Karşılıklı iyi oluş amacını gerçekleştirmek için iki veya üstü insanın etkileşimde bulunması olar... more Karşılıklı iyi oluş amacını gerçekleştirmek için iki veya üstü insanın etkileşimde bulunması olarak tanımlanabilecek grup ortamında yer almanın üyeler üzerindeki iyileştirici etkileri 20. yüzyılın başlarından beri araştırma konusu olagelmiştir. Bu alana ilişkin kapsamlı araştırmalardan biri Irvin D. Yalom tarafından yapılmış ve neticede grup ortamında üyelerin ruhsal iyi oluşuna katkısı bulunan on bir iyileştirici faktör tespit edilmiştir. Bu on bir iyileştirici faktör; umut aşılama, evrensellik, bilgi aktarımı (öğretici talimat ve doğrudan öğüt verme yollarıyla), özgecilik, birincil aile grubunun onarıcı yinelenişi, toplumsallaştırıcı tekniklerin geliştirilmesi, taklitçi davranış (özdeşleşme), bireylerarası öğrenme (bireyler arası ilişkilerin önemi, onarıcı duygusal deneyim ve toplumsal mikrokozmos olarak grup kavramlarından hareketle), grup bağlılığı, katarsis, varoluşsal etmenler başlıklarıyla ifade edilmiştir. Betimsel analiz ve içerik analizi gibi tekniklerin kullanıldığı tarama modelindeki bu nitel çalışmada, sözü edilen iyileştirici faktörlerden tamamı ya da birkaçını örnekleyebilecek veya harekete geçirebilecek Mesnevî hikâyelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu yönde bir tespitin; hem Mevlâna’nın psikolojik sağlık dünyasına katkılarının görülmesine olanak tanıma, ruhlara şifa olarak gördüğü eserine yeni bir bakış açısı kazandırma hem de hikâyelerin grup ortamında kullanılmasıyla üyelerin göstereceği direnci minimuma indirme, kendilerini açmaya cesaretlendirme gibi birden çok faydası olacağı düşünülmektedir. Bu düşüncelerle yola çıkılan bu çalışmada Irvin Yalom’un sunduğu iyileştirici faktörler açıklama ve örnekleriyle irdelenmiş, ardından Mesnevî hikâyeleri taranarak söz konusu faktörleri örnekleme veya harekete geçirme potansiyelinde olan hikâyeler belirlenmiş ve son olarak çalışmanın ana bölümündeyse ilk iki aşamada ulaşılan veriler sentezlenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışma, sunduğu yöntem itibariyle Mesnevî gibi kültürümüzden doğmuş pek çok eserin incelenmesine; yapılacak analiz, sentez ve değerlendirmelerle psikolojik sağlık alanına kazandırılmasına da zemin hazırlayacaktır.
İnsan kişiliği, geçmişten günümüze araştırmacıların merakını canlı tutan bir konu olmuştur. Kişil... more İnsan kişiliği, geçmişten günümüze araştırmacıların merakını canlı tutan bir konu olmuştur. Kişilikle alakalı farklı görüş ve teoriler öne sürülmüş, her biri kişiliği kendi bakış açısıyla irdeleyip yorumlayan pek çok kuram ortaya çıkmıştır. Söz konusu kuramlardan Hans Eysenck’in Biyoloji Temelli Faktör Analitik Ayırıcı Özellik Kuramı ile Andy Warhol’un kişiliğini tanımlamak bu çalışmanın amacıdır. Newyork’ta ünlü bir illüstratör olana dek Andrew Warhola ismiyle tanınan Andy Warhol, yaşadığı dönemin sosyal, ekonomik, kültürel yapılarından etkilenmiş ve bu yapıları etkilemiş; aynı zamanda film yapımcılığından yazarlığa, tasarımcılıktan ressamlığa birçok sahada verdiği eserler, eserlerde işlediği tema, kullandığı kendine özgü yöntem, teknik ve eserleri aracılığıyla endüstri ve beraberinde oluşan tüketim toplumuna getirdiği alaycı, ironik ve eleştirel yorumlarla adından sıkça söz ettirmiş bir sanat insanıdır. Warhol, öz olarak “Sanat herkes için aynıdır.” şeklinde bir düşünceye sahip olup bu düşünceyi eserlerine de yansıtmış, sanat ile halk arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmak istemiştir. Bunların yanında kaza, suikast, intihar, ölüm gibi yıkıcı temaları önemsizleştirmek için eserlerine taşımış, kapitalist üretime tepki koymak adına pek çok insana göre sanat eseri olamayacak nesneleri, metalaştırmaya eleştiri adına dönemin popüler isimlerini, ünlü ressamların tablolarını teknik anlamda seri üretime sokmuş, hatta Leonardo Da Vinci, Sandro Botticelli, Raphael gibi ünlü isimlerin Mona Lisa, Son Akşam Yemeği, Venüs’ün Doğuşu, Sistine Madonna ve benzeri tablolarına yaptığı göndermeler ile sanat tarihinin yüceltilmiş mitlerini dahi alaycı bir tavırla sıradanlaştırmaya çalışmıştır. Böylesi bir sanat insanının kişiliğini oluşturan dinamiklerin araştırılması çabasıyla çalışma kapsamında, nitel araştırma yöntemlerinden faydalanılarak otobiyografi ve biyografisinden yapılan çıkarımlarla Warhol’un kişilik tanımı yapılmıştır. Warhol’un kişilik özelliklerinden hareketle Hans Eysenck’in kuramındaki içe dönüklük – dışadönüklük, nevrotizm – duygusal kararlılık ve psikotizm – süperego gücü uçlarındaki konumu yönüyle irdelenmesi çalışmanın Bulgular ve Yorum bölümünü oluşturmuştur. Bulgular ışığında Warhol’un kişilik tanımının yapılmasıyla çalışma sonlandırılmıştır. Bu çalışma, sunduğu yöntemle gelecekte tek tek sanatçıların kişilik tanımının yapılmasıyla ait oldukları grupların karakteristik özelliklerine dönük tümevarımlar yapmaya imkan sağlama potansiyeli bakımından önem taşımaktadır.
İletişim; sözlü, sözsüz, yazılı veya işaretler aracılığıyla gerçekleşen ve ağırlıklı olarak konuş... more İletişim; sözlü, sözsüz, yazılı veya işaretler aracılığıyla gerçekleşen ve ağırlıklı olarak konuşma ile dinlemeden meydana gelen bir süreçtir. Çalışmada, sözsüz iletişimi oluşturan beden dili hareketlerinden ikincil jest ve mimikler gruplandırılmış, öğrenci ve öğretmenler esas alınarak konuşmacı ve dinleyiciler açısından incelenmiş, aynı zamanda, bu hareketlerin görüldüğü anlar ve ortaya çıkış nedenleri üzerinde durulmuştur. İkincil jest ve mimikler, bilinçaltının hareketlere döküldüğü, istemsiz olarak sergilenen ve iletişime dolaylı olarak katkıda bulunan hareketlerdir. Bu hareketleri, konuşmacı ve dinleyiciler açısından ayrı ayrı ele almak gerekir. Çünkü kurulan bir iletişimde dinleyici pasif; konuşmacı ise aktif konumda yer aldığından, ortaya konulan hareketler de anlam ve tür bakımından farklılık gösterir. Yapılan çalışma, iletişimde, insanların içinde bulunduğu duygu, heyecan ve düşünce durumlarını doğru bir biçimde yorumlamaları bakımından önem taşımaktadır. Alandaki boşluğu gidermek amacıyla yapılan çalışmada, sekiz jest ve mimik grubu içinde toplam otuz beş hareket tespit edilip alt başlıklar halinde incelenmiş ve açıklanmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde çeşitli yorum, öneri, açıklama ve değerlendirmelere ulaşılmıştır.
Karşılıklı iyi oluş amacını gerçekleştirmek için iki veya üstü insanın etkileşimde bulunması olar... more Karşılıklı iyi oluş amacını gerçekleştirmek için iki veya üstü insanın etkileşimde bulunması olarak tanımlanabilecek grup ortamında yer almanın üyeler üzerindeki iyileştirici etkileri 20. yüzyılın başlarından beri araştırma konusu olagelmiştir. Bu alana ilişkin kapsamlı araştırmalardan biri Irvin D. Yalom tarafından yapılmış ve neticede grup ortamında üyelerin ruhsal iyi oluşuna katkısı bulunan on bir iyileştirici faktör tespit edilmiştir. Bu on bir iyileştirici faktör; umut aşılama, evrensellik, bilgi aktarımı (öğretici talimat ve doğrudan öğüt verme yollarıyla), özgecilik, birincil aile grubunun onarıcı yinelenişi, toplumsallaştırıcı tekniklerin geliştirilmesi, taklitçi davranış (özdeşleşme), bireylerarası öğrenme (bireyler arası ilişkilerin önemi, onarıcı duygusal deneyim ve toplumsal mikrokozmos olarak grup kavramlarından hareketle), grup bağlılığı, katarsis, varoluşsal etmenler başlıklarıyla ifade edilmiştir. Betimsel analiz ve içerik analizi gibi tekniklerin kullanıldığı tarama modelindeki bu nitel çalışmada, sözü edilen iyileştirici faktörlerden tamamı ya da birkaçını örnekleyebilecek veya harekete geçirebilecek Mesnevî hikâyelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu yönde bir tespitin; hem Mevlâna’nın psikolojik sağlık dünyasına katkılarının görülmesine olanak tanıma, ruhlara şifa olarak gördüğü eserine yeni bir bakış açısı kazandırma hem de hikâyelerin grup ortamında kullanılmasıyla üyelerin göstereceği direnci minimuma indirme, kendilerini açmaya cesaretlendirme gibi birden çok faydası olacağı düşünülmektedir. Bu düşüncelerle yola çıkılan bu çalışmada Irvin Yalom’un sunduğu iyileştirici faktörler açıklama ve örnekleriyle irdelenmiş, ardından Mesnevî hikâyeleri taranarak söz konusu faktörleri örnekleme veya harekete geçirme potansiyelinde olan hikâyeler belirlenmiş ve son olarak çalışmanın ana bölümündeyse ilk iki aşamada ulaşılan veriler sentezlenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışma, sunduğu yöntem itibariyle Mesnevî gibi kültürümüzden doğmuş pek çok eserin incelenmesine; yapılacak analiz, sentez ve değerlendirmelerle psikolojik sağlık alanına kazandırılmasına da zemin hazırlayacaktır.
İnsan kişiliği, geçmişten günümüze araştırmacıların merakını canlı tutan bir konu olmuştur. Kişil... more İnsan kişiliği, geçmişten günümüze araştırmacıların merakını canlı tutan bir konu olmuştur. Kişilikle alakalı farklı görüş ve teoriler öne sürülmüş, her biri kişiliği kendi bakış açısıyla irdeleyip yorumlayan pek çok kuram ortaya çıkmıştır. Söz konusu kuramlardan Hans Eysenck’in Biyoloji Temelli Faktör Analitik Ayırıcı Özellik Kuramı ile Andy Warhol’un kişiliğini tanımlamak bu çalışmanın amacıdır. Newyork’ta ünlü bir illüstratör olana dek Andrew Warhola ismiyle tanınan Andy Warhol, yaşadığı dönemin sosyal, ekonomik, kültürel yapılarından etkilenmiş ve bu yapıları etkilemiş; aynı zamanda film yapımcılığından yazarlığa, tasarımcılıktan ressamlığa birçok sahada verdiği eserler, eserlerde işlediği tema, kullandığı kendine özgü yöntem, teknik ve eserleri aracılığıyla endüstri ve beraberinde oluşan tüketim toplumuna getirdiği alaycı, ironik ve eleştirel yorumlarla adından sıkça söz ettirmiş bir sanat insanıdır. Warhol, öz olarak “Sanat herkes için aynıdır.” şeklinde bir düşünceye sahip olup bu düşünceyi eserlerine de yansıtmış, sanat ile halk arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmak istemiştir. Bunların yanında kaza, suikast, intihar, ölüm gibi yıkıcı temaları önemsizleştirmek için eserlerine taşımış, kapitalist üretime tepki koymak adına pek çok insana göre sanat eseri olamayacak nesneleri, metalaştırmaya eleştiri adına dönemin popüler isimlerini, ünlü ressamların tablolarını teknik anlamda seri üretime sokmuş, hatta Leonardo Da Vinci, Sandro Botticelli, Raphael gibi ünlü isimlerin Mona Lisa, Son Akşam Yemeği, Venüs’ün Doğuşu, Sistine Madonna ve benzeri tablolarına yaptığı göndermeler ile sanat tarihinin yüceltilmiş mitlerini dahi alaycı bir tavırla sıradanlaştırmaya çalışmıştır. Böylesi bir sanat insanının kişiliğini oluşturan dinamiklerin araştırılması çabasıyla çalışma kapsamında, nitel araştırma yöntemlerinden faydalanılarak otobiyografi ve biyografisinden yapılan çıkarımlarla Warhol’un kişilik tanımı yapılmıştır. Warhol’un kişilik özelliklerinden hareketle Hans Eysenck’in kuramındaki içe dönüklük – dışadönüklük, nevrotizm – duygusal kararlılık ve psikotizm – süperego gücü uçlarındaki konumu yönüyle irdelenmesi çalışmanın Bulgular ve Yorum bölümünü oluşturmuştur. Bulgular ışığında Warhol’un kişilik tanımının yapılmasıyla çalışma sonlandırılmıştır. Bu çalışma, sunduğu yöntemle gelecekte tek tek sanatçıların kişilik tanımının yapılmasıyla ait oldukları grupların karakteristik özelliklerine dönük tümevarımlar yapmaya imkan sağlama potansiyeli bakımından önem taşımaktadır.
İletişim; sözlü, sözsüz, yazılı veya işaretler aracılığıyla gerçekleşen ve ağırlıklı olarak konuş... more İletişim; sözlü, sözsüz, yazılı veya işaretler aracılığıyla gerçekleşen ve ağırlıklı olarak konuşma ile dinlemeden meydana gelen bir süreçtir. Çalışmada, sözsüz iletişimi oluşturan beden dili hareketlerinden ikincil jest ve mimikler gruplandırılmış, öğrenci ve öğretmenler esas alınarak konuşmacı ve dinleyiciler açısından incelenmiş, aynı zamanda, bu hareketlerin görüldüğü anlar ve ortaya çıkış nedenleri üzerinde durulmuştur. İkincil jest ve mimikler, bilinçaltının hareketlere döküldüğü, istemsiz olarak sergilenen ve iletişime dolaylı olarak katkıda bulunan hareketlerdir. Bu hareketleri, konuşmacı ve dinleyiciler açısından ayrı ayrı ele almak gerekir. Çünkü kurulan bir iletişimde dinleyici pasif; konuşmacı ise aktif konumda yer aldığından, ortaya konulan hareketler de anlam ve tür bakımından farklılık gösterir. Yapılan çalışma, iletişimde, insanların içinde bulunduğu duygu, heyecan ve düşünce durumlarını doğru bir biçimde yorumlamaları bakımından önem taşımaktadır. Alandaki boşluğu gidermek amacıyla yapılan çalışmada, sekiz jest ve mimik grubu içinde toplam otuz beş hareket tespit edilip alt başlıklar halinde incelenmiş ve açıklanmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde çeşitli yorum, öneri, açıklama ve değerlendirmelere ulaşılmıştır.
Uploads
Papers by Ömer Özpek
Betimsel analiz ve içerik analizi gibi tekniklerin kullanıldığı tarama modelindeki bu nitel çalışmada, sözü edilen iyileştirici faktörlerden tamamı ya da birkaçını örnekleyebilecek veya harekete geçirebilecek Mesnevî hikâyelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu yönde bir tespitin; hem Mevlâna’nın psikolojik sağlık dünyasına katkılarının görülmesine olanak tanıma, ruhlara şifa olarak gördüğü eserine yeni bir bakış açısı kazandırma hem de hikâyelerin grup ortamında kullanılmasıyla üyelerin göstereceği direnci minimuma indirme, kendilerini açmaya cesaretlendirme gibi birden çok faydası olacağı düşünülmektedir. Bu düşüncelerle yola çıkılan bu çalışmada Irvin Yalom’un sunduğu iyileştirici faktörler açıklama ve örnekleriyle irdelenmiş, ardından Mesnevî hikâyeleri taranarak söz konusu faktörleri örnekleme veya harekete geçirme potansiyelinde olan hikâyeler belirlenmiş ve son olarak çalışmanın ana bölümündeyse ilk iki aşamada ulaşılan veriler sentezlenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Çalışma, sunduğu yöntem itibariyle Mesnevî gibi kültürümüzden doğmuş pek çok eserin incelenmesine; yapılacak analiz, sentez ve değerlendirmelerle psikolojik sağlık alanına kazandırılmasına da zemin hazırlayacaktır.
Warhol’un kişilik özelliklerinden hareketle Hans Eysenck’in kuramındaki içe dönüklük – dışadönüklük, nevrotizm – duygusal kararlılık ve psikotizm – süperego gücü uçlarındaki konumu yönüyle irdelenmesi çalışmanın Bulgular ve Yorum bölümünü oluşturmuştur. Bulgular ışığında Warhol’un kişilik tanımının yapılmasıyla çalışma sonlandırılmıştır. Bu çalışma, sunduğu yöntemle gelecekte tek tek sanatçıların kişilik tanımının yapılmasıyla ait oldukları grupların karakteristik özelliklerine dönük tümevarımlar yapmaya imkan sağlama potansiyeli bakımından önem taşımaktadır.
Betimsel analiz ve içerik analizi gibi tekniklerin kullanıldığı tarama modelindeki bu nitel çalışmada, sözü edilen iyileştirici faktörlerden tamamı ya da birkaçını örnekleyebilecek veya harekete geçirebilecek Mesnevî hikâyelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu yönde bir tespitin; hem Mevlâna’nın psikolojik sağlık dünyasına katkılarının görülmesine olanak tanıma, ruhlara şifa olarak gördüğü eserine yeni bir bakış açısı kazandırma hem de hikâyelerin grup ortamında kullanılmasıyla üyelerin göstereceği direnci minimuma indirme, kendilerini açmaya cesaretlendirme gibi birden çok faydası olacağı düşünülmektedir. Bu düşüncelerle yola çıkılan bu çalışmada Irvin Yalom’un sunduğu iyileştirici faktörler açıklama ve örnekleriyle irdelenmiş, ardından Mesnevî hikâyeleri taranarak söz konusu faktörleri örnekleme veya harekete geçirme potansiyelinde olan hikâyeler belirlenmiş ve son olarak çalışmanın ana bölümündeyse ilk iki aşamada ulaşılan veriler sentezlenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Çalışma, sunduğu yöntem itibariyle Mesnevî gibi kültürümüzden doğmuş pek çok eserin incelenmesine; yapılacak analiz, sentez ve değerlendirmelerle psikolojik sağlık alanına kazandırılmasına da zemin hazırlayacaktır.
Warhol’un kişilik özelliklerinden hareketle Hans Eysenck’in kuramındaki içe dönüklük – dışadönüklük, nevrotizm – duygusal kararlılık ve psikotizm – süperego gücü uçlarındaki konumu yönüyle irdelenmesi çalışmanın Bulgular ve Yorum bölümünü oluşturmuştur. Bulgular ışığında Warhol’un kişilik tanımının yapılmasıyla çalışma sonlandırılmıştır. Bu çalışma, sunduğu yöntemle gelecekte tek tek sanatçıların kişilik tanımının yapılmasıyla ait oldukları grupların karakteristik özelliklerine dönük tümevarımlar yapmaya imkan sağlama potansiyeli bakımından önem taşımaktadır.