Conference Presentations by Jale Avyüzen Zobar
Transnational Press , 2021
Bu çalışma, Türkiye’nin açık kapı politikasını uygulamaya geçirmesinin ardından Yunanistan sınırı... more Bu çalışma, Türkiye’nin açık kapı politikasını uygulamaya geçirmesinin ardından Yunanistan sınırına
gelen kitlesel göç akınında göçmenlerin yaşadığı problemlere odaklanmaktadır. Çalışmada, Türkiye-Yunanistan sınırında neler olduğuna dair yaşananların ve göçmenlerin karşılaştığı problemlerin Edirne
yerel basınında nasıl yer aldığı ortaya konulacaktır. Birinci yılı dolan kitlesel göç hareketinde kentte
bulunan vasıflı yerel gazetelerin haberlerinde göçmenlerin temsiline ve yaşanan hak ihlallerinin nasıl ele
alındığına ışık tutulacaktır. Çalışmanın amacı, göç konusunda medyanın rolünü anlamak ve göçmenlerin
insan hakları açısından yaşadıkları sorunların medyada nasıl temsil edildiğini göstermektir. 2020 yılında
yaklaşık bir ay süren kitlesel göç akını sırasında Edirne’ye gelen göçmenlerin deneyimlerini, pratiklerini
ve hak kayıplarını içermesi açısından bu çalışma, sınırlı bir alanda üretilen haberlerin içeriğine
odaklanacaktır.
Modanın Kimlik ve Kültür ile Olan İlişkisi , 2019
İnsanoğlu, varoluşundan bu yana dış görünüşüne birtakım müdahalelerde bulunarak, kendisini ifade ... more İnsanoğlu, varoluşundan bu yana dış görünüşüne birtakım müdahalelerde bulunarak, kendisini ifade etmeye çalışmıştır. Çoğu zaman kimliğini yansıtmak amacıyla bunu yaparken, gün geçtikçe kültürel pratiklerini de geliştirmiştir. Bunlar arasında moda, en etkili ve güçlü bir pratik olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde toplumsal alanda etkileşimin bir anahtarı olan moda, bireyin kendisini ifade etmesinin de ötesine geçerek, kimlik edinme ve görünürlük elde etme gibi çeşitli görevleri üstlenmiştir. Bu noktadan hareketle sosyal ve kültürel düzene dair yorumları barındıran moda kavramının kimlik ve kültür ile olan ilişkisi çalışılması önemli bir konu olmuştur. Kişilerin dış görüntüsü üzerinden anlamlar inşa etmesine yarayan bir işlevinin yanı sıra dar bir kalıba sığmayacak kadar da geniş olan modanın, kültür ve kimlikle olan bağı onu günlük pratiklerin vazgeçilmez bir unsuru olarak konumlandırmıştır. Bu çalışmada modanın kimlik ve kültür ile olan bağı sosyolojik bir bağlamda ele alınarak, söz konusu kavramların günlük hayattaki konumu değerlendirilecektir.
Trakya Üniversiteler Birliği 3. Lisansüstü Öğrenci Kongresi Sosyal Bilimler Bildiri Kitabı, 2018
Dating back to 2000 B.C, the tattoo art found itself in the society as a means of cultural expres... more Dating back to 2000 B.C, the tattoo art found itself in the society as a means of cultural expression. Made on the body in various ways, these shapes create clear symbolic meanings to be read. These symbols, which were not welcomed at first, have undergone many transformations. In ancient Egypt, in order to indicate that especially women are 'unreliable', tattoos on mummies are now confronted as an indispensable element in terms of consumption. The populations of the tattoos applied to slaves in ancient Greece and Rome increased over time. These symbols have become a consumption article today. The individual has these symbols done in his or her body for various purposes such as expressing himself / herself within social relations, aesthetic appearance, emphasizing his / her self. The tattoo, which is a practical and cultural form applied to the body, has a meaning that can be answered on purpose when it is desired to be done on the persons. Beginning in the late 1970s, tattooing has become an indispensable consumption object, with both the cheapening of the tattooing practice, the increase in popularity, and the availability of many painless methods. This study will reveal that the qualitative changes that the tattoo, the body modification made for various purposes, will make meaning in people in the social context and the tattoo.
Thesis Chapters by Jale Avyüzen Zobar
KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ VE TÜKETİM BAĞLAMINDA FRANKFURT OKULU’NDAN GÜNÜMÜZE BİREY, TAHAKKÜM ve ÖZGÜRLÜK İLİŞKİSİ, 2019
‘Kültür Endüstrisi ve Tüketim Bağlamında Frankfurt Okulu’ndan Günümüze Birey, Tahakküm ve Özgürlü... more ‘Kültür Endüstrisi ve Tüketim Bağlamında Frankfurt Okulu’ndan Günümüze Birey, Tahakküm ve Özgürlük İlişkisi’ başlıklı bu çalışma, modern hayat içinde bireylerin yaşadığı güncel problemleri ele almaktadır. Kültür endüstrisinin kıskacında günümüz insanının konumu, tüketimin hemen yanı başındadır. Bu çalışmada kültür endüstrisi temelinde tüketen insanın nasıl üretildiği ve bu anlayışın kitle iletişim araçları tarafından nasıl yaygınlaştırıldığı ön plana çıkarılmak istenmiştir. Modern insan artık tükettikçe var olmaktadır. Hemen her gün farklı bir tüketim kalıbına giren modern insanın günlük hayatındaki açmazları ve tatminsiz oluşu kendisinin varlığını ve geleceğini tehlikeye sokmaktadır. Kültür endüstrisinin kişinin toplumsal alandaki konumunu tayin edici olması nedeniyle umutsuzca tüketime sürüklenen kitlelerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Modern hayatın getirdiği problemlere çözüm arayan ve buhran yaşayan bireyin durumu yine tüketimle geçiştirilmektedir. Bu kapsamda ortaya çıkan aşırı tüketimle birlikte insanları yönlendiren tahakküm yapılarının işlevleri irdelenmiştir. Kültürel alanı tahribata uğrayan insanın tüketim uğruna üretildiği gerçeğinin anlatıldığı çalışmada, modern bireyin özgürlük sorunu çektiğine de ışık tutulmuştur. Bu kapsamda özgürlüğünü kendisini kuşatan sistemlere devreden insanın değişmez zihniyetinin yeniden üretilmesi, çarkın devamlılığını sağlamak içindir. Arzularını tatmin etmek adına tüketim kalıplarının peşinden koşan insanın özgürlüğünü yitirmesi ve aklını teknik araçlara teslim etmesi önemli bir sorundur. Sonuç olarak insanın tüketimle olan bağını ve modern profilini ortaya çıkaran bu çalışma, tahakküm düzeneklerinin bireyde özgürlük yitimine yol açtığına da vurgu yapmaktadır.
Drafts by Jale Avyüzen Zobar
Insan ve Toplum Bilimleri Arastirmalari Kongresi Bildiri Kitabi 2019 Jale Avyüzen Zobar, 2019
İçinde yaşadığımız toplumu şekillendiren ve ondan etkilenen insanlar olarak her birimizin hayatı ... more İçinde yaşadığımız toplumu şekillendiren ve ondan etkilenen insanlar olarak her birimizin hayatı gün geçtikçe değişmektedir. Günümüzde şahit
olduğumuz hızlı toplumsal değişimin birçok sebebi olmakla birlikte, bu
değişimin en önemli nedenlerinden birinin iletişim araçları olduğu
söylenebilir. Bireyselliğin hatrı sayılır derecede arttığı çağımızda teknolojik araçlarla kurduğumuz bağ ya da kendimizi bu araçlar üzerinden ifade ediş şeklimiz ele alınması gereken önemli bir husustur. Zira teknolojinin her geçen gün geliştiği bir zeminde bireyin toplumla kurduğu ilişkinin teknik araçlar üzerinden evrildiğini söylemek mümkündür. Postmodern dönemde oldukça değer kazanan kitle iletişim araçlarının önemi ve bu araçların toplumsal uzamda edindikleri yeri ve işlevleri, bireylerle oluşturdukları organik bağ ile açığa çıkmaktadır. Şöyle ki küresel dünyanın vazgeçilmez bir unsuru olan kitle iletişim araçları ve özelinde sosyal medya, bireylerin her an ulaşabileceği mobil uygulamalardır. Söz konusu araçların mobil oluşu, görünürlük kazandırma yöntemlerinden biri olması ve bireylerin kimliklerini yansıttıkları çeşitli uygulamaları içermesi bu çalışmada ele alınmak istenen hususlardır. Tüm bunlardan yola çıkarak, sosyal medyanın bireylerle kurduğu ilişki teorik kapsamda ele alınarak, açıklanmak istenmiştir. Çalışmanın önemi buradan gelmekte olup genel olarak vardığı sonuç ise, birey ile özdeş olan kimliğinin sosyal medya ortamında nasıl şekil değiştirdiğini göstermektir. Bu bağlamda sosyal medya uygulamalarının bireyin kimliği ile olan bağına ve bu çerçevede ürettiği anlamlara eleştirel bir bakışla yaklaşılmıştır.
Papers by Jale Avyüzen Zobar
Milliyetçiliğe Antropolojiden Bakmak, 2023
Toplumların sosyal ve siyasal yapılarını, geçmişini, bugününü ve geleceğini önemli derecede etkil... more Toplumların sosyal ve siyasal yapılarını, geçmişini, bugününü ve geleceğini önemli derecede etkileyen milliyetçilik, ele alınışı bakımından farklı bağlamlarda karşımızı çıkmaktadır. Kimi zaman bir ideoloji kimi zaman ise söylem alanı üzerinden harekete geçirici etkisi nedeniyle siyasi eylem olarak yorumlayabileceğimiz milliyetçiliğin oluşumunu açıklayan farklı kuramlar bulunmaktadır. Milliyetçiliği çeşitli faktörler üzerinden ele alarak açıklama sunan bu kuramların amacı milliyetçiliğin toplumları ve toplumsal alanları ne şekilde etkilediği, düzenleme sağlıyorsa bunu nasıl yaptığı ve kültürel olarak ne gibi araçlar ile işlev gördüğünü göstermeye yöneliktir. Modern milliyetçi kuram, milliyetçiliği modernleşme ile açıklayarak, onun getirdiği ekonomik, siyasi, toplumsal dönüşümler ile milliyetçilik arasına köprü kuran bir yaklaşımı sergilerken, ilkçi ve etno-sembolcü yaklaşımlar ise milliyetçiliğe farklı bir perspektiften bakmaktadır. Bu çalışmada söz konusu yaklaşımlar antropolojik bir perspektif ile ele alınacaktır. Antropoloji ve milliyetçilik çalışmalarının dirsek bağının değerlendirilmesi her iki alan için de önemlidir. Çalışmada, milliyetçilik kuramlarına antropolojik bir değerlendirme sunarken, aynı zamanda Türkiye'deki antropolojinin milliyetçilik pratiklerine yer verilecektir.
Book Reviews by Jale Avyüzen Zobar
Book Review, 2023
Özet Bu çalışma, Fransız antropolog ve sosyolog David Le Breton'un Acının Antropolojisi kitabını ... more Özet Bu çalışma, Fransız antropolog ve sosyolog David Le Breton'un Acının Antropolojisi kitabını değerlendirmektedir. Breton, bu eserinde acı olgusunun biyoloji ve tıp alanlarıyla olan ilişkisini kültürel, toplumsal ve dinsel boyutlarıyla yeniden düşünür. Breton acının, ilk bakışta oldukça zıt gibi görünen tüm bu alanlardaki tezahürlerini ve birbiriyle olan ilişkilerini tartışır. Eserinde acının işlevlerini de ele alan Breton, acıya çok yönlü bir perspektifle yaklaşarak, okuyucusunu acı ile düşünmede baş başa bırakır. Kimi zaman acı bir tür iktidar aracıdır kimi zaman sosyal kabulün ve grup kimliğinin ortak zeminini oluşturur. Bireysel deneyimlerde kişinin gündelik hayat ile ilişkisini değiştiren acı, toplumsal ve kültürel alanlarda farklı anlamlara da bürünür. Acının bu çok yönlü yapısı, onu zorunlu bir şekilde yeniden ele almayı ve yorumlamayı gerekli kılar.
Uploads
Conference Presentations by Jale Avyüzen Zobar
gelen kitlesel göç akınında göçmenlerin yaşadığı problemlere odaklanmaktadır. Çalışmada, Türkiye-Yunanistan sınırında neler olduğuna dair yaşananların ve göçmenlerin karşılaştığı problemlerin Edirne
yerel basınında nasıl yer aldığı ortaya konulacaktır. Birinci yılı dolan kitlesel göç hareketinde kentte
bulunan vasıflı yerel gazetelerin haberlerinde göçmenlerin temsiline ve yaşanan hak ihlallerinin nasıl ele
alındığına ışık tutulacaktır. Çalışmanın amacı, göç konusunda medyanın rolünü anlamak ve göçmenlerin
insan hakları açısından yaşadıkları sorunların medyada nasıl temsil edildiğini göstermektir. 2020 yılında
yaklaşık bir ay süren kitlesel göç akını sırasında Edirne’ye gelen göçmenlerin deneyimlerini, pratiklerini
ve hak kayıplarını içermesi açısından bu çalışma, sınırlı bir alanda üretilen haberlerin içeriğine
odaklanacaktır.
Thesis Chapters by Jale Avyüzen Zobar
Modern hayatın getirdiği problemlere çözüm arayan ve buhran yaşayan bireyin durumu yine tüketimle geçiştirilmektedir. Bu kapsamda ortaya çıkan aşırı tüketimle birlikte insanları yönlendiren tahakküm yapılarının işlevleri irdelenmiştir. Kültürel alanı tahribata uğrayan insanın tüketim uğruna üretildiği gerçeğinin anlatıldığı çalışmada, modern bireyin özgürlük sorunu çektiğine de ışık tutulmuştur. Bu kapsamda özgürlüğünü kendisini kuşatan sistemlere devreden insanın değişmez zihniyetinin yeniden üretilmesi, çarkın devamlılığını sağlamak içindir. Arzularını tatmin etmek adına tüketim kalıplarının peşinden koşan insanın özgürlüğünü yitirmesi ve aklını teknik araçlara teslim etmesi önemli bir sorundur. Sonuç olarak insanın tüketimle olan bağını ve modern profilini ortaya çıkaran bu çalışma, tahakküm düzeneklerinin bireyde özgürlük yitimine yol açtığına da vurgu yapmaktadır.
Drafts by Jale Avyüzen Zobar
olduğumuz hızlı toplumsal değişimin birçok sebebi olmakla birlikte, bu
değişimin en önemli nedenlerinden birinin iletişim araçları olduğu
söylenebilir. Bireyselliğin hatrı sayılır derecede arttığı çağımızda teknolojik araçlarla kurduğumuz bağ ya da kendimizi bu araçlar üzerinden ifade ediş şeklimiz ele alınması gereken önemli bir husustur. Zira teknolojinin her geçen gün geliştiği bir zeminde bireyin toplumla kurduğu ilişkinin teknik araçlar üzerinden evrildiğini söylemek mümkündür. Postmodern dönemde oldukça değer kazanan kitle iletişim araçlarının önemi ve bu araçların toplumsal uzamda edindikleri yeri ve işlevleri, bireylerle oluşturdukları organik bağ ile açığa çıkmaktadır. Şöyle ki küresel dünyanın vazgeçilmez bir unsuru olan kitle iletişim araçları ve özelinde sosyal medya, bireylerin her an ulaşabileceği mobil uygulamalardır. Söz konusu araçların mobil oluşu, görünürlük kazandırma yöntemlerinden biri olması ve bireylerin kimliklerini yansıttıkları çeşitli uygulamaları içermesi bu çalışmada ele alınmak istenen hususlardır. Tüm bunlardan yola çıkarak, sosyal medyanın bireylerle kurduğu ilişki teorik kapsamda ele alınarak, açıklanmak istenmiştir. Çalışmanın önemi buradan gelmekte olup genel olarak vardığı sonuç ise, birey ile özdeş olan kimliğinin sosyal medya ortamında nasıl şekil değiştirdiğini göstermektir. Bu bağlamda sosyal medya uygulamalarının bireyin kimliği ile olan bağına ve bu çerçevede ürettiği anlamlara eleştirel bir bakışla yaklaşılmıştır.
Papers by Jale Avyüzen Zobar
Book Reviews by Jale Avyüzen Zobar
gelen kitlesel göç akınında göçmenlerin yaşadığı problemlere odaklanmaktadır. Çalışmada, Türkiye-Yunanistan sınırında neler olduğuna dair yaşananların ve göçmenlerin karşılaştığı problemlerin Edirne
yerel basınında nasıl yer aldığı ortaya konulacaktır. Birinci yılı dolan kitlesel göç hareketinde kentte
bulunan vasıflı yerel gazetelerin haberlerinde göçmenlerin temsiline ve yaşanan hak ihlallerinin nasıl ele
alındığına ışık tutulacaktır. Çalışmanın amacı, göç konusunda medyanın rolünü anlamak ve göçmenlerin
insan hakları açısından yaşadıkları sorunların medyada nasıl temsil edildiğini göstermektir. 2020 yılında
yaklaşık bir ay süren kitlesel göç akını sırasında Edirne’ye gelen göçmenlerin deneyimlerini, pratiklerini
ve hak kayıplarını içermesi açısından bu çalışma, sınırlı bir alanda üretilen haberlerin içeriğine
odaklanacaktır.
Modern hayatın getirdiği problemlere çözüm arayan ve buhran yaşayan bireyin durumu yine tüketimle geçiştirilmektedir. Bu kapsamda ortaya çıkan aşırı tüketimle birlikte insanları yönlendiren tahakküm yapılarının işlevleri irdelenmiştir. Kültürel alanı tahribata uğrayan insanın tüketim uğruna üretildiği gerçeğinin anlatıldığı çalışmada, modern bireyin özgürlük sorunu çektiğine de ışık tutulmuştur. Bu kapsamda özgürlüğünü kendisini kuşatan sistemlere devreden insanın değişmez zihniyetinin yeniden üretilmesi, çarkın devamlılığını sağlamak içindir. Arzularını tatmin etmek adına tüketim kalıplarının peşinden koşan insanın özgürlüğünü yitirmesi ve aklını teknik araçlara teslim etmesi önemli bir sorundur. Sonuç olarak insanın tüketimle olan bağını ve modern profilini ortaya çıkaran bu çalışma, tahakküm düzeneklerinin bireyde özgürlük yitimine yol açtığına da vurgu yapmaktadır.
olduğumuz hızlı toplumsal değişimin birçok sebebi olmakla birlikte, bu
değişimin en önemli nedenlerinden birinin iletişim araçları olduğu
söylenebilir. Bireyselliğin hatrı sayılır derecede arttığı çağımızda teknolojik araçlarla kurduğumuz bağ ya da kendimizi bu araçlar üzerinden ifade ediş şeklimiz ele alınması gereken önemli bir husustur. Zira teknolojinin her geçen gün geliştiği bir zeminde bireyin toplumla kurduğu ilişkinin teknik araçlar üzerinden evrildiğini söylemek mümkündür. Postmodern dönemde oldukça değer kazanan kitle iletişim araçlarının önemi ve bu araçların toplumsal uzamda edindikleri yeri ve işlevleri, bireylerle oluşturdukları organik bağ ile açığa çıkmaktadır. Şöyle ki küresel dünyanın vazgeçilmez bir unsuru olan kitle iletişim araçları ve özelinde sosyal medya, bireylerin her an ulaşabileceği mobil uygulamalardır. Söz konusu araçların mobil oluşu, görünürlük kazandırma yöntemlerinden biri olması ve bireylerin kimliklerini yansıttıkları çeşitli uygulamaları içermesi bu çalışmada ele alınmak istenen hususlardır. Tüm bunlardan yola çıkarak, sosyal medyanın bireylerle kurduğu ilişki teorik kapsamda ele alınarak, açıklanmak istenmiştir. Çalışmanın önemi buradan gelmekte olup genel olarak vardığı sonuç ise, birey ile özdeş olan kimliğinin sosyal medya ortamında nasıl şekil değiştirdiğini göstermektir. Bu bağlamda sosyal medya uygulamalarının bireyin kimliği ile olan bağına ve bu çerçevede ürettiği anlamlara eleştirel bir bakışla yaklaşılmıştır.