Papers by Ahmet Taner Barmak
Devrim Arabaları ve Türk otomotiv sektörü üzerine ufak bir dönemsel inceleme.
Devrim Projesi, Tür... more Devrim Arabaları ve Türk otomotiv sektörü üzerine ufak bir dönemsel inceleme.
Devrim Projesi, Türk otomotiv sanayisinde bir dönüm noktası ve yerli üretim fikirlerinin ilham kaynaklarındandır. Devrim fikrinin ortaya atılmasından projenin sonuna kadar olan süreçte gerek proje ekibinin özverili çalışmaları gerek kamuoyunda bu projenin benimsenmesi, Devrim’i Türk otomotiv sanayisinde farklı bir yere koymuştur. Devrim’in hayal edilen noktaya gelmemesi veya getirilmek istenmemesi, Devrim’in kamuoyunda yıllarca romantik duygu ve fikirlerle anılmasına yol açmıştır. Diğer taraftan Devrim, proje kapsamı ve hedefleriyle birlikte tamamen istenilene ulaşılmış başarılı bir projedir ve bu sebeple Türk otomotiv sanayisinin dönüm noktasıdır. Bu çalışmada, bahsedilen çerçevede Devrim’in gelişmesi, sonlanması ve otomotiv sanayisine nasıl bir etki bıraktığı yorumlanmaya çalışılacaktır.
Bu çalışmada Osmanlı İmparatorluğu'nun kadın köleleri, Harem-i Hümayun ve reaya özelinde karşılaş... more Bu çalışmada Osmanlı İmparatorluğu'nun kadın köleleri, Harem-i Hümayun ve reaya özelinde karşılaştırmalı bir bakış açısıyla değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın amacını 16.-18. yüzyıllarda Osmanlı coğrafyasındaki kadın kölelerin hayatlarını anlama çabası oluşturmuştur. Bu çalışmada yapılmak istenen, sultanın ve reayanın kadın kölelerinin hayatlarının muhtelif alanlarında ne gibi zorluklar veya kolaylıklar yaşadığını okuyucuya sunmaktır.
In this study, Ottoman Empire's female slaves were evaluated with a comparative perspective in Harem-i Humayun and reaya specific. The aim of the study is composed of trying to understand the lives of female slaves who were in Ottoman from 16 th to 18 th centuries. The aim of this study is to present what kind of difficulties and easiness sultan and reaya slaves experience in their lives to the reader.

10 Kasım 1483 doğumlu Eislebenli keşiş Martin Luther’in öncüsü olduğu Protestanlık, Katolisizm gi... more 10 Kasım 1483 doğumlu Eislebenli keşiş Martin Luther’in öncüsü olduğu Protestanlık, Katolisizm gibi Hıristiyanlığın bir yorumu olarak ortaya çıktığından Luther’in kadına dair görüşleri de elbette Hıristiyanlık temelinde biçimlenmiştir. Hristiyanlıkta da kadın konusu asli günaha değinilmeden anlaşılmayacaktır. Asli günah anlayışı Hıristiyanlıkta, salt bir karşı gelme olayı olarak işlenmesinden daha çok temel dini görüşlerin belirli şekilde yorumlanmasında ana olay olarak kullanılmıştır. Hıristiyanlık tarihinde kadının rolü belirlenirken ve yorumlanırken asli günah her zaman temel yapı taşı olmuş ve kadın, erkeği yolundan çıkaran, kötülüklere sürükleyen, erkekten eksiği olan bir varlık olarak görülmüştür. Teolojik düzeyde Hıristiyanlığın mimarı kabul edilen ve görüşleri Hıristiyanlığın her mezhebinde olduğu gibi Protestanlık üzerinde de etkili olan Pavlus da kadını, -Mesih’in kadınlar hakkında erkeği engelleyici herhangi bir ifadesi bulunmamasına rağmen- kilisede sessiz kalması, evde erkeğine itaat etmesi gereken, din konusunda erkeklere bir şeyler öğretmeye kalkışmaması gereken ve yine erkekten eksik bir varlık olarak yorumlamıştır. Bu görüşler Pavlus özelinde bir yorum fakat genel kabul gören bir görüşler silsilesi olduğundan, her mezhepte olduğu gibi Protestanlığın kurucusu Luther üzerinde de etkili olacaktır. Luther, üzerinde etkili olan görüşleri yaşamının ilk yıllarında daha sert, son yıllarında ise daha yumuşak şekilde dile getirmiştir. Bunda reformun siyasi taraftar sıkıntısı ve kuşkusuz Luther’in 1525 yılında yaptığı evliliğin rolü vardır.

Dil, seslerden oluşan toplumsal bir kurum ve insanlar arasındaki iletişimi oluşturan en tabii uns... more Dil, seslerden oluşan toplumsal bir kurum ve insanlar arasındaki iletişimi oluşturan en tabii unsurdur. Dil, burada iletişimin salt bir aracı olmaktan ziyade direkt olarak iletişimin kendisidir. Doğal olarak; edebiyatın, tarihin, bilincin, düşünmenin temel yapı taşı ardından da kültürün zoraki taşıyıcısıdır. Hem kültürü oluşturan hem de kültürden etkilenen gelişken ve etkileşimli bir müessesedir. Uygarlığın ortak paydası olan dil bizi zamanla düşünmeye, anlamaya ve yazmaya sevk etti. Yüzyıllar boyunca çeşitli kültürleri ve dilleri bünyesinde barındıran uygarlık, bazılarını ise yok etti fakat çeşitli diller oluştu, "Mağrur ve kibirli, yorucu derecede karmaşık, kolay ve sade, inceltilmiş ve kaba, tınısı hoş olanlar veya ürkütücü tarzda hırıltılı sesli olanlar. Birine bir boğaz hastalığı, diğerine okşayan bir fısıltı denebilir, biri güçlü, içerikli ve erkekçe, diğeri çok yumuşak bulunabilir." 1 Bu oluşan diller, özelliklerini onu konuşan insanlardan alır diğer taraftan da o dili konuşanlar, konuştukları dille şekillenirler. Hem kaba şeklini veren hem de kabın şeklini alan bir vaziyettedir dil ile insan ilişkisi. Bu ilişkiyi yine dilin kültüre veya kültürün dile kattığı birçok atasözü-deyimler vasıtası ile örneklendirebiliyorken bu fırsatı sağlayan bağlamsal ilişkiler nasıl gelişti? Uygarlığın başlangıcından beri süregelen bu devamlılıkta insan, kültürü dili ile nasıl şekillendirdi, dil insanı nasıl etkiledi? Varoluşundan itibaren insan, bazen salt bir iletişim, bazen düşüncelere nüfus etmek için edebiyat, yeri geldiğinde de bir devrim aracı olarak dili nasıl kullandı ve yönetti? İletişimi ve dili öğretmeye çalışan modern devletler, asırlardır kullandığı sembolleri neden terk etti veya etmek zorunda kaldı? Dilin oluşturduğu edebiyat daha sonraları onu, bir distopik figür olarak kullanmakta neyi amaçlamıştı?
Uploads
Papers by Ahmet Taner Barmak
Devrim Projesi, Türk otomotiv sanayisinde bir dönüm noktası ve yerli üretim fikirlerinin ilham kaynaklarındandır. Devrim fikrinin ortaya atılmasından projenin sonuna kadar olan süreçte gerek proje ekibinin özverili çalışmaları gerek kamuoyunda bu projenin benimsenmesi, Devrim’i Türk otomotiv sanayisinde farklı bir yere koymuştur. Devrim’in hayal edilen noktaya gelmemesi veya getirilmek istenmemesi, Devrim’in kamuoyunda yıllarca romantik duygu ve fikirlerle anılmasına yol açmıştır. Diğer taraftan Devrim, proje kapsamı ve hedefleriyle birlikte tamamen istenilene ulaşılmış başarılı bir projedir ve bu sebeple Türk otomotiv sanayisinin dönüm noktasıdır. Bu çalışmada, bahsedilen çerçevede Devrim’in gelişmesi, sonlanması ve otomotiv sanayisine nasıl bir etki bıraktığı yorumlanmaya çalışılacaktır.
In this study, Ottoman Empire's female slaves were evaluated with a comparative perspective in Harem-i Humayun and reaya specific. The aim of the study is composed of trying to understand the lives of female slaves who were in Ottoman from 16 th to 18 th centuries. The aim of this study is to present what kind of difficulties and easiness sultan and reaya slaves experience in their lives to the reader.
Devrim Projesi, Türk otomotiv sanayisinde bir dönüm noktası ve yerli üretim fikirlerinin ilham kaynaklarındandır. Devrim fikrinin ortaya atılmasından projenin sonuna kadar olan süreçte gerek proje ekibinin özverili çalışmaları gerek kamuoyunda bu projenin benimsenmesi, Devrim’i Türk otomotiv sanayisinde farklı bir yere koymuştur. Devrim’in hayal edilen noktaya gelmemesi veya getirilmek istenmemesi, Devrim’in kamuoyunda yıllarca romantik duygu ve fikirlerle anılmasına yol açmıştır. Diğer taraftan Devrim, proje kapsamı ve hedefleriyle birlikte tamamen istenilene ulaşılmış başarılı bir projedir ve bu sebeple Türk otomotiv sanayisinin dönüm noktasıdır. Bu çalışmada, bahsedilen çerçevede Devrim’in gelişmesi, sonlanması ve otomotiv sanayisine nasıl bir etki bıraktığı yorumlanmaya çalışılacaktır.
In this study, Ottoman Empire's female slaves were evaluated with a comparative perspective in Harem-i Humayun and reaya specific. The aim of the study is composed of trying to understand the lives of female slaves who were in Ottoman from 16 th to 18 th centuries. The aim of this study is to present what kind of difficulties and easiness sultan and reaya slaves experience in their lives to the reader.