Academia.eduAcademia.edu

Herakles

yunan mitolojisi yarı tanrı Herakles

HERAKLES Asıl adı Alkides olan Herakles, Thebai kentinde dünyaya gelmiştir. İsmini dedesi Alkaios’tan almıştır. Sonraki dönemlerde Pythia tarafından ismi değiştirilerek Herakles olmuştur. Adı, Hera Zeus’un karısı ve kız kardeşidir. Kıskanç, hırçın, kavgacı bir kadındır. ile ilişkiliyse de, kahraman anlamına gelen “Heros” ile bağlantısı daha akla yakındır Candan Türkkan, Mitoloji, Ankara 1976, s.63.. Annesi Alkmene, babası da Amphitryon’dur. Daha doğrusu herkes, onun babasının Amphirtyon olduğunu sanmaktadır. Aslında, tanrı Zeus, Alkmene’ye aşık olmuş ve kadının kocası savaştayken Amphirtyon’un kılığına girerek Herakles’e gebe kalmasını sağlamıştır. Alkmene, Herakles’le birlikte İphikles adında bir çocuk daha doğurmuştur (Resim1). Çocuklardan zayıf olan İphikles’in Amphitryon’dan olduğu düşünülmektedir Edith Hamilton, Mitologya, İstanbul 1992, s.119.. Pıerre GRIMAL Herakles’in doğum olayını şu şekilde anlatmaktadır: Zeus, sevinç içerisinde, ihtiyatsız davranıp Herakles’in doğumundan kısa süre önce “ Perseidos soyundan doğacak çocuğun Argos’ta hüküm süreceğini” ileri sürmüştür. Kıskançlığa kapılan Hera çocuğun doğumunu geciktirirken, Sthenelos’un Argos’lu kral oğlu olan yeğeni Eurystheus’un doğumunu öne almıştır. Böylece, Eurystheus yedi aylık doğarken, Herakles annesinin karnında on ay kalmıştır. Zeus’un sözleriyle bağlanmış olan Herakles bundan böyle bütün ömrü boyunca Eurystheus’un kölesi olur Pierre Grımal, Yunan Mitolojisi, Ankara 2012, s.99-100.. Resim 1: Alkmene’nin doğumu Herakles gücünü daha sekiz aylıkken göstermiştir. Hikâyeye göre bir akşam Alkmene çocuklarını beşiklerine yatırıp uyuttuğu sırada Herakles’in Zeus’un oğlu olduğunu bilen Hera, çocukların odasına iki büyük yılan göndermiştir. Beşiğe sokulan korkunç yılanları gören İphikles, haykırıp ağlarken, Herakles ise yılanları tutup var gücüyle sıkarak öldürmüştür. İphikles ağlamalarını ve gürültüyü duyan Amphirtyon ile Alkmene odaya geldiklerinde Herakles, iki elinde iki yılan gülüp duruyordu. Önce irkildi Amphitryon, yılanların ölü olduklarını anlayınca oğlunun ilerde büyük şeyler yapacağına inanmaya başlamıştır. Thebaili kör bakıcı olan Teiresias, Alkmene’ye, Herakles’in çok büyük bir kahraman olacağını müjdelemiştir (Resim 2). Resim2: Herakles, 8 aylıkken öldürdüğü yılanlar Herakles, biraz büyüyüp eğitim görmeye başladığında, hoşlanmadığı derslerden eğitim almak bazı hocalarının canına mal olmuştur. Kaynaklarda bu durum şu şekilde geçmektedir. Musiki derslerinden hiç hoşlanmayan Herakles bir gün çalgısını kaptığı gibi zavallı öğretmeninin kafasına vurarak oracıkta öldürmüştür. Yaptığına pişman olan Herakles bu olaydan sonra musiki derslerini bir yana bırakıp, silah kullanma, araba sürme ve güreş dersleri almıştır. Gün geçtikçe büyüyüp, güçlenen Herakles, on sekiz yaşına gelmeden Kithiaron ormanlarında yaşayan ünlü aslanı öldürüp, postunu da kendisine elbise yapmıştır Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s.119-120.. Bedrettin CÖMERT bu konuyu, babasının sürülerine musallat olan bir aslanı öldürdü diye anlatırlar. Aslanı öldürdükten sonra, Thebaililer’den yılda yüz inek haraç alan Orkhomenos kralı Erginos’un adamlarının burunlarını, kulaklarını ve ellerini keser. Çıkan savaşta Erginos ile Alkmene’nin kocası Amphitryon da ölürler. Thebai Kralı Kreon, büyük kızı Megara’yı ödül olarak Herakles’e verir. Tanrılar ise armağanlar yollarlar. Hermes Zeus’un Maia’dan olma oğludur. Tanrıların habercisidir. bir kılıç, Apollon Zeus’un leto’dan olma oğludur. Biliciliğin ve musikinin tanrısıdır. yay ve oklar, Hephaistos Ateş tanrısıdır. altın bir göğüslük, Athena bir giysi ve Poseidon ise bir at gönderir. Başka bir efsaneye göre ise, Herakles bunları Nemea aslanının postundan yapmıştır Bedrettin Cömert, Mitoloji ve İkonografi, Ankara 2010, s. 106-107.. Pierre GRIMAL’a göre ise, Amphirtyon’un Herakles’in tam bir baş belası olduğunu düşündüğü için oğlunu köye gönderip, sürü bekçisi yapmaya karar verir. On sekiz yaşında, Herakles, dört arış ve bir ayak olmuş olağanüstü boyuyla, Kithairon’un aslanını öldürür. Bunu Kral Thespios adına yapar ve avın sürdüğü süre boyunca Herakles her akşam kralın sarayında yatar. Elli kızı olan Thespios, her gece kahramanın yatağına bir başka kızını sokar. Herakles hepsiyle birleşir ve avla geçen gün onu öyle yormuş olur ki, her akşam aynı kızla yattığını sanır. Elli oğlu olur. Thespiosgiller daha sonra Sardinya’yı kolonileştirirler Pierre Grimal, a.g.e., 2012, s.100-101. Edith HAMİLTON’a göre ise: Bir süre sonra Thebaililer Herakles’i Prenses Megara ile evlendirdiler. Karı koca mutluluk içinde yaşayıp gidiyordu. Bu evlilikten üç oğulları oldu. Ama işin içine Hera karıştı yine. Herakles’i ansızın çıldırtıverdi. Aklı başından giden Herakles, Megara’yı da üç çocuğunu da kendi elleriyle öldürdü. Ne yaptığını bilmiyordu. Ortalık kana bulanınca kendine geldi. Olanları korku içinde uzaktan seyreden Thebaililer, onun kendine geldiğini görünce yanına yaklaştılar Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s.120.. Cömert bu efsane için İphekles’in iki çocuğunu da öldüğünü söylemektedir. Ayrıca Cömert’e göre Herakles değil, Hera çocukları ateşe atarak öldürmüştür Megara’yı öldürmemiştir Bedrettin Cömert, a.g.e., 2010, s.107.. Pıerre GRIMAL’e göre de sadece çocukları öldürmüştür. Pierre GRIMAL’ın aksine Cömert Herakles’in gönüllü olarak sürgüne gittiğini ve sonra Delphoi bilicisine akıl danıştığını belirtir. Bilici ona, Kral Eyrystheus’a gidip uzun süre onun bütün buyruklarını yerine getirmesini, ölümsüzlüğe ulaşmanın tek yolunun bu olduğunu söyler Bedrettin Cömert, ay.es., s. 107.. Edith HAMİLTON’a göre, Atina Kralı Theseus, Herakles’i Atina’ya götürür ve Delphoi tapınağına gidip bakıcıya bu suçtan arınmak için ne yapması gerektiğini sorar bakıcı ise Mykenai Kralı Eurystheus’a gidip onun buyuracağı şeyleri yapması gerektiğini söyler Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s. 120-121.. Pıerre GRIMAL’a göre Hera’nın buyruğu üzere Eurystheus’un özel hizmetine girer Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 101.. Candan TÜRKKAN ise bu olayı şu şekilde anlatır; Hera çocuklarını öldürmekle yetinmez, Apollon kâhini Pythia aracılığı ile Herakles’in Eurystheus’un hizmetine girmesini buyurur Candan Türkkan, Mitoloji, Ankara 1976, s. 64.. Eurystheus, Herakles’e 12 görev verir ve bu görevleri yaparsa rahata kavuşacağını söyler. Herakles’in yaptığı bu on iki göreve “Herakles’in İşleri” denir Edith Hamilton, a.g.e., s. 121. . GÖREV: NEMEA ASLANI Typhon’la Ekhidna’dan doğmuş olan canavarı, Herakles, önce oklarıyla öldürmeye çalışır, fakat bunun olanaksız olduğunu anlayınca, canavarı topuzla kovalayarak bir mağaraya sıkıştırır. Sonra da güçlü kollarıyla sıkarak onu öldürür. Edith HAMİLTON’a göre, öldürdüğü aslanın ölüsünü sırtına alıp Mykenai’ye götürdü Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s.121. Pıerre GRIMAL’e göre ise hayvanın derisini yüzüp üzerine giydikten sonra kafasını da miğfer olarak kullanır. Bu postu gören Eurystheus öyle korkar ki, bundan böyle Herakles’in şehre girmesini yasaklar, buyruklarını uzaktan verdi ve gelecekte ganimetlerini kapının önünde bırakmasını buyurur Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 101. (Resim 3). Resim 3: Herakles ve Nemea Aslanı GÖREV: LERNA HYDRA’SI Herakles’in ikinci görevi Lerna bataklığında yaşayan, birisi ölümsüz dokuz kafalı, “Hydra” Yunan mitolojisinde anlatılan çok başlı bir yaratık. adındaki ejderi öldürmek olur. Ateşli oklar fırlatarak canavarı ininden çıkartır, sonra kılıç ve topuzuyla ona saldırır. Her kestiği başın yerine yeni iki tanesi çıkar. Tek çare olarak yakındaki ormanı ateşe verir, yanan ağaçları kullanarak yeni baştan çıkan başları yakar. 9Ölümsüz başı da kocaman bir kayanın altına gömer. Canavarı öldürdükten sonra, zehirli safrasını oklarına sürer. Bu nedenle Herakles’in okları onmaz yaralar bırakır. Edith HAMİLTON ve Pıerre GRIMAL bu hikâyede Herakles’in İphikles’in oğlu, yeğeni Iolaos’un da yardım ettiğini söylemişlerdir Edith Hamilton, a.g.e., s.121; Pierre Grımal, a.g.e., s. 101. (Resim 4). Resim 4: Herakles ve Lerna Hydra’sı GÖREV: KYRENEİA GEYİĞİ Eurysheus, Keryntos Dağı’ndaki Artemis’in kutsal hayvanlarından biri olan altın boynuzlu Kerneia Geyiğini yakalayıp Mykenai’ye getirmesini ister. Boynuzları yaldızlı ve son derece hızlı bir hayvan olan geyik, Nympha Kır, su, orman perileri. Taygete tarafından Artemis’e adanmıştır Artemis’in kutsal hayvanı olduğu için öldürmek yasaktır. Eurysheus Herakles’den geyiği canlı yakalamasını istemiştir. Geyiği yakalamak için bir yıl uğraşan Herakles, Pierre GRIMAL’e ve Bedrettin CÖMERT’e göre, bir okla hafifçe yaralayarak yakalayabilmiştir Pierre Grımal, a.g.e, s. 101; Bedrettin Cömert, a.g.e., 2010, s.109 (Resim 5). Resim 5: Herakles ve Kyreneia Geyiği GÖREV: ERYMANTHOS YABAN DOMUZU Herakles’in yerine getirdiği daha önceki üç görevden memnun olmayan Eurystheus, bu kez de Herakles’den, Erymanthos dağındaki yaban domuzunu canlı olarak getirmesini ister. Herakles, domuzun peşinde dolaşırken, bir dağda yaşayan kentaur At adam Pholos’un konuğu olur. Yemekte, şarap kokusuna koşup gelen öteki at adamlarla arasında kavga çıkar. Herakles’in kovaladığı at adamlar bilge Kheiron’un yanına sığınırlar. Karışıklıkta, Herakles’un okuyla Kheiron da yaralanır. Herakles, bu olaydan sonra yaban domuzunu aramaya koyulur. Onu kar ortasında kıstırır ve bir ağla yakalar. Sırtlanıp Eurystheus’a götürür. Bedrettin CÖMERT, Pierre GRIMAL ve Candan TÜRKKAN’a göre, Eurystheus hayvanı görünce korkudan bir fıçının içine saklanır Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 101; Bedrettin Cömert, a.g.e., 2010, s.109; Candan Türkkan, a.g.e., 1976, s.65 (Resim 6). Resim 6: Herakles ve Erymanthos Yaban Domuzu GÖREV: STYMPHALOS GÖLÜNÜN KUŞLARI Arkadia’daki Stymphalos gölünde, pençeli, tunç kanat ve gagalı, insan obur kuşlar bulunmaktadır. Bunlar, tunçtan kanatlarını ok gibi kullanırlardı. Eurystheus, Herakles’in bu kuşları oradan uzaklaştırmasını buyurur. Herakles, Hephaistos’un yaptığı ve Athena’nın Zeus kendi doğurmuştur. Doğru, haklı savaşın tanrısıdır. kendisine armağan ettiği çıngıraklarla kuşları ürküttü. Bir bölüğünü oklarıyla öldürür, bir bölüğü de kaçar (Resim 7). Resim 7: Herakles ve Stymphalos Gölünün Kuşları GÖREV: AUGİAS’IN AHIRLARI Elis Kralı Augias’ın çok sayıda hayvanı vardır. Ahır ise gübre ve pislik içerisindedir. Eurystheus, Herakles’i küçük düşürmek için bu ahırları temizlemesini buyurur. Ağılları bir günde temizleyecektir, fakat buna karşılık, sürünün onda birini alacaktır. Kral, pisliğin bu kadar kısa bir sürede temizlenmeyeceğini düşünerek, Herakles’in önerisini kabul eder. Herakles, yanına tanık olarak kralın oğlunu alır. Ağılların duvarlarından iki geçit açar. Alpheios ve Peneioas Irmakları’nın yataklarını değiştirerek, ağırdan geçirtir. Nehir suları ahırdan geçer ne kadar pislik ve gübre varsa alıp götürürler. Ne var ki kral, söz verdiği payı Herakles’e vermez. Kahraman da kral çocuklarıyla birlikte öldürerek öcünü alır. Candan TÜRKKAN ve Pierre GRIMAL’a göre Herakles Kral Augias ile anlaşma yapmamıştır ve kralı ve çocuklarını öldürmemiştir Candan Türkkan, a.g.e., 1976, s.65; Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 102.. GÖREV: GİRİT BOĞASI Girit Kralı Minos bir beyaz boğasını Poseidon’a kurban etmek istememiş, tanrı da öc almak için boğayı kudurtmuş. Hayvan ekinleri yok ediyor, ülkeyi açlıkla karşı karşıya bırakıyormuş. Herakles bu azgın boğayı boynuzlarından yakalayarak Yunanistan’a götürmeyi başarmış. Oradan serbest bırakılan boğa, Maraton kapılarında Theseus’un eline geçmiştir. Bedrettin CÖMERT, Edith HAMILTAN ve Pierre GRIMAL’a göre Herakles boğayı Eurystheus’a götürmüştür Bedrettin Cömert, a.g.e., 2010, s. 110; Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 102; Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s.122. GRIMAL’a göre, Eurystheus azgın boğayı Hera’ya sunar ama tanrıça onu istemez ve serbest bırakılan boğa Attika’ya gider ve Theseus tarafından esir edilir (Resim 8). Resim 8: Herakles ve Girit Boğası GÖREV: DİOMEDES’İN ATLARI Trakyalı Diomedes’in insan eti yiyen atları varmış. Herakles, Diomedes ile çarpışmış ve onu öldürüp ölüsünü atlarına yedirtmiştir. Sonra evcilleşen atları Mykenai’a getirmiştir. Ya da başka bir anlatıma göre, Olympos Dağı’ında vahşi hayvanlara parçalatmıştır (Resim 9). Resim 9: Herakles ve Diomedes’in Atları GÖREV: AMAZONLAR KRALİÇESİ HİPPOLYTE’NİN ALTIN KEMERİ Eurystheus’un kızı Admete, Herakles’ten Amazonlar Kraliçesi Hippolyte’nin büyülü kemerini istemiş. Kraliçe, Herakles’i dinleyince kemeri vermeyi kabul etmişti. Ancak, işin içine Hera karıştı. Amazonların içine bir kuşku saldı. Savaşçı kadınlar Herakles’in, kraliçelerini kaçıracağını sanarak kahramanın gemisine saldırdılar. Herakles, bunda bir suçu olmayan Hippolyte’yi öldürerek kemeri aldı. Öteki Amazonlarla da savaştı. Ellerinden kurtularak Mykenai’ye döndü. Pierre GRIMAL’a göre, Amazonlar ve Herakles’in maiyetindeki adamlar arasında bir tartışma başladı ve Herakles ihanete uğradığını düşünür. Bu yüzden kraliçeyi öldürür. Pierre Grımal, a.g.e.,, 2012, s. 103 (Resim 10-11) Resim 10: Herakles ve Amazonlar Kraliçesi Hippolyte’nin Altın Kemeri Resim 11: Herakles ve Amazonlarla Savaşı GÖREV: GERYONEUS’UN SÜRÜLERİ Eurystheus, Geryoneus’u öküzlerini arama emri verir. Khrysaor’un oğlu olan ve Gorgo Medusa’nın soyundan gelen Geryoneus’un büyük sürüleri vardır ve çobanı Eurytion bunları Erytheia Adası’nda, yani Kızıl Ada’da Gün Batımı Ülkesi’nde otlatmaktadır. İşin güç kısmı okyanusun aşılmasıdır. Güneşin kızgın ışınlarından rahatsız olduğu için Helios’u Güneş tanrısı oklarıyla tehdit eder. Fakat Helios’un sözünü dinleyerek bu işten vazgeçer. Herakles Helios’tan, doğuya tekrar gidebilmek için her akşam bindiği büyük kupayı ister. Helios razı olur ve Herakles Okeanos Irmağını geçerek Geryoneus Ülkesi’ne varır. (Resim 12) Eurytion ve köpeği Orthos’u öldürür ve sürüyü önünde sürerek geri döner. Bu geri dönüşe, yerel özellikleri açıklamaya yönelik çok sayıda maceraya bağlanır. Kahraman Cebelitarık Boğazı’nın her iki tarafında anı olarak kendi sütunlarını diktirir. Bunlara “Herkül Sütunları” denir(Resim 13). Ligureler Ülkesi’nden geçerken eşkıyaların saldırısına uğrar. Zeus, Herakles’i kurtarmak için gökten taş yağdırır. Bu taşlar Krau toprakları üzerinde günümüze kadar kalmıştır. Herakles, Tyrrhenoi Denizi kıyıları boyunca ilerlemeye devam eder. Bir akşam Tiber kıyısına (günün birinde Roma’nın kurulacağı yere)gelmiştir. Orada Kakus adlı bir eşkıya, birkaç hayvanı çalar ve onlara Aventinus Dağı’ndaki bir mağaraya saklar. Ama Herakles onu öldürür ve zaferinin anısına büyük sunağı kurar. Burada onun kültü uzun süre kutlanmıştır. Yolculuğun sonunda Herakles, öküzleri Eurystheus’a geri verir ve o da öküzleri Hera’ya kurban eder. (Resim 14) Resim 12: Herakles, Helios’tan ödünç aldığı kupa (tekne) içinde. Resim 13: Herakles Sütunları Resim 14: Herakles ve Geryoneus’un Sürüleri. GÖREV: BATI KIZLARININ ALTIN ELMALARI Hesperos Kızlarının muhteşem bir bahçede bir ejderhanın yardımıyla korudukları altın elmaları toplama emri verilmiştir. Hera’nın Zeus’la evliliği sırasında yeryüzü ona bu elmaları hediye olarak vermiştir ve tanrıça bunları öyle güzel bulmuştur ki Atlas Dağı’nın yakınındaki bahçesine dikmiştir. Herakles, yolu arayarak işe başlar ve tek bilgi verebilecek olanın Deniz Tanrısı Nereus olduğunu öğrenir. Yine de Nereus onun sorularına cevap vermekte gönüllü olmaz ve Herakles bir cevap alabilmek için Nereus’u yakalamak zorunda kalır. Pierre GRIMAL’a göre Herakles Mısır’dan geçer, Yabancıları kurban eden Kral Busiris’i öldürür. Sonra Arabistan’dan geçer ve Dış Deniz’in üzerinden yeniden Helios’un kupasına biner. Kafkasya’ya ayak basar ve bu vesileyle Prometheus’a Titanlardandır. İlk insanı yaratan kişidir. işkence yapan kartalı öldürerek onu kurtarır. Prometheus, şükran borcu olarak Atlas’a elmaları toplatabileceğini söyler (Resim 15). Sonunda Herakles, Hesperos Kızlarının ülkesine varır ve gökyüzünü omuzları üzerinde taşıyan Atlas’a göğü taşıyabileceği ve onun da gidip altın elmaları toplamasını teklif eder. Atlas bun kabul eder ama geri geldiğinde Herakles’in göğü gayet iyi taşıdığı, geri almak istemediğini söyler. Herakles, kabul etmiş gibi yapar yalnızca Atlas’ın omzunun üzerine bir yastık koymasını ister. Kuşkulanmayan dev itaat eder ama o gök kubbeyi tutarken, Herakles kaçıverir ve onu yalnız bırakır. Altın elmalara sahip olan Eurystheus onları ne yapacağını bilemez ve Herakles’e iade eder. O da Athena’ya verir. Athena’da muhteşem bahçeye geri koyacaktır Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 104. (Resim 16). Resim 15: Herakles, Prometheus’u kartalın elinden kurtarırken Resim 16:Athena, Herakles ve ellerinde atlın elmalarla Atlas. GÖREV: KERBEROS’UN ÖLÜLER ÜLKESİNDEN KAÇIRILMASI Herakles’in başardığı en zor iş budur. Hermes ile Athena’nın yardımıyla hiçbir ölümlünün geri gelmediği yer altı ülkesine inmiş orada bulunan Theseus’ u kurtarmış (Candan TÜRKKAN’a göre) ve Kerberos köpeğini Hades’ten izin alarak yeryüzüne çıkarmak istemiş. Ancak Hades, herhangi bir silah kullanmaması şartıyla buna izin verir. Herakles hayvana yavaş yavaş yaklaşır ve onu birden yakalayıp kolları arasına alarak sıkıştırır. Yeryüzüne çıkarıp Kerberos’u, Eurystheus’un önüne çıkartır. Eurystheus canavar köpeği görünce korkar ve onu kabul etmek istemez (Resim 17). Herakles onu aldığı yere geri götürmek zorunda kalır. Pierre GRIMAL’a göre, Herakles Ölüler Ülkesinde yeni ölmüş olan Kalydon kahramanı Meleagros’a ve ona kız kardeşi Deianira ile evlenmesini tavsiye eder. Herakles, canlıların arasına döndüğünde onunla evlenmeye söz verir (Resim 18). Resim 17: Kral Eurystheus’un korkup küpü sakladığı an Resim 18: Herakles, Kerberos’u şiddete başvurmadan çıkarmaya çalışıyor. Herakles’in on iki görevinde sonra, dört kaynak kahramanın hikâyesini farklı sonlarla bitirmiştir. Edith HAMİLTON’un “Mitologya” kitabına göre, Herakles, bu işleri başarıp suçlarından arındıktan sonra yeni yeni serüvenlere atılmıştır. Önce toprağın oğullarından dev Antaios ile güreş tutmuştur. Antaios, sırtını yere getirdiği kimseleri orada öldürüp kendisine öldürdüğü kişilerin kafataslarından bir tapınak inşa etmeye başlamıştır. Antaios, günlerden bir gün Herakles’le güreş tutmuştur. Herakles, Antaios’u ne zaman yere fırlatsa, toprak anadan aldığı taze güçle, hiç yorulmamış gibi yeniden ayağa fırlıyordu. Antaios’un topraktan güç aldığını anlayan Herakles, onu tutup havaya kaldırdı. Antaios’u, yere bırakmadan havada boğdu Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s. 124. (Resim 19). Resim 19: Herakles’in Antaios’u yenmesi. Pierre GRIMAL’ın “Yunan Mitolojisi” kitabına göre, Herakles yaptığı görevlerden başka, çok sayıda sefere çıkar ve başarılar elde eder. Birkaç arkadaşıyla birlikte, Kral Laomedon’un hainliğini cezalandırmak için Troya şehrini ilk kez alır. Sparta’ya; Messenia’daki Pylos’a ve Teselya’da Lapithere karşı Kral Aegimios’tan yana savaşa girer. Yeniden Ölüler Ülkesine gidip, arkadaş Kral Admetos’un karısı Alkestis’i arar ve bulup çıkardır. Kentaurlarla dövüşür ve onların kökünü kazır Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 108-106.. Herakles, Deineira adlı sevdiği bir kızı elde etmek için ırmak tanrılarından Akheloss’la da savaşmıştır. Sevdiği kızı elinden kaçırmak istemeyen Akheloos Herakles’in gücünü bildiğinden, dilini kullanarak çözmek istemiştir. Ancak konuşmada kendisinden üstün olduğunu anlayan Herakles,. Akhellos’a savaşmayı teklif etti ve ırmak tanrısı boğa kılığına girerek Herakles’e saldırdı. Boğalarla savaşmaya alışık olan Herakles hemen orada ırmak tanrısını yenerek bir boynuzuna da kırmıştır. Sonucunda Herakles, Deianeira’yı kendisine eş olarak aldı (Resim 20). Resim 20: Zeus’un Irmak Tanrısını yenmesi ve Deianeira’yı götürmesi Bu olaydan sonra kahramanlar kahramanı, Troia’ya gitti. Troia Kralı Laomedon, tanrılardan Apollon ile Poseidon’u Zeus’un kardeşi ve deniz tanrısıdır. kızdırmıştı. İki tanrı Troia surlarının yapılmasına yardım etmişler ama emeklerinin karşılığını alamamışlardı. Bunu üzerine Troia’ya Apollon bir salgın, Poseidon da deniz yılanı göndermişti. Herakles şehre girdiği zamana, kralın kızı deniz kıyısından koca yılanın gelip kendisini yutmasını bekliyordu. Herakles hemen Laomedon’a gitti. Zeus’un, Kral Laomedon’un dedesine verdiği atları ona verirse Troia’yı bu yılandan kurtaracağına söz verdi. Kral kabul etti bunu ve Herakles de yılanı kolayca öldürdü. Ama kral sözünde durmadı. Atları alamayan Herakles öfkeyle Laomedon’u öldürdü. Kralın kızını da arkadaşı Salamis’li Telemon’a verir. Herakles’in yaptığı en önemli işlerden biri de, Kafkaslara giderek Prometheus’u kurtarmasıdır. Onun ciğerini yiyen kartalı da Herakles öldürmüştür. Yaptığı kötü işler de vardır Herakles’in. Bir gün bulunduğu bir şölende eline su döken çocuğu elinde olmadan öldürmüştü. Kolunu sallayınca yanı başında duran çocuğa vurmuş, onun gücüne dayanamayan çocuk hemen ölmüştü. Çocuğun babası, Herakles’i bağışladı ama Herakles kendisini bağışlamadı. Gidip bir süre sürgünde kaldı Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s. 124-125.. Bir keresinde de en sevdiği arkadaşlarından İphitos’u, babası Eurytos’un yüzünden öldürmüştü. Bu olay Zeus’u çok kızdırmış, Herakles’i tursak olarak Lydia’ya, Kraliçe Amphale’nin yanına göndermişti. Herakles orada üç yıl kalmıştır. Amphale, eğlenmek için Herakles’e, kadın elbiseleri giydirir, ona kadın işlerini yaptırırdı. Ama tutsaklıktan kurtulur kurtulmaz da Kral Eurytos’tan öç alacağına and içti. Herakles’in kişiliğini en iyi belirten serüvenlerden biri de, onun Thessalia’da başından geçen serüvendir. Herakles, Diomedes’in insan eti yiyen kısraklarını yakalamaya giderken Thessalia krallarından Admetos’un sarayına uğramıştı. Eski bir arkadaşıydı Admetos, Herakles de geceyi onun sarayında geçirecekti. Ünlü kahraman, arkadaşını üzüntü içinde buldu. Sebebini sonradan öğrendi. Admetos’un karısı Alkestis, biraz önce ölmüştü. Garip bir şekilde ölmüştü. Eskiden tanrılar tanrısı Zeus, Apollon’un oğlu Asklepios’u öldürmüştü Apollon’da öç almak için Zeus’un işçileri Kyklopları ortadan kaldırdı. Zeus bu davranışını cezalandırmak için Apollon’u yeryüzüne, bir yıl Admetos’un yanında uşaklık etmeye yolladı. Apollon, uşaklığı sırasında Admetos ve Alkestis’le dost oldu. Karı koca çok yakınlık gösteriyordu kendisine. Apollon bu yakınlığın altında kalmak istemedi. Kader Tanrıçaları Moiralardan öğrendiği bir şeyi gidip Admetos’a söyledi. Öğrendiğine göre, kralın hayat ipliği artık kesilmek üzereydi. Yalnız Apollon, Moiralarla Kader tanrıçalarıdır. Üç kişilerdir. Klotho (ip eğirici), Lakhesis (kader çeken) ve Atropos (kaçınılmaz). konuşmuş ipliğin kesilmesini birazcık geciktirmiş. Admetos, kendisinin yerine ölecek bir başkasını bulursa kurtulacaktı. Bunu duyan Admetos, hemen annesiyle babasının yanına koştu. İkisinden birinin oğulları için ölmelerini istemiştir. Ancak canlarına düşkün olan karı koca kabul etmediler. Arkadaşlarının yanına koştu, hepsiyle konuştu ancak kimse onun yerine ölmek istemedi. Sonunda umutsuzluk içinde evine döndü. Alkestis, kocasının üzgün olduğunu sezmişti. Sonunda üzüntüsünün neden geldiğini öğrenmişti ve kocasının yerine ölmek istediğini söyledi. Admetos bu duruma çok sevinmişti. Moiralar Alkestis’in hayat ipliğini kestiler. Admetos cisim gibi gözyaşı döktü, yandı yakıldı. İşte o sırada Herakles geldi kralın yanına. Kral konuklarına karşı güler yüzlü davranılması gerektiği için Herakles’e üzüntüsünü belli etmek istemedi. Kralın üzerindeki yas elbisesini soran Herakles, bir hizmetçinin öldüğü cevabını alır. Sora uşaklarını çağırıp konuğu uzak odalardan birine götürmelerini söyledi. Böylece ağıtları, ağlaşmaları duymayacaktı Herakles. Kahraman odaya çekilip bir başına yiyip içmeye başladı. Uşaklar durmadan ona yiyecek içecek servisi yapıyorlardı, özellikle de şarap yetiştirmeye çalışıyorlar. Karnı doyup, içkiyle başı dönmeye başladıktan sonra Herakles yanındaki uşaklara içmelerini teklif eder keyifle. Uşaklar yas olduğu için hiç de doğru olmayacağını söylerler. Herakles, alt tarafı bir hizmetçi ölmüş, yoksa Admetos bana yalan mı söyler diye sordu. Uşaklar, yanlış anlaşıldığını söyleyerek geri çekildi. Herakles saray da bir şey döndüğünü fark etmişti. Uşağı yakasından tuttuğu gibi doğru söylemesi için zorlamıştı. Uşak, Alkestis’in öldüğünü söyledi Herakles’e. Herakles arkadaşının acılar içinde kıvrandığı yerde bu şekilde şölen yaptığı için pişman olmuştu. Kendini bağışlatmak için bir şeyler yapmalıydı. Yapamayacağı bir şey yoktu dünyada. Birdenbire aklına geldi, Alkestis’in mezarı başında ölüm onu bekliyordur diye. Gidip onunla güreşip Alkestis’i geri getirecekti. Mezar başında ölüm yoksa da gidip Hades ile konuşacaktı. Keyifle fırladı ve ölümle güreşmeye gitti (Resim 21). Saraya döndüğü zaman Herakles’i Admetos karşıladı. Bir kadın vardı Herakles’in yanında. Alkestis’i gören kral hayalet diye haykırdı. Herakles, arkadaşına Alkestis için güreşip ona geri getirdiğini anlattı. Herakles’in kişiliği bu öyküde apaçık ortadadır. Basit, aptalca, çabucak sarhoş olan, ölümün bile kendi sırtını yere getiremeyeceğine inanan bir adam… (Resim 22) Resim 21: Herakles, Alkestis için Ölüm’le güreşiyor. Resim 22: Alkestis’in Ölüler Ülkesinden çıkarılışı. Herakles, Omphale’nin yanında tutsak bulunduğu zaman içinde andı yerine getirmek için serbest bırakılır bırakılmaz bir ordu topladı. Eurytos’un şehrine giderek kralı öldürdü. Sonra karısı Deianeira’ya armağan olarak birkaç genç kız gönderdi. Kızlardan Iola denen kız çok güzeldi. Haberci, Deianeira’ya, Herakles’in onu sevdiğini söyledi. Bunu duyan kadının kıskançlık bürüdü yüreğini, gözlerinin önüne eski bir anı geldi: Herakles, kendisin ilk gördüğü zaman Deianeira, Kentaur Nessos’un sırtında bir ırmağa geçiyordu. Nessos, suyun ortasında kötü sözler söylemişti kendisine. Bu sözleri duyan Herakles de karşı kıyıdan attığı oklarla Kentaur’u öldürmüştü. Kentaur ölürken kanının birazını Deianeira’ya vermiş ve bunu saklamasını, ilerde Herakles ondan başkasını severse bu büyüyü kullanmasını söylemişti. O an gelip çattı şimdi. Deianeira, bir kapta sakladığı kanı çıkardı. Herakles’e göndermek istediği bir gömleği o kanla kızıla boyadıktan sonra haberciyle kocasına yolladı. Herakles, gömleği giyer giymez gövdesini bir ateş kapladı. Öfkeden ve acıdan gözleri dönen kahraman, haberciyi tuttuğu gibi denize fırlattı. Hala başkalarını öldürebilecek gücü vardı ama kendisi hala ölmüyordu. Hemen haber yolladı karısına ve Deianeira, kocasına olanları duyar duymaz kendini vurdu. Herakles’i evine götürdüler. Artık sonunun geldiğini anlamıştı ve ölüm ona gelmiyorsa o ölüme gidecekti. Oita Dağı’nda koca bir odun yığını hazırlattı. Adamları dağa götürdü Herakles’i. Oklarıyla yayını genç arkadaşı Philoktetes’e verdi. Odunları yakması için meşaleyi arkadaşına verdi ve atladı ateş yığının içine. Kısa bir süre sonra Herakles yeryüzünde değildi artık Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s. 125-129.. Tanrılar Olympos’a çıkardı Herakles’i. Orada ölümsüz olan kahraman Hera’yla barıştırıldıktan sonra tanrıçanın kızı Hebe’yle evlendirildi. Herakles, özellikle son dönemlerde ün kazanır. Meleagros’a söz verdiği gibi Deianira’yla evlenir. Ve bir süre Kalyon’da yaşar. Ama kader onun ülke sakinlerinden birini kaza sonucu öldürmesi ister ve bunun üzerine sürgüne gitmek zorunda kalır. Karısı ve oğulları küçük Hyllos’la birlikte yolculuk ederler. Üçü birlikte Kentaur Nessos’un yaşadığı ve salcılık yaptığı Euenos Irmağı’nın kıyısına varırlar. İlk önce Herakles geçirilir ama sıra Deianira’ya geldiğinde Nessos ona tecavüze kalkışır. Herakles okuyla Nessos’u öldürür. Nessos tam ölürken genç kadına kanının bir aşk iksiri olduğu sırrını verir. Buna inanan Deianira, kocasının aşkının azalacağı gün bundan yararlanmayı umarak kanı toplar. Ardından, Herakles, Oikhalia Kralı’yla savaşır ve zafer kazandıktan sonra ganimet olarak kızı İole’yi alır. Deianira bunu öğrenir ve kocası Oita Dağı’nda Zeus’a lütufları karşılığında yeni bir giysi sunmak istediğini söylediğinde, ona Nessos’un kanına batırılmış bir giysi gönderir. Bu kan bir aşk iksiri değildir. Deriye işleyen ve dayanılmaz acıya yol açan bir zehirdir. Bunun üzerine Herakles dağa tırmanır ve kendini odun yığınlarının üzerine atar. Odun yığınları yanmaya devam ederken bir gök gürültüsü çınlar ve Herakles göğe alınır. Tanrılar katına çıktığında, sanki ölümsüz annesi olan tanrıçanın karnından çıkıyormuş gibi, Herakles’in doğumunun taklit edildiği bir serenomiden sonra Hera ile barışır. Efsaneye göre Herakles’in altmış erkek çocuğu olur. Bunlar Heraklesgillerdir ve daha sonra Argolis’e geri dönüp Peloponnesos’u istila ederler ve orada Dor egemenliğini kurarlar Pierre Grımal, a.g.e., 2012, s. 106.. Candan TÜRKKAN’ın “Mitoloji” adlı kitabına göre, Herakles’in görevlerinden sonra da çilesi bitmemiştir. Daha birçok serüvenlere atılmıştır. Megera’nın ölümünden sonra bir daha evlenen Herakles, karısının üstüne bir kadınla daha ilişki kurunca, karısı kıskançlıkla ona büyülü bir gömlek gönderir. Herakles bu gömleği giyer giymez korkunç acılarla yanmaya başlar ve ölür Candan Türkkan, a.g.e., 1976, s.67.. Son olarak Bedrettin CÖMERT’in “Mitoloji ve İkonografi” adlı kitabında Herakles’in görevden sonraki çilesi bitmez. Daha başka olaylara karışır. Thebai’ye döner ve ilk karısı Megara’yı arkadaşı İolaos’a verir. Oikhalia Kralı Eurytos’un düzenlediği bir ok atma yarışını kazanır; fakat kral verdiği sözü tutmaz kızı İole’yi Herakles’e vermek istemez. Çünkü kahramanın deliliğinin anısı silinmemiştir. Nitekim Herakles, çok geçmeden, ikinci bir delilik nöbeti geçirir. Eurytos’un oğlu İphitos’u şehir surlarından aşağı atarak öldürür. Bu suçundan arınmak ister ama hemen herkes onu reddeder. Delphoi bilicisinin, sorularına cevap vermemesi üzerine öfkelenir, kutsal sacayağı alıp gider ve kişisel bir bilicilik merkezi kurmak ister. Fakat Apollon buna karşı çıkar. Aralarında çıkan kavga, Zeus’un yıldırımıyla sona erer. Bilici konuşmaya karar verir. Herakles’in iyileşmesi için köle olarak satılması ve bilinmeyen efendisine üç yıl hizmet etmesi, alacağı ücreti de İphitos’un ölümüne karşılık olarak Eurytos’a vermesi gerekmektedir. Herakles’i Lydia Kraliçesi dul Omphale satın alır. İyileşerek özgürlüğüne kavuşan Herakles ilk iş olarak Laomedon’dan öç alır. Sonra Kalydon’a gidip Deianeira ile evlenir. Karısı için Irmak Tanrısı Akhelos’la dövüşürken yanlışlıkla genç şarap sunucusu olan Eunomos’u istemeyerek öldürür. Karısı Deianeira’yı da yanına alarak sürgüne gider. Güney Teselya’da bir nehir kıyısında, Kentaur Nessos’la karşılaşır. Bu nehirden geçmek için Nessos’un yardımı gerekmektedir. Nessos, Deianeira’yı karşıya geçirirken, ona sahip olmak ister fakat Herakles bir okla Nessos’un işini bitirir. Nessos ölmek üzereyken, öç almak amacıyla Deianeira’ya yarasından akan kandan verir bunun, ilerde kocası ona ihanet ettiği takdirde, eski sevgisini geri getirecek bir aşk iksiri olduğunu söyler. Bu kana bulayacağı bir gömleği Herakles’e giydiğinde, kocası eski sevgisini yeniden kazanacağını ekler. Deianeira, Hydra’nın zehirli safrası sürülmüş okun, aynı zehiri kana geçirdiğini bilemez. Herakles, bir gün güzel İole’yi alıp gelince, Deianeira kocasına, Nessos’un zehirli kanına ulanmış gömleği yollar. Kahraman, gömleği giyer giymez yanıp tutuşmaya başlar. O ana dek her şeye dayanabilen Herakles, bu son acıya yenilir. Bunu duyan Deianeira kendisi asar. Herakles ise, Oita Dağı’nın tepesinde bir odun yığını hazırlatır. Yığının üstüne çıktıktan sonra, odunları ateşe verdirtir. Bu sırada, yükselen alevler arasında, göklerden bir bulut iner. Zeus’un kutsal oğlu Herakles’i alıp Olympos’a götürür. Ölümsüzlüğe kavuşan Herakles, Hera ile barışır. Hebe ile evlenerek mutlu bir sonsuzluğa erer Bedrettin Cömert, a.g.e., 2010, s. 113-114.. Herakles, insanın doğaya karşı yenilmez saldırma ve dayanma gücünü simgeler. Yaptığı işler hep iyiye dönüktür; doğanın insanın başına saldığı belaları yok etmekle insanlığa sonsuz iyiliği dokunur. Oysa kendisi trajik bir kişidir. Kahraman olmayı kendisi istememiştir. Tanrı vergisi gücünden zevk duymaz aksine bu gücü dizginleyemediği için istemeyerek de olsa suç işlemiştir Candan Türkkan, a.g.e., 1976, s.63.. Atina’dan başka bütün illerde Theseus’tan önce anılırdı. Atinalıların düşünce yapısı, öteki Yunanlılardan değişik olduğu için, kahramanları da değişikti. Yalnız beden gücüne bakmazdı. Atinalılar da, akıl gücü son derece önemliydi. Theseus, akıl gücüyle beden gücünü kendinde toplamış bir insan olduğu için kısa zamanda Atina’nın gözbebeği olup çıkıvermişti. Atinalılara göre ölümlü insanlar arasında Theseus’tan daha daha üstünü yokken, Atina Dışındaki Yunanlılar arasında en üstünü Herakles’tir Edith Hamilton, a.g.e., 1992, s.117. . Kaynaklarda Herakles’in zeka bakımından pek gelişmemiş olduğu belirtilmiştir. Bu durum eserlerde şu şekilde örneklendirilmiştir. “Bir gün sıcaktan bunalmış, güneşe ok atarak onu söndürmeye, böylece serinlemeye çalışmıştı. Bir gün de denizde giderken dalgaların gemiyi sarsmalarına kızmış, eğilerek sulara uslu durmalarını, yoksa hepsini cezalandıracağını söylemişti”. Herakles’i duygu açısından ele aldığımızda, onun çok ince bir kişiliğe sahip olduğu görülürdü. Hylas’ı yitirdiği zaman Argo gemisinden çığlık çığlığa, üzüntü içinde ayrılışı anlatılmıştır. Bu aşırı duygusallığının zaman zaman kendisine zararı dokunduğu görülmüştür. Çabuk öfkelenir, her yanı kırıp geçirir, öfkesi yatışınca da yaptıklarına pişman olurdu. Yaptığı hatadan dolayı kendisinin cezalandırılmasını isterdi fakat kimse buna cesaret edemeyince kendi kendisini cezalandırıldı. Yapılan haksızlıkları düzeltmek için canını vermeye razıydı Edith Hamilton, a.g.e., s118.. Herakles’e bütün işleri, kahramanlıkları zorla yaptırılır. Herakles köledir, acımasız bir efendinin buyruğunda ömrü boyunca çalışmak onun kara kaderidir. İlk doğduğu günden beri peşini bırakmayan Hera’nın kin ve öfkesi son demine kadar da rahata kavuşturmaz onu. Tam işleri bitmişken, korkunç bir yanlışlık yüzünden yanarak ölmüştür Candan Türkkan, a.g.e., 1976, s.63. (Resim 23). Fizik ve moral gücün, kahramanlığın simgesi olan Herakles, hem kahraman hem de tanrı olarak tapınma görmüştür. Çok yiyen, çok içen, canlı ve iyi kalpli bir dev olarak tanımlanan Herakles, Yunanlıların gözünde kötüleri cezalandıran, insanın başına gelen belaları alt edip yenen yiğitlik ve yüreklilik simgesidir. Herakles’in adı hemen her destan ve şiirde geçerse de, kişiliğini ozanlardan çok tragedya yazarları işlemişlerdir Candan Türkkan, a.g.e., s.67.. KAYNAKÇA CÖMERT, Bedrettin, Mitoloji ve İkonografi, Korza Basım, Ankara, 2010 GRIMAL, Pierre, Yunan Mitolojisi, Dost Kitapevi Yayınları, Ankara, 2012 HAMİLTON, Edith, Mitologya, Varlık Yayınları, İstanbul, 1992 TÜRKKAN, Candan, Mitoloji, Turizm Bakanlığı Ankara Rehberlik Kursları, Ankara, 1976 GÖRSEL KAYNAK www.wikipedia.com www.pinterest.com www.perseus.tufts.edu www.arkeofili.com 19