Papers by Yaşar Cihad Öztürk
Türkiye’de 31 Mart’ta gerçekleşecek olan 2024 yerel seçimlerinde birçok il ve ilçede değişimi kuc... more Türkiye’de 31 Mart’ta gerçekleşecek olan 2024 yerel seçimlerinde birçok il ve ilçede değişimi kucaklamaya hazırlanıyor. Ekonomik krizi en derinden hisseden ve 16 milyonluk bir oy bloğuna sahip olan emekliler bu seçimlerde anahtar rolünde, onların tercihleri Türk siyasetinden bir çok kişi emekli edecek mi?
Kanal Istanbul project is a project to open a new canal to carry out transportation activities fr... more Kanal Istanbul project is a project to open a new canal to carry out transportation activities from the Black Sea to the Marmara from the western Istanbul front on the European side of Istanbul. The main focus of this study is on the views of President Recep Tayyip Erdogan, who is a supporter of this project, and the views of Ekrem Imamoglu, the mayor of Istanbul, who is a dissident. The main focus of the study, however, is to discuss what losses and gains Turkey might have in the Montreux Straits Convention.
Yaşar Cihad Öztürk, 2019
Mevcut çalışma, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’ndaki, savaş dışı kalma tutumunu en çok zorlayan zam... more Mevcut çalışma, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’ndaki, savaş dışı kalma tutumunu en çok zorlayan zaman dilimi olan, savaşın başından - 1941 yılına kadar gelişen süreci ve bu yıl içerisindeki faaliyetlerini ele almaktadır. Dünyadaki revizyonist hareketlerin Türkiye’yi kuşatması sonucunda oldukça tehlikeli bir dönem geçiren, Türk dış politikasının Müttefik ve Mihver devletleriyle imzaladığı antlaşmalara giden süreçler bu çalışmada incelenmiştir. Bu süreç 23 Ağustos 1939 Ribbentrop-Molotov saldırmazlık paktı ile başlayıp 22 Haziran 1941 Barbarossa Harekâtıyla sona ermektedir. Özellikle belirtmek gerekirse bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu günde dek, gerçek bir işgale en yakın olduğu devir olarak görülebilir. Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu’nun diplomatik misyonunun, bütün devletlerle iletişimi esas kılan dış politika biçimi, Türkiye’yi istiladan kurtarmış ve sonrasında gelişen süreçte Türkiye’nin Soğuk Savaş’taki eksenini belirlemiştir.
Yönetimsel meşruiyetin sağlanması, iktidar sahibi yöneticiler için vazgeçilmez bir unsurdur. Bir ... more Yönetimsel meşruiyetin sağlanması, iktidar sahibi yöneticiler için vazgeçilmez bir unsurdur. Bir toplumu yönetmenin en önemli kuralı, yönetme yetkisinin sağlam bir temele dayandırılmasıdır. Bu yazıda, hükümdarların meşruiyet kavramları üzerinden yola çıkılarak, bu meşruiyetlerini, nasıl ve ne biçimde yönetimsel konseylerle paylaştıklarını takip edeceğiz. Öncelikle, Osmanlı Devletindeki, Divan-ı Hümayun konseyini ele alacağız daha sonra, bu kurumun misyonu hakkında bir takım açıklamalar ve kavramsallaştırmaları inceleyeceğiz. Bununla birlikte Rus Devletindeki meşruiyet unsurlarına değineceğiz, Rusya’nın, yönetimsel konseylerini anlamlandırmak için bunun gerekli olduğunu düşünmekteyim. Bununla birlikte, I. Petro’nun oluşturmaya muvaffak olduğu Senato adlı kurumu inceleme fırsatı bulacağız.
Mevcut çalışma, Fransa ve Osmanlı devletlerinin, merkezi bir yapıya ulaşabilmek adına, gerçekleşt... more Mevcut çalışma, Fransa ve Osmanlı devletlerinin, merkezi bir yapıya ulaşabilmek adına, gerçekleştirdikleri ''sınırlı bir tarihsel süreç içindeki'' önemli hamlelerini incelemektedir. Araştırmada özellikle, Osmanlı Devletini bir imparatorluk haline getiren II. Mehmed ve Fransa'yı mutlak-merkezi bir devlet haline getiren XIV. Louis'in faaliyetlerini incelenecek ve tartışılacaktır. Bu çalışmanın içinde ayrıca, mutlak otoritelerini sağlamaya çalışan hükümdarların, merkezileşme hamlelerini dayandırdıkları meşruiyet şekilleri de irdelenmiştir. Öte yandan Osmanlı Devletinde çağdaşı Avrupalı devletlere nazaran ''erken'' bir dönemde gözlemlenebilen mutlak-otoriter yapının, Avrupa'da mutlaki rejimlerin sivrildiği dönemde (XVII. yüzyıl) nasıl değişimler geçirdiği de ele alınacaktır.
İran Mektuplarını, Montesquieu’nun kurguladığı bağlamda, İran’dan yola çıkarak dünyanın farklı co... more İran Mektuplarını, Montesquieu’nun kurguladığı bağlamda, İran’dan yola çıkarak dünyanın farklı coğrafyalarına dağılan ve oradaki durumla alakalı önemli bilgiler aktaran(özellikle sosyal ve siyasi hayat bağlamında) karakterlerin mektuplarını sistematik bir biçimde ele alacağız. İran Mektupları incelenirken referans alınacak kitaplar özellikle, Augustinus’un ‘’İtiraflar’’ ve Carlo Ginzburg’un ‘’Tahta Gözler’’ adlı eserleri olacaktır. Bu iki eserin içinde bulunan zaman ve mekâna algılamalarını, örnek olarak seçilmiş mektupların içinde arayacağız...
Kahve, her toplumda farklı anlamlar ifade etse de genel olarak, tüketildiği bölgelerde yeni bir ... more Kahve, her toplumda farklı anlamlar ifade etse de genel olarak, tüketildiği bölgelerde yeni bir mekân olgusu yaratmayı başarmıştır. Kahvenin özellikle, Osmanlı toplumsal hayatına etkisi, oldukça dönüştürücü ve yenilikçi bir sosyalleşmeye neden olmuştur. Kahvehanelerin böylesi yaygın bir sosyalleşmeye neden olması, iktidar sahipleri tarafından olumsuz değerlendirilmiş ve ortaya çıkan bu duruma, gerek dinen, gerek toplumsal huzur açısından yasaklamalar uygulamıştır. Ancak zamanla yöneticiler, kahvenin yarattığı ticari faydadan vazgeçemediler. Aynı zamanda toplumun hemen her kesiminin, bu içeceğin yasaklanmasına karşı muhalefet geliştirmesinin yarattığı etkinin, bir sonucu olarak yasaklamalar uygulanabilir olmamıştır. Kamusal mekân olarak kahvehaneler, sürekli olarak çeşitlenmiş ve farklılaşmıştır. Diyebiliriz ki; Türk toplumu için kahvenin ve kahvehanelerin yarattığı etki azımsanmayacak derecede büyük olmuştur, öyle ki günün en temel öğününün ‘’kahve-altı’’ olarak nitelendirilmesi bu cazip içeceğe verilen kıymetin başka bir göstergesi olsa gerek...
Thesis Chapters by Yaşar Cihad Öztürk
The present dissertation was written to explain the conquest of the city of Belgrade by the Ottom... more The present dissertation was written to explain the conquest of the city of Belgrade by the Ottoman Empire in the events of Istanbul in 1453, 1456 and Belgrade in 1521. In particular, the answer to the question of why the success achieved in Istanbul in 1453 could not be implemented in Belgrade will be sought. In 1456, Sultan II. After the failed Siege of Belgrade carried out by Mehmed, Ottoman-Serbia-Hungary relations will be examined. However, as a result of the Ottoman rule in the Balkans, it will be examined under what conditions he was able to conquer Belgrade, which he besieged for the third time in 1521. In this way, the inaccuracy of examining the sieges of the Ottoman Empire in the mentioned dates with only military dimensions will be debated.
Uploads
Papers by Yaşar Cihad Öztürk
Thesis Chapters by Yaşar Cihad Öztürk