Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Cukurova Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi, 2014
Öz-İlim dalları içerisinde branşlaşma ve o bilim dalında mütehassıs olma her ne kadar sonraki dönemlerin belirginleşen bir hususiyeti olsa da ilk dönemlerden itibaren âlimlerin ilgi ve kabiliyetlerine göre daha fazla mesai harcadıkları, dikkat ve becerilerini üzerinde teksif ettikleri ve o vasıflarıyla tanınır olduğu belli alanlar bulunmaktadır. Ancak özellikle klasik dönem âlimlerinin diğer alanları tamamen bırakarak tek bir alanla yetinmeleri söz konusu olmamıştır. Bunun bir sonucu olarak zengin İslâm kültür geleneği içerisinde muhaddis müfessir, mütekellim fakih, müfessir mutasavvıf ve müverrih muhaddis gibi birden çok vasfıyla ön plana çıkan âlimler yetişmiştir. İşte müverrih kimliği ile tanınmakla birlikte aynı zamanda aileden yetişme bir muhaddis olan güzide âlimlerden biri de Tabakât ve et-Tarîh eserleriyle meşhur Halîfe b. Hayyat'tır. Halîfe, hadis alanındaki uzmanlığı sebebiyle tarihî olayların tespit, teyit ve naklinde gösterdiği titizlik ve takip ettiği metod sayesinde dönemin muhaddislerinin ciddi tenkitlerinden kurtulabilen bir tarihçi vasfını haiz olmuştur.
Scientific Journal of Faculty of Theology
Mâverâünnehir bölgesinin Hanefî hadis hâfızlarından Ebü’l-Abbas el-Müstağfirî (ö. 350/432) Nesef’te doğup ilmî gelişimini farklı bölgelere rihle yaparak çeşitli âlimlerden istifade ederek tamamlamıştır. Mustağfirî, yaklaşık 20’ye yakın eser telif etmiş ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Ayrıca Nesef’in hatipliğini de üstlenen Müstağfirî, ömrünü ilim ve İslâm’a hizmet etmekle geçirerek hicrî 432 yılında vefat etmiştir. “İmam”, “fakih” ve “hafız” unvanlarıyla nitelendirilen Müstağfirî, hadis ilminde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Müstağfirî’nin eserleri esas alınarak hadisçiliği incelenmiştir. Çalışmamızda onun yaşadığı ortam ve zaman dilimi ilmî, siyâsi, sosyal, kültürel ve ilmî açılardan ele alınmış, sonrasında ise Müstağfirî’nin hadisçiliğini tespit adına eserlerindeki açıklama ve değerlendirmeleri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda Müstağfirî’nin meşhur bir hadisçi olduğu ve kendisinden sonra gelen âlimler üzerinde etkin rol oynadığı neticesine ulaşılmıştır.
2018
Mâverâünnehir’in Hanefî hadis hâfızlarından sayılan Ebü’l-Abbas el-Müstağfirî (ö. 350/432) Nesef’te doğup ilmî gelişimini farklı bölgelere rihle yaparak çeşitli âlimlerden istifade etmekle tamamlamıştır. Bununla birlikte yaklaşık 20’ye yakın eser telif etmiş ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Ayrıca Nesef’in hatipliğini de üstlenen Müstağfirî ömrünü ilim ve İslâm’a hizmet etmekle geçirerek hicrî 432 yılında vefat etmiştir. “İmam”, “fakih” ve “hafiz” unvanlarıyla nitelenen Müstağfirî, hadis ilminde önemli yere sahiptir. Bu çalışmada eserleri esas alınarak Müstağfirî’nin hadisçiliği incelenmiştir. Müstağfirî’ye dair bu çalışmada onun yaşadığı ortam ve zaman dilimi ilmî, siyâsi, sosyal, kültürel ve ilmî açılardan ele alınmış, sonrasında ise Müstağfirî’nin hadisçiliğini tespit adına eserlerindeki açıklama ve değerlendirmeleri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda Müstağfirî’nin meşhur hadisçi olduğuve kendisinden sonra gelen âlimler üzerinde etkin rol oynadığı söylenebilir. ---------------...
Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2023
Islamic sciences first emerged due to the studies conducted around the Qur'an and the Prophet's Sunnah, and then other branches of science became disciplines due to the events that took place. As a result of the conquest movements, the works of philosophical sciences were translated into Arabic, and the classification of sciences began to be made. Although philosophical sciences were classified in the early periods, in later centuries, sciences in other fields, such as religion and language, were included, and comprehensive classifications were put forward. Although classifications of sciences are usually made to emphasize issues such as the definition, subject, purpose, method, and literature of science, to show the relationship and hierarchy between them, or to facilitate education and training, their basis is the problem of the relationship between religion and philosophy in general and reason and revelation in particular in Islamic thought. The subject of this article is the place of hadīth in the classification of sciences from the first centuries of Hijri to the present day. For this purpose, many studies on the classification of sciences were examined, and the scholars who made the classification and their works were identified and investigated whether they included the science of hadīth. However, the article is limited to pointing out the leading figures of those who did not mention the science of hadīth in their classifications. In contrast, the classifications of those who counted this science were touched upon. Although there is extensive literature on this subject, many works related to the classification of sciences have been published in our country in books, articles, papers, etc., with the original text. In the context of the classification of sciences, although there are a few studies on the subject, period, and person related to the science of hadīth, the lack of a study that deals with hadīth in general, unlike other fields, as in this study, reveals the importance of this article. This article aims to determine the position of hadīth in the classifications of sciences and to determine what kind of information about the branch of science is conveyed in them. In order to realize this aim, first of all, the works containing the classifications of sciences were examined using the documentation method, one of the qualitative research methods. As a result of the study, it has been seen that scholars from various branches of science from different parts and traditions of the Islamic world have made classifications of sciences in other languages from the first centuries of Hijri to the present day. According to the sciences they dealt with in their classifications (such as philosophical, philosophical-religious, philosophical-religious-intellectual), classifications in different numbers (two, three, four, etc.) emerged. However, hadīth was not included in the classifications of sciences of Islamic philosophers except for a few. Of those who formed this science, except for al-Suyūtī, none of them was a hadīth scholar by profession, but almost all of them had a relationship with hadīth to a greater or lesser extent. In the classifications of sciences that began in the early period, the science of hadīth found a place for itself towards the end of the IVth century. It was mentioned among the sharī'ah/religious/traditional sciences. Although in some classifications, only hadīth is mentioned, what is meant by this is not the hadīth s of the Prophet but the science of hadīth with its rules and principles. Although some of the first classifications of sciences included the science of hadīth with different names in general, it was divided into two as riwāyah and dirāyah with Qāḍī Bayzāwī, and from the first moment until today, it has been observed that there is no unanimity on their definitions and scopes, and each scholar has defined them in different ways. In the first-period classifications, a limited number of hadīth sciences were mentioned. Still, later on, sciences that could be gathered under the same title or that could not be counted as an independent branch of science were counted separately. More details were entered into this subject than necessary. Classifications were also seen to be a source of literature for sciences. In this context, it has been determined that the books of usūl, hadīth, and commentaries are mostly cited, although less in other fields. It has been determined that the literature mentioned in the classifications of sciences has differentiated over time and that this is because each scholar takes into account their environment and their prominent works. However, the date of the works' composition also has an effect. In some of the classifications of sciences, it was determined that some narrations were commented on without giving any information about the science of hadīth.
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2019
İlim ve sanatla uzun süre meşguliyet, sahibine özel bir "meleke" kazandırmakta, alan çalışmalarında süratle karar verebilme imkânı sağlamaktadır. Hadis metinleriyle uzun süre meşgul olma sonucu elde edilen metin bilgi ve birikimi sayesinde hadislerin orijinalliğini tespit etme bir "meleke" haline gelmekte, hadislerin güvenilirlik derecesi kolaylıkla belirlenmektedir. Hadis âlimleri tarafından hadisin güvenilirliğini test etme konusunda hadis râvilerinin tek tek detaylı bir şekilde incelenmesi anlamındaki sened tenkidi ile birlikte metin tenkidi için de objektif kriterler konulmuştur. Hadis metinlerinin tenkidinde Kur'an ve Sahih Sünnet gibi temel referanslara uygunluk yanında; hadisin selim akıl, tarihî gerçekler ve ilmî verilere aykırı olmaması temel esaslar olarak kabul edilmiştir. Hadis literatüründe özellikle mevzû hadislerin tenkidinde dikkate alınan bu meşhur temel esaslar dışında bazı önemli kriterlerin da zikredildiği görülmektedir. Münekkit hadis âlimlerinin hadis metinleri üzerinde tarih boyunca süren titiz ilmî çalışmaları sonunda tümevarım yoluyla vardıkları sonuçlar, ilim erbabı arasında "genel kabul" görmüştür. Bu makalede hadislerin tenkidinde metin bilgi ve birikiminin önemini gösteren ve ilim dünyasında genel kabul gören bu ilmî kriterler üzerinde durulmaktadır.
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2014
Öz İnsanlık tarihi ile eş zamanlı kavramlar olan öğrenme ve öğretme konusunda, tarih boyunca sayısız görüş, düşünce, teori ve uygulama ortaya konmuştur. İslam Dünyasında da, bu alanda oldukça zengin ve dikkate alınması gereken tecrübeler mevcuttur. Din Eğitimi alanında geçmişte önemli çalışmalar ortaya koymuş âlimlerin tecrübelerinden faydalanmak, günümüz Din Eğitimcilerine farklı açılımlar kazandırabilir. Daha çok fıkıhçılığı ile tanınmış olmasına rağmen, İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin bu alandaki başarılı uygulamaları, geçmişteki tecrübelerin en dikkat çekici olanları arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Ebu Hanife’nin, iyi bir eğitimci olmasını sağlayan etkenler, aldığı eğitim ve Din Eğitimi alanında ortaya koyduğu metot ve uygulamalar, ana hatlarıyla incelenmiştir. Yapılan inceleme sonunda Ebu Hanife’nin, Din Eğitimi alanında dikkatle incelemesi gereken önemli çalışmalar ortaya koyduğu görülmüştür. Sahip olduğu yetenek ve özelliklerle birlikte, ders ortamı, ders tekniği, öğrenciye bakışı, öğrenciye yaklaşımı gibi pek çok konudaki uygulamalarının, eğitim uzmanlarının ve öğretmen yetiştiren kurumların dikkatle incelemeleri gereken veriler ve değerler içerdiği görülmüştür. Anahtar kelimeler: Eğitim, Din Eğitimi, Eğitimci, Ebu Hanife, Öğretim Metodu. As an Educator Abu al-Hanifa Throughout history, numerous opinions, thoughts, theories and practices have been put forward in relation to the learning and teaching that are concepts as old as the history of mankind. The Islamic world has also seen outstanding experiences that need to be taken into consideration in this respect. Benefiting from the experiences of the scholars who carried out significant studies in the field of Religious Education may serve many perspectives for the contemporary Religious Educators. Known better for his Islamic studies, the remarkable achievements by al-Imam Abu al-Hanifa are definitely among the most outstanding experiences in this field. In this study, the factors enabling Abu al-Hanifa to be a good educator, the education he received and the methodology and practices he put forward in the field of the Religious Education have been studied. The studies have shown that Abu al-Hanifa put forward outstanding studies that need utmost attention in the field of the Religious Education. It has been observed that his practices in such issues as the learning environment, teaching techniques, his view of students and his approach to students as well as his abilities and characteristics include data and values that need to be taken into consideration by the education experts and educators’ training institutions. Key words: Education, Religious Education, Educator, Abu al-Hanifa, Methodology. Atıf Musa Mert, Eğitimcilik Yönüyle Ebu Hanife, Marife, Kış 2014, ss. 159-174
On Method 19 2 The Crisis of Representative Democracy 25 The Crisis of Representative Democracy: Empirical 26 The Crisis of Representative Democracy: Conceptual 33 The Road Not Taken 40 The Realists' Objections 44 Con temporary Solutions and Their Limits 47 3 The Myth of Direct Democracy 53 Rousseau's Mistake 56 Repre sen ta tion, Modernity, and the Prob lem of Size 61 The Myth of Classical Athens as a Direct Democracy 66 Direct versus Open 74 4 Legitimacy and Repre sen ta tion beyond Elections (Part One) 79 The Prob lem with Consent Theory 83 Definitions 85 Lottocratic Repre sen ta tion 89 Self-Selected Repre sen ta tion 93 On the Accountability of Non-Elected Demo cratic Representatives 98 Conclusion 104
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Asia-Pacific Language Variation, 2023
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2022
SSRN Electronic Journal, 2019
Ari Pedro Oro, Daniel Alver
Journal of Philosophical Logic, 2005
Fio que se faz trama: a história do tempo presente e a responsabilidade na pesquisa histórica, 2022
University of Wolverhampton, 2019
Literatura Ludowa
Vieweg+Teubner eBooks, 2008
Routledge eBooks, 2024
Clinical Neurology and Neurosurgery, 2013
Infection, Genetics and Evolution, 2020
Artificial Intelligence and Robotics Research, 2021
CERN European Organization for Nuclear Research - Zenodo, 2022
Photochemistry and Photobiology, 1999
European Heart Journal, 2019