Papers by Pir Murat Sivri
Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Recent Period Turkish Studies, 2024
II. Meşrutiyet’in ilanı Batı kamuoyunda merakla takip edildi. Gerek Batılı devlet
adamları gerek... more II. Meşrutiyet’in ilanı Batı kamuoyunda merakla takip edildi. Gerek Batılı devlet
adamları gerekse basın bu olay üzerinde ciddiyetle durdu. Devlet adamları her ne
kadar siyasi nezaket gereği Meşrutiyet’in ilanından dolayı Osmanlı makamlarını
tebrik etseler de bu gelişmenin kendi ülkeleri için yol açacakları vaziyeti uzun
uzadıya analiz etmekten geri durmadılar. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler için
Meşrutiyet’in ilanı olumlu bir gelişme olarak kabul edilirken, Rusya ve Almanya
açıkça Meşrutiyet’in ilanından duydukları endişeyi dile getirdiler. Yine Yunanistan
ve Bulgaristan gibi küçük Balkan ülkeleri de Makedonya’daki çıkarlarına zarar
vereceğini düşünerek Meşrutiyet’i şüpheyle karşıladılar. Buna karşılık Batı basını
ise büyük ölçüde Meşrutiyet’in Doğu’da yeni bir gelişme evresine sahne olacağı
düşüncesiyle bu hareketi destekler bir tutum sergiledi. Bu çalışmada başta basın
materyalleri olmak üzere arşiv belgeleri ve telif eserler ışığında II. Meşrutiyet’in
Batı kamuoyunda nasıl karşılandığı sorusuna cevap aranmaya çalışılmıştır
II. Meşrutiyet Devri Pan-İslamizm Tartışmaları: İçtihad Dergisi ve Celâl Nûri Örneği, 2022
Bu çaşılmada II. Meşrutiyet devri Pan-İslamizm tartışmalarına yer verilmiştir. Özellikle Batıcıla... more Bu çaşılmada II. Meşrutiyet devri Pan-İslamizm tartışmalarına yer verilmiştir. Özellikle Batıcıların yayın organı olan İçtihad dergisinde bu kavramla ilgili tartışmalar konu edinmiş ve Batıcı bir aydın olan Celâl Nûri'nin Pan-İslamizm'e yaptığı katkılar üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda İçtihad dergisinde çıkan Pan-İslamizm muhtevalı makaleler ve Celâl Nûri'nin 1913 yılında yayınlanan ''İttihad-ı İslam'' adlı eseri incelenmiştir. Tüm bu verilerden hareketle özellikle Celâl Nûri'nin Pan-İslamizm fikrine yaptığı katkılar irdelenmiştir. Sonuç olarak Celâl Nûri'nin tüm II. Meşrutiyet devri aydınları içinde Pan-İslamizm fikrine en fazla katkısı olan Osmanlı aydını olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Makedonya’da bulundugu siralarda Ittihat ve Terakki Cemiyeti saflarina katilan Hafiz Hakki Bey, I... more Makedonya’da bulundugu siralarda Ittihat ve Terakki Cemiyeti saflarina katilan Hafiz Hakki Bey, II. Mesrutiyet’in ilaninda buyuk yararliliklar gosterdi. Bu sebepledir ki kisa zamanda Ittihat ve Terakki Cemiyetinin en onemli simalarindan biri haline geldi. 31 Mart Isyaninin bastirilmasinda da etken bir isim olan Hafiz Hakki Bey, ordunun genclestirilmesinden sonra 11 Ocak 1914’de Genelkurmay Ikinci Baskanligina atandi. 2 Agustos 1914’de ise seferberligin ilan edilmesiyle olusturulan Karargâh-i Umumi ’de Reis-i Sanilik makamina getirildi. Hafiz Hakki Bey’in bu makamda bulundugu sure boyunca temel mesaisi Almanlarin biran once Osmanli Devleti’ni savasa sokmaya yonelik cabalarina mani olmakti. 2 Agustos’ta seferberligin ilan edildigi gun ayni zamanda Almanya ile bir gizli ittifak antlasmasi imzalanmisti. Bu antlasma geregi Osmanli Devleti’nin derhal Almanya yaninda savasa girmesi gerekiyordu. Fakat Osmanli Devleti’nin seferberlik hazirliklarinin tamamlanmadigini ileri suren Hafiz Hakki B...
1879 yılında Manastır'da doğan Hafız Hakkı Paşa, Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır'dak... more 1879 yılında Manastır'da doğan Hafız Hakkı Paşa, Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır'daki III. Ordu emrine verilmiştir. Burada Bulgar çetecilerine karşı başarılı mücadeleler verdiği sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarına katılmıştır. Meşrutiyetin ilanında ve 31 Mart İsyanının bastırılmasında önemli yararlılıkları görülmüştür. Balkan Savaşlarında aktif olarak görev almıştır. Çatalca Savunmasındaki fedakârlıklarından dolayı 1913'te Yarbaylığa terfi ettirilmiştir. Ordunun gençleştirilmesinden sonra 11 Ocak 1914'de Genelkurmay İkinci Başkanlığına atanmıştır. 2 Ağustos 1914'de ise seferberliğin ilan edilmesiyle oluşturulan Karargâh-ı Umumide Reis-i Sanilik makamına getirilmiştir. 24 Kasım 1914'te III. Orduyu teftiş için Erzurum'a gönderilmiştir. Burada yaptığı teftişler sonucunda bölgenin ve ordunun yeni bir askeri harekât yapmaya uygun olduğu yönünde merkeze olumlu raporlar göndererek Sarıkamış Harekâtı'nın yapılmasına sebep olmuştur. 7 Aralık'ta 1914'te III. Orduya bağlı 10. Kolordu Komutanlığına atanmıştır. Bu kolordunun başında Sarıkamış Harekâtına katılarak birçok askeri hataya imza atmış ve böylelikle harekâtın başarısızlıkla sonuçlanmasında birinci derecede rol oynamıştır. Harekât sonrasında Enver Paşa'nın İstanbul'a dönmesi üzerine III. Ordu Komutanlığına getirilmiştir. Sarıkamış Harekâtı'nda eriyen orduyu yeniden canlandırmak için ciddi faaliyetlerde bulunmuşsa da ömrü bu gayeyi tamamlamaya yetmemiştir. Salgın hastalıklı askerlerle yakından ilgilenmesi sonucu tifüse yakalanmış ve bu hastalıktan kurtulamayarak 12 Şubat 1915'de Erzurum'da ölmüştür. Naaşı Erzurum Karskapı Şehitliği'ndedir.
Cumhuriyet’in ilanindan beri Turkiye’de dinin yeri ve din egitimi en cok tartisilan meseleler ara... more Cumhuriyet’in ilanindan beri Turkiye’de dinin yeri ve din egitimi en cok tartisilan meseleler arasinda yer almistir. Ozellikle din egitimi konusunda hukumetlerin din politikalarina paralel olarak farkli uygulamalara basvuruldugunu gormekteyiz. Şuphesiz bu farkli uygulamalarda Turkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ic dinamiklerinin mecburi degiskenligi ile birlikte dunya siyasi konjonkturunun de etkili oldugu soylenebilir. Cumhuriyet’in ilani ve hemen ardindan 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun din egitimi konusunda bir milat oldugunu kabul etmek gerekir. Egitimde ikiligi ortadan kaldirmayi ve bu kapsamda medreselerin kapatilmasini ongoren bu kanunun ardindan din egitimi alanindaki boslugu doldurmak icin Imam Hatip Liseleri acilmistir. Fakat Imam Hatip Liselerinin Turk milli egitimi icerisindeki yeri surekli olarak tartisma konusu olmustur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Turkiye’de tek muessir guc oldugu 1923-1946 yillari arasinda-tek parti doneminde- Laik devlet ve hali...
SEFERBERLİĞİN İLANINDAN SARIKAMIŞ HAREKÂTI’NA
KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
HAFIZ HAKKI BE... more SEFERBERLİĞİN İLANINDAN SARIKAMIŞ HAREKÂTI’NA
KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
HAFIZ HAKKI BEY: İN EVENTS FROM THE DECLARATION OF
MOBILIZATION TO THE SARIKAMIS OPERATION
Pir Murat SİVRİ*
ÖZET
Makedonya’da bulunduğu sıralarda İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarına
katılan Hafız Hakkı Bey, II. Meşrutiyet’in ilanında büyük yararlılıklar gösterdi.
Bu sebepledir ki kısa zamanda İttihat ve Terakki Cemiyetinin en önemli simalarından
biri haline geldi. 31 Mart İsyanının bastırılmasında da etken bir isim
olan Hafız Hakkı Bey, ordunun gençleştirilmesinden sonra 11 Ocak 1914’de
Genelkurmay İkinci Başkanlığına atandı. 2 Ağustos 1914’de ise seferberliğin
ilan edilmesiyle oluşturulan Karargâh-ı Umumi ’de Reis-i Sanilik makamına
getirildi. Hafız Hakkı Bey’in bu makamda bulunduğu süre boyunca temel mesaisi
Almanların biran önce Osmanlı Devleti’ni savaşa sokmaya yönelik çabalarına
mani olmaktı. 2 Ağustos’ta seferberliğin ilan edildiği gün aynı zamanda
Almanya ile bir gizli ittifak antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşma gereği Osmanlı
Devleti’nin derhal Almanya yanında savaşa girmesi gerekiyordu. Fakat
Osmanlı Devleti’nin seferberlik hazırlıklarının tamamlanmadığını ileri süren
Hafız Hakkı Bey ve Karargâh-ı Umumi ’deki diğer Türk subayları, bu hükme
şiddetle karşı çıkarak Osmanlı Devleti’nin savaşa girişini geciktirmeye çalıştılar.
İlkbahara kadar savaşa girmeme düşüncesini savunan Hafız Hakkı Bey
çeşitli dönemlerde hazırladığı savaş planlarında da bu fikri ileri sürdü. Fakat
Karadeniz olayının patlak vermesiyle tüm bu faaliyetler boşa çıktı ve Osmanlı
Devleti, Rusya ile savaşa tutuldu. Osmanlı Devleti’nin savaşa girişinden sonra
* Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Okutmanı, [email protected]
2017, Sayı 2 , 13 - 50
SEFERBERLİĞİN İLANINDAN SARIKAMIŞ HAREKÂTI’NA KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
- 14
Hafız Hakkı Bey’in görüşleri hızla değişti ve savaş yanlısı bir tutum izlemeye
başladı. Özellikle Kafkas cephesinde Ruslara karşı bir taarruz hareketinin başarılı
olacağını düşünen Hafız Hakkı Bey, Kasım ayından itibaren buraya yönelik
harekâtın esaslarını belirlemeye başladı. Daha sonra bu taarruz hareketini icra
edecek olan III. Ordu mıntıkasını teftişe giden Hafız Hakkı Bey, kışın çetin şartlarına
rağmen taarruz harekâtının yapılabileceğine dair merkeze olumlu raporlar
gönderdi. Hafız Hakkı Bey’in bu tutumu Sarıkamış Harekâtının ve nihayetinde
faciasının yaşanmasına neden oldu.
Anahtar Kelimeler: Hafız Hakkı Bey, Karargâh-ı Umumi, Sarıkamış
ABSTRACT
Hafız hakkı Bey, who joined to the Committee of Union and Progress
while he was in Macadonia, made great contributions to the proclamation of
the Second Constitutionalist Period. For this reason he became one of the significant
members of the Committee of Union and progress in a very short time.
Hafız Hakkı Bey, who was also effective in stopping the 31 March revolt, was
assigned to deputy chief of the Turkish general staff after rejuvenation of the
army. He was assigned to Reis-i Sanilik in Karargah-ı Umumi which was established
with the proclamation of mobilization on 2 August 1914. Hafız Hakkı
Pasha’s main effort during this position was stopping Germany’s efforts about
forcing Ottoman Empire to the war right away. On 2 August 1914- the day
on which proclamation of mobilization- a collusive agreement with Germany
was also signed. According to this agreement Ottoman Empire had to join the
war on the side of Germany immediately. However, Hafız Hakkı Bey and other
military officers in Karagah-ı Umumi asserting that preparation of mobilization
of Ottoman Empire were completed, tried to retard Ottoman Empire’s joining
to war by objecting this provision. Hafız Hakkı Bey ,who didn’t want to join to
the war until the spring, asserted this idea in his war plans which he prepared
in different times. However with the eruption of Black sea incident all these
activities failed and Ottoman Empire started to fight with Russia. After Ottoman
Empire’s joining to war Hafız Hakkı Bey’s opinions changed quickly and he
started to have a bellicist attitude. Hafız Hakkı Bey, who especially thought an
attack towards Russia in Caucasian front line would be successful, started to
define rudiments of this attack since November. Hafız hakkı Bey who went to
third military territory for inspection, sent positive reports to the center about
15
Pir Murat SİVRİ
possibility of the attack in spite of harsh winter conditions. Hafız Hakkı Pasha’s
this attitude caused Sarıkamış Operation and calamity after it.
Key Words: Hafız Hakkı Bey, Karargah-I Umumi, Sarıkamış
Thesis Chapters by Pir Murat Sivri
OSMANLI DEVLETİ’NİN PAN-İSLAMİZM ÇERÇEVESİNDE GÜNEY ASYA VE GÜNEY AFRİKA İLE İLİŞKİLERİ (1908-1914), 2023
In this study, the Pan-Islamic relations of the Ottoman Empire with the Muslim
geography during ... more In this study, the Pan-Islamic relations of the Ottoman Empire with the Muslim
geography during the Second Constitutional Period were examined. Pan-Islamism, which
was first put forward by the Young Turks in the 1870s, was one of the most influential
political movements implemented in the foreign policy of the Sultan Abdulhamid Era.
This policy, which was actively carried out for 33 years, was accepted by the Committee
of Union and Progress after the proclamation of the Second Constitutional Era, and tried
to be implemented to a large extent. During the Second Constitutional Era, the idea of
Pan-Islamism was intensely discussed among Ottoman intellectuals and many opinions
were put forward about the concept. This situation caused the idea of Pan-Islamism to be
supported by the public. Although the Committee of Union and Progress had doubts about
the policy of Pan-Islamism in the early periods, it started to use Pan-Islamism as a tool of
foreign policy in the following periods, especially after the actions of the Western powers
on the Ottoman Empire increased. This policy, which started to be implemented more
radically since the Balkan Wars, reached its peak levels in the First World War and ended
with the declaration of Jihad in November 1914. In this study, the way in which the PanIslamism policy was implemented in certain geographical regions during the Second
Constitutional Era was examined. Since the subject covers a wide geography, a few
sample regions are included in the study. In particular, the regions of South Asia,
Southeast Asia and South Africa, where this policy is intensely experienced, have been
discussed and therefore, a selection on Pan-Islamism has been presented
Uploads
Papers by Pir Murat Sivri
adamları gerekse basın bu olay üzerinde ciddiyetle durdu. Devlet adamları her ne
kadar siyasi nezaket gereği Meşrutiyet’in ilanından dolayı Osmanlı makamlarını
tebrik etseler de bu gelişmenin kendi ülkeleri için yol açacakları vaziyeti uzun
uzadıya analiz etmekten geri durmadılar. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler için
Meşrutiyet’in ilanı olumlu bir gelişme olarak kabul edilirken, Rusya ve Almanya
açıkça Meşrutiyet’in ilanından duydukları endişeyi dile getirdiler. Yine Yunanistan
ve Bulgaristan gibi küçük Balkan ülkeleri de Makedonya’daki çıkarlarına zarar
vereceğini düşünerek Meşrutiyet’i şüpheyle karşıladılar. Buna karşılık Batı basını
ise büyük ölçüde Meşrutiyet’in Doğu’da yeni bir gelişme evresine sahne olacağı
düşüncesiyle bu hareketi destekler bir tutum sergiledi. Bu çalışmada başta basın
materyalleri olmak üzere arşiv belgeleri ve telif eserler ışığında II. Meşrutiyet’in
Batı kamuoyunda nasıl karşılandığı sorusuna cevap aranmaya çalışılmıştır
KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
HAFIZ HAKKI BEY: İN EVENTS FROM THE DECLARATION OF
MOBILIZATION TO THE SARIKAMIS OPERATION
Pir Murat SİVRİ*
ÖZET
Makedonya’da bulunduğu sıralarda İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarına
katılan Hafız Hakkı Bey, II. Meşrutiyet’in ilanında büyük yararlılıklar gösterdi.
Bu sebepledir ki kısa zamanda İttihat ve Terakki Cemiyetinin en önemli simalarından
biri haline geldi. 31 Mart İsyanının bastırılmasında da etken bir isim
olan Hafız Hakkı Bey, ordunun gençleştirilmesinden sonra 11 Ocak 1914’de
Genelkurmay İkinci Başkanlığına atandı. 2 Ağustos 1914’de ise seferberliğin
ilan edilmesiyle oluşturulan Karargâh-ı Umumi ’de Reis-i Sanilik makamına
getirildi. Hafız Hakkı Bey’in bu makamda bulunduğu süre boyunca temel mesaisi
Almanların biran önce Osmanlı Devleti’ni savaşa sokmaya yönelik çabalarına
mani olmaktı. 2 Ağustos’ta seferberliğin ilan edildiği gün aynı zamanda
Almanya ile bir gizli ittifak antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşma gereği Osmanlı
Devleti’nin derhal Almanya yanında savaşa girmesi gerekiyordu. Fakat
Osmanlı Devleti’nin seferberlik hazırlıklarının tamamlanmadığını ileri süren
Hafız Hakkı Bey ve Karargâh-ı Umumi ’deki diğer Türk subayları, bu hükme
şiddetle karşı çıkarak Osmanlı Devleti’nin savaşa girişini geciktirmeye çalıştılar.
İlkbahara kadar savaşa girmeme düşüncesini savunan Hafız Hakkı Bey
çeşitli dönemlerde hazırladığı savaş planlarında da bu fikri ileri sürdü. Fakat
Karadeniz olayının patlak vermesiyle tüm bu faaliyetler boşa çıktı ve Osmanlı
Devleti, Rusya ile savaşa tutuldu. Osmanlı Devleti’nin savaşa girişinden sonra
* Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Okutmanı, [email protected]
2017, Sayı 2 , 13 - 50
SEFERBERLİĞİN İLANINDAN SARIKAMIŞ HAREKÂTI’NA KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
- 14
Hafız Hakkı Bey’in görüşleri hızla değişti ve savaş yanlısı bir tutum izlemeye
başladı. Özellikle Kafkas cephesinde Ruslara karşı bir taarruz hareketinin başarılı
olacağını düşünen Hafız Hakkı Bey, Kasım ayından itibaren buraya yönelik
harekâtın esaslarını belirlemeye başladı. Daha sonra bu taarruz hareketini icra
edecek olan III. Ordu mıntıkasını teftişe giden Hafız Hakkı Bey, kışın çetin şartlarına
rağmen taarruz harekâtının yapılabileceğine dair merkeze olumlu raporlar
gönderdi. Hafız Hakkı Bey’in bu tutumu Sarıkamış Harekâtının ve nihayetinde
faciasının yaşanmasına neden oldu.
Anahtar Kelimeler: Hafız Hakkı Bey, Karargâh-ı Umumi, Sarıkamış
ABSTRACT
Hafız hakkı Bey, who joined to the Committee of Union and Progress
while he was in Macadonia, made great contributions to the proclamation of
the Second Constitutionalist Period. For this reason he became one of the significant
members of the Committee of Union and progress in a very short time.
Hafız Hakkı Bey, who was also effective in stopping the 31 March revolt, was
assigned to deputy chief of the Turkish general staff after rejuvenation of the
army. He was assigned to Reis-i Sanilik in Karargah-ı Umumi which was established
with the proclamation of mobilization on 2 August 1914. Hafız Hakkı
Pasha’s main effort during this position was stopping Germany’s efforts about
forcing Ottoman Empire to the war right away. On 2 August 1914- the day
on which proclamation of mobilization- a collusive agreement with Germany
was also signed. According to this agreement Ottoman Empire had to join the
war on the side of Germany immediately. However, Hafız Hakkı Bey and other
military officers in Karagah-ı Umumi asserting that preparation of mobilization
of Ottoman Empire were completed, tried to retard Ottoman Empire’s joining
to war by objecting this provision. Hafız Hakkı Bey ,who didn’t want to join to
the war until the spring, asserted this idea in his war plans which he prepared
in different times. However with the eruption of Black sea incident all these
activities failed and Ottoman Empire started to fight with Russia. After Ottoman
Empire’s joining to war Hafız Hakkı Bey’s opinions changed quickly and he
started to have a bellicist attitude. Hafız Hakkı Bey, who especially thought an
attack towards Russia in Caucasian front line would be successful, started to
define rudiments of this attack since November. Hafız hakkı Bey who went to
third military territory for inspection, sent positive reports to the center about
15
Pir Murat SİVRİ
possibility of the attack in spite of harsh winter conditions. Hafız Hakkı Pasha’s
this attitude caused Sarıkamış Operation and calamity after it.
Key Words: Hafız Hakkı Bey, Karargah-I Umumi, Sarıkamış
Thesis Chapters by Pir Murat Sivri
geography during the Second Constitutional Period were examined. Pan-Islamism, which
was first put forward by the Young Turks in the 1870s, was one of the most influential
political movements implemented in the foreign policy of the Sultan Abdulhamid Era.
This policy, which was actively carried out for 33 years, was accepted by the Committee
of Union and Progress after the proclamation of the Second Constitutional Era, and tried
to be implemented to a large extent. During the Second Constitutional Era, the idea of
Pan-Islamism was intensely discussed among Ottoman intellectuals and many opinions
were put forward about the concept. This situation caused the idea of Pan-Islamism to be
supported by the public. Although the Committee of Union and Progress had doubts about
the policy of Pan-Islamism in the early periods, it started to use Pan-Islamism as a tool of
foreign policy in the following periods, especially after the actions of the Western powers
on the Ottoman Empire increased. This policy, which started to be implemented more
radically since the Balkan Wars, reached its peak levels in the First World War and ended
with the declaration of Jihad in November 1914. In this study, the way in which the PanIslamism policy was implemented in certain geographical regions during the Second
Constitutional Era was examined. Since the subject covers a wide geography, a few
sample regions are included in the study. In particular, the regions of South Asia,
Southeast Asia and South Africa, where this policy is intensely experienced, have been
discussed and therefore, a selection on Pan-Islamism has been presented
adamları gerekse basın bu olay üzerinde ciddiyetle durdu. Devlet adamları her ne
kadar siyasi nezaket gereği Meşrutiyet’in ilanından dolayı Osmanlı makamlarını
tebrik etseler de bu gelişmenin kendi ülkeleri için yol açacakları vaziyeti uzun
uzadıya analiz etmekten geri durmadılar. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler için
Meşrutiyet’in ilanı olumlu bir gelişme olarak kabul edilirken, Rusya ve Almanya
açıkça Meşrutiyet’in ilanından duydukları endişeyi dile getirdiler. Yine Yunanistan
ve Bulgaristan gibi küçük Balkan ülkeleri de Makedonya’daki çıkarlarına zarar
vereceğini düşünerek Meşrutiyet’i şüpheyle karşıladılar. Buna karşılık Batı basını
ise büyük ölçüde Meşrutiyet’in Doğu’da yeni bir gelişme evresine sahne olacağı
düşüncesiyle bu hareketi destekler bir tutum sergiledi. Bu çalışmada başta basın
materyalleri olmak üzere arşiv belgeleri ve telif eserler ışığında II. Meşrutiyet’in
Batı kamuoyunda nasıl karşılandığı sorusuna cevap aranmaya çalışılmıştır
KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
HAFIZ HAKKI BEY: İN EVENTS FROM THE DECLARATION OF
MOBILIZATION TO THE SARIKAMIS OPERATION
Pir Murat SİVRİ*
ÖZET
Makedonya’da bulunduğu sıralarda İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarına
katılan Hafız Hakkı Bey, II. Meşrutiyet’in ilanında büyük yararlılıklar gösterdi.
Bu sebepledir ki kısa zamanda İttihat ve Terakki Cemiyetinin en önemli simalarından
biri haline geldi. 31 Mart İsyanının bastırılmasında da etken bir isim
olan Hafız Hakkı Bey, ordunun gençleştirilmesinden sonra 11 Ocak 1914’de
Genelkurmay İkinci Başkanlığına atandı. 2 Ağustos 1914’de ise seferberliğin
ilan edilmesiyle oluşturulan Karargâh-ı Umumi ’de Reis-i Sanilik makamına
getirildi. Hafız Hakkı Bey’in bu makamda bulunduğu süre boyunca temel mesaisi
Almanların biran önce Osmanlı Devleti’ni savaşa sokmaya yönelik çabalarına
mani olmaktı. 2 Ağustos’ta seferberliğin ilan edildiği gün aynı zamanda
Almanya ile bir gizli ittifak antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşma gereği Osmanlı
Devleti’nin derhal Almanya yanında savaşa girmesi gerekiyordu. Fakat
Osmanlı Devleti’nin seferberlik hazırlıklarının tamamlanmadığını ileri süren
Hafız Hakkı Bey ve Karargâh-ı Umumi ’deki diğer Türk subayları, bu hükme
şiddetle karşı çıkarak Osmanlı Devleti’nin savaşa girişini geciktirmeye çalıştılar.
İlkbahara kadar savaşa girmeme düşüncesini savunan Hafız Hakkı Bey
çeşitli dönemlerde hazırladığı savaş planlarında da bu fikri ileri sürdü. Fakat
Karadeniz olayının patlak vermesiyle tüm bu faaliyetler boşa çıktı ve Osmanlı
Devleti, Rusya ile savaşa tutuldu. Osmanlı Devleti’nin savaşa girişinden sonra
* Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Okutmanı, [email protected]
2017, Sayı 2 , 13 - 50
SEFERBERLİĞİN İLANINDAN SARIKAMIŞ HAREKÂTI’NA KADARKİ GELİŞMELERDE HAFIZ HAKKI BEY
- 14
Hafız Hakkı Bey’in görüşleri hızla değişti ve savaş yanlısı bir tutum izlemeye
başladı. Özellikle Kafkas cephesinde Ruslara karşı bir taarruz hareketinin başarılı
olacağını düşünen Hafız Hakkı Bey, Kasım ayından itibaren buraya yönelik
harekâtın esaslarını belirlemeye başladı. Daha sonra bu taarruz hareketini icra
edecek olan III. Ordu mıntıkasını teftişe giden Hafız Hakkı Bey, kışın çetin şartlarına
rağmen taarruz harekâtının yapılabileceğine dair merkeze olumlu raporlar
gönderdi. Hafız Hakkı Bey’in bu tutumu Sarıkamış Harekâtının ve nihayetinde
faciasının yaşanmasına neden oldu.
Anahtar Kelimeler: Hafız Hakkı Bey, Karargâh-ı Umumi, Sarıkamış
ABSTRACT
Hafız hakkı Bey, who joined to the Committee of Union and Progress
while he was in Macadonia, made great contributions to the proclamation of
the Second Constitutionalist Period. For this reason he became one of the significant
members of the Committee of Union and progress in a very short time.
Hafız Hakkı Bey, who was also effective in stopping the 31 March revolt, was
assigned to deputy chief of the Turkish general staff after rejuvenation of the
army. He was assigned to Reis-i Sanilik in Karargah-ı Umumi which was established
with the proclamation of mobilization on 2 August 1914. Hafız Hakkı
Pasha’s main effort during this position was stopping Germany’s efforts about
forcing Ottoman Empire to the war right away. On 2 August 1914- the day
on which proclamation of mobilization- a collusive agreement with Germany
was also signed. According to this agreement Ottoman Empire had to join the
war on the side of Germany immediately. However, Hafız Hakkı Bey and other
military officers in Karagah-ı Umumi asserting that preparation of mobilization
of Ottoman Empire were completed, tried to retard Ottoman Empire’s joining
to war by objecting this provision. Hafız Hakkı Bey ,who didn’t want to join to
the war until the spring, asserted this idea in his war plans which he prepared
in different times. However with the eruption of Black sea incident all these
activities failed and Ottoman Empire started to fight with Russia. After Ottoman
Empire’s joining to war Hafız Hakkı Bey’s opinions changed quickly and he
started to have a bellicist attitude. Hafız Hakkı Bey, who especially thought an
attack towards Russia in Caucasian front line would be successful, started to
define rudiments of this attack since November. Hafız hakkı Bey who went to
third military territory for inspection, sent positive reports to the center about
15
Pir Murat SİVRİ
possibility of the attack in spite of harsh winter conditions. Hafız Hakkı Pasha’s
this attitude caused Sarıkamış Operation and calamity after it.
Key Words: Hafız Hakkı Bey, Karargah-I Umumi, Sarıkamış
geography during the Second Constitutional Period were examined. Pan-Islamism, which
was first put forward by the Young Turks in the 1870s, was one of the most influential
political movements implemented in the foreign policy of the Sultan Abdulhamid Era.
This policy, which was actively carried out for 33 years, was accepted by the Committee
of Union and Progress after the proclamation of the Second Constitutional Era, and tried
to be implemented to a large extent. During the Second Constitutional Era, the idea of
Pan-Islamism was intensely discussed among Ottoman intellectuals and many opinions
were put forward about the concept. This situation caused the idea of Pan-Islamism to be
supported by the public. Although the Committee of Union and Progress had doubts about
the policy of Pan-Islamism in the early periods, it started to use Pan-Islamism as a tool of
foreign policy in the following periods, especially after the actions of the Western powers
on the Ottoman Empire increased. This policy, which started to be implemented more
radically since the Balkan Wars, reached its peak levels in the First World War and ended
with the declaration of Jihad in November 1914. In this study, the way in which the PanIslamism policy was implemented in certain geographical regions during the Second
Constitutional Era was examined. Since the subject covers a wide geography, a few
sample regions are included in the study. In particular, the regions of South Asia,
Southeast Asia and South Africa, where this policy is intensely experienced, have been
discussed and therefore, a selection on Pan-Islamism has been presented