Papers by Halil Saim Parladir

DergiPark (Istanbul University), Dec 12, 2014
İslam toplumlarında velilerin türbe ve mezarları etrafında gözlenen inanç ve uygulamalar birçok b... more İslam toplumlarında velilerin türbe ve mezarları etrafında gözlenen inanç ve uygulamalar birçok bilim insanı tarafından ortodoksi ile halk dini arasındaki karşıtlığa uygun olarak köylü ya da kadın dindarlığı olarak ele alınır. Bu inançlar Türk kültüründe çok önemli bir rol oynar. Bu çalışma yukarıda zikredilen iddiaların incelenmesi ve geçerliklerinin değerlendirilmesini konu alır. Zira 16. yüzyıl Osmanlı ilim adamı Mehmed b. Pir Ali (Mehmed Birgivî ya da İmam Birgivî)'nin mezarı etrafında vuku bulan ve her sosyal sınıf ve zümreden insanları kendine çeken uygulama ve inançlara odaklanır. Çalışma, alanda mezar etrafındaki uygulamalara dair gözlemlere dayalı olarak yapılandırılmıştır. Alandan elde edilen bilgi, literatürle karşılaştırıldığında sonuç; halkın (adak adama, hayvan kurban etme vb. gibi) dini etkinlikleriyle ortodoks İslami inanç ve uygulamalar arasında bir süreksizlik olmadığı yönündedir.
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 2014
A human life, I think, should be well rooted in some spot of a native land, where it may get the ... more A human life, I think, should be well rooted in some spot of a native land, where it may get the love of tender kinship for the face of the earth, for the labors men go forth to, for the sounds and accents that haunt it, for whatever will give that early home a familiar unmistakable difference amidst the future widening of knowledge… The best introduction to astronomy is to think of the nightly heavens as a little lot of stars belonging one's own homestead.

Akademik incelemeler: sakarya üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, Jul 11, 2014
For the emergence of a community or a nation, it has always been necessary to bring local identit... more For the emergence of a community or a nation, it has always been necessary to bring local identities and different ethnic groups around one common cultural center. However, the process of integrating individuals into a dominant ethnicity or cultural centercertainly causes several social, cultural and political problems. During theprogress of communication systems from the newspapers to the television and the social media, the issue has gained momentum with the expression of reactions to the ethnical cultures which were formed centrally. It is interestingthat social studies highlights identity studies which focuses on diverse issues ranging from the question of how administrative authoritiescan manage counterweights other than the center to the question of what is the legitimacy of giving privileges to the members of minority groups. This situation arises as a natural result of social, cultural and political centralization, and from the increasing concern in social sciences about gathering data as it needs to give an immediate answer to the question of how to restructure the social positions and the roles of minority groups which realize that they are different from the center. This study focuses on the historical and social origins of the growing popularity of identity studies in social sciences. In this regard, the development and the growing popularity of identity studies and the types of data it provides community and their problems are examined in this study.
A human life, I think, should be well rooted in some spot of a native land, where it may get the ... more A human life, I think, should be well rooted in some spot of a native land, where it may get the love of tender kinship for the face of the earth, for the labors men go forth to, for the sounds and accents that haunt it, for whatever will give that early home a familiar unmistakable difference amidst the future widening of knowledge… The best introduction to astronomy is to think of the nightly heavens as a little lot of stars belonging one's own homestead.

Gaziantep University Journal of Social Sciences, Dec 1, 2014
Özet Modern İngiltere'nin ilk dönemi, on altıncı yüzyılın başı ile on sekizinci yüzyılın ortası a... more Özet Modern İngiltere'nin ilk dönemi, on altıncı yüzyılın başı ile on sekizinci yüzyılın ortası arasında geçen iki yüz elli yıllık bir dönemi kapsar. Bu iki yüzyıl boyunca, günümüz modern toplumlarının yapısal nitelikleri oluşmuştur. Bu dönemde, İngiltere'deki politik ve ekonomik sahada gerçekleşen değişim ve dönüşümler devasa ölçektedir. Tüm toplumsal yapı ve kurumlar kültürel, ekonomik ve politik işleyişleri bakımından yapısal dönüşüm geçirmiştir. Ayrıca, bu dönemde, uluslararası sistemin ekonomik ve politik açıdan merkezi bir biçimde tesis edilmesinin alt yapısı hazırlanmıştır. Günümüz modern toplumlarının en önemli özelliklerinden biri, parçaları arasındaki iletişim ve etkileşimin hızı, dönüştürücü niteliği, sürekliliği ve kapsamlarının genişliğidir. Bunu sağlayan toplumsal yapının ve gelişmelerin oluşumu modern İngiltere'nin ilk döneminde gerçekleşmiştir. Bu nedenle günümüz enformasyon ve iletişim çağının temel yapı taşları modern İngiltere'nin ilk döneminin analiziyle tespit edilebilir.

Gaziantep University Journal of Social Sciences, Dec 1, 2014
Özet Modern İngiltere'nin ilk dönemi, on altıncı yüzyılın başı ile on sekizinci yüzyılın ortası a... more Özet Modern İngiltere'nin ilk dönemi, on altıncı yüzyılın başı ile on sekizinci yüzyılın ortası arasında geçen iki yüz elli yıllık bir dönemi kapsar. Bu iki yüzyıl boyunca, günümüz modern toplumlarının yapısal nitelikleri oluşmuştur. Bu dönemde, İngiltere'deki politik ve ekonomik sahada gerçekleşen değişim ve dönüşümler devasa ölçektedir. Tüm toplumsal yapı ve kurumlar kültürel, ekonomik ve politik işleyişleri bakımından yapısal dönüşüm geçirmiştir. Ayrıca, bu dönemde, uluslararası sistemin ekonomik ve politik açıdan merkezi bir biçimde tesis edilmesinin alt yapısı hazırlanmıştır. Günümüz modern toplumlarının en önemli özelliklerinden biri, parçaları arasındaki iletişim ve etkileşimin hızı, dönüştürücü niteliği, sürekliliği ve kapsamlarının genişliğidir. Bunu sağlayan toplumsal yapının ve gelişmelerin oluşumu modern İngiltere'nin ilk döneminde gerçekleşmiştir. Bu nedenle günümüz enformasyon ve iletişim çağının temel yapı taşları modern İngiltere'nin ilk döneminin analiziyle tespit edilebilir.
Gunumuzde sosyal bilimlerde kimlik ve diaspora calismalarinda bir artis vardir. Bu kavramlar tari... more Gunumuzde sosyal bilimlerde kimlik ve diaspora calismalarinda bir artis vardir. Bu kavramlar tarih, sosyal psikoloji, sosyoloji gibi alanlarin kendi gundemlerini tesis ederlerken kullandiklari ana kavramlardir. Farkli bir cevrede yasayan azinliklar, kendi varolus ve kimliklerini, kim ve ne olduklari ve/veya olmadiklarina dair bilgi araciligi ile olustururlar. Buna karsilik merkezi otoriteler ise duzeni saglamak icin sosyal butunlesmeyi temin etme yollarini ararlar. Duzen saglama cabasi ulus devletlerin oldugu kadar sosyal bilimlerin de en onemli niteligidir. Bu calismada sosyal bilimlerin temel kavramlarindan biri olan diasporanin gelisimi, ilgili diger kavramlar olan oteki, melezlik, kulturel cesitlilik ve grup ayrimina odaklanilarak ve modernitede bilginin nasil kullanildigi ele alinacaktir

Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2014
Dini davranışın pratik ve transandantal boyutları çeşitli biçimlerde sosyal bilimsel araştırmalar... more Dini davranışın pratik ve transandantal boyutları çeşitli biçimlerde sosyal bilimsel araştırmaların konusunu oluştur¬ muştur. Bu boyutlar sosyal bilimlerde kutsal-dindışı bağlamında bu karşıtlığa denk düşen farklı kavramsallaştırmalar ile anlaşılmaya ve açıklanmaya çalışılmıştır. Bu kavramsallaştırmaların en yaygını, pratik olan boyutu büyüsel olanla bir tutmak ve bu minvalde din ile büyüyü birbirinden tamamen ayırmak biçiminde tezahür eder. Söz konusu ayrım özellikle geleneksel yaşam biçiminin ağır bastığı toplumlar için daha sık dile getirilir. Her ne kadar derin bir dönüşüm sürecinde olsa da, içinde bulunduğumuz coğrafya ve kültür için de benzer ayrımlar ve karşıtlaştırmalar yapmak mümkündür. Dinin pratik boyutu Türk kültüründe, tüm değişimlere rağmen, halen zengin bir nitelik arz etmektedir. Basım yayımın geliştiği çağdaş dönemde halk katında yaygın çeşitli dua kitaplarının varlığı da bu zengin niteliğin bir göstergesi olarak ele alınabilir. Bu tür eserlerin temel niteliği, halk dinselliğinin temel karakteristiği olan büyüsel mantığı ihtiva ediyor olmasıdır. Söz konusu edilen bu tür kaynakların eski örneklerini bulmak mümkündür. Ancak bu örnekler genellikle seçkin, kentli, okur-yazar kitleler için üretilmiştir. Halka hitap eden ve fakat modern öncesi döneme ait eserler bulmak ise daha zordur. Bu kapsamda bu çalışma, 19. yüzyılın başlarına tarihlenen, dualar ve tılsımlar içeren bir el yazması temelinde büyü-din ilişkilerini ve geleneksel dinselliğin büyüsel mantıkla ilişkisini tartışmaktadır. Çalışmanın temel argümanı ise büyü-din ilişkilerinin basit dikotomilerle ifade edilemeyecek kadar girift ve karmaşık olduğu yönündedir.

Tinsellik insanin kendini kusatan belirleyicilerden, fizyolojik, toplumsal, siyasal vb. her turlu... more Tinsellik insanin kendini kusatan belirleyicilerden, fizyolojik, toplumsal, siyasal vb. her turlu sinirlayicidan kurtulma arayisina karsilik gelir. Bu anlamda tinsellik, biyolojik ve sonlu bir bedene sahip olan insanin ozgurlesme, olumsuzlesme ve kalicilik istenci olarak da tanimlanabilir. Tin, sonlu hayatin sonsuzla yani kutsal olanla iliskilendirilmesidir. Bu baglamda tinselligin en onemli kanallari buyu, mitos ve din olmaktadir. Buyu ve mitosa gore din, tinin kulturel, toplumsal ve siyasal baglamlarda standartlasmasi ve sinirlandirilmasi anlamina gelir. Din, tinselligi baskilar ancak buna ragmen, din icinde buyusel, mitolojik bir soylem ozellikle de halk yiginlari nezdinde varligini surdurur. Bu durumu yansitan kavramsallastirma da halk dinidir. Bununla baglantili olarak bu calismanin temel amaci, Turk Toplumu ozelinde Islam’da tinselligin halk boyutunu tarihsel ve eszamanli analizler yoluyla ortaya koymaya calismaktir. Turk Halk Islaminda kutsalla iliski kurma bicimlerinin basin...

ALTIN PEŞİNDEKİLER: SİMYANIN FOLK GÖRÜNÜMÜ OLARAK DEFİNECİLİK, 2015
Simya, çok eski dönemlerden beri çeşitli elementleri bir araya getirerek en saf madde olan altını... more Simya, çok eski dönemlerden beri çeşitli elementleri bir araya getirerek en saf madde olan altını üretebilmeyi hedefleyen bilim öncesi ya da sahte bilimsel bir uğraştır. Her ne kadar simya değersiz elementlerden altın yaratarak servete ulaşmakla ilişkilendirilirse de, simyacının pratiği sadece bu maddi süreçten ibaret değildir. Simya ve dolayısıyla simyacının nazarında altın, saflığı, huzuru, ebedi mutluluğu imleyen bir semboldür. Bu nedenle simya, her zaman kutsal sözler, büyüsel sembol ve davranışların eşlik ettiği bir süreç olagelmiştir. Kadim bilgelikte ve felsefede simya, elementleri altına çevirmeyi mümkün kılan “felsefe taşı” ya da “iksir”i elde etme ile ilişkilendirilir ve birçok farklı dinsel gelenekte izleri sürülebilen mistik bir niteliği vardır. Bu anlamda simyacının faaliyeti mükemmel olana yani Tanrıya ulaşmaya çalışan insanın derece derece
saflaşmasını temsil eder. Bu faaliyetin sonunda elde edilen ya da edilmesi söz konusu olan altın sadece maddi bir kazanç ya da servet değil aynı zamanda manevi bir gelişmeyi temsil eder. Bu kapsamda bu çalışmada günümüz toplumunda çok kısa sürede zengin olma hayali ile
ilişkilendirilen definecilik ele alınacaktır. Definecilik, maddi zenginleşme ile ilişkili tamamen maddi ve pratik bir eylemdir ancak olguya yakından bakıldığında farklı bir boyut görmek ve bu kapsamda değerlendirilebilecek bir defineci alt kültüründen ve mitolojisinden bahsetmek mümkündür. Bu meyanda bu çalışmada definecilik ve simyanın bazı temel nitelikleri arasında paralellikler tesis edilmeye çalışılmaktadır. Bu ilişkinin ortaya çıkarılmasına ilişkin çabanın ve
araştırmanın nesnesi, definecilikle ilgili kişilerin internet üzerinden bilgi paylaşımında bulundukları altı internet forum sitesindeki gönderilerdir. Bu kapsamda bu çalışma, söz konusu edilen internet forum sitelerindeki konu/başlıklarda ve mesajlarda tekerrür eden bazı kavram ve durumların simya literatüründeki çeşitli sembollerle derin ilişkisini irdelemektedir.

TÜBA-KED, 2014
The practical and transcendental aspects of religion have caught much attention in the works of s... more The practical and transcendental aspects of religion have caught much attention in the works of social sciences. These aspects tried to be understood and explained in the context of the dichotomies such as sacred-profane. The most widespread of these comprehensions is the equation of practical to the magical hence differentiating it from the religious completely. This differentiation is likely to be seen much more applicable to the traditional societies. This comprehension is also applied to the culture of Turkey in spite of the transformation process which Turkey has been in. The practical aspect of religion in the Turkish culture poses a rich and plentiful characteristic despite the changes. The ever growing number of several religious books in the market regarding magical aspects displays this richness in the modern era. It is easy to find the renowned older examples of this genre of books in the libraries (as manuscripts) and in the market (as printed exact copies). However these examples are in line with the urban, literate, elite culture and it is much harder to find examples monitoring the situation in the ordinary people lived in the past. In this regard this paper aims to scrutinize the relationship between magic and religion and the relationship between traditional religiosity and magical logic in special reference to an anonymous manuscript consisting of some religious invocations and magical talismans. The main argument of the paper is that the relationship between religion and magic is not a simple one to be described as a dichotomy despite this its very complicated and sophisticated.

Contemporary Issues in Social Sciences and Humanities
The era called as post or late modernity witnesses the inventing of identities in the course of t... more The era called as post or late modernity witnesses the inventing of identities in the course of transnational developments. Diasporas are the perfect facts in order to track down these developments. This paper concentrates on the literature of diasporas and diasporic identities. In this context the paper takes one of the worlds renowned scientific data bases WoS (web of science), which scans most popular and effective journals, as the main source of data. The paper focuses on the articles published between 1990-2016 scanned by WoS by means of keywords
bearing the terms “diaspora”, “diasporic” and “diasporas”. The statistical technique regarding the study is called co-word analysis. The major aim of the paper is to discuss the changing attitudes towards diasporas and the concept of diaspora through the analysis. In order to achieve this aim the related literature taken into account in three sequences marked by phenomenal changes affecting social scientific paradigms...

ÖZET
Milliyetçilik, modern bir ideolojidir. Sosyolojik bir gelişmişliğin sonucu olarak ortaya çık... more ÖZET
Milliyetçilik, modern bir ideolojidir. Sosyolojik bir gelişmişliğin sonucu olarak ortaya çıkar ve bu nedenle de milli kimliklerin doğal ya da kendiliğinden değil, inşa edilmiş kurgular oldukları öne sürülür. Bu iddia, milliyetçilik çeşitli arkaik, geleneksel unsurları seçip bunlar üzerinde geliştiği için büyük oranda doğrudur. Ancak söz konusu edilecek bir örneğin sosyal nitelikleri, orada inşa edilecek milli kimliğin temel vasıflarını ya da başarılı bir milli kimlik tesis edilip edilemeyeceğinin de ipuçlarını barındırır. Bu nitelikler, gelişmiş bir kültür, yazı dili, orta sınıf, yaygın eğitim, (otonom ya da bağımız bir devlet gibi) bir yönetsel aygıt olarak sıralanabilir. Milliyetçilik, bu nitelikleriyle Batı’da ortaya çıkmış bir ideolojidir ve ulus inşası da yine Batı politik kültürünün bu nitelikleriyle ilişkili bir süreçtir. Batı dışı modernlikler ise bahsedilen unsurların birden fazlasının eksik olduğu durumları ifade eder. Bu bağlamda 19. yüzyılda Osmanlı egemenliğindeki Balkan topraklarında gelişen milliyetçilikler ve milli kimlikler, etnik ve dinsel öğelere referansla, kapsayıcı değil dışlayıcı kimlikler biçiminde kurgulanmışlardır. Söz konusu inşa süreçlerinin dışında yer alan Arnavutlar da, bölgede etkin toprak sahibi kesimi içinde barındırdıkları için kendi çıkarları gereği geleceklerini milli kimlik inşa etmekte görmüşlerdir. Ancak diğer Balkanlı muadilleriyle karşılaştırıldığında çeşitli ve büyük dezavantajlarla kuşatılmış sosyal bağlamları nedeniyle bu girişimlerinde başarılı olamamışlardır. 20. yüzyıl itibarıyla bir devlete sahip olan ancak homojen bir ulus kimliği yaratmakta başarısız olan Arnavut varlığı, modern dönemden post-modern döneme geçişte yepyeni tartışma ve meydan okumalarla karşı karşıya kalmıştır.
İslam, entelektüel tarihimiz boyunca tek bir dinsel gelenek olarak anlaşılmış ve diğer kurumsalla... more İslam, entelektüel tarihimiz boyunca tek bir dinsel gelenek olarak anlaşılmış ve diğer kurumsallaşmış dinlerde de olduğu gibi, anlaşılmak için kendi kendisinin rehberi olarak ele alınmıştır (25). İslam kavramı böylece konuyu tanımladığı gibi onun uygun yorumlama veya açıklama biçimlerini de tanımlar ancak bu çerçeveye uygun bulgular bu öncüllerle çelişmeye başlamıştır.

For the emergence of a community or a nation, it has always been necessary to bring local identit... more For the emergence of a community or a nation, it has always been necessary to bring local identities and different ethnic groups around one common cultural center. However, the process of integrating individuals into a dominant ethnicity or cultural centercertainly causes several social, cultural and political problems. During theprogress of communication systems from the newspapers to the television and the social media, the issue has gained momentum with the expression of reactions to the ethnical cultures which were formed centrally. It is interestingthat social studies highlights identity studies which focuses on diverse issues ranging from the question of how administrative authoritiescan manage counterweights other than the center to the question of what is the legitimacy of giving privileges to the members of minority groups. This situation arises as a natural result of social, cultural and political centralization, and from the increasing concern in social sciences about gathering data as it needs to give an immediate answer to the question of how to restructure the social positions and the roles of minority groups which realize that they are different from the center. This study focuses on the historical and social origins of the growing popularity of identity studies in social sciences. In this regard, the development and the growing popularity of identity studies and the types of data it provides community and their problems are examined in this study. Bu makale iThenticate sistemi tarafından taranmıştır.

Son yıllarda, modern toplumlarda, sıklıkla gözlemlenmeye başlayan paranormal inançlardaki artış, ... more Son yıllarda, modern toplumlarda, sıklıkla gözlemlenmeye başlayan paranormal inançlardaki artış, sosyal bilimciler tarafından dikkatle analiz edilmektedir. Sosyal bilimler sahasında paranormal inançlara dair yapılan çalışmalarda bir artış gözlemlenmektedir. Bu çalışmalar modern topluma dair yeni verilerin elde edilmesine neden olduğu gibi, insanın özgün özellikleri ile ilgili yeni bilgilerin edinilmesini sağlamaktadır. Dini kurumların toplumsal hayattan uzaklaşmasıyla, paranormal inançlarda dikkate değer bir artışın meydana gelmesi dikkat çekicidir. Tüm bunlar, insanın inanç ile sekülerleşme süreçleri arasında sıkıştığının birer göstergesidir. Sosyal bilimler sahasında paranormal inançların hangi toplumsal nedenlerden kaynaklandığının yanı sıra, ne çeşit toplumsal neticelere yol açtığı da analiz edilmektedir. Bu çerçevede çalışmamızda, sosyal bilimlerde paranormal inançlara dair çalışmalardaki artışın neyin göstergesi olduğu incelenmektedir. Böylece modernlik koşullarında sosyal bilimlerin işlevinin ne olduğunun yanı sıra, artan paranormal inançların modern toplum ve birey hakkında hangi verileri sunduğu da analiz edilmektedir.
In recent years there is an increase in the paranormal beliefs in modern societies that has been analysed by social scientists. There is an increase in the studies regarding paranormal beliefs in the field of social sciences. These studies had resulted in a knowledge regarding modern society as well as new knowledge regarding the peculiar qualities of mankind. With the disposal of traditional religious institutions from social life there occurred an increase in the paranormal beliefs. This situation indicates the peculiar position of modern man trapped between the belief and processes of secularization. In the field of social sciences the factors triggering paranormal beliefs as well as the consequences stemming from these beliefs are being analysed. In this paper the increase in the studies regarding the paranormal beliefs are being focused. In this regard the major aim of this study is to analyse the functions of social sciences in the context of modernity on one hand and the data emerging from increasing paranormal beliefs regarding modern society and individual on the other. Keywords: Paranormal, Secularization, Belief, Social Sciences, Modern Society, Individual.

In recent years there is an increase in the field of social sciences regarding the concepts of id... more In recent years there is an increase in the field of social sciences regarding the concepts of identity and diasporas. These concepts also take place in the fields of history, social psychology and sociology as a major concept of their own agendum. Minorities living in a different environment constitute their own existence and identity through constituting knowledge regarding “who” and “what” they are and/or they are not. Despite that, central authorities aim to obtain social integrity in order to provide order. Thus social and symbolic borders must be leak proof. The effort to obtain order is one of the most important aspects of nation-states as well as of social sciences. In this paper, the development of the concept of diaspora as a main theme in social sciences along with the increase of studies related to the concepts such as otherness, hybridism, cultural diversity and group classification is being focused on with special reference to the usage of knowledge in modernity. Key Words: Diaspora, Modernity, Power, Knowledge, Social Sciences, Identity.
Günümüzde sosyal bilimlerde kimlik ve diaspora çalışmalarında bir artış vardır. Bu kavramlar tarih, sosyal psikoloji, sosyoloji gibi alanların kendi gündemlerini tesis ederlerken kullandıkları ana kavramlardır. Farklı bir çevrede yaşayan azınlıklar, kendi varoluş ve kimliklerini, kim ve ne oldukları ve/veya olmadıklarına dair bilgi aracılığı ile oluştururlar. Buna karşılık merkezi otoriteler ise düzeni sağlamak için sosyal bütünleşmeyi temin etme yollarını ararlar. Düzen sağlama çabası ulus devletlerin olduğu kadar sosyal bilimlerin de en önemli niteliğidir. Bu çalışmada sosyal bilimlerin temel kavramlarından biri olan diasporanın gelişimi, ilgili diğer kavramlar olan öteki, melezlik, kültürel çeşitlilik ve grup ayrımına odaklanılarak ve modernitede bilginin nasıl kullanıldığı ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Diaspora, Modernite, İktidar, Bilgi, Sosyal Bilimler, Kimlik.

Mit ve tarih, uygarlığın gelişmesinde çok büyük bir role sahiptir. Aynı zamanda bu ikisi arasında... more Mit ve tarih, uygarlığın gelişmesinde çok büyük bir role sahiptir. Aynı zamanda bu ikisi arasında bir karşıtlık ilişkisi vardır. Tüm uygarlık tarihine bu bağlamda bakılırsa, mitin hiçbir zaman yok olmadığı, ancak etkisinin sürekli bir azalma içinde olduğu görülecektir. Mit yok olmamakta ancak değişen şartlara uyum sağlayarak dönüşmektedir. Bu dönüşüm, mitsel düşüncenin istikrarsızlaşmasına ve gelenekselliğini yitirmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmanın ana amacı, Eski Ahit'teki bazı anlatıları ele alarak mitsel olandan tarihsel olana geçiş hakkında belirlemeler yapmaktır. Zira Eski Akit'in başlatıcısı olduğu dinsel paradigma, uygarlığın gelişimine damgasını vurmuştur: Mit yıkımı. Eski Ahit, modern dönemde gerçekleşen “büyüden arınma”nın başlangıcını oluşturur. Ancak bu niteliklerine rağmen Eski Ahit, evrimci sosyal bilimsel bilginin hilafına, yabanıl toplumlarda gözlenen mitsel kalıplarla paralellikler arz etmektedir. Bu nedenle bu çalışmadaki bir diğer amaç, Eski Ahit'in mitlerle ilişkisini bazı örnekler üzerinden betimlemeye çalışmaktır. Bu amaç gerçekleştirilirken takip edilen metodolojik izlek, yapısal çözümlemedir. Çalışmada, yapısal yaklaşım dışında Eski Ahit çalışmalarına yönelik sosyal bilimsel ilginin gelişmesine öncülük yapan çalışmalara da değinilmektedir. Bu çalışma bir tanıtım ve deneme niteliği taşımaktadır.
The opposition between myth and history has a very important role in shaping the civilization. In this context, it must be added that, in the history of civilization, one can speak of the reduction of myth rather than the death of it. In the process of change, myth adapts itself to new circumstances. This adaptation leads myth losing its originality and stability. In this context, the major aim in this paper is to make determinations about the transition of the mythical to the historical, through the narratives of the Old Testament. For, the Old Testament as an initiative of a new religious paradigm had left its mark on the history of civilization: the destruction of myth. Although having these qualities, the Old Testament (counter to the evolutionist social science method), poses parallelisms to the primitive mythical patterns. Thereof, minor aim of this paper is to stress the relation of the Old Testament to the myths. The methodological track followed in this paper in order to realize these aims, is the structural analysis. In the paper, in addition to this, the researches which pioneered the social scientific approach to the Old Testament is being held. This paper must be treated as an introduction or an essay.

The central theme in this paper is the contribution of Swiss linguist Ferdinand de Saussure's str... more The central theme in this paper is the contribution of Swiss linguist Ferdinand de Saussure's structural linguistics (through the rejection of historical analysis and taking language as an integrated system of signs), in the context of the pursuit of objective-scientific knowledge to the methodology of social sciences. And in this paper, also, the possibility of using revolutionary consequences of structural linguistics as a model for social scientific methodology (concerning the discussion on the objectivity of social scientific knowledge regarding the contradiction between the conscious and the unconscious) is discussed. Özet Bu çalışmada, İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure'ün tarihsel analizi reddedişinin ve dili bütünlüklü bir göstergeler sistemi olarak ele alışının sosyal bilimler metodolojisindeki nesnel-bilimsel bilgi arayışına hangi bağlamlarda katkı yaptığına değinilmiştir. Bununla birlikte yapısal dilbilim çığırının dilbilimde yarattığı devrimci metodolojik gelişmelere ve bu gelişmelerin tüm sosyal bilimler için örnek bir model olup olamayacağına, (bilinç-bilinçdışı tartışması ve sosyal bilimlerin imkânı bağlamında) dilin, dilbilimin yapısal tarzda ele alınışının bütün diğer sosyal bilimler için ne gibi bir anlama sahip olduğuna değinilmiştir.

Özet Mit, bir bilim olarak sosyal teorinin ortaya çıkışından bu yana, onun temel konularından bir... more Özet Mit, bir bilim olarak sosyal teorinin ortaya çıkışından bu yana, onun temel konularından biri olagelmiştir. Özellikle ilkel toplumların içinde bulundukları özgül durum ve antik mitoloji metinlerinin varlığı, ilk dönem sosyal bilimcilerini mitolojik anlatılar için, din teorisi bağlamında, tutarlı bir açıklama getirmeye yöneltmiştir. Mit, rit ve din arasındaki ilişkileri sarihleştirmek, mevcut ilkel toplumların mitolojik dünya görüşlerini ve uygar toplumların dinle ilgili tutumlarını bilimsel yolla açıklayarak tutarlı bir bilimsel din teorisine ulaşmak, özellikle bu dönem sosyal bilimcilerinin ana amaçlarındandır. Mitin bilimsel yorumu veya çözümlenmesi bağlamında gelişen bu amaç, edebiyat kuramından psikanalize, psikanalizden teolojiye, teolojiden sosyal antropolojiye, antropolojiden folklora ve hatta tarihe uzanan bir yelpazede interdisipliner bir sosyal bilim düşüncesinin somutlaştığı anahtar alanlardan biri durumuna gelmiştir. Bu çalışmada bahsedilen tüm bu alanlar hakkında bilgi sağlayan, özellikle en önemli yapıtlarını mit konusunda veren ve " nesnel " olduğu iddiasında bulunan Claude Lévi-Strauss'un yapısalcı mit çözümleme yöntemi irdelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın amacı bu bağlamda, anılan sosyal bilim dalları arasındaki ilişkileri tekrar vurgulamak ve okuyucuyu karmaşık olduğu düşünülen yapısalcı mit çözümleme yöntemi konusunda aydınlatmaktır. Abstract Myth Symbolism, and Structuralist Analysis of Myth Myth, became one of the important issues of social science from the very beginning of it. Especially the specific situation of savage peoples and the presence of antique mtyhological texts urged social scientists to explain them coherently in the context of religious theory. The main concern of social scientists of this era is to lighten the cross relationship between myth, rite and religion, the mythological Weltanschauung of pri¬mitive peoples and modern religious situation in a coherent-scientific manner. The aim emerged as a scientific interpretation or analysis of myth, effected in a long range inc¬luding the theory of literature, psychoanalysis, theology, social anthropology, folklore and even history, in an interdisciplinar social science comprehension. In this paper, the major concern is focused on the method-which claims to provide objective knowledge for all of these disciplines-of Claude Lévi-Strauss' myth analysis. In this regard, the aim of this paper is to stress the relationships between these disciplines and at the sa¬me time to illuminate the avid reader on the issue of structuralist myth analysis method.
Uploads
Papers by Halil Saim Parladir
saflaşmasını temsil eder. Bu faaliyetin sonunda elde edilen ya da edilmesi söz konusu olan altın sadece maddi bir kazanç ya da servet değil aynı zamanda manevi bir gelişmeyi temsil eder. Bu kapsamda bu çalışmada günümüz toplumunda çok kısa sürede zengin olma hayali ile
ilişkilendirilen definecilik ele alınacaktır. Definecilik, maddi zenginleşme ile ilişkili tamamen maddi ve pratik bir eylemdir ancak olguya yakından bakıldığında farklı bir boyut görmek ve bu kapsamda değerlendirilebilecek bir defineci alt kültüründen ve mitolojisinden bahsetmek mümkündür. Bu meyanda bu çalışmada definecilik ve simyanın bazı temel nitelikleri arasında paralellikler tesis edilmeye çalışılmaktadır. Bu ilişkinin ortaya çıkarılmasına ilişkin çabanın ve
araştırmanın nesnesi, definecilikle ilgili kişilerin internet üzerinden bilgi paylaşımında bulundukları altı internet forum sitesindeki gönderilerdir. Bu kapsamda bu çalışma, söz konusu edilen internet forum sitelerindeki konu/başlıklarda ve mesajlarda tekerrür eden bazı kavram ve durumların simya literatüründeki çeşitli sembollerle derin ilişkisini irdelemektedir.
bearing the terms “diaspora”, “diasporic” and “diasporas”. The statistical technique regarding the study is called co-word analysis. The major aim of the paper is to discuss the changing attitudes towards diasporas and the concept of diaspora through the analysis. In order to achieve this aim the related literature taken into account in three sequences marked by phenomenal changes affecting social scientific paradigms...
Milliyetçilik, modern bir ideolojidir. Sosyolojik bir gelişmişliğin sonucu olarak ortaya çıkar ve bu nedenle de milli kimliklerin doğal ya da kendiliğinden değil, inşa edilmiş kurgular oldukları öne sürülür. Bu iddia, milliyetçilik çeşitli arkaik, geleneksel unsurları seçip bunlar üzerinde geliştiği için büyük oranda doğrudur. Ancak söz konusu edilecek bir örneğin sosyal nitelikleri, orada inşa edilecek milli kimliğin temel vasıflarını ya da başarılı bir milli kimlik tesis edilip edilemeyeceğinin de ipuçlarını barındırır. Bu nitelikler, gelişmiş bir kültür, yazı dili, orta sınıf, yaygın eğitim, (otonom ya da bağımız bir devlet gibi) bir yönetsel aygıt olarak sıralanabilir. Milliyetçilik, bu nitelikleriyle Batı’da ortaya çıkmış bir ideolojidir ve ulus inşası da yine Batı politik kültürünün bu nitelikleriyle ilişkili bir süreçtir. Batı dışı modernlikler ise bahsedilen unsurların birden fazlasının eksik olduğu durumları ifade eder. Bu bağlamda 19. yüzyılda Osmanlı egemenliğindeki Balkan topraklarında gelişen milliyetçilikler ve milli kimlikler, etnik ve dinsel öğelere referansla, kapsayıcı değil dışlayıcı kimlikler biçiminde kurgulanmışlardır. Söz konusu inşa süreçlerinin dışında yer alan Arnavutlar da, bölgede etkin toprak sahibi kesimi içinde barındırdıkları için kendi çıkarları gereği geleceklerini milli kimlik inşa etmekte görmüşlerdir. Ancak diğer Balkanlı muadilleriyle karşılaştırıldığında çeşitli ve büyük dezavantajlarla kuşatılmış sosyal bağlamları nedeniyle bu girişimlerinde başarılı olamamışlardır. 20. yüzyıl itibarıyla bir devlete sahip olan ancak homojen bir ulus kimliği yaratmakta başarısız olan Arnavut varlığı, modern dönemden post-modern döneme geçişte yepyeni tartışma ve meydan okumalarla karşı karşıya kalmıştır.
In recent years there is an increase in the paranormal beliefs in modern societies that has been analysed by social scientists. There is an increase in the studies regarding paranormal beliefs in the field of social sciences. These studies had resulted in a knowledge regarding modern society as well as new knowledge regarding the peculiar qualities of mankind. With the disposal of traditional religious institutions from social life there occurred an increase in the paranormal beliefs. This situation indicates the peculiar position of modern man trapped between the belief and processes of secularization. In the field of social sciences the factors triggering paranormal beliefs as well as the consequences stemming from these beliefs are being analysed. In this paper the increase in the studies regarding the paranormal beliefs are being focused. In this regard the major aim of this study is to analyse the functions of social sciences in the context of modernity on one hand and the data emerging from increasing paranormal beliefs regarding modern society and individual on the other. Keywords: Paranormal, Secularization, Belief, Social Sciences, Modern Society, Individual.
Günümüzde sosyal bilimlerde kimlik ve diaspora çalışmalarında bir artış vardır. Bu kavramlar tarih, sosyal psikoloji, sosyoloji gibi alanların kendi gündemlerini tesis ederlerken kullandıkları ana kavramlardır. Farklı bir çevrede yaşayan azınlıklar, kendi varoluş ve kimliklerini, kim ve ne oldukları ve/veya olmadıklarına dair bilgi aracılığı ile oluştururlar. Buna karşılık merkezi otoriteler ise düzeni sağlamak için sosyal bütünleşmeyi temin etme yollarını ararlar. Düzen sağlama çabası ulus devletlerin olduğu kadar sosyal bilimlerin de en önemli niteliğidir. Bu çalışmada sosyal bilimlerin temel kavramlarından biri olan diasporanın gelişimi, ilgili diğer kavramlar olan öteki, melezlik, kültürel çeşitlilik ve grup ayrımına odaklanılarak ve modernitede bilginin nasıl kullanıldığı ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Diaspora, Modernite, İktidar, Bilgi, Sosyal Bilimler, Kimlik.
The opposition between myth and history has a very important role in shaping the civilization. In this context, it must be added that, in the history of civilization, one can speak of the reduction of myth rather than the death of it. In the process of change, myth adapts itself to new circumstances. This adaptation leads myth losing its originality and stability. In this context, the major aim in this paper is to make determinations about the transition of the mythical to the historical, through the narratives of the Old Testament. For, the Old Testament as an initiative of a new religious paradigm had left its mark on the history of civilization: the destruction of myth. Although having these qualities, the Old Testament (counter to the evolutionist social science method), poses parallelisms to the primitive mythical patterns. Thereof, minor aim of this paper is to stress the relation of the Old Testament to the myths. The methodological track followed in this paper in order to realize these aims, is the structural analysis. In the paper, in addition to this, the researches which pioneered the social scientific approach to the Old Testament is being held. This paper must be treated as an introduction or an essay.
saflaşmasını temsil eder. Bu faaliyetin sonunda elde edilen ya da edilmesi söz konusu olan altın sadece maddi bir kazanç ya da servet değil aynı zamanda manevi bir gelişmeyi temsil eder. Bu kapsamda bu çalışmada günümüz toplumunda çok kısa sürede zengin olma hayali ile
ilişkilendirilen definecilik ele alınacaktır. Definecilik, maddi zenginleşme ile ilişkili tamamen maddi ve pratik bir eylemdir ancak olguya yakından bakıldığında farklı bir boyut görmek ve bu kapsamda değerlendirilebilecek bir defineci alt kültüründen ve mitolojisinden bahsetmek mümkündür. Bu meyanda bu çalışmada definecilik ve simyanın bazı temel nitelikleri arasında paralellikler tesis edilmeye çalışılmaktadır. Bu ilişkinin ortaya çıkarılmasına ilişkin çabanın ve
araştırmanın nesnesi, definecilikle ilgili kişilerin internet üzerinden bilgi paylaşımında bulundukları altı internet forum sitesindeki gönderilerdir. Bu kapsamda bu çalışma, söz konusu edilen internet forum sitelerindeki konu/başlıklarda ve mesajlarda tekerrür eden bazı kavram ve durumların simya literatüründeki çeşitli sembollerle derin ilişkisini irdelemektedir.
bearing the terms “diaspora”, “diasporic” and “diasporas”. The statistical technique regarding the study is called co-word analysis. The major aim of the paper is to discuss the changing attitudes towards diasporas and the concept of diaspora through the analysis. In order to achieve this aim the related literature taken into account in three sequences marked by phenomenal changes affecting social scientific paradigms...
Milliyetçilik, modern bir ideolojidir. Sosyolojik bir gelişmişliğin sonucu olarak ortaya çıkar ve bu nedenle de milli kimliklerin doğal ya da kendiliğinden değil, inşa edilmiş kurgular oldukları öne sürülür. Bu iddia, milliyetçilik çeşitli arkaik, geleneksel unsurları seçip bunlar üzerinde geliştiği için büyük oranda doğrudur. Ancak söz konusu edilecek bir örneğin sosyal nitelikleri, orada inşa edilecek milli kimliğin temel vasıflarını ya da başarılı bir milli kimlik tesis edilip edilemeyeceğinin de ipuçlarını barındırır. Bu nitelikler, gelişmiş bir kültür, yazı dili, orta sınıf, yaygın eğitim, (otonom ya da bağımız bir devlet gibi) bir yönetsel aygıt olarak sıralanabilir. Milliyetçilik, bu nitelikleriyle Batı’da ortaya çıkmış bir ideolojidir ve ulus inşası da yine Batı politik kültürünün bu nitelikleriyle ilişkili bir süreçtir. Batı dışı modernlikler ise bahsedilen unsurların birden fazlasının eksik olduğu durumları ifade eder. Bu bağlamda 19. yüzyılda Osmanlı egemenliğindeki Balkan topraklarında gelişen milliyetçilikler ve milli kimlikler, etnik ve dinsel öğelere referansla, kapsayıcı değil dışlayıcı kimlikler biçiminde kurgulanmışlardır. Söz konusu inşa süreçlerinin dışında yer alan Arnavutlar da, bölgede etkin toprak sahibi kesimi içinde barındırdıkları için kendi çıkarları gereği geleceklerini milli kimlik inşa etmekte görmüşlerdir. Ancak diğer Balkanlı muadilleriyle karşılaştırıldığında çeşitli ve büyük dezavantajlarla kuşatılmış sosyal bağlamları nedeniyle bu girişimlerinde başarılı olamamışlardır. 20. yüzyıl itibarıyla bir devlete sahip olan ancak homojen bir ulus kimliği yaratmakta başarısız olan Arnavut varlığı, modern dönemden post-modern döneme geçişte yepyeni tartışma ve meydan okumalarla karşı karşıya kalmıştır.
In recent years there is an increase in the paranormal beliefs in modern societies that has been analysed by social scientists. There is an increase in the studies regarding paranormal beliefs in the field of social sciences. These studies had resulted in a knowledge regarding modern society as well as new knowledge regarding the peculiar qualities of mankind. With the disposal of traditional religious institutions from social life there occurred an increase in the paranormal beliefs. This situation indicates the peculiar position of modern man trapped between the belief and processes of secularization. In the field of social sciences the factors triggering paranormal beliefs as well as the consequences stemming from these beliefs are being analysed. In this paper the increase in the studies regarding the paranormal beliefs are being focused. In this regard the major aim of this study is to analyse the functions of social sciences in the context of modernity on one hand and the data emerging from increasing paranormal beliefs regarding modern society and individual on the other. Keywords: Paranormal, Secularization, Belief, Social Sciences, Modern Society, Individual.
Günümüzde sosyal bilimlerde kimlik ve diaspora çalışmalarında bir artış vardır. Bu kavramlar tarih, sosyal psikoloji, sosyoloji gibi alanların kendi gündemlerini tesis ederlerken kullandıkları ana kavramlardır. Farklı bir çevrede yaşayan azınlıklar, kendi varoluş ve kimliklerini, kim ve ne oldukları ve/veya olmadıklarına dair bilgi aracılığı ile oluştururlar. Buna karşılık merkezi otoriteler ise düzeni sağlamak için sosyal bütünleşmeyi temin etme yollarını ararlar. Düzen sağlama çabası ulus devletlerin olduğu kadar sosyal bilimlerin de en önemli niteliğidir. Bu çalışmada sosyal bilimlerin temel kavramlarından biri olan diasporanın gelişimi, ilgili diğer kavramlar olan öteki, melezlik, kültürel çeşitlilik ve grup ayrımına odaklanılarak ve modernitede bilginin nasıl kullanıldığı ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Diaspora, Modernite, İktidar, Bilgi, Sosyal Bilimler, Kimlik.
The opposition between myth and history has a very important role in shaping the civilization. In this context, it must be added that, in the history of civilization, one can speak of the reduction of myth rather than the death of it. In the process of change, myth adapts itself to new circumstances. This adaptation leads myth losing its originality and stability. In this context, the major aim in this paper is to make determinations about the transition of the mythical to the historical, through the narratives of the Old Testament. For, the Old Testament as an initiative of a new religious paradigm had left its mark on the history of civilization: the destruction of myth. Although having these qualities, the Old Testament (counter to the evolutionist social science method), poses parallelisms to the primitive mythical patterns. Thereof, minor aim of this paper is to stress the relation of the Old Testament to the myths. The methodological track followed in this paper in order to realize these aims, is the structural analysis. In the paper, in addition to this, the researches which pioneered the social scientific approach to the Old Testament is being held. This paper must be treated as an introduction or an essay.