Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Bu makalesinde Ryle, yalnızca kategorilerin tarihsel seyrini Aristoteles, Kant ve analitik felsefe bağlamında ele almamakta, aynı zamanda bu süreçte kategorilerin ele alınış biçimini ciddî eleştirilere tabi tutmaktadır. Ryle kategorileri tiplerden ayrı tutmamakta ve kategori-önermelerinin ve tiplerin nasıl oluştuklarını da ele almaktadır. Önermelerin başlığını bilmek, onlar hakkında her şeyi bilmek demektir.
Toplumun en mühim değerlerinden birisi de dindir. Anadolu'da M.Ö.13. yüzyılın sonlarına doğru yaşamaya başlayan Frigler, M.Ö, 8. Yüzyılda bölgenin büyük bir gücü haline geldi. Rakipleri Hititler ve Mitanni devletleri gibi büyük devletleri yok eden Frigler, M.Ö.2. yüzyılda ege göçlerinden sonra Anadolu'nun siyasi erklerinden birisi konumuna gelmiştir. Friglerin, Trak asıllı oldukları Herodotos ve Strabon tarafından bildirilmiş, günümüz bilgileri tarafından da kabul görmüştür. Yapılan arkeolojik kazılarda Trakya ve Makedonya'daki Tümülüslerde bulunan eşyalar, Friglere ait eşyalarla benzer yanları çoktur. Yapılan arkeolojik kazılarda Frigler'in ana tanrıça dedikleri inançlarına ait eserler gün yüzüne çıkarılmıştır. Kybele ana tanrıçası Frigler'in büyük doğa tanrılarından birisiydi. Tanrıça Attis, Friglerce kutsal hayvan sayılan aslan ve yırtıcı kuşun sevgilisi olarak görülüyordu. Kutsal hayvanların, Tanrıça Attis'le ilkbaharda buluştuğuna, baharın gelmesiyle doğaya yeniden hayat geldiğine inanılırmış. Onunla buluşmadığı zamanlarda doğanın kış uykusunda dinlendiğine inanılırmış. O dönem Anadolu'da pagan inancı hakim olmuş, pagan tanrı ve tanrıçaların insanların yaşamlarına tesirleri, ilişkileri, batıl inanışları bulunan yazıtlarda ve çıkarılan eserlerde bol miktar da gözlenebilmektedir. Friglerde cenaze işlemleri, ölü defnetme gelenekleri, mezara bırakılan eşyaların çok oluşu ve değişik malzemeler kullanılması bakımından diğer toplumlara nazaran farklılıklar gözlenmektedir. Mezarlar genelde Tümülüs denilen ölü tapınağı içerisindeki oda mezarlara, bazen iskelet olarak veya yakılan ölünün külleri oda mezarlarına defnedilmiştir. Bu odalarda cenazeler sedirler üzerine uzatılmış ve uyur şekilde bırakılmıştır. Sedirlerin yanına ölen kişinin en değerli eşyaları konulurdu. Tümülüsün yüksekliği ölen kişinin makamına derecesine ve saygınlığına göre değişiklik göstermektedir
Öz: Bu makale Gazâlî'nin filozofların ahlâk hakkındaki görüşleri bağlamında iki farklı yaklaşım örneğini ele almaktadır. Gazâlî fıkıh, kelam ve felsefe konularında döneminin etkili şahsiyetlerinden birisi olup hayatının bir safhasında, hakikî bilginin sûfîlerin yolundan gitmek suretiyle elde edilebileceğini savunmuştur. Bununla beraber Gazâlî, kitaplarını tetkik ettiği filozofların metafizik ve fizik öğretilerini eleştirmiş olmasına rağmen onların ahlâka dair söyledikleri şeylerin önceki zamanlarda yaşamış sûfîlerden gelen bilgiler olduğunu ifade etmiştir. Bu çalışmada Gazâlî'nin, filozofların ahlâk öğretilerine yaklaşımının mahiyeti üzerinde duran ve bu bağlamda Gazali'yi yorumlayan iki uzman görüşü ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
(Değerli kardeşimiz Prof. Dr. Neşet Toku’nun “Risale-i Nur’da Felsefe Eleştirisi” adlı kitabının sadece yirmi sayfasındaki (85-104) yanlışların tesbiti ve tashih raporudur.) Sh: 85 1- Bediüzzaman hakikat tartışmalarına Kur’anî yolu, müstakil ve asıl yol diye dâhil etmesinin gerekçesini şöyle temellendiriyor… İşte bu sözdeki zaaf ve yanlışlar: a) Hakikat tartışmaları ifadesi yanlıştır. Doğrusu, Varlıkta ve kâinatta hakikat var mı? Yok mu?” gibi bir deyim olmalı. Ayrıca Bediüzzaman böyle bir tabiri de kullanmaz. Hakikat arşına (semasına) çıkan yolların ve miraçların en sağlamı, en kısası Kur’an’dır, diyor. (Nokta Risalesi) b) Kur’anın hakikatin şahidi ve belgesi olması, Asr-ı Saadetten beri var olan ve kullanılan asıl bir yoldur. Bediüzzaman ile literatüre dâhil edilmiş değildir. c) Kur’anî yolun müstakil bir yol olması, anlamsızdır. Çünkü her yol zaten kendine özgü bir yoldur. Ayrıca yazarımız Akli burhanlar üzerine tesis edilmiş olan Kur’an, diyor. Demek Kur’an’ın müstakil ve asıl yol olduğunu kendi kendine çürütmüş oluyor.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
derinlikli araştırmalar neticesinde müslüman olmuş iki bilim insanıdır. Garaudy, tarihselci bir İslâm algısına sahipken, Bucaille Kur’ân’ın bilimsel tefsirini kendisine yöntem olarak benimsemiştir. Garaudy’nin müslüman oluşunda İslâm düşüncesinin sosyal yönünün etkili olduğu görülmektedir. İslâm güzel sanatlarının ruh dünyasında derin izler bıraktığı anlaşılan Garaudy, 1982 yılında şehadet getirerek Müslümanlığını ilan etmiştir. İslâm’a bir elinde Das Kapital diğer elinde Kitab-ı mukaddesle geldiğini söyleyerek, sosyalist bakış açısını muhafaza ettiğini açıklamıştır. Bir tıp doktoru olan Maurice Bucaille ise gençlik dönemini samimi bir Hıristiyan olarak geçirmiş, ancak İncil’de bulunan bazı ifadelerle modern bilim arasındaki çelişki sebebiyle bu ifadelerin Allah katından olamayacağı kanaatine varmıştır. Bir arayış içerisine giren Bucaille, bilim-Kur’ân araştırmasına yönelmiş ve Kur’ân’da çok sayıda modern bilimin söz söyleyebileceği olay zikredilmesine rağmen hiçbir yanlış bilginin ...
Hadis ve Siyer Araştırmaları, 2021
Oryantalist paradigmanın İslâmî paradigmadan farklı öncüllere sahip olduğu ve yapılan araştırmaların bu ön kabullere dayandığı bilinmektedir. Batılı araştırmacıların hadisle ilgili ön kabullerinin anlaşılmasının bir yolu, onların ricâl literatürüne yaklaşımlarından geçmektedir. Bu bağlamda hadis ilminin alt disiplinlerinden biri olan ricâl ilmi hakkında da önemli çalışmalar yayınlayan G. H. A. Juynboll'un (ö. 2010) ricâl literatürüne dair temel iddialarının bir kısmı bu makalede incelenmiştir. Makalede öncelikle Hollandalı oryantalist Juynboll'un kullandığı kaynaklara doğrudan müracaat edilerek ilgili iddiaların söz konusu eserlerle muvafık olup olmadıkları tetkik edilmiştir. Daha sonra bu iddiaların Juynboll tarafından temellendirilmesi üzerinde durularak bunların vakayı yansıtıp yansıtmadığı hadis usulü prensiplerinden ve ricâl literatüründen hareketle değerlendirilmiştir. Böylece oryantalist paradigmanın ricâl literatürüne yaklaşımına dair bazı iddia ve verileri, ilgili paradigmanın içinden üreten araştırmacıların yöntemini ortaya koymak üzere, temsil gücü yüksek bir müsteşrik olan Juynboll bağlamında ele almak amaçlanmıştır.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016
Ali Aziz Efendi XVIII. yüzyıl Osmanlı düşünürlerindendir. Divan-ı Hümâyun'un ileri gelenlerindendir. Osmanlı'nın daimi ilk Prusya Büyükel-çisidir. Doğu ve Batı dünyasını yakından tanıyan bir düşünürdür. Birçok ilim dalında eserler ortaya koymuştur. Bunun yanında felsefe ile ilgili olarak da Makale-i Felsefe adlı bir risale yazmıştır. Bu risalede Alman şarkiyatçı Von Diez'in sorularına cevap vermiştir.Ali Aziz'in cevapları, Aristocu ve İbn Sinacı anlamdaki klasik felsefenin Osmanlı düşünürleri indinde tanındığını göstermektedir. Ali Aziz, bu risalede doğa felsefesi, doğa bilimleri (astronomi, tıp ve elektrik konuları) ve psikoloji (akıl ve nefs) konularına değinmiştir. Varlık konusunda Meşşâîlik ile İşrâkîlik'i sentezleme çabasına girişmiştir. Eklektik düşünceler içeren bir risaledir. Ali Aziz'in Osmanlı düşüncesini ve Batı düşüncesini yakından tanıması, risalenin önemini arttırıcı unsur olarak görülmektedir.
Journal of International Social Research, 2016
SÛFÎLERE GÖRE RÜ'YETULLAH MESELESİ ACCORDING TO SUFI RUYETULLAH ISSUE Ferzende İDİZ * Öz Allah'ı görme anlamına gelen rü'yetullah meselesi, kelâm ilminin önemli problemlerindendir. Rü'yetullah denilince daha çok öbür dünyada Allah'ın görülüp görülemeyeceği meselesi anlaşılsa da, bu dünyada rü'yetullah ve rüyada rü'yetullahın mümkün olup olmadığı da tartışılmıştır. Daha sahabe döneminde başlayan tartışma, II/VIII. yüzyılda Sümeniyye ile Cehm b. Saffân arasında başlayan tartışmalarla iyice alevlenmiş, daha sonra diğer kelâm ekollerinin de görüş beyân etmeleriyle büyüyerek devam etmiştir. Kelâmî bir mesele olmakla beraber, mesele hakkında daha ilk dönemden itibaren sûfîler de söz söylemiş ve fikirlerini beyân etmişlerdir. Bu makâlede sûfîlerin rü'yetullah hakkındaki görüşleri ve meseleyi temellendirdikleri delîlleri hakında bilgi verilmeye çalışılacaktır.
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, 2023
Zihin felsefesinin üzerinde durduğu konulardan biri "diğer zihinler problemi"dir. Bu problem, bizimle aynı veya farklı türden varlıkların bir zihne sahip olup olmadığının nasıl anlaşılacağını içerir. Problemi çözmek amacıyla birtakım yaklaşımlar ortaya koyulmuştur fakat bu yaklaşımlar problemin çözümü için yeterince güçlü bulunmamıştır. Descartes'ın düalist anlayışı, diğer zihinler probleminin ortaya çıkmasındaki ana nedenlerden biri olarak görülmüştür, bu nedenle öncelikli olarak filozoflarımız tarafından bu anlayış eleştiriye tabi tutulmuştur. Ayakları yere basan, sağlam bir yaklaşımın olmaması davranış ve zihin arasındaki ilişkinin sorgulanabileceği bir zemin hazırlamıştır. Çalışmamızda probleme daha yakından değinebilmek amacıyla bir tarafta felsefi davranışçılık yaklaşımını ortaya koyan Gilbert Ryle'ın, zihin ve davranış arasındaki ilişkisinden hareketle diğer zihinler problemi hakkındaki düşüncelerine yer verirken diğer yandan problemin çözümü ve ayakları yere daha sağlam basan bir yaklaşım için davranış ve zihin arasındaki sıkı bağın kırılması gerektiğini düşünen John R. Searle'ün görüşlerine yer verdik. Ryle'ın zihin felsefesinde diğer zihinler probleminin çözümü; anlama, nasılın bilgisi ve öz bilgisi ile beraber işler. İnsan gizemli bir varlık değildir, gözlemlenebilen açık davranışlarından hareketle anlaşılabilen bir varlıktır. Dolayısıyla diğer zihinlerin varlığı da açık davranışlarından hareketle anlaşılabilir bir şeydir. Searle ise davranış ve zihin arasında bu denli sıkı bağlar kurmanın, diğer zihinler probleminin çözümü konusunda bizlere zorluk çıkaracağını düşünmüştür. Bu bağın kırılması amacıyla silikon beyinler ve bilinçli robotlar düşünce deneyimlerini ortaya koymuştur. Searle ortaya koyduğu düşünce deneyimleriyle bu bağın kırılmasında etkili bir adım attığını düşünmüştür.
Agora: papeles de Filosofía, 2015
Número 1, Octubre , 2013
in Tesori dell’Iraq. Le Missioni Archeologiche Italiana nella Terra tra i due Fiumi, Treccani, Roma 2023, pp. 184-199
Philosophy & Social Criticism, 2010
The Eerdmans Encyclopedia of Early Christian Art and Archaeology, 2017
Revista de la CEPAL
DOI 10.17605/OSF.IO/KV7J6 / Durreesamin Journal (ISSN: 2204-9827) December Vol 4 Issue 3, Year 2018, 2018
2017 3rd International Conference of Cloud Computing Technologies and Applications (CloudTech), 2017
European heart journal cardiovascular Imaging, 2015
Cam kết của Việt Nam đối với dịch vụ vận tải, viễn thông và y tế trong khuôn khổ CPTPP, 2024
Frontiers in Physiology, 2016
Annals of Critical Care, 2020
Revista Científica Hospital Santa Izabel
arXiv (Cornell University), 2023
Polish Political Science, 2022
Revista eurolatinoamericana de derecho administrativo, 2021