International journal of nursing knowledge, Jan 13, 2015
The aim of this study is to determine the effects of using case studies and simulated patients in... more The aim of this study is to determine the effects of using case studies and simulated patients in teaching students to plan their nursing care. The study sample consisted of 70 second-year nursing students. Study data were collected using a questionnaire and by evaluating students' nursing care plans. The highest percentages of diagnoses identified were altered oral mucous membrane, ineffective breathing pattern, disturbed sleep pattern: less than body requirement, impaired tissue integrity, pain, and risk for infection. The use of simulated patients in nursing education appears to help students evaluate realistic medical cases and clinical problems, and plan their nursing care. AMAÇ: Çalışma, vaka çalışması ve simüle hasta kullanımının öğrencilerin hemşirelik bakımını planlamaları üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini, hemşirelik ikinci sınıfında okuyan 70 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan soru fo...
For over a century, the discontinuation of oral food intake preoperatively after midnight has bee... more For over a century, the discontinuation of oral food intake preoperatively after midnight has been routinely applied. Although routine fasting during the night before elective surgery has been abandoned by many modern centers, preoperative fasting after midnight continues as a routine practice. The purpose of this study was to determine trends in health personnel's application of new guidelines for preoperative fasting. The research sample of this descriptive study consisted of 73 nurses and physicians who were working in the surgical clinics during the time when the study was conducted and who agreed to participate in the study. The data of the study were collected using a questionnaire designed by the researchers. Of the health personnel included in the study group, 43.8% routinely kept adult patients fasting after midnight, 34.2% discontinued solid food intake 8 hours preoperatively, 5.5% discontinued solid food intake 6 hours preoperatively, and 34.2% discontinued the intake of clear and particulate liquids 4 to 8 hours preoperatively. Compliance of the American Society of Anesthesiologists' "2-4-6-8 rule" by health staff was very low. This study was carried out in a hospital and based on the statements of health staff. Therefore, the findings of the study are suggestive in nature and cannot be generalized. We recommend that the study should be conducted with larger sample groups and that actual preoperative fasting periods of the patients should be determined.
Amac: Calisma, kronik bel agrisi olan bireylerin kullandiklari tamamlayici tedavi yontemlerini ve... more Amac: Calisma, kronik bel agrisi olan bireylerin kullandiklari tamamlayici tedavi yontemlerini ve hastalik algilarini incelemek amaciyla tanimlayici ve kesitsel olarak yapilmistir. Gerec ve Yontem: Arastirma Tokat Devlet Hastanesi’nde Norosirurji servisinde tedavi goren ve calismaya gonullu olarak katilan 49 birey ile Eylul-Ekim 2009’da gerceklestirilmistir. Veriler arastirmacilar tarafindan gelistirilen soru formu ve Hastalik Algisi Olcegi kullanilarak toplanmistir. Arastirmanin verileri sayi, ortalama, standart sapma, yuzdelik, pearson korelasyon kat sayisi ile degerlendirilmistir. Bulgular: Hastalarin %65.3’u bel agrisi disinda boyun ve sirt agrisi da oldugunu ve bel agrisinin ilk baslangic zamaninin 1-5 yil once oldugunu (%42.9) belirtmektedirler. Şu andaki agri duzeylerinin gunluk yasam aktivitelerini sinirlayacak derecede oldugunu (%67.3) ve hastalarin hepsi tamamlayici tedavi yontemini kullandigini belirtmektedirler. En fazla kullanilan yontemlerin kaplicaya gitmek (%73.5), ...
This study aimed to determine the epistemological beliefs and problem solving skills of nursing a... more This study aimed to determine the epistemological beliefs and problem solving skills of nursing and midwifery students. Materials and Methods: The sampling of the study was made up of a total of 333 nursing and students. The data of the study were collected using personal information form, Epistemological Beliefs Scale and Problem Solving Inventory. Results: According to Epistemological Beliefs Scale, it was determined that the beliefs of the students that learning depends on making an effort was at a low level. It was also found that the problem solving skills of the students was at a medium level. A weak negative relationship was determined between total Epistemological Beliefs Scale and total Problem Solving Inventory. Conclusions: The study determined that there was a relationship between critical thinking trends and learning styles. Therefore, gaining critical thinking skills and trends should be among the goals of contemporary education programs, and thinking skills should be at the heart of the learning process. Amaç: Bu çalışmada hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin epistemolojik inançları ve problem çözme becerilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini 333 hemşirelik ve ebelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında, tanıtıcı bilgi formu, Epistemolojik İnanç Ölçeği ve Problem Çözme Envanteri ile toplanmıştır. Bulgular: Epistemolojik İnanç Ölçeğine göre öğrencilerin öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna dair inançlarının düşük, öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğuna dair inançlarının yüksek ve Tek doğrunun var olduğuna dair inanlarının ise orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin problem çözme becerilerinin de orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Toplam Epistemolojik İnanç Ölçeği ile toplam Problem Çözme Envanteri arasında negatif zayıf bir ilişki olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre, öğrencilerin epistemolojik inançları ile problem çözme becerileri arasında zayıf bir ilişki belirlenmiştir. Eğitimcilerin ders içeriklerinin öğrencilerin problem çözme becerilerini arttırmaya yönelik düzenlemesi önerilmektedir.
Liver transplantation can be a lifesaving option for people with acute/chronic liver failure. Alt... more Liver transplantation can be a lifesaving option for people with acute/chronic liver failure. Although liver transplantation has positive outcomes, the recipients experience many physical, psychological and social problems. It is of great importance to satisfy their needs for counselling so that they can overcome these problems. The aim of the study was to describe the counselling needs of living liver transplant recipients. Materials and Methods: A descriptive qualitative research design was used. The study was conducted between November 2012 and December 2012. In-depth interviews were performed with sixteen participants who had experiences of living liver transplantation. Data were analyzed with inductive content analysis. Results: The liver transplant recipients' counselling needs were categorized into two main themes: ''pretransplantation period counselling needs'' and ''posttransplant period counselling needs''. Subthemes were also identified and described. The first main theme had three subthemes (causes and symptoms of liver failure, treatment process, living donors) and the second main theme had four subthemes (medications used, possible complications, sexuality and body image and life after transplantation). Conclusions: The results indicate that the living liver transplant recipients' currently have insufficient knowledge about transplantation periods and they need counselling. Amaç: Karaciğer transplantasyonu son dönem akut ve kronik karaciğer yetmezliği olan hastalar için yaşam kurtaran bir tedavi yöntemidir. Karaciğer transplantasyonunun her ne kadar olumlu sonuçları olsa da alıcılar fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan birçok sorun yaşamaktadırlar. Bu nedenle alıcıların yaşanılan sorunlarla baş edebilmesi için danışmanlık gereksinimlerinin karşılanması oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı canlıdan karaciğer transplantasyonu yapılan alıcıların danışmanlık gereksinimlerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı kalitatif bir araştırmadır. Çalışma Kasım-Aralık 2012 tarihlerinde yürütülmüştür. Veriler canlıdan karaciğer transplantasyonu olan 16 alıcı ile derinlemesine görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde içerik analizi yöntemi ve tümevarımcı yaklaşım kullanılmıştır. Bulgular: Alıcıların danışmanlık gereksinimleri ''transplantasyon öncesine ilişkin danışmanlık gereksinimleri'' ve ''transplantasyon sonrasına ilişkin danışmanlık gereksinimleri'' olmak üzere iki ana temadan ve tanımlanan yedi alt temadan oluşmaktadır. Birinci ana temanın üç alt teması (karaciğer yetmezliğinin nedenleri ve belirtileri, tedavi süreci, vericiler); ikinci ana temanın (kullanılan ilaçlar, oluşabilecek komplikasyonlar, cinsel yaşam ve beden imajı ile yeni yaşamları) ise dört alt teması bulunmaktadır. Sonuç: Canlıdan karaciğer transplantasyonu olan alıcıların transplantasyondan önce ve sonrasında bilgilerinin yetersiz olduğu ve danışmanlık gereksinimlerinin olduğu saptanmıştır.
This study aimed to investigate the critical thinking tendencies and learning styles of midwifery... more This study aimed to investigate the critical thinking tendencies and learning styles of midwifery and nursing students. Materials and Method: The sampling of the study consisted of a total of 364 students from Health College including 230 nursing and 134 midwifery students. A personal information form, the California Critical Thinking Disposition Inventory, and the Kolb Learning Style Inventory were used to collect the research data. Results: There was a significant difference in terms of gender in some of the sub-dimensions of the California Critical Thinking Disposition Inventory, however that the difference was not significant with regard to department and class. The analyses revealed that 43.7% of the students had diverging, 22.3% had assimilating, 19.0% had accommodating, and 15.1% had converging learning styles. A statistically significant difference was found between critical thinking dispositions based on learning styles. Converging learning style received the highest mean score, whereas diverging got the lowest among the critical thinking dispositions according to the learning styles that the students had. While analyticity, open-mindedness and being inquisitive had the highest mean scores in both subdimensions, systematicity received the lowest mean score. Conclusion: The students employed diverging subdimension most according to the learning styles they had, and that they had analytic thinking style regarding critical thinking dispositions. However, when the sub-dimensions of the two inventories were compared, there were differences between their learning styles and critical thinking dispositions.
ladığı görülmektedir. Günümüzde, organ nakil hemşireliği Dünya'da organ nakli alanında başarılı o... more ladığı görülmektedir. Günümüzde, organ nakil hemşireliği Dünya'da organ nakli alanında başarılı olan birçok ülkede, hemşirelikte özel bir uzmanlık alanıdır. Türkiye'de organ nakli hemşireliği alanında Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika programı bulunmamaktadır. Son yıllarda organ nakli aktivitelerini destekleyici politikaların yürütülmesi ile ülkemizin Dünya çapında organ nakli alanındaki başarısında artış görülmektedir. Gerçekleştirilen tüm nakillerin başarısında ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesinde hemşirelerin önemli rolleri bulunmaktadır. Hemşirelerin bu alanda bilgi düzeyinin arttırılması, uzmanlaşması ve hasta bakım sonuçlarının iyileştirilmesi için sertifika programlarına, bilimsel toplantılar düzenlenmesine ve düzenlenen bilimsel programlara katılımın kurumlar tarafından desteklenmesine gereksinim vardır. Anahtar Kelimeler: Organ nakli hemşireliği, organ nakli, organ bağışı, Türkiye'de organ nakli hemşireliği.
Background: This study aimed to determine nursing student knowledge, behavior and beliefs for bre... more Background: This study aimed to determine nursing student knowledge, behavior and beliefs for breast cancer and breast self-examination receiving courses with a traditional lecturing method (TLM) and the Six Thinking Hats method (STHM). Materials and Methods: The population of the study included a total of 69 second year nursing students, 34 of whom received courses with traditional lecturing and 35 of whom received training with the STHM, an active learning approach. The data of the study were collected pre-training and 15 days and 3 months post-training. The data collection tools were a questionnaire form questioning socio-demographic features, and breast cancer and breast self-examination (BSE) knowledge and the Champion's Health Belief Model Scale. The tests used in data analysis were chi-square, independent samples t-test and paired t-test. Results: The mean knowledge score following traditional lecturing method increased from 9.32±1.82 to 14.41±1.94 (P<0.001) and it increased from 9.20±2.33 to 14.73±2.91 after training with the Six Thinking Hats Method (P<0.001). It was determined that there was a significant increase in pre and post-training perceptions of perceived confidence in both groups. There was a statistically significant difference between pre-training, and 15 days and 3 months post-training frequency of BSE in the students trained according to STHM (p<0.05). On the other hand, there was a statistically significant difference between pre-training and 3 months post-training frequency of BSE in the students trained according to TLM. Conclusions: In both training groups, the knowledge of breast cancer and BSE, and the perception of confidence increased similarly. In order to raise nursing student awareness in breast cancer, either of the traditional lecturing method or the Six Thinking Hats Method can be chosen according to the suitability of the teaching material and resources.
The aim of this methodological study was to investigate the validity and reliability of the Turki... more The aim of this methodological study was to investigate the validity and reliability of the Turkish "Hand Hygiene Belief Scale and Hand Hygiene Practices Inventory" which was developed to evaluate Hand Hygiene Belief and Practices. Material and Methods: The sample of this study consisted of 340 nursing students. The data collection procedure included a questionnaire based on the literature, and the Hand Hygiene Belief Scale and the Hand Hygiene Practices Inventory developed by Thea van de Mortel and studied by authors for Turkish validity and reliability. During the study, language equivalence, content validity, reliability and construct validity of the scale was performed. The data was assessed by using mean, standard deviation, Kendall's coefficient of concordance, Cronbach Alpha, Pearson product-moment correlation coefficient for test-retest reliability coefficient and confirmatory factor analysis. Results: In the study, the Cronbach's Alpha value was determined as, 0.76 in the hand hygiene belief scale and 0.85 in the hand hygiene practices inventory. Pearson product-moment correlation coefficient of the scale and inventory for test-retest reliability was 0.66 and 0.60. According to fit indexes of confirmatory factor analysis; it was found that two factors were not appropriate for the scale; but one factor were appropriate for the inventory. Conclusion: The adaptation of translated "Hand Hygiene Belief Scale and Hand Hygiene Practices Inventory" in Turkey is found to be reliable and valid to evaluate hand hygiene belief and practices. Amaç: Çalışma, El Hijyenini değerlendirmek için geliştirilen El hijyeni İnanç Skalası ve El Hijyeni Uygulama Envanterinin Türk toplumu için geçerlik ve güvenirliğini incelemek amacıyla metodolojik olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu araştırmanın örneklemini 340 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında, öğrencilerin tanıtıcı özellikleri ile ilgili bir form ve El Hijyeni İnanç Skalası ve El Hijyeni Uygulama Envanteri kullanılmıştır. Skala ve Envanterin geçerlik çalışmasında dil eşdeğerliği, içerik geçerliği, kapsam geçerliği, yapı geçerliği kullanılmıştır. Çalışmanın verilerinin değerlendirilmesinde ortalama, standart sapma, Kendall Uyuşum Katsayısı, Cronbach alpha katsayısı, maddetoplam puan korelasyonları, test-tekrar test güvenirliği için Pearson çarpım-moment korelasyon katsayısı ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmada iç tutarlılık güvenirlilik katsayısı el hijyeni inanç skalasında 0.76, el hijyeni uygulama envanterinde ise 0.85 olarak belirlenmiştir. Skala ve Envanterin test-tekrar test güvenirliği 0.66 ve 0.60 olarak belirlenmiştir. Doğrulayıcı faktör analizinde belirlenen uyum indekslerine göre el hijyeni inanç skalasının iki faktörlü yapının Türkçe Skala için uygun olmadığı, tek faktörlü yapının el hijyeni uygulama envanteri için uygun olduğu bulunmuştur. Sonuç: Türkiye için uyarlanan "El Hijyeni İnanç Skalası ve El Hijyeni Uygulama Envanteri'nin el hijyeni inanç ve uygulamasını ölçmek için geçerli ve güvenilir bulunmuştur.
zet Giriş: Roy Uyum Modeli, hemşirelikte yaygın olarak kullanılan modellerden olup bireylerin uyu... more zet Giriş: Roy Uyum Modeli, hemşirelikte yaygın olarak kullanılan modellerden olup bireylerin uyum gereksinimlerinin belirlenmesini temel alarak insanın uyum sisteminde ve çevresinde meydana gelen değişimlere odaklanmaktadır. Amaç: Canlıdan karaciğer transplantasyonu sonrası alıcıların Roy Uyum Modeline göre deneyimlerini açıklamaktır. Yöntem: Araştırmada tanımlayıcı niteliksel araştırma tasarımı kullanılmış, etik kuruldan onay, kurumdan ve hastalardan yazılı izin alınmıştır. Örneklemi; ilk kez ve canlıdan karaciğer transplantasyonu yapılan alıcılar (n:10) oluşturmuştur. Veriler, "hasta tanılama formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu" kullanılarak "derinlemesine görüşme" yöntemiyle toplanmış ve "içerik analizi" ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Canlıdan karaciğer transplantasyonu sonrası alıcılar Roy Uyum Modeli'nin Fizyolojik: Roy's adaptation model is one of the most frequently used models in nursing. It requires determination of individ...
Çalışma, bir hemşirelik programında uygulanan simüle hasta kullanımına ilişkin öğrenci görüşlerin... more Çalışma, bir hemşirelik programında uygulanan simüle hasta kullanımına ilişkin öğrenci görüşlerinin karşılaştırmalı olarak paylaşılması amacıyla yapılmıştır. Materyal-metod: Çalışma, Orta Karadeniz Bölgesi'nde bulunan bir Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü'nde yapılmıştır. Çalışmanın evrenini, 2011-2012 eğitim öğretim yılında ikinci sınıfın bahar döneminde okutulan Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Dersi'ne devam eden 70 öğrenci oluşturmuştur. Bu öğrencilerin, 35'i çalışma, 35'i ise kontrol grubu olarak rastgele atanmıştır. Çalışmada spinal kord travması geçiren bir hasta vakası kullanılmıştır. Çalışma grubu simüle hasta, kontrol grubu ise vaka çalışması yolu ile bireysel hemşirelik bakım planlarını hazırlamışlardır. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ve öğrencilerin hazırladıkları bakım planları ile toplanmıştır. Verilerin analizinde ki-kare ve t testi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin, eğitim yöntemlerinin öğrenmeye, bakımı ve girişimleri planlamaya katkısını algılama ortalamaları 100 puan üzerinden çalışma grubunda 89.7, kontrol grubunda ise 80.57 olmuştur ve aradaki fark istatistiksel olarak önemlidir (p<0.05). Simule hastayla çalışan öğrenciler, "Etkili öğrenmeyi sağladığını" ve "Gerçek hastayla çalışma şansı sağladığını" ifade etmişlerdir. Sonuç: Hemşirelik eğitiminde simüle hastaların kullanımının, öğrencilerin gerçeğe en yakın tıbbi durumları, klinik problemleri değerlendirebilmelerine ve hemşirelik bakımını planlamalarına katkı sağladığı düşünülmektedir.
The use of models in nursing provides nurses to focus on the role of nursing and its applications... more The use of models in nursing provides nurses to focus on the role of nursing and its applications rather than medical practice. In addition, it helps patient care to be systematic, purposeful, controlled and effective. One of the commonly used models in nursing is Roy Adaptation Model. According to Roy adaptation model, the aim of nursing is to increase compliance and life expectancy. Roy Adaptation Model evaluates the patient in physiologic mode, self-concept mode, role function mode and interdependence mode aiming to provide holistic care. This article describes the use of Roy Adaptation Model in the care of a patient who has been diagnosed with breast cancer and had breast-conserving surgery. Patient data was evaluated in the four modes of Roy adaptation model (physiologic, self-concept, role function, and interdependence modes) and the nursing process was applied.
Bu araştırma 12-15 Kasım 2015'te Muğla'da düzenlenen 9. Ulusal Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşi... more Bu araştırma 12-15 Kasım 2015'te Muğla'da düzenlenen 9. Ulusal Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliği Kongresinde poster bildiri olarak sunulmuştur.
BACKGROUND Pressure ulcer is a significant healthcare problem throughout the world. Nurse educato... more BACKGROUND Pressure ulcer is a significant healthcare problem throughout the world. Nurse educators should take the responsibility for students' improving knowledge, skills and attitudes regarding prevention of Pressure ulcer and allocate sufficient time to teach them by using various teaching methods. In this study we evaluate effects of education about prevention of pressure ulcer on knowledge and attitudes of nursing students. METHODS This is a quasi-experimental study with a control group and a posttest. The study population comprised of 96 second-year nursing students at a university in Middle Anatolia Region of Turkey. The study sample included 84 second year nursing students, of whom 42 were assigned into an intervention group and 42 were assigned into a control group. The intervention group was offered education for two hours weekly for four weeks. Data collection between April and May in 2019. The statistics program SPSS 22 packaged software was used in the analyses of data. RESULTS There was not a significant difference in sociodemographic features between the intervention and control groups. The groups significantly differed in their total scores for attitudes to prevention of pressure ulcer (p < 0.05). The intervention group got a significantly higher mean score for knowledge about prevention of pressure ulcer (63.00 ± 16.71) than the control group (39.35 ± 9.77) (p < 0.05). CONCLUSION The control group had lower scores for knowledge and attitudes about prevention, evaluation and management of pressure ulcer. Educators should revise the content of the national nursing curriculum about pressure ulcer and update their learning material and lectures in accordance with national and international guidelines.
International journal of nursing knowledge, Jan 13, 2015
The aim of this study is to determine the effects of using case studies and simulated patients in... more The aim of this study is to determine the effects of using case studies and simulated patients in teaching students to plan their nursing care. The study sample consisted of 70 second-year nursing students. Study data were collected using a questionnaire and by evaluating students' nursing care plans. The highest percentages of diagnoses identified were altered oral mucous membrane, ineffective breathing pattern, disturbed sleep pattern: less than body requirement, impaired tissue integrity, pain, and risk for infection. The use of simulated patients in nursing education appears to help students evaluate realistic medical cases and clinical problems, and plan their nursing care. AMAÇ: Çalışma, vaka çalışması ve simüle hasta kullanımının öğrencilerin hemşirelik bakımını planlamaları üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini, hemşirelik ikinci sınıfında okuyan 70 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan soru fo...
For over a century, the discontinuation of oral food intake preoperatively after midnight has bee... more For over a century, the discontinuation of oral food intake preoperatively after midnight has been routinely applied. Although routine fasting during the night before elective surgery has been abandoned by many modern centers, preoperative fasting after midnight continues as a routine practice. The purpose of this study was to determine trends in health personnel&amp;amp;#39;s application of new guidelines for preoperative fasting. The research sample of this descriptive study consisted of 73 nurses and physicians who were working in the surgical clinics during the time when the study was conducted and who agreed to participate in the study. The data of the study were collected using a questionnaire designed by the researchers. Of the health personnel included in the study group, 43.8% routinely kept adult patients fasting after midnight, 34.2% discontinued solid food intake 8 hours preoperatively, 5.5% discontinued solid food intake 6 hours preoperatively, and 34.2% discontinued the intake of clear and particulate liquids 4 to 8 hours preoperatively. Compliance of the American Society of Anesthesiologists&amp;amp;#39; &amp;amp;quot;2-4-6-8 rule&amp;amp;quot; by health staff was very low. This study was carried out in a hospital and based on the statements of health staff. Therefore, the findings of the study are suggestive in nature and cannot be generalized. We recommend that the study should be conducted with larger sample groups and that actual preoperative fasting periods of the patients should be determined.
Amac: Calisma, kronik bel agrisi olan bireylerin kullandiklari tamamlayici tedavi yontemlerini ve... more Amac: Calisma, kronik bel agrisi olan bireylerin kullandiklari tamamlayici tedavi yontemlerini ve hastalik algilarini incelemek amaciyla tanimlayici ve kesitsel olarak yapilmistir. Gerec ve Yontem: Arastirma Tokat Devlet Hastanesi’nde Norosirurji servisinde tedavi goren ve calismaya gonullu olarak katilan 49 birey ile Eylul-Ekim 2009’da gerceklestirilmistir. Veriler arastirmacilar tarafindan gelistirilen soru formu ve Hastalik Algisi Olcegi kullanilarak toplanmistir. Arastirmanin verileri sayi, ortalama, standart sapma, yuzdelik, pearson korelasyon kat sayisi ile degerlendirilmistir. Bulgular: Hastalarin %65.3’u bel agrisi disinda boyun ve sirt agrisi da oldugunu ve bel agrisinin ilk baslangic zamaninin 1-5 yil once oldugunu (%42.9) belirtmektedirler. Şu andaki agri duzeylerinin gunluk yasam aktivitelerini sinirlayacak derecede oldugunu (%67.3) ve hastalarin hepsi tamamlayici tedavi yontemini kullandigini belirtmektedirler. En fazla kullanilan yontemlerin kaplicaya gitmek (%73.5), ...
This study aimed to determine the epistemological beliefs and problem solving skills of nursing a... more This study aimed to determine the epistemological beliefs and problem solving skills of nursing and midwifery students. Materials and Methods: The sampling of the study was made up of a total of 333 nursing and students. The data of the study were collected using personal information form, Epistemological Beliefs Scale and Problem Solving Inventory. Results: According to Epistemological Beliefs Scale, it was determined that the beliefs of the students that learning depends on making an effort was at a low level. It was also found that the problem solving skills of the students was at a medium level. A weak negative relationship was determined between total Epistemological Beliefs Scale and total Problem Solving Inventory. Conclusions: The study determined that there was a relationship between critical thinking trends and learning styles. Therefore, gaining critical thinking skills and trends should be among the goals of contemporary education programs, and thinking skills should be at the heart of the learning process. Amaç: Bu çalışmada hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin epistemolojik inançları ve problem çözme becerilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini 333 hemşirelik ve ebelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında, tanıtıcı bilgi formu, Epistemolojik İnanç Ölçeği ve Problem Çözme Envanteri ile toplanmıştır. Bulgular: Epistemolojik İnanç Ölçeğine göre öğrencilerin öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna dair inançlarının düşük, öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğuna dair inançlarının yüksek ve Tek doğrunun var olduğuna dair inanlarının ise orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin problem çözme becerilerinin de orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Toplam Epistemolojik İnanç Ölçeği ile toplam Problem Çözme Envanteri arasında negatif zayıf bir ilişki olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre, öğrencilerin epistemolojik inançları ile problem çözme becerileri arasında zayıf bir ilişki belirlenmiştir. Eğitimcilerin ders içeriklerinin öğrencilerin problem çözme becerilerini arttırmaya yönelik düzenlemesi önerilmektedir.
Liver transplantation can be a lifesaving option for people with acute/chronic liver failure. Alt... more Liver transplantation can be a lifesaving option for people with acute/chronic liver failure. Although liver transplantation has positive outcomes, the recipients experience many physical, psychological and social problems. It is of great importance to satisfy their needs for counselling so that they can overcome these problems. The aim of the study was to describe the counselling needs of living liver transplant recipients. Materials and Methods: A descriptive qualitative research design was used. The study was conducted between November 2012 and December 2012. In-depth interviews were performed with sixteen participants who had experiences of living liver transplantation. Data were analyzed with inductive content analysis. Results: The liver transplant recipients' counselling needs were categorized into two main themes: ''pretransplantation period counselling needs'' and ''posttransplant period counselling needs''. Subthemes were also identified and described. The first main theme had three subthemes (causes and symptoms of liver failure, treatment process, living donors) and the second main theme had four subthemes (medications used, possible complications, sexuality and body image and life after transplantation). Conclusions: The results indicate that the living liver transplant recipients' currently have insufficient knowledge about transplantation periods and they need counselling. Amaç: Karaciğer transplantasyonu son dönem akut ve kronik karaciğer yetmezliği olan hastalar için yaşam kurtaran bir tedavi yöntemidir. Karaciğer transplantasyonunun her ne kadar olumlu sonuçları olsa da alıcılar fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan birçok sorun yaşamaktadırlar. Bu nedenle alıcıların yaşanılan sorunlarla baş edebilmesi için danışmanlık gereksinimlerinin karşılanması oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı canlıdan karaciğer transplantasyonu yapılan alıcıların danışmanlık gereksinimlerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı kalitatif bir araştırmadır. Çalışma Kasım-Aralık 2012 tarihlerinde yürütülmüştür. Veriler canlıdan karaciğer transplantasyonu olan 16 alıcı ile derinlemesine görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde içerik analizi yöntemi ve tümevarımcı yaklaşım kullanılmıştır. Bulgular: Alıcıların danışmanlık gereksinimleri ''transplantasyon öncesine ilişkin danışmanlık gereksinimleri'' ve ''transplantasyon sonrasına ilişkin danışmanlık gereksinimleri'' olmak üzere iki ana temadan ve tanımlanan yedi alt temadan oluşmaktadır. Birinci ana temanın üç alt teması (karaciğer yetmezliğinin nedenleri ve belirtileri, tedavi süreci, vericiler); ikinci ana temanın (kullanılan ilaçlar, oluşabilecek komplikasyonlar, cinsel yaşam ve beden imajı ile yeni yaşamları) ise dört alt teması bulunmaktadır. Sonuç: Canlıdan karaciğer transplantasyonu olan alıcıların transplantasyondan önce ve sonrasında bilgilerinin yetersiz olduğu ve danışmanlık gereksinimlerinin olduğu saptanmıştır.
This study aimed to investigate the critical thinking tendencies and learning styles of midwifery... more This study aimed to investigate the critical thinking tendencies and learning styles of midwifery and nursing students. Materials and Method: The sampling of the study consisted of a total of 364 students from Health College including 230 nursing and 134 midwifery students. A personal information form, the California Critical Thinking Disposition Inventory, and the Kolb Learning Style Inventory were used to collect the research data. Results: There was a significant difference in terms of gender in some of the sub-dimensions of the California Critical Thinking Disposition Inventory, however that the difference was not significant with regard to department and class. The analyses revealed that 43.7% of the students had diverging, 22.3% had assimilating, 19.0% had accommodating, and 15.1% had converging learning styles. A statistically significant difference was found between critical thinking dispositions based on learning styles. Converging learning style received the highest mean score, whereas diverging got the lowest among the critical thinking dispositions according to the learning styles that the students had. While analyticity, open-mindedness and being inquisitive had the highest mean scores in both subdimensions, systematicity received the lowest mean score. Conclusion: The students employed diverging subdimension most according to the learning styles they had, and that they had analytic thinking style regarding critical thinking dispositions. However, when the sub-dimensions of the two inventories were compared, there were differences between their learning styles and critical thinking dispositions.
ladığı görülmektedir. Günümüzde, organ nakil hemşireliği Dünya'da organ nakli alanında başarılı o... more ladığı görülmektedir. Günümüzde, organ nakil hemşireliği Dünya'da organ nakli alanında başarılı olan birçok ülkede, hemşirelikte özel bir uzmanlık alanıdır. Türkiye'de organ nakli hemşireliği alanında Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika programı bulunmamaktadır. Son yıllarda organ nakli aktivitelerini destekleyici politikaların yürütülmesi ile ülkemizin Dünya çapında organ nakli alanındaki başarısında artış görülmektedir. Gerçekleştirilen tüm nakillerin başarısında ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesinde hemşirelerin önemli rolleri bulunmaktadır. Hemşirelerin bu alanda bilgi düzeyinin arttırılması, uzmanlaşması ve hasta bakım sonuçlarının iyileştirilmesi için sertifika programlarına, bilimsel toplantılar düzenlenmesine ve düzenlenen bilimsel programlara katılımın kurumlar tarafından desteklenmesine gereksinim vardır. Anahtar Kelimeler: Organ nakli hemşireliği, organ nakli, organ bağışı, Türkiye'de organ nakli hemşireliği.
Background: This study aimed to determine nursing student knowledge, behavior and beliefs for bre... more Background: This study aimed to determine nursing student knowledge, behavior and beliefs for breast cancer and breast self-examination receiving courses with a traditional lecturing method (TLM) and the Six Thinking Hats method (STHM). Materials and Methods: The population of the study included a total of 69 second year nursing students, 34 of whom received courses with traditional lecturing and 35 of whom received training with the STHM, an active learning approach. The data of the study were collected pre-training and 15 days and 3 months post-training. The data collection tools were a questionnaire form questioning socio-demographic features, and breast cancer and breast self-examination (BSE) knowledge and the Champion's Health Belief Model Scale. The tests used in data analysis were chi-square, independent samples t-test and paired t-test. Results: The mean knowledge score following traditional lecturing method increased from 9.32±1.82 to 14.41±1.94 (P<0.001) and it increased from 9.20±2.33 to 14.73±2.91 after training with the Six Thinking Hats Method (P<0.001). It was determined that there was a significant increase in pre and post-training perceptions of perceived confidence in both groups. There was a statistically significant difference between pre-training, and 15 days and 3 months post-training frequency of BSE in the students trained according to STHM (p<0.05). On the other hand, there was a statistically significant difference between pre-training and 3 months post-training frequency of BSE in the students trained according to TLM. Conclusions: In both training groups, the knowledge of breast cancer and BSE, and the perception of confidence increased similarly. In order to raise nursing student awareness in breast cancer, either of the traditional lecturing method or the Six Thinking Hats Method can be chosen according to the suitability of the teaching material and resources.
The aim of this methodological study was to investigate the validity and reliability of the Turki... more The aim of this methodological study was to investigate the validity and reliability of the Turkish "Hand Hygiene Belief Scale and Hand Hygiene Practices Inventory" which was developed to evaluate Hand Hygiene Belief and Practices. Material and Methods: The sample of this study consisted of 340 nursing students. The data collection procedure included a questionnaire based on the literature, and the Hand Hygiene Belief Scale and the Hand Hygiene Practices Inventory developed by Thea van de Mortel and studied by authors for Turkish validity and reliability. During the study, language equivalence, content validity, reliability and construct validity of the scale was performed. The data was assessed by using mean, standard deviation, Kendall's coefficient of concordance, Cronbach Alpha, Pearson product-moment correlation coefficient for test-retest reliability coefficient and confirmatory factor analysis. Results: In the study, the Cronbach's Alpha value was determined as, 0.76 in the hand hygiene belief scale and 0.85 in the hand hygiene practices inventory. Pearson product-moment correlation coefficient of the scale and inventory for test-retest reliability was 0.66 and 0.60. According to fit indexes of confirmatory factor analysis; it was found that two factors were not appropriate for the scale; but one factor were appropriate for the inventory. Conclusion: The adaptation of translated "Hand Hygiene Belief Scale and Hand Hygiene Practices Inventory" in Turkey is found to be reliable and valid to evaluate hand hygiene belief and practices. Amaç: Çalışma, El Hijyenini değerlendirmek için geliştirilen El hijyeni İnanç Skalası ve El Hijyeni Uygulama Envanterinin Türk toplumu için geçerlik ve güvenirliğini incelemek amacıyla metodolojik olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu araştırmanın örneklemini 340 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında, öğrencilerin tanıtıcı özellikleri ile ilgili bir form ve El Hijyeni İnanç Skalası ve El Hijyeni Uygulama Envanteri kullanılmıştır. Skala ve Envanterin geçerlik çalışmasında dil eşdeğerliği, içerik geçerliği, kapsam geçerliği, yapı geçerliği kullanılmıştır. Çalışmanın verilerinin değerlendirilmesinde ortalama, standart sapma, Kendall Uyuşum Katsayısı, Cronbach alpha katsayısı, maddetoplam puan korelasyonları, test-tekrar test güvenirliği için Pearson çarpım-moment korelasyon katsayısı ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmada iç tutarlılık güvenirlilik katsayısı el hijyeni inanç skalasında 0.76, el hijyeni uygulama envanterinde ise 0.85 olarak belirlenmiştir. Skala ve Envanterin test-tekrar test güvenirliği 0.66 ve 0.60 olarak belirlenmiştir. Doğrulayıcı faktör analizinde belirlenen uyum indekslerine göre el hijyeni inanç skalasının iki faktörlü yapının Türkçe Skala için uygun olmadığı, tek faktörlü yapının el hijyeni uygulama envanteri için uygun olduğu bulunmuştur. Sonuç: Türkiye için uyarlanan "El Hijyeni İnanç Skalası ve El Hijyeni Uygulama Envanteri'nin el hijyeni inanç ve uygulamasını ölçmek için geçerli ve güvenilir bulunmuştur.
zet Giriş: Roy Uyum Modeli, hemşirelikte yaygın olarak kullanılan modellerden olup bireylerin uyu... more zet Giriş: Roy Uyum Modeli, hemşirelikte yaygın olarak kullanılan modellerden olup bireylerin uyum gereksinimlerinin belirlenmesini temel alarak insanın uyum sisteminde ve çevresinde meydana gelen değişimlere odaklanmaktadır. Amaç: Canlıdan karaciğer transplantasyonu sonrası alıcıların Roy Uyum Modeline göre deneyimlerini açıklamaktır. Yöntem: Araştırmada tanımlayıcı niteliksel araştırma tasarımı kullanılmış, etik kuruldan onay, kurumdan ve hastalardan yazılı izin alınmıştır. Örneklemi; ilk kez ve canlıdan karaciğer transplantasyonu yapılan alıcılar (n:10) oluşturmuştur. Veriler, "hasta tanılama formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu" kullanılarak "derinlemesine görüşme" yöntemiyle toplanmış ve "içerik analizi" ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Canlıdan karaciğer transplantasyonu sonrası alıcılar Roy Uyum Modeli'nin Fizyolojik: Roy's adaptation model is one of the most frequently used models in nursing. It requires determination of individ...
Çalışma, bir hemşirelik programında uygulanan simüle hasta kullanımına ilişkin öğrenci görüşlerin... more Çalışma, bir hemşirelik programında uygulanan simüle hasta kullanımına ilişkin öğrenci görüşlerinin karşılaştırmalı olarak paylaşılması amacıyla yapılmıştır. Materyal-metod: Çalışma, Orta Karadeniz Bölgesi'nde bulunan bir Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü'nde yapılmıştır. Çalışmanın evrenini, 2011-2012 eğitim öğretim yılında ikinci sınıfın bahar döneminde okutulan Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Dersi'ne devam eden 70 öğrenci oluşturmuştur. Bu öğrencilerin, 35'i çalışma, 35'i ise kontrol grubu olarak rastgele atanmıştır. Çalışmada spinal kord travması geçiren bir hasta vakası kullanılmıştır. Çalışma grubu simüle hasta, kontrol grubu ise vaka çalışması yolu ile bireysel hemşirelik bakım planlarını hazırlamışlardır. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ve öğrencilerin hazırladıkları bakım planları ile toplanmıştır. Verilerin analizinde ki-kare ve t testi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin, eğitim yöntemlerinin öğrenmeye, bakımı ve girişimleri planlamaya katkısını algılama ortalamaları 100 puan üzerinden çalışma grubunda 89.7, kontrol grubunda ise 80.57 olmuştur ve aradaki fark istatistiksel olarak önemlidir (p<0.05). Simule hastayla çalışan öğrenciler, "Etkili öğrenmeyi sağladığını" ve "Gerçek hastayla çalışma şansı sağladığını" ifade etmişlerdir. Sonuç: Hemşirelik eğitiminde simüle hastaların kullanımının, öğrencilerin gerçeğe en yakın tıbbi durumları, klinik problemleri değerlendirebilmelerine ve hemşirelik bakımını planlamalarına katkı sağladığı düşünülmektedir.
The use of models in nursing provides nurses to focus on the role of nursing and its applications... more The use of models in nursing provides nurses to focus on the role of nursing and its applications rather than medical practice. In addition, it helps patient care to be systematic, purposeful, controlled and effective. One of the commonly used models in nursing is Roy Adaptation Model. According to Roy adaptation model, the aim of nursing is to increase compliance and life expectancy. Roy Adaptation Model evaluates the patient in physiologic mode, self-concept mode, role function mode and interdependence mode aiming to provide holistic care. This article describes the use of Roy Adaptation Model in the care of a patient who has been diagnosed with breast cancer and had breast-conserving surgery. Patient data was evaluated in the four modes of Roy adaptation model (physiologic, self-concept, role function, and interdependence modes) and the nursing process was applied.
Bu araştırma 12-15 Kasım 2015'te Muğla'da düzenlenen 9. Ulusal Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşi... more Bu araştırma 12-15 Kasım 2015'te Muğla'da düzenlenen 9. Ulusal Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliği Kongresinde poster bildiri olarak sunulmuştur.
BACKGROUND Pressure ulcer is a significant healthcare problem throughout the world. Nurse educato... more BACKGROUND Pressure ulcer is a significant healthcare problem throughout the world. Nurse educators should take the responsibility for students' improving knowledge, skills and attitudes regarding prevention of Pressure ulcer and allocate sufficient time to teach them by using various teaching methods. In this study we evaluate effects of education about prevention of pressure ulcer on knowledge and attitudes of nursing students. METHODS This is a quasi-experimental study with a control group and a posttest. The study population comprised of 96 second-year nursing students at a university in Middle Anatolia Region of Turkey. The study sample included 84 second year nursing students, of whom 42 were assigned into an intervention group and 42 were assigned into a control group. The intervention group was offered education for two hours weekly for four weeks. Data collection between April and May in 2019. The statistics program SPSS 22 packaged software was used in the analyses of data. RESULTS There was not a significant difference in sociodemographic features between the intervention and control groups. The groups significantly differed in their total scores for attitudes to prevention of pressure ulcer (p < 0.05). The intervention group got a significantly higher mean score for knowledge about prevention of pressure ulcer (63.00 ± 16.71) than the control group (39.35 ± 9.77) (p < 0.05). CONCLUSION The control group had lower scores for knowledge and attitudes about prevention, evaluation and management of pressure ulcer. Educators should revise the content of the national nursing curriculum about pressure ulcer and update their learning material and lectures in accordance with national and international guidelines.
Uploads
Papers by ÖZGE İŞERİ