Papers by Yakup Mertcan KAPLAN
Pseudo-Scientific Racism 2.1. Social Darwinism Social Darwinism, which emerged from the misinterp... more Pseudo-Scientific Racism 2.1. Social Darwinism Social Darwinism, which emerged from the misinterpretation of Charles Darwin's theory of evolution, argued that some human groups were naturally superior to others. This ideology gained popularity in the late 19th and early 20th centuries and held a significant place in Hitler's thoughts. Hitler claimed that Jews were biologically an inferior race and that the Aryan race was inherently superior. 2.2. Eugenics Movement Eugenics is a movement that advocates the genetic improvement of the human race. This movement aimed to eliminate "undesirable" genetic traits and promote "superior" ones. In Nazi Germany, these ideas were used to legitimize the extermination of Jews and other "undesirable" groups. Nazism and Ideological Structure 3.1. Mein Kampf and Hatred of Jews Adolf Hitler's book "Mein Kampf" outlines his antisemitic ideology. In this book, Jews are described as the enemy of humanity and the source of all world problems. Hitler claimed that Jews weakened the German nation and polluted the purity of the Aryan race. 3.2. Lebensraum and Race Wars One of the cornerstones of Hitler's ideology was the concept of "Lebensraum," meaning "living space." Hitler believed that the German people needed vast territories to survive and thrive. This idea included the necessity of expanding eastward and eliminating the "inferior races" living in these lands. Jews were seen as an obstacle to this expansion plan and needed to be exterminated. Cultural and Religious Hatred 4.1. Cultural Othering of Jews Jews were also culturally othered and seen as foreigners. Jewish religion and culture were often met with suspicion in Christian European societies, and Jews were not accepted as part of the society. This cultural exclusion contributed to the deepening hatred towards Jews. 4.2. Propaganda and Myths Nazi propaganda continuously depicted Jews negatively. Through the press and other media tools, Jews were constantly portrayed as evil, dangerous, and conspiratorial entities against German society. This propaganda facilitated the spread of hatred towards Jews among the masses.
Adolf Hitler ve Nazi rejimi tarafından Yahudilere yapılan zulmün kökenleri, ideolojik, politik, e... more Adolf Hitler ve Nazi rejimi tarafından Yahudilere yapılan zulmün kökenleri, ideolojik, politik, ekonomik ve tarihsel birçok faktöre dayanmaktadır. Bu makalede, Hitler ve Nazilerin Yahudilere yönelik nefretinin kökenlerini ve bu nefretin nasıl soykırıma dönüştüğünü inceleyeceğiz.
Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği (AB) içinde demokratik temsilin sağlandığı ana kurumdur.... more Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği (AB) içinde demokratik temsilin sağlandığı ana kurumdur. AB vatandaşlarının doğrudan oylarıyla seçilen bu organ, Avrupa Birliği'nin yasama süreçlerinde ve politikalarında önemli bir rol oynar. Bu makalede, Avrupa Parlamentosu'nun tarihçesi, yapısı, işleyişi, yetkileri ve Avrupa'daki rolü detaylı bir şekilde incelenecektir.
Mertcan Kaplan, 2023
Siyaset, denizde yüzme sanatı gibidir; su yutmamayı öğrenmeden yüzemezsin." Giriş 1. Osmanlı İmpa... more Siyaset, denizde yüzme sanatı gibidir; su yutmamayı öğrenmeden yüzemezsin." Giriş 1. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısı, Osmanlı Devleti'nin yükselişi ve gerilemesi, Tanzimat ve Islahat Fermanları gibi reform girişimleri bu döneme aittir. 2. Meşrutiyet Dönemi: İlk ve İkinci Meşrutiyet dönemleri, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarına denk gelir. Meşrutiyet ilanlarıyla birlikte siyasi partilerin ortaya çıkması ve siyasi katılımın artması önemliydi. 3. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin İlanı: Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi ve sonrasında cumhuriyetin ilanı, modern Türk devletinin temellerini oluşturdu. Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki bu dönemde laiklik ve modernleşme politikaları izlendi. 4. Çok Partili Döneme Geçiş: 1945'ten sonra çok partili siyasi hayata geçiş, siyasi partilerin kurulması ve çeşitlenmesi ile karakterize edilir. 5. 27 Mayıs Darbesi: 1960'ta gerçekleşen askeri müdahale sonucunda, hükümet devrildi ve siyasi liderler tutuklandı. 6. 12 Eylül Darbesi: 1980'de gerçekleşen askeri darbe sonucunda, siyasi partiler kapatıldı, anayasa değiştirildi ve ülke uzun bir süre askeri yönetim altında kaldı. 7. 1990'lar ve 2000'ler: Bu dönemde siyasi istikrarsızlık, ekonomik krizler ve PKK terörü gibi sorunlar yaşandı. Refah Partisi'nin iktidara gelmesi ve ardından yaşanan süreçler önemliydi. 8. 2000'ler ve Sonrası: Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye siyasetinde önemli değişiklikler yaşandı. Birçok reform gerçekleştirildi, ancak siyasi kutuplaşma da arttı. Bu dönemde dış politika ve ekonomi de önemli gündem maddeleri oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısı Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısı, geniş bir coğrafyada uzun yıllar boyunca hüküm süren ve karmaşık bir yapıya sahip olan bir imparatorluk olarak dikkat çeker. İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısı hakkında temel bilgiler: Merkezi Yönetim: Osmanlı İmparatorluğu'nda merkezi yönetim, padişahın hüküm sürdüğü saray ve çevresindeki yapılar etrafında örgütlenmişti. Padişah, hem devletin siyasi lideri hem de dini lideriydi. Onun kararları, devletin yönetimini belirleyen temel kaynaktı. Padişahın hükümdarlık yetkileri mutlak ve sınırsızdı. Divan: Divan, padişahın danışma ve yönetim organıydı. Divan, sadrazamın başkanlık ettiği birçok bakanlık ve görevli tarafından oluşturuluyordu. Divan, önemli politika kararlarının alındığı, eyaletlerden gelen haberlerin değerlendirildiği ve devlet işlerinin koordinasyonunun sağlandığı bir yerdi. Eyalet Sistemi: Osmanlı İmparatorluğu, eyaletlere ayrılmış geniş bir coğrafyaya sahipti. Her eyalet, bir vali veya beylerbeyi tarafından yönetilirdi. Valiler, padişahın temsilcileri olarak görev yaparlardı. Ancak, eyaletlerde belli ölçüde özerklik vardı ve yerel kültür ve geleneklere saygı gösterilirdi. Millet Sistemi: Osmanlı İmparatorluğu, farklı dini ve etnik grupların bir arada yaşadığı çok kültürlü bir yapıya sahipti. Millet sistemi, farklı topluluklara kendi dini ve hukuki işlerini yönetme özgürlüğü tanıyarak hoşgörüyü teşvik ediyordu. Bu sisteme göre, farklı "milletler" (dinlere dayalı topluluklar) kendi liderlerini seçebilir ve kendi iç işlerini düzenleyebilirdi. Ordu ve Sipahi Sistemi: Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü büyük ölçüde ordusu oluşturuyordu. Sipahiler, atlı savaşçılardan oluşan bir sınıftı ve toprak karşılığında askeri hizmet verirlerdi. Bu sistem, imparatorluğun genişlemesini ve güvenliğini sağlamada önemli bir rol oynadı. Devşirme Sistemi: Osmanlı İmparatorluğu, genç yaşta Hristiyan çocukları seçerek Osmanlı toplumuna dâhil ettiği devşirme sistemiyle yetenekli yöneticiler ve askeri liderler yetiştirdi. Bu kişiler, devletin farklı kademelerinde önemli görevlere getirilirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısı zaman içinde evrildi ve değişti. Bu temel öğeler, imparatorluğun karmaşık ve çok katmanlı yapısını anlamamıza yardımcı olurken, detaylar ve tarihsel dönemlere özgü ayrıntılar da dikkate alınmalıdır. Osmanlı Devleti'nin yükselişi ve gerilemesi Osmanlı Devleti'nin yükselişi ve gerilemesi, tarih boyunca önemli bir konu olmuştur. Osmanlı Devleti, 13. yüzyılın sonlarında kurulmuş ve 15. yüzyılda hızla genişleyerek büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Ancak, zamanla iç ve dış etkenlerin etkisiyle yavaş yavaş gerilemiş ve 20. yüzyılın başında sona ermiştir. İşte Osmanlı Devleti'nin yükselişi ve gerilemesini etkileyen bazı önemli faktörler: Yükseliş Dönemi: Askeri Yetenekler ve Fetihler: Osmanlılar, askeri strateji ve yetenekleri sayesinde Anadolu'da başlayan fetihleri genişlettiler. İyi organize edilmiş ordu ve etkili yönetim, devletin hızla genişlemesine yardımcı oldu. İdari Yapı: Osmanlılar, fethettikleri bölgelerde hoşgörülü bir yönetim sergilediler. Farklı din ve etnik gruplara hoşgörü gösterdiler ve bu da imparatorluğun çeşitli toplulukları bir arada tutmasına yardımcı oldu. Stratejik Konum: İstanbul'un fethi (1453), Osmanlılar için stratejik bir avantaj sağladı. Bu, imparatorluğun Avrupa ve Asya arasında önemli bir köprü olmasını sağladı. Zirve Dönemi: Süleyman dönemi (Kanuni Sultan Süleyman): 16. yüzyılın ortalarında Osmanlı İmparatorluğu'nun zirvesine ulaştığı kabul edilir. Bu dönemde ekonomi, kültür ve sanat gelişti. Devletin sınırları genişledi ve önemli fetihler yapıldı. Ekonomik Güç: Osmanlılar, önemli ticaret yolları üzerinde bulunmaları nedeniyle ekonomik olarak da güçlüydüler. Zengin ticaret merkezleri ve deniz ticareti imparatorluğun zenginliğini artırdı. Gerileme Dönemi: Ekonomik Sorunlar: 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı ekonomisi ciddi sorunlar yaşamaya başladı. Vergi toplama sistemi etkisiz hale geldi ve mali sıkıntılar ortaya çıktı. Siyasi Bölünmeler: Osmanlı İmparatorluğu içindeki siyasi bölünmeler arttı. Merkezi otorite zayıfladı ve taht kavgaları ve iç çatışmalar sık hale geldi. Dış Baskılar: Avrupa'daki diğer devletlerin yükselmesi ve Osmanlı topraklarını ele geçirme isteği Osmanlılar için ciddi bir tehdit oluşturdu. Viyana Kuşatması gibi önemli yenilgiler yaşandı. Teknolojik Geri Kalma: Osmanlılar, sanayi devrimini kaçırdı ve teknolojik olarak geride kaldı. Bu, askeri güçlerini ve üretim kapasitelerini olumsuz etkiledi. Sonuç olarak, Osmanlı Devleti'nin yükselişi ve gerilemesi karmaşık bir süreçti. Başlangıçta büyük bir güç haline gelen imparatorluk, zamanla iç ve dış faktörlerin etkisiyle gerilemeye başladı ve sonunda 20. yüzyılın başında çöktü. Bu süreçte ekonomik sorunlar, siyasi istikrarsızlık ve dış baskılar gibi faktörler etkili oldu.
Uploads
Papers by Yakup Mertcan KAPLAN