Papers by Huseyin Sarioglu
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2001
İ bn Rüşd'ün düşünce sistemine bir bütün olarak bakıldığında onun, "hakîkat"i öncelikle insanın "... more İ bn Rüşd'ün düşünce sistemine bir bütün olarak bakıldığında onun, "hakîkat"i öncelikle insanın "varlık gayesi" bağlamında değerlendirdiği görülür. Her varlığın mâhiyetini belirleyip onu başka varlıklardan ayıran özel işlevi/fiili ile gaye-sebebinin bulunduğu fikri, İbn Rüşd felsefesinin en temel kabulüdür. Filozofumuza göre, insanın mâhiyetini oluşturup onu diğer varlıklardan farklı kılan da kendine özgü aklî fiilleridir. Akıl sahibi oluşu insanı yalnızca diğer varlıklardan ayırmakla kalmaz, ona ayrıcalıklı/imtiyazlı bir konum da sağlar. İbn Rüşd'ün deyimiyle "insan özüyle (zât) değil, ancak özüyle birlikte bulunan akıl sebebiyle insandır ve varlık sahnesindeki her şeyden daha değerlidir." 1 Filozofumuzun "varolan nesnelerin düzen ve tertibini düşünüp kavramaktan (idrâk) öte bir şey değildir" 2 şeklinde ifade ettiği aklın, biri nazarî/teorik, diğeri amelî/pratik olmak üzere iki işlevi bulunduğu 3 hatırlanırsa, insanın varlık gayesinin, nazarî ve amelî yönden yetkinliğe ulaşmak olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bunlardan ilki "gerçek/doğru bilgi" (el-ilmü'l-hakk), diğeri ise "gerçek/iyi amel" (el-amelü'l-hakk) ile gerçekleşir. 4 Bunun da tesadüfen/kendiliğinden olacak bir şey değil, tam tersine bir zihniyet ve yöntem sorunu olduğuna dikkat çeken İbn Rüşd'ün, bu bağlamda altını çizdiği zihniyet ve yöntem ilkeleri şöylece sıralanabilir: (a) Her tür zihinsel faaliyetin amacı, DÎVÂN 2001/1 173
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, Oct 1, 2003
İnsan fıtratının gerektirdiği bir olgu olarak, hiçbir ulvî değer, kültürleşmeksizin insan ve topl... more İnsan fıtratının gerektirdiği bir olgu olarak, hiçbir ulvî değer, kültürleşmeksizin insan ve toplum hayatına yansıyamaz ve yaşayamaz. Vesîletü'n-Necât, Süleyman Çelebi tarafından belli bir zaman diliminde ve belli bir mekânda, belli bir ihtiyaca binaen, belli bir anlam-değer-inanç düzeni yahut zihniyet ve medeniyet temelinde, belli bir dil, söylem ve üslupla nazma çekilmiş olup o günden bugüne sadece yazıldığı dilde ve coğrafyada değil, tercüme ve/veya tanzir edildiği çeşitli diller ile farklı coğrafya, zihin ve gönüllerde hep yankılanan önemli bir metin olagelmiştir. Hakikat-ı Muhammediyye/Nûr-i Muhammedî ve insan-ı kâmil telakkileri kadim kültür ve felsefelere dayandığından Vesîletü'n-Necât'ın muhtevası felsefi nitelik taşır. Bu yazıda, tarih boyunca felsefi öğretilerin geniş kitleler, hele de avam nezdinde tanınırlık, bilinirlik, benimsenirlik ve tekrarlanırlık yönünden çok sınırlı kalışına karşılık, işaret edilen felsefi muhtevasıyla Vesîletü'n-Necât'ın tam tersi bir konum ve durumda bulunuşunun neyle ne nasıl açıklanabileceği irdelenmektedir.
Biographical Encyclopedia of Astronomers, 2014
The Biographical Encyclopedia of Astronomers.Thomas Hockey et al. (eds.). Springer Reference. New York: Springer, 2007., 2007
Reflections on the Pandemic in the Future of the World, 2020
The purpose of this article is to enunciate, ın brcvity, the endcavors and methods of al-Kindi, a... more The purpose of this article is to enunciate, ın brcvity, the endcavors and methods of al-Kindi, al-Fadib1, lbn Sina and lbn Rushd, whom by virtuc of embracing a reconciliatory approach, had anempted to overcome a problem that has, no do u bt, perpetually seized a pivotal signi ficance throughout the history ol thought, vis-a-vis, the secming contlict bctwcen Religion and Philosophy or Reason and Faith, through insisting that philosophy and religion are, by no means, contlictingly independent realms of reality; in contrast, they are mercly divcrsc emergenccs of the same tnıth.
Athar al-Din al-Abhari is an important figure whose works had becn textbooks in the Ottoman schoo... more Athar al-Din al-Abhari is an important figure whose works had becn textbooks in the Ottoman schools for centuries al-Abhari who wrote so many books in such areas as philosophy, mathematics, astronomy and logic is especially known for his books H idiiyat al-Hikmat and İsiiglıuji He took logic in to account in all of his works of philosophy. He also wrote some books and treatises specially canceming logical problems. Here, we are going to present the Turkish translation of his al-Rist'ilalıfl al-Kaviiid.al-Mantıqi)yalı (The Treatise in The Logical Rules).
ENSAR NEŞRİY AT : 67 ·İSLAMI İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi: 34
Bilindiği gibi Hz. Peygamber, hayatta bulunduğu Asr-ı Saadet boyunca İs Him toplumunun dini, ahla... more Bilindiği gibi Hz. Peygamber, hayatta bulunduğu Asr-ı Saadet boyunca İs Him toplumunun dini, ahlaki, hukuki, sosyaJ ve siyasi her tür meselesini doğrudan doğruya kendisi çözmekte, bunun tabii bir sonucu olarak müslümanlar arasında tam bir inanç ve fikir birliği hüküm sürmekte idi. Bu durum, O'nun irtihaliyle birlikte yerini başta hilafet meselesi olmak üzere büyük günah, irade hürriyeti, Allah-'ın sıfatları vb. konular etrafında gelişen tartışmalara bıraktı. İlk dört halife döneminde gerçekleştirilen fetihlerle İslam coğrafyasının genişlemesi, müslümanların Helen, İran, Hint ve diğer yabancı kültürlerle tanışmaianna imkan sağladı. Bu gelişmeler sözü edilen meselelere yenilerinin eklenmesi ve süregelen tartışmaların yeni boyutlar kazanmasının yanısıra İslam düşüncesi açısından iki önemli sonucun ortaya çıkmasına yol açmıştır: Bunlardan ilki, keHim ilminin teşekkülü yani kelami fırkaların ortaya çıkması, diğeri de tercüme hareketinin başlamasıdır.
İ bn Rüşd'ün düşünce sistemine bir bütün olarak bakıldığında onun, "hakîkat"i öncelikle insanın "... more İ bn Rüşd'ün düşünce sistemine bir bütün olarak bakıldığında onun, "hakîkat"i öncelikle insanın "varlık gayesi" bağlamında değerlendirdiği görülür. Her varlığın mâhiyetini belirleyip onu başka varlıklardan ayıran özel işlevi/fiili ile gaye-sebebinin bulunduğu fikri, İbn Rüşd felsefesinin en temel kabulüdür. Filozofumuza göre, insanın mâhiyetini oluşturup onu diğer varlıklardan farklı kılan da kendine özgü aklî fiilleridir. Akıl sahibi oluşu insanı yalnızca diğer varlıklardan ayırmakla kalmaz, ona ayrıcalıklı/imtiyazlı bir konum da sağlar. İbn Rüşd'ün deyimiyle "insan özüyle (zât) değil, ancak özüyle birlikte bulunan akıl sebebiyle insandır ve varlık sahnesindeki her şeyden daha değerlidir." 1 Filozofumuzun "varolan nesnelerin düzen ve tertibini düşünüp kavramaktan (idrâk) öte bir şey değildir" 2 şeklinde ifade ettiği aklın, biri nazarî/teorik, diğeri amelî/pratik olmak üzere iki işlevi bulunduğu 3 hatırlanırsa, insanın varlık gayesinin, nazarî ve amelî yönden yetkinliğe ulaşmak olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bunlardan ilki "gerçek/doğru bilgi" (el-ilmü'l-hakk), diğeri ise "gerçek/iyi amel" (el-amelü'l-hakk) ile gerçekleşir. 4 Bunun da tesadüfen/kendiliğinden olacak bir şey değil, tam tersine bir zihniyet ve yöntem sorunu olduğuna dikkat çeken İbn Rüşd'ün, bu bağlamda altını çizdiği zihniyet ve yöntem ilkeleri şöylece sıralanabilir: (a) Her tür zihinsel faaliyetin amacı,
Esîruddîn Ebheri, Keşfu'l-Hakâik fî Tahriri'd-Dekâik, 2001
Edisyon Kritik ve İnceleme: Hüseyin Sarıoğlu
Uploads
Papers by Huseyin Sarioglu
okutulan ders kitapları arasında Esîrüddin Ebherî’nin Hidâyetü’l-Hikme ve
İsâgûcî adlı eserleri de bulunmaktaydı. Düşünce ve eğitim-öğretim tarihimiz açısından büyük önem taşıyan Ebherî, bugüne kadar ne yazık ki hakettiği ilgiden mahrum bırakılmış, hiç değilse anılan iki eseri olsun akademik çevrelerce dikkate alınıp üzerinde gerekli çalışmalar yapılmamıştır. İşte böyle bir ihmalin telafisine ve bir hakkın teslimine yol açabilir ümidiyle bu ünlü düşünürümüzün Îsâgûcî’sinin tenkidli metnini ve Türkçe çevirisini karşılıklı sayfalar halinde sunuyoruz.