Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, Mar 1, 2015
Sakral basi yarasi ozellikle yataga bagimli hastalarda olusan ve sik gorulen bir durumdur. Basi y... more Sakral basi yarasi ozellikle yataga bagimli hastalarda olusan ve sik gorulen bir durumdur. Basi yaralarinin tedavisinde cesitli cerrahi yontem-ler tanimlanmistir. Ozellikle son yillarda onem kazanmis superior gluteal arter perforator flebi (SGAP) bu yontemlerden birisidir. Calisma-mizin amaci; klinigimizde basi yarasi onariminda kullandigimiz superior gluteal arter perforator (SGAP) flebi deneyimlerimizi paylasmak ve uygulamis oldugumuz 9 flebin sonuclarinin incelenmesidir. 6 erkek, 3 kadin hasta ameliyat edilmis ve 2-15 ay araliginda takip edilmistir. Uygulamis oldugumuz 9 flebin birinde seroma gelismistir, bir flep verici alaninda acilma olmustur ve bir vakada tam flep kaybi meydana gelmistir. Sakral basi yarasi onariminda kullandigimiz SGAP flebinin sahip oldugu avantajlari ve diger flep secenekleriyle benzer kompli-kasyon oranlarina sahip olmasi nedeniyle bu bolgenin onariminda kullanilabilecek iyi bir secenek oldugunu dusunmekteyiz.
Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dergisi (Turk J Plast Surg), Jul 1, 2015
Introduction: Stenosing tenosynovitis of the fingers is one of the most evaluated pathology of th... more Introduction: Stenosing tenosynovitis of the fingers is one of the most evaluated pathology of the hand. Even though steroid treatment is the primary choice, in case of resistance to steriod treatment or in severe cases surgery comes to mind as a first choice. Material and Methods: The aim of this study is to evaluate the results of 289 trigger finger releases in 232 patients. The data were collected from patients` medical records. Results: The most common affected fingers were thumb (166) %57;, middle finger (54) %19; ring finger (34) %12; index finger (20) %7; and small finger (15) %5. In twenty of patients carpal tunnel releasing was performed simultaneously with trigger finger surgery. Conclusion: Surgery related complications such as wound infection, nerve damage, wound dehiscence, bow-stringing deformity and range of motion decrease on joints were evaluated. There were no surgery related complications or recurrence was seen. Open trigger release seems to be a safe and effective choice. Keywords: trigger, finger, open, surgery, results
ipomas are benign soft tissue neoplasms comprised of mature adipocytes encapsulated by a layer of... more ipomas are benign soft tissue neoplasms comprised of mature adipocytes encapsulated by a layer of connective fibrous tissue. There are four histologic types of lipomas; 1 I. Angiolipomas are potentially painful masses that arise after puberty. They often have vascular network. II. Pleomorphic lipomas occur predominantly in men aged between 50 to 70 years old. They contain multinucleated giant cells along with normal adipocytes. III. Spindle cell Lipomas contain slender spindle cells.
The world clinics journal of medical sciences, 2017
eakage of intravenous infusions from the intravascular region into the interstitial space is call... more eakage of intravenous infusions from the intravascular region into the interstitial space is called extravasation. Necrosis of cutaneous tissue, subcutaneous soft tissue and deeper seated anatomic structures after extravasation is a common problem which usually requires surgical intervention. 1 Large series in the literature demostrates that the incidence of necrosis owing to extravasation has been reported to occur between 0.5%-6%. In pediatric patients, this rate was even higher and increased up to 11%. 1,2 Doxorubicin is an anthracycline antibiotic widely used as an antineoplastic agent. 3 It is also a vesicant drug, which has the potential to induce severe tissue damage after extravasation. The toxicity of doxorubicin is also resistant to all of the metabolic events in the surrounding tissues, that prevents the removing of the toxins in injured tissues. 4 Extravasation of doxorubicin alters wound healing processes. The direct toxic effect of doxorubicin on living cells leads to cellular death that is perpetuated by the release of doxorubicin-DNA complex from dead cells. This also causes increased rates of free oxygen radicals and it prevents the release of cytokines and growth factors which leads to wound healing problems. The local re
The reconstruction of the extremities due to contour deformities is a challenging process. Conven... more The reconstruction of the extremities due to contour deformities is a challenging process. Conventional modalities such as skin grafting have obvious drawbacks. A 18-year-old woman presented with an extensive scar on her right lower leg due to a traffic accident took place 10 years previously. In addition to semi circumferential skin scarring due to former skin grafting, soft-tissue loss was evident. Free tissue transfer of an anterolateral thigh flap was planned for reconstruction. To meet the cosmetic concerns of the patient, special consideration is required during the surgery. An cosmetically pleasing result was obtained within the operation. We consider that lower extremity reconstruction for only cosmetic purposes is a rare entity.
iposarcoma is a rare sarcoma subtype with an incidence of one case per 2.5 million population. Th... more iposarcoma is a rare sarcoma subtype with an incidence of one case per 2.5 million population. This tumor typically presents as anasymptomatic soft tissue mass, commonly arise in the extremities and in the retroperitoneum. 1 Due to its asymptomatic nature, it is hard to distinguish liposarcoma from lipoma clinically. Even though the radiographic evaluation is useful, the definitive diagnosis is only established by histopathological evaluation. The recommended treatment for liposarcoma is radical local excision by preserving neurovascular structures of the limb. The treatment should continue by radiotherapy to ensure local control. Concerning the treatment
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, Sep 1, 2014
Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasınd... more Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasından beri silikon jel implantlar 50 yıl boyunca yaygın olarak kullanıldı. Bu prosedür için çeşitli istenmeyen komplikasyonlar mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de implant rüptürüdür. İmplant rüptür oranları üzerine bir çok çalışma yapılmıştır. İnsidans %3.1-5.7 arasında değişmektedir. Kliniğimize bilateral meme büyütme amacı ile başvuran 30 yaşında kadın hasta sunmaktayız. 240 ml`lik anatomik implantın sol memeye yerleştirilmesi sırasında rüptürü gerçekleşmiştir. Bu durumun nadir görünen bir durum olduğu görüşündeyiz.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, Sep 1, 2015
ÖZET Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanm... more ÖZET Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasından beri silikon jel implantlar 50 yıl boyunca yaygınlaştı. İmplantların yerleştirilmesiyle beraber yıllar geçtikçe implant dayanıklılığının azaldığı ve rüptür ihtimalinin arttığı birçok çalışmada gösterilmiştir. Sunduğumuz olguda; 10 yıl önce meme büyütme operasyonu geçiren bir hasta bıçaklı saldırıya uğramıştır. Sağ meme implantı rüptüre olmuş ve sağ hemopnömotoraks gelişmiştir. Meme implantının varlığı darbenin şiddetini abzorbe ederek daha dramatik bir durumun gelişmesini önlemiştir.
Yarık dudak ve damak, dünya genelinde her 700 doğumda 1`lik oranı ile en sık rastlanan doğumsal a... more Yarık dudak ve damak, dünya genelinde her 700 doğumda 1`lik oranı ile en sık rastlanan doğumsal anomalilerdendir. Primer palatoplasti yarık damak tedavisinde en önemli basamaktır. Çalışmamızda Haziran 2009-Haziran 2014 yılları arasında kliniğimizde gerçekleştirilen 106 primer palatoplasti cerrahisi ve sonuçları retrospektif olarak incelendi. En sık cerrahi yapılan yarık damak tipinin unilateral inkomplet tip (%67) olduğu görüldü. Yarık damak cerrahisinde bütün damak yarıkları genelinde en sık kullanılan tekniğin Bardach 2 flep palatoplasti (%33.9) olduğu görüldü. Çalışmamızda primer palatoplasti sonrası damak fistülü oranı %10.3 olarak hesaplandı. Çalışmamızda elde edilen primer palatoplasti sonrası damak fistülü insidansının benzer yayınlarla karşılaştırıldığında düşük olduğu görüldü. Anahtar Kelimeler: Damak yarığı. Damak fistülü. Primer palatoplasti.
ÖZET Çalışmanın amacı; 4 yıllık bir süre boyunca ayak bileği bölgesinde meydana gelmiş kompleks y... more ÖZET Çalışmanın amacı; 4 yıllık bir süre boyunca ayak bileği bölgesinde meydana gelmiş kompleks yaraların tedavi süreci ve komplikasyonları ile ilgili faktörlerin analizidir. Mevcut retrospektif çalışma, Ocak 2011-Ocak 2015 yılları arasında ayak bileği defektlerinin serbest fleplerle onarımı yapılmış 20 hastayı kapsamaktadır. Bütün vakalar demografik yapı, oluş mekanizması, yerleşim, eşlik eden yaralanmalar, flep seçimi, flep boyutu, alıcı vasküler yapılar, anostomoz sayısı, hastanede yatış süresi ve post operatif komplikasyonlar açısından analiz edilmiştir. Çalışmamızda ayak bileği defektleri için 20 hastaya toplam 22 serbest flep yapılmıştır. 6 hastada anterolateral uyluk flebi, 6 hastaya lateral kol flebi, 4 hastaya latissimus dorsi kas deri flebi, 3 hastada radial ön kol flebi ve 1 hastada yüzeyel femoral arter perforatör serbest flebi kullanılmıştır. Vakalarda başarı oranının %85 olduğu görülmüştür. Alt ekstremite rekonstrüksiyonunda birincil amaç fonksiyonun geri kazanılması ve korunmasıdır. Uygun tedavi planının yapılması hayatidir ve bu tip yaralanmalarda serbest flep ile rekonstrüksiyon en ideal tercihtir.
BackgroundMany surgical methods have been used to repair sacral sores, including primary closure,... more BackgroundMany surgical methods have been used to repair sacral sores, including primary closure, skin grafting, local random, and muscle flaps. After the description of the gluteal perforator-based flap, the perforator-based fasciocutaneous flap became popular in lumbosacral tissue defect reconstruction.MethodsMultiple perforatory preserving superior gluteal artery perforator (SGAP) flap was performed in eight patients with lumbosacral soft tissue defects from May 2014 to April 2015. Five men and three women received the operation. The causes of defects were pilonidal sinus defect in five patients and pressure ulcer in three patients. All patients were mobile and did not have any systematic diseases.ResultsThe average age of the patients was 45 years. The follow-up period was 2 to 12 months (mean, 6 months). The size of the flap ranged from 8 × 10 to 10 × 16 cm. All flaps healed completely without any vascular problem. Only one patient suffered from dehiscence. The average operative time was 160 min (range 120–200 min). Patients were immediately allowed to lie on the operated area (but no longer than 1 h at a time for the first 48 h). They were allowed to gradually sit after 72 h. The mean time for removal of suction drains was 8 days (5–14) while mean duration of hospital stay was 7.5 days (3–14 days).ConclusionsIt was seen that multiple perforatory preserving SGAP flap is a safe and reliable flap. No vascular complications was seen in postoperative period. Preserving multiple perforators in SGAP flap is time-consuming and increases the necessary time for flap harvest which is the main drawback of our technique.Level of Evidence: Level IV, therapeutic study
Geliş Tarihi : 31.10.2014 Kabul Tarihi : 03.06.2015 GİRİŞ El parmaklarının stenozan tenosinoviti ... more Geliş Tarihi : 31.10.2014 Kabul Tarihi : 03.06.2015 GİRİŞ El parmaklarının stenozan tenosinoviti el cerrahları tarafından değerlendirilen en sık patolojilerden biridir. Komplike olmamış vakalarda öncelikli tedavi olarak tendon kılıfı içerisine steroid enjeksiyonu yaygındır.1 Steroid enjeksiyonunu yaygınlığının yanında bu tedavi rejimi sonrasında spontan fleksör tendon rüptürü, nekrotizan fasiit, parmaklar dolaşım bozukluğu, spontan pulley rüptürü gibi komplikasyonlar bildirilmiştir.2-5 Cerrahi serbestleştirme steroide refrakter hastalarda ve parmakta fleksiyon deformitesi gelişmiş hastalarda gündeme gelmekte ve bu tedavi çoğu vakada kesin ve kalıcı bir çözüm sağlamaktadır. Tetik parmak sık görülen bir durum olmasına rağmen, cerrahi olarak tetik parmak serbestleştirilmesi sonuçlarının değerlendirildiği geniş vaka serilerini inceleyen sınırlı sayıda yayın bulunmaktadır.6-9 GEREç vE YöNTEM Bu çalışmada Aralık 2009 – Şubat 2014 tarihleri arasında kliniğimizde tetik parmak cerrahi serbes...
Gigantomastia is a rare condition characterized by excessive breast growth and can be physically ... more Gigantomastia is a rare condition characterized by excessive breast growth and can be physically and psychosocially disabling for the patient. Regarding management of gigantomastia, this study evaluates the outcomes of superomedial pedicle with vertical scar or wise pattern skin excision. A total of 425 patients who underwent reduction mammoplasty in our institution were reviewed. Forty eight reduction mammoplasty patients with resection weights greater than 1 kg per breast and treated with superomedial dermoglandular pedicle technique combined with vertical or wise-pattern skin excision were included. The patients were between 19 and 66 years old, with an average of 41 years. Total weight of resection was between 1000 and 2600 g, with an average of 1384 grams for right breast and between 1000 and 3000g, with an average of 1434 grams for left breast. The secondary revisions and wound healing complications were extremely high in vertical scar group compared to wise pattern group (87,...
European Journal of Trauma and Emergency Surgery, 2015
PurposeSelf-cutting injuries have a low mortality rate, but this type of injuries has special cli... more PurposeSelf-cutting injuries have a low mortality rate, but this type of injuries has special clinical significance because they have the potential of leading to devastating disability and repeated suicide attempts. The purpose of this study is to analyze the nature and outcomes of wrist-cutting injuries.Material and methodA retrospective study was designed in order to investigate 41 suicide attempts by wrist cutting attended to Uludag University Faculty of Medicine Emergency Department between June 2008 and December 2014. The patients were analyzed for age, gender, alcohol intake, psychological state, prior suicide attempts, and clinical features such as injury side, injury pattern, and used tool.ResultsIt was seen that the severity of wrist-cutting injury variates between gender and age.ConclusionAlcohol or drug consumption and having a diagnosed psychiatric disorder create a higher risk for extensive wrist lacerations. It was seen that skin only lacerations were most likely to repeat the act and therefore are most in need of psychiatric intervention.Level of evidenceLevel III, retrospective study.
Derinin selim tumorleri klinik pratikte sik gozlenen patolojilerdendir. Yuz bolgesi, selim tumorl... more Derinin selim tumorleri klinik pratikte sik gozlenen patolojilerdendir. Yuz bolgesi, selim tumorlerin yerlesimi acisindan sik gorulen bolge-lerden birisidir. Derinin histolojik yapisini olusturan farkli hucrelerden cok sayida selim tumor olusabilmektedir. Calismamizda 2012-2014 yillari arasinda, poliklinigimize yuzde kitleye bagli kozmetik rahatsizlik sikayetiyle basvuran 56 hastada, tarafimizca mudahale edilen toplam 65 kitle incelenmistir. Calismamiz sonucunda sadece kozmetik sikinti yarattigi dusunulen lezyonlarin %87'sinin malignite ya da zemininde malignite gelistirme potansiyeli olan kistler oldugu goruldu. Epidermal kistlerin yuzde yerlesen subkutan noduller arasinda en sik gozlemle-nen patoloji oldugu saptandi. Alin bolgesi ise yerlesim yeri itibari ile en sik mudahale edilen bolgeydi. Sonuc olarak yuzde varligi selim olarak kabul gormus, sadece kozmetik rahatsizlik nedeniyle doktora basvuru sebebi olan rin %87`sinin malign donusum ya da zemininden malignite gelisme ihti...
Anterolateral uyluk flebinin bolunup, simerik paternde genis doku defektlerinin rekonstruksiyonu ... more Anterolateral uyluk flebinin bolunup, simerik paternde genis doku defektlerinin rekonstruksiyonu son yillarda populerlik kazanmistir. Olgumuzda 55 yasinda kadin hasta alt ekstremitesinde mevcut genis acik yara ile klinigimize basvurdu. Duzgun sinirlari olmayan acik yara icin, defekte uygun Anterolateral uyluk flebi dizayn edilerek bolundu. Iyilesme surecinde hastada herhangi bir problem yasanmadi. Tatmin edici kozmetik ve fonksiyonel sonuc elde edildi.
Dupuytren kontrakturu elin palmar bolgesi ve parmaklarin fleksor yuzlerinde anormal skar dokusu o... more Dupuytren kontrakturu elin palmar bolgesi ve parmaklarin fleksor yuzlerinde anormal skar dokusu olusumu ile karakterize, palmar ve dijital fasyanin benign fibroproliferatif bir hastaligidir. Bu calismada Temmuz 2009- Aralik 2013 yillari arasinda klinigimizde Dupuytren kontrak-turu nedeniyle opere edilen 87 hasta hastane kayitlari ve ameliyat notlari taranarak retrospektif olarak incelendi. Hastalarin 74u erkek (%85); 13u (%15) kadin idi. 12 hasta (%13.8) cift tarafli el tutulumu nedeniyle; 75 hasta (%86.2) tek tarafli el tutulumu nedeniyle ameliyat edildiler. Tek tarafli el tutulumu olanlarin 40 tanesi (%53) sol elinden; 35 tanesi (%47) sag elinden opere edildi. Hastalarin 74u erkek (%85); 13u (%15) kadin idi. (erkek/kadin orani: 5.6/1). Hastalarin en kucugu 25 yasinda; en buyugu 83 yasinda idi. Toplam 87 hastada opere edilen 99 elde tutulan parmaklarin cinsiyete gore sikligi incelendi. Erkeklerde yas ortalamasi 58 yas; kadinlarda 53 yas olarak bulundu. Bu calisma-da klinigimizde op...
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, Mar 1, 2015
Sakral basi yarasi ozellikle yataga bagimli hastalarda olusan ve sik gorulen bir durumdur. Basi y... more Sakral basi yarasi ozellikle yataga bagimli hastalarda olusan ve sik gorulen bir durumdur. Basi yaralarinin tedavisinde cesitli cerrahi yontem-ler tanimlanmistir. Ozellikle son yillarda onem kazanmis superior gluteal arter perforator flebi (SGAP) bu yontemlerden birisidir. Calisma-mizin amaci; klinigimizde basi yarasi onariminda kullandigimiz superior gluteal arter perforator (SGAP) flebi deneyimlerimizi paylasmak ve uygulamis oldugumuz 9 flebin sonuclarinin incelenmesidir. 6 erkek, 3 kadin hasta ameliyat edilmis ve 2-15 ay araliginda takip edilmistir. Uygulamis oldugumuz 9 flebin birinde seroma gelismistir, bir flep verici alaninda acilma olmustur ve bir vakada tam flep kaybi meydana gelmistir. Sakral basi yarasi onariminda kullandigimiz SGAP flebinin sahip oldugu avantajlari ve diger flep secenekleriyle benzer kompli-kasyon oranlarina sahip olmasi nedeniyle bu bolgenin onariminda kullanilabilecek iyi bir secenek oldugunu dusunmekteyiz.
Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dergisi (Turk J Plast Surg), Jul 1, 2015
Introduction: Stenosing tenosynovitis of the fingers is one of the most evaluated pathology of th... more Introduction: Stenosing tenosynovitis of the fingers is one of the most evaluated pathology of the hand. Even though steroid treatment is the primary choice, in case of resistance to steriod treatment or in severe cases surgery comes to mind as a first choice. Material and Methods: The aim of this study is to evaluate the results of 289 trigger finger releases in 232 patients. The data were collected from patients` medical records. Results: The most common affected fingers were thumb (166) %57;, middle finger (54) %19; ring finger (34) %12; index finger (20) %7; and small finger (15) %5. In twenty of patients carpal tunnel releasing was performed simultaneously with trigger finger surgery. Conclusion: Surgery related complications such as wound infection, nerve damage, wound dehiscence, bow-stringing deformity and range of motion decrease on joints were evaluated. There were no surgery related complications or recurrence was seen. Open trigger release seems to be a safe and effective choice. Keywords: trigger, finger, open, surgery, results
ipomas are benign soft tissue neoplasms comprised of mature adipocytes encapsulated by a layer of... more ipomas are benign soft tissue neoplasms comprised of mature adipocytes encapsulated by a layer of connective fibrous tissue. There are four histologic types of lipomas; 1 I. Angiolipomas are potentially painful masses that arise after puberty. They often have vascular network. II. Pleomorphic lipomas occur predominantly in men aged between 50 to 70 years old. They contain multinucleated giant cells along with normal adipocytes. III. Spindle cell Lipomas contain slender spindle cells.
The world clinics journal of medical sciences, 2017
eakage of intravenous infusions from the intravascular region into the interstitial space is call... more eakage of intravenous infusions from the intravascular region into the interstitial space is called extravasation. Necrosis of cutaneous tissue, subcutaneous soft tissue and deeper seated anatomic structures after extravasation is a common problem which usually requires surgical intervention. 1 Large series in the literature demostrates that the incidence of necrosis owing to extravasation has been reported to occur between 0.5%-6%. In pediatric patients, this rate was even higher and increased up to 11%. 1,2 Doxorubicin is an anthracycline antibiotic widely used as an antineoplastic agent. 3 It is also a vesicant drug, which has the potential to induce severe tissue damage after extravasation. The toxicity of doxorubicin is also resistant to all of the metabolic events in the surrounding tissues, that prevents the removing of the toxins in injured tissues. 4 Extravasation of doxorubicin alters wound healing processes. The direct toxic effect of doxorubicin on living cells leads to cellular death that is perpetuated by the release of doxorubicin-DNA complex from dead cells. This also causes increased rates of free oxygen radicals and it prevents the release of cytokines and growth factors which leads to wound healing problems. The local re
The reconstruction of the extremities due to contour deformities is a challenging process. Conven... more The reconstruction of the extremities due to contour deformities is a challenging process. Conventional modalities such as skin grafting have obvious drawbacks. A 18-year-old woman presented with an extensive scar on her right lower leg due to a traffic accident took place 10 years previously. In addition to semi circumferential skin scarring due to former skin grafting, soft-tissue loss was evident. Free tissue transfer of an anterolateral thigh flap was planned for reconstruction. To meet the cosmetic concerns of the patient, special consideration is required during the surgery. An cosmetically pleasing result was obtained within the operation. We consider that lower extremity reconstruction for only cosmetic purposes is a rare entity.
iposarcoma is a rare sarcoma subtype with an incidence of one case per 2.5 million population. Th... more iposarcoma is a rare sarcoma subtype with an incidence of one case per 2.5 million population. This tumor typically presents as anasymptomatic soft tissue mass, commonly arise in the extremities and in the retroperitoneum. 1 Due to its asymptomatic nature, it is hard to distinguish liposarcoma from lipoma clinically. Even though the radiographic evaluation is useful, the definitive diagnosis is only established by histopathological evaluation. The recommended treatment for liposarcoma is radical local excision by preserving neurovascular structures of the limb. The treatment should continue by radiotherapy to ensure local control. Concerning the treatment
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, Sep 1, 2014
Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasınd... more Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasından beri silikon jel implantlar 50 yıl boyunca yaygın olarak kullanıldı. Bu prosedür için çeşitli istenmeyen komplikasyonlar mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de implant rüptürüdür. İmplant rüptür oranları üzerine bir çok çalışma yapılmıştır. İnsidans %3.1-5.7 arasında değişmektedir. Kliniğimize bilateral meme büyütme amacı ile başvuran 30 yaşında kadın hasta sunmaktayız. 240 ml`lik anatomik implantın sol memeye yerleştirilmesi sırasında rüptürü gerçekleşmiştir. Bu durumun nadir görünen bir durum olduğu görüşündeyiz.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, Sep 1, 2015
ÖZET Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanm... more ÖZET Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasından beri silikon jel implantlar 50 yıl boyunca yaygınlaştı. İmplantların yerleştirilmesiyle beraber yıllar geçtikçe implant dayanıklılığının azaldığı ve rüptür ihtimalinin arttığı birçok çalışmada gösterilmiştir. Sunduğumuz olguda; 10 yıl önce meme büyütme operasyonu geçiren bir hasta bıçaklı saldırıya uğramıştır. Sağ meme implantı rüptüre olmuş ve sağ hemopnömotoraks gelişmiştir. Meme implantının varlığı darbenin şiddetini abzorbe ederek daha dramatik bir durumun gelişmesini önlemiştir.
Yarık dudak ve damak, dünya genelinde her 700 doğumda 1`lik oranı ile en sık rastlanan doğumsal a... more Yarık dudak ve damak, dünya genelinde her 700 doğumda 1`lik oranı ile en sık rastlanan doğumsal anomalilerdendir. Primer palatoplasti yarık damak tedavisinde en önemli basamaktır. Çalışmamızda Haziran 2009-Haziran 2014 yılları arasında kliniğimizde gerçekleştirilen 106 primer palatoplasti cerrahisi ve sonuçları retrospektif olarak incelendi. En sık cerrahi yapılan yarık damak tipinin unilateral inkomplet tip (%67) olduğu görüldü. Yarık damak cerrahisinde bütün damak yarıkları genelinde en sık kullanılan tekniğin Bardach 2 flep palatoplasti (%33.9) olduğu görüldü. Çalışmamızda primer palatoplasti sonrası damak fistülü oranı %10.3 olarak hesaplandı. Çalışmamızda elde edilen primer palatoplasti sonrası damak fistülü insidansının benzer yayınlarla karşılaştırıldığında düşük olduğu görüldü. Anahtar Kelimeler: Damak yarığı. Damak fistülü. Primer palatoplasti.
ÖZET Çalışmanın amacı; 4 yıllık bir süre boyunca ayak bileği bölgesinde meydana gelmiş kompleks y... more ÖZET Çalışmanın amacı; 4 yıllık bir süre boyunca ayak bileği bölgesinde meydana gelmiş kompleks yaraların tedavi süreci ve komplikasyonları ile ilgili faktörlerin analizidir. Mevcut retrospektif çalışma, Ocak 2011-Ocak 2015 yılları arasında ayak bileği defektlerinin serbest fleplerle onarımı yapılmış 20 hastayı kapsamaktadır. Bütün vakalar demografik yapı, oluş mekanizması, yerleşim, eşlik eden yaralanmalar, flep seçimi, flep boyutu, alıcı vasküler yapılar, anostomoz sayısı, hastanede yatış süresi ve post operatif komplikasyonlar açısından analiz edilmiştir. Çalışmamızda ayak bileği defektleri için 20 hastaya toplam 22 serbest flep yapılmıştır. 6 hastada anterolateral uyluk flebi, 6 hastaya lateral kol flebi, 4 hastaya latissimus dorsi kas deri flebi, 3 hastada radial ön kol flebi ve 1 hastada yüzeyel femoral arter perforatör serbest flebi kullanılmıştır. Vakalarda başarı oranının %85 olduğu görülmüştür. Alt ekstremite rekonstrüksiyonunda birincil amaç fonksiyonun geri kazanılması ve korunmasıdır. Uygun tedavi planının yapılması hayatidir ve bu tip yaralanmalarda serbest flep ile rekonstrüksiyon en ideal tercihtir.
BackgroundMany surgical methods have been used to repair sacral sores, including primary closure,... more BackgroundMany surgical methods have been used to repair sacral sores, including primary closure, skin grafting, local random, and muscle flaps. After the description of the gluteal perforator-based flap, the perforator-based fasciocutaneous flap became popular in lumbosacral tissue defect reconstruction.MethodsMultiple perforatory preserving superior gluteal artery perforator (SGAP) flap was performed in eight patients with lumbosacral soft tissue defects from May 2014 to April 2015. Five men and three women received the operation. The causes of defects were pilonidal sinus defect in five patients and pressure ulcer in three patients. All patients were mobile and did not have any systematic diseases.ResultsThe average age of the patients was 45 years. The follow-up period was 2 to 12 months (mean, 6 months). The size of the flap ranged from 8 × 10 to 10 × 16 cm. All flaps healed completely without any vascular problem. Only one patient suffered from dehiscence. The average operative time was 160 min (range 120–200 min). Patients were immediately allowed to lie on the operated area (but no longer than 1 h at a time for the first 48 h). They were allowed to gradually sit after 72 h. The mean time for removal of suction drains was 8 days (5–14) while mean duration of hospital stay was 7.5 days (3–14 days).ConclusionsIt was seen that multiple perforatory preserving SGAP flap is a safe and reliable flap. No vascular complications was seen in postoperative period. Preserving multiple perforators in SGAP flap is time-consuming and increases the necessary time for flap harvest which is the main drawback of our technique.Level of Evidence: Level IV, therapeutic study
Geliş Tarihi : 31.10.2014 Kabul Tarihi : 03.06.2015 GİRİŞ El parmaklarının stenozan tenosinoviti ... more Geliş Tarihi : 31.10.2014 Kabul Tarihi : 03.06.2015 GİRİŞ El parmaklarının stenozan tenosinoviti el cerrahları tarafından değerlendirilen en sık patolojilerden biridir. Komplike olmamış vakalarda öncelikli tedavi olarak tendon kılıfı içerisine steroid enjeksiyonu yaygındır.1 Steroid enjeksiyonunu yaygınlığının yanında bu tedavi rejimi sonrasında spontan fleksör tendon rüptürü, nekrotizan fasiit, parmaklar dolaşım bozukluğu, spontan pulley rüptürü gibi komplikasyonlar bildirilmiştir.2-5 Cerrahi serbestleştirme steroide refrakter hastalarda ve parmakta fleksiyon deformitesi gelişmiş hastalarda gündeme gelmekte ve bu tedavi çoğu vakada kesin ve kalıcı bir çözüm sağlamaktadır. Tetik parmak sık görülen bir durum olmasına rağmen, cerrahi olarak tetik parmak serbestleştirilmesi sonuçlarının değerlendirildiği geniş vaka serilerini inceleyen sınırlı sayıda yayın bulunmaktadır.6-9 GEREç vE YöNTEM Bu çalışmada Aralık 2009 – Şubat 2014 tarihleri arasında kliniğimizde tetik parmak cerrahi serbes...
Gigantomastia is a rare condition characterized by excessive breast growth and can be physically ... more Gigantomastia is a rare condition characterized by excessive breast growth and can be physically and psychosocially disabling for the patient. Regarding management of gigantomastia, this study evaluates the outcomes of superomedial pedicle with vertical scar or wise pattern skin excision. A total of 425 patients who underwent reduction mammoplasty in our institution were reviewed. Forty eight reduction mammoplasty patients with resection weights greater than 1 kg per breast and treated with superomedial dermoglandular pedicle technique combined with vertical or wise-pattern skin excision were included. The patients were between 19 and 66 years old, with an average of 41 years. Total weight of resection was between 1000 and 2600 g, with an average of 1384 grams for right breast and between 1000 and 3000g, with an average of 1434 grams for left breast. The secondary revisions and wound healing complications were extremely high in vertical scar group compared to wise pattern group (87,...
European Journal of Trauma and Emergency Surgery, 2015
PurposeSelf-cutting injuries have a low mortality rate, but this type of injuries has special cli... more PurposeSelf-cutting injuries have a low mortality rate, but this type of injuries has special clinical significance because they have the potential of leading to devastating disability and repeated suicide attempts. The purpose of this study is to analyze the nature and outcomes of wrist-cutting injuries.Material and methodA retrospective study was designed in order to investigate 41 suicide attempts by wrist cutting attended to Uludag University Faculty of Medicine Emergency Department between June 2008 and December 2014. The patients were analyzed for age, gender, alcohol intake, psychological state, prior suicide attempts, and clinical features such as injury side, injury pattern, and used tool.ResultsIt was seen that the severity of wrist-cutting injury variates between gender and age.ConclusionAlcohol or drug consumption and having a diagnosed psychiatric disorder create a higher risk for extensive wrist lacerations. It was seen that skin only lacerations were most likely to repeat the act and therefore are most in need of psychiatric intervention.Level of evidenceLevel III, retrospective study.
Derinin selim tumorleri klinik pratikte sik gozlenen patolojilerdendir. Yuz bolgesi, selim tumorl... more Derinin selim tumorleri klinik pratikte sik gozlenen patolojilerdendir. Yuz bolgesi, selim tumorlerin yerlesimi acisindan sik gorulen bolge-lerden birisidir. Derinin histolojik yapisini olusturan farkli hucrelerden cok sayida selim tumor olusabilmektedir. Calismamizda 2012-2014 yillari arasinda, poliklinigimize yuzde kitleye bagli kozmetik rahatsizlik sikayetiyle basvuran 56 hastada, tarafimizca mudahale edilen toplam 65 kitle incelenmistir. Calismamiz sonucunda sadece kozmetik sikinti yarattigi dusunulen lezyonlarin %87'sinin malignite ya da zemininde malignite gelistirme potansiyeli olan kistler oldugu goruldu. Epidermal kistlerin yuzde yerlesen subkutan noduller arasinda en sik gozlemle-nen patoloji oldugu saptandi. Alin bolgesi ise yerlesim yeri itibari ile en sik mudahale edilen bolgeydi. Sonuc olarak yuzde varligi selim olarak kabul gormus, sadece kozmetik rahatsizlik nedeniyle doktora basvuru sebebi olan rin %87`sinin malign donusum ya da zemininden malignite gelisme ihti...
Anterolateral uyluk flebinin bolunup, simerik paternde genis doku defektlerinin rekonstruksiyonu ... more Anterolateral uyluk flebinin bolunup, simerik paternde genis doku defektlerinin rekonstruksiyonu son yillarda populerlik kazanmistir. Olgumuzda 55 yasinda kadin hasta alt ekstremitesinde mevcut genis acik yara ile klinigimize basvurdu. Duzgun sinirlari olmayan acik yara icin, defekte uygun Anterolateral uyluk flebi dizayn edilerek bolundu. Iyilesme surecinde hastada herhangi bir problem yasanmadi. Tatmin edici kozmetik ve fonksiyonel sonuc elde edildi.
Dupuytren kontrakturu elin palmar bolgesi ve parmaklarin fleksor yuzlerinde anormal skar dokusu o... more Dupuytren kontrakturu elin palmar bolgesi ve parmaklarin fleksor yuzlerinde anormal skar dokusu olusumu ile karakterize, palmar ve dijital fasyanin benign fibroproliferatif bir hastaligidir. Bu calismada Temmuz 2009- Aralik 2013 yillari arasinda klinigimizde Dupuytren kontrak-turu nedeniyle opere edilen 87 hasta hastane kayitlari ve ameliyat notlari taranarak retrospektif olarak incelendi. Hastalarin 74u erkek (%85); 13u (%15) kadin idi. 12 hasta (%13.8) cift tarafli el tutulumu nedeniyle; 75 hasta (%86.2) tek tarafli el tutulumu nedeniyle ameliyat edildiler. Tek tarafli el tutulumu olanlarin 40 tanesi (%53) sol elinden; 35 tanesi (%47) sag elinden opere edildi. Hastalarin 74u erkek (%85); 13u (%15) kadin idi. (erkek/kadin orani: 5.6/1). Hastalarin en kucugu 25 yasinda; en buyugu 83 yasinda idi. Toplam 87 hastada opere edilen 99 elde tutulan parmaklarin cinsiyete gore sikligi incelendi. Erkeklerde yas ortalamasi 58 yas; kadinlarda 53 yas olarak bulundu. Bu calisma-da klinigimizde op...
Uploads
Papers by ismail aksu