Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
Nazan Maksudyan'ın Türklüğü ölçmek kitabı için yapılmış book reviewudur
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2019
Ethnography was shaped as an independent science of history in the XIX. midcentury. The first Kyrgyz ethnographic studies have begun to be gathered by Russian travelers, geographers and missionaries since the mid-XIX century, and since the middle of XX century it has become an independent scientific field. Saul Matveyevich Abramzon, Klavdiya Ivanovna Antipina, T.D. Bayaliyeva, B. Alimayeva, Imel Bakiyevich Moldobayev, A. F. Burkovskiy, A. Zhumagulov and other scientists’ contribution in the development of the Kyrgyz ethnography is great. S.M. Abramzon occupies an important place in the history of Kyrgyz ethnography, and he is also considered its founder. Ethnographic scientific research, which was carried out in the Kyrgyzstan region between 1926 and 1950, is referred to the name of S. M. Abramzon. In particular, his works that include such topics as common ethnographic elements among Kyrgyz and other Turkic peoples increase the value of this scientist even more. Although his works are carried out according to the conditions of the period, it does not remove the fact that Kyrgyz and other Turkic peoples have enormous and eloquent labor in their social, political, economic and cultural structures. In the report, it was attempted to make an analysis based on the work and life of Abramzon, as well as his works that were considered as the main source in terms of writing ethnographic history. Keywords: S. M. Abramzon, Turkic ethnography, Kyrgyz people and Kyrgyzstan, history writing.
Development of Body Music Body Music is that music and dance created via sound making body movements such as jumping, clapping, snapping and vovalising. It might be the first music and dance (Terry 2002).
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Bu çalışmanın amacı Pradhan ve Hati (2019) tarafından geliştirilmiş olan Çalışan Refahı Ölçeği’ni Türk kültürüne uyarlanmak ve psikometrik özelliklerini araştırmaktır. Çalışmada iki farklı örneklem grubu bulunmaktadır; birinci örneklem grubunu 608 sağlık çalışanı oluşturmaktadır ve bu veriler açımlayıcı faktör analizinde (AFA) kullanılmıştır. İkinci örneklem grubunu ise 298 sağlık çalışanı oluşturmaktadır ve toplanan veriler doğrulayıcı faktör analizi (DFA) tekniğinde kullanılmıştır. Bu bağlamda araştırmanın toplam örneklemi 906 sağlık çalışanıdır. Ölçeğin dil eş değerliği için İngilizce alanında en az lisans seviyesinde eğitime sahip 18 uzmandan görüş alınmıştır. Orijinal ölçeğin Türkçe ’ye çeviri işlemlerinden sonra veri toplama sürecine geçilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 22 ve SPSS AMOS programları kullanılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliği için öncelikle AFA yapılmıştır ve ölçek yapısı 25 madde ve 4 boyut şeklinde faktörleşmiştir. Oluşan bu yapı, birinci ve ikinci dü...
Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, 1998
Tezimiz, şudur ki , nüfus sayısı zamanla değişir, itici olan hızla gelişen strüktürlerdir. Ekonomik istikrar umut sağlayıp, ufuk açar. Eski Yugoslavya Federasyonundan ayrılan ve 8 Eylül 199l'de bağımsızlığını ilan eden Makedonya Cumhuriyeti'nin yüzölçümü 25.713 km2 ve nüfusu 2.033.964 kişiden ibaretti. Bu toplam nüfusun mim yapısı ise, Makedonya Bilimler Akademisi Başkanı Ksente Bogoev'in Üsküp'te İngilizce çıkan Balkan Forum dergisinin I/2 sayısında (1993), yayımladığı verilere göre, % 64.42 Makedonlar'dan, yüzde 21,01 Arnavutlar'dan, % 4.79 Türkler'den ve % 9.58 öteki azınlıklardan (Sırp, Ulah, Çingene vb.) oluşmaktadır. Bazı diğer kaynaklara göre sözkonusu yüzdelerde ufak-tefek değişiklikler görünüyorsa da büyük bir fark yoktur. Arnavutların nüfus artış hızı gözönüne alınırsa, bunların Makedonya nüfusunun dörtte birini oluşturmak üzere olduğu söylenebilir. Ancak Arnavutların iddialarına göre sayıları daha büyükmüş, "Makedonya'da Türk yokmuş" (!) vs. Bu iddialar sadece sözle değil, düzenlenen sempozyum ve basılan kitaplarla da kamuoyuna sunulmaktadır. Bu inceleme, bu kitaplardan birinin, ardından ikincisinin tanıtımlarını, sonra analizin_i ve bu çerçevede Makedonya Arnavutlarının ve öteki soydaşların sorunlarını sunmaya çalışmaktadır.
Hakas Türklerinde Ölüm Kavramı ve Ölüm ile İlgili Söz Varlığı, 2022
Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 2021
TÜRKİYE'DE "MADENLERİN" KÜLTLEŞME SÜREÇLERİNE DAİR BİR DEĞERLENDİRME An Evaluation on The Cultification Processes of "Mines" in Turkey Şakire BALIKÇI Öz Türk kültüründe madenler ve madencilik Ergenekon destanıyla da malum olduğu üzere yüzyıllardır kutsallık ihtiva etmektedir. Bu durum folklor malzemelerine doğrudan yansıdığı gibi gündelik hayatın da vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Konuya en iyi örneği teşkil eden "demir kültü" başta olmak üzere altın, gümüş, bakır gibi sık kullanılan madenler; Türklerin kültür evreninde sadece değerli maddeler olarak değil manevi anlamda da kendisine hatırı sayılır bir yer edinmiştir. Bu sayede madenler sanatta, bilimde, kişisel adlandırmalarda hatta rüyalar vasıtasıyla toplumsal bilinçaltında yer edinmişlerdir. Çalışmanın kapsamı; Türkiye sahası olarak belirlenmiş ve çalışma "maden kültü"nün geçmişten günümüze seyrine, ulaşılabilen kaynaklar dâhilinde ışık tutmayı amaçlamaktadır. Çalışma verileri; yazılı kaynaklara, yazarın kişisel deneyim ve gözlemlerine dayanmaktadır. Çalışmanın sonuç kısmında madenlerin kişi adlarına yansımaları cinsiyete, sosyal hayattaki kullanım yelpazesine göre değerlendirilmiştir. Kimi madenlerin yaygınlık alanının sınırlı; kiminin ise kültleşme süreci bağlamında yaygın etkisinin devam ettiği tespit edilmiştir. Son olarak Gök Tanrı inancından günümüze madenlerin Türklerin hayatlarında yerinin tespiti ve değerlendirilmesi yapılmıştır.
Âşıklık geleneği ve bu geleneğin toplum içerisinde sürdürülebilirliği bilhassa Anadolu coğrafyasında varlığını her daim koruyan sözlü kültürümüzün temel unsurlarındandır. Bu gelenek içerisinde Gazilerovacığı olarak bilinen Amasya ili Merzifon, Suluova ve Gümüşhacıköy'ü kapsayan bölgelerin önemli bir yeri vardır.
CIEPO-19 (International Committee Of Pre-Ottoman And Ottoman Studies), Van Yüzüncüyıl Üniversitesi, 2010
Kan davaları ve kan gütme hadiseleri günümüzde bazı toplumlarda devam eden bir olgudur. Doğu toplumlarına has bir durum olduğu düşünülse de aslında batıda özellikle balkanlarda da görüldüğü vakıadır. 19. yy Osmanlı Devleti’nin Kosova vilayeti ile Karadağ arasında yaşanan sınır çatışmalarında kan davalarının büyük etkisi olmuştur. Bu iki toplum arasında ve kendi toplumları içinde meydana gelen kan davalarını bitirmek ve sonlandırmak ise hiç kolay olmamıştır. Bunun için Karadağ ve Osmanlı Devleti çeşitli ortak komisyonlar kurmuş ve kan davalarını sonlandırmaya çalışmışlardır. Bu organizasyonlardan birisi de Müsâlaha-İ Dem komisyonlarıdır. Balkanlarda barışı sağlama adına yapılan bu çalışmaların olumlu neticeler verdiği görülmüştür. Bu tebliğimizde Müsalaha-i Dem Komisyonlarından bahsedilerek Balkanlarda bu kurumun işleyişine ve faaliyetlerine değinilecektir. Ayrıca bu organizasyonun benzer sorunlarla boğuşan günümüz toplumlarına uygulanabilirliliği tartışılacaktır.
The Routledge Handbook of Philosophy of Sex and Sexuality, eds. Brian D. Earp, Clare Chambers, and Lori Watson. Routledge, 2022
Complexity Economics. Building a New Approach to Ancient Economic History. Palgrave Studies in Ancient Economies, 2020
Educational Researcher, 2021
OBM geriatrics, 2023
2011 19th Iranian Conference on Electrical Engineering, 2011
2018
Pharmaceutical Research, 2008
Plant Science Today, 2020
Journal of Neural Engineering, 2014
Research and reviews: journal of medical and health sciences, 2015
Chemistry – A European Journal