Göksun Vocational High School

Uluslararası piyasalarda, risk yönetim uygulamalarında ve denetim yaklaşımlarında meydana gelen önemli ölçüdeki değişiklikler sonrasında, yeni sermaye standartlarının oluşturulması gerekmiştir. Bankaların maruz kaldığı en önemli risklerden biri de kredi riskidir. Finansal serbestleşme, finansal kurumlar arasındaki rekabetin artması, kredi piyasalarının gelişmesi, kredi türev piyasalarının genişlemesi ve yeni finansal enstrümanların kullanılmaya başlamasıyla kredi riskini yönetmek bankalar açısından karmaşık hale gelmiştir.

Tekstil endüstrisinde 60’lı yıllarda ortaya çıkan ve hızla gelişen, teknik tekstil sektörü ülkemizde de son yıllarda kendini göstermektedir. Bu alanda Türkiye’de; non-woven kumaşlar, big-bag olarak adlandırılan sentetik çuvallar ve otomobillerde kullanılan teknik kumaşlar üretimi yapılan en temel ürünlerdir. Bu çalışmada, teknik tekstiller hakkında genel bilgiler verildikten sonra, sınıflandırmaları ve dünya genelindeki ekonomik büyüklüğünden bahsedilmiştir. Ayrıca ülkemizdeki piyasa yapısı ve rekabet durumu değerlendirilmiştir. Rekabet düzeyi Yoğunlaşma Endeksi(Concenration Rate) ile analiz edilmiştir. Yoğunlaşma endeksi, yoğunlaşma ölçütleri arasında basit hesaplanabilmesi nedeniyle en yaygın kullanılan ölçüttür. Yoğunlaşma oranı, belli sayıdaki firma, madde, fasıl veya ülkenin kümülatif paylarını ifade eder. Gaziantep’te teknik tekstiller sektöründe non-woven alanında faaliyet gösteren firmaların Firma Yoğunlaşma Oranı CR4 için, %40’ın üzerindedir. Bu sebeple piyasanın oligopolistik bir yapıda olduğu söylenebilir. Yoğunlaşma endeksinin yanında Herfindahl-Hirschman Endeksi uygulanmıştır. Herfindahl-Hirschman Endeksi sektördeki tüm firmaları dikkate aldığı ve firma büyüklüklerine duyarlı olduğu için yoğunlaşma endeksine göre daha kapsamlı bir ölçü sunmaktadır. Oligopol piyasalarının diğer özelliklerinden olan yüksek teknolojinin varlığı ve piyasaya giriş için yüksek sermayeye ihtiyaç duyulması olgusunun non-woven sektöründe de görülmesi nedeniyle, mevcut yapının oligopol piyasası özellikleri ile örtüştüğünü söyleyebiliriz. Çalışmada İktisadi açıdan sektörün durumu ve piyasa yapısı analiz edilmiştir. Ayrıca Gaziantep’teki firmaların durumunu ortaya koymak için Swot analizi de çalışmaya dahil edilmiştir. Teknik tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmaların önemli avantajlarının bulunduğu ve bu sektöre yapılacak yatırımlar ile ülke ekonomisine artı değer yaratma potansiyelinin olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Teknik Tekstiller, Yoğunlaşma Endeksi, Herfindal ve Hirschman Endeksleri,Swot Analizi

Uluslararası piyasalarda, risk yönetim uygulamalarında ve denetim yaklaşımlarında meydana gelen önemli ölçüdeki değişiklikler sonrasında, yeni sermaye standartlarının oluşturulması gerekmiştir. Bankaların maruz kaldığı en önemli risklerden biri de kredi riskidir. Finansal serbestleşme, finansal kurumlar arasındaki rekabetin artması, kredi piyasalarının gelişmesi, kredi türev piyasalarının genişlemesi ve yeni finansal enstrümanların kullanılmaya başlamasıyla kredi riskini yönetmek bankalar açısından karmaşık hale gelmiştir.

Goc veren ve goc alan ulkenin gelismislik duzeyine gore cesitlilik gosteren goc akimlari goce taraf ulkelerde istihdam ve ekonomik buyume uzerinde dogrudan ya da dolayli etkiler yaratmaktadir. Bu calismada ekonomik buyume ve goc olgusu arasindaki iliskiyi tespit etmede secilmis 7 OECD uyesi ulkenin 2000-2016 donemi yillik verileri kullanilmistir. Ekonomik buyume ve goc iliskisine yonelik Dumitrescu ve Hurlin (2012) tarafindan gelistirilen panel nedensellik testi uzerinden yapilan analizde 7 ulkeden olusan panel veri seti icin goc degiskeni olarak(IMG); yabanci ulkede dogmus hedef ulkeye sonradan giden gocmen populasyonun %’si olarak yabanci ulke dogumlularin istihdam orani (%), ekonomik buyume degiskeni olarak(GDP) da, kisi basi gayri safi yurtici hasiladaki yillik buyume orani datalari kullanilmistir. Sonuc olarak, IMG’den GDP’ye olmak uzere IMG ve GDP arasinda tek yonlu bir panel Granger nedensellik iliskisinin oldugu sonucu elde edilmistir.

Sosyal refah, bütün bireysel tercihlerin en yüksek düzeyde tatmin edildiği toplam bir toplumsal refahı işaret etmektedir. Bu nedenle, sosyal refahı etkileyen kamu sağlık ve eğitim hizmetleri gibi kamusal hizmetlerin nihai hedefi, sosyal refahta gözle görülür iyileşmeler kaydetmektir. Sosyal refahı etkileyen değişkenlere bağlı olarak Türkiye’de 1990-2017 arası dönemde kamu sağlık harcamalarının sosyal refah üzerindeki etkisine yönelik ampirik bir analiz yapılmıştır. Analizde eşbütünleşme testi (Maki (2012)), uzun dönem katsayı tahmini için dinamik en küçük kareler (DOLS) testi ve bootstrap nedensellik testi (Hacker ve Hatemi-J (2012)) uygulanmıştır. Kamu sağlık ve eğitim harcamaları, kişi başı gelir ve yönetişim kalitesinin sosyal refah üzerinde uzun dönemde etkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.