İçeriğe atla

Travma sonrası stres bozukluğu

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Posttravmatik stres bozukluğu sayfasından yönlendirildi)

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya posttravmatik stres bozukluğu (PTSD), travma yaratan bir olayın yaşanmasından sonra, o olayın günlük yaşamda veya rüyada tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur.[1]

Savaş, kaza, doğal afet, hırsızlık, tecavüz, katliam gibi şiddet olaylarını bizzat yaşayan veya bunlara tanık olan kişilerde olaydan uzun zaman geçtikten sonra bile kalıcı bir travma yaşandığı uzun süreden beri bilinmekteydi. Ancak Posttravmatik Stres Bozukluğunun bir psikolojik bozukluk olarak tanınması ABD'de 1970'lerde Vietnam Savaşı dönemine rastlar.[2] Savaştan geri dönen askerlerde savaşta karşılaştıkları sinir bozucu olayların tekrar yaşandığı, olayları uzaktan veya yakından hatırlatan durumlardan şiddetle kaçındıkları, uyumakta zorlandıkları, eş, dost ve aile ilişkilerinde güçlüklerle karşılaştıkları, dikkat dağınıklığı, kolayca irkilme ve öfkelenme eğilimi gösterdikleri gözlenmiştir. Sonuç olarak Posttravmatik stres bozukluğu, 1980 yılında Amerikan Psikiyatri Birliğince yayınlanan Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabında bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanmıştır.

Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabına göre travma sonrası stres bozukluğunun 8 kriteri ve 2 alt türü vardır. Strese maruz kalma, engellenemeyen semptomlar, ısrarlı kaçınmacı davranışlar, biliş ve duygu durumlarında olumsuz değişimler kriterler arasındadır. Ayrıca hastalığın seyrine bu kriterlerin yaşandığı süre zarfları da etkilidir.

Travma türleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Aile içi şiddet

[değiştir | kaynağı değiştir]

Aile içi şiddet evin içinde tek taraflı ya da bireylerin birbirlerine zarar vermesi ya da bununla tehdit etmesi durumunda gerçekleşmektedir. Aile içi şiddette, doğası gereği; partnere karşı fiziksel, cinsel, finansal, sözlü veya duygusal olabilir. Bireyler ayrıca takip etme, terörize etme, suçlama, incitme, aşağılama, manipülasyon nedenleriyle sosyal çevreden soyutlanma yaşayabilirler. Şiddet ciddiyet ve sıklık açısından değişebilmektedir. Çocuklar genellikle aile içi şiddetin gizli veya sessiz kurbanlarıdır. Bazıları doğrudan travmatize olurken diğerleri de korku ile durumdan etkilenirler.[3]

Cinsel saldırı geçmişi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Çocukluk çağı cinsel travması travma sonrası stres bozukluğu; gelecekte olası depresyon, intihar, alkol sorunları ve yeme bozuklukları ile ilişkilendirilmektedir. Yakın çevrenin destekleyici tutumu cinsel saldırı mağdurlarını ruh sağlığını iyileştirebileceği bilinmektedir.

Yetişkinlikte cinsel travma, kısa vadeli ve uzun vadeli psikolojik sonuçlarla ilişkilidir. Kısa vadeli etkiler arasında şok, korku, endişe, kafa karışıklığı ve geri çekilme yer alır. Hayatta kalanların birçoğu birkaç ay içinde semptomlarda bir azalma yaşarken, bazı kadınlar yıllarca sıkıntı yaşar. Uzun vadeli sonuçlar arasında TSSB, depresyon, yeme bozuklukları, cinsel işlev bozukluğu, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı görülmektedir. Ayrıca bu bireylerin intihara eğilimli oldukları da rapor edilmiştir.[4]

Terör saldırısı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Terörizm, toplu korku ve belirsizliği kışkırtmayı amaçlamayan saldırıları içerir. Bu korku hızla yayılır. Travma tetikleyiciliği olayı doğrudan yaşayanlarla sınırlı değildir. Etkilenen diğer kişiler arasında kurbanların ve hayatta kalanların aile üyeleri de yer alır. Ayrıca medya aracılığıyla olaydan haberdar olan bireyler de olabilir. Travma, genellikle bir terörizm olayından kaynaklanan fiziksel yaralanmalarda daha yaygındır.[5]

Savaş geçmişi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Savaşa bağlı travmatik stres 100 yıldan fazla bir süredir "mermi şoku", "savaş yorgunluğu" veya "askerin kalbi" gibi bir dizi terimle bilinmesine rağmen, kalıcı stres reaksiyonları yalnızca 1980'lerde psikiyatrik nozolojide tanındı. Vietnam'da konuşlandırılan birçok askerde görülen ruh sağlığı sorunlarının ardından Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, travma sonrası stres bozukluğu terimini ortaya koydu.[6]

Tıbbî ortamda doğrudan ya da gözlemlenen olumsuz durumlardan kaynaklanan travma türüdür. Hastanın algısına tıbbî ortamın, personelin, teşhislerin, prosedürlerin birçok etkisi vardır. Tıbbî travmanın günlük hayatından, ruhsal yaşamı etkilemesine kadar güçlü psikolojik etkileri olabilir. Hastanın tıbbî travmaya ilişkin yorumu, travmatik olayı anlamak için önemlidir. Bireyin algısı, tıbbî travma deneyiminin merkezinde yer alır.[7]

Depremler, kasırgalar, orman yangınları, seller, volkanik patlamalar, heyelanlar veya tsunamiler gibi doğal afetlerden kaynaklanır. Bu tür olaylar travma açısından önemlidir çünkü büyük kitleleri etkileyebilir. Birçok travma nedeni gibi doğal afetler de genellikle ani gelişir. Bir felakete verilen en hızlı ve tipik tepki, ilk başta uyuşma veya inkâr olarak ortaya çıkan şoktur. Doğal afetler, çabuk - veya sonrasında - şok, genellikle yüksek düzeyde kaygı, suçluluk veya depresyon içeren aşırı duygusal bir duruma yol açabilir.[8]

Travma sonrası stres bireyde çeşitli belirtiler ile kendisini göstermektedir. Bunlardan bazıları: uykusuzluk, kâbuslar, rahatsız edici anıların sık sık akla gelmesi, olayın tekrarlanmasının kaygısı, kolayca irkilme, çabuk sinirlenme gibi durumlardır. Ayrıca hastaların uyaranlara karşı verdikleri tepkilerin değişikliğe uğradığı bilinmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylerin zamanla sosyal çevreden kendilerini soyutladıkları bilinmektedir.[9]

Travma sonrası stres bozukluğu olan kişiler bir dizi uyku problemi yaşayabilir. Hastalar sağlıklı bireylere kıyasla uykuya dalmakta güçlük çeker. Aslında, Vietnam gazileri üzerine yapılan bir araştırma, travma sonrası stres bozukluğu olanların% 44'ünün geceleri uykuya dalmakta güçlük çektiklerini ortaya koymuştur. Ancak travma sonrası stres bozukluğu olmayan savaş gazilerinin sadece %10'undan azının bu sorunu yaşadıkları bildirilmiştir.[10] TSSB'si olan kişiler gece boyunca sık sık uyandıkları bilinmektedir. Uykuya dalmakta güçlük çekebilirler. Ayrıca amaçladıklarından erken uyanabilirler. Hastalar uyusa bile bu uyku sürecinin yeterli ve sağlıklı olmadığı bilinmektedir.[11] Ayrıca bakınız: İnsomnia.

Halk arasında, insanların yaklaşık %5'i kâbuslardan şikayetçidir. Bununla birlikte, bir travma geçirmiş olanlar, olaydan sonra daha çok şiddetli kabuslar görmektedirler. Bu durum tüm travma türleri için geçerlidir. TSSB geçiren bireylerin kâbuslardan şikayet etme oranı daha da yüksektir. Örneğin, Vietnam Gazileri'ni sivillerle karşılaştıran bir çalışma, TSSB'li savaş gazilerinin %52'sinin oldukça sık kâbus gördüğünü göstermiştir. Çalışmaya katılan sivillerin sadece %3'ü aynı düzeyde kâbus gördüğünü bildirmiştir.[12]

Olayın tekrar tekrar anımsanması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Flashback, geriye dönüş olarak terimleştirilmiştir. Geriye dönüş, olayın bazı yönlerini yeniden yaşadığı veya şu anda oluyormuş gibi hissedilen canlı bir deneyimdir. Bu bazen ne olduğuna dair bir video izlemek gibi olabilir. Ancak geri dönüşler ille de görüntüleri görmeyi veya olayları baştan sona yeniden yaşamayı gerektirmez.[13]

Tedavi yaklaşımları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Hastalığın tedavisine farmakolojik ve psikoterapi odaklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Travma odaklı ve travma odaklı olmayan iki ana psikoterapi uygulaması güncel olarak kullanılmaktadır. İlaç tedavilerinde ise endokrin, nörotransmitter sistemler ve bazı proteinlerin düzenlenmesini hedef alan etkin maddeler kullanılmaktadır.[14]

  1. ^ Ayşe Tepeltepe İltar (2010). "Post Travmatik Stres Bozukluğu". AktüelPsikoloji. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2020. 
  2. ^ Şuer, Tamer (2005). "Posttravmatik Stres Bozukluğu" (PDF). Medikal Açıdan Stres ve Çareleri Sempozsyum Dizisi, 47. İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. ss. 205-210. 10 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mart 2020. 
  3. ^ "Intimate Partner Violence". The National Child Traumatic Stress Network. 27 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021. 
  4. ^ "The Psychological Consequences of Sexual Trauma". VawNet, National Rescue Center on Domestic Violence. 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021. 
  5. ^ Preparing for the Psychological Consequences of Terrorism: A Public Health Strategy (İngilizce). Institute of Medicine (US) Committee on Responding to the Psychological Consequences of Terrorism; Stith Butler A, Panzer AM, Goldfrank LR, editors. 5 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021. 
  6. ^ Bryant, Richard A. “Post-traumatic stress disorder: a state-of-the-art review of evidence and challenges.” World psychiatry : official journal of the World Psychiatric Association (WPA) vol. 18,3 (2019): 259-269. doi:10.1002/wps.20656
  7. ^ Managing the Psychological Impact of Medical Trauma (İngilizce). Springer Publishing. Temmuz 2016. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021. 
  8. ^ "Recovering emotionally from disaster". Amerikan Psikoloji Birliği. 11 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2021. 
  9. ^ "Travma Sonrası Stres Bozukluğu". Türkiye Psikiyatri Derneği, Anksiyete Bozuklukları Bilimsel Çalışma Birimi. 18 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2021. 
  10. ^ Neylan, T C et al. “Sleep disturbances in the Vietnam generation: findings from a nationally representative sample of male Vietnam veterans.” The American journal of psychiatry vol. 155,7 (1998): 929-33. doi:10.1176/ajp.155.7.929
  11. ^ "Sleep Problems When You Have PTSD". Very Well Mind. 17 Eylül 2020. 24 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2021. 
  12. ^ "Nightmares and PTSD". National Center of PTSD. 23 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2021. 
  13. ^ "Post-traumatic stress disorder (PTSD)". Mind.org UK. 23 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2021. 
  14. ^ Yehuda, Rachel et al. “Post-traumatic stress disorder.” Nature reviews. Disease primers vol. 1 15057. 8 Oct. 2015, doi:10.1038/nrdp.2015.57.