Papers by Halil İbrahim Şahin
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
ÖZ: Balıkesir Çepnilerinin cem törenlerinde kamberlerin veya zâkirlerin rollerini belirlemeyi hed... more ÖZ: Balıkesir Çepnilerinin cem törenlerinde kamberlerin veya zâkirlerin rollerini belirlemeyi hedefleyen bu makalenin verileri alan araştırmalarında kamberlik hizmetini yürüten kaynak kişilerle yapılan görüşmeler sonucunda elde edilmiştir. Balıkesir ve civarında yaşayan Çepnilerin cemlerindeki safhalar ve bu safhalarda kamberlerin üstlendiği roller üzerine yoğunlaşan çalışmada kamberlerin söyledikleri şiirler, cem düzeni içinde irdelenmiştir. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin neticesinde Çepni cemlerinin icra edilmesinde "dede" adı verilen ve cem törenlerinin idaresini sağlayan kişiden sonra kamberlerin, törenin yapılabilmesi için oldukça kilit bir öneme sahip olduğu görülmüştür. Cem törenlerinin hazırlıklarının yapıldığı aşamalardan başlayarak cem törenindeki ibadetlerin ve hizmetlerin yerine getirilmesinde kamberlerin icra ettikleri nefeslerin katkısı vardır. Hatta kamberlerin icra ettikleri şiirlerin ve müziklerin olmaması durumunda, cemdeki uygulamanın yapılması mümkün değildir. Türk halk şiiri geleneğiyle yakın ilişki içinde bulunan kamberler, cem törenlerinde çoğunlukla ulu ozanların şiirlerini söylemekte ve bu şiirlerde çoğunlukla değişiklik yapmamaktadırlar. Çepni cemlerinde kamberlerin çoğunlukla Pir Sultan Abdal, Şah Hatayî ve Kul Himmet gibi halk şairlerinin şiirlerini icra ettikleri ve kendilerine ait şiirleri ise cem törenlerine dâhil etmedikleri tespit edilmiştir. ABSTRACT: The data of this article aiming to determine the roles of cambers or judges in the ceremonial ceremonies of Balıkesir Chepni were obtained as a result of interviews with source persons who carried out cambering services in field research. In this study which fo-cuses on the "cem" stages of the Chepni people living in Balıkesir and the roles of "kamber" in these stages, the poems of the "kamber"s were examined in the "cem" order. As a result of the determinations and evaluations, it was seen that after the person who named "dede"
Özet Türklerin evren, insan, yaşam, ölüm, gelecek, tedavi vb. algısını etkileyen unsurlar arasınd... more Özet Türklerin evren, insan, yaşam, ölüm, gelecek, tedavi vb. algısını etkileyen unsurlar arasında kamlık/şamanlık geleneği de bulunmaktadır. Bu etki, bütün Türk boylarında aynı düzeyde değildir. Sibirya bölgesindeki Türk boylarında (Yakut, Altay, Tıva, Şor, Hakas) kam/şaman kültü daha güçlü iken Orta ve Batı Asya Türklerinde de kamlık/şamanlık uygulamaları ve inanışları çeşitli adlar ve şekillerde yaşatılmaktadır. Orta Asya Türk boylarından olan Türkmenlerin yaşamında da bu etkiyi görmek mümkündür. Makalede ele alınan “Şaman od”, şamanların ayinlerde kullandığı ateşi, “Küştdepti” ise şaman danslarını karşılamaktadır. Şamanların/kamların ruhlarla bağlantıya geçmek için kullandıkları şaman ateşini, günümüz Türkmenistan'ında "zikirci" adı verilen tipler, Hızır'ın olağanüstü güçlerinden faydalanmak, "Küştdepti"yi ise tıpkı şamanlarda olduğu gibi, yoğunlaşmak ve transa geçmek için kullanmaktadırlar. Türkmenistan’daki nevruz kutlamalarının ve toylarının merkezinde yer alan “Şaman od” ve “Küştdepti”; “şaman” kelimesinin Türkler arasında günümüzde de kullanıldığını, bazı unsurların işlevini koruduğunu, ancak bazılarının ise sanat formuna geçiş yaptığını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Türkmenistan, şamanlık, kamlık, şaman od, küştdepti. REFLECTIONS OF SHAMANISM / KAMLIK TRADITION ON THE PRESENT IN TURKMENISTAN: "ŞAMAN OD" AND "KÜŞTDEPTİ" Abstract There is also a tradition of kamlık/shamanism among the factors that determine the perception of universe, man, life, death, the future or treatment. This effect is not the same level of all the Turkish tribes. Turkish tribes in Siberia (Yakut, Altai, Tıva, Shor, and Khakassia) kam / shaman cult is the more powerful and Turks in Central and Western Asia kamlık / Shamanism practices and beliefs of the various names and forms is kept alive. Turkmen’s, Turkish tribes of Central Asia, this effect can be seen in their life. The article dealt with "Shaman od", used by shamans in rituals fever, "Kustdepti" refers to the shaman dances. Types, called "zikirci" today's Turkmenistan use shaman fire used by shamans to contact the spirits in order to take advantage of the extraordinary powers of "Hızır", just as shamans to concentrate and go into a trance use "küştdepti". "Shaman od" and "Küştdepti" takes place nevruz celebrations and weddings in the Turkmenistan prove that the shaman word is still used today among the Turks, maintains the function of some of the elements, but some elements has evolved into art form. Key words: Turkmenistan, shamanism, kamlık, shaman fire, küştdepti.
Özet: Bu makale, 19. yüzyılda Türkmenistan bölgesinde yaşayan Teke, Yomut, Göklen gibi Türkmen bo... more Özet: Bu makale, 19. yüzyılda Türkmenistan bölgesinde yaşayan Teke, Yomut, Göklen gibi Türkmen boylarıyla Horasan bölgesindeki Kızılbaş Kaçar Türkleri arasındaki savaşları anlatan Kadı Abdısettar Cenknâmesi'nin içerik, şekil, üslup ve yapı açısından incelenmesinden oluşmaktadır. Türklerdeki cenknâme türünün sınırlarını genişleten bu anlatı, tarihteki olayların destani eserlere yansıma şekillerini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Kadı Abdısetdar, Tekeler başta olmak üzere Sünni Türkmenlerin Kızılbaş Kaçar Türklerine karşı verdikleri " gaza " yı destani bir üslupla anlatmıştır. Türkmen boylarının " Kızılbaş " olarak nitelendirilen düşmana karşı birlik ve beraberliğini anlatan bu eserdeki teke tek mücadeleler, bahadırların kahramanlıkları ve savaş sahneleri, bu Cenknâme'nin destan geleneğiyle yakın ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Abstract: This article consists of the content, shape, style and structure of Kadı Abdısetdar's Cenknâme, which tells wars between Turkmen tribes as Teke, Yomut, Göklen that live in Turkmenistan in the nineteenth century and Kizilbash Kacar Turks who live in Khorassan region. This narrative expanding the boundaries of " cenknâme " genre in Turkish culture is very important as it vividly displays how the historical events reflect on the epic works. Kadi Abdısetdar describes Sunni Turkmen's " gaza " , especially Teke Turkmens, against Kizilbash Kacar Turks in an epic manner. One to one battle, heroism of the heroes and battle scenes in this narrative signifying the unity of Turkmen tribes which fight against enemy called Kizilbash show that this " Cenknâme " is in close relationship with epic tradition. Giriş Tarihteki olayların edebî eserlere yansıdığı veya edebiyat ürünlerini yaratanların tarihten aldıkları bilgileri ve malzemeleri edebiyat mantığı çerçevesinde yorumladıkları bilinen bir husustur. Türk edebiyatında da durum çok farklı değildir. Hem yazılı hem de sözlü edebiyatta tarihte olmuş olayları ve bu olayların toplum üzerindeki akislerini anlatan veya işleyen edebî eserler vücuda gelmiştir. Tarihle güçlü bağları olan destanlar, büyük ölçüde tarihî olayların yaşatılmasına, topluma tarih ve köken bilinci kazandırmaya, bu sayede kültürel kimliği canlı tutmaya hizmet etmiştir. Özellikle tarihte yaşanmış savaşlar ve büyük felaketler, edebî eserlerde daha fazla yer almış, zamanla bu olaylarla ilgili eser düzenlemek, anlatmak veya yazmak gelenek hâline gelmiştir. Orta Asya Türklerinin Kalmuklarla, Çinlilerle, Arap ve Fars ordularıyla yaptıkları savaşlar çok sayıda destana veya daha başka edebî türlere konu olmuştur.
ÖZ Araştırmanın Temelleri: Türkiye'de köy seyirlik oyunlarından bazıları hayvan benzetmelerine da... more ÖZ Araştırmanın Temelleri: Türkiye'de köy seyirlik oyunlarından bazıları hayvan benzetmelerine dayalıdır. Bunlar, bazen hayvan kılığına girilerek bazen de hayvanları çeşitli figürlerle temsil ederek oynanan oyunlardır. Hayvanların konu edildiği deve oyunu, tilki oyunu, leylek oyunu gibi pek çok oyun vardır. İnsan ve tabiat ilişkisinin sonucu olarak oluşmuş ve yılın belirli zamanlarında eğlence amaçlı oynanan bu oyunların incelenmesi, Türk halk tiyatrosunun oluşum ve gelişim aşamalarının takibi için önem arz etmektedir. Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı, Balıkesir'de oynanan " deve oyunu " ve " tülü kabak " gibi hayvan benzetmesine bağlı seyirlik oyunların oynanma zamanlarını, oynanma nedenlerini, yapısını ve sosyal hayattaki işlevlerini belirlemektir. Veri Kaynakları: Balıkesir ve çevresinden hayvan benzetmecesine bağlı köy seyirlik oyunlarıyla ilgili olarak derlenen bilgiler. Ana Tartışma: Balıkesir ve çevresinde hayvan benzetmecesine bağlı olarak oynanan köy seyirlik oyunları hangileridir? Bu oyunların oynanma zamanları, nedenleri ve işlevleri nelerdir? Sonuçlar: Balıkesir'de deve, tülü kabak, at, ayı, domuz gibi hayvan benzetmecesine bağlı bazı seyirlik oyunlar günümüzde de oynanmaktadır. Hem vahşi hem de evcil hayvanların konu edildiği bu oyunlardan deve oyunu ve tülü kabak oyunları daha fazla rağbet görmektedir. Ayrıca oyunlar, büyük oranda kış aylarındaki " Barana " veya " Söbbet " adı verilen toplantılarda, bayramlarda vakit geçirmek ve eğlenmek amacıyla oynanmaktadır. Hayvan benzetmecesine bağlı olarak Balıkesir'de oynanan seyirlik oyunlar, ölüp-dirilme gibi arkaik motiflere sahiptirler ve ayrıca değişen şartlar içinde yeni değerleri de bünyesine dâhil ederek bölge insanının birlikte eğlenme ve vakit geçirme kültürünü beslemeye devam etmektedir. ABSTRACT Bases of Research: Some village plays in Turkey are based on animal imitations. These village plays are played by both imitating animals and symbolizing animals by diverse figures. There exist plenty of village plays related to animal imitations, like camel, fox and stork plays. Examination of this plays formed as a result of relationships between human and nature and also played at certain times of the year for fun is important for follow up stages of formation and development of the Turkish folk theater.
ABSTRACT In this paper discussing the tradition of lament and female mourners among the Chepni Ba... more ABSTRACT In this paper discussing the tradition of lament and female mourners among the Chepni Balıkesir, the performance field, performers, texts, structures, contents and functions of laments have been determined and evaluated. Then, it has been concluded that it is lamented in ceremonies, funerals and tot days by female mourners and companions, this role is generally inherited from family to female mourners, companions performing the Kerbela laments. The event of Kerbela has a significant effect in continuity of this tradition.
Keywords: Balıkesir, Chepni, the tradition of lament, female mourners.
ÖZ Balıkesir Çepnilerindeki ağıt geleneğini ve ağıtçı kadınları konu eden bu makalede, ağıtların icra ortamı, icracıları, metinleri, şekil, yapı, içerik ve işlev özellikleri üzerine tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca Balıkesir Çepnilerinde ağıtların, ağıtçı kadınlar ve kamberler tarafından düğün, ölüm ve cem törenlerinde icra edilmek olduğu, ağıtçı kadınların bu mesleği çoğunlukla aileden miras aldığı, kamberlerin ise halk şairlerinin Kerbela ağıtlarını icra ettikleri ve Balıkesir Çepnilerinde ağıt geleneğinin devamlılığını sağmada Kerbela olayının etkili olduğu gibi sonuçlara ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Balıkesir, Çepni, ağıt geleneği, ağıtçı kadın.
Özet Bahşılık, Türkmen, Özbek ve Karakalpak Türkleri arasında destan anlatımıyla, Kazak ve Kırgız... more Özet Bahşılık, Türkmen, Özbek ve Karakalpak Türkleri arasında destan anlatımıyla, Kazak ve Kırgız Türkleri arasında ise daha çok büyücülük boyutuyla öne çıkan bir gelenektir. Bu çalışmada özellikle bahşıların sanatlannı sürdürmede önemli bir yeri olan ve bunun yanı sıra icralarını da olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyen hediyeler ele alınmıştır. Bu hediyelerin bahşılık geleneğindeki işlevleri ve sembolik anlamları üzerinde tespit ve değerlepdirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak bahşılann ustalanndan veya dinleyicilerden aldıklan hediyelerin, geleneği devam ettirmede ve onların çıraklıktan ustalığa geçişlerini sembolize etmede önemlibir roloynadığı görülmektedir.
AnahtarKelimeler: Bahşılık Geleneği, Hediye, Fonksiyon, Sembolik Anlam.
Abstract
"Bahsilik" tradition base on the telling epic in Turkmen, Uzbek and Karakalpak and mostly is conneeted with soreery in Kazak and Kirghiz. In this study, gifts that play an important role in eontinuation of "bahsilik" tradition and the effeet to their performance whether as positive or negativehave been especially taken up. Investigation and evaluation of their funetions and symboliemeanings in "bahsilik" tradition have been studied. As a result of this, gifts given by their master or audienee are too important to continue this tradition and to symbolize their passing fromapprentieeship to mastery.
Keywords: "Bahsilik" Tradition, Gift, Funetion, Symbolie Meaning.
ÖZET Aldar Köse; Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen ve Karakalpak Türklerinin masal ve fıkralarında ye... more ÖZET Aldar Köse; Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen ve Karakalpak Türklerinin masal ve fıkralarında yer alan bir tiptir. Bu tip, Anadolu masallarında “köse” olarak geçmektedir. Aldar Köse’nin hem masallarda hem de fıkralardaki öne çıkan en önemli özelliği, aldatıcı bir tip olmasıdır. Đnsanları ve Şeytan gibi olağanüstü varlıkları aldatan Aldar Köse, bu konuda ün yapmış bir tiptir. Aldar Köse’yle ilgili anlatıların büyük bir kısmı Sovyetler Birliği döneminde yayımlanmıştır, ancak Çarlık Rusyası döneminde Taşkent’te yayımlanan Aldar Köse Kitabı, bu konuda yapılmış ilk metin neşirlerinden birisidir. Bu çalışmada Taşbaskısı tekniğiyle basılmış Aldar Köse Kitabı’ndaki anlatılar, tipler ve motifler açısından incelenmiştir. Taşkent’te yayımlanan bu metin, Aldar Köse’nin 1290’lı yıllarda Semerkant’ta ve Canibek zamanında yaşadığını öne sürmektedir. Metinde Aldar Köse, Kazakların ünlü fıkra tipi Cirenşe’yi, Şeytan’ı, tüccarları ve bir padişahı aldatmaktadır. Aldar Köse Kitabı'ndaki yer ve şahıs adları, bu anlatıların Özbek ve Kazak Türkleriyle ilintili olduğunu göstermektedir. Ancak Aldar Köse, söz söylemede hüneri ve zekâsıyla Nasreddin Hoca gibi Türk dünyasının ortak tiplerinden birisi haline gelmiştir. Anahtar Kelimeler: Aldar Köse, fıkra, masal, tip.
A EVALUATION ON THE ALDAR KOSE TYPE AND LITHOGRAPHY ALDAR KOSE BOOK PUBLISHED IN TASHKENT (UZBEKISTAN)
ABSTRACT Aldar Kose is a type that mentioned in the Kazakh, Kyrgyz, Uzbek, Turkmen and Karakalpak Turks folktales and anecdotes. This type is located as “kose” in the Anatolian folktales. Aldar Kose's the most important feature in folktales and anecdotes are a type of cheating. Aldar Kose who he deceives people and extraordinary beings like Satan is famous in this regard. A large part of narratives about Aldar Kose was publised in the Soviet Union but Aldar Kose Book published during Tsarist Russia in Tashkent is one of the first texts on this subject. In this study, narratives of Aldar Kose Book published in lithography technique were investigated in terms of types and motifs. This text publised in Tashkent suggest that Aldar Kose lived around the years 1290 in Samarkand and Canibek times. In this text Aldar Kose cheat Kazakhs famous anecdote type Cirenshe, Satan, traders and a monarch. Place and personal names in the Aldar Kose Book indicate that these narratives associated with the Uzbek and Kazakh Turks. However Aldar Kose has become one of the common types of the Turkish world with speaking skill and intelligence like Nasreddin Hodja. Key Words: Aldar Kose, anecdote, folktale, type.
ÖZ: Türkmenistan’da folklorla ilgili çalışmalar, Çarlık Rusyası döneminde başlamıştır. Çarlık Rus... more ÖZ: Türkmenistan’da folklorla ilgili çalışmalar, Çarlık Rusyası döneminde başlamıştır. Çarlık Rusyası’nın Türk toplulukları üzerinde yürüttüğü kültür politikaları çerçevesinde bölgenin sözlü kültürüyle ilgili ilk derlemeler ve incelemeler Çarlığın görevlendirdiği bilim adamlarınca yapılmıştır. Bu makalede, Türkmen folklor araştırmaları tarihinde önemli bir yere sahip olan A. N. Samoyloviç ve Hocalı Molla’nın Türkmen folkloruyla ilgili çalışmaları değerlendirilmiştir. Samoyloviç’in ve Hocalı molla’nın çalışmaları içerik, amaç ve yöntem açısından irdelenmiştir. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonunda Türkmen folkloruyla ilgili ilk ve önemli çalışmaların A. N. Samoyloviç tarafından yapıldığı ve Hocalı Molla’nın da hem Samoyloviç’e araştırmalarına yardım etmesi hem de kendisinin Türkmen folkloru kapsamında araştırmalar yapması nedeniyle Türkmen folklor araştırmaları tarihinde önemli bir yere sahip olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Türkmenistan, folklor araştırmaları, A. N. Samoyloviç, Hocalı Molla. An Evaluation of the Work by A. N. Somoyloviç and the Hocalı Molla on the Turkmen Folklore ABSTRACT: The studies on folklore in Turkmenistan had begun in the Tsarist Russia. The first compilations on verbal culture of the region were done by Tsarist scientist in line with the cultural politics on Turkic communities of Tsarist Russia. A. N. Samoyloviç who was a student of W. Radloff and V. V. Barthold has developed an interest in history, language, literature, and particularly folklore of the Turkish tribes. He even organized several trips to Turkmenistan in order to observe the Turkish communities and collect data for his studies. Samoyloviç got the opportunity to observe and compile verbal cultural elements such as proverbs, folktales, legends, and folk poems. In addition, Samoyloviç met Hocalı Molla during these trips that would accompany and help him to collect important information and data in his later studies. This study evaluates works done by Somoyloviç and Hocalı Molla on the folklore of the Turkmen. The results confirmed that the first and important studies on Turkmen culture had been done first by A. N. Samoyloviç. Hocalı Molla had also been a paramount importance in the history of Turkmen folklore research not only because he had helped Samoyloviç in his studies, but his research on the same topic had been of significant importance. Key Words: Turkmenistan, folkloric research, A. N. Samoyloviç, Hocalı Molla.
ÖZ Bu makale, Ziya Gökalp'in halk ve halkbilimine bakış açısı ve bu noktada geleneğe yüklediği an... more ÖZ Bu makale, Ziya Gökalp'in halk ve halkbilimine bakış açısı ve bu noktada geleneğe yüklediği anlamlar üzerine yapılan tespit ve değerlendirmeleri içermektedir. Türkiye'de halkbiliminin tanımı ve kapsamıyla ilgili ilk yazılardan birini kaleme alan Ziya Gökalp, bu yönüyle Türk halkbiliminin kuru-cuları arasında yer alır. Bilimsel ve edebî üretimlerinde " gelenek " terimine özel bir yer ayıran Gökalp, halk ve halkbilimi anlayışını da büyük oranda " gelenek " merkezli şekillendirmiştir. Halkı, geleneksel kültürü yaşatan zümre olarak tanımlayarak Gökalp, kendi devrinde Avrupa'da hâkim olan halk anla-yışının çok ötesine geçmiştir. Avrupalıların halkı köylerde yaşayan bir zümre olarak görmesine olduğu kadar, Sovyetlerin de halkı işçi sınıfından ibaret kabul etmesine de karşı çıkan Ziya Gökalp, yöneticile-rin, şairlerin, felsefecilerin, işçilerin de halk kapsamında değerlendirilebileceğini söyleyerek halkı, millet seviyesinde kapsayıcı ve bütüncül bir terim olarak kabul ettiğini göstermiştir. Çalışmalarında top-lumun çok çeşitli zümreleri arasındaki birleştirici unsurun, yabancı tesirlerden uzak kalmış geleneksel kültürden ibaret olduğunu vurgulayan Ziya Gökalp, bu bakış açısıyla Türk halkbilimi araştırmalarına geniş bir perspektif çizmiştir. Halkbilimi (halkiyat) anlayışının da yine gelenek temelli olduğunu tes-pit ettiğimiz Ziya Gökalp, halkbilimi ürünlerinin yaratılma ve aktarılma ortamındaki gelenekselliğe dikkat çektiği kadar, bu ürünleri adlandırmak için de " anane " , yani " gelenek " terimine başvurmuştur. Halkbiliminin tanımı ve kapsamı noktasında olduğu gibi Gökalp'in, halkbilimi ürünlerinin derlenmesi ve kayıt altına alınması aşamasında da geleneğe öncelik verdiğini söylemek mümkündür. Anahtar Kelimeler Ziya Gökalp, gelenek, halk, halkbilimi. ABSTRACT This article includes the findings and reviews on Ziya Gökalp's folk and folklore perspective and the meaning he attributes to the concept of tradition at this point. Ziya Gökalp, who wrote one of the first writings about the scope and definition of folklore in Turkey, can be accepted as one of the founders of Turkish folklore. Gökalp, who gives a special place to the concept of tradition in his scientific and literary works, shaped his perspective of folk and folklore largely on the basis of tradition. By defining folk as the community keeping the traditional culture alive, Gökalp went beyond the prevailing understanding of folk in Europe in his own time. Ziya Gökalp was opposed to the Europeans' perception that folk is a community living in the villages, and he also rejected the Soviet Union's acceptance that folk is a group of people consisting of working class. By claiming that the administrators, poets, philosophers and workers can be considered within the scope of the term of folk, Gökalp have shown that he accepted folk at the level of the nation as an inclusive and holistic term. Ziya Gökalp emphasized the unifying elements between the various communities of society consisting of traditional culture away from the foreign influences. As a result, he drew a broad perspective of Turkish folklore research. We have detected that Ziya Gökalp's understanding of folklore (halkiyat) is based on tradition. He draws attention to the traditionality of the creating and transmission contexts of the folklore products, and he used the term " anane " , in other words " tradition " to name these products. As well as the definition and scope of folklore Gökalp has placed priority to the tradition during the collection of folklore products.
Bu makalede folklor ve kültürel kimlik ilişkisi bağlamında Türkmenistan'daki folklorun ve folklor... more Bu makalede folklor ve kültürel kimlik ilişkisi bağlamında Türkmenistan'daki folklorun ve folklor araştırmalarının kimlik inşa etme faaliyetlerindeki rolü ele alınmıştır. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonucunda Çarlık döneminden itibaren Türkmenistan'da kimlik inşa etme çalışmalarının başladığı, Sovyetler Birliği döneminden itibaren ise folklorun Sovyet kimliğini Türkmenistan'da yer-leştirmede bir araç olarak kabul edildiği, bağımsızlık sonrasında ise folklora yeni bir Türkmen kimliğinin oluşturulmasında ihtiyaç duyulduğu sonucuna ulaşılmış-tır. Kısacası Türkmenistan'da kimliği oluşturan kültürel kahramanların ve değer-lerin belirlenmesinde folklorun sunduğu verilerden yararlanılmıştır. Özellikle Sovyetler Birliği döneminde tamamıyla politize olmuş olan folklor araştırmaları-nın malzeme ve yöntem boyutundaki problemlerinin kökeninde Sovyet döne-mindeki kimlik inşa etme faaliyetlerinin bulunduğu da makalede elde edilen so-nuçlar arasındadır. ABSTRACT ABSTRACT ABSTRACT ABSTRACT In this article examined the role of folklore and folklore studies to build the identity in context of folklore and cultural identity relationship in Turkmenistan. As a result of the determination and evaluation the following conclusions were reached that identity work started Tsarist era in Turkmenistan, in the period of the Soviet Union has been recognized as a vehicle making the dominant Soviet identity in Turkmenistan, in the period of the post-independence the creation of new Turkmen identity needed the folklore. In summary were used folklore data determining the cultural heroes and values which they are part of identity in Turkmenistan. Between the results obtained is identity building activities the
Özet: Bu makale, Erzurum âşıklık geleneğinin temsilcilerinden Âşık Sümmânî'nin âşıklık geleneğind... more Özet: Bu makale, Erzurum âşıklık geleneğinin temsilcilerinden Âşık Sümmânî'nin âşıklık geleneğinde bıraktığı tesiri belirlemek amacıyla kaleme alınmıştır. Sümmânî, Doğu Anadolu ve Erzurum âşıklık muhitlerinde kendine has bir yol ve üslup oluşturabilmiş bir âşıktır. Bu, onun sanat gücünün ve özellikle yaratıcılık gücünün yüksek bir âşık olduğunu göstermektedir. O, kendine has ağzı ya da tavrı, devrin güçlü âşıklarıyla yaptığı atışmalar ve yine kendine özel içerik ve üslup özellikleriyle muhitinde kendini kabul ettirmiştir. Sümmânî'nin âşıklık anlayışı ve uygulamaları, ölümünden sonra kolunu temsil eden âşıklarca devam ettirilmiştir. Makalede, Sümmânî ağzı ayrıca ele alındığı gibi Sümmânî'nin şiir ve hikâyelerinin gelenekte bıraktığı tesirler de değerlendirilmiştir. Abstract: This article was written in order to determine the impact of Âşık Sümmânî who he is one of the representatives of the Erzurum minstrelsy tradition in the minstrel tradition. Âşık Sümmânî is a minstrel that has a unique way and style in eastern Anatolia and Erzurum minstrelsy surroundings. This shows that he is a minstrel with high strength and particularly the creative power of art. He has established himself with unique " ağız " or " tavır " , " atışma " s with a strong minstrel of the period, and still unique content and stylistic features. Minstrelsy understanding and application of Sümmânî was continued by minstrels representing his " kol " after the Sümmânî's death. In article, as discussed further Sümmânî's " ağız " at the same time were evaluated effects of Sümmânî's poems and stories on the traditions.
ÖZET TarihÎ kaynaklarda Kızıldeli olarak da bilinen Seyyid Ali Sultan, Rumeli'nin fethine önemli ... more ÖZET TarihÎ kaynaklarda Kızıldeli olarak da bilinen Seyyid Ali Sultan, Rumeli'nin fethine önemli katkılar yapmış ve aynı zamanda Dimetoka'ya yerleşerek burada bir dergâh tesis etmiş bir velidir. Ancak onun hakkında bilgi veren kaynak sayısı oldukça azdır. Bu nedenle Kızıldeli'nin menkıbelerini içeren ve günümüze yazılı hâlde ulaşabilen Velâyetnamesi oldukça kıymetli bir eserdir. İçerik olarak kültürümüzdeki diğer velayetnamelere benzemekle birlikte, Seyyid Ali Sultan Velâyetnamesi, Rumeli'nin fethine katılmış bir velinin menkıbelerini içermesi açısından da dikkat çekicidir. Bu çalışmada, Kızıldeli'ye ait velayetnamedeki olağanüstülüklerle ilgili bazı motifler, Tarihî-Coğrafi Fin Yöntemi ve İşlevsel Hâlkbilimi Kuramı kullanılarak tahlil edilmiştir. Kızıldeli Velâyetnamesi'ndeki olağanüstülük motiflerinin anlamı ve işlevi üzerinde yoğunlaşan bu yazıda motiflerin diğer hâlk anlatılarındaki şekilleri de değerlendirilmiştir. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonucunda velayetnamedeki olağanüstülük motiflerinin öncelikle Seyyid Ali Sultan'a, daha sonra devrin hükümdarına ve fetih hareketlerine kutsallık ve meşruiyet kazandırdığı görülmüştür. Ayrıca Kızıldeli Velâyetnamesi'ndeki pek çok motifin, diğer velayetnamelerde de yer aldığı ve bu yüzden bu eserin Türk kültüründeki velayetname geleneğinden bağımsız olmadığı sonucuna varılmıştır. ABSTRACT Seyyid Ali Sultan, who is known as Kızıldeli in historical sources, is a curator, and he made significant contributions to the conquest of Rumelia and settled in Dimetoka where he established a convent. However, the number of sources that provide information about him is very low. Therefore his Velayetname containing menkıbes and reaching in written form to the present is a very valuable work. Being similar to other velayetnames in our culture in terms of contents, Seyyid Ali Sultan Velayetname is striking thanks to menkıbes written by a curator who attended to the conquest of Rumeli. Some motifs regarding rareness's in Kızıldeli's velayetname are analyzed by using historical and geographical fin 1 Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected]
Özet: Timur ile ilgili fıkralar, Türkiye'de olduğu gibi Türkmenistan'da da Nasreddin Hoca (Ependi... more Özet: Timur ile ilgili fıkralar, Türkiye'de olduğu gibi Türkmenistan'da da Nasreddin Hoca (Ependi) fıkralarının önemli bir kısmını oluşturur. Hatta Türkiye ve Türkmenistan fıkra geleneklerinde ortak pek çok Nasreddin Hoca ve Timur fıkrası vardır. Bu makalede Türkmen fıkra geleneği ve bu gelenek içinde Nasreddin Hoca ile Timur fıkralarının yeri, bu fıkraların toplumsal anlamı ve işlevi, bu fıkralardan günümüze yansıyan mesajlar üzerinde durulmuştur. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonunda Nasreddin Hoca ile Timur fıkralarının toplumsal bir zemine sahip olduğu, Timur'un zalimliklerine Nasreddin Hoca ile karşı koymak isteyen insanların bu fıkralarla eğlendiği ve toplumsal bir rahatlama yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bunlara ek olarak Nasreddin Hoca fıkralarının, 21. yüzyıldaki yaşam koşullarını izah edebilecek ve bu hayatla ilgili yeni değerler yaratabilecek yetkinliğe sahip olduğu da vurgulanmıştır.
ÖZ Ahmet Yesevî, özellikle göçer halde ve sözlü kültürün hâkimiyetinde yaşayan Türk boylarına İsl... more ÖZ Ahmet Yesevî, özellikle göçer halde ve sözlü kültürün hâkimiyetinde yaşayan Türk boylarına İslamiyet'i anlatması ve dini-tasavvufi Türk edebiyatının temellerini atmasıyla öne çıkan bir şahsiyettir. Din ve tasavvuf kaynaklı olarak sistemli hale getirdiği fikirlerini " hikmet " adını verdiği şiirlerle dile getiren Ahmet Yesevî, Orta Asya Türk kültüründe " hikmet " söyleme geleneğini oluşturmuştur. Bölgede günümüz Kazak, Kırgız, Özbek ve Türkmen boylarından bazılarında Yesevî'ye ait " hikmetler " geleneksel bir şekilde söylenmekte ve aktarılmak-tadır. Orta Asya Türkleri arasında oldukça etkin bir rol üstlenmiş olan Yesevî'nin, Anadolu Türkleri ve kültü-rü üzerinde de etkili olduğu bilinmektedir. Batıya hareket eden Türk boylarıyla birlikte Anadolu'ya taşınan Yesevîlik, bu bölgede varlığını farklı zümrelerde devam ettirmiştir. Bu bakımdan Anadolu'da ortaya çıkan tari-katların inanç ve ayin yapısına yakından bakıldığında önemli bir kısmının Yesevîlik tesiriyle oluştuğu görülür. Orta Asya'da Yesevî dervişlerinin söylediği ve aktardığı " hikmetler " Anadolu ve daha sonra Balkanlarda yayılma imkânı bulan din ve tasavvuf konulu şiirlerin oluşumuna kaynaklık etmiştir. Kısacası Ahmet Yesevî, hem fikri hem de edebi boyutuyla Anadolu'daki tasavvuf kültürünün oluşumunda etkin bir rol oynamıştır. Bu makale, Yesevîlik etkisiyle oluşmuş ya da Yesevîlik unsurlarını güçlü bir şekilde yaşatan Bektaşîlikteki " nefes " adı veri-len şiirlerin oluşumunda Yesevî hikmetlerinin rolünü araştırmaktadır. Diğer bir ifade ile makale, Yesevî derviş-lerinin " hikmet " olarak adlandırdığı şiirlerin Bektaşî nefeslerinin oluşumuna hangi açılardan etki ettiğini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Hikmet ve nefes geleneklerinin mukayeseli bir şekilde irdelendiği makalede mevcut bilgiler ışığında hikmet ve nefeslerin bağlam ve metin özelikleri üzerine tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılan inceleme sonunda icracı ve icra ortamı gibi bağlam özellikleriyle hikmetlerin nefesler üzerinde etkili olduğu görüldüğü gibi, nefeslerin metin boyutuyla da Yesevî hikmetlerinin tesiri altında olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler Ahmet Yesevî, Hikmet, Bektaşîlik, nefes. ABSTRACT Ahmet Yesevî is prominent figure especially with his efforts to teach Islam to the Turkish tribes who were nomads and under the thumb of oral culture, and laying the foundations of Sufi Literature. Ahmet Yesevî who expressed his systematized religious and sufistic feelings with the help of the poems which he called " Hik-met " created a tradition of singing Hikmet in Central Asian Turkish Culture. In some of the Kazakh, Kyrgyz, Uzbek and Turkmen tribes in this region, Hikmets that belong to Yesevî are still being sung and conveyed traditionally. It is believed that Ahmet Yesevî who played quite efficient role among the Central Asian Turks was also influential on Anatolian Turks and their culture. Moving to Anatolia with the Turkish tribes who immigrated towards to the West, Yesevî continued his existence in different groups in this region. In respect to this, when we take a closer look at the religious ceremonies and beliefs of the Sects which showed up in Anatolia, we can see they came into existence with the effects of Yesevî philosophy. The Hikmets which were sung and conveyed by Yesevî Dervishes in the Central Asia formed a basis for the religious and sufistic poems later that found a chance to spread into Anatolia and the Balkans. To be brief, Ahmet Yesevî played an effective role in the emergence of the Sufi culture in Anatolia with its intellectual and literary aspects. This article investigates the role of the Yesevî Hikmets in the formation of poems called " Nefes " in Bektashism which were formed under the effect of Yesevî philosophy or carried the components of this philosophy. In other words, this article aims to reveal from which aspects the poems, which Yesevî Dervishes called " Hikmet " , effected " the Nefes poems of Bektashi ". In the article, the findings and assessments on the text and context properties of the Hikmet and Nefes poems have been brought out in the light of available information by comparing the Hikmet and Nefes traditions. At the end of the investigations, it has been determined that the Hikmets have effects on the Nefes poems in terms of the features of their performer and performing setting; moreover, the Nefes poems are under the influence of the Hikmets with regards to text properties.
özet Kerbela Olayı, yüzyıllardır edebiyatta ve özellikle de sosyal hafızada etkisini sürdüren öne... more özet Kerbela Olayı, yüzyıllardır edebiyatta ve özellikle de sosyal hafızada etkisini sürdüren önemli tarihî olaylardan birisidir. Kerbela'da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesi, hem yazılı hem de sözlü edebiyatın çeşitli türlerinde ele alınmış ve ele alınmaya devam edilmektedir. Bu çalışmanın konusunu, Türkmenistan'da destan olarak anlatılmakta olan bir Kerbela hikâyesi olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin destanı oluşturmaktadır. Nazım-nesir karışık bir şekle sahip bu destanda Kerbela'da vuku bulan olaylar, geleneksel bir üslupla anlatılmıştır. Makalede, öncelikle Kerbela Olayı'nın yazılı ve sözlü edebiyata yansımaları, Türkmenistan'daki destan geleneği, İmam Hasan ve İmam Hüseyin destanının Türkmen destan geleneğindeki yeri, epizot ve motif yapısı, şekil ve üslup özellikleri üzerinde durulmuştur. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonunda Kerbela Olayı'nı anlatan pek çok hikâyenin özellikle Muharrem aylarında okunduğu veya anlatıldığı, Türkiye dışındaki bazı Türk topluluklarında da bu geleneğin yaşatılmakta olduğu, tarihî bir olaya dayalı olarak oluşmuş İmam Hasan ve İmam Hüseyin destanının Türkmen destan geleneğinin kurallarına göre şekillendiği ve destanda Türk kültürünün ortak motiflerinden faydalanıldığı görülmüştür. abstract Its effect in literature and in particularly social memory enduring for centuries, Karbala incident is one of the important historical events. Hussein's martyrdom have been studied and persisted to have been studied in both written and oral literature of various types. The subject of this study is Imam Hassan and Hussein epic told as an epic form in Turkmenistan. The events that took place in Karbala are told in a traditional manner in this epic with poetry-prose mixed form. The reflections of Karbala in written and oral literature, epic tradition in Turkmenistan, the place of Imam Hassan and Hussein epic in Turkmenistan epic tradition, its episode and motif structure, and form and style properties are emphasized in this article. This study concludes that there exist a lot of stories telling Karbala event, and these are recited and described especially during Muharram, that this tradition is preserved in some Turkish community outside Turkey, that based on historic event, Imam Hassan and Imam Hussein epic are shaped in according to rules of Turkmenistan epic tradition and that the epic benefits from the common motifs of Turkish culture.
ÖZET Necep Oglan destanı, bir Türkmen bahşısının bahşı olma serüvenini anlattığı gibi bahşıların ... more ÖZET Necep Oglan destanı, bir Türkmen bahşısının bahşı olma serüvenini anlattığı gibi bahşıların icra ortamları hakkında bilgiler içermektedir. Destanda bahşıların eğitim süreçleri, bahşılığa geçişteki sınavları ve alınan sembolik hediyeleri ve sanatlarını icra ettikleri alanlarla ilgili ayrıntılı kayıtlar yer almaktadır. Bütün bunlar, destanlarla bahşılık geleneği arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Yapılan değerlendirmelerin sonucunda konusuyla diğer Türkmen destanlarından ayrı bir konumda bulunan Necep Oglan Destanı’nın Türkmen bahşıları üzerine yapılan çalışmalara katkı yapabileceği ve destan metinlerindeki bağlama ait bilgilerin destan araştırmalarında kullanılabileceği belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler Necep Oglan, Türkmen, bahşı, destan. ABSTRACT The epic of Necep Oglan not only tells about an experience of being Turkmen bahsi but comprises also some information on the performance environment of bahsis. The epic covers the educational process of bahsis, the examination of being a bahsi, the symbolic gift taken, and detailed records on places where the bahsis perform their art. All just mentioned show that there exist tight relationships between tradition of being bahsi and epics. In the result of evaluations, it is seen that Epic of Necep Oglan, being on different position owing to its topic, can contribute to the works done on Turkmen bahsis and the information belonging to context of epic text can be used in epic researches. Key Words Necep Oglan, Turkmen, bahsi, epic
Folklor, bir bilim dalı haline geldiği on dokuzuncu yüzyıldan bu güne hem malzeme hem de yöntem a... more Folklor, bir bilim dalı haline geldiği on dokuzuncu yüzyıldan bu güne hem malzeme hem de yöntem açısından önemli gelişmeler göstermiştir. Sanayi devriminin etkisiyle otantik değerlerin, folklorcuların ifadesiyle geleneğin yok olmasından veya bozulmasından kaygı duyanların daha çok halka ait yaşamı kayıt altına alan bir bilim dalı olarak algıladıkları folklorun içeriği, sonraki yüzyılda daha da genişler.
Uploads
Papers by Halil İbrahim Şahin
Keywords: Balıkesir, Chepni, the tradition of lament, female mourners.
ÖZ Balıkesir Çepnilerindeki ağıt geleneğini ve ağıtçı kadınları konu eden bu makalede, ağıtların icra ortamı, icracıları, metinleri, şekil, yapı, içerik ve işlev özellikleri üzerine tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca Balıkesir Çepnilerinde ağıtların, ağıtçı kadınlar ve kamberler tarafından düğün, ölüm ve cem törenlerinde icra edilmek olduğu, ağıtçı kadınların bu mesleği çoğunlukla aileden miras aldığı, kamberlerin ise halk şairlerinin Kerbela ağıtlarını icra ettikleri ve Balıkesir Çepnilerinde ağıt geleneğinin devamlılığını sağmada Kerbela olayının etkili olduğu gibi sonuçlara ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Balıkesir, Çepni, ağıt geleneği, ağıtçı kadın.
AnahtarKelimeler: Bahşılık Geleneği, Hediye, Fonksiyon, Sembolik Anlam.
Abstract
"Bahsilik" tradition base on the telling epic in Turkmen, Uzbek and Karakalpak and mostly is conneeted with soreery in Kazak and Kirghiz. In this study, gifts that play an important role in eontinuation of "bahsilik" tradition and the effeet to their performance whether as positive or negativehave been especially taken up. Investigation and evaluation of their funetions and symboliemeanings in "bahsilik" tradition have been studied. As a result of this, gifts given by their master or audienee are too important to continue this tradition and to symbolize their passing fromapprentieeship to mastery.
Keywords: "Bahsilik" Tradition, Gift, Funetion, Symbolie Meaning.
A EVALUATION ON THE ALDAR KOSE TYPE AND LITHOGRAPHY ALDAR KOSE BOOK PUBLISHED IN TASHKENT (UZBEKISTAN)
ABSTRACT Aldar Kose is a type that mentioned in the Kazakh, Kyrgyz, Uzbek, Turkmen and Karakalpak Turks folktales and anecdotes. This type is located as “kose” in the Anatolian folktales. Aldar Kose's the most important feature in folktales and anecdotes are a type of cheating. Aldar Kose who he deceives people and extraordinary beings like Satan is famous in this regard. A large part of narratives about Aldar Kose was publised in the Soviet Union but Aldar Kose Book published during Tsarist Russia in Tashkent is one of the first texts on this subject. In this study, narratives of Aldar Kose Book published in lithography technique were investigated in terms of types and motifs. This text publised in Tashkent suggest that Aldar Kose lived around the years 1290 in Samarkand and Canibek times. In this text Aldar Kose cheat Kazakhs famous anecdote type Cirenshe, Satan, traders and a monarch. Place and personal names in the Aldar Kose Book indicate that these narratives associated with the Uzbek and Kazakh Turks. However Aldar Kose has become one of the common types of the Turkish world with speaking skill and intelligence like Nasreddin Hodja. Key Words: Aldar Kose, anecdote, folktale, type.
Keywords: Balıkesir, Chepni, the tradition of lament, female mourners.
ÖZ Balıkesir Çepnilerindeki ağıt geleneğini ve ağıtçı kadınları konu eden bu makalede, ağıtların icra ortamı, icracıları, metinleri, şekil, yapı, içerik ve işlev özellikleri üzerine tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca Balıkesir Çepnilerinde ağıtların, ağıtçı kadınlar ve kamberler tarafından düğün, ölüm ve cem törenlerinde icra edilmek olduğu, ağıtçı kadınların bu mesleği çoğunlukla aileden miras aldığı, kamberlerin ise halk şairlerinin Kerbela ağıtlarını icra ettikleri ve Balıkesir Çepnilerinde ağıt geleneğinin devamlılığını sağmada Kerbela olayının etkili olduğu gibi sonuçlara ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Balıkesir, Çepni, ağıt geleneği, ağıtçı kadın.
AnahtarKelimeler: Bahşılık Geleneği, Hediye, Fonksiyon, Sembolik Anlam.
Abstract
"Bahsilik" tradition base on the telling epic in Turkmen, Uzbek and Karakalpak and mostly is conneeted with soreery in Kazak and Kirghiz. In this study, gifts that play an important role in eontinuation of "bahsilik" tradition and the effeet to their performance whether as positive or negativehave been especially taken up. Investigation and evaluation of their funetions and symboliemeanings in "bahsilik" tradition have been studied. As a result of this, gifts given by their master or audienee are too important to continue this tradition and to symbolize their passing fromapprentieeship to mastery.
Keywords: "Bahsilik" Tradition, Gift, Funetion, Symbolie Meaning.
A EVALUATION ON THE ALDAR KOSE TYPE AND LITHOGRAPHY ALDAR KOSE BOOK PUBLISHED IN TASHKENT (UZBEKISTAN)
ABSTRACT Aldar Kose is a type that mentioned in the Kazakh, Kyrgyz, Uzbek, Turkmen and Karakalpak Turks folktales and anecdotes. This type is located as “kose” in the Anatolian folktales. Aldar Kose's the most important feature in folktales and anecdotes are a type of cheating. Aldar Kose who he deceives people and extraordinary beings like Satan is famous in this regard. A large part of narratives about Aldar Kose was publised in the Soviet Union but Aldar Kose Book published during Tsarist Russia in Tashkent is one of the first texts on this subject. In this study, narratives of Aldar Kose Book published in lithography technique were investigated in terms of types and motifs. This text publised in Tashkent suggest that Aldar Kose lived around the years 1290 in Samarkand and Canibek times. In this text Aldar Kose cheat Kazakhs famous anecdote type Cirenshe, Satan, traders and a monarch. Place and personal names in the Aldar Kose Book indicate that these narratives associated with the Uzbek and Kazakh Turks. However Aldar Kose has become one of the common types of the Turkish world with speaking skill and intelligence like Nasreddin Hodja. Key Words: Aldar Kose, anecdote, folktale, type.