeden dolayı bir şey kazanmadık> di
ye yaznuştı. Orta Asya' daki eski müslüman okul·
larının ekserisinin tarifinde öğrencilerin ileri dere
cede zayıf ilerleme yaptıklarıdır. Bunların çok azı
mektebe ye di sekiz yıl devam ettikten so nra o ku
yup yazabiliyorlardı ve halkın yüzde 10 • 12 inden
fazla olmamak üzere medreselerde eğitimlerine de
vam etmişler ve kendilerini mo lla (okumuş adam)
mesleği imam( hoca), müderris (Profesör) Kadı
veya Reis (Ahlak kontrolörü) için hazırlamışlar
dır.
Medreselerde ne ilim ve ne beşeriyet, ne de
hatta islam tarihi gösterilmiyordu. Teoloji ve adli
mesleki eğitim den başka bir eğitim yoktu, tıp hak
kında bazı bilgiler tbnisinanın Orta Çağ kitapla
rından toplanabiliyordu. Öğrencilerin çalışması
okuma ve skolastik tartışmalardı. Bir taraflı prog
ramlarına rağmen Orta Asyanın bir ço k medresele
ri bilhassa Buharanınkiler - şöhretli Mir Ar ab
gibi - fevk alade teolojik, hukuki ve mantıki çaJ.ıı
malan gösteriyordu ve bunlar ekseri ortodoks eği
tim enstitülerinin olduğu kadar hatta ondokuzuııcu
ytizyılda bütün islam d ünyasında şöhret bulmuştu.
Mankit hanedanının müteassıp dindar emirleri
Şah Muhad (1785 - 1800) ve Haydar (1800 - 1825)
Buhara'nın şöhretine bilhassa İslam sofuluğunwi
muhafızı olarak yardım ediyordu. Onun İslam dini
ııs
an•Tiirlumı ve Müslümanlık
RusYa'da P
� ' Hindistan, Af.
ği ona Cin
li
tiz
ti
n
a
ol
. ve Avrupa Rusyasınd an şeh·
k.aı·delerine
ak stepı
.
z
a
K
du.
·
. encileri çekıyor
n
,
a
ganıst
r çok o. gvr
i
b
k
a
r
a
ol
r in itibarı
LERİ
EG1TtM GOÇLOK
RUSYA'NIN .
halk arasınel nufuzunu yerli ..
·
..
Rusya'nın kültiır.
hükumetı musr ak Rus
a
1
O
ı
l
.
s
ve
da yay maya he . Orta Ays' anıın Rus oku11anna
. rı
lüman ö�r���ıle
. gayretler yaptı. Mahalli Rus
.
.. . .
çekmek ıçın on emlı
k ogrencı·1era Uzbek ve TaJı
la
.
okul
an
çıl
.
halkı ıçın a
üman top lulugunun ço.
_ aydolun�a�alar: Müsl
rin k
larında eğitim görmelerine
cuklarınm hrı stıyan kul
t amen neticesiz kalmıştı.
k ş olm r
�. t �: :ı!:sa :s yerlileri için ahşap bin�
�� ume
Hük
rag.
lar' burslar vermek gibi teş vı'kler .yapmasına
..
.. uman
..
ogmusl
rdakı
men tamamen Rus olan okulla
bazı başarıl ardan
rencilerin sayıl arı başlangıçtaki
sonra devamlı olarak azalmış ve 1912 de Orta �sa'daki Rus orta okulları ndaki 14.000 talebesıne
�arşılık ancak 197 müslüman öğrenci kalmıştı.
1860 da Ilminsky tarafından tavsiye edilen
p rogra mdan sonra başka tipte olarak · açılan hükü
metin okullarıyla bununla be raber büyük başarıya
ulaşılmıştır. Bu okullarda ilk sınıflarda öğrenim
yerli diliyle başla mış ve ileri sınıflarda Rusca ya
pılmıştı. İki dille eğitim yapılan bu okulların öğren·
cileri ter cüman, mahalli idareci ve ha.kimler gibi
meslekler için yetiştiriliyordu. 1909 da bu gibi iki
dille öğretim yapan 8 9 okulda 2 552 mü slü an öğ
m
.
renci var dı. 1911 de bu oku
lların sayısı 120 ye yük
seldi ve buraya isteklilerin sayısı
gerekli kadroyu
çok geçmişti Bu okulla rın yayıl
ması bazı bakını·
v
v
v
Uzbek Liberalleri ve Genç Buharalılar
ıı,
!ardan müslüman belediyelerin tahsisat komaya
itirazlarından dolayı engellenmişti. Rus otoriteleri
Orta Asvanın üst tabaka müslümanlarına çocukla
rını bu çift dille öğretim yapan okullara gönderme
lerini tavsiye edince kendi öz çocukları yerine fa
kir ailelerin çocuklarınıın bu okullara gitmelerini te
min için ·kiralayan ebeveynler olmuştur. 1905 de
Rus hükümetine müslümanların yaptı ğı r.icalann
en önemlilerinden biri bu okullann kapatılması ve
mektepl erde okumalannı tamamladıktan sonra on
lardan okumaya devamlarını isteyenlere hükümetin
yardı mını n kesilmesiydi. Rus çift dilli okullara yer
li müslümanların bu itirazı Taşkent okullarına bi
r inci dünya savaşından kısa bir zaman evvel kay
dolunanlar ın sayısının çok artmasıyla göze batar
derecede yatışmıştı. Rus idaresinin gayretleri niha
yet meyvasını vermişti.
Bu değiş me sonunda kısmen Rusyayı sevdirme
deneyleri ve Taşkent'te Uzbekce yayınlanan hükü
metin gazetesinin naşiri olan N. Ostroumov tara
fından Orta Asya'daki kültürüne bağlıydı. Orta
Asya top lumunun problemlerini iyi bilen bir oriyen
talist olan Ostroumov onlarca yıl evvel Rus ya.zarla
rından Rus hayatına, ekonomi ve kültürüne ait ma
kaleleri tercüme ederek yayınlamış ve tanınmış ba
zı liberal Uzbek yazarlarla işbirliğini kazanmıştı.
Muhammet A. Kh. Mır zakhoja - Mukimi , (1850 1903), Zakiryan Khalmuhammet Furkat (1859 1919 Cedid İdeolojisti AbduJ Rauf Fitrat ile karış
tırmamalı), Abdullar Salih Zavki (1853 - 1921),
Khoja Muhitdin Muhtyi (1835 - !931) ve diğer ta-
ve Müslümanlık
.._ Pan-Türkizm
Rusya'wı
uo
.ır1eri , hikayeleri ve makalees
. .
n
nn
la
nış hır oku.yunınmış ya zar '
ge
için
n
ı
lar
yı
a
leri Ostr�umov un
Ostroumov aynı zamanda bu
ş
1
a
k
sı
e
zan?1 A upa kısmına seyahat et
cu. çevr
vr
yazarlara Rusya nın
i ve onun raporları ve ma
işt
tm
e
dım
yar
e
lerin
me .
lkın .ara. sında tanınmasıkalelerı Ruscanın yerli ha
etmıştı.
nın yayılma sına da yardım
{ı
I
UZBEK L1BERAL1ZMİNİN BAŞLAMAS
Bütün Rusya imparatorluğu boyunca yapılacak
mecburi eğitim için 1907 de Duma'da çıkarılan ve
ancak 1920 de erişilebilen bir kararla Orta Asya'da
Rus eğitimcilerini gerek halk ve gerekse hükümet
olarak her iki tarafın kabul edebilecekleri yeni bir
tip okul yapmaya zorlamışdı.
Eğitim Bakanlığın da hususi bir konferans ya
pılmış ve burada geleneksel mektepte bir reform
için plan yapılması ve bunun yeni eğitim sisteminin
esası olması kabul edilmişti. Matematik, tarih ve
coğrafya gibi derslerin yerli diliyle mekteplere so
kulması ve Rus dili üst sınıflar için düşünillüyordu.
_Yerli halk sosyetesinin yükseltilmesi için ma
mafı Orta Asya'nın Rus devletine alın
ması ve onun
ekonomik sı�.
· t�mıne sokulması Rusya'nın
bu bölgede yaptıgı egıtım gayretlerinden
.
da
ha
ço
k
barız
ı"d'ı.
Orta As a. h ı1ıklarının
v.
zaptından evv ık·ı kült""
aı
ur l·
egılmezlıgı teşvik ede
e
e
. . n. engellerm
.
ka
dır
ılm
ası on·
ların daha gel'ışmesı ıçın
hakından sonra Rusya zaruri ı'd·ı. Orta Asya, il·
'd an, Batı Avrupa'
dan ve ya
kın doğu müsl"'uman
memle ketierın
. den çıkan ideo·
lojik cereyanlara m
anız kalınıştı.
Rusça, Tatarca,
v
t
Uzbek Liberalleri ve Genç Buharalılar
121
Farsça ve Türkçe kitaplar ve gazeteler Orta Asya
şehirl erine doğru yollarını bulmuşlar ve yerlilerin
kendileri bunları Ruslar, Tatarlar ve Avrupalılarla
şahsi temaslarıyla devamlı olarak buluyorlardı.
Nihayet ondokuzuncu yüzyılın ilk üç ayında
Orta Asya vilayetleri imparatorluğun ekonomik
hayatın ın içine girmiş bir kısmı olmuştu ve Rus do
kuma sanayiin büyüklüğü pamuğu yerli Orta Asya
tarım ürününün başlıca mahsulü yapmıştı. 1888
den 1916 ya kadar Rusya'nın Orta Asya'sında pa
muk tarlaları 68.000 den 533.000 desiaten'e (bir desi
aten 34 dönüme eşittir) yükselmişti. ·Bu yirmi
sekiz yıl içinde pamuk istihsali % 50 den fazla art
mış - 9.3 milyon puddan (bir pud 22 kiloya kadar
eşittir) 14 milyon pud olmuştur. Buhara hanlığında
1916 da 110.000 Hiyve'de 60.000 desiaten pamuk
tarlası vardı. Pamuk ihracı 1911-1914 de her iki
hanlıkta 1.6 dan 4.4 milyona veya % 275 puda yük
selmiştir. Her tarafta ticaretin genişlemesi bu tarı
ma uymakta idi ve 1914 de Orta Asya Rusyası Av
rupa Rusyasına ve dışarıya toplumu 301 milyon rub
le ihraç yapmış, halbuki onun ithalatı 271 milyon et
rafında idi. Orta Asya'daki adam başına v� bir ki·
lometre kareye düşen ithalat ve ihracat bütün Rus
imparatorluğunun ortalamasının dört misliydi :
1914 de Rus ticareti ortalama adam başına 15.2 rub
le ve kilometre kareye 98 ruble ve Orta Asya'da
bu ortalama 71.5 ruble ve 390 ruble idi. Ondokuzun
cu yüzyılın sonuna doğru hatta Buhara'da pamuk
Çırçır fabrikaları kurulmuştu ve burada ekonomi de
sür'atle gelişmiştir. 1913 de Hanlıkta 26 Çırçır fab
rikası vardı. 1916 da Buhara şehrinde Rus bankası-
'
122
Rıısya'da Pan·Türldzm ve Müslümanlık
ıı
bunun yanında bütün ha ve
dı
var
i
bes
nın altı şu
··rgu·· tü kurulmuştu.
. o
Iıkta aJan
.
Asya ekonomisini
Orta
.
.
Ticaret·ın büyu. mesi
.
yeter hır
şehir
.
· durumdan kendıne
tecrıt edilmış
t
kuvve lenmeçevirmiş ve onun
. 1.
ekonom·ısı· pazarına
ıgı
gın
ve ıtibarı
zen
kın
. 1e yerli orta tabaka hal
sıy
·
fabrikat•·or1erı ve alıcıla·
da artmıştı. Başlıca pamuk
k
da
n olan tüccarlar ve para ikrazcıların n m üteşe
a
kil orta sınıf yüzyılın döneminden sonr yerli sos ye.
m.işti.
tenin en bariz ve nufuzlu kısmını teşkil e�
Liderlikteki feodal ve kabile başlığını kaldırma ar
zusu ve Uzbek ve Tajik sınıfı ile din adamlannın
nufuzu ile rekabet etmek üzere liberal müslüman
öğrenciler tarafından desteklenen Orta Asya sosye.
tesinde bilhassa yeni düşünceleri kabullenen yeni
bir tabaka teşekkül etmitşi.
y.
•
Yeni düşüncelere eğilmenin ilk müjdecisi Orta
Asya'da bir devlet adamı ve şair olan Ahmet Mah
dum D�� (1827 · 1897) idi ve Petersburg'a ha·
nm sef�rının sekreteri olarak Rusların Buhara'
yı
yenmesınden sonra gitmişti. Daniş Rus okullarının
tam:men tesir! altında kalmış ve kad ları peç
ın
n
esiz
oldugunu ve hır dolu kitap ve mecm
ualarla beraber
· Rus ay� la1:111 ve yüksek hayat
seviyesini görerek
memleketıne ilk Orta Asya
.. ..
batılı duşun
ce ı·ısı. o1arak
dönmu·· şt.u.. B"ır siyasi filozof
ik risale olan c.Mutad
olmayan yolculuk» da D
anış onlara yeni bir hayat
yaratmak ıçın
· · 8uharalıla ra çag
rıda bulundu. Yazısında yeni nizam aydınla
nmış mutlakıyet ve mevhum
sosyalizmin b'ır kanşım
.v
·· ·· yord
ı olarak görunu
.
u. Diger
bır eserde Daniş sürm
ekte olan Mankit
hanedanlı�
y
Uzbek Liberalle ri ve Genç Buharalılar
123
ğın a, din adamlarına ve memleketin cahil idarecile·
rine çatmıştı. «Emir ve Vezirler, din adam
ları ve aristokrasinin hepsi birbirinin benzeri
dir. Siz okuyucular Emirin kendisinin nasıl bir in
san olduğunu kendiniz bulunuz, o müteassıp müs
lü manların hakimi ve sizin sultanınız. Etrafınıza
bakın ve göreceksinizki o bir ahlaksız ve zalimdir.
Onun en büyük kadısı bir aşgözlü ve müraidir. Reis
n
ve emiyetin
başı da aynı cinstendir. Sonuncu sa
dece her zaman sarhoş, kumarbaz ve haydutlar ve
hırsızlarla arkadaşlık edendir.» Daniş'in sözleri
ondokuzuncu yüzyıl ın sonunda ve yirminci yüz yılın
başlarında Buharalı liberaller tarafından Buhara..
nm bozuk ve geri kalmış rejimine karşı savaş iç.in
baş delil olarak almmışdı.
Daniş'in baş çömezleri şair Abdulkadir Sav
do (1823 · 1873) ve Şemseddin Mahmud Şahin
(1857 - 1893) ve bir,tarihci olan emirin şahsi sek
reteri Somi Bustomi (1908 de ölmüştür) idiler.
Bu yazarlar ve onlan destekleyenler olarak vaiz
Yahya Hacı ve bir saatcı olan Mullah Şerif muhale
fet faaliyetini rejimi tenkite sınırlamışlar ve da.mul
lah'ın Ikram ve Evez gibi diğer liberalleri bilhassa
eğitimde olmak üzere yapıcı reform düşünüyorlardı.
Buhara emiri Muzaffereddin (1860 - 1885), ki Rus'
lann zaptı esnasında hükmediyordu, muhalefete
ve yeni fikirlerin yayılmasına karşı olan hanlığının
sürmesini ancak Rusların yardımıyla temin edebi
liyordu. Emirin zoru karşısında Buharanın bir çok
genç liberalleri hanlığı terke mecbur olmuşlardı. 1Maksum ve inayet Maksum gibiler Semerkant ve
Taşkent'e kaçtlıar ve diğerleri Şerif Maksum gi-
124
ve Müslümanlık
Rıısya'da Pan-Türkiıın
, . ettiler. Ancak ihtiyar emirin öl
biler Istanbul a .
1 5 - 1910)
og u Abdul Ahad'ın ( 88
mesiyle ve onung�l
onlar Buhara'ya döne
tahta çık masından sonra
bildiler.
Avrupa Ru sya'.
Abdul Ahad'ın hükümranlığı
·
kü. lt·ure
· l uyanışı
ın
esin
yet
sos
man
u
s
ı··
..
mu
sındak.ı
. le b.ır
' . faah. yetlerıy
zave 1smaı.1 Bey Gasprinsky nın
. ..
d.
l
era
.
lib
uşunce
1eı
ı
yen
mana rastlar. Gasprinsky'nin
. .
.�e gelmış
tı. Buri Orta Asya'ya Tatar iskanı yolu
u Ta
kle
bun
TaJı
r
ve
la beraber yerli Uzbekler
::ardan daha az kabullenmişd ifer. Orta Asya'da
müslüman liberal hareketlere ilk önayak olanlar mu
hafazakar çoğunukla şiddetli aykırılığa düştüler. Li
beraller eğitrmin modernleşmesini geleneksel hayat
tarzının değişmesinin yalnız müslüman toplumunu
inkırazdan kurtaracaktır diyorlardı. Muhafazakal'
lar hiç şüphesiz böyle bir değişikliğin aile hayatı
ve müslüman uygarlığı için büyük tehlike olduğu
nu müalahaza ediyorlardı,
UZBEKLER ARASINDA CEDİD
IIAREKETt
Bu iki zıd ideolojilerin çatışması kendini daha
ziyade okullar için yapılan mücadelede
açığa çıkı
yordu. 1890'ın sonunda Gasprinsky'nin Ter
c�ı
ve bem:eri mecmualar Avrupa Ru
sya'sında, Türki
ye ve !randa Uzbek ve Tajikler
arasında bazı oku
�cular kazandığı zaman liberal düşünüşlerin etki
sı. kuvvetle �üyü?� 1893
de Gasprinsk y eğitim
·
reform�a aıt fikirl
erini getirerek Orta
As·
yayı bızzat ziyaret
etti. Kazak stepinde
Tatar-
Uzbek Liberalleri -ve Genç Bubarahlar
125
lar tarafından orta Asyanın kuzeyindeki bazı şe
hirlerinde reform görmüş bir çok okullar açılmıştı.
Buhara medresesinin evvelce talebesi olan Münev
ver Kari 1901 de ilk reform görmüş Uzbek mekte
bini Tatarların reform görmüş okullarından bir ör
nek olarak açmış ve iki yıl sonra Mahmud Hoja Beh·
budi Semerkant'ta bir ikincisini yapmıştı. Muktedir
bir eğitimci ve WJık bir gazeteci olan Behbudi eğitim
reformu kampanyasına brujladı, aynı anda gelenek
sel müslüman din adamları ilerlemeye karşı çıka
rak, onu islam din ve hükümlerini tahrü etmekle it
ham ederek hücum ediyorlardı .
Münevver Kari ve Behbudi'nin olduğu kadar
halkın aydınlanmasına karşı heyecanlı olan di
ğerlerinin devamlı gayretleri orta Asya müslüman
larının az katıldı.klan 1905 deki sonuç vermeyen
Rus ihtilalinden sonra hakiki meyvalarını vermeye
başlamıştı. 1905 yasası Orta Asya'nm Rusya Du·
ma'sında temsilini sağlıyordu ve 1906 seçimleri Uz
bek' ve Tajik siyasi gelişmesi için önemli idi. Tek
bir istisna olan Mullah Abdul Karief dışındaki Or
ta Asya'nın müslüman delegeleri muhafazakar gru
ba aitti. Taşkent delegesi, bu kısa parlemento ha
yatında Orta Asya'da Tatarların desteklediği liberal
harekete yardım ediyordu. Taşkent ve Semerkant'ta ilk siyasi topş.ntıları yapan, Tatarlardı ve bura
larda müslüman idaresinin yeniden teşkilatlanması
sorumları, belediye müesseselerinde yerlilerin büyük
sayıda temsili ve Orta Asya'daki Rus tarım sömü
rüsünün durdurulması isteniyordu. Bu toplanblara
müslüman halkın nufuzlu temsilcileri olarak tüccarlar; memurlar ve yerli idarenin üyeleri katı-
s nıa
Rıısya'da Pan-Türkimı ve Mü lü nıık
126
'sının idari ve kültürel
Asya Rusya
a
rt
O
tıyordu:
t libe raller için can alıcı bir
en
aşk
T
an
m erkezı ol
.
yer ol muştu.
. etın
başansından ce
alıy
fa
lci
ila
iht
,
hareket Mül
bera
Rus ya daki
ta Asya'da li
or
·
ak
a.r
a.l
ret
sa
ı , Ab· 1smaı·ı Ab.d
· ır,
Ahmejan Bentım
nevver Karı,· .
.Abdu llah Hocaef tarafından yü.
dull ah Avl anı ve
ir hal�ına y�yılmaya başlamış.
rütülerek bütün şeh
muteaddit me cmualar yatı. Taşkent'te Cedidler
ve bun1ann baş1ıcası Hurşit
yınlamaya başlamışlar
ve Sedai Türk&
(Güneş), Şöhret (Glory), Asia
kent'teki Tatarlar
tan (Türkistanın sesi) idiler. Taş
rleri yayan bir
da Uzbekler arasında liberal fiki
gazete olan Tarakki (Progress) yi yayınlıyorlardı.
Buhara hanlığına olan yakınlığından dolayı Semer
kant Cedidlerin faaliyetleri için önemli ikinci bir
merkez olmuştu. Burada Behbudi ve arkadaşları
Semerkaııt ve Ayna'yı. çıkarıyorlardı. Fergana'da
da hareket kök bulmuştu. Burada Cedidlerin ba·
şında Namangan'da Nasır Han Tora, A bujan Mah·
mud, Aşur Ali Zakir ve Kokand'da Sali Pulat var
dı. Sonuncu Sa.da.i Fergana (Fergana'nın sesi) El
Bayrağı (Vatanın Bayrakdarları) ve Yurt (Vat�n)'ı
yayınl ıyordu. Cedidlerin bu yayınları 1905 de Rus
Anayasası ilan edildikten sonra çıkmaya başla·
:11ıştıkı. ?.u �asa az sansi.ır yapmıştır. Bunların ço·
gu az surelıydi, fakat reformcu .. ..
ya·
d uşunce 1erın
.
. a.smda on
yılm
.. emli bir rol oynuyordu
.
Uzbek yayın evın
...
.
· · ve Milli Uzbek tiyatrosu
�
nun çJkışı ı·b
. .·
.
ı eral ve mıll
. rın
1" f1kırle
ın
ıç
ma
yay
sı
ıl
diğe.r milessır
· vasıtalardı. Taşkent
ve Ko kand'daki
Uzbek Liberalleri ve Genç Bubanılıl.ar
127
yayıncılar milli şiirlere ve yazarların eserlerine ko
laylık gösteriyorlar ve bunların arasında onaltıncı
yü zyu:.n şairi Navoi bilhassa en çok okunandı. Şiir
ve Nesir yanında onyedinci ve onsekizinci yüzyı
lın Orta Asyası düşünürü olan Jassavi, Mirza Be
dil ve Suphi Allajar gibilerin dini ve felsefi eserleri
Cedid düşünüşüne yeni bir hız vermişti. Genç Uz.
··
·· ·· ·· nun
din d''
yerli
bek aydınlan bu yazarları
uşunuşu
.
.
tebşircileri olarak görüyorlar ve onları Arap ve Fars
teologlarından daha çok takdir ediyorlardı. Uzbek
okurlar Cedid'lerin başarılarının bu yıllarında ma
halli yayımlar için sınırlandınlmamışlardı. İran ve
Türkiye'den getirilen büyük sayıdaki kitaplar onları
ancak son zamanda denenmiş siyasi ve eğitim ihtila.·
li dışında diğer orta doğu müslüman memleketleri·
nin fikirleriyle tanıştırıyordu.
Tatar tiyatro grupları «Sayer> ve «Nun'un ol
duğu kadar ve bir Azerbaycan'lı grup da 1911 de
Orta .Asya şehirlerine bir tur yapmaya başladı ve
bununla mahalli oyuncuların modem Türk tiyatro
su seviyesine erişmesi ve Türk soyu arasında kültü
rel ve dil bağlarını büyütmesi temin ediliyordu. Ce·
did basını milli sahnede Uzbek menfaatlerini sami
miyetle desteklemiş ve başlangıçtaki bazı güçlükler
den sonra ileri derecede bir sempatik kabul görmüş
tür. Behbudi'nin oyunu «The Patricide> (Baba ka·
tili) milli tiyatronun ilk «başarısi» olmuştur. Orta
Asya'nın aydınlanması için bu öncü Cedid yazarın
çağırıları bu halk arasında ve bir Uzbek aydınların
teşekkülü lüzumu için sıcak bir cevap bulmuştu.
' Cedid gruplarının kuvvetlenmesine doğru da·
ha ileri bir adım 1905 de bir Cedid kültür derneği
\
'el Pan·Tilrldzm ve Müslilmaııltk
RUBY• a
ııs
. mıy
. le örgütlenince atılmıştı. Bu
ıs
m�
rdı
a
Y
,
slar şeklinde ve liolarak
.
.beral bası nın konferan . ed'l
ı
1
yet
mi
ı mışt'ı. Rus
ce
a tahsıs
.
sın
ima
ı
a
·
n
y
nı
..
y
ber al duş ·unme
ım» orta Asya'.
. ı.�ı.y 1e· kurulan «Yard
0toritele rın
. ·ın bütün kitablarında yeni Uz.
erın
.
nın o..ne m1·ı şehırl
temıne yarıyor du.
yatım
edebi
k
TU
be k, Tatar ve .
de reform görmüş yeni okulla
Onun gayret 1 erıy 1;
de büün Türkistan Gesavısı artıyor du. 1908.
.
n
n
ıd mektebı, bunların
Ced
iki
an
.
doks
··
d
e
hgın
Valı
·
nel
Kokan d ve Ana·.
IJan
otuz beşı. Taş kent' Seme rkant,
•t.e
lnı
z
T
ya
a
k
de
ş
ent
1912
ı.
. 1 ·nde olarak vard
iehırerı
. .
ı.
binden fazla öğrencili on ıkı okul vard
T kent'te Tatarların liberal taşkınlıklarının
tehlik: çoktanberi biliniyordu . 1870 in başında Ge
neral Kaufman tarafından Orta Asya'da Kazak.hal
kının Tatar dini idaresi tarafından yürütülmesi is
tekleri reddedilmiş ve 1886 da Tatar nufuzu hristi.
yan olmayan göçlerin Orta Asya'da geniş arazi par
çalarını alınmasının yasaklanmasıyla. daha da kısıl·
mıştı. 1907 de Genel valilik idaresi Tataı: propagan·
dasına karşı sansürü arttırmak ve bir çok Cedid ya·
ymlarını geçici olarak yasaklamak gibi tedbirlere
başvurmuştu. Bütün Orta Asya'da çok radikal olan
Tatar gazetesi Terakki onyedinci sayısı çıktıktan
sonra menedilmişti. Orta Asya'da yerleşm
iş Tatar·
lann eğitimdeki nufuzu idarecilerin
d-ikkatini çekmiş
ve Ocak 1911 de kurulan mütea
ddit reform görmilo
okullar veya Fergana vil
ay etinde Tatarlar tara
fından idare edilenler ka
patılmıştır. O vılın hazi·
��ınd a yeni bir usul çıkar ılmış ve
buna göre müs·
!uman okulla ndak'ı .
.
.
�
ogr
etm
e
n
nle
rin
. et
öğrenciler gibi
aynı mı. llıy
ten olması zarureti
konmuş ve bu su-
Uzbek Liberalleri ve Genç Buharalılar
retle Uzbek, Kazak ve Tajik çocukları Tatar vesaye
tinden kurtarılmıştı. Rus hükümeti bundan başka
Orta Asyadaki resmi memurları ve eğitimcile�in�:n
«diğer bölgelerden ve Türkiye veya İran'dan ihtıl�l
ci fikirler taşıyan yeni gelenlerin sızmalarına. bil
hassa dikkat edilmesinb istemiştir. Bu yeni tedbir
ler reformcu �kulların büyümesini durdurmamış,
mamafi, fakat Tatarların yerini Uzbek ve Tajik öğ
retmenlerinin girmesini aslında hızlandırmıştır. Ta
tar nufuzuna karşı idari savaşın nihai olarak bekle
nilmeyen sonucu olmak üzere yerli Uzbek ve Tajik
reform okullarının artması ve istiklali olmuştur.
Cedid nüfuzuna karşı olarak Rus h ükümeti
muhafazakar müslümanları desteklemeyi düşün
müş ve konservatif müslüman okullarına ve din
adamlarına büyük önem vermiştir. Taşkent'tek.i Rus
otoriteleri Cedidlerin faaliyetine Ruslardan daha
çok sinirlenen ve Cedidlerin onlar ve Orta Asya ce
miyeti için en çok zararlı bir grup olduğunu söyle
yen gelenekçi müslümanlara sempatik gelmiştir.
Radikal Tatar Gazetesi «Terakki» muhafazakar
okullara ve öğretmenlere 1907 yazında hücum edin
ce gelenekçilerin veya Kadımistlerin (Eskiler) öf
kesini ayaklandırmış ve Taşkentin bir müslüman ce
maatı toplantısında Terakkinin yayıncıları ve onu
destekleyenler münkir olarak ilan edilmiş ve camiden
kovulmuşlardı. Bu suretle Orta Asya müslümanlan
nın 1905-1906 daki bütün Rusya müslümanlan kon
gresinde ittifaka çok az katılmış oldukları anlaşı
labilmektedir . 1917 ihtilalinden evvel Kadimistler
Orta Asya şehirli halkın ve hala büyük bir çoğunlu
ğunu temsil ediyordu. Ve buralarda şehirli Cedid·
Rusya'da Pan·Türklmı ve MüsJİİınaıalık
130
,Qlardı · Türkistan Genel Vaiüı'
k sa1ma,......�
ler daha k"
? yetı' n de Cedidler ancak altı bin ila se.
�· . uç
·· vila
okulu kontrollerinde
_ ....
gının
ogren cili bir kaç yüz
kiz bm
Kadimi stler ise yüzbin ö ğre ncili
bulunduruyorlar
iler.
altı bin okula h akimd
sUHARA'DA CEDİD OKULU
da ve bu sebep.
Ge ne1 Valiliğin sınırlan . �dışın
.
medıgı yer d e o 1 an
.. Bu.
1e Rus kanunlarının erişe
m
ı
duru
er
ı
Ced'dl
çın dab ve Hiyva hanlıklarında
b�� uygundu. Liberallerle gelenek�i.ler .ar asınd a
ideolojik duello . ki burada okullar ıçın bır savaş
şekli almıştı - Rus vilayetlerinden daha çok şid
detli idi. Bilhassa Buhara'da din adamlarının nüfu.
zu sınırsızdı. Buhara'yı idare edenler liber al dü·
güncelere az eğilmişlerdi ve Cedidler hanlık içinde
yeni Buhara şehri gibi yalnız Rus imtiyazlı is
kan sahasında müsait toprak buluyorlardı. Burada
Buhara taassubundan Ruslar tarafından korunu
yorlardı ve hatta bazan Rus diplomatik ajanlar ta.
rafından desteklenmişlerdi ve bu sayede refo
rm
okullan olmuştu. 1900 da Pustindum
m'da Mt.tllah
Jurabay'un başarısız bir denemesind
en sonra yeni
Bu hara'daki Rus ıs
· kAanındaki Tatar çocukları için
. yen.
ilk
ı metod okulu Karim of isim
li bir Tatar öğ
retmen tarafından 1902
de açılmıştı. Bu okul bir kaç
ay sonra kapanrm
·�atı, fakat 1907 de Rusya
Tatar
1 arı olan Sabı. nof
v.e " B urnaşef tarafından
diğen
örgütıenmişt' Bu ı
an sahası içinde otura lar ara·
ıb
�
sında de rhal
n
aza ndı ve �nun öğr
sirli m etodları
etimdeki teara b_a
Buhara dini ma şkentınde ilgi uyandırdı.
Mufti Ikramutti ; atın nufuzlu bir üyesi olan
n ron Buhar
a din cemaatinin ço·
A
it;
Uzbek Liberalleri ve Genç Boharalılar
131
ğunluğu şeriata karşı muhalif olarak görmesine
rağmen Cedid okulunun hiç bir şekilde Muhamme
di öğrenmeyi küçümsemediği görüşünü cesaretle
savunm�tu. Buhara burjuvazisinin liberal elemanla
rının ve İsmail Bey Gasprinsky'nin kendisinin baskı·
sı altnda Buhara emiri tab'alannın ve çocuklarının
okutulması için böyle bir okulun Başkentte açılma
sı için izni verdi. Bu okul 8 Ekim 1908 de açıldı ve
Tajikler tarafından idare edildi - bu esnada Tajik
ce Buhara'da tercih edilen edebi dili idi. Öğrencilere
yıl sonunda yapılan imtihan halka açıktı ve bu su
retle reform görmüş okulların öğrencilerinin gele
neksel okullardan daha çok büyük ilerleme kaydet·
tiği açıkça gösteriliyordu. Reform görmüş okulla
rın başarısının Buharada muhafazakar okulların
durumunu küçülteceğinden korkarak dini cemaat
bu okulların devamını yasaklaması için Emire baş
vurdular ve bu başkentte bir dini tassup dalgasına
yol açtı ve bu da 1910 ocağında Sünnilerle Şiiler
arasında ciddi ayaklanmalara sebep oldu. Buhara'da
sükunet Emirin ricas:ıı üzerine gönderilen Rus bir
liklerinin müdahalesiyle temin edildi.
Bununla beraber yeni okula karşı Buhara
halkı ilgisine devam etti. Kültürel mülahazalara
ilaveten reformcu okullar tarafından temin edilen ti·
cari avantajlar, emire olan nufuzlarını kullanarak
kanun dışı okulu tekrar ihyaya teşebbüs etmelerinin
sebebi idi. Esnafın kendisi yan okur-yazardı. Bunlar
reform okulların programlarındaki hem Rusça ve
hem Uzbekce (Tajikce), esas matematik ve coğraf·
yanın faydalarını gördüler. Bütün bu dersler, Rus·
larla ve diğer memleketlerle ticari ilişkilerin başa·
-Türkiun ve Müslümanbk
RIJSYB'da Pan
132
. . n ıuzumlu vasıtalar idi ve bunla rın hiç
ıçı
ı
as
r�ı olm
ordu. Bunun so
.
ullarda gösterilmiy
bırı gelenekse! ok
. baskısı ve Rus müdahalesinden çe·
·
ın
zın
va
ru
bu
cu
nu
'�a yenı m et o d o kull�
ra
ha
Bu
e
d
2
9
1
1
ir
kinerek Em
3
emrettı ve 19 l de şehrm
rının açılmasını tekrar
llardan on tane
' leri arasında bu oku
.
sunnı ve şu sakın
p: �a��k�1 şeh.ırler.ı .v:
vardı. Bunu Kerki, Şehrisia
..
nındu ki Buhar. a dını
onu GıJuan ı'zledı·. Ve öyle go
ul etmış oldu.
tı nihayet Cedid'in zaferini kab
ammül edildi.
��:; buna çok kısa bir zaman tah
Emir ve din adamları hem Rus ve hem müslü·
man siyasi çevrelerin her ikisini idare etm ek için yu
muşak tavır takındılar. Buhara'daki keyfi rejim Rus·
ya sosyetesindeki ilerici grupiarda öfkeye sebep ol·
du ve1910 }arda Buhara hanlarının köylülerine kar
şı insancıl olmayan muamelel erini ve idarede kul
landıkları Ortaçağ metodlarından dolayı tenkit
eden bir sıra kitaplar Rusya'da yayınlandı.
Bu kitaplardan en çok dikkati çeken güzide bir
coğrafyacı olan Albay D. N. Logofet tarafın·
dan yazılmış olandır ve doğrudan doğruya Du
maya hitabederek Rusya'nın hanhğa müdahalesi
ni istiyordu. Aslında Uzbek Başlarının, reaksiyoncu
din adamlarının ve para almadan çalışan - dolayı.
siyle rüşvet yiyen - hükümet memurlarının idare
sine day��n Buhara rejimi Uzbeklerin zaptı zama
nındanben ılerlememiştir. Avrupa Rusya'sındaki Ta
tarlar ve M.u. sr
umanIar Hanlıktaki şartlardan dolayı
korkuda idiler ve Buhara'nın iç iı:ı .
-::ılerıne
R usya nın
• •
••
n:1ud
ahalesını
destekliyorlardı. İsmail Bey Gasp
nnsky «Tereuınan» da «Eğer
yalnız Taşkent ve Pe. .
tersburg cıddı
olarak gayret eder se Buhara' ı iyi
y
A
••
Vz:tıek Liberalleri n Genç Buharalılar
133
teşkilatlanmış ve eğitilmiş iyi idare edilen bir mem
leket yapmak mümkündür» diye yazmaktaydı. Du·
ma'daki mü.slüman heyetin başı olan diğer Tatar S.
Maksudof Orta Asya'yı ziyaret ettikten sonra 1910
da Buhara'daki duruma Rusya'nın Orta Asya vi!A·
yetlerinin zıddına tahammül edilemiyeceğini bildi
riyordu.
1910 da Emir Abdul Ahad'ın ölümünden sonra
Türkistan'ın Rus Genel Valisi Buhara hanlığırun
Rusya'ya ilhakını teklif etti, fakat Çar hükümeti
Orta Asya'daki statünün değişmesinin İngiltere'yi
tahrik edeceğinden korkarak bunu tehir etti. Yeni
Emir Rus idaresinin maksadını farkederek Cedid
leri daha da sıkıştırarak veya reform mektepleri
nin açılmasına karşı direnmek suretiyle ziddiyetl
daha da tahrik etmeden çekindi. Onun bu örnekteki
rızası ne kendiliğinden ve ne de sürekli idi ve Rusla·
nn dikkatinin ilk gevşemesinde o ve din adamları li·
karşı misillemede bulundular.
berallere
/
1914 de Saray Bosna'da Arşidük Francis Ferdi
nand'ın öldürülmesinden sonra Rusya'nın batı sı
nırındaki siyasi durum gerginleşmişti. Buhara Em.i
ri bu fırsatı verilen imtiyazın düzeltilmesi için bir
avantaj olarak aldı ve liberallere iki yıl evvel yapılan
ve din adamlarının Cedid okullarını kapama rica
sını «kabul etti.> 18 Temmuz 1914 deki tebliğinde
programlarında yeni metodu almış olan bütün okul
ların kapanmasını ilan ediyordu. Bir çok eğitimci�
ler batı Buha.raya geçtiler ve S. Aini gibi (Tajik
nimler Akademisi başkanı oldu) Rusya'ya kaçtı.
Ancak reform eğitimin yasaklanması tamamen
134
-'l'ilrklım vcı Milslllımınhk
Rıısyu,1ıı Pnn
lib eral dUşUnce ve
bu esnnda
I
ok tabı:ı.ka
ı,
zorlann.nınd
tı!ıla.rın yUks
ha.r
B
n�f
nıı.
ı
ı
ll
ye ni eğit!� usu �\ �� ngin allolerin çocukları Ce
ş1
larındıı kök salm
a kalmış ve bu
us İ vesayeti altınd tir
hus
n
rı
ala
hoc
id
d
. am etmi§ .
yı dev
ola
ama
ınl
ayd
suretle
ALILAR
GENÇ BUHAR
n Orta Asya vllil.yetle
Buhara'da Ru.sya.'nı
asgari arzularm.ın ifadesi
rindeki gibi liberallerin
eti siyasi faalıyeti ço,k
olan eğitim reformu harek
tılanlar Maksumof ve
yakından izliyordu. Buna ka
haralı tliccarlardı,
Hojacf aileleri gibi zengin Bu
tları ve Buhara
sonralan bunlar bolşeviklern dos
rdı. Med·
halk Cumhuriyeti idar ecilerinden olmuşla
reselerin ateşli öğrencileri Liberal hareket için yetiş·
tirilmiş öğretmenler ve propogandistlerdi. Behb u.di,
Aini, Muncvver Kari, Nasirkhan Tora ve Abdul Ra
uf Fitrat gibi bu hareket liderlerinin bir çoğunun
�endileri Buharalı medreselerin mahsulleriydi, ki
onlar burada münazaralı ve bir takım nazari dliştln
celerle hazırlanmış skolastik mlinakaşalarla yetiş
mişlerdi.
Onların ilan edilen ideolojik lideri Fıtrat idi.
Fitrat Buhara'da okumasını tamamladıktan sonra
Cedidi destekleyen zenginler tarafından daha ileri
e�itimi için tstanbul'a gönderildi. Osmanlı başk en·
.
tınde Fıtra
t Jön Türklerle tanıştı ve onun ilk yayını
ola� �unlzka (b!r sohbet) Buhara cedidler in bit'
in
tebliğı .oı�u. Bu rısalede Fitrat kendin
i okutan öğret·
menlerını müalümanlığın kuvvetı·n
ı' ıs
. l am dUnya·
emı külture
" l ve teknik ilerlemeden tecrit etm suek
Ur.bek Llbcrııller1 ve Ceoç Ouharıılılıtr
IJS
rctlylo tahrib et.meklo ve onn. ruhi duraklama ge·
tirmcklo suçladı. «Dinimize kareı verdiğiniz felft.·
keti dUştlntln» diye yazıyordu. «Muhammedin hü
kümlerini cahilane vazcdlşimizdcn dolayı bize ne
kadar bir bedhah tl1k oldu. Evet, İslam bUyUklUğU
nlin zevali ellerinizin eseridir. Sizin ytizUntizden le
lamiyctin tamamen çökmesi çabuk olacaktır. Siz
ilerlemeyi engellediniz ve mUslümanların Uzerine
büyUk bir cehalet perdesi serdiniz». Fıtrat aynı za
manda din adamlarını ve medrese eğiticilerini İsla
mın askeri kuvvetini zayıflatmaktan sorumlu tu
tuyordu. Ve teçhizatı Kama ve Kılıçlar, ok ve yay.
lara... kısıtladınız (memleketimizin) ve topla bera
ber, silah, bomba, dinamit ve diğer cephanenin yapıl·
rnasını yasakladınız... MüslUmanlan Sünni ve Şii,
Zeydi ve Vahabi diye böldünüz ve bunları, biri birine
düşman yaptınız... Mukaddes Kur'anı kendi baya
ğı hisleriniz ve uslanmayan ihtiraslarınız için kur
ban ettiniz». Başka bir broşürde Fıtrat yalnız Bu,
hara din adamlannı değ.il emirin kendisini de tak·
bih ediyordu.
Emirin despot ve kanunsuz rejimine kargı ya
pılan aydınlatıcı program ve savaşla aynı zaman·
da Behbudi , Fitrat ve diğer genç Buharalıların pro
pogandasmda Rusya'ya karşılık ve İslam birliği mo
tifleri de vardı. Fitrat devamlı olarak MlislUman
memleketlerinin Avrupalılar tarafından zaptının
matemini tutuyor ve cahil din adamlarını ve Buha
ralılar idaresinin her ikisini de Orta Asya' yı hristi
yan nufuzundan savunmaya muktedir olamamak.
la takbih ediyordu. O Muhammedin mukaddes sa
vaşın zaruri olduğunu bildirdiğini hatırlamada ve
f
136
.. kiZD1
Tür
RusYa'da Pan·
ve Müsliimaobls
ası için siaının savunm
ı
..
,ts
ın
ın
s
a
�
�. _m�
an
vat
halkın aydınl_an
ve
sı
a
m
azırıan
la.h ve merm ilerın h ına Yardı m edeceg ını bılis »
kir ellerden kurtarııma
y ordu.
ve diğer genç Buharalılar
Aynı zamanda Fıtrat
yornı ts tanbula gönderi
· proggibi Ced.ıd'ler de �,-ocu. kları
ı
k
ve
ev
en
ı
ih tilald
lardı. Orta Asya Ceaıdleri. n
i (Kı
izm'd
tslam
an
P
e
.. k.ızm'den zıyad
ramı Pan Tür
için
onun
rası
li Buha
sıım IV, e bak) · Fitrat' ın yer
ıuz Türkler olmayakudsi idi ve onun dışında al
.
ediyordu. Onun
u un m üslümanlara h�urmet
r a.� b"T"
hitap
. kardeşlerine ve savaşçılara»
·
munacaatı « dın
"
ve
uy. o__r du. G . Buh aralılar için sla m d mı
e dıy
garlıgı ve b�u�t�un Orta Asyanın multinasyonal·· kül·
··
.. k"ızm duygusunun ustuntür dünyası h ala Pan T ur
de idi.
ı
Fitrat'ın faaliyetleri Buh ara'da Cedid'lerin si
yasi h areketinin şiddetlenmesiyle sonuçlandı. . Tah
.
t a gelmeden evvel idarenin reformunu, ruşvete
mani olacağını, vergi sistemini yeniden teşkilatlan
dıracağını, medreseleri düzelteceğini vadederek ilan
eden yeni Emir Seid Alim (1910 - 1920) tatbik edil
meyen vaadlerin den dolayı kötü duruma düşmüştü
ve Cedidler yeni bir muhalif yeraltı cemiyeti örgüt
lemişlerdi. Bu cemiyet cehalete, okuyup yazma
maya ve hocalarla kadıların kötüye kullanm
alarına,
haksızlıklara uğrayan kurbanlarını
savunmaya
karşı s avaşa devam ediyorlardı. Em
irin polislerinin
ve m aiyetinin olduğu ka dar onun
masraflarının kı
sılmasının if� a edilmesiyle duru
m daha da tahrik
Uzbek Liberalleri ve Genç Bubara
War
137
edilmişti.° Bütün bunlar için yeni
bir moral kalkınma·
nın batıl inançlara, hakikati bilmede
n verilen karar
lara ve taassuba karşı lüzumunu bild
iriyorlardı. Ce
didlerin programı Liberal sünnileri
ve Şiileri tasvip
ediyordu. Sonuncular bilhassa Hanlık
ta azınlıkta idi
ler. Yeraltı cemiyeti onları destekliye
n zenginlerden
para toplayarak Buharalı talebeleri Tür
kiye'deki ve
tstanbul'daki Üniversiteye gönder
meye devam
ettiler ve Türk sempatizanların yar
dımıyla Buha·
ra'nın siyasi mültecilere benzeri bir
teşkilat kurmuş
lardı. İstanbul'da aynı zamanda Bu
haralılar Jön
Türk hareketini ve iktidara _yükselme
lerini daha iyi
öğrenmişler ve onların başanlı iht
ilaline yakındal\
şahit olmuşlardı. Buharalı liberaller
Jön Türkleri
taklit ederek «Genç Buharalılar»
ismini takmış
lardı.
Jön Türklerin siyasi programının
ve ideolo
jisinin tesiri altında kalarak genç
Buharalılar Or
ta Asya'da siyasi edebiyatı yayma
ya başladılar.
Tajikce yazılmış ve kamofile edilmi
ş gazete ola·
rak Buha.rai Şerif'in ilk sayısı yeni Buh
ara'nın Rus
bölge dışı iskan sahasında 12 Mart
1912 de çıktı.
Onu kısa bir zaman sonra Uzbekçe
eşi olan Turan
izledi. Her iki mecmua hanlıktaki
Rus diplomatik
ajanlar tarafından tasvip edilmişti
ve yayıncıları
olan Mirza Muhiddin ve Mirza Sariji
Hakim'e Cedid·
lerle ilişkilerini bilmeden lisa
nsını vermişle:rdi.
Hanlıkta çok liberal bir olay
olmasından bu
mecmualar emirin ısrar ve zoru
ile kısa zamanda
kapanmıştı. Fakat çok kısa süren
sonuna rağmen
bunlar genç Buharalılar için çok
tesirli bir vasıta
R�a'da Paıı-Türklzm ve Müstüınaııııt
138
• at ve
olara k Maa.rif
de iki örgüt
3
9
Ve
i diler. 191 2 -� ���uşte ticaret ve dışardan kitap
Baıf1lkat go r m ek Uzere meşgul olar ak kuruı.
.
.
lar getir
mecmua
içınd e lıber al propagaıı.
k
lı
an
H
a
d
n
lı
muş, fakat as Bgiliydı..
a
dayı ya y makl . form okullarını kapatan 1914 deHanlıktak
n l olarak libe..
;.1� aynı zamanda ge e
teb
in
�
E
ki
. durdurmayı kasdediyordu. Tedbir
r�!:�e�::
k içinde gizlice bir siyasi parti ola,.
go
antılarını açıkça hu
,cı olan ve topl
u..-.t
"tlaD....
rak teşkı'la
.
yapan genç Bu ha ralılara karşı
susı grup1 ar halinde
aklama k haret Onların buluşmalarını yas
gizliliğe itti ve
çok
::ı�tır madı, fakat onu daha
terketme�eri v� ilti
genç Buh aralılann memleketi
calanna rağmen heyecanlan ve faalıyetlen de
vam etti. 1914 birinci dünya savaşı başında bir çok
Buharalı öğrenciler ve mülteciler lstanbul'dan Taş
kent'e döndüler ve Buhara rejimine karşı savaşı
daha da kuvvetli yaptılar. Bu dönem mülteciler ara
sında Fıtrat vardı.
Diğer bir hanlık arazisi Hiyva'da Cedid hare
keti yirminci yüzyılın ilk on yılında kök tuttu. Li·
beraller orad a hana yakın müşavirler' olan nüfuz.
lu iki hami buldular. Bunlar, İslam Hoja ve Hüse
yin Bek idi. İkincisi Hiyvanın başken tinde bir re
form medresesi kurdu. Rus şarkıyatcı olan A. M.
Samoilovich Hiyvada öğretmenleri Tatar olan dört
Ced�d ���lunu. 1908 de meydana
ç1kardı. Hiy va m�'
��fı �gı:ım meseleleriyle Buh
ara'dan daha az it·
gilıydl kı bu sebeple orada
yeni usul ok ulların be·
men olmayışını teyit
ediyordu. Uzbeklerle Türk
·
menler arasında şiddet
li rekabet Hiyvadaki siyasi
!:
1
Uzbek Liberalleri ve Genç Buharalılar
havaya hakim odu. 1912 de Türkmen eşkıyaların·
dan ancak Rus birliklerinin yardımıyla Hanın yıkıl·
ması önlenmişti.
1. Dünya Savaşı başlamadan evvel ve 1917 Rus
ihtilali arifesinde Müslümanlık Orta Asya'nın ha
yat ve düşünceleri üzerine hakim olmaya devam et
ti. Çar Hükümetinin Rus kültürünü Uzbek:lere ve
Tajiklere götürme deneylerinin sürekli olmamasın
dan başarı nisbeten olmamıştı. Halbuki liberal milli
hareket onlar arasında muhafazakar kuvvetlerden
dolayı kontrol altına alınmıştı. Cedidlerin başlan
gıçtaki başarıları daha ziyade Tatarların yardı
mıyla idi ve Rus idaresi tarafından kontrol edilen
bölgelerde sınırlıydı ki buralarda imparatorluk oto
riteleri maksatlı veya olmayarak liberallei müslü
man taassubunun gazabından koruyorlardı. Gele
nekçilerle her ne zaman ve her nerede açık bir savaş
olursa ilerici milli hareket Orta Asya'da Orta Asya
cemiyetinin bünye ve ruhuna karşı hala zayıf ol
duğunu isbat ediyordu. Daha ziyade Orta Asya'nın
büyüyen Türk milliyetçiliği Müslümanlığın refor
mu ve uyanışı için ümitlerini karanlık görüyor
lardı.
KISIM VII
lN uYANIŞI
AZERBAYCAN'
o
kuzuncu � . b
do
on
ın
'
an
Y.c
. lRus Azerba ı . gelişmesinin en barız oze
ve
ir. 1stanbul'da
yunca kültür
:u yenmesid
.�
f
an
ayırma
liği onun tr n
madan» kül..türel
tır
aş
1
ü
an
tr
c
"',.. olan. .
uzere her ı'k'ı
baş1�""�
dışında olmak
ve
d
ın
.
ıç
Türkiye'nin
sının tabii bir olayı idi
ma.
an
y
u
�lli
mı
..
· de 1ran
tarafdan Türk
.. Türklerle olan bolgeler ın
. un
.
but
u yerlerRus ya'nın
uğ
v e uzun sürmüş old
.
ı
tl'
.
vve
ku
nun
üfuzu
için bilhassa önemlıydı.
:e bu Azerbayc an
.
meni yay.
. .
. Kafkas silsileleri, Er
Hazer Denızı,
n Aras nehın
ıra
ay
n
'da
tran
'ı
an
lası ve Azerbayc
anskafkasyan� b� ..�ak
arasında ka lan d oğu Tr
tran devletı külturune
memleketi ikibin beş yüz yıl
ird�ğ.i tr�nlı olmayıp,
aitti hatta halkının esas çek
. !sa dan e':el �
fak.at Yafes menşeli Kafkasyalı ·ıdı
Achaemenıdes ın
tıncı yüz yılda ilk İran hanedanı
olan ara·
hükümranlığı esnasında şimdi Azerbaycan
ve bu
zi 1ran İmparatorluğunun bir kısmı olmuştu
e
leket
mem
zamandan itibar en İran kültürü ve dili
iyice nüfuz etmişti. Bir sıra arka arkaya olan fe·
tihler ve göçlere rağmen Azerbaycan İran karak·
etmiş·
terini hemen hemen binbeşyüz yıl muhafaza
liği·
tir. 1sa'dan sonra yedinci yüzyılda. Arap halife
ne katılması ve sekizinci yüzyıl başında Türk göçe
t·
belerinin sızması onun etnik bünyesini esaslı sure
te değiştirmemiştir. Bir arap olan Ibn Haukal lsa'·
d an 950 yıl ka dar sonra yazdığına göre
Azerbay
can'ın hemen hemen bütün halkı «Farsca konuşur
ve yalnız esnaf Arapca konuşur.>
Aurbaycan'm Uy&Dlfl
141
Durum Selçuk Türklerinin Orta Asya'dan !ran
yolu ile gelerek yakın Doğuda görünmesi ve �r
baycan'ı almasıyla 1054 de değişmiştir. Selçuk Sul ·
tanı Tuğrul Bey İran, Irak, Suriye, Azerbaycan ve
Anadolu'yu imparatorluğuna sokmuş ve sonradan
Osmanlı hanedanı ile dünya kuvveti kazanan kuv
vetli Türk devletinin kurulmasını hazırlaınıştır. Sel
çukların görünmesiyle Türk göçebeleri Azerbay·
can halkını Türkleştirmek için yeteri kadar kuv
vetli olmuşlar ve İran ile Kafkasyada dörtyüz yıl
hükümranlıklarını sağlamışlardır. Doğu Transkaf·
kasya'nın Türkleştirilmesi hadisesi bu güne kadar
devam etmiştir. Farsca veya Kafkas dilleriyle ko
nuşan mahalli sakinlerin sayısı gitgide azalmış, hal
buki Azerbaycan Ttirkçesini konuşanların sayısı
artmıştır. Mesela 1926 da Türkler Azerbaycan hal
kının tamamının yüzde 62 sini teşkil ediyordu. İran
şivesini konuşanlar Taliş ve Tat'lar ancak yüzde
5 ve Dağıstanlılar ise yüzde 2.4 idi. Gerisi Ermeni
ve Rus idi 1926 - 1939 devresinde Türk olmayan
.
halkın kaynaşması ile Azerbaycanlıların sayısı yüz
de 33 bir artma ile 2.3 milyona çıkmış, halbuki bü
tün Sovyetler Birliği'nde bu ondört yıl içinde orta
lama artan halk yüzde 15.9 idi. Türk olmayan ve
hala: Kafkas dilleri konuşan halk ekseriya ·kendisi
ni Azerbaycanlı addetmektedir. 1926 da 30.000 den
fazla dağlılar kendilerini Azerbaycan Türkleri ola
rak bilmekte ve Kafkas Yafetik lehçe kanu:şurlar.
On altıncı yüzyılın başında başlayan Azerbay
can'da bu Türkleştirme olayına rağmen İr anlılar mü·
teakiben doğu Transkafkasyanın sakinlerini İran·
laştırmayı tecrübe ettiler. 1501 de İran ve Azerbay-
n Türld:mı
Rusya'da Pa
142
ve Müslümanlık
.. en Safavi hanedanının.. eli·.
.ını. sur
.. dur
heb
mez
·
.
ıı
Ş
nn
can
.
a can'ın mutaassıp su ı
rb
A
vil
fa
Sa
i.
ne geçt
ci Şah Ab
: m�
e e b�ladılar. Birin
müslümanları yo et
savaş
e
bas (1587 - 1628 zam:d: sünnilerl
al·
ek
\
l
ş
ir
i
b
a had
.
Ve 1ranlılaştırma o ayı·
r1erı. ya o.1·
lide
··
ı
nn
su
·
n
·
ını
er
d1· Türk kabı lel
,
r. öte yandan kog-uldula
. .
.
dürüldü veya Azerbaycan
ılm.ış veed
e
fıy
tas
ü
rk
Tü
n
yca
ba
dan binle rce il. nör
di. Onsekızıncı yuzyıya 1ran'a yeniden yerleşmi�ler
mları, okullar ve
lın sonuna doğru idare, dm ada
esnaflar tekrar
aristokrasinin büyük kısmiyle
oldular, hal
Farsca kullanmaya başladılar ve Şii
f olduğu
buki Türk göçebe halkının bilhassa kesi
da
Azerbaycan'ın batısında halk sünni kaldı. 191�
bugünkü Azerbaycan'ın müslüman halkının yüzde
60'1 Şii idiler.
1804 de Gürcü prensi Tsitsianov, Transkafkas·
yadaki Çar birlikleri kumandanı, Ermeni yaylasıy
la Hazer denizi arasındaki araziyi zapta başladı.
1805 de Bakü alındı ve 1813 ün Gülistan anlaşması
maddelerine uyarak bugünkü Azerbaycan 'ın çoğu
Rus mparatorluğuna ait oldu. Nahçıvan ve batı Aze
baycan 1826 da zaptedildi ve 1828 deki Türkmenşa.·
hı anlaşmasıyla Rus imparatorluğuna resmen
katıldı. Rusya'nın fethine rağmen Farsca 184-0 re
formuna kadar bu vilayetlerin idaresinin başlıca
dili olarak kaldL Lokat amirler ya İranlı veya Fars
ca konuşan mahalli aristokratlar idi ve Fars dili
1870'e kadar mahkemelerde konuşuldu. Okulları ve
mahkemeleri kontrol eden Şü hocalar İran nüfu
zu
n� başlıca failleri idiler. Farsca aynı zam anda
yüksek sın.ıfın ve edebiyatın dili olarak kaldı.
.J:UiÇ
•
•
•
••
Azerbaycan'm UyaJUf}
143
AZERBAYCAN'DA TORKLOGON DOGUŞU
Azerbaycanlılar arasında Türk diline karşı ilgi
artınca 1860 - 1870 de İran nüfuzu aşikar surette
azalmaya başladı. Azerbaycan'ın satirik dramcısı
olup Şii din adamlarının körü körüne inanışına ve
dini taassubuna karşı mücadele açmış olan Fath
Ali Ahond - Zade tarafından 1859 da Azerbaycan
diliyle müteaddit komediler yayınl anmıştı. Ahond ·
Zade AzerbaycanWarın Rus Batı kültürünü tanıma·
!arını bildiriyor ve hatta kendi bulgusu olarak arap
harflerinin yerine Rus Latin harflerinin konmasını
tavsiye etmekte idi. Aydınlama için çağrısı, soful�
ğa karşı oluşu ve onun yerli diliyle yazışmalan
Ahond Zade'nin oyunlarının bütün programım teşkil
ettiği Azerbaycan milli tiyatrosunun yaratılmasın·
dan sonra yerli halk üzerinde bilhassa kuvvetli etki
yaratmıştı.
· Azerbaycan Türkçesiyle çıkan ilk gazetenin
yayını az önemli değildi. Bakü'de bir Rus orta okul
da öğretmen olan - ve Azerbaycan okul sahne
sinde Ahond Zade'nin oyunlarını oynamayı müın·
küıı kılan gayretleriyle - Hassan Melikof Zar
badi 1875 de Akmcı' yı yayına başladı. Akıncı da
ancak iki yıl çıktı ve Azerbaycan edebi dilinin ge
lişmesi için daha az önemli değildi. Melikof · Zar
badi de gazetesinde müteassıp Şii hocalara şiddet
le hücum etmiş ve onun antiiran hareketi o kadar
açıkca söylendiki mahalli asiller ve hocalar ona
karşı çıktılar. Farsca konuşan asiller ona gazetesi
ni «köylü şivesiyle» yayınlanmasından dolayı bu-
14'
lümaıılıl
Rıısya'da Paıı-'J'ürldzdl •e Miiı
ı m h
yerrı Türk dili olacağ illa aza,
ın
an
ayc
zerb
A
nu n
sıyla hücum ettiler.
un
inde Rus imparatorluğun
1870 · ..1� devres dünya ekonomi sini n bir
bire
bu uzak koşes birden
an Baleti milletlerarası bir
p
çıkar
•
Parçası oldu. etrO1
.
da Petrol ıstihsa1·ı b"ır yılsmaı merkez Oldu · 1840
zla deg ilken 1885 de
da 250.000, puddan fa
de 377.000.000 pud ol115.000.000 a sıçradı ve 1895
ve bat ı Avrupa
muştu. 1883 Azerbaycan'ı Rusya
tren yolupa.zarlarıyIa bagl" ayan Bakü - Batum
kolaylaştırnun tamamlanması lstanbul'la teması
ve Azerbaycan'da Türk nüfuzunun kuvvetlen·
:ıne yol açmıştır. Aynı zaman içinde Bakü sana
yiinin büyümesi Türk milli duygusunun artması ya
nında Azerbaycan'ın muhtelif milli grupları arasın·
daki ilişkileri karıştırdı. Ermeni ve Rus işçileri yeni
Petrol merkezlerine aktılar, öte yandan yabancı Jı
adamları, müteahhitler, hemen Bakü petrol sanayiin·
de monopol kazanmıştı. Bakü'nün kendisi sakin bir
Asya şehrinden gürültülü bir ekonomik merker.e
dönmüştü. Doğu Transkafkasya Bakü şehrinde bir
multinational sanayi bölgesiyle bir Türk tarım sa
hasına bölünmüştüki burada eski ve daha evvelce
feodal, aristokrasi ve köylülük arasında atalardan
ilişkiler kalmıştı.
v
Yirminci yüzyılın başlangıcına doğru daha ön
ce Bakü'de teşekkü l etmiş olan bir mahalli aydınlar
grubu Azerbaycan asilleri ve esnafı
sımfından çık·
maya başladı. Bu yeni aydınlar
grubu Pan lslamizm
ve Pan Türkizın şuurunu old
ukça erken göstermeye
başladı. İsmail Bey Ga
sprinsky'nin Tercumanı
Aıerl>aycm'ın U1•Dlfl
145
Azerbaycanlılar arasında uzun süre İran ve Şii he
gemonyası altında uyuya kalan İslam ve Türklük
dünyasına ait olduğunun hissedilmesi ile uyanIIll§
tı. «Internasyonah Baku ve etrafındaki Türk köy
leri yabancı ve Ermeni sermayesinin sanayi ve tica
retteki hakimiyeti arasındaki tezat ve Türklerle E:r
menilerin arasındaki doğu Anadolu ve lstanbuldaki
çatışmalar yeni uyanmış aydınların Ruslara ve Er·
nıenilere karşı olan duygularının artmasına yar
dım ediyordu. Sünni olan Türkiye'yi A7.erbaycan'dan
ayıran lran kültürünün üstünlüğüne ve Şiiliğe kar
şı olan düşmanlık az hızla büyümemişti. 1906 da
kurulan mizahi ga.oote Molla Nas.reddin (yakın do
ğu folklöründeki bir karakter ismi) Ahond Za·
de'nin Akıncısının Antiiran ve Antişii geleneğini hu·
lasa ediyordu. Aı.erbaycan'da liberal fikirlerin ve
Türk milliyetçiliğinin ilk yayam Bakü ve Peters
burgda eğitim gören bir yazar ve enerjik siyasi li
der olan Ali Bey Hüseyin Zade idi. 1889 da Türki·
ye'ye gitti ve orada jön Türklerle sıkı temasa geç
ti. Türk siyasi hayatına faal olarak katıldı ve 1905
de liberal hava Rusya.'da esmeye başlayınca Ba
kü'ye döndü ve liberal milliyetçi tutum olan populer
haftalık Filyili:at'ı �ıkarmaya başladı. Bundan baş·
ka Bakü'deki müteaddit diğer Azerbaycan gazete
lerinde de yayında bulundu.
Diğer bir tanınmış ve dinamik .Azerbeycaniı
Ahmet Bey Agaef (Ağaoğlu), oda Rusya'dan onbeş·
yıl uzak kaldıktan sonra Rusya'ya 1905 de döndü.
Hüseyin Zade gibi Agaefde BakU'de, Petersburg'·
da ve sonra Paris'te okudu. Burada fransız tarih
çisi Ernest Renan, ve şarkiyatçılardan James Dar-
146
R�a'da Pan-Türklzm ve Müsliiınaııııt
ın talebesiydi. Bir
Barbier de Meynar'
.
.
.
mestaeter ve
.
b
ta bıı ır grup» dıye dUlen
edi
·
.
tayın
.
la
Irk
·
·
milietı «
en yaı-._
.. n Renan'ın milliyetçı ve sıyası•teoril·
.
şune
ranhlar» dedıg_ ı. u.ıuuı
«Tu
at
fak
bU.
il,
değ
kler
Tür
bütün
esi
eşm
nin
sonraıa.
tün Ural . Altay halklarının birl
olan
genç
biri
A
zerbay
rı başlıca teklifcilerinden
h
bir
tesir
etli
kuvv
usule
ssa
bilha
ge..
canlı üzerinde
ın
iye
yak
Türk
,
doğu �
tirdi. Pariste Agaef İran
ar
ı
konul
�akk
eden
nda Jo
temas
müsümanlığa
ve
le
Nowvel
Revııe
urnal des D'ebats, Revue Bleue
yazıyordu.
mecmualarda
O
kıymetli
Pariste
gibi
bir merkez ve jön Türklerle orada bir işbirli·
ği de yaptı. Agaef'in gazetecilikteki kabiliyeti ona
Paris'te büyük bir itibar kazandırdı, aynı zamanda
sonradan edindiği Pan Türkizm ve anti Rus mef.
humlar orada yayınladığı makalelerinde o zaman
görün�mişti. 1891 · 1893 de NouveUe Revue'deki
tebliğlerinde mesela İran kültürünün modernl
mesine Türklerden daha büyük ilgi gösterdiğini e
ha� etmekte ve hatta Paris'te oturan jön
Türk·
lerın . arasında bir protesto akımının çık
masına se
bep olan bazı Türklere karşı serzin
işlerde bulun·
:.uştu. �und� başka o zamanda Rusya'ya karşı
yranlıgını ızhar etmiş ve lr
an'da
1nı ge
1· tere 'ye
nazar an
·· d f ah
k
do
tla
r
bulduğunu şika·
�
�
yet etmi:t�r. ;:k� �gud
akı bu Rus sevgis_ini ırki
bir tarafgirliğin olmayış
ına ve basit Rusların aslın·
da «iyi huylu> oImas
ınar·bag-1ıyordu. Zamanının bir
çok liberalleri gibi ..
mus um anlara ve bilhassa Şülere, din adamıar
ının cehaleti ıs
.
· t·ısmanna ve üstün
bır teşekkül. o1mas
ına şiddetie hucum
..
ediyor ve Din
adamlarının m us··1..
.. ve So
uman kültur
syal hayatına
!
147
Az.erbaycaıı'm Uyanışı
hakimiyetini müslüman memleketlerin fakirliğinin
sebebi olarak görüyordı.ı. Agaef müslüman cemi
yetinde reformu ve müslüman kadının serbestisini
isteyen Bakü'de yayınlanan Kaspii ve Ka.vkaz ga·
zetelerindeki makale�rde hocaların «dini tama
men tersine çevirdiklerini> protesto ediyordu. Ba
kü'de Agaef Hüseyin Zade ile Rusça çıkan A.7.er·
baycan gazeteleri dahil Türkçe ve Rusça gazeteler:le
makaleler yayınlıyorlardı. Kaspü Bakü milyonerle
rinden Zeinulla Abidin Tagif tarafından çıkarılmış
tı ve aslı !ranlı olmakla beraber A7.erbaycanda y;.
ni doğan Türk milli hareketinin baş destekcisi ol
muştu. Bu edebiyatın alicanap koruyucusunun ge
niş desteğinin şükraıp olarak Bakü'de Azerbaycan
yayın evleri, okullar, yardım teşkilatı ve tiyatrolar
pek az değildi.
Kaspii'in üçüncü önemli ya.zan 1905 de lttifa·
ka tam sela.hiyetle öncülük eden ve ikinci Duma'·
da müslüman topluluğun başı olan Ali Marden Bey
Topçubaşef'di. Avrupa uygarlığının, batı imprializ·
minin ve modern milliyetçiliğin etkisi altında uyan·
mış olarak müslüman dünyasının kaçınılmayacak bir
surette birleşeceğine inanıyordu. Bu sonuç Pan is
lamistlerin ve eğitimini Rusya'da veya Avrupa
okullarında tamamlamış olan müslümanların çalış
malarının her ikisiyle hazırlanmıştı. A.7.erbaycan'm
kısa devreli 1918 - 1920 yılları esnasında Topcuba.
şef memleketin en aktif siyasi adamıydı ve sonra
dan da Azerbaycan Cumhuriyetinin başkanı oldu.
BASIN
Azerbaycanlılar yalnız kısa bir zaman evvel ba.·
•
1 48
ldmı 1'e MüslüınaııJıt
Rusya'd a ran-Tür
w k b ı tmiş bir halk olarak şaşmaya
lı gınt ; � e
u
tı yga.:
endilerinin kabiliyetli gazeteciler
t
de ğer bır sur� t etmiş tiler Ye ni Bakü ba&nı
old�t=� sba ştu ve .1905_ den 1908'e kadar
mu
kabı 1� le dol
esnasında Azerbaycan bası·
1
olan lıbera. devre
tı. Ziya, Keş kü·t ve Ziyaı
nı mantar gibi çıknuş
b�ka 1905 de� sonra
KafkaS gazetelerinden
Mahımat, Gun4!, TeHakikat, YenJ Hakikat, tkbal,
.
rakki' NeJ·at ve bir çokları. Bu mecmua tarın çogu yeterli paranın olmamasından ve yeterı· ka dar okuyucunun bulunmamasından, sa nsürün sıkılığından
dolayı ömürleri kısa sürmüştü ve tecrübede de fakat
bazıları kapanıyor ve başkaları çıkıyordu. Yal n ız Kas·
pii bunların arasından Tagief'in desteği ne borçlu
olarak Bakli'ye Bo�evikliğin gelmesine kadar de
vam etti. Bu gazeteler Türk milliyetçiliği modası
nın Azerbaycan aydınları, burjuvazi ve aristokrat·
lan arasında büyümesinde hiç d e az olmayan önem
li derecede rol oynamış ve ileri derece de desteklen·
miştir. Hüseyin Zade, Agaef ve Topcubaşef'den baş
ka �onradan Azerbaycan milliyetçileri
n in
başı olan
Haşım bey Veziri, Mehmet Em
i
n
Bev Resul Zade
ve Mehmet Agw a Şahtanvı.1.
.� •
ı gı. b.ı dıgerl
eri
basında
çalışıyorla
rd
ı
.. • Şahtahvı'li' nın
.
Azerbaycan'Wara
O1 an «Türklü
k d"unyasını h r yın
üstün de sev�. �
mek:. bu yaz 1
Pan
tur
kızm
gör
üşlerini en iyi
tasvir etmek:d:�
Rusya'daki bütün .
.
soyundan gruplardan
Azerbaycanlılar aras �k
ınd
a
kı
kad
ının erkek gibi aynı
hakka sahip olm
ası
h
ar
ek
· eı·1 en erk en başlamıştır.
Azerbaycan ka
dın
h
ak
la
rını savunucusu Hamide
hanım tarafın
dan yay·,nı
anan Kadın gazetesi olan
Aurbaycan'ıo Uyanışı
149
Müslüman kadınının bütün serbesti�. i . için
. ını ya
e n erjik olarak savaşıyor du. Molla Nasrettın
yanın eşi ola n Hamide Ha n ım ve sonrada n Azer
bayca n Başkanı olan Nassip bey Usubbekov'un (Yu
sufbeyli) eşi Saadet Hanım diğerleri arasında basın
katılmış
da ve sosyal çalışmalarda aktif olarak
lardı. Di ni mecmualar istis na bütün Azerbaycan
b:;ısını müslüman kadınına serbestisi için yapılan sa·
vaşı destekliyorlardı.
ı5ık
1905 DE AZERBAYCAN
Bir çok milletlerin tezadlıkları v e sosyal huzur
suzluk Azerbaycan'da 1950 - 1907 ihtilal yılları
na acıklı bir manzara vermişti. 1900 den son
ra sosyal demokratlar Bakü petrol sahalarına nü
fuz etmeyi başardılar ve Aralık 1904 de genel grev
yapacak kadar kuvvetlenmişlerdi. Stalin'in kendi·
si orada ihtilal gruplarının oraganizasyonuna, pro
pagan danın yayılmasına, grev harekatına katılmış
tı. 1904 d e Sosyal Demokratlar Baküde Hemmet
hususi müslüman grubunu yarattılar ve bunun li
derleri Azerbeycanlı Neriman N erimanof, Effen
dief ve Meşadi Azizbekof idi. 1917 ihtilalinde.n
sonra Azizbekof Bakü'de Bolşevik şefi oldu ve
Transkafkasyayı başlıca sovyetleştirm eye çalıştı..
Bakü'de 1905 - 1907 yılları Ermenilerle mU.S.
lümanlar arasında saldıncı faaliyetler, katiller,
eşkiyalıklar ve gösterilerle ken disini gösteriyordu.
Sosyal Demokratlann, Ermeni ihtilali cemiyeti Taş
naksiyon ve onun gibi müslüman muarızlarının taı·
kınlıkları karşılıklı kanlı çatışmalara gelişmişti.
Rusya'da Pan-Türk.izm ve MüslüınanJıt
ıs o
. . . ınaınafi Azerb aycan Türkleri Trans
Bildirroelıdırkı
iht ilalcı kısmıydı ve ancak
ın en az
kafkasya hal�
de hakiki Rus düşmanlığı gös.
nad_ ır O··rn eklerın
dan Azerbaycan çiftlik sahipteı:yorlar dı· öte yan
liği yapıyorlar ve revolüsa
Ierı Ru s 1· aresiyle işbir ·
rlerı· teş kil e derek ı·nı·sı-·
yona karşı e rnniyet tedbı
.
rdı. L"ıbera1 mı·ıı·ıyetçiler
yatif.ı e11erı'nde tutu yorla �
.
.
ıdame ed ıyorlarct.
Rus Kade tleriyle sıkı baglarını
Mamafi çiler arasında Ruslarla Azer. baycan lılann
bu «Kardeş işbirliği» kendisini Ermem1 ere karşı eş·
kiyalıklar olarak gösteriyordu ve bu �ki mill etin
ayak takımı Ermeni dükkanlarının bır çok defa
yağma edilmesi ve teşebbüslerine katılarak göste
riyordu. Bu çatışmalar yanında Azerbaycanlılar ta
rafından Ruslara veya bükümete karşı faaliyetle
re ait şikayetler Rus polisinin ve idarecilerinin an
cak pek az raporunda bulwıa biliyordu ve hatta bu
raporlarda Azerb aycanlıların muhafazakarlığı be
yan ediliy ordu. Mamafi Rus · Azerbaycan «An
tier
menian> işbirliği on yıl kadar sonra 191
7 - 1920 ih·
tilfil hareketleri durumu değiştird
ikten son ra durak·
lamış ve Türk milliyetçiliğin
in büyümesi Bakü'de
Rus ve Ermenileri aralar
ında bir ittifaka zorla·
mıştı.
1906 da B akü'de ha
yırsever faaliyetin ve ede.
.
b�yatın bu..yu.. mesıy
le
ilg
ili Neşir-ı. . Şerı'f ısı
.
. "mli
bır sosyal
t �urulm�t
u. Tagiev, Melikov
Zarbadi _ �=:ı?
a·�ıger b urJ.uva te yı ilk yayam - ve Azerbaycan'm
msilcileri b na e
. .
n sam ımı
�
!erini yapmışlardı.
destek Sosyetenın hare
Iangıçta Tagief m
ketlerini başadde
.
yeni· müsru· man oku ten desteklıyordu ve hır sıra
llan onJ arın .
ıdameleri için sosyeış·
Azerbaycaıı'ın UyanlŞI
151
teye borçlu idiler. Mamafi iki veya üç yıl sonra eği
timin ilerlemesine karşı heves azaldı ve paranın bit
mesiyle Neşir·i · Şerif birdenbre teşebbüsünü ke
siverdi. Bu cemiyet ne de olsa Azerbaycan'ın liberal
milli kuvvetlerinin birleşmesini kurmaya yol açmış
ve bir tam Azerbaycan milli partisinin örnek tipiydi .
Azerbaycanlı liberaller Nijni Novgorod ve
Petersburg'daki bütün Rusya müslümanlan kon
gresine ve İttifakın teşkilinde çok aktif olarak ka
tılmışlardı. Bu toplantılardan bazılarına başkanlık
eden ve ikinci Duma'da müslüman heyetinin başı ol�
Topçubaşef kendisini çok kabiliyetli ve çok ma·
haretli bir siyasi olarak göstermişti. İkinci
Duma'nın dağılmasından ve müslüman parlemento
temsilinin gerilemesinden sonra Azerbaycan'm libe·
ralleri Dumanın politikasına karşı ilgilerini kaybet·
tiler ve Kadetlerle olan bağlarını İttifaka karşı bazı
lakayt tutuma rağmen gevşettiler. Onun yerine ken··
dilerini lokal Azerbaycan işleri özerine teksif et·
tiler. Jön Türklerin devriminden sonra Pantürkizm
Azerbaycan aydınlan ve burjuvazisi arasında sosyal
ve dini problemlerden daha önde gelen bir du·
rum yaratmıştı ve onlar Pantürkizm propogandasını
şiddetlendirmişlerdi.
İhtilal karışıklıklarının yatışmasından sonra
idare Transkafkasyanın mahalli halkının siyasi
faaliyetini yakından izlemeye başlayınca bir çok
partilerin çalışmalarıı hatta engellenmiş olmasına
rağmen bazı Azerbaycanlı liderler Rusya'yı terke
karar verdiler. Bunlar temaslarını kaybetmedikleri
muzaffer jön Türklere katılmaya can atarak Tür-
R�ya'da Pao-Türkb.ın Ye Mü,ıııı
-...
terkedenler aras ında 190e
, er. Rusya'yı
kiye 'ye gı. t�ıl e
PantTUrkist yayınlan Ruay da
len
a'
de İstan b ul a g
liUaetıı..
da
izle
yen
1910
onu
ve
f
Agae
.,...
y as aklanan
.
rdt
va
Zade
15%
MUSAVAT
Başlarında Mehmet Emin Bey Resul Zade oı.
.. re bir avuç dol usu aydınların ancak 1911.
mak uze
.
' .. .
912 de il k Azerbaycan sıyası. par tısını kesın olıı
�ak teşe kkülü ile sol burjuvazi partisi Musavat G
ruldu. Agae f ve daha bir çok Azerbaycanlılar glJıt
Resul Zade bu mesleğinin başlangıcında TUrt
mi lliye tçiliğinden ziyade müslüman birliğinin lıöe,,:
ral savaşçısıydı. Stalin ile Sosyal demokratik
grubu Hemm et'in yaratılmasına ve Bakü'de hilkfl.,
mete karşı yapıl an gösterilere katıldıktan 80Dl'l
Resul Zade lran'a kaçtı ve orada Şahın mutlak mo
narşisine karşı savaşın teşvik edilmesine yardı
m el,
ti. O iki dil l i ve hatta iki milliyetli aydın
için iyi bir,
örnekti ve Tahran'da trane Ahad
ve İran Nn
mecmualarını yayınladı. Mama
fi İra n ihtililinbı
mücadelesinde mağlup olarak
Resul Zade o zamaıı
bir defa daha 1stanbul'a
göç etti. Burada Pan·Tllrı
kizm hareke tine iltiha
k etti ve o zaman iktidarda
ol an Jön Türklerle
işbirliği yaptı.Bakü'den ihtili.lci
�eslekdaşı Agaef'in kurmuş
olduğu tamamen mil·
lı�e��� ':fürk Yurd
u'nda yayın yapt
ı. Pan - Türkist
bır1ıgmm seb eb1· ..
. e ileri derec
uzerın
ede heyecan du·
yan Res ul Zad
e l910
vey
a
191
1
ve derhal m
de Bakliye döndü
ah· alli sıya.s
. ı. hayatta önemli mev.ıu
,.:
aldı.
Azerbaycao'ın UyaD.181
153
İsmine ve Kurucul arının sosyal demokrasiyi
kabul etmelerine rağmen Musavat ne Türk milli ve,.
ya ne Pan islamik değil, bir sosyalist partiydi. Par
tinin kuruluşu dolayıs ıyle yayınlanan bir tebliğde
Musavat• ın merkezi komitesi «İslamın asil halkı
nın bir eli Pekin'e ulaşacak ... ve diğeri Avrupa'
nın öteki ucunda Alhamra sarayı yapacaktır» diye
çağrıda bulunuyor. «Asya, Avrupa ve Afrika gibJ
dünyanın muazzam kısımlarının hakimi olmuş
_
lamın şimdi ufacık parçalara ayrılma.sının» üzun
tülerini bildiriyordu. Musavat'ın liderleri bu umutla·
rını hiçb ir zaman kaybetmediler ve görünüşte Türk
süvarilerinin eski kahramanlıklarını yadederek
«Düşmanın mahvedilmesi için mümkün olan �er v�
sıtanın hatta atların da hazır olmasını:. tavsıye edi·
yordu.
Musavat 'm programının esas noktaları hiç
şüphesiz Türklerin kasdedil?iği büt� müslümanl a.
rın eşitliğinden ziyade bırleşmesınden bahsedi
yordu.Programı aşağıdaki konulardı :
ı) Milliyet ve din farkı gözetmed en bu"tün
mtislüman halkının birleştirilmesi.
2) istiklallerini kaybeden mtislüman mem
leketlerine bunu temin.
3) İstiklalini koruma veya elde etmek için
yapılacak sava.şda müslüman memleketlere mane
vi ve maddi yardım.
4) Müslüman halklarının savunma ve sal
dırma gücünün gelişmesi için yardım.
5) Bu fikirlerin yayılmasını engelleyen m&.
niaları kaldırmak.
.!-8·
154
ldım ve Milıllhnııalık
Ru.,y•'da Pan-Tilr
. . in e ve ilerlemesine yarırlig"
B
.
an
m
lti
Us
6) M
ıni.
tem
ın
a.s
tem
•1er. 1e
dJ m edecek partı
si için ça·
..
refahı ve ilerleme
7) lnsanlı�
temas ve fik ir mU
rt erle icabında
pa
ı
anc
yab
tışan
ası.
. .
badclesinin yapılm
ın ve onun tıcatın
ye
di
vcu
me
8). MUe lU man.
esi için bUtUn
k hayatının gelişm
.
rt ' sınat ve ekono mı
kuvvetlendirllmesı.
savaş vasıtatarının
programı milli d'mı. ve
Musavat'ın tebliği ve
kötU bir karışımıydı. Transka.f808yal e 1 ogan1arın
mükemmel surette
kuya'daki ihtil!l hakkında
ade Mwıavat'm
yaptıg• ı tetkikinde Firuz Kazemz
·· ve c hern ideo1OJI>
programının «iyi aydınlatılmaya
yoksul:. olarak
bangi bir sistemli siyasi felsefeden
a
vasıflandırmakta ve bu suretle onun «oldukç mUp·
ismi
inin
.
hem» kaldığını bildirmiıti Halbuki part
ve programındaki savaşa çok mUtemayil noktalar
Resul Zade'nin geçmiş Uıtil!lcıhğının yansıtı idi. Ve
eseri hala tam milliyetçilikten daha az sosyaldl.
Onun programına göre Musavat'ın enerjilerinin
TUrk halklarının kurtanlmasına ve hepsinin 1stan·
bul'un himayesi altında Atlas okyanusundan ve
Faıı'dan Pasifik okyanuııuna ve Mogolistan'a kadar
geniş Yeni MUslliman TUrk İmparatorluğunun ya
ratılmasıydı .
Aslında bununla beraber Musavat'ın siyasi
faaliyeti programından daha çok barışçı idi. 1918
den evvel - TUrk birliklerinin Kafkasya'da görün
·
mealndcn evvel - Musavat liderleri
Azerbaycan'ın
bir mUstakil devlet olma.ııı veya
onu Ttirkiye'ye il·
hak için az çal şnuşlardı. Azerba
yca
n aydınları hiç
�
Azerbaycan'ın Uyanıtı
15$
şüphe siz ikinci düşUnceye - doğu Transkafkasya
halkının aynı dinden ve TUrkiye'nin Türk gençliğiy
le siyasi birleşmesine taraftardılar. Fakat 1910 1914 yıllarında bağımsız bir Azerbaycan yaratı!·
ması için az tarihi ve ekonomik zemin veya daha
doğru.eu böyle bir devletin kurlu ması için gereken
propaganda mevcut değildi. Musavat kendisini da·
ha ziyade burjuvaziler ve aydınlar arasından des
tekleyenler buldu, halbuki köylüler ve asiller Pan
islamizmin muhafazakar fikirlerine karşı daha
çok meyaldiler ve solcu aydınlara tamamen inan
mıyorlardı . Genel olarak Transkafkasya köylille
lerini tamamen anlamadıklan siyasi program me
tinleri yerine mUslümanhk ve eski hUrmete layık
ilişkileri altında uyandırmak daha kolaydı. Bakii'.
de yaşayan ve durumu çok iyi bilen Rus Kadeti Bai
kof hatıralarında parti teşkilatının çok zayıf ve bir
kaç yüz kişiden ibaret olduğunu «halbuki onlar için
de Han, Bey, Vali ve liderinin. ne derse onu yapma·
ya bUlinmeyen bir zamandanberl alışmış olan · Ta
tar kitlelerinin kümeleri:. olduğunu yazmakta idi
Baikof fakat hükUmlerinde ancak kısmen haklıy·
dı. Bir parti mekanizması bir çok hallerde hemen
hemen bugünUn g ibi ufak siyasi liderler grundan
ibarettir, halbuki kitle genel olarak yakın doğu
memleketlerinde tipik olan siyaset bakımından il
gisiuli. (1953 de lranda Musaddak'ın başanları v e
düşmesi, İran halkının MUslüman lideri Kaşan'a
veya 1945·1953 de Tudeh partisine karşı ilişkilerinde
oynaklık ve lran'da bir gUney Azerbaycan «Sovyeb
Cumhuriyetinin çıkışı ve dUşüşti siyasi ruh haletini
yal..Qız birden gelip geçmek suretiyle göstermeye ka·
L
156
Rusya 'da Pan-Türk.lmı ve MüslünıaııJ ıt
y��,� yakın komşu!.
biliyetli olan Rus A�rba
�
�n son tez ahurleri
�
.
lıgın
n
nge
çekı
ve
ın
kaypaklığın
tısını destekley enlerin
dir). Baikof'un Musavat par
olduğu hakkındaki
ibaret
n
yalnız bir kaç yüz kişide
düşüncesi yanlıştı. İktidara susamış Azerbaycan
aydını, Ermeni rekabetinden huzursuz esnaf, daha
çok itibar edilmesini isteyen Han, Bey ve Aga (Aris
tokrat arazisi sahibi) gibi Musavat'ın arkasında
onun açık olmayan prensiplerinden kendisine destek
arayan bunlar gibi binlercesi vardı. Türk soyunoo
dini ve milli beraberliği, onların yakınlan olan Tür
kiye ile birleşmenin cazip ümidi ve «yabancı Rus
hristiyanlarının» yürüttükleri anlaşılabilen infiali·
nin hepsi Musavat'ın başarıları için sebeplerdi.
İstanbul'daki Jön Türklerin iktidarı ele geçir
mesi ile umutların artması 1908 - 1914 deki Türklü
ğe karşı sempatinin kuvvetlenmesi için de bir fak
tör. i�i. Müslümanlara dünya üstünde Doğunun za
ferını ve Avrupaya hükmetmesini temin ederek A2,.
ya. halklarının . d�nine ve kültürüne karş yine saygı
duyu. larak yenı hır kuvvetin dog-acag-ı gönın··..uyor du..
Hak1katte mamafi Musavat'ın liderlerı açı
· k ça pan •
Türkis� olmaktan ziyade kalben sadece Tür
k tara
.
- . fdan ıdile
r. tstanbul'un ve Tür
· kiye'nın· g e1 ecegıy 1e
Tatar -... eya Uzbek kardeşlerinin isti
. kba
. llerinden daha çok heyecanlı bir ..şekilde
.
il. gilenıyorlardı. Bu
Türklük lehindeki . d"uşunce
nın hır gösterisi olarak
1913 de Türk hr 'B e
t'ta Azerbay c�ı deleg�
ler olarak Ag!:f, �e:! �
ade ve Topçubaşef'in bu·
lunduğu bir ko nferans
yapıldı. .Mamaf ı Tür
' halk· k
!arının gelec.ektek
. i birleşmelerıne ait
tartışmalar
+-n-: ve sıyası yat
fan�
ırımdan başka bir �ey değ
µdi.
-
Aı:erbaycan' ın UyUlfl
151
Musavat'ın teşebbüslerinde çok titizlikle gizli kal
masının taahhüdü aslında idareye karşı açıkca
reddinin onun düşmanlığını maskelemekten daha
fazla birşey değildi. Bu, partinin bir bildirisinde aşa·
ğıdaki şekilde çok iyi tasvir edilmiştir : «Bugünkü
zamanda mevcudiyetinizi en ciddi bir gizlilikle koru
maya devam etmeli ve Musavat üyelerine hükümeti
ve onun ajanlarını açıkca tenkit etmekten kaçın·
mayı ihtar etmektedir.» Bu tutum hatta Birinci
Dünya Savaşına kadar değişmemiştir.
Aynı zamanda Musavat Azerbeycan'da çabu
cak başta giden bir parti oldu. Bununla beraber bil
hassa Türk Azerbaycan sosyetesinin üst tabaka.at
arasında olmak üzere memlekette müteaddit muha
.
lefet grupları vardı Yüzyıllardanberi İranla ilişki
kurmuş olan Şii hocalar sünni olan Türkiye'ye kar
şı sempatinin büyümesine hususi bir ilgi göstermi
yerek bakıyorlardı. Mollalar ve diğer konserva.tif
miilsümanlar da bir müslüman Türk imparatorluğu·
nun destekleyenlerin öncülerinin hareketlerini ter
viç etmiyorlardı. Musavat içindeki batı modası po·
püler kadın haklarını ve kadının eşit hakka sahip ol
masını nefret ile gören, harem ve peçeye alışmış
olan müslüman aile ve sosyetesinin geleneksel gö
rüşlerine karşıydılar. Yeni modanın, batı edebiya
tına ve güzel san'atına taraftar, tiyatroya ilgi du· •
yan - ki camilerde -ibadet yerine - f ransızca ve
modern Türk edebiyat ve dilini aran ve Fars kla
sikleri yerine öğrenmenin hepsi müslüman sosyal
.nizamının eski cereyanını tahribine� yardım ediyor
du. Sarık yerine şapkanın yer alması, yeni mobil
ya ve resimler müslüman evinin görünüşünü değişti-
ısı
R�'da Pu-Türldzm n MüslüınınlıJı
şler Rusca, Fransıcdini gö. rü
.
. altın da kayboluy
nyordu ve gelenek.sel
, . etkısı
or""' fikırıerın
ca veya Türk�ar
tarafı
ınl
nd
ay
an
t
va
�
.
du. Liberaller ve Musa �
daır
yapı
rıne
.• anlıg·ın gelecektekı zafe
lan
mu·· s1um
çı
arm
ilk
k
n
alan
y
ın
lar
on
�
vaadlere rağmen bocalar
nn
sonunu görü
tle
ade
ve
ın
am
niz
karşısında eski
kl
yorlardı. Bundan başka _eski_�i_zaı:11 des� :yiciler
için _ din birliği nıhu ile egıtilrnış - musl umanlı
ğın kozmopolit uluslararası inanışı milli ölçülerin
üstünde idi ve bunlar Pan-Türkistlerin dar ırk ve dil
teorileriyle bozuluyordu. Yusuf Akçora ve Agaef'in
sözlerini yansıtan Musavatcılar Türk ırk ve milli
idealini kesin bir surette dinin üstünde tutuyorlar
dı. Netice olarak bir çok muhafazakar Azerbaycanlı
grup Ruslann yardımıyla mevcut nizamın korunma·
sını Pantürkistler tarafından vadedilen yeni liberal
nizama tercih ediyorlardı. Bu zıdlık mollalar ın libe
rallere karşı onların ka.f ir ve isyankar olmalarmı
bildirmeleriyle çok defa açıkca düşmanlığa sebep
oluyordu.
usavat savaş ve ihtilal esnasında Azerbaycaa
. �
s�yası hayatının sol sektöründe onu destekleyenleriıi
b� çog_ unun dahil olduğu Sosyal Demokr
at Heınmeı.
Azerbay�� işçileri arasında Musav
at'tan hala dahe.
' rev�çta dı. Menşevik ve Bo
�
lşevikler arasındaki
ıga ��men Hemmet bölün
memişti ve 1905 - 190'1
:
vresının çatışmalarını
bertarafa muktedirdi
B ununla beraber savaş
öncesi gtirültü yıl}
. arı olan.
1908 - 1914 de Hemmet de
başlangıçtaki ihtilfil Di·
zamından çok kay betti
ve gost
·· erı ve propagandasını azalttı.
ay
Aarbayauı'm UyUIJI
Azerbaycan'daki ihtilalci ve milliyetçi göste
riler başlarında Vicerof, 1. l Vorontsof · Da.şkof
olan Rus amirlerin karşı tutumlarıyla kuvvetle
frenlendi ve Transkafkasya İmparatorluk rejimi
nin son on yılında 1905 ihtilalinin wru altında ta
mamen sükunet buldu. Rus imparatorluğunda 1907
ve 1914 arasındaki sür'atli ekonomik ve eğitim iler
lemeleri tamamen siyasi problemler açısından �r
baycan 'ın sosyal liderlerinin dikkatini çekti. Birin·
ci Dünya Savaşında Türkiye'nin mihver kuvveUe
rine dahil olması bile Transkafkasya hayatının sat
hi sfıkununu değiştirmemişt i
•
p_.Türtdstler n Tatarutler
KISIM VIII
R ve TATARİSTLER
PAN. TORK1STLE
!kinci Duma ile işbirliğini
3 Haziran 1907 de
A. Stolypi� başkanlığın.
açıkça imkansız gören P.
'yı feshettı. Bu esnada
daki Çar hükumeti Duma.
u bir tebliğle se
!kinci Nikola'nın imzalamış olduğ
ayalsal kalkın
çim kanunu değişti. Stolypin'in «an
parlementer
ma> sı Rus tarihinde yalnız yeni bir
devrenin başlamasıyla kendini göstermekle kal
mayıp aynı zamanda Rusya'daki Türklerin siyasi
hayatında da yeni bir devir açmış oldu. Yeni seçim
kanunu stepler bölgesini ve Orta Asya'nın temsil
ciliğini kaldırıyor ve Kafkasya ile Volga - Ural vila
yetlerinin müslüman milletvekillerinin sayısını ile·
ri derecede azaltıyordu. Müslümanlar y�ni (üçün
cü) Duma'ya ancak dokuz milletvekili gönderebili·
yorlardı ;e d?rdüncü Duma'da mahalli idari değiş
meye baglı olarak yediye düşmüştü. Hükumet müs
l�an mebuslannı iki sebepten azaltıyordu : Birin·
cısı Kadetler� �e otuz üyeli işçi heyetini de böylece
�ltıyor . . v�. ıkınc�s� Türklük siyasi hareketiyle bil·
yuyen mus.l�man ıtıbar ve nüfuzuna karşı bir hava
yaratmak ıçındi.
1907.. Y1:1a d� Türklük siyasi faaliyetin
�
büyü��i �
kfımetını harekete geçirdi. Tatarlar
�
:
Rusya'dakf
·
..
halkını. n - aslında b u
·
··
t··un muslumanlann _ b'ır1eşmesı ve
liderliği için inadla ça lışıyorlardı. Tatar okulların
.. ..
ın , b asının ve musluman kongrelerinin ba.şar
ılan Tatarların kesin ola·
161
rak Türkiye'ye doğru kurulmuş aşikar bir kuvve
te sahip olduklarını gösteriyordu. Rusya'dald· müs
lüman okullarında . Osmanlı Türkçesinin kabulüne
ait Üçüncü Tilin Müslümanlar kongresinin kararı
Tatar milliyetçilerinin bütün Rusya'daki Türkler-i
yabancı nüfuzuna ve hatta Rusya'ya karşı düşman
olarak korumayı istediğini açıkca gösteriyordu.
Hatta daha da fazla olarak onlar Müslüman •
Türklük hakimiyeti altına Kafkasya dağlılarının.
Orta Asya Tajik.leri ve Volga bölgesinin milis·
lüman Finli
halkı gibi Rus
imparatorluğu
nun Türk olmayan diğer müslüman halklarının
da buna girmesini düşünüyorlardı. Hristiyanlı
ğı onsekizinci yüzyılda kabul etmiş olan kırkdokuz
biµ Volga Tatarının 1905 - 1907 de yine gerisin ge
riye müslüman olmalan alarm için daha başka bir
sebepti. Bu Müslümanlığın ve Türk milliyetçiliğinin
Moskova kapılarında pok çarlak yeni zaferler kazan·
dığını gösteriyordu. Peskopos Andrew Mamadysh
(Prens Ukhtonisky) hükümete «müslüman Tatar
lar tar�mdan Kazan'm ve bütün Volga bölgesinin
zaptı hızım gözlerimiz önünde yavaş ve sessizce, fa
kat devamlı olarak ilerliyordu . ..> diye yazıyordu.
�men hükumetin ve bazı Rus milliyetçi çev' relenn Volga bölgesinin kaderi ile ilgili olarak imparatorluğun kalbi - müslüman okullarının 1905
• 1907 de hükumetin kontrolü altına girmesinin
tecrübe edilmesini izah etmektedir. Sonra 1909-1912
de Eğitim Bakanlığı «Volga bölgesinde Tatar • müs
lüm� m�.fuzun� karşı savaş tedbirlerini tetkik için>
hususı hır komısyon teşkilatlandırdı ve imparator
luğun doğu kısımlarında Rus kültürünün kuvvet-
162
-Türldzın ve Müsliiııuıııbk
RusY•'dıı Pan
Uzere bir sıra kon
nı tartışmak
rı
nla
a
m1t
ı
·
ı
.
es
lenm
fer a nslar yapıl. dl... .. n delege sayısının ve dola
1
Duma'dak� u: ��� ası ve hükumetin siyasi
�
ı:n
z
çok ciddi
yısıyla ku vvetının
er
1
e i ve gösterileri
propa gandayı, kongr
verdi. Onlar dan
'ki türlü sonuç
surette sınırlaması 1
illiyetçile:r _ Pantürkistler biri _olarak_ b_a
��� ;ye aktardılar ve onların esas
faal yetlerını
ikalizme yol açan gizli
ı arındaki_ faaliy:tleri rad
· ·
yurtl
ı
Aynı zaman .ıçın. de marnaf.
.
bir karakter kazandı.
.
ıl
ı
kı
s mas
gösterilerının
Türk ,milliyetçilerinin açık
rak·
ar
top
Tat
a
ass
- sahalarında, bilh
Rusya nın dogu
u.
larında genel sükunete sebep old
TORKlYE ve PANT0RK1STLER
1908 • 1910 yıllarında siyasi teşebbüsleri en
gellenen bir sıra Türklük liderleri Türkiye'y= �öç
ettiler ve İstanbul bir kere daha Ru sya Panturkist�
!erinin baş merkezi oldu. 1908 de Jön Türklerin dar
besinden sonra Türk hükumeti Türkiye'ye Rusya·
da n göçeden Türk mlıltecilerine karşı tutumunu
esaslı olarak değiştirdi ve onların öne sürdükleri
bütün Türklüğün birleşmesi fikrine karşı ç�k is
tekle eğildi. Halbuki Sultan Abdulhamit b�\tün si
yasi mültecilere karşt onların ihtilalci ruhlarından
korkarak şüpheli bakıyor ve evvelce gizli faaliyette
olan Jön Türkler iktidara geldikten sonra Tatarlara
ve Azerbaycan milliyetçilerine büylik sempati gös
teriyorlardı. Abdulhamid'in yüreğine çok uygun
olan Pan islamizmi Jön Türkler reddediyordu ve
Osma nlı devletinin ideolojisi olan imparatorlu ğun
bütün milletlerini Osmanlı hanedanı altı
nd a. topla-
Pan-Tüıtdstler ve TatarlstJer
163
ma doktrinine bağlanıyorlardı. Başlangıçta Pantür
kist olmayanlar gitgide daha fazla Pantürkist fi
kirleri kabul ediyorlardı. Daha önce 1904 de Yusuf
Akçora tarafından söylenen Pantürkizm, orıJını
nin kürt olmasına rağmen genç bir Türk gazeteci
ve Türk milli fikirlerinde dinamik yeni bir müjde
ci olan Ziya Gökalp tarafından benimsendi. Gö·
kalp ve arkadaşları Akagündüz, Abdullah Cevdet,
Hüseyin Cahit (Tanin'i çıkaran) ve Halide Edip
Hanım aşağıda bildirilen amacı taşıyan nüfuzlu.
ku vvetli milliyetçi bir cemiyet olan Yeni I.Jsan'ı
kurd ular :
1) Türk hayatından yabancı ve tehlikeli
kileri silmek, eski Türk (Asya) kü ltürünü ihya
Türk dilini fars ve arapca ödünç kelimelerinden
mizlemek (bu sebepten .cemiyetin adı Yeni
san).
et·
ve
te
Li
2) Bütün Turanlıların - bunlar Türkler, Mo
ğollar, Tunguz, Finno Ugurlar ve diğer Ural - Altay
grubu halkları - etnik ve kültürel cemaatlarmın il·
mi tarifi.
Cemiyetin organı olan Genç Kalemler kısa bir
zamanda Pantürkizmi yürüten basının borazancısı ol
du lar. tık defa Selanik'te kurulan ve uzun süre Jön
Türklerin merkezi olan buradan cemiyet sonra nüfu
zunu daha kolay gösterebileceği 1stanbul'a nakletti.
1911 de Jön Türk partisinin merkez komitesinin
bir toplantısında cemiyet bir karara geçmenin etki
si altında - bu prensip itibariyle bir derece Os
manlılık düşüncesinden mülhem olarak - «Türkçe'
nin yayılmasının müsfüman hUkümranlığının yer-
Pan-Türkistler ve Tatarfstler
ve Müslümanlık
Rusya'da Pan-Türldım
164
surlan erit·
.
oyundan olmayan un
leşme.sı. ve Tü' rk s
u» hakkınl bir vasıta oldug
ı ··
;
mek ıçın çok mükemme
ylu ha��arın . ıdeo oJık �e
da idi. Bütün Türk so
u dıger bır adım Jon
ırk birliğini tanımaya doğr
Rusya
komitesine çok tanınmış
.y
Tü. rklerin merkezi
ı.
sı
m
B�d'
ı
·1
ün seç �
Türk soylu milliyetçilerin üçün
lı), Alı Bey Hu
lar İsmail Bey Gasprinsky (Kırım
suf �kço�a (Ta·
seyin Zade (Azerbaycanlı) ve Yu
.
r bır Azer
dıge
a
and
zam
ı
ayn
en
hem
en
Hem
tar) idi.
beycanlı olan Ahmet Bey Agaef !stanbul'da bütün
eğitim müesseselerinin genel müfettişiydi.
v
İsmail Bey Gasprinsky hala Bahçesarayda ya
şıyordu, fakat Ağaef, Hüseyin Zade, Akçora, Re
sul Zade diğer Krımlı, Azerbaycanlı, Tatar ve Uır
bek mültecilerle Truıkent ve. Buharalı öğrenciler ara
sında !stanbul'da çalışıyorlardı. Akçora onların
başkanı oldu ve 25 Mart 1912 de yeni bir örgüt olan
Türk Ocağını kurdu. Burası kısa bir zamanda Tür
kiye'nin her tarafına yayıldı. Akçora Pantürkizm
fikirlerini Rusya'da yaymak üzere hususi propa·
gandacı grublarını da örgütledi
.
Bu suretle Birinci Dünya Savaşı çıkmadan beş
.
veya altı yıl evvel İstanbul Panturk'
" ızmın ve Rusv
ya'dan iltı· ca eden Türklerin kuvvetlerin
in sag laru·
laştırılmasın1 . d.. nleyen bir yer olm
�
uştu. 1908 de
�rn ogrencilerı birliği kuruldu. 1909 da haberlerın yayılmas � �· ç.ın Buharalıla
r cemiyeti ve 1911
w
de Türk B'ırligı,
Tatar Millt cı·ıer �'-A::mı. yeü. ve
�
..
Rusya'daki Türk 80 � ogr
encılerın cemiyeti ve d,
ğerleri bunlan izledı.
.. v
v
•
165
TURAN MİLLİYETÇİLIGI EFSANESİ
7 Aralık 1911 de Akçora'nın Pan-Türkist mec
muası olan Türk Yurdu çıkmaya başladı. Başarı o
kadar büyük olduki ilk sayı dört, ikincisi üç ve
üçüncü ve dördüncü sayıları iki defa basıldL
Hemen hemen her sayıda öğrenciliği günlerindeki
!ran'a karşı beslediği eğilimi tamamen terkeden
Türklük hareketlerinin ideolojisti ve teoricisi Agaef
Akçora'nın 1904 de formüle ettiği Pantürkizm teo
rileriı)i tartışmış ve daha geliştirmiştir. Aynı za
manda Akçora ve Agaef'in her· ikisi Gasprinsky'nin
eski nesline daha yakındılar. Bunların düşünceleri·
nin artık müslümanlıkla ve rnüslüman kültürü ile il
gisi yoktu ve bunların amaçlan Türk yurdu kuru
cularına ilham veren Türkizm - veya daha sonra·
lan dendiği gibi Turan'cılıktı.
Agaef makalelerinde Türk soyu birliği ve dün·
ya tarihinde ve uygarlığında Türklerin rolü hak
kında yazıyordu. Yetmiş Seksen milyon Turanlının
(Türkler ve Avrupa ile Asya'nın akraba olan
Fin - Ugur ve Moğol halklarının her ikisi) birleş·
mesi halinde onların yapmayı iştiyakla istediği
kuvvetli bir imparatorluk olabileceğini söylüyor
du. Onun Türk kültürü imkanlarına karşı büyük bir
saygısı vardı ve - Çin, Hindistan, İran ve Arap
kültürünü unutarak - «Japonlar müstesna Asya
halkları arasında en ileri ve en çok kültürlü halkın
Türk soylu halklar olduğunu söyleyebiliriz> diye
yazıyordu.
Aynı zamanda Ernest Renan'ın izinde yürUyen
Pantürkister «milliyetçiliğin esas faktörünün ev-
166
ve Müslümanlık
Rıısya'da Pan-Türldmı
. nd" e ve moral ve adetlerde ve
vela. dilde, ı.k.ıncısı. dı
derde yattı.
.. şterek tarih, vatan ..ve ka �
uçu
.. .ncu..su.. mu
" so .. slumanlı gı Türk
ğını» mülahaza etmekte ve mu
ndan ne
milli dini olduğunu ve onların en azı
nekçile
rc::�ın nüfuzu altında ve ne de İslam gele
ri olmadıklarını bildirmekte ,idi. Agaef «biz İslamı
bilmiyoruz» «Yahut, bu daha doğru olarak söy
lenirse, bize hiç kimse İslamı münasip surette an
latmamıştır» diyordu. «Bir çok yerlerde {Türkiye,
Kafkasya ve Orta Asya) İslam kendini yalnız
softaların sözlerinin ifade edilmesiyle gösteriyor ve
sayısı olz olmayan müslümanlar hatta dini ayetle
rin ne olduğunu bilmemektedirler» diye ilave edi
yordu. Eskidenberi taassuba karşı sadık kalan Aga
ef'e göre müslümanlık batıl inanışlardan ve boş dini
merasimlerden temizlenmeli ve daha çok rasyonel
bir din olmalıydı.
Müs!ümanhğın kültür ve gelenekleri aslında
Türk milli fikirlerin yeni okulları için az ilginçti
.
er ne İslam ve ne de Osmanlı Türkiye'
��tür�is
:�
_
sının, kült
urel ve siyasi geleneklerini Türk millü va
sıflarının hakiki ürünleri olarak görmemekte
zira
Osmanlı �ürkiye'sinin başlıca tarihi
ve coğrafi ba·
kımdan Bızansa varis olması onları
n çıkardıkları bu
sonuçlara önemli derecede hak ver
dirmekteydi. Bun
dan başka İslam kültürü tamamen .
Türk aydın ve ar·
. t'k
tıs
ı . k ab'li
ı yetın
m eyvası olmakt an dalı
a zıyade
arap eseri ve Fars ge1enekle
rinin mahsul ..uyd.u.
. Bu
sebepten Arap ve Osmanlı
.
1
.
Ha1·�
. e
ı.ı.e erının zaferm
karşı lak ayt olarak Pantür
k'ıstler {veya Panturanistler) geçmişin Turanın
da, {veya Türk . Moğol)
Pan-Türkistler ve Tataristler
167
bir ilham görüyorlardı. Atilla ve Oğuz Han'ın, Cen·
giz Han ve Timurlenk'in kahramanlık hareketleri
tarihi ve milli bir efsanenin yaratılması için gerekli
malzemeyi teşkil ediyordu. Bir zamanlar Japon de
nizinden Akdeniz'e kadar uzanan ve Hindistan ova
larından Kuzey Rusya ormanlarına kadar yayılan
Hunların ve Moğolların geçmiş imparatorluğunwı
tekrar toplanması onlar için dayanılmaz bir cazibe
idi . Türk - Moğol, hatta Fin - Uğur halklarını ve
Cengiz hanla Atila'nın göçebe milletlerini eski top
raklarını da içine alan böyle bir Türk - Moğol, Tu
ran imparatorluğunun ve yeni bir Turan devletinin
yaratılması 1908 - 1918 de Jön Türklerin sabit fi
kirleri olmuştu.
Genç Türk vatanseverlerinde çok tutulmuş olan
Türklük şiirinde Ziya Gökalp yurttaşlarının vatan
severlik şevkini tasvir ediyor ve onlara cedlerinin
efsanevi yurtlarını unutmamalarını telkin ediyor
du :
Garb'm dinler sesini, Ga.rb'e sesler dinletir,
Kalbini de söyletir, kalbini de inletir;
Lakin asla unutmaz Oğuz Ha.n'm evladı
Turan denen o yurdu, Turan elenen o adı.
Ey Türklüğün düşmanı, kitaplara göz gerolr:
Farabiler kimlerdir, Uluğ Beyler kimlerdir?
Kimlerdendir unutma büyük ftm Sinalar,
Kimlerdendir unutma, kahraman Attilala.r•.•
Rusya'da Pan-Türluzm ve Müslümaııh.lt
168
bir millet..
y
Türkler bu gün bir kavim, ]ikin �
bir li.net..
Ona uymayanlara benden yijce
Türk hiç geriye gitmez, Türk ir�a.'ı_ �ilnıez;
ükin büyük kalbinden altlın devn silinmez.
Aynı hissiyat Ziya Gökal p'ın «Turan» isimli
başka bir şiirinde de bulunabiliyordu.
vat.an ne Türkiye'dir Türklere ne de Türldsta.ıı
Vat.an müebbet büyük bir Olked.ir Turan.
Agaef, Ziya Gökalp ve onl arın milliyetçi yol·
da.şiarı gayretlerinde Turan'ın Türk - Moğol halk
larının efsanevi esas otağı olduğuna onların tebci
linin bedbaht bir edebiyata ve ilmi yanlış anlamaya
dayandJğıru bilmiyorlardı. «Turan» tabiri ondoku
zuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başında
Orta Asya'nm Türk · Moğol ülkesini gös
termek U2e
re hat�lı olarak kullanılmıştır Ya
nlışlık daha ziya
.
de «Tü. rk> ve «Turan» kelime
l
eri
arasındaki fo.
netı_� benzerliğe bağlı idi
İran destanı geleneğinde
ve Firdevs inin destanı .
şıırı
.
· · . şehname'de «Turan>
kelımesı. Türk . Mogo ı
halklarının eski yeri manasına kul!anıl ma�. f
akat dah..a.. ziyade Milattan
sonra altıncı yüzyıl
a
gal eden Kuze 1r kadar butun Orta A syayı işan �alkı ol arak
orijinal manasın·
da kulianıim.ışir
.
Neti
ı
ce
olar
ak
b..ut..un pant··ur.auo
termı.noloji ve b.
,..:"ı
«es . muza.ffer
Tu
keti» ni bir mill�
ran memle�
bütün tecrübeler ;:� 01 �l araıc__ temsil etmek için
bır cografi tabiri
kullanıl ması ma
n kötü
hsulüd:
.. . 1910 Pantür
kis
.
Ulnitleri yalnız u...u:m Jerin ın sıy
. ası. seviyesindeki
uı efsanel
er ını
· · n yapıcı kuvveti·
v
Pan-Tüıldıtler ve Tataristler
169
ne dayanmayıp fakat aynı zamanda Osmanlı Tür·
kiye'si ve Alman askeri kuvvetine de dayanıyor
du. Onların İstanbul hükümetine olan saygıları
Jön Türkler ve Türk yurdunun ilk sayısı çıkması
vesilesiyle «Türk yurdu» gazetesini kuranların ve
yayıcılarının Türk ırkının takdire değer olduğunu
bildiren himmetleri bunu göstermiştir. Bu «Onları
bilhassa tebrik ederim» diye yazan onların kukla
sultanınca takdir edilmeden kalmadı. Sultanın
mesajını aldıktan sonra yayıncılar «Bu gün Türk
milleti için tarihi bir gündür» diye cevaplandır
dılar ve Sultan «Türk ırkının ruh, ideoloji ve kendi
içinden liderleri tarafından birleştirilmiş bir mil·
leb olduğunu göstermişti. Türk milliyetçile
rinin Almanl ara olan eğilimi de kendini bu zamanda
gösterdi. Türk Yurdu'nun Sultanın mesajının ba
sıldığı aynı sayısında mecmuayı çıkaranlar «Kai
natı idare edenler daima yalnız iki büyük millet
olan Türk ve Almanlarca temsil edilmişlerdir» ve
istikbalde dünyayı idare etmeye layık ancak bun
lardır diye yazıyorlardı. Bu sırada Akçora Osmanlı
Türkiye'siyle Almanların arasındaki ittifakın taze
lenmesinin İstanbul'daki Rusyalı Türk soyu öğren
cilerin faaliyetlerinin başarılı gelişmesi için çok
büyük önemi olduğunu ilan ediyordu.
Bir çok Türk mecmuaları tamamen siyasi bir
Pantürkizmi methederek ve Akdenizden Pasifik'e
kadar uzanan bir Turanlı milletin teşekkülünü ha
yalinde hatta Türk Yurdunun miliyetçi rüyaların
dan daha ileri olarak görüyorlardı. Bu tipten mil
liyetçi bir gazeteci Kaçen Zade idi. O istikbalde
------- ------
170
Rusya'da Pan·Turkimı vıı �üslümanJıl
r - Moğol devletine : Ana.
Turan veya Turko . Tata
Azerbaycan, Krım, Volga ve
dolu, Irak, Kuzey !ran,
ste-oı,. Or1 ar, K�aza k ..
· asındaki bütün ova.
Uralıar ar
v
u
ta Asya, Mogolistan, Batı Çın, Dog Sıbırya, Irı . erıne
sa
'f'k
h'll
·
ı
kadar
kutsk ve Amur nehrinin Pası
lp
de
Göka
Ziya
u.
Tur
yord
ancı,,
olan sahalarını souku
lığın heveska.r başlarından biriydi. O siyasi proje
lerinde arkadaşlarından daha çok ihtiyatlı idi. O
Türk milliyetçiliğinde ve yayılmasında üç arka ar
kaya devreler tasarlıyordu. Birincisi Osmanlı Türk
lerinin imparatorluğu üzerindeki pençesini pekleş, tirmek ve azınlıklarını Türkleştirmek. İkincisi «Pan
türkizm» devresidirki Osmanlı Türklerinin - Rus
ya ve !ran'ın Azerbaycanları (Türk halklarının gü·
ney grubu), Türk devleti içine alınması. Üçüncü ba
samak Asya'nın bütün. Turan halkını Türk çekir
deği etrafında birleştirme.
Pantürkizmin siyasi gösterilerinin zirvesin
e
Birinci Dünya savaşından hemen evvel
erişilmişti.
Vatanperver gazeteciler Rusyanın
çöküşünü ve
onun haraberleri üzerine Turan
imparatorluğunun
�kışını çokt�n tahayyül ediyorlardı.1914 • 1916 da
bır �uçuk mılyon ermeninin
katliamı Osmanlı Türk
.
lerını
Azerbaycan Türklerı. nd
en ayıran ermeni en·
gelini kaldırınak ve «Og
» ve gune" Y dogu gru
uz
bun
arazilerinin birleş ..
esını hazırlamak
. zu1
�
için
lerın
Jön
ar arma gore g nış
k
e . surette yerine geTür
mişti.
tirilv
v
TOR.K YURDU VE
RUSYA
Türklerin birleşm
esi gayretıe e
rın·
rağmen
Ak·
Pan·Türk.istler ve Tataristİer
171
çora ve Agaef grubu Birinci Dünya Savaşından ön
ceki yıllar esnasında açıkça Ruslara karşı propa·
gandadan kaçınmışlar ve Rus hükumetine karşı
düşmanhk göstermemişlerdi. Türk Yurdu kültürel
ve fakat siyasi olmayan bir gazete olduğunu ve
bunun daha ziyade Rus okullarına, edebiyat ve diline
tamamlayıcı olduğunda ısrar edilıyordu. Mesela Ak·
çora «her kim Türk'ün tarihini tetkik etmek isterse
hiç şüphesiz Rusca öğrenmelidir, çünkü Rus dilinde
Türkler hakkında her hangi bir diğer Avrupa dil
lerinin birinden daha çok eserler vardır» diye ya
zıyordu. Gazetedeki diğer yazarlar Rus okulları
nın teşkilatını, Ushinsky'nin pedagojik sistemini,
öğretimi ve Tolsto y'un idealizmini methetmekteydi
ler ve bu Rusya'da Türklük milli şuurunun diğer
Türk gruplarından daha erken ve daha kuvvetli
geliştiğini göstermekte idi. Onlar «Rusya'da müs
lümanların ve Ruslarm beraberce yaşamalarının
faydalı sonuçları» olduğuna işaret etmekteydiler.
Bu nisbeten itidalli havaya borçlu olarak Rus
hükumeti Rusya'da Türk Yurdu'nun dağıtılmasına
muhalefet etmedi. Rus şarkiyatcılarının muteber
gazetesi Mir İslam (İslam dünyası) hatta Türk
yurdunun çıkışını ve başarısını «Türk milli kültü
rünün gelişmesinin yeni bir devresinin göze çarpar
bir gösterisidir» diye hoş karşılamıştır. Bununla be
raber Rus şarkiyatcılan «Türkizm» ve «Turanizm>
tabirleriyle kasdolunandaki karışıklığa ve gazeteyi
çıkaranların safiyane heveslerine değinmekteydi·
diler.
172
Rusra'da Paıı-Turklzm ve MüslünıaııhJı
Tt)RKÇÜLERİN • TATARCILARIN
ÇATIŞMASI
Akçora, Agaef ve Ziya Gökalp'ın teorileri Rusya'dak'1 Türk basınında da yankılara yol açtı.Ora.
«Tatarlar
da bun1ar hakkında bir polemik yaparak
.
ill
e
t•
ımı
m
di
r
Tatar
yahut Oskimdir? Onlar ayrı bir
halkının
Türk
aynı
yaln
gibi
ı
manlı Türkleri
... z mahalli bir grubumudur?» Bir altın sanayıcısı ve şair
olan Ramaef tarafından Orenburg'da çıkarılan en
nüfuzlu Tatar gazetesi Vakit hatta «bir Türk gaı.e
tesıb diye ikinci bir isim de eklemişti.Vakit'in ede
bi ilavesi olan Şura'da Kazan'daki Hüseyni medre
sesine profesör olan Cemalettin Validof lisanlan·
nın Türkçe olmasından Tatarların kendilerine Türk
demelerinde israr ediyordu. O Tatarların kendileri
ni ayrı bir millet görmelerine inanıyordu. Çünkü
onlar adetleri ve dilleriyle Ruslardan ayrılıyorlardı
ve çünkü onlar Osmanlı Türkçesine benzeyen bir
Türk şivesiyle konuşuyorlardı. Şura'daki diğe
r ya
zarlar bu görüşü devamlı olarak tekrar
lıyorlardı.
«Türk oğlu» müstear ismi altında biri
hat ta «bizim
Tatarlar olmayıp Türk olduğu
muz ve Rusya'daki
bütün Türk soylu halkların ayn
ı kökden gelen nesil
olduğumuza ikna edilmeli
yiz» diyordu.
Tatar ga1.etecilerinin
bu Pan-Türkist göriişil
Kazan ve Ufalı tarih
çiler arasında önemli destek
uı�u.Bütün in�anlığı
Ari (Indo · Avrupai) ve Tu·
:anı �
plara bölen tarih
ci Hasan Gaty tarafından
Tatar ılk okulları
için 1907 . 1909 d a Tü
rk tarihi
da iki ders kitabı
yayınlanmıştı. Tu rani gru·
:�
Türkler, Moğollar,
Japonlar, Çinliler, Finliler ve
Pan-Tüıtdstler ve Tataristler
173
Doğu Avrupa ve Asya'nın diğer halkları, dahildi ve
bütün bunların hepsinin Gaty'ye göre ırk, dil ve kül·
tür olarak müşterek bir orijini vardı.Son zamanda
Rusya'ya karşı zafer kazanan Japonlara bilhassa il
gi göstermişti. Onları Türklere Ç,Ok yakın akraba
olarak buluyordu. Her iki halkların büyük askeıi
ve diplomatik kabiliyeti vardı ve Gaty'nın görüşün
de bu yakın bir işbirliği için mukadder olmuşlardı.
Gaty diğer bütün Türk soyundan halklar arasında
sıkı bağlar kurulmasını söylüyordu. Bir Başkır
olan Ahmet Zeki Validof (sonra Zeki Velidi Togan
ismiyle İstanbul Üniversitesinde tarih Profesörü.
Yukarda bahsedilen Cemalettin Validof ile karış
tırmamah) tarafından da Tatar ve Başkır okurlar
arasında büyük haşan sağlayan Türk soyu halkla·
rın tarihi isimli bir kitap yayınladı.Bu yayınlar
Volga · Ural bölgesinin müslüman halkı arasında
Türk problemi için ilginin arttığını ve onun gibi
Pan·Türkizm propagandasında da ilerleme olduğu
nu açıkca yansıtıyordu.
Sayfalarmı samimiyetle Türk · Tatar nüshaıs
na hasreden Şura'da «Tatarcı» Galimjan lbra
himof ve Tatar gazeteci Hadi Maksudof anti - Tür
kist makaleler yayınlıyorlardı. İbrahimof «Bizi�
Tatar olmadığımız, fakat Türk olduğumuzun ısrarla
iddia edilmesi mantığa aykındır» diyordu.«Hiç bir
kimse inkar edemezki bizler Türküz · Türkler büyük
bir ırktır, muhtelif kolalra böünmüştür ve her biri
ismini almıştır. Biz bu kollardan birini teşkil ediyo
ruz, müşterek isim olan «Türk soyu» isminden baş
ka hususi bir isim olarak «Tatar» ismini taşıyo
ruz ... Bir slav Rus olabiliyorsa o zaman bir Turk de
•
Rusya'da Pan -Türklmı ve Müslümanlık
174
.
r biz Tatarız! Bizim dili miz Ta·
Tatar olabil ır· ... Hayı '
r,
atımız Tatar e. d.eb'ıyatıdı
.
. . bi·
tarcadır, bızım edebiy
d
ml
ır
erı
e
b
ve
bl
ızım 1.8•
.
ar pro
zım problemlerimiz Tat .
_
uygarlıgıclır.»
bır Tatar
a··
.. .. .
ti"kbaldek.l uygarlığımız
uşunurlen eserleri
Üçüncü bir grup Tatar
n lk Ta tar reformcu
1890 da ilk defa basılmış ola i
Şehabeddini Merjani (Kısım III'e bak) 'm teo rileri·
ni izliyordu. O aslında Tatarların «ne Tata r ve Mo·
ğol, ne de Türk, fakat Bulgar» olduklarını ilan edi
yordu. Bu iddia 1909 da Kazan'da basılmış olan
«Bulgarların tarihi:. isimli eserin yazan tari hci
Gainudin Akmarof tarafından destekleniyordu.
Akmarof Kazan Tatar hanlığının (1438 · 1552) «es·
k.i Bulgar Krallığının devamı olduğunu ve bağımsız
olan Bulgar prenslerinin yerinin altın ordu tarafın·
dan zorla alındığını ve halkın kendisinin kaldığm1>
bildirmekteydi. Akhmarof'a göre bu Bulgarlara ye
ni isim olan Tatarlar Altın Ordu hanları tarafından
verilmiştir ve bugünkü Tatarlar Bulgarların eski
kültürel ve ekonomik geleneklerini saıdıkane koru·
muşlardır. Onların göçebe Türklerle hiç bir müşte
reki yoktur ve gerçekten oturmuş bir halktır.
Ak·
marof Volga bölgesindeki bir çok müslüm
anlann
kendilerine Bulgar demeye devam etti
klerini ve Ta
tar demediklerini ilave etmiştir.
B� tartışma yıllan esnasında
.
çıkan diğ er iki
tarıhçı Abdulbari Battar ve
A. Zabirof'un eserleri
Akmarof ve MerJa
· nı·, nın
· tezlerini bir derece de stekliyordu. Onlar Bulgarlar
ın Tü. r k ve F'ın - Ugur orı·.
.. .
Jını karışımı bir halk old
uğu Altın Ord unun sonra.
k.i -Moğol . Türk ıst
. ila
cıla
rından tamamen ayrı. ol
.
dugunu mut
alaa etmekteydiler
· Her ı.kı. yazar Ka.•
A
A
Pao-Ti.iıtdstler ve Tatarlstler
175
zan'ın 1552 de Ruslar tarafından zaptının bir fela
ket olduğunu mütalaa ve Bulgar - Tatar kültürünün
üstünlüğünde ısrar ederek daha ziyade Ruslara kar
şı Tatar milliyetçi duygulannı izhar etmekte idiler.
Onlar orta çağ Rus prenslerini Tatar hanlarının işe
yarar dalkavukları ve hünerli tabileri olarak tas
vir ediyorlardı. Onların methettikleri bir Rus hü
kümdarı olarak Boris Godunuf idi ve onun Tatar
menşeini itinalı olarak münakaşa ediyorlardı.
EDEBi DİL PROBLEMİ
Tatarların milli hüviyeti problemiyle yakın iliş
kisi olan onlann edebi dili sorusu idi. Gasprinsky ve
Agaef tarafından tavsiye edildiği gibi müşterek tek
bir Türk yazı dili fikri Kazanlı Cemalleddin Val.idof
(Başkır tarihcisi Ahmet Zeki Validofla karıştırılma
malı) tarafından beklenmeyen muhalefetle karşılaş
tı. Validof Tatarların Türk milli hüviyetlerini des. tekliyordu, fakat müşterek bir edebi dilin tatbik edi·
lemiyeceğini savundu.
«Bunun yapılması eğitimin ve edebiyatın her
ikisini engelleyecek ve yazarların yaratıcı çabaları
nı sınırlayacaktır. Halkın çoğunluğu arasında böyle
bir müşterek dille yazılan eserlere karşı her hangi
bir okuyucu bulamıyacaktır. Bundan başka edebi
maksatlar için seçilecek Türk şivesinin Gasprinsky'
nin Tercuman'ı mı (Osmanlı Türkçesi) yoksa belki
Tatar dilinin kendisimi olacaktır?» Aynı zamanda
Validof Türk birliğinin önemini desteklemiş, bu bir
liğin müşterek bir edebi dile lüzum göstermesine
bağlı faraziyeyi reddetmiştir.
176
Rusy a'da Pan-Türkizm ve Müslöınanbk
1
Yanişef destekliyordu
·
c. Val'ıdof'u Nevşirvan. hır
.
.
kımse Ter
hıç
cuma nın
«Azerbaycanlılar hariç
r
ze
da
ku
ye
ka
giderseNe
.
dilini anlayamayacaktır
.
Tercumanı oku yacaktır.» Yanız, o kadar az halle
.
. ayanan b"ır ede. f mHate
- rek linguıstı. k o1ayara d
nışe
"
"
'
d '"
b. dilin yaratılmasım ve butun unya boy uncaki
�k dilleri tarafından paylaşılan kelimelerin olmasını teklif ediyordu.
Mesele daha ziyade sadece teorik idi. Bu yıllar
içinde bazı yazarlar ve gazeteciler üçüncü müslü
man kongresinin Osmanlı Türkçesini kullan ma tav2iyelerini izlediler, öte yandan başkaları - Galim
yan lbrahimof, J. Validof, Yanişef ve Tatar şairi Ab
dulla Tukaef gibi - Nasyri'nin edebiyatta ilk defa
kullandığı Tatar dilini tercih ettiler. Duma'nın oldu
ğu 1907 · 1917 yılları esnasında eski Çağatayca ve
Osmanlı Türkçesinin her ikisinden ileri derecede
ayrılan bit edebi dil olarak Tatar halk dili gelişmesi·
ne devam etti.
Tatarlar tarafından «Tatarların Pwjkin:. 'i de
dikleri ve mısraları bütün genç Tatar neslince
bili·
nen şair Tukaef Tatar dilinin yeni ede
bi dil olarak
kullanılmasını yay mak için büyük ga
yret sarfetti.
Halkına olan derin aşkı ile Tu
kaef'ın lirik şiir hal·
kal�rı ve Rus lirik şiirlerini
Tatarcaya tercüme et·
mesı Rus-Tatar anlaşmasını
çok teşvik ediyordu. Ta·
tar basını Tukaef'in haşa
rısını halk dilini arap fars
ve Osmanlı kelimeıerın
.
· den emızl
. .
eyer ek yazan ilk' halk
ş�ırı
olmasıyla izah ediyorla
rdı. Onun 1913 de vak·
tınden evvel ölümü
bütün Tatar basını hatta Ter
cuman tarafından
bile bu kabiliyetli ş�irin güney
Pao-Türtı.istıer ve Tataristler
177
Türkleri, Azerbaycanlılar, Kırımlılar ve Osmaniı
Türkleri - ki bunların hepsi hiç şüphesiz Tatarca·
yı anlamamaktadırlar - tarafından bilinmediğine
esef ediliyordu. Bununla beraber Tercuma.n müşte
rek bir Türk edebi dilinin olmayışından Tukaef'in
geniş bir halk kitlesinden mahrum kaldığını, fakat
aynı zamanda Rus Türkleri arasında Osmanlı Türk·
çesinin başarısızlığını kabul ediyordu. Türk Yurdu'·
nda da genç Tatar yazarların Türkçeden ziyade on·
ların yerli dilleriyle yaznıalarma esef ederek «Her
bir Türk halkının kendi dilini yaratması demokra·
tik prensiplerle kabul edilen bir arzudur, fakat bu
ilerisi için tehlikelidir» diyordu.
Türk Yurdunun ve Pan·Türkistlerin hiç şüphe
siz hayal ettikleri istikbal müşterek bir edebi dille
kuvvetlenmiş bütün Türk halkları için geniş siyasi
bir birlik idi. Tatarlar bu federasyona dahil olacak·
!ardı ve onların Rus nufuzuna karşı tutumlarına
Pan·Türkizmin savunucularınca muhalefet ediliyor
du. Bununla beraber Tatarcılar realiteyle iş görme·
. yi tercih ediyorlar ve Rus · Tatar işbirliğinin tarih
· olarak aşmılmaz olduğunu mülahaza ederek kendi
hüviyetlerini israrla savunuyorlardı.
Tukaef'in öldüğü 1913 de Türkiye'deki Rusya.'·
dan gelmiş Türk mültecileri aralarındaki uzun za·
mandanberi süren Tata.reılık ve Türkçülük çekişme
sine sonuncu lehine bir kararla son vermişlerdi.
Rusya'daki Türkler arasında geçen gelişmeyi tam
manasiyle dikkate alma.yan bu karar Akçora tara·
fından 22/1/1922 de Rusya'dan gelen müslliman öğ·
rencilerin bir toplantısında bir hal şekli olarak tek·
lif edilerek öne sürülmüştü. Bu artan radikal Türk
ve Müslülllanlık
Rusya'da Pan-Türldzm
178
f'ao-Tüıtdstler ve Tataristler
izmin siyasi
.o.ncülügu·· olarak Pan-Türk
.
.
n
··
rı
mült ecı le
k ametın· e dogru onemıi bir
isti
l
e
r
u··
ı
t
·
u
k·
oldugu kadar·
ışından sonra aşikar
lhassa savaşın çık
b
bu
dı
m
adı
(
: ın kendisi yazı dilinin gelişmesini
at
.
olmuştu ) · H y
tstan bul'da kı m ül' tecile
· rın·
n
ıla
yap
·
ın
·
s.. dürmek ıç
E
rdu
ve
ıyo
alm
debi
te
�ın· tu··uı arzularını dikka . ·ı
gur
.. geç-•ınd e one
be
t
a
k
re
e
ı
ı
çes
Türk
.
.
. seyrın
Tatar dıli Osmanlı
Gel'ışmenın
deki. bu
u.
yord
i
becer
e
l
·
ür'at
meyı s
.. uman kongreleri·
a'daki Musı··
sy
Ru
en
er
st
gö
ü
nüş
·dö
rda Ta tar caya ol an kay
nin metinlerine ait yayınla
nlann Osmanlı Türkçe.
ma idi. Rusya'daki müslüma
daki üçüncü
sini kullanmasını tavsiye ede n 1906
i
kongre kararlarına göre bu yılın kongresin n hula·
salan bu «ithal edilmiş» dille yayınlanmıştı. Bunun·
la beraber 1917 deki birinci serbest ve demokratik
müslüman toplantısının bir benzeri kararıyla bu yı·
lın hulasaları Tata rca yayınlanmıştı ve bu dil bir
çok Tatar cayı yaratıcı yazarlar ve siyasi broşürleri
yayanlar tarafından benimsenmişti.
Dil ve edebiyat üzerine yapıJan münak�alar
Tatarca edebi ve yayın faaliyetinin daha da büyü·
mesini önleyememişti. 1905 - 1914 yıllarında çoğu
Tatarca olmak üz.ere «Müslüman» başlıklı üçbinden
fazla kitap yayınlanmıştı. Bu üçbinin ancak doksan
:�i siyasi -�o�ula�a �itti v� belki Tatar okuyucular
as�da buyuk hır sıyası. ılgiyi göste rmiyordu. Halk
e�ebıyatı, ders kitapları ve dini kita
plar bu y ıllarda
Türkçe basında daha fazla idi.
v
v
SİYASİ TAHRİKLERİN AZALMASI
Mi ·m pro blemlere karşı b
ununla
beraber ilgi
kalmış tı. O smanlı T ürk'ıye, ·
sıne olan sempati Tatar-
/
ların kültür ve siyaset alanında çekici bir hususiyet
olmada devam ediyordu. Fakat Kıırım ve Azerbay·
can dışında bu aynı dil ve dini olan memlekete kar
şı sadece platonik ve hissi bir bağlılıktı. Bazı küçük
istisnaları dışında bu hal Rus 1mparatorluğu,nun si
yasi birliğine karşı tevcih edilmiş faaliyetlere sebep
olmuyordu. Tatarlar, Başkırlar ve Kazaklar kendi·
terinin olduğu gibi Rusya'nın kültür, sosyal ve eko
nomik problemleriyle gitgide daha çok meşgul olu
yorlardı - Turkaef gibi yazarlar olarak Tatar tb
ıahimof ve İshakof gibi halk nesir yazarlarının iş·
!edikleri konular başlıca kendi vatandaşlannın ha·
yatlarının sosyal ve kültürel görünüşünü yansıtı·
yordu. Tatar halk kitlesinin siyasi meselelerden bu
ayrılışı ve Rusya ile ilişkilerine artan ilgisi - ki
Pan-Türkistlerin rüyalarına rağmen onlann memle
ketinde kalmıştı - J. Validof'un entellektüel geliş·
mesinde yansımıştı. 1911 - 1912 yıllarında bir Türk·
cü olan Validof 1914 de Türkcülük ve Tatarcılıkla
ilgili olarak sunduğu delilleri hulasa ettiği «Millet
ve M illiyetçiik» isimli mühim bir eseri yayınl amış
tı. Tatar milli problemi için uzlaşma çaresi olarak
her iki tarafı tatmin eden ve 1917 de Tatarlar tara
fından resmen kabul edilen «Türko - Tatarlar> is·
mini tek.lif etmişti. O Agaef ve Ziya Gökalp'ın eski
Türk kültürünü methetmesini de reddediyordu :
«Çünkü vatanseverlik mülahazalarıyla bizim tarih·
çilerimiz bizim büyük ve eski kültürümüz olduğunu
isbata kalkıştılar. Fakat onlar gerçekten bu kültü·
rün nerede ve ne zaman serpilip geliştiğini tayin et·
meye muktedir değildirler» diyordu. Aşın derecede
şişirilen milli efsane ve bütün Turani halkın birleş-
MÜSlümanJık
Rusya'da Pan-Türldmı ve
180
paratorluğunda
e. Validof Rus !m
.
erin
Y
lı
a
y
a
h
mesi
. ve Ta tarların durumun un kuv.. Un
ki Tatar k"lf'rtın
aklı başında ve pratik amaç
vetl�nme�ı. � � daha
a
,Tatarizm ve Rusya vat ndaşlığı»
te�ıf ed�Y�;�:
.. · a ya t yolu.muzun esa s sloganı ol·
kelımelerı . ızu n h
tarihçisi ve edebiya1 kritik·
malıdır> dıye bu Tatar
çisi sonuçlandınyordu.
i l gi 1908 lerde
Tlirk milli probl emlerine olan
sonra Tatarlarda ve
sapmaya başladı ve 1911 den
.
.
ulmaya
başla·
diğer siyasi faaliyetlerde bılh�ss�,. d�y
.
al
l
ıstl
sosy
cı
ihtıla
r
erin
dı. Kuvvetli milliyetçi Tata
ler
T
popu
of
ürk
si
Ishak
z
a
Ay
en çok şöhretli lideri
sını
sonra
yasi partilere karşı i l ginin bu sa.pma
n
iktib
Ruslarda
rını
as
programla
Türk partilerinin
etme olayına ait olduğu şeklinde izah etmiştir :
Rııslann 1908 - 1914 tepkisi bir bakıma Rusya Türkleri lçla
faydalı idi. Çünkü onların bütün siyasi partileri - Rus siyasi ör
gütlerinin (ittifak • Kadetler, Tangistler - Sosyalist
lhtiUUdler,
Uralcılar • Sosyal demokratları vesaire) kopyaları olarak koruJ.
mu,lardı, hakiki Türk mlllı olay olmadıklanndan eriyip gltııılş
lerdl. Onların yerine resmi olmayan bir merkez örgütlendi ve b•
rısı Rusya'daki bütün Türle luılkının ilerine tevcih edilın
lşd. BJ.
rind Dünya Sava51 esnasında bu merkezin
resmi organı Duma'·
oıo müslüman kanadının bürosu idi.
Mamafi böyle bir iddia çok fazla
bir mübalağa
.ıdi. Çün
kü bir gizli merkez aslında me
vcut değildi
v� ��ma kanadın ın kendisi
.. ve .. · .. de 1907 den sonra pas·
.. cu
sıf ıdı · Üçun
dordu· ncu Duma'da onun altı · dokuz temsilcisi müslüma
n cemaatlerin dini hak larım
savunmayı biraz daha
fazla denemeden başka bir
şey yapamıyordu.
Pao-Tüıkistler ve Tatarfstler
111
Duma devresinde Tatar kanadın başı Rusya'yı
1912 de Rusya Türklerini örgütlemek amacıyla. dola·
şan Sadri Maksudof (Sadrettin Maksudof) idi. Du
ma'daki nutuklarında Maksudof Tatar kanadın R�
ya'daki yirmi milyon müslümanı temsil ettiğini ve
bunların dinlerini ve milli kültürlerini bütün imkan·
larla muhafaza etmeye hazır oldukannı iddia etti,
fakat Tatarların İmparatorluğun diğer bütün müslü·
manlan gibi Rus imparatorluğunun birliğini destek·
lediklerini ısrarla ve şiddetle beyan etti. Ve onlann
arasında ayrılmaya doğru eğilimler olduğunu inkar
etti. Rusya'daki müslümanlar arasındaki siyasi faa
liyetin genel olarak azalması Tatar çevrelerinde bil�
Duma'daki kanadlannı desteklemede gevşediğini
yansıtıyordu. Dördüncü Duma üyesi olan M.I. Jafa·
rof 1913 de Rusya'daki müslümanların delegelerin
bürosu için lüzumlu olan ikiyüz rubleyi toplamaya
· güçleri yetmediğinden şikayet etmiş ve seçim komi·
tesinin de hiç parası yoktu. Vakit, Tercuman, Yıldız
ve diğer Türkçe gazeteler 1912-1913 tarihinde bir
çok kereler Duma kanadının çalışmasını desteklemek·
için ihtiyaçları olan yalnız yılda iki bin dört yüz
ruble için müslümanlar arasında çağrıda bulundu·
lar. ikbal müsliiroanların siyasi çalışmalara olan bi·
ganeliğini ve onların seçim komitesine karşı da en
zirvesine vardığını bildirmiştir : cMüslümanlar ken·
di kanadlarıyla her hangi bir ilişkileri destekleme
mektedirler ve ne de onlara hatta hali hazır işleri
ve ihtiyaçlan için öğüt vermiyorlardı>. Mebuslar,
ba3ta duygusuz olmuş ve bazan Duma'nın bütün cel·
selerine katılmamışlardı. Onlar seçmenleriyle tat·
Pan·Türkizm n Miislünıaniık
RusYS'da
ısı
rine ka rşı on. şl�r�. v oum a seçimle
.
am ediyorlardı
th
i
min ediımemı
\ıe
elı
bıgan
lan tamamen
çalışmalarını kanırmek ve
.
ı
d
n
le
vet
D
Parrıyı. kuv
Kadet grubu ve uma'nın
bir
d
4
91
çılam� �r�
:usları müslüman seçim ko
me
r
e
dıg
n�
merkezı
1907 de ka patılmış
ber Duma'daki nın tekrar temsil
be:�
.
ıle
u
yon
mis
.
ile Orta Asya'
ol� st:P .b lg
nların projeleri
? te!ebbüse geçtiler. O
edılmesı ıçın
. Başkanı G · ı· Goremykin'e ulaşısı
. .
Mecl
lar
Bakan ..
rliğine ver. ildı, fakat bu
e
ret
sek
m
a
u
.
0
e
r
tırılm ak uze
esıyle
rt!ddedıl·
gerekç
ı•
�
ı
lmad
O
g
«zamana uygun
mişti.
!
N BÇ'Yt)MESl
RUS Kt)LTORO NUFUZUNU
ik
Siyasi ve milli sorulara olan ilgisizl kısa z&·
yandan
öte
di.
ver
manda okulların durumuna zarar
1890 ve :Jı900 · 1907 yıllarında Rusya'daki müslü·
manlar basınlarında kendi milli okulları için büyük
gürültülerle bağırırlarken 1910 - 1914 devresinde
Rus okullarına karşı gitgide daha çok ilgi gösterdi·
ler. Koyu bir milliyetçi Tatar organı olan Vakit bile
bazı hallerde Tatar okulları yerine Rus okullarının
tercih edilmesini bildirmeye başladı. Tatar gazetele
ri Rus Tatar ilk okullarının kurulmasına karşı bil·
hassa sempatilerini gösteriyorlar ve halbuki daha
evvel ce bunlara karşı muhalif idiler ve 1917 ihtila·
linden evvelki yıllarda Rus eğitim müesseselerinde
Tata� öğrencilerin sayısı sür'atle artmıştı. Vakit ga·
zetesı 1912 de şunu yazıyordu «arzu ettiğiniz her
hangi bir okula - Tatar medreses Tü
i,
rkçe, Arap,
Pan·Tiiıtdstler ve Tataristler
113
Rus, Avrupai - fakat bizim için en çok arzu edilen
ilerde mahalli kendi hükümetimizde, şehir meclisin
de hizmet edebilmek ve mekteplerimizde öğretmen
lik yapmak için Rus okullarında okumaktır». Vakit
gazetesindeki diğer muhabirler Rus okullarında oku
yan Tatar çocukların sayısının artmasına işaret ede
rek Tatar burjuvazilerine Rus üniversite ve gimnaz
yum l arına devam etmeleri için burs vermeleri çağ
rısında bulunuyorlardı. Hasanof isimli biri müslü·
man din adamlarının yaşlı nesline hitabederek Rus
okullarına ve mekteblere giden Tatar çocuklarının
sayısının artması karşısında tatmin edildiğini belirt
mekte ve Rus dilin.in Tatarlar için zaruretine ve fay
dalı· bir vasıta olduğunu bildirmekte idi. Tatar din
adamlarının ilerici bir organı olan Baian·ul - Hakk vi
layet meclisi, Rus mahalli idareyi Tatarl ar için hu·
susi Rus okulları örgütünün kurulmasındaki gayret
leri ve modern Tatarca okul kitaplannın basılmasın
dan dol ayı tebrik etmekteydiler. 1914 de vilayet
meclisi Rus - Tatar okullarının inşası için progra
mını ve okul kitaplarının dağıtılmasını geçici ola
rak yavaşlatınca Tatar basını onların dedikleri gi
bi ondolriızuncu yüz yılda teşebbüs edilmiş olan
«Ruslaştırma» nın kesilmesine sevinmemişler, fa·
kat - aksine - bundan şikayet etmişlerdi.
Tatar basını ve sosyetesindeki bu yeni hava
Türk milli idaresinin mecburi olarak reddi veya Ta
tar. milli hareketin teslimiyeti manasına gel miyor,
fakat Tatar ve müslüman eğitim meselelerinin hal
line daha pratik yol bulmanın basitce sonucu idi. As
lında, mamafi, Tatar basını ve Tatar sosyetesinin
�
184
Rusya'da Pan-Türklzm ve MüslünıanJık
her ikisi Tatarların ve Rusya'daki Türklerin Rus
okullan ve dilinin nufuzundan korumaya çalışan li·
derierinin ve Dumadaki mebuslarının faaliyetlerini
reddediyorlardı.
Rusya'daki Türkler ve bilhassa Tatarlar kül
türlerinin ve okullannın daha gelişmesi, onlann
genel olarak aydınlanmalarının hiç kaçınılmayacak
surette Rusyaya bağlılıkla olabileceğini görmeye
başladılar. Bu Tatarlar için bilhassa doğru idi, zira
onlar Rus halkının tam ortasında yaşıyorlardı. �ü
kfımetin yerli okullarının artması, milli ekonomiye
yerli halkın girmesi, geniş doğu bölgelerine Rus ve
Ukraynalıların yerleşmesi, Rus merkezlerine Donetz
Basın, Sibirya ve Uzak Doğuya Tatarların göçü bunlann tamamı yüzyıllarca aynlmışlardı - müslü
manları slavlardan uzun zaman ayırmıştı. Rus kitap·
ları arijinal veya çeviri olarak Tatarlar · ve diğer
Türkler tarafından gitgide daha fazla okunmaya baş·
ladı ve Rusya'daki TürkÇ€ edebiyatta etkisini göster·
di. Kazan, Ufa veya Taşkent'teki hayatın tasviri,
Volga · Ural kır manzaralarının, steplerin köylüleri·
nin ve esnafının tersimi ve imparatorluğun muhte
lif halkının arasındaki ihtilal faaliyetlerine ait re
simlerde Tatarlar ve Kazaklar Rus literatüründe Os·
manlı Türkçesinden daha çok müşterek konular ve
kahramanlar buluyorlardı. Rus yazarlann hakiki ru·
hu onlara İstanbul veya Kahire'deki yazarlardan da·
ha yakındı. Basın, mahkemeler, · iş dolayısıyla yapı·
lan her günkü temas ve hatta genel tabelalarla
Türkçeye gitgide artan Rusça kelimeler giriyordu.
Aynı zamanda politikacılar Osmanlı Türkçesinin
öğretilmesini tavsiye etmekte, hayatın kendisi Rus-
Pan-Türtd stler ve Tauıristler
. 185
canın bilinmesini istemekte ve Rusca ticari teknik
edebi ve siyasi tabirler sayılan daima art�ak �
re tatbik edilmekte idi. Tatar gazetesi İkbal Tatar·
ların kendi edebi dillerine bağlılıklarında ısrar et·
mekte ve Osm3:nlı Türkçesinin kabulünü reddetmek·
teydiler. Fakat aynı zamanda Tatar dili tarafından
pek çok Rusca ödünç kelimelerin kullanılmasına iti·
raz eidlmekteydi. İkbal'in muhabiri iki Tatann dört
dakikalık konuşma içinde elli Rus kelimesi kullanıl·
dığını müşahede etmiştir. Bu muhabir Kazan'daki
Yıldız adlı gazetede meslekdaşlarından biri tarafın
dan yayınlanan bir makalede Rusçadan alınma yir
miden fazla kelime ve tabir buimuştu.
Tatarca
yayımların tetkiki Rusça siyasi
tabirlerin cömertce kullanıldığını ortaya koymuştu.
1906 ve 1917 müslüman kongrelerin hülasalarmın
sayfalarında rastgele yapılan bir tetkik şu Rusça
kelimelerin ( onlann çoğu Rusça heceli «enter
nasyonal» kelimeler) kullanılmıştı : Zemstvo (V.Ua·
yet meclisi), Doklat (tebliğ), Duma, Komisia (ko·
misyon), Parlement, Pa.rtia, Telegrama, Protokol,
Monastyr, Autonomia, Programa, Firma, Komitet,,
, Jan·
Konfederatria., Sobranie (toplantı), Kurialar
cemi
çe
Türk
e
<b.rmalar, Tavarişler (son üç kelim
, Kolonia.,
olarak), Soldatsoviet (Sovyet askeri)
Ohranka ve
Nakaz (öğretmek), Sessia., Sektisa.,
i ( «alçak·
dolo
hatta ihtilal günlerinde popüler olan
lar»).
İFESİNDE
B1RİNC1 Dü'NYA SAVAŞI AR
RUSYA TORKLER1
on yılı esnasın·
Genel olarak Çar rejiminin son
18'
Rusya'da Pan-Türklmı ve Müslümaııhk
.
ilişkileri gözde� geçirilince zıddıyedakı �us _ Türk
eklerine ragm en - her iki Rus
.
tın mucerred bazı örn unun daha ziyade birb irler
- durum
,<l . ü.. ineTürk tara fın
sya
Ru
an
akı T rk
..
zam
- soylenebilirdi Bu
uyuştu gu
Tatarlar Rus okul.
·· der durumda olan
.
ler arasında on
ecegını veya onla..
tarının on1arın dilini yok edemıy
..
atları nı sarn
ıtık
ola
une
tür
kül
ve
e
ın·
· 1 am a·ın
nn ıs
oldugu gıbı. bunun onlar'anda
samıya caklannı , Ku
_. .
ne
n araplara çevirmeyecegını� fakat aksı onlara bir
saglıyacaktı. �erçekten on·
sıra eğitim avantajları
ların liderlerinden çoğu, Agaef, Ga sprınsky, lsha·
·
kof' ve Hüseyin Zade gibi, bu Rus okullarından
. Rçık
ınd
yıllar
1917
akı
den
1912
us
mışlardıı. Zamanla
ve
kültürü
devleti
us
R
r'ın
için
Tatarla
ine
sosyetes
tehlike teşkil etmediği açık olarak anlaşılmıştı. Bil·
hassa 1905 den olmak üzere sıklaşan Ruslarla Ta·
tarların arasında Duma'da, okullarda, vilayet mec
lislerinde ve ekonomik hayattaki sürekli temastan
karş:ı.Iıkh anlaşmanın esasını teşkil etmişti. Orta
Asya'da bununla beraber bu fikirler 1916 da tasvir
edildiği gibi az yer buimuştu. Birinci dünya savaıı
arifesinde Tatarların sosyal ve kültürel başanlan
çok önemli olmuştu ve 1917 de müslü man sivillerin
hakları Ruslarla hemen eşitti. 1912 de Türk diliyle
ilan edilen okulların sayısı 25.000'e erişmişti ve ay
nı yıl�a «müslüman dilleriyle» yayınlanan kitaplar
608 dı ve bunlardan ancak dördü sansür tarafından
değiştirilmişti. Kazan Rusya'da Tür
kçe bas ılan ki·
lapların baş yeri olmuştu ve 191
2 de 3.2 milyon nus
ha olarak 466 başlıklı kitap ya
yınlanmıştı. Türkçe
mecmua ve gazete1erın
sayısıı Petersburg'dan Baku.. ,ye ve Bahçesaray'dan
O msk'a ka da r Rusya bow.
w
•
•
•
Pıuı-Tüıtdstler ve Tatarlstler
117
yunca artmıştı. Müslüman cemiyetleri ve camiler
Arkanjelsk, Viladivo stok, Chita, Irkutsk, Peters
burg, Vilno, Moskova ve diğer yerlerde fazlalrujmış
ve medreseler veya mektepler evvelce İmparatorlu
ğun tamamen Türk olmayan kısmında bulunuyor!�
dı, General Cengiz, Enikeef, Makhmendarof, Yuze
foriç, Sulkiewiç, Nahçvan hanı ve diğerlerinin emir
ve komutası Rus generallerle eşitti. Husseinof'lar ve
Tagief'ler Rusya'nın en zengin insanları arasında
idiler. öte yandan diğer müslüman sanayicilerin ve
tüccarların sayısı çalışma sahalarında onların hris
tiyan rakiplerinden daha az başarılı değillercH. Rus
ya mü s lümanlarmın müslüman diyanet idaresinde
daha bağımsız ve kuvvetli olmalannın müınktin ol
madığı bir gerçekti. Fakat Rus ortodoks klise sinin
kendis i de hatta çok sıkı bir surette hükumetin kon
trolü altında idi ve piskopos ve papazlar hükumet
tarafından atanırlardı. Rus din adamlarının bir mil
li klise meclisini toplama çabaları ve patriklerini seç
meleri müslümanlann lcendilerince seçtikleri bir
müftüyü oylama teşebbü sünden daha ba§arılı de·
ğildi. Rus imparatorluğu rejiminin son on yılında
Tatarlann brujanları Rus so syetesinin büttin kade
melerinde onlara karşı ırk olarak bir ön yargı olma
ması da bunu kolaylrujtınyordu. Bir Tatar aydını,
tüccarı veya öğrencisi onun Rus meslekdrujlan ve
arkadaşlarınca tereddütsüz olarak eşit kabul edilir
di. Irk sebebiyle bir sosyal ayırım fikrine Rus so s
yetesinin her hangi bir grubfinda. güç akıl erdirilir
di. Çarm muhafızı çok s eçkin birliklerin s ubayları
ikinci Nikola tarafından seçkin süvari Muhafız ko
lordu komutanlığına bir a.zeri müslüman olan Nah�
Rusya'da Pan-Türklmı ve Mlislüllllııbk
188
kar ışık lık yan..
tanınası her hangi ·bir
a
r
·
ın
ıın
·
aı
çıvan h
n savaşında ık ıncı b atı Sibiryı
Japo
_
s
Ru
m amıştı.
�ında olan diğer bir müslüman ge
kolordus�un b
Alief general Lineviç hastalanınca
an
H
ıs
Er
l
era
n
· · komutanı16'"
.
.ı;.. _
ün Rus kuvvetıerının
Mançur ı,dek"ı bu"'t
a
fınd
n
tara
çok
ylar
sa.yısuba
ve
nı Uı,erin e almıştı
Ruslar, Tatarlar, Kazaklar.
inde
Jırdı. Kadet partis
pay a lır�dL
ı
lılar _li"der1·kte
Yahudiler ve Polonya
aı:ıs���t subayın h�r ikiıi
Bir Rus kazağı veya bir
a
tanlılara göre göstenşlı unıform ve silahlar
D
onto f, To]a.
y rdi. öte yandan Puşkin, Lerm
gi�e
-ı.cwu.ı
.. -ı. ·
zar
D ";..+.
toy, Dostoevsky ve diger R.� ya 1ar ag
ları
kahra
larm özgürlüklerini idame ıçın yaptık
manca davr anışlarına karşı sempati duymuşlardı.
v
.v
KISIM IX
BİRİNCİ DONYA SAVAŞI
VE
1916 ORTA ASYA AYAKLANMASI
Birinci Dünya Savaşı Rusya ile onun Türk so·
yundan halklan arasında 1907 - 1914 yılları esna·
sında elde olunan ilişkilerin yatıştırıcı karakterini
bozmamıştı. Memleketin diğer kısımlan gibi sava·
şın ilk haftalarında Rusya Türkleri bir vatansever
cesine �evkle devlete olan bağlılık duygularını canlı
bir surette izhar etmeye ve yaralılara yardım için
kurulan örgütüne, katılmaya koşmuştur. Ittifak'ın
kıdemli ve evvelce Duma'nın bir üyesi olan Seyid Gi
rey Alkin müslümanlan basın yolu ile hastanelerde
gönüllü olarak yardıma teşvik eden ve hükumeti
desteklemeye ve savaş ile olaylar hakkında doğru
açıklamalar yapan, Tatar liderlerinden ilki idi. Eğer
Kazan'ın Tatar bölümünde hemen bir yangın çıksay
dı Ruslar kurbanlara. yardım için Tatarlardan daha
az gayret göstermiyecekler diyordu.
Müslüman gazeteleri, müftüler ve sosyal örgüt
lerin hepsi Alkin'in çağrısına cevap verdiler ve im·
parator.luğun müslüman bölgelerinden para yardım·
lan gelmeye başladı. Tatar gazetesi Turmuş cHa·
tırlanamıyacak kadar eski zamanda Rusya'dak.i
müslümanlar hükumetlerine sadık kalmışlar ve güç
hallerde yardımlarını esirgememişlerdir. Rusya'da·
ki müslümanlar Rus devletinin genişlemesinde ve
Rusya'da Pan-1'ürldzm ve Müslütııaııhk
190
ri ilhakında büyük rol oy
e mleketle
m
cı
n
ba
ya
onun
itibariyle Rus vat. andaşiar Onlar tari h
namış1 dı
en savaş sahnelerın d e güç
ar. B yüzd
dıl
y
lı
ag
b
rına
�an daha fazla kendil erini hatta
durumlarda. Ru..sl ar ye muktedi.r diler:. d'ıye. yazı.
e
feda etmeyı gosterm
yordu.
. lider1en. Rusya 'y
sı
a ve
siya
rk
Tü
er
ıg
d·Y
e
Tatar v
ı
az
sad k
.. • mete karşı tutumlarında daha··
� · · · zı olmahükfı
. ,. o
. Alkın
ın
��� ı . eyeret
dıklarm1ı isbat etmişle rdı.
.
al orgutlerın tembır sıra diyger Tür'k siyasi ve sosy
le
silcileri hükfunetin askeri çabalarını d:stek me .ve
hastaneleri örgütleme ye yardım ça.grısı seslerıne
katılıyorlardı. Dumadaki müslüman kanad Rusya'·
daki müslfunanlan «Rusya'nın şerefi ve bütünlüğü
için sonuna kadar savaşa» ve müslümanlar için de
«Büyük vatanın evlatları» diye iki çağnda bu
lunmuştu. Sosyal örgütler yaralıl ar için para toplu·
yorlardı. Savaşın ilk gü nlerinde ve küçük taşra
müslüman cemaatleri hatta 70-100 ruble toplamıılar
ve A. N. Nakief veya Z. Tagief Almanlara karşı sa·
vaşmak üzere Azerbaycan gönüllü birliklerinin teş
kili için nak di yardımda bulunmuş ve şahsen Baktı'·
de büyük bir askeri hastaneyi destekle
meyi üzerine
almıştı. Orta Asya ve Kazakistan halkı 2.400.000
ruble toplamış, 70.000 at, 12.797 deve, 40 mil on put
y
pamuk, 300.000 put et ve daha bir
sıra ma lzeme ile
yardım etmişti. Askeri hastan
elere müslümanlann
ya�dımı bütün Rusya müslü m
anlarmm olağanüstü
k�n�ede t�plandığı zaman
aralık 1914 de örgütlen·
mıştı. İçlerınden bazıları
an
cak y akın b .ır zamanda
.
'
pan·T"urkızm
ı desteklemiş olan
Tatarlar ve �rb�ycanlılar bu kon grede
geniş sayıda temsil edil·
8: ·
/
Birinci Dünya Savaşı ve 1916 Orta Asya Ayaklanması
191
mişle rdi. Rusya'daki mümtaz Türk liderle rinden Du
ma delegesi I. A. Aktiamof, A. Davletçin (evvelce
işçi delegesi), S. G. Alkin, K. M. Tevkelef, Ş. Sırtla·
nof S. Şatgupof (İttifak), Müftü Zade ve Yu. Ca
farof (Az erbaycanlı) dan müteşe kkil yaralılara yar·
dım komitesi kurulmuştu.
Rusya' d aki müslümanlar yardıma hazır olma·
larını yalnız paralarını vererek değil memleketi sa·
vunmada canlarını vererek de göstermişlerdi Al·
kin bunu «bizim büyük vatanımız: Rusya:. diye yaz·
mıştı. Bu yardıma hbır olma kendisini Rus ordu
suna gönüllü yazılma aklımıyla göstermiştir. Altıncı
kolordunun bir süvari tüme nine «vahşi tümeni»
(Dikia divisia) denmişti - bu tümen Avusturya
ceph esinde kahram anca çarpışmak üzere teşkil
edilmişti - ve bu tüme n gönüllü olarak Kafkasya'
nın Dağıstanlı müslümanlanndan kurulmuş ve gay·
ri resmi olarak hizmet e diyordu. Müslüman general·
lerinin kendileri harp sahnesine giriyorlard ı. Bir
Azerbaycanlı general olan G. Me hmendarof ikinci
Kafkas kıt'asına komuta ediyordu ve .savaşın en iyi
kumandanlarından biriydi. Diğer bir Azerbaycanlı
Türk olan Nahçıvan hanı Rus aristokrasi üyelerin·
den müteşekkil onaltıncı kolordunun Çarın süvari
alayına komuta ediyordu.. 1917 yılının sarsıntılı
günlerin d e birliklerini ve şahsi çabalannı ikinci Ni·
kola'nın emrine sunan pek az komutanlardan biri
idi.
Kırım Tatarları ve Türkmen süvari taburlan
da bu harekete girmişler ve Tatar ve Başkır asker
leri mutad Rus orduları içinde beraberce savaşa ka·
1 91
/
RmYa'da Pan-Türkimı ve Müslüıııaıııık
komu� e_<Ien sub a�l�rın ra
l ı Tatarlara.
u idi ve ılen dereced e disıplin ve
dol
e
·
l
�
eler
�
v
n
porla
r
ni kayde diyor ve bunlar ,•e diğe
sabır go�s:.rdikl..eriI
üman askerlerle subaylar dereceRusya'dakı mus
. . .
bıldırıyordu.
sında sa vaştıklarını
Alman ya ve A vusturRusy a'daki müslüm anlar
. e
.
an tutu m1arın d a b'ır1eşmışl
r,·
ya ıle savaş bakımınd
.
. mıne
ararıne
ayze
e
v
ar
K
şı
·
k
dı.. A1man emperiyalız
.y
an·
d n bir çoğu oturdukları Cumhurı etc·ı Fr
1
n !ttifak'm U·
�
ya akarş1 her .zaman ilgilenmiş ola
sa
.
derleri veya müslüman sol sosyalıst kanadda hiç
sempati bulmamıştı. Tür_ki�e i�� s�vaş b�ımından:
durum mamafi dah a nazıktı. Çünku aynı dinden oJ..
malan Rusya Türkleri için ötedenberi bir il h
kaynağı olmuştu. Fakat burada yine Tatarı
müştere)t duyguları ve aslında mevcut olan
üste çıktı. Müslüm an din adamlarının daima ku
vetli. olqukları ileri derecede sağcı çevrelerde �
Ağustos 1914 de Petersburg'da mahalli müslü
lar tarafından Türkiye'nin tarafsızlığını bozm
na ve Rusya'ya karşı savaşa girmesine karşı te
hüratta bulundul ar. Bu grup Türk Padişahına. t
graf göndererek Türkiye'nin sav aşa katılmasını
t�s�� e_ttiler. Bunun yalnız sınırlı bir grubun ııörtt
şunun ızharı olmasına rağmen telegref hiç şüp'he is
s
anlaşılabileceği gibi Rusya'daki mü slü manlann ço
ğunun ruh haletini yansıtıyordu ve Rus 'nın t ab'a·
ya
lan olarak anla.�ılabileceği gibi
sedakatte iki taraf·
hlık duyuyorlarcl1.
Alman savaş gemileri
Göben ve Breslav'ın Rus·
ya,nın kıyılarına
saldırma sı T ürkiye'nin Rusya'
ya
BJriııcl Dünya Savaşı ve 1916 Orta As)'a Ayaklanması
1'3
karşı savaş ilanına sebep oldu ve müftü Muhammed
Yar Sultanof Rusya'daki müslüınanlara vicdanları
1
nı yatıştırmak üzere başarılı bir formül
gösterdi :
«Osmanlı hükümetinin başındaki bir avuç adam Al
manla.rın tesiri altında Türkiye'yi Ruslarla savaşa
ve ona saldırmaya sebep oldu ... Rusya.'d
a ki bütün
müslümanla.r vatanımızı düşmandan korumalıdln
Bu düşünce vatandaş Seid Girey Alkin tarafından
sür'atle desteklendi ve «Pan-tslamizmin ruha hita·
bettiğini, müslümanlann yoksa kanına ve akrabala·
rına değil... Müslümanlar dindaşlarını yalnız iman·
ları için, yoksa siya.si menfaatleri için savunmaz
lar» diye eklemişti. Türkiye Rusya'ya dini sebepler
değilde siya.set bakımından saldırdığından Alkin'in
sözleriyle Rusya müslümanları kardeşleri ol a n Türk·
lere veya Halife Sultana yardıma her hangi bir mec
buriyetleri yoktu. Müslümanların Bakü, Orenburg,
Petersburg, Tifüs, Kazan ve diğer şehirlerdeki tel·
gr afla.n, tezahüratları ve tebliğleri �üftünün ve Al·
kin'in sözlerini destekliyordu.
Musavat'ın Azerb aycanlı milliyetçiler i ile sıkı
teması olan Tagief ve Topcubaşef'in gazetesi Kas
pii, ilk sırada Rusya'daki müslümanların Hindis
tan'daki müslümanlar gibi Osmanlı halitesinin bü·
tün müslümanlar tarafından seçilmediğinden Os·
manlı halüesi Sultanın müslümanların hepsinin ba.-.
şı olmadlğını bildirerek Almanya'ya ve Türkiye'ye
karşı sa vaşmaları için Rusya ile birleşmeye davet
ediyordu. Rusya'daki diğer Türkçe gazeteler Hin·
distan, Mısır ve Cezayir'deki
müslümanlarm
sal·
dırganla.ra - Almanya, Avusturya ve Türkiye ,
194
Ru.sya'da Pan·Türkizm ve Müslüm an1ık
. ·
ve ·bu suretle haıni. .
.
lerını ı·1an ediyor
.
k
ştı
rle
ı
b"
şı
kar
__ ..
phelerını sakınleştir şü
n
so
rın
yetli xnuslum anla
.
miş ti.
· rler.ının
mem1 ekette
lide
an
üm
sl
_ aki mü
Rusya'd
ve savaşı kışkırtma
afaza etmek
muvazeneyı :uh
ak için kesin arzulan son za.
amacıyla ku an mam
en Elh
. . amra'ya
rbaycanlıların .Pek"ın'd
manlard a Aze
yapıla·
ıçın
etme
k
·· -·
asını ihya
kadar ..mus1um an düny
aların ı ilehazır bulundurm
.
cak mucadeleye atlarım
,
. ul. Zade. nın hareketle··
Musavatın lideri Res
rı· suren
·
.
ıştır. Ekım 1915 de Rerıy1e en lyı· surette gösterilm
ık s··oz'd e mahalli·
i
ul Zade Azerbaycan gazetes Aç
ek
sa
�illiyetçilerin yeni bir programını hula eder ya·
ış
yınlamıştı. Bunl ar kısaca aşağıda sıralanm tır :
1) Yeni resmi ilk okulların açılmasıı ve eği·
timde halkın ınilli dilinin kullanılması.
2) Devletçe desteklenen
seminerlerinin kurulması.
müslüman
ilahiyat
3) Rus idaresinin her hangi bir kontrol veya
baskısı olmaksızın müslüman cemaatlerin kendi din
adamlarını seçme müsaadesi.
4) Müslüman camilerinden ve diğer örgütler
den Rus hükümetince müsadere edilenlerin ve meb
lağların müslüman din makamlarına iadesi.
�u programda evvelki Pan·Türkizm veya Pan·
İslamızm hayallerinden eser yoktu. Daha ziyade
açıkc a üçüncü bütün Rusya müslüınan
lannın lOOI'
�aki tsıam_ dini örgütlenmesi ile
ilgi
li
oto
nomi ve tt
tıfak . � daıma desteklediği gib
i Rusya'da müslüma:ıı
okul sısteminin ihyası tekrar
lanıyordu. Savaş yılla•
•
Birinci Dünya Savaşı ve 1916 Orta Asya Ayaklanması
1'5
rında Du.ma'daki !ttif ak'm temsilcileri de bu pro�
ramla ileriye adım atmış oldular fakat partilerin.in
parlementodaki zayıflığını farkına vararak savaş
zamanının reform için bilhassa müsait olmadığını
kabul etmişlerdi.
Rusy a'nın aşağı yukarı onyedi milyon müs·
lümanhı.rı arasında bununla beraber bu sakin hava
yı bozan bazı vakalar olmuştu. Polis kayıtlan 19141916 yıllarında Tatarların Kırım ada.sının muhtelif
yerlerinde «bütün Kırım müslümanlannın birleşme
si ve Türkiye'ye yardım için şiddetli tahriklere» ön
derlik ediyorlardı. Kazan'da ve çevresinde bozgun
cu tahriklerin örnekleri olmuş ve Tatar sosyalist ih
tilalciler Tatarları «çok geç değil, uyan» diye ikaz
eden broşürler dağıtmışlardı. Bu broşürler - ki
kaynağı onların çağrısında Osmanlı halifesi sultana
yardımı gösteriyor ve «şimdi harekete geç, yoksa
müslümanlar dinsiz Ruslardan kendinizi hiç bir za·
man kurtaramazsınız» - Fergana'da görünmüştü
ve oraya Iran ve Afganistan yolu ile sızmış Alman
ve Türk ajanlar tarafından dağıWmıştı. Hiyva'da
görünüşte düşman ajanların tesiri altında bütün
• Rusya'da karışıklıklar çıkmasını isteyen Türkmen
nomadları Hiyva hanına ve orada yerleşmiş Uz�k
halkına karşı askeri harekata başladılar. Ağır ka
yıplara uğradıktan sonra Nisan 1916 da Hiyva ham
tahtını kurtaran ve eski Hiyva'da sükunu temin
.eden Rus birliklerini çağırdı. Hiyva'daki olay dışın·
da bununla beraber bu hadiseler hükumeti veya po·
lisi ciddi surette meşgul etmedi. Bunlar Orta. Asya
istisna Rusya'nm mUslUman illerindeki htikumetiıı
her taraftaki sulhçu durumuna tesir etmemişti.
p
ürldan ve Müslümanht
RusY•'da Pan-T
196
Tt)RKLE Rİ
A İ RUSYA
ANBUL'DK
Rusya'dan
ye yerleşmiş olan
iye'
Urk
T
sa
·
has
�
Bil
· u fak
. cret eden Tür_k sıyası·ıerın
m
dış memleketlere hı
al�ış. o�du� durum on1ar
un
un
grub
f
akti
fakat
. .. mezlerini n ışbırlı klerı bak ımından çok
Rusyadak. ı ço
Yusu f Akçora ve onun Tür k
beri
den
1
191
ı.
kf
.
egışı,
.
d
lstanbul'daki
ış olan
toplanm
.. .. an Tür·k . Ta·
. uslum
yurdu sunun etrafında
ya' dakı m
. k.onu•te
. · b ır
mültecı.1er 1915 de Rus
nulması ıçm
avu
s
nın
akları
h
n
halkı
tar
şka 1904 de Rus lıberal·
teşkil edildi. Akçora'dan ba
başlamış olan R. İbra·
!eriyle müslüman işbirliğine
Zade ve Agaef, Mol·
himof' Az erbaycanlı Hüseyin
kimeddin Beijani
la M. Ch . Cihan (Kırımlı) ve Mu
a iktidarlarını n
de bu komiteye dahildi. Orta Avrup
bölgelerinin
zaferi halinde Ru.sya'nın bütUn Türk
bu komi·
Türkiye'ye katılacağını uman Jön Türkler
sava·
teye karşı çok sempati duyuyorlardı. Türkiye
şa girince Jön Türklerin merkezi komitesi aşağıda·
ki cümlelerle Türkiye'nin Orta Avrupa iktidarlan
tarafından savaşa girmesini partisinin bütün ma·
halli şubelerine gönderdiği tamimle izah ediyordu:
alılar) bl·
Bizim tabii müttefiklerimiz (Almanlar ve Avustury
ile ken
dm barı$mamaya and içtiğimiz ebedi düşmanımız Rusya
yapmadan
şey
bir
dilerini sava.,ta bulurlarsa blzim sessiz ve hiç
kalrnırnız mümkündür: ••• Bizim dünya savaşına girmemizin sebe
ol·
binin memleketlml.zi tehdit eden teklikeden yalnız kurtarmak
güt·
ç
ama
bir
acil
daha
madığını unutmamahyu. Hayır, bundan
melrteyiz. Bu amacımız Moskof düşmanımızı bertaraf ettikten
ıonra bütün imparatorluğumuzun birbirleriyle ilişkili balktanmızı
birleştirmek için imparatorlulumuzu tabii sınırlar i çine alarak idea·
limiz:l
ball.ııe getirmektir.
Jön Türklerin fikirlerinin İslam haklarını savu·
nan komitenin ekseri üyeleri tarafından benimsend
i·
hakikat
Bi:rlnd Dünya
Savaşı
ve 1916 Orta Alya AyaklalllDUI
ği bunlardan bazılarının Türk partisinin merkezi
komitesine dahil olmalarından dolayı anlaşılıyordu
ve Hüseyin Zade'nin kendisi Türkiye'nin Rusya'ya
karşı savaş ilanını teşvik eden geniş bir propoganda
kampanyasını idare ediyordu.
1915'in sonunda Müslüman haklarını savunan
komite faaliyetini Orta Avnıpa'ya genişletti. Bu yır
lın aralık ayında bu komitenin liderleri Avusturya
Başbakanı Kont Stürgkh ve Dış İşleri Bakanı Kont
Forgaç tarafından kabul edildiler ve onlara komiet·
nin arzularını bildiren memorandum sundular. Rus
ya'daki Türklerin daha ilerlemesi için komitenin gö
riişü.
Ancak tam bağımsız.lılı.la miimlriindü.r••• Bugüne kadar kül ·
türünü muhafaza eden biz Türk • Tatarlar batı lı:ü.ltürünün Türk •
Tatarlano yardımı ile bütün Asya'daki Rus • Bizaos killtürünü
yok edeceğine inanıyoruz... Biz bogÜnün bah uyprlığııun devam
h temsilcilerinin - Almanya, Avusturya ve Macaristan - Asya
nın geleceğini kısa bir zamaıı değiştireceklerini ummaktayız. Do
P A vnıpa ve Orta Asya banhklanıun yeoideu ihyası bıı proı·
ramuı başlaoıııcı olacakhr••• Yumruklanmıu sıkarak mütufikle
rimizdeo ve müslüman liderleri dostlanmızdaıı, Halife ve Büyük
Sultandan, Alman ve Avusturya imparatorlarındaıı, Maauistuı
ve Bulgaristan hükümdarlarından ve onlanıi kalıramaıı halkına:
«Bizi Rus boyunduruğuodao kurtarınıu diyoruz.
Memorandum Volga nehrinin ve Hazer Denizi'·
nin tarafsızlığında israr ediyordu.
Heyet Macaristan Başbakanı Kont Tiszo ve Al·
man yetkilileri tarafından dinlendi ve Alman bası·
nı komiteyi çok hararetle destekledi. Alman ve
A�sturya · Macar otoriteleri Rusya ile savaşta
Türk soyundan esir düşenlerin kamplarında komi·
tenin faa.liyet göstermesine müsaade etmiş ve komi·
198
n-Türkizm ve MüslÜJnanlık
RusYa'da pa
.rlerin arasında sadece Rus
la bu esı
y
mı
rdı
ya
tenin
. umanlar a rasından bir hususi askeri
. l"
ya'daki mus
gönüllü toplamaya başladılar.
..
bir lik kurmak uzer�
ınden aşagı- yuka n onikibin ili.
Tatar savaş esirler
pBerrın y akınındaki Zossen'de to
onbeşbin kadarı
koroı'tenin üyeleri tarafından
lanmış 1a� ve burada
tabi tutulmuşlardı. Yalnız
ogun- bır propog andaya
ekkil hususı· bir
. an °1an Tatarlardan müteş
YRusya'd
.La.·
..:..;
ulmesi planlanıyordu, f ak at '"· ydana geı.ı
b'ırlik me
mt..
myad
İngi·
a
ota
Mezop
tarlardan sade ce az bir kısmı
..
k ordusuna öV. -- e karşı harekette bulunan Tür
lızler
.
lara karşı
.
nü11u. olarak katılmayı arzu ettiler._ Rus
. . o
ıçın
zam.an
savaşac ak içlerinde gönüllü olmadıgı
.
..
·1
danberi Rus cephesine hiç Tatar gond..erı m�°:11§tir.'
Bu verimsiz sonuçlar belki de Rusya Turklerının Bı·
· rinci Dünya savaşındaki politik ruhsal durumlarmı
göstermektedir.
Müslüman haklarını savunan komite konuşma·
lar ve konferanslar tertipliyordu ve 1916 da lsviç
re'de Lozan'da Rusya'daki halklar kongresini ter
tipledi. Komitenin tebliğinde ya bir iç bölünme ve
ya iki taraflı bir siyaset seziliyordu. Komitenin me
morandumunun aksine Akçora konferansl arında
Rusların kanunları ile ancak Müslümanların aynı
haklara sahip olmasının arzu edil eceğini ve Rusya'·
daki müslüm anlar için kültürel bir özerklik istiyot
du. Aynı istekler başkan Wilson ve batılı diğer li·
derlere gönderilen telgraflarda bi
ldiriliyordu.
Dört
mülteci Türk lideri olan Akçor
a, tbrahimof, Agaef
ve Hüseyin Zade Lozan konfer
ansına katılmı şlar ve
bütün Rusya müslüma nl
arı adına onl arın di·
ni ve kültürel özerklik,
Rusya müslümanlanna kar-
Birinci Dünya Savaşı ve 1916 Orta Asya Ayaklanması
J.99
şı geri kalan kanuni eşitsiz lik lerin kaldırılmasını ve
Rusya'daki seçim sisteminde değişiklikler yapılma
sını talebetmiş lerdi. Rusy a Türklerinin Osmanlı İm
paratorluğu i le federatif bir birlik kurulmasın a ait
ümitleri olduğuna dair işaretler vardı .
Komitenin tahriki ve onun tebliği bununla be
raber bilhassa Duma'daki müslüman partisinden ol
mak üzere bizzat Rusya müs lümanlarının şiddetli
reddiyle karşılaştı. Ufa mebusu K. M. Tevkelef (Du
ma'nın müslüman partisinin diğer bütün üyelerinin
desteğiyle) «Rusya'daki hiç bir müsllima n örgütü
nün komiteyle ilişki kurmadığını ve Rusya'daki müs
lüman lann Rusya'ya ve onun müttefiklerine karşı
ödevlerini yapacaklarını» kesin olarak ilan ediyordu.
Musavat'ın lideri Resul Zade buna benzer tarzda 33
ekim 1915 de yazı,yordu ve Ekim ihtilaline kadar
1917 deki Musavat liderlerinin yalnız bazı konuş
malan hariç Rusya'daki müslüman örgütleri aslın
da A lmanya ve mihver kuvvetleriyle savaşın süre
since muannidane arkasında kajpılar.
Türkiye'ye sığınan Pan-Türkistler ve yabancı
ajanlar Rusya'daki Türkleri hükümete kal'§ı tah
rike muvaffak olamamışlardı. Bununl a beraber Rus
idaresinin ihmalkarlığının meydana çıkması savaş
yıllan esnasında onun Türk soyundan halklara kar
şı takındığı tavrın Rusya'daki müslümanların bazı
gruplanyla hükümetin arasındaki şiddetli çatışma
nın doğrudan doğruya sorumlusu idi. Bu çatışma,
kanlı, çok trajik ve aynı zamanda Rus Türk i lişki
lerinin tarihinden çok tatsız olaylardı ve bu Rus ida
resinin imparatorluğun Türklere ait problemi tam
ıoo
Pan-Türkizm ve Müslümanlık
Rusya'da
ne de yeter derecede
nlam_adı - 1nıı ve
a
de
il
şek
bir
� gösterdiğine açık bir işaret
UU
ediğ
m
onunla ilgilen
idi.
MOSLVMANLARININ
A
Y
AS
RTA
O
MASI
ASKERE ALIN
birliklerinin ağır kayba uğ·
1914 _ 1915 de Rus
· ı·
i bal�ın berırr\ b.ır �··zdesın
raması Rus htikümetin
8
m yon ' R sya'·
psı
askere almaya zorla�ı. !1� ..1 5.e 4 �0 ı d ah ıl) �
msan
u un sanayi işçılerının yüzd
nın b"f"
.. ucu sonra dan go"�n
askere çağırıldı. Bunun son
�
sı
çok
fazla
.. -·· üzere askere çağırılanların sayı
,ıdi
dugu
- 1·
asve yedek askerlerin şehirlerdekı yogun ugu bilb
0 0 den
0 0
sa Petersburg'da 1917 nin başında 30 .
mesi
sebe�
geliş
tle
sür'a
fazla idi - ekim ihtilalinin
!erinden biri idi. 1915 - 1916 da fakat askeri komu·
tanlar gerek askeri yedekleri ve gerekse geri hizmet
yedekleri dolayısıyla korku içinde idiler. İhtiyaç
olan geri hizmet miktarını temin için askeri ma·
kamlar Transkafkasya, Kazakistan ve Orta Asya'·
daki müslüman halldn askere alınmasını teklif et·
tiler. İmparatorluğun çok yerleri boyunca askere
alınmanın yapıldığı zaman Rusya'nın Kafkasya w
Orta Asya'yı zaptı yıllan esnasında Rus hiikümeti
yeni Rus illerinde askeri hizmet için müslümanlan
�ırmayacağını vadetmişti. Bu vaad Orta Asya'nın
ıd�r�sini örgütleyen 1886 daki bir kanunl tey edil
·
it
a
�ştı . Bu sebep�n askeri yedeklerin
yete r olmadr
gı korkusuna ragmen hüküm
et Rusya müslümanla·
rını savaş hatt ı gerisinde menzı'l
.
o
en o1arak
b"l"kl
u
siper1er, barakalar ve hast
aneler yapmak üzere as·
kere davete karar verdi A
· skere alınacağı haberle-
Biriud Dünya SaYııtı ve 1916 Orta .Mya Ayaklanmaaı
201
ri müslüman halk arasında birden huzursuzluk ya·
rattı ve adet olduğuna göre şehrin ve köylerin pazar
yerlerinde bu emirin tartışılması için toplanmış olan
lar arasında ihtimal verilmeyecek söylentilere yol
açtı. Haberleşmenin yetersizliğinden dolayı iyi ha·
ber alamayan halkın teklif edilen plana karşı tepki
si mahalli Türk basını sayfaalrında görUnmeye baş·
ladı. Steplerin başlıca gazetesi Kazak askere alınma
hakkındaki hükmünde bilhassa nefretini bildiriyor
du.!.şaret ettiğine göre askere çağn kaçınılmazdı ve
yalnız Kazaklara onun için taviz verilmesini talebet·
mekte ve uygun şartlar altında hizmet etme imkanı
olduğunu bildirmekte idi. Kazakların başlıca istekle
ri sömürgeciliğin durdurulması ve onlann Duına'da·
ki temsilinin yeniden ihyası idi. Bir çokları Kazakla·
rın geri hizmet bölüklerinden ziyade süvarilikte hiz
met etmesinde ısrar ediyordu. Kazak gazetesinde
Salmak bey Kesmetof «Kazakların askeri hizmetten
her zaman için kurtulacaklarını kabul etmek imkan
sımı:r.Fakat eğer askeri ödev meselesi için karar ve-.
rilecekse bu kararın Kazakların kendilerinin katılına·
sıyla izlenebileceğidir> diye yazıyordu. «Eğer Ka·
zaklarm çağınlması zaruri ise onlar ya piyade veya
süvaridemi hizmet edeceklerdir?.... Askeri hizmet
meselesi ile aynı zamanda Duma'ya Kazakların ka
tılınası ve onların topraklarının dağıfılması mesele
sinin çıkması çok uygun olacaktı>.Kazak'm aynı
sayısında Ahmet Cantalief «Kazaklar askere alınır
larsa askerlikte her zaman ödev görmüş olan halk·
lara verilen aynı avantajların verilme si lüzumunda
israr ediyordu. Rus Kazaklarının faydalandıklan
haklar Kazaklara da verilmeli ve onlar süvari olarak
,..
ıoı
ve Müsliiıııaııııt
Rıısya'da Pan-Türldmı
ka Kazaklar araziye
ler. Bundan baş
·�
. erı dır ».
.
hizmet etmell.dir
bolm ' · yazar �ger
k
ra
ola
it
eş
Rus Kazaklariyle
Dum a da tem sil leruıin
rın
kla
za
Ka
·
le
rıy
.
e
1
Kazak lıder
nu arasındaki
askeri hizmet soru
yenı.den ihyası ile
ak'
·
.
birleşmı· şlereli Kaz ın aynı sayıil.ışkl bakımından
d 1 n ve d'V
ıger
ldibaef «Dogum k ay ın
sında Mustaki Ma
d
.
arasında olmamas ın an yaşvesıkaların Kazaklar
ınl acag ını bil·
· n ve kimin askere çag
.
1.arının tayınini
1
a bu gu. çlüğUn
ve
ev
ilk
ve
u
un
uğ
old
menin çok güç
bettiğini... ve do ğum kağı
ortadan kaldırılması ica
di. Diğer Kaz ak liderl�
dının tatbikini bildirmektey
çıkarıyorlardı. Rusya'da·
ri de görüşlerini bu tonda
Vakit ve Turmuş as
ki muhtelif gaz.eteler, bilhassa
si ve ekonomik
keri hizmete uygunluğun bütün siya
ğını mtila·
haklarda eşitliğin olmasıyla uygulanaca
.
haza eden görüşlerini açıklıyorlardı.
Hükümetin toprak siyaseti bununla beraber
Kazaklar ve Kırgızlar için askeri hizmet meselesin·
den hatta daha çok memnuniyetsizlik kaynağı idi.
Kazaklar ve Kırgızlar Ruslar ve imparatorluğun di·
ğer halkları gibi orduda hizmete çağrılması isten
medikçe onların topraklarının gasbedilmesine kargı
az bir hak verdiğini göstermiştir. Şimdi bu teselli
.:'
bile kesilmişti ve bu sebepten Kazak liderleri maka
lelerinde askeri hizmetle toprak meselesi arasında
ilişki kuruyorlardı. Nihayet dedikodular arasında
kalan müslümanlar geri hizmet bölüklerinde hizmet
edecekleri zaman içinde göçmenlerin onları n yalnız
topraklarını ve davarlarını almakla kalmıyacak ay
nı zamanda ailelerine de sahip çıkacaklarını ve on·
lara geri hizmet b.ırl'kl
· de domuz eti yedirecekleı erın
.
rınden korkmaya başladılar. Bir çokları ve bilhassa
v
v
A
v
Birind Dünya Savaşı ve 1916 Orta Asya Ayaklanması
283
noma�ar için alışkın olmadıkları dolaşma ve fizik·
sel çalışma, geri hizmet taburlarında hizmet etmek
onlar i�in h�ysiyet kırıcı bir hakaret idi Toprak
.
me�lesı�e �ıt .�n süredenberi sürüp giden mem·
.
nunıyetsızlıge ilaveten bütün bu faktörler gergin
havanın yaratılmasına tesir ediyordu .
Kazak liderleri aralarında görüştükten sonra
nihayet 3 şubat 1916 da A. Bukeihanof, A. Bai·
t�rsunof ve N. Begembetof başkanlığında bir heye
tı, Petersburg'a gönderdiler. Petersburg'da bu he·
yet aske·re alınma meselesinin açrklığa kavuşma·
sı maksadıyla bir sıra resmi makamlarla görüşme
lerde bulundular. Savunma Bakanı General Poliva
nof ile konuşmalarında heyet Kazakların askere
alınmasının bir sıra teknik ve psikolojik güçlükler
yüzünden karışık bir durum yarattığına onu iknaa
çalıştılar. Onlar Kazakların orduda çalışacaklarını
bunun ise tahkimat yapmak hizmeti yerine süv�
olarak yapmayı tercih edeceklerini bildirdiler. On·
lar aynı zamanda Rus Kazaklarının sahip oldukla·
n şartların, hakların ve tercihlerin onlara da ay·
nen verilmesini istediler. Birinci Duma eski üyesi A.
K. Kalmenef ve Kazak idar�cisi G. Nukasef'in baş·
kanlığındaki diğer iki Kazak hey'eti Kazaklann as·
kere a�ınmasının önlenmesini düşünüyorlardı.
0
Kazak hey'etlerine kesin cevap verilmemigti.
Kaza.k'ın yazdığına göre askere celbin tatbik edilme
si üzerine onlar bir derece cesaret bulmuş olmalıydı·
lar. Daha da az olmayarak çeşitli haberlerin çıkma·
sı ve işçilerin askere alınması tartışmalarının her
ikisi basında ye köylerde devam ediyordu ve hatta
..
R.,.a'da PaJtoTürkiım Te MüıJiirnınbl,
U nıanl&nn cephe gerisinde değil
Kauklann ve m slü
..
duş man a teşi altında mezar
de • fakat tam cephede
rı yayılma ya başlamıştı.
kazacakları dedik odula
mUsl"umanıarının as k�
Kafkasya ve Orta Asya
25 haziran 1916 da im
re a1ınmasına ait emirname
General Kuropa tlcin'. ·
zalandı ve hemen yayınlandı.
le ve kararsız şek.il
in kelimelerinde «böyle bir ace
ara sebep olmak·
halkın kafasında büyük karışıklıkl
asıl tatbik
tadır> diye yazılmıştı. Bu aske� � �
edileceği tam manasıyla belli degildi ve kım tam ola·
r
rak ondokuzla kırkbeş yaşı arasındadırki ı aske e
çağrılmış olsun. «Halkın kafasındaki karşıklık, >
guetelerden birbirini nakı.eden raporlar, va'adler
ve rivayetler becerikli ticaret adamları ve Alman v�
se
ya Türk ajanları tarafından yaraWan bir durum
sonuçlandı.
çimden sonra halkın huzursuzluğu ile
Yerliler kime güvenileceğini ve hangi kesin amaç
için onların çağırıldıklannı bilmiyorlardı. Listelerin
tanzimi evvela anla.şmazlığa ve sonra karışıklığa
sebep oldu.
.JİZAK'TA TAŞKINLIK
nk karışıklık Orta Asya'nın Uzbek kısmın da şe
hir halkı arasında başladı. 4 temmuzda Khojent't.e
ve sonra diğer şehirlere yayılmak üzere ayaklanma·
lar başladı. Askere resmen çağırma tarihinden iki
gün e""l 13 tenımuma bilhassa ciddi bir yön alan
karışıklıklar Jizak'da başladı. Müslümanlar mahal·
li bölge .b a.şk
� Rukin'in çağrısına cevap vermedi·
ler. Ruk.in tehditle oevap verdi. 1)n,,.-ı...
� gun" sonra. gçu
. esk'
nn
ı kısmından büyük bir müsl ··
uman kal ab"'""""f>•
1ı.;..
ı'darenın
· bulunduğu Jizak'ın yeni
iskan kı sm ına geç-
tiler. Rukin ve onunla ka.rşılaşan müsltlman otori··
teler öldUrllldüler. Bir askeri birliğin görünmesi ka·
labalıkla çatışma ile sonuçlandı Halk kitesi Jizak
demiryolu istasyonunu tahribetti ve benzin tank
tan ateşe verildi. Semerkant'm idaresinde halk
köprüleri, demiryollannı ve telgraf hatlarını tahri
betti. Ayaklanma sür'atle bölgeye yayıldı. Seksen üç
Rus öldürüldü ve yetmiş kişi tutuklandı. Yakalanan
kadınların hepsi kaçırıldı. Bu ayaklanmada dint ta
assup başlıca rolü oynuyordu. İsyan cılar Ruslara
karşı mukaddes savaş ilan ettiler. Türkistan genel
valisi Semerkant'dan ve Taşkent'den isyancılara kar
şı bir silahlı askeri birlik gönderdi ve isyan 21 tem
muzda bastınldı. Karışıklıklar Orta Asya'nm Uzbek
kısmındaki diğer şehirlerine yayıldı, fakat oralarda
Jizak'daki kadar olmamıştı. Bununla beraber Kırgız
halkının çoğunun örgütlenmiş askeri harekata katıl·
mış olan Kırgızistan'm dağlık bölgelerinde ayaklan
ma kendi kendine gelişen bir kitle hareketi manzara·
sı almıştı .
KIRGIZISTAN'DA tsYAN
Batı Tien Şan dağlarının eteklerinde, Kuzey Se
mirechie vadilerinde yaşayan Kırgız göçebe halkı
Fergana 'nm varoşlarındaki topraklarının Rus ve Uk
rayna göçmenleri tarafından istimlak edilmeleri kar
şısında Kazaklardan daha çok muzdariptiler. Zengin
hasadı ve yumuşak iklimi olan Semireclıie'nin bere
ketli topraklan kuı.ey Ukrayna'nın Çernigof ve Pol·
tava bölgelerinden sömürUcüleri petrol gibi �
tan iklimine cezbetmişti. «Mev'ud toprak, Pişpek>
denen Kırgizistan'm bu kısmı (en çok cazip şekillerin·
p
ve Müslüm.ı•lık
RusY•'cla Pao-Tiirldzm
gız göçebe lerin topraklarının içi·
den biri olara k)
ettig�i merkez idi Ka·
I{ır
·
· enler_ın nUf" uz
ne daha çok goçm
� gibi Kırgızlar da me r'a topzaklar arasın da oldugu
. o1arak azalması sonucu davar yetJı-.
.
raklarırun netıce
.·ı
ı.. Arazı·1 en Ka·
.
lerd
miş
ş
irle
fak
e
1
tirmenin gerılemesı
.
ki yeni ve eski hal
•
az olan Kır gızıstan'da
zakistan'dan
;ı:.-·. . . . n oğunlugu� asker toplamanın ua.ı.uır
Y
. .
kın her ı kısını
lilerın
arasınyer
.
I{}rgız
cülerle
.
dan evvel b.ı1e so.. m uru·. ·
,
ve Kırgızıstan da aakeuştu
olm
bep
se
ara
1
a
ışm
çat
da
. bale geti.r
. ı·ıa·nı durumunu en gergın
re celbetmenın
sonra Kırgız erke- .
mişti. Kırgızlar askere çağnl�ktan
l
ği cepheye gidince göç�enlenn onların toprak armı
ele geçireceklerinden bilhassa korkuyorlardı . Bundan
�
başka ayaklanmada onlar ilk mallarına tekrar
olduklarını gördüler. Temmuzun ortasında �mırec
hie'deki müslüman halkın bir kısmı askere çağrılma
dan Çin'e geçmek suretiyle kaçdıla ve_ �ndoku�
�
cu yüz yılın yarısında Çin'den Rusya ya ıtlıca eden bir
grup Dungan (Çin müslümanlan) 13 temmuzda tek
rar Çin'e döndü ler. Ayaklanmanın kendisi Kırgıziıt
tan'da 6 ağustosta Pişpek etrafından başladı ve sür'
atle belki bütün Kırgızistan boyunda diğer bölgelere
yayıldı. Yerliler sömürücüleri öldürmüşler, evlerini
ve taralannı yakmışlardı. 14 ağustosta Kırgızlar
Tokmak köyünü muhasara ettiler ve onu sekiz gUn
tam tecrit etiler ve aynı zamanda diğer iskan yerleri
ne karşı askeri harekata devam ettiler. Rus birlikle
rinin yaklaşması Kırgızlann silahlı hareketlerine bir
son verdi ve eylülün başında ayaklanma durdu ve fa·
kat Kırgızlar Çin'e geçmeye başladılar. Rus ve Uk
raynalı sömürücülerin kayıpları oldukça yüksekti :
hepsi kadın ve çocuklanyla 2.222 göçm en asilerin
Birinci Diiııya Safllfl ve 1916 Orta Asya Ayaldaamuı
elinde ölmüşlerdi. Buna ilaveten bir çok Rus kadını
Kırgızlar tarafından Çin'e götürülmüştü. 80 kadar
Rus askeri ve memur da öldilrülmüştü. Kırgızlann
kayıplan bilinmiyordu, fakat birlikler tarafından
ayaklanmanın bastırılması esnasında ve yakınlarının
öldürülmesine karşılık olarak gazaba gelen sömürü
cülerin ellerinden uğradıkları kayıplan göçmenlerin
kinden iki üç misli daha büyük idi. Bundan başka.
Çin'e giden Kırgız göçebeler askere alınmadan kOI'
karak ve bastıncı tedbirler yüzünden kaçmalanyla
hem can ve hem de mal kaybına uğradılar. Büyük
sayıda davar telef olmuştu. Resmi Rus istatistikleri
ne göre Çin'e giden göçebelerin sayısı ortalama çok
büyüktü - Kırgızların tümünün üçte birine yakın
olan 300.000 kişi. Ancak 1916 nın kışında ve 1911
ekim ihtilalinden sonra Kırgızlar yurtlarına döndü·
ler, bulaşıcı hastalık salgınınd an harap olmU§ ve bit
kindiler.
Kırgız ayaklanması geniş ve örgütlenmiş karak
terde olduğunu gösteriyordu; çünkü eski kabile örgü
tünün son temsilcileri olan kabile liderleri M.aııap baş
kanları idi. Mukuş Şabdan ve ailesi - Kırgızistan ha
la Kokand hanlığına ait olduğu zaman ondokuzuncu
yüzyuln ortasında)p Kırgız kabile başlannın çocuk·
lan ve torunlan - harekatın baş örgütçüleriydiler.
Kanaat Abukin, Batır Han Nogai ve diğerieri gı"bi
diğer Kırgız kabile aristok:ratlan Rus idare sistemi
tarafından tabribedilen eski kabile oizammm yeniden
ihya edileceğini umuyorlardı.
Ayaklanmaya kaulmayan kabile şeflerinin bu
lunduğu bölgelerde - örneğin Orta ve Güney �
ıos
kimı ve Müıı.......
RusYa'da Pa�Tür
ve çabucak sona
at çok zayıftı
•
k
re
a
· ve f ak'ır sınıflan .......
·an - h
ıs
ı
dak
ız
t
ıtın
·
a
--..
g
. n baskı
mı. şt'ı. :Halkı terde sosyal hareket manzarıuı1 abrııı,
e
fı ndan bazı : : Rus köylüleri de bu na katıl�
a
tı ve hatta
lerin bir grubunun ..__
.,.
k"oyu"ndeki asi
a
k
v
o
um
a
b
Fol
.. olan Mark Vlasenko ve Preobr azhen.ı....
.. 1u
. k?Y
ve bır
.ınııı vaş lısı Rus kısmınd an 1. V. Karaşaet�
.qıp
bölges
bundan -...
ka
. tılmış ve
a
ay
.....
,_
m
an
l
ak
ay
.
gız tarafınd,an
n
ç
bır
ok
ste
cın
vakaJıı
Bu
.
şti
edilmi
.
.. termıy
.
yı sonra ı'dam
or1ardı ve ...
s
go
llık
öze
r
nla
bu
o...
t
.
ka
a
f
vardı'
R us ı'daresıne ve 1t1ıı
ı
as
nm
la
ak
ay
ız
rg
rak Kı
nel ola
n olarak kalmıştı İli,
.
wüne karşı bir. isya
"cülüg
.
. o"ldürül"mesı. bunu
so..muru
açılt
göçm enının
binden fazla Rus
ca isbatlaroaktadır.
çok zayıftı ve çı,
Güney Kırgızistan - harekat
ndaki ve fakir
kı
altı
bas
bucak sona ermişti. Halkın
al hareket
sınıfları tarafında n bazı yerlerde sosy
manzarası almıştı ve hatta bazı Rus köylüleri de bıı
na katılmışlardı. Folbaumovka köyündeki asillerin
bir grubunun başı ve bir köylü olan Mark Vlasenko
ve Preobrazhensky bölgesinin yaşlıs1ı Rus kısmından
I. V. Karaşaef Kırgız tarafındaki ayaklanmaya ka·
tılmış ve bundan dolayı sonra idam edilmişti. Bu
cinsten bir çok vakalar vardı, f a;kat bunlar öı.ellik
göstermiyorlardı ve genel olarak Kırgız ayaklanma·
sı Rus idaresine ve Rus sömürücülüğüne karşı bir
isyan olarak kalmıştı. tkibinden fazla Rus göçmeni·
nin öldürülmesi bunu açıkca isbatlamaktadır.
KAZ.AK STEPİNDE KARIŞIKLIKLAR
Kazakisan'da halkın ve sömürücülerin sayısı
göz önüne alınarak - ki Kırgızistan'dakinin bir kaç
Biriocl Dünya Savaıp n 1916 Orta Asya Ayaklanın-
ıo,
mislini g�mektedir - ayaklanma mahalli tabiatta
idi ve genişleme mişti. Kazaklar arasında Lepsinsk,
Ust · Kamenogorsk ve Semipalatinsk ili Karkarala
bölgelerinde bazı yerli bölge idarecileri öldürülmüş
tü. Burada da askere gitmek istemeye n ufak bir Ka
zak göçebe grubu Çin'e geçtiler. Turgai'de ve Tur
gai ilinin Irgız bölgelerinde karışıklıklar daha ciddi
idiler. Bu bölgelerin çöl olan steplerinde geleceğin
Kazak komünist lideri Amangeldi Imanof 1916 ha·
ziranın sonunda hemen küçümsenemiyecek müfre
zeleri birleştirdi. 1916 eylülünde Amangeldi Albay
P. Tkaşenko komutasındaki bir Rus müfrezesiyle
çarpıştı ve ekim 18 de onun taraftarları - iki binden
fazla sayıda - Rus müfrezesini Irgız'e geri püskürt·
tü. Kasımda Amangeldi Orta step bölgesini kontrol
altında bulunduran Turgai şehrini muhasara altına
aldı. Amangeldi'ye karşı General N. Lavrentief em
rinde bir müfreze sevkedildi ve isyancılan uzaklaş
tımayı başardılar. Amangeldi 24 şubata kadar Şab
ti Kul ve Kara Kul gölleri arasında Turgai'ye kırk
kilometrede tutundu. 24 Şubat 1917 de Batlakkara
Ruslar tarafından alındı ve ihtilalden sonra ge çici
hükumet genel af ilan ettikten sonra Amange1ldi si
lahlarını bıraktL
Bu devre boyunca Kazak liderler tarafından
müstesna bir çe kingen davranış ve anlayış gösteril
mesinden bahsedilmesi icabetmekte dir. Onlar Tebli
ğin halka ilanından evvel işçilerin askere alınmasını
önlemek için ellerinden geleni yaptılar. nandan sonra
askere alınma şartlannı hafifletmeyi ve bazı gecıkme·
lerin elde edilmesini takibettiler ve idare ile Kazak
F
210
'd pn-.Tückizm ve Müslümanlık
Rusya a ....--
yaptılar 7 temmuzda, karıhalkı arasında aracılık son ra · A. Bukeihanof' O .
nda n
şıklıklann baş1aması
nlığı altında Turun başka
f'
o
a
t
1
u
D
M
Alına.rof ve
arecileri arasında b'ır k onid
e
.
v
rı
e
·
fl
e
ş
k
za
Ka
gai'de
Çar ı'daresinden askere alın
ferans yap�ldı: .Bu grup·
an bir
. ı talebettiler ve sonrad
manın gecıktın1mesın
·ı
ı
l
rafından kabu· ed en bu
çokları Rus otorı'teleri ta
·
bir sıra tedbırlen teklif ete r yeyı. kolaylaştıran
nı Kaza.k liderleri daitıler.ı Ay aklanma esnasında ay
�
teskin etmek, kanma Kadetlere yakın olarak halkı . man ı· o ımak
" mek, kan dökülmesıne
şıklığa son "er
Bılhassa on!ann
için ellerinden geleni yapmışlardı.
sındakı ha
gayretlerine borçlu olarak Kazaklar a�a
�azak �a
reket Kırgızardan daha az kurba_n verdı.
e yu z
uzer
k
yıpları Çindeki salgınlar da dahıl olma
lerce olarak sayılırkEn Kırgızların kaybı onbinlerce
olmuştu. Bundan başka Kazak'ın çağrısı ve Kazak
liderlerinin aracılığı ile Orta Asya' nın diğer halkla·
rma kıyasla Kazak ve Rus halkın kalblerinde daha
az acı bırakmı ştı. Ayaklanma esnasında Kazak ga·
zetesi okurlarına «kendinize hakim olun, kamına
itaat edin. Kötü haberleri kışkırtanlardan kaçını·
nız. Bir şeytan ruhunun yaydığı felaketten Al·
lahın kullarını koruyun.» diyordu. Ayaklanmadan
sonra Kazak'ın naşiri Baitursunof ve arkadaşları ba·
rışı tavsiye ediyorlardı. M. Dulatof «Kazaklar mana·
sız bir karışıklıkla harap oldular. Bu feci felaketin
sebebi Kazakların geri kalmaları ve onlann kült�
den yoksun olmalarındandır» diye yazmakta idi. Ya·
zar sömürücülüğün bütün güçlüklerine rağmen top
rak sorununda, idare ile anlaşmazlıklarda ve Kazak
lar arasındaki kayıplardaki başlıca sebebinin müş·
Birinci Dünya Sav-.ı ve 1916 Orta A5ya Ayaklanmuı
211
terek- bir dilin olmayışı ve Kazakların gerçeklerle
olaylara nüfuz etmelerine muhtedir olmamaların·
dan olduğunu anlamıştı. Kazakların kendileri de bUr
nu anlamışlar ve ihtilalle iç savaş boyunca liderleri
ne karşı güvenlerini göstermişle rdi. 1917 de Baitur
sunof Kurucu Meclise seçilmek için üstün bir çoğun·
luk kazanmıştı.
Rus idaresi ayaklanmadan ve onun sonuçlann·
dan ileri derecede sorumlu idi. Askere çağrıyı bildi
ren tebliğ ve müslüman işçilerin seçilmesine ait ni·
zamname onları bağlayıcı olarak yazılmamıştı. Bir
sıra liberal hareketlere rağmen - askere alınacak
ların tayininin halkın temsilcileri tarafından tayini
ve yedeklerin gönderilmesi hakkı gibi - emirname
nin tebliğin ilan tarihi ile fiili olarak askere alma
arasındaki zamanın - bir ay gibi - kısa oluşu, ba
zı hususların kesinlik göstermemesi kaçınılmayan
karışıklığa ve memnuniyetsizliklere yol açmıştı. öte
yandan bu işler için seçilen idareciler kabiliyetli
kimseler değildi, aynı zamanda yüksek dereceli me
murlar yerlilerin ne dilini ve ne de adetlerini bilmi
yorlardı. Orta Asyada ve Kazakistan'da yarım yüz·
yıllık - hatta bazı yerlerde bir buçuk yüz yıllık · Rus hakimiyeti esnasında Rus hükumeti Rus kültü
rünü ve dilini müslümanlar arasında yeteri kadar
yaymamıştı. Rus sosyetesi müslümanların sorularına karşı hiç bir zaman yeteri kadar ilgi göstermemiş ve savaş esnasında da siyasi işlerle meş
gul olmuştu. Müslümanları savaşa katılmak için ha
zırlamakda çok az dikkat göstermişlerdi. Ayaklan
ma ilk başladığı ve General A. N. Kuropatkin genel
.
•
ııı
Müsllimanhk
Rasya'da p._.Türkiım .e
ki birliklerinin k°:
Vali ve Rusya'mn Orta Asya'da
lttifak'ın Dumadakı
mutanlığına atandığı zaman
ve K. M. Tev-,
Tatar temsilcileri A. F. Kerensky
komisyonu Duma'·
kelef'in başkanlığında hususi bir
i doğrudur. Komisyon
nın Orta Asya'ya gönderdiğ
sunmuş ve fakat bu
tetkiklerinin neticesini Duma'ya
maya karşı ge·
çok geç olmuştu ve Dumada ayaklan
rekli başkaca bir tedbir almamıştı.
aplar yazıl
Taşkınlıklar hakkında bir sıra kit
n e olduğunu
mıştır, fakat bugün de nihai amacın ,
n yalnız
tam manasıyla tayin etmek güçtür. Hareketi
ranın
mahalli olarak örgütlendiği, bu hareketin hazi
şik
birinden eylülün birine kadar değişik yerlerde çleği
zamanlarda başlamış olması hakikatinden ortaya
çıkmaktadır. Cedidler buna hiç bir yerde katıl
mamışlardı. Ancak bazı yazarla.n n bildirdiklerine
göre ayaklanmalar onlar tarafından örgütlenmişti.
Belki Jizak'taki kanşıklıklara katılmış olan pek az
öğrencinin milliyetci liberal çevrelerle ilişkileri v�
dı. Hareketin liderleri yardımcılarının ölümlerinden
tamamen sorumlu idiler, zira onların ufak bölgeler
deki ayaklanmalarının Rus idaresi ve birlikleri tara·
fından kolaylıkla bastırılacağını bilmeleri lazımdı.
Aslında da isyancılar için bir sonuç alma şansı yok·
tu. Bu sebeple bu hareketi Türkler ve Ruslar yönün·
den karşılıklı olarak anlaşmazlığa bağlı steplerde
manasız yere kan dökülmeden başka bir şekilde yo.
rumlamalc çok güçtür.
.KISIM X
1917 İHTIL.\U:NDE RUSYA
MOSLOMANLA.Rı
1917 Ekim ihtilali Rwı topluluğunun btitUn ta·
bakal �nnda hayranlık ve umut yaratınııtı. Herke.
milletın maddi ve manevi güçlerinin daha gelifmeai
n! vadeden_ RWJya'�m demokratik lnkiıJatı için yeni
bır devrenm açıldıgına inanıyordu. 1789 Fr ansız ih·
�Al� eski sloganlan - özgtirl11k, qitUk, kardet
hk - msanlığın büyük bir kısmı tarafından tekrar
duyulmaya başla.ımı, gibi görUnUyordu. Bu kelime
ler Rusya'nın hürriyete qık bUtUn halkı için hür -ve
demokratik bir gelecek için ümit kaynqı yıldıs ola
rak parlamıştı. 1917 ekim ve ıubatı arumdaJd kar
ma karışık sem ay içindeki kadar doğu Avrupa'nm
tarihinde hiç bir zaman bu kadar çok nutuklar, •
tirhaınlar, tebliğler yazılmamıı ve ititilmemitti in
sanlar ve partiler demokrasi ve sosyal adalet fUdr
leriyle sarhot olmuştu. Bunlardan· eğer varsa çok
azı, mes'ut bir gelecek yaratabilmek için ı.teıll ıeda.·
kat beyanlan kadar, pratik düşüncelerin ve baait
işlemlerin de llzım geldiğini anlayabiliyorlardı.
Yalnız Ruslar değil, aoıı Çar imparatorluğunun
bUtün halkları bu qaftalu içinde iyinuıerlik ve hay
ranlık içinde idiler ve Rusya'daki mtlalüman lider
ler c monarıi idaresinin zincirlerinden tamamen ve
kan dökmeden kurtulmayı, kutlamaya bqkalann
dan daha az katılmaroıı1ardı. Müslüman liderler de
1
kizm ve Müslümanlık
RmYa'da P an·Tür
214
iyle � ·
gru ıannın liderler
et
.
:11ıll
r
diğe
ın
Rusya'n
atik kucumh !,i etin demokr
raber yeniden dogan
müslü·
v RJsya'rlın bütün
rlar
�yo
in
una
ruluş
:erı�ni ve işbirliğini tasavvur
manlarının bırleşece
ve milliyetçi
1
.
de tamamen pol'tik
edıyorlardı. .l917
lüzumu
.
larla örtbas edilmesi
amaçlaı:m dını slog�
soylu
o l
kleri - diğer Türk ·
'
·
sona erınc..e Rusya
ı
·
dını ve kül
aynen - ıs am
.
mayan musl"umanlar da
·· lüettıler ve .mus
..
afında birleşmeye devam
t"uru etr
_ .
gi milli vey.a ırkı prog..
manlıgın kendısın
' . ın· her han
gosterıyordu.
nu
uğu
old
i
etl
vv
ku
a.
dah
ramdan
'
· de R usyaresın
Yeni Rus Hükümetinin ilk dev
nle:, artık kapan·
daki İslam Birliği'ni teşvik e��
fakat nufuzlan
mış ttifak'ın liderleri olan tecrubelı . !kin . N'
ı·
cı
i. .
olmayan 1905 . 1906 emekl�eriyd
.
hafta
ıkı
kola'nın tahtından indirilmesınden
sonra onların Dumadaki temsilcileri Petrograd'da
Rusya müslüman liderlerini bir konferansa çağırdı·
lar. Konferans 15 · 17 Martta toplandı. Bu konfe
rans Rusya müslümanlan için geçici bir merkezi
büro seçti ve yeni bir - bu sefer engellenmeyen bütün Rusya müslümanlan için 1917 Mayısı başında
bir kongre yapılmasını kararlruıtırdı. Konferans ye
ni kongreye seçilecek mebuslar için bazı esaslar ha·
zırladı ve bir gündem yaptı. Seçim idaresi şunlan te
mµı ediyordu :
ı
1)
2)
Rusya'daki bütün müsl�man milletleri ya
pılacak kongreye katılmak üzere davet
edilmeli.
Katılacak temsilcilerin nisbeti prensibine
mümkün olduğu kadar uyulmalı.
1917 tbtilallı:ıde Rusya Müslümanlan
3)
215
Bütün müslüman kültür ve eğitim kurulla·
nnın, öğrenci cemiyetlerinin, akide birlik·
lerinin, kooperatiflerin ve buna beııner
örgütlerin temsilcilerinin bu yeni bütün
Rusya müslümanlan kongresine katılma
lan için davet edilmeleri.
Yeni Kurulan merkezi büronun üyeleri ve müs ·
lüman birliklerinin temsilcileri de Duma'nın müsl ü·
man üyeleri gibi bu kongreye katılmalan için da
vet edilmişti. Yapılacak kongrenin Türk soylu milli
karakter y�ine «bütün Müslümanların» olması R us·
yalı bir Türkün değil fakat bir Dağıstanlı olan Ah·
met Tsalikof'u yirmisekiz kişilik Merkezi . büronun
başkanlığına seçmekle kendini göstermişti. Kongre·
nin .gündeminde Rusya'nın yeni kuruluş ve devlet
örgütlenmesi, müslümanlann kültürel otonomileri,
eğitim problemleri, müslüman idaresinin yeniden
örgütlenmesi, işçi ve tanın sorulan, yeni iskanlar ve
doğu illerinin sömürülmesi yer almıştı.
Rusların ve lmparatorluğun Avrupadaki diğer
halklarııiın gelişme metodunu izleyerek, radikal
sosyal olaylan d,estekleyenler Rus Müsümanlan
arasında görünmeye ve gelişmeye başladı. Rilhassa
Tatarlar, Başkırlar ve Azerbaycanlılar arasında. gö
rünen radikal solun kuvvetlenmesi kısa bir zamanda
gelenekçi milliyetçi liberallerle ihtilafa sebep oldu.
Bu çatışmaların ilki Kazak ilinin idaresine ait soru
üzerine çıktı. Duma'nm müslüman partisi partinin
ihtilalden evvel beraberce tatmin edici çalışma yap
tıklan eski vali P. Boyarsky'nın vilayetin başında
tutulmasını istiyordu. Tatarların azınlıkta olduklan
216
Rusya'cla Pan-Türkizm n Müslümanlık
.
ratorluğun diğer halklarından
ve dah a zıyade impa
il olan Kazandaki. Sovye tlerin
.
ve Ruslardan müteşekk
. .
ıdarec il erı. nın heps�
r
Ça
esk
eri
erl
�
ask
ve
ri
ile
işç
edıyorlardı. 4 martta Sos yalıst
�kı·ımelerinde israr
Ak'ım oldugu Sovyetler
ihtilalciler ve Menşeviklerin ha
mahalli askeri komutanı K. Sandetsky ve yardımcısı
General A. Kamarof ve diğer yüksek rütbeli subay·
ıann tutuklanmasını talebettiler. 6 martta Vali Ba·
yarsky azledildi. Kazanda onun üzerine Tatar Sosya· ·
listleri Fuad Tuktarof ve R. Halfin ba§kanlığında
bir hususi müslüman sosyalist komitesi J>rgütlediler
ve bu komite Sovyetlerin mahalli askerleri ve işçile
ri ile yakın bir işbirliği kurdular ve bu bütün Tatar
müfritleri için toplanma yeri olmuştu. Kazan'da 7
Martta yapılan bu komitenin ilk toplantısında bir
Tatar sosyal demokrat hatip olan Mullanur Vahi·
tof bütün «meşakkat çeken müsümanları» gelecek
sosyal ihtilale katılmaları için teşvik etti. Vahitof
konuşmasında burjuva Müslüman Birliği, «Ittihad»'a
d'.111il Tatarları Müslüman Tatar prol etar yasın da·
a
.
hıl kitl
elerden derin bir uçurumwı ayırdığın
ı belirtti.
Kazan'da. �e d'ıger
- şehırlerde müslüman sos ya.
.
lıst komıtel
erının teşekkülü ve Mullanu Va
r
hitof ve
onun sosyalist yardımcılar
ının söylevleri .. 1.. an
sosyal ve politik birliğin
sür'
pa �usya'sının ve K afkas atle dağılmas:n: ;�.
ya'nm m"usl"uman halkının ılerleyen radi
.
. kalizasyon wı ilk
açık işaretleriy
�
di. Müslüman sıyas.
cephe hır çok parti
miia
"
E
.
_
�
lere bölün·
""' tu. n sagda dın
adamıarı ve muhafaza rJa
vardı ve bunlar K
ka r
uzey Kafkasya ve
Orta Asya'da
halen kuv vetli idil
.
er. yenıde
n örgütlenerek İttihat
W
1917 tııtili linde Rusya Miuliimaolan
217
olan en son lttifakm orta derecedeki burjuazi libe
ralleri tarafından merkezi mevki işgal edilmiştiki
onların muhalefet etmeyen lideri Duma mebusu
Sadri Maksudi'ydi. İşçilerin meselelerinden • ziyade
milli ve tarım sorunlarıyla daha çok ilgilenen Sosya
list kanat solda çabucak genişlemişti. En aşın solda
bir enternasyonalci Menşevikler ve Bol§evikler
grubu belirmişti, fakat 1917 baharında bu radikal
kanat hala. çok zayıftı.
MERKEZC1LER ve ARAZİ
MUHTARİYETçtLERt
Bu su-alarda Rusya'da Türk politik birliğine
diğer bir engel de aramcilerle merkezciler arasında·
ki ihtila.ftı. Sınır eyaletlerin Türk liderleri - özellik
le Kafkaslar, Kırımlılar, Kazaklar, Başkırlar ve Or
ta Asya müslümanlan - ulusal arazi muhtariyeti
prensibini desteklemişlerdi. Bunlar Kınını, Azerbay
can, Başkırya ve diğer müslüman sınır eyaletlerini,
federasyonla. birleştirilmiş bir Rus cumhuriyetinin
muhtar ulusal alt sınıfları olarak organize etmeyi is
temişlerdi. Tatarlar, bunun yerine bütün Rusya Müs
lümanlarının m�rkezi olarak yönetildiği kültürel bir
muhtariyet teklif etmek suretiyle bu prensibe karşı
koydular. Bunlar Müslüman - Türk birliğinin mu
hafazasına yöneldiler ve Rusya'daki bütün Müslü
man halk için merkezi bir idare organı teşkil etmek
istediler. Buna göre Müslümanlar, toprak dağıtınıını
bir tarafa bırakarak, bir tek ulusal · kültürel teşek
külde organi.ze edilmeli ve bunun en üst organı mer
kezi. Rus hük.ümetinin muhtar kısmı olmalıydı.
•
uı
Rusya'dıı Pıı...Tiirld:mı ve Mllıııı..._
ezileşmiş bir müsIUman
idBPıııı
_
Böy1ece merk
:-�
toplanmamış
fak
at btı
ölg ede
tL.
her ha.ng ı· bir b
·
l
d
a
o
m
an
ru
'"""'
du
Tat
ır
ar
k b
lar 1'111
..._
Rusya'da dağını
c
ak
Mn"l"
An
wı um an hı111
'd'
·
ı
a
şm
nla
a
�
tek elverişli
, Tatarları herha.ngt
esı
eşm
il
kez
mer
i
'd
ili bir şekilde bulundura1>111ıı
���teşkilatta etk
bir buçuk yüzyıl bo
;, Bundan başka, geçen
.
YlUlııit
de hder rol oynamaya
işlerin
iyet
İ
slam
t
in
vle
de
mış olduklarından, merkezileşmiş M�s.lüman idııt
sinde de bu rolü muhafaza edeceklerını umuyorlaıııı
Kazan uzun yıllar önce Rusya müslümanlarınm &ııl
kültür merkezi olmuştu, fakat Tatarlar, çeşitli 111"
gelerin ve ulusal grupların toprak muhtari:J
Kazan'ın önemini kaybedeceğini ve kendi böl
sadece Tatarlara ait merkez .olacağını dli§•ıı.....
lerdi. Kazan havalisinde Rusya'daki Tatarların
lam sayısının ancak üçte biri yaşamaktaydı, geri
lanı ı:ıüfusun % 15 ini teşkil ettikleri Volga ·
bölgesindeki diğer eyaletlere ve Rusya'nın
yerlerine dağılmış durumdaydılar.
1'
alt
BOTON RUSYA MÜSLÜMANLARININ
İLK KONGRESİ
. �:3'1' tın ikinci yarısı ile Nisan ayı tamamen Ruı;f
mtislumanlan Kongresine hazırlı
kla geçti ve bu
fer delegeler, Rusya'daki mü
slüman halkın hemııf
. ..
hemen b . tun
politik, sosyal ve ulusal gruplarııl
�
tems�. l edıyorlardı. Bu
dönem içinde Müslüman 1Jillö
g-elenn çoğunda m
_..:ııı.ıı ·
aha1li� konferanslar tertip eoııuıı
Bu konferanslar
d
a
yapılacak olan kongrenin dele&"
leri seçildi ve ..ült . .
ure
l ve dini yaşantı ile ilgqi sorıt
lar tartı.şıfdı· ;
atarlar ve diğer Türk mi li g l
rup a#
l
,ı
ı,11 tııtJJAUnde Rusya MUsliimunlan
21'
nın yarusıra, Kafkas dağlıları ve Orta Asya Tajik'·
leri gibi, Rusya'da Türk olmayan MUslUmanlar da
kongreye katılacaklardı.
Mahalli konferansların hepsinde iki temel nok·
ta ele alınmıştı. Bunlar MUslUman din idaresinin ye
niden kurulması ile her bölgenin ulusal · kUltürel
hayatının kurulması idi. Bu toplantılar içinde en gö
ze çarpanı 10-15 nisanda Kazanda yapılan, Tatar
konferansı idi. MUslüman Din 1daresinin Ufa'da ye
niden teşkili için ve merkeziieşmiş tamamen Rusya
müslilmanları kültür muhtariyetinin kurulması konu·
su işlenmiş ve ilk Kongre için delegeler seçilmişti.
Başkır 'konferansları daha ziyade sömürge sorun·
lan ile ilgiliydiler. Avrupa Rusyasından gelenler
uğruna el'lerinden alınmış olan t oprakların tekrar
Başkırlara iadesi için yollar arıyorlardı. Taşkent'de- ·
ki Orta Asya MUslümanlan konferansı da yine is·
kan meselesi ile ilgili idi, fakat burada muhafaza.·
kar din adamları, mahalli halk ve okullar araamda
İslam etkilerini kuvvetlendiren kilise fonu (vakıf)
meselesini ilk safhaya koydular.
Kınm'da 25 martta Simferopol'de yapılan ma·
halli Tatarlar konferansı Kının ve Litvanya Mi.is·
lümanları için yeni bir Müftü seçti; buna ilaveten
kilise fonlarını Kının Müslümanlarının kullanması
için bir tarafa ayırdı ve Kınm Tatarlarının killtü·
rel ve toprak muhtariyetinin pratik gerçekleşmesine
çalışması için kırkbeş üyeden ibaret özel bir yönetim
kurulu teşkil etti. Türkler lehindeki çevrelerle ya·
kından ilgisi olan radikal, milli grup «Vatan»m üye
si molla M.C. Cihan'ın müftü olarak seçilmesi, da-
220
au.,ya'da Po-Türkimı ve Müslümanıı.
mlı Tatar liderleri..Q. takibedecekleha başından Kırı . .
ıştı.
rı· yo"nü tayin etm
··
·· un
,nın bu
t
ya
Rus
bölgeve
n
ıla
yap
.. 1 ..
Moskova'da
M
delege.
yüz kadar
�
lerin den gelen dokuz
;
ok
e , 1 Mayıs 19
. �· i popt;.
nin katıldığı İlk Kongr
amların dan b ın o an Mu.aı.
ler ve ilerici Tatar din ad
bazı sur elerin
. f tarafından açıldı. Kur'andan
Bıgee
.
' ı·· anlan
'
us
geçıc.ı Ille!'
okunmasından sonra, Rusya M �
lıkof, açılış konuş
kez bürosu reisi olan Ahmet Tsa
okrat aynı 1.1·
al
Dem
masını yaptı. Bir solcu Sosy
manda askeri ve işçi temsillcilerin Petrograd Sovyetı
nin üyesi olan Tsaliko f konuşmasında, her zamanki
Müslüman istekleri ile yeni devrimci amaçları birleş·
tirdi ve «bu tarihi kongre» nin açılış töreni ve «�
lığın zincirlerinden kurtuluş için» temsilcileri tebrik
etti.
Milletlerin, yüzyıllardan beri içinde ıstırap çektiğimiz ka,
lık zindanı, balkın ayaldanmasmın patlamaları altında ezilıııı.
lir. Bu salonda yaptığııım: toplantımız hürriyet şafağının ışıklın
ile aydınlanmıştır. Fakat kalpleriın.iıi doldman mutluluk hissi, po,
Utik sorumluluk duygusunun ve asırların tarihi derslerinin v�
ği uyanıklığı örtbas etmemelidir. Şimdiye kadar
MüstümaııJır
Hıristiyanlarm ayakları aJtuıda ezildi ve ldııci hatta üçüncü
suııf
vatandaş muamelesi gördü- ...
Tsalikof'un konuşmasını takiben Kurul presid·
unu
(idare heyetini) seçti, bunlar Topçuba.şef,
�
Aktiamof, Dosmuhammedof, Abdullah Hojaef,
Tsalikof' .kendisi ve diğer yedi kişi
�
idi. Bundan
sonra çeşıtli parti ve politik gru
pların temsilcileri
t�mdan yapılan konuşma.ı
ar b aşladı, bunların
hepsınde esas konuyu heue
.
' demokratik �
., can.Iı bır
..
tikbal um
. . teşkil ediyordu. Hr
ıdı
istiyan olmayan ıı-
J917 tııtiWhıde Rusya Miisliimanian
221
nıflar kısmı .başkanı olan Serge A. Kotliarevsky ge
çici hükümet adına kongreyi selamladı ve onlara
önlerindeki Rus Müslümanlarının kültürel ve politik
hayatını yeniden organize etmeyi yüklenm'? sorum·
luluğunu hatırlattı.
Topçubaşef hükumet temsilcisine cevap vermek
Ur.ere ayağa kalktı. İyi temennileri ve tavsiyeleri için
Kotliarevsky'ye teşekkür etti, fakat oldukça acı
bir şekilde Kotliarevsky'nin, Rusya'daki milyonlar
ca müslümanın yüzyıllardanberi neden bu kadar ses
siz bir şekilde beklediklerini açıklayan sebepleri
kendi bölümünün kanunların da bulabileceğine işa
ret etti. ..
Fakat şimdi özgürlük giİDe$i üz.erimizde ve bir defa pollı bo
yunduruğundan kurtulduktan soıın ger�kte neler yapabilec:eii
mizi bütün dünyaya göstereceğiz... Hell4!yden önce tam bir dini
hürriyet istiyoruz - ve Rus hükumetinin delegesi olan sizler, en
kısa zamanda
melisiniz.
Müslümanlık işlerinin
idaresi yetkisini biz.e devret•
Bundan sonra Topçubaşef, İslam okullannda
eğitim özgürlüğü li7.erinde israr etti, fakat - devle
tin dili olan - Rus dilinin İslam okulları programın·
daki yerini muhafaza etmesini kabul etmekteydi.
Bundan sonra kürsüye gelen, bir Tatar ·sosyalist
olan Ishakof delegelere «otuz milyon Müslüman>'a.
karşı olan görevlerini hatırlattı ve kendilerini İslam•
ın büyüklüğünü başarmaya zorladı. Bir işçi deıege
olan Hojaef, «hürriyetin işçiılerin gayreti ile kazanıl·
dığma» ve «ne yazıkki her ulusta hala ezilen ve ezen
sınıfların mevcut olduğu> hususunda ısrar etmekle
222
aıısya'da Pao-Türkian ve Müslüllllıılıl
heyecanlı olan_ gidişint bir
ın genellik. le '
n
r
ı
a
a
i
n
uşı
<kon
n aı getı rd ı.
bav.,,.,
aııenksı·zr1..k .. selamlamalar ve komisyonların
ııe,
'" ·
'
'
nk gunu
dd
d
ı
ı
ah
a
c
d
UŞunceı. n kongre
eçıre
çilınesı. ı·1e ag sd başlayabildi. İslam muhtariyeu.
ancak 3 � yı
prensipler ve
ak.i Rusya'nııı
asyon\na ait
. 0rganız
nın
onr
çalışmaı1•
bundan s
l yapısı,
1.t.k
mus
.. tıı:k.bel po 1 v
dikta·
nazarı
nın
i günl" erde kongre
rın takıp edı'ldig
tini çekti.
Y�'III
OTONOMİ PROBLEMLERİ
ar ark�aşlan �
Sadri Ma ksudof ile Ta�
ştırme tezı_ k��greye ihti
dan hazırlanan merkezile
atta bır Türk tara.fut.
yatla sunuldu _ bir Tatar �
of tarafından. TsaJi.
dan değil de Dağıstanlı Tsalik
_
le, Batı kuvvet,
k f Kafkas mizacı nın bütün şiddetıy
ıe:ine hücum ederek ve bunları emperyalizmlev 1\
İslam halkını istismar etmekle suçlayarak aşa.ı�l!QF
ki konuşma sına başladı :
Bütün Avrupa bülrumetlerl şimdiye kadar hürriyeti n
kötü niyetlerlıl 'il
mokrasiyl ezberden okuyan güzel konuşmalarla
Şimdi A.J&
yaptıkları işleri gayet malıirane bir şekilde gizlediler...
rupalı kuvvetler tarafıodan organize edilen biı' çok s&l'IIŞlan lııı
tırlayarak şu sözü aklım17.3 getirebiliriz: «Rüzgar eken ,.
biçer.» Size teşekkürler. Avrupalılar, son üç yıldanberl ıııı.ııt
kan ağladı ve mülevves oldu. Rus ihtilali Avrupa'yı cezaJua,
mak ve imaolığı Batı'nın kaplamış olduğu pislikten anııdınılk
için, gökten gelen bir yıldırım gibi yetı,ti. Bu ihtilal Moğol
!erinden AtlM Okyanusu'na kadar bütün lslam dünyasını
1JJII
dırdı. Asya ve Afrika halkının meydaDa
ged_rdiği bu Türk·Tıllr
dünyası çok önceden İslamiyeti kabul
etmişlerdi ve tslam kil)li,
riine sıkı sıkıya bağhydılarR usyaMüslüm
aolan olan bizler, biidı
*"
1917 thtilaUnde Rusya Müslümanları
22.S
lslaoı memlek etleri arasında en ileri olanlanyız ve hürriyet ut·
nıoa birlik teşkil etmeye bir örnek vermek bizim görevimizAtir.
sugün tslam dünyası geri kalm ış bir dW'iımdadır, fakat bu Av·
nıpa'nm gem vurm asının bir sonucudur. Bu sırada dünya kuvvet
toplamaktadır. Biz Müslümanlar, İslamın kutsal ve büyük kita·
buıa dayanarak, bütün Müslümanlann kendi itikatlanm ve ınede,.
niyetlerini müdataa etmek � ayaklanacaklan ve kendilerini ba·
la kainatın yöneticileri olarak görmeye devam eden Avmpalılan
yakındır. Yakın Doğu
karşı mücadeleye �layacaklan zaman
balkının uyku içinde oldufu ve bu sessizliğin onlann topraklan
üzerinde büküm sürdüğü ber zaman söylenmişti.
Artık bu uyku soıııı erdi. İranlıların ve Jön Türklerin ibdli6,
Trablosgarp'daki ayaklanma ve son olarak Bizjm Rus lbtiWine
katılmamız Doğu'nun uyanmakta olduğunu göstermektedir.
Avrupalılar bala İslam memleketlerinddü dunımu yanlı, an
lamaktadırlar, fakat kendilerinin müdafaa durumuna geçmek z.o.
nında kalacak.lan ve üstün gayretlerini bir zamanlar kendilerine
köle gibi bimıet eden ve kendilerinin istismar ettikleri kim
selere karşı lmllmımak zorunda ltabıalklan zaman yakındır.
Batı aleyhindeki gürültülü konuşmasını bu şe
kilde bitirerek, Müslüman Merkez Bürosu muhtari
yet mesele sini ele aldı. Bütün ulusların hürriyeti hak
ettiğine işaret etti. Fakat sözlerine şunu da ııla.ve et
ti «Halen Rusya'dan ayrılmaya çabalayan Rtı'$ya
Mü slümanları arasında, önemli politik gruplar vok
tur. »
•
Bundan sonra Tsalikof, federasyon ve muhtari·
yet için temel prensipleri sıraladı - o sıralarda bu
iki kavram bir çok zihinlerde .bir birine karıştırılı
yordu. «Bugün en popüler politik sistem toprak
muhtariyetine dayanan federasyondur. Federasyo
nu destekleyenler bu sistemin Rusya'nm bütün ulu·
sal problemlerini halledeceğini ve kendilerinin kal-
'
RU5Ya'da Pan-Türkhm ve MüslümaaJ ı1ı;
atı garanti edecea mili etlere en geniş fırs
1tmınasınd
tscher
B und,dan
. etmektedir
' · > Norddeu
ıa
idd
,
ğini
ri ve Avustralya ya kadar,
Ame rika Birleşik Devletle
on tipiyet ve federasy
.
. yet·ının,
kurulmuş o. 1an çeşitli muhtar
Rusya
tarı
muh
.
len. nı e1eştiren Tsalikof' arazi açlarını karşılay
ihtiy.
ıp
.. ..
. hesını
Musluman haBurun gerçek
· · 1·fade ettl;
up
daki ş
. . ıyacagıw hnausun
�
karşılam
ydana gel·
..
r
ç k sayıda muhta toprakların me
çunkü·o
· ..1e edil
. kendilerini bir birinden ayrıımış ve ı.zo
mesı
. ul al gruplara bölecekti. «Parça1a ve H ukmet>
ak
s
:ı:nsi:ni hatırlattı «ki bu halkı �bi kılm mak a·
lanı ştır>
dıy1e hainler tarafından başarı ıle kul ··lmı
ına gore değil.
ve Rusya Müslümanlan'nın toprak esas
. 1
..
ır
b
eşme1en·.
gore
ına
esas
r
siple
pren
rel
kültü
sosyo
.
.
nin kendileri için çok daha pratık bır şey o1acagı
sonucuna vardı. Böylece Rusya Müslümanları, coğra·
fi balomdan bölünmüş olmalarına rağmen kendile
rinin kanuni, icrai ve hukuki bir organizasyonu olan
birleşmiş, merkezileşmiş bir kültürel - dini toplu·
luk teşkil edeceklerdi. Ulusal parlementosu olan
meclis, Rusya'nın bütün müslüman halkı tarafından
seçilecekti.
Azerbaycan'lı lider olan Resul Zade, federatif
veya muhtar organizasyonun desteklenmesinden söz
etti. Kendisinin uyanık ve mantıki bir şekilde öne
sürdükleri, Tsalikof'un heyecanlı ve çok kere tena·
kuza düşen konuşmasıyla büyük bir tezat teşkil edi·
yordu. Resul Zade Tsalikof'un temel düşünceleri ile
aynı fikirdeydi yani Rusya Müslümanları Ruslarla
olan politik bağlılıklarını muhafaza etmeliydiler ve
onlarla beraber demokrat bir halk cumhuriyeti kur
malıydılar :
v
·1917 thtilillode Rusya Müsliimaalan
22.5
Fakat KJuııÇ2tka'dan Karadeıılz'e ve Arkanjelsk'den tran'a
kadar uzanan bir geniı, arazinln - bütün Asya latJıaı
yüzeyinin aJhda blrinl teşkil ediyor ve yüz yetmiş milyona
kadar blr nüfus ihtiva ediyordu - demokratik idaresini başarılı
bil' ,ekilde organize etmek nasıl mümkün olabilirdi? Memleketin
bir tarafında güneş doğarken öbür tarafında insanlar uyumaya
hazırlanıyordu. Rus balkının isteklerini ancak ademi merkeziyet
ve muhtariyet tatmhı edebilir, bir çok Ruslar da ademi merkezi..
yet preruıibinl destekleımldedirler. Benim fikrime göre gelecekte
Rosya, muhtar arazileri ihtin eden blr federasyon olmalıdır. Rus
ya'mn müstakbel politik orgaııi.ı.asyonu, her birinin kendi ulusal
memleketi olması gereken bütün halkım tatmin etmelidir.
Fakat bütün İslam ulusları Rusya içinde bir
kültürel federasyon teşkil edebilirler, bu kolayca ba·
şarılabilecektir; çünkü bunıların arasında en kuvvet
li ulu.sal gurup Türk·Tatarlandır. Bizler Türküz ve
Türklerin oğullarıyız, böyle olduğumuz için gurur
duymalıyız. Bir Türk benliğinden bir Türk kültürü
yaratmak istiyoruz, buna mecburuz. Rusya'daki
otuz milyon müslümandan yirmi dokuz milyonunun
Türk olduğunu unutmamalıyız. Rusya'daki Türk
halkı yüzyıllardan beri bölünmüşlerdir; fakat şimdi
sadece birleşme konusunda değil aynı zamanda ken
di ulusal mevcudiyetlerini kabul ettirme konusunda
da kesin niyetlerini haykırmaktadırlar. Fakat ha·
len çeşitli Türk dilleri vardı,r. Volga Tatarlarının
kendi lisanları, edebiyatları, yayınevleri ve okullan
vardır. Türkistanlıların kendilerine has Çağatayca
edebi lisanları ve 7-engin edebiyatları vardır. Aynı
şekilde Kazak lisanı da daha büyük bir gelişme gös·
terirken, Azerbaycan Türkleri, Tanrının da yardı·
miyle kendi kültürlerini yarattıkları gibi, kendi dil·
lerinde bir edebiyat yaratmışlardır. Böylece bütün
bu insanların kendilerine has yolları olmuştur. Müş-
:ı26
rklzm ve Müslümanı,.;
Rusya'da Pan-Tü
una akmakta olan bu . çeşitli
. Türk okyanUS
lrec ·
terek bır . . bı. r Tü"rk den izi meydan. a. get
. . ek
n
ne
Türk hır ıe
,,� b"1r Türk otonorrusı ıstıyoruz.
mahaıu
li
mil
z
.
tir. Bı · .
. a}ıh as kılmak için otonom bır Azeruş
.
Ta vsiyelerı �ıs
Türkistan ve Kazakistan vesair
a
,
baycan D g �, - rı;;ntrü bu halkl arı n kendilerine
ı
yaratılması i�ten �
om devlet·
n v'sar..u.ud·ır.· Bütün bu oton
mah sus _o·· zellıkle
işlerini kendil�ri yapmalı ve kendi
ler kendı m�allı
ip omalıdır. Bu otodileri sah
.. .. l kalkınınalarının ko·
ınilli idarelerıne ken
. dini ve külture
nom eyaletlerın
la·
maksadıyla büt. ün Rusya Müslüman
.
' ordinasyonu
12..,�lan·
. . ın
. kurulması ıcabetmektedır. ..ı..x19
.
nnın meelısın
.
. edılen ve Sadri Mak·
sil
tem
an
fınd
tara
rlar
Tata
ta
_
iler başlanntarafından yönetilen Merkeziyetç
beraber
ı of'un bulun duğu arkadaşlarıyla
da T sal.k
. .
.
Resul Zad e 'nin milli eyaletler otonomı _proJesıne o
kadar kızmışlardıki bu kararın üzerindeki oyla�
yı sabote ederek toplantıyı t�rkettiler. Ey�!e�er
le Me rke ziye tçiler arasındaki son açılmayı on.emek
için başkanlık oylamayı 7 mayısa kadar erteleme
ye, Tsalikof ile Resul Zade'nin fikirlerinin daha f8Jt'
la tetkik e dilme si için anayasa komisyonun a gönde
rilmesini ve her iki taraftan eşit sayıdaki konuşu
cuların daha fazla tartışmalarına imkan vermeye
karar ve rdi.
!:ı�
Savaş 7 Mayıs'da Kazak delegesi Dosmuh�
medorun bir konuşınasıyle açıldı. Onun fikrine ı6'
re merkeziyetçilerin tezi herhangi bir muhtariyet
kavramına karşı idL Delege arkad�larının, Rusya'·
daki diğer Türk halkı üzerinde Tatarların manevi •
politik üstünlük sağlamak hususundaki hırslarından
1,11 thtiüliıule Rusya MüslümanJan
227
endişe duyduklarını ifade eden Kazak lideri, Tsali· ,
kof'a acı bir şekilde hücum etti. «Milliyetin ne oldu·
ğu hakkında. hiç bir fikrin iz varını? Bu kan, ruh, ge·
lenek, dil, Met ve toprak bütünlüğü dernektir. Top
rak bütünlüğü olmayan, merkezileşmiş otonom esa
sına dayanan bir «müslüman> ulus yaratamazsınız.
Siz bir Pan·İslamiyetçi de ğilmisiniz? Pan-İslamiyet
çiliğin arkasında, bir milliye tin diğerine hükmetmek
istemesi gibi entrikaların gizli olduğunu biliyonı.z.
(Dosmuhammedof bura.da, Tatarların liderlik id
diasında olduğunu açıkca ima e tmiştir). Türkistan·
lı delege olan Abdullah Hojaef, Dosmuhammedof ve
Resul Zade'yi şiddetle desteklemiştir. «Biz Türkis·
t anlılar oton omi ·istemekteyiz; çünkü ulusa
l büttin
lük elde etmenin tek yolu budur. Bizim gelenekleri
miz, Rus geleneklerinden tamamen ayrıdır. Biz kendi ulusal topraklarımızın sınırları içinde yaşamak is
tiyoruz. Hojaef, hiç bir şekilde demokratik prensibi
tekzib etmeyen Amerikan hükümet sistemini, arazi
federasyonunun en güzel bir örneği olarak g s
ö �
miştir. Onun fikrine göre arazi otonomları Müslü
manları bölmeyecektir, çünkü bir oton ominin kapılan
diğerinin halkına dalına açık olacaktır. Hojaef iddi
asını daha fazla izah ederek dinleyicilerine, Rus ve
Türk Müslüman halkı arasında politik sınırların ol
masına rağ