Kitap by Murat Yılmaz
Çalışma alanları Yakınçağ dönemi Osmanlı tarihi ve Türkçülük üzerine olan Yılmaz'ın akademik derg... more Çalışma alanları Yakınçağ dönemi Osmanlı tarihi ve Türkçülük üzerine olan Yılmaz'ın akademik dergilerde yayımlanmış makaleleri ve sempozyumlarda sunulmuş bildirileri bulunmaktadır.
Kitap Bölümü by Murat Yılmaz
Makale by Murat Yılmaz
Tarihin Peşinde, 2021
Osmanlı Devleti’nde merkezî iktidara karşı yönetim şeklini değiştirmeye yönelik siyasî
muhalefet ... more Osmanlı Devleti’nde merkezî iktidara karşı yönetim şeklini değiştirmeye yönelik siyasî
muhalefet hareketleri modernleşme süreciyle birlikte belirmiştir. Siyasî muhalefet kadrolarının ortaya çıkması ve basının muhalefet alanında etkili biçimde kullanılmaya başlanması özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde görülmüştür. 1876’da ilan edilen meşrutiyetin kısa süreli tecrübesinden sonra II. Abdülhamid parlamenter sistemi rafa kaldırarak otokratik yönetim sistemine geçmiştir. II. Abdülhamid’in bu şekilde Yıldız Sarayı
merkezli bir iktidar tesis etmesi üzerine Jön Türkler Osmânlı İttihâd ve Terakki Cemiyeti’ni kurarak organize şekilde muhalefete başlamıştır. II. Abdülhamid iktidarını sona
erdirmek ve meşrutî yönetime geri dönebilmek amacıyla toplumsal desteğe ihtiyaç duyan Jön Türkler gerek neşriyat faaliyetleri gerekse sözlü ikna çalışmalarıyla kendi fikirleri
etrafında şekillendirilmiş bir kamuoyu oluşturmaya gayret etmiştir. Bu nedenle de toplumu etkileyebilmek için söylemlerinde ve yazılarında propagandayı yoğun şekilde kullanmıştır. Çalışmada Jön Türklerin propaganda aracı olarak neşriyat faaliyetleri ile sözlü
ikna çalışmalarını kullanarak toplumu etkileme ve II. Abdülhamid iktidarı aleyhinde bir
kamuoyu yaratarak muhalefet safını güçlendirme yöntemleri incelenmektedir.
Political opposition movements directed to changing regime against centralized power in Ottoman
Empire has come up with modernization. Emergence of political opposition staff and commencement of use of press effectively in the field of opposition was especially observed in the reign of Sultan Abdulhamid II. Following short term experience of constitutional monarchy declared in
1876, Abdulhamid II shelved parliamentary system and surpassed to autocratic. Upon Abdulhamid II’s establishing a power centred in Yıldız Palace by this means, Young Turks founded The Ottoman Committee of Union and Progress and started opposition in an organized manner. Being in
need of social support with the purpose of ceasing the power of Abdulhamid II and regaining constitutional government, Young Turks tried to form public opinion based on their thinking both through verbal persuasion and publication activities. Therefore, they used propaganda densely in their
discourses and writings to be able to affect society. In this study, Young Turks’ methods of affecting
society by means of verbal persuasion and publication activities as a tool of propaganda and
strengthening opposition ranks by creating public opinion against power of Abdulhamid II are being analysed.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2021
Öz Niccolò Machiavelli Hükümdar adlı eserinde siyasî iktidar gücünün elde edilmesi ve bu gücün ko... more Öz Niccolò Machiavelli Hükümdar adlı eserinde siyasî iktidar gücünün elde edilmesi ve bu gücün kontrol altında tutulması için bir hükümdarın yapması gerekenleri anlatmaktadır. Onun görüşleri modern devlet kavramının ortaya çıkışına etki yapmış ve birçok devlet yöneticisi tarafından da benimsenmiştir. Sultan II. Abdülhamid ise Osmanlı padişahları arasında en sık gündem konusu olan isimdir. Tahta geliş süreci ve kurduğu otoriter yönetim sistemi bir tarihî mesele olarak kendisiyle ilgili tartışmaların odak noktasıdır. Bu makale Hükümdar eserinin sınırları çerçevesinde Machiavelli'nin siyaset felsefesini II. Abdülhamid'in iktidar anlayışıyla karşılaştırarak ortak noktaları tespit eden disiplinler arası bir çalışmanın örneğidir. Çalışmanın amacı Machiavelli'nin Hükümdar'daki siyaset felsefesi alanıyla ilgili görüşlerini Osmanlı Devleti hükümdarı II. Abdülhamid örneğinde yorumlayıp temellendirerek tarihî bir meseleye felsefî yaklaşımla yeni bakış açısı kazandırabilmektir. Anahtar Kelimeler: Machiavelli, Makyavelizm, Hükümdar, II. Abdülhamid, İktidar. Abstract In his famous work, The Prince, Niccolò Machiavelli describes what a ruler must do in order to achieve political power and maintain his control. His views has influenced the emergence of the concept of the modern state and were adopted by many state rulers. Sultan Abdulhamid II, on the other hand, is one of the most famous and most-spoken sultans of the Ottoman Empire. His process of coming into power and the authoritarian ruling system he established are the focal point of discussions about him as a historical issue. This study is an example of an interdisciplinary study that identifies common points by comparing Machiavelli's political philosophy with Abdulhamid II's understanding of power within the framework of The Prince. The aim of the study is to interpret Machiavelli's views on the field of political philosophy about the ruler in the case of the Ottoman sultan Abdulhamid II, and to bring a new perspective on a historical issue with a philosophical approach.
Tarih İncelemeleri Dergisi, 2018
II. Abdülhamid’in otoriter iktidarında yayımına izin verilmeyen mizah gazeteleri, II. Meşrutiyet’... more II. Abdülhamid’in otoriter iktidarında yayımına izin verilmeyen mizah gazeteleri, II. Meşrutiyet’in ilanının ardından yasakların kalkması ile Osmanlı basın hayatını doldurmuştur. Gazetelerin ardı ardına çıkmaya başladığı bu dönem etkisini İzmir’de de hissettirmiştir. İzmir’de kısa süre içerisinde birçok mizah gazetesi yayımlanmaya başlamıştır. Bu çalışmada bahsedilecek olan Kukuruk ve Neşter de bu gazeteler arasındadır. Biz bu çalışma ile Kukuruk ve Neşter gazetelerinin içeriğinden hareket ederek, yaşanılan gelişmeler neticesinde dönemin siyasî ve toplumsal havasını inceleyeceğiz. 31 Mart Vak’ası’nın nasıl yorumlandığına ve II. Abdülhamid algısının nasıl oluşturulduğuna özellikle dikkat çekeceğiz. Mizah gazetelerinin en önemli silâhı olan karikatürlere Kukuruk ve Neşter’de bolca yer verilmiş olması çalışmamızı görsel açıdan da zenginleştirerek yorum analizini güçlendirecektir. Bu şekilde çalışmamızın sonucunda hem II. Meşrutiyet döneminde yaşanılan gelişmeler karşısında İzmir basınının tepkisi mizah gazeteleri üzerinden ortaya konulmuş olacak hem de II. Abdülhamid imajının İzmir mizah basınında ne şekilde meydana getirildiği açıklanacaktır.
Harb Mecmuası, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti Harbiye Nezareti tarafından yayımlanmış... more Harb Mecmuası, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti Harbiye Nezareti tarafından yayımlanmış bir askerî dergidir. Dergide, savaş boyunca Osmanlı ordularının durumu ve cephelerde yaşanılan gelişmeler yazılar ve fotoğraflarla birlikte okuyuculara aktarılmıştır. Bunun yanında askerin moralini ve motivasyonunu yükseltici makaleler ve şiirler de dergi sayfalarında yer almıştır. Bu dergi, cephe gerisindeki Osmanlı toplumuna ve bunun yanında cephelerdeki askerlere de dağıtıldığından topyekûn bir savaş psikolojisinin dergiye nasıl yansıdığını gözlemlemek mümkündür. Biz bu çalışmamız ile Harbiye Nezareti’nin yönetimindeki dergide, askerlere yönelik savaş psikolojisinin nasıl oluşturulduğu ve bunun hangi argümanlarla sağlandığını inceleyeceğiz. Çalışmamızın sonucunda Osmanlı askerlerinin savaşa manevî olarak hazırlanmasında vatan, milliyetçilik, din ve tarih gibi toplumsal değerlerin Harb Mecmuası vasıtasıyla kullanıldığına vurgu yapacağız.
Tanzîmât Dönemi aydınlarından olan Cevdet Paşa, bilgi ve teknoloji olarak algıladığı medeniyet ka... more Tanzîmât Dönemi aydınlarından olan Cevdet Paşa, bilgi ve teknoloji olarak algıladığı medeniyet kavramının bütün insanlığa ait olduğunu iddia eder. Böylece Osmanlı Devleti'nin kendisine model olarak benimsediği Batı medeniyetinin, Avrupa'ya özgü bir yapı olmadığını savunur. Bunu tarihsel temellere oturtabilmek için de eserlerinde Avrupa medeniyetini bir bütün olarak inceler. Bu çalışma, Cevdet Paşa'nın Avrupa'da medeniyetin oluşumunu tarihsel seyir içerisinde incelediğini ve günümüz Avrupa medeniyetinin Doğu-Batı ilişkisi çerçevesinde bir birikim sonucunda oluştuğu tezini savunduğunu tespit etmektedir. Böylece Tanzîmât Dönemi'ndeki Batılılardan daha çok Batılı olma anlayışına ve günümüz medeniyetinin Batılılar tarafından oluşturulduğu şeklindeki Avrupamerkezci yaklaşımlara karşı çıkarak kıt'alar arası birikimin ve etkileşimin varlığını ortaya koymaktadır.
ÖZ
XIX. yüzyıl Osmanlı târihçisi olan Ahmed Cevdet Paşa’nın eserlerinde, Avrupa târihi ile ilgil... more ÖZ
XIX. yüzyıl Osmanlı târihçisi olan Ahmed Cevdet Paşa’nın eserlerinde, Avrupa târihi ile ilgili bölümlerde, Avrupa hükümdarlarına ilişkin tespit ve iddialar yer almaktadır. Bu
hükümdarlardan I. Petro, II. Katerina, II. Friedrich, XIV. Louis ve Napoléon Bonaparte ile alâkalı yorumlar özellikle dikkat çekicidir. Bu çalışmanın amacı, Cevdet Paşa’nın bu hükümdarları hangi yönlerden değerlendirdiğini ve Osmanlı modernleşmesi açısından bu hükümdarların Cevdet Paşa’nın eserlerine yansımalarını tespit etmektir. Çalışma, Osmanlı modernleşme çağında, devletin resmî bir târihçisinin Avrupa’ya yönelik algısının bir göstergesi olması bakımından önem arz etmektedir.
Abstract
In Ahmed Cevdet Pasha's, who is a the Ottoman historian lived in XIXth century, works some parts about European history, there are some assertions and analysises related to European rulers. Among these rulers, comments especially about Peter I, Catherine II, Friedrich II, Louis XIV and Napoléon Bonaparte are striking. The main purpose of this study is; to follow the influence of these rulers on Ahmed Cevdet Pasha's works in terms of Ottoman modernization, to see method of Cevdet Pasha's analysis about these sovereigns and which notions are guide for Pasha's works. This study is important as a reflection of country's official historian's perception of Europe in Ottoman modernization era.
20. yüzyıl Türk düşünce hayâtının önemli simâlarından biri olan Hüseyin Nihâl Atsız, fikir adamlı... more 20. yüzyıl Türk düşünce hayâtının önemli simâlarından biri olan Hüseyin Nihâl Atsız, fikir adamlığının yanında edebiyâtçı ve târihçi kimliğiyle de ön plana çıkmıştır. Onun hakkındaki araştırmaların çoğu yalnızca Türkçülük ülküsünü ele alan çalışmalar olmakla birlikte, ilim adamlığı bağlamında târihçiliği de göz ardı edilmemesi gereken bir araştırma alanıdır. Atsız’ın bakış açısıyla târih, yalnızca geçmiş zamanın bilgisi demek değildir. Onun târih anlayışında bir topluluğun millet olarak adlandırılması için târih bir zorunluluk ve bir tecrübe kaynağıdır. Bunun yanında millî değerlerin korunması noktasında da kutsal bir mânâ ifâde etmektedir. Buradan hareketle çalışmanın ilk bölümünde Atsız’ın târih denilen kavrama yüklediği mânâ açıklanarak genel itibariyle târih algısı ortaya koyulacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Atsız’ın Türk târihi hakkındaki görüşleri ele alınarak bugün dahi hâlâ târihçiler arasında çözüme kavuşturulamamış olan Türk târihinin dönemlendirilmesi ve devamlılığı konusunda ileri sürdüğü tezler incelenerek, bunun Türk târih felsefesi ve metodolojisi yönünden önemine değinilecektir. Şimdiye dek Atsız’ın târih felsefesini ayrıntısıyla inceleyen bir araştırma yapılmamıştır. Bu açıdan makalemiz, Atsız ile ilgili önemli bir konunun aydınlatılmasında önemli bir görevi yüklenecektir. Bunun yanında Atsız’ın sahip olduğu fikri yapının ve târihçiliğinin etkisiyle Türkçü târih anlayışı diyebileceğimiz bir kavramın ortaya çıkarılması ve irdelenmesi bakımından da makalemiz bir ilk olacaktır. Nihâl Atsız’ın görüşleri doğrultusunda Türkçü târih anlayışının târihe yüklediği mânâ ve ondan beklentilerine dikkat çekilecek ve Türk târihinin metodolojik sorunlarına nasıl bir yaklaşım sergilendiği eleştirel bir şekilde ele alınacaktır.
Bildiri by Murat Yılmaz
2. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi, 2018
Tarihî şahsiyetler yalnız yaşadıkları zamanda değil, kendilerinden sonra da isimleri sıkça anılan... more Tarihî şahsiyetler yalnız yaşadıkları zamanda değil, kendilerinden sonra da isimleri sıkça anılan ve tartışmalara konu olan kişilerdir. Bu anlamda yakın dönem Türk tarihinin kuşkusuz en tartışmalı isimlerinin başını çekenlerden birisi de II. Abdülhamid’dir. II. Abdülhamid’in kendi iktidarı döneminde başlayan ve günümüze dek süren bu tartışmalar tarihî boyutu ile birlikte siyasî ve ideolojik yaklaşımlar ekseninde devam etmiştir. Türkiye’de farklı siyasî iktidarlar döneminde birbirinden çok uzak II. Abdülhamid imajları ortaya konulmuştur. Bunun yanında aynı dönemde dile getirilen ancak birbirinin tam zıddı olan Sultan Hamid portrelerine de rastlanılmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’deki II. Abdülhamid algısı tarihsel bilginin ve ideolojik yaklaşımların bir yansıması olarak çeşitli biçimlere dönüşmekte ve seyri sürekli olarak değişmektedir.
Bu çalışmada fikir adamı ve tarihçi Nihâl Atsız’ın [1905-1975] II. Abdülhamid hakkındaki görüşlerini inceleyeceğiz. II. Abdülhamid algısı ile ilgili yapılan literatür çalışmalarında Atsız’ın görüşlerine çoğunlukla yer verilmemekte veya derinliğine inmeden geçiştirilmektedir. Oysa Atsız, Sultan Hamid imajının Türkiye’deki değişiminde bir dönüm noktasını ifade etmektedir. Bu öneminden hareketle biz de çalışmamızda Atsız’ın Türkçü kimliğinin ve tarihçiliğinin Sultan Hamid algısının şekillenmesindeki rolünün sınırlarını belirleyerek bu algının beslendiği kaynakların neler olduğunu ortaya koyacağız. Bu doğrultuda Atsız’ın çalışmaları bizlere gerekli verileri sağlayacaktır. Elde edeceğimiz bu veriler ışığında Atsız’ın yarattığı Gök Sultan imajını temellendirirken bunun tarihî gerçeklik ve ideolojik yaklaşım dengesindeki yerini de çözümleyeceğiz. Böylece Türkiye’deki II. Abdülhamid imajının seyrinde Atsız’ın rolünü gündeme getireceğiz. Çalışmamızda Nihâl Atsız’ın kendi düşünsel sistematiği içerisinde ortaya koyduğu Sultan Hamid algısının da bu doğrultuda meydana getirildiği sonucuna ulaşılacaktır.
Kitap Değerlendirme/Book Review by Murat Yılmaz
Gazete Makalesi by Murat Yılmaz
Uploads
Kitap by Murat Yılmaz
Kitap Bölümü by Murat Yılmaz
Makale by Murat Yılmaz
muhalefet hareketleri modernleşme süreciyle birlikte belirmiştir. Siyasî muhalefet kadrolarının ortaya çıkması ve basının muhalefet alanında etkili biçimde kullanılmaya başlanması özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde görülmüştür. 1876’da ilan edilen meşrutiyetin kısa süreli tecrübesinden sonra II. Abdülhamid parlamenter sistemi rafa kaldırarak otokratik yönetim sistemine geçmiştir. II. Abdülhamid’in bu şekilde Yıldız Sarayı
merkezli bir iktidar tesis etmesi üzerine Jön Türkler Osmânlı İttihâd ve Terakki Cemiyeti’ni kurarak organize şekilde muhalefete başlamıştır. II. Abdülhamid iktidarını sona
erdirmek ve meşrutî yönetime geri dönebilmek amacıyla toplumsal desteğe ihtiyaç duyan Jön Türkler gerek neşriyat faaliyetleri gerekse sözlü ikna çalışmalarıyla kendi fikirleri
etrafında şekillendirilmiş bir kamuoyu oluşturmaya gayret etmiştir. Bu nedenle de toplumu etkileyebilmek için söylemlerinde ve yazılarında propagandayı yoğun şekilde kullanmıştır. Çalışmada Jön Türklerin propaganda aracı olarak neşriyat faaliyetleri ile sözlü
ikna çalışmalarını kullanarak toplumu etkileme ve II. Abdülhamid iktidarı aleyhinde bir
kamuoyu yaratarak muhalefet safını güçlendirme yöntemleri incelenmektedir.
Political opposition movements directed to changing regime against centralized power in Ottoman
Empire has come up with modernization. Emergence of political opposition staff and commencement of use of press effectively in the field of opposition was especially observed in the reign of Sultan Abdulhamid II. Following short term experience of constitutional monarchy declared in
1876, Abdulhamid II shelved parliamentary system and surpassed to autocratic. Upon Abdulhamid II’s establishing a power centred in Yıldız Palace by this means, Young Turks founded The Ottoman Committee of Union and Progress and started opposition in an organized manner. Being in
need of social support with the purpose of ceasing the power of Abdulhamid II and regaining constitutional government, Young Turks tried to form public opinion based on their thinking both through verbal persuasion and publication activities. Therefore, they used propaganda densely in their
discourses and writings to be able to affect society. In this study, Young Turks’ methods of affecting
society by means of verbal persuasion and publication activities as a tool of propaganda and
strengthening opposition ranks by creating public opinion against power of Abdulhamid II are being analysed.
XIX. yüzyıl Osmanlı târihçisi olan Ahmed Cevdet Paşa’nın eserlerinde, Avrupa târihi ile ilgili bölümlerde, Avrupa hükümdarlarına ilişkin tespit ve iddialar yer almaktadır. Bu
hükümdarlardan I. Petro, II. Katerina, II. Friedrich, XIV. Louis ve Napoléon Bonaparte ile alâkalı yorumlar özellikle dikkat çekicidir. Bu çalışmanın amacı, Cevdet Paşa’nın bu hükümdarları hangi yönlerden değerlendirdiğini ve Osmanlı modernleşmesi açısından bu hükümdarların Cevdet Paşa’nın eserlerine yansımalarını tespit etmektir. Çalışma, Osmanlı modernleşme çağında, devletin resmî bir târihçisinin Avrupa’ya yönelik algısının bir göstergesi olması bakımından önem arz etmektedir.
Abstract
In Ahmed Cevdet Pasha's, who is a the Ottoman historian lived in XIXth century, works some parts about European history, there are some assertions and analysises related to European rulers. Among these rulers, comments especially about Peter I, Catherine II, Friedrich II, Louis XIV and Napoléon Bonaparte are striking. The main purpose of this study is; to follow the influence of these rulers on Ahmed Cevdet Pasha's works in terms of Ottoman modernization, to see method of Cevdet Pasha's analysis about these sovereigns and which notions are guide for Pasha's works. This study is important as a reflection of country's official historian's perception of Europe in Ottoman modernization era.
Bildiri by Murat Yılmaz
Bu çalışmada fikir adamı ve tarihçi Nihâl Atsız’ın [1905-1975] II. Abdülhamid hakkındaki görüşlerini inceleyeceğiz. II. Abdülhamid algısı ile ilgili yapılan literatür çalışmalarında Atsız’ın görüşlerine çoğunlukla yer verilmemekte veya derinliğine inmeden geçiştirilmektedir. Oysa Atsız, Sultan Hamid imajının Türkiye’deki değişiminde bir dönüm noktasını ifade etmektedir. Bu öneminden hareketle biz de çalışmamızda Atsız’ın Türkçü kimliğinin ve tarihçiliğinin Sultan Hamid algısının şekillenmesindeki rolünün sınırlarını belirleyerek bu algının beslendiği kaynakların neler olduğunu ortaya koyacağız. Bu doğrultuda Atsız’ın çalışmaları bizlere gerekli verileri sağlayacaktır. Elde edeceğimiz bu veriler ışığında Atsız’ın yarattığı Gök Sultan imajını temellendirirken bunun tarihî gerçeklik ve ideolojik yaklaşım dengesindeki yerini de çözümleyeceğiz. Böylece Türkiye’deki II. Abdülhamid imajının seyrinde Atsız’ın rolünü gündeme getireceğiz. Çalışmamızda Nihâl Atsız’ın kendi düşünsel sistematiği içerisinde ortaya koyduğu Sultan Hamid algısının da bu doğrultuda meydana getirildiği sonucuna ulaşılacaktır.
Kitap Değerlendirme/Book Review by Murat Yılmaz
Gazete Makalesi by Murat Yılmaz
muhalefet hareketleri modernleşme süreciyle birlikte belirmiştir. Siyasî muhalefet kadrolarının ortaya çıkması ve basının muhalefet alanında etkili biçimde kullanılmaya başlanması özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde görülmüştür. 1876’da ilan edilen meşrutiyetin kısa süreli tecrübesinden sonra II. Abdülhamid parlamenter sistemi rafa kaldırarak otokratik yönetim sistemine geçmiştir. II. Abdülhamid’in bu şekilde Yıldız Sarayı
merkezli bir iktidar tesis etmesi üzerine Jön Türkler Osmânlı İttihâd ve Terakki Cemiyeti’ni kurarak organize şekilde muhalefete başlamıştır. II. Abdülhamid iktidarını sona
erdirmek ve meşrutî yönetime geri dönebilmek amacıyla toplumsal desteğe ihtiyaç duyan Jön Türkler gerek neşriyat faaliyetleri gerekse sözlü ikna çalışmalarıyla kendi fikirleri
etrafında şekillendirilmiş bir kamuoyu oluşturmaya gayret etmiştir. Bu nedenle de toplumu etkileyebilmek için söylemlerinde ve yazılarında propagandayı yoğun şekilde kullanmıştır. Çalışmada Jön Türklerin propaganda aracı olarak neşriyat faaliyetleri ile sözlü
ikna çalışmalarını kullanarak toplumu etkileme ve II. Abdülhamid iktidarı aleyhinde bir
kamuoyu yaratarak muhalefet safını güçlendirme yöntemleri incelenmektedir.
Political opposition movements directed to changing regime against centralized power in Ottoman
Empire has come up with modernization. Emergence of political opposition staff and commencement of use of press effectively in the field of opposition was especially observed in the reign of Sultan Abdulhamid II. Following short term experience of constitutional monarchy declared in
1876, Abdulhamid II shelved parliamentary system and surpassed to autocratic. Upon Abdulhamid II’s establishing a power centred in Yıldız Palace by this means, Young Turks founded The Ottoman Committee of Union and Progress and started opposition in an organized manner. Being in
need of social support with the purpose of ceasing the power of Abdulhamid II and regaining constitutional government, Young Turks tried to form public opinion based on their thinking both through verbal persuasion and publication activities. Therefore, they used propaganda densely in their
discourses and writings to be able to affect society. In this study, Young Turks’ methods of affecting
society by means of verbal persuasion and publication activities as a tool of propaganda and
strengthening opposition ranks by creating public opinion against power of Abdulhamid II are being analysed.
XIX. yüzyıl Osmanlı târihçisi olan Ahmed Cevdet Paşa’nın eserlerinde, Avrupa târihi ile ilgili bölümlerde, Avrupa hükümdarlarına ilişkin tespit ve iddialar yer almaktadır. Bu
hükümdarlardan I. Petro, II. Katerina, II. Friedrich, XIV. Louis ve Napoléon Bonaparte ile alâkalı yorumlar özellikle dikkat çekicidir. Bu çalışmanın amacı, Cevdet Paşa’nın bu hükümdarları hangi yönlerden değerlendirdiğini ve Osmanlı modernleşmesi açısından bu hükümdarların Cevdet Paşa’nın eserlerine yansımalarını tespit etmektir. Çalışma, Osmanlı modernleşme çağında, devletin resmî bir târihçisinin Avrupa’ya yönelik algısının bir göstergesi olması bakımından önem arz etmektedir.
Abstract
In Ahmed Cevdet Pasha's, who is a the Ottoman historian lived in XIXth century, works some parts about European history, there are some assertions and analysises related to European rulers. Among these rulers, comments especially about Peter I, Catherine II, Friedrich II, Louis XIV and Napoléon Bonaparte are striking. The main purpose of this study is; to follow the influence of these rulers on Ahmed Cevdet Pasha's works in terms of Ottoman modernization, to see method of Cevdet Pasha's analysis about these sovereigns and which notions are guide for Pasha's works. This study is important as a reflection of country's official historian's perception of Europe in Ottoman modernization era.
Bu çalışmada fikir adamı ve tarihçi Nihâl Atsız’ın [1905-1975] II. Abdülhamid hakkındaki görüşlerini inceleyeceğiz. II. Abdülhamid algısı ile ilgili yapılan literatür çalışmalarında Atsız’ın görüşlerine çoğunlukla yer verilmemekte veya derinliğine inmeden geçiştirilmektedir. Oysa Atsız, Sultan Hamid imajının Türkiye’deki değişiminde bir dönüm noktasını ifade etmektedir. Bu öneminden hareketle biz de çalışmamızda Atsız’ın Türkçü kimliğinin ve tarihçiliğinin Sultan Hamid algısının şekillenmesindeki rolünün sınırlarını belirleyerek bu algının beslendiği kaynakların neler olduğunu ortaya koyacağız. Bu doğrultuda Atsız’ın çalışmaları bizlere gerekli verileri sağlayacaktır. Elde edeceğimiz bu veriler ışığında Atsız’ın yarattığı Gök Sultan imajını temellendirirken bunun tarihî gerçeklik ve ideolojik yaklaşım dengesindeki yerini de çözümleyeceğiz. Böylece Türkiye’deki II. Abdülhamid imajının seyrinde Atsız’ın rolünü gündeme getireceğiz. Çalışmamızda Nihâl Atsız’ın kendi düşünsel sistematiği içerisinde ortaya koyduğu Sultan Hamid algısının da bu doğrultuda meydana getirildiği sonucuna ulaşılacaktır.