Mustafa Yılmaz
BA: Marmara University, Faculty of Divinity (2016-2021)
MA: Istanbul University, Islamic Studies, Islamic Law (2021-2023)
PHD: Marmara University, Islamic Studies, Islamic Law (2023-...)
MA: Istanbul University, Islamic Studies, Islamic Law (2021-2023)
PHD: Marmara University, Islamic Studies, Islamic Law (2023-...)
less
Uploads
Papers by Mustafa Yılmaz
nasıl düzenlenmesi gerektiği hususunda karşımıza önemli bir örnek olarak çıkmaktadır.
olduğudur. Bu, felste dikkate alınan değer kaybının kâğıt parada da dikkate alınacağı
anlamına gelir. Meseleye ilişkin diğer bir argüman ise alışverişlerde bozuk para olarak kullanılan felste dikkate alınan değer değişiminin günümüzde asli para birimi olarak kullanılan kâğıt parada evleviyetle itibara alınacağıdır. Öte yandan, bu yaklaşımı kabul etmeyenler, felsin semen olması nedeniyle kıyemî olarak değerlendirilemeyeceğini ve
Ebû Yûsuf’un ilgili görüşünün yalnızca alışverişlerde bozuk para olarak kullanılan felsle sınırlı olduğunu savunmaktadır. Çalışmamızda, andığımız bu iki yaklaşımı, sosyal bilimler nitel araştırma yöntemine başvurarak ele alacağız. Konunun analizi sırasında, güncel literatürde öne çıkan görüş ve tutumları kapsamlı bir biçimde ortaya koyup değerlendireceğiz. Ardından Ebû Yûsuf’un görüşünü borcun sebebi ve konusu bakımından
irdeleyeceğiz. Böylelikle ilgili görüşün tarihsel veriler ışığında Hanefî mezhebi literatüründeki durumunu belirginleştirmiş olacağız. Ayrıca bu yaklaşımın günümüz kâğıt parası için geçerli olup olmadığı meselesine ışık tutacağız. Eldeki veriler ışığında, Ebû Yûsuf’un felsle ilgili görüşünün kâğıt parayı kapsamayacağını iddia edenlerin argümanlarının sorunlu olduğunu gözlemlendi. Çünkü ikinci görüşü benimseyenlerin gerekçelerinden biri, felsin alışverişlerde dirhemlerin küsuratını tamamlayan bozuk para olmasından dolayı günümüz kâğıt parasıyla bir tutulamayaca-
ğıdır. Örneğin ünlü Mısırlı tarihçilerden Makrîzî’nin (ö. 845/1442) bildirdiğine göre, felsler yalnızca bozuk para olarak değil aynı zamanda asli para birimi olarak da kullanılmıştır. Bu nedenle, asli para birimi olarak işlev gören felslerin değerinde gerçekleşen dalgalanmaların Ebû Yûsuf’un görüşü çerçevesinde ele alınması gerekir. Ayrıca bazı Hanefî fakihlerin Ebû Yûsuf’un görüşüne eklemeler yaptığı görülür. Söz gelimi, son dönem
Hanefî mezhebinin önde gelen simalarından İbn Âbidîn (ö. 1307/1889) meseleye dair kaleme aldığı müstakil risalesinde, katkı maddesi fazla olan dirhemleri (mağlubü’lgış/ )مغلوب الغشfels kategorisinde değerlendirmiştir. Bu da Ebû Yûsuf’un yaklaşımının günümüz kâğıt parası için geçerliliğini destekler niteliktedir. Dolayısıyla, çalışmamız boyunca Ebû Yûsuf’un felslere ilişkin görüşünün günümüz kâğıt parası için de geçerli
olduğu kanaatinin temel bir bulgu olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü Ebû Yûsuf, -İbn Âbidîn’in de belirttiği gibi- felslerin para olarak üretilmediğini, bu nedenle de itibari bir değeri haiz olduğunu iddia eder. Buradan hareketle kâğıt parada görülen değer dalgalanmasına dair Ebû Yûsuf’un görüşünü referans aldığımızda akit günündeki değer üzerinden ödeme yapılması gerektiğini savunanların daha isabetli bir tutum sergilediği anlaşılmaktadır.
nasıl düzenlenmesi gerektiği hususunda karşımıza önemli bir örnek olarak çıkmaktadır.
olduğudur. Bu, felste dikkate alınan değer kaybının kâğıt parada da dikkate alınacağı
anlamına gelir. Meseleye ilişkin diğer bir argüman ise alışverişlerde bozuk para olarak kullanılan felste dikkate alınan değer değişiminin günümüzde asli para birimi olarak kullanılan kâğıt parada evleviyetle itibara alınacağıdır. Öte yandan, bu yaklaşımı kabul etmeyenler, felsin semen olması nedeniyle kıyemî olarak değerlendirilemeyeceğini ve
Ebû Yûsuf’un ilgili görüşünün yalnızca alışverişlerde bozuk para olarak kullanılan felsle sınırlı olduğunu savunmaktadır. Çalışmamızda, andığımız bu iki yaklaşımı, sosyal bilimler nitel araştırma yöntemine başvurarak ele alacağız. Konunun analizi sırasında, güncel literatürde öne çıkan görüş ve tutumları kapsamlı bir biçimde ortaya koyup değerlendireceğiz. Ardından Ebû Yûsuf’un görüşünü borcun sebebi ve konusu bakımından
irdeleyeceğiz. Böylelikle ilgili görüşün tarihsel veriler ışığında Hanefî mezhebi literatüründeki durumunu belirginleştirmiş olacağız. Ayrıca bu yaklaşımın günümüz kâğıt parası için geçerli olup olmadığı meselesine ışık tutacağız. Eldeki veriler ışığında, Ebû Yûsuf’un felsle ilgili görüşünün kâğıt parayı kapsamayacağını iddia edenlerin argümanlarının sorunlu olduğunu gözlemlendi. Çünkü ikinci görüşü benimseyenlerin gerekçelerinden biri, felsin alışverişlerde dirhemlerin küsuratını tamamlayan bozuk para olmasından dolayı günümüz kâğıt parasıyla bir tutulamayaca-
ğıdır. Örneğin ünlü Mısırlı tarihçilerden Makrîzî’nin (ö. 845/1442) bildirdiğine göre, felsler yalnızca bozuk para olarak değil aynı zamanda asli para birimi olarak da kullanılmıştır. Bu nedenle, asli para birimi olarak işlev gören felslerin değerinde gerçekleşen dalgalanmaların Ebû Yûsuf’un görüşü çerçevesinde ele alınması gerekir. Ayrıca bazı Hanefî fakihlerin Ebû Yûsuf’un görüşüne eklemeler yaptığı görülür. Söz gelimi, son dönem
Hanefî mezhebinin önde gelen simalarından İbn Âbidîn (ö. 1307/1889) meseleye dair kaleme aldığı müstakil risalesinde, katkı maddesi fazla olan dirhemleri (mağlubü’lgış/ )مغلوب الغشfels kategorisinde değerlendirmiştir. Bu da Ebû Yûsuf’un yaklaşımının günümüz kâğıt parası için geçerliliğini destekler niteliktedir. Dolayısıyla, çalışmamız boyunca Ebû Yûsuf’un felslere ilişkin görüşünün günümüz kâğıt parası için de geçerli
olduğu kanaatinin temel bir bulgu olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü Ebû Yûsuf, -İbn Âbidîn’in de belirttiği gibi- felslerin para olarak üretilmediğini, bu nedenle de itibari bir değeri haiz olduğunu iddia eder. Buradan hareketle kâğıt parada görülen değer dalgalanmasına dair Ebû Yûsuf’un görüşünü referans aldığımızda akit günündeki değer üzerinden ödeme yapılması gerektiğini savunanların daha isabetli bir tutum sergilediği anlaşılmaktadır.