Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da f... more Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.
One of the most traumatic events that the Ottoman Empire experienced during World War I was undou... more One of the most traumatic events that the Ottoman Empire experienced during World War I was undoubtedly the rebellion launched by Sharif Husseini. During this period when the Ottoman Empire was struggling for its survival, some elements led by Sharif rebelled against the state in cooperation with Britain, leading to the perception of "Arab Betrayal" in Türkiye and a trauma that deeply affected the mental and physical integrity. The fact that the elites who founded the Republic effectively used this trauma to shape the future of the country and to consolidate the secular and pro-Western ideology of the new regime also contributed to the consolidation of "stereotypes" against Arabs. In the 2000s, when the importance of the Middle East in Türkiye's foreign and security policy began to increase, Turkish-Arab relations came back to the agenda. Although the level of relations between Arab countries and Türkiye has improved significantly in recent times, bilateral relations remain at the level of "leader-to-leader relations", which are characterized by the personalities of leaders rather than institutional relations between societies and states. The failure of relations to deepen to the level of inter-community and interstate relations is largely due to the trauma caused by the Sharif Hussein rebellion and the fact that the Republican elites used this trauma to construct the future of the country.
İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı artan baskı, dışarıda ise komşu Arap de... more İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı artan baskı, dışarıda ise komşu Arap devletlerine karşı yoğunlaşan saldırgan bir politikaya yönelmiştir. İsrail iç ve dış politikasında yaşanan bu değişim önemli ölçüde 2000 sonrası dönemde Orta Doğu güvenlik mimarisinin yaşadığı köklü dönüşümün bir sonucudur. 2003 yılındaki ABD işgali ile başlayıp 2010 yılındaki Arap Baharı ile devam eden süreç Irak, Mısır ve Suriye gibi bölgesel aktörlerin zayıflayarak bölgesel siyasetteki ağırlıklarını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Arap Baharı sürecinde Filistin meselesine kitlesel destek ve kamuoyu ilgisi uyandıran Reformcu İslamcılık düşüncesinin zayıflaması da Arap kamuoyu nezdinde Filistin meselesine olan ilgide bir azalma ortaya çıkarmıştır. Irak, Suriye ve Mısır gibi güçlü bölgesel aktörlerin zayıfladığı, Reformcu İslamcılık düşüncesinin itibar kaybettiği bir dönemde ekonomik olarak güçlü olsalar da askeri açıdan zayıf olan Körfez ülkelerinin Filistin meselesinde liderliğe soyunmalar...
İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı baskıyı artıran, dışarıda ise komşu Ara... more İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı baskıyı artıran, dışarıda ise komşu Arap devletlerine karşı yoğunlaşan saldırgan bir politikaya yönelmiştir. İsrail iç ve dış politikasında yaşanan bu değişim önemli ölçüde 2000 sonrası dönemde Orta Doğu güvenlik mimarisinin yaşadığı dönüşümün bir sonucudur. 2003 yılındaki ABD işgali ile başlayıp 2010 yılındaki Arap Baharı ile devam eden süreç Irak, Mısır ve Suriye gibi bölgesel aktörlerin zayıflayarak bölgesel siyasetteki ağırlıklarını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Arap Baharı sürecinde Filistin meselesine kitlesel destek ve kamuoyu ilgisi uyandıran Reformcu İslamcılık düşüncesinin zayıflaması da Arap kamuoyu nezdinde Filistin meselesine olan ilgide bir azalma ortaya çıkarmıştır. Irak, Suriye ve Mısır gibi güçlü bölgesel aktörlerin zayıfladığı, Reformcu İslamcılık düşüncesinin itibar kaybettiği bir dönemde ekonomik olarak güçlü olsalar da askeri açıdan zayıf olan Körfez ülkelerinin Filistin meselesinde liderliğe soyunmaları İsrail’in elini güçlendirmiştir. Bölgede İsrail’i sınırlama/dengeleme kabiliyetine sahip aktörlerin pozisyonlarında yaşanan zayıflama İsrail’i iddialı ve revizyonist politikalar konusunda cesaretlendirmiştir.
ve Körfez bölgesinde iddialı ve müdahaleci bir dış politikaya yönelmiştir. Bu dönem aynı zamanda ... more ve Körfez bölgesinde iddialı ve müdahaleci bir dış politikaya yönelmiştir. Bu dönem aynı zamanda ülkede hanedan içerisinde gücün ve prestijin dengeli dağılımına dayanan geleneksel sistemin ortadan kalktığı ve elitler arası uyumun bozulduğu bir dönem olarak da ön plana çıkmıştır. Ülkede ortaya çıkan elit uyumsuzluğunun en önemli sebebi, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Suud hanedanının güçlü üyelerini yönetimin üst kademelerinden uzaklaştırması olmuştur. 2021 yılı itibarıyla Katar ablukasının hiçbir sonuç elde edilemeden kaldırılması, Yemen savaşından beklenen politik kazançların elde edilememesi ve Lübnan'da Suudi Arabistan lehine politik bir düzen kurulamaması, iddialı dış politikanın ülkenin ulusal güvenliğine ve çıkarlarına beklenen katkıyı yapmadığını ortaya koymaktadır. Ülke dış politikasında ortaya çıkan bu başarısızlıkların en önemli sebeplerinden birisi son dönemde ortaya çıkan elit uyumsuzluğudur.
Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere da... more Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere dayanmayı geleneksel dış ve güvenlik politikası olarak benimseyen Suudi Arabistan, 2015 sonrası dönemde yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle yeni güvenlik arayışlarına girmiştir. Çünkü bu dönemde Orta Doğu bölgesinde oluşan güç ve güvenlik boşlukları ve İran liderliğinde yükselen Şiilik, Suudi vatandaşı Şiilere cesaret aşılamış ve Şiilerin rejim karşıtı siyasal aktivizmlerine önemli bir destek sağlamıştır. 2015 sonrası ABD’nin Suudi rejim güvenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik garantilerinin azalması, Suudi liderliğinde oluşturulan “Sünni Konsensüsü”nün Yemen ve Suriye krizlerinde etkisiz kalması, Rusya ve Çin’in İran’la derinleşen ilişkileri Riyad yönetimini dâhili dengeleme politikasına yönlendirmiştir. Bu süreçte Riyad yönetimi içeride ve dışarıda sürdürdüğü Şii karşıtı sertlik yanlısı mezhepsel politikayla içeride rejime muhalif olan Sünni İslamcı kanadın rejimle kenetlenmesini sağlamaya...
Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere da... more Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere dayanmayı geleneksel dış ve güvenlik politikası olarak benimseyen Suudi Arabistan, 2015 sonrası dönemde yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle yeni güvenlik arayışlarına girmiştir. Çünkü bu dönemde Orta Doğu bölgesinde oluşan güç ve güvenlik boşlukları ve İran liderliğinde yükselen Şiilik, Suudi vatandaşı Şiilere cesaret aşılamış ve Şiilerin rejim karşıtı siyasal aktivizmlerine önemli bir destek sağlamıştır. 2015 sonrası ABD’nin Suudi rejim güvenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik garantilerinin azalması, Suudi liderliğinde oluşturulan “Sünni Konsensüsü”nün Yemen ve Suriye krizlerinde etkisiz kalması, Rusya ve Çin’in İran’la derinleşen ilişkileri Riyad yönetimini dâhili dengeleme politikasına yönlendirmiştir. Bu süreçte Riyad yönetimi içeride ve dışarıda sürdürdüğü Şii karşıtı sertlik yanlısı mezhepsel politikayla içeride rejime muhalif olan Sünni İslamcı kanadın rejimle kenetlenmesini sağlamaya çalışmıştır. Bu politika aynı zamanda Suudi-İsrail yakınlaşmasına Suudi kamuoyunda meşruiyet kazandırmak için de kullanılmıştır.
The Impact of Elite Fragmentation on Saudi Foreign Policy, 2022
In the post-2015 period, Saudi Arabia has turned to an assertive and interventionist foreign poli... more In the post-2015 period, Saudi Arabia has turned to an assertive and interventionist foreign policy in the Levant, South Arabia and Gulf region. In this period, the traditional system based on the balanced distribution of power and prestige within the Saud dynasty weakened and the cohesion between the elites disappeared. Crown Prince Mohammed bin Salman’s removal of the powerful members of the Saud dynasty from the upper levels of the administration was the most important reason for the elite fragmentation in the country. As of 2021, the lifting of the Qatari blockade without any positive results, the failure to achieve the expected political gains from the Yemen war and the failure to establish a political order in favor of Saudi Arabia in Lebanon reveal that the assertive foreign policy does not make the expected contribution to the national security and interests of the country. One of the most important reasons for these failures in the foreign policy of the country is the elite fragmentation that has emerged recently.
Enerji güvenliği, askeri gücün temelini oluşturan endüstriyel kapasiteyi belirleyen ana etmen olm... more Enerji güvenliği, askeri gücün temelini oluşturan endüstriyel kapasiteyi belirleyen ana etmen olması sebebiyle, ulusal güvenlik stratejinsin en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilir. Küresel bir aktör olmasını önemli ölçüde, büyüyen ekonomisine ve güçlü endüstriyel kapasitesine borçlu olan ve enerji ihtiyacı gittikçe artan Çin de, enerji ihtiyacını güvene almayı önemli bir dış politika gündemi olarak kabul etmektedir. Orta Doğu güvenlik mimarisinin 2010 yılı sonrası dönemde yaşadığı köklü değişimler Çin enerji güvenliği açısından önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu sonuçlarından en önemlisi İran ve Suudi Arabistan arasındaki rekabetin, yoğunlaşan vekâlet savaşlarıyla ideolojik alandan jeopolitik alana taşınması olmuştur. Bu süreçte enerji nakil hatlarına yönelik artan saldırılar, toplam petrol ithalatının yarısından fazlasını Körfez bölgesinden karşılayan Çin’in enerji güvenliği açısından ciddi bir tehdidi açığa çıkarmıştır. Enerji ihtiyacı hızla artan ve ABD ile küresel ...
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun... more 06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Uluslal çıkar olgusu (Raison d?état) Westphalia (1648) düzeni ile ortaya çıkan ulus devletlerin en önemli dayanak noktalarından birini teşkil eder. Bu kavrayış tarih boyunca ülkeler arasında cereyan eden çatışmaları ulusal çıkarı maksimize etme mücadelesi olarak tanımlar. 19. ve 20. yüzyılda bu bakış açısını en iyi temsil eden kuramsal olgulardan biri de jeopolitiktir. Bu anlamda jeopolitik bilimi ve jeopolitisyenler, ekseninde geliştikleri büyük güçlerin ulusal çıkarlarını yükseltmeyi ve ülke yöneticilerine ulusal çıkara en ziyade katkı sağlayacak alanların denetlenmesi gereğini telkin etmeyi bilimin saygınlığına tercih etmişlerdir.19. yüzyılın sonları i...
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
The end of 19 th Century and in the early 20 th Century, oil gained a strategic importance in int... more The end of 19 th Century and in the early 20 th Century, oil gained a strategic importance in international relations by taking the place of coal as a modern energy source. Besides the increase of oil consumption in industry, bringing the oil into play in navies with tensed competition between British-German navies, made the oil irreplaceable in terms of military strategy and these states started to focus more intensely on Middle East. Europeans were already informed of the rich oil resources of the region through not only the travelers walking in every inch of the region but the studies of European scientists as well. Although Mesopotamia witnessed the multidimensional conflict of European forces, it was still the Ottoman territory and the fact that no state could take the risk of occupying the region necessitated that the control of the regional resources should be ensured through peaceful ways. Gulbenkian, was born in 1869 into a family of Armenian oil trader. Gülbenkyan graduating from King's College in London with excellence award as civil engineer at the end of 19 th Century when the oil started to become a key actor in international contention, wrote his thesis on the rising oil industry and he achieved fame as an oil expert when he was just 22. His fame did not escape
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da f... more Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.
One of the most traumatic events that the Ottoman Empire experienced during World War I was undou... more One of the most traumatic events that the Ottoman Empire experienced during World War I was undoubtedly the rebellion launched by Sharif Husseini. During this period when the Ottoman Empire was struggling for its survival, some elements led by Sharif rebelled against the state in cooperation with Britain, leading to the perception of "Arab Betrayal" in Türkiye and a trauma that deeply affected the mental and physical integrity. The fact that the elites who founded the Republic effectively used this trauma to shape the future of the country and to consolidate the secular and pro-Western ideology of the new regime also contributed to the consolidation of "stereotypes" against Arabs. In the 2000s, when the importance of the Middle East in Türkiye's foreign and security policy began to increase, Turkish-Arab relations came back to the agenda. Although the level of relations between Arab countries and Türkiye has improved significantly in recent times, bilateral relations remain at the level of "leader-to-leader relations", which are characterized by the personalities of leaders rather than institutional relations between societies and states. The failure of relations to deepen to the level of inter-community and interstate relations is largely due to the trauma caused by the Sharif Hussein rebellion and the fact that the Republican elites used this trauma to construct the future of the country.
İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı artan baskı, dışarıda ise komşu Arap de... more İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı artan baskı, dışarıda ise komşu Arap devletlerine karşı yoğunlaşan saldırgan bir politikaya yönelmiştir. İsrail iç ve dış politikasında yaşanan bu değişim önemli ölçüde 2000 sonrası dönemde Orta Doğu güvenlik mimarisinin yaşadığı köklü dönüşümün bir sonucudur. 2003 yılındaki ABD işgali ile başlayıp 2010 yılındaki Arap Baharı ile devam eden süreç Irak, Mısır ve Suriye gibi bölgesel aktörlerin zayıflayarak bölgesel siyasetteki ağırlıklarını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Arap Baharı sürecinde Filistin meselesine kitlesel destek ve kamuoyu ilgisi uyandıran Reformcu İslamcılık düşüncesinin zayıflaması da Arap kamuoyu nezdinde Filistin meselesine olan ilgide bir azalma ortaya çıkarmıştır. Irak, Suriye ve Mısır gibi güçlü bölgesel aktörlerin zayıfladığı, Reformcu İslamcılık düşüncesinin itibar kaybettiği bir dönemde ekonomik olarak güçlü olsalar da askeri açıdan zayıf olan Körfez ülkelerinin Filistin meselesinde liderliğe soyunmalar...
İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı baskıyı artıran, dışarıda ise komşu Ara... more İsrail, 2020 sonrası dönemde içeride Filistinlilere karşı baskıyı artıran, dışarıda ise komşu Arap devletlerine karşı yoğunlaşan saldırgan bir politikaya yönelmiştir. İsrail iç ve dış politikasında yaşanan bu değişim önemli ölçüde 2000 sonrası dönemde Orta Doğu güvenlik mimarisinin yaşadığı dönüşümün bir sonucudur. 2003 yılındaki ABD işgali ile başlayıp 2010 yılındaki Arap Baharı ile devam eden süreç Irak, Mısır ve Suriye gibi bölgesel aktörlerin zayıflayarak bölgesel siyasetteki ağırlıklarını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Arap Baharı sürecinde Filistin meselesine kitlesel destek ve kamuoyu ilgisi uyandıran Reformcu İslamcılık düşüncesinin zayıflaması da Arap kamuoyu nezdinde Filistin meselesine olan ilgide bir azalma ortaya çıkarmıştır. Irak, Suriye ve Mısır gibi güçlü bölgesel aktörlerin zayıfladığı, Reformcu İslamcılık düşüncesinin itibar kaybettiği bir dönemde ekonomik olarak güçlü olsalar da askeri açıdan zayıf olan Körfez ülkelerinin Filistin meselesinde liderliğe soyunmaları İsrail’in elini güçlendirmiştir. Bölgede İsrail’i sınırlama/dengeleme kabiliyetine sahip aktörlerin pozisyonlarında yaşanan zayıflama İsrail’i iddialı ve revizyonist politikalar konusunda cesaretlendirmiştir.
ve Körfez bölgesinde iddialı ve müdahaleci bir dış politikaya yönelmiştir. Bu dönem aynı zamanda ... more ve Körfez bölgesinde iddialı ve müdahaleci bir dış politikaya yönelmiştir. Bu dönem aynı zamanda ülkede hanedan içerisinde gücün ve prestijin dengeli dağılımına dayanan geleneksel sistemin ortadan kalktığı ve elitler arası uyumun bozulduğu bir dönem olarak da ön plana çıkmıştır. Ülkede ortaya çıkan elit uyumsuzluğunun en önemli sebebi, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Suud hanedanının güçlü üyelerini yönetimin üst kademelerinden uzaklaştırması olmuştur. 2021 yılı itibarıyla Katar ablukasının hiçbir sonuç elde edilemeden kaldırılması, Yemen savaşından beklenen politik kazançların elde edilememesi ve Lübnan'da Suudi Arabistan lehine politik bir düzen kurulamaması, iddialı dış politikanın ülkenin ulusal güvenliğine ve çıkarlarına beklenen katkıyı yapmadığını ortaya koymaktadır. Ülke dış politikasında ortaya çıkan bu başarısızlıkların en önemli sebeplerinden birisi son dönemde ortaya çıkan elit uyumsuzluğudur.
Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere da... more Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere dayanmayı geleneksel dış ve güvenlik politikası olarak benimseyen Suudi Arabistan, 2015 sonrası dönemde yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle yeni güvenlik arayışlarına girmiştir. Çünkü bu dönemde Orta Doğu bölgesinde oluşan güç ve güvenlik boşlukları ve İran liderliğinde yükselen Şiilik, Suudi vatandaşı Şiilere cesaret aşılamış ve Şiilerin rejim karşıtı siyasal aktivizmlerine önemli bir destek sağlamıştır. 2015 sonrası ABD’nin Suudi rejim güvenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik garantilerinin azalması, Suudi liderliğinde oluşturulan “Sünni Konsensüsü”nün Yemen ve Suriye krizlerinde etkisiz kalması, Rusya ve Çin’in İran’la derinleşen ilişkileri Riyad yönetimini dâhili dengeleme politikasına yönlendirmiştir. Bu süreçte Riyad yönetimi içeride ve dışarıda sürdürdüğü Şii karşıtı sertlik yanlısı mezhepsel politikayla içeride rejime muhalif olan Sünni İslamcı kanadın rejimle kenetlenmesini sağlamaya...
Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere da... more Kurulduğu günden beri rejim güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için dışarıdan hamilere dayanmayı geleneksel dış ve güvenlik politikası olarak benimseyen Suudi Arabistan, 2015 sonrası dönemde yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle yeni güvenlik arayışlarına girmiştir. Çünkü bu dönemde Orta Doğu bölgesinde oluşan güç ve güvenlik boşlukları ve İran liderliğinde yükselen Şiilik, Suudi vatandaşı Şiilere cesaret aşılamış ve Şiilerin rejim karşıtı siyasal aktivizmlerine önemli bir destek sağlamıştır. 2015 sonrası ABD’nin Suudi rejim güvenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik garantilerinin azalması, Suudi liderliğinde oluşturulan “Sünni Konsensüsü”nün Yemen ve Suriye krizlerinde etkisiz kalması, Rusya ve Çin’in İran’la derinleşen ilişkileri Riyad yönetimini dâhili dengeleme politikasına yönlendirmiştir. Bu süreçte Riyad yönetimi içeride ve dışarıda sürdürdüğü Şii karşıtı sertlik yanlısı mezhepsel politikayla içeride rejime muhalif olan Sünni İslamcı kanadın rejimle kenetlenmesini sağlamaya çalışmıştır. Bu politika aynı zamanda Suudi-İsrail yakınlaşmasına Suudi kamuoyunda meşruiyet kazandırmak için de kullanılmıştır.
The Impact of Elite Fragmentation on Saudi Foreign Policy, 2022
In the post-2015 period, Saudi Arabia has turned to an assertive and interventionist foreign poli... more In the post-2015 period, Saudi Arabia has turned to an assertive and interventionist foreign policy in the Levant, South Arabia and Gulf region. In this period, the traditional system based on the balanced distribution of power and prestige within the Saud dynasty weakened and the cohesion between the elites disappeared. Crown Prince Mohammed bin Salman’s removal of the powerful members of the Saud dynasty from the upper levels of the administration was the most important reason for the elite fragmentation in the country. As of 2021, the lifting of the Qatari blockade without any positive results, the failure to achieve the expected political gains from the Yemen war and the failure to establish a political order in favor of Saudi Arabia in Lebanon reveal that the assertive foreign policy does not make the expected contribution to the national security and interests of the country. One of the most important reasons for these failures in the foreign policy of the country is the elite fragmentation that has emerged recently.
Enerji güvenliği, askeri gücün temelini oluşturan endüstriyel kapasiteyi belirleyen ana etmen olm... more Enerji güvenliği, askeri gücün temelini oluşturan endüstriyel kapasiteyi belirleyen ana etmen olması sebebiyle, ulusal güvenlik stratejinsin en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilir. Küresel bir aktör olmasını önemli ölçüde, büyüyen ekonomisine ve güçlü endüstriyel kapasitesine borçlu olan ve enerji ihtiyacı gittikçe artan Çin de, enerji ihtiyacını güvene almayı önemli bir dış politika gündemi olarak kabul etmektedir. Orta Doğu güvenlik mimarisinin 2010 yılı sonrası dönemde yaşadığı köklü değişimler Çin enerji güvenliği açısından önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu sonuçlarından en önemlisi İran ve Suudi Arabistan arasındaki rekabetin, yoğunlaşan vekâlet savaşlarıyla ideolojik alandan jeopolitik alana taşınması olmuştur. Bu süreçte enerji nakil hatlarına yönelik artan saldırılar, toplam petrol ithalatının yarısından fazlasını Körfez bölgesinden karşılayan Çin’in enerji güvenliği açısından ciddi bir tehdidi açığa çıkarmıştır. Enerji ihtiyacı hızla artan ve ABD ile küresel ...
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun... more 06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Uluslal çıkar olgusu (Raison d?état) Westphalia (1648) düzeni ile ortaya çıkan ulus devletlerin en önemli dayanak noktalarından birini teşkil eder. Bu kavrayış tarih boyunca ülkeler arasında cereyan eden çatışmaları ulusal çıkarı maksimize etme mücadelesi olarak tanımlar. 19. ve 20. yüzyılda bu bakış açısını en iyi temsil eden kuramsal olgulardan biri de jeopolitiktir. Bu anlamda jeopolitik bilimi ve jeopolitisyenler, ekseninde geliştikleri büyük güçlerin ulusal çıkarlarını yükseltmeyi ve ülke yöneticilerine ulusal çıkara en ziyade katkı sağlayacak alanların denetlenmesi gereğini telkin etmeyi bilimin saygınlığına tercih etmişlerdir.19. yüzyılın sonları i...
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
The end of 19 th Century and in the early 20 th Century, oil gained a strategic importance in int... more The end of 19 th Century and in the early 20 th Century, oil gained a strategic importance in international relations by taking the place of coal as a modern energy source. Besides the increase of oil consumption in industry, bringing the oil into play in navies with tensed competition between British-German navies, made the oil irreplaceable in terms of military strategy and these states started to focus more intensely on Middle East. Europeans were already informed of the rich oil resources of the region through not only the travelers walking in every inch of the region but the studies of European scientists as well. Although Mesopotamia witnessed the multidimensional conflict of European forces, it was still the Ottoman territory and the fact that no state could take the risk of occupying the region necessitated that the control of the regional resources should be ensured through peaceful ways. Gulbenkian, was born in 1869 into a family of Armenian oil trader. Gülbenkyan graduating from King's College in London with excellence award as civil engineer at the end of 19 th Century when the oil started to become a key actor in international contention, wrote his thesis on the rising oil industry and he achieved fame as an oil expert when he was just 22. His fame did not escape
Uploads
Papers by Necmettin Acar