Amaç: Gelişmekte olan ülkelerde genital enfeksiyon, kadınların çoğunun yaşamları boyunca en az bi... more Amaç: Gelişmekte olan ülkelerde genital enfeksiyon, kadınların çoğunun yaşamları boyunca en az bir kez karşılaştığı önemli bir halk sağlığı sorunudur. Genital enfeksiyonlardan korunmak için genital hijyenin sağlanması en önemli basamaklardan biridir. Genital hijyene dikkat edilmediğinde, genital enfeksiyon riski artmakta, enfeksiyonun tedavi edilmediği durumda ise biyopsikososyal sorunlar oluşabilmektedir. Bu çalışmanın amacı 18-49 yaş arası cinsel aktif kadınlarda genital hijyen davranışları ile genital enfeksiyon arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu araştırma vaka kontrol araştırması olarak planlanmıştır. Vaka grubunun evrenini vajinal enfeksiyonu olan, kontrol grubunun evrenini vajinal enfeksiyonu olmayan 18-49 yaş arası cinsel aktif kadınlar oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, sosyodemografik kısım ve Genital Hijyen Davranışları Envanteri (GHDE)’den oluşan bir anket formu kullanılmıştır. Veriler yüz yüze anket yöntemiyle Ağustos-Kasım 2022 tarihleri arası...
Aim: If we consider that online education will maintain its importance after the pandemic; determ... more Aim: If we consider that online education will maintain its importance after the pandemic; determining the perceived advantages and disadvantages of online education will contribute to improving the online education opportunities of medical faculties. In our study, it is aimed to investigate the characteristics of online education experiences of medical students. Methods: The study group was composed of students who were educated in first – third classes at Pamukkale University Faculty of Medicine (total 747 students). A questionnaire created by the researchers was used in data collection. Results: Two-hundred-thirty-two people were included in the research. The most liked aspects of online education were that there was no transportation problem with 83.2% (n=193) and flexibility with 57.3% (n=133). The most common barriers to online education were internet connection problems with 77.6% (n=180) and distractions from family, pets and home environment with 60.8% (n=141). 11.6% of the...
Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care
Amaç: Mevsimsel grip özellikle risk gruplarında sağlık üzerine doğrudan etkisinin yanı sıra, sosy... more Amaç: Mevsimsel grip özellikle risk gruplarında sağlık üzerine doğrudan etkisinin yanı sıra, sosyal ve ekonomik açılardan da önemli kayıplara neden olan bir enfeksiyon hastalığıdır. Gribe bağlı 2. ve 3. trimesterde ciddi komplikasyonlar, sekonder pnömoni, ölü doğum, akut solunum yetmezliği riski ve erken doğum görülebilmektedir. Grip aşısının, gebelik sırasında son derece etkili ve güvenli olduğu bilinmektedir. Bu çalışmadaki amacımız, Pamukkale Üniversitesi kadın hastalıkları ve doğum polikliniğinde takip edilen gebelerin, grip aşısının etkinliği ve güvenilirliği hakkında bilgi düzeylerini değerlendirmektir. Yöntem: Araştırmamız, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğe 2017 Haziran-Ağustos aylarında başvuran gebelerde yapılmıştır. Araştırma, tanımlayıcı bir çalışmadır. Çoğul gebelik olanlar, Türkçe bilmeyenler, çalışmaya katılmak istemeyenler çalışmaya dahil edilmemiştir. Bulgular: Çalışmamıza katılan 205 kişinin yaş ortalaması 28,8 + ...
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 2021
Amaç: Çalışmada, aile hekimliği polikliniğine başvuran hastaların sağlık okuryazarlığı seviyeleri... more Amaç: Çalışmada, aile hekimliği polikliniğine başvuran hastaların sağlık okuryazarlığı seviyelerini ve etkileyen durumları değerlendirmek planlanmıştır.Yöntem: Bu tanımlayıcı-kesitsel çalışma Mart-Haziran 2020 arasında gerçekleştirildi. Çalışma grubunu, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi aile hekimliği polikliniğine başvuran 18 yaş üstü, okuryazar, iletişim kurulabilen ve çalışmaya katılmaya onay veren kişiler oluşturmaktadır. Anket formu 15 soruluk demografik özellikler ile sağlık okuryazarlığını değerlendirmek için Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği-32’den oluşmaktadır.Bulgular: Çalışmaya katılan 211 kişinin %55,5’i (n=117) kadın ve yaş ortalamaları 31,9±10,4 idi. Katılımcıların %17,1’i (n=36) yetersiz, %28,9’u (n=61) ise sorunlu-sınırlı sağlık okuryazarlığına sahipti. Yetersiz sağlık okuryazarlık düzeyi lise altı eğitimi olanlarda, evlilerde, fazla kilolu ve obezlerde anlamlı olarak daha yüksek saptandı (sırasıyla p=0,003; p=0,011; p=0,042). Sağlık okuryazarlık ortalama puanı ...
The European Journal of Contraception & Reproductive Health Care, 2021
Abstract Objectives This study aimed to investigate fertility behaviours and contraceptive use am... more Abstract Objectives This study aimed to investigate fertility behaviours and contraceptive use among Syrian migrant women in western Turkey. Methods An epidemiological, single-centre, cross-sectional, descriptive study was conducted. The survey collected data on sociodemographic characteristics and types of marriage, use of contraceptive methods and fertility behaviours among 223 Syrian migrant women. Results The women’s mean (± standard deviation) age range was 29.6 ± 9.1 (range 18–49) years; 29.6% had no formal marriage status; 61.0% had had an arranged marriage. The mean age at first pregnancy was 19.5 ± 3.4 (13–39) years; 26.4% had become pregnant before the age of 18. In total, 94.2% of participants had knowledge of contraceptive methods. However, 47.5% did not use contraception and the main reason for this was to become pregnant again. Intrauterine devices and oral contraceptive pills were known as contraceptive methods by 67.7% and 72.2% of women, but used by only 16.1% and 8.5%, respectively. Withdrawal (22.0%) was the most used contraceptive method. There was a risk of unwanted pregnancy in 13.0% of participants. Arranged marriage and low educational level were determined to be risk factors for adolescent pregnancy. Conclusion Although Syrian migrant women were aware of contraceptive methods, the rate of method use was low.
INTRODUCTION: Improving the current medical health care system is achieved by increasing the qual... more INTRODUCTION: Improving the current medical health care system is achieved by increasing the quality on research and this is managed by encouraging residents to develop interest in research beginning from the first years of the medical school. It is important to understand the attitudes of students and address their negative opinions for research, and to evaluate their anxiety. In this study, we aimed to assess the levels of anxiety related to scientific research and the factors that may be related to these factors among the residents working in a university hospital. METHODS: This descriptive study covered all medical faculty residents working at a medical school between October and December 2019. The sociodemographic characteristics of all participants were questioned and all medical faculty residents completed an anxiety scale that assessment the level of anxiety for research RESULTS: A total of 310 medical faculty residents were included in the study. The mean age of the partici...
Aim: The aim of this study was to evaluate the knowledge level of Human Papilloma Virus infection... more Aim: The aim of this study was to evaluate the knowledge level of Human Papilloma Virus infection and Human Papilloma Virus vaccine among medical students. Methods: This descriptive study was conducted among Pamukkale University Medical Faculty students between May and June 2019. The universe of our study consisted of 1129 students in the 1-5th grades. A questionnaire with 17 questions consisting of questions determining the level of knowledge about Human Papilloma Virus infection and vaccine developed by scanning the literature and socio-demographic data was applied to the students. Results: Of the 780 medical students who participated in the study, 91% knew Human Papilloma Virus and 85.6% knew about the Human Papilloma Virus vaccine. Knowing the Human Papilloma Virus vaccination of female students, getting vaccinated if possible, recommending them to their relatives and thinking that they should be included in the national vaccination schedule were significantly higher than male s...
Objective: Acute respiratory disease called COVID-19 caused by SARS- CoV-2 caused a pandemic affe... more Objective: Acute respiratory disease called COVID-19 caused by SARS- CoV-2 caused a pandemic affecting the whole world Our aim in this study is to evaluate the cleaning behaviors and social behaviors, anxiety and stress situations of university students caused by COVID-19 pandemic Methods: At the beginning of Covid-19 pandemic;university students were asked questions about their socio- demographic characteristics, their cleaning and social habits, and their level of stress about being infected for themselves and their family members and also a questionnaire was applied which includes a generalized anxiety disorder scale to measure anxiety levels and Impact of Events Scale (IES) to assessing traumatic stress symptoms Results: It was observed that hand washing behavior increased in 62 4% of 463 participants The mean of the students' generalized anxiety score was determined as 3 86 +/- 4 86 and 17 5% (n = 81) of all students had high anxiety The mean scores of the impact of event s...
Öz Amaç: Bu çalışmada Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği'ne başvuran 50-7... more Öz Amaç: Bu çalışmada Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği'ne başvuran 50-70 yaş arası kişilerin kolorektal kanser (KRK) belirti ve risk faktörlerine yönelik bilgilerini ve kolorektal kanser tarama testlerine yönelik bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amaçlanmaktadır. Gereç ve yöntem: Tanımlayıcı kesitsel tipte çalışma Ocak-Şubat 2021 tarihleri arasında genel cerrahi polikliniğine başvuran 50-70 yaş arası kişilerde yapıldı. Çalışmaya gönüllü katılan hastalara literatür taraması sonucunda oluşturulan kolorektal kanser tarama testleri, yapılma yerleri, yaptırma durumları, belirti ve risk faktörlerine yönelik sorulardan oluşan 38 maddelik anket formu yüz yüze görüşme tekniğiyle uygulandı. İstatistiksel olarak elde edilen veriler SPSS 21 programı kullanılarak analiz edildi. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler kullanıldı. Gruplar arasındaki ilişki ki-kare testi ile analiz edildi. İstatistiksel anlamlılık değeri p<0,05 olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya 104 kişi dâhil edildi ve bunların yaş ortalaması 56,65±6,42 ve %70,2'si (n=71) kadındı. Katılımcılar tarafından KRK için en sık bilinen belirtiler %29,8 (n=31) ile rektal kanama, %26,9 (n=28) ile kabızlık iken, en sık bilinen risk faktörleri %36,5 (n=38) ailede kanser öyküsü ve %21,2 (n=22) ileri yaş olarak saptandı. Ayrıca katılımcıların sadece %38,5'i (n=40) kolonoskopiyi, %27,9'u (n=29) GGK testini biliyordu. Yine katılımcıların sadece %19,2'sinin (n=20) GGK testini, %8,7'sinin (n=9) kolonoskopi yaptırdığı tespit edildi. GGK testini yaptırmayanların ise %38,5'nin (n=40) GGK testi ilgili bilgisi olmadığı ve %15,4'ü (n=16) hekim tarafından önerilmediği için yaptırmadığını bulundu. Sonuç: Bu çalışma, araştırmaya katılan kişilerde KRK ve KRK tarama yöntemleri hakkında bilgi düzeyinin ve yaptırma oranının yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu konudaki farkındalığı artırmak için çeşitli stratejilerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Amaç: Diyabetes mellitus (DM) dünyada ve ülkemizde giderek artmakta olan morbidite ve mortalitesi... more Amaç: Diyabetes mellitus (DM) dünyada ve ülkemizde giderek artmakta olan morbidite ve mortalitesi yüksek kronik bir hastalıktır. Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıklar ve uyku bozukluğu da bu hastalıkla birlikte sık görülmektedir. Bu çalışmada Tip 2 DM'li hastalarda uyku kalitesi ile anksiyete ve depresyon durumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma İlçe Devlet Hastanesi dahiliye polikliniğinde takipli tip 2 DM tanılı hastalara uygulanan uyku kalitesi ve ruhsal durum ölçeklerinin sonuçlarının ve hastaların sosyo-demografik verilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi ile yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil olan 49 kişiden 25'i erkek, 24'ü kadındı. Katılımcıların yaş ortalaması 62±9,9 idi. PUKİ puanları değerlendirildiğinde hastaların %59,2'sinde uyku kalitesi kötüydü. PUKİ puanları, sosyodemografik özellikler ile karşılaştırıldığında kadınların erkeklere göre uyku kalitesi daha kötüydü ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,027). Ancak yaş, medeni durum ve eğitim açısından istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. Katılımcıların HAD ölçeğine göre, anksiyete düzeyi %22,4 kişide, depresyon düzeyi %26,5 kişide eşik üstü değerde bulundu. HAD ölçeği açısından kadınların erkeklere göre anksiyete eşik üstü değeri anlamlı derecede yüksekti (p=0,013). Sonuç: Sonuç olarak, uykunun hem beden hem de ruh sağlığını etkileyen bir kavram olduğu göz önünde alındığında, diyabet gibi kronik hastalıklarda medikal tedavilerin yanı sıra uyku kalitesi ve ruhsal durumların da detaylı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Background: The aim of this study was to compare the risk for mental health disorders between smo... more Background: The aim of this study was to compare the risk for mental health disorders between smokers and non-smokers and to assess the risk for depression and anxiety according to addiction severity. Methods: This cross-sectional study assesses the mental health status and relationship with the severity of nicotine addiction in a sample of smokers admitted to Pamukkale University Hospital Smoking Cessation Clinic (n = 101) from 1 June 2012 to 31 August 2012 compared to a group of non-smokers from the general population (n = 101). We conducted semi-structured face-to-face interviews to collect sociodemographic data; we assessed the participants' mental health status with the General Health Questionnaire-12 (GHQ-12) and the Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), and we measured nicotine addiction severity with the Fagerström Test. Results: The risk for mental illness reported by smokers based on the GHQ-12 was significantly higher than that for non-smokers (p = 0.001). The anxiety and depression scores according to HADS were higher among smokers (16.8% and 22.8%, respectively) than non-smokers (4.0% and 5.0%, respectively) (p = 0.006 and p = 0.001, respectively). The nicotine addiction severity was higher in smokers with higher anxiety and depression scores (p = 0.008). Conclusions: We found high scores for mental illness in treatment-seeking smokers compared with non-smokers. The risk for anxiety and depression was higher among smokers. Increased nicotine addiction severity was associated with increased risk for mental illness and increased scores of anxiety and depression.
International Journal of Health Services Research and Policy, 2020
Burnout syndrome is an important problem among health professionals. The aim of the study is to e... more Burnout syndrome is an important problem among health professionals. The aim of the study is to evaluate the relationship between the burnout status and communication skills in primary care staff. The study was conducted in the descriptive type between April and June 2019. The population of the study comprised of family physicians and family health professionals working in primary care unit. The participants were administered the Maslach Burnout Inventory, certain questions concerning sociodemographic characteristics, and the communication skills evaluation scale. In total, 383 individuals working in the primary care unit participated in the study. The mean age was 43 ± 8.1 and among them, 64.8% were women. The scores of the emotional exhaustion and depersonalization of family physicians were significantly higher compared to family health workers. While the depersonalization score of women was significantly lower than men, the sense of personal accomplishment score was higher than men. As the number of daily clinic visits of the family physicians increased, the rate of their emotional exhaustion and depersonalization increased. While the communication skills decreased as the emotional exhaustion and depersonalization increased, the communication skills level increased as the sense of personal accomplishment increased. Women, family health workers, the widowed/the divorced women, and age group were determined to have better communication skills. A significant relation was determined between burnout subscales and increased number of daily average clinic visits of physicians, gender and occupational groups. There was a significant relationship between communication skill levels and burnout subscales concerning occupational groups, gender, marital status and age groups.
Introduction: It has been noted that post-traumatic stress disorder symptoms could be common in p... more Introduction: It has been noted that post-traumatic stress disorder symptoms could be common in physicians who have experienced a traumatic event. The aim of this study was to determine the prevalence of post-traumatic stress disorder and contributing risk factors among resident doctors working in a tertiary care hospital during the COVID-19 pandemic. Methodology: A cross-sectional study was conducted via an online survey from May to July 2020. Sociodemographic characteristics, exposure to the coronavirus, application of personal hygiene rules, presence and use of personal protective equipment, anxiety and prevalence of posttraumatic stress disorder were investigated. Results: In total, 17.8% (n = 40) of 225 resident doctors who participated in the study had post-traumatic stress disorder. Working at a department serving to COVID-19 patients increased the risk of post-traumatic stress disorder by 2.9 times (OR = 2.936, p = 0.003) while contacting positive patients increased this ris...
Amaç: Gelişmekte olan ülkelerde genital enfeksiyon, kadınların çoğunun yaşamları boyunca en az bi... more Amaç: Gelişmekte olan ülkelerde genital enfeksiyon, kadınların çoğunun yaşamları boyunca en az bir kez karşılaştığı önemli bir halk sağlığı sorunudur. Genital enfeksiyonlardan korunmak için genital hijyenin sağlanması en önemli basamaklardan biridir. Genital hijyene dikkat edilmediğinde, genital enfeksiyon riski artmakta, enfeksiyonun tedavi edilmediği durumda ise biyopsikososyal sorunlar oluşabilmektedir. Bu çalışmanın amacı 18-49 yaş arası cinsel aktif kadınlarda genital hijyen davranışları ile genital enfeksiyon arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu araştırma vaka kontrol araştırması olarak planlanmıştır. Vaka grubunun evrenini vajinal enfeksiyonu olan, kontrol grubunun evrenini vajinal enfeksiyonu olmayan 18-49 yaş arası cinsel aktif kadınlar oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, sosyodemografik kısım ve Genital Hijyen Davranışları Envanteri (GHDE)’den oluşan bir anket formu kullanılmıştır. Veriler yüz yüze anket yöntemiyle Ağustos-Kasım 2022 tarihleri arası...
Aim: If we consider that online education will maintain its importance after the pandemic; determ... more Aim: If we consider that online education will maintain its importance after the pandemic; determining the perceived advantages and disadvantages of online education will contribute to improving the online education opportunities of medical faculties. In our study, it is aimed to investigate the characteristics of online education experiences of medical students. Methods: The study group was composed of students who were educated in first – third classes at Pamukkale University Faculty of Medicine (total 747 students). A questionnaire created by the researchers was used in data collection. Results: Two-hundred-thirty-two people were included in the research. The most liked aspects of online education were that there was no transportation problem with 83.2% (n=193) and flexibility with 57.3% (n=133). The most common barriers to online education were internet connection problems with 77.6% (n=180) and distractions from family, pets and home environment with 60.8% (n=141). 11.6% of the...
Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care
Amaç: Mevsimsel grip özellikle risk gruplarında sağlık üzerine doğrudan etkisinin yanı sıra, sosy... more Amaç: Mevsimsel grip özellikle risk gruplarında sağlık üzerine doğrudan etkisinin yanı sıra, sosyal ve ekonomik açılardan da önemli kayıplara neden olan bir enfeksiyon hastalığıdır. Gribe bağlı 2. ve 3. trimesterde ciddi komplikasyonlar, sekonder pnömoni, ölü doğum, akut solunum yetmezliği riski ve erken doğum görülebilmektedir. Grip aşısının, gebelik sırasında son derece etkili ve güvenli olduğu bilinmektedir. Bu çalışmadaki amacımız, Pamukkale Üniversitesi kadın hastalıkları ve doğum polikliniğinde takip edilen gebelerin, grip aşısının etkinliği ve güvenilirliği hakkında bilgi düzeylerini değerlendirmektir. Yöntem: Araştırmamız, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğe 2017 Haziran-Ağustos aylarında başvuran gebelerde yapılmıştır. Araştırma, tanımlayıcı bir çalışmadır. Çoğul gebelik olanlar, Türkçe bilmeyenler, çalışmaya katılmak istemeyenler çalışmaya dahil edilmemiştir. Bulgular: Çalışmamıza katılan 205 kişinin yaş ortalaması 28,8 + ...
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 2021
Amaç: Çalışmada, aile hekimliği polikliniğine başvuran hastaların sağlık okuryazarlığı seviyeleri... more Amaç: Çalışmada, aile hekimliği polikliniğine başvuran hastaların sağlık okuryazarlığı seviyelerini ve etkileyen durumları değerlendirmek planlanmıştır.Yöntem: Bu tanımlayıcı-kesitsel çalışma Mart-Haziran 2020 arasında gerçekleştirildi. Çalışma grubunu, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi aile hekimliği polikliniğine başvuran 18 yaş üstü, okuryazar, iletişim kurulabilen ve çalışmaya katılmaya onay veren kişiler oluşturmaktadır. Anket formu 15 soruluk demografik özellikler ile sağlık okuryazarlığını değerlendirmek için Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği-32’den oluşmaktadır.Bulgular: Çalışmaya katılan 211 kişinin %55,5’i (n=117) kadın ve yaş ortalamaları 31,9±10,4 idi. Katılımcıların %17,1’i (n=36) yetersiz, %28,9’u (n=61) ise sorunlu-sınırlı sağlık okuryazarlığına sahipti. Yetersiz sağlık okuryazarlık düzeyi lise altı eğitimi olanlarda, evlilerde, fazla kilolu ve obezlerde anlamlı olarak daha yüksek saptandı (sırasıyla p=0,003; p=0,011; p=0,042). Sağlık okuryazarlık ortalama puanı ...
The European Journal of Contraception & Reproductive Health Care, 2021
Abstract Objectives This study aimed to investigate fertility behaviours and contraceptive use am... more Abstract Objectives This study aimed to investigate fertility behaviours and contraceptive use among Syrian migrant women in western Turkey. Methods An epidemiological, single-centre, cross-sectional, descriptive study was conducted. The survey collected data on sociodemographic characteristics and types of marriage, use of contraceptive methods and fertility behaviours among 223 Syrian migrant women. Results The women’s mean (± standard deviation) age range was 29.6 ± 9.1 (range 18–49) years; 29.6% had no formal marriage status; 61.0% had had an arranged marriage. The mean age at first pregnancy was 19.5 ± 3.4 (13–39) years; 26.4% had become pregnant before the age of 18. In total, 94.2% of participants had knowledge of contraceptive methods. However, 47.5% did not use contraception and the main reason for this was to become pregnant again. Intrauterine devices and oral contraceptive pills were known as contraceptive methods by 67.7% and 72.2% of women, but used by only 16.1% and 8.5%, respectively. Withdrawal (22.0%) was the most used contraceptive method. There was a risk of unwanted pregnancy in 13.0% of participants. Arranged marriage and low educational level were determined to be risk factors for adolescent pregnancy. Conclusion Although Syrian migrant women were aware of contraceptive methods, the rate of method use was low.
INTRODUCTION: Improving the current medical health care system is achieved by increasing the qual... more INTRODUCTION: Improving the current medical health care system is achieved by increasing the quality on research and this is managed by encouraging residents to develop interest in research beginning from the first years of the medical school. It is important to understand the attitudes of students and address their negative opinions for research, and to evaluate their anxiety. In this study, we aimed to assess the levels of anxiety related to scientific research and the factors that may be related to these factors among the residents working in a university hospital. METHODS: This descriptive study covered all medical faculty residents working at a medical school between October and December 2019. The sociodemographic characteristics of all participants were questioned and all medical faculty residents completed an anxiety scale that assessment the level of anxiety for research RESULTS: A total of 310 medical faculty residents were included in the study. The mean age of the partici...
Aim: The aim of this study was to evaluate the knowledge level of Human Papilloma Virus infection... more Aim: The aim of this study was to evaluate the knowledge level of Human Papilloma Virus infection and Human Papilloma Virus vaccine among medical students. Methods: This descriptive study was conducted among Pamukkale University Medical Faculty students between May and June 2019. The universe of our study consisted of 1129 students in the 1-5th grades. A questionnaire with 17 questions consisting of questions determining the level of knowledge about Human Papilloma Virus infection and vaccine developed by scanning the literature and socio-demographic data was applied to the students. Results: Of the 780 medical students who participated in the study, 91% knew Human Papilloma Virus and 85.6% knew about the Human Papilloma Virus vaccine. Knowing the Human Papilloma Virus vaccination of female students, getting vaccinated if possible, recommending them to their relatives and thinking that they should be included in the national vaccination schedule were significantly higher than male s...
Objective: Acute respiratory disease called COVID-19 caused by SARS- CoV-2 caused a pandemic affe... more Objective: Acute respiratory disease called COVID-19 caused by SARS- CoV-2 caused a pandemic affecting the whole world Our aim in this study is to evaluate the cleaning behaviors and social behaviors, anxiety and stress situations of university students caused by COVID-19 pandemic Methods: At the beginning of Covid-19 pandemic;university students were asked questions about their socio- demographic characteristics, their cleaning and social habits, and their level of stress about being infected for themselves and their family members and also a questionnaire was applied which includes a generalized anxiety disorder scale to measure anxiety levels and Impact of Events Scale (IES) to assessing traumatic stress symptoms Results: It was observed that hand washing behavior increased in 62 4% of 463 participants The mean of the students' generalized anxiety score was determined as 3 86 +/- 4 86 and 17 5% (n = 81) of all students had high anxiety The mean scores of the impact of event s...
Öz Amaç: Bu çalışmada Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği'ne başvuran 50-7... more Öz Amaç: Bu çalışmada Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği'ne başvuran 50-70 yaş arası kişilerin kolorektal kanser (KRK) belirti ve risk faktörlerine yönelik bilgilerini ve kolorektal kanser tarama testlerine yönelik bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amaçlanmaktadır. Gereç ve yöntem: Tanımlayıcı kesitsel tipte çalışma Ocak-Şubat 2021 tarihleri arasında genel cerrahi polikliniğine başvuran 50-70 yaş arası kişilerde yapıldı. Çalışmaya gönüllü katılan hastalara literatür taraması sonucunda oluşturulan kolorektal kanser tarama testleri, yapılma yerleri, yaptırma durumları, belirti ve risk faktörlerine yönelik sorulardan oluşan 38 maddelik anket formu yüz yüze görüşme tekniğiyle uygulandı. İstatistiksel olarak elde edilen veriler SPSS 21 programı kullanılarak analiz edildi. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler kullanıldı. Gruplar arasındaki ilişki ki-kare testi ile analiz edildi. İstatistiksel anlamlılık değeri p<0,05 olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya 104 kişi dâhil edildi ve bunların yaş ortalaması 56,65±6,42 ve %70,2'si (n=71) kadındı. Katılımcılar tarafından KRK için en sık bilinen belirtiler %29,8 (n=31) ile rektal kanama, %26,9 (n=28) ile kabızlık iken, en sık bilinen risk faktörleri %36,5 (n=38) ailede kanser öyküsü ve %21,2 (n=22) ileri yaş olarak saptandı. Ayrıca katılımcıların sadece %38,5'i (n=40) kolonoskopiyi, %27,9'u (n=29) GGK testini biliyordu. Yine katılımcıların sadece %19,2'sinin (n=20) GGK testini, %8,7'sinin (n=9) kolonoskopi yaptırdığı tespit edildi. GGK testini yaptırmayanların ise %38,5'nin (n=40) GGK testi ilgili bilgisi olmadığı ve %15,4'ü (n=16) hekim tarafından önerilmediği için yaptırmadığını bulundu. Sonuç: Bu çalışma, araştırmaya katılan kişilerde KRK ve KRK tarama yöntemleri hakkında bilgi düzeyinin ve yaptırma oranının yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu konudaki farkındalığı artırmak için çeşitli stratejilerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Amaç: Diyabetes mellitus (DM) dünyada ve ülkemizde giderek artmakta olan morbidite ve mortalitesi... more Amaç: Diyabetes mellitus (DM) dünyada ve ülkemizde giderek artmakta olan morbidite ve mortalitesi yüksek kronik bir hastalıktır. Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıklar ve uyku bozukluğu da bu hastalıkla birlikte sık görülmektedir. Bu çalışmada Tip 2 DM'li hastalarda uyku kalitesi ile anksiyete ve depresyon durumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma İlçe Devlet Hastanesi dahiliye polikliniğinde takipli tip 2 DM tanılı hastalara uygulanan uyku kalitesi ve ruhsal durum ölçeklerinin sonuçlarının ve hastaların sosyo-demografik verilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi ile yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil olan 49 kişiden 25'i erkek, 24'ü kadındı. Katılımcıların yaş ortalaması 62±9,9 idi. PUKİ puanları değerlendirildiğinde hastaların %59,2'sinde uyku kalitesi kötüydü. PUKİ puanları, sosyodemografik özellikler ile karşılaştırıldığında kadınların erkeklere göre uyku kalitesi daha kötüydü ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,027). Ancak yaş, medeni durum ve eğitim açısından istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. Katılımcıların HAD ölçeğine göre, anksiyete düzeyi %22,4 kişide, depresyon düzeyi %26,5 kişide eşik üstü değerde bulundu. HAD ölçeği açısından kadınların erkeklere göre anksiyete eşik üstü değeri anlamlı derecede yüksekti (p=0,013). Sonuç: Sonuç olarak, uykunun hem beden hem de ruh sağlığını etkileyen bir kavram olduğu göz önünde alındığında, diyabet gibi kronik hastalıklarda medikal tedavilerin yanı sıra uyku kalitesi ve ruhsal durumların da detaylı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Background: The aim of this study was to compare the risk for mental health disorders between smo... more Background: The aim of this study was to compare the risk for mental health disorders between smokers and non-smokers and to assess the risk for depression and anxiety according to addiction severity. Methods: This cross-sectional study assesses the mental health status and relationship with the severity of nicotine addiction in a sample of smokers admitted to Pamukkale University Hospital Smoking Cessation Clinic (n = 101) from 1 June 2012 to 31 August 2012 compared to a group of non-smokers from the general population (n = 101). We conducted semi-structured face-to-face interviews to collect sociodemographic data; we assessed the participants' mental health status with the General Health Questionnaire-12 (GHQ-12) and the Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), and we measured nicotine addiction severity with the Fagerström Test. Results: The risk for mental illness reported by smokers based on the GHQ-12 was significantly higher than that for non-smokers (p = 0.001). The anxiety and depression scores according to HADS were higher among smokers (16.8% and 22.8%, respectively) than non-smokers (4.0% and 5.0%, respectively) (p = 0.006 and p = 0.001, respectively). The nicotine addiction severity was higher in smokers with higher anxiety and depression scores (p = 0.008). Conclusions: We found high scores for mental illness in treatment-seeking smokers compared with non-smokers. The risk for anxiety and depression was higher among smokers. Increased nicotine addiction severity was associated with increased risk for mental illness and increased scores of anxiety and depression.
International Journal of Health Services Research and Policy, 2020
Burnout syndrome is an important problem among health professionals. The aim of the study is to e... more Burnout syndrome is an important problem among health professionals. The aim of the study is to evaluate the relationship between the burnout status and communication skills in primary care staff. The study was conducted in the descriptive type between April and June 2019. The population of the study comprised of family physicians and family health professionals working in primary care unit. The participants were administered the Maslach Burnout Inventory, certain questions concerning sociodemographic characteristics, and the communication skills evaluation scale. In total, 383 individuals working in the primary care unit participated in the study. The mean age was 43 ± 8.1 and among them, 64.8% were women. The scores of the emotional exhaustion and depersonalization of family physicians were significantly higher compared to family health workers. While the depersonalization score of women was significantly lower than men, the sense of personal accomplishment score was higher than men. As the number of daily clinic visits of the family physicians increased, the rate of their emotional exhaustion and depersonalization increased. While the communication skills decreased as the emotional exhaustion and depersonalization increased, the communication skills level increased as the sense of personal accomplishment increased. Women, family health workers, the widowed/the divorced women, and age group were determined to have better communication skills. A significant relation was determined between burnout subscales and increased number of daily average clinic visits of physicians, gender and occupational groups. There was a significant relationship between communication skill levels and burnout subscales concerning occupational groups, gender, marital status and age groups.
Introduction: It has been noted that post-traumatic stress disorder symptoms could be common in p... more Introduction: It has been noted that post-traumatic stress disorder symptoms could be common in physicians who have experienced a traumatic event. The aim of this study was to determine the prevalence of post-traumatic stress disorder and contributing risk factors among resident doctors working in a tertiary care hospital during the COVID-19 pandemic. Methodology: A cross-sectional study was conducted via an online survey from May to July 2020. Sociodemographic characteristics, exposure to the coronavirus, application of personal hygiene rules, presence and use of personal protective equipment, anxiety and prevalence of posttraumatic stress disorder were investigated. Results: In total, 17.8% (n = 40) of 225 resident doctors who participated in the study had post-traumatic stress disorder. Working at a department serving to COVID-19 patients increased the risk of post-traumatic stress disorder by 2.9 times (OR = 2.936, p = 0.003) while contacting positive patients increased this ris...
Uploads
Papers by Nilufer Emre