Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi, 2021
Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi s... more Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi sinemaya da yansımıştır. Kültür taşıyıcı bir sanatsal araç olan sinema, yalnızca belirli bir kültürü veya anlatıyı ifade etmek, tanıtmak, geniş kitlelerin beğenisine sunmak için değil aynı zamanda kültürel bir hegemonyanın inşası ve bu hegemonyanın sürdürülmesinde de kullanılır. Yüzyıllardır etkisi görülen, Edward Said tarafından kavramsallaştırılan oryantalist bakış açısı, Batılı gözün Doğuyu algılama ve yeniden anlamlandırma pratiklerini, söylem ve ön yargılarından oluşan hayalini, imgelerini ifade etmektedir. Yönetmenliğini Alan Parker'ın yaptığı 1978 yapımı Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filmi, Amerikalı bir turist olan ve uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle İstanbul'da tutuklanan Billy Hayes'in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan bir yapımdır. Gerçekliği yeniden kurgulayarak çarpıtan film, Doğu'ya ve Türklere karşı çok sayıda oryantalist öge ve söylemi barındırması itibariyle dikkat çekmektedir. Birçok sanat eseri, politik söylem ya da günlük hayat pratiğine yansıyan oryantalist bakış açısı, kapsamı daraltmak adına sinema filmi özelinde ele alınmıştır. İçerik analizi yöntemi kullanılan çalışmadaki amaç, sinema aracılığıyla oluşturulan oryantalist söylemin hem ideolojik hem politik sonuçlarını ortaya koymak; bir sanat türü olan sinemanın hakim söylemin etkisiyle bir ötekileştirme ve ayrıştırma aracına dönüştüğüne değinmektir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular; filmdeki hikaye akışı, söylem, sahne ve karakter seçimleri ile Türkiye özelinde Doğu'yu oryantalize eden ötekileştirici bir üslup kullanıldığını göstermektedir.
İletişim teknolojilerindeki değişimler yeni tarihsel dönemlerin başlangıcına ve beraberinde... more İletişim teknolojilerindeki değişimler yeni tarihsel dönemlerin başlangıcına ve beraberinde toplumsal dönüşümlere önayak olmuştur. Yeni medya olarak adlandırılan dijital iletişim araçlarının günlük hayatın her noktasına sirayet et- mesi, ekonomiden politikaya, insan davranışlarından sosyal ilişkilere kadar birçok alana etki etmiştir. Siyasi seçimler ve seçmen davranışları da dijital çağın getirisi olan araçlar ve bu araçların empoze ettiği davranış biçimlerine göre şe- killenmiştir. Sosyal medya kullanıcılarının Facebook verilerini elde eden ve izinsiz şekilde üçüncü taraflarla paylaşan veri analiz ve siyasal danışmanlık şirketi Cambridge Analytica’nın faaliyetleri, dünyanın birçok ülkesiyle beraber 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan başkanlık seçimlerinde de etkisini göstermiştir. Kullanıcı verileri, çeşitli algoritmalar sayesinde seçmen ve tüketici tiplerini sınıflandıran kişilik setlerinin inşasında kullanılmıştır. Bu kişi- lik tiplerine uygun olarak üretilen hedeflenmiş reklam metni ya da siyasal se- çim çalışması, kişilerin Facebook akışına medya içeriği olarak düşerek onları manipüle etmektedir. Bu manipülasyon sonucunda kişinin oy verme alışkanlığı ve seçmen davranışları etki altına alınabilmektedir. Vaka analizi yöntemi kulla- nılan çalışmada amaç, dijital çağda geçekleşen siyasal seçimler ve kullanıcı verisinin seçmen davranışı üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Facebook - Cambridge Analytica veri skandalı örneğiyle ele alınan çalışma, büyük verinin işlevi ve etkileri hakkında önemli sonuçları ortaya koymaktadır. Bireylerin kul- lanıcı verilerinin izinsiz olarak elde edilmesi, işlenen verilerle oluşturulan kişilik setleri ve davranış haritaları ile aynı bireylerin siyasi karar alma süreçlerine etki edilmesi demokratik seçimleri ve verinin güvenliğini tartışmalı hale getirmiştir.
ATLAS ULUSAL HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2020
İnternetin gelişimi ile yeni bir toplumsal çağın da kapıları aralanmıştır. İletişim alanın... more İnternetin gelişimi ile yeni bir toplumsal çağın da kapıları aralanmıştır. İletişim alanındaki bu yeni ve hızlı gelişme, iletişimle beraber tüm küresel etkileşimleri de olağanüstü hızlı hale getirmiştir. Teknolojik olanaklar ve dijital işlemler aracılığıyla bireylerin her anı gözetim altına alınabilmekte, kişilerin sosyal medya hesapları ve internet hareketleriyle verileri depolanmaktadır. Kullanıcıların bilgisi dışında oluşturulan veri havuzu aracılığıyla tüketim pratiklerinden siyasal seçim tercihlerine kadar geniş yelpazede kitleler manipüle edilebilmektedir. Özellikle internet ve sosyal medyanın yaygınlaşması yalnızca haber alma verme pratiklerini değil, toplumların yaşayışları ve kültürleri üzerinde de önemli değişimlerin fitilini ateşlemiştir. İnternet üzerinden günlük hayattaki tüm hizmetlerin temin edilmesi, sosyal medyanın kişisel ifşa ve toplumsal takip merkezi haline gelmesi, gözetime de yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çalışmada internet ve sosyal medyanın gelişimi, sosyal medya kullanımının önemi ve etkileriyle beraber birey-iktidar ve toplum-iktidar ilişkilerine etkisi ele alınmıştır.
Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi s... more Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi sinemaya da yansımıştır. Kültür taşıyıcı bir sanatsal araç olan sinema, yalnızca belirli bir kültürü veya anlatıyı ifade etmek, tanıtmak, geniş kitlelerin beğenisine sunmak için değil aynı zamanda kültürel bir hegemonyanın inşası ve bu hegemonyanın sürdürülmesinde de kullanılır. Yüzyıllardır etkisi görülen, Edward Said tarafından kavramsallaştırılan oryantalist bakış açısı, Batılı gözün Doğuyu algılama ve yeniden anlamlandırma pratiklerini, söylem ve ön yargılarından oluşan hayalini, imgelerini ifade etmektedir. Yönetmenliğini Alan Parker'ın yaptığı 1978 yapımı Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filmi, Amerikalı bir turist olan ve uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle İstanbul'da tutuklanan Billy Hayes'in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan bir yapımdır. Gerçekliği yeniden kurgulayarak çarpıtan film, Doğu'ya ve Türklere karşı çok sayıda oryantalist öge ve söylemi barındırması itibariyle dikkat çekmektedir. Birçok sanat eseri, politik söylem ya da günlük hayat pratiğine yansıyan oryantalist bakış açısı, kapsamı daraltmak adına sinema filmi özelinde ele alınmıştır. İçerik analizi yöntemi kullanılan çalışmadaki amaç, sinema aracılığıyla oluşturulan oryantalist söylemin hem ideolojik hem politik sonuçlarını ortaya koymak; bir sanat türü olan sinemanın hakim söylemin etkisiyle bir ötekileştirme ve ayrıştırma aracına dönüştüğüne değinmektir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular; filmdeki hikaye akışı, söylem, sahne ve karakter seçimleri ile Türkiye özelinde Doğu'yu oryantalize eden ötekileştirici bir üslup kullanıldığını göstermektedir.
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda birçok değiş... more Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda birçok değişimi beraberinde getirmiştir. Virüsün ortadan kaldırılması için yapılan aşı çalışmaları ise tıbbi ve ekonomik boyutunun yanı sıra siyasal ve diplomatik açıdan da dikkat çekmektedir. ABD, Çin, Rusya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin koronavirüs aşılarını üretmesi ve diğer ülkelere ihraç etmesi aşı çalışmalarını politik bir rekabete dönüştürmüştür. Aşının diplomasi aracına dönüşme eğilimi, medya metinlerine de yansımıştır. COVID-19 aşısı üreten ülkeler arasındaki diplomatik mücadele ve rekabetin medya metinlerine yansıması, medyanın diplomatik bir araç olarak kullanılması çalışmanın temel problemidir. Pandemi sürecinde medyanın bu işlevi, Joseph Nye’nin yumuşak güç kavramı bağlamında da değerlendirilmiştir. Amaç, insanlığın genelini ilgilendiren aşılama süreci ve aşı haberlerindeki örtük iktidar ilişkilerini açığa çıkartılmasıdır. Aşı üreten ülkelerin uluslararası yayın yapan medya kuruluşlarının diğer ülke aşılarına yönelik haberleri Teun A. Van Dijk’ın eleştirel söylem analizi yöntemiyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, küresel salgına yönelik yapılan aşı çalışmalarının ulusal politika, diplomatik kaygı ve ülkelerarası rekabet gibi istek ve amaçları barındırdığını göstermektedir.
Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi, 2021
Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi s... more Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi sinemaya da yansımıştır. Kültür taşıyıcı bir sanatsal araç olan sinema, yalnızca belirli bir kültürü veya anlatıyı ifade etmek, tanıtmak, geniş kitlelerin beğenisine sunmak için değil aynı zamanda kültürel bir hegemonyanın inşası ve bu hegemonyanın sürdürülmesinde de kullanılır. Yüzyıllardır etkisi görülen, Edward Said tarafından kavramsallaştırılan oryantalist bakış açısı, Batılı gözün Doğuyu algılama ve yeniden anlamlandırma pratiklerini, söylem ve ön yargılarından oluşan hayalini, imgelerini ifade etmektedir. Yönetmenliğini Alan Parker'ın yaptığı 1978 yapımı Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filmi, Amerikalı bir turist olan ve uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle İstanbul'da tutuklanan Billy Hayes'in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan bir yapımdır. Gerçekliği yeniden kurgulayarak çarpıtan film, Doğu'ya ve Türklere karşı çok sayıda oryantalist öge ve söylemi barındırması itibariyle dikkat çekmektedir. Birçok sanat eseri, politik söylem ya da günlük hayat pratiğine yansıyan oryantalist bakış açısı, kapsamı daraltmak adına sinema filmi özelinde ele alınmıştır. İçerik analizi yöntemi kullanılan çalışmadaki amaç, sinema aracılığıyla oluşturulan oryantalist söylemin hem ideolojik hem politik sonuçlarını ortaya koymak; bir sanat türü olan sinemanın hakim söylemin etkisiyle bir ötekileştirme ve ayrıştırma aracına dönüştüğüne değinmektir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular; filmdeki hikaye akışı, söylem, sahne ve karakter seçimleri ile Türkiye özelinde Doğu'yu oryantalize eden ötekileştirici bir üslup kullanıldığını göstermektedir.
İletişim teknolojilerindeki değişimler yeni tarihsel dönemlerin başlangıcına ve beraberinde... more İletişim teknolojilerindeki değişimler yeni tarihsel dönemlerin başlangıcına ve beraberinde toplumsal dönüşümlere önayak olmuştur. Yeni medya olarak adlandırılan dijital iletişim araçlarının günlük hayatın her noktasına sirayet et- mesi, ekonomiden politikaya, insan davranışlarından sosyal ilişkilere kadar birçok alana etki etmiştir. Siyasi seçimler ve seçmen davranışları da dijital çağın getirisi olan araçlar ve bu araçların empoze ettiği davranış biçimlerine göre şe- killenmiştir. Sosyal medya kullanıcılarının Facebook verilerini elde eden ve izinsiz şekilde üçüncü taraflarla paylaşan veri analiz ve siyasal danışmanlık şirketi Cambridge Analytica’nın faaliyetleri, dünyanın birçok ülkesiyle beraber 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan başkanlık seçimlerinde de etkisini göstermiştir. Kullanıcı verileri, çeşitli algoritmalar sayesinde seçmen ve tüketici tiplerini sınıflandıran kişilik setlerinin inşasında kullanılmıştır. Bu kişi- lik tiplerine uygun olarak üretilen hedeflenmiş reklam metni ya da siyasal se- çim çalışması, kişilerin Facebook akışına medya içeriği olarak düşerek onları manipüle etmektedir. Bu manipülasyon sonucunda kişinin oy verme alışkanlığı ve seçmen davranışları etki altına alınabilmektedir. Vaka analizi yöntemi kulla- nılan çalışmada amaç, dijital çağda geçekleşen siyasal seçimler ve kullanıcı verisinin seçmen davranışı üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Facebook - Cambridge Analytica veri skandalı örneğiyle ele alınan çalışma, büyük verinin işlevi ve etkileri hakkında önemli sonuçları ortaya koymaktadır. Bireylerin kul- lanıcı verilerinin izinsiz olarak elde edilmesi, işlenen verilerle oluşturulan kişilik setleri ve davranış haritaları ile aynı bireylerin siyasi karar alma süreçlerine etki edilmesi demokratik seçimleri ve verinin güvenliğini tartışmalı hale getirmiştir.
ATLAS ULUSAL HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2020
İnternetin gelişimi ile yeni bir toplumsal çağın da kapıları aralanmıştır. İletişim alanın... more İnternetin gelişimi ile yeni bir toplumsal çağın da kapıları aralanmıştır. İletişim alanındaki bu yeni ve hızlı gelişme, iletişimle beraber tüm küresel etkileşimleri de olağanüstü hızlı hale getirmiştir. Teknolojik olanaklar ve dijital işlemler aracılığıyla bireylerin her anı gözetim altına alınabilmekte, kişilerin sosyal medya hesapları ve internet hareketleriyle verileri depolanmaktadır. Kullanıcıların bilgisi dışında oluşturulan veri havuzu aracılığıyla tüketim pratiklerinden siyasal seçim tercihlerine kadar geniş yelpazede kitleler manipüle edilebilmektedir. Özellikle internet ve sosyal medyanın yaygınlaşması yalnızca haber alma verme pratiklerini değil, toplumların yaşayışları ve kültürleri üzerinde de önemli değişimlerin fitilini ateşlemiştir. İnternet üzerinden günlük hayattaki tüm hizmetlerin temin edilmesi, sosyal medyanın kişisel ifşa ve toplumsal takip merkezi haline gelmesi, gözetime de yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çalışmada internet ve sosyal medyanın gelişimi, sosyal medya kullanımının önemi ve etkileriyle beraber birey-iktidar ve toplum-iktidar ilişkilerine etkisi ele alınmıştır.
Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi s... more Batı'nın aklındaki Doğu imgesi olarak tanımlanan oryantalizm, birçok kültür ürününe olduğu gibi sinemaya da yansımıştır. Kültür taşıyıcı bir sanatsal araç olan sinema, yalnızca belirli bir kültürü veya anlatıyı ifade etmek, tanıtmak, geniş kitlelerin beğenisine sunmak için değil aynı zamanda kültürel bir hegemonyanın inşası ve bu hegemonyanın sürdürülmesinde de kullanılır. Yüzyıllardır etkisi görülen, Edward Said tarafından kavramsallaştırılan oryantalist bakış açısı, Batılı gözün Doğuyu algılama ve yeniden anlamlandırma pratiklerini, söylem ve ön yargılarından oluşan hayalini, imgelerini ifade etmektedir. Yönetmenliğini Alan Parker'ın yaptığı 1978 yapımı Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filmi, Amerikalı bir turist olan ve uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle İstanbul'da tutuklanan Billy Hayes'in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan bir yapımdır. Gerçekliği yeniden kurgulayarak çarpıtan film, Doğu'ya ve Türklere karşı çok sayıda oryantalist öge ve söylemi barındırması itibariyle dikkat çekmektedir. Birçok sanat eseri, politik söylem ya da günlük hayat pratiğine yansıyan oryantalist bakış açısı, kapsamı daraltmak adına sinema filmi özelinde ele alınmıştır. İçerik analizi yöntemi kullanılan çalışmadaki amaç, sinema aracılığıyla oluşturulan oryantalist söylemin hem ideolojik hem politik sonuçlarını ortaya koymak; bir sanat türü olan sinemanın hakim söylemin etkisiyle bir ötekileştirme ve ayrıştırma aracına dönüştüğüne değinmektir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular; filmdeki hikaye akışı, söylem, sahne ve karakter seçimleri ile Türkiye özelinde Doğu'yu oryantalize eden ötekileştirici bir üslup kullanıldığını göstermektedir.
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda birçok değiş... more Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda birçok değişimi beraberinde getirmiştir. Virüsün ortadan kaldırılması için yapılan aşı çalışmaları ise tıbbi ve ekonomik boyutunun yanı sıra siyasal ve diplomatik açıdan da dikkat çekmektedir. ABD, Çin, Rusya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin koronavirüs aşılarını üretmesi ve diğer ülkelere ihraç etmesi aşı çalışmalarını politik bir rekabete dönüştürmüştür. Aşının diplomasi aracına dönüşme eğilimi, medya metinlerine de yansımıştır. COVID-19 aşısı üreten ülkeler arasındaki diplomatik mücadele ve rekabetin medya metinlerine yansıması, medyanın diplomatik bir araç olarak kullanılması çalışmanın temel problemidir. Pandemi sürecinde medyanın bu işlevi, Joseph Nye’nin yumuşak güç kavramı bağlamında da değerlendirilmiştir. Amaç, insanlığın genelini ilgilendiren aşılama süreci ve aşı haberlerindeki örtük iktidar ilişkilerini açığa çıkartılmasıdır. Aşı üreten ülkelerin uluslararası yayın yapan medya kuruluşlarının diğer ülke aşılarına yönelik haberleri Teun A. Van Dijk’ın eleştirel söylem analizi yöntemiyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, küresel salgına yönelik yapılan aşı çalışmalarının ulusal politika, diplomatik kaygı ve ülkelerarası rekabet gibi istek ve amaçları barındırdığını göstermektedir.
Uploads
Papers by Mustafa Fidan
Books by Mustafa Fidan