Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
7 pages
1 file
"Tartışmanın merkezinde her ne kadar özel olarak "Marx'ın ahlak felsefesi ve adalet teorisiyle ilişkisi" bulunsa da, konu doğal olarak Marx'ın toplum ve devlet teorisini ve böylece kaçınılmaz olarak kapitalizm eleştirisinin niteliğine ilişkin çok daha genel olan soruyu da içerir. Yani, sorun, Marx'ın kapitalist toplumun eleştirisinin ahlaki ilkelere mi, yoksa genel bir adalet teorisine mi dayalı olduğu sorunudur."
Kitabın genelinde Marksist bir ahlak ve toplumsal teorinin ana hatları üzerinde durulmakta ve bugüne kadar getirilen eleştirilere cevaplar verilmektedir. “Ahlak ve toplumsal teori” ile yazar toplumsal düzenlemeleri irdelemek ve bunu yaparken birbiriyle rekabet halinde ve tarihsel olarak mümkün toplumsal düzen kümeleri arasında bir karara ulaşmak için gerekli ölçütleri sağlayacak ahlaki ilkeler ya da standartlar seti oluşturmak istemektedir.
2018
Öz Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra yeniden keşfedilmiştir Bu keşfin arkasında yatan neden kitabın içeriği ile ilgili değildir. 90’ların başındaki siyasi duruma uygunluk göstermesi ve kapitalizmin rakipsiz olduğunu ileri sürmesi ile ilgilidir. Ancak bu kitap entelektüel açıdan oldukça fakirdir ve ciddi eleştirilere karşı savunmasızdır. Tarih felsefesi bakımından mistik olan bu kitap, eleştirdiği akımların ve filozofların totaliter fikirlerine benzer görüşler ileri sürmüştür. Bu makale, Popper’ın Marksizm ile ilgili görüşlerini ve ona karşı sunduğu alternatifleri değerlendirmektedir. Bu alternatifler günümüz koşullarında tamamen asılsızdır ve hiçbir bilimsel dayanakları yoktur. Marksizm eleştirisi için gerekli entelektüel donanımdan ve bilgi birikiminden yoksundur.
AÜSBF Dergisi, 2003
"Marksizm ve Hukuk" başlığını taşıyan ilk çalışmamızda, Marx ve Engels'in eserlerinde hukuk konulu bir gezinti yapmayı amaçlamıştık. Bu kez, Marksizm ve hukuk bağlantısını kuran çalışmaların incelenmesi, bir yazın derlemesi yapılması amaçlanmaktadır. Herhangi bir ülkedeki sosyalizm uygulamasının ihtiyaçlarıyla biçimlenmemiş ve ulaşılabilen çalışmalar incelenmiştir. Marksizm'de bir hukuk felsefesi, hukukbilimi veya daha zayıf bir kavramla bir hukuk anlayışı, hukuksal inceleme yöntemi bulunduğunu savunan yazarların bu noktada derinleşmedikleri ve yeterli açıklık yaratamadıkları görülmektedir. Marksist hukuk felsefesi, hukuk kuramı, hukukbilimi veya öğretisinin varlığından söz etmek mümkün değildir. Hatta Marksist hukuk akımından söz etmek bile güçtür. Marksist bilme, anlama yönteminin hukuk alanında uygulanabilirliğine ilişkin, bir hukuk akımına veya hukukbilimine zemin hazırlayabilecek yeterli sayıda örnek bulunmamaktadır. Henüz hukukun temel kavram, kurum, kategori ve ilkeleri Marksist yöntemli çalışmalara konu olmamıştır. Marksizm ve hukuk ilişkisi günümüzde, daha alt basamaklardan kurulmak zorundadır.
Siyasî İlimler Türk Dernği 16. Lisansüstü Konferansı Bildiri Özetleri, 2018
Bu çalışma, Marksizm’in Ahlâk incelemesini, Ahlâk felsefesinin bir yorumu ve bir okulu olarak değil, insanlığın tarihsel öyküsünü bilimsel bir incelenişi olarak ele almak ve tartışmak amacıyla hazırlanmıştır.
Öteki Baykuş Felsefe Yazıları Dergisi, 2019
Marksist düşüncede öne çıkan çağdaş tartışmalardan biri, Marx'ın kapitalizm eleştirisinin normatif bir boyut içerip içermediğine ilişkindir. Bu soruya ilişkin tartışmalar, ilgili literatürde adalet, hak, eşitlik ve özgürlük gibi ahlaki kavramlar üzerinden yürütülmüştür. Bu minvalde, altyapı ve üstyapı unsurları arasındaki ilişkinin determinist doğası yeniden tartışmaya açılmış, bir üstyapı öğesi olan ideolojinin genel karakteri analiz edilmiş ve ahlakın tümüyle bir ideoloji olup olmadığı sorgulanmıştır. Bunlara ek olarak, Marx'ın bilimsel yaklaşımıyla, eleştirisinin iddia edilen ahlaki boyutu arasında nasıl bir ilişki olduğu, kapitalizm eleştirisinin ahlaki olanı tümüyle dışladığı mı yoksa gücünü böyle bir ahlaki zeminden mi aldığı soruları tartışmaya açılmıştır. Bu makale, söz konusu tartışmalar ekseninde Marx'ın kapitalizm eleştirisinde ne tür bir bakış açısının baskın olduğunu belirmeye çalışacaktır. Bilimsel Analiz ve Ahlaki Eleştiri Pek çok kişi Marksizmi adaletten yana bir kapitalizm eleştirisi olarak görmektedir. Peki Marx gerçekten kapitalizmi adaletsiz olduğu için mi eleştirmiştir? Yoksa bu hatalı bir yorum mu? Aslında Marx her ne kadar kapitalizm eleştirisinde hak, adalet gibi ahlaki terimlere başvurmasa da birçok eserinin ahlaki risalelere çok benzeyen bölümleri vardır. Bu eserlerde zaman zaman "iyi", "kötü", "hak" gibi sözcükleri kullansa da burjuva toplumunu eleştirirken kullandığı ana sözcükler şunlardır; insan, insanlıkdışı, sömürü, özgürlük, kölelik, özçıkar, bağımlılık, boyun eğdirme, vahşilik, fahişelik, despotluk, iğrençlik, acı çekme, iktidarsız, gönülsüz, para ilişkisi vb. Bu sözcükler iyi, doğru gibi genel kullanımı olmayan daha somut sözcük ve kavramlardır. Buna rağmen bu sözcüklerin ahlaki fikir ve kullanımlar önerdiği kesindir. 1 Bununla birlikte Marx'ın toplumu geleneksel ahlaki tarzda eleştirdiği örnekler de vardır. "Nitekim, kapitalizme özgü lekelenmiş ahlaklardan söz eder ve ücretlerin kötülüğünü mahkum eder. Aynı zamanda değişim değerinin ortadan kaldırılmasının burjuva toplumunun kötülüğünü yok edeceğini öne sürer." 2 Benzer biçimde Marx'ın komünizmi ahlaki görünen terimlerle tanımladığı pasajları
Kendini milliyetçi muhafazakâr dava dergisi olarak tavsif eden Fedai, 1963-1979 yılları arasında İzmir’de “Allah’a Vatan’a ve Hürriyet’e” başlık altı yazısıyla üç dönem hâlinde 64 sayı yayımlanmıştır. Kemal Fedai Coşkuner’in idare ettiği derginin ilk neşir müdürü ise Zübeyir Yetik’tir. Dergide devrin birçok önemli şair ve yazarı bir araya gelir. Abdurrahim Karakoç, Ali Ulvi Kurucu, Bahattin Karakoç, Dilaver Cebeci, Enver Tuncalp, Arif Nihat Asya, Cemal Oğuz Öcal, Ekrem Kartal, Fevzi Halıcı, Göktürk Mehmet Uytun, Hüseyin Gür, Meliha Topaloğlu, Kemal Fedai Coşkuner, Mehmet Özdemir, Muhsin İlyas Subaşı, Özler Yasin, Yavuz Bülent Bakiler ve Zübeyir Yetik gibi isimler eserlerine rastlanan şairlerdir. İsmi geçen şairlerin yanı sıra Agâh Oktay Güner, Ali Fuat Başgil, Necip Fazıl Kısakürek, Nejdet Sançar, Nurettin Topçu, Osman Yüksel Serdengeçti, Osman Turan, Peyami Safa ve Tahsin Ünal gibi tanınmış düşünce adamlarının başını çektiği yazarların da dergide imzalarına rastlanılır. Derginin yazar kadrosunu ihdas eden isimler Türkiye’nin milliyetçi ve mukaddesatçı kesimlerinden gelen, Türkiye aleyhine yürütülen eylemlere karşı ortak bir mücadele yürütme niyetinde olan kişilerdir. İsmi geçen şair ve yazarlar bediî eserler verdikleri gibi Türkiye’de ilgili yıllarda tebarüz eden komünist ve sosyalist yapılanmalara karşı da kalem oynatırlar. Marksist düşünce sistemine dayalı bu cereyanlar ve taraftarları şiddetle eleştirilir. Gerek fikrî gerekse de edebî eserler marifetiyle toplum, bahse konu tehlikeye karşı bilgilendirilir ve mücadele yollarına dair aydınlatılır.
Journal of International Social Research, 2016
Bu çalışmada iki liberal düşünür; Hayek ve Rawls'un sosyal adalet kuramındaki farkli bakış açıları incelenmeye çalışılmıştır. Bu iki düşünürün sosyal adalet kavramına olan yaklaşımları benzerlikler ve karşıtlıklar temelinde ele alınacaktır. Önemli bir siyaset felsefecisi olan John Rawls, toplumsal yapıda eşitlikçi bir algının önemini vurgularken bu eşit yapıda toplumsal dengenin sağlanabilmesi açışından dezavantajlı grupların lehine bir düzenlemenin eşitlik algısı ile ilgili olarak herhangi bir olumsuzluğa yol açmayacağını savunarak sosyal adalete pozitif bir bakış açısı geliştirmiştir. Bunun aksine Hayek ise katı liberal tutumuyla sosyal adaletin imkansızlığını iddia etmektedir. Her iki liberal düşünürün ulaştığı farklı sonuçlara giden yolda belirli noktalarda benzerliklerinin de olduğu söylenebilir.
Siyasetin büyük kitlelerle birlikte düşünülmeye çalışıldığı ilk çağ olarak 20. yüzyılı kabul etmek mümkün gibi görünüyor. Marksizmin ve onun devrimci siyasetinin yarattığı pratik etkiler, kitlesel siyasetin oluşmasında büyük paya sahip. Bu paydaki haklılığın kanıtlarını Marksist devrimci hareketlerin yükseliş ve düşüşüne paralel gelişen kitlesel siyasetlere bakarak anlamak kısmen mümkün. Sosyal devlet ve demokrasinin geliştiği dönemler bu paralelliğin klasik olarak okunduğu dönemlerin başında gelir. Yine, hak ve özgürlük arayışındaki hareketlerin patladığı ve yükselişe geçtiği dönemler bu minvalde sayılabilir. Yeni toplumsal hareketler kendilerini en azından bir yanıyla ya da tamamıyla Marksizm ve onun devrimci ifadesiyle ilişkili kurmaktadırlar. Dolayısıyla sokağın, kitlenin ve kamunun diliyle tarihsel bir tecrübe olarak Marksizmin büyük yığınların içinde yer edinmekte zorlanmadığı hatta onu hak mücadelesinde harekete geçirdiği söylenebilir. Bu bağlamda işin en ilginç
Action Research and Systemic Practice, 2019
Calibracion de instrumentos
Applied Economics Letters, 2022
in Revista da AJURIS - Porto Alegre, v. 47, n. 149, Dezembro 2020
Ethos, 2020
Psychology and Education: A Multidisciplinary Journal, 2024
Contributors.ro, 2018
Dermatology and Therapy, 2021
Journal of Nursing Education, 2004
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023
chemistry and materials research, 2012
Comments on Inorganic Chemistry, 2002
Periodica Polytechnica-civil Engineering, 2016
IEEE Photonics Technology Letters, 2008
Journal of the American Academy of Psychiatry and the Law, 2019
Revista Iberoamericana, 2004
Lecture Notes in Computer Science, 2011