Papers by M. Kubilay Akman
Toplumda, ister makro ölçekte isterse mikro ölçekte olsun, farklı seviyelerde “biz” duygularımız ... more Toplumda, ister makro ölçekte isterse mikro ölçekte olsun, farklı seviyelerde “biz” duygularımız vardır. Kitle olmak bu biz-oluş halinin ötesindedir. Kitleler, toplumsal bir örüntü olmaktansa adeta yığın olarak hareket ederler. “Biz” fenomenini var eden kontrol, etik muhasebe, vicdan, vb. ölçekler kitlede kaybolur. Geriye, kontrolsüzce akmaya, savrulmaya, önüne çıkanı ezip geçmeye eğilimli bir akış kalır. Biz duygusunu aşan, hatta yıkan bu “kitle mantığı” ya da duygusal işleyiş mekanizmaları nelerdir? Hem iletişim sosyolojisi hem de psikoloji literatürüne başvurarak bu konuyu kuramsal eksende makalemizde tartışmaktayız. Bu literatür bize kitlelerin nasıl işlediği, nasıl hareket ettiği, ne türden bir doğaları bulunduğu konusunda önemli kavramlar sunmaktadır. Çağdaş toplumda zorlayıcı olan kitle olgusunu anlama, kavrama noktasında söz konusu literatürün büyük bir faydasını görebiliriz. Eleştirel bir bakış doğru kavramsal çerçeve ile buluşursa kitlelerin nasıl oluştuğunu, nasıl hareket ettiğini ve neler yapabileceğini daha doğru anlayabiliriz. Yapılacak olan analiz, özellikle iletişim kavramı ve kitle iletişim teorileri üzerinden gelişecektir.
ÖZ İletişimin toplumsal bir fenomen olduğu, yaşanan yabancılaşma ve şeyleşme süreçlerinde göz ard... more ÖZ İletişimin toplumsal bir fenomen olduğu, yaşanan yabancılaşma ve şeyleşme süreçlerinde göz ardı edilmektedir. Bireyler, organik bir toplumsallığın öğeleri olmaktan ziyade, yaygın ve yoğun bir kitlenin mekanik unsurları olarak belirdiklerinde; sosyo-psikolojik boyutlarda iletişim olgusunun insani vasfı gölgelenmektedir. Frankfurt Okulu'ndan Jean Baudrillard'a kadar geniş bir eleştirel kuramcılar çevresi topluma, iletişime, kültüre, kitleye ve ideolojiye sorgulayan bir pencereden bakabilmemiz için bize dayanak noktaları sunmuştur. Bu makale kapsamında, sözü edilen kuramcıların eleştirel fikirlerinin, çağdaş toplumun iletişim süreçlerine dair nasıl bir sosyolojik çözümleme sunabileceği üzerinde durulmaktadır. İletişimin içinde doğduğu, üretildiği ve yeniden-üretildiği alanları doğru ele alıp analiz edebilirsek, bu süreçlerin sosyo-psikolojik boyutlarını daha sağlıklı çözümleyebilmenin imkânı doğacaktır. ABSTRACT In the processes of alienation and reification, it is undervalued that communication is a social phenomenon. When individuals appear as mechanical elements of a widespread and intensive mass rather than an organic sociality, the humanistic nature of communication in socio-psychological dimensions, is shaded. A wide circle of critical theoreticians from Frankfurt School to Jean Baudrillard, have provided some foundations to us, in order to look at society, communication, culture, mass and ideology from an interrogating view. In this article, we will focus on that how the critical thoughts of mentioned theoreticians can be helpful for a sociological analysis on communication processes of contemporary society. If we can understand and analyze properly the fields where communication is born, produced and reproduced, a comprehensive research on socio-psychological dimensions of these processes would be possible.
Challenges of the Knowledge Society / CKS 2015, 2015
Sociotherapy was launched as a therapeutic system in 20th Century, which has very strong theoreti... more Sociotherapy was launched as a therapeutic system in 20th Century, which has very strong theoretical and historical relations with the discipline of Sociology. Why there was a need to suggest a new way of therapy, while psychotherapy is existing? We have witnessed that there are some social dimensions of psychological problems which require a solution based on "socialization" between therapists and patients. There is a "healing power" in socialization and it has been the basis for all sorts of group therapies, including Sociotherapy as well. In this paper, we will have the opportunity to discuss the theoretical knowledge on Sociotherapy and consider its possibilities for applying contemporary socio-psychological problems in society. Knowledge society gives us a suitable platform to practice various therapeutic disciplines to find out solution for the problems created by the same society. This paper may be seen as a part of this purpose, finding viable and operative solutions to sociopsychological problems that today's individuals experience in their daily lives.
International Journal of Humanities and Education (IJHE), Apr 2015
Tunceli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014
Mukaddime, 2013
Sosyoterapi, sosyolojinin terapötik kullanımını sağlayan bir alan olarak 20. yüzyılda geliştirilm... more Sosyoterapi, sosyolojinin terapötik kullanımını sağlayan bir alan olarak 20. yüzyılda geliştirilmiştir. Esasen, yaşanan problemlerin temelinde "sosyal" olanın olduğu bilinciyle, sosyoterapi çözüm ve sağaltım alanını da sosyal boyuta taşımaktadır. Bu terapi türünün kullanımında, terapist kadar hasta ya da terapi gören de etkin bir rol alır. Karşılıklı diyalog ve iletişim çerçevesinde sorunların dile getirilmesiyle tedricen sağaltımın gerçekleşmesi amaçlanmaktadır. Bireye, grup terapisi içinde güven duygusu vererek ve karşılıklı anlayış, empati sağlanarak oluşturulan sinerji iyileşme sürecinin asıl kaynağıdır. Sosyoterapiyle tıpkı psikoloji biliminden psikoterapinin kaynaklanması gibi, sosyolojiden terapötik bir disiplin doğmuştur. Bu disiplinin temelleri klinik sosyolojide bulunabilir.
KTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013
Tel: 0 (462) 377 2022 Dergimiz ASOS Index tarafından taranmaktadır. Karadeniz Teknik Üniversitesi... more Tel: 0 (462) 377 2022 Dergimiz ASOS Index tarafından taranmaktadır. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi; yılda iki kez yayınlanan ulusal, hakemli ve bilimsel bir dergidir. Editör, dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Gönderilen yazılar iade edilmez. Derginin her hakkı saklıdır. Bu derginin hiçbir bölümü yazılı ön izin olmaksızın hiçbir biçimde ve hiçbir yolla yeniden üretilemez ve dağıtılamaz. Dergide yayınlanan çalıĢmalardaki görüĢ ve düĢünceler yazarların kiĢisel görüĢleri olup, hiçbir Ģekilde Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün veya Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin görüĢlerini yansıtmaz.
All the conceptualizations regarding to societies inevitably have been determined, or at least mo... more All the conceptualizations regarding to societies inevitably have been determined, or at least motivated by ideological processes, through the apparatus professionalized on the ideological reproduction of the social structure (Althusser). The core question of this paper is scrutinizing the particular ideological contexts under which the "social transformation" concept has grown. The critical conceptual archeology on social transformation will seaway to a discussion of two other related concepts: development and globalization. It is still ambiguous whether social transformation discussions will take the ex-position of the developmental approach, or instead be a critical alternative to the neo-liberal ideas in social sciences of the 21 st century. If the concept is taken literally, we can possibly never see a society which does not experience a "transformation" in "social" terms at all. Societies have always been transformed through social processes. However, as an independent concept it appeared in a particular contextual basis. This same multi-dimensional context was the driving force behind UNESCO's organization of the MOST (Management of Social Transformations) Program. This paper can be considered a theoretical framework focusing on social transformation as defined through the examination of its principal ideologies and the study of the concept's reproduction through international institutions.
İstanbul, Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'e çok yönlü kentsel, sosyal, ekonomik ve kültürel... more İstanbul, Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'e çok yönlü kentsel, sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümlerin yaşandığı bir şehir oldu. Bugün, bir metropolitan alan olarak İstanbul'un sosyal tabakalaşma açısından ayrıştığını ve bunun kentsel farklılaşmalarla mekândaki ayrışmayı da beraberinde getirdiğini görüyoruz. Üst ve alt sınıflar, farklı yollardan da olsa "merkez"den "çevre"ye doğru uzaklaşmaktadır ve bu süreç toplumu bir arada tutan dengelerin ve normların krize girmesine neden olmaktadır. Kentsel alandaki krizin giderilmesi için toplumsal gerilim dinamiklerinin sosyolojik bir temelde bilince çıkarılması ve aşılması gerekmektedir.
Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, Oct 2010
uşido, Japon samuraylarının, savaşçılık geleneğinin ötesinde; sosyal ve etik boyutları olan yaşam... more uşido, Japon samuraylarının, savaşçılık geleneğinin ötesinde; sosyal ve etik boyutları olan yaşam felsefesidir. Samuraylar yüzyıllarca, Japon toplumu içinde Buşido etik kodlarına göre hareket etmiş ve bu geleneği kuşaktan kuşağa aktarmışlardır. Bu çalışma kapsamında Japon kültür tarihinin anahtar kavramlarından olan Buşido, Japonya'nın tarihinde yer alan önemli samuray ve savaş sanatı ustalarının (Yamamoto Tsunetomo, Miyamoto Musashi, Takuan Soho, Yagyu Munenori) görüşleri ışığında ele alınmıştır. Savaş sanatları tarihinde önemli bir yeri olan Buşido kavramı ve yansımaları kendi sosyal ve kültürel bağlamı için analiz edilirken, bu kavramın/olgunun oluşturduğu samuray profilinin oluşumu araştırılmıştır. Samurayların savaşçılık geleneğinin, salt bir fiziki "savaş" stratejileri bütünü olmayıp; esasında kişisel gelişim, ruhsal olgunlaşma ve ilerleme olarak bir anlam taşıdığı felsefi/etik örnekler temelinde ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Japonya, Japon kültürü, buşido, samuray, savaş sanatları.
Yasin Aktay, Pakinem El-Sharkawy, Ahmet Uysal (eds), Culture and Politics in the New Middle East, 2012
Hollywood has intrigued critical minds through controversial films, especially in science-fiction... more Hollywood has intrigued critical minds through controversial films, especially in science-fiction, which might be considered as crossroads of several sociological, philosophical and cultural concepts/issues. The Surrogates (Jonathan Mostow, 2009) is one of the latest representatives in this "genre". When people of the future (let us call them Techno Sapiens) use their remotely-controlled "bodies", which are just perfectly designed robots, in order to avoid having any damage in their real "bodies", meaning of body, social relations, pleasure, life, experience, risk, Etc. shift into a very complicated level that provides a wide range of opportunities to discuss contemporary sociological and theoretical lines including body and politics, power, bio-politics, gender, everyday life and so on. This paper has the intention of discussing all these theoretical issues through reading Giorgio Agamben, Michel Foucault, Gilles Deleuze, Jean Baudrillard and Slavoj Zizek. Cinema is a symptomatic field to analyze tendencies of modern societies and sciencefiction has offered richer symptoms than any other genre in the history of film industry. Usually exaggeration of "now" is the way to imagine "future" in science-fiction literature and cinema. So, this paper will give us the chance to discuss what are the current "body politics" drive modern people towards the dystopia of The Surrogates. Critical concepts of the above mentioned theorists/thinkers will be corner-stones of our experience for "practicing theory" around The Surrogates.
Comparative Islamic Studies, Jan 1, 2010
... As Abul Hasan Noori says: Sufism is the name of freedom, abstaining from artificiality, havi... more ... As Abul Hasan Noori says: Sufism is the name of freedom, abstaining from artificiality, having generosity and the spending of wealth. ... As it is stated in the hadith of Prophet: Allah did not create any illness without also creating the remedy, except death (at old age). ...
Sacha Kagan / Volker Kirchberg (eds.), Sustainability: a new frontier for the arts and cultures, 2008
Uploads
Papers by M. Kubilay Akman