Papers by Bilge Karbi
Atatürk Ansiklopedisi, 2023
Clemens Holzmeister, Avusturyalı bir mimardır. Avusturya'daki mimarlık akademisinin önde gelen is... more Clemens Holzmeister, Avusturyalı bir mimardır. Avusturya'daki mimarlık akademisinin önde gelen isimlerinden olan ve tanınmış birçok mimar yetiştiren Holzmeister, 1927-1954 yılları arasında Ankara'da birçok bina tasarlamış ve inşa etmiştir. Aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi'nde ders vermiştir. Aile Geçmişi 1886 yılında Avusturya'nın Tirol kentinde dünyaya geldi. Brezilya'da kahve ticaretiyle uğraşan ve zengin olan babası Johann Holzmeister Tirol'lü Maria Pidner ile evlenmiştir. Çocuklarını tropik hastalıklar yüzünden kaybeden aile 1874'te
Atatürk Ansiklopedisi, 2023

Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2022
ÖZ
1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile başlayan Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga... more ÖZ
1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile başlayan Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran özgürlük ve reform talepleri Osmanlı kadın hareketine olumlu katkı yaparak bu alandaki gelişmeleri hızlandırdı. Bu dönemin bir diğer öne çıkan gelişmesi, Balkan Savaşları (1912-1913), Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve ardından gelen İstiklâl Harbi (1919-1922) ile on yıllık savaşlar dizisidir. Savaş koşulları altında kadınların toplumsal hayattaki rolleri arttığından kadın hareketi de güç kazandı.
Almanya, özellikle 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Osmanlı Devleti’ne yönelik nüfuz politikasını daha sistemli hale getirdi. Şansölye Otto von Bismarck’ın görev süresinin sonlarına doğru başlatılan girişimler 1888 yılından itibaren, II. Wilhelm’in Alman tahtına çıkmasıyla daha kapsamlı bir hal aldı. Almanya, II. Abdülhamid’in modernleşme taleplerini karşılayacak uzmanlık alt yapısı ve sermayeye sahipti. Bu durum iki imparatorluk arasında iş birliklerini çoğalttı. İş birlikleri, Almanya’nın özellikle İngiltere ve Fransa gibi dönemin emperyalist devletlerinin karşısına rakip olarak çıkmasına neden oldu.
Osmanlı Devleti’nin son dönemi dış politikası ile alakalı çalışmaların odak noktalarından biri olan Almanya ile ilişkiler daha çok askeri, diplomatik ve iktisadi açılardan incelenmiştir. Oysaki Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ile kurulan ittifak kültür, eğitim gibi alanlarda da önemli gelişmelerin yaşanmasını sağlamıştır. Almanya kültür faaliyetlerini Osmanlı Devleti ile ilişkilerinin uzun süreli ve kalıcı olmasına yarayacak bir araç gibi gördü ve Osmanlı’da eğitimin modernleşmesi için faaliyetler yürüttü. Osmanlı kadın hareketinin en talepkâr olduğu bu alanda Alman ve Osmanlı kadın hareketi kesişmektedir. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Balkan Savaşları sonrası iktidarı tam anlamıyla ele aldığından kadın hareketi cemiyetin sosyal politik görüşlerine göre şekillendi. Osmanlı Devleti’nin son döneminde kadınlar toplumsal hayatta, meslek ve eğitim alanlarında daha görünür hale geldi.
Avrupa’da kadınların hak mücadelesi çok daha eskiye dayanmaktadır. Almanya’da kadın hareketi 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar uzanmaktadır. Eğitim hakkını elde etme mücadelesi bu alanların başında gelir. Dolayısıyla Almanya’da öğretmenlik kadın hareketinde öne çıkan meslek koludur. Almanya Osmanlı kültür politikaları konusunda Türk kadınının geleceği ile yakından ilgilenmiştir. Savaşın son yılında İstanbul’a gelerek Dârülfünun’da Türk Kadın Hareketi (Türkische Frauenbewegung) başlıklı bir konuşma yapan Alman kadın hareketinin öncülerinden Dr. Gertrud Bäumer’in konuşması Alman kültür politikası için bir örnektir. Bäumer’nin Almanya’da Ernst Jäckh, Friedrich Naumann gibi Alman emperyalist politikasını destekleyen liberallerle kurduğu ilişki onun İstanbul seyahatinin politik bir yönünü de göstermektedir. Nitekim Kadın hareketi zamanla siyasi hayatı da etkiledi. Özellikle Ernst Jäckh, Osmanlı Devleti ve Almanya kültür iş birliklerinin yürütülmesinde ilk sırada gelen isimdir. Savaş zamanı çok defa İstanbul’a geldi, Osmanlı Devleti’nin geleceği ile alakalı çeşitli kitaplar kaleme aldı. Onun desteği ile gerçekleşen bu seyahat Alman emperyalizmin ideolojik boyutuna da ışık tutmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kadın Hareketi, Birinci Dünya Savaşı, Almanya, Eğitim-Kültür, Sosyal Tarih.
ABSTRACT
The demands for freedom and reform that marked the last period of the Ottoman Empire, which started with the Second Constitutional Monarchy in 1908, also contributed positively to the Ottoman women's movement and accelerated the developments in this field. Another prominent development of this period is the 1912-1913 Balkan Wars, First World War of 1914-1918 and War of Independence (1919-1922) that followed. As women's role in social life increased under war conditions, the women's movement gained strength.
Germany, especially since the last quarter of the 19th century, made the Ottoman Empire's policies of influence more systematic. Initiatives, that initiated towards the end of Chancellor Otto von Bismarck's term began in 1888. It became state policy with Wilhelm's ascension to the German throne. Germany, had the expertise and capital to meet the modernization demands of Abdulhamid the Second. This situation increased the cooperation between the two empires. Cooperation caused Germany to appear as a rival to the imperialist states of the period, especially England and France.
Relations with Germany, which is one of the focal points of studies related to the last period of the Ottoman Empire, have been studied mostly from military and economic perspectives. However, the alliance established with Germany during the First World War has led to important developments in areas such as culture and education. Germany used cultural activities as a tool that would help its relations with the Ottoman Empire to be long-term and permanent. Germany carried out some activities for the modernization of education in the Ottoman Empire as an extension of its cultural policy. Therefore, in the field of education, where the women's movement was strongest, Germany and the Ottoman women's movement had a common ground. The Committee of Union and Progress took over the power after the Balkan Wars. In the last period of the Ottoman Empire, women became more visible in social life and education.
The struggle for women's rights in Europe goes back much further. The women's movement in Germany dates back to the first quarter of the 19th century. The struggle for the right to education is one of these areas. Almanya’da öğretmenler kadın hareketinde öne çıkan meslek koludur. Therefore, Germany was closely interested in the future of Turkish women in terms of Ottoman cultural policies.
In the last year of the war, Dr. Gertrud Bäumer's speech (Türkische Frauenbewegung) is an example of German cultural policy. Since Bäumer's relationship with liberals in Germany who support German imperialist policy such as Ernst Jäckh and Friedrich Naumann also shows a political aspect of his Istanbul trip. As a matter of fact, the Women's movement also affected political life over time. Especially, Ernst Jäckh is the first person to carry out cultural cooperation between the Ottoman State and Germany. He came to Istanbul many times during the war and wrote various books about the future of the Ottoman Empire. This trip also sheds light on the ideological dimension of German imperialism.
Keywords: Women Movement, First World War, Germany, Education-Culture, Social History.
Toplumsal Tarih Dergisi, Nisan 2022
Toplumsal Tarih Dergisi, Mart Sayısı, 2022

Atatürk Ansiklopedisi, 2021
Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları, müttefik olarak katıldıkları Birinci Dünya Sava... more Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları, müttefik olarak katıldıkları Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)'ndan yenik ayrıldılar. Çok uluslu yapıya sahip Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda, savaşın sonlarına doğru bağımsızlık hareketleri arttı ve buna ekonomik zorluklar da eklenince imparatorluk, 3 Kasım 1918 tarihinde Villa Giusti'de imzalanan mütareke ile savaştan çekildi. Bu dönemde imparatorluk topraklarında ardı ardına bağımsız devletler kuruluyordu. Avusturya'da da Almanlar 30 Ekim 1918'de Avusturya Cumhuriyeti'ni kurduklarını ilan ettiler. Savaşın sonunda, 18 Ocak 1919 tarihinde, Paris kentinde toplanan barış konferansında alınan kararlar neticesinde Avusturya Saint-Germain Barış Antlaşması'nı ve Osmanlı Devleti de 10 Ağustos 1920'de Sevr Barış Antlaşmasını imzaladı. İki mağlup devletin imzaladığı barış antlaşmaları arasındaki en önemli fark, Saint-Germain yürürlüğe girerken Türk milletinin işgaller ve Sevr Antlaşması'nın ağır şartları nedeniyle Millî Mücadeleyi başlatmasıdır.

Belgi Dergisi, 2021
Öz
Yüzüncü yılını geride bıraktığımız Birinci Dünya Savaşı çalışmalarında savaşın şimdiye kadar ... more Öz
Yüzüncü yılını geride bıraktığımız Birinci Dünya Savaşı çalışmalarında savaşın şimdiye kadar gölgede kalmış konuları önem kazandı. Kadın hareketi de bunlardan biridir. Savaşın yüzüncü yılı ile beraber “kadın ve savaş” konusu daha çok incelendi.
Bunda 20. Yüzyılın özellikle ikinci yarısında tarih yazımı yöntemlerinin çeşitlenmesi de etkili oldu. Savaşın toplumsal boyutu, bu dönemden sonra daha çok öne çıktı. Araştırmacılar cephe gerisindeki sivillere de odaklandılar.
Bu makalede Birinci Dünya Savaşı’na müttefik olarak katılan Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarına farklı bir açıdan yaklaşılmıştır. Müttefik iki imparatorluk kadınlarının savaş deneyimleri, günümüzde gittikçe önem kazanan kadın hareketi tarihi çerçevesinde ele alınmıştır. Makalede Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Avusturya kısmına odaklanılmıştır.
Savaş zamanı hak mücadelesinde yaşanan gelişmeler konusunda bir karşılaştırma yapabilmek için savaştan önceki ilerlemelerin tespiti önemlidir. Bunun için, ilk önce savaş öncesi durum incelenmiştir. Savaş zamanı müttefiklerin deneyimlerinin karşılaştırılması Osmanlı kadın hareketine farklı bir yerden bakılmasına olanak verir. Bu sayede Osmanlı kadın hareketinin çağdaşı Avrupalı devletlerdeki gelişmelere paralel mi bir seyir izlediği sorusu ortaya çıkabilir.
Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları hem savaşın kaybeden tarafında olmuşlar hem de çok uluslu yapıları nedeniyle savaş sonunda dağılmışlardır. Avusturya ve Türkiye devletleri 20. Yüzyılın başlarında Cumhuriyet ile yönetilen iki devlet olarak ortaya çıktılar. Her iki devletin tarihindeki bu büyük değişimlerin sonuçları toplumsal alanda da görülebilir. Her iki devlette de kadın hakları gündemden düşmemiştir.
Makale Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının savaş zamanı ittifakı hakkında değildir. Makalede savaştan sonra aynı kaderi paylaşarak dağılan iki çok uluslu imparatorluğun bir karşılaştırması yapılmaktadır. Böylece savaşın gölgede kalmış bir alanına katkı yapılmak istenmiştir. Aynı zamanda Avusturya tarafından Osmanlı kadın hareketinin ne şekilde değerlendirildiği incelenmiştir.
Anahtar Sözcükler: Avusturya, Osmanlı Devleti, Kadın Hareketi, Birinci Dünya Savaşı, İstanbul, Viyana.
Abstract
In the studies of the First World War, which we have left behind its centenary, the subjects of the war that have been overshadowed until now have gained importance. The women’s movement is one of them. With the centenary of the war, the issue of “women and war” has been studied more.
The diversification of historiography methods, especially in the second half of the 20th Century, was also effective in this. The social dimension of the war came to the fore after this period. Researchers also focused on civilians behind the front. The women’s movement became one of these areas.
In this article, the Ottoman and Austro-Hungarian empires that joined the First World War as allies are approached from a different perspective. The war experiences of the women of the two allied empires are discussed within the context of the history of the women's movement, which is increasingly important today. The article focuses on the Austrian part of the Austro-Hungarian Empire.
It is important to determine the progress before the war in order to make a comparison on the developments in the wartime struggle for rights. For this, the pre-war period is first studied. Comparing the experiences of the wartime allies allows a different view of the Ottoman women's movement. In this way, it can be revealed whether the contemporaries of the Ottoman women's movement followed a parallel course with the developments in European states.
The Ottoman and Austro-Hungarian Empires were both on the losing side of the war and also disintegrated at the end of the war due to their multinational structures. Austria and Turkey emerged as the two states governed by the Republic at the beginning of the century. The results of these great changes in the history of both states can also be seen in the social sphere. In both states, women's rights were not off the agenda.
This article is not about the wartime alliance of the Ottoman and Austro-Hungary Empires. It is a comparison of the women’s movement in two multinational empires that fell apart after the war, sharing the same fate. Thus, it was intended to contribute to a shadowy area of the war. At the same time, how the Ottoman women’s movement was evaluated by Austria was examined.
Keywords: Austria, Ottoman Empire, Women’s Movement, First World War, Istanbul, Vienna.

Atatürk Yolu Dergisi, Güz 2020, Sayı: 67, 2020
ÖZET
II. Meşrutiyet dönemi iktisat politikaları milli iktisat siyaseti ekseninde
şekillenmiştir... more ÖZET
II. Meşrutiyet dönemi iktisat politikaları milli iktisat siyaseti ekseninde
şekillenmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti uzun savaşlar yaşamış ve hatta son
savaş neticesinde alınan yenilgi ile imparatorluk dağılmıştır. Milli iktisat
politikalarının şekillenmesinde bu savaşların ve imparatorluğun dağılma
tehlikesinin etkisi büyük olmuştur. Özellikle Balkan Savaşları’nda (1912-1913)
alınan ağır yenilgiyle beraber yönetiminde gittikçe söz sahibi olan İttihatçılar
Türkçü bir politikayı çözüm olarak görmüşlerdir. Milli iktisat siyaseti bunun
ekonomik kararlara yansımasıdır. Bu siyasetin Birinci Dünya Savaşı’nda ne şekilde
hayata geçirildiği konusunda verilecek örneklerden biri milli bir bankanın
kurulmasıdır. Ancak bunun yanında Osmanlı Devleti’nin müttefikleri ile olan
ilişkileri de önemli bir göstergedir. Bu noktada dönemin Maliye Nazırı Cavid Bey’in
müttefik Almanya ile olan görüşmeleri Osmanlı Devleti’nin düşüncelerine, Alman
iktisatçı Gustav Herlt’in makaleleri Osmanlı iktisadi yapısının çıkmazlarına ve
Alman Büyükelçilik çalışanlarının raporları da Almanya’nın bu konudaki Doğu
politikasına ışık tutmaktadır. Bu makalede İttihat Terakki Cemiyeti’nin Milli iktisat
politikaları Maliye Nazırı Cavid Bey’in müttefik Almanya ile ilişkileri örneği
üzerinden ele alınmıştır. Bununla amaçlanan Almanların Milli İktisat politikaları
hakkında bilgi vermek ve Cavid Bey’in Almanya’nın Osmanlı politikaları hakkındaki
düşüncelerini ortaya çıkarmaktır.
Anahtar Kelimeler: Almanya, Birinci Dünya Savaşı, Cavid Bey, Gustav Herlt, Milli
İktisat.
ABSTRACT
Financial policies of Constitutional Period (1908) were determined according to
national policies. During this period Ottoman Empire suffered a long, continuous
war, and the empire was disintegrated at the end of last war. Series of wars had a
great influence on the formation of national policies. Especially with defeat in
Balkan Wars, Unionists, who became more and more influential in administration,
saw a Turkish nationalist movement as a solution. National policy is a reflection in
economic decisions. One of the examples of this in First World War is establishment
of a national bank. Besides this, the relations of Ottoman Empire with its allies are
an important indicator.
Formations of a national bank and debt relationships with the allies were the
examples of how national economy was practiced during World War I. Thus, while
negotiations of Minister of Finance Cavid Bey with Germans, shed light upon
Ottoman views, articles of German economist Gustav Herlt, shed light upon the
deadlock points of Ottoman economic structure and the steps that had taken by
Party of Union of Progress. Also reports of German embassy staff gives information
about the Eastern policy of Germany about this point. In this article, national
policies of this Committee are discussed through the example of Minister of Finance
Cavid Bey's relations with allied Germany. The aim is to give information about
National policies of Germans and to reveal Cavid Bey's thoughts on Germany's
Ottoman policies.
Key Words: Cavid Bey, First World War, Germany, Gustav Herlt, National
Economy.
İmparatorluklar Çağına Veda, ed. Bülent Bakar, Okan Yeşilot, Süleyman Beyoğlu, Mehdi Genceli, Ötüken Neşriyat, 2019

OTAM, Bahar Sayısı, 2019
Öz
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın dahil olduğu İttif... more Öz
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın dahil olduğu İttifak devletleri bloğunda katılmıştır. Dört yıl süren savaş boyunca üç devlet arasındaki ilişkiler geçmişte hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Hem savaştan zaferle ayrılmak hem de 19. Yüzyıla damgasını vuran Şark meselesini kendi çıkarları doğrultusunda çözümlemek isteyen Almanya ve Avusturya-Macaristan nüfuz politikaları doğrultusunda Osmanlı kişi ve kurumları ile yakın temaslarda bulunarak devleti yakından tanımak istemişlerdir. Bu makalede Avusturya-Macaristan Sefiri Markgraf von Pallavicini ve Askeri Ataşe Pomiankowski tarafından yazılan ve Ocak 1914’ten 1916 yılının sonunda kadarki dönemde Enver Paşa’nın harbiye nazırlığını değerlendiren raporlar incelenmiştir. Avusturya Devlet Arşivi’nin Kriegsarchiv ve Haus-, Hof- und Staatsarchiv’de muhafaza edilen bu raporlar içerisinden Enver Paşa’nın harbiye nazırlığına getirilmesi, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na giriş süreci ve savaş zamanında Osmanlı ordusunda görev yapan Alman subaylarından önde gelenlerinin Enver Paşa hakkında özellikle 1916 yılındaki değerlendirmelerine yer verilmiştir. Bu sayede hem müttefik devletlerin Enver Paşa ve Osmanlı ordusu hakkındaki düşüncelerine ışık tutulmuş hem de Enver Paşa hakkında yapılan çalışmalara bir katkı sağlanmıştır.
Abstract:
Ottoman Empire joined the World War I, in the bloc of Central Powers that includes Germany and Austro-Hungarian Empire. During the war, which had lasted for four years, relations between these three states had deepened to an extent that had never occurred before. Germany and Austria-Hungary, who both wanted to emerge victorious from the war and settle the Eastern Question according to their interests, desired to know Ottoman Empire more closely by establishing close contacts with the Ottoman personas and institutions as to their influence policies. In this paper, reports of Austria-Hungary envoy Margrave von Pallavicini and Military attaché Pomiankowski about the war ministry of Enver Pasha from January 1914 to the end of 1916 are examined. From these reports which are held in Kriegarschiv and Haus Hof und Staatsarchiv, appointment of Enver Pasha to war ministry, process of Ottoman Empire’s entrance to the war and observations of German officers serving in the Ottoman army about Enver Pasha -especially in 1916- are presented. Thereby, this paper both illuminated thoughts of Central Powers about Enver Pasha and Ottoman Empire and contributed to the studies about Enver Pasha.
Toplumsal Tarih, Aralık Sayısı, 2019
Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Dergisi, 2019

The desire by the Young Turks to modernize the Ottoman State in many fields overlaps with the inf... more The desire by the Young Turks to modernize the Ottoman State in many fields overlaps with the infiltration policies of Germany, an ally of the Ottoman Empire during World War I. Scientists played an important role in the implementation of this foreign policy. Dr. Hugo Grothe was one of them and, as a cultural politician, orientalist and geographer he contributed to the development of Ottoman-German relations during WWI. Grothe's interest in Ottoman geography, which began long before the war, led him to write books on both Germany's foreign policy as well as the socioeconomic , political and cultural structure of the Ottoman Empire. Translation of Grothe's works as well as the works of other orientalists can contribute significantly to the studies on Ottoman history. In this article, emphasis will be put on Ottoman State's modernisation attempts particularly in the field of economics, within the framework of books written or edited by Grothe during the Great War.

Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda müttefik olarak yer almışlardır.... more Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda müttefik olarak yer almışlardır. Dört yıl gibi, beklenenden uzun süren savaş iki devletin ilişkilerini her alanda etkilemiştir. Askerî ilişkilerden sosyo-kültürel ilişkilere kadar farklı birçok alanda ittifakın izlerini görmek mümkündür. İttifakın temel konularından bir tanesi de Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti arasındaki askerî yardımlardır. Nitekim savaş boyunca müttefikler arasında gerek ticaret, gerekse yardım amaçlı canlı bir ilişki görülmüştür. Galiçya Cephesi'ne gönderilen 15. Kolordu da buna bir örnektir. Bu çalışmada askerî destek amaçlı olarak görülen kararın arkasında yatan siyasi nedenler gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu sayede askerî yardımların yapısına farklı bir bakış açısı getirmek amaçlanmıştır. Abstract Austria-Hungary and the Ottoman Empire were allies in the First World War. An unexpectedly long war has affected the relations of the two countries in every aspect. It is easy to see the effects of the alliance in various fields from military to socio-cultural relations. One of the major topics of the alliance was the military support between Austria-Hungary and the Ottoman Empire. Indeed during the war, active commercial and support relations were observed between the allies. The 15 th Corps sent to the Galician Front is an example for this. In this study, the political grounds of this support, which looks like a military aid, were brought to light. Thus the intention was to bring a distinctive approach on the structure of military aids.
Book Reviews by Bilge Karbi
Uploads
Papers by Bilge Karbi
1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile başlayan Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran özgürlük ve reform talepleri Osmanlı kadın hareketine olumlu katkı yaparak bu alandaki gelişmeleri hızlandırdı. Bu dönemin bir diğer öne çıkan gelişmesi, Balkan Savaşları (1912-1913), Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve ardından gelen İstiklâl Harbi (1919-1922) ile on yıllık savaşlar dizisidir. Savaş koşulları altında kadınların toplumsal hayattaki rolleri arttığından kadın hareketi de güç kazandı.
Almanya, özellikle 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Osmanlı Devleti’ne yönelik nüfuz politikasını daha sistemli hale getirdi. Şansölye Otto von Bismarck’ın görev süresinin sonlarına doğru başlatılan girişimler 1888 yılından itibaren, II. Wilhelm’in Alman tahtına çıkmasıyla daha kapsamlı bir hal aldı. Almanya, II. Abdülhamid’in modernleşme taleplerini karşılayacak uzmanlık alt yapısı ve sermayeye sahipti. Bu durum iki imparatorluk arasında iş birliklerini çoğalttı. İş birlikleri, Almanya’nın özellikle İngiltere ve Fransa gibi dönemin emperyalist devletlerinin karşısına rakip olarak çıkmasına neden oldu.
Osmanlı Devleti’nin son dönemi dış politikası ile alakalı çalışmaların odak noktalarından biri olan Almanya ile ilişkiler daha çok askeri, diplomatik ve iktisadi açılardan incelenmiştir. Oysaki Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ile kurulan ittifak kültür, eğitim gibi alanlarda da önemli gelişmelerin yaşanmasını sağlamıştır. Almanya kültür faaliyetlerini Osmanlı Devleti ile ilişkilerinin uzun süreli ve kalıcı olmasına yarayacak bir araç gibi gördü ve Osmanlı’da eğitimin modernleşmesi için faaliyetler yürüttü. Osmanlı kadın hareketinin en talepkâr olduğu bu alanda Alman ve Osmanlı kadın hareketi kesişmektedir. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Balkan Savaşları sonrası iktidarı tam anlamıyla ele aldığından kadın hareketi cemiyetin sosyal politik görüşlerine göre şekillendi. Osmanlı Devleti’nin son döneminde kadınlar toplumsal hayatta, meslek ve eğitim alanlarında daha görünür hale geldi.
Avrupa’da kadınların hak mücadelesi çok daha eskiye dayanmaktadır. Almanya’da kadın hareketi 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar uzanmaktadır. Eğitim hakkını elde etme mücadelesi bu alanların başında gelir. Dolayısıyla Almanya’da öğretmenlik kadın hareketinde öne çıkan meslek koludur. Almanya Osmanlı kültür politikaları konusunda Türk kadınının geleceği ile yakından ilgilenmiştir. Savaşın son yılında İstanbul’a gelerek Dârülfünun’da Türk Kadın Hareketi (Türkische Frauenbewegung) başlıklı bir konuşma yapan Alman kadın hareketinin öncülerinden Dr. Gertrud Bäumer’in konuşması Alman kültür politikası için bir örnektir. Bäumer’nin Almanya’da Ernst Jäckh, Friedrich Naumann gibi Alman emperyalist politikasını destekleyen liberallerle kurduğu ilişki onun İstanbul seyahatinin politik bir yönünü de göstermektedir. Nitekim Kadın hareketi zamanla siyasi hayatı da etkiledi. Özellikle Ernst Jäckh, Osmanlı Devleti ve Almanya kültür iş birliklerinin yürütülmesinde ilk sırada gelen isimdir. Savaş zamanı çok defa İstanbul’a geldi, Osmanlı Devleti’nin geleceği ile alakalı çeşitli kitaplar kaleme aldı. Onun desteği ile gerçekleşen bu seyahat Alman emperyalizmin ideolojik boyutuna da ışık tutmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kadın Hareketi, Birinci Dünya Savaşı, Almanya, Eğitim-Kültür, Sosyal Tarih.
ABSTRACT
The demands for freedom and reform that marked the last period of the Ottoman Empire, which started with the Second Constitutional Monarchy in 1908, also contributed positively to the Ottoman women's movement and accelerated the developments in this field. Another prominent development of this period is the 1912-1913 Balkan Wars, First World War of 1914-1918 and War of Independence (1919-1922) that followed. As women's role in social life increased under war conditions, the women's movement gained strength.
Germany, especially since the last quarter of the 19th century, made the Ottoman Empire's policies of influence more systematic. Initiatives, that initiated towards the end of Chancellor Otto von Bismarck's term began in 1888. It became state policy with Wilhelm's ascension to the German throne. Germany, had the expertise and capital to meet the modernization demands of Abdulhamid the Second. This situation increased the cooperation between the two empires. Cooperation caused Germany to appear as a rival to the imperialist states of the period, especially England and France.
Relations with Germany, which is one of the focal points of studies related to the last period of the Ottoman Empire, have been studied mostly from military and economic perspectives. However, the alliance established with Germany during the First World War has led to important developments in areas such as culture and education. Germany used cultural activities as a tool that would help its relations with the Ottoman Empire to be long-term and permanent. Germany carried out some activities for the modernization of education in the Ottoman Empire as an extension of its cultural policy. Therefore, in the field of education, where the women's movement was strongest, Germany and the Ottoman women's movement had a common ground. The Committee of Union and Progress took over the power after the Balkan Wars. In the last period of the Ottoman Empire, women became more visible in social life and education.
The struggle for women's rights in Europe goes back much further. The women's movement in Germany dates back to the first quarter of the 19th century. The struggle for the right to education is one of these areas. Almanya’da öğretmenler kadın hareketinde öne çıkan meslek koludur. Therefore, Germany was closely interested in the future of Turkish women in terms of Ottoman cultural policies.
In the last year of the war, Dr. Gertrud Bäumer's speech (Türkische Frauenbewegung) is an example of German cultural policy. Since Bäumer's relationship with liberals in Germany who support German imperialist policy such as Ernst Jäckh and Friedrich Naumann also shows a political aspect of his Istanbul trip. As a matter of fact, the Women's movement also affected political life over time. Especially, Ernst Jäckh is the first person to carry out cultural cooperation between the Ottoman State and Germany. He came to Istanbul many times during the war and wrote various books about the future of the Ottoman Empire. This trip also sheds light on the ideological dimension of German imperialism.
Keywords: Women Movement, First World War, Germany, Education-Culture, Social History.
Yüzüncü yılını geride bıraktığımız Birinci Dünya Savaşı çalışmalarında savaşın şimdiye kadar gölgede kalmış konuları önem kazandı. Kadın hareketi de bunlardan biridir. Savaşın yüzüncü yılı ile beraber “kadın ve savaş” konusu daha çok incelendi.
Bunda 20. Yüzyılın özellikle ikinci yarısında tarih yazımı yöntemlerinin çeşitlenmesi de etkili oldu. Savaşın toplumsal boyutu, bu dönemden sonra daha çok öne çıktı. Araştırmacılar cephe gerisindeki sivillere de odaklandılar.
Bu makalede Birinci Dünya Savaşı’na müttefik olarak katılan Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarına farklı bir açıdan yaklaşılmıştır. Müttefik iki imparatorluk kadınlarının savaş deneyimleri, günümüzde gittikçe önem kazanan kadın hareketi tarihi çerçevesinde ele alınmıştır. Makalede Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Avusturya kısmına odaklanılmıştır.
Savaş zamanı hak mücadelesinde yaşanan gelişmeler konusunda bir karşılaştırma yapabilmek için savaştan önceki ilerlemelerin tespiti önemlidir. Bunun için, ilk önce savaş öncesi durum incelenmiştir. Savaş zamanı müttefiklerin deneyimlerinin karşılaştırılması Osmanlı kadın hareketine farklı bir yerden bakılmasına olanak verir. Bu sayede Osmanlı kadın hareketinin çağdaşı Avrupalı devletlerdeki gelişmelere paralel mi bir seyir izlediği sorusu ortaya çıkabilir.
Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları hem savaşın kaybeden tarafında olmuşlar hem de çok uluslu yapıları nedeniyle savaş sonunda dağılmışlardır. Avusturya ve Türkiye devletleri 20. Yüzyılın başlarında Cumhuriyet ile yönetilen iki devlet olarak ortaya çıktılar. Her iki devletin tarihindeki bu büyük değişimlerin sonuçları toplumsal alanda da görülebilir. Her iki devlette de kadın hakları gündemden düşmemiştir.
Makale Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının savaş zamanı ittifakı hakkında değildir. Makalede savaştan sonra aynı kaderi paylaşarak dağılan iki çok uluslu imparatorluğun bir karşılaştırması yapılmaktadır. Böylece savaşın gölgede kalmış bir alanına katkı yapılmak istenmiştir. Aynı zamanda Avusturya tarafından Osmanlı kadın hareketinin ne şekilde değerlendirildiği incelenmiştir.
Anahtar Sözcükler: Avusturya, Osmanlı Devleti, Kadın Hareketi, Birinci Dünya Savaşı, İstanbul, Viyana.
Abstract
In the studies of the First World War, which we have left behind its centenary, the subjects of the war that have been overshadowed until now have gained importance. The women’s movement is one of them. With the centenary of the war, the issue of “women and war” has been studied more.
The diversification of historiography methods, especially in the second half of the 20th Century, was also effective in this. The social dimension of the war came to the fore after this period. Researchers also focused on civilians behind the front. The women’s movement became one of these areas.
In this article, the Ottoman and Austro-Hungarian empires that joined the First World War as allies are approached from a different perspective. The war experiences of the women of the two allied empires are discussed within the context of the history of the women's movement, which is increasingly important today. The article focuses on the Austrian part of the Austro-Hungarian Empire.
It is important to determine the progress before the war in order to make a comparison on the developments in the wartime struggle for rights. For this, the pre-war period is first studied. Comparing the experiences of the wartime allies allows a different view of the Ottoman women's movement. In this way, it can be revealed whether the contemporaries of the Ottoman women's movement followed a parallel course with the developments in European states.
The Ottoman and Austro-Hungarian Empires were both on the losing side of the war and also disintegrated at the end of the war due to their multinational structures. Austria and Turkey emerged as the two states governed by the Republic at the beginning of the century. The results of these great changes in the history of both states can also be seen in the social sphere. In both states, women's rights were not off the agenda.
This article is not about the wartime alliance of the Ottoman and Austro-Hungary Empires. It is a comparison of the women’s movement in two multinational empires that fell apart after the war, sharing the same fate. Thus, it was intended to contribute to a shadowy area of the war. At the same time, how the Ottoman women’s movement was evaluated by Austria was examined.
Keywords: Austria, Ottoman Empire, Women’s Movement, First World War, Istanbul, Vienna.
II. Meşrutiyet dönemi iktisat politikaları milli iktisat siyaseti ekseninde
şekillenmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti uzun savaşlar yaşamış ve hatta son
savaş neticesinde alınan yenilgi ile imparatorluk dağılmıştır. Milli iktisat
politikalarının şekillenmesinde bu savaşların ve imparatorluğun dağılma
tehlikesinin etkisi büyük olmuştur. Özellikle Balkan Savaşları’nda (1912-1913)
alınan ağır yenilgiyle beraber yönetiminde gittikçe söz sahibi olan İttihatçılar
Türkçü bir politikayı çözüm olarak görmüşlerdir. Milli iktisat siyaseti bunun
ekonomik kararlara yansımasıdır. Bu siyasetin Birinci Dünya Savaşı’nda ne şekilde
hayata geçirildiği konusunda verilecek örneklerden biri milli bir bankanın
kurulmasıdır. Ancak bunun yanında Osmanlı Devleti’nin müttefikleri ile olan
ilişkileri de önemli bir göstergedir. Bu noktada dönemin Maliye Nazırı Cavid Bey’in
müttefik Almanya ile olan görüşmeleri Osmanlı Devleti’nin düşüncelerine, Alman
iktisatçı Gustav Herlt’in makaleleri Osmanlı iktisadi yapısının çıkmazlarına ve
Alman Büyükelçilik çalışanlarının raporları da Almanya’nın bu konudaki Doğu
politikasına ışık tutmaktadır. Bu makalede İttihat Terakki Cemiyeti’nin Milli iktisat
politikaları Maliye Nazırı Cavid Bey’in müttefik Almanya ile ilişkileri örneği
üzerinden ele alınmıştır. Bununla amaçlanan Almanların Milli İktisat politikaları
hakkında bilgi vermek ve Cavid Bey’in Almanya’nın Osmanlı politikaları hakkındaki
düşüncelerini ortaya çıkarmaktır.
Anahtar Kelimeler: Almanya, Birinci Dünya Savaşı, Cavid Bey, Gustav Herlt, Milli
İktisat.
ABSTRACT
Financial policies of Constitutional Period (1908) were determined according to
national policies. During this period Ottoman Empire suffered a long, continuous
war, and the empire was disintegrated at the end of last war. Series of wars had a
great influence on the formation of national policies. Especially with defeat in
Balkan Wars, Unionists, who became more and more influential in administration,
saw a Turkish nationalist movement as a solution. National policy is a reflection in
economic decisions. One of the examples of this in First World War is establishment
of a national bank. Besides this, the relations of Ottoman Empire with its allies are
an important indicator.
Formations of a national bank and debt relationships with the allies were the
examples of how national economy was practiced during World War I. Thus, while
negotiations of Minister of Finance Cavid Bey with Germans, shed light upon
Ottoman views, articles of German economist Gustav Herlt, shed light upon the
deadlock points of Ottoman economic structure and the steps that had taken by
Party of Union of Progress. Also reports of German embassy staff gives information
about the Eastern policy of Germany about this point. In this article, national
policies of this Committee are discussed through the example of Minister of Finance
Cavid Bey's relations with allied Germany. The aim is to give information about
National policies of Germans and to reveal Cavid Bey's thoughts on Germany's
Ottoman policies.
Key Words: Cavid Bey, First World War, Germany, Gustav Herlt, National
Economy.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın dahil olduğu İttifak devletleri bloğunda katılmıştır. Dört yıl süren savaş boyunca üç devlet arasındaki ilişkiler geçmişte hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Hem savaştan zaferle ayrılmak hem de 19. Yüzyıla damgasını vuran Şark meselesini kendi çıkarları doğrultusunda çözümlemek isteyen Almanya ve Avusturya-Macaristan nüfuz politikaları doğrultusunda Osmanlı kişi ve kurumları ile yakın temaslarda bulunarak devleti yakından tanımak istemişlerdir. Bu makalede Avusturya-Macaristan Sefiri Markgraf von Pallavicini ve Askeri Ataşe Pomiankowski tarafından yazılan ve Ocak 1914’ten 1916 yılının sonunda kadarki dönemde Enver Paşa’nın harbiye nazırlığını değerlendiren raporlar incelenmiştir. Avusturya Devlet Arşivi’nin Kriegsarchiv ve Haus-, Hof- und Staatsarchiv’de muhafaza edilen bu raporlar içerisinden Enver Paşa’nın harbiye nazırlığına getirilmesi, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na giriş süreci ve savaş zamanında Osmanlı ordusunda görev yapan Alman subaylarından önde gelenlerinin Enver Paşa hakkında özellikle 1916 yılındaki değerlendirmelerine yer verilmiştir. Bu sayede hem müttefik devletlerin Enver Paşa ve Osmanlı ordusu hakkındaki düşüncelerine ışık tutulmuş hem de Enver Paşa hakkında yapılan çalışmalara bir katkı sağlanmıştır.
Abstract:
Ottoman Empire joined the World War I, in the bloc of Central Powers that includes Germany and Austro-Hungarian Empire. During the war, which had lasted for four years, relations between these three states had deepened to an extent that had never occurred before. Germany and Austria-Hungary, who both wanted to emerge victorious from the war and settle the Eastern Question according to their interests, desired to know Ottoman Empire more closely by establishing close contacts with the Ottoman personas and institutions as to their influence policies. In this paper, reports of Austria-Hungary envoy Margrave von Pallavicini and Military attaché Pomiankowski about the war ministry of Enver Pasha from January 1914 to the end of 1916 are examined. From these reports which are held in Kriegarschiv and Haus Hof und Staatsarchiv, appointment of Enver Pasha to war ministry, process of Ottoman Empire’s entrance to the war and observations of German officers serving in the Ottoman army about Enver Pasha -especially in 1916- are presented. Thereby, this paper both illuminated thoughts of Central Powers about Enver Pasha and Ottoman Empire and contributed to the studies about Enver Pasha.
Book Reviews by Bilge Karbi
1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile başlayan Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran özgürlük ve reform talepleri Osmanlı kadın hareketine olumlu katkı yaparak bu alandaki gelişmeleri hızlandırdı. Bu dönemin bir diğer öne çıkan gelişmesi, Balkan Savaşları (1912-1913), Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve ardından gelen İstiklâl Harbi (1919-1922) ile on yıllık savaşlar dizisidir. Savaş koşulları altında kadınların toplumsal hayattaki rolleri arttığından kadın hareketi de güç kazandı.
Almanya, özellikle 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Osmanlı Devleti’ne yönelik nüfuz politikasını daha sistemli hale getirdi. Şansölye Otto von Bismarck’ın görev süresinin sonlarına doğru başlatılan girişimler 1888 yılından itibaren, II. Wilhelm’in Alman tahtına çıkmasıyla daha kapsamlı bir hal aldı. Almanya, II. Abdülhamid’in modernleşme taleplerini karşılayacak uzmanlık alt yapısı ve sermayeye sahipti. Bu durum iki imparatorluk arasında iş birliklerini çoğalttı. İş birlikleri, Almanya’nın özellikle İngiltere ve Fransa gibi dönemin emperyalist devletlerinin karşısına rakip olarak çıkmasına neden oldu.
Osmanlı Devleti’nin son dönemi dış politikası ile alakalı çalışmaların odak noktalarından biri olan Almanya ile ilişkiler daha çok askeri, diplomatik ve iktisadi açılardan incelenmiştir. Oysaki Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ile kurulan ittifak kültür, eğitim gibi alanlarda da önemli gelişmelerin yaşanmasını sağlamıştır. Almanya kültür faaliyetlerini Osmanlı Devleti ile ilişkilerinin uzun süreli ve kalıcı olmasına yarayacak bir araç gibi gördü ve Osmanlı’da eğitimin modernleşmesi için faaliyetler yürüttü. Osmanlı kadın hareketinin en talepkâr olduğu bu alanda Alman ve Osmanlı kadın hareketi kesişmektedir. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Balkan Savaşları sonrası iktidarı tam anlamıyla ele aldığından kadın hareketi cemiyetin sosyal politik görüşlerine göre şekillendi. Osmanlı Devleti’nin son döneminde kadınlar toplumsal hayatta, meslek ve eğitim alanlarında daha görünür hale geldi.
Avrupa’da kadınların hak mücadelesi çok daha eskiye dayanmaktadır. Almanya’da kadın hareketi 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar uzanmaktadır. Eğitim hakkını elde etme mücadelesi bu alanların başında gelir. Dolayısıyla Almanya’da öğretmenlik kadın hareketinde öne çıkan meslek koludur. Almanya Osmanlı kültür politikaları konusunda Türk kadınının geleceği ile yakından ilgilenmiştir. Savaşın son yılında İstanbul’a gelerek Dârülfünun’da Türk Kadın Hareketi (Türkische Frauenbewegung) başlıklı bir konuşma yapan Alman kadın hareketinin öncülerinden Dr. Gertrud Bäumer’in konuşması Alman kültür politikası için bir örnektir. Bäumer’nin Almanya’da Ernst Jäckh, Friedrich Naumann gibi Alman emperyalist politikasını destekleyen liberallerle kurduğu ilişki onun İstanbul seyahatinin politik bir yönünü de göstermektedir. Nitekim Kadın hareketi zamanla siyasi hayatı da etkiledi. Özellikle Ernst Jäckh, Osmanlı Devleti ve Almanya kültür iş birliklerinin yürütülmesinde ilk sırada gelen isimdir. Savaş zamanı çok defa İstanbul’a geldi, Osmanlı Devleti’nin geleceği ile alakalı çeşitli kitaplar kaleme aldı. Onun desteği ile gerçekleşen bu seyahat Alman emperyalizmin ideolojik boyutuna da ışık tutmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kadın Hareketi, Birinci Dünya Savaşı, Almanya, Eğitim-Kültür, Sosyal Tarih.
ABSTRACT
The demands for freedom and reform that marked the last period of the Ottoman Empire, which started with the Second Constitutional Monarchy in 1908, also contributed positively to the Ottoman women's movement and accelerated the developments in this field. Another prominent development of this period is the 1912-1913 Balkan Wars, First World War of 1914-1918 and War of Independence (1919-1922) that followed. As women's role in social life increased under war conditions, the women's movement gained strength.
Germany, especially since the last quarter of the 19th century, made the Ottoman Empire's policies of influence more systematic. Initiatives, that initiated towards the end of Chancellor Otto von Bismarck's term began in 1888. It became state policy with Wilhelm's ascension to the German throne. Germany, had the expertise and capital to meet the modernization demands of Abdulhamid the Second. This situation increased the cooperation between the two empires. Cooperation caused Germany to appear as a rival to the imperialist states of the period, especially England and France.
Relations with Germany, which is one of the focal points of studies related to the last period of the Ottoman Empire, have been studied mostly from military and economic perspectives. However, the alliance established with Germany during the First World War has led to important developments in areas such as culture and education. Germany used cultural activities as a tool that would help its relations with the Ottoman Empire to be long-term and permanent. Germany carried out some activities for the modernization of education in the Ottoman Empire as an extension of its cultural policy. Therefore, in the field of education, where the women's movement was strongest, Germany and the Ottoman women's movement had a common ground. The Committee of Union and Progress took over the power after the Balkan Wars. In the last period of the Ottoman Empire, women became more visible in social life and education.
The struggle for women's rights in Europe goes back much further. The women's movement in Germany dates back to the first quarter of the 19th century. The struggle for the right to education is one of these areas. Almanya’da öğretmenler kadın hareketinde öne çıkan meslek koludur. Therefore, Germany was closely interested in the future of Turkish women in terms of Ottoman cultural policies.
In the last year of the war, Dr. Gertrud Bäumer's speech (Türkische Frauenbewegung) is an example of German cultural policy. Since Bäumer's relationship with liberals in Germany who support German imperialist policy such as Ernst Jäckh and Friedrich Naumann also shows a political aspect of his Istanbul trip. As a matter of fact, the Women's movement also affected political life over time. Especially, Ernst Jäckh is the first person to carry out cultural cooperation between the Ottoman State and Germany. He came to Istanbul many times during the war and wrote various books about the future of the Ottoman Empire. This trip also sheds light on the ideological dimension of German imperialism.
Keywords: Women Movement, First World War, Germany, Education-Culture, Social History.
Yüzüncü yılını geride bıraktığımız Birinci Dünya Savaşı çalışmalarında savaşın şimdiye kadar gölgede kalmış konuları önem kazandı. Kadın hareketi de bunlardan biridir. Savaşın yüzüncü yılı ile beraber “kadın ve savaş” konusu daha çok incelendi.
Bunda 20. Yüzyılın özellikle ikinci yarısında tarih yazımı yöntemlerinin çeşitlenmesi de etkili oldu. Savaşın toplumsal boyutu, bu dönemden sonra daha çok öne çıktı. Araştırmacılar cephe gerisindeki sivillere de odaklandılar.
Bu makalede Birinci Dünya Savaşı’na müttefik olarak katılan Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarına farklı bir açıdan yaklaşılmıştır. Müttefik iki imparatorluk kadınlarının savaş deneyimleri, günümüzde gittikçe önem kazanan kadın hareketi tarihi çerçevesinde ele alınmıştır. Makalede Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Avusturya kısmına odaklanılmıştır.
Savaş zamanı hak mücadelesinde yaşanan gelişmeler konusunda bir karşılaştırma yapabilmek için savaştan önceki ilerlemelerin tespiti önemlidir. Bunun için, ilk önce savaş öncesi durum incelenmiştir. Savaş zamanı müttefiklerin deneyimlerinin karşılaştırılması Osmanlı kadın hareketine farklı bir yerden bakılmasına olanak verir. Bu sayede Osmanlı kadın hareketinin çağdaşı Avrupalı devletlerdeki gelişmelere paralel mi bir seyir izlediği sorusu ortaya çıkabilir.
Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları hem savaşın kaybeden tarafında olmuşlar hem de çok uluslu yapıları nedeniyle savaş sonunda dağılmışlardır. Avusturya ve Türkiye devletleri 20. Yüzyılın başlarında Cumhuriyet ile yönetilen iki devlet olarak ortaya çıktılar. Her iki devletin tarihindeki bu büyük değişimlerin sonuçları toplumsal alanda da görülebilir. Her iki devlette de kadın hakları gündemden düşmemiştir.
Makale Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının savaş zamanı ittifakı hakkında değildir. Makalede savaştan sonra aynı kaderi paylaşarak dağılan iki çok uluslu imparatorluğun bir karşılaştırması yapılmaktadır. Böylece savaşın gölgede kalmış bir alanına katkı yapılmak istenmiştir. Aynı zamanda Avusturya tarafından Osmanlı kadın hareketinin ne şekilde değerlendirildiği incelenmiştir.
Anahtar Sözcükler: Avusturya, Osmanlı Devleti, Kadın Hareketi, Birinci Dünya Savaşı, İstanbul, Viyana.
Abstract
In the studies of the First World War, which we have left behind its centenary, the subjects of the war that have been overshadowed until now have gained importance. The women’s movement is one of them. With the centenary of the war, the issue of “women and war” has been studied more.
The diversification of historiography methods, especially in the second half of the 20th Century, was also effective in this. The social dimension of the war came to the fore after this period. Researchers also focused on civilians behind the front. The women’s movement became one of these areas.
In this article, the Ottoman and Austro-Hungarian empires that joined the First World War as allies are approached from a different perspective. The war experiences of the women of the two allied empires are discussed within the context of the history of the women's movement, which is increasingly important today. The article focuses on the Austrian part of the Austro-Hungarian Empire.
It is important to determine the progress before the war in order to make a comparison on the developments in the wartime struggle for rights. For this, the pre-war period is first studied. Comparing the experiences of the wartime allies allows a different view of the Ottoman women's movement. In this way, it can be revealed whether the contemporaries of the Ottoman women's movement followed a parallel course with the developments in European states.
The Ottoman and Austro-Hungarian Empires were both on the losing side of the war and also disintegrated at the end of the war due to their multinational structures. Austria and Turkey emerged as the two states governed by the Republic at the beginning of the century. The results of these great changes in the history of both states can also be seen in the social sphere. In both states, women's rights were not off the agenda.
This article is not about the wartime alliance of the Ottoman and Austro-Hungary Empires. It is a comparison of the women’s movement in two multinational empires that fell apart after the war, sharing the same fate. Thus, it was intended to contribute to a shadowy area of the war. At the same time, how the Ottoman women’s movement was evaluated by Austria was examined.
Keywords: Austria, Ottoman Empire, Women’s Movement, First World War, Istanbul, Vienna.
II. Meşrutiyet dönemi iktisat politikaları milli iktisat siyaseti ekseninde
şekillenmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti uzun savaşlar yaşamış ve hatta son
savaş neticesinde alınan yenilgi ile imparatorluk dağılmıştır. Milli iktisat
politikalarının şekillenmesinde bu savaşların ve imparatorluğun dağılma
tehlikesinin etkisi büyük olmuştur. Özellikle Balkan Savaşları’nda (1912-1913)
alınan ağır yenilgiyle beraber yönetiminde gittikçe söz sahibi olan İttihatçılar
Türkçü bir politikayı çözüm olarak görmüşlerdir. Milli iktisat siyaseti bunun
ekonomik kararlara yansımasıdır. Bu siyasetin Birinci Dünya Savaşı’nda ne şekilde
hayata geçirildiği konusunda verilecek örneklerden biri milli bir bankanın
kurulmasıdır. Ancak bunun yanında Osmanlı Devleti’nin müttefikleri ile olan
ilişkileri de önemli bir göstergedir. Bu noktada dönemin Maliye Nazırı Cavid Bey’in
müttefik Almanya ile olan görüşmeleri Osmanlı Devleti’nin düşüncelerine, Alman
iktisatçı Gustav Herlt’in makaleleri Osmanlı iktisadi yapısının çıkmazlarına ve
Alman Büyükelçilik çalışanlarının raporları da Almanya’nın bu konudaki Doğu
politikasına ışık tutmaktadır. Bu makalede İttihat Terakki Cemiyeti’nin Milli iktisat
politikaları Maliye Nazırı Cavid Bey’in müttefik Almanya ile ilişkileri örneği
üzerinden ele alınmıştır. Bununla amaçlanan Almanların Milli İktisat politikaları
hakkında bilgi vermek ve Cavid Bey’in Almanya’nın Osmanlı politikaları hakkındaki
düşüncelerini ortaya çıkarmaktır.
Anahtar Kelimeler: Almanya, Birinci Dünya Savaşı, Cavid Bey, Gustav Herlt, Milli
İktisat.
ABSTRACT
Financial policies of Constitutional Period (1908) were determined according to
national policies. During this period Ottoman Empire suffered a long, continuous
war, and the empire was disintegrated at the end of last war. Series of wars had a
great influence on the formation of national policies. Especially with defeat in
Balkan Wars, Unionists, who became more and more influential in administration,
saw a Turkish nationalist movement as a solution. National policy is a reflection in
economic decisions. One of the examples of this in First World War is establishment
of a national bank. Besides this, the relations of Ottoman Empire with its allies are
an important indicator.
Formations of a national bank and debt relationships with the allies were the
examples of how national economy was practiced during World War I. Thus, while
negotiations of Minister of Finance Cavid Bey with Germans, shed light upon
Ottoman views, articles of German economist Gustav Herlt, shed light upon the
deadlock points of Ottoman economic structure and the steps that had taken by
Party of Union of Progress. Also reports of German embassy staff gives information
about the Eastern policy of Germany about this point. In this article, national
policies of this Committee are discussed through the example of Minister of Finance
Cavid Bey's relations with allied Germany. The aim is to give information about
National policies of Germans and to reveal Cavid Bey's thoughts on Germany's
Ottoman policies.
Key Words: Cavid Bey, First World War, Germany, Gustav Herlt, National
Economy.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın dahil olduğu İttifak devletleri bloğunda katılmıştır. Dört yıl süren savaş boyunca üç devlet arasındaki ilişkiler geçmişte hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Hem savaştan zaferle ayrılmak hem de 19. Yüzyıla damgasını vuran Şark meselesini kendi çıkarları doğrultusunda çözümlemek isteyen Almanya ve Avusturya-Macaristan nüfuz politikaları doğrultusunda Osmanlı kişi ve kurumları ile yakın temaslarda bulunarak devleti yakından tanımak istemişlerdir. Bu makalede Avusturya-Macaristan Sefiri Markgraf von Pallavicini ve Askeri Ataşe Pomiankowski tarafından yazılan ve Ocak 1914’ten 1916 yılının sonunda kadarki dönemde Enver Paşa’nın harbiye nazırlığını değerlendiren raporlar incelenmiştir. Avusturya Devlet Arşivi’nin Kriegsarchiv ve Haus-, Hof- und Staatsarchiv’de muhafaza edilen bu raporlar içerisinden Enver Paşa’nın harbiye nazırlığına getirilmesi, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na giriş süreci ve savaş zamanında Osmanlı ordusunda görev yapan Alman subaylarından önde gelenlerinin Enver Paşa hakkında özellikle 1916 yılındaki değerlendirmelerine yer verilmiştir. Bu sayede hem müttefik devletlerin Enver Paşa ve Osmanlı ordusu hakkındaki düşüncelerine ışık tutulmuş hem de Enver Paşa hakkında yapılan çalışmalara bir katkı sağlanmıştır.
Abstract:
Ottoman Empire joined the World War I, in the bloc of Central Powers that includes Germany and Austro-Hungarian Empire. During the war, which had lasted for four years, relations between these three states had deepened to an extent that had never occurred before. Germany and Austria-Hungary, who both wanted to emerge victorious from the war and settle the Eastern Question according to their interests, desired to know Ottoman Empire more closely by establishing close contacts with the Ottoman personas and institutions as to their influence policies. In this paper, reports of Austria-Hungary envoy Margrave von Pallavicini and Military attaché Pomiankowski about the war ministry of Enver Pasha from January 1914 to the end of 1916 are examined. From these reports which are held in Kriegarschiv and Haus Hof und Staatsarchiv, appointment of Enver Pasha to war ministry, process of Ottoman Empire’s entrance to the war and observations of German officers serving in the Ottoman army about Enver Pasha -especially in 1916- are presented. Thereby, this paper both illuminated thoughts of Central Powers about Enver Pasha and Ottoman Empire and contributed to the studies about Enver Pasha.
Bu çalışmada, demiryoluna farklı bir noktadan yaklaşıldı. 19. Yüzyılın sonlarından Cumhuriyet’in ilanına kadar olan dönemde Alman sermayesi ve teknolojisiyle inşa edilen demiryollarının arkeolojiyle ilgisi ele alındı. Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında araştırma yapan Alman arkeologların ve cemiyetlerin demiryolunu finanse eden sermayeyle bağlantısı üzerinde duruldu. Söz konusu bağlantının ortaya çıkarılması için Alman sanayi devrimine daha yakından bakılması gerektiği bu araştırmanın temel iddiasıdır.