İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
AZALTIM STRATEJİSİ
VE EYLEM PLANI
(2024-2030)
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
AZALTIM STRATEJİSİ VE
EYLEM PLANI
(2024-2030)
İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2030), T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim
Değişikliği Başkanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen “Türkiye’nin Sera Gazı Azaltım
Hedefinin Revizyonu ve Uzun Vadeli İklim Değişikliği Stratejisinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında hazırlanmıştır. İçeriğin
sorumluluğu tamamıyla İklim Değişikliği Başkanlığı’na aittir ve UNDP’nin görüşlerini yansıtmayabilir.
İÇİNDEKİLER
135
2.5. Atık Sektörü
136
2.5.1. Mevcut Durum
İÇİNDEKİLER
149
2.5.2. Strateji ve Eylemler
KISALTMALAR
163
TABLOLAR
164
2.6.1. Mevcut Durum
ŞEKİLLER
177
2.6.2. Strateji ve Eylemler
12 ÖNSÖZ
14 YÖNETİCİ ÖZETİ
19 GİRİŞ
21 1.1. İklim Değişikliği Bağlamında Uluslararası Süreç ve Paris Anlaşması
23 1.2. Türkiye’nin İklim Değişikliği ile Mücadele Süreci
24 1.3. Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı
187
188
199
211
214
2.6. Tarım Sektörü
2.7. AKAKDO Sektörü
2.7.1. Mevcut Durum
2.7.2. Strateji ve Eylemler
2.8. Yatay Kesen Konular
2.8.1. Adil Geçiş
25 1.4. Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonları
220
2.8.2. Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları
28 1.5. İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (İDASEP) Hazırlama Süreci
229
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI
32 1.6. İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (İDASEP) Özeti
233
Enerji Sektörü
36 1.7. İDASEP İzleme Sistemi
251
Sanayi Sektörü
39 İDASEP SEKTÖRLERINE İLİŞKİN MEVCUT DURUM VE İLGİLİ STRATEJİ VE EYLEMLER
271
Binalar Sektörü
41 2.1. Enerji Sektörü
2.1.1. Mevcut Durum
42
51
2.1.2. Strateji ve Eylemler
283
Ulaştırma Sektörü
303
Atık Sektörü
61 2.2. Sanayi Sektörü
321
Tarım Sektörü
62
2.2.1. Mevcut Durum
341
AKAKDO Sektörü
80
2.2.2. Strateji ve Eylemler
369
Adil Geçiş
93 2.3. Binalar Sektörü
375
Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları
94
2.3.1. Mevcut Durum
385
İDASEP HAZIRLIĞI KATILIMCI KURUMLARI
101
2.3.2. Strateji ve Eylemler
393
KAYNAKÇA
111 2.4. Ulaştırma Sektörü
112
126
2.4.1. Mevcut Durum
2.4.2. Strateji ve Eylemler
KISALTMALAR
AB
ABDİGM
AFAD
AKAKDO
Ar-Ge
ASHB
ATY
AUS
AYGM
BDDK
BEP
BIM
BM
BMİDÇS
BOTAŞ
BSGM
BTGM
BÜGEM
BVKm
SKDM
CBSGM
CH4
CO2
CORSIA
ÇEMGM
ÇSGB
ÇŞİDB
ÇYGM
TÜDKİYEB
DKMPGM
DSİ
TDSYMB
DTÇ
EA
EKB
Avrupa Birliği
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık
Araştırma Geliştirme
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
Atıktan Türetilmiş Yakıt
Akıllı Ulaşım Sistemi
Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
Binalarda Enerji Performansı
Yapı Bilgi Modellemesi
Birleşmiş Milletler
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü
Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü
Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü
Milyar-Araç Km
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması
Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü
Metan
Karbondioksit
Uluslararası Havacılığa Yönelik Karbon Denkleştirme ve Azaltma Şeması
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü
Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği
Doğa Temelli Çözümler
Elektrikli Araç
Enerji Kimlik Belgesi
EPDK
EPİAŞ
EPS
ETKB
ETS
EÜAŞ
EYDB
GES
GKGM
GSYİH
GW
ha
HAYGEM
HFC
HMB
HT
ICP
IPCC
ITMO
İB
İDASEP
İDB
İDUKK
İRD
İŞKUR
İTU
KGK
KGM
KİK
KOBİ
KOSGEB
KTB
LCE
MEB
MGM
mha
MPİGM
MTA
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
Enerji Piyasaları İşletme A.Ş.
Enerji Performans Sözleşmesi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Emisyon Ticaret Sistemi
Elektrik Üretim A.Ş.
Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı
Güneş Enerjisi Santrali
Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla
Gigawatt
Hektar
Hayvancılık Genel Müdürlüğü
Hidroflorokarbon
Hazine ve Maliye Bakanlığı
Hızlı Tren
Ormanlar Üzerindeki Hava Kirliliği Etkilerinin Değerlendirilmesi ve
İzlenmesine İlişkin Uluslararası İşbirliği Programı
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli
Uluslararası Transfer Edilebilir Azaltım Çıktıları
İçişleri Bakanlığı
İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı
İklim Değişikliği Başkanlığı
İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu
İzleme, Raporlama ve Doğrulama
Türkiye İş Kurumu
İyi Tarım Uygulamaları
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu
Karayolları Genel Müdürlüğü
Kamu İhale Kurumu
Küçük ve Orta Ölçekli İşletme
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Düşük Karbon Ekonomisi
Milli Eğitim Bakanlığı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü
Milyon Hektar
Maden, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü
Maden Tetkik ve Arama Kurumu
Mton
MÜSİAD
MW
MWs
MYK
N2O
NDC
NDK
NF3
NGS
NIR
NSE
NSEB
OGM
OVP
ÖTV
PA
PERGEM
PFC
PGM
PTT
RTÜK
SBB
SF6
SGB
SGK
SKHP
SKLP
SPK
STB
SYGM
TAGEM
TİGEM
TB
TBB
TCDD
TÜÇA
TEDAŞ
TEİAŞ
Milyon Ton
Müstakil Sanayi ve İşadamları Derneği
Megawatt
Megawatt Saat
Mesleki Yeterlik Kurumu
Azot Oksit
Ulusal Katkı Beyanı
Nükleer Düzenleme Kurumu
Azot Triflorür
Nükleer Güç Santrali
Ulusal Envanter Raporu
Net-Sıfır Emisyon
Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar
Orman Genel Müdürlüğü
Orta Vadeli Program
Özel Tüketim Vergisi
Paris Anlaşması
Personel Genel Müdürlüğü
Perflorokarbon
Personel Genel Müdürlüğü
Posta ve Telgraf Teşkilatı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı
Kükürt Hegzaflorür
Strateji Geliştirme Başkanlığı
Sosyal Güvenlik Kurumu
Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı
Sürdürülebilir Kentsel Lojistik Planı
Sermaye Piyasası Kurulu
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Ticaret Bakanlığı
Türkiye Bankalar Birliği
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü
Türkiye Çevre Ajansı
Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.
Türkiye Elektrik İletim A.Ş.
TEMSAN
TENMAK
TEP
TKDK
TKGM
TKİ
TL
TOB
TOBB
TPAO
TRGM
TS
TSE
TSKB
TÜBİTAK
TÜİK
TÜÇA
TÜNAŞ
TÜRASAŞ
TÜRK PATENT
TÜRKİYEMBİR
TÜSİAD
TÜYEKAD
TVKGM
TWh
TZOB
UAB
UAYP
UDHAM
UHDGM
VKT
YEK-G
YEKA
YEKDEM
YeS-TR
YFK
YHT
YÖK
YSA
Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş.
Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu
Ton Eşdeğer Petrol
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
Türkiye Kömür İşletmeleri
Türk Lirası
Tarım ve Orman Bakanlığı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü
Türk Standardı
Türk Standartları Enstitüsü
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
Türkiye İstatistik Kurumu
Türkiye Çevre Ajansı
Türkiye Nükleer Enerji A.Ş.
Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi
Türk Patent ve Marka Kurumu
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği
Türkiye Yem Katkıları Üreticileri İthalatçıları ve Dağıtıcıları Derneği
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü
Terawatt Saat
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı
Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü
Kat Edilen Araç-Km
Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması
Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi
Yüksek Fen Kurulu
Yüksek Hızlı Tren
Yüksek Öğretim Kurumu
Yeşil Kamu Satın Alımları
TABLOLAR
26
27
32
33
43
45
47
66
67
69
70
73
96
96
97
98
113
116
118
120
140
144
147
164
166
168
170
171
189
190
191
193
194
195
Tablo 1 - Sera Gazı Emisyonları ve Uzaklaştırmaları (1990-2021)
Tablo 2 - Florlu Sera Gazı Emisyonları (Milyon ton CO2-eş)
Tablo 3 - Sektörlere Göre Strateji ve Eylem Sayısı
Tablo 4 - Sektörel Stratejiler
Tablo 5 - Elektrik ve Isı Üretiminin Toplam Sera gazı Emisyonları (milyon ton CO2-eşd)
Tablo 6 - Enerji ile İlgili Temel Mevzuat
Tablo 7 - Enerji ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Tablo 8 - Sanayi Sektörü Enerji ve Proses Emisyonları (Mton CO2-eşd)
Tablo 9 - Sanayi Sektörü Yanma Emisyonları (Mton CO2-eşd)
Tablo 10 - Sanayi Sektörü Proses Emisyonları (Mton CO2-eşd)
Tablo 11 - Sanayi Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Tablo 12 - Sanayi Sektörü ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Tablo 13 - Konutların Sera Gazı Emisyonları ( Mton)
Tablo 14 - Ticarethane ve Hizmetlerin Sera Gazı Emisyonları (bin ton)
Tablo 15 - Binalarla İlgili Temel Mevzuat
Tablo 16 - Binalarla İlgili Ana Politika Belgeleri
Tablo 17 - Araç Kayıt Sistemi Verilerine Dayalı Ulusal Karayolu Taşımacılığı VKT Değeri
Tablo 18 - Başlıca Sistemlere Göre Ulaşım Sektörü İçin Sera Gazı Emisyonları (MTon CO2-eşd)
Tablo 19 - Ulaştırma Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Tablo 20 - Ulaştırma Sektörü ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Tablo 21 - Yıllara Göre Atık Sektörü Sera Gazı Emisyonları (Mton CO2-eşd)
Tablo 22 - Atık Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Tablo 23 - Atık Sektörü ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Tablo 24 - Türkiye’de Tarım Alanları (2022)
Tablo 25 - Türkiye’de Yetiştirilen Başlıca Tarla Ürünlerin Ekim Alanı, Üretim ve Verimi (2022)
Tablo 26 - Türkiye’de Tarım Sektörü Sera Gazı Emisyonları (Mton CO2-eşd)
Tablo 27 - Tarım Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Tablo 28 - Tarım Sektörü İlgili Temel Politika Belgeleri
Tablo 29 - Gıda ve Tarım Örgütü Global Forest Resources Assessments Raporu Verilerine
Göre Türkiye’de Orman Alanının Değişimi
Tablo 30 - Türkiye’nin Toplam Sera Gazı Emisyonları ve AKAKDO Tutumları (Mton CO2-eşd)
Tablo 31 - AKAKDO Sektörü Tutumlarının Kategoriler Bazında Dağılımı (Mton CO2-eşd)
Tablo 32 - 2021’de AKAKDO Kategorilerinin Sera Gazı Emisyonları/Tutumları
Tablo 33 - AKAKDO Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Tablo 34 - AKAKDO Sektörü İlgili Temel Politika Belgeleri
ŞEKİLLER
25
26
27
29
30
43
44
44
63
64
64
65
68
68
95
95
114
137
139
142
167
167
169
169
192
192
Şekil 1 - Sera Gazı Emisyonları ve Uzaklaştırmaları (1990-2021)
Şekil 2 - 2021 Yılı Sera Gazı Emisyonlarının Sektörel Dağılımı
Şekil 3 - Florlu Sera Gazı Emisyonları (1990-2021)
Şekil 4 - NDC ve İDASEP Hazırlık Süreci Prensipleri
Şekil 5 - İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı Hazırlık Süreci
Şekil 6 - Elektrik Üretiminden Kaynaklanan Emisyonlar ve Gelişimi
Şekil 7 - Elektrik Üretimi ve Emisyon Değişimi
Şekil 8 - Elektrik Sektöründe Görece Ayrışma
Şekil 9 - Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, İktisadi Faaliyet Kollarına Göre A21 Düzeyinde Cari
Fiyatlarla Pay Oranları, 2021-2022
Şekil 10 - İşletme Sayılarına Göre İmalat Sanayiinde Teknoloji Düzeyi (2022)
Şekil 11 - İşletme Cirolarına Göre İmalat Sanayiinde Teknoloji Düzeyi (2022)
Şekil 12 - Sanayi Sektörü Enerji ve Proses Emisyonları
Şekil 13 - Sanayi Sektörü Yanma Emisyonları
Şekil 14 - Sanayi Sektörü Proses Emisyonları
Şekil 15 - Binalar ile İlgili Temel Göstergelerdeki Değişim
Şekil 16 - 2021 Yılında Konut (a) ve Konut Dışı (b) Enerji Kaynaklarına Göre Dağılım
Şekil 17 - Başlıca Sistemlere Göre Ulaşım Sektörü için Sera Gazı Emisyonu
Şekil 18 - Atık Karakterizasyonu
Şekil 19 - Yıllara Göre Atık Sektörü Sera Gazı Emisyonları
Şekil 20 - Yıllara Göre Depolama Alanlarında Oluşan ve Geri Kazanılan Metan Miktarı
Şekil 21 - Türkiye’de Kimyasal Gübre Kullanımı
Şekil 22 - Türkiye’de Canlı Hayvan Sayısı
Şekil 23 - Türkiye’de Tarım Sektörü Sera Gazı Emisyonları
Şekil 24 - Türkiye’de Tarım Sektörü Sera Gazı Emisyonlarının Kaynaklarına Göre Payları (2021)
Şekil 25 - Türkiye’nin Toplam Sera Gazı Emisyonları ve AKAKDO Tutumları
Şekil 26 - AKAKDO Sektörü Tutumlarının Kategoriler Bazında Dağılımı
içeren bir yol haritası sunmayı amaçlamakta ve bu minvalde ilgili strateji ve eylem planını içermektedir.
Oluşturulan bu plan, bilimsel temellere dayanmakta ve kurumsal politikaları, uzman görüşlerini, sera
gazı azaltımı noktasındaki ihtiyaçları bir araya getirerek kapsamlı bir yaklaşım sunmaktadır.
12
Strateji ve Eylem Planımız; enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, atık, tarım ile ’Arazi Kullanımı, Arazi
Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (AKAKDO) sektörleri ile karbon fiyatlandırma mekanizmaları ve
adil geçiş konularında sera gazı azaltım politikalarını kapsayan 49 strateji ve 260 eylemi içermektedir.
Bu strateji ve eylem planı, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesinde bir dönüm noktası olarak
görülmeli ve kamu, özel sektör, sivil toplum ve bireyler arasında güçlü işbirliği ile uygulanmalıdır.
Önsöz
İklim değişikliği, bugünün dünyasında karşılaştığımız en büyük çevresel tehditlerden biri olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu evrensel sorun, sadece bireyleri, ülkeleri değil, ortak evimiz dünyamızı
olumsuz etkilemekte ve gezegenimizin sürdürülebilirliği için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Güncel
çalışmalar, sanayi öncesi döneme göre küresel sıcaklık artışının 1,1 °C’ye ve yıllık küresel sera gazı
emisyonlarının ise 59 milyar ton CO2 eşdeğerine ulaştığını ortaya koymaktadır. Bu kritik noktada, iklim
değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik kararlı bir duruş sergileme
sorumluluğunu taşımaktayız.
İklim değişikliği ile etkin mücadele edilebilmesi için, Paris Anlaşması kapsamında belirlenen küresel
sıcaklık artışının 1,5 °C ile sınırlandırılması hedefine yönelik çalışmaların hızlanması gerekmektedir.
Bu çerçevede ülkemiz, 2021 yılında Paris Anlaşması’na taraf olmuş ve 2053 yılına yönelik “Net Sıfır
Emisyon” hedefini açıklamıştır. Bu gelişmelerin akabinde Türkiye, 2015 yılında Birleşmiş Milletlere
sunduğu Niyet Edilmiş Ulusal Katkı Beyanı’nı (NDC) güncellemiş ve referans senaryoya göre %21 olan
emisyon azaltım hedefini %41’e çıkarmıştır. Bu gelişmeler, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadelede
kararlılığını ortaya koymuştur.
2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi, 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve NDC dikkate alınarak,
Türkiye’nin önümüzdeki dönemdeki iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerini belirlemek ve bu
kapsamda yürütülecek faaliyetleri tasarlamak amacıyla yeni bir iklim değişikliği stratejisi ve
eylem planının hazırlanmasına karar verilmiştir. Bu çerçevede, İklim Değişikliği Başkanlığımız
koordinasyonunda ilgili tüm paydaşların katkıları ile “İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem
Planı 2024-2030” hazırlanmıştır. Bu belge, iklim değişikliğiyle mücadelede 2030 yılına kadar süreci
Bu belge, iklim değişikliğiyle mücadelede ortak bir vizyon etrafında birleşmeyi ve sürdürülebilir bir
geleceği beraber inşa etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Strateji ve Eylem Planımızın, hem ulusal
hem de küresel düzeyde daha sürdürülebilir bir dünya için adım atma vizyonumuzun gerçekleşmesine
katkıda bulunacağına inanıyorum.
Mehmet ÖZHASEKİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
13
Paris Anlaşmasına taraf olması ile birlikte Türkiye, Ulusal Katkı Beyanının (NDC) güncellenmesi,
İklim Değişikliği Azaltım Strajisi ve Eylem Planı ve 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisinin
hazırlanması çalışmalarına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliği ile başlamıştır. Bu
çerçevede 2015 yılında Referans Senaryoya kıyasla %21’e kadar azaltım olarak açıklanan ulusal azaltım
hedefi, güncellenerek %41’e yükseltilmiş ve Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı 13 Nisan 2023
tarihinde BMİDÇS’ye sunulmuştur.
14
Yönetici Özeti
İklim Değişikliğinin olumsuz etkileri günümüzde belirgin bir şekilde hissedilmeye başlanmış ve aşırı
sıcak hava dalgaları, ani ve şiddetli yağışlar, sel ve kuralık gibi aşırı iklim ve hava olaylarının hem
bölgesel hem de küresel ölçekte meydana gelmesinde artış yaşanmıştır. Bu durumun ana sebebi,
sanayi devrimi ile artan fosil yakıt kullanımı sonucu atmosfere salınan sera gazı emisyonlarındaki hızlı
yükseliş olarak görülmektedir. Buna bağlı olarak ortalama küresel sıcaklık 1850 yılından 2020 yılına
kadar yaklaşık olarak 1.1 °C artarken, bu şekilde devam edilmesi halinde bu yüzyılın sonuna kadar
küresel sıcaklık artışının 3 °C’yi bulması beklenmektedir.
İklim değişikliği ile küresel bazda ortak mücadele edilmesi için 1992 yılında Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), 1997 yılında Kyoto Protokolü ve 2015 yılında Paris Anlaşması
kabul edilmiştir. Paris Anlaşması ile birlikte, iklim değişikliği ile mücadelede paradigma değişikliğine
gidilerek küresel sıcaklık artışının sınırlandırılmasına yönelik sayısal hedefler belirlenmiştir. Anlaşma
ile belirlenen küresel sıcaklık artışının 1.5 °C ile sınırlandırılması hedefine ulaşılabilmesi için, 2030
yılına kadar %45 emisyon azaltımının sağlanması ve yüzyıl ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşması
gerektiği ifade edilmiştir. Türkiye, 2004 yılında taraf olduğu BMİDÇS’nin “ortak fakat farklılaştırılmış
sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi çerçevesinde hem sera gazı emisyonlarının azaltılması hem
de iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlanması konularında çalışmalarını sürdürmektedir.
Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olduğu 21 Eylül 2021 tarihinde 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi
ise yeşil kalkınma devrimiyle bir bütün olarak 27 Eylül 2021 tarihinde açıklanmıştır. Bu gelişmeler
akabinde Türkiye, 11 Kasım 2021 tarihinde Paris Anlaşmasına taraf olmuştur. Türkiye, iklim değişikliği
ile mücadelede kararlığını hem net sıfır emisyon hedefi vererek hem de Paris Anlaşması’na taraf olarak
da göstermiştir.
2053 Net Sıfır Hedefimizin açıklanmasını müteakip, ülkemizin iklim değişikliğine yönelik uzun
dönemli yol haritasının yapı taşlarını tüm paydaşlarla belirlemek amacıyla Türkiye’nin ilk İklim
Şurası 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından
gerçekleştirilmiştir. Şuraya kamu, özel sektör, üniversiteler, STK’lar ve öğrenciler dahil olmak üzere
çeşitli paydaş gruplarından yaklaşık 5000 kişi katılmıştır. Şura sonrası 76’sının önceliklendirildiği
toplam 217 tavsiye kararı ile Türkiye’nin uzun dönemli iklim değişikliği politikalarına yön veren bir
yol haritası belirlenmiştir. Bu yol haritası, İklim Kanunu, NDC, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve
Eylem Planı ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi hazırlıkları için temel teşkil etmiştir.
12. Kalkınma Planında da (2024-2028) “Çevrenin Korunması” başlığı altında Paris Anlaşması ve Türkiye’nin
Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde ulusal koşullar gözetilerek sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim
değişikliğine uyum eylemlerinin güçlendirilmesine ilişkin bir tedbir yer almaktadır. Diğer taraftan
Orta Vadeli Program (OVP) 2024-2026’da “Yeşil Dönüşüm” başlığı altında “2053 net sıfır emisyon
hedefi ve ulusal kalkınma öncelikleri doğrultusunda, sera gazı emisyon azaltımını destekleyen, iklim
değişikliğine uyum kapasitesini artıran, rekabetçiliği ve verimliliği ön planda tutan, adil geçişi gözeten
ve küresel finansman kaynaklarından azami düzeyde faydalanarak ulusal teşvik mekanizmalarını
geliştiren bir yaklaşımla ülkemizin yeşil dönüşüm süreci hızlandırılacaktır” denilmiştir. 29/10/2021
tarihli 85 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Resmî Gazete 29/10/2021- 31643) ile “Türkiye’nin
iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çalışmaları kapsamında ulusal ve uluslararası düzeyde politika,
strateji ve eylemleri belirlemek, müzakere süreçlerini yürütmek, kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu
sağlamak” görevleri İklim Değişikliği Başkanlığı’na verilmiştir.
Bu minvalde, İklim Şurası Kararları, 12. Kalkınma Planı ve OVP 2024-2026 çerçevesinde İklim
Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planının hazırlanmasına yönelik kararlar ve tedbirler yer
almakta olup İklim Değişikliği Başkanlığı bu kapsamda görevli kılınmıştır.
Bu kapsamda NDC çalışmalarının tamamlanmasından sonra, Türkiye’nin İklim Değişikliği Azaltım
Stratejisi ve Eylem Planı’nın (2024-2030) hazırlanmasına başlanılmış ve süreç şeffaf ve katılımcı
bir şekilde yürütülmüştür. Eylem Planının kapsamı; Enerji, Sanayi, Binalar, Ulaştırma, Tarım, Atık
15
16
ile Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (AKAKDO) olan 7 ana azaltım sektörü
ile Adil Geçiş ve Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları olmak üzere 2 yatay kesen tema alanı olarak
belirlenmiştir. Eylem Planı hazırlık çalışmaları kapsamında öncelikle mevcut ulusal ve uluslararası
çalışmalar dikkate alınarak ihtiyaç analizi ile politika haritalama çalışmaları gerçekleştirilmiş olup,
ardından tüm paydaşlarla İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı politika ve önlemlerini
formüle etme süreci yürütülmüştür Bu çerçevede, söz konusu sektörlere yönelik strateji ve eylemlerin
belirlenmesi ve istişare edilmesi amacıyla kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından toplam 175
kurum ve kuruluştan 2,000’den fazla kişinin katılımı ile çok sayıda sektörel çalıştaylar ve toplantılar
düzenlenmiştir.
Bu kapsamda 7 ana azaltım sektörü ve 2 yatay kesen tema alanına yönelik 49 strateji ve 260 eylemden
oluşan Eylem Planı’nın temel sektörel stratejileri arasında;
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Enerji verimliliğinin tüm sektörlerde yaygınlaştırılması,
Yenilenebilir enerji kullanımının azami seviyeye çıkarılması,
Sanayide ürün bazında karbon ayak izinin ve karbon yoğunluğunun azaltılması,
Sürdürülebilirlik raporlamalarının yaygınlaştırılması,
İmalat sanayi sektörlerinde döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliğinin teşvik edilmesi
Neredeyse sıfır enerjili binaların yaygınlaştırılması,
Bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması,
Ulaştırma sektöründe elektrifikasyon sistemlerinin geliştirilmesi,
Entegre ulaştırma sistemlerinin geliştirilmesi,
Sıfır/düşük emisyonlu ulaştırma sistemlerine geçişin sağlanması,
İklim değişikliği ile etkili mücadele için yutak alanların korunması ve artırılması,
Ormancılık ve tarım işletmelerinin yüksek katma değerli döngüsel biyoekonomiye geçişin sağlanması,
Doğa dostu tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması,
Bilinçli gübre kullanımının sağlanması,
Hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının azaltılması,
Atıkların oluşmadan önlenmesi ve azaltılması,
Atıkların üretimde hammadde/kaynak olarak kullanımının artırılması,
Türkiye’de emisyon ticaret sisteminin kurulması,
Diğer karbon fiyatlandırma mekanizmaları konusunda altyapı çalışmalarının yapılması,
Temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması,
Tüm sektörlerde dijitalleşmenin sağlanması,
Sera gazı azaltımına yönelik teşvik ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi,
Sürdürülebilir yatırım araçlarının geliştirilmesi,
• Düşük emisyonlu bir ekonomiye geçişin adil dönüşüm ilkesiyle planlanması,
• Adil geçiş ve istihdamın dönüşümü için kapasitenin geliştirilmesi,
• Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefinin eğitim sistemine entegre edilmesi yer almaktadır.
Katılımcı ve kapsayıcı bir bakış açısı ile sektörlere ilişkin sera gazı azaltım politikalarını ortaya koyan
Eylem Planı, NDC’nin hedeflerine ulaşmak için belirlenmiş, doğrudan sera gazı emisyon azaltımına
yönelik temel strateji ve eylemler ile sorumlu ve ilgili kuruluşlara bir yol haritası sunmaktadır. Eylem
Planının etkin bir şekilde uygulanması ve izlenmesi çeşitli sektörler ve yönetim düzeyleri arasında iş
birliği ve koordinasyon sağlanmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda belirlenen strateji ve eylemlerin
ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından hassasiyetle uygulanması büyük önem arz etmektedir.
17
GİRİŞ
1.1. İklim Değişikliği Bağlamında Uluslararası Süreç ve Paris Anlaşması
20
21
1988 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü ve BM Çevre Programı tarafından iklim değişikliğinin ölçeği,
zamanlaması ve potansiyel çevresel ve sosyoekonomik etkilerine ilişkin bilimsel değerlendirmeler
sunmak ve olası mücadele stratejileri geliştirmek amacıyla kurulan IPCC’nin 1990 tarihli Birinci
Değerlendirme Raporu, insan faaliyetlerinin sera gazlarının atmosferdeki miktarını önemli ölçüde
artırdığını ve küresel ısınmaya yol açtığını tespit etmiştir. Bu raporun çıktıları 1992 yılında Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kabulüne dayanak oluşturmuştur.
1. Giriş
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yayımlanan “Altıncı Değerlendirme
Raporunda” sera gazı emisyonları başta olmak üzere, insan faaliyetlerinin tartışmasız bir şekilde küresel
ısınmaya neden olduğu, Sanayi Devrimi öncesi dönemden günümüze küresel sıcaklıkların 1.1 °C
civarında artış gösterdiği, mevcut süreçlerle devam edildiği takdirde ise küresel ısınmanın 2100 yılında
3°C civarında gerçekleşeceği belirtilmektedir. Raporda, sürdürülebilir olmayan enerji kullanımı, arazi
kullanımı ve diğer faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının artmaya devam ettiğinin, tüm
ekosistemlerde yaygın ve hızlı değişimler meydana geldiğinin ve insan kaynaklı iklim değişikliğinin
dünya genelinde her bölgede iklimi etkilemekte olduğu belirtilmektedir. Bu durumun küresel bazda
hali hazırda olumsuz etkilere yol açtığı ve tarihsel olarak iklim değişikliğine en az katkıda bulunan
kırılgan toplulukların bu durumdan orantısız bir şekilde olumsuz etkilendiği de rapor içerisinde
verilen önemli bulgular arasındadır.
IPCC’nin “1.5°C Küresel Isınma Özel Raporu” ise Paris Anlaşması kapsamında sunulan mevcut ulusal
katkı beyanlarının küresel emisyon sonuçlarına ilişkin tahminlerin 2030’dan sonra küresel ısınmayı
1.5°C ile sınırlayamayacağını göstermekte olduğunun altını çizmektedir. Diğer taraftan sağlık, geçim
kaynakları, gıda güvenliği, su temini, insan güvenliği ve ekonomik büyümeye yönelik iklimle ilgili
risklerin 1.5°C’lik ısınma ile artacağı ve 2°C ile daha da yükseleceği öngörülmektedir.
Uluslararası iklim değişikliği rejimi; BMİDÇS, Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması ile bunların ilgili
organlarının çalışmaları ile şekillenmektedir. Rejim sürekli olarak gözden geçirilmekte ve yeni veya
değişen koşullara ve bilimsel bilgilere yanıt verecek şekilde güncellenmektedir.
BMİDÇS’nin ikinci maddesinde sözleşmenin amacı “atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının
iklim sistemine tehlikeli insan kaynaklı müdahaleyi önleyecek bir seviyede tutulması” olarak
tanımlamaktadır. Söz konusu stabilizasyonun, ekosistemlerin iklim değişikliğine doğal olarak uyum
sağlamasına, gıda üretiminin tehdit altında olmamasına ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir bir
şekilde ilerlemesine imkan verecek bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin nihai amacına ulaşılması çerçevesinde 1997 yılında Ek-I ülkeleri için sayısallaştırılmış
emisyon sınırlama ve azaltma hedefleri içeren Kyoto Protokolü imzalanmıştır. Fakat, bazı büyük
sera gazı emisyonuna sahip ülkeler ile gelişmekte olan ekonomilerin bu çerçevenin dışında kalması
Protokol’ün toplam küresel sera gazı emisyonları bakımından kapsamının giderek daralmasını
beraberinde getirmiş ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik küresel çabalara tüm ülkeleri, özellikle
de tüm büyük emisyon yayan ülke ve ekonomileri, dahil edecek daha geniş tabanlı bir yaklaşıma ihtiyaç
duyulduğunun farkına varılmasına yol açmıştır.
Bu noktada; Cancun ve Durban Konferansları, Paris Anlaşması’nın kabul edilmesine yol açan
müzakerelerin temelini oluşturmuştur. Cancun Anlaşmaları, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi
devrimi öncesi seviyelerin 2°C altında tutmaya yönelik uzun vadeli bir hedef belirlemiştir. Durban
Konferansı, Sözleşme kapsamındaki çok taraflı kurallara dayalı rejimi güçlendirmek amacıyla
“Sözleşme kapsamında tüm Taraflar için geçerli yasal güce sahip bir protokol, başka bir yasal araç
veya üzerinde anlaşmaya varılmış bir sonuç geliştirmek için bir süreç” başlatmıştır.
22
İklim değişikliği ile mücadele çabalarına ivme kazandırmak ve daha istekli hedefler koymak için
hazırlanan Paris Anlaşması, 12 Aralık 2015’te Fransa’nın Paris kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Konferansı’nda (COP21) 196 ülke tarafından kabul
edilmiş ve 4 Kasım 2016’da yürürlüğe girmiştir. Genel hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını
sanayileşme öncesi döneme göre 2°C’nin altında tutmak ve mümkünse 1,5°C ile sınırlamak olan Paris
Anlaşması; iklim değişikliği konusunda yasal olarak bağlayıcı uluslararası bir anlaşmadır. IPCC’ye
göre küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlandırılması için sera gazı emisyonlarının en geç 2025 yılından
önce zirve yapması ve 2030 yılında 2019 yılına göre %45 oranında azaltılması, yüzyıl ortasında ise net sıfıra
ulaşılması gerekmektedir.
Paris Anlaşması çok taraflı iklim değişikliği sürecinde bir dönüm noktasıdır, çünkü ilk kez bir
Anlaşma tüm ülkeleri iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve etkilerine uyum sağlamak üzere bir
araya getirmektedir. Paris Anlaşmasının uygulanması; mevcut en iyi bilime dayalı ekonomik ve sosyal
dönüşüme ihtiyaç duymaktadır. Anlaşma, ülkeler tarafından yürütülen ve giderek daha iddialı hale
gelen ve Ulusal Katkı Beyanı (NDC) olarak adlandırılan beş yıllık bir iklim eylemi döngüsü üzerinde
çalışmaktadır. Anlaşmaya göre taraf ülkeler her beş yılda bir NDC’lerini BMİDÇS Sekretaryasına
sunmakla yükümlü olup, birbirini izleyen her NDC’nin, bir önceki NDC’ye kıyasla giderek daha
yüksek bir azim derecesini yansıtması amaçlanmaktadır.
Ülkeler NDC’lerinde, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak amacıyla sera gazı emisyonlarını azaltmak ve
iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak üzere atacakları adımları ve ilgili hedeflerini bildirmektedirler.
Diğer taraftan uzun dönemli hedefe yönelik çabaları daha iyi çerçevelemek için Paris Anlaşması’nın
4. maddesi uyarınca, Taraflar uzun vadeli düşük emisyonlu iklim değişikliği stratejilerini sunmaya
davet edilmiştir. Şimdiye kadar 70 ülke1 tarafından sunulan Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejileri
kapsamında ülkeler kendi kabiliyetleri ve koşulları doğrultusunda uzun dönemli stratejilerini ve eylemlerini
açıklamaktadır.
Uzun dönemli stratejiler, NDC’lere uzun vadeli bakış sunmaktadır. Bununla birlikte, NDC’ler ülkelerin
uzun vadeli planlama ve kalkınma öncelikleri bağlamına yerleştirilerek gelecekteki kalkınma süreçleri
için bir vizyon ve yön sağlamaktadır.
1
Ocak 2024 tarihi itibariyle
1.2. Türkiye’nin İklim Değişikliği ile Mücadele Süreci
23
Türkiye; kalkınma öncelikleri ve uluslararası gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, ekonomik,
sosyal ve çevresel konuları dengeli bir şekilde ele almakta ve sürdürülebilir kalkınma yolunda
ilerlemeyi hedeflemektedir. Diğer taraftan Türkiye bu noktada özel koşulları ve ulusal imkânları ile
iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik küresel çabalara katkı sağlamaktadır. IPCC’ye göre Türkiye’nin
de içinde yer aldığı Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden biridir.
Türkiye’de özellikle 2018’den itibaren meteorolojik afetlerin oluşum sayılarında belirgin bir artış
görülmüştür. 2010-2021 yılları arasında ülkemizin farklı kesimlerini farklı ölçülerde etkileyen 8.274
meteorolojik karakterli doğa kaynaklı afet rapor edilmiştir. Türkiye’de iklim değişikliğine bağlı olarak
artması öngörülen doğal afetler; orman yangınları, fırtınalar, seller, dolu, sıcak hava dalgaları, heyelan
ve çığ olarak sıralanmaktadır.
Ülkemiz BMİDÇS’ye 2004 yılında, Kyoto Protokolü’ne 2009 yılında taraf olmuştur. Sözleşme
kapsamında 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilen ve 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren ve
uygulama dönemi olarak Kyoto Protokolünden sonraki dönemi kapsayan Paris Anlaşması, önemli bir
dönüm noktasıdır. Türkiye 2015 yılında Paris Anlaşmasını kabul etmiş ve 22 Nisan 2016’da Anlaşmayı
gelişmekte olan ülke olduğu vurgusuyla imzalamıştır. Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun ise 7 Ekim 2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Anılan Kanunda, “Türkiye, Anlaşma ve mekanizmalarının ekonomik ve sosyal kalkınma hakkına
halel getirmemesi koşuluyla, gelişmekte olan bir ülke olarak ve ulusal katkı beyanları kapsamında
Anlaşmayı uygulayacaktır” hükmü yer almaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 27 Eylül 2021 tarihinde 2053 net sıfır emisyon hedefi açıklanmış ve
böylece ülkemizin yeşil kalkınma hamlesi başlatılmıştır. 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Türkiye’nin
Paris Anlaşması’na taraf olma iradesi neticesinde başlatılmış olan yeşil dönüşüm süreci tüm sektörlerde
kapsamlı bir değişimi ve dönüşümü beraberinde getirmektedir. Bu süreci, tüm kurumlarımızla birlikte
yürütmek üzere İklim Değişikliği Başkanlığı, 29 Ekim 2021 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığına bağlı kuruluş olarak kurulmuştur. İklim Değişikliği Başkanlığı, Türkiye’nin
iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çalışmaları kapsamında ulusal ve uluslararası düzeyde politika,
strateji ve eylemleri belirlemek, müzakere süreçlerini yürütmek, kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu
sağlamakla sorumlu kılınmıştır.
24
Türkiye, Paris Anlaşması’nın yeşil ve sürdürülebilir bir dünya için önemli bir fırsat sunduğuna
inanmakta, iklim değişikliği azaltım ve uyum politikalarının uygulanmasını desteklemektedir. Ayrıca,
Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinde olan bir ülke olarak Türkiye, AB politikalarını yakından takip
etmekte ve ilgili müktesebata uyum sağlamak amacıyla iklim değişikliği ve çevre konularında mevzuat
geliştirmektedir. Türkiye’nin iklim değişikliği politikası; azaltım ve uyuma ilişkin çeşitli yerel ve ulusal
politika belgeleri, stratejiler ve eylem planları ile yapılandırılmıştır. Diğer taraftan Türkiye’nin azaltım
potansiyelini belirlemek ve hayata geçirebilmek için ilgili bakanlıklar ve kamu kurumları tarafından
hazırlanmış, güncellenmiş veya hazırlanmakta olan çeşitli plan ve stratejiler bulunmaktadır.
1.4. Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonları
1.3. Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı
Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (AKAKDO) sektörü hariç toplam sera
gazı emisyonlarını 2021 yılında 564,4 Mton CO2-eşd olarak hesaplanmıştır. Bu, 2020 yılına kıyasla
emisyonlarda 40,4 Mton veya %7,7’lik bir artış ve 1990 yılına kıyasla %157,1’lik bir artış anlamına
gelmektedir [1] (Tablo 1, Şekil 1).
NDC’ler Paris Anlaşması’nın ve uzun vadeli hedeflerine ulaşılmasının merkezinde yer almaktadır.
“Ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve görece kabiliyetler ilkesi” göz önünde bulundurularak,
BMİDÇS taraf ülkelerin, küresel iklim eylemlerine mümkün olduğunca kendi çabaları doğrultusunda
katkı sağlayacakları öngörülmüş ve bu kapsamda ülkelerin, Anlaşmanın azaltım, uyum, finans, teknoloji
transferi ve kapasite geliştirme konusundaki ana amacını gerçekleştirmek için yürüttükleri faaliyetleri
içeren NDC’leri, her 5 yılda bir güncelleyerek BMİDÇS Sekreteryası’na sunmaları istenmiştir.
25
Ulusal sera gazı emisyon envanteri 2006 IPCC Kılavuzları kullanılarak hazırlanmaktadır. Sera
Gazı Envanteri, karbondioksit (CO2), metan (CH4), azot oksit (N2O), florlu gazlar (F-gazlar),
hidroflorokarbonlar (HFC’ler), perflorokarbonlar (PFC’ler), kükürt hegzaflorür (SF6) ve nitrojen
triflorür (NF3) gibi doğrudan sera gazlarını içermektedir. Envanter; enerji, endüstriyel işlemler ve ürün
kullanımı, tarım ve atık kaynaklı sera gazı emisyonları ve arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve
ormancılıktan (AKAKDO) kaynaklanan emisyonlar ve uzaklaştırmaları içermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti, 1/CP.19 ve 1/CP.20 kararları uyarınca, Sözleşme’nin 2. Maddesinde belirtilen nihai
amacına yönelik Niyet Edilmiş Ulusal Katkı Beyanını (INDC) BMİDÇS’ye Eylül 2015’te sunmuştur.
Türkiye INDC ile 2030 yılına kadar referans senaryoya göre %21’e kadar sera gazı azaltım hedefini
açıklamıştır.
Paris Anlaşmasına taraf olan ülkeler; beş yılda bir BMİDÇS’ye her seferinde daha iddialı azaltım
hedefleri (ve isteğe bağlı olarak iklim değişikliğine uyum hedefleri) içerecek şekilde NDC’lerini
sunmakla yükümlüdür. Bu kapsamda Türkiye, Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı’nı 13 Nisan
2023 tarihinde BMİDÇS’ye sunmuştur. Türkiye referans senaryoya kıyasla, 2030 yılına kadar sera gazı
emisyonunu %41 azaltacağı taahhüdünde bulunmuştur (2030 yılında 695 Mt CO2 eşd.). Türkiye’nin
güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı ekonomi genelinde olup kapsamlı azaltım ve uyum
eylemlerinin yanı sıra uygulama araçlarını da içermektedir. Türkiye’nin azaltım hedefi, 2053 yılına
kadar net sıfır hedefine ulaşma yönündeki uzun vadeli hedefine doğru atılmış bir adımdır.
Şekil 1 - Sera gazı emisyonları ve uzaklaştırmaları (1990-2021) [1]
Enerji emisyonları 2021 yılında 2020 yılına kıyasla %9,8 artarak 402,5 Mton CO2-eşd ulaşmıştır.
1990 yılına kıyasla %188,4’lük bir artış söz konusudur. Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımındaki
emisyonlar 2021 yılında 75,1 Mton CO2-eşd olarak gerçekleşmiştir ve 2020 yılındaki emisyonlara göre
%10,6 oranında artmıştır. Tarım ve atık sektörlerindeki emisyonlar 2021 yılında sırasıyla 72,1 Mton
CO2-eşd ve 14,7 Mton CO2-eşd olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 1- Sera Gazı Emisyonları ve Uzaklaştırmaları (1990-2021) [1]
1990
26
1995
2000
2005
2010
2015
2020
2021
Enerji
139,54 166,30
216,04
244,48
287,88
341,99
366,57
402,48
Endüstriyel İşlemler ve
Ürün Kullanımı
22,86
25,52
26,20
34,25
49,06
59,72
67,96
75,14
Tarım
46,05 44,08
42,33
42,44
44,41
56,13
73,15
72,08
AKAKDO
-66,51 -67,77
-68,05 -71,78
-71,88
-72,81
-56,95
-47,15
Atık
11,08
14,34
17,45
17,12
16,31
14,70
12,35
16,40
Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı kaynaklı florlu gazlara ilişkin sera gazı emisyonlarına dair
sayısal veriler aşağıda verilmiştir (Şekil 3, Tablo 2).
27
Tablo 2 - Florlu Sera Gazı Emisyonları (Milyon ton CO2-eş) [1]
1990
1995
2000
2005
2010
2015
2020
2021
HFC’ler
0,0
0,0
0,1
1,1
3,1
4,8
6,5
7,2
PFC’ler
0,5
0,4
0,4
0,4
0,4
0,1
0,0
0,0
SF6
0,0
0,0
0,0
0,0
0,1
0,1
0,2
0,1
Şekil 2’de ulusal envanterin dört ana emisyon kategorisine göre kırılımı sol tarafta yer alan pasta
grafiğinde verilmiştir. 2021 yılında, enerji sektörü toplam emisyonların %71,3’ü ile en büyük paya sahip
olmuştur. Enerji sektörünü %13,3 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı, %12,8 ile tarım ve %2,6 ile
atık sektörleri takip etmiştir (Şekil 2). Aynı şeklin sağ tarafında yer alan pasta grafiğinde ise enerji
altında yer alan alt sektörlerin toplam emisyonlar içerisindeki payları gösterilmektedir.
Şekil 3 - Florlu sera gazı emisyonları (1990-2021) [1]
Şekil 2 - 2021 yılı sera gazı emisyonlarının sektörel dağılımı [1]
1.5. İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (İDASEP) Hazırlama
Süreci
28
Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olması iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yapılan ulusal
çalışmalara ivme kazandırmıştır. 21-25 Şubat 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk İklim
Şurası sonucunda, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi için bir vizyon oluşturmak üzere 217 tavsiye kararı
kabul edilmiş, bunlardan 76’sı önceliklendirilmiş ve tüm öneriler kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu
kararlar, İklim Kanunu, NDC, İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Eylem Planları ve Uzun Dönemli
İklim Değişikliği Stratejisi hazırlıkları için temel teşkil etmiştir.
12. Kalkınma Planı’nda da (2024-2028) “Çevrenin Korunması” başlığı altında Paris Anlaşması ve
Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde ulusal koşullar gözetilerek sera gazı emisyonlarının
azaltılması ve iklim değişikliğine uyum eylemlerinin güçlendirilmesine yönelik yol haritaları ile ilgili
strateji ve eylem planlarının hazırlanmasına ilişkin bir tedbirler yer almaktadır. Diğer taraftan Orta
Vadeli Program (OVP) 2024-2026’da “Yeşil Dönüşüm” başlığı altında “2053 net sıfır emisyon hedefi ve
ulusal kalkınma öncelikleri doğrultusunda, sera gazı emisyon azaltımını destekleyen, iklim değişikliğine
uyum kapasitesini artıran, rekabetçiliği ve verimliliği ön planda tutan, adil geçişi gözeten ve küresel
finansman kaynaklarından azami düzeyde faydalanarak ulusal teşvik mekanizmalarını geliştiren bir
yaklaşımla ülkemizin yeşil dönüşüm süreci hızlandırılacaktır” ifadesi yer almaktadır.
hazırlık çalışmaları NDC politika belirleme çalışmaları ile eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilmiştir.
Burada NDC ve 2030 erimli eylem planlarının uyumu ve tutarlılığı hedeflenmiştir. Çalışmalar;
Türkiye’nin iklim değişikliği politikalarının, stratejilerinin, planlarının ve önlemlerinin ele alındığı
ihtiyaç analizi ile başlamıştır. İhtiyaç analizi ve politika haritalama çalışmasının tamamlanmasının
ardından tüm bakanlıklar ve özel sektör kuruluşları veri toplama, varsayımları belirleme, Ulusal Katkı
Beyanı ile İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı politika ve önlemlerini formüle etme
sürecine dahil olmuştur. Belge hazırlama sürecinde; her sektörden paydaşlarla 100’den fazla toplantı
gerçekleştirilmiştir. Toplantılara kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından 2.000’den fazla
kişi katılım sağlamıştır. Katılımcılar arasında cinsiyet dengesi gözetilmiştir. Toplantılar, yapılan ikili
görüşmeler ve e-postalar yoluyla alınan paydaş görüşlerinin yanı sıra iki defa da resmi yazı ile görüşler
alınmış ve eylem planına yansıtılmıştır. Bu çalışmaların ardından İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi
ve Eylem Planı 2024-2030, İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu’nun onayına sunulmuştur.
İDASEP hazırlık süreci Şekil 5’te gösterilmektedir.
Ülkemizde; 29/10/2021 tarihli ve 85 sayılı “Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi” (Resmî Gazete 29/10/2021-31643) ile “Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve
uyum çalışmaları kapsamında ulusal ve uluslararası düzeyde politika, strateji ve eylemleri belirlemek,
müzakere süreçlerini yürütmek, kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak” görevleri İklim
Değişikliği Başkanlığı’na verilmiştir.
İklim Şurası Kararları, 12. Kalkınma Planı ve OVP 2024-2026 çerçevesinde İklim Değişikliği Azaltım
Stratejisi ve Eylem Planı’nın (2024-2030) hazırlık çalışmaları başlatılmış olup süreç şeffaf ve katılımcı
bir şekilde yürütülmüştür. İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı hazırlama süreci NDC
hazırlıkları ile paralel olarak yürütülmüş, çalışmaya yönelik temel prensipler belirlenmiş ve tüm sürece
yansıtılmıştır (Şekil 4).
Eylem planı; temel azaltım sektörleri olarak tanımlanan “Enerji, Sanayi, Binalar, Ulaştırma, Atık,
Tarım ve AKAKDO” olmak üzere yedi ana azaltım sektörü ve “Adil Geçiş ve Karbon Fiyatlandırma
Mekanizmaları” olmak üzere 2 yatay kesen tema alanı üzerine yapılandırılmıştır. Eylem Planı
Şekil 4 - NDC ve İDASEP hazırlık süreci prensipleri
29
Şekil 5 - İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı hazırlık süreci
Kasım
2022
26. Taraflar
toplantısında
NDC’nin
açıklanması
Eylül
2023
Şubat
Mart
2023
Çalıştayda
alınan görüşler
doğrultusunda
İDASEP’in
taslağının
oluşturulması
Haziran
2023
İDASEP son
taslağının
tamamlanması
İDUKK üyesi
kurumlardan
resmi yazı ile
görüş alınması
Kurumlardan
resmi görüşlerin
alınması
Kasım
2023
İDASEP
Taslağının
İDUKK
2023/1’e
sunulması
I. IDASEP Çalıştayı
Ocak
2023
Tüm paydaşlara
İDASEP
çerçevesinin
sunulması
Temmuz
II. IDASEP Çalıştayı
Mayıs
2023
Taslak İDASEP’in
sunumu ve ilave
görüşlerin alınması
2023
İDUKK Sera Gazı
Azaltım Çalışma
Grubu Toplantısı
ile görüşlerin
alınması
Ekim
2023
Kurum resmi
görüşlerinin
işlenerek
İDASEP’e son
halinin verilmesi
Aralık
2023
İDASEP’in
İDUKK
tarafından
kabulü
1.6 İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (İDASEP) Özeti
Tablo 4 - Sektörel Stratejiler
ENERJİ
32
Eylem planı; Enerji, Sanayi, Binalar, Ulaştırma, Atık, Tarım ve AKAKDO olmak üzere 7 ana azaltım
sektörünü ele almaktadır. Enerji sektörü altında elektrik üretimi konusu yer almakta olup, diğer
sektörlerdeki enerji kullanımı ilgili sektörler altında değerlendirilmiştir. Eylem Planı hazırlanırken
bütünlüğü sağlamak için sektöre yönelik teşvikler, finansman ihtiyacı, teknoloji, kapasite geliştirme
ve eğitim faaliyetleri gibi konulara ilgili sektörlerin strateji ve eylemleri altında yer verilmiştir. Eylem
Planı hazırlığı sırasında yapılan toplantılar ve çalışmalar neticesinde 7 sektör dışında “adil geçiş ve
karbon fiyatlandırma mekanizmaları”na yönelik ayrı başlıklar açılması ve bu konulara yönelik strateji
ve eylemlerin detaylandırılmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan tüm sektörler için strateji ve
eylemler içerisinde toplumsal fırsat eşitliğinin anaakımlaştırılması dikkate alınmıştır.
Eylem Planı’ndaki toplam 9 bölümde 49 strateji ve bu stratejilerin altında 260 eylem yer almaktadır
(Tablo 3). Stratejiler, sektörel ölçekte mevzuat, teknik altyapı, teknoloji, finans, kapasite geliştirme,
eğitim ve toplumsal farkındalık gibi farklı alanlarda atılması gereken adımları ortaya koymaktadır
(Tablo 4). Söz konusu stratejiler kapsamında yer alan her eylem için çeşitli izleme göstergeleri ve
sorumlu kurum ve kuruluşlar da belirlenmiştir. Eylem Planı kapsamında toplamda 47 sorumlu kurum
ve kuruluş yer almaktadır.
Tablo 3 - Sektörlere Göre Strateji ve Eylem Sayısı
Enerji
5 strateji, 37 eylem
Sanayi
8 strateji, 32 eylem
Binalar
6 strateji, 18 eylem
Ulaştırma
4 strateji, 36 eylem
Atık
9 strateji, 34 eylem
Tarım
7 strateji, 27 eylem
AKAKDO
5 strateji, 49 eylem
Adil Geçiş
1 strateji, 7 eylem
Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları
4 strateji, 20 eylem
Toplam
49 strateji, 260 eylem
•
•
•
•
•
Elektrik üretiminin karbon yoğunluğunun azaltılması
Elektrik sektörünün diğer sektörler ile eşleştirilmesi ve talep tarafı katılımının desteklenmesi
Elektrik altyapısının güçlendirilmesi, verimliliğin artırılarak iletim ve dağıtımda teknik kayıp
oranının azaltılması
Elektrik üretiminde düşük karbonlu üretim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması ve
alternatiflerin güçlendirilmesi
Engellenemeyen sera gazı emisyonlarının azaltılması için karbon yakalama, kullanma ve
depolama yol haritası oluşturulması
SANAYİ
•
•
•
•
•
•
•
•
İmalat sanayine yönelik enerji verimliliği potansiyelinin en üst seviyede değerlendirilmesi
İmalat sanayine yönelik yenilenebilir enerji kullanımının artırılması
İmalat sanayide karbon ayakizinin düşürülmesi ve GSH başına CO2-eşd. yoğunluğunun
azaltılması
Sürdürülebilirlik raporlamalarının yaygınlaştırılması
İmalat sanayi sektörü paydaşlarının kapasitelerinin geliştirilmesi
Tüm imalat sanayi sektörleri için döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliğinin teşvik edilmesi
Ar-ge ve inovasyon ile yeni teknoloji seçeneklerinin ulusal kaynaklarla geliştirilmesi
Sürdürülebilir yatırım araçlarının geliştirilmesi ve yatırımcılara uygun finansman
kaynaklarının oluşturulması
BİNALAR
•
•
•
•
•
•
Mevcut binalarda enerji verimliliğinin iyileştirilmesi
Yeni binaların enerji verimliliğinin iyileştirilmesi
Binalarda elektrikli alet, ekipman ve cihazların kullanımında enerji verimliliğinin artırılması
Bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin kullanımının yaygınlaşması ve desteklenmesi
Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR) uygulaması ile çevre dostu tasarım ve yapı
malzemelerinin kullanımının yaygınlaştırılması
İnşaat ekosisteminde dijital dönüşümün sağlanmasında Yapı Bilgi Modellemesi (BIM)
araçlarının kullanımının sağlanması, yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi
33
ULAŞTIRMA
34
•
•
•
•
Deniz/demiryoluna modal kayma sağlanması
Ulaştırma sektöründe verimliliğin artırılması
Ulaşım sistemlerinde sürdürülebilir/temiz enerji kaynaklarının kullanımı
Sektörün dekarbonizasyonu için gerekli altyapı faaliyetlerinin yapılması
ATIK
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Atıkların ve atıksuyun oluşmadan önlenmesi ve azaltılması
Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım oranının artırılması
Düzenli depolama tesislerine ön işleme tabi tutulmadan gönderilen atık oranının azaltılması
Atıksu yönetiminin ve arıtma altyapısının iyileştirilmesi
Sıfır atık uygulamaları ve sera gazı emisyon azaltımı kapsamında insan kaynaklarının geliştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması
Atık yönetiminin, döngüsel ekonomi prensipleri ve sera gazı emisyon azaltımı dikkate alınarak,
iyileştirilmesi için teşvik ve finansman mekanizmalarının geliştirilmesi
Atık yönetiminin, döngüsel ekonomi prensipleri ve sera gazı emisyon azaltımı dikkate alınarak
iyileştirilmesi için Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması ve teknolojik altyapının geliştirilmesi
Atıkların üretimde hammadde/kaynak olarak kullanılmasının artırılması
Atık yönetiminde kullanılan taşıtlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması
TARIM
•
•
•
•
•
•
•
Hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının azaltılması
Kimyasal gübre kullanımında etkinliğin sağlanması
Pestisit ve anti-mikrobiyallerin kullanımının azaltılması
Tarımsal üretimde kayıp, atık ve artık yönetiminin geliştirilmesi
Arazi ve toprak yönetiminin etkinleştirilmesi
Çiftçilerin uygun finansman olanaklarına ulaşımının sağlanması
Tarım sektöründe faaliyet gösteren paydaşlara yönelik eğitim, bilinçlendirme ve kapasite
geliştirme faaliyetlerinin cinsiyet dengesi gözetilerek yaygınlaştırılması
ARAZİ KULLANIM, ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİKLİĞİ VE ORMANCILIK
•
•
•
•
•
Ekosistemlerin korunması, yönetilmesisürdürülebilir yönetimi ve genişletilmesiyutak alanların
artırılması ile sera gazı tutumunun yıllık bazda düzenli olarak artırılması, ekosistem kaynaklı
emisyonların azaltılması
Ormancılık ve tarım işletmelerinin yüksek katma değerli döngüsel biyoekonomiye geçişinin
sağlanması
Sektörün Ar-Ge ve inovasyon bakımından güçlendirilmesi için proje desteklerinin 2030
itibariyle 2020 seviyesinin iki katına çıkarılması
Sektörde karbon yönetimi konusunda yetişmiş teknik eleman ve profesyonel sayısının
artırılması
AKAKDO sektörüne yönelik teknoloji altyapısının geliştirilmesi
ADİL GEÇİŞ
•
Adil geçiş ve istihdamın dönüşümü için kapasitenin geliştirilmesi
KARBON FİYATLANDIRMA MEKANİZMALARI
•
•
•
•
Türkiye’de Emisyon Ticaret Sisteminin (ETS) kurulması
Diğer karbon fiyatlandırma araçları konusunda altyapı çalışmalarının yapılması
Gönüllü karbon piyasası ve ulusal denkleştirme konusunda altyapı oluşturulması
Paris Anlaşması’nın 6. maddesine katılımın değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılması
35
1.7 İDASEP İzleme Sistemi
36
İzleme ve değerlendirme; eylem planının uzun vadeli başarısını sağlamada kritik öneme sahiptir.
İzleme süreci, iki önemli rol oynamaktadır.
•
•
Planda yer alan eylemlerin performansının izlenmesi
Planlanan çıktılara ve eylemlerinden elde edilen sonuçlara ulaşılıp ulaşılmadığının belirlenmesi
Başarılı bir izleme ve değerlendirme süreci eylemlerin etkililiğinin artırılmasında ve hesap verebilirlikte
önemli rol oynamaktadır. Doğru bir izleme sistemi, eylemler için sürekli desteğin ve gerekli olabilecek
ek finansmanın sağlanması için de yardımcı olabilmektedir.
Eylem Planının etkin bir şekilde izlenmesi amacıyla İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından hazırlanan
iklim portalı altında çevrimiçi bir izleme sistemi oluşturulacak ve tüm sorumlu ve ilgili kurumların
faaliyetlerinin sürekli olarak güncel şekilde takip edilmesi ve raporlanması sağlanacaktır.
İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında her bir eylemden sorumlu kurumlar
geçmiş yıla ait gelişmeleri her yıl 1 Ocak-31 Mart tarihleri arasında çevrim içi izleme sistemine
girecektir. Sisteme girilen bilgiler doğrultusunda yıllık izleme ve değerlendirme raporları İklim
Değişikliği Başkanlığı tarafından sektörlerden temel sorumlu kurumların katkıları ile her yılın en geç
30 Haziran tarihine kadar hazırlanacaktır.
İzleme ve değerlendirme raporunda yer verilecek öneri ve atılması gereken adımlar İklim Değişikliği ve
Uyum Koordinasyon Kurulu Çalışma Gruplarında ele alınacaktır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı koordinasyonunda hazırlanan yıllık değerlendirme raporları 31
Aralık tarihine kadar İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu’na sunulacaktır.
İhtiyaçlar doğrultusunda eylem planında münferit revizyonlar yapılması mümkün olabilecektir.
İDASEP
SEKTÖRLERİNE İLİŞKİN
MEVCUT DURUM VE İLGİLİ
STRATEJİ VE EYLEMLER
ENERJİ
42
140.00
43
120.00
100.00
80.00
Elektrik Üretimi
60.00
Kombine Isı ve
Elektrik Üretimi
40.00
20.00
0.00
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
2.1.1 Mevcut Durum
Emisyonlar (Mton CO2-eş)
160.00
Türkiye’de nüfus artışı ve ekonomik büyümeye bağlı olarak enerji sektörü talebinde de artış
görülmektedir. 2021 yılı Enerji Denge Tablosu verilerine göre toplam enerji arzı 159,432 milyon tep (ton
eşdeğer petrol) olmuştur. Aynı yıl içinde elektrik ve ısı üretimi de 334.723 GWh olarak gerçekleşmiştir
[2].
Türkiye’nin elektrik kurulu gücü 2023 yılı Kasım ayı sonu itibarıyla 106.071 MW olarak gerçekleşmiştir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güç içerisindeki payı yaklaşık olarak %53’e ulaşmıştır.
2013 yılında mülga “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik’in
yürürlüğe girmesi ile özellikle güneş enerjisine dayalı dağıtık elektrik üretimi kapasitesinde ciddi
bir artış gündeme gelmiştir. Kurulu gücün en büyük kısmını 31.596 MW ile hidroelektrik santraller
oluşturmaktadır. İkinci en yüksek kurulu güç 25.352 MW ile doğalgaz çevrim santrallerine aittir.
Rüzgar kurulu gücü 11.643 MW ile üçüncü sırada yer almakta olup yerli kömür santralleri 11.440 MW,
ithal kömür santralleri kurulu gücü ise 10.374 MW seviyesindedir. Güneş enerjisi kapasitesi önemli
bir atılım yaparak 11.268 MW’a yükselmiştir. [3] Son yirmi yılda yenilenebilir enerji kaynaklarından
elektrik üretimi hem pay hem de kaynak çeşitliliği olarak, takip edilen strateji, politikalar ve hayata
geçirilen destek mekanizmaları ile beraber artış göstermiştir. 2022 yılı sonu itibarıyla ithal kömür ve
yerli kömüre dayalı elektrik üretiminin toplam elektrik üretimi içerisinde yaklaşık %35’lik paya sahip
olduğu görülmektedir. Diğer taraftan doğalgaza dayalı elektrik üretim payı 2008’li yıllardan itibaren
%50 seviyelerinden 2022 yılı sonu itibarıyla %23’e kadar gerilemiştir.
Şekil 6 - Elektrik üretiminden kaynaklanan emisyonlar ve gelişimi [1]
2022 yılı sonu itibarı ile Türkiye, 56.393 MW seviyesindeki kurulu güç ile yenilenebilir de önemli
enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir [4] Son yıllarda görülen bu hızlı büyüme oranı, Türkiye’de
yenilenebilir enerji kaynaklarının bolluğu, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik uygulanan politika
ve teşvikler ile özel sektörün yatırımlarını fosil kaynaklardan yenilenebilir enerjiye kaydırması olarak
özetlenebilir.
Elektrik üretimi, Türkiye’nin önemli emisyon kaynaklarından birisi olup yıllar içerisinde artış
göstermektedir. Türkiye’de elektrik üretimi artarken sera gazı emisyonlarındaki değişim, kullanılan
birincil enerji kaynaklarına göre farklılaşabilmektedir (Şekil 7).
Tablo 5 - Elektrik ve Isı Üretiminin Toplam Sera gazı Emisyonları (milyon ton CO2-eşd) [1]
1990 1995 2000
Emisyonlar 32,9
46,0
73,4
2005 2010 2011
85,4
2012
108,9 120,0 120,9
2013 2014 2015
116,1
2016 2017 2018
2019 2020 2021
127,0 128,0 135,6 146,2 150,0 139,1 131,7
149,4
2021 yılında elektrik ve ısı üretimi emisyonları 149,395 Mt CO2-eşd sahip olup yalnızca elektrik sektöründen kaynaklanan emisyon 140,720 Mt CO2-eşd’dir (Tablo 5). Elektrik üretimi kaynaklı emisyonlar
toplam emisyonlar içerisinde %24,8’lik bir paya sahiptir [1].
Örneğin 2021 yılında hidroelektrik kaynakların payı azalmış bunun yerine doğalgaz ile ikame edilmiş
ve bir önceki yıllara göre elektrik üretimi kaynaklı emisyonlar artış göstermiştir.
Diğer taraftan exlektrik üretimi ile buna bağlı emisyonlar arasında görece bir ayrışma (relative
decoupling) olduğu görülmektedir (Şekil 8). Elektrik üretimi sürekli bir artış gösterirken buna bağlı
emisyonlar inişli çıkışlı bir patika izlemektedir. Bu durum Türkiye’nin elektrik sektörünü düşük
karbonlu bir hale getirmesiyle birlikte mutlak ayrışmaya imkan verebilecek niteliktedir.
310
290
120
270
250
100
230
80
210
190
60
Elektrik Üretimi, Bin GWh
Elektrik Üretimi, Bin GWh
140
170
2021
2020
2019
2018
2017
2015
2016
2014
2013
2012
2011
2010
2009
40
2008
150
CO2 Emisyonları
165
155
145
Elektrik Üretimi
CO2 Emisyonları
115
105
95
2021
2020
2019
2018
2017
2015
2016
2014
2013
2012
2011
2010
2009
2008
85
Şekil 8 - Elektrik sektöründe görece ayrışma [1] [2]
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun
– (Kanun No 5346)
Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi
amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir,
ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak
çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması,
atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması ve bu amaçların
gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün geliştirilmesi
amaçlanmaktadır.
Enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin
Enerji Verimliliği Kanunu ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması
için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırıl(Kanun No 5627)
ması amaçlanmaktadır.
175
125
Tablo 6 - Enerji ile İlgili Temel Mevzuat
Elektrik Üretimi
Şekil 7 - Elektrik üretimi ve emisyon değişimi
135
45
Elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu
bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında
Elektrik Piyasası Kanunu özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü,
(Kanun No 6446)
istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve
bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının
sağlanması amaçlanmaktadır.
330
2008 = 100 Endeksi
44
Türkiye’de enerji sektörüyle ilgili temel mevzuat ile politika ve strateji belgeleri Tablo 6 ve Tablo 7’de
yer almaktadır.
Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarının
Belgelendirilmesi ve
Desteklenmesine İlişkin
Yönetmelik
Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretiminin
teşvik edilmesi; üretim lisansı sahibi tüzel kişilere yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için Yenilenebilir Enerji Kaynak
Belgesi verilmesi amaçlanmaktadır.
Kamu ve hazine taşınmazları ile özel mülkiyete konu taşınmazlarda
büyük ölçekli yenilenebilir enerji kaynak alanları (YEKA)
Yenilenebilir Enerji Kaynak
oluşturulması, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi
Alanları Yönetmeliği
üretim tesislerinde kullanılan ileri teknoloji içeren aksamın yurt içinde
üretilmesi amaçlanmaktadır.
Tablo 7 - Enerji ile İlgili Temel Politika Belgeleri
46
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Elektrik Piyasası Lisans
Yönetmeliği
Elektrik piyasasındaki önlisans ve lisanslandırma uygulamalarına
ilişkin usul ve esaslar ile önlisans ve lisans sahiplerinin hak ve
yükümlülüklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Elektrik Piyasasında
Lisanssız Elektrik Üretim
Yönetmeliği
Tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarını kendi üretim tesisinden karşılaması,
arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke
ekonomisine kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının
etkin kullanımının sağlanması; elektrik enerjisi üretebilecek, gerçek
veya tüzel kişilere uygulanacak usul ve esasların belirlenmesi
amaçlanmaktadır.
Politika Belgeleri
Enerjinin sürekli, kaliteli, sürdürülebilir, güvenli ve karşılanabilir
maliyetlerle arzını, enerji temininde kaynak çeşitlendirmesini ve
2053 yılı net sıfır emisyon hedefini esas alarak yerli ve yenilenebilir
enerji kaynaklarını değerlendirerek enerjide kendine yeterliliğini
en üst seviyeye yükselten, nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde
kullanan, enerji verimliliğini artıran, enerji teknolojilerinde
yerlileşmeyi önceleyen, yeni teknolojileri entegre eden, uluslararası
enerji ticaretinde stratejik konumumuzu güçlendiren rekabetçi
bir yapıya ulaşılması temel amaçtır. Kalkınma planı kapsamında
aşağıdaki tedbirler yer almaktadır:
Elektrik Üretim ve Elektrik Elektrik üretim ve elektrik depolama tesislerinin kabul işlemlerinin
Depolama Tesisleri Kabul ilgili mevzuat ve standartlara uygun olarak yapılması; tesislerin iletim
Yönetmeliği
veya dağıtım şebekelerine uyumlu olarak bağlanması ile kabul işlemleri
yetkisine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Elektrik Piyasasında
Yenilenebilir Enerji
Kaynak Garanti Belgesi
Yönetmeliği
Elektrik üretimi ve tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımının yaygınlaştırılması ve çevrenin korunması amaçlarıyla
tüketicilere tedarik edilen elektrik enerjisinin belirli bir miktarının
veya oranının, lisans sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji
kaynaklarından üretildiğinin takip, ispat ve ifşa edilmesi ile tüketicilere
yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin
belgelendirilmek suretiyle tedarik edilmesine imkân sağlayan bir
yenilenebilir enerji kaynak garanti sisteminin oluşturulması ve bu
sistemin ayrım gözetmeyen, objektif, şeffaf bir şekilde işletilmesine
ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Elektrik Piyasasında
Depolama Faaliyetleri
Yönetmeliği
14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında,
elektrik depolama üniteleri veya tesislerinin kurulmaları, iletim veya
dağıtım sistemine bağlanmaları ile bu ünite veya tesislerin piyasa
faaliyetlerinde kullanılmalarına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi
amaçlanmaktadır.
Amaçlar ve Hedefler
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
Enerjinin her alanda verimli kullanımına yönelik çalışmalar
sürdürülecektir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) bütün
üniteleri ile elektrik üretimine başlayacaktır. Nükleer santral kurulu
gücünün artırılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir. Küçük
modüler reaktörler, füzyon teknolojileri ve ileri nesil reaktörler
gibi yeni teknolojilere yönelik çalışmalar yapılacaktır. 2053 yılı
net sıfır emisyon hedefi kapsamında artan elektrifikasyonun daha
temiz kaynaklarla karşılanması amacıyla yenilenebilir enerji
kaynaklı elektrik üretimi artırılacak ve şebekeye entegrasyonu
sağlanacaktır. Yerli aksam yükümlülüğü olan yeni Yenilenebilir
Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri yapılacak, deniz üstü
YEKA projeleri geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecektir.
Elektrik şebekelerinin, potansiyel yenilenebilir kaynak alanları ile
yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların gelişim hızı da dikkate
alınarak geliştirilmesine yönelik planlama ve yatırım çalışmaları
yürütülecektir. Kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarından
sağlanan üretimin şebeke üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerin
azaltılması amacıyla elektrik şebekelerinin esnekliği artırılacaktır.
Pompaj depolamalı HES’ler de dâhil olmak üzere enerji depolama
sistemleri tesis edilecektir. Yeşil hidrojen üretiminin sağlanabilmesi
için yerli elektrolizör geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır.
Hidrojenin taşınmasına ve depolanmasına yönelik Ar-Ge çalışmaları
sürdürülecektir. Enerji sektöründe ihtiyaç duyulan nitelikli personel
sayısının artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir.
47
Politika Belgeleri
48
NDC 2023
Amaçlar ve Hedefler
NDC belgesinde enerji sektörü ile ilgili yer alan politakalar şunlardır:
Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji potansiyelinden mümkün
olan en üst düzeyde faydalanılacak; 33 GW güneş enerjisi kurulu
güç kapasitesine, 18 GW rüzgar enerjisi kurulu güç kapasitesine, 35
GW hidroelektrik kurulu güç kapasitesine ve 4,8 GW nükleer kurulu
güç kapasitesine ulaşılacak; 2,1 GW batarya ve 1,9 GW elektrolizör
kapasitesine ulaşılacak; yenilenebilir enerji kaynaklarının birincil
enerji tüketimindeki payı 2030 yılına kadar %20,4'e çıkarılacak;
birincil enerji yoğunluğu 2030 yılında 0,113 TEP/bin $2015 ve
nihai enerji yoğunluğu 0,08 TEP/bin $2015 olacak; emisyon yoğun
sektörlerde azaltım araçlarından olan Emisyon Ticaret Sistemi
kurulacaktır.
Ulusal Enerji Verimliliği
Eylem Planı (2017-2023)
Kojenerasyon
ve
bölgesel
ısıtma-soğutma
sistemlerinin
potansiyelinin belirlenmesi ve yol haritası hazırlanacak; tüketiciye
kıyaslanabilir ve daha detaylı bir fatura bilgisi sunulacak, ölçüm
bilgisinin akıllı yönetimi için enerji veri platformu oluşturulacak; akıllı
sayaçlar yaygınlaştırılacak; transformatörlerde asgari performans
standartları uygulanacak; genel aydınlatmada enerji verimliliği
artırılacak; elektrik iletim ve dağıtım faaliyetleri verimlilik artışının
geliştirilecek; mevcut elektrik üretim santrallerinde verimliliği
artırılacak; talep tarafı katılımı (demand side response) uygulaması
için piyasa altyapısı oluşturulacaktır.
Enerji Verimliliği Strateji
Belgesi (2012-2023)
Elektrik üretim, iletim ve dağıtımında verimliliği artıracak; enerji
kayıplarını ve zararlı çevre emisyonları azaltılacak; 2023 yılına kadar,
ülke genelindeki kömürlü termik santrallerin atık ısı geri kazanımı
dahil ortalama toplam çevrim verimleri %45 üzerine çıkarılacaktır.
2023 yılına kadar, elektrik enerjisi yoğunluğunu en az %20 azaltmak
amacıyla talep tarafı yönetimi konusunda tedbirler geliştirilecektir.
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Türkiye Ulusal Enerji Planı
(2022)
2035 yılına kadar: Birincil enerji tüketimi 205,3 mtep, Elektrik
tüketimi 510,4 TWh olacaktır. Elektrik / nihai enerji tüketimi payı
%24,9 olacaktır. Enerji yoğunluğu %35,3 azaltılacaktır. Elektrik
kurulu güç 189,7 GW (52,9 Güneş, 29,6 Rüzgar, Nükleer 7,2) ve ilave
kurulu güç 96,9 GW olacaktır. Yenilenebilir enerji toplam elektrik
üretimininde %54,7 ve kurulu güç olarak %64,7’ye ulaşacaktır.
Batarya (7,5 GW), elektrolizör (5 GW), Talep tarafı (1,7 GW) kurulu
gücü oluşturulacaktır.
Türkiye Hidrojen
Teknolojileri Stratejisi ve Yol
Haritası
Yerli ve milli teknolojileri temel alarak, yeşil hidrojenin üretiminden
son kullanımına kadar etkin bir değer zinciri oluşturmak ve 2053
Net Sıfır hedefine katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Bu kapsamda;
yeşil hidrojen üretim maliyetini 2035 yılında 2,4 ABD doları/kgH₂
ve 2053’e kadar 1,2 ABD doları/kgH₂ altına düşürmek ve elektrolizör
kurulu güç kapasitesinin 2030 yılında 2 GW, 2035 yılında 5 GW ve
2053 yılında 70 GW’a ulaşmasını sağlamak hedeflenmektedir.
Ulusal İklim Değişikliği
Strateji Belgesi (2010-2020)
Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arz güvenliği ve iklim
değişikliği konuları göz önünde bulundurularak finansman (iç ve dış)
imkanları çerçevesinde temiz üretim teknoloji ve tekniklerinin en
üst düzeyde kullanılacak; Sıfır emisyon teknolojilerinin kullanımın
özendirilecek ve Ar-Ge çalışmalarının desteklenecektir. Mevcut
termik santrallerinin iyileştirilmesinin tamamlanacak; alternatif
yakıtlar için ekonomik araçlar geliştirilecektir.
İklim Değişikliği Eylem Planı
(2011-2023)
Enerji yoğunluğu düşürülecek; temiz enerjinin üretim ve
kullanımdaki payı artırılacak; temiz kömür teknolojileri ve
verimlilik artırıcı önlemler uygulanarak elektrik üretiminde kömür
kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonları sınırlandırılacak;
elektrik dağıtımında kayıp ve kaçaklar azaltılacaktır.
49
Politika Belgeleri
50
İklim Şurası (2022)
Amaçlar ve Hedefler
Yenilenebilir enerji desteklenmeye devam edilecek ve sistem
altyapısı gerek üretim gerekse öz tüketim için daha esnek hale
getirilecek ve tüm amaçlar için Ar-Ge ile destek mekanizmaları
geliştirilecektir;
2053 NSE hedefi doğrultusunda elektrik
üretimi kaynaklı emisyonların azaltılması için yol haritası ve
alternatif yakıt kullanımının değerlendirilmesi doğalgaz arama
ve üretim faaliyetlerinin, iletim altyapılarının geliştirilmesi; atık
ısının kullanımının teşvik edilmesi ve ısıtma-soğutmada ısı
pompası, bölgesel ısınma ve güneş kollektörlü uygulamaların
yaygınlaştırılması; kömürden elektrik üretiminde karbon yakalama,
kullanım ve depolama teknolojilerinin de değerlendirileceği şekilde
elektrik üretimi kaynaklı emisyonun düşürülmesi; enerji sektörünün
dönüşümü için eğitim, yeşil istihdam, dijital dönüşüm, depolama ve
talep bazlı uygulamaların artırılması sağlanacaktır.
2.1.2 Strateji ve Eylemler
Ekonomi genelinde düşük emisyonlu kalkınmanın sağlanmasında belirleyici bir rolü olan enerji
sektöründe elektrik üretiminin karbonsuzlaştırılması, sektörün diğer sektörler ile eşleştirilmesi
ve talep tarafı katılımının desteklenmesi, elektrik altyapısının güçlendirilmesi ve verimliliğin
artırılması ile engellenemeyen sera gazı emisyonlarının azaltılması için karbon yakalama, kullanma
ve depolama yol haritası oluşturulması konularını içeren beş strateji hazırlanmıştır.
Strateji E-S.1
Elektrik Üretiminin Karbon Yoğunluğunun Azaltılması
Enerji politikaları, iklim politikaları ile iç içe geçmiş ve iklim değişikliği ile mücadelenin en
önemli unsurlarından ve araçlarından biri haline gelmiştir. Paris Anlaşması ve Türkiye’nin 2053
vizyonu yenilenebilir enerjiye daha fazla önem verilmesini gerektirmektedir. Yenilenebilir enerji
kaynaklarının 2022 yılında kurulu gücün yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Bu ivemeye rağmen
ulusal bazda emisyon azaltımı için daha fazla yenilenebilir enerji kurulu gücününün olması gerektiği
değerlendirilmektedir. Özellikle kaynak çeşitliliğinin artırılması ve yenilenebilir enerji payında
artışta dünya ortalamalarının üzerinde bir artış yakalamış olan Türkiye, hem cari açığın azaltılması
hem de enerji arzı güvenliğinin sağlanması için yüksek potansiyele sahip güneş ve rüzgâra dayalı
kurulu gücün daha da artırılması gerekmektedir. Bu kapsamda Türkiye Ulusal Enerji Planında da yer
alan hedefler doğrultusunda, 2030 yılına kadar güneş (32.900 MW), rüzgar (18.100 MW), hidroelektrik
(35.100 MW), jeotermal ve biyokütle (5.100 MW), elektrolizör (2.000 MW) olması ve elektrik üretimi
başına CO2 emisyonun %20 oranında düşürülmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, başta konutlar olmak
üzere küçük ölçekli şebeke kullanıcıları için dağıtık yenilenebilir enerji uygulamalarına yönelik
finansal ve teknik destek sağlanması ve yenilenebilir enerji destek mekanizmalarına örneğin
YEKA’ya devam edilmesi önem arz etmektedir. Dalga, deniz üstü rüzgar ve yüzer GES enerjisi gibi
gelişen teknolojiler için Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi ve yol haritasının hazırlanması da
hedefler arasındadır.
51
E-S.1.1
Güneş enerjisi kurulu gücünün artırılması
E-S.1.13
Düşük karbonlu enerji yatırımlarının artırılarak elektrikte karbon
yoğunluğunun düşürülmesi
E-S.1.2
Rüzgâr enerjisi kurulu gücünün artırılması
E-S.1.14
Nükleer enerji kurulu gücünün artırılması
E-S.1.3
Hidroelektrik enerjisi kurulu gücünün artırılması
E-S.1.4
Jeotermal ve biyokütle enerjisine dayalı toplam kurulu gücün
artırılması
E-S.1.5
Elektrik üretiminde hidrojen kullanımının artırılması ve plan
döneminde elektrolizör kurulu gücünün artırılması
E-S.1.6
Biyokütle yol haritasının oluşturulması
E-S.1.7
Elektrik üretimi başına karbon yoğunluğunun düşürülmesine
yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi
E-S.1.8
Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi (YEK-G) ve yeşil tarife
kullanımının artırılması
E-S.1.9
Başta konutlar olmak üzere küçük ölçekli şebeke kullanıcıları için
dağıtık yenilenebilir enerji uygulamalarının artırılması
52
53
E-S.1.10
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) uygulamasının
artırılması ve potansiyel YEKA alanlarının belirlenmesi
E-S.1.11
Rüzgar, güneş ve dalga enerjisi teknolojileri konusunda yol
haritasının belirlenmesi
E-S.1.12
Dalga enerjisinden elektrik üretimi sağlayacak teknolojiler
konusunda Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi ve desteklenmesi
Strateji E-S.2
Elektrik sektörünün diğer sektörler ile eşleştirilmesi ve talep tarafı
katılımının desteklenmesi
Türkiye’de akıllı şebekeye geçilmesi yüksek kapasite ve miktarlardaki arz ile talebin eşleştirilmesinde
sistem güvenliğinden taviz vermeyecek esnek bir yapıya kavuşturulması şarttır. Enerji depolama
sistemlerinin şebeke ve dağıtık ölçeklerde yaygınlaştırılması, talep tarafı enerji yönetimine müsaade
eden yapıların oluşturulmasına ve serbest piyasa koşullarında tüketici ve üreticilerin esneklik
yapılarını tercih etmeleri yönünde imkanlar sağlayan yenilikçi iş modellerinin geliştirilmesine
ihtiyaç vardır. Elektrik sektörünün binalar, ulaşım ve sanayi gibi diğer ana sektörler ile eşleştirilmesi,
arz ve talebin birlikte etkin dengelenmesiyle mümkün olabilecektir. Ayrıca tarım sektöründe güneş
enerjisinin kullanımı için Ar-Ge çalışmalarının teşvik edilmesi hedeflenmektedir.
Enerjinin üretiminden nihai tüketimine kadar verimli kullanılması amacıyla Enerji Yükümlülük
Sistemi oluşturulup dağıtım veya tedarik şirketlerine hedefler belirlenecektir. Ayrıca Enerji
Yükümlülük Sisteminin etkili yürütülmesi için Beyaz Sertifika gibi piyasa mekanizmalarının
standartları oluşturulacak ve doğrulama süreçleri belirlenecektir. Bu süreçlerin şeffaf bir biçimde
izleme ve değerlendirmesi gerçekleştirilecektir.
Alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarının (örneğin sürdürülebilir biyogaz ve yeşil hidrojen)
devamlılığı ve sürdürülebilirliği için sertifikalandırma önemlidir. Sürdürülebilir biyogaz ve yeşil
hidrojen sertifikalandırılması çalışmasının yapılması ile biyogaz mevzuatının ve standartlarının
oluşturulması ve doğal gaz şebekelerine enjeksiyonuna yönelik çalışmaların yapılması hedeflenmekte
olup 2030 yılına kadar bu eylem tamamlanabilecektir. Doğal gaz iletim ve dağıtım sisteminde
taşınacak olan sürdürülebilir biyogaz ve yeşil hidrojen için sisteme giriş teşvikleri getirilmesi
konusunda öncelikle yasal altyapının oluşturulması sonrasında ise ikincil mevzuat ve altyapı
çalışmalarının yapılması planlanmaktadır.
E-S.2.1
Batarya kapasitesinin artırılması
E-S.2.2
Yenilenebilir enerji sistemlerinin şarj altyapılarına entegrasyonunun
artırılması
E-S.2.3
Elektrik kullanımında enerji verimliliği konusunda farkındalığın
artırılması
Tarımda güneş enerjisi kullanımına yönelik Ar-Ge çalışmalarının
teşvik edilmesi
54
E-S.2.4
Enerjide dijital dönüşüm sürecine yönelik sistematik bir yol haritası olmaksızın bir eylem
planı uygulamada eksik kalacaktır. Dijital sistemlerin enerji teknolojileriyle entegrasyonunun
yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bu kapsamda enerjide dijital dönüşüm yol haritasının belirlenmesi
ve trafolar da dahil olmak üzere dağıtım şebekelerinin rehabilite edilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca
akıllı sayaçların yaygınlaştırılması ve Ar-Ge faaliyetlerinin teşvik edilmesiyle dijital sistemlerin enerji
teknolojileriyle entegrasyonu amaçlanmaktadır. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme
etkin şekilde entegrasyonun sağlanması için iletim ve dağıtım hatlarının güçlendirilmesi ile akıllı
şebeke ve mikro şebeke uygulamalarına yönelik destekleyici tedbirlerin alınması hedeflenmektedir.
Enerji sektörünün verimlilik artırıcı projelerden daha fazla faydalanabilmesi için farkındalığın artırılması
hedeflenmekte olup bunun için düzenli eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
E-S.2.5
Dağıtık sistemler ve düşük karbonlu enerji teknolojilerinde yeşil
dönüşüme uygun eğitimler verilmesi
E-S.2.6
Enerji verimliliğinde beyaz sertifika sistemi ve piyasasının
geliştirilmesi
E-S.3.1
Ülke genelinde teknik kayıp seviyesinin azaltılması
E-S.2.7
Sürdürülebilir biyogaz ve yeşil hidrojenin sertifikalandırılması,
biyogaz mevzuatının ve standartlarının oluşturulması, doğal gaz
şebekelerine enjeksiyon çalışmalarının yapılması
E-S.3.2
Akıllı sayaçların yaygınlaştırılması ve Ar-Ge faaliyetlerinin teşvik
edilmesi
E-S.3.3
Enerji sektörünün verimlilik artırıcı projelerden daha fazla
faydalanması için farkındalığın artırılması
E-S.3.4
Yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme etkin şekilde
entegrasyonunun sağlanması için iletim ve dağıtım hatlarının
güçlendirilmesi ile akıllı şebeke ve mikro şebeke uygulamalarına
yönelik destekleyici tedbirlerin alınması
E-S.3.5
Trafolar da dahil olmak üzere dağıtım şebekelerinin rehabilite
edilmesi
E-S.3.6
Enerjide dijital dönüşüm yol haritasının hazırlanması
Strateji E-S.3
Elektrik altyapısının güçlendirilmesi, verimliliğin artırılarak iletim ve
dağıtımda teknik kayıp oranının azaltılması
Elektrik altyapısının güçlendirilmesinde güçlü iletim ve dağıtım altyapılarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Enerji verimliliğinin en somut olarak uygulanabileceği alanlar, elektrik iletim ve dağıtım
iyileştirmeleridir. Hali hazırda %12 civarında olan teknik kayıp oranının azaltılması hedeflenmektedir.
Şebeke faaliyetlerinin daha güvenli ve verimli hale getirilmesine ve yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı dağıtık üretim ve öz tüketim desteklerinin artırılması bu bağlamda önem arz etmektedir.
Elektriğin tüketildiği yere yakın üretildiği ve elektrikli şarj kapasitelerinin ihtiyaç duyduğu pik
yükleri karşılayabilecek, üreten tüketicilerin piyasada yer almasına olanak sağlayan, çift yönlü enerji
akışlarının gerçekleşebildiği, elektriğin farklı enerji türlerine dönüştürüldüğü ve depolanabildiği
dağıtık bir elektrik altyapısına ihtiyaç vardır.
55
Strateji E-S.4
56
Elektrik üretiminde düşük karbonlu üretim teknolojilerinin kullanımının
yaygınlaştırılması ve alternatiflerin güçlendirilmesi
Günümüzde nükleer enerji alanında yaygınlaşma potansiyeli yüksek yenilikçi bir teknoloji olarakkabul
edilmelerine rağmen, küçük modüler reaktörler, nükleer enerji endüstrisinde yeni bir konsept değildir.
Mevcut küçük modüler reaktörler tasarımlarını çığır açıcı yapan, boyutları değil, tasarımlarının
sahip olduğu üstün güvenlik özellikleri, yapım ve kurulum yöntemleri ve büyük reaktörlere kıyasla
maliyet etkin olmalarıdır. Küçük modüler reaktörler, proje yönetiminde öngörülebilirliği artıran,
inşaat maliyetlerini ve termin sürelerini azaltan birçok teknik özellik barındırmaktadır. Bunlar sera
gazı emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olabilecektir. Genel olarak, küçük modüler reaktörler
düşük karbonlu bir enerji kaynağı olarak bazı potansiyel faydalar sunabilirken, bunları bir sera gazı
azaltma stratejisi olarak uygulamadan önce tüm potansiyel çevresel ve güvenlik etkilerini dikkatlice
değerlendirmek önemlidir. Ayrıca, nükleer enerji ve güvenlik ile ilgili yetkin insan kaynağının hızla
geliştirilmesi için farklı kademelerde eğitim ve öğretim programlarının uygulanması nükleer enerji
teknolojileri alanında mesleki ve teknik eğitim kapasitesinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Küçük
modüler reaktörler ile yenilikçi temiz enerji teknolojilerinin (hidrojen, güçten yakıta (power-tofuel), güçten depolamanın (power-to-x) vb.) birlikte kullanılabileceği hibrit sistemlere ilişkin teşvik
mekanizmasının oluşturulması için mevzuatın düzenlenmesi gerekmektedir.
Hidrojen üretimi, depolanması, dağıtımı ve kullanımı için uygulamaların desteklenmesi ve hidrojenin
bir enerji sistemi bütünlüğü içinde ele alınması düşük karbonlu enerji arzı için önem taşımaktadır.
Yine bu kapsamda yeşil ve pembe hidrojenin depolama alanlarının haritalanması, mevcut doğalgaz
boru hatları üzerinden iletim ve dağıtımının gerçekleştirilmesi için altyapının oluşturulması ve
mevcut doğalgaz çevrim santrallerinde kullanılması için fizibilite çalışmalarının yapılması ve mevcut
doğalgaz altyapısının kullanılarak hidrojen dağıtımının sağlanması hedeflenmektedir. Alternatif
enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve kullanılması kapsamında sentetik metan, sentez gazı,
sodyum borhidrür, amonyak, metanol ve yakıt hücresi gibi kaynaklar için arz potansiyelinin ve
kullanımın alanlarının belirlenmesi hedeflenmektedir.
E-S.4.1
Küçük modüler reaktörlerin kullanımı için teknik ve ticari fizibilite
çalışması yapılması ve potansiyel sahaların araştırılması
E-S.4.2
Nükleer enerji ve güvenlik ile ilgili yetkin insan kaynağının
hızla geliştirilmesi için farklı kademelerde eğitim ve öğretim
programlarının uygulanması
E-S.4.3
Hidrojen üretimi, depolanması, dağıtımı ve kullanımı için Ar-Ge
projelerinin desteklenmesi
E-S.4.4
Yeşil ve pembe hidrojenin depolama alanlarının haritalanması,
mevcut doğalgaz boru hatları üzerinden iletim ve dağıtımının
gerçekleştirilmesi için gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması,
altyapı oluşturulması, yetkin insan kaynağının hızla geliştirilmesi
için farklı kademelerde eğitim programlarının uygulanması ve
mevcut doğalgaz iletim ve dağıtım hatlarına yapılacak hidrojen
karışımının uygun oranının belirlenmesine yönelik mevzuat
çalışmaları yapılması
E-S.4.5
Sentetik metan, sentez gazı, sodyum borhidrür, amonyak, metanol
ve yakıt hücresi gibi kaynaklar için arz potansiyelinin ve kullanımın
alanlarının belirlenmesi
E-S.4.6
Nükleer enerji ve güvenlik ile ilgili yetkin insan kaynağının
hızla geliştirilmesi için farklı kademelerde eğitim ve öğretim
programlarının uygulanması
57
Strateji E-S.5
58
Engellenemeyen sera gazı emisyonlarının azaltılması için karbon
yakalama, kullanma ve depolama yol haritası oluşturulması
Karbon yakalama, kullanma ve depolama (KYKD), enerji santrallerinden ve diğer endüstriyel
kaynaklardan kaynaklanan karbondioksit (CO2) emisyonlarını yakalayan, potansiyel alanlarda
kullanan ve bunları yeraltındaki jeolojik oluşumlarda depolayan önemli bir azaltım stratejisidir.
KYKD genellikle fosil yakıtlı enerji santrallerinden, özellikle de CO2 emisyonlarının başlıca kaynağı
olan kömür yakıtlı enerji santrallerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması için
potansiyel bir teknoloji olarak değerlendirilmektedir.
Karbon yakalama kullanma ve depolama gibi emisyon azaltımına yönelik teknolojilerin, ekonomik
potansiyelinin, uygun tedarik zinciri altyapısının ve süreçlerinin araştırılması ve hedeflerin
belirlenmesi için 2025 yılına kadar teknik fizibilitelerin tamamlanması hedeflenmektedir.
Bu kapsamda, Türkiye için karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda yol haritasının
hazırlanması, karbon depolama atlasının oluşturulması ve potansiyelinin belirlenmesi
hedeflenmektedir. Karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesi, pilot tesislerin hayata geçirilmesi ve teşvik mekanizmalarının oluşturulması ile
uygulanabilecek sektörlerin desteklenmesi önem arz etmektedir.
E-S.5.1
Fosil yakıtlara dayalı santraller için karbon yakalama, kullanma
ve depolama gibi emisyon azaltımına yönelik teknolojilerin,
ekonomik potansiyelinin, uygun tedarik zinciri altyapısının ve
süreçlerinin araştırılması ve hedeflerin belirlenmesi
E-S.5.2
Türkiye karbon depolama atlasının oluşturulması
E-S.5.3
Karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda yol
haritasının hazırlanması
E-S.5.4
Karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda Ar-Ge
faaliyetlerinin desteklenmesi, pilot tesislerin hayata geçirilmesi ve
teşvik mekanizmalarının oluşturulması
SANAYİ
22,2
22,1
C - İmalat Sanayi
13,0
13,5
G - Toptan ve perakende ticaret
8,8
H - Ulaştırma ve depolama
62
5,5
6,5
A - Tarım, ormancılık ve balıkçılık
5,1
4,9
F - İnşaat
4,5
3,9
O -Kamu yönetimi ve savunma
L - Gayrimenkul faaliyetleri
2.2.1 Mevcut Durum
3,7
K - Finans ve sigorta faaliyetleri
2,9
3,3
I - Konaklama ve yüyecek hizmetleri
2,6
3,2
TÜİK verilerine göre, üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2022 yılında bir önceki yıla
göre %106,9 artarak 15 trilyon 11 milyar 776 milyon TL olmuştur. İmalat sanayii sektörünün GSYİH
içerisindeki payı, %22,1 olarak gerçekleşmiş ve Şekil 9’da verilmiştir. [5]
Türkiye’nin başlıca hedefleri arasında, ağırlıklı olarak ithalata dayalı ara ürün ve nihai ürün üreten
sektörlerin üretiminin geliştirilmesi yer almaktadır. Bu hedeflere ulaşmak için teknik altyapısının
durumu ve sektörün geçirdiği değişim süreci kritik öneme sahiptir. Dünya pazarında yeni teknolojiler,
rekabet edebilirlik ve düşük karbon hedeflerine ulaşmada önemli bir role sahiptir. İşletmelerin küresel
ekonomide daha zorlu bir rekabete girebilmeleri için özellikle imalat sanayinde yeni teknolojilerin
penetrasyonu ve şirketlerin inovasyon yapabilmeleri gerekmektedir.
D - Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme
1,7
2,2
N - İdari ve destek hizmet faaliyetleri
2,6
2,5
J - Bilgil ve iletişim
2,8
2,4
2,6
2,3
Q - İnsan sağlığı ve sosyal hizmet
2,1
2,0
M - Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler
B - Madencilik ve taş ocakçılığı
1,3
1,4
R - Kültür, sanat, eğlence, dinlence
1,4
1,3
E - Su temini, kanalizaston, atık yönetimi
0,8
0,8
S - Diğer hizmet faaliyerleri
0,8
0,7
0,0
0,0
T - Hanehalklarının işveren olarak faaliyerli
4,9
3,5
2,9
P - Eğitim
Sanayi sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olup sanayi sektöründe katma
değer olarak en büyük pay imalat sanayine aittir. Türkiye’nin sanayi sektörü, toplu olarak ülkenin
GSYİH’sının önemli bir bölümünü oluşturan çok çeşitli alt sektörlerden oluşmaktadır. Demir-çelik,
kimya, ilaç, elektrikli ve elektronik aletler, inşaat malzemeleri, otomotiv sanayi ürünleri ile hazır giyim
ve konfeksiyon önemli ihracat alt sektörleridir.
63
10,0
0
(%)
2021
25
2022
Sektördeki firmaların 2022 yılındaki sayıca teknoloji seviyelerine göre dağılımında yüksek teknolojili ve
orta-yüksek teknolojili firmaların toplamdaki payı yaklaşık %12,17 iken (Şekil 10), teknoloji durumlarına
göre oluşturdukları ciro incelendiğinde, dağılımın yüksek teknolojili ve orta-yüksek teknolojili
kuruluşlar lehine değişerek cirodan aldıkları pay %27,8’e çıkmaktadır (Şekil 11).
Şekil 9 –Gayrisafi yurt içi hasıla, iktisadi faaliyet kollarına göre A21 düzeyinde cari fiyatlarla pay oranları,
2021-2022 [6]
Yüksek
Teknolojili
3,314
Orta-Yüksek
Teknolojili
53,387
Orta-Düşük
Teknolojili
146,540
Düşük
Teknolojili
262,514
2021 yılı itibarıyla sanayi sektörü emisyonları 141,4 Mton CO2 eşd. olarak gerçekleşmiş,
Türkiye genel emisyonlarındaki payı %25’e olmuştur. Bu emisyonlar, sırasıyla 66,24 ve 75,14 Mt
CO2eşd. olan enerji ve proses emisyonlarını içermektedir. Bu bölümde ele alınan emisyonlar,
yalnızca doğrudan emisyonlar olup, sektörün elektrik tüketiminden kaynaklanan emisyonları
kapsamamaktadır. Toplam sanayi emisyonları 1990’da 60,0 Mton CO2 eşd.’den 2021’de 141,4
Mton CO2 eşd ‘ne artış göstermiştir. [1] (Tablo 8, Şekil 12)
Adet
Şekil 10 - İşletme sayılarına göre imalat sanayiinde teknoloji düzeyi (2022) [6]
Orta-Yüksek
Teknolojili
₺308,651
₺2,714,334
Orta-Düşük
Teknolojili
₺4,019,301
Düşük
Teknolojili
160.00
140.00
120.00
100.00
80.00
60.00
40.00
20.00
0.00
₺3,828,864
Ciro (Milyon TL)
Şekil 11 - İşletme cirolarına göre imalat sanayiinde teknoloji düzeyi (2022) [6]
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
Yüksek
Teknolojili
Emisyonlar (Milyon Ton CO2-eşd)
64
Yüksek teknoloji şirketlerinin sayısı toplamın % 0,7’si iken, cirodan aldıkları pay ise bunun
yaklaşık 4 katı olan % 2,8’e çıkmaktadır. Yine orta-yüksek teknoloji şirketlerinin cirodaki payı,
kuruluş sayısındaki payının yaklaşık 2,2 katına çıkarak % 25 olarak görülmektedir. Orta-düşük
teknolojililerin oranı değişmezken, toplam sanayi şirketlerinin yarısından fazlasını oluşturan
düşük teknolojili şirketler cironun sadece % 35,2’sini oluşturmaktadır. Düşük karbonlu
kalkınmanın maliyeti, sanayi sektöründeki teknoloji profiline bağlı olacaktır.
Enerji
Proses
Şekil 12 - Sanayi sektörü enerji ve proses emisyonları [1]
65
Tablo 8’de Sanayi sektörü enerji ve proses emisyon verileri yer almaktadır.
66
Tablo 9’da sanayi sektörü yanma emisyonlarına ilişkin veriler yıllara sari olarak verilmektedir.
Tablo 9 - Sanayi Sektörü Yanma Emisyonları (Mton CO2-eşd) [1]
Tablo 8 - Sanayi Sektörü Enerji ve Proses Emisyonları (Mton CO2-eşd) [1]
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
1990 1991
1992 1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
Demir ve Çelik
6,69
6,55
7,07
6,41
6,24
5,59
6,33
6,35
6,15
5,58
6,57
Demir Dışı Metaller
1,09
1,02
1,07
0,98
1,31
1,76
1,36
1,25
1,17
1,70
1,95
Kimyasallar
4,89
4,46
4,93
4,81
4,24
4,96
4,88
4,95
4,09
3,59
3,76
Selüloz, Kağıt ve Baskı
0,00
0,00
0,00 0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
Gıda, İçecek ve Tütün
2,91
2,91
2,35
2,15
1,58
1,69
2,24
2,19
2,65
2,03
2,15
Mineraller
8,26
9,40
8,20
8,16
9,51
8,79
10,35
9,50
8,40
10,76 9,25
Diğer
13,32 16,00 15,73 17,49
13,00 17,21
25,43
31,80 33,03
2000
Enerji
37,16
40,33 39,33 39,99
35,88 40,00 50,59 56,04 55,48 47,37
Proses
22,86
24,58
24,29 24,80
24,11
25,52
26,16
27,01
Toplam
60,02 64,91
63,62 64,79
59,99 65,52
76,75
83,04 82,79 73,16
2001
2002
2003
2004
2005 2006
2007
2008
2009
2010
2011
Enerji
45,66
57,12
66,69
63,86
63,01
70,09
71,88
47,36
46,23
52,33
52,59
Proses
25,85
26,83
28,18
30,76
34,25 36,76
39,67
41,69
43,07
49,06
53,96
Toplam
71,51
83,95
94,87
94,62
97,26 106,85 111,55
89,04
89,30
101,39 106,55
27,31
67
57,94
25,78 26,20
84,14
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
Enerji
61,06
52,98
54,44
59,59
60,08
60,19
59,67 54,56
60,19
66,24
Proses
56,27
59,33
60,06
59,72
63,75
66,63
67,74
59,00
67,96
75,14
Toplam
117,32
112,31
114,50
119,31
123,83 126,82 127,41 113,57
128,15
141,37
Sanayi sektörünün enerji kaynaklı emisyonlarına bakıldığında 4 ana alt sektör öne çıkmaktadır.
Çimento (metalik olmayan mineraller), demir-çelik, gıda, içecek ve tütün ve kağıt üretimi, büyüklük
sırasına ve üretim miktarlarına göre yıllar içinde değişmekle birlikte genel eğilimi korumakta ve
sanayi sektörünün enerji emisyonlarının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır (Şekil 13, Tablo 9).
23,71
34,26
2001 2002
2003 2004
2005
2006 2007
2008
2009 2010
2011
Demir ve Çelik
6,73
6,46
6,19
5,06
5,48
4,52
4,64
4,22
2,04
3,66
3,99
Demir Dışı Metaller
1,99
2,14
1,94
2,19
2,23
2,49
2,40
0,24
0,99
1,15
0,76
Kimyasallar
5,07
4,56
4,39
6,86
5,35
4,49
2,06
0,95
2,45
2,90
3,14
Selüloz, Kağıt ve Baskı
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,78
Gıda, İçecek ve Tütün
3,99
3,92
2,71
2,35
2,13
2,02
1,39
1,37
0,46
0,88
3,39
Mineraller
8,85
8,91
10,15
13,22
14,88
14,90
13,50
18,59
16,51
21,36
25,34
Diğer
19,04 31,13
41,31
34,19
32,95 41,67
47,90
21,98
23,77
22,38
15,20
2012
2013
2014
2015
2016 2017
2018
2019
2020
2021
Demir ve Çelik
4,38
4,64
4,99
5,29
4,19
4,33
4,27
4,62
5,63
5,82
Demir Dışı Metaller
1,17
0,76
0,99
1,20
1,41
1,14
0,81
0,77
0,69
0,87
Kimyasallar
4,65
3,94
3,70
6,69
6,07
5,32
7,03
6,40
6,84
8,30
Selüloz, Kağıt ve Baskı
0,74
0,77
0,89
0,96
1,08
0,94
0,98
1,02
1,27
1,28
Gıda, İçecek ve Tütün
3,54
3,61
3,33
4,37
4,97
4,93
5,09
5,19
5,88
6,34
Mineraller
27,94 26,37
28,26 29,95 31,63 32,58 30,22 25,45
29,62
32,72
Diğer
18,64
12,29
10,25
10,91
12,89
11,13
10,73
10,96
11,27
11,10
100%
Tablo 10’da sanayi sektörü proses emisyonlarına ilişkin veriler yıllara sari olarak verilmektedir.
90%
80%
68
70%
69
Tablo 10 - Sanayi Sektörü Proses Emisyonları (Mton CO2-eşd) [1]
60%
50%
40%
1990
1991
1992 1993
1994
1995
1996
1997 1998 1999
2000
30%
20%
Çimento Üretimi
10,44
12,02
13,27 13,05 13,49
14,13
14,66 15,10 15,29 14,59 15,18
10%
Kireç Üretimi
2,25
2,18
1,45
2,13
2,39
2,36
1,96
2,24
2,00
1,86
1,65
Amonyak Üretimi
0,42
0,40
0,39
0,35
0,27
0,35
0,33
0,33
0,30
0,10
0,09
Nitrik Asit Üretimi
1,06
0,85
0,96
0,94
0,65
1,00
1,02
1,04
0,99
0,92
0,85
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
0%
Demir ve Çelik
Demir Dışı Metaller
Gıda, İçecek ve Tütün
Selüloz, Kâğıt ve Baskı
Kimyasallar
Mineraller
Diğer
Demir ve Çelik Üretimi
6,95
7,31
6,37
6,43
5,44
5,68
6,03
5,93
6,25
5,90
5,73
F-Gazlar
0,00
0,00
0,00 0,00
0,00
0,00
0,00
0,00 0,00
0,00
0,12
Diğer
1,73
1,81
1,86
1,86
2,01
2,17
2,36
2,41
2,59
2001
2002 2003 2004 2005
Şekil 13 - Sanayi sektörü yanma emisyonları [1]
Sektörün proses emisyonlarında çimento ve demir çelik üretimi başı çekmektedir. Bu iki sektör
toplam proses emisyonlarında 2021 yılında yaklaşık %74,7’lik bir paya sahip olmuştur (Şekil 14).
1,90
2,49
2006 2007 2008 2009 2010
2011
Çimento Üretimi
15,09 15,51
16,02
17,21
19,12
20,84 22,78 24,85
27,04
29,98 31,45
Kireç Üretimi
1,52
1,62
1,70
1,82
1,92
2,08
2,28
1,92
1,61
1,71
2,03
Amonyak Üretimi
0,08
0,36
0,36
0,46
0,57
0,12
0,00
0,15
0,00
0,12
0,86
Nitrik Asit Üretimi
0,74
0,83
0,75
0,72
1,35
1,68
1,53
1,47
1,34
1,65
1,74
70%
Demir ve Çelik Üretimi
5,79
5,62
6,09
6,75
6,91
7,16
7,73
8,05
8,11
8,88
9,93
60%
F-Gazlar
0,23
0,42
0,63
0,91
1,15
1,42
1,71
1,90
2,11
3,05
3,43
50%
Diğer
2,40
2,47
2,63
2,90
3,24
3,45
3,64
3,34
2,86
3,66
4,52
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
100%
90%
80%
40%
30%
2020 2021
20%
Çimento Üretimi
31,37
33,91
34,50 34,44 37,53
39,47 39,41
32,35 40,81
44,23
0%
Kireç Üretimi
2,61
2,49
2,51
2,43
2,66
2,68
2,79
2,56
2,81
2,75
Amonyak Üretimi
1,04
0,64
0,82
1,19
0,79
0,52
1,05
0,56
0,54
1,49
Nitrik Asit Üretimi
1,78
1,79
1,81
1,45
1,22
1,16
1,82
2,02
2,01
2,02
Demir ve Çelik Üretimi
10,48 10,58
10,49
10,74
11,72
11,93
11,95
10,62
10,15
11,91
F-Gazlar
4,26
4,47
4,93
4,82
5,11
5,26
5,04
5,68
6,50
7,21
Diğer
4,73
5,45
5,01
4,65
4,73
5,61
5,68
5,22
5,15
5,52
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
10%
Çimento Üretimi
Kireç Üretimi
Demir ve Çelik Üretimi
Amonyak Üretimi
F-Gazlar
Nitrik Asit Üretimi
Diğer
Şekil 14 - Sanayi sektörü proses emisyonları [1]
Türkiye’de sanayi sektörüyle ilgili temel mevzuat ile politika ve strateji belgeleri Tablo 11 ve Tablo 12’te
yer almaktadır.
Temel Mevzuat
70
Tablo 11 - Sanayi Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Kanunun amacı; enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi,
enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve
çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında
verimliliğin artırılmasıdır.
Enerji Etiketlemesi Çerçeve
Yönetmeliği
Enerji Verimliği Kanunu
Kanun; enerjinin üretim, iletim, dağıtım ve tüketim aşamalarında,
(Kanun No 5627)
endüstriyel işletmelerde, binalarda, elektrik enerjisi üretim
tesislerinde, iletim ve dağıtım şebekeleri ile ulaşımda, tarım ve hizmet
sektörlerinde enerji verimliliğinin artırılmasına ve desteklenmesine,
toplum genelinde enerji bilincinin geliştirilmesine, yenilenebilir enerji
kaynaklarından yararlanılmasına yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Sera Gazı Emisyonlarının
Takibi Hakkında
Yönetmelik
Yönetmeliğin amacı, kapsamda yer alan faaliyetlerden kaynaklanan sera
gazı emisyonlarının izlenmesine, raporlanmasına ve doğrulanmasına
dair usul ve esasları düzenlemektir. Yönetmelik, fosil yakıtların
yakılması, petrol rafinasyonu, demir-çelik, demir ve demir dışı metal
üretimi, birincil alüminyum üretimi, madencilik endüstrisi, kağıt
hamuru ve kağıt üretimi, kimya endüstrisi ve asit üretimi gibi faaliyet
gruplarını kapsamaktadır.
2015 yılından itibaren 700’den fazla sanayi tesisinden kaynaklanan
sera gazı emisyonları bu Yönetmelik çerçevesinde izlenmekte olup, bu
rakam Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yarısına
tekabül etmektedir.
Türkiye’deki İRD sistemi, 2005 yılından bu yana uygulanan en büyük
uluslararası emisyon ticaret sistemi olan Avrupa Birliği Emisyon
Ticareti Sistemini temel almaktadır.
Amaç ve Kapsamı
Yönetmeliğin amacı; piyasaya arz edilen ya da hizmete sunulan
enerji ile ilgili ürünler için bir çerçeve oluşturarak, bu ürünlerin
etiketlenmesi ve enerji verimliliğine, kullanım sırasında enerji ve diğer
kaynakların tüketimine ilişkin standart ürün bilgilerinin ve bu ürünlere
ilişkin tamamlayıcı bilgilerin sağlanması yoluyla, müşterilerin enerji
tüketimini azaltması için daha verimli ürünler seçmelerini sağlamaktır.
Yönetmelik, piyasaya arz edilen ya da hizmete sunulan enerji ile ilgili
ürünlere ilişkin tedarikçi, satıcı ve yetkili kuruluşların yükümlülükleri,
ürünlerin piyasa gözetimi, denetimi ve kontrolü, risk teşkil eden
ürünlere ulusal düzeyde müdahale etme usulü, koruma önlemleri
usulü, etiketlerin uygulamaya konulması ve yeniden sınıflandırılması
ile uyumlaştırma standartlarına ilişkin diğer iş ve işlemleri kapsar.
Yönetmeliğin amacı; sürdürülebilir çevre hedefleri doğrultusunda,
yaşam döngüsü boyunca çevresel etkileri azaltılmış ürün veya
hizmetleri teşvik etmek, tüketicilere doğru ve bilimsel temeli olan bilgi
akışını sağlamak için gönüllülük esaslı çevre etiketi sistemi oluşturmak
ve bu konudaki idari ve teknik hususlar ile sistemin uygulanmasına
dair düzenlemeleri yapmaktır.
Çevre Etiketi Yönetmeliği
Yönetmelik ile oluşturulan çevre etiketi sistemi; ürün veya hizmetlerin
doğal kaynak kullanımı ve hammadde aşamasından başlamak üzere
üretim, kullanım, tüketim, geri dönüşüm gibi evrelerini de kapsayacak
şekilde nihai bertaraf aşamasına kadar geçen yaşam döngüsünün
bütün süreçlerinde, ekosistemlerin bozulmasını önlemeyi, doğal
kaynakların tüketiminde çevre, insan, sağlık, iklim ve doğal yaşamın
üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı amaçlamaktadır.
71
Tablo 12 - Sanayi Sektörü ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Politika Belgeleri
Yönetmeliğin amacı, ülkemizin taraf olduğu Ozon Tabakasını İncelten
Maddelere Dair Montreal Protokolü, Kigali Değişikliği kapsamında
yer alan florlu sera gazlarının salımını kontrol altına almak üzere florlu
sera gazları ve diğer florlu maddelerin yönetimine dair düzenlemeleri
yapmaktır. Bu değişiklikle Türkiye’de florlu sera gazlarının tüketimi
2024’ten başlayarak 2045’e kadar kademeli olarak toplam % 80 CO2eşd kadar azaltılması taahhüt edilmiştir.
72
Florlu Sera Gazlarına
İlişkin Yönetmelik
Yönetmelik, ürün ve ekipman içinde olanlar da dahil olmak üzere
florlu sera gazları ve diğer florlu maddelerin etiketlenmesine, verilerin
toplanmasına, sızıntı kontrollerine, raporlanmasına, piyasaya arz,
ithalat, ihracat ve kullanımına, kota dağıtımına ve florlu sera gazlarının
geri kazanımına ve imhasına ilişkin esasları, ve florlu sera gazları
içeren veya çalışması bu gazlara dayanan ekipmanlara müdahale eden
gerçek ve tüzel kişilerin eğitimi ve belgelendirilmesine ilişkin konuları
ve düzenlemeleri kapsar.
İmalat sanayiinde başta öncelikli sektörler olmak üzere tüm sektörlerde
yeşil ve dijital dönüşüm ekseninde rekabet gücünün ve verimliliğin
artırılması suretiyle yüksek katma değerli üretim yapısına geçişi
sağlamak temel amaçtır. Planda aşağıdaki tedbirler yer almaktadır:
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
Yönetmeliğin amacı, ülkemizin taraf olduğu Ozon Tabakasını İncelten
Maddelere Dair Montreal Protokolü ile kontrol altına alınan maddelerin
kullanılmasına ve sonlandırılmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaktır.
Ozon Tabakasını İncelten
Maddelere İlişkin
Yönetmelik
Enerji İle İlgili Ürünlerin
Çevreye Duyarlı
Tasarımına İlişkin
Yönetmelik
Gönüllü Karbon Piyasası
Proje Kayıt Tebliği
Yönetmelik, kontrol altına alınan maddelerin, yeni maddelerin, bu
maddeleri içeren veya bu maddeler ile çalışan ürün ve ekipmanların;
üretimi, dış ticareti, kullanımı, piyasaya arzı, geri kazanımı, geri
dönüşümü, ıslahı ve bertarafı ile tüm bilgilerin rapor edilmesini ve
kamuoyunun bilgilendirilmesini kapsar.
Yönetmeliğin amacı; enerji verimliliği, çevre koruma düzeyi ve enerji
arz güvenliğini artırarak sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunması
için enerji ile ilgili ürünlerin piyasaya arz edilmesi veya hizmete
sunulmasında, çevreye duyarlı tasarım gereklilikleri hususunda bir
çerçeve oluşturarak uyulması zorunlu olan gereklilikleri belirlemektir.
Tebliğin amacı; sera gazı emisyon azaltımı sağlayan ve karbon
sertifikası elde etmek amacıyla geliştirilen projelerin kayıt altına
alınmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaktır.
Amaçlar ve Hedefler
İmalat sanayiinde yeşil dönüşüm desteklenecek, döngüsel ve
sürdürülebilir üretim uygulamalarının artırılması sağlanacaktır.
Sürdürülebilir üretim ve yeşil dönüşüm teknolojilerinin benimsenmesi,
geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için Ar-Ge faaliyetleri ve teknoloji
transferi desteklenecektir. Temiz enerji üretimi ve kullanımı teşvik
edilecektir. KOBİ’lerin yeşil dönüşüme yönelik farkındalıkları
artırılacak ve sektörel dönüşüm profilleri oluşturulacaktır. İşletmelerin
enerji verimliliği uygulamalarına yönelik destekler artırılacak, tesis
ve süreç optimizasyonuna katkı sağlayan enerji verimliliği ve tasarruf
potansiyeli yüksek teknolojik yatırımlar desteklenecektir. Karbon
ve su ayak izi hesaplama ve doğrulamasında standartlaştırılmış
ulusal uygulamalar geliştirilecektir. Yeşil dönüşüm kapsamında
başta hidrojen değer zinciri içerisindeki üretim, depolama, taşıma
ve sanayide kullanım süreçleri ile ilgili olarak bileşen, ekipman ve
sistemlerin yerli ve milli imkânlarla geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi
desteklenecektir. Sanayinin yeşil dönüşümü konusunda kamu ve özel
sektörün kurumsal kapasitesi geliştirilerek farkındalık artırılacaktır.
Strateji, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği ile
mücadele kapsamında ülkemizin özel şartları ve imkânları çerçevesinde
katkıda bulunmak maksadıyla 2010-2023 yıllarını kapsayacak şekilde
kısa ve uzun vadeli amaçları çerçevesinde ulusal azaltım, uyum,
teknoloji, finansman ve kapasite oluşturma politikalarını ortaya
koymaktadır.
İklim Değişikliği Stratejisi
(2010-2023)
Sanayide kullanılan kaynakların, temiz üretime yönelik kaynaklar
ile ikame edilmesi ve alternatif malzemelerin kullanılması, ısı geri
kazanımı, endüstriyel kojenerasyon sistemlerinin özendirilmesi; ArGe faaliyetleri ve teknoloji transferinin teşvik edilmesi; temiz üretim
teknolojilerinin, iklim dostu ve yenilikçi teknolojilerin tercih edilmesini
sağlamak üzere özendirici mekanizmalar devreye sokulması; denetim
ve yaptırım mekanizmalarının etkin bir şekilde uygulanması gibi
hedeflere odaklanılmıştır.
73
Politika Belgeleri
74
NDC 2023
Ulusal Enerji Verimliliği
Eylem Planı (2017-2023)
Amaçlar ve Hedefler
NDC belgesinde Türkiye’nin 2030 yılı için sanayi sektöründeki temel
azaltım politikaları; sanayi tesislerinde biyoyakıt, atıktan türetilmiş
yakıt (ATY), alternatif yakıt ve hammadde kullanımının artırılması;
sanayi ürünlerinin karbon ayak izini azaltılması ve sanayi sektöründe
yenilenebilir enerji kullanımını, kaynak ve enerji verimliliğini
artırılması; sürdürülebilir ve doğal soğutma teknolojilerinin yanı
sıra yenilikçi finansman çözümleri ve enerji verimliliği daha yüksek
soğutma gazlarını kapsayan Ulusal Soğutma Eylem Planı’nın
hazırlanması (taslak aşamasında); Türkiye ekonomisi için kritik
öneme sahip olan ve yüksek karbon salımına neden olan demir-çelik,
alüminyum, çimento, kimya, plastik ve gübre sektörleri için Yeşil
Büyüme Teknoloji Yol Haritası çalışmalarının yürütülmesi; temiz ve
yeşil sanayi üretiminin bir göstergesi olarak “Mevcut En İyi Teknikleri”
kullanan sanayi tesislerinin sertifikalandırılmasına öncelik verilerek
“Sanayide Yeşil Dönüşümü” desteklenmesi olarak sıralanmaktadır.
2017-2023 yılları arasında uygulanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem
Planı kapsamında bina ve hizmetler, enerji, ulaştırma, sanayi ve
teknoloji, tarım ve yatay konular olmak üzere toplam 6 kategoride
tanımlanan 55 eylem ile, 2023 yılında Türkiye’nin birincil enerji
tüketiminin referans senaryoya göre %14 azaltılması hedeflenmiş; 2023
yılına kadar kümülatif olarak 23,9 MTEP tasarruf sağlanması ve bu
tasarruf için 10,9 milyar ABD Doları yatırım yapılması öngörülmüştür.
2017-2020 yılları için hazırlanan ilerleme raporuna göre; ulusal ve
uluslararası işbirlikleri aracılığıyla süreç verimliliği, enerji yönetimi,
endüstriyel simbiyoz ve yeşil Organize Sanayi Bölgelerinin kurulması
gibi alanlarda çalışmalar yapılmıştır. Verimlilik Artırıcı Proje Destek
Programı kapsamında 2011-2023 yılları arasında 517 projeye 122
milyon TL destek sağlanarak 803 milyon TL mali tasarruf ve 117 bin
TEP enerji tasarrufu elde edilmiştir.
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Strateji ‘’Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’’ vizyonu ile 2023 yılı hedeflenerek
hazırlanmış olup, beş ana bileşene ve 23 alt politikaya ayrılmıştır: (1)
Yüksek Teknoloji ve Yenilik, (2) Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi,
(3) Girişimcilik, (4) Beşeri Sermaye ve (5) Altyapı. Strateji Belgesi,
Türkiye’deki yazılım mühendisi sayısını 2023 yılına kadar 140.000’den
500.000’e çıkarmayı ve dünya ölçeğinde yıkıcı teknolojilere dayalı en az
2023 Sanayi ve Teknoloji
23 akıllı ürün veya hizmet çıkararak Türkiye’nin dünya lideri olmasını
Stratejisi
hedeflemektedir. Ayrıca Belge,, girişim aşamasından başlayarak
1 milyar dolar ve üzeri değerlemeye ulaşan “unicorn” girişimler
kavramını yerelleştirmektedir. Bu perspektifte, değeri 1 milyar doların
üzerinde olan Turcorn-Türk teknoloji firmalarının sayısının 2023
yılına kadar en az 10’a ulaşacağı ve teknoloji tabanlı firmaların yatırım
kapasitesinin de 5 milyar TL’yi aşacağı tahmin edilmektedir.
Eylem Planı, ayrıca Türkiye’yi AB Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon
Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyumlu hale getirmek ve belirli
sektörlerde yeşil dönüşümü sağlamak için hazırlanmış olup, döngüsel
ve daha yeşil bir ekonomiyi desteklemek amacıyla 9 kategoride 32
hedef ve 81 eylem içermektedir.
Yeşil Mutabakat Eylem
Planı (2021)
İlgili hedeflere ulaşmak için Eylem Planı kapsamındaki ana başlıklar
sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel bir ekonomi, yeşil
finansman, temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, sürdürülebilir tarım,
sürdürülebilir akıllı ulaşım, iklim değişikliği ile mücadele, diplomasi ve
Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri
şekilde belirlenmiştir.
75
Politika Belgeleri
76
Amaçlar ve Hedefler
Politika Belgeleri
Belge, Türkiye’de iklim değişikliğinden etkilenebilirlik alanlarını, su
kaynakları yönetimi, tarım ve gıda güvencesi, ekosistem hizmetleri,
biyoçeşitlilik ve ormancılık; doğal afet risk yönetimi ve insan sağlığı
olmak üzere beş alana odaklanmıştır. Sanayi sektörü, etkilenebilirlik
açısından bu beş öncelikli alan içerisinde yer almamakla birlikte,
etkilenebilir sektör ve temalara göre belirlenen eylemlerde verimlilik
odaklı birçok faaliyet için paydaş olarak öngörülmüştür.
Ulusal İklim Değişikliği
Uyum Stratejisi ve Eylem Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi
Planı (2011-2023)
Ortak Programı kapsamında sanayi sektörüne yönelik iklim riskleri
konusunda değerlendirmeler yapılmış ve Ortak Programın sanayi ile
ilgili bileşeni olarak Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı hayata
geçirilmiştir. Seyhan Havzası Eko-verimlilik ve Temiz Üretim Pilot
Çalışmaları Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı Eko-Verimlilik
(Temiz Üretim) Programı teşkilat sorumluluğunda yürütülmüş;
sanayide temiz üretim ve eko-verimlilik alanlarında kapasite geliştirme
çalışmaları yürütülmüştür.
Belgede kentsel, tarımsal, endüstriyel su kullanımları başta olmak
üzere bütün sektörlerde iklim değişikliğinin su arzına etkilerinin
hafifletilmesi amaçlanmıştır.
Planda, sanayi sektöründe su verimliliğinin artırılması için yasal,
idari ve teknik altyapının güçlendirilmesi, sanayide su verimliliği
Değişen İklime Uyum
uygulamaları kapsamında farkındalığın artırılması, iyi uygulamaların
Çerçevesinde Su Verimliliği
yaygınlaştırılması ve kamu kurumları, üniversiteler, sanayi sektörüyle
Strateji Belgesi ve Eylem
ilişkili STK’lar ve özel sektör iş birliğinin sağlanması, havza su
Planı
yönetiminin kurumsal yapısı ile organize sanayi bölgeleri yönetimleri,
(2023-2033)
sanayi odaları, sanayi sivil toplum kuruluşları arasında suyun verimli
kullanımı denetimine yönelik kurumsal bağlantı ve iş birliği yapısının
geliştirilmesi, endüstriyel su kullanımında verimliliği teşvik edecek
fiyatlandırma konusunda yasal düzenleme oluşturulması, tarım ve
sanayide mavi ve gri su ayakizinin büyüklüğünün hesaplanması,
azaltılmasına yönelik tedbirlerin belirlenmesi, teşvik ve destek
mekanizmalarının oluşturulması stratejileri yer almaktadır.
İklim Şurası (2022)
Amaçlar ve Hedefler
Şurada, 2053 net sıfır emisyon hedefi çerçevesinde, imalat
sanayinin ve alt sektörlerinin uzun vadeli paylarının belirlenmesi ve
projeksiyonlarının yapılması; imalat sektörlerinde düşük karbonlu yol
haritalarının oluşturulması; sanayide yenilenebilir enerji kullanımının
ve enerji verimliliğinin artırılması; atıkların yeniden kullanımı,
atıkların yan ürün, alternatif hammadde olarak kullanılması ve geri
dönüşüm/geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım
oranlarının belirlenmesine yönelik çalışmaların yapılması, destek
mekanizmalarının geliştirilmesi; Yeşil Organize Sanayi Bölgesi (OSB)
ve Yeşil Endüstri Bölgesi sertifikasyon sistemine ilişkin altyapının
oluşturulması; karbon yoğun sektörler başta olmak üzere tüm
sektörlerde yeşil hidrojen ve türevleri, karbon yakalama, kullanım
ve depolama gibi diğer alternatif emisyon azaltım yöntemlerinin
yaygınlaştırılması ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi yönünde
kararlar alınmıştır.
77
78
79
2.2.2 Strateji ve Eylemler
80
Türkiye’nin sera gazı emisyonları içerisinde en büyük paylardan birine sahip olan sanayi sektöründe
azaltım odaklı olarak sekiz adet strateji belirlenmiştir. Bu stratejiler, enerji verimliliğinin sağlanması,
yenilenebilir enerji kullanımının artırılması, karbon ayakizinin ve karbon yoğunluğunun düşürülmesi,
kurumsal sürdürülebilirlik raporlamalarının yaygınlaştırılması, döngüsel ekonomi ve kaynak
verimliliğinin teşvik edilmesi, ulusal kaynaklarla Ar-Ge ve inovasyon ile yeni teknoloji geliştirilmesi,
finansman kaynaklarının sağlanması ve kapasite geliştirilmesi konularını kapsamaktadır.
Strateji S-S.1
İmalat sanayine yönelik enerji verimliliği potansiyelinin en üst
seviyede değerlendirilmesi
İmalat sanayi sektörü, enerji tüketiminde ve buna bağlı olarak sera gazı emisyonlarında önemli bir
paya sahiptir. Bu nedenle enerji verimliliği, imalat sanayisi için iklim değişikliği ile mücadelede
önemli bir uygulama alanıdır. Sanayi sektörü küresel ölçekte enerji üretimi sektöründe sonra en
büyük emisyona sahip ikinci sektördür. İklim değişikliği ile küresel mücadele, artan enerji fiyatları
ve sınırlı kaynaklar, enerji yoğun imalat sektörlerinde enerji tüketimini azaltmak için yaygın olarak
enerji verimliliği programları yürütülmesini zorunlu kılmaktadır.
Enerji verimliliği, daha az enerji kullanarak nihai enerji talebini azaltmak ve üretimi optimize ederek
enerjiyi daha verimli kullanmak olmak üzere birbirini tamamlayan iki ana başlıkta ele alınabilir.
Nihai enerji talebini azaltmak için teknik çözümler ve çalışan farkındalığına yönelik faaliyetler öne
çıkmaktadır.
Enerji verimliliği yatırımları, finansal destekler anlamında, yatırım maliyetlerini düşürmek için
sübvansiyonları belirlemek, yatırım getirisi ve toplam sahip olma maliyeti üzerinden yapılacak
çalışmalarla geliştirilebilecektir. Bu kapsamda emisyon ve enerji yoğun imalat sanayi sektörlerinde
enerji verimliliğine yönelik etüt ve kıyaslama çalışmaları yürütülecektir. Ayrıca, alt sektör bazında,
normalizasyon gözetilerek, enerji verimliliğine, operatörden bağımsız olarak etki eden işletim
pratiklerinin dışındaki pek çok etmen göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Emisyon ve enerji yoğun imalat sanayi sektörlerinde enerji verimliliğine yönelik etüt ve kıyaslama
çalışmaları, verimlilik artırıcı projelerinin uygulanması sonucunda, projede sunulan miktarlar ile
gerçekleşen değerler üzerinden performans değerlendirilmesi, imalat sanayi sektörü özelinde ısı
pompalarının yerli üretimi ve kullanım potansiyelinin araştırılması bu strateji altında ele alınan
hedefler arasındadır.
S-S.1.1
Enerji verimliliği mevzuatı kapsamında zorunlu enerji verimliliği
etüt raporları ve kıyaslama çalışmalarının yapılması ve tasarruf
potansiyellerinin güncellenmesi
S-S.1.2
Mevzuat değişikliğiyle verimlilik artırıcı proje bedeli limiti
kaldırılarak destek miktarının artırılması, iklim değişikliği
dikkate alınarak performans kriterlerinin belirlenmesi ve
tasarruf potansiyeli görece yüksek projelerin desteklenmesi
S-S.1.3
Doğrulanmış enerji verimliliği performans artışlarının karbon
fiyatlandırma araçları ile teşvik edilmesi
S-S.1.4
Isı pompalarının imalat sanayi sektörlerinde yaygınlaştırılmasına
yönelik desteklerin sağlanması ve farkındalık artırma çalışmaları
yürütülerek kılavuz dokümanlarının hazırlanması
S-S.1.5
KOBİ’lerde enerji verimliliği ölçme, izleme ve raporlama
faaliyetleri için dijitalleşme sistemlerinin oluşturulmasının teşvik
edilmesi
81
Strateji S-S.2
82
S-S.2.1
İmalat sanayine yönelik yenilenebilir enerji kullanımının artırılması
İmalat sanayi sektörünün neden olduğu emisyonların büyük çoğunluğu enerji kullanımından
kaynaklanmaktadır. Sektörde, fosil enerji kullanımını azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarından
alternatif enerji üretim yöntemlerine geçiş için farklı seçenekler değerlendirilmektedir. Fosil yakıtlara
alternatif olarak yenilebilir enerji seçeneklerinin geliştirilmesi ve uygulanması, dünya çapında temiz
enerji üretiminde giderek daha fazla yenilik, büyüme ve rekabet gücü elde etmek açısından önem
taşımaktadır.
İmalat sanayi üretiminde yenilenebilir enerjiye geçiş yapmak, önemli miktarlarda yatırım gerektirse
de uzun vadeli enerji güvenliği, iklim risklerine dirençli bir yapı sağlayacaktır. Enerji kaynaklarının
çeşitlendirilmesi, fosil yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı finansal sürdürülebilirlik açısından
öne çıkarken tedarik kesintilerine maruz kalma oranlarını azaltabilecektir.
Sanayide öz tüketim bağlamında yenilenebilir enerji kullanımının
yaygınlaştırılması
83
S-S.2.2
Alternatif hammadde ve maddesel geri kazanıma uygun olmayan
atıklar için ek yakıt seçeneklerinin değerlendirilerek atıkların
kaynak olarak kullanımının artırılmasına yönelik mevzuat
iyileştirmelerinin ve yaygınlaştırma çalışmalarının yapılması
Strateji S-S.3
İmalat sanayinde karbon ayakizinin düşürülmesi ve GSH başına CO2-eşd
yoğunluğunun azaltılması
Tedarikçilerinden yenilebilir enerji kullanımına dair hedeflerini ve stratejilerini açıklaması için
talepte bulunan ticari kuruluş sayısı her geçen gün artmaktadır. Yenilenebilir enerji kullanımının
yaygınlaştırılması, tedarik zinciri emisyonlarının azaltılmasına da önemli katkılar sağlayacaktır. Bu
nedenle, önümüzdeki dönemde çeşitlendirilmiş bir enerji portföyü, üreticiler için sürdürülebilir
gelişimin temel belirleyicilerinden birisi olacaktır. Ayrıca güneş ve rüzgar gibi mevcut yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımı, yakın gelecekte yeşil hidrojen gibi yeni teknolojileri kullanma
potansiyelini ileri taşıyacaktır.
İmalat sanayi mamulleri de dahil olmak üzere ürün talepleri, sürdürülebilir kalkınmaya ve karbon
ayak izinin azaltılmasına olanak tanıyan mal ve hizmetlerin üretimi ve tüketimi ile bağlantılıdır.
Sanayi sektör kuruluşları için yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımına yönelik teşviklerin artırılması
yoluyla sera gazı azaltımının sağlanması, sanayi süreçlerinin ihtiyacı olan ısının yenilenebilir
enerji kaynaklarından temin edilmesi ve sanayi tesislerinin sertifikalandırılmış yenilenebilir
enerjiden üretilen elektrik kullanımının artırılmasına yönelik faaliyetler bu strateji kapsamında
hedeflenmektedir.
Enerji ve karbon yoğun sektörler başta olmak üzere, tüm sanayi alt sektörlerini kapsayacak biçimde
azaltım stratejilerini ve uygulama takvimini içeren yol haritasının hazırlanması 2030 yılına kadar
yürütülecek çalışmalar için önemli bir başlangıç noktası olacaktır.
İklim değişikliğiyle mücadele, hem üretici kuruluşların sınırları içinde karbon nötr operasyonlara
hem de karbon nötr değer zincirlerine geçişi gerektirmektedir. İmalat sanayinin karbon ayak
izini azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak bir ürünün ürettiği toplam sera gazı emisyonlarını
hesaplamak üzere ürün karbon ayak izi çalışmalarını yürütmek öne çıkmaktadır.
Ürün bazında karbon ayakizinin düşürülmesi amacıyla; kamu inşaat ve altyapı yatırımlarında
kullanılan çimentonun klinker oranının düşürülmesi, demir ve çelik için düşük karbon yoğunluğu
kriteri getirilmesine yönelik altyapı çalışmalarının yürütülmesi, geliştirilen yeni teknik ve
yenilikçi uygulamaların finansal destek kriteri olarak belirlenmesi ile tedarik zinciri boyunca yeşil
dönüşümün sağlanması ve kimsenin arkada bırakılmaması yaklaşımı ile sera gazı emisyonlarının
azaltılmasında kritik öneme sahip KOBİ’lerin analiz edilmesi ve performanslarının izlenmesi için
gerekli faaliyetlerin planlanması, bu strateji altında öne çıkan eylem alanlarıdır.
S-S.3.1
Alt sektörlerde karbon ayak izinin düşürülmesine yönelik yol
haritasının hazırlanması
84
S-S.3.2
Ürün bazında karbon ayakizinin düşürülmesi amacıyla kamu
inşaat ve altyapı yatırımlarında kullanılacak çimentonun klinker
oranının azaltılmasına yönelik çalışmaların yapılması
S-S.3.3
Sanayi sektörlerinde karbon ayakizinin düşürülmesine yönelik
yeni teknolojik çözümlerin ticarileşme aşamasında teknik
ve finansal olarak desteklenmesine yönelik mekanizmaların
oluşturulması
S-S.3.4
Düşük karbon emisyonlu çelik üretimi için gerekli hurda metal
arzının sağlanmasına yönelik politikaların gözden geçirilmesi
S-S.3.5
Yeşil dönüşüme katkı sağlamak amacıyla sera gazı emisyon
azaltımında kritik olan KOBİ’lerin tespit edilerek iklim
performanslarına yönelik izleme sistemi oluşturulması
Strateji S-S.4
Sürdürülebilirlik raporlamalarının yaygınlaştırılması
Yeni sürdürülebilirlik raporlama çerçeveleri ve standartlarının ortaya çıkışı ve dönüşümü son
dönemde hız kazanmış olup gönüllü raporlamaların yakın zamanda zorunlu mevzuata doğru
değişimleri gerçekleşmektedir. Bu kapsamda, bu yeni düzenlemelere erkenden hazırlanan ve
mevzuat değişikliklerini benimseyen kuruluşlar, rekabet avantajı ve itibar yönetiminden başlamak
üzere geniş kapsamlı faydalar sağlayacaktır.
Bugün küresel sürdürülebilirlik raporlama ortamı, sektöre özgü girişimlere, belgelendirme
kuruluşlarına ve sürdürülebilirlik derecelendirme kuruluşlarına ek olarak, artan sayıda gönüllü
raporlama çerçeveleri ve standartlarından oluşan, ağırlıklı olarak gönüllüdür. Ancak, son yıllarda
zorunlu raporlamaya geçişle birlikte pek çok değişiklik olmuştur.
İklim geçiş kriterleri ile Avrupa Birliği taksonomi çalışmaları arasındaki ilişki hala gelişme
aşamasındadır. Mevcut durumda, AB iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik raporlama
gereklilikleri konusunda hızla ilerlemektedir. AB, daha geniş sürdürülebilirlik materyal konularını
zorunlu raporlama rejimine entegre etmede başı çekerken, İngiltere şu anda iklimle ilgili konuları
zorunlu Task Force on Climate-Related Financial Disclosures raporlamasının yıllık raporlarda
benimsenmesiyle entegre etmeye daha fazla odaklanmaktadır. AB 2022 yılı sonunda yayımlanan
537/2014 sayılı zorunlu AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifine göre, 2024’de başlamak
üzere, büyüklüklerine göre işletmelerin aşamalı olarak dahil olacağı sürdürülebilirlik raporlaması
yapmasını gerektiren Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifini kabul etmiştir.
Türkiye’de tüm bu gelişmeleri yakından takip ederek bunlara yönelik kurumsal ve teknik altyapı
oluşturmaktadır. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, 4 Haziran 2022 tarih
ve 31856 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklikle
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya yetkili kılınmıştır.
Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından yayımlanan, Sürdürülebilirlik
Raporlama Standartlarına uygun olarak taslaklar Kurumca yayımlamıştır ve uluslararası standartlarla
uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını yayımlamaya yönelik çalışmalar devam
etmektedir. Tüm bu ilerlemeler ışığında, sürdürülebilirlik raporlamalarını yaygınlaştırmaya yönelik
kamu ve özel sektörün üyesi olduğu bir platform oluşturulması, küresel gelişmelere uyumun
sağlanması açısından faydalı olacaktır. İlgili kurumların katılımıyla oluşturulan sürdürülebilirlik
çalışma grubu içerisinde fayda-maliyet ilişkisi gözetilerek zorunlu raporlama yapacak işletmelerin
kapsam belirlemesi yapılmıştır.
Bu strateji başlığı altında ayrıca, sürdürülebilirlik raporlarının uluslararası güvenilirliğini artırmak ve
üçüncü taraf güvence veya doğrulama sisteminin kurulmasına yönelik değerlendirme yapılması ve
sistemin hayata geçirilmesi ve AB’de zorunlu hale gelen sürdürülebilirlik raporlaması ve KOBİ’lere
kadar uzanacak ayrıntılı geçiş takvimi çerçevesinde ülkemiz için de kademeli bir geçiş takvimi
hazırlanması ve uygulanması hedeflenmektedir.
85
İklim değişikliğinin etkilerinin azaltımı ve uyuma yönelik olarak teknik bilgi kapasitesinin
güçlendirilmesine yönelik; öncelikli paydaş gruplarının belirlenmesi, istişare toplantıları
düzenlenmesi, iyi uygulama örneklerinin incelenmesi ile bilgi ve deneyim paylaşım platformlarının
kurgulanması bu strateji kapsamındaki faaliyetlerdendir.
S-S.4.1
Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlamalarının yaygınlaştırılması ve
kamu ve özel sektörün üyesi olduğu bir platform oluşturulması
S-S.4.2
Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik
Raporlama Standartlarının yayımlanması ve sürdürülebilirlik
raporlamalarına yönelik üçüncü taraf güvence ve doğrulama
sisteminin kurulması
S-S.4.3
Zorunlu sürdürülebilirlik raporlamalarına ilişkin ölçek bazında
Avrupa Birliği ile uyumlu olarak kademeli geçiş takviminin
hazırlanması
S-S.5.1
KOBİ’ler başta olmak üzere sanayi işletmelerinin iklim
değişikliğinin etkilerinin azaltımı ve uyuma yönelik olarak teknik
bilgi kapasitesinin güçlendirilmesi
S-S.4.4
SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesinin uluslararası
standartlar ve gelişmeler kapsamında değerlendirilerek gözden
geçirilmesi
S-S.5.2
Adil geçiş ve istihdamın dönüşümü için kapasitenin
geliştirilmesi ve yol haritasının oluşturulması
86
Ayrıca adil geçiş ve istihdamda dönüşümün kadın istihdamı açısından sonuçlarının değerlendirilmesi
ve kadın istihdamının artırılmasına yönelik tedbirlerin öngörülmesi tüm bu faaliyetlerde gözetilecektir.
Strateji S-S.6
Strateji S-S.5
İmalat sanayi sektörü paydaşlarının kapasitelerinin geliştirilmesi
Hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik kurumsal kapasite geliştirme ihtiyaçlarının gözden
geçirilmesi ve sonraki adımların planlanması Eylem Planının başarısı için önemlidir. Birçok sektörde
olduğu gibi, iklim değişikliği mücadelede davranış değişikliği, sanayi sektörünün dekarbonizasyonu
için de kilit öneme sahiptir.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) başta olmak üzere sanayi işletmelerinin mevcut gelişmeler
ışığında azaltım ve uyum faaliyetlerini nasıl yönettikleri, kurumsal kapasiteleri ile doğrudan ilişkilidir.
KOBİ’lerin iklim değişikliğine yönelik azaltım ve uyum faaliyetlerini paylaşmaya ve yeniden
kullanmaya daha açık hale gelmeleri, daha bilgi yoğun bir ortamda KOBİ’lerin sürdürülebilirlik
yönetimi ve dekarbonizasyon sürecinde belirleyici olacaktır.
Tüm imalat sanayi sektörleri için döngüsel ekonomi ve kaynak
verimliliğinin teşvik edilmesi
Çevresel, ekonomik ve sosyal alanlardaki faydalarla birlikte, daha kaynak verimli ve döngüsel bir
ekonomiye geçiş aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadele için de önemli alandır. Sürdürülebilir
malzeme yönetimi, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi için geliştirilen ve planlanan ulusal
stratejilerde iklim değişikliği bağlamına yönelik bilinçlendirme faaliyetleri düzenlenmesi ve pilot
uygulama ve yatırımların desteklenmesi strateji kapsamındaki hedeflerdendir.
Döngüsel ekonomiye geçiş, makroekonomik düzeyde, kaynak verimliliği, rekabet edebilirlik, yeni
iş fırsatları ve yenilikçilik açısından ekonomik faydalara ek olarak ekosistem hizmetleri üzerindeki
baskılara daha fazla dirençli sektörler için fırsat olabilecektir. Döngüsel ekonomi uygulamaları
kapsamında; kaynak verimliliği, yeniden kullanım, geri kazanım ve alternatif hammaddeleri
de içerecek şekilde sanayi sektörü temsilcilerine yönelik bilgilendirme, eğitim ve diğer
etkinliklerin düzenlenmesi, pilot uygulama ve yatırımların teşvik edilmesi, döngüsel ekonominin
yaygınlaştırılmasına yönelik politikalar geliştirilmesi bu stratejinin uygulama alanlarındandır.
Ayrıca yeşil dönüşüm için kritik nitelikteki hammaddelerin tespit edilerek, arz güvenliğini sağlamak
üzere politikalar geliştirilmesi hedeflenmektedir.
87
88
S-S.6.1
Döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliğine yönelik alt sektörler
bazında bilinçlendirme faaliyetleri düzenlenmesi
Kapasite geliştirme faaliyetleri ve pilot uygulamalar ile sera gazı azaltımını hedefleyen Ar-Ge ve
inovasyon faaliyetlerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır.
S-S.6.2
İmalat sanayinin yeşil dönüşümüne yönelik, döngüsel ekonomi
ve kaynak verimliliği uygulamalarını içeren yatırımların
desteklenmesini amaçlayan Yeşil Dönüşüm Destek Programı’nın
yürütülmesi
Bununla birlikte, hidrojen teknolojilerinin sanayide kullanımına yönelik çalışma yapılması ve pilot
seviyede uygulamaya alınması, karbon yakalama, kullanım ve depolama konularında projelerin
desteklenmesi bu strateji kapsamındaki eylem alanlarıdır.
S-S.6.3
S-S.6.4
S-S.6.5
Döngüsel ekonomi modelinin uygulanması ve yaygınlaştırılması
amacıyla Avrupa Birliği ile uyumlu sürdürülebilir ürün inisiyatifi ve
dijital ürün pasaportu sistemine yönelik mevzuatın geliştirilmesi
Döngüsel ekonomi modellerinin yaygınlaştırılmasına yönelik
politikalar geliştirilmesi
Yeşil dönüşüm için kritik nitelikteki hammaddelerin tespit edilerek,
arz güvenliğini sağlamak üzere politikalar geliştirilmesi
Strateji S-S.7
Ar-Ge ve inovasyon ile yeni teknoloji seçeneklerinin ulusal kaynaklarla
geliştirilmesi
Teknolojik gelişim, iklim değişikliğiyle mücadelede kilit bir role sahiptir. Değişimi yönlendirme ve
iklim dostu teknolojilere geçişi yönetme becerileri, dekarbonizasyon sürecinde ulusal ve sektörel
ölçekte büyük önem taşımaktadır.
Ar-Ge ve inovasyon olmadan net sıfır hedeflerinin tutturulması mümkün olmayacaktır. Sanayi
sektöründe net sıfıra giden yolda; yenilenebilir enerji üretim ve depolama kapasitelerine yönelik
teknolojik yenilikler, uygun süreçlerin elektrifikasyonu, CO2’nin tutulması, kullanılması ve
depolanması, hidrojen ve hidrojen bazlı yakıtların kullanımı başlıca gelişim alanları olarak
görülmektedir.
S-S.7.1
Sera gazı azaltımını hedefleyen Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin
desteklenmesi
S-S.7.2
Patentli pilot uygulama ve teknolojik çözümler geliştirilmesi
S-S.7.3
Hidrojen teknolojilerinin sanayide kullanımına yönelik çalışma
yapılması ve pilot seviyede uygulamaya alınması, sanayide
kullanılmasına yönelik teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi
S-S.7.4
Karbon yakalama, kullanım ve depolama (KYKD) konularında
projelerin desteklenmesi
S-S.7.5
Sanayi sektörlerinde düşük ve orta ısıl işlemlerin elektrifikasyonu
konularında Ar-Ge ve uygulama projelerinin geliştirilmesi
89
Strateji S-S.8
90
Sürdürülebilir yatırım araçlarının geliştirilmesi ve yatırımcılara uygun
finansman kaynaklarının oluşturulması
Son yıllarda özel sektör yatırımlarındaki hızlı artışa rağmen, iklim finansmanı ihtiyacı devam
etmektedir. Emisyonları azaltmak ve halihazırda meydana gelen etkilere uyumu teşvik etmek için
mali kaynaklara ve sağlam yatırımlara ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, bu yatırımlardan elde edilen
faydalar, herhangi bir ilk maliyetten önemli ölçüde daha fazla değere sahiptir.
Özel sektöre iklim finansmanının akışını destekleyecek ve teşvik edecek altyapı, Ar-Ge ve
yenilenebilir enerji teknolojilerine yönelik kamu yatırımlarının artırılması, sürdürülebilir finansman
için veri boşluklarının, raporlama standartlarının gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi, sürdürülebilir
finansman kaynaklarından etkin bir şekilde faydalanılması amaçlanmaktadır.
Ayrıca, sınıflandırma (taksonomi) ve raporlama çerçevesinin adapte edilmesi ve KOBİ’lerin üretim
ve tedarik zincirinin karbonsuzlaştırma çalışmaları için teknik ve finansal destek sağlanmasına
yönelik çalışmaların planlanması hedeflenmiştir.
S-S.8.1
Sanayi sektörünün dönüşüm sürecinde sürdürülebilir finansman
kaynaklarından etkin bir şekilde faydalanılması ve gereken
sınıflandırma ve raporlama çerçevesinin uyumlaştırılması
S-S.8.2
KOBİ’lerin üretim ve tedarik zincirinin karbonsuzlaştırma
çalışmaları için teknik ve finansal destek sağlanması
S-S.8.3
KOBİ’ler başta olmak üzere, mevcut elektrik motorlarının verimli
motorlar ile değişimi için teşvik ve destek mekanizmalarının
geliştirilmesi
S-S.8.4
Yeşil dönüşüm, enerji verimliliği ve teknoloji gelişimi projelerinin
desteklenmesi amacıyla, yeşil/sürdürülebilirlik etiketli borçlanma
araçları ihracının düzenlemeler yoluyla desteklenmesi
93
BİNALAR
250
94
95
200
150
100
50
2.3.1 Mevcut Durum
Türkiye nüfus ve kentleşme oranındaki artış ile refahın artması, Türkiye’deki bina sayısının ve taban
alanının artmasındaki itici güçlerdendir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yapı ruhsatı ve kullanım
izinleri istatistikleriyle Türkiye için bina stokunun amortisman oranına dayanılarak yapılan tahmine
göre, Türkiye’de yaklaşık 9,5 milyon bina (konut ve konut dışı) ve 3,6 milyar m2 toplam taban alanı
bulunmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan enerji denge tablosuna göre,
binalarda (konut, ticari ve hizmetler) 2021 yılında yaklaşık olarak 38,3 Mton eşdeğer petrol (TEP) enerji
(doğrudan kullanılan birincil enerji kaynakları ve elektrik enerjisi) kullanılmıştır. 1990-2021 yılları
arasında enerji kullanımı %82, bina emisyonları %136 oranında bir artış gösterirken binaların emisyon
yoğunluğunun %33 oranında azaldığı görülmektedir (Şekil 15).
Binalar enerji kullanımına göre “konut” ve “ticarethane ve hizmetler” olmak üzere konut dışı olarak
iki ana gruba ayrılmaktadır. 2021 yılında konutlarda kullanılan toplam enerjinin %53’ü doğalgazdan,
%20’si elektrikten, %14’ü kömürden, %11’i yenilenebilir enerjiden ve %2’si de petrol ürünlerinden
gelmektedir (Şekil 16a). Konut dışı enerji kullanımı incelediğinde ise en yüksek payı %53 ile elektrik
aldığı görülmektedir. Bunu %32 ile doğalgaz, %7 ile kömür, %4 ile yenilenebilir enerji kaynakları ve %4
ile petrol ürünleri izlemektedir. (Şekil 16b) [2]. Enerji Denge Tablolarında 2015 yılı öncesi ticarethane
ve hizmetlerin enerji istatistiklerinin alt detayının yer almaması nedeniyle 1990 yılındaki kaynak
dağılımına göre değişimini analiz etmek mümkün olamamaktadır. Bununla birlikte, 2021 yılındaki
veriler incelendiğinde kullanılan enerjinin yarısından fazlasının elektrik aracılığıyla olması, azaltım
potansiyelinin yüksek olabileceğini göstermektedir.
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
0
Bina emisyonları
Binalarda yakıt tüketimi
Nüfus
Emisyon yoğunluğu
Şekil 15 - Binalar ile ilgili temel göstergelerdeki değişim [1] [2] [7]
Petrol
2%
Doğal gaz
32%
Yenilenebilir
11%
Kömür
14%
Doğal gaz
53%
Elektrik
53%
Kömür
7%
Elektrik
20%
Petrol
4%
Yenilenebilir
4%
Şekil 16 - 2021 Yılında konut (a) ve konut dışı (b) enerji kaynaklarına göre dağılım [2]
96
Tablo 13’de sera gazı emisyonları bakımından dağılımı yer almaktadır. 1990-2021 yılları arasındaki
emisyon değişimi göz önüne alındığında, 2015 yılına kadar emisyonlarda konut ve ticarethane ile
hizmetler birlikte ele alındığı, 2015 yılından sonra ise ayrı olarak raporlandığı görülmektedir. Buna
göre 1990 yılında 27,3 Mton CO2eşd. olan emisyonlar 2014 yılına kadar %93 oranında artarak 52,7
Mton’a ulaşmıştır. Diğer taraftan sadece konut sektörünün emisyonları 2015-2021 yılları arasında 32
Mton’dan 50 Mton’a yükselmiştir. Bu kısa dönemdeki emisyon artışı yaklaşık olarak %56 civarındadır.
Tablo 13 - Konutların Sera Gazı Emisyonları ( Mton) [1]
1990 1991 1992
CO2 eşd. 27.2
2006
CO2 eşd. 31.3
28.4
30.6
1993
1994 1995
1996
1997
1998 1999
2000
2001 2002 2003 2004 2005
29.8
25.7
30.0
32.5
28.8
28.2
22.3
29.5
26.6
23.7
26.8
29.5
2013 2014 2015
2016
2017 2018
2019
2020 2021
33.4
53.8
33.4
42.6
43.7
50.3
56.2
53.3
57.7
58.2
52.7
32.2
38.8
50.3
Tablo 14’te ticarethane ve hizmetlerin sera gazı emisyon bilgileri yer almaktadır. Türkiye Sera Gazı
Emisyon Envanter Raporuna göre ticarethane ve hizmetlerdeki sera gazı emisyonları azalmaktadır.
2015 yılında 23,4 Mton olan emisyonlar %40,5 oranında bir azalışla 2021 yılında 13,949 Mtona düşmüştür.
Tablo 14 - Ticarethane ve Hizmetlerin Sera Gazı Emisyonları (bin ton) [1]
Yıl
CO2 eşd.
2015
23.353
2016
22.139
2017
20.647
2018
13.539
2019
14.678
2020
13.637
2021
13.949
97
Tablo 15 - Binalarla İlgili Temel Mevzuat
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin
Enerji Verimliliği Kanunu ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için
enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması
(Kanun No 5627)
amaçlanmaktadır.
32.5
2007 2008 2009 2010 2011 2012
49.3
Türkiye’de binalar sektörüyle ilgili temel mevzuat ile politika ve strateji belgeleri Tablo 15 ve Tablo
16’da yer almaktadır.
Binalarda Enerji
Performansı Yönetmeliği
Binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli
kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına
ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
Binalar ve yerleşmelerin doğal kaynakları ve enerjiyi verimli kullanarak
çevreye olan olumsuz etkilerini azaltmak için değerlendirme ve
sertifikalandırma sistemlerinin oluşturulmasına; yeşil sertifika
Binalar ile Yerleşmeler İçin
uzmanlarının, yeşil sertifika değerlendirme uzmanlarının ve
Yeşil Sertifika Yönetmeliği
eğitici kuruluşların nitelikleri ile yeşil bina ve yeşil yerleşmelerin
değerlendirme kriterlerine ilişkin usul ve esasların belirlemesi
amaçlanmaktadır.
Enerji ile İlgili Ürünlerin
Çevreye Duyarlı
Tasarımına İlişkin
Yönetmelik
Enerji verimliliği, çevre koruma düzeyi ve enerji arz güvenliğini
artırarak sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunması için enerji ile
ilgili ürünlerin piyasaya arz edilmesi veya hizmete sunulmasında,
çevreye duyarlı tasarım gereklilikleri hususunda bir çerçeve oluşturarak
uyulması zorunlu olan gereklilikleri belirlemek amaçlanmaktadır.
İmar Kanunu (Kanun No
3194)
Yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve
çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amaçlanmaktadır.
Mekânsal Planlar Yapım
Yönetmeliği
Mekânsal düzeyde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam
kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere
hazırlanan, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getiren mekânsal
planların yapımına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek
amaçlanmaktadır.
Temel Mevzuat
98
Planlı Alanlar İmar
Yönetmeliği
Kamu Binalarında Enerji
Tasarrufu ile İlgili 2023/15
Sayılı Cumhurbaşkanlığı
Genelgesi
Amaç ve Kapsamı
Politika Belgeleri
NDC 2023
Ulusal Katkı Beyanında; mevcut binaları yenilemek, daha enerji
verimli binalar inşa edilmesi; yoğun nüfuslu bölgelerde bölgesel
ısıtma çözümlerinin kullanılması; yeni teknikler ve teknolojiler
kullanılması; kaynak ve enerji verimliliğini artırılması ve çevresel
etkileri ve karbon emisyonlarını azaltmak için binaların tüm planlama,
inşaat ve yaşam döngüsü boyunca mevcut en iyi teknikleri kullanarak
entegre bina tasarımı yapılması; BIM ve modüler inşaat teknolojilerini
geliştirilmesi ve teşvik edilmesi; gri su ve yağmur suyu kullanımına
yönelik teşvikler sağlanması, sıfır atık sistemlerinin kurulması;
yenilenebilir enerji öz tüketimini artırılması; Konut ve konut dışı
binalarda bina performans kodlarının ve standartlarının uygulanması;
yenilenebilir portföy hedefleri, enerji verimliliği etiketlemesi, mevcut
binaların güçlendirilmesi, akıllı şebeke sistemleri ve bölgesel
enerji sistemlerinin uygulanması; enerji verimliliği yüksek beyaz
eşya ve elektrikli ev aletlerinin kullanımını artırılması hedeflerini
içermektedir.
Ulusal Enerji Verimliliği
Eylem Planı (2017-2023)
Eylem planında, Binalar için enerji tüketim verilerini de içeren bir
veri tabanı oluşturulması; mevcut binaların rehabilitasyonu ve enerji
verimliliğinin geliştirilmesi; merkezi ve bölgesel ısıtma/soğutma
sistemlerinin kullanımının özendirilmesi; mevcut binaların enerji
kimlik belgesi sahiplik oranının artırılması, sürdürülebilir yeşil binalar
ile yerleşmelerin belgelendirilmesinin özendirilmesi; yeni binalarda
enerji verimliliğinin özendirilmesi; mevcut kamu binalarında
enerji performansının iyileştirilmesi; binalarda yenilenebilir enerji
ve kojenerasyon sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması
amaçlanmaktadır.
Enerji Verimliliği Strateji
Belgesi (2012-2023)
Strateji belgesinde, binalara azami enerji ihtiyacı ve azami emisyon
sınırlaması getirilmesi; 2017 yılından itibaren, CO2 salım miktarları
ilgili mevzuatta tanımlanan asgari değerlerin üzerinde olanlara
idarî yaptırım uygulanması; enerjiyi verimsiz kullanan ürünlerin
satışının sınırlandırılması ve piyasa denetiminin etkinleştirilmesi;
kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde yıllık enerji tüketimi 2023
yılına kadar %20 azaltılması; kamu kesimine ait bina ve tesislerde
verimlilik artırıcı uygulamaların Enerji Performans Sözleşmeleri ile
gerçekleştirilmesi stratejileri yer almaktadır.
Plan, fen, sağlık ve sürdürülebilir çevre şartlarına uygun yapı ve
yapılaşma ile projelendirmeye ve denetime ilişkin usul ve esasları
belirlemek amaçlanmaktadır.
Enerji yöneticisi atamakla yükümlü kamu binalarındaki enerji
verimlilik hedefi güncellenerek 2030 yılına kadar %15’ten %30’a
çıkarılması amaçlanmıştır.
Tablo 16. Binalarla İlgili Ana Politika Belgeleri
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Planda aşağıdaki tedbirler yer almaktadır:
Binaların enerji dönüsümünün hızlandırılması amacıyla yenilenebilir
enerjiyle desteklenen enerji verimli binaların yaygınlaştırılması
sağlanacak ve buna yönelik düzenlemeler geliştirilecektir.
12. Kalkınma Planı
(2024 -2028)
Başta binalarda olmak üzere enerji verimliliği alanında enerji
performans sözleşmeleri, enerji hizmet şirketleri modeli ve Hazine
destekli kefalet sisteminin kullanılması gibi alternatif yöntemler
yaygınlaştırılacaktır. lsı piyasası mevzuatına ilişkin çalışmalar
tamamlanacak, teknik ve ekonomik olarak uygun yerlerde bölgesel
ısıtma/soğutma sistemlerinin ve ısı pompalarının kullanımı
yaygınlaştırılacak ve jeotermal kaynaklı ısıtmanın artırılmasına
yönelik çalışmalar yürütülecektir. Meskenlerde yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımının artırılmasına yönelik potansiyel
belirlenecek, fayda-maliyet etkinliğini de içerecek şekilde atılacak
adımların tespit edilmesine yönelik yol haritası oluşturulacak ve
uygulamaya geçirilecektir.
Amaçlar ve Hedefler
99
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Ulusal İklim Değişikliği
Strateji Belgesi (2010-2020)
Strateji belgesinde, yeni Binalarda EKB uygulamasına başlanması;
yeni yapılacak binalarda yenilenebilir enerji sistemlerinin ilk yatırım
maliyeti enerji ekonomisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, inşaat
alanı 20.000 m2’ye kadar olan binalarda 10 yıl, inşaat alan: 20.000
m2 ve daha büyük binalarda 15 yılda geri kazanılması durumunda
bu sistemler yapılması; yeni yapılacak olan ve kullanım alanı 1.000
m2’nin üzerindeki oteller, hastaneler, yurtlar ve benzeri konaklama
amaçlı konut harici binalar ile spor merkezlerindeki merkezi ısıtma ve
sıhhi sıcak su sistemlerinde güneş enerjisi toplayıcıları ile sistemler
desteklenmesi yer almaktadır.
100
İklim Değişikliği Eylem
Planı (2011-2023)
Eylem Planında, 2023 yılında en az 1 milyon konut ile toplam kullanım
alanı 10.000 m2 üzerindeki ticari ve kamu binalarında standartları
sağlayan ısı yalıtımı ve enerji verimli sistemlerin oluşturulması; 2017
yılından itibaren yeni binaların yıllık enerji ihtiyacının en az %20
’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilmesi; 2023 yılına
kadar yeni yerleşmelerde yerleşme ölçeğinde sera gazı emisyonunun
mevcut yerleşmelere göre en az %10 azaltılması amaçlanmaktadır.
İklim Şurası (2022)
Şura kararları içerisinde; binalarda enerji verimliliğini ve yenilenebilir
enerji kullanımını arttırmak için karbon fiyatlandırma temelli, mevcut
binalarda teşvik/destek mekanizmaları, yeni binalarda ise kredi/
vergi desteği mekanizmaları ve gerekli finansal altyapı oluşturulması;
binaların enerji ihtiyacının sınırlandırılmasına, sınırlandırılan bu
ihtiyacın yenilenebilir enerjiden karşılanmasına yönelik olarak
yeşil bina/yerleşme için yeşil sertifika ve Neredeyse Sıfır Enerjili
Bina (NSEB) ile ilgili mevzuat altyapısı iyileştirilmesi; bütünleşik
bina tasarım ve yapı bilgi modellemesi (BIM) ve modüler inşaat
teknolojilerinin kullanımı geliştirilmesi ve teşvik edilmesi; binalarda
su verimliliği ile ilgili mevzuat oluşturulması; bina veri tabanı
oluşturulması; çevre dostu yapı malzemelerinin, enerji tasarruflu
ve çevreye duyarlı ürünlerin bina yapımındaki kullanım payının
artırılması için altyapı, farkındalık ve bilinç geliştirilmesi gibi kararlar
yer almaktadır.
2.3.2 Strateji ve Eylemler
101
Binalar sektöründe mevcut ve yeni binalara yönelik enerji verimliliğinin iyileştirilmesi, binalarda
kullanılan elektrikli alet, ekipman ve cihazların enerji verimliliğinin artırılması, bölgesel ısıtma ve
soğutma sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması ile, çevre dostu tasarım ve yapı malzemelerinin
kullanımının yaygınlaştırılması ve inşaat ekosisteminde dijital dönüşümün sağlanması için altı adet
strateji ve bu stratejilerin uygulanmasını destekleyen eylemler verilmiştir.
Strateji B-S.1
Mevcut binalarda enerji verimliliğinin iyileştirilmesi
Binalara ilişkin kurumlarda var olan verilerin araştırılarak kapsamlı gösterge setinin hazırlanmasının
2025 yılına kadar tamamlanması hedeflenmektedir. Mevcut binaların (konut ve konut dışı) enerji
verimliliğinin iyileştirilmesi ve Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alması için yaptırımların geliştirilmesi
hedefi için pek çok dayanak vardır. 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu, Binalarda Enerji
Performansı Yönetmeliği, İklim Değişikliği Eylem Planı, Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi,
Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ve İklim Şurası kararları
bunlara örnek olarak verilebilir. Öncelikle EKB alımının mevcut binalar için tamamlaması bina
enerji envanterinin şeffaf ve doğru bir biçimde hesaplanabilmesi adına gerekli bir politikadır. Nihai
enerji tüketiminin yaklaşık üçte birinin binalara gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda EKB
ile bina envanterinin en önemli açığı kapatılarak yerinde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji
kullanımı uygulamalarının aşağıdan yukarı bir biçimde izlenmesi sağlanacaktır. Toplam nihai enerji
tüketimini azaltmaya yönelik olarak EKB sınıfının iyiye doğru yükseltilmesi enerji sektöründeki
binalardaki talebin karşılanması için toplam arızın da kontrol altına alınabilmesini sağlayacaktır.
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununda zorunlu olan mevcut binalar için EKB belgesi alınmasının
2030 yılına kadar tamamlanacağı öngörülmektedir.
04/10/2023 tarihli ve 2023/15 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile enerji yöneticisi atamakla
yükümlü kamu binalarındaki enerji verimlilik hedefi güncellenerek 2030 yılına kadar %15’ten %30’a
çıkarılmıştır. Kamu binalarının (eğitim ve hastane dahil) toplam bina stokunun %1,5’ini oluşturduğu
tahmin edilmektedir. Mevcut binalarda iyileştirmeye örnek teşkil etmesi için kamu binalarında
enerji verimliliğinin artırılması yakından izlenecektir.
102
Mevcut binalarda enerji verimliliği iyileştirmelerine yönelik teşvik ve destek mekanizmalarının
etkin bir biçimde uygulanması hedeflenmektedir. Enerji Verimliliği Kanunu’nda yapılan değişiklikle
verimlilik artırıcı proje desteklerine bina sektörü de dahil edilmiştir. Konutlarda düşük faizli ısı
yalıtım kredisi hayata geçirilmiş olup tanıtım ve bilinirlik seviyesinin yükseltilmesi için faaliyetlerin
sürdürülmesi önem taşımaktadır. Binalarda enerji verimliliği bilinç düzeyinin artırılmasına yönelik
farkındalık çalışmalarının yürütülmesi amacıyla, enerji verimliliği stratejik iletişim planı kapsamında
yer alan binalara ilişkin bilinçlendirme çalışmalarına devam edilecektir. Mevcut Binalara Yönelik
Enerji Performans Sözleşmelerinin (EPS) geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması hedefi enerji verimliliği
ya da yenilenebilir enerji projelerinin ilk yatırım maliyetlerinin sonraki yıllarda sağlanacak tasarruflar
ile geri ödenmesine dayalı bir finansman mekanizması olarak ön plana çıkmaktadır.
B-S.1.1
Binalara ilişkin kurumlarda var olan veri tabanlarının eşleştirilerek
gösterge setlerinin hazırlanması
B-S.1.2
Hazırlanan bina gösterge setlerinin Resmi İstatistik Programı
kapsamına alınması
B-S.1.3
Mevcut binaların enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve Enerji Kimlik
Belgesi (EKB) alması için yaptırımların geliştirilmesi
B-S.1.4
Enerji yöneticisi atamakla yükümlü kamu binalarındaki enerji
verimliliği artışının izlenmesi
B-S.1.5
Mevcut binalarda enerji verimliliği iyileştirmelerine yönelik teşvik
ve destek mekanizmalarının kurulması ve sürdürülebilir şekilde
işletilmesi
B-S.1.6
Binalarda enerji verimliliği bilinç düzeyinin artırılmasına yönelik
farkındalık çalışmalarının yürütülmesi
B-S.1.7
Mevcut kamu binalarına yönelik Enerji Performans Sözleşmelerinin
(EPS) yaygınlaştırılması
Strateji B-S.2
Yeni binaların enerji verimliliğinin iyileştirilmesi
Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği sistemlerinin binalarda yaygınlaştırılması için gerekli olan
işgücünün faaliyetlerine ve niteliklerine yönelik standartların oluşturulması için mesleki yeterlik
kapsamındaki eksik olan işgücüne yönelik standartların ve belgelendirme sisteminin geliştirilmesi
hedeflenmektedir. Ayrıca, yerinde ve yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji verimliliği sistemlerinden
binalarda yaygın olarak faydalanılabilmesi için ihtiyaç duyulan işgücünün yaratılması ve kapasite
geliştirilmesi hedefiyle Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar (NSEB) yaklaşımı için bina yapım ve kullanım
süreçlerinde mimar ve mühendis ve teknikerlerin eğitilmesi gerekmektedir.
2022 yılında BEP Yönetmeliğindeki değişiklikle NSEB yaklaşımını benimsenerek binalarda bütüncül
bir enerji yönetimi için hedefler oluşturulmuştur. Yüksek enerji performansına ve aynı zamanda
belli oranda yenilenebilir enerji kullanımına sahip olan bina NSEB olarak BEP Yönetmeliğinde
tanımlanmıştır. Buna göre, 2023 yılından 2025 yılına kadar toplam yapı inşaat alanı 5.000 m2 olan
binalarda %5 oranında yenilenebilir enerji kullanılmalı ve 2025 yılından sonra toplam yapı inşaat
alanı 2.000 m2 olan binalarda %10 oranında yenilenebilir enerji kullanılmalıdır. Ayrıca, yenilenebilir
enerji kaynaklarının daha fazla kullanımı ile başta CO2 olmak üzere sera gazı emisyon azaltımı
sağlanacaktır. Bununla beraber fosil yakıt kullanımını azaltarak binaların enerji tüketicisi yerine
kendi enerjisini karşılama ve doğrudan üretici olmasıyla enerji arzına katkısı sağlaması mümkün
olabilecektir. Yenilenebilir enerji olarak güneş, rüzgâr, jeotermal gibi birincil enerji kaynaklarının
yanı sıra ısı transferi sağlayarak doğada var olan enerjinin ihtiyaç alan veya noktalarına iletilmesini
sağlayan ısı pompaları ile atık veya atık ısının kullanımına imkan veren kojenerasyon teknolojileri
de bu kapsamda değerlendirilecektir. Tüm yeni yapılacak binaların NSEB konseptine uygun olarak
yapılmasına yönelik yasal düzenlemenin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Böylelikle binaların NSEB
yaklaşımının benimsemesiyle daha az enerjinin kullanıldığını gösteren EKB sınıflandırması birbirini
tamamlar nitelikle gerçekleştirilecektir. Hane halklarının, ticarethane ve hizmetler sektöründeki
kesimin daha az işletme maliyetiyle karşılaşması ve emisyon azaltımına daha fazla katkı sağlaması
mümkün olabilecektir. Böyle bir politikanın ana varsayımı, NSEB bina yaklaşımının yeni binaların
tamamında 2026 yılından sonra m2 sınırlaması getirmeksizin uygulanabileceğidir.
TS 825 Standardında yer alan enerji limitlerinin iyileştirilmesi ve ulusal/uluslararası enerji verimliliği
yaklaşımları da gözetilerek güncellenmesi hedefiyle ilgili standardın net ısıtma enerjisinin yanı sıra
soğutma ihtiyacını da dikkate alacak şekilde güncellenmesi ve enerji limitlerinin AB seviyesine
getirilmesi için iyileştirilmesi gerekmektedir.
103
104
B-S.2.1
Mesleki yeterlik kapsamındaki eksik olan işgücüne yönelik ulusal
meslek standardı ve ulusal yeterliklerin hazırlanması, güncellenmesi
ve hazırlanan ulusal yeterliliklere göre sınav ve belgelendirme
faaliyetlerinin yürütülmesi ve yaygınlaştırılması
B-S.2.2
Tüm yeni yapılacak binaların Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar (NSEB)
konseptine uygun olarak yapılmasına yönelik yasal düzenlemenin
geliştirilmesi
B-S.2.3
TS 825 Standardında yer alan enerji limitlerinin iyileştirilmesi ve
ulusal/uluslararası enerji verimliliği yaklaşımları da gözetilerek
güncellenmesi
Strateji B-S.3
Binalarda elektrikli alet, ekipman ve cihazların kullanımında enerji
verimliliğinin artırılması
Konut ve konut dışı alanlarda kullanılan aydınlatma araçları, elektrikli ev aletleri, beyaz eşya ve diğer
benzer cihazların enerji kullanımı bakımından en verimli teknolojilerin kullanılmasının özendirilmesi
hedeflenmektedir. Ayrıca, beyaz eşya ürünlerinin enerji verimliliği ve çevreye duyarlı tasarımı ile ilgili
düzenlemelerin AB ile eş zamanlı uygulanacak şekilde uyumlaştırılması ile elektrikli ev aletleri ve
ekipmanlarının enerji verimliliğinin belirlenmesi ve iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Bu çalışmalar,
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu, Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023, Enerji ile İlgili
Ürünlerin Çevreye Duyarlı Tasarımına İlişkin Yönetmelik, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ve
Enerji Etiketlemesi Çerçeve Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirilmektedir.
B-S.3.1
Yüksek enerji verimliliğine sahip alet, ekipman ve cihazların
kullanımı konusunda son kullanıcıların bilinçlendirilmesi
B-S.3.2
Beyaz eşya ürünlerinin enerji verimliliği ve çevreye duyarlı tasarımı
ile ilgili düzenlemelerin AB ile eş zamanlı uygulanacak şekilde
uyumlaştırılması
Strateji B-S.4
Bölgesel Isıtma ve Soğutma Sistemlerinin Kullanımının Yaygınlaşması ve
Desteklenmesi
Bu stratejinin gereği olarak, toplu yerleşim yerlerinde ve kapalı alan kullanımlarında bölgesel
ısıtma ve soğutma sistemlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik bilinçlendirme ve teşvik konularında
çalışmalar yapılması ölçek etkisi kullanılarak enerji verimliliğinin iyileştirilmesini sağlayacaktır.
Bölgesel enerji kullanımında yenilenebilir enerji kaynakları ve teknolojilerinin de kullanılmasıyla
hem NSEB yaklaşımının yaygınlaşması hem de enerjinin ekonomik olarak kullanılması (enerji
yoğunluğunun azaltılması) sağlanacaktır.
Bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin daha verimli uygulanabilmesi için ısı pompası
potansiyelinin, atık ısı kaynaklarının ve yenilenebilir enerji kaynaklarının binalardaki enerji talebiyle
eşleştirilmesine yönelik haritalandırma çalışmasının yapılması eylemine ihtiyaç duyulmaktadır.
B-S.4.1
Bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin kullanımının
yaygınlaştırılmasına yönelik bilinçlendirme ve teşvik konularında
çalışmalar yapılması
B-S.4.2
Isı pompası potansiyelinin, atık ısı kaynaklarının ve yenilenebilir
enerji kaynaklarının binalardaki enerji talebi ile eşleştirilmesine
yönelik haritalandırma çalışmasının yapılması
105
Strateji B-S.5
106
Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR) uygulaması ile çevre dostu
tasarım ve yapı malzemelerinin kullanımının yaygınlaştırılması
“Binalar ile Yerleşmeler İçin Yeşil Sertifika Yönetmeliği” , Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadele
kapsamında binalar sektöründe emisyon azaltımına yönelik yeni ve mevcut binaların enerji
performansını iyileştirirken uygulanacak çevre dostu malzeme kullanımı ve bina tasarımına hukuki
bir dayanak oluşturmaktadır. Yönetmelikle mevcut ve yeni binalar ile yerleşmelerin sürdürülebilir
çevresel, sosyal ve ekonomik performanslarının değerlendirilmesi ve sertifikalandırılması
kapsanmaktadır. Bu çerçevede binalar için yeşil sertifika sahibi olmanın özendirilmesi ve çevre dostu
malzemelerin kullandırılması teşvik edilebilecektir. Özellikle enerji verimliliği ve çevreye duyarlı
malzeme kullanımı; binalar için emisyon azaltım potansiyeli harekete geçirebilecek olmasının yeşil
sertifika sistemiyle belgelendirilebilecektir. Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR) uygulamasının
yaygınlaştırılması; yapılacak sertifikalı yeni bina ve yerleşme projelerinin teşvik edilmesi ve yeni
yapılacak kamu binaları için YeS-TR sertifikası alma zorunluluğu getirilmesiyle sağlanacaktır.
B-S.5.1
Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR) uygulamasının
yaygınlaştırılması ve yapılacak sertifikalı yeni bina ve yerleşme
projelerinin teşvik edilmesi
B-S.5.2
Yeni yapılacak kamu binaları için YeS-TR sertifikası alma zorunluluğu
getirilmesi
Strateji B-S.6
İnşaat ekosisteminde dijital dönüşümün sağlanmasında Yapı
Bilgi Modellemesi (BIM) araçlarının kullanımının sağlanması,
yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi
Yapı bilgi modellemesi (Building Information Modeling-BIM) ile binaların tasarım, inşaat, kullanım
ve yıkım aşamalarında kapsamlı envanter, tasarım ve malzeme bilgilerinin oluşturulmasıyla binalara
ilişkin sera gazı emisyon kontrol ve azaltımına yönelik altyapı oluşturulabilecektir. BIM süreçleriyle
birlikte binaya ait enerji, hammadde ve malzeme girdilerinin daha bina tasarım aşamasında
iken tespit etmek mümkün olabilecek ve emisyon azaltımı için alternatif yapı malzemelerinin
tercih edilebilmesine imkan sağlanabilecektir. Binaların yapı ruhsatından yapı kullanım izni
süreçlerine kadar yapı bilgi modellemesinin yaygınlaştırılmasının ve teşvik edilmesinin stratejileri
geliştirilebilecektir. Bunun için binaların yaşam döngüsü içinde özellikle tasarım, inşaat ve kullanım
aşamalarında Yapı Bilgi Modellemesine (BIM) dayalı dijital araçların kullanılmasına yönelik eğitimler
verilmesi hedeflenmektedir.
B-S.6.1
Sürdürülebilir, enerji verimli ve karbon salımı düşük yapıların
tasarım, yapım ve işletme süreçlerinde Yapı Bilgi Modellemesi (BIM)
araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması, yerli BIM yazılımlarının
geliştirilmesi ve teşvik edilmesi
B-S.6.2
Sürdürülebilir ve performans odaklı yapılı çevrenin inşasında, yapı
malzemelerine ait bilgi yüklü akıllı nesnelerin üretilmesi, kullanımı ve
küresel BIM ekosistemine adapte edilmesinin sağlanması ve teşvik
edilmesi
107
109
ULAŞTIRMA
Tablo 17 - Araç Kayıt Sistemi Verilerine Dayalı Ulusal Karayolu Taşımacılığı VKT değeri [10]
2020
112
2.4.1 Mevcut Durum
Ulaştırma sektörü, esas olarak enerji yoğun yapısı ve fosil yakıt bağımlılığı nedeniyle sera gazı
emisyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunan sektörlerden biridir. Ayrıca, seyahat talebi ile ekonomik
gelişme arasındaki pozitif ilişkinin varlığı kalkınma ile birlikte hareketliliğin artmasına neden
olmaktadır.
Türkiye’de karayolu ulaştırma emisyonlarının artan baskınlığının kökeni, son yirmi yılda araç sahipliliği
oranındaki artış, kat edilen araç-km (VKT) ile ölçülen hareketlilik artışı ve karayolu ağı altyapısına
yapılan yatırımlardan ve karayolu taşımacılığı motorlu taşıtlarının fosil yakıt bağımlılığından
kaynaklanmaktadır.
1990’lardan sonraki ekonomik gelişme, 2002’de 8,66 milyon olan motorlu taşıt sayısını 2022’de
neredeyse üç katına çıkarak 26,48 milyona yükselmesine sebep olmuştur. [8]
Toplam özel araç sayısının 14,27 milyon olduğu Türkiye’de bu araçlar ulusal motorlu taşıt parkında
ortalama %55,5 paya ulaşmıştır. Türkiye nüfusunun 85,28 milyon [7] (2022) olduğu dikkate alındığında,
günümüzde otomobil (özel araç) sahiplilik oranı 1000 kişi başına 161 otomobil civarında olup, bu
gelişmiş ülkelerdeki oranların çok altındadır. Gelecekte ekonomik gelişmelere paralel olarak daha da
artacağı beklenmektedir. Ayrıca 4,28 milyona ulaşan kamyonet sayısında son yirmi yılda %388 oranında
keskin bir artış görülmektedir. [8]
Taşıt cinsi
Taşıt sayısı
Taşıt-km
(milyon)
Toplam
22 115 821
300 615
Otomobil
13 099 041
Benzin
2021
Ortalama
yıl-km
113
Taşıt sayısı
Taşıt-km
(milyon)
Ortalama
yıl-km
13 593
23 145 631
329 591
14 240
163 402
12 474
13 706 065
178 832
13 048
3 201 894
29 661
9 264
3 495 172
34 218
9 790
Dizel
5 087 129
80 577
15 839
5 287 618
89 362
16 900
LPG
4 810 018
53 164
11 053
4 923 275
55 252
11 223
Minibüs
493 395
11 223
22 747
484 806
13 643
28 142
Otobüs
212 407
8 767
41 272
208 882
10 749
51 459
Kamyonet
3 938 732
63 540
16 132
4 115 205
70 621
17 161
Kamyon
859 670
40 748
47 400
886 303
41 340
46 643
Motosiklet
3 512 576
12 934
3 682
3 744 370
14 406
3 847
Türkiye Karayolları Genel Müdürlüğü istatistiklerine dayalı olarak şehirlerarası hareketliliğe
bakıldığında, 1990’lı yıllardan sonra hareketlilikte yüksek bir artış oranı gözlenmiştir [9]. 2022 yılında
toplam şehirlerarası seyahat miktarı 140,53 milyar-Araç Km (BVKm ) olarak ölçülmüş olup bunun
92,46 BVKm (%65,8) devlet yollarında ve 28,74 BKVm (%19,7) otoyollarda kat edilmiştir. 2004 yılında
57,77 BVKm olan şehirlerarası VKT değerlerinde, toplamda %143’lük bir artış söz konusudur. Aynı
dönemde otoyol VKT değerlerindeki, %270 olan artış, kısmen otoyol ağ uzunluğundaki artıştan, esas
olarak ise, araç sahipliliği oranındaki artışların, ekonomik gelişmenin ve buna bağlı hareketliliğin
birleşik etkisinden kaynaklanmaktadır [8].
2021’de araç kayıt sistemine dayalı ulusal VKT değerlerine ilişkin istatistikler, toplamda 329,59 BVKm
seyahat edildiğini göstermiş olup bunun çoğunluğunu da özel araç kullanıcıları oluşturmaktadır
(178,83 BVKm). Kamyonet ve kamyonlar sırasıyla 70,62 BVKm ve 41,34 BVKm katkıda bulunmuştur.
Aynı yıl şehirlerarası karayolu ağındaki toplam VKT değerleri 142,48 BVKm olarak yayınlanmıştır;
2003 yılından sonra sektördeki deregülasyonlar, vergi ve harçlardaki indirimler ile önemli ölçüde
desteklenen hava taşımacılığı, özellikle iç hat ulaştırmasında hızlı bir artış göstermiştir. 2002 yılında
33,78 milyon yolcu sayısı (8,7 milyon olan iç hat yolcusu), 2022 yılında 182,23 milyon yolcuya ulaşmış;
bu talebin 78,32 milyonu iç hat uçuşlarında gerçekleşmiştir [11]. 2002 değerleri ile karşılaştırıldığında,
toplam havayolu yolcu sayısında %439’un üzerinde bir artış vardır, ancak iç hat seyahatindeki
artış yaklaşık %797 olmuştur. Ayrıca havayolu yük taşımacılığı da bu dönemde sürekli olarak artış
göstermiştir. Bu artışın ana nedeni, Türkiye’de havayolu taşımacılığının gelişmesine sürekli verilen
destektir. 2006 yılında 26 olan aktif havalimanı sayısı günümüzde 57’ye yükselmiştir. [11]
Demiryolu taşımacılığı, karayolu ve havayolu taşımacılığına göre daha sürdürülebilir bir ulaşım olarak
görüldüğünden Türkiye’de son yirmi yılda özellikle Yüksek Hızlı Tren (YHT) hizmetlerine büyük
bütçelerle yatırım yapılmıştır. Halihazırda, 11.668 km konvansiyonel hat, 2.251 km YHT ve HT ağından
oluşan 13.919 km demiryolu ağı bulunmaktadır. Bununla birlikte, 2022’de sadece 27 milyon şehirlerarası
demiryolu yolcusu ile demiryolu ulaştırmasının toplam hareketlilik içerisindeki payı düşüktür. Ancak
Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile yapılan yolculuklar 2009’daki başlangıcından bu yana artarak 2022
yılında 9,4 milyona ulaşmış; bunu da yerini aldığı konvansiyonel trenler, şehirlerarası otobüs ve uçak
yolculuğu talebinden kayma sağlayarak elde etmiştir. 2022 yılında şehirlerarası demiryolu hatlarındaki
toplam yolcu sayısı 27, milyon yolcuya (9,36 milyon yüksek hızlı tren yolcusu) ulaşmıştır [12]. 2022
yılında banliyö trenleri ile taşınan yolcu sayısı 209,7 milyon yolcu olarak kaydedilirken, bu seferlerin
seyahat mesafelerinin kısa olması VKT’ye çok daha küçük bir katkı sağlamaktadır. Demiryolu yük
taşımacılığı ağırlıklı olarak üretim ve tüketim noktaları arasında dökme yük türlerine (yani madenler,
kömür, demir vb.) hizmet vermektedir. Diğer taraftan demiryolu hatlarında elektrifikasyonda ilerleme
sağlanmış olması ve bu seviyenin daha da artması bu sistem için temiz yakıt avantajı oluşturmaktadır.
Denizyolu yolcu taşımacılığı çoğunlukla özel sektör tarafından yapılmakta olup özel sektör serbest
piyasa koşullarında bu tür taşımacılık faaliyetlerine arz talep dengesi içerisinde bakmakta ve
işletme maliyetleri çerçevesinde değerlendirmektedir. Ülkemizde genel olarak Marmara Denizi
içinde İstanbul-Bursa, İstanbul-Yalova, İstanbul-Çanakkale, Tekirdağ-Balıkesir, Yalova-İzmit şehirleri
arasında feribotlar ile yolcu ve araç taşımacılığı yapılmaktadır. Şehir içi yolcu taşımacılığında İstanbul,
İzmir ve Çanakkale illerinde denizyolu yolcu taşımacılığı kullanılmaktadır. Söz konusu taşımacılığın
düzenlenmesi ve teşvik edilmesi amacıyla ÖTV siz yakıt uygulaması ve Gemilerle Yapılan Düzenli
Seferler Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır. Ayrıca Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine
Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair Yönetmelik kapsamında şehir içi ve şehirlerarası yük ve
yolcu taşımacılığı yapan gemilerin yenilenmesi için teşvik sağlanmıştır.
100
80
60
40
20
0
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
Emisyonlar (Mton CO2-eş)
114
bu da şehirlerarası olmayan kısa mesafeli (şehir içi ve banliyö) seyahat talebinin yollardaki toplam
hareketliliğin %56,8’ini oluşturduğunu göstermektedir [10] (Tablo 17). Dizel araç yolculukları 89,36
BVKm’ye ulaşırken, LPG tescilli araçlar 55,25 BVKm; benzinle çalışan araçlar ise 34,22 BVKm yol kat
etmiştir [10].
Yurtiçi Havayolu
Karayolu
Yurtiçi Denizyolu
Diğer Ulaştırma
Demiryolu
Tarım/Ormancılık/Balıkçılık
(Yoldışı Araçlar ve Dişer Makinalar)
Şekil 17 - Başlıca sistemlere göre ulaşım sektörü için sera gazı emisyonu [1]
Denizcilikte, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından belirlenen sera gazı emisyonları azaltım
oranlarının gerçekçi olması için en önemli tedbirlerden birisi alternatif yakıtlardır. Denizcilikteki
karbonsuz gelecek, sıfır emisyonlu yakıtlar veya diğer sıfır emisyonlu enerji kaynakları ile çalışabilen
yeni inşa edilmiş veya yeşil dönüşümün sağlandığı gemilerin varlığına bağlıdır.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü, “Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin
Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair Yönetmelik” kapsamında teşvik ve desteklerle
Türkiye’nin ortalama gemi yaşının azaltılarak gençleştirilmesi amaçlanırken aynı zamanda, Türk
tersanelerindeki gemi inşa sanayisine inovasyon, yatırım ve istihdam alanlarında katkı sağlanmasını
amçalamıştır. Başlangıçta 1000 GT ile 5000 GT arasındaki gemilerin faydalanması için tasarlanan
proje, 2022 yılı itibarıyla kapsamını 50 GT’den büyük gemileri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
115
Tablo 18 - Başlıca Sistemlere Göre Ulaşım Sektörü İçin Sera Gazı Emisyonları (MTon CO2-eşd) [1]
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
Yurtiçi Havayolu
0,92
1,05
1,12
1,49
1,76
2,78
3,05
3,21
3,31
2,87
3,10
Karayolu
24,78 23,29
23,87 29,18 27,42 29,76 31,63
29,86 27,88 30,22 31,85
Demiryolu
0,72
0,74
0,68
0,75
0,77
0,77
0,80
0,80
0,74
0,72
0,71
Yurtiçi Denizyolu
0,51
0,54
0,64
0,66
0,62
0,73
0,70
0,70
0,73
0,66
0,62
Diğer Ulaştırma
0,04
0,05
0,05
0,06
0,07
0,08
0,10
0,12
0,12
0,15
0,18
Tarım/Ormancılık/
Balıkçılık (Yoldışı
Araçlar ve Diğer
Makinalar)
6,46
6,49
6,50
8,01
8,05
8,22
8,66
8,98
8,89
9,14
9,52
2001
2002
2003
2004
2005 2006
2007
2008 2009
2010
Yurtiçi Havayolu
3,36
2,50
2,71
4,86
4,09
6,02
5,22
2,86
Karayolu
31,51
32,08 33,35
35,09 35,53 38,37
43,67 40,56 40,20
39,94
Demiryolu
0,59
0,61
0,63
0,63
0,76
0,76
0,47
0,50
0,48
0,52
Yurtiçi Denizyolu
0,80
0,82
0,89
1,23
1,30
1,46
1,60
1,54
1,63
1,68
Diğer Ulaştırma
0,20
0,21
0,25
0,24
0,36
0,32
0,34
0,35
0,44
0,39
Tarım/Ormancılık/
Balıkçılık (Yoldışı
Araçlar ve Diğer
Makinalar)
9,11
9,25
9,39
10,09
10,18
10,93
11,91
15,09
14,79
14,49
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017 2018
2019
2020
2021
Yurtiçi Havayolu
3,34
3,73
3,75
4,09
4,21
4,28
3,84
3,51
2,16
2,86
Karayolu
40,90
56,31
62,89 66,97 69,31
75,59 78,71 78,91
76,72 76,60
86,50
Demiryolu
0,53
0,49
0,50
0,56
0,48
0,37
0,41
0,43
0,40
0,32
0,36
Yurtiçi Denizyolu
2,24
1,61
1,15
1,35
1,15
0,97
0,94
0,93
1,22
1,26
1,13
Diğer Ulaştırma
0,37
0,38
0,56
0,59
0,66
0,62
0,76
0,54
0,58
0,33
0,36
Tarım/Ormancılık/
Balıkçılık (Yoldışı
Araçlar ve Diğer
Makinalar)
16,86
3,33
2,50
3,13
9,56
9,50
9,95
10,10
10,49 11,05
116
4,51
3,69
5,15
11,11
Ayrıca teşvikten yararlanacak gemi sayısı yıllık 5’ten 10’a artırılmıştır. Bununla birlikte hurdaya ayrılan
geminin yerine yeni inşa edilecek konvansiyonel gemiler için verilecek destek miktarı ton başına hurda
bedelinin 1 katından 1.5 katına çıkarılarak yüzde 50 artışa gidilmiştir. Ayrıca, LNG ve hibrit sistemler
de dahil olmak üzere yeni inşa edilecek gemide alternatif çevre dostu bir enerji kaynağı kullanılması
halinde destek miktarı ton başına hurda bedelinin 2.5 katına çıkarılmıştır. Mevcut gemilerin ana
makinelerini fosil yakıttan alternatif çevre dostu bir enerji kaynağına dönüştürecek gemi sahiplerine,
dönüşüm maliyetinin yüzde 25’i oranında hibe sağlanacaktır.
1990’lardan bu yana, toplam emisyonlar neredeyse üç katına çıkarak 102,3 Mt CO2 eşd
düzeyine ulaşmıştır. Bu emisyonlara en büyük katkıyı 86,5 Mt CO2 eşd. (%84,5 pay) ile karayolu
taşımacılığı sektörü yapmıştır. İkinci en büyük pay ise tarım, ormancılık ve balıkçılıkta
kullanılan araçlar ile arazi faaliyetleri ve makinelerden gelmektedir. Ancak bu faaliyetler
genellikle diğer ulaşım modlarına/sistemlerine maruz kalmadan “ağ dışı” bir şekilde
gerçekleştirilmekte ve bu nedenle entegre ulaştırma sektörü çerçevesine dahil edilmeden ayrı
olarak ele alınmaktadır. [1] Ulaştırma sektörünün sera gazı emisyonları, Şekil 17, Tablo 18’de
gösterilmiştir. [1]
117
Ulaştırma sektörü ile ilgili temel mevzuat Tablo 19’da ve politika belgeleri Tablo 20’de verilmiştir.
118
Temel Mevzuat
Tablo 19 - Ulaştırma Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Ulaşımda Enerji
Verimliliğinin
Artırılmasına İlişkin Usul
ve Esaslar Hakkında
Yönetmelik
Yönetmelik, ulaşımda enerji verimliliğinin artırılması amacıyla;
motorlu araçların birim yakıt tüketimlerinin düşürülmesine, araçlarda
verimlilik standartlarının yükseltilmesine, çevreci alternatif yakıt
kullanımının teşvik edilmesine, hava kirleticileri ve sera gazı
emisyonlarının azaltılmasına, toplu taşımacılığın yaygınlaştırılmasına,
akıllı ulaşım sistemlerinin etkin uygulanmasına, sürdürülebilir şekilde
ulaşım altyapılarının iyileştirilmesine ve kentsel ulaşım planlarının
hazırlanmasına ilişkin düzenlemeler içermektedir.
Yönetmeliğin amacı, ulusal ve uluslararası havacılık faaliyetlerinden
kaynaklanan sera gazı emisyonlarının izlenmesine, raporlanmasına ve
doğrulanmasına dair usul ve esasları düzenlemektir.
Havacılık Faaliyetlerinden
Kaynaklanan Sera Gazı
Emisyonlarının Takibi
Hakkında Yönetmelik
Yönetmeliğin amacı, motorlu taşıtlarda kullanılan benzin ve motorin
türlerinin çevre ve insan sağlığına yönelik etkilerini sınırlamaya ilişkin
düzenlemeler yapmaktır.
Benzin ve Motorin
Türlerinin Çevresel
Etkilerine Dair Yönetmelik
Kombine Taşımacılık
Yönetmeliği
Yönetmelik, çevre ve insan sağlığının korunması açısından iç su
taşıtları, karayolu dışındaki hareketli makineler, tarım ve orman
traktörleri dahil olmak üzere pozitif ateşlemeli ve sıkıştırma ateşlemeli
içten yanmalı motorlu araçlarda kullanılan yakıtlara ilişkin çevresel
hususları kapsamaktadır.
Yönetmeliğin amacı, kombine yük taşımacılığı ve yeşil lojistik
faaliyetlere ilişkin ilke, esas ve koşulların belirlenerek bütünleşik,
dengeli ve çevreyle dost bir taşımacılık düzeninin oluşturulması,
yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesidir.
Amaç ve Kapsamı
Yönetmelik, ulusal ve uluslararası havacılık faaliyetlerinden
kaynaklanan sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve
doğrulanması iş ve işlemleri ile doğrulayıcı kuruluşların ve uçak
işleticilerinin mükellefiyetlerinin belirlenmesine dair usul ve esasları
belirlemekte ve sertifikalandırılmış azami kalkış ağırlığı 5.700 kg’dan
fazla olan uçakların kullanılması nedeniyle uluslararası uçuşlarda
yıllık 10.000 tondan daha fazla karbondioksit emisyonu üreten uçak
işleticilerini, sertifikalandırılmış azami kalkış ağırlığı 5.700 kg’dan fazla
olan uçakların kullanılması nedeniyle ulusal uçuşlarda yıllık 5.000
tondan daha fazla karbondioksit emisyonu üreten uçak işleticilerini
kapsamaktadır.
Yönetmelik, bisikletin ulaşım, gezinti ve spor gibi amaçlarla
kullanılabilmesini sağlamak üzere bisiklet yollarının ve bisiklet park
istasyonlarının planlanması, projelendirilmesi ve yapımına ilişkin
Bisiklet Yolları Yönetmeliği
konulara dair hazırlanmıştır. Yapılacak farklı türlerdeki bisiklet
yollarının; birbirleriyle, taşıt yollarıyla, yaya kaldırımlarıyla ve ulaşım
sistemleri ile bütünleşme ilkelerini kapsamaktadır.
Elektrikli Skuter
Yönetmeliği
Yönetmelik, paylaşımlı elektrikli skuter (e-skuter) işletmeciliği
faaliyetlerini ülke ekonomisinin gerektirdiği şekilde düzenlemek,
bu faaliyetlerde düzeni ve güvenliği sağlamak, ulaşımın çevre
üzerindeki egzoz emisyon ve karbon salınımı gibi olumsuz etkilerini
azaltarak çevresel değerleri korumak, hareketliliği artırarak kısa
mesafeli seyahatlerde şahsi araç kullanımı yerine paylaşımlı e-skuter
kullanımının yaygınlaştırılması ile paylaşımlı e-skuterlerin diğer
ulaşım türleri ile entegre, sürdürülebilir bir ulaşım sistemi içerisinde
gelişimini sağlamak üzere bu faaliyetlere ilişkin pazara giriş şartlarını
ve hizmet üretenler ile hizmetten yararlananların hak, yükümlülük ve
sorumluluklarını belirlemektedir.
119
Temel Mevzuat
120
Karayoluyla Taşınan
Yüklerin Denizyoluna
Aktarılmasının
Desteklenmesi Hakkındaki
Yönetmelik
Hurdaya Ayrılan Türk
Bayraklı Gemilerin
Yerlerine Yeni Gemi İnşa
Edilmesinin Teşvikine Dair
Yönetmelik
Amaç ve Kapsamı
Yönetmelik kapsamında Türk limanları ile diğer ülke limanları arasında
düzenli sefer frekanslarının artırılması, daha rekabetçi fiyatlar ile
limanların kullanım oranının artırılarak denizyolu ile gerçekleştirilen
ihracatın artırılması, ülkemiz karayolu sınır kapılarındaki yoğunluğun
azaltılarak uzun bekleme sürelerinin azaltılması, dolayısıyla salınan
emisyonların da azaltılması hedeflenmektedir.
Amaçlar ve Hedefler
Gelişen küresel mobilite vizyonu çerçevesinde yeşil ve dijital dönüşüm
sürecine uyum sağlanarak tasarımdan üretime tüm aşamalarda yerli tedarik
ve teknolojik gelişmenin gerçekleştirilmesi, katma değerin artırılması ve
markalaşmanın uluslararası piyasalardan aldığı payın yükseltilmesi temel
amaçtır. Planda ulaştırma sektörü ile ilgili aşağıdaki tedbirler yer almaktadır:
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
Otomotiv ana ve tedarik sanayiinde rekabet gücünü etkileyen yeni nesil
üretim teknolojilerinin geliştirilmesi sağlanacaktır. Otomotiv sektöründe
döngüsel ekonomiye geçiş ve pazarın dönüşümü sağlanarak yeşil dönüşüm
gerçekleştirilecektir. Otomotiv sanayii tedarik zincirinde tasarımdan
üretime tüm aşamalarda yerli tedarikin ve katma değerin artırılması
desteklenecektir. Otomotiv sanayiine yönelik işgücü niteliğinin artırılması
sağlanacaktır. Kamu alımlarının raylı sistemlerde yerli üretimi daha etkin
destekleyecek şekilde kullanılması sağlanacak, tasarım ve Ar-Ge faaliyetleri
teşvik edilecektir.
Amaçlar ve Hedefler
Modlar arası ve çok modlu taşımacılık uygulamalarının geliştirilmesi;
güvenli, erişilebilir, bütüncül, çevre dostu ve düşük maliyetli bir
ulaştırma sisteminin tesis edilmesi, rekabetçi üretim ve ihracatı
destekleyen altyapının oluşturulması sağlanarak ulaştırma ve lojistikte
bölgesel bir üs olma potansiyelimizden azami düzeyde faydalanılması
temel amaçtır. Planda lojistik ve ulaştırma sektörü ile ilgili aşağıdaki
tedbirler yer almaktadır:
Yönetmelik kapsamında teşvik ve desteklerle Türkiye’nin ortalama
gemi yaşının azaltılarak gençleştirilmesi amaçlanırken aynı zamanda,
Türk tersanelerindeki gemi inşa sanayisine inovasyon, yatırım ve
istihdam alanlarında katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
Tablo 20 - Ulaştırma Sektörü ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Politika Belgeleri
Politika Belgeleri
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
Ulaştırma ve lojistik sektöründe çevresel etkilerin ve maliyetlerin
en aza indirilmesi ile enerji verimliliğinin artırılması amacıyla
demiryolu ve denizyolu taşımacılığına öncelik verilecek, alternatif
finansman yöntemleri geliştirilecek, güvenli, kesintisiz, etkin,
bütüncül ve sürdürülebilir ulaştırma ağı ve lojistik merkezler tesis
edilecektir. Ulaştırma sektöründe devam eden yatırımlar yapılabilirlik,
sürdürülebilirlik, etkinlik, erişilebilirlik, güvenlik ve verimlilik
odağında gözden geçirilerek mevcut altyapının etkinliği artırılacaktır.
Yük ve yolcu taşımacılığında demiryolu payının artırılmasıyla kombine
taşımacılık imkânlarının geliştirilmesine yönelik öncelikle devam eden
demiryolu projeleri tamamlanacak; OSB’ler, limanlar ve maden ocaklar
gibi önemli yük merkezlerinin demiryolu bağlantıları sağlanacaktır.
Türkiye’nin denizcilikte bölgesel ve kıtasal anlamda aktarma merkezi
olmasını teminen ülkemizdeki kıyı tesisleri geliştirilecek, Türk
deniz ticaret filosu iyileştirilecektir. Liman operasyonlarında enerji
verimliliğinin artırılması ile çevresel etkilerin en aza indirilmesine
yönelik düşük emisyonlu/emisyon üretmeyen makine ve ekipmanların
kullanımı teşvik edilerek yeşil liman uygulamalarının desteklenmesine
devam edilecektir.
Kıyı tesislerinin geri sahaları geliştirilecek, limanların ölçek
ekonomisinden azami faydalanacak şekilde bütüncül kıyı planlamalarına
uygun olarak hayata geçirilmesi sağlanacak ve uluslararası modlar
arası taşıma koridorlarıyla bağlantıları güçlendirilecektir.
121
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Orta Vadeli Program
(2024-2026)
Yol yapım projelerinde gürültü seviyesi ve sera gazı emisyonu
düşük teknolojiler ve malzemelerin kullanımının yaygınlaştırılması;
kentiçi ulaşımda düşük karbonlu sistemlere geçişi kolaylaştıracak,
ulaşımın sürdürülebilirliğine yönelik projelerin hayata geçirilmesi
maddeleri yer almaktadır.
NDC 2023
Ulusal Katkı Beyanı’nda; ulaştırma sektörü için karayolu
taşımacılığının payı azaltılarak, deniz ve demiryolu taşımacılığının
payı artırılarak yük ve yolcu taşımacılığında taşıma modlarının
dengeli kullanılmasının sağlanması; kombine taşımacılığı
geliştirilmesi; kentsel alanlarda sürdürülebilir ulaşım yaklaşımlarının
uygulanması; alternatif yakıtların ve temiz araçların teşvik edilmesi;
Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi (2014-2023) ve Eylem
Planı (2014-2016) ile karayolu taşımacılığında yakıt tüketiminin
ve emisyonların azaltılması; yüksek hızlı demiryolu projelerinin
gerçekleştirilmesi; kentsel raylı sistemlerin artırılması; eski araçların
trafikten kazınması; enerji verimliliğinin sağlanması için yeşil liman
ve yeşil havalimanı projelerinin hayata geçirilmesi konularına yer
verilmektedir.
122
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Enerji Verimliliği Strateji
Belgesi (2012-2023)
Strateji belgesinde, “Motorlu taşıtların birim fosil yakıt tüketimini
azaltmak, karayolu, denizyolu ve demiryolunda toplu taşıma payını
artırmak ve şehir içi gereksiz yakıt tüketimini önlemek” stratejik
amacı yer almaktadır. Bu kapsamda, karbondioksit emisyonları
ile ilgili AB mevzuatı doğrultusunda üretilecek ikincil mevzuat
hükümlerinin sağlanması; büyük şehirlerdeki ulaşım ana planları
hazırlanarak uygulamaya konulması; düşük emisyonlu (zorunlu tip
onayı mevzuatına uygun) küçük boyutlu motorlu, yakıt hücreli veya
elektrikle çalışan hibrit taşıtlara sahip çevre dostu araçların teşvik
edilmesi ve ekonomik ömürlerini dolduran araçlar için aşamalı
olarak trafikten çekilmesi sağlanması; karayolunun toplam ulaşım
içindeki payının azaltılması, karayoluna alternatif ulaşım türlerinin
altyapısını yeterince geliştirilmesi, yük ve yolcu taşımacılığında
deniz ve demiryollarının payını artırılması, ulaşımda şebeke
verimliliğinin sağlanması ve enerji verimliliğinin artırılmasına
yönelik bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanıldığı akıllı ulaşım
sistemlerinin ve akıllı trafik yönetimi uygulamalarının teşvik
edilmesi; taşıma türlerinin teknik ve ekonomik olarak en etkin
yerlerde kullanılmasını esas alarak “Kombine Taşımacılık Stratejisi”
doğrultusunda özellikle yük taşımacılığında düzenlemeler
yapılarak, uzun mesafeli toplu taşımalarda karayolu taşımacılığı
yükünü demiryolu veya deniz ulaştırmasına kaydırılması; demiryolu
ve denizyolu ulaştırmasındaki başlangıç ve bitiş noktalarına
bağlantılarının etkin bir şekilde yapılması; özellikle yük ve yolcu
taşımacılığında çok modlu taşımacılığın teşvik edilmesi; biyokütle
kaynaklarından elde edilen biyoyakıtların veya sentetik yakıtların
ulaşımda kullanımının teşvik edilmesi eylemlerine yer verilmektedir.
Ulusal İklim Değişikliği
Eylem Planı (2011-2023)
Plan, ulaştırma sektörü için aşağıdaki sıralanan özel 5 ana
konuda hedefler içermektedir. Bunlar, intermodal ulaştırma
sisteminin geliştirilmesi ve yük ve yolcu taşımacılığında taşıma
modlarının dengeli bir şekilde kullanılmasının sağlanması Ulaşım
Ana Planının hazırlanması ve uygulamaya konulması; kent içi
ulaşımın sürdürülebilir ulaşım ilkeleri doğrultusunda yeniden
yapılandırılması, alternatif yakıtların ve temiz araçların kullanımına
yönelik ulaşım sektörünün enerji tüketiminde verimliliğin
artırılması; ulaştırma sektöründe bilgi altyapısının geliştirilmesi
amaçlanmaktadır.
Elektrikli araçların ev ve iş yerlerinde şarj edilmesini sağlayan
altyapının hazırlanması ile elektrikli araçlarınsatışında ve
kullanımında alınan verginin fosil yakıtlı araçlara kıyasla cazip
Mobilite Araç Teknolojileri ve hale getirilmesinin kullanım alışkanlıkları üzerinde etkili olacağı
değerlendirilmektedir. Yayımlanan Yol Haritası ile, 2030 yılı itibari
Yol Haritası
ile; elektrikli araç yerlilik oranında en az %75’e, elektrikli araç pazar
payını %35’e ve elektrikli araç stokunda ise yaklaşık 2,5 milyon adet
araca ulaşılması hedeflenmektedir.
123
Politika Belgeleri
124
Ulusal İklim Değişikliği
Uyum Stratejisi ve Eylem
Planı (2011–2023)
Amaçlar ve Hedefler
Türkiye Bisiklet Yolu Ağı
Master Planı
76 km’lik ilave bir YHT ağı inşaatına yer verilirken Ankara ile
İstanbul’u 400 km/h hızla birbirine bağlayan 262 km’lik “Çok Yüksek
Hızlı Tren” koridoru önerilmiştir.
254,34 milyon ton olan mevcut deniz taşımacılığı hacminin, 2053
yılında 420,98 milyon tona ulaşması hedeflenmektedir. Mevcutta
liman tesis sayısı 217 iken 2053 yılında 255’e çıkarılacaktır. 2053 yılında
344,39 milyon havayolu yolcusuna erişilmesi öngörülmektedir. Bu
ana plan kapsamında demiryoluna büyük kaymanın şehirlerarası
otobüsten olması beklenmektedir. 2053’te de en büyük pazar
payının değişmez bir şekilde karayolu ulaştırmasında olması
beklenmektedir.
Amaçlar ve Hedefler
Planın ana hedefi, “çoğunlukla belediyelerin yetki ve sorumluluğu
dışında kalan yerleşim yerleri dışındaki bölgelerde çeşitli amaçlarla
bisikleti daha güvenli, daha ucuz ve sürdürülebilir bir ulaşım şekli
olarak geliştirmek.” olarak belirlenmiştir.
Planda, çevreye duyarlı bir yaşam alanı oluşturarak sürdürülebilir
bir mekansal gelişme sağlamak, sürdürülebilir bir kentsel ulaşım
sistemi kurulması, açık ve yeşil alanların entegrasyonun sağlanması
da dahil olmak üzere ulaştırma sektörüne atıfta bulunulmaktadır.
Plan, 2053 yılına kadar toplamda 13.951 km yol genişletilmesi
ve 95 km yeni bölünmüş yol ağı ve toplam 5.839 km ilave otoyol
ağının geliştirilmesi gibi 2035 yılına kadar inşa edilecek uygulama
detayları içermektedir.2053 yılına kadar 6.425 km hızlı tren
güzergahı (YHT’den biraz daha düşük hızlarda çalıştırılan), 1.474
km konvansiyonel güzergah, 393 km yüksek hızlı tren ve Ankara ile
İstanbul’u 400 km/sa hızla birbirine bağlayan 262 km çok yüksek
hızlı tren güzergahı olmak üzere toplam 8.554 km’lik demiryolu
güzergahı inşası planlanmıştır.
Ulaştırma ve Lojistik Ana
Planı
Politika Belgeleri
Ulusal Akıllı Ulaşım
Sistemleri Strateji Belgesi ve
2020-2023 Eylem Planı
Bu çerçevede, bu plan çoğunlukla tatil için Avrupa’yı dolaşan
veya eğlence ya da spor için bisiklete binen uzun mesafeli bisiklet
kullanıcılarının ihtiyaçlarına ve rotalarına odaklanmıştır. EuroVelo
ağı olarak da bilinen bu uzun mesafeli bisiklet aktiviteleri için
bisiklet yolları, Türkiye’ye komşu olan Bulgaristan ve Yunanistan
da dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesi üzerinden tasarlanmıştır.
Türkiye’yi tatil amacıyla Türkiye’yi ziyaret etmek isteyebilecek
Avrupalı bisikletçilere bağlama kapasitesine sahiptir.
Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planı “İleri bilişim teknolojileri
ile Türkiye’de insan ve çevre odaklı ulaşım sistemi” vizyonu ve
bu vizyona ulaşmak için ortaya konulan “Ülkemizde tüm ulaşım
modlarına entegre, güncel teknolojileri kullanan, yerli ve milli
kaynaklardan yararlanan, verimli, güvenli, etkin, yenilikçi, dinamik,
çevreci, katma değer sağlayan ve sürdürülebilir akıllı bir ulaşım
ağı oluşturmak” misyonu ile hazırlanmıştır. Bu vizyon ve misyon
çerçevesinde; AUS altyapısının geliştirilmesi, sürdürülebilir akıllı
hareketliliğin sağlanması, yol ve sürüş güvenliğinin sağlanması,
yaşanabilir çevre ve bilinçli toplum oluşturulması, veri paylaşımı
ve güvenliğinin sağlanması olarak beş temel stratejik amaç
belirlenmiştir.
125
2.4.2 Strateji ve Eylemler
126
Bütün ulaşım sistemleri (demiryolu, denizyolu, havayolu ve karayolu) farklı karakteristikleri (ulaşım
süreleri, kapasiteleri, maliyetleri, vb.) ile farklı ulaşım talep parçalarına hizmet vermektedirler. Bir
ulaşım sisteminin diğerlerinin yerini tamamen alması mümkün olmadığı tarihsel gelişim boyunca
da görülmüştür. Bu yüzden, özellikle ulaşım emisyonlarının azaltımı açısından bakıldığında, farklı
sistemlerin avantajlı olduğu talep kesimlerinde daha fazla kullanılması sağlanarak bir optimize
kullanım yaratılması önemlidir. Diğer taraftan halen kullanılan ve gelecekte de farklı oranlarda
kullanılacak sistemlerin kendi içinde de verimliliğinin artırılması dolaylı olarak emisyon azaltımı
sağlayacaktır. Buna ek olarak ulaşım hizmetlerinde kullanılan enerji kaynaklarının daha temiz
kaynaklardan sağlanması da emisyon azaltımı sağlayacak bir potansiyel yaratmaktadır. Ulaştırma
sektörü için tüm bunları bütüncül olarak ele alan üç temel strateji ve bir adet de sektörler arası
destekleri içeren toplam dört adet strateji yer almaktadır.
Strateji U-S.1
Deniz/Demiryoluna modal kayma sağlanması
Ulaştırma sektör emisyonlarının azaltımı için en temel politika, birim hareketlilik (ton-km ve yolcukm) başına hem enerji kullanımı hem de emisyon salımı açısından daha verimli olan denizyolu ve
demiryolu taşımacılığına kayma sağlanmasıdır. Burada hedef, toplam hareketlilik miktarı değişmeden
karayolu ve havayolu taşımacılığını tercih edeceklerden bir kısmının denizyolu ve demiryolu tercih
etmelerini sağlamaktır. Bu modal kaymanın sağlanabilmesi için hem demiryolu hem de denizyolu
taşımacılık hizmetlerinde karayolu ve/veya havayolu ile rekabet edecek hizmetlerin sağlanması
önemlidir. Zira demiryolu/denizyolu hizmetleri duraktan durağa tasarlanan sistemler olup genellikle
karayolu ile ilk-km ve son-km bağlantı hizmetleri almak zorunda kalırlar; bu da taşımacılık sürelerinin
uzamasına ve tercih edilebilirliğinin azalmasına sebep olacaktır.
Demiryolu taşımacılığına kaymanın sağlanabilmesi için demiryolu yük ve yolcu taşımacılığında;
2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı doğrultusunda Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren hat ağının
genişletilmesi ve demiryolu yük taşımacılığının geliştirilmesi, Kentsel raylı sistemlerle demiryolu
yolcu taşımacılığının geliştirilmesi ve entegrasyonun artırılması için destek sağlanması
amaçlanmaktadır.
Kentsel raylı sistemlere yapılacak yatırımlarla banliyö taşımacılığı ve kent içi raylı sistemler (metro,
hafif raylı sistem ve tramvay) başta olmak üzere toplu taşıma sistemlerinin entegre edilerek kesintisiz
bir toplu taşıma sisteminin oluşturulması amaçlanmaktadır.
Denizyolu taşımacılığı kıyı kentlerimiz için öne çıkan bir seçenektir. Bu kapsamda iki seviyede ele
alınan eylemler, şehirlerarası denizyolu yolcu taşımacılığının geliştirilmesi ve kıyı şehirlerinde şehir içi
denizyolu yolcu taşımacılığı ve altyapının geliştirilmesidir. Buna ek olarak denizyolu yük taşımacılığı
ve altyapısının geliştirilmesi ayrı bir eylem olarak ele alınmıştır.
Denizyolu ve demiryolu alternatif seçenekler olarak modal kayma yaratacak, ek olarak türler
arası aktarmalar ile “intermodal” hizmetler dahilinde modal kaymaya sebep olacaktır. Bu sebeple
demiryollarının liman, organize sanayi bölgesi, lojistik merkez, fabrika ve maden sahası bağlantılarının
geliştirilmesi ve yük taşımacılığında demiryolu ve denizyolu bağlantılı intermodal ve kombine
taşımacılığın teşvik edilmesi faaliyetlerinin de etkin olabilecekleri koridorlarda planlanması
yapılacaktır. Bu çalışmaların bir bütünlük içinde yapılması ve gerçekleştirebilmesi için ulusal ulaşım
ve lojistik sektörlerinde bütüncül planların yapılması, dijital envanter oluşturulması ve emisyon
değerleri de dikkate alınarak izleme-değerlendirmeye tabi tutulması sağlanacaktır.
Demiryoluna modal kaymanın sağlanması
U-S.1.1
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı doğrultusunda Yüksek Hızlı Tren ve
Hızlı Tren ağının genişletilmesi
U-S.1.2
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı doğrultusunda demiryolu yük
taşımacılığının geliştirilmesi
U-S.1.3
Kentsel raylı sistemlerle demiryolu yolcu taşımacılığının geliştirilmesi
U-S.1.4
Kentsel Raylı Sistem taşımacılığında modlar arası entegrasyonun
artırılması için destek sağlanması
127
Denizyoluna modal kaymanın sağlanması
128
U-S.1.5
Şehirlerarası denizyolu yolcu taşımacılığının desteklenmesi
U-S.1.6
Kıyı şehirlerinde şehir içi denizyolu yolcu taşımacılığı ve altyapının
geliştirilmesi
U-S.1.7
Denizyolu yük taşımacılığı ve altyapısının desteklenmesi
İntermodal yük taşımacılığın güçlendirilmesi
U-S.1.8
Demiryollarının, liman, organize sanayi bölgesi, lojistik merkez,
fabrika ve maden sahası gibi yük merkezleri ile bağlantılarının
geliştirilmesi
U-S.1.9
Yük taşımacılığında demiryolu ve denizyolu bağlantılı intermodal ve
kombine taşımacılığın teşvik edilmesi
Strateji U-S.2
Ulaştırma Sektöründe Verimliliğin Artırılması
Ulaştırma sistemlerinde verimliliğin artırılması hem kullanılan enerjinin ve hem de emisyon salımının
azaltılmasını sağlamaktadır. Burada ön plana çıkan eylemlerden birisi özel araç kullanımının
azaltılabilmesi için toplu taşıma sistemlerinin cazibesinin ve tercih edilirliğinin artırılmasını
sağlayacak bir planlama sisteminin geliştirilmesidir. Modal kaymanın gerçekleştirilmesi kolay
değildir, zira özel araç ile erişim kapıdan kapıya olduğu halde toplu taşıma hizmetleri duraktan
durağa tasarlanmaktadır. Bu sebeple de her zaman bir toplu taşıma erişebilirliği ve zaman maliyeti
sorunları gündeme gelmektedir.
Yolcu-km başına kaynak kullanımı ve emisyon salımı daha düşük toplu taşımanın cazip hale
getirilebilmesi için kentsel ulaşım sistemlerinde kentsel planlamada toplu taşıma odaklı
uygulamaların yaygınlaştırılması, lastik tekerlekli toplu taşıma payının artırılması, toplu taşıma
hizmetlerinin ulaşım talep ve erişebilirlik standartlarına göre planlanması faaliyetlerinin bütüncül
şekilde yapılması planlanmaktadır.
Büyük kentlerdeki ana omurgalarda yapılacak kentsel raylı sistemlerin getireceği hız ve kapasite toplu
taşımayı cazip kılacaktır. Ancak raylı sistemlerin yüksek maliyetleri sebebiyle düşük nüfus yoğunluğu
ve talep bölgelerine yaygınlaştırılmasının ekonomik olarak mümkün olmadığı durumlarda ise hizmet
verecek diğer lastik tekerlekli toplu taşıma sistemlerinin kullanımının teşviki de önemlidir. Bu nedenle
toplu taşımanın sistem olarak cazibesinin artırılması için toplu taşıma kullanımını teşvik edecek
ücret toplama/ücretlendirme imkanı tanıyan akıllı kart sistemlerinin yaygınlaştırılması, toplu taşıma
sistemlerinin birbiriyle ve diğer kentsel lastik tekerlekli ulaşım türleri ile entegre edilmesi eylemleri
ile gerçekleştirilecektir.
Genellikle sıfır ya da düşük emisyonlu olan yürüme, bisiklet, e-skuter, vb. türleri “mikromobilite”
başlığı altında ele alınıp kentsel ulaşımda güvenli mikromobilite ulaşımının artırılması kendi başına
dikkate alınması gereken bir eylemdir. Bunun yanı sıra, mikromobilite türlerinin diğer önemli bir
katkısı toplu taşıma hizmetlerinin başında ve sonunda bağlantı servisi olarak kullanılmalarıdır. Toplu
taşıma durakları etrafında mikromobilite seçeneklerinin güçlendirilmesi, toplu taşımanın güçlü bir
alternatif olarak ele alınamayacağı kentsel bölgeler ya da düşük yoğunluklu kırsal bölgeler için lastik
tekerlekli paylaşımlı/talep güdümlü taşımacılığın teşvik edilmesi, özel araç kullanımını azaltacak
güçlü alternatiflerin yaratılmasına imkan tanıyacaktır.
Modal kaymaların yanı sıra trafikte oluşan sıkışıklıklarda harcanan süre içinde motor teknolojilerinde
görülen verimsizliği önlemek adına trafik akış ve sıkışıklığından kaynaklı özel ulaşım emisyonlarının
azaltılması ayrı bir faaliyet olarak ele alınmaktadır. Teknolojik olarak verimliliğin artırılması için kamu
araç filolarında düşük/sıfır emisyonlu araçların teşvik edilmesi, ömrünü tamamlamış araçların trafikten
çekilmesinden sonra malzemelerin geri dönüşümüne yönelik çalışma yapılması, kent merkezlerinde
ve cazibe noktalarında düşük/sıfır emisyonlu araçların kullanımının teşvik edilmesi sağlanacaktır.
İlgili faaliyetlerin genel bir çerçeve ile ele alınabilmesi için ulusal karayolu yük taşımacılığı emisyon
azaltımı yol haritasının hazırlanması faaliyeti de yer almaktadır.
Toplu taşıma sistemlerinin teşvik edilmesi ve verimliliğin artırılması
U-S.2.1
Kentsel planlamada toplu taşıma odaklı uygulamaların
yaygınlaştırılması
U-S.2.2
Toplu taşıma kullanımını teşvik edecek ücret toplama/ücretlendirme
imkanı tanıyan akıllı kart sistemlerinin yaygınlaştırılması
129
130
U-S.2.3
Toplu taşıma sistemlerinin birbiriyle ve diğer kentsel lastik tekerlekli
ulaşım modları ile entegre edilmesi
U-S.2.4
Toplu taşıma durakları etrafında mikromobilite/yürüme seçeneklerinin
güçlendirilmesi
U-S.2.5
Özel araç kullanımından lastik tekerlekli toplu taşımaya geçişin
artırılması
U-S.2.6
Toplu taşıma hizmetlerinin ulaşım talep ve erişebilirlik standartlarına
göre planlanması
Özel ve paylaşımlı ulaşımın verimli hale getirilmesi
U-S.2.7
Kentsel ulaşımda güvenli mikromobilite ulaşımın artırılması
U-S.2.8
Lastik tekerlekli paylaşımlı/talep güdümlü taşımacılığın teşvik
edilmesi
U-S.2.9
Özel araç kullanımı kaynaklı trafik akış ve sıkışıklığının sebep olduğu
emisyonların azaltılması
Yeni nesil, düşük ya da sıfır emisyonlu araçların kullanımının teşvik edilmesi
U-S.2.10
Kamu araç filolarında düşük/sıfır emisyonlu araçların teşvik edilmesi
U-S.2.11
Kent merkezlerinde ve cazibe noktalarında düşük/sıfır emisyonlu
araçların kullanımının yaygınlaştırılması
Yük taşımacılığının verimli hale getirilmesi
U-S.2.12
Ulusal karayolu yük taşımacılığı emisyon azaltımı yol haritasının
hazırlanması
Strateji U-S.3
Ulaşım sistemlerinde sürdürülebilir/temiz enerji kaynaklarının kullanımı
Günümüzde ulaşım teknolojileri genellikle fosil yakıt tabanlı olup, dizel, benzin, LPG sıklıkla
kullanılan yakıtlardır. Demiryolu taşımacılığında enerji kaynağı olarak kullanılan elektrik de karayolu
ulaştırması için de alternatif bir enerji kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Egzoz emisyonlarını
sıfırlama gücü olan elektrifikasyon ulaştırma emisyonlarının azaltılması için önemli bir potansiyel
yaratmaktadır. Bu sebeple de demiryolu/denizyolu taşımacılığında ve havayolu yer hizmetlerinde
kullanılan araçlarda elektrifikasyonun artırılması, mevcut araçların elektrifikasyonu konusunda
araştırmaların desteklenmesi, elektrikli araç batarya sistemleri ve ömrünün artırılması konusunda
araştırmaların desteklenmesi önemli faaliyetlerdir. Elektrikli araçların yaygınlaşması için karayolu
ağında gerekli sayıda ve konumda şarj istasyon altyapısının planlanması ve geliştirilmesi, şarj
istasyonlarında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi ulusal emisyonların
azaltılmasında çift yönlü etki yaratabilecek bir faaliyettir.
Alternatif yakıtlar arasında yer alan ve hala kullanımda olan CNG, biyoyakıtlar, vb. yakıtların
yaygınlaştırılmsı için havayolu ulaşımında CORSIA uyumlu sürdürülebilir havacılık yakıtları
ile kentsel/kırsal otobüs taşımacılığında alternatif yakıt kullanımının artırılması hedeflenmekte
ve geleceğe yatırım olarak alternatif yakıtlı araçlar (LNG/Hidrojenli, vb) için araştırmaların
desteklenmesi ve uluslararası gelişmelerin takip edilmesi amaçlanmaktadır.
Ulaştırma sistemlerinde elektrifikasyonun yaygınlaştırılması
U-S.3.1
Demiryolu/denizyolu taşımacılığında ve havayolu yer hizmetlerinde
kullanılan araçlarda elektrifikasyonun desteklenmesi
U-S.3.2
Mevcut araçların elektrifikasyonu konusunda araştırmaların
desteklenmesi
U-S.3.3
Elektrikli araç batarya sistemleri ve ömrünün artırılması konusunda
araştırmaların desteklenmesi
131
Alternatif sürdürülebilir yakıt kullanımının artırılması
132
Ulaştırma sistemlerinde modelleme ve tahmin çalışmaları
U-S.3.4
Havayolu ulaşımında CORSIA uyumlu sürdürülebilir havacılık
yakıtları kullanımının artırılması
U-S.4.1
Ulaştırma emisyon veritabanının oluşturulması
U-S.3.5
Kentsel/kırsal otobüs taşımacılığında alternatif yakıt kullanım
oranının artırılması
U-S.4.2
Büyükşehirlerde ve il ve ilçe merkezlerinde sürdürülebilir kentsel
hareketlilik planlarının (SKHP) ve sürdürülebilir kentsel lojistik
planlarının (SKLP) hazırlanması
U-S.3.6
Elektrik araç şarj istasyonlarında yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımının teşvik edilmesi
U-S.4.3
Yeni nesil hareketlilik yönetimi politikalarının ve mevzuatının
geliştirilmesi
U-S.3.7
Elektrikli araçların yaygınlaşması için karayolu ağında gerekli sayıda
ve konumda şarj istasyon altyapısının planlanması ve geliştirilmesi
U-S.4.4
Yolcu ve yük taşımacılığında kişi/ürün bazlı ulaşım kaynaklı karbon
ayak izi hesaplama desteği sağlanması
U-S.3.8
Alternatif yakıtlı araçlar (LNG/Hidrojenli, Biyo-CNG, Biyo-LNG vb.)
için araştırmaların desteklenmesi
Elektrikli Araç Sektör Destekleri
Strateji U-S.4
Sektörün dekarbonizasyonu için gerekli altyapı faaliyetlerinin yapılması
Gelişmekte olan ekonomiye paralel olarak artması beklenen ulaştırma talep ve hareketliliği ve aynı
zamanda büyük bir değişim geçirmekte olan ulaştırma teknolojileri dikkate alındığında ülkemizde
hızla ilerleme kaydedilmesi gereken destekleyici faaliyetlerin başında ulaştırma emisyon veri
tabanının oluşturulması gelmektedir. Büyük nüfus ve hareketlilik talebi görülen büyükşehirlerde
ve il ve ilçe merkezlerinde sürdürülebilir kentsel hareketlilik planlarının (SKHP) ve sürdürülebilir
kentsel lojistik planlarının (SKLP) hazırlanması ulaştırma emisyonlarının azaltılması açısından kritik
eylemlerdir. Dünya genelinde de giderek artan ve ilgi gören alanlar olarak yeni nesil hareketlilik
yönetimi politikalarının ve mevzuatının geliştirilmesi ve yeni nesil hafif araçların kullanımının
teşviki için gerekli mevzuatın hazırlanması önemli destek faaliyetleridir.
Elektrifikasyonun önemli olacağı ulaştırma sektöründe, ulusal akıllı elektrikli araç entegre şarj ve
parklanma yönetimi ara yüzü geliştirilmesi, bataryaların piyasaya arz ve geri dönüşüm mevzuatının
hazırlanması ve elektrikli araç batarya geri dönüşümü için araştırma desteği verilmesi, yolcu ve
yük taşımacılığında kişi/ürün bazlı ulaşım kaynaklı karbon ayak izi hesaplama desteği sağlanması
faaliyetleri hayata geçirilecektir.
U-S.4.5
Ulaştırma amaçlı elektrik enerjisi talep tahmin modeli geliştirilmesi
U-S.4.6
Ulusal akıllı EA entegre şarj ve parklanma yönetimi ara yüzü
geliştirilmesi
U-S.4.7
Bataryaların piyasaya arz ve geri dönüşüm mevzuatının hazırlanması ve
Elektrikli araç batarya geri dönüşümü için araştırma desteği verilmesi
133
ATIK
Cam
4,7
136
Diğer
3,96
Metal
1,54
AEEE
0,26
137
Diğer yanmayanlar
6,83
Kâğıt-Karton
8,84
Biyoatık
50,41
2.5.1 Mevcut Durum
Plastikler
9,9
Nüfus artışı, sanayileşme ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi ile birlikte üretilen atık miktarı da
her geçen gün artmaktadır. Atık politikaları sağlıklı bir şehir yaşamını ve çevrenin korunmasını
amaçlamaktayken, zamanla atığın ikincil hammadde ve enerji kaynağı olarak kullanımı gündeme
gelmiştir. Günümüzde, atığı önlemek ya da azaltmak, bunun mümkün olmadığı durumlarda da
ekonomiye tekrar kazandırmak esastır. Bu yeni yaklaşım, aynı zamanda Türkiye ve dünyadaki birçok
ülke tarafından da benimsenen net sıfır sera gazı emisyonu hedeflerine ulaşmakta da önemli bir
destek teşkil etmektedir. Türkiye’de belediyeler, toplamaktan sorumlu oldukları atıklara ait verileri
TÜİK’e bildirmektedirler. Bu atıklar, genel anlamda konutlar, ticarethaneler, ofisler, kamu kuruluşları,
okullardan kaynaklanan benzer nitelikteki atıkları içermektedir. En son yayınlanan ve 2020 yılına
ait TÜİK verisine göre belediyeler tarafından toplanan atık miktarı 32,3 milyon ton [13] seviyesine
ulaşmıştır. Bu miktar kişi başı günlük 1,13 kg atığa karşılık gelmektedir ve aynı yıl için dünya ortalaması
olan 0,74 kilogram/gün-kişi [14] seviyesinin açıkça üstünde, 1,38 kilogram/gün-kişi [15] olan AB-28
ortalamasının da altında kalmaktadır.
Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı (2023-2035) kapsamında iller bazında atık karakterizasyonu
çalışmaları yapılmış ve ortalama değerlere ulaşılmıştır. Tüm Türkiye için güncellenmiş atık
karakterizasyonu Şekil 18’de gösterilmiştir.
Türkiye, atık yönetiminde hâlâ büyük ölçüde depolama alanlarını kullanmaktadır. Düzensiz
depolamadan, düzenli depolamaya geçiş son yıllarda hızlanmış ve hemen hemen tüm illerde düzenli
depolama alanları hizmete alınmıştır. 1994 yılında ülke genelinde sadece 2 adet düzenli depolama
sahası varken, belediye atık yönetimi büyük oranda vahşi depolama alanları ile sağlanmaktaydı. 2007
Diğer yanabilenler
13,01
Şekil 18 - Atık karakterizasyonu [16]
* AEEE : Atık Elektrik Elektronik Ekipmanlar
yılına gelindiğinde düzenli depolama sahası 32’ye çıkmış ve günümüzde ise 93 adet düzenli depolama
tesisi bulunmaktadır. Atıkların değerlendirilmesi konusunda da önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.
Biyometanizasyon ve kompost tesisleri kurulmuş ve biyobozunur atıklar depolanmadan enerji ve
tarımda kullanılabilecek ürün olarak değerlendirilmiştir. Maddesel geri dönüşüm sektörü çok hızlı
bir şekilde gelişmiş ve değerlendirilebilir atıklar ekonomiye kazandırılmıştır. Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı kapsamında
yapılan çalışmalara göre, 2021 yılında oluşan 38,1 milyon ton belediye atığının, %59,6’sı düzenli
depolama, %13,2’ü düzensiz depolama sahalarında bertaraf edilirken, %27,2’si atık işleme tesislerinde
(biyometanizasyon, kompost, yakma, geri dönüşüm tesisi) geri kazanılmıştır [16]. Dikkate değer bir
şekilde, geri kazanım oranı 2022 yılında %30,13 seviyesine ulaşmıştır.
TÜİK tarafından tüm belediyelere iki yılda bir uygulanan 2020 yılı “Belediye Atıksu İstatistikleri
Anketi sonuçlarına”sonuçlarını da içeren ve 2021 yılında yayımlanan “Su ve Atıksu İstatistikleri, 2020”
Haber Bültenine [17] göre, 1.389 belediyeden 1.362’sine kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilmiştir.
Kanalizasyon şebekesi ile toplanan 5 milyar m3 atıksuyun %49,2’si akarsuya, %38,5’i denize, %3,1’i
baraja, %1,3’ü göl-gölete, %0,4’ü araziye ve %7,5’i diğer alıcı ortamlara deşarj edilmiştir. Kanalizasyon
Emisyonlar (Mton CO2-eş)
Diğer taraftan, çevresel sürdürülebilirliğin en önemli bileşenlerinden biri, çevrenin elzem unsurlarından
ve sınırlı kaynaklarımızdan biri olan su kaynaklarının kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi, kısa, orta
ve uzun vadede koruma-kullanma dengesi gözetilerek faydalanılması, bu kaynakların sürdürülebilir
yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine
göre ise ülkemizde, 2023 yılı itibariyle kentsel atıksu arıtma tesisi sayısı 1209’a ulaşmıştır. Bu tesislerin
320’si ileri biyolojik arıtma, 833’ü biyolojik arıtma, 4’ü kimyasal arıtma ve 52’si de ön arıtma sonrası
derin deniz deşarjı tesisidir.
20
18
16
14
12
10
8
6
4
2
0
139
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
138
şebekesinden deşarj edilen 5 milyar m3 atıksuyun 4,4 milyar m3’ü atıksu arıtma tesislerinde arıtılmıştır.
Arıtılan atıksuyun %50,7’sine gelişmiş, %27,1’ine biyolojik, %21,9’una fiziksel ve %0,3’üne doğal arıtma
uygulanmıştır. Belediyeler tarafından arıtılan atıksuyun %1,6’sının sanayi, tarımsal sulama vb. alanlarda
yeniden kullanıldığı belirlenmiştir [17].
Katı Atık Depolama (Düzenli)
Bununla birlikte, atıksu yönetiminde “Sürdürülebilirlik” ilkesi çerçevesinde, arıtılmış atıksuların
alternatif bir su kaynağı olduğu kabulü ile politika ve stratejiler belirlenmekte olup, hem hanelerde
hem de endüstride suyun tasarruflu kullanımından oluşan atıksuyun en üst seviye fayda-maliyet oranı
gözetilerek arıtılmasına, arıtılmış atıksuyun yeniden kullanım alanı ve alternatiflerinin artırılmasına,
toprak vasfını kaybetmiş alanlarda arıtılmış atıksu ve arıtma çamuru kullanılarak arazilerin
iyileştirilmesine, atıksu ve arıtma çamurundan organik madde (azot, fosfor vb.) geri kazanılarak tarımsal
faaliyetlerde gübre olarak kullanımının sağlanmasına, atıksu arıtma tesislerinin biyorafineri tesisleri
olarak çalıştırılması sağlanarak toprak ve su kaynaklarının korunmasına kadar, atıksu yönetimine
entegre olarak yaklaşılmaktadır.
Bu yaklaşımla arıtılmış atıksuların yeniden kullanımı ile hem temiz su kaynaklarında büyük tasarruf
sağlanabilecek, hem de su kütleleri atıksu deşarjından korunarak yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesi
önlenmiş olacak, arıtma çamurlarından enerji eldesi ve organik madde kazanımı ile de atıksu arıtma
tesisleri bir fabrika gibi çalışarak ülke ekonomisine katkıda bulunacaktır. Bu amaca yönelik olarak,
Türkiye’de halihazırda %5,20 olan arıtılmış atıksuların yeniden kullanım oranının 2030 yılında %15’e
çıkarılması hedeflenmektedir.
Sera gazı envanterlerinin atık kısmı hazırlanırken TÜİK Atık istatistikleri ve Su ve Atıksu istatistikleri
verileri kullanılmaktadır. Son yayınlanan 2021 yılı sera gazı envanterine göre atık sektörü emisyonu
14,7 Mton CO2eşd. olarak hesaplanmıştır. Bu toplam emisyonların %2,6’sına karşılık gelmektedir. Atık
sektörü, küçük emisyon üreten bir sektör olarak görülse de aslında maddesel geri kazanımın artması
ile başta sanayi sektöründen kaynaklı emisyonların azaltılmasına dolaylı olarak katkı sunarak kendi
Katı Atıkların Biyolojik İşlenmesi
Atıksu Arıtım ve Deşarj
Katı Atık Depolama (Düzensiz)
Atıkların Yakılması ve Açıkta Yakma
Şekil 19 - Yıllara göre atık sektörü sera gazı emisyonları [1]
içinde emisyon azaltıcı bir konumda bulunmaktadır. Ayrıca atık taşıma ya da enerji elde etmek için atık
yakmadan kaynaklanan emisyonlar enerji sektörü içinde raporlanmaktadır. IPCC 2006 kılavuzlarına
göre atık sektörü emisyonları 4 ana başlık altında raporlanmaktadır.
•
•
•
•
Katı Atıkların Bertarafı
Katı Atıkların Biyolojik Yöntemlerle İşlenmesi
Atıkların Yakılması ve Açıkta Yakma
Atıksu Arıtma ve Deşarj
2021 Türkiye emisyon envanterine göre, katı atıkların düzenli ve düzensiz depolama sahalarında
bertarafı tüm atık sektörü emisyonlarının %63,5’ine (%12,5 düzenli, %51 düzensiz depolama) neden
olmaktadır. İkinci büyük emisyon kaynağı ise atık emisyonlarının % 36,3’üne neden olan atıksu arıtma
ve deşarjdır [1]. Katı atıkların biyolojik yöntemlerle işlenmesi ve atıkların yakılması ve açıkta yakma
başlıkları altında oluşan emisyonlar göz ardı edilecek seviyede düşük miktardadır. Yıllara göre atık
sektörü sera gazı emisyonları Şekil 19 ve Tablo 21’de gösterilmiştir.
Tablo 21 - Yıllara göre Atık Sektörü Sera Gazı Emisyonları (Mton CO2-eşd) [1]
1990 1991
1992 1993
1994
1995
1996
1997
1998 1999 2000
2001
140
Katı Atık Depolama
(Düzenli)
0,06
0,10
0,14
0,22
0,36
0,59
0,85
1,15
1,49
Katı Atık Depolama
(Düzensiz)
6,73
6,89
7,06
7,19
7,34
7,49
7,71
7,93
8,13
8,32
8,43
8,53
Katı Atıkların
Biyolojik İşlenmesi
0,02
0,02
0,02
0,02
0,02
0,01
0,01
0,02
0,01
0,02
0,02
0,02
Atıkların Yakılması
ve Açıkta Yakma
0,11
0,11
0,11
0,11
0,11
0,10
0,11
0,16
0,10
0,09
0,09
0,09
Atıksu Arıtım ve
Deşarj
4,23
4,29
4,34
4,37
4,45
4,60
4,60
4,69
4,64
4,65
4,66
4,67
2002 2003 2004
2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011
2012
Katı Atık Depolama
(Düzenli)
1,82
2,08
2,38
2,64
2,86
3,14
3,34
3,39
3,58
4,01
3,84
Katı Atık Depolama
(Düzensiz)
8,61
8,72
8,84
8,92
9,05
9,06
9,08
9,02
8,98
8,88
8,82
Katı Atıkların
Biyolojik İşlenmesi
0,03
0,04
0,03
0,03
0,03
0,03
0,03
0,02
0,03
0,03
0,03
Atıkların Yakılması
ve Açıkta Yakma
0,06
0,06
0,03
0,05
0,06
0,07
0,06
0,05
0,04
0,04
0,03
Atıksu Arıtım ve
Deşarj
4,71
4,70
4,79
4,76
4,83
4,77
4,66
4,70
4,81
4,83
4,90
2013 2014
2015
2016
2017 2018
2019
2020
2021
Katı Atık Depolama
(Düzenli)
3,41
3,57
4,21
3,85
3,49
3,66
3,29
3,42
1,84
Katı Atık Depolama
(Düzensiz)
8,60
8,46
8,35
8,25
8,03
7,94
7,75
7,69
7,50
Katı Atıkların
Biyolojik İşlenmesi
0,02
0,02
0,02
0,02
0,02
0,02
0,02
0,02
0,02
Atıkların Yakılması
ve Açıkta Yakma
0,02
0,00
0,00
0,00
0,00 0,00
0,00
0,01
0,01
Atıksu Arıtım ve
Deşarj
4,61
4,45
4,54
4,59
4,71
5,06
5,17
5,33
5,00
IPCC Kılavuzuna göre, atık bertarafından kaynaklanan biyojenik CO2 emisyonu, ulusal sera gazı
emisyonları toplamında hesaba katılmamaktadır. Bununla birlikte, biyobozunur atıkların ayrışmasından
kaynaklanan metan, atık sektörünün sera gazı emisyonlarına en büyük katkıyı yapmaktadır. Metan
(CH4), CO2’den çok daha yüksek oranda kısa vadeli küresel ısınma potansiyeline sahiptir. Atık
sektöründen kaynaklanan ve raporlamaya dâhil edilen emisyonların karbondioksit eşdeğer ton olarak
%83,9’u metandır [1].
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi YEKDEM [18] tarafından
desteklenmektedir. Hem depo gazı üretilen depolama tesisleri hem de biyogaz üretilen
biyometanizasyon tesisleri, ilk 10 yıl için belirlenen tarife garantilerini almaya uygun tesislerdir.
YEKDEM tarafından desteklenen, bu tesislerin sayısı hızla artmaktadır. 2021 yılı YEKDEM verilerine
göre 55 ilde bulunan 85 enerji üretim tesisinde (depo gazı + biyogaz) lisansa derç edilen yıllık
üretim miktarı toplam 4.124.452 MWh’tir. Bu tesisler toplam 378 MWeşd. kurulu güç seviyesine
ulaşmışlardır ve metan kullanımı yoluyla sera gazı azaltımına ve yenilenebilir enerji üretimine katkıda
bulunmaktadırlar. Özellikle belediye atık kompozisyonunda biyobozunur atıkların oranının yüksek
olduğu Türkiye’de katı atıkların biyolojik olarak işlenmesi yatırımları önem kazanmıştır. İlgili teşvik
mekanizması da depolamaya gönderilen atıkların azaltılıp işleme tesislerinde verimli şekilde geri
kazanılmaları amacıyla revize edilmiştir.
2021 yılında düzenli depolama alanlarında 470 kton metan gazı oluşmuş ve bu miktarın 396 kton’luk
kısmı geri kazanılmış ve sadece 74 kton’u atmosfere salınmıştır. Düzensiz depolama alanlarında ise
metan geri kazanımı çok düşük seviyede kalmış ve 300 kton metan emisyonu gerçekleşmiştir [1].
Yıllara göre depolama alanlarında oluşan ve geri kazanılan metan miktarları Şekil 20’de verilmiştir.
141
700.00
600.00
500.00
400.00
300.00
200.00
100.00
Oluşan CH4
Kazanılan CH4
Net emisyon CH4
Şekil 20 - Yıllara göre depolama alanlarında oluşan ve geri kazanılan metan miktarı [1]
2021
2020
2019
2018
2017
2016
2015
2014
2013
2012
2011
2010
2005
2000
1995
0
1990
142
Emisyonlar (1000 Ton CO2-eş)
800.00
Türkiye’de atık sektörüyle ilgili temel mevzuat ile politika ve strateji belgeleri Tablo 22 ve Tablo 23’de
yer almaktadır.
144
Tablo 22 - Atık Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Çevre Kanunu
(Kanun No 2872)
Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin,
sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda
korunmasını sağlamaktır. Kanun, atık yönetimi faaliyetlerine yönelik
olarak atıkların kaynağında en aza indirilmesi, sınıflara ayrılması,
toplanması, taşınması, geçici depolanması, geri kazanılması, bertaraf
edilmesi, atığın yeniden kullanılması, enerjiye dönüştürülmesi,
atıksuyun arıtılması ve arıtılmış atıksuyun yeniden kullanılması ilişkin
hükümler içermektedir.
Sıfır Atık Yönetmeliği
Yönetmelikte sıfır atık yönetim sistemine dair belirlenen usul esasların
yanı sıra sıfır atık yönetim sistemine geçişlerinin tamamlanması
için tüm kurum ve kuruluşlara dair verilen süreler yer almaktadır.
Yönetmelik kapsamındaki başlıca konular, atığın oluşmadan
kaynağında önlenmesi, önlenemeyen kısmının geri kazanılması ve/
veya geri dönüştürülmesi, en az ikili toplama olmak üzere ayrı toplama
sisteminin kurulması, nitelikli belge alınabilmesi için bertarafa giden
atık miktarının en az %15 oranında azaltılması, biyobozunur atıkların
ayrı toplanması ve geri kazanılması, verilerin kayıt altına alınması,
farkındalık çalışmalarının yapılması, satış noktalarının depozito iade
sistemine katılmasıdır.
Sıfır Atık Uygulama
Kılavuzları
Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurması gereken hedef kitlelere yol
göstermek amacıyla 11 adet “Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama
Kılavuzu” hazırlanmış olup bilhassa otel, restoran ve kafeterya,
kurum/kuruluş, işletme, eğitim kurumu ve yurtlar vb. yerlerde gıda
israfının önlenmesi ve gıda atığının azaltılmasına yönelik tedbirleri de
içermektedir.
Temel Mevzuat
Kompost Tebliği ve
Mekanik Ayırma,
Biyokurutma ve
Biyometanizasyon
Tesisleri ile Fermente Ürün
Yönetimi Tebliği
Amaç ve Kapsamı
Biyobozunur atıkların önlenmesi veya azaltılmasının mümkün
olmaması durumunda atıklar; düzenli depolama sahalarına alınmamakta
ve geri kazanım için kompost, biyometanizasyon ve biyokurutma gibi
ön işlemlere tabi tutulmaktadır. Bu mevzuatta bu tesislerin teknik
kriterlerinin belirlenmesine yönelik esaslar belirlenmektedir.
Yenilenebilir Enerji
Kaynakları Destekleme
Mekanizması (YEKDEM)
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi
YEKDEM tarafından desteklenmektedir. Hem depo gazı üretilen
depolama tesisleri hem de biyometanizasyon tesisleri, ilk 10 yıl için
belirlenen tarife garantilerini almaya uygun tesislerdir. YEKDEM
tarafından desteklenen, bu tesislerin sayısı hızla artmaktadır. Bu
tesislerdeki metan kullanımı sera gazı emisyon azaltımına ve
yenilenebilir enerji üretimine katkıda bulunmaktadır.
Tekstil Sektöründe Temiz
Üretim Uygulamaları
Genelgesi
Türkiye'nin lokomotif sektörlerinin başında gelmekle birlikte aynı
zamanda su tüketiminin en yoğun ve su kirliliğinin fazla olduğu
sektörler arasında yer alan tekstil sektörü faaliyetlerinin çevreye
olabilecek olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, hava ve su kirliliğinin
önlenmesi, su ve enerji tüketiminin azaltılmasına yönelik olarak temiz
üretim teknolojilerinin uygulanması amacıyla 2022/20 sayılı Tekstil
Sektöründe Temiz Üretim Uygulamaları Genelgesi yayımlanmıştır.
Genelge ile; kapasite sınırı olmaksızın tekstil materyallerinin üretimi
(lif, elyaf, iplik, kumaş (dokusuz kumaşlar dahil), halı üretimi vb.),
tekstil ön terbiyesi (yıkama (yapak yıkama dahil), ağartma/kasar,
merserizasyon vb.), baskı ve boyama işlemlerinden herhangi birini
yapan tüm tekstil tesisleri ile kumaş merserizasyonu yapan tüm tekstil
tesislerinde; enerji tüketimi ve hava kirletici emisyonlarının azaltılması,
su tüketiminin ve atıksudaki kirletici yükünün azaltılması amacıyla
zorunlu hükümler getirilmiştir.
145
Temel Mevzuat
146
Atıksu Arıtma Tesisleri
Teknik Usuller Tebliği
Amaç ve Kapsamı
Yerleşim birimlerinden kaynaklanan atıksuların arıtılması ile ilgili
atıksu arıtma tesislerinin teknoloji seçimi, tasarım kriterleri, arıtılmış
atıksuların dezenfeksiyonu, yeniden kullanımı ve derin deniz deşarjı
ile arıtma faaliyetleri esnasında ortaya çıkan çamurun bertarafı
için kullanılacak temel teknik usul ve uygulamaları düzenlemektir.
Tebliğin Ek-7'sinde revizyona gidilerek arıtılmış atıksuların sulama
suyu olarak geri kullanımı dışında çevresel (sulak alan oluşturulması,
sulak alanların beslenmesi yüzeysel ve yeraltı sularının beslenmesi),
endüstriyel (proses suyu, soğutma suyu, kazan besleme suyu) ve diğer
(genel temizlik, yangın suyu, toz kontrolü/saha sulama suyu, pisuvar
ve sifon suyu v.b.) alanlarda yeniden kullanımına ilişkin düzenlemeler
getirilmiştir.
Kentsel Atıksu Arıtımı
Yönetmeliği
Yönetmeliğin amacı, kentsel atıksuların, toplanması, arıtılması ve
deşarjı ile belirli endüstriyel sektörlerden kaynaklanan atıksu deşarjının
olumsuz etkilerine karşı çevreyi korumak olup, söz konusu yönetmelik
ile eşdeğer nüfusu 2000'in üzerinde olan kentsel atıksuların toplanması
ve bertarafına ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
Su Kirliliği Kontrolü
Yönetmeliği
Yönetmeliğin amacı; ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları
potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması
için, su kirlenmesinin önlenmesini sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle
uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek üzere gerekli olan hukuki ve
teknik esasları belirlemektir. Alıcı ortamlara yapılacak her türlü
atıksu deşarjına standartlar getirmek, deşarjları izlemek, denetlemek
ve bu konuda her türlü izin ve onay işlemlerini yürütmek Su Kirliliği
Kontrolü Yönetmeliği ile sağlanmaktadır. Ayrıca sulama suyunun kıt
olduğu ve ekonomik değer taşıdığı yörelerde, Su Kirliliği Kontrolü
Yönetmeliği Teknik Usuller Tebliğinde verilen sulama suyu kalite
kriterlerini sağlayacak derecede arıtılmış atıksuların sulama suyu olarak
kullanılması teşvik edilir. Bununla birlikte arıtılmış atıksuların yeniden
kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla büyükşehir belediyeleri ve
il belediyelerine, kentsel atıksu arıtma tesislerinde arıtılan toplam
atıksuyunen az % 10'unun tarımsal sulamada ve rekreasyonel amaçla
kullanımının yanı sıra endüstriyel, çevresel ve diğer alanlarda yeniden
kullanımının sağlanmasına yönelik düzenleme yapılmış ve süreler
tanımlanmıştır.
Tablo 23 - Atık Sektörü ile İlgili Temel Politika Belgeleri
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Planda atık sektörü ile ilgili aşağıdaki tedbirler yer almaktadır:
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
Atıkların endüstriyel kullanımı ve döngüsel ekonomi uygulamaları
yaygınlaştırılacaktır. Atık yönetim süreci, kaynağında ayrıştırma
aşamasından başlamak üzere önleyecek şekilde iyileştirilecektir.
Hayvansal atıkların uygun koşullarda depolanması ve biyogaz
tesislerinde işlenmesini sağlamak amacıyla altyapı desteklenerek
geliştirilecektir. Atıksu arıtma tesislerinin yapımı ve işletilmesinde
denetim, teknik bilgi ve kapasite eksikliği gibi mevcut engellerin
giderilmesine yönelik çalışmalar hızlandırılacak, standartlara
uygun işletilmesine ilişkin destek mekanizmaları ve atıksu
arıtma tesisi çamuru bertarafı kapsamında alternatif sistemler
geliştirilecektir. Katı atık yönetiminin döngüsel ekonomi ilkeleri
gözetilerek etkinleştirilmesi sağlanacaktır. Sıfır atık uygulamaları
yaygınlaştırılacak, atıkların geri dönüşümünde toplumun
bilinçlendirilmesi sağlanacaktır. ”Sıfır Atık Projesi” kapsamında
eğitim farkındalık faaliyetleri gerçekleştirilecek ve eğitimin tüm
kademelerinde sıfır atık uygulamaları yürütülecektir.
NDC 2023
Ulusal Katkı Beyanı içerisinde, atık oluşumunu önlemek ve oluşan
atıkların miktarının döngüsel ekonomi ilkeleri çerçevesinde
azaltılması; 2035’e kadar belediye atıklarının geri kazanım oranının
%60’a yükseltilmesi, biyobozunur atıklardan kaynaklı metan
gazının geri kazanım oranının artırılması, 2053 yılı itibariyle ön
işleme tabi olmayan belediye atıklarının düzenli depolanmasının
sonlandırılması, belediye atıklarından ATY üretiminin artırılması,
atıksu arıtma tesislerini biyorafineri tesislerine dönüştürmek,
yeniden kullanım yüzdesini artırmak ve arıtılmış atıksuların
kullanım alanlarının genişletilmesi hedefleri yer almaktadır.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı
(2021)
Eylem planında iklim değişikliği ile mücadele, yeşil finansman, AB
sınırda karbon düzenlemesi, yeşil ve döngüsel bir ekonomi, temiz,
ekonomik ve güvenli enerji arzı, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir
akıllı ulaşım ve diplomasi başlıklarında olmak üzere çok geniş bir
alanda atılacak adımlar yer almaktadır.
147
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Ulusal Atık Yönetimi ve
Eylem Planı (UAYP) (20232035)
Ulusal Atık Yönetim Planı (2023-2035) hazırlanması çalışması
tamamlanma aşamasındadır. UAYP’de, mevcut durum verilerinin
ele alınarak atık yönetimi alanında iyileştirilmesi veya geliştirilmesi
gereken hususların belirlenmesi, 2035 yılı için gerekli olan nüfus
ve atık projeksiyonlarının yapılarak dönemsel atık yönetim
modellerinin ortaya konulması hedeflenmektedir.
Türkiye’nin Gıda Kayıpları
ve İsrafının Önlenmesi,
Azaltılması ve Yönetimine
İlişkin Ulusal Strateji Belgesi
ve Eylem Planı
“Türkiye’nin Gıda Kayıpları ve İsrafının Önlenmesi, Azaltılması
ve Yönetimine İlişkin Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı” 20
Mayıs 2020’de kamuoyu ile paylaşılmıştır. Böylece, Türkiye’de ilk
defa gıda kaybı ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine
ilişkin bir Ulusal Strateji Belgesi ve bu stratejiyi hayata geçirecek
bir eylem planı hazırlanmıştır. "Gıda Kullanım Hiyerarşisine" göre
kurgulanan Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı, gıda kaybı ve
israfını önleme ve azaltma, doğrudan insani tüketim için gıdayı
kurtarma ve yeniden dağıtma, eskiden gıda maddesi mevzuatına
tabi olan artık gıda olarak kullanılmayan maddelerin hayvan yemi
olarak kullanılması ve atık gıdanın geri dönüşümünün sağlanması
olarak belirlenen stratejik amaçlara ulaşmayı hedefleyen 100’e yakın
eylem maddesi içermektedir.
Atıksu Arıtımı Eylem Planı
(2017-2023)
Su kaynaklarının miktarının ve kalitesinin korunması, geliştirilmesi
ve sürdürülebilir kullanımını sağlayacak bir yönetim sisteminin
geliştirilmesi amaçlanmaktadır. AB Müktesebatına uyum için,
havzalardaki yeraltı ve üstü su kaynakları hem miktar hem de kalite
parametreleri ile atıksu altyapı sistemlerinin durumunu irdelemek
üzere havzalardaki illerin kanalizasyon, yağmur suyu ve atıksu
arıtma tesislerinin durumu değerlendirilerek, atıksu sektöründe
ihtiyaçlar, stratejik öncelikler ve hedefler ile gereken yatırım ve
finansman ihtiyacı belirlenmiştir.
148
2.5.2 Strateji ve Eylemler
149
Atık sektöründeki emisyon azaltımına katkıda bulunacak politikalar, önlemler, hedefler, ilgili
eylemler ve göstergeler ulusal sera gazı envanter raporu dikkate alınarak farklı alt başlıklar altında
incelenebilir. Aşağıda, ilk olarak IPCC 2006 kılavuzlarına göre yapılan raporlamanın atık sektörü
bölümünde doğrudan azaltım sağlama potansiyeli olan stratejiler (4 adet) açıklanmıştır. Bunu, atık
sektöründe sera gazı azaltım potansiyeli hesaplanamayan ancak azaltımı destekleyen stratejiler
(3 adet) takip etmiştir. Son olarak da atık sektörüyle ilgili olmasına rağmen başka sektörlerin
ulusal envanter raporlamalarında sera gazı emisyon azaltımını sağlayan ya da destekleyen
stratejiler (2 adet) sıralanmıştır.
Atık sektörü raporlamalarında doğrudan sera gazı emisyon azaltımı
sağlayan stratejiler
Bu bölümdeki stratejiler atık hiyerarşisine uygun sırayla listelenmiştir. Ayrıca atıksu yönetimi için
de bir strateji belirlenmiştir.
Strateji A-S.1
Atıkların ve atıksuyun oluşmadan önlenmesi ve azaltılması
Atık hiyerarşisine göre atıkların oluşmadan önlenmesi veya azaltılması en tercih edilen yöntemdir.
Ulusal Atık Önleme Planı’nın hazırlanması ve sıfır atık uygulamaları kapsamında nitelikli sıfır atık
belgesinin verilmesi en öne çıkan politikalardır.
Türkiye’de atık sektörü sera gazı emisyonlarında en önemli pay, düzenli depolama alanlarından
kaynaklanan metan gazının kontrolsüz olarak atmosfere karışmasına aittir. Gıda atıkları da
biyobozunur atıklar arasında yer almakta olup üretimden, tüketime kadar alınacak önlemler ve tüm
paydaşların bilinçlendirilmesi ile bu atıkların oluşumunun önlenmesi, azaltılması mümkündür ve bu
atık sektörü için en önemli politika konumundadır.
150
Ayrıca, atıkların döngüsel ekonomi prensipleri çerçevesinde yeniden kullanımı da bir çeşit atık
azaltma ve önleme stratejisidir. Bu konuda yapılacak eylemlerle sera gazı emisyonlarının doğrudan
azaltılmasına katkıda bulunulacaktır.
Endüstriyel ve kentsel suyun verimli kullanılması üzerine yapılacak çalışmalarla da atıksu kaynaklı
sera gazı emisyonlarının azaltılması sağlanacaktır.
A-S.1.1
Ulusal Atık Önleme Planı’nın hazırlanması
A-S.1.2
Gıda atıkları ve diğer biyobozunur atıkların oluşmadan önlenmesi
ve azaltılmasına yönelik farklı paydaşlarla (çiftçi, üretici, oteller,
yemek servisi endüstrisi, toptancı, perakende, iş yerleri, tüketici vb.)
iyi uygulama çalışmaları yapılması ve bu konuda yol haritasının
belirlenmesi
A-S.1.3
Atıkların döngüsel ekonomi prensipleri çerçevesinde yeniden
kullanımının oranının artırılması amacıyla, genişletilmiş üretici
sorumluluğunu da kapsayan iyi uygulama çalışmaları yapılması
A-S.1.4
Nitelikli sıfır atık belgesinin verilmesi
A-S.1.5
Arıtıma ve deşarja gönderilen atıksuyun azaltılması için suyun
verimli kullanılmasına yönelik çalışmalar yapılması
Strateji A-S.2
Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım oranının artırılması
Atıkların oluşumunun önlenmesi hem enerji kaynaklarının hem de hammadde kaynaklarının
israfının önüne geçilmesinde en etkili yol olup çevrenin korunmasında ve doğal kaynakların
sürdürülebilir kullanımında temel bir faktördür. Atık azaltımı, atıkların miktarının ve tehlikelilik
düzeyinin azaltılmasını içerir. Bu nedenle atık önleme ve atık azaltımı, başta Çevre Kanunu olmak
üzere atık yönetimine ilişkin tüm düzenlemelerde birincil öncelik olarak belirlenmiştir.
Atık yönetimine dair öncelik sırasının belirlenmesinde, atıkların değerli bir kaynak olarak
görülmesinde, çevreyi en uygun olan yöntemden en az uygun olana doğru koruyan süreçlerin
değerlendirilmesinde, atık yönetimi hiyerarşisi araç olarak kullanılmaktadır. İsrafı azaltmak, kaynakları
korumak ve yönetmek için piramit şeklinde bir şematik oluşturarak seçilecek eylemlerde bir tercih
sıralaması gösterilmektedir. İdeal atık yönetimi hiyerarşisine göre atıkların oluştuğu yerde önlenmesi
ve azaltılması, oluşumunun önlenemediği durumda yeniden kullanımı atık yönetimi hiyerarşisinin
öncelikli basamaklarıdır. Yeniden kullanım imkânı olmayan atıkların ise ekonomiye kazandırılması
amacıyla geri dönüştürülmesi, maddesel geri kazanımının sağlanması veya enerji olarak geri
dönüştürülmesi gerekmektedir. Ancak uygun bir geri kazanım yöntemi olmaması halinde atıkların
nihai bertarafı tercih edilmelidir. Dolayısıyla, kaynağında önleme ve azaltma, yeniden kullanma, en
yakın ve en uygun tesiste atığın işlenmesi yoluyla geri kazanımı ile atık yönetimi hiyerarşisinin etkin
bir şekilde uygulanması çevre kirliliğinin minimize edilmesini sağlamaktadır.
Atıkları türlerine göre en az ikili toplama sistemiyle ya da bazı atıkları (örneğin: içecek ambalajlarını)
depozito iade sistemleri ile temiz bir şekilde toplayarak ilgili geri kazanım tesisine göndermek
maddesel geri dönüşümün olmazsa olmaz ilk aşamasını oluşturmaktadır.
Sıfır Atık Projesi kapsamında “Sıfır Atık Yönetim Sisteminin” kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve
uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi,
uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği çerçevesinde Sıfır
Atık Yönetim Sistemini kuran mahalli idarelere 12 Ocak 2020 itibariyle “Sıfır Atık Belgesi” verilmeye
başlanmıştır. Çevre kirliliğini önlemek ve yeşil alanların korunmasını, iyileştirilmesini ve geliştirilmesini
sağlamak ile ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulmasına, işletilmesine, izlenmesine ve
denetimine yönelik faaliyetlerde bulunmak üzere 24/12/2020 tarihli ve 7261 sayılı Türkiye Çevre
Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Türkiye Çevre Ajansı
(TÜÇA) kurulmuştur. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda belediye atıkları geri kazanım oranında
bir ivme yakalanmıştır. 2053 sıfır emisyon hedefine giden yolda, 2035 yılı için belediye atıkları geri
kazanım oranı hedefi %60 olarak belirlenmiştir. Bu hedeflere ulaşmak için biyolojik işleme tesislerinin
sayısının, kapasitesinin ve bu tesislere gönderilen biyobozunur atık miktarının artırılması, katı-sıvı
fermente ürün ve tarımda kullanılmaya uygun kompost üretiminin artırılması ve düzenli depolama
tesislerinde bertaraf edilen atık miktarının azaltılması amaçlanmaktadır.
A-S.2.1
Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı’nın sera gazı emisyon azaltım
politikaları dikkate alınarak güncellenmesi
A-S.2.2
Atıkların türlerine göre (biyobozunur ve diğer geri kazanılabilir)
kaynağında ayrı toplanmasının yaygınlaştırılması
151
A-S.2.3
Yüksek kaliteli malzeme toplanması için depozito iade sisteminin
yaygınlaştırılması
A-S.2.4
Biyobozunur atıkların geri kazanımı için biyolojik işleme tesislerinin
sayısının, kapasitesinin ve bu tesislere gönderilen biyobozunur atık
miktarının artırılması
A-S.2.5
Biyobozunur atıklarından tarımda kullanılmaya uygun kriterlerde
üretilen katı-sıvı fermente ürün ve kompost miktarının artırılması
A-S.2.6
Maddesel geri kazanıma uygun olmayan atıkların enerji geri
kazanımına uygun termal teknolojiler kullanılarak işlenmesi
152
Strateji A-S.3
Düzenli depolama tesislerine ön işleme tabi tutulmadan gönderilen atık
oranının azaltılması
Belediye atıklarının yönetimine ilişkin olarak 1991 yılından itibaren gerçekleştirilen çalışmalar
doğrultusunda düzenli depolama sahalarının sayısında önemli bir artış sağlanmıştır. 1994 yılında 2
olan düzenli depolama sahası sayısı, bugün itibarıyla 93’e ulaşmıştır. Bu tesisler ile günümüzde 1.241
belediyeye, belediye nüfusunun %89’una düzenli depolama hizmeti verilmektedir.
2053 yılı itibariyle ön işleme tabi olmayan belediye atıklarının düzenli depolanmasının sonlandırılması
hedeflenmektedir.
A-S.3.1
İl Sıfır Atık Yönetim Sistemi Planlarının güncellenmesi ve
uygulamaya alınması
A-S.3.2
Geri dönüştürülmesi/ kazanılması uygun olmayan belediye
atıkları için atıktan türetilmiş yakıt (ATY) hazırlama tesisi sayısı
ve üretim kapasitesinin artırılması
A-S.3.3
Düzensiz döküm sahalarına atık kabulünün sonlandırılması
Strateji A-S.4
Atıksu yönetiminin ve arıtma altyapısının iyileştirilmesi
2020 yılında belediyeler tarafından deşarj edilen atıksuyun %87,9’u arıtılmış olup, atıksu arıtımda
kullanılan prosesler içinde ileri biyolojik arıtma prosesinin oranı son yıllarda artış göstermektedir.
2018 yılında belediye alanları içinde oluşan atıksuyun %48’i ileri biyolojik arıtma ile arıtılırken bu oran
2020’de %51 seviyesine yaklaşmıştır [17]. Bu eğilimin sera gazı emisyonlarının azalmasına katkıda
bulunması beklenmektedir. Ayrıca atıksu arıtma tesislerinde anaerobik çürütücü ünitelerinin
artması metan geri kazanımı uygulamalarının da yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla 2020 yılında oluşan arıtma
çamurunun %46’sının ek yakıt ve alternatif hammadde olarak kullanılmasının yanı sıra enerji geri
kazanımında değerlendirilirken, %39’u düzenli depolama ile bertaraf edilmektedir.
2053 yılında kadar Türkiye’de oluşan arıtma çamurunun tamamen sürdürülebilir yönetiminin
sağlanması ayrıca döngüsel ekonomi prensiplerine uygun atıksu arıtma altyapısının kurulması
öngörülmektedir.
A-S.4.1
Atıksu arıtma tesislerinde metan geri kazanım oranının artırılması
A-S.4.2
Arıtma çamurunun döngüsel ekonomi ilkeleri kapsamında
yararlı kullanılmasına öncelik veren sürdürülebilir arıtma çamuru
yönetimine sahip olan atıksu arıtma tesisi sayısının artırılması
A-S.4.3
Döngüsel ekonomi ilkeleri çerçevesinde sürdürülebilir atıksu
yönetiminin oluşturulması
153
154
Atık sektörü raporlamalarında sera gazı emisyon azaltımını
destekleyen stratejiler
Strateji A-S.5
Sıfır atık uygulamaları ve sera gazı emisyon azaltımı kapsamında insan
kaynaklarının geliştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması
İklim Şurasında “Sıfır atık uygulamaları ve sera gazı emisyon azaltımı kapsamında toplumsal
farkındalığın artırılması amacıyla öncelikle eğitim kurumlarına ve tüm paydaşlara yönelik uygulamalı
eğitim modülleri oluşturularak kapasite artırılmalıdır” tavsiye kararı alınmıştır.. Sürdürülebilir bir
atık yönetimi için paydaşların eğitimi ve toplumsal farkındalığın artırılması çok önemlidir ve bu
yolda çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca, atık sektörü çalışma koşullarının iyileştirilmesi, beceri ve
nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanmasına yönelik tedbirlerin alınması amaçlanmaktadır.
A-S.5.1
Örgün eğitim müfredatına; iklim değişikliği, sıfır atık, su kullanımı,
döngüsel ekonomi, yeşil beceriler ve yeşil meslekler konularının
dahil edilmesi ve yaygınlaştırılması
A-S.5.2
Sıfır atık, su kullanımı, döngüsel ekonomi ve sera gazı emisyon
azaltımı konularında ilgili paydaşların ve eğiticilerin kapasitesinin
artırılması
A-S.5.3
Tüm paydaşlara yönelik sıfır atık, su kullanımı, döngüsel ekonomi
ve sera gazı emisyon azaltımı konularında farkındalık artırmayı
sağlayacak yazılı, işitsel, görsel ve sosyal medya çalışmalarının
(tanıtıcı videolar, web sitesi vb.) artırılması
A-S.5.4
Atık sektöründe döngüsel ekonomi prensiplerinin gerektirdiği
beceri ve niteliklerin belirlenmesi ve bu niteliklere sahip işgücünün
yetiştirilmesi ve istihdam koşullarının geliştirilmesine yönelik
çalışmalar yapılması
Strateji A-S.6
Atık yönetiminin, döngüsel ekonomi prensipleri ve sera gazı emisyon
azaltımı dikkate alınarak, iyileştirilmesi için teşvik ve finansman
mekanizmalarının geliştirilmesi
İklim Şurasında “Sanayi ve hizmet sektöründe sera gazı emisyon azaltımı için etkin atık yönetiminin
iyileştirilmesine yönelik teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi sağlanmalıdır” tavsiye kararı
alınmıştır.. Atık sektörünün iklim değişikliği azaltım hedefleri ve döngüsel ekonomi ilkeleri
doğrultusunda gelişmesi için teşvik ve finansman mekanizmalarının geliştirilmesi gerekmektedir.
Ulusal atık ve atıksu yönetimine dair ilgili mevzuat, AB uyum süreçleri, sera gazı emisyon etkisi ve
hedefleri dikkate alınarak revize edilecektir. Bu revizyonlar ile avantajlı finansman mekanizmalarının
yolu açılacaktır.
A-S.6.1
Ulusal atık ve atıksu yönetimine yönelik mevzuatının döngüsel
ekonomi prensipleri, sıfır atık ve sera gazı emisyon azaltımı hedefleri
dikkate alınarak, katılımcı bir süreçle güncellenmesi
A-S.6.2
Atıkların oluşmadan önlenmesini, kaynağında ayrı toplanmasını,
azaltılmasını, yeniden kullanımını, geri dönüşümü ve geri
kazanımını sağlayacak, düzenli depolamada bertaraf edilen atık
miktarını azaltacak, arıtılmış atıksuların geri kazanımını ve yeniden
kullanımını artıran projelerin ve yatırımların desteklenmesi için
avantajlı finansman mekanizmalarının geliştirilmesi
A-S.6.3
Yeşil Kamu Satın Alımları (YSA) ilkeleri doğrultusunda ilgili
şartname formatlarının döngüsel ekonomi gereklilikleri
çerçevesinde çalışılması.
155
Strateji A-S.7
156
Atık yönetiminin, döngüsel ekonomi prensipleri ve sera gazı emisyon
azaltımı dikkate alınarak iyileştirilmesi için Ar-Ge faaliyetlerinin
artırılması ve teknolojik altyapının geliştirilmesi
İklim Şurası’nın tavsiye kararında “Değer zinciri ve yaşam döngüsü değerlendirmesini destekleyecek
araçların oluşturulması ve sera gazı azaltım etkisinin belirlenmesi amacıyla gerekli çalışmaların
yapılması sağlanmalıdır” tavsiye kararı alınmıştır. Bu bağlamda malzeme bazlı yaşam döngü
değerlendirme çalışmaları yapılacak ve sera gazı emisyon azaltım etkileri belirlenecektir.
Biyobozunur atıklardan elde edilen biyogazın katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek
ekonomiye kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu alanda Ar-Ge çalışmaları yapılması öngörülmektedir.
Ayrıca, sera gazı emisyon azaltımı hedefi ve döngüsel ekonomi ilkeleri çerçevesinde, arıtılmış
atıksuyun yeniden kullanımı, atıksu ve arıtma çamurundan maddesel geri kazanım, tesiste üretilen
arıtma çamuru miktarının azaltılması, arıtma çamurunun yararlı kullanımı ve atıksu arıtma
tesisi kaynaklı sera gazı emisyonunun azaltılmasına yönelik Ar-Ge çalışmalarının yapılması
amaçlanmaktadır.
Atık ve atıksuyun yönetim süreçlerinin optimizasyonu ve enerji verimliliği için ileri sensör
teknolojileri, yapay zeka ve uzaktan algılama gibi dijital teknoloji uygulamalarının geliştirilmesi
planlanmaktadır.
A-S.7.1
Döngüsel ekonominin izlenmesi ve izleme için göstergeler
belirlenmesine yönelik yasal bir çerçeve oluşturulması ve gerekli
göstergelerin resmi istatistik programına alınması
A-S.7.2
Biyobozunur atıklardan elde edilen biyogazın, doğal gaza eş
standartlarda biyometan veya biyoyakıt olarak kullanılabilecek
biyobütanol ya da hidrojene dönüştürülmesini sağlayan teknolojilerin
geliştirilmesi
A-S.7.3
Atıkların sera gazı emisyon azaltım potansiyellerini belirlemek
için malzeme temelli yaşam döngüsü değerlendirmesi çalışmaları
yapılması
A-S.7.4
A-S.7.5
Atıksu arıtma tesislerinin döngüsel ekonomi ilkeleri ve sera gazı
emisyon azaltım hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir yönetimini
destekleyecek Ar-Ge çalışmalarının yapılması
Atık ve atıksu yönetiminde süreç optimizasyonu ve enerji verimliliği
sağlanması amacıyla ileri sensör teknolojileri, yapay zeka ve uzaktan
algılama gibi dijital teknoloji uygulamalarının geliştirilmesi
Atık sektörüyle ilgili olmasına rağmen başka sektörlerin
raporlamalarında sera gazı emisyon azaltımını sağlayan ya da
destekleyen stratejiler
Strateji A-S.8
Atıkların üretimde hammadde/kaynak olarak kullanılmasının artırılması
İklim Şurasında “Emisyon azaltımı amacıyla ATY üretiminin artırılması için ilgili bakanlıklar,
belediye ve sanayi tesislerinin ortak çalışması sağlanmalıdır” ve “Döngüsel ekonomi hedefleri
çerçevesinde yeniden kullanım, atıkların yan ürün, alternatif hammadde olarak kullanılması ve
geri dönüşüm/geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranlarının belirlenmesine
yönelik çalışmaların yapılması ve buna dair destek mekanizmalarının geliştirilmesi sağlanmalıdır”
tavsiye kararları alınmıştır. Sanayi sektörü altında yapılacak sera gazı emisyon raporlamalarına
etki sağlayacak bu kararların uygulamasının atık sektörü paydaşları ile koordineli olacak şekilde
gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve ekleri uyarınca Türkiye için yol haritası içeren bir strateji
ve eylem planı belgesi de (AB Yeşil Mutabakat ilkeleri dikkate alarak) hazırlanma aşamasındadır.
“Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı” ulusal bir strateji niteliğinde olup ürünlerin
tüm yaşam döngüsüne odaklanacak şekilde, ürün tasarımı, üretimi ve üretim süreçleri, tüketimi,
atık yönetimi ve ikincil hammaddelerin kullanımı, aşamalarındaki eylemleri içerecektir. Plan aynı
zamanda inovasyon, yatırımlar ve izleme ile ilgili yatay faaliyetlerin yanı sıra plastikler, kritik
hammaddeler, inşaat, biyokütle gibi malzemelerle ilgili sektör eylemlerini de kapsayacaktır.
157
158
Hammadde temin sürecinden bertaraf sürecine kadar geçen süreçte çevresel etkileri azaltılmış ürünleri/
hizmetleri teşvik etmek ve tüketicilere doğru, yanıltıcı olmayan, bilimsel temelli bilgi sağlamak için
oluşturulmuş gönüllü bir ödüllendirme sistemi olan çevre etiketinin farklı ürün ve hizmetler için
belirlenmesi ve uygulamasının yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
Strateji A-S.9
Endüstriyel simbiyoz tercihen birbirine fiziksel olarak yakın olup, normalde birbirlerinden bağımsız
çalışan iki veya daha fazla ekonomik işletmenin bir araya gelerek hem çevresel performansı hem de
rekabet gücünü artıracak uzun süreçli ortaklıklar kurması ve dayanışma içinde çalışmasını temsil
eder. Diğer bir ifadeyle endüstriyel simbiyoz bağımsız işletmeleri, daha sürdürülebilir ve yenilikçi
bir kaynak kullanım yaklaşımı çerçevesinde bir araya getirmektedir. Bu iş birliği ağı, malzeme, enerji,
su ve/ veya yan ürünlerin fiziksel değişimi de dâhil olmak üzere, her türlü olanağın, lojistik, tesis ve
uzmanlık kaynaklarının paylaşımı ya da ortak kullanımı anlamına gelmektedir. Bu strateji kapsamında,
2030’a kadar endüstriyel simbiyoz uygulamaları ile ilgili mevzuat altyapısının oluşturulması
amaçlanmaktadır.
Atıkların kaynağında ayrı toplanması ve atık işleme tesislerine transfer edilmesi gerekmektedir.
Bu operasyonda önemli miktarda sera gazı emisyonuna neden olan taşıtlar kullanılmaktadır. Rota
optimizasyonu, tersine lojistik gibi uygulamaların; elektrikli araç ve alternatif yakıt kullanımının
yaygınlaştırılması ile bu emisyonların azaltılması hedeflenmektedir.
A-S.8.1
Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı’nın hazırlanması
A-S.8.2
Farklı ürün ve hizmetler için çevre etiketi kriterlerinin belirlenmesi ve
uygulamaların yaygınlaştırılması
A-S.8.3
Endüstriyel simbiyoz uygulamalarının yaygınlaştırılması amacıyla
mevzuat altyapısının oluşturulması
Atık yönetiminde kullanılan taşıtlardan kaynaklanan sera gazı
emisyonlarının azaltılması
Atık sektörü karar vericileri tarafından uygulamaya geçirilecek bu inisiyatiflerle enerji sektörü
ulaştırma alt başlığında raporlanan sera gazı emisyonlarında azalma beklenmektedir.
A-S.9.1
Atık toplama ve taşıma araçları için mekânsal planlamaya uygun
olarak standardizasyon ve rota optimizasyonu sağlanarak ya da
tersine lojistik opsiyonları kullanılarak daha az yakıt tüketilmesinin
sağlanması
A-S.9.2
Atık toplama ve taşımada düşük emisyonlu, alternatif yakıtlı,
elektrikli taşıtların ve uygun durumlarda demiryolu taşımacılığının
kullanımının ilgili teşvik mekanizmaları ile desteklenerek
yaygınlaştırılması
159
TARIM
Türkiye’de tarım sektörü, 85 milyon nüfusun gıda ihtiyacını karşılayan, GSYİH’nın ve ihracatın %6’sını,
istihdamın %16’sını oluşturan önemli bir sektördür [6]. Ayrıca, girdi tedarikçileri, çiftçiler, tüccarlar,
işleyiciler, ihracatçılar, ithalatçılar, depolar, nakliyeciler, toptancılar, perakendeciler gibi üretimden
tüketime uzanan tarım sistemi içerisinde yer alan tüm aktörlere gelir sağlayan önemli bir role sahiptir.
Diğer yandan Türkiye, dünya piyasalarında önemli bir tarım ürünleri üreticisi ve ihracatçısıdır.
Türkiye’de TÜİK verilerine göre 2022 yılında toplam 38 mha tarım arazisi bulunmakta olup, bunun 23,9
mha’ı ekilen tarım arazisi, 14,6 mha’ı ise çayır ve mera arazisidir. Ekilen tarım arazisinin %81,6’sında
tarla bitkileri, %15,4’ünde meyve, %3,0’ünde sebze yetiştiriciliği yapılmaktadır. Tarla bitkileri yetiştirilen
arazinin 3 mha’ı nadas arazisidir [19] (Tablo 24). Türkiye’de en son yapılan tarım sayımı verilerine göre
ortalama 6 hektar tarım arazisine sahip olan, çoğunluğu aile işgücü ile çalışan yaklaşık 3 milyon tarım
işletmesi bulunmaktadır.
164
2.6.1 Mevcut Durum
Türkiye eşsiz bir coğrafya, iklim ve doğal kaynak çeşitliliğine sahiptir. Bu zenginlik, Türkiye’nin yedi
coğrafi bölgesinde çok çeşitli tarımsal ürünlerin yetiştirilmesine olanak sağlarken, iklim değişikliği;
uyum ve azaltım açısından birçok farklı risk, seçenek ve senaryoyu da beraberinde getirmektedir.
Tarım kaynaklı emisyonlar bitkisel üretimde kimyasal gübre kullanımını içeren tarımsal topraklar,
çeltik tarımı, anız yakımı, üre kullanımı, hayvancılıkta ise yem tüketimi nedeniyle oluşan enterik
fermentasyon ve hayvan gübresi yönetiminden kaynaklanmaktadır.
Tablo 24 - Türkiye’de Tarım Alanları (2022) [19]
Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler
Bin Hektar
%
19470
81,6
Ekilen alan
16510
Nadas
2960
%
Meyveler, içecek ve baharat bitkileri alanı
3671
15,4
Sebze Bahçeleri alanı
718
3,0
6
0,0
Toplam İşlenen Tarım Arazisi
23864
100,0
Çayır ve Mera Alanı
14617
38,0
Toplam Tarım Alanı
38482
100,0
Süs Bitkileri Alanı
62,0
Türkiye’de işlenen tarım arazisinin 19 mha’ında tarla bitkileri yetiştirilmekte olup, en büyük payı tahıl
grubunda yer alan buğday (%34,1), arpa (%16,4) ve mısır (%4,7) arazisi almaktadır. Yağ bitkilerinden en
fazla ayçiçeği, kültür bitkilerinden şekerpancarı ve pamuk, baklagillerden nohut, fasulye, mercimek,
yem bitkilerinden yonca, fiğ ve korunga en fazla yetiştirilen ürünlerdir [19] (Tablo 25).
Bu ürünlerin üretimi büyük oranda geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır. Organik bitkisel üretim
yapan yaklaşık 45 bin çiftçi, 311 bin ha alanda, İyi Tarım Uygulamaları (İTU) yapan 10 bin çiftçi
yaklaşık 207 bin ha alanda üretim gerçekleştirmektedirler. Toplam işlenen tarım alanının %1,5’inde
organik tarım,%1,1’inde İTU yapılmaktadır.
TÜİK ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan “Kimyasal Gübre Kullanımı” verilerine göre;
Türkiye’de kimyasal gübre kullanımında azotlu gübreler en büyük payı almaktadır. 2022 yılı itibariyle
5,9 Mton ton fiziki gübre tüketimi, 2,3 Mton Bitki Besin Maddesi bazında gübre tüketimi gerçekleşmiş
olup 1.579 bin tonu azotlu gübre, 263 bin tonu fosforlu gübre, 108 bin tonu potaslı gübredir (Şekil 22).
Hektara gübre kullanımı 2022 yılında ortalama bitki besin maddesi bazında 97 kg/ha’dır. 2022 yılı
itibariyle 11,3 Mton gübre tüketiminin 7,5 Mtonu azotlu gübre, 3,5 Mtonu fosforlu gübre, 261 bin tonu
potaslı gübredir (Şekil 21).
Türkiye’de hayvan sayısı, artan nüfusun hayvansal protein ihtiyacının karşılanması için verilen
destekler nedeniyle artmaktadır. 2022 yılında 17 milyon baş sığır, 45 milyon baş koyun ve 12 milyon baş
keçi varlığına sahip olunup, 22 Mton süt ve 2 Mton kırmızı et üretilmiştir (Şekil 22). Kanatlı hayvancılık
ise gelişmiştir. 2022 yılında 2,4 Mton tavuk eti ve 20 milyar adet tavuk yumurtası üretilmiştir [21].
165
Tablo 25 - Türkiye’de Yetiştirilen Başlıca Tarla Ürünlerin Ekim Alanı, Üretim Ve Verimi (2022) [19]
Üretim Miktarı
Verim
14000
12000
Nohut
457
2,3
580000
1270
Fasulye
97
0,5
270000
2782
Mercimek
343
1,8
445000
1299
Yonca
644
3,3
19064213
29622
Fiğ
342
1,8
4020433
11750
Korunga
162
0,8
1786207
11038
Diğer
1873
9,6
Nadas
2960
15,2
Toplam tarla bitkileri arazisi
19470
100,0
2000
Fosforlu (%17 P2O5)
Azotlu (%21 N)
2021
64717
2020
19253962
Potaslı (%50 K2O)
Şekil 21 - Türkiye’de kimyasal gübre kullanımı [20]
80.0
70.0
60.0
50.0
40.0
30.0
20.0
10.0
0.0
Sığır
Koyun
Şekil 22 - Türkiye’de canlı hayvan sayısı [21]
Keçi
2021
1,5
2022
298
2019
Şekerpancarı
4000
2020
4798
2019
2750000
2018
2,9
2018
573
2017
Pamuk
6000
2017
2599
2016
2550000
2016
5,0
2014
981
2015
Ayçiçeği
2015
9321
2013
8500000
2012
4,7
2014
912
2011
Mısır
8000
2010
2657
2013
8500000
2009
16,4
2012
3199
2007
Arpa
10000
2008
2979
2011
19750000
2006
34,0
2005
6629
2010
Buğday
167
2004
kg/ha
2003
Ton
2009
%
2002
Bin Hektar
2001
İşlenen Tarım Arazisi
Bin ton
Ürünler
Milyon baş
166
16000
Tarım sektöründen kaynaklanan emisyonlar 1990 yılında 46 Mton CO2-eşd iken 2021 yılı itibariyle 72
Mton CO2-eşd’e ulaşmıştır [1]. (Tablo 26, Şekil 23)
Tablo 26 - Türkiye’de Tarım Sektörü Sera Gazı Emisyonları (Mton CO2-eşd) [1]
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
Enterik Fermentasyon
22,40 23,22 23,02 22,64 22,34
21,82 21,79
20,31
19,89 19,96 19,23
Gübre Yönetimi
5,44
5,66
5,53
5,60
5,79
5,52
5,57
5,17
5,35
5,45
5,14
Çeltik Tarımı
0,10
0,10
0,09
0,10
0,09
0,11
0,13
0,12
0,14
0,15
0,13
Tarım Toprakları
17,31
17,15
17,53
18,08
15,93
15,87 16,39 16,02
17,31
17,64
16,87
Anız Yakımı
0,35
0,36
0,34
0,37
0,32
0,33
0,38
0,34
0,34
Üre
0,46
0,44
0,46
0,63
0,34
0,53
0,35
0,53
0,66
0,73
80
2000
0,45
0,43
0,62
2001 2002 2003 2004
2005
2006
2007
2008
Enterik Fermentasyon
18,71
16,97
18,87
18,97
19,68
20,35
20,58
20,08 19,61
20,95
Gübre Yönetimi
5,10
4,54
4,60
4,59
4,78
5,03
5,08
4,93
4,86
5,39
Çeltik Tarımı
0,13
0,13
0,14
0,16
0,18
0,21
0,20
0,22
0,21
0,20
Tarım Toprakları
15,11
15,10
16,05
16,59
16,88
17,42
16,74
15,25
16,47
17,01
Anız Yakımı
0,32
0,33
0,33
0,36
0,30
0,29
0,26
0,26
0,29
0,22
Üre
0,53
0,53
0,57
0,63
0,61
0,59
0,57
0,56
0,59
0,64
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
Enterik Fermentasyon
22,85 25,79 26,91
27,15
26,95
26,98
30,11
32,14
33,37
34,61
34,95
Gübre Yönetimi
5,64
6,43
6,77
7,07
6,96
7,06
7,70
8,51
8,60
9,06
9,14
Çeltik Tarımı
0,20
0,25
0,23
0,23
0,24
0,24
0,23
0,25
0,26
0,26
0,27
Tarım Toprakları
17,42
19,33
20,90
20,76
21,01
23,15
23,61
23,02 24,34
27,39
26,25
Anız Yakımı
0,23
0,22
0,24
0,22
0,17
0,16
0,17
0,16
0,16
0,17
0,16
Üre
0,56
0,64
0,81
0,79
0,81
1,30
1,45
1,26
1,29
1,66
1,30
Emisyonlar (Mton CO2-eş)
70
60
Enterik Fermentasyon
50
Gübre Yönetimi
40
Çeltik Tarımı
Tarım Toprakları
30
Anız Yakımı
20
Üre
10
2009 2010
0
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
168
Türkiye’de tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları Şekil 23’de verilmiştir. Hayvan sayısındaki ve
kimyasal gübre kullanımındaki artış nedeniyle tarım kaynaklı sera gazı emisyonları da yıllar itibariyle
artmaktadır.
Şekil 23 - Türkiye’de tarım sektörü sera gazı emisyonları [1]
Anız Yakımı
0.22%
Tarım Toprakları
36.42%
Üre
1,81%
Enterik
Fermantasyon
48.50%
Çeltik Tarımı
0.37%
Gübre Yönetimi
12.69%
Şekil 24 - Türkiye’de tarım sektörü sera gazı emisyonlarının kaynaklarına göre payları (2021) [1]
169
Türkiye’de tarım sektörüyle ilgili temel mevzuat ile politika ve strateji belgeleri Tablo 27 ve Tablo 28’te
yer almaktadır.
170
Tablo 27 - Tarım Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Kanunun amacı toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin
sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi
büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal
arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir
kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlamaktır.
Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanunu (Kanun
No 5403)
Sulama Alanlarında Arazı
Düzenlenmesine Dair
Tarım Reformu Kanunu
(3083)
Temel Mevzuat
Amaç ve Kapsamı
Sulama Sistemlerinde Su
Kullanımının Kontrolü
ve Su Kayıplarının
Azaltılmasına İlişkin
Yönetmelik
Yönetmelik gereği sulama randımanın 2024 yılına kadar %55 seviyesine
yükseltilmesi gerekmektedir. Yönetmelik ile sulama suyunun
verimli kullanılması, kayıpların azaltılması ve izinsiz kullanımların
önlenmesi ile sulama suyu temini, dağıtımı ve kullanım maliyetlerinin
azaltılmasının sağlanması ve tarımsal su kullanımına ilişkin kurumların
koordinasyonunun güçlendirilmesi hedeflenmektedir.
Tablo 28 - Tarım Sektörü İlgili Temel Politika Belgeleri
Politika Belgeleri
Plan “Türkiye Yüzyılında çevreye duyarlı, afetlere dayanıklı, ileri
teknolojiye dayalı yüksek katma değer üreten, geliri adil paylaşan,
istikrarlı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye” vizyonuna dayalı olarak
2024-2028 dönemi için uzun vadeli bir Türkiye perspektifi
sunmaktadır. Üretimin ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarını
bütüncül olarak ele alan, teknoloji kullanım düzeyi ve verimliliği
yüksek, örgütlü, rekabetçi, arz talep dengesi çerçevesinde planlı
üretim yapılan, doğal kaynakları etkin ve sürdürülebilir kullanan,
toplumun yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayan bir tarım
sektörünün oluşturulması temel amaçtır. Planda aşağıdaki tedbirler
yer almaktadır:
Kanun, arazi ve toprak kaynaklarının bilimsel esaslara uygun olarak
sınıflandırılması, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin asgari
büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, arazi
kullanım planlarının hazırlanması, koruma ve geliştirme sürecinde
toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarının katılımcı yöntemlerle
değerlendirilmesi, amaç dışı ve yanlış kullanımların önlenmesi,
korumayı sağlayacak yöntemlerin oluşturulması ile görev, yetki ve
sorumlulukları kapsar.
Kanunun amacı sulama alanları ile Cumhurbaşkanlığınca gerekli
görülen alanlarda; toprağın verimli şekilde işletilmesini, işletilmesinin
korunmasını, birim alandan azami ekonomik verimin alınmasını,
tarım üretiminin sürekli olarak artırılmasını, değerlendirilmesini
ve buralarda istihdam imkanlarının artırılmasını; yeterli toprağı
bulunmayan ve topraksız çiftçilerin zirai aile işletmeleri kurabilmeleri
için devletin mülkiyetinde bulunan topraklarla topraklandırılmalarını,
desteklenmelerini, eğitilmelerini; ekonomik üretime imkan
vermeyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve
imkanlar ölçüsünde genişletilmesi suretiyle de toplulaştırılmasını,
tarım arazisinin ailenin geçimini sağlamaya ve aile iş gücünü
değerlendirmeye yeterli olmayacak derecede parçalanmasını ve
küçülmesini önlemeyi; zorunluluk halinde tarım arazisinin diğer
amaçlara tahsisini düzenlemeyi; dağıtılmayan tarım arazisinin
değerlendirilme şeklini belirlemeyi; Cumhurbaşkanınca gerekli
görülen diğer bölgelerde gayrimenkullerin milli güvenlik nedeniyle
mülkiyet ve tasarruf şekillerinde ve yerleşim yerlerinde düzenlemeler
yapmayı sağlamaktır.
Amaçlar ve Hedefler
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
Dijitalleşme, yapay zeka ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım
uygulamaları yaygınlaştırılacaktır. Tarım arazilerinin korunması,
sürdürülebilir kullanımı ve etkin yönetimi sağlanacaktır. Bitkisel
üretimde planlı üretime geçilecek, nitelikli genetik materyal
kullanılarak verimin yükseltilmesi ve başta nüfusu yüksek
büyükşehirlerde olmak üzere örtü altı yetiştiriciliğinin geliştirilmesi
yoluyla üretim artırılacaktır. Gıda güvenilirliğini teminen altyapının
iyileştirilmesine yönelik yatırımlar sürdürülecek, gıda denetimi,
bitki ve hayvan hastalık ve zararlılarıyla mücadele hizmetleri
etkinleştirilecektir. Gıda güvenliğini teminen israfın önlenmesi,
etkin stok yönetimi ile pazarlamaya yönelik altyapı ve uygulamaların
geliştirilmesi sağlanacaktır. Çevrenin korunması ve iklim değişikliği
ile mücadele kapsamında tarım sektöründe sera gazı salımının
azaltılması için çevre dostu tarımsal uygulamalar desteklenerek
yaygınlaştırılacaktır.
171
Politika Belgeleri
172
Orta Vadeli Program
2024-2026
Amaçlar ve Hedefler
Orta Vadeli Programda, iklim değişikliğine dayanıklı tarım
uygulamaları ve yeni teknolojiler yaygınlaştırılarak toprak ve
su kaynaklarının daha etkin kullanımının sağlanması; tarımsal
kuraklıkla mücadele için eğitim, kapasite geliştirme, Ar-Ge
projeleri ve erken uyarı sistemi çalışmalarının sürdürülmesi; tarım
arazilerinin korunması, amacı dışında kullanımının önüne geçilmesi
ve etkin kullanımı için zorlayıcı ve özendirici düzenlemelerin hayata
geçirilerek ekilebilir ve sulanabilir alanların artırılması maddeleri
yer almaktadır.
Politika Belgeleri
Tarım ve Orman Bakanlığı
Stratejik Planı 2019-2023
kullanım değişikliğinden kaynaklı sera gazı emisyonları ve yutak
hesaplamaları ve raporlaması, Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele
Stratejisi ve Eylem Planının 2023-2027 yıllarını kapsayacak şekilde
güncellenmesi, iklim değişikliği konusunda kurumsal kapasitenin
artırılması, iklim değişikliğine uyum konusunda farkındalık artırma
gibi eylem ve stratejiler yer almaktadır.
NDC 2023
Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı içerisinde tarımla ilgili; hayvan
yemi rasyonlarını düzenleyerek metan emisyonlarının kontrol altına
alınması, bitkisel üretimde optimum azotlu gübre kullanımının
sağlanması; biyogaz tesislerinde gübreleme sürecinin artırılması;
bitkisel üretimde baklagillerle rotasyon ile azotlu gübre kullanımının
azaltılması; büyükbaş hayvancılıkta, hayvan sayısı ve rasyonel
besleme düzenlemesi uygulamalarının geliştirilmesi; tarımsal
biyokütlenin ve hayvan gübresinin enerji üretimi için kullanılması,
çeltik üretiminde yeraltı sulama sistemi teknolojisinin geliştirilmesi
ile metan emisyonlarının azaltılması; mineral ve organik gübrelerin
uygulama yöntemleri ve standartlarının iyileştirilmesi; çiftçileri
yeni yöntem ve teknolojiler konusunda eğitilmesi; ürün rotasyonu,
tahminlerde agroteknik yöntemler kullanılması, toprak ve su koruma
uygulamalarının geliştirilmesi, kuraklık ve rüzgar erozyonunu
azaltmak için tahmin ve toprak koruma gibi uygulamalarla gıda
güvenliği için doğal afetlere karşı risklerin azaltılması; her havzada
kullanılabilir su hacminin değerlendirilmesi ve ekosistemin
sürdürülmesi için mevcut suyu sektörel kullanım (örn. sulama,
sanayi, enerji üretimi) ve su tahsis planları aracılığıyla dağıtılması
politikaları yer almaktadır.
Stratejik Planda vizyon “Küresel ölçekte model bir ekolojik kaynak
yönetimi” olarak, misyon ise “Ülkemizdeki ekolojik kaynakların
kalkınma modeli perspektifiyle etkin, verimli ve sürdürülebilir bir
şekilde harekete geçirilip ekolojik, bitkisel ve hayvansal katma
değer vasıtasıyla ekonomik güvenliği, gıda arz güvenliğini ve insan
sağlığını güvence altına almak”’ olarak belirlenmiştir.
Planda 7 amaç bulunmaktadır ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın
2019-2023 Stratejik Planında iklim değişikliği ile ilgili hedefler
aşağıda sıralanmaktadır:
Tarım ve Orman Bakanlığı
Stratejik Planı 2019-2023
- İklim değişikliği, erozyon ve çölleşme ile mücadele kapasitesini
artırmak
- Arazi tahribatı ve erozyonu belirlemek, önlemek
- İklim değişikliğinin tarım üzerine olası etkilerini ölçmek ve tedbir
almaya yönelik öneriler geliştirmek
Bu hedefler kapsamında; iklim değişikliğinin tarım üzerine olan
etkilerine karşı uyum ve tedbirler ile tarımsal kuraklığı belirleme ve
etkilerini azaltmaya yönelik AR-GE projeleri, “Tarımsal faaliyetlerden
(bitkisel ve hayvancılık) kaynaklı sera gazları emisyonları ölçümizleme ve azaltım ile düşük karbonlu tarım için AR-GE projelerinin
yaygınlaştırılması, tarım topraklarında ve meralarda iklim
değişikliğinden kaynaklı arazi bozulumu ve erozyonu önleyici
tedbirlerin geliştirilmesi, ülkemizde arazi kullanımı ve arazi
Amaçlar ve Hedefler
173
Politika Belgeleri
174
Türkiye İklim Değişikliği
Stratejisi (2010-2023)
Türkiye İklim Değişikliği
Eylem Planı (2011-2023)
Amaçlar ve Hedefler
Tarım sektöründe azaltım ile ilgili kısa, orta ve uzun vadeli hedefler
şöyle sıralanmaktadır; bilinçli gübre kullanımının sağlanması;
sulama, toprak işleme, tarımsal ilaçlama gibi konularda modern
teknikler kullanılarak emisyonların sınırlandırılmasının sağlanması;
organik tarım ve kuraklığa dayanıklı bitki türleri ile sertifikalı tohum
üretiminin ve kullanımının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması
sağlanacaktır. Toprakta karbon tutumunu artıracak teknikler
geliştirilecek ve tarımsal üreticilere benimsetilmeye çalışılacaktır.
Tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan metan emisyonlarını
azaltmak amacıyla, hayvancılıkta uygun besleme metotlarının
seçilmesi, gübre yönetimi ve çeltik tarımında iyi drenaj koşulları
yaygınlaştırılacaktır. Tarımda azaltım ve uyum birbirini güçlendiren
stratejilerdir. Azaltım teknolojileri çiftçilerin iklim değişikliğine
karşı direncini güçlendirir. Bu nedenle tarımda etkili planlama
ve uygulama ile azaltım ve uyum stratejilerinin yaratacağı sinerji
üretiminin artırılmasını ve fakirliğin azaltılmasında da etkili sonuçlar
doğuracağından tarımda azaltım ve uyum birlikte planlanacaktır.
Tarımsal sera gazı emisyonları ile ilgili “bitkisel ve hayvansal
üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının artış hızını
azaltmak” hedefi kapsamında, Türkiye gübre tüketim envanterinin
hazırlanması, analize dayalı gübre kullanımının yaygınlaştırılması;
hayvansal gübre kullanımının artırılması ve çiftçilerin bu konuda
eğitilmesi; mera hayvancılığının yaygınlaştırılması için gerekli destek
programın oluşturulması; enterik fermantasyondan kaynaklanan
metan gazı üretiminin azaltılması için yem oranlarının belirlenmesi
ve çiftçilere eğitim verilmesi; et ve süt üretimi konusunda genetik
performansı yüksek hayvansal üretimin sağlanmasına yönelik
tedbirlerin belirlenmesi; hayvansal gübrelerin yönetimi, kullanımı
ve biyogaz üretim tesislerinin kurulması için eğitim programlarının
hazırlanması eylemlerine yer verilmektedir.
Politika Belgeleri
Türkiye İklim Değişikliği
Uyum Stratejisi ve Eylem
Planı (2011-2023)
Amaçlar ve Hedefler
Strateji ve Eylem Planı, veri derleme, raporlama, izleme ve doğrulama
için kesişen konularla ilgili hükümleri tanımlamakta, uluslararası
yükümlülüklerden kaynaklanan raporlama gerekliliklerinin
oluşturulmasında Türkiye için önem taşıyan beş öncelikli alana
odaklanılmaktadır.
Bunlar, su kaynakları yönetimi; tarım ve gıda güvenliği; doğal afet
risk yönetimi; ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormanlar
ve halk sağlığıdır. Tarımla ilgili konular etki ve uyum ile ilgilidir.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı
(2021)
Eylem Planında tarımda sera gazı azaltımı ile ilgili konular, organik
tarımın geliştirilmesi, kimyasal gübre kullanımının azaltılması,
tarımsal üretimde atık ve artık yönetiminin geliştirilmesi, arazi
toplulaştırma faaliyetleri ve tarımda yenilenebilir enerji kullanımının
artırılması olarak tanımlanmaktadır.
Eylem Planı ile kentsel, tarımsal, endüstriyel su kullanımları başta
olmak üzere bütün sektörlerde iklim değişikliğinin su arzına etkilerinin
hafifletilmesi amaçlanmıştır.
Belge kapsamında sanayide temiz üretim tekniklerinin
yaygınlaştırılması ve su verimliliği tedbirlerinin uygulanmasıyla
%50’ye varan oranlarda su kazanımı sağlanması hedeflenmiş ve bu
hedef doğrultusunda ulusal hedef koyulmuş, öncelikli stratejiler
belirlenmiş ve 2023-2033 dönemini kapsayan 10 yıllık Endüstriyel Su
Verimliliği Eylem Planı hazırlanmıştır.
Değişen İklime Uyum
Çerçevesinde Su Verimliliği
Strateji Belgesi ve Eylem Planı
Planda, ölçüm ve izleme sistemlerinin geliştirilmesi ve güncel
(2023-2033)
envanterlerin oluşturulması, alternatif (geleneksel olmayan) su
kaynaklarının yaygınlaştırılması konusunda yasal düzenlemelerin
geliştirilmesi ve teşvik mekanizmalarının oluşturulması, tarım ve
sanayide mavi ve gri su ayakizinin büyüklüğünün hesaplanması,
azaltılmasına yönelik tedbirlerin belirlenmesi, teşvik ve destek
mekanizmalarının oluşturulması, uluslararası ürün ticaretinde sanal
su muhtevalarının dikkate alınması yönünde çalışmalar yapılması
stratejileri yer almaktadır.
175
Politika Belgeleri
176
İklim Şurası (2022)
Ulusal Enerji Verimliliği
Eylem Planı
Amaçlar ve Hedefler
İklim Şurasında tarım sektörüne yönelik, iklim değişikliği ile mücadele
ve sera gazı azaltımı için kısa, orta ve uzun vadeli ulusal strateji ve
eylemler belirlenerek çiftçi odaklı uygulanması ve izlenilmesi; “İklim
Dostu Tarımsal Destekleme Modeli” oluşturularak uygulanması;
bütünleşik bir yaklaşımla ekosistem odaklı gıda üretim modeli
oluşturularak tarım-gıda değer zinciri sürdürülebilir ve döngüsel
hale getirilmesi; tarımsal üretimde kimyasal gübre ve bitki koruma
ürünlerinin kaynak verimli tüketimi sağlanması ve takip edilmesi;
organik tarımın ülkemizde geliştirilmesi için üretim alanlarının
ve miktarlarının artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması; tarım
ve atık sektörleri kaynaklı metan emisyonlarının yönetimi ve
değerlendirilmesi kapsamında gerekli çalışmalar yapılması; tarımsal
üretimde kimyasal gübre kullanımını azaltabilmek için yeni nesil etkili
gübre üretim teknolojileri ve nesnelerin interneti (IoT), yapay zekâ ve
sensor teknolojileri temelli gübreleme sistemlerinin geliştirilmesi;
sıfır atık hedefi doğrultusunda tarım ve gıda sektöründeki artıklardan
ekonomik değeri yüksek biyogübre (kompost, organomineral,
mikrobiyal), protein, besinsel lif ve biyoaktif madde üretimine yönelik
yeşil ve çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi kararları alınmıştır.
Tarım sektöründe sera gazı azaltımı ile ilgili olarak traktörlerin ve
biçerdöverlerin enerji verimlileri ile yenilenmesinin özendirilmesi,
enerji verimli sulama yöntemlerine geçilmesi, tarım sektöründe
enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, tarımsal üretimde
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının özendirilmesi,
biyokütle elde etmek amacıyla tarım yan ürün ve atık potansiyelinin
belirlenmesi ve kullanımının teşvik edilmesi ve su ürünleri
sektöründe enerji verimliliğinin desteklenmesi yer almaktadır.
2.6.2 Strateji ve Eylemler
177
Tarım sektörü altında, sera gazı emisyonlarına en çok katkı yapan faaliyetler başta olmak üzere
emisyonların azaltılması, verimliliğin artırılması, kayıp, atık ve artık ve toprak yönetiminin
etkinleştirilmesi, eylemlerin gerçekleştirilebilmesi için finansman olanaklarının sağlanması, eğitim
ve kapasite geliştirme faaliyetlerini kapsayacak yedi tane strateji ve bu strateji hedeflerine ulaşmak
için eylemler yer almaktadır.
Strateji T-S.1
Hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının azaltılması
Tarım kaynaklı sera gazı emisyonları içinde en yüksek payı hayvancılık kaynaklı emisyonlar
almaktadır. Bu nedenle hayvancılık ile ilgili düzenlemeler Türkiye’nin tarım kaynaklı emisyon
azaltımında daha önceliklidir.
Dünyada hayvancılıkta emisyon azaltımı seçenekleri, üretim ve kaynak kullanımında verimliliğinin
artırılmasına odaklıdır. Hayvan genetik ıslahı, besleme, sağlık, yönetim vb. iyileştirmeler, hayvan
gübresinin yeniden kullanılması, yenilenebilir enerjiye yönlendirilmesi (biyogaz), entansif üretimin
sürdürülebilir olmasının sağlanması, mera üzerinde hayvan yönetiminde düzenlemeler (münavebeli
otlatma, yenileyici otlatma) büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta emisyon azaltıcı pratik uygulamalar
olarak önerilmektedir. Aynı zamanda, sağlıklı, sürdürülebilir gıda ve yem üretiminin sağlanması ve
alternatif kaynakların geliştirilmesi stratejisine yönelik olarak, kümes hayvanı eti ve yumurta gibi
düşük emisyonlu gıdalara ve bitki bazlı alternatif protein kaynaklarına yönelmek, hücresel tarımın
(hayvansal proteinler ve tüm hücreler, biyoreaktörlerde üretilmektedir) araştırılması, hayvan yemi
alanında alternatif protein kaynakları arayışı, soya gibi yüksek proteinli yemler yerine sentetik amino
asit, alg, mantar, mikrobiyal protein ve böceklerin kullanımının geliştirilmesi, yem katkı maddeleri
(bitkisel yağlar, deniz yosunu vb) ile enterik metan emisyonlarının azaltılması gibi uygulamalar
hayvancılık kaynaklı emisyon azaltım seçenekleridir.
Türkiye’de tarım kaynaklı emisyonlar içinde en büyük payı alan enterik fermentasyon ve gübre
yönetiminde emisyonların azaltılması için hayvan yemi rasyonlarında metan emisyonunu baskılayıcı
yem katkı maddelerinin araştırılması, tanımlanması, onaylanması ve kullanımının sağlanması
178
gerekmektedir. Bunun için hayvan yemi rasyonlarında yem katkı maddesi kullanılmasının etkileri
konusunda araştırmalar yaptırılacak, büyük işletmelerde kullanılan yem rasyonlarını kayıt altına
alacak pilot sistem geliştirilecek, yem rasyonlarında metan emisyonunu baskılayıcı katkı maddeleri
kullanan işletmeler belirlenecek, bu konularda eğiticilerin eğitimi programları düzenlenecektir. Ayrıca
metan emisyonunu dikkate alan genetik tabanlı hayvan ıslahına yönelik çalışmalar ile alternatif yem
kaynakları konusunda araştırmalar artırılacak, her coğrafi bölgeye uygun olabilecek hayvan tür, ırk ve
sistem önerisi raporu hazırlanacak ve pilot uygulamalar yapılacaktır. Hayvansal gübrelerin toplama
sistemi ve gübrelerin değerlendirilme yöntemlerinin geliştirilmesi için uygulama projeleri geliştirilecek
ve yaygınlaştırılacak, mera tespit, tahdit ve ıslah çalışmaları hızlandırılarak sürdürülecektir.
T-S.1.1
Hayvan yemi rasyonlarında metan emisyonunu baskılayıcı yem katkı
maddelerinin araştırılması, tanımlanması, onaylanması, kullanımına
ilişkin Ar-Ge çalışmaları yapılması ve onaylananların kullanımının
sağlanması
T-S.1.2
Metan emisyonunu dikkate alan genetik tabanlı hayvan ıslahına
yönelik çalışmaların artırılması
T-S.1.3
Alternatif yem kaynakları konusunda araştırma sayısının artırılması ve
pilot uygulamaların yapılması
T-S.1.4
Hayvansal gübrelerin toplama sistemi ve gübrelerin değerlendirilme
yöntemlerinin geliştirilmesi ve geliştirilen yöntemlerin
yaygınlaştırılması
T-S.1.5
Meraların iyileştirilerek mera hayvancılığının sürdürülebilir
yönetiminin sağlanması
Strateji T-S.2
Kimyasal gübre kullanımında etkinliğin sağlanması
Tarım toprakları kaynaklı emisyonları azaltmak için azotlu gübreler başta olmak üzere aşırı kimyasal
gübre kullanımının önlenmesi, bitkinin ihtiyaç duyduğu kadar gübrenin verilmesi gerekmektedir.
Etkin gübre kullanımı ve gübre yönetiminin iyileştirilmesi hem gıda üretimini artırmakta hem de
emisyonları azaltmaktadır. Doğru gübreyi, doğru oranda, doğru zamanda ve doğru yerde kullanmak,
optimum bitki besin alımı sağladığı gibi, toprak ve su kaynaklarını korumaktadır. Bu nedenle
bitkisel üretimde bilinçli kimyasal gübreleme ve baklagillerle münavebe en çok kullanılan azaltım
seçenekleridir.
Bunun için öncelikle gübre tüketim envanterleri iyileştirilecek, bilinçli gübre kullanımının
yaygınlaştırılmasına yönelik çiftçi eğitimleri artırılacaktır. Organik ve organomineral gübre
desteklerinin ekonomik ve çevresel etki analizi çalışmaları yaptırılacak, biyogaz tesislerinden
çıkan katı-sıvı gübrelerin, bitkisel ve evsel organik atıkların yeşil gübre ve kompost gübre olarak
değerlendirilme olanakları araştırılacak, bunun sonucunda araştırma ve değerlendirme raporları
hazırlanacaktır.
Azotlu gübre kullanımının azaltılması amacıyla baklagillerin münavebesinin yaygınlaştırılması
için desteklerin genişletilmesi sağlanacaktır. İyi Tarım Uygulamalarının (İTU) ve organik tarımın
yaygınlaştırılması için bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması sağlanacaktır. İklim dostu,
sürdürülebilir ve dijital tarım için uygulamaların ve Ar-Ge çalışmalarının yaygınlaştırılması amacıyla
yedi coğrafi bölgenin her birinde iklim dostu, sürdürülebilir bitkisel üretim ve hayvancılık uygulama
listeleri hazırlanacak, pilot uygulamalar yürütülecek, eğitimler düzenlenecektir.
T-S.2.1
Gübre tüketim envanterlerinin hazırlanması
T-S.2.2
Bilinçli gübre kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla
yürütülen araştırma, eğitim ve yayım faaliyetlerinin artırılması
T-S.2.3
Kimyasal gübreye alternatif organik, organomineral, kompost,
yeşil gübre vb gübrelerin kullanılması konusunda Ar-Ge
projelerine hız verilmesi, proje sonuçlarının yaygınlaştırılması
179
T-S.2.4
180
Bitkisel üretimde baklagillerin münavebesinin ve ekim alanlarının
yaygınlaştırılması için yürütülen eğitim ve yayım faaliyetlerinin
artırılması
T-S.2.5
İyi Tarım Uygulamalarının (İTU) ve organik tarımın
yaygınlaştırılması için bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması
T-S.2.6
İklim dostu, sürdürülebilir ve dijital tarım için Ar-Ge çalışmalarının
hızlandırılması ve çalışma sonuçlarının yaygınlaştırılması için
yürütülen yayım faaliyetlerinin artırılması
Strateji T-S.3
Strateji T-S.4
Tarımsal üretimde kayıp, atık ve artık yönetiminin geliştirilmesi
Tarımsal üretimde kayıp ve atık(israf), tarım ürünlerinin üretimden tüketime kadar olan tüm
aşamalarında oluşan, ürünün kullanılabilecek olan miktar ve kalitesindeki azalmadır. Tarımsal artık
ise tarım ürünlerinin normalde kullanılmayan kısımlarıdır. Örneğin, buğday hasadı sonrası tarlada
kalan anız artıkdır. Buğday hasadı sırasında tarlaya dökülmüş ve kullanılamayan buğday kayıptır,
zincirin son halkasında yer alan ekmek tüketilmemiş ise atıkdır.
Tarımsal atık ve artıkların geri dönüşümü konusunda envanter çalışmaları tamamlanacak, gıda kayıp
ve israfın azaltılmasına yönelik Ar-Ge ve farkındalık çalışmaları artırılacaktır.
T-S.4.1
Bitkisel üretimde ürün kayıplarının azaltılması, atık ve artıkların tekrar
değerlendirilmesi konusunda Ar-Ge çalışmalarının tamamlanması ve
çalışmaların yaygınlaştırılması
T-S.4.2
Tarımsal atık ve artıkların geri dönüşümü konusunda envanter
çalışmalarının tamamlanması
T-S.4.3
Gıda kayıp ve israfının azaltılmasına yönelik Ar-Ge ve farkındalık
çalışmalarının artırılması
Pestisit ve anti-mikrobiyallerin kullanımının azaltılması
Pestisit ve anti-mikrobiyallere alternatif ürünler geliştirilmesi için AR-GE çalışmalarına destek
verilmesi ve geliştirilen ürünlerin tescil işlemlerinin hızlandırılması hedeflenmektedir. Alternatif
zirai mücadele yöntemleri konusunda araştırmalara destek verilerek, geliştirilen ürünlerin tescili ile
kullanımının yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
T-S.3.1
Pestisit ve anti-mikrobiyallere alternatif ürünler geliştirilmesi için
Ar-Ge çalışmalarına destek verilmesi ve geliştirilen ürünlerin tescil
işlemlerinin hızlandırılması
T-S.3.2
Pestisit ve anti-mikrobiyallerin kullanımının azaltılması, tescil ve
ruhsat alınan alternatif ürünlerin kullanımı için yürütülen yayım
çalışmalarının artırılması
181
Strateji T-S.5
182
Arazi ve toprak yönetiminin etkinleştirilmesi
Bu stratejinin amacı, tarım topraklarının tarım dışına çıkışının, parçalanmasının, tahribatının, amaç
dışı kullanımının engellenmesi, tarımsal üretimin planlanmasına yönelik altyapının oluşturulmasıdır.
Arazi toplulaştırma tescil faaliyetlerinin tamamlanması, güncel detaylı toprak haritalarının
uluslararası standartlarda hazırlanması ve erişime açılması, arazi tahribatının dengelenmesine
yönelik faaliyetlerin yaygınlaştırılması, izlenmesi ve AR-GE çalışmalarının artırılması, tarım havzaları
veya işletme bazında tarımsal üretimin planlanması ve bu planlamalardaki hedeflere ulaşılabilmesi
için tarımsal desteklerin revize edilmesi yoluyla bu amaç gerçekleştirilecektir. Ayrıca doğrudan
ekim yöntemleri ve azaltılmış toprak işleme metotları, tarımsal ormancılık ve canlı rüzgar perdesi
faaliyetleri yaygınlaştırılacaktır.
T-S.5.1
Arazi toplulaştırma tescil faaliyetlerinin tamamlanması
T-S.5.2
Güncel detaylı toprak haritalarının uluslararası standartlarda
hazırlanması ve erişime açılması
T-S.5.3
Arazi tahribatının dengelenmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin
yaygınlaştırılması ve izlenmesi
T-S.5.4
Tarım havzaları veya işletme bazında tarımsal üretimin planlanması
ve bu planlamalardaki hedeflere ulaşılabilmesi için tarımsal
desteklerin revize edilmesi
T-S.5.5
Doğrudan ekim yöntemlerinin ve azaltılmış toprak işleme
metotlarının yaygınlaştırılması amacıyla yürütülen yayım
çalışmalarının artırılması
T-S.5.6
Tarım alanlarında tarımsal ormancılık ve canlı rüzgar perdesi
faaliyetlerinin yaygınlaştırılması
Strateji T-S.6
Uygun finansman olanaklarına çiftçilerin ulaşımının sağlanması
Tarım sektöründe emisyon azaltımı için özellikle çiftçi düzeyinde yapılacak uygulamalar için
ek finansman ihtiyacı gerekecektir. Tarımsal destek ve teşviklerin sera gazı azaltımı politikası
çerçevesinde çevresel etkilerinin analizi yapılarak, tarımsal destek ve teşviklerin sera gazı azaltımı
politikası çerçevesinde güncellenmesine yönelik mevzuat düzenlemesi yapılacaktır. Çiftçilerin
bankalarla çalışmasını ve kadın çiftçilerin krediye erişimini kolaylaştırmak amacıyla ihtiyaç
duyulan veriler tespit edilecektir. Ayrıca, kırsal alanda ekonomik çeşitliliğin güçlendirilmesine
yönelik programların tasarlanması ve uygulanması hedeflenmektedir. Bunun için kırsal alanda yeşil
dönüşüm analiz raporu ve yeşil dönüşüm strateji belgesi hazırlanması ve destekleme programlarının
geliştirilmesi planlanmıştır.
T-S.6.1
Azaltım faaliyetlerine yönelik finansman ve destek modellerinin
oluşturulması
T-S.6.2
Çiftçilerin bankalarla çalışmasını ve kadın çiftçilerin krediye erişimini
kolaylaştırmak amacıyla ihtiyaç duyulan verilerin tespit edilmesi ve
paylaşılması
T-S.6.3
Kırsal alanda ekonomik çeşitliliğin güçlendirilmesine yönelik
programların tasarlanması ve uygulanması
183
Strateji T-S.7
184
Tarım sektöründe faaliyet gösteren paydaşlara yönelik eğitim,
bilinçlendirme ve kapasite geliştirme faaliyetlerinin cinsiyet dengesi
gözetilerek yaygınlaştırılması
Tarım kaynaklı emisyonların azaltılması için yapılacak tüm faaliyetlerin tarım sektörü paydaşları
tarafından benimsenmesi ve yürütülmesi için eğitim önemlidir. Tarım sektöründe düşük karbonlu
üretime geçiş için eğitim verilecek hedef kitlenin sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda
belirlenmesi amaçlanmıştır. Adil geçiş sürecini, sosyal diyalog mekanizmasının etkin bir şekilde
işletildiği, kimsenin geride bırakılmadığı ve insana yakışır yeşil iş olanaklarının artırıldığı bir
programla yürütmek hedeflenmektedir. Tarım sektörü içindeki dezavantajlı gruplar, çiftçiler ve
teknik elemanlar başta olmak üzere tarım sektöründeki tüm paydaşlara yönelik eğitimlerin verilmesi
planlanmaktadır.
T-S.7.1
Eğitim verilecek hedef kitlenin sürdürülebilir kalkınma amaçları
doğrultusunda belirlenmesi
T-S.7.2
Tarım sektörü paydaşlarına yönelik eğitim ve kapasite geliştirme
faaliyetlerinin artırılması ve yaygınlaştırılması
AKAKDO
Tablo 29 - Gıda Ve Tarım Örgütü Global Forest Resources Assessments Raporu Verilerine Göre Türkiye’de
Orman Alanının Değişimi [22]
188
1990-2000
2000-2010
2010-2015
2015-2020
1000 ha/y
2.7.1 Mevcut Durum
Türkiye orman varlığı bakımından son 40 yılda olumlu gelişmeler yaşamıştır. Ormancılık istatistiklerine
göre 1972-2021 döneminde orman alanı artışı 20.19 milyon hektardan 23.11 milyon hektara yükselmiştir.
Ormanların tüm azaltım ve uyum kapasitesinin kullanılabilmesi için ekosistemlerin ve orman
örtüsünün verimliliğinin güçlendirilmesine odaklanılması, iklim değişikliğinin zararlı etkilerinden
ve diğer arazi kullanımlarının oluşturduğu baskıdan ormanların korunması gerektiğinden AKAKDO
sektöründe ana strateji “proaktif sürdürülebilir orman yönetimi” olarak belirlenmiştir.
Ülkemiz ekolojik olarak oldukça kırılgan bir coğrafi bölgede yer almakta, başta ormanlar olmak üzere
yutak alanlar iklim değişikliği ile mücadelede, erozyon ve çölleşmeye karşı en önemli dayanak olarak
görülmektedir.
Orman Genel Müdürlüğü (OGM)’nün güncel verileri [22], orman alanının 2022 yılı itibariyle 23.245.000
ha’a ulaştığını; bu alan içerisinde verimli orman alanlarının (Verimli orman: %10 kapalılığın üstündeki)
13.707.843 hektara, bozuk (Boşluklu kapalı: %10 kapalılığın altındaki) orman alanlarının büyüklüğünün
ise 9.537.157 ha’a ulaştığını ortaya koymaktadır. Söz konusu bozuk orman alanlarının büyük kesiminin
verimli ormanlara dönüştürülmeye müsait olmadığı, bazılarının da biyoçeşitlilik açısından mevcut
halinin korunması gerektiği söylenebilir. Ulusal sera gazı envanterine konu olan orman alanı, AB
Copernicus programı ile uyumlu olarak 2021 yılında 22.9 milyon hektar olup bunun 19.7 milyon hektarı
orman örtüsü, 3.2 milyon hektarı ise boşluklu kapalı ağaçlık alan (bozuk orman) şeklindedir.
Orman alanı genişlemesi (a)
38.71
94.85
110.47
119.18
Ağaçlandırma
22.65
62.91
75.36
80.20
Doğal yollarla
16.06
31.94
35.11
38.98
Ormansızlaşma (b)
2.22
1.38
1.03
1.17
Net alan değişimi (a-b)
36.49
93.47
109.44
118.01
Güncel sera gazı envanter verilerine göre toplam emisyonlar 2021 yılında 1990 yılına göre %157 artarken
AKAKDO Sektörü tutumları, 1990 yılında emisyonların yaklaşık % 30.2’sini karşılarken, 2021’de bu
oran %8.3 seviyesine düşmüştür. Bu düşüşün nedeni, emisyonların artış hızının yutak alanların artış
hızından daha yüksek olması ve iklim değişikliğine bağlı olarak AKAKDO sektörünü tehdit eden
orman yangınları, kuraklık vb. etkenlerdir.
Türkiye, 2019 yılında AKAKDO sera gazı envanteri ve raporlamasının sorumlu kuruluşları olan
Orman Genel Müdürlüğü ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nde kurulan yeni bir sistemle (NIR
Türkiye, 2023) BMİDÇS raporlamalarında uluslararası anlamda karşılaştırılabilirliği sağlamak üzere
uluslararası bir orman tanımı kullanılmıştır. Bu tanım sonucu ortaya çıkan hesaplama farklılıkları
NIR raporunda açıklanmaktadır. Kullanılan yeni sistem, arazilerin ve arazi kullanım değişikliklerinin
izlenmesini sağlayan hassas mekânsal altlıkları kullanmaktadır. Yeni sisteme göre ülke arazileri 8
ekozon’a ayrılmaktadır.
OGM tarafından Gıda ve Tarım Örgütü’ne gönderilen ve Global Forest Resources Assessments (2020)
raporunda yayınlanan veriler ülkemizde orman alanının hızla artmakta olduğunu göstermektedir
(Tablo 29).
Türkiye’nin AKAKDO (Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık) sektörü, odun
biyokütlesinin büyümesi ve ormanların genişlemesine dayalı, anahtar sektörün orman alanları ve
işlenmiş odun ürünleri olduğu net bir yutaktır. 1990 yılında 66.5 Mton CO2 eşd. olan yıllık sera gazı
tutum miktarı, 2014 yılında 77 Mton CO2 eşd‘ne ulaşmış fakat zaman içinde azalarak son envanter
189
190
rakamlarına göre de 2021 yılında 47 Mton eşdeğerine düşmüştür Büyüme ve artım rakamlarına bağlı
olarak, büyük orman yangınları (sadece 2021 mega yangının yaklaşık 10 Mton CO2 eşd emisyonu
vardır), kuraklığa bağlı ve yüksek odun üretimi nedeniyle, 2021’de karbon tutumu geçmiş yıllarla
karşılaştırıldığında oldukça düşük gerçekleşmiş, 1990 yılı tutum seviyesinin yaklaşık 20 Mton CO2 eşd
altında kalmıştır. Bu düşüşün yaklaşık yarısı 2021 yangınları, diğer yarısı ise iklim değişikliği kaynaklı
verim düşüşü ve orman yangınlarından zarar gören ağaçların odununun değerlendirilmesi ile ahşap
sektörünün yerli malzeme kullanma yönündeki artan talepleri nedeniyle yanan alanlardaki kesimler
yüzünden artan odun üretimi oluşturmaktadır.. [1](Tablo 30, Şekil 25).
Tablo 30 - Türkiye’nin Toplam Sera Gazı Emisyonları ve AKAKDO Tutumları (Mton CO2-eşd) [1]
1990
1991
1992
Toplam Emisyonlar
219,5
226,8 233,1
AKAKDO
Uzaklaştırmaları
-66,5
-67,4
-67,5
2001 2002 2003
1993
1995
1996
1997
240,8 234,4
248,3
267,6
-66,6
-67,8
-67,1
2004
1994
-68,0
2005 2006 2007
1999
2000
278,8 280,3
277,8
298,9
-70,5
-71,2
-68,1
2008
1998
-70,6
2009 2010
2011
Tablo 31 - AKAKDO Sektörü Tutumlarının Kategoriler Bazında Dağılımı (Mton CO2-eşd) [1]
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
191
Orman
-63,60 -65,08 -64,72
-64,85 -66,61
-65,33
-65,33 -67,73 -68,22
-68,69 -64,38
Tarım
0,00
0,08
0,15
0,14
0,22
0,15
0,14
0,08
0,15
0,11
0,04
Mera
0,00
0,08
0,19
0,25
0,38
0,29
0,42
0,23
0,41
0,42
0,10
Sulak Alan
0,00
0,04
0,09
0,25
0,22
0,16
0,12
0,15
0,37
0,26
0,18
Yerleşim
0,03
0,07
0,10
0,10
0,13
0,14
0,13
0,16
0,16
0,14
Diğer Alanlar
0,04
0,13
0,14
0,17
0,18
0,25
0,17
0,29
0,26
0,19
-2,91
-2,57
-3,38
-2,62
-2,51
-3,36
-2,88
-3,49
-3,77
-3,73
-4,34
2001
2002
2003
2004
2005
2006
Orman
-67,31
-65,54 -66,81
-65,61
-66,60
-66,93 -66,14
Tarım
0,09
0,31
0,18
0,43
0,21
0,44
Mera
0,12
0,29
0,18
0,41
0,26
Sulak Alan
0,01
0,15
0,03
0,08
Odun Ürünleri
(HWP)
2007
2008
2009
2010
2011
-62,38 -65,08
-65,87
-67,51
0,29
0,47
0,21
0,45
0,20
0,55
0,42
0,61
0,49
0,64
0,40
0,03
0,11
0,05
0,14
0,10
0,41
0,17
Toplam Emisyonlar
279,7 285,6 304,8 314,4
337,6
358,0 391,7
388,5
395,2 398,8
428,6
Yerleşim
0,15
0,20
0,19
0,27
0,27
0,35
0,35
0,38
0,36
0,43
0,39
AKAKDO
Uzaklaştırmaları
-70,8 -69,3
-71,8
-71,5
-67,9
-70,9
-75,6
Diğer Alanlar
0,18
0,28
0,22
0,39
0,31
0,49
0,46
0,54
0,43
0,60
0,44
Odun Ürünleri
(HWP)
-4,04
-5,00
-5,18
-5,70
-6,28
-6,50
-7,25
-7,70
-7,41
-8,59
-9,74
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
Orman
-65,70
-67,47 -67,11
-62,94
-62,37 -65,32
-60,19 -54,00 -48,22 -33,95
Tarım
0,42
0,22
0,31
0,46
0,34
0,37
0,35
0,38
0,39
0,39
Mera
0,64
0,47
0,75
0,98
0,66
0,71
0,71
0,77
0,78
0,72
Sulak Alan
0,61
0,38
0,17
-0,02
0,27
0,29
0,22
0,19
0,19
0,23
Yerleşim
0,44
0,40
0,42
0,42
0,41
0,41
0,41
0,41
0,42
0,42
Diğer Alanlar
0,65
0,54
0,56
0,76
0,62
0,65
0,65
0,67
0,70
0,69
Odun Ürünleri
(HWP)
-10,51
-11,08
-12,05
-12,54
-13,10
-12,13
-11,97
-11,22
-11,28
-15,73
2012
2013
-71,2
2014
-69,7
2015
2016
2017
-71,8
2018
2019
2020
-71,9
2021
Toplam Emisyonlar
448,2 440,2 459,5
474,9 501,1
528,6 523,1
508,7 523,9
564,4
AKAKDO
Uzaklaştırmaları
-73,4
-72,8
-74,9
-62,7
-47,2
-76,5
-76,9
-73,1
-69,8
-56,9
AKAKDO sektörü tutumları detaylı olarak incelendiğinde, 2017 yılı sonrası orman kategorisinden
düşüşler olduğu göze çarpmaktadır (Tablo 31, Şekil 26).
Emisyonlar (Milyon ton CO2-eş)
600
192
500
400
300
200
100
0
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
-100
AKAKDO Uzaklaştırmaları
Toplam Emisyonlar
Şekil 25 - Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonları ve akakdo tutumları [1]
Tablo 32 - 2021’de AKAKDO Kategorilerinin Sera Gazı Emisyonları/Tutumları [1]
-47145,76 NET
10
Orman Ürünleri (HWP)
0
-33.605,74 Ormanlar (+10.000 Orman yangınları emisyonu dahil) (FL)
-339,71 Ormana dönüşen alanlar (LCFL)
-10
Orman
-20
Tarım
387,48 Tarım arazileri (CL)
Mera
722,48 Meralar (GL)
-50
Sulak Alan
229,99 Sulak alanlar (WL)
-60
Yerleşim
420,85 Yerleşimler (SL)
-30
-40
-70
Diğer Alanlar
-80
-90
685,80 Diğer alanlar (OL)
-15.700 Odun ürünleri (HWP)
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
Emisyonlar (MTon CO2-eş)
Son sera gazı ulusal envanter raporlamasına (NIR, 2023) göre AKAKDO sektörünün azaltım kapasitesi
büyük ölçüde orman yönetimine, ikinci olarak da İşlenmiş Odun Ürünleri alt kategorisine bağlı olup
ormana dönüşen alanların katkısı (LCFL) ise sınırlı kalmaktadır. Diğer beş arazi kategorisinin tamamı
son envanter verilerine göre (1990-2021) net emisyon kaynağı olurken, ormanlık alanlara dönüşüm
(LCFL) ve Odun Ürünleri (HWP) ormanlık alanlarla birlikte 47,15 Mton CO2 eşd’ne yakın azaltım
sağlamıştır. Bununla birlikte, Ormanlaştırma/Yeniden Ormanlaştırma’nın payı, toplam azaltımın
%1’inden az olmuştur. Sonuç olarak, odun ürünleri (HWP) ve Orman Yönetimi (FLRFL), sektördeki
emisyon ve tutumların yüzde 96’sına yakınını içermiştir. Ayrıca, bu iki kategori (FLRFL ve HWP),
Türkiye’nin sera gazı envanterinde sektörün anahtar kategorileridir (Tüm emisyon toplamında
sıralamada üst %95 içerisinde yer almaktadır). Öte yandan HWP havuzu gerçek bir tutum olarak
görülmemelidir. HWP kategorisinde tutulan karbonun ürün tipine göre yarılanma ömrü vardır. Bu
yüzden IPCC 2006 kılavuzuna göre yarılanma ömrü sonunda tutulan karbonun tamamı atmosfere
salınmış olur. Bir başka deyişle üretilen odun hammaddesinin aniden okside olması (emisyon)
yerine zamanla atmosfere karıştığının varsayıldığı bir karbon rezervi olup aslında emisyonun zamana
yayılmasıdır. Uzun ömürlü odun ürünlerine geçildikçe bu rezervin atmosfere salımı yavaşlayacaktır.
Başka bir açıdan bakılırsa karbon ayak izi yüksek ürünler yerine bu işlenmiş odun ürünlerinin kullanımı
karbon ayak izi düşük ürünün ikamesi nedeniyle azaltıma katkı sağlayacaktır [1] (Tablo 32).
Şekil 26 - AKAKDO sektörü tutumlarının kategoriler bazında dağılımı. [1]
-49.670,49 Tutumlar
2.446,59 Emisyonlar (Orman yangınları hariç)
193
Türkiye’de AKAKDO sektörüyle ilgili temel mevzuat ile politika ve strateji belgeleri Tablo 33 ve Tablo
34 ’te yer almaktadır.
194
Tablo 34 – AKAKDO Sektörü İlgili Temel Politika Belgeleri
Politika Belgeleri
Tablo 33 - AKAKDO Sektörü ile İlgili Temel Mevzuat
Temel Mevzuat
Orman Kanunu
(Kanun No 6831)
12. Kalkınma Planı
(2024-2028)
İklim değişikliğine dayanıklı ormanlar kurulacak ve ormanların
yutak alan fonksiyonlarını artıracak şekilde yönetim planları
geliştirilecektir. Ormanların afetler, kuraklık ve çölleşmeyle
mücadele edilmesi, biyoçeşitliliğin ve su kaynaklarının korunması,
ekosistem hizmetlerinin geliştirilmesi ve arazi tahribatının
dengelenmesi konuları ile sağlık, gıda, turizm ve enerji sektörlerine
katkısı artırılacaktır. Orman ürünlerinin döngüsel ekonomi
çerçevesinde mümkün olan en uzun süreli kullanımı teşvik edilecek,
tekrar kullanımı ve geri dönüşümü artırılacaktır. Ormancılıkla
ilgili gönüllü karbon piyasası ve yeşil sertifikasyon uygulamaları
geliştirilecektir.
Ülkemiz firmalarının ormancılık sektöründe
uluslararası alanda faaliyet göstermesi desteklenecektir. Ormancılık
istatistiklerinin uluslararası standartlara uyumu sağlanacaktır.
Orman kaynaklı ürün ve hizmetler sürdürülebilir orman yönetimi
ilkeleri çerçevesinde ihracat odaklı çeşitlendirilecek, sektörün
ekonomideki pay| aratılacaktır. Orman yangınlarını önleyici tedbirler
artırılacak, yangınlara müdahale kapasitesi güçlendirilecektir.
Ulusal İklim Değişikliği
Stratejisi (2010-2023)
2010-2023 dönemini kapsayan Türkiye’nin İklim Değişikliği
Stratejisi kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedefleri içermektedir.
Bu hedefler; iklim değişikliği ile mücadele açısından kritik öneme
sahip ormansızlaşma ve orman tahribatı odaklı olarak Türkiye
ormancılığının durumunun değerlendirilmesi ve sorunların
çözümüne yönelik stratejilerin geliştirilmesi, Milli Ağaçlandırma
Kampanyası kapsamında 2,3 mha arazinin ağaçlandırılması ve
rehabilite edilmesi; Türkiye’deki tüm arazi kullanım sınıfları için
merkezi bir coğrafi bilgi sisteminin kurulması ve arazi kullanım
sınıfları arasındaki değişimlerin hesaplanması amacıyla haritaların
ve uydu verilerine dayalı izleme modelinin geliştirilmesi; kentsel
alanlarda açık yeşil alan sistemlerinin artırılmasının teşvik edilmesi
ve kentsel ormancılığın iyileştirilmesi yer almaktadır.
Amaç ve Kapsamı
Orman kanunu temel olarak ormanların korunmasını, işletilmesini,
ormanların geliştirilmesini ayrıca mülkiyet olarak devlete ait olmasını
sağlamaktadır. Kanun; ormanların her türlü zararlara karşı (Orman
yangınları, ormandan ağaç kesme, yer açma, faydalanma, otlatma,
işgal vb. insan kaynaklı zararlar ile kar, fırtına, ve kar devriği ve
kırıkları gibi abiyotik zararlarla birlikte böcek, mantar ve hayvan
zararları gibi biyotik zararları) ile mücadele etmeyi devlet eliyle
yapmayı emreder. Yine ormanlardan faydalanmayı, işletme ve her türlü
izin ve irtifakı devlet eliyle yapar. Ormanların artırılmasına yönelik
çalışmalar (ağaçlandırma, erozyonla mücadele, sel, heyelan, çığ vs. gibi
afetlere karşı toprak muhafaza çalışmaları, imar ihya, rehabilitasyon
çalışmaları, çölleşme ile mücadele ve orman köylerinde yaşayanların
sosyo-ekonomik durumlarının iyileştirilmesine yönelik entegre ve
bütüncül havza projeleri) yapmak görevi devlete verilmiştir. Ayrıca
orman suçlarının takibi ve cezai hükümleri yasada açıkça ortaya
konulmaktadır.
Mera Kanunu
(Kanun No 4342)
Kanunun amacı; daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya
kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait
otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri
adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir
şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin
artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak
denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının
değiştirilmesini sağlamaktır.
Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanunu
(Kanun No 5403)
Kanunun amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin
sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi
büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal
arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir
kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve
esasları belirlemektir.
Amaçlar ve Hedefler
195
Politika Belgeleri
196
Ulusal İklim Değişikliği
Eylem Planı (2011-2023)
Amaçlar ve Hedefler
Eylem planının içerisinde; ormanlarda tutulan karbon miktarının
artırılması hedefi kapsamında, Ağaçlandırma Eylem Planının
karbon tutulması açısından, 2013 yılı ve sonrası için yeni bir eylem
planının hazırlanması ve uygulanması; iklim değişikliği faktörünün
2015 yılına kadar arazi kullanımı ve arazi kullanımı değişiklikleri
yönetim stratejilerine entegre edilmesi hedefi kapsamında;
ekolojik ve ekonomik açıdan tarımsal kullanıma uygun olmayan
arazilerde enerji ormancılığının teşvik edilmesi; Türkiye’deki
turbalıkların koruma statülerinin güçlendirilmesi yüksek karbon
tutma özelliklerinin dikkate alınması; yerleşim yerlerinde tutulan
karbonun tespit edilmesi yer almaktadır. Kurumsal kapasitenin
güçlendirilmesi hedefi kapsamındaki eylemler arasında OGM
bünyesinde kurulan İklim Değişikliği ve Biyo-Enerji Çalışma
Grubunun yeniden yapılandırılması yer almaktadır.
Planda, orman örtüsünün artırılmasına yönelik olarak bozuk orman
alanlarının uygun tür ve yöntemlerle iyileştirilmesi; bütünsel
Çölleşme İle Mücadele Ulusal
ve katılımcı bir yaklaşımla, sürdürülebilir arazi yönetimi ilkeleri
Eylem Planı (2015-2023)
çerçevesinde doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi
hedefleri yer almaktadır.
Ulusal Havza Yönetimi
Stratejisi (2014-2023)
Stratejide iklim değişikliği ile ilgili, 2023 yılına kadar 1.620.000
hektar alanda erozyon kontrolü, ağaçlandırma ve orman içi mera
ıslah çalışmalarının yapılması; ıslah ve ağaçlandırma çalışmaları
ile bozulmuş orman alanlarında gerçekleştirilmek üzere, halen
havzalardaki ormanların %50’sini oluşturan normal/verimli orman
alanlarının, 2023 yılında %75’e çıkarılması; şu anda yılda 15,5 Mton
olan karbon yutak miktarını 2015’te 16,7 Mton’a ve 2023’te 20 Mton’a
çıkartılması hedefleri yer almaktadır.
Politika Belgeleri
Amaçlar ve Hedefler
Stratejik Planda vizyon “Küresel ölçekte model bir ekolojik kaynak
yönetimi” olarak, misyon ise “Ülkemizdeki ekolojik kaynakların
kalkınma modeli perspektifiyle etkin, verimli ve sürdürülebilir bir
şekilde harekete geçirilip ekolojik, bitkisel ve hayvansal katma
değer vasıtasıyla ekonomik güvenliği, gıda arz güvenliğini ve insan
sağlığını güvence altına almak”’ olarak belirlenmiştir.
Planda 7 amaç bulunmaktadır ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın
2019-2023 Stratejik Planında iklim değişikliği ile ilgili hedefler
aşağıda sıralanmaktadır:
Tarım ve Orman Bakanlığı
Stratejik Planı (2019-2023)
- İklim değişikliği, erozyon ve çölleşme ile mücadele kapasitesini
artırmak
- Arazi tahribatı ve erozyonu belirlemek, önlemek
- İklim değişikliğinin tarım üzerine olası etkilerini ölçmek ve tedbir
almaya yönelik öneriler geliştirmek
Bu hedefler kapsamında; iklim değişikliğinin tarım üzerine olan
etkilerine karşı uyum ve tedbirler ile tarımsal kuraklığı belirleme ve
etkilerini azaltmaya yönelik AR-GE projeleri, “Tarımsal faaliyetlerden
(bitkisel ve hayvancılık) kaynaklı sera gazları emisyonları ölçümizleme ve azaltım ile düşük karbonlu tarım için AR-GE projelerinin
yaygınlaştırılması, tarım topraklarında ve meralarda iklim
değişikliğinden kaynaklı arazi bozulumu ve erozyonu önleyici
tedbirlerin geliştirilmesi, ülkemizde arazi kullanımı ve arazi
kullanım değişikliğinden kaynaklı sera gazı emisyonları ve yutak
hesaplamaları ve raporlaması, Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele
Stratejisi ve Eylem Planının 2023-2027 yıllarını kapsayacak şekilde
güncellenmesi, iklim değişikliği konusunda kurumsal kapasitenin
artırılması, iklim değişikliğine uyum konusunda farkındalık artırma
gibi eylem ve stratejiler yer almaktadır.
197
Politika Belgeleri
198
Orman Genel Müdürlüğü
Stratejik Planı (2019-2023)
Amaçlar ve Hedefler
OGM Stratejik Planı dört hedef altında hedefler sunmaktadır: (G1):
Orman ve Orman Kaynaklarını Biyotik ve Abiyotik Zararlılara
Karşı Korumak, (G2): Ormanları Geliştirmek, Verimliliği Artırmak
ve Alanları Genişletmek, (G3): Ormanların Ürettiği Mal ve
Hizmetlerden Optimum Sosyal Fayda Sağlamak, (G4): Kurumsal
Kapasitenin Artırılması. G1 kapsamındaki hedefler, orman
yangınlarıyla mücadelede önleyici tedbirlerin artırılması ve
müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi; orman ekosistemlerinin
sağlığının izlenmesi, doğal ve doğaya uygun önleyici tedbirler
ile öncelikle orman varlığının ve sağlığının korunmasıdır. G2
kapsamındaki hedefler, verimli orman alanı 14.000.000 hektara
çıkarılması; endüstriyel orman alanı olarak belirlenen 330 000
hektarlık potansiyel toplam alanda uygulama oranının %9’dan
%100’e çıkarılması; orman örtüsü ülke yüzölçümünün %30’una
çıkartılması; toprak kaybını azaltacak erozyonla mücadele edilmesi
ve mera ıslah çalışmalarının geliştirilmesidir. G4 kapsamında, bilgi
sistemleri ve teknoloji altyapısının tamamlanması; orman bilgi
sisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır.
İklim Şurası 2022
İklim Şurasının Arazi Kullanımı sektörüyle ilgili çıktıları ve
kararları içinde, sürdürülebilir arazi kullanımının teşvik edilmesi,
erozyon ve bozulmanın önlenmesi, doğa temelli çözümler, sulak
alanların korunması, ekosistemlerin (orman, meralar, sulak alanlar
vb.) restorasyonu ve korunması yer almaktadır. Karbon stokları,
koruyucu arazi kullanım politikaları ile korunacaktır. Arazi
kullanımına ilişkin rapor ayrıca ormancılık ve arazi kullanımına
ilişkin AB politikaları ile küresel girişimleri uyumlu hale getirme
ihtiyacının altını çizmektedir. Şura kararlarından bir diğeri ise, daha
güçlü bir orman yangını yönetim sistemine duyulan ihtiyaçtır.
NDC 2023
NDC’de AKAKDO Sektöründe 2023-2030 dönemi için çölleşmeyle
mücadele ön plana çıkartılmıştır. Çölleşmeyle mücadele altında
iyileştirilmiş/sürdürülebilir orman yönetimi; ormanlaştırma, kırsal
ve tarımsal arazilerin korunması ve meraların iyileştirilmesi gibi,
yutak kapasitesini artıran doğa ve/veya teknoloji temelli çözümlerin
teşvik edilmesi; çölleşme ve arazi bozulumunu önlemek, kontrol
altına alması ve azaltılması hedefleri yer almaktadır.
2.7.2 Strateji ve Eylemler
199
AKAKDO sektöründe altı arazi kullanım kategorisindeki (orman, tarım, mera, sulak alan, yerleşim,
diğer) altı tane karbon havuzu (toprak üstü ve altı biyokütle, toprak, ölü örtü, ölü odun ve odun ürünleri)
yer almaktadır. Ormancılığın enerji kullanımı dışında kalan tamamı, tarım sektörünün karbondioksit
emisyon ve tutumları, meralardaki ve sulak alanlardaki karbon döngüleri ve yerleşimlerde tutulan
ve salınan sera gazları sektör kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla AKAKDO eylem planı birden
çok alt sektörle ilişkilidir. Buna karşın ana yutak alanı ormanlar olduğu ve tarım sektörü Eylem
Planında ayrıca ele alındığı için AKAKDO sektörünün Plandaki ağırlığı ormanlar üzerindedir. Sektör
kapsamında beş temel politikaya yer verilmiştir. Bu stratejilerin önümüzdeki yıllarda operasyonel
hale getirilmesi ve güçlendirilmesi için sektörel çerçeve geçiş projeleri önerilmiştir.
Strateji L-S.1
Ekosistemlerin korunması, sürdürülebilir yönetimi ve yutak alanların
artırılması ile sera gazı tutumunun yıllık bazda düzenli olarak artırılması,
ekosistem kaynaklı emisyonların azaltılması
AKAKDO politikalarının ana omurgasını bu strateji oluşturmaktadır. Sektörün temeli karbon
havuzlarındaki yutak kapasitesinin yıllık bazda sürekli olarak artırılması üzerinedir. Yutak kapasitesi
artıkça yıllık karbon tutumu da artmaktadır. Yutak kapasitesi en başta arazinin doğru kullanımı ve
üzerindeki ekosistemlerin iyi yönetimiyle arttırılabilir. Ormanlarda yutak kapasitesinin artırılması
genel olarak iki şekilde mümkün olabilir: birincisi karbon odaklı orman yönetimi ikincisi ise
ekosistemlerin korunmasıdır. Ormancılık kategorisinde bu koruma-kullanma dengesinin doğru
şekilde uygulaması ile karbon, ekosistemlerde ve uzun ömürlü odun ürünlerinde tutulacak hem de
fosil yakıtlı alternatif ürünlerin kullanımı azaltılarak ikame faydaları sağlanacaktır.
Bu eylem grubunda amaç başta ormanlar olmak üzere tüm ekosistemlerde birim alanda canlı
biyokütlenin zaman içinde artırılması, korunması, kısmen de uzun ömürlü odun ürünlerinde
saklanmasıdır. Orman yönetiminin dengeli olması ve tüm faaliyetlerin karbon pozitife dönüştürülmesi
en üst seviyede karbon tutumu için gereklidir. Buna “karbon odaklı orman yönetimi” veya “gelişmiş
orman yönetimi” adı verilmekte, iklim dostu ormancılığın temel bileşenini oluşturmaktadır.
200
Ağaçlandırma için iki yaklaşım önerilmiştir. Birincisi ağaçlandırmanın havza bazlı planlanmasıdır. Bu
sayede AKAKDO sektöründe azaltımla uyumun entegre yönetimi kolaylaşacaktır. Örneğin azaltım
amaçlı yapılan ağaçlandırma, orman yönetimi, mera ıslahı gibi çatışmaların taşkın, kuraklık gibi
afetlere karşı risk azaltma etkisi görülebilir. Diğer yaklaşım proaktif ağaçlandırmadır. Buna proaktif
orman yönetimi de eklenebilir. Burada önemli olan orta ve uzun vadeye bakılarak iklim değişikliğinin
olası etkililerinin dikkate alınıp tüm faaliyetlerin başta ağaçlandırma ve restorasyon olmak üzere
planlandığı bir yönetim yaklaşımını dikkate almaktır.
L-S.1.8
İklim Değişikliği Odaklı Çerçeve Geçiş Projeleri ile uygulamalı pilot
çalışmalar yapılarak kurumların teknik kapasitelerinin artırılması
L-S.1.9
Kentsel alanlara yakın ormanlarda, sulak alanlar ve çevresinde
doğal yaşama ve ekosisteme zarar verebilecek insan faaliyetlerini
sınırlamaya yönelik düzenlemelerin etkinliğinin artırılması
L-S.1.10
Kentsel alanlarda odunsu yeşil alan oranlarının belirlenmesine,
izlenmesine ve artırılmasına yönelik belediyeler ve ilgili bakanlıklar iş
birliğinde teknik ve yasal bir mekanizma kurulması
L-S.1.11
Tarım, mera, sulak alanlar ve yerleşim alanlarındaki akarsu koridoru ve
ekosistemlerinin restorasyonuna ve rehabilitasyonuna yönelik proje ve
çalışmaların teşvik edilmesi
L-S.1.12
Tarım alanlarında kavak, meyvecilik, zeytincilik ve iklim dostu tarım
uygulamalarının, özellikle kadın ve genç girişimcilerin, yeni teşviklerle
teknik ve finansal açıdan desteklenmesi
L-S.1.13
Atıl tarım arazilerinde, bu arazilerin tekrar tarıma kazandırılması
mümkün değil ise, hızlı gelişen ve gelir getirici tür ağaçlandırmalarına
yönelik teşviklerin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması
L-S.1.14
L-S.1.5
Başta ormancılık ve tarım olmak üzere tüm arazi tiplerini (sulak alanlar,
meralar vb.) kapsayacak şekilde sektör genelinde dijitalleşmenin
yaygınlaştırılması
Tüm arazi planlama ölçek ve süreçlerinde yukarı havza yönetimini
önceliklendirecek şekilde gri çözümler yerine yeşil karbon yutak
kapasitesini artıracak doğa temelli çözümlere (DTÇ) ağırlık verilmesi
L-S.1.15
L-S.1.6
Ormanlar ve diğer arazi kullanımlarına zarar verebilecek tüm
uygulamalar sebebiyle ortaya çıkacak emisyonların engellenmesi için
teknik ve yasal düzenleme çalışmalarının başlatılması
2025-2038 döneminde toprak karbon stoğunu her yıl artıracak şekilde
mera alanlarının ıslah edilmesine yönelik bir eylem planının hazırlanıp
yürürlüğe konulması
L-S.1.16
L-S.1.7
Orman planlama ve yönetiminde karbon, su ve biyoçeşitlilik amaç
fonksiyonların teknik anlamda geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
2025-2038 döneminde toprak karbon stoğunu her yıl artıracak şekilde
tarım alanlarında iklim dostu tarım uygulamalarının yapılması ve
teşvik edilmesi
L-S.1.1
Başta ormancılık ve tarım olmak üzere sektör genelinde stratejilerin,
eylem planlarının, makro planlamaların ve hedeflerin yutak
kapasitesini artıracak şekilde geliştirilmesi ve izlenmesi
L-S.1.2
Ağaçlandırma/rehabilitasyon/restorasyonda ekosistemlerin bütünlüğü
göz önüne alınarak, proaktif, sonuç odaklı ve havza ölçekli bir
yaklaşıma geçilmesi ve havza bazlı bir ağaçlandırma yol haritası
oluşturulması
L-S.1.3
L-S.1.4
Ağaçlandırmaya/bitkilendirmeye uygun potansiyel alanların saha
ölçümleri yanında coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama
yöntemleriyle desteklenerek tespit edilmesi
Yanlış arazi kullanımı nedeniyle ortaya çıkan arazi tahribatı, erozyonsedimentasyon ve çölleşmeyle mücadelenin güçlendirilmesi yoluyla
toprak karbon yutağının korunması
201
L-S.1.17
202
Tüm arazi kullanımlarında toprak verimliliğini ve karbon stok artışını
teşvik edici iyi uygulamaların (Doğa temelli çözümler, biochar,
azaltılmış sürüm, vb.) yaygınlaştırılması
L-S.1.18
Erozyon ve arazi bozulmasına maruz çölleşen alanların belirlenmesi,
bu alanların başta toprak karbon stokları olmak üzere çeşitli
indikatörlerle izlenmesi ve çözüm üretmeye yönelik havza yönetimi
uygulama ve araçlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
L-S.1.19
Toplam korunan alan miktarının artırılması, bu alanların azaltım ve
uyum kapasitelerini güçlendirecek alana özgü yönetim stratejilerinin
geliştirilmesi
L-S.1.20
Sulak alanlara yönelik baskıların azaltılarak, başta drenaj ve kirlilik
olmak üzere zararlı etkilerden korunmaları, zarar görmüş sulak
alanların rehabilitasyonunun yapılması
L-S.1.21
Orman yangınlarının önlenmesi, yangınların erken tespiti ile
yangınlara erken ve etkili müdahaleye yönelik sürecin güçlendirilmesi
Strateji L-S.2
Ormancılık ve tarım işletmelerinin yüksek katma değerli döngüsel
biyoekonomiye geçişinin sağlanması
Bu eylem seti katma değer artışı, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomiye katkı sağlamayı amaçlarken,
odun hammaddesinin etkin kullanımını sağlayıp, ihtiyaç artışını hafifletecek eylemleri içermektedir.
Eylem setinde küçük, orta ve büyük ölçekli tüm işletmelerin küresel pazarlardan daha fazla pay almalarını
sağlamaya yönelik eylemlere de yer verilmiştir.
L-S.2.1
Odun dışı orman ürünleri sektöründe aile ve küçük/orta ve üretimpazarlama kapasitesi yüksek, uluslararası pazarlara ulaşabilecek
büyük ölçekli işletmelere yönelik desteklerin artırılarak ve
yaygınlaştırılarak devam ettirilmesi, orman köylerinde odun
tüketiminin azaltılması için sosyal projelerin desteklenmesi ve
kırsal göçün önlenmesi için ekonomik gelir artırıcı faaliyetlerin
desteklenmesi
L-S.1.22
Orman yangınlarıyla mücadelede teknoloji kullanımının
yaygınlaştırılması, yapay zekâ destekli karar destek sistemleri ile
kaynak kullanımı verimliliğinin artırılması
L-S.2.2
L-S.1.23
Karasal ve denizel korunan alan oranının, Biyolojik Çeşitlilik
Sözleşmesi 15. Taraflar Konferansında kabul edilen Kunming-Montreal
Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi hedefleri ve AB Biyolojik
Çeşitlilik Stratejisi hedefleri ile uyumlu olarak %30’a çıkarılması
İklim dostu tarım kapsamında aile, küçük/orta ve üretim-pazarlama
kapasitesi yüksek, uluslararası pazarlara ulaşabilecek büyük ölçekli
işletmelere yönelik desteklerin artırılarak devam ettirilmesi ve yeni
teşviklerle sektörün özellikle kadın girişimcilerin teknik ve finansal
açıdan desteklenmesi
L-S.2.3
Orman endüstrisi şirketleri için katma değer, verimlilik ve geri
dönüşümü artırıcı teşviklerin genişletilmesi ve artırılması
L-S.1.24
Korunan Alanlar için Ekosistem-Temelli Ulusal Yönetim
Stratejisi, Ekosistem- Temelli İklim Değişikliği Eylem Planının
hazırlanması ve yönetim planlarına entegrasyonun sağlanması
L-S.1.25
Ekosistem-Temelli Ulusal Mekânsal Planlama Stratejisi
hazırlanması ve Mekânsal Planlara entegrasyonu
203
Strateji L-S.3
204
Sektörün Ar-Ge ve inovasyon bakımından güçlendirilmesi için proje
desteklerinin 2030 itibariyle 2020 seviyesinin iki katına çıkarılması
Arazi kullanma sektöründe katma değer ve döngüselliğin iyileştirilmesi için Ar-Ge ve inovasyona
dönük desteklerin artırılması gerekmektedir. Destekler hem sektördeki üretimin katma değerini
artıracak ve bu sayede ham maddenin etkin kullanımını iyileştirecek hem de başla ormancılık ve
tarım olmak üzere iklim değişikliği ile mücadelede teknoloji kullanımını artıracaktır.
Strateji, sektör genelinde Ar-Ge ve inovasyonu, sera gazı envanter raporlamasından iklim kaynaklı
dış etken ve afetlerle mücadelede yeni teknolojilerin kullanımına kadar geniş bir spektrumda
yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.
Hassas ormancılık, dijitalleşme ve yapay zekâ kullanımının sağlayacağı verim artışı da bu stratejide
yer almıştır. Sektörde bu iki yaklaşım, özellikle karar destek süreçlerinde pozitif etki yaratarak zaman
içinde verim artışlarını ve buna bağlı emisyon azaltımını sağlayabilir. Ayrıca iklim kaynaklı negatif
etkilerin belirlenmesi ve azaltılması konusunda teknoloji kullanımı ve inovasyonun önemli bir yeri
vardır. Bu kapsamda ekosistem izleme sistemlerinin güçlendirilmesi de iklim değişikliğini etkilerini
anlamak bakımından önemlidir. Mavi karbon olarak adlandırılan sucul ortamlarda gelişen bitkilerle
karbon tutum sağlanması yönünde uluslararası çalışmalara paralel olarak Ar-Ge desteklerinin
artırılması konusuna da yer verilmiştir.
Ar-Ge ve inovasyonun artırılması gereken diğer bir konu da kuraklıktır. Ülkemizde ciddi kuraklık
riski bulunmaktadır. Tarımda üretimin azalmasına, ormancılıkta ve meralarda ise verim düşüşü,
hastalık ve ölümlere yol açabilmektedir. Kuraklık etkilerini azaltmaya yönelik entegre inovatif
çözümlere olan desteklerin bu kapsamda artırılması amaçlanmaktadır.
L-S.3.1
Yutak alanlara zarar verebilecek afet ve iklim değişikliği
kaynaklı orman zararları ile mücadelenin teknolojik, önleyici
ve eğitici projelerle güçlendirilmesi ile bu zararların karbon
stoklarına etkileri konularında Ar-Ge desteğinin artırılması
L-S.3.2
Sera gazı emisyon ve tutum hesaplamaları konusunda teknik
altyapının güçlendirilmesi
L-S.3.3
Arazi Kullanma ve Ormancılık sektörünün teknoloji tabanlı
ihtiyaçlarına yönelik araştırmaların desteklenmesi ve bu sektöre özgü
proje teşvik mekanizmasının geliştirilmesi
L-S.3.4
Ormancılıkta ve arazi kullanımında dijitalleşmenin, uzaktan algılama
yöntemlerinin (uydu temelli, dron kullanımı gibi) ve verimliliği
geliştirecek robotik teknolojilerin kullanımının artırılması
L-S.3.5
İklim projeksiyonlarının gerçekleştirilmesi ve projeksiyon çıktılarının
kullanılarak ormancılık ve arazi kullanımına yönelik etkilenebilirlik
analizlerinin gerçekleştirilmesine yönelik projelerin desteklenmesi
L-S.3.6
Ağaçlandırma ve bitkilendirmede biyoçeşitlilik gözetilerek, kuraklığa
dayanıklı türler geliştirilmesi dahil olmak üzere entegre kuraklık
çözümlerine yönelik bilimsel çalışma ve teknolojilerin teşvik edilmesi
L-S.3.7
Karar süreçlerine veriye dayalı yapay zekanın dahil edilmesi
L-S.3.8
Uzun Dönemli Ekolojik İzleme Ağı, ICP Ormanları, Entegre Karbon
Gözlem Sistemi (Integrated Carbon Observation System) ve benzeri
ekosistem izleme ağlarına daha etkin katılımın sağlanması, yağış-akış
süreçlerinin detaylı ve hassas izlenmesi ve analizi için uzun dönemli
deneysel havza ve ekosistem izleme çalışmalarının teşvik edilmesi,
ülkemizin farklı eko zonlarında yaygınlaştırılması
L-S.3.9
Kıyı ve denizlerde sualtı ekosistemlerinin geliştirilmesi ile mavi
karbon yutağı oluşturmaya yönelik araştırmaların desteklenmesi
205
Strateji L-S.4
206
Sektörde karbon yönetimi konusunda yetişmiş teknik eleman ve
profesyonel sayısının artırılması
Bu strateji ile sektör genelinde bilimsel, kurumsal ve insan kapasitesinin geliştirilmesi
hedeflenmektedir. Kamu ve özel sektörün kapasitesinin geliştirilmesine ağırlık verilmiştir. Kamu ve
özel sektörün kapasitenin geliştirilmesine ağırlık verilmiştir. Yerel yönetimlerin de yeşil alan artışını
ve yönetimini sağlayacak şekilde desteklenmesine vurgu yapılmıştır.
L-S4.8
Belediyelere, akarsu koridoru restorasyonuna yönelik eğitim programı
hazırlanması ve uygulanması
L-S4.9
AKAKDO sektöründe sera gazı emisyon ve tutum hesaplamaları ve
uluslararası raporlama yükümlülükleri kapsamında teknik personel
yetiştirilmesi
L-S4.10
Yutak alanların yönetimi ve raporlanması ile doğrudan ilgili
kuruluşlarda iklim değişikliği birimlerinin kurulması, kurumsal
kapasitenin uzman ve yetki bazında geliştirilmesi
Orman zararlıları, erozyon, çölleşme, iklim dostu tarım, sulak alanlar, iklim değişikliği kapsamındaki
riskler, sera gazı hesaplamaları gibi birçok alt konuda teknik ve insan kapasitesinin artırılması
konulu eylemlere de yer verilmiştir.
L-S4.1
Orman kayıp ve zararları (yangın, hastalık vb.) ile mücadelede
bilimsel, kurumsal ve beşeri kapasitenin geliştirilmesi
L-S4.2
Orman kayıp ve zararları (yangın, hastalık vb.) ile mücadelede
farkındalığın artırılması
L-S4.3
İklim değişikliğinin çölleşme ve erozyon üzerindeki etkileri ve
mücadelede bilimsel, kurumsal ve beşeri kapasite ile farkındalığın
artırılması
L-S4.4
Sulak alan kayıp ve zararları (kuraklık, kurutma, sulak alanların
amaç dışı kullanımı vb.) ile mücadelede bilimsel, kurumsal ve beşeri
kapasitenin geliştirilmesi, farkındalığın artırılması
L-S4.5
Araştırmacı, teknik personel ve çiftçilere yönelik iklim dostu ve
düşük karbonlu tarım eğitimleri verilmesi
L-S4.6
Teknik personele ve sulak alanlarda geleneksel yöntemlerle tarım,
hayvancılık ve balıkçılık yapanlara sulak alanların korunması ve
iklim dostu balıkçılık uygulamaları konusunda eğitimler verilmesi
L-S4.7
Teknik personele yönelik iklim dostu ormancılık kapsamında
özellikle iklim değişikliği kaynaklı risklerin azaltılması ve yönetimi
konularında eğitimler verilmesi
Strateji L-S.5
AKAKDO Sektörüne yönelik teknoloji altyapısının geliştirmesi
Bu strateji kapsamında 2 eyleme yer verilmiştir. İlk eylem ile erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi
ve bu konuda Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarının desteklenmesi amaçlanmaktadır. İkinci eylem ise
sera gazı tahmin ve izlemede uzaktan algılama teknolojileri ve modelleme konusundadır. Bu eylem
ile teknoloji odaklı özel sektör-kamu iş birliği projeleri ve genç girişimciler tarafından kurulan
başlangıç (start up) şirketlerinin desteklenmesi ve sektördeki teknoloji seviyesinin sürekli artırılması
amaçlanmaktadır.
L-S5.1
Kuraklık, sel-taşkın, orman yangını ve heyelan konularında tahmin
ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve operasyonel hale
getirilmesi
L-S5.2
Arazi kullanımı konusunda emisyonların ve tutumların uzaktan
algılama ve atmosferik modellerle tahminine ve doğrulamasına
yönelik Ar-Ge kapasitesinin artırılması, özellikle uydu bazlı gözlem ve
analiz sistemlerinin geliştirilmesi
207
208
YATAY KESEN &
DESTEKLEYİCİ
ÖNLEMLER
Adil Geçiş
Bununla birlikte, cinsiyet de dahil olmak üzere yaş, engel durumu, eğitim durumu, sosyo-ekonomik
statü gibi toplumsal farklılıklar azaltım stratejisinin ve eylemlerinin yaratacağı etkiler ve elde etmeyi
hedeflediği çıktılar ve sonuçları açısından farklılıklar doğurabilir. Bu nedenle azaltım eylemlerinin
uygulanması sırasında aşağıda yer alan önlemlerin alınması önem taşımaktadır.
214
Analitik Adımlar: Cinsiyet, yaş, engellilik ve sosyoekonomik statü gibi temellerde farklılaşan
ihtiyaçların gözetilmesi için analitik çalışmalar yapılarak bilgiye dayalı, somut uygulanabilir ve
kapsayıcı çalışmalar yapılacaktır.
2.8.1 Adil Geçiş
İklim değişikliği ile mücadele kapsamında azaltım ve uyum politikaları uygulanırken sosyal
eşitsizlikleri daha da derinleştirmeden toplumun tüm kesimlerinde adaletin ve istihdamın sağlanarak
adil geçişin başarılabilmesi önemlidir. Bu çerçevede, ela alınan cinsiyet eşitliği ve kadınların
güçlenmesi ilkesi, kalkınma çalışmalarını belirleyen ana ilkeler içinde giderek artan bir önemle yer
almaktadır. İnsan odaklı bir kalkınma anlayışı ile birlikte gelişen bu yaklaşım, kadınların güçlenmesini
vurgulamakta ve kalkınmaya ilişkin süreçlere kadınların ve erkeklerin etkin katılımını esas almaktadır.
İklim değişikliği politikalarında ve azaltım stratejileri içinde cinsiyet eşitliğine duyarlı bir yaklaşım
geliştirmek ve kapsayıcı bir içerik oluşturmak için farklı düzeylerde adımlar atılmaktadır. Bunlar
aşağıda sıralanmaktadır;
• Kimseyi geride bırakmamak için özen gösteren kapsayıcı bir yaklaşımın temel alınması
(örneğin eğitim planlamalarında toplumun farklı kesimlerinin katılımının önündeki engellerin
tespit edilmesi ve aşılmasına yönelik önlemler alınması),
• Eşitsizliği yeniden üretmekten kaçınan yaklaşım için herhangi bir faaliyetten herkesin eşit
biçimde yararlanması,
• Eşitliğin sağlanması için düzeltici bir yaklaşım için mevcut faaliyetlerde eşitsizliğin yeniden
üretilmesine neden olabilecek konuların tespit edilmesi ve bu konulara ilişkin önlemler alınması.
Eşitliğin sağlanması için dönüştürücü bir yaklaşım uygulanması adına kadınlar da dahil olmak üzere
desteklenmesi/güçlendirilmesi gereken toplumsal kesimlerin iklim değişikliği ve azaltım konusunu
nasıl etkilediğinin, nasıl etkilendiğinin ve bu konuda atılacak adımlardan nasıl etkileneceğinin tespit
edilmesi ve tüm süreçlerde kapsayıcı bir katılım yaklaşımı ile hareket edilmesidir.
Katılım ve Kapsayıcılık için Adımlar: Katılım farklı deneyimlerin atılacak adımlara dahil edilmesini
ve farklı ihtiyaçların görünür olmasını sağlayan temel bir prensip olarak kapsayıcılığın en önemli aracı
olarak görülmektedir. Farklı sektörlerden, ilgi gruplarından, sosyo-ekonomik düzeylerden, farklı engel
türlerine sahip bireylerden, farklı yaş aralığından kadınların ve erkeklerin iklim değişikliği ile ilgili
süreçlere etkin katılımının sağlanması amacıyla paydaşların ilgi ve öncelik alanlarının analiz edilmesi,
herkese uygun katılım için elverişli koşulların sağlanması gibi yöntemlerin kullanılması önem arz
etmektedir..
Engellilerin Dahil Edilmesi Yaklaşımı: Haziran 2019’da Birleşmiş Milletler Engellileri Dahil Etme
Stratejisini başlatmıştır. 2020 yılında engellilerin dahil edilmesinin geliştirilmesi için, bireylerin ve
engelli organizasyonlarının Taraflar Konferansı toplantıları, diğer Birleşmiş Milletler iklim değişikliği
toplantıları ve organizasyonlarına katılımlarının sağlanması ve ilgili kapasite geliştirme araçlarının
tespit edilmesi suretiyle engelliliğin iklim değişikliği çözüm sürecinin bir parçası haline getirilmesi
amaçlanmıştır.
Eğitsel ve Bilgilendirici Adımlar: Eğitim ve kapasite artırımına ilişkin faaliyetler sırasında,
bilgilendirme süreçlerinde ve hedef kitlenin belirlenmesi aşamalarında cinsiyet, yaş, engellilik ve
sosyoekonomik statü gibi farklı özne pozisyonlarını içeren bir kapsayıcı yaklaşım geliştirilecektir.
Eğitim ve kapasite artırımına ilişkin faaliyetlerde kullanılacak tüm materyal erişilebilir formatlarda
sunulacaktır.
Sürdürülebilir yaşam tarzları ile sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıpları; sera gazı emisyonlarını
azaltmak ve iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerine karşı direnci artırmak için esastır. Başarı; kamu,
özel sektör, sivil toplum ve halkın arasında geniş bir işbirliği gerektirmektedir.
215
216
Eğitim, öğretim, kamu bilinci, halkın katılımı, halkın bilgiye erişimi ve bu konularda uluslararası
ve ulusal işbirliği yoluyla toplumun tüm üyelerinin iklim eylemine katılmaya teşvik edilmesi iklim
eylemlerinin başarısı açısından önemlidir. Bu kapsamda gençlerin de sürece dahil edilmesinin
planlanması büyük önem arz etmektedir.
Yeni Teknolojilerin Benimsenmesi için Adımlar: Azaltım hedefleri için yeni teknolojilerin
geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması merkezi bir önem taşıdığından teknolojik yeniliklerin benimsenmesi
için hedef kitlenin tespitinde cinsiyet, engel ve yaş değişkeni göz önünde bulundurulmalıdır
Yeşil İşler ve Araştırma Geliştirme Faaliyetlerine İlişkin Adımlar: Eylem planı kapsamındaki tüm
sektörlerde yeşil ekonomi çerçevesinde gündeme gelen yeni işler, yeni araştırma alanları ve yeni
sektörlerin gelişim sürecinde eşitlikçi temellerle ilerleme önem arz etmektedir.
Teşvik, İstihdam ve Girişimcilik ile İlişkili Adımlar: Eylem planı girişimci destekleri, işletmelere
yönelik teşvikler ve istihdam alanlarının yaratılması konularını da içeren eylemlere yer vermektedir.
Bu eylemlerin hayata geçirilmesi sırasında yeni eşitsizlikler yaratmamak, eşitsizlikleri sürdürmemek,
eşitliği teşvik etmek ve dönüştürücü adımlar atmak suretiyle kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşım
uygulanacaktır.
Tüm bu unsurlar çerçevesinde adil geçiş konusu özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı çalışmaları
bağlamında dikkat çekmektedir. 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Birliği tarafından Avrupa’yı 2050 yılı
itibariyle ilk iklim nötr kıta yapma hedefi doğrultusunda Avrupa Yeşil Mutabakatının açıklanmasının
ardından, 16 Temmuz 2021 tarihinde Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı yayımlanmıştır. Diğer
taraftan 2021 yılında Paris Anlaşması’na taraf olmamız ile Türkiye’de net sıfır emisyon hedefli yeşil
ekonomiye dönüşüm süreci hız kazanmıştır. 2021/15 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle Yeşil
Mutabakat Eylem Planının uygulanmasını takip etmek, küresel politika gelişmeleri doğrultusunda
çalışmaları yönlendirmek ve gerekli koordinasyonu sağlamak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığının sorumlu olduğu Adil Geçiş Politikaları İhtisas Çalışma Grubunun da dahil olduğu 20
ihtisas çalışma grubu oluşturulmuştur. Bu kapsamda yeşil ekonomiye dönüşüm sürecinin adil bir geçiş
süreciyle yönetilmesi ve kimsenin geride bırakılmaması gerekliliği ile iklim değişikliğinin doğrudan
etkilerinin ve bununla mücadeleye yönelik yeşil ekonomiye dönüşüm çalışmalarının beraberinde
getireceği değişikliklerin, işgücü piyasalarına ve kadınlar ile kırılgan gruplar başta olmak üzere tüm
toplum kesimlerine olumsuz etkilerinin en aza indirilmesine yönelik çalışmalar başlamıştır.
İklim Şurası’nda da belirtildiği üzere, iklim değişikliğiyle mücadeleyi ekonomik ve sosyal
bileşenlerden ayrı düşünmek mümkün değildir. Türkiye’nin iktisadi ve sosyal kalkınma hakkına engel
olmadan, enerji sektöründe düşük karbonlu dönüşüme uyum sağlayacak şekilde, başta istihdam ve
enerji yoksulluğu olmak üzere ulusal ve bölgesel ölçekte makro-ekonomik ve sosyal etkileri içeren
cinsiyete, engelliliğe ve yaşa dayalı farklılıkları ve bu farklılıkların etki analizlerini ortaya koyan
“bütüncül bir adil geçiş stratejisinin hazırlanması hedeflenmektedir. Başta enerji sektörü olmak üzere
tüm sektörlerde adil geçişi yönetmek için eğitim ve istihdam politika ve programların eşgüdümlü
olarak hazırlanması gerekmektedir. Adil geçiş sürecini; sosyal diyalog mekanizmasının etkin bir
şekilde işletildiği, kimsenin geride bırakılmadığı ve insana yakışır yeşil iş olanaklarının artırıldığı
bir programla yürütmek hedeflenmektedir. Enerji yoksulluğuna neden olmadan enerji sektöründeki
dönüşümün sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda enerji ve teknoloji dönüşümünde kimseyi geride
bırakmamak yaklaşımıyla, kadınlar öncelikli olmak üzere, kırılgan grupların karar verme süreçlerinde
yer almasını sağlayacak şekilde, mesleki eğitim ve beceri geliştirme programları ve iş imkanlarından
etkin yararlanılmasının sağlanması hedeflenmektedir.
Strateji AG-S.1
Adil geçiş ve istihdamın dönüşümü için kapasitenin geliştirilmesi
AG-S1.1
İşgücü piyasalarında yeşil dönüşümün sağlanması ve geçişin
adil koşullarda gerçekleşmesi için ulusal adil geçiş stratejisinin
hazırlanması
AG-S1.2
Adil geçiş sürecinin ve sosyal diyaloğun geliştirilmesi
AG-S1.3
Yeşil dönüşüm sürecinin işgücü talebinde ortaya çıkaracağı yeni nitelik
ve beceri gerekliliklerinin belirlenmesi, sektörel ve bölgesel ihtiyaçlar
doğrultusunda yeni niteliklere sahip işgücünün yetiştirilmesine yönelik
çalışmalar yapılması
AG-S1.4
Yeşil dönüşüm sürecinde değişecek veya yeni ortaya çıkacak
mesleklerin standartlarının oluşturulması
AG-S1.5
Eğitim müfredatının ve yükseköğretim programlarının belirlenen yeni
beceri çerçevesine uyumlaştırılmasına yönelik çalışmaların yapılarak
dönüşüm süreciyle ortaya çıkacak işgücü ihtiyacını karşılamaya yönelik
eğitim programlarının hazırlanması ve uygulanması
217
218
AG-S1.6
Sektörlerin yeşil dönüşüm sürecinde kimseyi geride bırakmama
yaklaşımıyla, kadınlar öncelikli olmak üzere, özel politika gerektiren
grupların karar alma süreçlerine katılımını sağlayarak, mesleki eğitim,
beceri edindirme/geliştirme programları ve iş imkanlarından etkin
yararlanmalarının sağlanması için çalışmalar yapılması
AG-S1.7
Enerji sektöründeki dönüşümün enerji yoksulluğuna neden olmasının
engellenmesi ve bu çerçevede kırılgan grupların korunması için
çalışmalar yapılması
219
Karbon Fiyatlandırma
Mekanizmaları
Strateji K-S.1
Türkiye’de Emisyon Ticaret Sisteminin (ETS) Kurulması
220
Türkiye’de ETS kurulmasına yönelik tedbirler Orta Vadeli Programda (2024-2026) yer almakta olup,
ülkemizin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve Ulusal Katkı Beyanı doğrultusunda ETS’nin kurulması
hedeflenmektedir.
2.8.2 Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları
Karbon fiyatlandırma araçları sera gazı emisyonları için bir fiyat belirlenmesini sağlayarak
emisyonların azaltılmasını teşvik eder. Oluşturulan fiyat sinyali, tüketim ve yatırım kalıplarını
değiştirerek ekonomik kalkınmayı iklim değişikliğine karşı mücadele ile uyumlu hale getirir.
Karbon fiyatlandırma araçlarının dünyada en yaygın iki uygulama örneği bulunmaktadır. Birincisi,
piyasa temelli bir yaklaşım olan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) diğeri ise karbon vergisidir. ETS, iklim
değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarına bir üst limit koyarak azaltım hedeflerine ulaşmada
faydalanılan bir mekanizmadır. Negatif bir dışsallığın içselleştirilmesini sağlayan bu sistemde,
en ucuz azaltım seçeneklerinin hayata geçirilmesi sağlanmakta, azaltımın gerçekleştirilemediği
sektör ve üretim yöntemlerinde ise piyasadan tahsisat (emisyon izni) satın alımı yoluna gidilmekte;
tahsisat fiyatları ise piyasa dinamikleri ile belirlenmektedir. Ayrıca, Emisyon Ticaret Sistemi ile yeşil
dönüşümünü tamamlamış şirketler fazla tahsisatlarını piyasada değerlendirerek yatırım maliyetlerini
belli oranda karşılayabilmektedir.
ETS’nin başlıca tasarım unsuru, sistem tarafından hangi sektörlerin kapsam içine alınacağının
belirlenmesidir. Bu doğrultuda mevcut altyapı ihtiyaçları ve projeksiyonlar doğrultusunda ETS
kapsamının belirlenmesi ilk stratejinin eylemleri arasında yer almaktadır. Buna ek olarak çevre
politikalarında Avrupa Birliği ile uyum Türkiye için gözetilen bir unsur olmaktadır ve bu doğrultuda
hem güncel ulusal katkı beyanımız hem de Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu bir şekilde ETS
kapsamının genişletilmesi hedeflenmektedir.
ETS kapsamının belirlenmesinden sonra, söz konusu kapsam için bir emisyon üst limiti belirleme
aşaması gelmektedir. Bu aşamada, belirlenen kapsam dahilindeki işletmelerin belli bir dönem boyunca
salabilecekleri toplam emisyon miktarı (üst sınırı), emisyon yoğun sektörlerin mevcut durumu, azaltım
hedefleri, uluslararası anlaşmalar ve ulusal koşullar bağlamında belirlenecektir.
İklim hedeflerine ulaşmak için uygulanan karbon fiyatlandırması tesislerin üretim maliyetlerini kısa
vadede artırabilir. Bu artışın yüksek seviyede gözlemlendiği bölgelerde ve uluslararası rekabetin fazla
olduğu tesislerde, karbon fiyatlandırmasının olmadığı ya da göreceli olarak daha sıkı olmayan ülkelere
üretimin kayması söz konusu olabilir. Bu doğrultuda 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi, varsayılan, güncel
ve projekte edilmiş karbon fiyatları ve karbon kaçağı riski dikkate alınarak enerji yoğun sektörlere
ilişkin ekonomik, mali, sosyal ve teknik etki analizleri yapılacaktır.
ETS’de belirlenen üst limit dahilinde tahsisatların dağıtılmasıyla piyasa aşamasına geçilmektedir.
Burada tahsisat fiyatları arz ve talep dinamikleri ile belirlenirken; arz ve talep, azaltım hedefleri ve
azaltım maliyetleri çerçevesinde şekillenmektedir. Dünyadaki ETS örnekleri incelendiğinde bu
piyasalarda ETS kapsamındaki sektörlerin yanı sıra finansal aktörlerin de yer alması bir tasarım
seçeneği olarak görülmektedir. Bu hususun değerlendirilmesi amacıyla ETS piyasasına finansal
aktörlerin dahil olmasına yönelik değerlendirme çalışmalarının yapılması ve finansal aktörlerle ilgili
mevzuatlar hazırlanacaktır.
221
222
Tahsisatların dağıtımında ücretsiz tahsis ve ihale olmak üzere iki temel yöntem vardır. İhale yöntemi
ile ETS’den gelir elde etmek mümkündür. Bu doğrultuda ETS kapsamında elde edilecek gelirlerin,
Ulusal Katkı Beyanı gözetilerek, yeşil kalkınma hedefi doğrultusunda düşük karbonlu ekonomi ve adil
geçişi de güvence altına alacak şekilde kullanılması için planlama çalışmalarının yapılması, gerekli
mevzuat ve uygulama altyapısının hazırlanması öngörülmektedir.
Emisyon Ticaret Sistemi’nin uygulama döneminden önce metodolojilerin, kurumların ve politikaların
test edilmesini ve katılımcılar için bir öğrenme dönemini sağlamak için pilot dönem uygulanacaktır. Bu
dönemde veri toplama, veri tabanı yönetimi ile ilgili sorunların belirlenmesi, bunun yanı sıra mevcut
mevzuatın uygulanmasında karşılaşılabilecek aksaklıklar ve yeni mevzuat ihtiyacının belirlenmesi
hedeflenmektedir. Bu kapsamda ETS uygulama dönemi öncesinde kapsama giren tesislerin sisteme
girişini kolaylaştırıcı bir pilot dönem tanımlanması eylem faaliyeti olarak belirlenmiştir.
Denkleştirme, ETS kapsamında yer almayan emisyonların azaltılması veya atmosferdeki emisyonların
uzaklaştırılması sonucunda karbon kredisi oluşturulmasına ve satışına imkan sunan bir mekanizmadır.
Denkleştirmelerin ETS’de kullanılmasına izin vermek piyasadaki azaltım seçeneklerinin artmasını ve
ETS kapsamındaki tesislerin azaltım maliyetlerini düşürmesine olanak sağlamaktadır. Bu doğrultuda
yükümlülüklerin yerine getirilmesinde kullanılabilecek denkleştirme mekanizma seçenekleri ve
koşulları tanımlanacaktır.
Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi altında maruz kaldığı karbon ücretlerine bağlı maliyet
artışlarından AB’deki üretimin karbon fiyatlandırması olmayan ülkelere kaymasını önlemek için
oluşturulan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ya da benzeri uygulamalar gözetilerek
AB-ETS tasarımında uluslararası koşullardan kaynaklanan ihtiyaçların değerlendirilmesi ve buna
uygun tasarımların yapılması hedeflenmektedir.
ETS tasarımında tahsisatların ücretsiz dağıtımı tesislerin tarihsel emisyonlarına ya da sektöre özel bir
kıyaslamaya dayandırılabilir. Bu doğrultuda ücretsiz tahsisatların dağılımını ve uygulama periyodunu
belirlemek üzere sektörel kıyaslama (benchmark) / tarihsel emisyon (grandfathering) çalışmalarının
yapılması beklenmektedir.
Türkiye’de ilk defa ETS uygulanacak olması nedeniyle paydaşların bu sürece aktif katılımını sağlamak
ve paydaşları bilgilendirme amacıyla ETS uygulamalarına ilişkin bilgilendirme ve görünürlük
çalışmaları yapılacaktır.
K-S1.1
Mevcut altyapı, ihtiyaçlar ve projeksiyonlar doğrultusunda ETS
kapsamının ve işleyişinin belirlenmesi
K-S1.2
Güncel Ulusal Katkı Beyanı hedefleri doğrultusunda, yapısal uyumu
sağlayacak şekilde AB mevzuatı da gözetilerek ETS kapsamının
genişletilmesi ve gerekli mevzuat uyumunun sağlanması
K-S1.3
Emisyon üst sınırının; emisyon yoğun sektörlerin mevcut durumu,
azaltım hedefleri, uluslararası anlaşmalar ve ulusal koşullar
bağlamında ekonomik ve sosyal etkiler, sektörel potansiyel ve
teknolojik imkanlar gözetilerek belirlenmesi
K-S1.4
2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi, varsayılan, güncel ve projekte edilmiş
karbon fiyatları, uluslararası uyum ve azaltım politikaları ile karbon
kaçağı riski dikkate alınarak enerji yoğun sektörlere ilişkin ekonomik,
mali, sosyal ve teknik etki analizlerinin yapılması
K-S1.5
ETS piyasasına finansal aktörlerin dahil olmasına yönelik
değerlendirme çalışmalarının yapılması ve finansal aktörlerle ilgili
mevzuatların hazırlanması
K-S1.6
ETS kapsamında elde edilecek gelirlerin, Ulusal Katkı Beyanı
gözetilerek, yeşil kalkınma hedefi doğrultusunda düşük karbonlu
ekonomiyi ve adil geçişi de güvence altına alacak şekilde kullanılması
için planlama çalışmalarının yapılması, gerekli mevzuatın ve
uygulama altyapısının hazırlanması
K-S1.7
ETS uygulama periyodu öncesinde kapsama giren tesislerin sisteme
girişini kolaylaştırıcı bir pilot dönem tanımlanması
K-S1.8
Yükümlülüklerin yerine getirilmesinde kullanılabilecek ulusal ve
uluslararası denkleştirme mekanizma ve koşullarının tanımlanması
K-S1.9
ETS tasarımında uluslararası koşullardan kaynaklanan ihtiyaçlarının
değerlendirilmesi ve buna uygun tasarımların yapılması
223
K-S1.10
224
K-S1.11
Ücretsiz tahsisatların dağılımını ve uygulama periyodunu
belirlemek üzere sektörel kıyaslama (benchmark)/tarihsel emisyon
(grandfathering) çalışmalarının yapılması
K-S2.1
ETS uygulamalarına ilişkin bilgilendirme ve görünürlük
çalışmalarının sektör bazında yapılması
K-S2.2
Strateji K-S.2
Diğer Karbon Fiyatlandırma Araçları konusunda altyapı çalışmalarının
yapılması
Karbon fiyatlandırma mekanizmalarının ikinci stratejisi diğer karbon fiyatlandırma araçları
konusunda altyapı çalışmalarının yapılması başlığıdır.
ETS içinde veya ETS dışında tamamlayıcı bir karbon fiyatlandırması uygulanarak, belirlenmiş
sektörlerde karbon fiyatlandırma ile emisyon azaltımı teşvik edilebilir. Bu kapsamda ülkemizde
kurulması planlanan ETS’yi tamamlayıcı bir karbon fiyatlandırma mekanizmasının rolüne yönelik
analiz çalışmaları gerçekleştirilecektir.
Ülkemizde yakıtlar üzerinden dolaylı bir karbon fiyatlandırma yöntemi bulunmaktadır. ÖTV altında
uygulanan dolaylı fiyatlamanın açık fiyatlamaya dönüştürülmesi emisyonların azaltımı noktasında
katkı sağlayabilecek bir yöntemdir ve uluslararası örnekleri de bulunmaktadır. Bu bağlamda,
gerektiğinde ulusal bir karbon fiyatı oluşturmak için tamamlayıcı nitelikte bir karbon vergisi
mekanizması tasarlanması amacıyla Türk Vergi Sistemi içerisindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)
Kanununa ekli (I) sayılı liste tarifelerine karbon içeriği eklenmesine yönelik çalışmalar yapılması
hedeflenmektedir.
Karbon fiyatlandırma sürecinde Emisyon Ticaret Sistemini
tamamlayıcı bir karbon fiyatlandırma mekanizmasının rolüne yönelik
analiz çalışmalarının gerçekleştirilmesi
Türk Vergi Sistemi içerisindeki Özel Tüketim Vergisi Kanununa
ekli (I) sayılı liste tarifelerine karbon içeriği eklenmesine yönelik
çalışmalar yapılması
Strateji K-S.3
Gönüllü Karbon Piyasası ve Ulusal Denkleştirme Konusunda Altyapı
Oluşturulması
Gönüllü karbon piyasası özel aktörlerin gönüllü olarak atmosferdeki sera gazlarının uzaklaştırılmasını
veya azaltılmasını temsil eden sertifikandırılmış karbon kredileri alıp sattığı merkezi olmayan bir
pazardır.
09.10.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Gönüllü Karbon Piyasası Kayıt Tebliği ile Türkiye’de
sera gazı emisyonu azaltımı ve karbon sertifikası elde etmek amacıyla geliştirilen projelerin kayıt
altına alınmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Tebliğ kapsamında proje sahiplerinin,
uluslararası gönüllü karbon standart kuruluşları ve bağımsız denetleyicilerin kayıt sistemi aracılığıyla
kayıt yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu stratejinin bir birleşeni olarak mevcut gönüllü karbon piyasası
kayıt sisteminin güncellenmesi hedeflenmektedir.
Ayrıca, kurulması hedeflenen ETS’de denkleştirme işlemlerine izin verilme olasılığı ve Paris
Anlaşması’nın 6’ncı maddesi ile birlikte ülke içerisinde gerçekleşen azaltımların Ulusal Katkı Beyanı
için önem arz etmesi sebebiyle ulusal bir karbon kredilendirme sistemin kurulması hedeflenmektedir.
Bu hedef kapsamında ulusal karbon denkleştirme sisteminin kurulmasına yönelik değerlendirme
çalışmaları yürütülecektir. Bu doğrultuda uluslararası sistemlerle uyumlu ulusal sistemin sektörel
odaklarının belirlenmesi ve seçili sektörler için uluslararası standartlarla uyumlu ulusal standart
ve metodolojilerin geliştirilmesi ve buna ek olarak doğrulama sistemi için gerekli yetkilendirme ve
akreditasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
225
226
Ulusal denkleştirme sistemi ve gönüllü karbon piyasasındaki çalışmalar hakkında paydaş katılımını ve
bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla gönüllü karbon piyasasının etkin tanıtımına yönelik çalışmalar
yürütülecektir.
K-S3.1
Mevcut gönüllü karbon piyasası kayıt sisteminin güncellenmesi
K-S3.2
Ulusal karbon denkleştirme sisteminin kurulmasına yönelik
değerlendirme çalışmalarının yapılması
K-S3.3
Ulusal sistemin sektörel odaklarının belirlenmesi ve seçili sektörler
için uluslararası standartlarla uyumlu olarak ulusal standart ve
metodolojilerin geliştirilmesi ve altyapının oluşturulması
K-S3.4
Uluslararası sistemlerle uyumlu ulusal sistem kapsamındaki doğrulama
sistemi için gerekli yetkilendirme ve akreditasyon çalışmalarının
gerçekleştirilmesi
K-S3.5
Gönüllü karbon piyasasının etkin tanıtımına yönelik çalışmalar
yapılması
Strateji K-S.4
Paris Anlaşması’nın 6. maddesine katılımın değerlendirilmesine yönelik
çalışmalar yapılması
Paris Anlaşması’nın 6. maddesi, Anlaşmaya taraf ülkelerin Ulusal Katkı Beyanı hedeflerine ulaşmak
için kullanabilecekleri piyasa temelli mekanizmaları ve piyasa temelli olmayan yaklaşımları
içermektedir. Piyasa temelli mekanizmalar, 6.2 ve 6.4 maddeleri altında yer almakta olup, 6.2 maddesi,
hükümetler arası ikili anlaşmalar yoluyla uluslararası transfer edilebilir azaltım çıktılarının (ITMO)
transferini içermektedir. Bunun yanında, Anlaşmanın 6.4 maddesi ise, BMİDÇS altında kurulan ve
özel sektörün de katılım sağlayabildiği merkezi piyasayı ifade etmektedir. Anlaşmanın 6.8 maddesi
ise piyasa temelli olmayan, herhangi bir azaltım çıktısı transferi içermeyen ve tarafların iklim
hedeflerine ulaşabilmek için gerekli diğer tüm eylemlerin desteklenmesini kapsamaktadır.
Son strateji olarak Paris Anlaşması’nın 6. maddesi olan işbirlikçi yaklaşım uygulamalarına katılımın
değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılması yer almaktadır. Değerlendirme çalışmaları
kapsamında planlan faaliyetler olarak Ulusal Katkı Beyanı kapsamında Paris Anlaşması’nın 6.
maddesi ile ilgili uygulamalarda Türkiye’nin rolünün belirlenmesine yönelik çalışmaların yapılması
ve bu uygulamalar için çeşitli ülkeler tarafından başlatılan pilot uygulamalara katılım konusunda
sektörel değerlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
K-S4.1
Ulusal Katkı Beyanı kapsamında Paris Anlaşması’nın 6. maddesi
ile ilgili uygulamalarda Türkiye’nin rolünün belirlenmesine yönelik
çalışmaların yapılması
K-S4.2
Paris Anlaşması’nın 6. maddesi kapsamındaki uygulamalarda çeşitli
ülkeler tarafından başlatılan pilot uygulamalara katılım konusunda
sektörel değerlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi
227
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
STRATEJİSİ VE
EYLEM PLANI
Güneş enerjisi
kurulu gücü
32.900 MW’a
ulaşacak
ENERJİ
Elektrik
üretiminin karbon
yoğunluğu
azaltılacak
Hidrojen üretimi,
depolanması,
dağıtımı ve
kullanımı için Ar-Ge
projeleri
desteklenecek
Kurulu batarya
gücü 2.100 MW ’a
ulaşacak
Rüzgar enerjisi
kurulu gücü
18.100 MW’a
ulaşacak
Elektrik sektörünün diğer
sektörler ile eşleştirilmesi
ve talep tarafı katılımının
desteklenmesi sağlanacak
Engellenemeyen sera gazı
emisyonlarının azaltılması için karbon
yakalama, kullanma ve depolama yol
haritası oluşturulacak
Strateji E-S.1
Elektrik Üretiminin Karbon Yoğunluğunun
Azaltılması
233
E-S.1.1 Güneş enerjisi kurulu gücünün artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB
EPDK, TEİAŞ
TEDAŞ
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2030
•
Kurulu gücün 32.900 MW’a ulaşması
Açıklama
Türkiye Ulusal Enerji Planına göre elektrik arzında yenilenebilir enerji kaynaklarından olan güneş enerjisi
için kurulu güç miktarının artırılması hedeflenmektedir.
E-S.1.2 Rüzgar enerjisi kurulu gücünün artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
EPDK, TEİAŞ
•
Kurulu gücün 18.100 MW’a ulaşması
Açıklama
Rüzgar enerjisi kurulu gücünün Türkiye Ulusal Enerji Planıyla uyumlu olarak artırılması hedeflenmektedir.
Yenilikçi bakım ve onarım teknikleriyle rüzgar ve güneş santrallerinin kullanım ömrünü artıracak
uygulamalara odaklanılması ve hizmet süresi sonunda (decommissioning), tesislerin çevreye zarar vermeden
bertaraf edilmesi için standartlar oluşturulması amaçlanmaktadır.
E-S.1.3 Hidroelektrik Kurulu gücünün artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
DSİ
ÇŞİD
2024-2030
ETKB, EPDK
EÜAŞ, TEİAŞ
TEMSAN
•
Kurulu gücün 35.100 MW’a ulaşması
Açıklama
Hidroelektriğin ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesine devam edilmesi, ekonomik, sosyal ve
çevresel faktörler de göz önünde bulundurularak pompaj depolamalı HES uygulamalarına da yer verilmesi
önerilmektedir.
E-S.1.4 Jeotermal ve biyokütle enerjisine dayalı toplam kurulu gücün artırılması
234
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB, TOB
ÇŞİDB
2024-2030
EPDK, TEİAŞ
Belediyeler
•
Jeotermal ve biyokütle kurulu gücünün toplam 5.100 MW’a ulaşması
Açıklama
Türkiye Ulusal Enerji Planıyla uyumlu şekilde yenilenebilir enerji kaynakları arasında sayılan jeotermal ve
biyokütle enerjisine dayalı toplam kurulu gücün artırılması hedeflenmektedir.
E-S.1.5 Elektrik üretiminde hidrojen kullanımının artırılması ve plan döneminde
elektrolizör kurulu gücünün artırılması ve optimizasyonu
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
TENMAK
EPDK, TEİAŞ
BOTAŞ
2024-2030
•
•
Elektrolizör kurulu gücünün 2.000 MW’a
ulaşması
Hazırlanan Elektrolizör Teknikleri Yol Haritası
Açıklama
Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası ve Türkiye Ulusal Enerji Planı’nın gereği olarak
kurulu gücün artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak yapılan
elektrik üretiminde, yeşil hidrojenin enerji depolama ve esneklik aracı olarak kullanımının artırılması
amaçlanmaktadır. AB 4. Enerji Paketinde önerilen hidrojen üretimi için gerekli olan yenilenebilir
elektrik üretiminin, hidrojen üretimi için tahsis edilen ek kaynaktan karşılanması ilkesinin gözeltilmesi
hedeflenmektedir.
E-S.1.6 Biyokütle yol haritasının oluşturulması
Sorumlu Kurum
İlgili Kurumlar Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TOB
ETKB
ÇŞİDB
EPDK
Üniversiteler
Özel sektör
kuruluşları
2024-2025
•
Hazırlanan Yol haritası
Açıklama
Türkiye Ulusal Enerji Planı’ndaki diğer yenilenebilir enerji kaynakları arasında sayılan biyokütle kurulu
gücünün artırılması, AB mevzuatlarıyla uygun olarak mevzuatın güncellenmesi hedeflenmektedir.
E-S.1.7 Elektrik üretimi başına karbon yoğunluğunun düşürülmesine yönelik Ar-Ge
faaliyetlerinin desteklenmesi
Sorumlu Kurum
İlgili Kurumlar Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TENMAK
STB, ETKB,
HMB, TOB,
TÜBİTAK,
Üniversiteler
2024-2030
•
Desteklenen proje sayısı (adet)
Açıklama
Enerji sektöründeki karbon tutma, depolama ve hidrojen teknolojileri gibi alanlar başta olmak üzere Ar – Ge
faaliyetlerine yönelik projelerin desteklenmesi amaçlanmaktadır.
E-S.1.8 Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi (YEK-G) ve yeşil tarife kullanımının
artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
EPDK
2024-2025
ÇŞİDB, EPİAŞ,
ETKB
•
YEK-G kullanım/faydalanma oranı
Açıklama
Yenilenebilir enerji destek mekanizmalarıyla hem arz hem de talep tarafında araçların geliştirilmesi
hedeflenmektedir.
E-S.1.9 Başta konutlar olmak üzere küçük ölçekli şebeke kullanıcıları için dağıtık
yenilenebilir enerji uygulamalarının artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
EPDK
2024-2025
ETKB, TB, STB,
TOB, HMB,
ÇSGB, SBB,
KOSGEB
•
•
Mesken kullanıcıları için çatı tipi güneş
enerji santrali kurulu gücü (kW)
Ticari ölçekli kullanıcılar için çatı tipi güneş
enerji santrali kurulu gücü (kW)
Açıklama
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının genele yayılmasının amaçlanmaktadır.
235
236
E-S.1.10 Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) uygulamasının artırılması ve
potansiyel YEKA alanlarının belirlenmesi
E-S.1.13 Düşük karbonlu enerji yatırımlarının artırılarak elektrikte karbon
yoğunluğunun düşürülmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2030
ETKB
2024-2030
ETKB
EPDK, TEİAŞ
•
YEKA yöntemiyle yapılan kurulu güç miktarı
(MW)
EPDK, EÜAŞ,
TEİAŞ, TEDAŞ
•
Elektrik üretimi başına CO2 emisyonun %20
oranında düşürülmesi
Açıklama
Yenilenebilir enerji destek mekanizmalarıyla üretim tarafında potansiyel YEKA olacak büyük ölçekli
uygulamalar için proje listelerinin oluşturulması hedeflenmektedir.
Açıklama
Şebeke emisyon faktörü 2020 yılı itibariyle 0,437 kg CO2/kWh olan emisyon faktörünün yeni oluşturulacak
yenilenebilir enerji kurulu gücüyle 0,352 kg CO2/kWh’a kadar düşürülmesi amaçlanmaktadır.
E-S.1.11 Rüzgar, güneş ve dalga enerjisi teknolojileri konusunda yol haritasının
belirlenmesi
E-S.1.14 Nükleer enerji santrali kurulu gücünün artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
TENMAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB, HMB,
2024-2030
ETKB, DSİ,
EPDK,
TEİAŞ, EÜAŞ,
Üniversiteler,
TÜBİTAK, Özel
Sektör kuruluşları
•
Hazırlanan yol haritası
E-S.1.12 Dalga enerjisinden elektrik üretimi sağlayacak teknolojiler konusunda Ar-Ge
faaliyetlerinin geliştirilmesi ve desteklenmesi
TENMAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB, ETKB, HMB, 2024-2030
UAB, TÜBİTAK,
EPDK, TEİAŞ,
Üniversiteler,
Özel Sektör
Kuruluşları
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
EPDK, EÜAŞ,
TENMAK,
TENAŞ, NDK
•
Kurulu gücün 4.800 MW’a ulaşması
Açıklama
Türkiye Ulusal Enerji Planına göre elektrik arzında nükleer enerji kurulu güç miktarının artırılması
hedeflenmektedir.
Açıklama
Gelişime açık ve inovatif yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı için strateji hazırlanması
amaçlanmaktadır.
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
•
Desteklenen proje sayısı (adet)
Açıklama
Gelişime açık yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı için Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi
amaçlanmaktadır.
237
Strateji E-S.2
238
Elektrik sektörünün diğer sektörler ile
eşleştirilmesi ve talep tarafı katılımının
desteklenmesi
E-S.2.1 Batarya kapasitesinin artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB
EPDK, TEİAŞ,
TENMAK, EÜAŞ
2024-2030
•
Batarya kapasitesinin 2.100 MW’a ulaşması
E-S.2.2 Yenilenebilir enerji sistemlerinin şarj altyapılarına entegrasyonunun artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
EPDK
2024-2025
•
Yeşil şarj istasyonu sayısı (adet)
Açıklama
Şarj Hizmeti Yönetmeliği kapsamında tanımlanan Yeşil Şarj İstasyonu sayısının artırılması hedeflenmektedir.
E-S.2.3 Elektrik kullanımında enerji verimliliği konusunda farkındalığın artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2025
TB, STB, EPDK,
TEİAŞ, EÜAŞ,
YÖK, MEB,
STK’lar
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TENMAK
2024-2025
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Açıklama
Elektrik arz güvenliğinin sağlanması için depolama kapasitesinin artırılması hedeflenmektedir.
ETKB, STB,
ÇŞİDB, UAB,
HMB, TEİAŞ,
EPİAŞ
E-S.2.4 Tarımda güneş enerjisi kullanımına yönelik Ar-Ge çalışmalarının teşvik edilmesi
•
•
Gerçekleştirilen eğitim, tanıtım ve
farkındalık faaliyeti sayısı (adet)
Kullanılan kitle iletişim aracı sayısı (adet)
Açıklama
Elektriğin verimli kullanılması amacıyla toplumsal farkındalığın sürekli yüksek tutulması için cinsiyet
dengesini de gözeterek eğitim ve farkındalık faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
TOB, ETKB,
ÇŞİDB, STB,
TÜBİTAK, EPDK
•
Desteklenen Ar-Ge projesi sayısı (adet)
Açıklama
Tarımda yenilenebilir enerji kullanımına yönelik Ar-Ge çalışmalarının tarım arazilerini olumsuz
etkilemeyecek şekilde yaygınlaştırılması için Ar-Ge çalışmalarının yapılması hedeflenmektedir.
E-S.2.5 Dağıtık sistemler ve düşük karbonlu enerji teknolojilerinde yeşil dönüşüme
uygun eğitimler verilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
BOTAŞ, ÇSGB,
2024-2030
MEB, MYK,
EPDK, TEİAŞ,
EÜAŞ, TENMAK,
STK’lar, Elektrik
Dağıtım
Şirketleri
YÖK,
Üniversiteler
•
•
En az 5.000 personele verilen mesleki eğitim
Güncellenen ve geliştirilen eğitim
programları (adet)
Açıklama
Enerjide dönüşüm için nitelikli iş gücü ve yeşil işlerin artırılması hedeflenmektedir. Verilen eğitimlerde
cinsiyet dengesi ve fırsat eşitliği gözetilecektir.
239
E-S.2.6 Enerji verimliliğinde beyaz sertifika sistemi ve piyasasının geliştirilmesi
240
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2027
HMB, EPDK,
EPİAŞ
•
Kurulan beyaz sertifika sistemi ve piyasası
Açıklama
Mali araçların enerji verimliliğinde ve tasarrufunda belirgin olarak kullanılabilmesi için enerji üreticileri ve
kullanıcıları arasında bir sertifikasyon sistemine dayalı piyasa geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Düzenleyici
bir çerçevekapsamında, beyaz sertifikanın standartları oluşturulacak ve doğrulama süreçleri belirlenecektir.
Bu süreçlerin şeffaf bir biçimde izleme ve değerlendirmesi gerçekleştirilecektir.
Strateji E-S.3
Elektrik altyapısının güçlendirilmesi, verimliliğin
artırılarak iletim ve dağıtımda teknik kayıp
oranının azaltılması
E-S.3.1 Ülke genelinde teknik kayıp seviyesinin azaltılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
EPDK
2024-2030
ETKB, TEİAŞ,
Elektrik Dağıtım
Şirketleri
•
Dağıtım bölgesi özelinde belirlenen teknik
kayıp seviyeleri (%)
Açıklama
Halihazırda %12 civarında olan teknik kayıp seviyesinin azaltılması hedeflenmektedir.
E-S.2.7 Sürdürülebilir biyogaz ve yeşil hidrojenin sertifikalandırılması, biyogaz
mevzuatının ve standartlarının oluşturulması, doğal gaz şebekelerine enjeksiyon
çalışmalarının yapılması
E-S.3.2 Akıllı sayaçların yaygınlaştırılması ve Ar-Ge faaliyetlerinin teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB, EPİAŞ
2024-2030
EPDK
2024-2030
TOB, EPDK,
ÇŞİDB,
TENMAK,
BOTAŞ
•
Kurulan sertifikasyon sistemi
Açıklama
Sürdürülebilir biyogaz ve yeşil hidrojen sertifikalandırma çalışmalarında biyogaz mevzuatı standartlarının
oluşturulması ve doğal gaz şebekelerine enjeksiyonuna yönelik çalışmaların yapılması hedeflenmektedir.
TEDAŞ, ETKB,
Elektrik Dağıtım
Şirketleri,
TÜBİTAK
•
•
•
Kullanılan akıllı sayaç oranı (%)
Desteklenen proje sayısı (adet)
2026’dan itibaren her yıl mevcut sayaçların
akıllı sayaçlara dönüştürülme oranı (%)
Açıklama
Dijital sistemlerin enerji teknolojileriyle entegrasyonu amaçlanmaktadır.
E-S.3.3 Enerji sektörünün verimlilik artırıcı projelerden daha fazla faydalanması için
farkındalığın artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
EPDK
•
Düzenlenen eğitim sayısı (adet)
Açıklama
Sürekli artan enerji talebinin yönetilebilmesi için eğitim faaliyetlerinin sürdürülmesi amaçlanmaktadır.
241
242
E-S.3.4 Yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme etkin şekilde entegrasyonunun
sağlanması için iletim ve dağıtım hatlarının güçlendirilmesi ile akıllı şebeke ve mikro
şebeke uygulamalarına yönelik destekleyici tedbirlerin alınması
Strateji E-S.4
Elektrik üretiminde düşük karbonlu üretim
teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması ve
alternatiflerin güçlendirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
E-S.4.1 Küçük modüler reaktörlerin kullanımı için teknik ve ticari fizibilite çalışması
yapılması ve potansiyel sahaların araştırılması
ETKB, TEİAŞ,
TEDAŞ
2024-2030
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
EPDK, Elektrik
Dağıtım
Şirketleri
•
•
•
Teknik kayıp oranının düşürülmesi (%)
Kurulan mikro şebeke sayısı (adet)
Kurulan akıllı şebeke sayısı (adet)
ETKB
Açıklama
Akıllı şebeke ve dağıtık sistemlerle dijital sistemlerin enerji teknolojileriyle entegrasyonu amaçlanmaktadır.
E-S.3.5 Trafolar da dahil olmak üzere dağıtım şebekelerinin rehabilite edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TEDAŞ, Elektrik ETKB, STB,
Dağıtım
EPDK, EÜAŞ,
Şirketleri
Elektrik Üretim
Şirketleri
2024-2025
•
Yapılan rehabilitasyon çalışma sayısı (adet)
SBB, HMB,
2024-2030
EPDK, TENMAK,
TÜNAŞ, Türkiye
Elektrik Sanayi
Birliği, EÜAŞ,
NDK
•
Hazırlanan fizibilite raporu
Açıklama
300 MW altında kurulu güce sahip küçük modüler reaktörlerin yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
E-S.4.2 Nükleer enerji ve güvenlik ile ilgili yetkin insan kaynağının hızla geliştirilmesi
için farklı kademelerde eğitim ve öğretim programlarının uygulanması
Açıklama
Dağıtım sisteminde enerjinin daha verimli kullanılması için şebeke ve trafoların düzenli bir biçimde
yenilenmesi amaçlanmaktadır.
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB, MEB,
YÖK
2024-2025
E-S.3.6 Enerjide dijital dönüşüm yol haritasının hazırlanması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TENMAK
2024-2025
ETKB, STB,
EPDK, EÜAŞ,
Elektrik Üretim
Şirketleri
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
•
Yayımlanan “Türkiye Enerjide Dijital
Dönüşüm Teknolojileri Yol Haritası”
Açıklama
Dijital sistemlerin enerji teknolojileri ile entegrasyonu amaçlanmaktadır.
ÇSGB, EPDK,
NDK, TÜNAŞ,
İŞKUR, YÖK,
MYK, TENMAK,
Üniversiteler
•
•
Orta öğretim, meslek lisesi, Ön lisans, Lisans,
Lisansüstü eğitim program sayısı (adet)
Nükleer enerji uzmanı, mühendis / tekniker
sayısı (adet)
Açıklama
Nükleer enerji teknolojileri alanında mesleki ve teknik eğitim kapasitesinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir.
Verilen eğitimlerde cinsiyet dengesi gözetilecektir.
E-S.4.3 Hidrojen üretimi, depolanması, dağıtımı ve kullanımı için Ar-Ge projelerinin
desteklenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TENMAK
2024-2030
ETKB, EPDK,
BOTAŞ, TKİ,
TÜBİTAK
•
Desteklenen Ar-Ge projesi sayısı (adet)
Açıklama
Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi’nin gereği olarak hidrojenin bir enerji sistemi bütünlüğü içinde ele
alınması amaçlanmaktadır.
243
244
E-S.4.4 Yeşil ve pembe hidrojenin depolama alanlarının haritalanması, mevcut
doğalgaz boru hatları üzerinden iletim ve dağıtımının gerçekleştirilmesi için gerekli
fizibilite çalışmalarının yapılması, altyapı oluşturulması, yetkin insan kaynağının hızla
geliştirilmesi için farklı kademelerde eğitim programlarının uygulanması ve mevcut
doğalgaz iletim ve dağıtım hatlarına yapılacak hidrojen karışımının uygun oranının
belirlenmesine yönelik mevzuat çalışmaları yapılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB,
TENMAK,
BOTAŞ
EPDK, GAZBİR
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2030
•
•
•
Doğalgaz dağıtım şebekesindeki yeşil ve
pembe hidrojen hacminin %2’ye çıkarılması
Yayımlanan mevzuat
Hazırlanan teknik rapor
Açıklama
Hidrojen stratejisi ve enerji stratejisinin gereği olarak kurulu gücün artırılması ve mevcut doğalgaz
altyapısının kullanılarak hidrojen dağıtımının sağlanması hedeflenmektedir.
E-S.4.5 Sentetik metan, sentez gazı, sodyum borhidrür, amonyak, metanol ve yakıt
hücresi gibi kaynaklar için arz potansiyelinin ve kullanımın alanlarının belirlenmesi
Strateji E-S.5
Engellenemeyen sera gazı emisyonlarının
azaltılması için karbon yakalama, kullanma ve
depolama yol haritası oluşturulması
E-S.5.1 Fosil yakıtlara dayalı santraller için karbon yakalama, kullanma ve depolama
gibi emisyon azaltımına yönelik teknolojilerin, ekonomik potansiyelinin, uygun tedarik
zinciri altyapısının ve süreçlerinin araştırılması ve hedeflerin belirlenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB, UAB,
2024-2025
TENMAK, EPDK,
EÜAŞ, Elektrik
Üretim Şirketleri,
MTA, TENMAK
•
Hazırlanan teknik fizibilite raporları (adet)
Açıklama
Karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojilerindeki gelişmelerin izlenmesi ve maliyet analizi
yapılmasıyla işletme ömrünü tamamlamamış olan santraller için temiz kömür teknolojilerinin kurulması
hedeflenmektedir.
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
E-S.5.2 Türkiye karbon depolama atlasının oluşturulması
TENMAK
2024-2030
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB, BOTAŞ,
STB, ETİ
MADEN
•
Hazırlanan teknik fizibilite raporu
TENMAK
Açıklama
Alternatif enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve kullanılması hedeflenmektedir.
E-S.4.6 Küçük modüler reaktörler ile yenilikçi temiz enerji teknolojilerinin (hidrojen,
güçten yakıta (power-to-fuel)), güçten depolamanın (power-to-x) vb.) birlikte
kullanılabileceği hibrit sistemlere ilişkin teşvik mekanizmasının oluşturulması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
STB, EPDK,
TENMAK,
TÜBİTAK
•
Oluşturulan teşvik mekanizması
Açıklama
Orta ölçekli kurulu güçle daha az toplam maliyet ve hızlı yapım süreçleriyle küçük modüler reaktörler
yaygınlaşabilecektir.
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB, STB,
2024-2025
EPDK, EÜAŞ,
MTA, Elektrik
Üretim Şirketleri,
TÜBİTAK, TPAO,
BOTAŞ,
Özel Sektör
Kuruluşları
•
Karbon depolama atlası oluşturulan bölge
sayısı (adet)
Açıklama
Türkiye’deki karbon depolama potansiyelinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
245
E-S.5.3 Karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda yol haritasının
hazırlanması
246
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TENMAK
2024-2025
TÜBİTAK, STB,
ETKB, MTA,
EÜAŞ, TENMAK
•
Hazırlanan yol haritası
Açıklama
Türkiye’deki karbon depolama potansiyelinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
E-S.5.4 Karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesi, pilot tesislerin hayata geçirilmesi ve teşvik mekanizmalarının
oluşturulması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
TENMAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
HMB, SBB,
2024-2030
ETKB, EÜAŞ,
EPDK, TÜBİTAK
•
•
•
Kurulan pilot tesis sayısı (adet)
Verilen teşvik miktarı (TL)
Desteklenen Ar-Ge proje sayısı (adet)
Açıklama
Karbon yakalama, kullanma ve depolama yapabilecek sektörel girişimlerin desteklenmesi hedeflenmektedir.
SANAYİ
Ar-ge ve inovasyon ile
yeni teknoloji
seçenekleri ulusal
kaynaklarla
geliştirilecek
İmalat Sanayiinde
enerji verimliliği
artırılacak
İmalat
Sanayiinde
yenilenebilir
enerji kullanımı
artırılacak
İmalat Sanayiinde
karbon ayakizi
düşürülecek
Kurumsal Sürdürülebilirlik
Raporlamaları yaygınlaştırılacak
Strateji S-S.1
İmalat sanayine yönelik enerji verimliliği
potansiyelinin en üst seviyede değerlendirilmesi
S-S.1.1 Enerji verimliliği mevzuatı kapsamında zorunlu enerji verimliliği etüt raporları
ve kıyaslama çalışmalarının yapılması ve tasarruf potansiyellerinin güncellenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2026
STB, ÇŞİDB,
TOBB, Sektör
Birlikleri
•
•
Hazırlanan zorunlu enerji verimliliği etüt
raporu ve kıyaslama raporu
Seçili enerji yoğun sektörlerde enerji
verimliliğine yönelik göstergelerle
hazırlanan kıyaslama raporları
Açıklama
Emisyon ve enerji yoğun imalat sanayi sektörlerinde enerji verimliliğine yönelik etüt ve kıyaslama ve sektörel
olarak (demir-çelik, çimento, cam vb) enerji verimliliği ve tasarruf potansiyelinin belirlenmesi çalışmalarının
yürütülmesi amaçlanmaktadır.
Alt sektör bazında, normalizasyon gözetilerek, enerji verimliliğine, operatörden bağımsız olarak etki eden
işletim pratiklerinin dışındaki pek çok etmen (fırın yaşı, ürün türü, ürün rengi, tedariğe bağlı olarak kullanılan cam kırığı oranı gibi) göz önünde bulundurulacaktır.
S-S.1.2 Mevzuat değişikliğiyle verimlilik artırıcı proje bedeli limiti kaldırılarak destek
miktarının artırılması, iklim değişikliği dikkate alınarak performans kriterlerinin
belirlenmesi ve tasarruf potansiyeli görece yüksek projelerin desteklenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2025
STB, SBB, ÇŞİDB
TOBB, Sektör
Birlikleri, HMB
KOSGEB
•
•
•
Sektörler bazında desteklenen proje sayısı
(adet)
Sağlanan enerji tasarruf miktarı (tep)
Kaçınılan CO2 emisyon miktarı (ton CO2eşd)
Açıklama
Tesislerin enerji yoğunluğuna göre (belirlenecek miktarlara göre yüksek-orta-düşük) veya alt sektörlere göre
(örn.demir-çelik, çimento vb.) kategorize edilecektir.
Verimlilik artırıcı projelerin uygulanması sonucunda, projede sunulan miktarlar ile gerçekleşen değerler
üzerinden performans değerlendirilmesi yapılması planlanmaktadır.
251
S-S.1.3 Doğrulanmış enerji verimliliği performans artışlarının karbon fiyatlandırma
araçları ile teşvik edilmesi
252
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
İDB, ETKB
2024-2028
STB, TB, HMB,
TSE
•
•
Doğrulanmış enerji verimliliği performans
artışı ile sağlanan toplam sera gazı emisyon
azaltımı (ton CO2-eşd)
Oluşturulan teşvik mekanizması
Strateji S-S.2
İmalat sanayine yönelik yenilenebilir enerji
kullanımının artırılması
S-S.2.1 Sanayide öz tüketim bağlamında yenilenebilir enerji kullanımının
yaygınlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
Açıklama
Doğrulanmış enerji verimliliği performans artışlarının karbon fiyatlandırma sistemindeki denkleştirme
faaliyetlerinde kullanılması amaçlanmaktadır.
ÇŞİDB, STB,
EPDK
•
•
•
Kaçınılan emisyon miktarı (ton CO2-eşd)
Sanayide öz tüketim ile kullanılan
yenilenebilir enerji miktarı (MWh)
Sanayide YEKG belgesi kullanım miktarı
(adet)
S-S.1.4 Isı pompalarının imalat sanayi sektörlerinde yaygınlaştırılmasına yönelik
desteklerin sağlanması ve farkındalık artırma çalışmaları yürütülerek kılavuz
dokümanlarının hazırlanması
Açıklama
Sanayi tesislerinin enerji kullanımı bağlamında (sertifikalandırılmış yenilenebilir enerjiden üretilen elektrik
kullanımı) yenilenebilir enerji kullanımının artırılması amaçlanmaktadır.
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
S-S.2.2 Alternatif hammadde ve maddesel geri kazanıma uygun olmayan atıklar
için ek yakıt seçeneklerinin değerlendirilerek atıkların kaynak olarak kullanımının
artırılmasına yönelik mevzuat iyileştirmelerinin ve yaygınlaştırma çalışmalarının
yapılmasıı
STB
•
•
Desteklenen ısı pompası projesi sayısı
(adet)
Uygulayıcılar için hazırlanan kılavuzdoküman
Açıklama
İmalat sanayi sektöründe ısı pompalarının kullanım potansiyeline yönelik teknik analiz ve haritalandırma
çalışmaları yürütülecek, kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik verimlilik artırıcı proje destek
programından yararlandırılması sağlanacaktır.
S-S.1.5 KOBİ’lerde enerji verimliliği ölçme, izleme ve raporlama faaliyetleri için
dijitalleşme sistemlerinin oluşturulmasının teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB, KOSGEB
2024-2025
ETKB
•
Hayata geçirilen izleme ve doğrulama
sistemi
Açıklama
Enerji verimliliği performansının izlenmesi ve doğru hedefler konulabilmesi için ölçme, izleme ve doğrulama
sistemlerinin yaygınlaştırılmasını hedeflemektedir.
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2026
STB, ETKB, TB,
TOBB, Sektör
Birlikleri
•
Güncellenen mevzuat
Açıklama
Ek yakıt ve alternatif hammadde kullanımına ilişkin mevzuatın gözden geçirilerek atıkların kaynak olarak
kullanımını yaygınlaştıracak şekilde, revize edilmesi amaçlanmaktadır.
253
Strateji S-S.3
254
İmalat Sanayinde karbon ayakizinin düşürülmesi ve
GSH başına CO2-eşd yoğunluğunun azaltılması
S-S.3.1 Alt sektörlerde karbon ayak izinin düşürülmesine yönelik yol haritasının
hazırlanması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB
2024-2026
ETKB, TB, ÇŞİDB,
TÜBİTAK, TOBB,
TÜSİAD,
MÜSİAD,
Sektör Dernekleri,
TSE
•
S-S.3.2 Ürün bazında karbon ayakizinin düşürülmesi amacıyla kamu inşaat ve altyapı
yatırımlarında kullanılacak çimentonun klinker oranının azaltılmasına yönelik
çalışmaların yapılması
YFK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB, KİK, STB, 2024-2027
ETKB, TOB (DSİ),
UAB(KGM), HMB,
TOKİ, TOBB,
TÜSİAD,
MÜSİAD, Sektör
Dernekleri,
TÜRKÇİMENTO
•
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TÜBİTAK
2024-2025
Yayımlanan sektörel emisyon azaltım yol
haritası (adet)
Açıklama
Enerji ve karbon yoğun sektörler başta olmak üzere, tüm sanayi alt sektörlerini kapsayacak biçimde azaltım
stratejilerini ve uygulama takvimini içeren yol haritasının hazırlanması hedeflenmektedir. İlgili süreçlere
kadın uzmanların ağırlıklı katılımlarının teşvik edilmesi sağlanacaktır.
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
S-S.3.3 Sanayi sektörlerinde karbon ayakizinin düşürülmesine yönelik yeni teknolojik
çözümlerin ticarileşme aşamasında teknik ve finansal olarak desteklenmesine yönelik
mekanizmaların oluşturulması
Kamu kurumları tarafından yapılan ve
teknik şartnamesinde klinker kriteri içeren
ihale şartname sayısı (adet)
Açıklama
Çimento ile ilgili kamu alımlarında; ihale dokümanları arasında yer alan teknik şartnamelerde değişiklik
yapılarak bu madde hayata geçirilecektir.
HMB, ÇŞİDB,
ETKB, TENMAK,
TOBB, TÜSİAD,
MÜSİAD, Sektör
Dernekleri,
KOSGEB,
Üniversiteler
•
•
•
Teknolojik dönüşümü hedefleyen
üniversite/araştırma merkezi-sanayi
ortaklığında yürütülen proje sayısı (adet)
Finansal olarak desteklenen teknolojik
dönüşümü hedefleyen proje sayısı (adet)
Desteklenen projeler kapsamında
kapsamında hedeflenen sera gazı azaltım
miktarı (ton CO2-eşd)
Açıklama
Ürün karbon ayakizinin düşürülmesine yönelik geliştirilen yeni teknik ve yenilikçi uygulamalar
desteklenecektir. Proje ekiplerinde cinsiyet dengesi gözetilecektir.
S-S.3.4 Düşük karbon emisyonlu çelik üretimi için gerekli hurda metal arzının
sağlanmasına yönelik politikaların gözden geçirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2025
STB, TB
•
Yurtiçinde toplanan hurda metal miktarı
(ton)
Açıklama
Çelik üretim sektörünün özellikle ark ocaklı tesisler için kritik bir girdisi olan hurda metalin talep yönetimine
ilişkin politikaların, sera gazlarının azaltımı bakış açısı ile gözden geçirilmesi amaçlanmaktadır.
255
256
S-S.3.5 Yeşil dönüşüme katkı sağlamak amacıyla sera gazı emisyon azaltımında
kritik olan KOBİ’lerin tespit edilerek iklim performanslarına yönelik izleme sistemi
oluşturulması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
STB, KOSGEB
ÇŞİDB, TOBB,
ETKB, ÇSGB
Strateji S-S.4
Sürdürülebilirlik raporlamalarının yaygınlaştırılması
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
S-S.4.1 Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlamalarının yaygınlaştırılması ve kamu ve özel
sektörün üyesi olduğu bir platform oluşturulması
2024-2026
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
KGK, SPK
2024-2025
•
KOBİ’lere yönelik kurulan izleme sistemi
Açıklama
Tedarik zinciri boyunca yeşil dönüşümün sağlanması ve kimsenin arkada bırakılmaması yaklaşımı ile sera
gazı emisyonlarının azaltılmasında kritik öneme sahip KOBİ’lerin analiz edilmesi ve performanslarının
izlenmesi için gerekli faaliyetleri kapsamaktadır. Bahsi geçen KOBİ’ler ve bu kapsamdaki özellikle Startup olarak nitelendirilen yenilikçi firmalar başta olmak üzere sanayi işletmeleri kapsamda olacak şekilde
faaliyetler planlanacaktır. Ayrıca İklim değişikliğinin etkilerine uyum, karbon emisyonlarını azaltma ve
dijital dönüşüm ile yeşil dönüşümü entegre etme gibi konularda çalışan start-upların tespit edilerek sanayi
işletmeleri ile deneyim paylaşımı yapabilecekleri platformların oluşturulması eylem dahilinde uygulama
konularındandır.
Kamu kurumları,
Özel sektör
kuruluşları
•
•
Sürdürülebilirlik raporlaması yapan sanayi
kuruluşu sayısı(adet)
Oluşturulan platform
Açıklama
Platform gerekli standartların geliştirilmesi/uyumlaştırılması, doğrulamaların uluslararası kabul
edilebilirliğinin sağlanmasını amaçlayacaktır.
Sürdürülebilirlik raporlamalarına ilişkin küresel gündemin takibi, ülkemizdeki kuruluşların sürdürülebilir
büyüme ve rekabet güçlerine katkı sağlamak, genişleyen ve daha ayrıntılı hale gelen raporlama çerçeveleri
ile ilgili bilgilendirmeler yapmak ve deneyim paylaşımında bulunmak amacıyla, ilgili kamu ve özel sektör
kurum ve kuruluşlarından oluşacak bir platform kurulmasını içermektedir.
S-S.4.2 Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama
Standartlarının yayımlanması ve sürdürülebilirlik raporlamalarına yönelik üçüncü
taraf güvence ve doğrulama sisteminin kurulması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
KGK, SPK
2024-2025
ÇŞİDB, TÜRKAK
•
•
Yayımlanan standart
Kurulan üçüncü taraf güvence ve
doğrulama sistemi
Açıklama
Sürdürülebilirlik raporlarının uluslararası olarak tanınırlığına yönelik üçüncü taraf güvence veya doğrulama
sisteminin kurulmasına yönelik değerlendirme yapılması ve sistemin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır.
257
S-S.4.3 Zorunlu sürdürülebilirlik raporlamalarına ilişkin ölçek bazında Avrupa Birliği
ile uyumlu olarak kademeli geçiş takviminin hazırlanması
258
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
KGK, SPK
ÇŞİDB, TÜRKAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2025
•
Zorunlu sürdürülebilirlik raporlamalarına
ilişkin ölçek bazında hazırlanan geçiş
takvimi
Açıklama
Kasım 2022’de AB’de zorunlu hale gelen sürdürülebilirlik raporlaması ve 2027 yılında KOBİ’lere kadar
uzanacak ayrıntılı geçiş takvimi çerçevesinde ülkemiz için bir geçiş takvimi hazırlanması ve uygulanmasını
kapsamaktadır.
S-S.4.4 SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesinin uluslararası standartlar ve
gelişmeler kapsamında değerlendirilerek gözden geçirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
SPK
2024-2025
KGK
•
Güncellenen SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri
Uyum Çerçevesi
Açıklama
Borsada işlem gören şirketlerde, sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının işletme değeri ve paydaşlar üzerindeki
etkisinin raporlanması amacıyla, SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi’nin, ISSB Standartları ve GRI
(Global Reporting Initiative) çerçevesinde güncellenmesi hedeflenmektedir.
Strateji S-S.5
İmalat sanayi sektörü paydaşlarının kapasitelerinin
geliştirilmesi
S-S.5.1 KOBİ’ler başta olmak üzere sanayi işletmelerinin iklim değişikliğinin etkilerinin
azaltımı ve uyuma yönelik olarak teknik bilgi kapasitesinin güçlendirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
STB, ETKB,
KOSGEB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
SBB, ÇŞİDB, TOB, 2024-2026
HMB, ÇSGB, YÖK,
TOBB, TÜSİAD,
MÜSİAD, Sektör
Dernekleri
•
•
Sera gazı azaltımı kapsamında iyi uygulama
örneklerine yönelik hazırlanan kılavuzlar
(adet)
Azaltım ve uyum çalışmalarında teknik
kapasitenin artırılmasına yönelik en az
2000 KOBİ temsilcisine verilen eğitim
Açıklama
İklim riskleri, azaltım ve uyumun birlikte değerlendirilmesi ve yönetilmesini içeren bilgilendirmeler,
eğitimler ve çalıştayları içermektedir.
Ayrıca eğitim ve çalıştay katılımcıları ile ilgili planlamalarda KAGİDER ve TOBB kadın girişimciler
kurulları gibi kadın iş platformlarının yer alması ve yine eğitim ve çalıştaylarda katılımcılar arasında cinsiyet
dengesinin gözetilmesi hedeflenmektedir. Bahsi geçen KOBİ’ler ve bu kapsamdaki özellikle Start-up olarak
nitelendirilen yenilikçi firmalar başta olmak üzere sanayi işletmeleri kapsamda olacak şekilde faaliyetler
planlanacaktır.
S-S.5.2 Adil geçiş ve istihdamın dönüşümü için kapasitenin geliştirilmesi ve yol
haritasının oluşturulması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ÇSGB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB, STB, MEB, 2024-2026
ETKB, ASHB,
TOBB, YÖK,
İŞKUR, MYK, Özel
Sektör Kuruluşları
•
Yapılan kapasite geliştirme faaliyet sayısı
(adet)
Açıklama
Hazırlanan yol haritasının tüm kırılgan grupları (genç işsizler, meslek lisesi mezunları, yeşil ve dijital
dönüşüm sonrası işsiz kalması olası çalışanlar, engelliler ve kadınlar) içermesi. Adil geçiş ve istihdamda
dönüşümün kadın istihdamı açısından sonuçlarının değerlendirilmesi ve yol haritasında kadın istihdamının
korunması ve artırılmasına yönelik tedbirlerin öngörülmesini (beceri kazandırma, beceri artırma, yeniden
becerilendirme vb) içerecektir. Yapılan kapasite geliştirme eğitimlerine yönelik ölçme ve değerlendirme
kriterlerinin belirlenecektir.
259
Strateji S-S.6
260
Tüm imalat sanayi sektörleri için döngüsel ekonomi
ve kaynak verimliliğinin teşvik edilmesi
S-S.6.1 Döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliğine yönelik alt sektörler bazında
bilinçlendirme faaliyetleri düzenlenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ÇŞİDB
ETKB, STK’lar,
STB, TOB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2026
•
•
Sanayi sektörü paydaşlarına yönelik
düzenlenen eğitim sayısı (adet)
En az 500 sektör temsilcisine eğitim
verilmesi
Açıklama
Döngüsel ekonomi uygulamaları kapsamında; kaynak verimliliği, yeniden kullanım, geri kazanım ve
alternatif hammaddeleri de içerecek şekilde sanayi sektörü temsilcilerine yönelik bilgilendirme, eğitim ve
diğer etkinlikleri kapsamaktadır. Düzenlenen faaliyetlerde cinsiyet dengesi gözetilecektir.
S-S.6.2 İmalat sanayinin yeşil dönüşümüne yönelik, döngüsel ekonomi ve kaynak
verimliliği uygulamalarını içeren yatırımların desteklenmesini amaçlayan Yeşil
Dönüşüm Destek Programı’nın yürütülmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB
2024-2030
ETKB, ÇŞİDB,
TÜBİTAK, TSE,
Üniversiteler Özel
sektör kuruluşları
•
Desteklenen proje sayısı (50/yıl)
Açıklama
Türkiye’de döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu, doğal kaynakları koruyan, iklim ve sürdürülebilirlik
hedeflerine katkı sağlayan, kaynak verimli ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımların, Yatırım Teşvik
Sistemi aracılığıyla desteklenmesi amaçlanmaktadır.
S-S.6.3 Döngüsel ekonomi modelinin uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla
Avrupa Birliği ile uyumlu sürdürülebilir ürün inisiyatifi ve dijital ürün pasaportu
sistemine yönelik mevzuatın geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TB
2024-2030
ÇŞİDB, STB,
ETKB, TOBB
•
•
Kurulan dijital ürün pasaportu sistemi
Yayımlanan mevzuat
Açıklama
Sürdürülebilir ürün inisiyatifi ve dijital ürün pasaportu sistemine yönelik sektörün uyumunu da içerecek
şekilde değerlendirmeler yapılması ve mevzuatın geliştirilmesini amaçlanmaktadır. Bu çerçevede
izlenebilirlik standardının oluşturulması, zorunlu hale getirilmesi ve uluslararası geçerliliğinin sağlanacaktır.
S-S.6.4 Döngüsel ekonomi modellerinin yaygınlaştırılmasına yönelik politikalar
geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TB
2024-2026
STB, TOB, ÇŞİDB,
ETKB, TOBB
•
Güncellenen mevzuat
Açıklama
Malzemelerin döngüde kalması hedefine yönelik olarak, yeniden kullanım, geri dönüşüm ile ikinci el ve tamir
seçeneklerinin geliştirilmesi ve yönetimi amaçlanmaktadır.
261
262
S-S.6.5 Yeşil dönüşüm için kritik nitelikteki hammaddelerin tespit edilerek, arz
güvenliğini sağlamak üzere politikalar geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
TENMAK
ÇŞİDB, TB, ETKB,
ETİ MADEN,
TOBB, TÜBİTAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2026
•
•
Yayımlanan Mevzuat
Kritik nitelikteki hammaddelere yönelik
geliştirilen politikalar ve belirlenen yol
haritası
Açıklama
Kritik hammaddelerin tespit edilerek tedarik ve maliyetler açısından sanayi sektörünün sürdürebilirliğinin
sağlanması amaçlanmaktadır. Yeraltı kaynaklarımızın yüksek katma değer sağlayacak şekilde ekonomiye
kazandırılması, enerji ve sanayi hammadde talebinin güvenli ve ekonomik olarak karşılanması, arz
kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi, üretilen hammaddelerin yurt içerisinde işlenerek nihai
ürünlere dönüştürülmesi için TENMAK tarafından kritik mineraller yol haritası hazırlanacaktır. Nadir
Toprak Elementleri Teknolojileri Yol Haritası da bu kapsamda değerlendirilerek hazırlanacaktır. Ayrıca,
yeşil ve dijital dönüşüm, diğer adıyla “ikiz dönüşüm” süreci, yatırım, üretim, dış ticaret, rekabet ve istihdam
politikalarını derinden etkilemektedir. İkiz dönüşüm sürecinin merkezinde yer alan hammaddelerin rekabetçi
fiyatlardan, sürdürülebilir ve güvenli arzının sağlanması önünde pek çok risk bulunmaktadır. Ulusal
Stratejik/Kritik Hammadde Stratejisinin oluşturulması bu anlamda büyük önem taşımaktadır.
Strateji S-S.7
Ar-Ge ve inovasyon ile yeni teknoloji seçeneklerinin
ulusal kaynaklarla geliştirilmesi
S-S.7.1 Sera gazı azaltımını hedefleyen Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin
desteklenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TÜBİTAK
2024-2030
ÇŞİDB, ETKB,
TENMAK,
Üniversiteler
•
•
Desteklenen araştırma sayısı (adet)
Bu faaliyetler için ayrılan bütçe ve/veya fiili
destek miktarı (TL)
Açıklama
Destekler kapasite geliştirme ve pilot uygulamalar olarak yapılacaktır.
S-S.7.2 Patentli pilot uygulama ve teknolojik çözümler geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TÜBİTAK
2024-2030
ÇŞİDB, ETKB,
TENMAK
•
Desteklenen proje sayısı (adet)
Açıklama
Ar-ge aşamasının sonrasında katma değerli enerji kaynağı, ürün, uygulama ve teknoloji geliştirme
aşamalarının desteklenmesi hedeflenmektedir.
S-S.7.3 Hidrojen teknolojilerinin sanayide kullanımına yönelik çalışma yapılması
ve pilot seviyede uygulamaya alınması, sanayide kullanılmasına yönelik teşvik
mekanizmalarının geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
TENMAK,
TÜBİTAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB, STB,
2024-2026
ETKB, Özel Sektör
Kuruluşları
•
•
Hidrojen teknolojilerinin sanayide
kullanımına yönelik yapılan çalışma sayısı
(adet)
Hayata geçirilen en az 3 pilot uygulama
Açıklama
2023 yılında TENMAK tarafından yayımlanan “Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası” göz
önüne alınarak eylem uygulanacaktır.
263
S-S.7.4 Karbon yakalama, kullanım ve depolama (KYKD) konularında projelerin
desteklenmesi
264
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
TENMAK,
TÜBİTAK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB, STB,
2024-2030
ETKB, Özel Sektör
Kuruluşları
•
•
KYKD teknolojilerinin sanayide
kullanımına yönelik yapılan çalışma sayısı
(adet)
Hazırlanan Türkiye CO2 Yakalama,
Kullanma ve Depolama Teknolojileri Yol
Haritası
Açıklama
Kaçınılamayan emisyonlara yönelik KYKD kapsamındaki çalışmaların desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Özel sektör yatırımlarını teşvik edecek koşulların yaratılması, ortak CO₂ altyapısına sahip endüstriyel
merkezlerin geliştirilmesi, CO₂ depolama teknolojilerinin teşvik edilmesi ve emisyon yoğun sektörlerde CO₂
yakalama maliyetlerinin azaltılması için Ar-Ge ve inovasyonun artırılması göz önünde bulundurularak hedef
ve politikalar belirlenecektir. Hazırlanacak bu harita sayesinde KYKD teknolojilerinin sanayide kullanımına
yönelik yapılan çalışmaların ve hayata geçirilen proje sayısının artması öngörülmektedir.
S-S.7.5 Sanayi sektörlerinde düşük ve orta ısıl işlemlerin elektrifikasyonu konularında
Ar-Ge ve uygulama projelerinin geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TÜBİTAK
2024-2030
ETKB, STB,
ÇŞİDB, TÜSİAD,
MÜSİAD, TOBB,
Sektör Dernekleri
Strateji S-S.8
•
Hayata geçirilen proje sayısı (adet)
Açıklama
Sektörde doğrudan sera gazı emisyonlarının düşürülmesi hedefi ile düşük ve orta ısıl işlem süreçlerinin
elektrifikasyonuna yönelik çalışmaların yürütülmesi hedeflenmektedir.
Sürdürülebilir yatırım araçlarının geliştirilmesi
ve yatırımcılara uygun finansman kaynaklarının
oluşturulması
S-S.8.1 Sanayi sektörünün dönüşüm sürecinde sürdürülebilir finansman
kaynaklarından etkin bir şekilde faydalanılması ve gereken sınıflandırma ve raporlama
çerçevesinin uyumlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB, ÇŞİDB
2024-2030
HMB, TÜBİTAK,
KOSGEB, ETKB,
TOBB
•
Sürdürülebilir finansman kaynaklarıyla
desteklenen proje ve uygulama sayısı (adet)
Açıklama
İklim değişikliği ile mücadele üst başlığı altında konumlanan uluslararası fon seçeneklerinden sanayi
sektörünün daha etkin bir şekilde yararlanması hedeflenmektedir.
S-S.8.2 KOBİ’lerin üretim ve tedarik zincirinin karbonsuzlaştırma çalışmaları için
teknik ve finansal destek sağlanması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
KOSGEB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB, STB, HMB, 2024-2030
ETKB, ÇSGB,
TÜBİTAK, TOBB
•
•
Yürütülen eğitim ve bilgilendirme faaliyeti
sayısı (adet)
Sağlanan finansal destek miktarı (TL)
Açıklama
Teknik kapasite geliştirme ve finansa erişimde daha fazla zorluk yaşayabilecek KOBİ’lere yönelik olarak
bilgilendirme ve eğitimler, çalıştaylar, uluslararası ve ulusal finansman desteğini kapsayan faaliyetler
öngörülmektedir.
Diğer taraftan ihtiyaç durumunda büyük ölçekli firmalar için de bu kapsamda destek sağlanması gündeme
alınacaktır.
265
S-S.8.3 KOBİ’ler başta olmak üzere, mevcut elektrik motorlarının verimli motorlar ile
değişimi için teşvik ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi
266
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
KOSGEB
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB, TOBB, Özel 2024-2030
Sektör Kuruluşları
•
•
•
•
Kurulan teşvik ve destek mekanizması
Çıkarılan enerji etüd raporu sayısı (adet)
Kaçınılan emisyon miktarı (ton CO2-eşd)
Sağlanan finansal destek miktarı (TL)
Açıklama
Elektrik motorlarının verim sınıfları, çalışma süreleri, çalışma yükleri, değişken devirli uygulamalarda
“inverter” kullanılıp kullanılmadığı kriterlerine göre bir değerlendirme yapılması planlanmaktadır.
S-S.8.4 Yeşil dönüşüm, enerji verimliliği ve teknoloji gelişimi projelerinin desteklenmesi
amacıyla, yeşil/sürdürülebilirlik etiketli borçlanma araçları ihracının düzenlemeler
yoluyla desteklenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
SPK
2024-2030
HMB, STB, ETKB,
ÇŞİDB, TB
•
Hazırlanan Yeşil/Sürdürülebilirlik etiketli
borçlanma araçlarını çeşitlendiren
düzenleyici çerçeve
Açıklama
Yeşil/sürdürülebilirlik etiketli borçlanma araçları ihracına ilişkin düzenlemeler ile söz konusu ekosistemin
desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Mevcut binaların en az yarısının enerji
performansı C sınıfı veya üstüne
yükseltilecek
2030 yılına kadar
tüm mevcut binalar
Enerji Kimlik Belgesi
alacak
BİNALAR
İnşaat ekosisteminde
dijital dönüşüm
sağlanacak
Bölgesel ısıtma ve
soğutma sistemleri
yaygınlaştırılacak
Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR)
Uygulaması ile çevre dostu tasarım ve yapı
malzemelerinin kullanımı yaygınlaştırılacak
Strateji B-S.1
Mevcut binalarda enerji verimliliğinin iyileştirilmesi
B-S.1.1 Binalara ilişkin kurumlarda var olan veri tabanlarının eşleştirilerek gösterge
setlerinin hazırlanması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
İB, TKGM
2024-2025
ÇŞİDB, ETKB,
Belediyeler, İl özel
idareleri, TÜİK
•
Hazırlanan gösterge seti
Açıklama
Kurumlarda var olan binalara ilişkin Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS), Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi
(TAKBİS) ve ilgili veri tabanlarının eşleştirilmesi ve gösterge setinin oluşturulması amaçlanmaktadır.
B-S.1.2 Hazırlanan bina gösterge setlerinin Resmi İstatistik Programı kapsamına
alınması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
TÜİK
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
İB, TKGM, ÇŞİDB, 2026-2030
ETKB, Belediyeler
İl özel idareleri
•
Resmi İstatistik Programı kapsamında
yayımlanan bina istatistikleri
Açıklama
Kurumlarda var olan binalara ilişkin veri tabanlarına dayalı olarak hazırlanan gösterge setlerine ilişkin bina
istatistiklerinin yayınlanması ve düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir.
B-S.1.3 Mevcut binaların enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve Enerji Kimlik Belgesi
(EKB) alması için yaptırımların geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2030
HMB, ETKB
•
•
2030 yılına kadar tüm mevcut binaların
EKB alması
Mevcut binalara ait EKB’lerin en az
%50’sinin C sınıfı veya üstü enerji
performansına sahip olması
Açıklama
Türkiye’de yaklaşık 9,5 milyon bina ve 1,4 milyon EKB alan bina sayısı bulunmaktadır. 5627 sayılı Enerji
Verimliliği Kanununda yapılabilecek değişiklikle EKB almayan mevcut binalar ve enerji performansının
iyileştirilmesi için yaptırım getirilmesi hedeflenmektedir.
271
272
B-S.1.4 Enerji yöneticisi atamakla yükümlü kamu binalarındaki enerji verimliliği
artışının izlenmesi
B-S.1.6 Binalarda enerji verimliliği bilinç düzeyinin artırılmasına yönelik farkındalık
çalışmalarının yürütülmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
ETKB
2024-2030
Kamu kurumları
•
Enerji yöneticisi görevlendirmekle yükümlü
kamu binalarındaki enerji verimliliği artış
oranı (%)
Açıklama
2023/15 sayılı Kamu Binalarında Enerji Tasarrufu Genelgesinin bir gereği olarak 2030 yılına kadar 10.000 m2
ve üzeri inşaat alanına sahip kamu binalarının referans tüketimine göre enerji verimliğinin iyileştirilmesi ve
izlenmesi hedeflenmektedir.
B-S.1.5 Mevcut binalarda enerji verimliliği iyileştirmelerine yönelik teşvik ve destek
mekanizmalarının kurulması ve sürdürülebilir şekilde işletilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2030
ETKB, HMB
•
Enerji verimliliğinde iyileştirme sağlanan
bina sayısı (adet)
Açıklama
Enerji Verimliliği Kanunu’nda yapılan değişiklikle verimlilik artırıcı proje desteklerine bina sektörü de
dahil edilmiştir. Bununla birlikte, bina sektörüne yönelik teşviklerin uygulamaya alınması gerekmektedir.
Konutlarda düşük faizli ısı yalıtım kredisi hayata geçirilmiştir. Enerji performans sınıfı olan binalara enerji
tüketimine bağlı enerji birim fiyatı uygulamalarının hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
MEB, ÇŞİDB,
Belediyeler,
STK’lar
•
•
•
En az 100.000 kişiye verilen eğitim
Ülke genelinde farklı iletişim
platformlarında yapılan yılda en az 2
bilinçlendirme ve farkındalık çalışması
Enerji Verimliliği Bilinç Endeksinin yüksekalt (168-184) seviyeye çıkarılması
Açıklama
Enerji Verimliliği Stratejik İletişim Planı kapsamında binalara ilişkin bilinçlendirme çalışmalarına devam
edilecektir. 2021 yılında enerji verimliliği bilinç endeksi 163,8 olarak ölçülmüştür (0-200). Bu değer orta-üst
seviyedde olan bu değerin yüksek-alt seviyeye çıkarılması hedeflenmektedir. Eğitimlerde cinsiyet dengesi
gözetilerek farkındalık çalışmalarına devam edilecektir.
B-S.1.7 Mevcut kamu binalarına yönelik Enerji Performans Sözleşmelerinin (EPS)
yaygınlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2025
ÇŞİDB, HMB
•
İmzalanan EPS sayısı (adet)
Açıklama
Enerji Performans Sözleşmesi (EPS), enerji verimliliği ya da yenilenebilir enerji projelerinin ilk yatırım
maliyetlerinin sonraki yıllarda sağlanacak tasarruflarla geri ödenmesine dayalı bir finansman mekanizması
olup yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
273
Strateji B-S.2
274
Yeni binaların enerji verimliliğinin iyileştirilmesi
B-S.2.1 Mesleki yeterlik kapsamındaki eksik olan işgücüne yönelik ulusal meslek
standardı ve ulusal yeterliklerin hazırlanması, güncellenmesi ve hazırlanan
ulusal yeterliliklere göre sınav ve belgelendirme faaliyetlerinin yürütülmesi ve
yaygınlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
MYK
ÇŞİDB, MEB,
ETKB, ÇSGB,
İŞKUR, YÖK,
Üniversiteler,
STK’lar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2025-2030
•
•
•
Hazırlanan meslek standardı sayısı (adet)
Güncellenen meslek standardı sayısı (adet)
Verilen MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi
sayısı (adet)
Açıklama
Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği sistemlerinin binalarda yaygınlaştırılması için gerekli olan işgücünün
faaliyetlerine ve niteliklerine yönelik standartların oluşturulması hedeflenmektedir.
B-S.2.2 Tüm yeni yapılacak binaların Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar (NSEB)
konseptine uygun olarak yapılmasına yönelik yasal düzenlemenin geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2026
ETKB
•
Yayımlanan Binalarda Enerji Performansı
Yönetmeliği değişikliği
Açıklama
Yeni yapılacak binalarının enerji verimli bina yaklaşımına göre yapılması hedeflenmektedir.
B-S.2.3 TS 825 Standardında yer alan enerji limitlerinin iyileştirilmesi ve ulusal/
uluslararası enerji verimliliği yaklaşımları da gözetilerek güncellenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
TSE
2024-2025
ÇŞİDB, ETKB
•
Güncellenen TS 825 standardı
Açıklama
TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları standardı ve yürürlükteki mevzuat AB uygulamaları dikkate alınarak
revize edilecektir. Bu minvalde TS 825 Isı Yalıtım Kuralları Standardının net ısıtma enerjisinin yanı sıra
soğutma ihtiyacını da dikkate alacak şekilde güncellenmesi ve enerji limitlerinin AB seviyesine getirilmesi
için iyileştirilmesi gerekmektedir. Enerji politikaları ve değişen iklim koşullarına göre standardın enerji
limitleri güncellenmesi hedeflenmektedir.
Strateji B-S.3
Binalarda elektrikli alet, ekipman ve cihazların
kullanımında enerji verimliliğinin artırılması
B-S.3.1 Yüksek enerji verimliliğine sahip alet, ekipman ve cihazların kullanımı
konusunda son kullanıcıların bilinçlendirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2030
ÇŞİDB, TB, STB
•
•
Her yıl yapılan en az 1 adet iletişim
kampanyası
Enerji Verimliliği Bilinç Endeksinin yüksekalt (168-184) seviyeye çıkarılması
Açıklama
Yüksek enerji verimliliğine sahip alet, ekipman ve cihazların kullanımı konusunda kapsamda bilinçlendirme
çalışmaları yürütülecektir.
B-S.3.2 Beyaz eşya ürünlerinin enerji verimliliği ve çevreye duyarlı tasarımı ile ilgili
düzenlemelerin AB ile eş zamanlı uygulanacak şekilde uyumlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
STB
2024-2030
ÇŞİDB, ETKB,
TB, Beyaz Eşya,
Sanayicileri
Derneği
•
Yayımlanan revize mevzuat
Açıklama
Elektrikli ev aletleri ve ekipmanlarının enerji verimliliği durumunun belirlenmesi ve iyileştirilmesi
hedeflenmektedir.
275
Strateji B-S.4
Bölgesel Isıtma ve Soğutma Sistemlerinin
Kullanımının Yaygınlaşması ve Desteklenmesi
Strateji B-S.5 Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR) Uygulaması
ile çevre dostu tasarım ve yapı malzemelerinin
kullanımının yaygınlaştırılması
276
B-S.4.1 Bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılmasına
yönelik bilinçlendirme ve teşvik konularında çalışmalar yapılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ETKB
ÇŞİDB, İLBANK,
Belediyeler
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2025
•
•
Hazırlanan ön fizibilite raporu
Yapılan bilinçlendirme çalışmaları (adet)
Açıklama
Başta toplu konut bölgeleri olmak üzere bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerin yaygınlaştırılması
hedeflenmektedir.
B-S.5.1 Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi (YeS-TR) uygulamasının yaygınlaştırılması ve
yapılacak sertifikalı yeni bina ve yerleşme projelerinin teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2025
TÜÇA
•
YeS-TR sertifikası alan bina sayısı (adet)
Açıklama
2022 yılında yayınlanan Binalar ile Yerleşmeler İçin Yeşil Sertifika Yönetmeliğinde yeşil sertifika alma isteğe
bağlı olarak belirlenmiştir. Bu eylemle YeS-TR alacak binaların desteklenmesi hedeflenmektedir.
B-S.4.2 Isı pompası potansiyelinin, atık ısı kaynaklarının ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının binalardaki enerji talebi ile eşleştirilmesine yönelik haritalandırma
çalışmasının yapılması
B-S.5.2 Yeni yapılacak kamu binaları için YeS-TR sertifikası alma zorunluluğu
getirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ETKB
2024-2025
ÇŞİDB
2024-2030
ÇŞİDB, İB,
TOKİ, İLBANK,
Belediyeler,
Üniversiteler,
STK’lar
•
Oluşturulan CBS tabanlı haritalar
Açıklama
Binalardaki enerji ihtiyacının enerji verimli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması ile sera gazı
emisyonlarında azaltım ve enerji tasarrufu hedeflenmektedir. Toprak kaynaklı ısı pompası potansiyelinin
belirlenerek CBS tabanlı haritaların üretilmesi ve haritaya yenilenebilir enerji, atık ısı kaynaklarının entegre
edilmesi amaçlanmaktadır.
TÜÇA
•
•
Yayımlanan mevzuat
Her yıl YeS-TR sertifikası alan kamu bina
sayısı (adet)
Açıklama
Yeni kamu binalarının YeS-TR sertifikası alması hem örnek oluşturması hem de deneyimlerin paylaşılması
için bir fırsat niteliğindedir.
277
Strateji B-S.6 İnşaat ekosisteminde dijital dönüşümün
sağlanmasında Yapı Bilgi Modellemesi (BIM)
araçlarının kullanımının sağlanması, yaygınlaştırılması
ve teşvik edilmesi
278
B-S.6.1 Sürdürülebilir, enerji verimli ve karbon salımı düşük yapıların tasarım, yapım
ve işletme süreçlerinde Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) araçlarının kullanımının
yaygınlaştırılması, yerli BIM yazılımlarının geliştirilmesi ve teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ÇŞİDB
ETKB, ÇSGB,
İŞKUR, MYK,
Üniversiteler,
Belediyeler,
TOBB, Özel
sektör kuruluşları,
STK’lar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2028
•
•
•
•
Yayımlanan mevzuat
En az 1000 meslek elemanına verilen
eğitim
Düzenlenen seminer ve çalıştay sayısı
(adet)
Geliştirilen yerli BIM yazılımları (adet)
Açıklama
Binaların yaşam döngüsü içinde özellikle tasarım, inşaat ve işletme aşamalarında Yapı Bilgi Modellemesine
(BIM) dayalı dijital araçların kullanılmasına yönelik teknolojik altyapının geliştirilmesi, ulusal mevzuatın
Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) metodolojilerine uyumlanması, teknik personele katılımda cinsiyet dengesi
gözetilerek eğitimler verilmesi ve inşaat sektörünün dijital dönüşümün desteklenmesi hedeflenmektedir.
B-S.6.2 Sürdürülebilir ve performans odaklı yapılı çevrenin inşasında, yapı
malzemelerine ait bilgi yüklü akıllı nesnelerin üretilmesi, kullanımı ve küresel BIM
ekosistemine adapte edilmesinin sağlanması ve teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB
2024-2028
STB, STK’lar, Özel
Sektör Kuruluşları
•
•
Üretilen akıllı nesne sayısı (adet)
Kurulan Ulusal BIM Kütüphanesi
Açıklama
Bilgi yüklü dijital yapı malzemelerinin entegre edildiği BIM tabanlı projelerin üretilmesi, böylelikle
sürdürülebilir ve performans odaklı yapıların inşa edilmesi için gerekli ortamın sağlanması,
yaygınlaştırılması ve küresel entegrasyonunun sağlanması hedeflenmektedir.
Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren
hat ağı genişletilecek
Toplu taşıma
sistemleri teşvik
edilecek ve verimliliği
artırılacak
ULAŞTIRMA
Ulaştırmada
sürdürülebilir/temiz
enerji kaynakları
kullanılacak
Ulaştırma sistemlerinde
elektrifikasyon
yaygınlaştırılacak
Ulaştırmada mikromobilite
yaygınlaştırılacak
Strateji U-S.1
Strateji U-S.1 Deniz/Demiryoluna modal kayma
sağlanması
283
Demiryoluna modal kaymanın sağlanması
U-S.1.1 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı doğrultusunda Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren
ağının genişletilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
UAB, TCDD
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UHDGM, AYGM, 2024-2030
TCDD Taşımacılık
A.Ş., DHMİ,
SHGM, Lojistik
Koordinasyon
Kurulu
•
•
•
•
•
•
Hızlı Tren hat kullanımlarındaki artış
(yolcu ve yolcu-km)
Yüksek Hızlı Tren hat kullanımlarındaki
artış (yolcu ve yolcu-km)
Demiryolu yolcu taşımasının toplam
karayolu+demiryolu yolcu taşıması
payındaki artış oranı(%)
Demiryolu yolcu taşımasının toplam
havayolu+demiryolu yolcu taşıması
payındaki artış oranı(%)
Hızlı Tren Hat uzunluklarındaki artış (km)
Yüksek Hızlı Tren Hat uzunluklarındaki
artış (km)
Açıklama
Karayolundan ve havayolundan demiryoluna kayma sağlanması amaçlanmaktadır.
U-S.1.2 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı doğrultusunda demiryolu yük taşımacılığının
geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB
2024-2030
TCDD, TCDD
Taşımacılık
A.Ş., Demiryolu
Taşımacılığı
yapan Özel Sektör
Kuruluşları
•
•
•
•
Hat uzunluklarındaki artış (km)
Hızlı Tren hatlarındaki yük taşımacılığı
artış miktarı (ton ve ton-km)
Tüm demiryolu hatlarındaki yük
taşımacılığı artış miktarı (ton ve ton-km)
Demiryolu yük taşımasının demiryolukarayolu toplam taşıma payındaki artış
oranı (%)
Açıklama
Karayolundan ve havayolundan demiryoluna kayma sağlanması amaçlanmaktadır.
U-S.1.3 Kentsel raylı sistemlerle demiryolu yolcu taşımacılığının geliştirilmesi
284
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB, Belediyeler TCDD, TCDD
Taşımacılık A.Ş.,
AYGM
2024-2030
•
•
•
•
•
Lastik tekerlekli ulaşım (özel araç ve toplu
taşıma) kullanımından kent içi raylı sistem
yolcu taşımacılığına kayma oranı (taşıt-km)
Kentsel Raylı Sistem hat uzunluklarındaki
artış (km),
Kent içi raylı sistem-ana demiryolu
üzerinde yapılan banliyö işletmeciliği
arasındaki bağlantısı olan hat sayısındaki
artış (adet)
Kentsel Raylı Sistem kullanımındaki artış
(yolcu ve yolcu-km)
Banliyö işletmeciliği yapılan hatlarından
kentsel toplu taşıma sistemlerine yapılan
transfer sayısı (yolcu sayısı)
Denizyoluna modal kaymanın sağlanması
U-S.1.5 Şehirlerarası denizyolu yolcu taşımacılığının desteklenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB
2024-2030
Belediyeler
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
UAB
ÇŞİDB, TCDD,
İLBANK,
Belediyeler
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2030
•
•
•
Ayrılan kaynak miktarındaki artış (TL)
Hazırlanan Kentsel Raylı Sistem bağlantı/
aktarma fizibilite proje sayısı (adet)
Yeni Kentsel Raylı Sistem bağlantı/aktarma
proje sayısı (adet)
Açıklama
Destekler, hem fizibilite calışmalarını hem de uygulama projeleri için verilecek hibe, finansman, kredi
kolaylığı, vb. araçları kapsayabilir.
Verilen yıllık destek ve teşvik miktarı (TL)
Açıklama
Şehirlerarası vapur işletmesi olan Belediyeler de paydaş olacaktır.
U-S.1.6 Kıyı şehirlerinde şehir içi denizyolu yolcu taşımacılığı ve altyapının
geliştirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB, Belediyeler -
2024-2030
Açıklama
Yolcu taşımacılığında kentsel raylı sistemlere kayma sağlanması amaçlanmaktadır. Banliyö taşımacılığı ve
şehir içi raylı sistemler Kentsel Raylı Sistem içerisinde ele alınmaktadır.
U-S.1.4 Kentsel Raylı Sistem taşımacılığında modlar arası entegrasyonun artırılması
için destek sağlanması
•
•
•
Şehir içi denizyolu servis sayısındaki artış
(sefer sayısı)
Şehir içi denizyolu kullanıcı sayısındaki
artış (yolcu, yolcu-km)
Açıklama
Kıyı şehirleri içinde denizyolu taşımacılığı ile yolcu taşınmasının desteklenmesi ve geliştirilmesi
amaçlanmaktadır.
U-S.1.7 Denizyolu yük taşımacılığı ve altyapısının desteklenmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB
2024-2030
HMB, Belediyeler
•
•
Denizyolu yük taşımacılığındaki artış (ton
ve ton-mil)
Kabotaj taşımacılığı için verilen teşvik
miktarındaki artış (TL)
Açıklama
Denizyolu yük taşımacılığının desteklenmesi ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
285
İntermodal yük taşımacılığın güçlendirilmesi
286
Strateji U-S.2
Ulaştırma Sektöründe Verimliliğin Artırılması
U-S.1.8 Demiryollarının, liman, organize sanayi bölgesi, lojistik merkez, fabrika ve
maden sahası gibi yük merkezleri ile bağlantılarının geliştirilmesi
Toplu taşıma sistemlerinin teşvik edilmesi ve verimliliğin artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
U-S.2.1 Kentsel planlamada toplu taşıma odaklı uygulamaların yaygınlaştırılması
UAB
2024-2030
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Belediyeler
2024-2030
TCDD, STB
•
•
•
Organize Sanayi Bölgesi, liman vb.
bölgelere hizmet veren demiryolu hat sayısı
artışı (adet); bu hatlardaki taşımacılık artışı
(ton ve ton-km);
Demiryolu bağlantısı olan tesislerin, lojistik
merkezlerin ve OSB’lerin artış oranı (%)
Demiryolu yük taşımasının demiryolukarayolu toplam taşıma payındaki artış
oranı (%)
ÇŞİDB, UAB
•
•
•
Açıklama
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı ile eşgüdüm içerisinde demiryollarının, liman, organize sanayi bölgesi,
lojistik merkez, fabrika ve maden sahalarına hizmet ağının geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
U-S.1.9 Yük taşımacılığında demiryolu ve denizyolu bağlantılı intermodal ve kombine
taşımacılığın teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
UAB
2024-2030
-
•
•
Taşınan konteyner miktarındaki artış (TEU)
Taşınan araç sayısındaki artış (adet)
Açıklama
Demiryolu ve denizyolu bağlantılı intermodal ve kombine yük taşımacılığın teşvik edilmesi
amaçlanmaktadır.
•
•
Yayımlanan toplu taşıma odaklı kentsel
planlama mevzuat ve yol haritası;
Yayımlanan park-et devam-et sistemleri
için tasarım, işletim ve teşvik konusunda
mevzuat/ kılavuzlar
Yayımlanan mikromobilite ve yaya hizmet
seviyesi mevzuat/politika belgeleri
Hazırlanan Kentsel Ulaşım Talep Analiz
Bölge (KUTAB) harita sayısı (adet)
Kentsel Ulaşım Talep Analiz Bölgeleri ana
durakları etrafındaki yoğunluk ve arazi
kullanımındaki çeşitliliğne bağlı olarak
ticari, eğitim, vb. birimlerdeki artış(adet)
Açıklama
Toplu Taşıma Odaklı Kentsel Planlama, toplu taşıma ile 15-20 dakikalık erişim mesafesinde temel ihtiyaçların
(eğitim, sağlık, iş, vb.) hizmetlerin verildiği “kentsel Ulaşım Talep Analiz Bölgelerinin (KUTAB) kurulması
olarak özetlenebilir.
U-S.2.2 Toplu taşıma kullanımını teşvik edecek ücret toplama/ücretlendirme imkanı
tanıyan akıllı kart sistemlerinin yaygınlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Belediyeler, UAB ÇŞİDB, ASHB,
PTT, Akıllı Ulaşım
Sistemleri (AUS)
ilgili kurum ve
kuruluşları
2024-2030
•
•
Ulusal ölçekte uygulamaya alınan toplu
taşımada kullanılabilecek ulusal akıllı kart
ve/veya mobil sistemi
Toplu ve ara toplu taşımada akıllı kart
kullanımında artış (yolcu)
Açıklama
Cinsiyet, yaş, engellilik ve sosyal eşitlik/adalet konusunda destek yaratılacaktır. Türkiye Kart projesi ile
eşgüdüm sağlanacaktır.
287
U-S.2.3 Toplu taşıma sistemlerinin birbiriyle ve diğer kentsel lastik tekerlekli ulaşım
modları ile entegre edilmesi
288
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Belediyeler
ÇŞİDB, UAB,
TCDD, TCDD
Taşımacılık A.Ş.,
UDHAM
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2030
•
•
•
•
•
•
Toplu taşıma ile diğer türler arasında
aktarma yapılacak durak sayısındaki artış
(adet)
Akıllı kart sistemlerine dahil olan ulaşım
hizmet/modlarındaki artış (adet)
Türler arası transfer sayısındaki artış (adet)
Toplu-taşıma durakları etrafında kurulan
park-et devam-et sistem kapasitesindeki ve
kullanımındaki artış (araç sayısı)
Özel araç kullanımından toplu taşımaya
kayma miktarı (yolcu ve taşıt-km)
Güvenli bisiklet park kapasitesindeki artış
(park yeri sayısı)
Açıklama
Akıllı kart alanındaki gelişmeler ile eşgüdüm sağlanacaktır. Merkezi yönetim tarafından Belediyelere
uygulama için teknik ve eğitim desteği sağlanacaktır.
U-S.2.4 Toplu taşıma durakları etrafında mikromobilite/yürüme seçeneklerinin
güçlendirilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Belediyeler
2024-2030
ÇŞİDB, UAB
•
•
•
•
Toplu taşıma ile aktarmalı paylaşımlı
mikromobilite sistemlerinin kullanımındaki
artış (yolcu, yolcu-km)
Toplu taşıma durakları etrafındaki bisiklet
yolu uzunluklarında (km) ve kullanımındaki
artış (yolcu-km)
Yaya hizmet seviyesi artışı (yaya sayısı)
Hazırlanan kentsel mikromobilite yol
haritası
Açıklama
Toplu taşımaya erişimin (ilk- ve son-km olarak) güçlendirilmesi için durakların erişilebilirlik standartlarına
uygunluğunun sağlanması, bisiklet yollarının yapılması, bisiklet ve e-skuter gibi mikromobilite araçları için
altyapı ve paylaşım sistemlerinin desteklenmesi sağlanacaktır.
U-S.2.5 Özel araç kullanımından lastik tekerlekli toplu taşımaya geçişin artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Belediyeler
2024-2030
ÇŞİDB, UAB
•
•
•
Kent içi lastik tekerlekli toplu taşıma hat ve
frekanslarındaki artış (adet);
Lastik tekerlekli toplu taşıma hat
kullanımlarındaki artış (yolcu ve yolcu-km),
Özel araç kullanımından lastik tekerlekli
toplu taşımaya kayma miktarı (yolcu, yolcukm)
Açıklama
Cinsiyet, yaş ve sosyal eşitlik/adalet konusunda destek yaratılacaktır; Toplu taşıma sistem parçalarının
(araç, durak, vb.) hareket kısıtlılığı olan kişiler (engelli, yaşlı, hamile, çocuklu bireyler vb.) için erişilebilirlik
standartlarına uygunluğu sağlanacaktır.
U-S.2.6 Toplu taşıma hizmetlerinin ulaşım talep ve erişebilirlik standartlarına göre
planlanmasıı
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Belediyeler
2024-2030
UAB, ÇŞİDB,
ASHB,
Üniversiteler
•
•
•
Yayımlanan toplu taşıma hizmet planlama
kılavuzu
Toplu taşıma doluluk oranlarındaki artış
(%),
Yolcu-km başına emisyon değerlerindeki
düşüş (tCO2-eşd/yolcu-km)
Açıklama
Toplu taşıma hizmetlerinin kapsayıcılığının sağlanması amacıyla erişebilirlik standartlarının uygulanması bir
zorunluluktur. Optimize toplu taşıma için Akıllı Ulaşım Sistemleri uygulaması TÜBİTAK güdümlü projelerle
geliştirilecek; üniversitelerde araştırma merkezleri desteklenecektir.
289
290
Özel ve paylaşımlı ulaşımın verimli hale getirilmesi
U-S.2.9 Özel araç kullanımı kaynaklı trafik akış ve sıkışıklığının sebep olduğu
emisyonların azaltılması
U-S.2.7 Kentsel ulaşımda güvenli mikromobilite ulaşımın artırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
ÇŞİDB
2024-2030
UAB, ÇŞİDB,
Belediyeler
İLBANK, TÜÇA
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
2024-2027
•
•
•
Yayımlanan entegre mikromobilite
hareketlilik plan hazırlama mevzuatı
Bisiklet, e-skuter gibi mikromobilite ulaşım
modları için bilinçlendirme çalışma sayısı
(adet, kampanya sayısı, ulaşılan kişi sayısı)
Trafikten ayrılmış bisiklet yolu uzunluğu
(km)
Açıklama
Mikromobilite modları tanımlanmalı; kentsel planlarda öncelikleri ve entegrasyonu konusunda mevzuat
geliştirilecektir. Mevcut ve yeni açılacak yollardaki bisiklet şeritleri farklı yol haritaları ile ele alınacaktır.
U-S.2.8 Lastik tekerlekli paylaşımlı/talep güdümlü taşımacılığın teşvik edilmesi
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Belediyeler
2024-2030
UAB, HMB,
ÇŞİDB, ASHB
•
•
•
Yayımlanan paylaşımlı araç/talep güdümlü
taşımacılık için mevzuat ve yol haritası
Paylaşımlı taşımacılık hizmeti veren
kuruluş sayısındaki artış (adet)
Paylaşımlı taşımacılık kullanımındaki artış
(yolcu, yolcu-km)
Açıklama
Cinsiyet, yaş, engellilik ve sosyal eşitlik/adalet konusunda destek yaratılacaktır; Toplu taşıma hat
elemanlarının (araç, durak, vb) hareket kısıtlılığı olan kişiler (engelli, yaşlı, hamile, çocuklu bireyler vb.) için
erişilebilirlik standartlarına uygunluğu sağlanacaktır.
HMB, UAB, KGM,
Belediyeler, AUS
Türkiye Derneği
•
•
•
•
•
•
•
Yayımlanan, emisyon azaltımı için kentsel
trafik yönetimi mevzuatı ve yol haritası
Yayımlanan Karayolu Taşımacılığı Emisyon
Azaltımı için Akıllı Ulaşım sistemleri
mevzuatı
Akıllı ulaşım sistemleri koridorlarında
sıkışıklık azalma miktarı (gecikme süreleri)
Kent merkezlerindeki sıkışıklık azalma
miktarı (gecikme süreleri)
Kent merkezlerinde ve yaya öncelikle
bölgelerde 30 km/sa hız sınırı denetim
koridorlarındaki artış miktarı (km)
Kentsel bölgelerde 50 km/sa üzerinde
işletilen yollardaki emisyon miktarlarında
azalma (t CO2 / km)
Şehirlerarası yollarda 90 km/sa üzerinde
işletilen yollarda emisyon miktarlarında
azalma (t CO2-eşd /km)
Açıklama
Trafik sıkışıklığı tanımı ve ölçütü geliştirilmeli; sıkışıklık görülen bölgelerde akışkanlığı sağlayacak Akıllı
Ulaşım Sistemleri uygulamaları ile emisyon azaltımı sağlanabilir. Kent merkezi/cazibe noktalarında sıkışıklık
ücretlendirilmesine geçilecektir. Mevcut motor teknolojilerinin emisyonun en az olduğu hız aralığında (30
km/sa-80 km/sa) dışındaki hızlarda emisyon üretimi artmakta olduğundan; kentsel ulaşımda özel için 50
km/sa hızın üstüne çıkılması toplu taşımaya karşı büyük zaman kazancı yaratmaktadır. Ancak 50 km/sa
üzerindeki motorlu araç hızları trafik güvenliği sebebiyle mikromobiliteyi olumsuz etkilemektedir.
291
292
Yeni nesil, düşük ya da sıfır emisyonlu araçların kullanımının teşvik edilmesi
Yük taşımacılığının verimli hale getirilmesi
U-S.2.10 Kamu araç filolarında düşük/sıfır emisyonlu araçların teşvik edilmesi
U-S.2.12 Ulusal karayolu yük taşımacılığı emisyon azaltımı yol haritasının hazırlanması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
Tüm Kamu
Kurumları
2024-2030
UAB
2024-2030
HMB
•
Düşük ya da sıfır emisyonlu araç sayısı
artışı (adet); kullanımındaki artış (taşıt-km)
Açıklama
Kamusal (belediye otobüsleri, kurum araçları, vb.) filolarının taşıt-km değerleri özel araçlara kıyasla çok fazla
olduğundan öncelikli olarak bu araçların düşük/sıfır emisyonlu araçlarla değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
U-S.2.11 Kent merkezlerinde ve cazibe noktalarında düşük/sıfır emisyonlu araçların
kullanımının yaygınlaştırılması
Sorumlu Kurum İlgili Kurumlar
Belediyeler
Uygulama Dönemi İzleme Göstergeleri
ÇŞİDB, STB,
2024-2030
ETKB, UAB, EPDK
•
•
•
Yayımlanan “Kent Merkezleri Düşük
Emisyon Bölgeleri” yol haritası
Kent merkezlerinde düşük/sıfır emisyonlu
araçlar için ayrılan/öncelikli tahsis edilen
park yeri kapasitesindeki artış (adet)
Kent merkezlerindeki Elektrikli Araç şarj
istasyon sayısındaki artış (adet)
Açıklama
Kent merkezlerindeki ve yaya öncelikli bölgelerde sağlık kazanımları için düşük/sıfır emisyonlu araçlar
kullanımının yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
STB, ETKB
•
•
Yayımlanan Ulusal Karay