Makaleler by FEVZİYE EKER
Karadeniz ile çevrili yeşil ve mavinin en doğal şekli ile birleştiği güzel şehirlerimizden birisi... more Karadeniz ile çevrili yeşil ve mavinin en doğal şekli ile birleştiği güzel şehirlerimizden birisidir. Melet Çayı sınır tutulduğunda hem Doğu Karadeniz hem de Orta Karadeniz bölümü içine giren kent halkının geçim kaynağının büyük bir kısmını fındık oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra deniz ve doğa turizmi, kivi ile çilek yetiştiriciliği de kentin geçim kaynakları arasında yerini almaktadır. Uygarlıklar beşiği olarak tanımlanan Anadolu'ya baktığımızda Karadeniz bölgesinin arkeolojik olarak diğer bölgelere nazaran daha az incelendiğini görmekteyiz. Ancak Karadeniz bölgesi önemli ticaret yolları üzerinde olması, maden rezervleri, orman ve su kaynaklarının çokluğu, doğal kaya sığınaklarının varlığı nedeniyle erken dönemlerden itibaren yaşam alanları olarak tercih edilmiş bir bölge olmuştur 2. Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nin ilk yerleşimleri incelendiğinde Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illeri Yunanca'da "deniz" anlamına gelen ve "Pontus" olarak adlandırılan bölge içerisinde yer almaktadır 3. Pontos batısında Halys Nehri (Kızılırmak), doğusunda Kolkhis, kuzeyinde Euxeinos (Karadeniz) ve güneyinde ise Kappadokia Armenia (Doğu Anadolu) ile çevrilidir 4 (Görsel 1). Bölge içerisinde yaşayan en eski halklardan arasında Kutlar, Kaşgalar, Kolhlar, Driller, Massyonikler (Mosinoikler), Halipler (Kalip) ve Tibarenler'i (Taballar) sayabiliriz 5 (Görsel 2). Antik kaynaklarda da Kotyora'nın bir Grek kenti olduğu ve Tibarenler'in kolonisi olduğu ifade edilmektedir 6. MÖ 675 yılından itibaren Karadeniz Bölgesi'ne art arda önce Kimmerler ardından MÖ 654 yılında İskitler'in Kafkaslar'dan gelerek yerleştiği bilinmektedir. Çok kısa hakimiyet süren bu iki halk MÖ 625 yılında Med'lerin bölgeye
Fatsa-Kurtuluş Mahallesi’nde 2021 yılında yapılan bu kurtarma kazısında
ortaya çıkarılan mezarlar... more Fatsa-Kurtuluş Mahallesi’nde 2021 yılında yapılan bu kurtarma kazısında
ortaya çıkarılan mezarlardaki cam eserler toplamda dört adettir ve şu an Ordu
Paşaoğlu Konağı Etnoğrafya Müzesi’nde koruma altına alınmıştır. Yaptığımız bu
çalışmada ele alınan eserlerin bir kazı sonucunda mezarlardan ortaya çıkarılmış
olması tarihleme ve yorumlama bakımından kesin bilgiler vermesi yönünden
oldukça değerli malzemelerdir. Dört faklı mezarda ortaya çıkarılan bu cam
buluntular arasında bir bilezik, bir adet şamdan biçimli unguentarium ve iki adet
huni ağızlı şişe yer almaktadır. Eserler hem buluntu şekli hem de form ve kalite
yönünden çalışılmaya değer malzemelerdir. Özellikle üfleme tekniğinde yapılan cam
kapların ince cidarlı olmasından dolayı hassas ve kolay kırılabildiğinden eserlerin
genel itibari ile sağlam ele geçmesi de ayrıca çalışılmasını gerekli kılmıştır.
Karadeniz bölgesinde özellikle Ordu ve çevresinde arkeolojik kazıların azlığı ve bu
tip buluntularında az ele geçmesi çalışmamızı daha da nitelikli kılacaktır. Cam
eserler incelendiğinde genel olarak Geç Roma-Erken Bizans dönemine işaret ettiği
görülmektedir.
Güzel kokular ve yağlar her zaman insanların ilgisini çekmeyi başarmıştır. Günlük hayatta kullanı... more Güzel kokular ve yağlar her zaman insanların ilgisini çekmeyi başarmıştır. Günlük hayatta kullanılmaktan vazgeçilemeyen bir kozmetik ürünü olan ve parfüm olarak adlandırılan güzel kokular insanların giysileri ve tenlerinin güzel kokması ve kötü kokuların bastırılması için antik dünyadan bu yana kullanılan bir madde olmuştur. Erken dönemlerde doğal kokulu yağlardan elde edilen parfüm 19. yüzyıldan sonra değişik kimyasalların ve esansların birleşimi ile oluşturulmaya başlanmıştır.
Koku şişelerinin içerisindeki maddenin çekiciliğinden midir bilinmez antik dünyada da günümüzde de özenli ve gayet süslü olduğu görülmektedir. Erken dönemlerde pişmiş toprak unguentarium ya da alabastronlarda muhafaza edilen güzel kokular camın keşfi ve cam kapların üretilmeye başlaması ile cam koku şişeleri olan apmhoriskos, aryballos, alabastron ve oinochoelerde saklanmaya başlamıştır. Cam şişelerin kullanımı pişmiş toprak koku kaplarının kullanımındaki tercihi azaltmıştır. Bu tercihin en büyük sebeplerinden birisi de muhtemelen pişmiş toprak şişelerin geçirgen olmasından ötürü toprak kokusunu içerisinde bulunan maddeye geçiriyor olmasıdır. Ayrıca camın şeffaflığı ile içerisindeki maddenin renginin de görülmesi çekiciliğini daha da arttırmaktadır.
Antiçağ’da iç kalıp tekniğinde üretilmiş olan koku kaplarını ayrıntılı bir şekilde işleyeceğimiz çalışmada koku şişelerinde uygulanan bezeme öğeleri ayrıntılı olarak incelenmiş ve konu görsel örneklerle de desteklenmiştir.
ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (ODÜSOBİAD)
Nurettin Zengi döneminde (1118-1174) en parlak dönemini yaşayan Zengiler, mimariden ziyade mimari... more Nurettin Zengi döneminde (1118-1174) en parlak dönemini yaşayan Zengiler, mimariden ziyade mimari bezeme anlayışıyla ön plana çıkmaktadır. Selçuklular'ın devamı olan Suriye ve Irak coğrafyasındaki Atabekler ve Zengiler devrinden bugüne kalan eserlere bakıldığında eserlerin Selçuklu üslubundan farklılaştığı görülür. Malzeme olarak taşın yoğun kullanıldığı bu üslupta Selçukluların kullandığı tuğla, alçı, terrakota ve çini bezemelerin yerini taş bordürler, kabartmalar, stalaktitler ve çok renkli mermer işçiliği almıştır. Suriye bölgesindeki mimari öğelerin, kemerlerde portallerde minarelerinde iki renkli taş bezemeler uygulanmış olup ayrıca büyük sülüs yazı frizleri, stalaktit kavsaralar, süslü kilit taşları yeni özellikleri arasındadır. Bağdat Tilsım kapısı ile Halep kale kapısının taş ejder kabartmalarında ve Musul Karasaray’ın (Bedreddin Lûlû devri 1233-59) alçı figürlü kabartmalarında görüldüğü gibi daha önce el sanatlarında fazlaca kullanılan figürler bu dönemde süsleyici bir ...
Gaziosmanpasa Universitesi Sosyal Bilimler Arastirmalari Dergisi, 2016
Cam kapların MÖ 2. bin yıldan itibaren özellikle Akdeniz dünyasında yaygın olarak üretildiği bili... more Cam kapların MÖ 2. bin yıldan itibaren özellikle Akdeniz dünyasında yaygın olarak üretildiği bilinmektedir. Karadeniz Bölgesi'nde yapılan araştırmalarda cam eserlerin ortaya çıkması bu bölgede de camın kullanıldığını göstermektedir. Bununla beraber bölgede cam üretiminin varlığını gösteren buluntulara az da olsa rastlanmıştır. Bu araştırmanın da Karadeniz bölgesinin cam üretiminde ne seviyede olduğunu göstermesi açısından önemli bir çalışma olacağı düşünülmektedir. Tokat Müzesi'nde yer alan cam eserler arasında güzel bir grubu oluşturan prizmal gövdeli şişeler satın olma yolu ile müzeye kazandırılmıştır. Müze'de korunan 6 adet prizmal gövdeli şişelerin ikisi kare şekilli, dördü ise dikdörtgen şekilli gövdeye sahiptir. Genel olarak sağlam durumda olan eserlerin fotoğrafları çekilerek bilgisayar ortamında 2D ve 3D çizimleri yapılmıştır. 3D çizimleri yapılırken eserlerin ilk üretildiği andaki renk ve form özelliklerinin tam anlamıyla yansıtılması amaçlanmıştır.
Antik Cagdan buyana cam uretiminin gelisimi ve degisimine paralel olarak cam yapim tekniklerinde ... more Antik Cagdan buyana cam uretiminin gelisimi ve degisimine paralel olarak cam yapim tekniklerinde ki gelismeler de kacinilmaz olmustur. Bu gelisime bagli olarak cesitli donemlerde farkli teknikler ortaya cikarilmistir. Cam yapim tekniklerine baktigimizda ilk sirayi en erken teknik olan; “Ic Kalip Teknigi” almaktadir. Sonrasinda sirasiyla; “Mozaik Teknik”, “Dokum Teknigi”, “Kaliba Basma Teknigi”, “IndirmeCokertme Teknigi” ve “Ufleme Teknigi” gelir. Bu calismada yukarida bahsetmis oldugumuz temel cam teknikleri ve bunlarin alt teknikleri 3D modelleme calismasiyla bilgisayarli ortamda yeniden ele alinarak degerlendirilmistir. Bu zamana kadar yapilan calismalarda kullanilan 2B cizimlerin yerine cagimizin modern teknolojisine ayak uyduracak sekilde 3D modellemeleri yapilmistir. Bu modelleme islemi yapilirken hem daha once yapilan 2B cizimlerden hem de literatur bilgilerinden faydalanilmistir
Cedrus, 2019
Öz: "Ekinözü Lahdi" 2012 yılının Mayıs ayında Kahramanmaraş-Ekinözü İlçesi'ne tarafımdan yapılan ... more Öz: "Ekinözü Lahdi" 2012 yılının Mayıs ayında Kahramanmaraş-Ekinözü İlçesi'ne tarafımdan yapılan bir ziyaret sırasında Yukarı İçmeler Mevkii'ni gezerken dikkati çeken bir lahittir. Arkeolog gözüyle daha yakından incelemek ve farklı bir yapıya sahip olduğu düşünüldüğünden bu lahdi bilim dünyasına kazandırmak amacı ile çalışmaya başlanmıştır. Lahit 1995 yılında Ekinözü Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir inşaat kazısı sırasında ortaya çıkarılmıştır. Çıktığı anda herhangi bir rapor tutulmamış olmalıdır ki belediyede de lahit ile ilgili olarak yazılı kayıtlara rastlanmamıştır. Kazıyı gözlemleyenlerin ifadesine göre; lahdin ortaya çıkarıldığı alanda lahit ile aynı malzemeden yapılmış defne yaprağı şeklinde bir de tas ortaya çıkarılmış ancak bu tas kırılmış ve herhangi bir kayıt altına da alınmamış olduğundan ve bu tasın lahit ile ilişkili olup olmadığı kesinlik kazanmadığından değerlendirmeye alınmamıştır. Alanda yine çok sayıda pişmiş topraktan su künkleri ortaya çıkarılmıştır. Çalışmada lahdin bulunduğu alanda herhangi bir arkeolojik çalışma yapılmadığından nekropolis alanında mı ortaya çıktığı veya buraya taşınmış mı olduğu, ya da ölü gömme adetleri ve lahdin nekropoliste ne şekilde durduğu konusunda bir şeyler söylemek pek mümkün olmamıştır. Bundan dolayı sadece ikonografik ve kronolojik değerlendirilmesi yapılarak yerel üretim olup olmadığı konusu irdelenmiş ve sonraki dönemlerde kullanım şekillerine değinilmiştir. Bu makale ile Kahramanmaraş Müzesi kayıtlarında olmayan lahdin bilim dünyasına kazandırılması sağlanmış olacaktır. Belki bu sayede eserin müzeye taşınması veya envanterlenerek kayıt altına alınması, ayrıca bulunduğu alanda arkeolojik araştırmalar yapılması da sağlanacaktır.
Kahramanmaras Muzesi’ndeki ic kalip teknigi ile yapilmis olan cam kaplarin olusturdugu bu calisma... more Kahramanmaras Muzesi’ndeki ic kalip teknigi ile yapilmis olan cam kaplarin olusturdugu bu calisma kapsaminda 5 adet cam eser uzerinde incelemeler ve degerlendirmeler yapilmistir. Iyi korunmus durumda olan eserler, amphoriskos, aryballos, surme sisesi ve alabastron formundadir. Calismamizda eserler tek tek incelenerek bilgisayar ortaminda cizimleri yapilmis ve gruplandirilmistir. Bu formlar bant, zikzak ve tuy bezemeleriyle suslenmislerdir. MO 6.- 1. yuzyillar arasinda uretilmis olan Dogu Akdeniz kokenli Suriye, Filistin, Kibris ve Misir ornekleriyle benzerlikler gostermektedir. Bu benzerlikler isiginda eserlerimizin ya bu merkezlerdeki atolyelerde ya da bunlarin etkisinde kalarak yerel atolyelerde uretilmis oldugunu soyleyebiliriz. Yakin merkezlerde cam uretiminin oldugu bilgisi ise bolgesel bir uretimin varligi fikrini de dogurmustur. Ancak cam kaplar satin alma yoluyla Muze’ye geldiginden dolayi belirli bir merkezde uretilmistir demek zordur.
TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ ARKEOLOJİ DERGİSİ, Dec 30, 2019
In this study, the ribbed and twisted bracelets selected from the glass bracelets in the Kahraman... more In this study, the ribbed and twisted bracelets selected from the glass bracelets in the Kahramanmaraş Museum were investigated. In total, 11 of the bracelets are ribbed, and 16 are twisted bracelets. The works exhibited in the museum by way of purchase are primarily photographed and divided into groups. Since the ribbed bracelets differ only in their dimensions, they are described under a single title. The twested bracelets are divided into the following groups: monochrome thickly twisted, monochrome sparse twisted, trail-decorated bracelets and polychrome twisted bracelets. These headings are studied in detail. As the bracelets were bought into the museum through purchase, they were dated with similar examples using the comparison method. With this study, it has been aimed at contributing to the scientists who study in this field due to the lack of studies about the researches on glass bracelets and the acquiring of our works which have been left in our stores to the science world.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, Sep 27, 2018
Antikcagdan gunumuze cam uretimi ilk baslarda insanoglunun suslenme ihtiyacini karsilamak icin ur... more Antikcagdan gunumuze cam uretimi ilk baslarda insanoglunun suslenme ihtiyacini karsilamak icin uretilmis olsa da MO 16. yuzyildan itibaren kap formu olarak karsimiza cikmistir. Kozmetik ve ilac kabi, icki kabi, servis ve masa kaplari, dini rituellerde kullanilan kaplar vb. olarak karsimiza cikan cam kap formlari antikcag boyunca cok farkli sekillerde kullanilmistir. Oldukca zengin bir form cesitliligine sahip olan cam kaplar ozellikle MO 1. yuzyildan itibaren ufleme tekniginin ortaya cikmasi ile sayi olarak da artmistir. Cam kaplarin uretilmeye basladigi donemden itibaren farkli formlar uretilmis ancak bu formlar en erken teknik olan ic kalip tekniginin elverdigi kadariyla cogaltilabilmistir. Cam kap uretiminin erken donemlerinde kapali kaplar grubuna giren surme siseleri (kohl tube), amphoriskos, oinochoe, alabastron ve aryballos sikca rastlanilan kap formlari iken ufleme tekniginin ortaya cikmasi ile birlikte unguentariumlar, siseler, bardaklar ve kase formlari yayginlasmistir. Cam uretimi erken evrelerinde daha zor bir is oldugundan daha degerliydi ve az sayida uretilmekteydi. Ancak Roma doneminden itibaren seri uretime gecilmis ve cam kaplar herkesin evinde olabilen siradan kaplar haline gelmistir. Calisma kapsaminda camin kap olarak uretildigi MO 16. yuzyildan itibaren hangi formlar uretilmis ve ne amacla kullanilmis bunlara deginilmistir. Kap formlari genel hatlari ile incelenerek form ve islevselligi konusunda bilgiler aciklanmistir.
Dergi Karadeniz, Jun 29, 2018
Calisma, Giresun Muzesi’ndeki arkeolojik eserler grubunda yer alan 2 adet cam amphoriskos uzerine... more Calisma, Giresun Muzesi’ndeki arkeolojik eserler grubunda yer alan 2 adet cam amphoriskos uzerine yapilan gozlemleri kapsamaktadir. Satin alma yolu ile muzeye kazandirilan eserler depoda korunmaktadir. Amphoriskoslar ic kalip teknigi kullanilarak uretilmistir. Eserlerin ilk olarak fotograf calismasi yapilmis, envanter bilgileri alinmis ve katalog hazirlanmistir. Bu eserler uzerinde yapilan inceleme sonrasinda form ve bezeme ozellikleri goz onunde tutularak bu tip cam kaplarin uretim yerleri veya kente gelis sekli konusunda bilgilere ulasilmaya calisilmistir. Ayrica incelenen eserlerin orijinal olup olmadiklari uzerinde durulmustur.
Kahramanmaras Sutcu Imam Universitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013
Kahramanmaras is located in the Mediterranean Region of Turkey and this region which has sixteen ... more Kahramanmaras is located in the Mediterranean Region of Turkey and this region which has sixteen millenium history, has been hosted many different civilizations. This region has also a special location where at the crossroads of trade routes connecting Syria, Mesopotamia and Central Anatolia. The researches concerning the area have been proved the existence of many caves and mounds dated to prehistoric periods. In this study, information about the role and importance of Kahramanmaras has been presented. Also using archaeological data in this regard its history from beginning to until the end of Eastern Roman Empire the time has been mentioned.
KAHRAMANMARAS_MUZESI_ORNEKLERI_ISIGINDA_ANTIKCAG_CAM_VE_SERAMIK_KASELER, 2019
CEDRUS, 2019
Öz: "Ekinözü Lahdi" 2012 yılının Mayıs ayında Kahra-manmaraş-Ekinözü İlçesi'ne tarafımdan yapılan... more Öz: "Ekinözü Lahdi" 2012 yılının Mayıs ayında Kahra-manmaraş-Ekinözü İlçesi'ne tarafımdan yapılan bir ziya-ret sırasında Yukarı İçmeler Mevkii'ni gezerken dikkati çeken bir lahittir. Arkeolog gözüyle daha yakından incele-mek ve farklı bir yapıya sahip olduğu düşünüldüğünden bu lahdi bilim dünyasına kazandırmak amacı ile çalışmaya başlanmıştır. Lahit 1995 yılında Ekinözü Belediyesi tara-fından gerçekleştirilen bir inşaat kazısı sırasında ortaya çı-karılmıştır. Çıktığı anda herhangi bir rapor tutulmamış ol-malıdır ki belediyede de lahit ile ilgili olarak yazılı kayıtlara rastlanmamıştır. Kazıyı gözlemleyenlerin ifadesine göre; lahdin ortaya çıkarıldığı alanda lahit ile aynı malzemeden yapılmış defne yaprağı şeklinde bir de tas ortaya çıkarılmış ancak bu tas kırılmış ve herhangi bir kayıt altına da alın-mamış olduğundan ve bu tasın lahit ile ilişkili olup olma-dığı kesinlik kazanmadığından değerlendirmeye alınma-mıştır. Alanda yine çok sayıda pişmiş topraktan su künk-leri ortaya çıkarılmıştır. Çalışmada lahdin bulunduğu alanda herhangi bir arkeolo-jik çalışma yapılmadığından nekropolis alanında mı orta-ya çıktığı veya buraya taşınmış mı olduğu, ya da ölü göm-me adetleri ve lahdin nekropoliste ne şekilde durduğu ko-nusunda bir şeyler söylemek pek mümkün olmamıştır. Bundan dolayı sadece ikonografik ve kronolojik değerlen-dirilmesi yapılarak yerel üretim olup olmadığı konusu irdelenmiş ve sonraki dönemlerde kullanım şekillerine de-ğinilmiştir. Bu makale ile Kahramanmaraş Müzesi kayıtla-rında olmayan lahdin bilim dünyasına kazandırılması sağ-lanmış olacaktır. Belki bu sayede eserin müzeye taşınması veya envanterlenerek kayıt altına alınması, ayrıca bulun-duğu alanda arkeolojik araştırmalar yapılması da sağlana-caktır. Abstract: "Ekinözü Sarcophagus" is a sarcophagus that attracted my attention while visiting the Yukarı İçmeler region during a visit to Kahramanmaraş-Ekinözü district in May 2012. It has been started to work in order to examine it more closely by looking at with the eye of an archaeologist and to gain this sarcophagus to the scientific world since it is thought to have a different structure. The sarcophagus was uncovered during a construction excavation conducted by the municipality of Ekinözü in 1995. No reports might have been kept at the time of its excavation as there were no written records about the sarcophagus in the municipality. However, according to the testimony of those who observed this excavation; a bowl, which was in the form of the bay leaf made of the same material as the sar-Lahdin ortaya çıkarıldığı dönem konusundaki bilgilerin sağlanmasında yardımcı olan dönem Belediye Başkanı Sayın Nursi ÇELEĞEN'e teşekkür ederim. Ayrıca konu üzerinde araştırmalar yaparken firikleri ile bana yar-dımcı olan Sayın Dr. Rifat ERGEÇ, Doç, Dr. Hasan BUYRUK'a teşekkürü borç bilirim.
Öz Antikçağdan günümüze cam üretimi ilk başlarda insanoğlunun süslenme ihtiyacını karşılamak için... more Öz Antikçağdan günümüze cam üretimi ilk başlarda insanoğlunun süslenme ihtiyacını karşılamak için üretilmiş olsa da MÖ 16. yüzyıldan itibaren kap formu olarak karşımıza çıkmıştır. Kozmetik ve ilaç kabı, içki kabı, servis ve masa kapları, dini ritüellerde kullanılan kaplar vb. olarak karşımıza çıkan cam kap formları antikçağ boyunca çok farklı şekillerde kullanılmıştır. Oldukça zengin bir form çeşitliliğine sahip olan cam kaplar özellikle MÖ 1. yüzyıldan itibaren üfleme tekniğinin ortaya çıkması ile sayı olarak da artmıştır. Cam kapların üretilmeye başladığı dönemden itibaren farklı formlar üretilmiş ancak bu formlar en erken teknik olan iç kalıp tekniğinin elverdiği kadarıyla çoğaltılabilmiştir. Cam kap üretiminin erken dönemlerinde kapalı kaplar grubuna giren sürme şişeleri (kohl tube), amphoriskos, oinochoe, alabastron ve aryballos sıkça rastlanılan kap formları iken üfleme tekniğinin ortaya çıkması ile birlikte unguentariumlar, şişeler, bardaklar ve kase formları yaygınlaşmıştır. Cam üretimi erken evrelerinde daha zor bir iş olduğundan daha değerliydi ve az sayıda üretilmekteydi. Ancak Roma döneminden itibaren seri üretime geçilmiş ve cam kaplar herkesin evinde olabilen sıradan kaplar haline gelmiştir. Çalışma kapsamında camın kap olarak üretildiği MÖ 16. yüzyıldan itibaren hangi formlar üretilmiş ve ne amaçla kullanılmış bunlara değinilmiştir. Kap formları genel hatları ile incelenerek form ve işlevselliği konusunda bilgiler açıklanmıştır. Abstract Although the production of glass was originally produced to meet the need for ornamentation of human beings since the Ancient times, it has emerged as vessel form since the 16 th century BC. Glass vessel forms such as cosmetics jar and medicine container, service dish, utensil for tableware, vessels for religious rituals etc. were utilized in different forms throughout the Ancient age. The glass vessels that have several different forms have increasingly started to be produced by the blowing technique which was applied as glass production technique since especially 1 st century BC. Different forms have been produced since the beginning of the production of glass vessels, but these forms have been produced more as far as the earliest technique can, the inner mold technique. In the early period of the glass vessel production, mascara bottles (kohl tube), amphoriskos, oinochoe, alabastron and aryballos can be frequently seen in glass vessel forms. Unguentaria, bottles, glasses and bowl forms became widespread with the emergence of the blowing technique. Glass production was more valuable in the early ages because it was difficult job and glass vessels were produced in fewer quantities. However, since the Roman period, serial production has been started and glass vessels have become common containers that can be found in every home. Within the scope of the study, the points that have been stated in the study such as which glass forms have been produced since the 16 th century BC, which forms were produced and used for what purpose. The forms of the vessels have been examined in general and the information on form and functionality has been explained. Giriş Günümüzde olduğu gibi antikçağda da insanlar kapları ihtiyaçları doğrultusunda hayatın her alanında kullanmışlar ve amaçlarına uygun olarak formlar tasarlamışlardır. Bazı kaplar işlevlerine göre dar veya geniş ağızlı, kulplu-kulpsuz, kaideli-kaidesiz, kısa veya uzun boyunlu olarak tasarlanmıştır. Kimi kaplar sıvı malzeme saklamak için tasarlandığından ince uzun boyunlu ve akıtmalık kısmı ile yapılmıştır. Gündelik hayatta sofra kabı dışında cam kapların, kozmetik ve kişisel bakım malzemelerinin saklanmasında, tıp alanında ilaçların muhafaza edilmesinde ve dini törenlerde ritüellerin gerçekleştirilmesinde kullanıldığı da görülmektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan malzemeler Yakın Doğu'da MÖ 5. bin yıldan itibaren cama benzeyen parlak nesnelerin kullanıldığını göstermektedir (Saldern, 1980, s.24). MÖ 5500-3100 yılları arasındaki zamanı kapsayan Mısır Sülaleler öncesi dönemde Mısır çamuru-fayans (Egyptian Paste) olarak adlandırılan seramik-cam arası bir malzeme kullanıldığı da bilinmektedir (Davison, 1989, s.83). Cam erken dönemlerde çubuk, silindir mühür, amulet, pendant gibi küçük objeler halinde kullanılırken MÖ 3. bin yıldan itibaren kil kalıplarda
The study includes observations on two glass amphoriskos in the group of archeological vessels in... more The study includes observations on two glass amphoriskos in the group of archeological vessels in Giresun Museum. The artifacts that are gained to the museum by way of purchasing are protected in the storage. Amphoriskos were produced by using the core-formed technique. At first step, their photographs have been taken, the inventory information has been recorded and the catalog has been prepared. After the examination on these works, it has been tried to reach information about the production places of such glass vessels or the way of arriving to the city by considering the form and appearance characteristics. Furthermore, it has been emphasized whether the studied works are original or not. ÖZ Çal ma, Giresun Müzesi'ndeki arkeolojik eserler grubunda yer alan 2 adet cam amphoriskos üzerine yap lan gözlemleri kapsamaktad r. Sat n alma yolu ile müzeye kazand lan eserler depoda korunmaktad r. Amphoriskoslar iç kal p tekni i kullan larak üretilmi tir. Eserlerin ilk olarak foto raf çal mas yap lm , envanter bilgileri al nm ve katalog haz rlanm r. Bu eserler üzerinde yap lan inceleme sonras nda form ve bezeme özellikleri göz önünde tutularak bu tip cam kaplar n üretim yerleri veya kente geli ekli konusunda bilgilere ula lmaya çal lm r. Ayr ca incelenen eserlerin orijinal olup olmad klar üzerinde durulmu tur.
Öz Cam kapların MÖ 2. bin yıldan itibaren özellikle Akdeniz dünyasında yaygın olarak üretildiği b... more Öz Cam kapların MÖ 2. bin yıldan itibaren özellikle Akdeniz dünyasında yaygın olarak üretildiği bilinmektedir. Karadeniz Bölgesi'nde yapılan araştırmalarda cam eserlerin ortaya çıkması bu bölgede de camın kullanıldığını göstermektedir. Bununla beraber bölgede cam üretiminin varlığını gösteren buluntulara az da olsa rastlanmıştır. Bu araştırmanın da Karadeniz bölgesinin cam üretiminde ne seviyede olduğunu göstermesi açısından önemli bir çalışma olacağı düşünülmektedir. Tokat Müzesi'nde yer alan cam eserler arasında güzel bir grubu oluşturan prizmal gövdeli şişeler satın olma yolu ile müzeye kazandırılmıştır. Müze'de korunan 6 adet prizmal gövdeli şişelerin ikisi kare şekilli, dördü ise dikdörtgen şekilli gövdeye sahiptir. Genel olarak sağlam durumda olan eserlerin fotoğrafları çekilerek bilgisayar ortamında 2D ve 3D çizimleri yapılmıştır. 3D çizimleri yapılırken eserlerin ilk üretildiği andaki renk ve form özelliklerinin tam anlamıyla yansıtılması amaçlanmıştır. Abstract It is known that glass vessels have been commonly produced in especially Mediterenian Sea Region since 2000 BC. The emergence of the glass vessels in research in the Black Sea region shows that the use of glass in this region as well. However, a few findings indicating the presence of the glass production was also noted. This research in the Black Sea will be an important study since it indicates the level of glass production in the region. Among the glass vessels in Tokat Museum, prismatic body bottles which compose a good group were gained to museum by the way of buying. Two of the six prismatic body bottles which are saved in museum have square shaped body, four of them have rectangle. By taking the photos of Works which are generally in dyurable circumstances 2B and 3D drawings were made in computer environment. While 3D drawings were being made, it was aim to reflect the colour and form * Bu çalışmada " Tokat Müzesi'ndeki Cam Kaplar ve 3D Modelleme Çalışması " adlı Yüksek Lisans Tezinden faydalanılmıştır.
Öz: Kahramanmaraş Müzesi'ndeki iç kalıp tekniği ile yapılmış olan cam kapların oluşturduğu bu çal... more Öz: Kahramanmaraş Müzesi'ndeki iç kalıp tekniği ile yapılmış olan cam kapların oluşturduğu bu çalışma kapsamında 5 adet cam eser üzerinde incelemeler ve değerlendirmeler yapılmıştır. İyi korunmuş durumda olan eserler, amphoriskos, aryballos, sürme şişesi ve alabastron formundadır. Çalışmamızda eserler tek tek incelenerek bilgisayar ortamında çizimleri yapılmış ve gruplandırılmıştır. Bu formlar bant, zikzak ve tüy bezemeleriyle süslenmişlerdir. MÖ 6.-1. yüzyıllar arasında üretilmiş olan Doğu Akdeniz kökenli Suriye, Filistin, Kıbrıs ve Mısır örnekleriyle benzerlikler göstermektedir. Bu benzerlikler ışığında eserlerimizin ya bu merkezlerdeki atölyelerde ya da bunların etkisinde kalarak yerel atölyelerde üretilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Yakın merkezlerde cam üretiminin olduğu bilgisi ise bölgesel bir üretimin varlığı fikrini de doğurmuştur. Ancak cam kaplar satın alma yoluyla Müze'ye geldiğinden dolayı belirli bir merkezde üretilmiştir demek zordur. Abstract: Within the scope of this study which includes the glass vessels made by internal mould technique in Kahramanmaras Museum, examinations and evaluations were made on the 5 glass pieces. Well-preserved pieces are in the form of Amphoriskos, aryballos, kohl-tube and alabastron. In our study, by examining the pieces one by one,drawings were made in the computer environment and grouped .These forms were decorated with band, zigzag and feather. Vessels which were made between 6 th and 1 th C BC show similarities with Eastern Mediterranean-origin Syrian,Palestinian ,Cypriot and Egyptian samples. In the light of these smilarities we can say that our pieces
Uploads
Makaleler by FEVZİYE EKER
ortaya çıkarılan mezarlardaki cam eserler toplamda dört adettir ve şu an Ordu
Paşaoğlu Konağı Etnoğrafya Müzesi’nde koruma altına alınmıştır. Yaptığımız bu
çalışmada ele alınan eserlerin bir kazı sonucunda mezarlardan ortaya çıkarılmış
olması tarihleme ve yorumlama bakımından kesin bilgiler vermesi yönünden
oldukça değerli malzemelerdir. Dört faklı mezarda ortaya çıkarılan bu cam
buluntular arasında bir bilezik, bir adet şamdan biçimli unguentarium ve iki adet
huni ağızlı şişe yer almaktadır. Eserler hem buluntu şekli hem de form ve kalite
yönünden çalışılmaya değer malzemelerdir. Özellikle üfleme tekniğinde yapılan cam
kapların ince cidarlı olmasından dolayı hassas ve kolay kırılabildiğinden eserlerin
genel itibari ile sağlam ele geçmesi de ayrıca çalışılmasını gerekli kılmıştır.
Karadeniz bölgesinde özellikle Ordu ve çevresinde arkeolojik kazıların azlığı ve bu
tip buluntularında az ele geçmesi çalışmamızı daha da nitelikli kılacaktır. Cam
eserler incelendiğinde genel olarak Geç Roma-Erken Bizans dönemine işaret ettiği
görülmektedir.
Koku şişelerinin içerisindeki maddenin çekiciliğinden midir bilinmez antik dünyada da günümüzde de özenli ve gayet süslü olduğu görülmektedir. Erken dönemlerde pişmiş toprak unguentarium ya da alabastronlarda muhafaza edilen güzel kokular camın keşfi ve cam kapların üretilmeye başlaması ile cam koku şişeleri olan apmhoriskos, aryballos, alabastron ve oinochoelerde saklanmaya başlamıştır. Cam şişelerin kullanımı pişmiş toprak koku kaplarının kullanımındaki tercihi azaltmıştır. Bu tercihin en büyük sebeplerinden birisi de muhtemelen pişmiş toprak şişelerin geçirgen olmasından ötürü toprak kokusunu içerisinde bulunan maddeye geçiriyor olmasıdır. Ayrıca camın şeffaflığı ile içerisindeki maddenin renginin de görülmesi çekiciliğini daha da arttırmaktadır.
Antiçağ’da iç kalıp tekniğinde üretilmiş olan koku kaplarını ayrıntılı bir şekilde işleyeceğimiz çalışmada koku şişelerinde uygulanan bezeme öğeleri ayrıntılı olarak incelenmiş ve konu görsel örneklerle de desteklenmiştir.
ortaya çıkarılan mezarlardaki cam eserler toplamda dört adettir ve şu an Ordu
Paşaoğlu Konağı Etnoğrafya Müzesi’nde koruma altına alınmıştır. Yaptığımız bu
çalışmada ele alınan eserlerin bir kazı sonucunda mezarlardan ortaya çıkarılmış
olması tarihleme ve yorumlama bakımından kesin bilgiler vermesi yönünden
oldukça değerli malzemelerdir. Dört faklı mezarda ortaya çıkarılan bu cam
buluntular arasında bir bilezik, bir adet şamdan biçimli unguentarium ve iki adet
huni ağızlı şişe yer almaktadır. Eserler hem buluntu şekli hem de form ve kalite
yönünden çalışılmaya değer malzemelerdir. Özellikle üfleme tekniğinde yapılan cam
kapların ince cidarlı olmasından dolayı hassas ve kolay kırılabildiğinden eserlerin
genel itibari ile sağlam ele geçmesi de ayrıca çalışılmasını gerekli kılmıştır.
Karadeniz bölgesinde özellikle Ordu ve çevresinde arkeolojik kazıların azlığı ve bu
tip buluntularında az ele geçmesi çalışmamızı daha da nitelikli kılacaktır. Cam
eserler incelendiğinde genel olarak Geç Roma-Erken Bizans dönemine işaret ettiği
görülmektedir.
Koku şişelerinin içerisindeki maddenin çekiciliğinden midir bilinmez antik dünyada da günümüzde de özenli ve gayet süslü olduğu görülmektedir. Erken dönemlerde pişmiş toprak unguentarium ya da alabastronlarda muhafaza edilen güzel kokular camın keşfi ve cam kapların üretilmeye başlaması ile cam koku şişeleri olan apmhoriskos, aryballos, alabastron ve oinochoelerde saklanmaya başlamıştır. Cam şişelerin kullanımı pişmiş toprak koku kaplarının kullanımındaki tercihi azaltmıştır. Bu tercihin en büyük sebeplerinden birisi de muhtemelen pişmiş toprak şişelerin geçirgen olmasından ötürü toprak kokusunu içerisinde bulunan maddeye geçiriyor olmasıdır. Ayrıca camın şeffaflığı ile içerisindeki maddenin renginin de görülmesi çekiciliğini daha da arttırmaktadır.
Antiçağ’da iç kalıp tekniğinde üretilmiş olan koku kaplarını ayrıntılı bir şekilde işleyeceğimiz çalışmada koku şişelerinde uygulanan bezeme öğeleri ayrıntılı olarak incelenmiş ve konu görsel örneklerle de desteklenmiştir.
son yıllardaki yoğun araştırmalara rağmen hala sırlarla doludur. Antik Çağdan günümüze
kadar hemen hemen her alanda karşımıza çıkan ve önemli bir hammadde olarak kabul
gören cam, erken dönemlerde sadece zengin sınıfın kullanabildiği bir materyalken
farklı yapım tekniklerinin gelişmesiyle birlikte, endüstriyel bir madde haline gelmiş
ve üretimin hızlanmasıyla birlikte toplumun her kesiminin kullandığı bir malzemeye
dönüşmüştür. Birçok kap formunda karşımıza çıkan camlar, toplumsal hayatın önemli
bir parçası olan süs eşyalarının yapımında da yoğun bir şekilde kullanılmışlardır.
Kadınların vazgeçilmez bir süs eşyası olan bileziklerde camın kullanılması ise, MÖ 2.
binlerin başlarına kadar uzanmaktadır. Cam bileziklerin yapım tekniklerinin ve süsleme
şekillerinin gelişmesiyle birlikte, farklı renk ve tiplerde üretilerek, toplumun beğenisine
sunulan bu bilezikler, Roma döneminden itibaren artan üretimle birlikte toplumun,
değerli taşlara benzemeleri nedeniyle vazgeçilmez bir parçası olmuş ve daha sonraki
dönemlerde de oldukça yoğun bir şekilde kullanılmışlardır.
Tokat, Kuzeyinde Karadeniz ile çevrili yeşil ve mavinin en doğal
şekli ile birleştiği güzel şehirlerimizden birisidir. Melet Çayı sınır
tutulduğunda hem Doğu Karadeniz hem de Orta Karadeniz bölümü içine giren kent halkının geçim kaynağının büyük bir kısmını
fındık oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra deniz ve doğa turizmi, kivi
ile çilek yetiştiriciliği de kentin geçim kaynakları arasında yerini almaktadır
archaeological objects in the Ordu Museum were examined. While three of these vessels are in
the exhibition hall, the other five are preserved in storage. The finds were brought to the
museum by various ways such as a rescue excavation performed in the grave at the Emiryakup
locality of Koçcugaz village in the Ordu-Korgan district by the Ordu Museum Directorate, or
by means of transfer, donations or purchase. Glass vessels were produced by core-formed, free
blowing and mould blowing technique. The majority of vessels that were decorated with trails,
wheel cutting and pinching techniques remained intact. Firstly, we made an inventory of the
vessels that were divided into five categories based on their form as amphoriskoi, bottles, cups,
jars and unguentaria by photographic means, and then prepared a catalogue by drawing them
in a computer program. Following archaeological finds analysis, we sought origin and route of
importation based on form and ornamental features.
Bu eserler üzerinde yapılan inceleme sonrasında form ve bezeme özellikleri göz önünde tutularak bu tip cam kapların üretim yerleri veya kente geliş şekli konusunda bilgilere ulaşılmaya çalışılmıştır.