Early Years An International Research Journal, 2024
ABSTRACT
Play is an essential activity for various developmental aspects of the
early childhood y... more ABSTRACT Play is an essential activity for various developmental aspects of the early childhood years and sometimes this activity includes taking risks, a mixture of emotions ranging from fear and feeling out of control to thrills and enjoyment. However, parents’ fears, anxieties and expectations related to their children’s safety may discourage children from engaging in risky plays. The aim of this research is to examine the role of parents’ gender in parenting attitudes and parental permission to engage in risky play. The sample consisted of 341 parents of four- to six-year-old children, and the data collection relied on Ünüvar and Kanyılmaz’s (2017) Scale of Allowing Risky Play and Karabulut Demir and Şendil’s (2008) Parental Attitude Scale. Data analysis established that the interaction effect between parents’ gender and number of children and between parents’ gender and educational level were statistically significant for whether they would permit risky play. However, there was no significant interaction effect on parenting attitudes between their genders. Finally, parents with democratic and permissive parenting styles were more likely and those with authoritarian and overprotective styles were less likely to allow risky play
International journal of educational spectrum, Feb 21, 2021
An important part of the territory of our country and approximately 95% of the population are und... more An important part of the territory of our country and approximately 95% of the population are under high earthquake hazard. Similarly, 98% of large industrial centers and 93% of dams are at risk of an earthquake. When the last hundred-year earthquake records of our country are examined, it has been noted that 22 major earthquakes occurred, about 500 thousand buildings were damaged in these earthquakes and 80 thousand people lost their lives. Therefore, it is vital to gain earthquake awareness at an early age. For this purpose, the following steps were followed; the earthquake perceptions of 40 children in the 3-5 year age group who were educated in a preschool education institution in Tokat were investigated and three-month trainings were given within the scope of the earthquake awareness program (DEBAP) on effective protection methods. In addition, structural measures to be taken within the scope of safe school in the educational institution were evaluated and implemented in the study. Before and after the DEBAP program, the Earthquake Information Level Questionnaire was applied as pre-test and post-test. In this scope, trainers, staff, and families were trained with safe living, fire fighting and first aid training programs, and only for children earthquake safety training was provided by AKUT. As a result of the "Safe life education program" applied to adults and children, it was seen that earthquake knowledge levels and awareness reached from 25% to 90%.
European Early Childhood Education Research Journal, Jan 18, 2023
This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool... more This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool teachers’ motivation and vocational-outcome expectations, using a randomized pretest-posttest control group design. Of the 34 participants, 17 formed the experimental group and the other 17, the control group. A Personal Information Form, Adult Motivation Scale and Vocational Outcome Expectation Scale, all adopted from prior literature, were used as data-collection tools. Data analysis relied on two-way analysis of variance for repeated measurements and t-testing. This revealed that Motivational Enhancement Training increased both the motivation and vocational-outcome expectations of the participants in the experimental group significantly as compared to those in the control group.
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Dec 1, 2020
Bu araştırma, akademide kadın veya erkek olmanın akademik yaşama etkilerine odaklanmaktadır. Bu k... more Bu araştırma, akademide kadın veya erkek olmanın akademik yaşama etkilerine odaklanmaktadır. Bu kapsamda araştırmada akademisyenlerin kadın ve erkek kimliklerinin akademik yaşamlarına etkisi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı; akademisyenler arasında kadın veya erkek olmanın (cinsiyetin) akademik yaşama etkilerinin neler olduğunun akademisyenler tarafından, kendi ifadeleriyle betimlenmesidir. Çalışmanın katılımcılarını devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenler oluşturmuştur. Bu çalışma, on akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, amaçlı örneklem yöntemi ile seçilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, nitel araştırmalardaki temel veri toplama araçlarından biri olan, görüşme yöntemi kullanılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmelerde, veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Söz konusu araştırmacılara görüşme formlarında belirtilen sorular yöneltilmiş ve alınan cevaplar kategorilere ayrılarak çözümlenmiştir. Akademisyenlerin akademide kadın veya erkek olmanın akademik yaşama etkileri konusundaki görüşlerinden hareketle elde edilen bulgular üç ana tema şeklinde gruplandırılmıştır. Bu temalar: 1. İş yükü ve sorumluluğun cinsiyetle olan ilişkisi, 2. Cinsiyetin üniversitedeki ilişkilere ve pozitif ayrımcılığa etkisi, 3. Yükselme kriterlerinde cinsiyet etkisi. Buna göre araştırmacılara şunlar önerilmiştir:1. Çalışma yaşamında kadının genel ve akademik yaşamdaki durumunu sorgulayan araştırmalar yapılabilir. 2.Kadın ve erkek akademisyenler arasındaki farkı daha net bir şekilde ortaya koymaya yardımcı olmak amacıyla kadın akademisyenlerin kadın kimliklerinden kaynaklı olarak uğradıkları çeşitli baskıların ve bu baskıların kadın akademisyenler üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin neler olabileceğine ilişkin farklı örneklemde araştırmalar yapılabilir.
The transition between educational grades is a critical period for children, parents, teachers an... more The transition between educational grades is a critical period for children, parents, teachers and schools (Amundson, 1999; Steen, 2011; Winter & Kelley, 2008). In particular, the parents and teachers are concerned about the transition to first grade in which young children will be engaged in more academic activities (Winter & Kelley, 2008), which requires the child to be well prepared (Bilgili & Yurtal, 2009). School readiness not only consists of the development of cognitive and literacy skills (Winter & Kelley, 2008) but covers all developmental domains of children such as physical, social, emotional and language (Halle, Hair, Wandner, & Chien, 2012; McTurk, Lea, Robinson, Nutton, & Carapetis, 2011; Morrison, 2011). The main aim of the readiness process is to provide children with a smooth transition to first grade (Winter & Kelley, 2008). a İkbal Tuba ŞAHİN , Ph.D., is currently a research assistant of Elementary Education. Her research interests include classroom management in early childhood education (ECE), physical environment in ECE, developmentally appropriate practices (DAP), school readiness and qualitative research in ECE.
Although the issue of qualitative versus quantitative research is very common in the literature a... more Although the issue of qualitative versus quantitative research is very common in the literature and courses, there is very limited evidence of an examination of these types of research based on teachers" knowledge about the methods. Therefore the aim of this study is to investigate pre-service preschool teachers" views related to the collection of qualitative and quantitative data based on their experience. The participants of this study were 26 pre-service preschool teachers. They were informed about qualitative and quantitative research during 4 hours seminars. Each participant administered a questionnaire to 5 preschool teachers and interviewed 2 preschool teachers. Then, the 26 pre-service preschool teachers were interviewed to ascertain their views about qualitative and quantitative data collection. On completion of the data analysis, 6 main themes were determined; (1) similarities and differences, (2) advantages and disadvantages, (3) ease and difficulty, (4) the quality of data, (5) cost and (6) preferences.
Kafkas Ünivesitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2021
Bu araştırma Türkiye'de cezaevinde çocuklarıyla kalan kadınların annelik deneyimlerine odaklanmak... more Bu araştırma Türkiye'de cezaevinde çocuklarıyla kalan kadınların annelik deneyimlerine odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı, bu kadınların cezaevinde kalışları sırasında annelik rolünü hangi şartlarda nasıl deneyimledikleri ve nasıl tanımladıkları üzerine nitel bir analiz yapmaktır. Çalışmanın katılımcılarını, Temmuz 2015 yılında Adalet Bakanlığı'na bağlı bir Kadın Kapalı Ceza İnfaz kurumunda kalan tutuklu annelerin içinden çocukları cezaevinde bir anaokuluna devam eden 24 anne oluşturmuştur. Katılımcılar, amaçlı örneklem yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak nitel araştırmalardaki temel veri toplama araçlarından biri olan görüşme yöntemi kullanılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmelerde, veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Görüşmeler birinci araştırmacı tarafından cezaevinin kütüphanesinde, bir infaz koruma memurunun eşliğinde her anneyle birebir görüşülerek toplanmıştır. Annelerin anneliğe ilişkin görüşlerinden elde edilen bulgular, veri analizleri sonucunda; annelik kavramı, annelerin çocuğuyla birlikte cezaevinde kalma nedenleri, çocukla cezaevinde kalmanın avantajları ve dezavantajları ile anne olarak cezaevindeki hakları ve beklentileri olmak üzere dört ana tema altında toplanmıştır. Çalışmaya katılan annelerin cezaevinin şartlarından ve yanlarında kalan çocuğun varlığından kaynaklanan sayısız zorluklar yaşamalarına karşılık, çocuğun yanında olmasından güç aldığı bulunmuş ve gerekli öneriler sunulmuştur.
Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early chil... more Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early childhood. The executive function skills can easily improve in children who uses good practices in preschool. These skills are especially important because they help children overcome all complex tasks required to manage themselves. The aim of the present study was to examine abstraction and cognitive flexibility components, which are important components of executive functions, in 4-6-year-old Turkish children and refugee children attending kindergarten and nursery school using Flexible Item Selection Task (FIST). In addition, the research aimed to compare the abstraction and cognitive flexibility according to gender and age variables using three different sections: Turkish students attending kindergarten, Turkish students attending nursery school and refugee children attending nursery school. The study was a survey type of quantitative research, and a cross-sectional survey approach was used. The participants were 99 Turkish and refugee children who were 4-6-year-old and attended kindergarten and nursery schools in central town of a province in Turkey. The schools where 48-60-month-old children are taught are called kindergarten in Turkey while the schools for 61-72-month-olds are called nursery schools. The study included one kindergarten and two nursery schools. These schools are located in the city center, long distances from each other and in different neighborhoods. The Turkish children in the study were both kindergarten and nursery school children whereas refugee children were only nursery school children who attended to the nursery school together with Turkish children. Children were evaluated by their class-gender and class-age combinations. There were 16 Turkish boys and 16 Turkish girls attending kindergarten, 17 Turkish boys and 19 Turkish girls attending nursery school, and 16 refugee boys and 15 refugee girls attending nursery school. In terms of class-age combinations, there were 15 Turkish students in kindergarten, 16 i
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Nov 28, 2018
Ġlgili alanyazın incelendiğinde yaklaĢık 65 yıldır kurum bakımı altındaki çocukların duygusal, so... more Ġlgili alanyazın incelendiğinde yaklaĢık 65 yıldır kurum bakımı altındaki çocukların duygusal, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını belirlemek üzere araĢtırmaların yapıldığı görülmektedir. Fakat çocuklar yasa gereği 18 yaĢına geldiklerinde bu kurumdan ayrılmaktadırlar. Bu ayrılıĢ sonrasında bu bireylerle yapılmıĢ çok az çalıĢma bulunmaktadır. Bu doğrultuda; YetiĢtirme yurdunda büyümüĢ kız çocuklarının, yurttan ayrıldıktan sonra aile ve annelik kavramlarını nasıl tanımladıkları, yurttaki yaĢanmıĢlıklarının onları devam eden yaĢantılarında nasıl etkilediğini kendi bakıĢ açılarından ortaya koymak bu araĢtırmanın amacını oluĢturmaktadır. Bu araĢtırma nitel bir çalıĢmadır. ÇalıĢmanın katılımcıları, amaçlı örnekleme yöntemi ile seçilmiĢtir. ÇalıĢmanın katılımcıları, yetiĢtirme yurdunda kalmıĢ ve daha sonra oradan ayrılarak evlenmiĢ çocuk sahibi olmuĢ kadınlardan oluĢmuĢtur. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak kiĢisel bilgi formu ve yarı yapılandırılmıĢ soru formu kullanılmıĢtır. Soru formu cevaplanmıĢ olarak altı anneden geri dönmüĢtür. AraĢtırmanın örneklemini altı anne oluĢturmuĢtur. Yarı yapılandırılmıĢ soru formunun oluĢturulması için öncelikle ilgili literatür incelenmiĢ, bu konuda çalıĢmakta olan uzmanlarla görüĢ alıĢveriĢinde bulunulmuĢtur. Ardından formun ilk taslağı olarak sorular oluĢturulmuĢ ve bir kiĢi ile pilot bir görüĢme yapılmıĢtır. Pilot görüĢme sonunda soru formu yeniden düzenlenmiĢtir. Elde edilen veriler içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan annelere kendi istekleri doğrultusunda kod adı verilmiĢtir. AraĢtırma da elde edilen bulgular üç ana tema etrafında organize edilmiĢtir. Bunlar; 1-Yurt anıları 2-Anne olmak 3-Kurum bakımı altında büyümenin çocuk yetiĢtirmeye etkisi' olarak belirlenmiĢtir. AraĢtırma sonucunda; katılımcı annelerin tamamının cevaplarında çocukluğuna dair hafızasındaki anıların hüzün, sevgi arayıĢı, yalnızlık, acı, Ģiddet ve istismar içerdiği görülmüĢtür. Katılımcı annelerin yurtta kaldığı süre boyunca öğretmenlerinin eğitimle ilgili kararlılığı ve onların anne-baba gibi olması dıĢında iyi bir anılarının olmadığı tespit edilmiĢtir. ÇalıĢmada ayrıca Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, uluslararası alanda belirlenen çocuk koruma politikalarını ortaya koyarak yeni modeller geliĢtirmek, bu modeller üzerinden sürekli denetimler ve eğitimler yaparak güncel durumu takip etmek ve gerekli önlemleri zamanında almak hususunda öneriler sunulmuĢtur.
Uluslararası Türk eğitim bilimleri dergisi, Oct 31, 2015
Erken öğrenme becerileri testinin düşünme, dil ve sayı alt ölçeğinin madde analizlerine göre üst ... more Erken öğrenme becerileri testinin düşünme, dil ve sayı alt ölçeğinin madde analizlerine göre üst % 27 ve alt % 27'lik grupların madde ortalama puanları arasındaki farkların t testiyle karşılaştırıldığında anlamlı çıkması maddelerin çocukları ölçülen Düşünme beceriler, dil becerileri ve sayı becerileri bakımından ayırt ettiğini ortaya koymuştur. Verilerin değerlendirilmesi amacıyla t testi sonuçları karşılaştırılmıştır. Yapılan t testi sonucu erkek ve kızların testin toplam ve üç boyutundan elde edilen puanlar arasında (düşünme-dil ve sayı becerileri yönünden) cinsiyete göre anlamlı farklar bulunmadığı tespit edilmiş ve gerekli öneriler sunulmuştur.
Opus uluslararası toplum araştırmaları dergisi, Mar 31, 2021
The aim of the study is to analyze the childhood executive functions of 48-72 month children on t... more The aim of the study is to analyze the childhood executive functions of 48-72 month children on the basis of the parents' assessments in terms of some variables. The sample of the study consists of 340 parents for the validity-reliability study and of 349 parents for the predictive power of the variables.Also, Personal Information Form and Childhood Executive Functioning Inventory (CHEXI) were used for the data collection. The Childhood Executive Functioning Inventory (CHEXI) was used by the researcher as a tool to collect data after its validity-reliability for the 48-72 month children was analyzed. The total reliability coefficient (Cronbach alpha) for all the items in the scale, which was seen to be valid according to the structural equatation model, was found to be .88. After the confirmation of the validity and reliability of the assessment instrument, the evaluation of the scale according to the variables was begun. At the end of the study, it is found out that there is a significant difference depending on the birth order of the children. This difference, between the firstborns, middles and lastborns, is seen to be significant in favour of the firstborns in the working memory (p<.01). As for the inhibitory control dimension, it is seen that there is a significant difference between the middles and lastborns in favour of the middles (p<.01). In the total of the executive function skills, it is concluded that there is a significant difference between the firstborns and lastborns in favour of the firstborns (p<.01). On the other hand, in the working memory and inhibitory control skills, it is found out that there is not a significant difference in terms of the variables: gender, age and the number of siblings. As a result, it is suggested the preschool teachers be trained through inservice trainings so that they can use classroom strategies to develop and support children's working memory and inhibitory control skills, and the preschool training programmes which aim to increase these performances be prepared and implemented.
Early care and education settings and practices vary widely across the world. In many cultures, i... more Early care and education settings and practices vary widely across the world. In many cultures, it is most common for families to provide round-the-clock care for young children. Other young children are in private or religious preschools, child care, or—more rarely—public early childhood education systems. Wherever young children spend the first few years of life, those who are able to access their right to education often transition to a more academic setting (primary school) around age 6 or 7. This transition can be difficult for some children, as they leave their familiar homes, preschools, and child care settings to enter a new learning environment. Loving adults can ease this transition by listening to and understanding children's perceptions about what school will be like and how their lives will change. Adult caregivers can focus on the positive aspects of the change—new friends, teachers, and opportunities—while also respecting children's feelings about starting primary school.
European Early Childhood Education Research Journal, Jan 18, 2023
This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool... more This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool teachers’ motivation and vocational-outcome expectations, using a randomized pretest-posttest control group design. Of the 34 participants, 17 formed the experimental group and the other 17, the control group. A Personal Information Form, Adult Motivation Scale and Vocational Outcome Expectation Scale, all adopted from prior literature, were used as data-collection tools. Data analysis relied on two-way analysis of variance for repeated measurements and t-testing. This revealed that Motivational Enhancement Training increased both the motivation and vocational-outcome expectations of the participants in the experimental group significantly as compared to those in the control group.
European Early Childhood Education Research Journal , 2023
This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool... more This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool teachers’ motivation and vocational-outcome expectations, using a randomized pretest-posttest control group design. Of the 34 participants, 17 formed the experimental group and the other 17, the control group. A Personal Information Form, Adult Motivation Scale and Vocational Outcome Expectation Scale, all adopted from prior literature, were used as data-collection tools. Data analysis relied on two-way analysis of variance for repeated measurements and t-testing. This revealed that Motivational Enhancement Training increased both the motivation and vocational-outcome expectations of the participants in the experimental group significantly as compared to those in the control group.
Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Aim of the present study was to determine preschool teachers&#39; habits concerning the use o... more Aim of the present study was to determine preschool teachers&#39; habits concerning the use of classroom strategies promoting preschool children&#39;s executive functions. The participants of the study were 43 private and state preschool teachers from Tokat province whose ages ranged from 23 to 46. A semi-structured interview form was developed and used by the researchers in order to collect data. The data was analyzed and interpreted using content analysis methodology. Throughout the study how the preschool teachers defined the executive functions and what strategies they used to promote the skills within this context were questioned and investigated. According to the findings, teachers did not develop enough awareness for the &quot; executive functions concept &quot; before and/or they did not hear about it. However, they were using both cognitive and behavioral strategies to improve following four themes: a) self-control and self-regulation, b) task initiation, determination and time management, c) effective and simultaneous use of metacognitive processes and d) working memory/active memory without knowing how they contributed to executive functions of the children.
Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmekted... more Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmektedir. Anne-baba ve çocuk arasında kurulan bu etkileşimin sağlam temellere oturması iletişim sürecinin niteliğine ve karşılıklı beklentilere göre değişmektedir. Özellikle aileler ve gençler bu süreci, sonuçlarını, olumlu yönlerini ve zorluklarını çocuklarıyla beraber yaşamaktadırlar. Bu nedenle bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin ve anne-babalarının birbirleriyle olan ilişkilerinin kendi bakış açılarından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada temel nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve 15'i üniversite öğrencisi ve onların anne-babaları olmak üzere toplam 45 kişi ile görüşme yapılmıştır. Veri analizleri sonucunda, Çocuklar ve anne babaların birbirinden beklentileri, karşılıklı iletişim kurmanın kolay olduğu durumlar. Karşılıklı iletişim kurmanın zor olduğu durumlar, gençler tarafından anne-babanın örnek alınan ve eleştirilen davranışları ve kuşaklar arası farklar hakkındaki ana-baba görüşleri olmak üzere beş ana tema belirlenmiştir. Ayrıca, araştırma sonucunda anne-babalar ve çocukların beklentileri arasında farklılıklar olduğu ancak iletişim kurmanın zor olduğu durumların genellikle benzerlikler içerdiği belirlenmiştir.
Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early chil... more Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early childhood. The executive function skills can easily improve in children who uses good practices in preschool. These skills are especially important because they help children overcome all complex tasks required to manage themselves. The aim of the present study was to examine abstraction and cognitive flexibility components, which are important components of executive functions, in 4-6-year-old Turkish children and refugee children attending kindergarten and nursery school using Flexible Item Selection Task (FIST). In addition, the research aimed to compare the abstraction and cognitive flexibility according to gender and age variables using three different sections: Turkish students attending kindergarten, Turkish students attending nursery school and refugee children attending nursery school. The study was a survey type of quantitative research, and a cross-sectional survey approach was used. The participants were 99 Turkish and refugee children who were 4-6-year-old and attended kindergarten and nursery schools in central town of a province in Turkey. The schools where 48-60-month-old children are taught are called kindergarten in Turkey while the schools for 61-72-month-olds are called nursery schools. The study included one kindergarten and two nursery schools. These schools are located in the city center, long distances from each other and in different neighborhoods. The Turkish children in the study were both kindergarten and nursery school children whereas refugee children were only nursery school children who attended to the nursery school together with Turkish children. Children were evaluated by their class-gender and class-age combinations. There were 16 Turkish boys and 16 Turkish girls attending kindergarten, 17 Turkish boys and 19 Turkish girls attending nursery school, and 16 refugee boys and 15 refugee girls attending nursery school. In terms of class-age combinations, there were 15 Turkish students in kindergarten, 16 i
Self-regulation skills allow individuals to control emotions, behaviors, and thoughts. Teachers&#... more Self-regulation skills allow individuals to control emotions, behaviors, and thoughts. Teachers' management of their behaviors, emotions, and thoughts could impact their classroom management too. Thus, teachers' self-regulation and classroom management relationships were analyzed in the study. To date, emotional regulation was studied, but self-regulation has not been studied in classroom management context. The study was designed as a quantitative study. Two hundred forty-four early childhood in-service teachers participated in the study. Correlation tests were used to analyze gathering data. The study result shows that self-regulation skills and classroom management are not correlated. On the other hand, there is a relationship between all three sub dimensions of self-regulation (self-monitoring, self-evaluation, self-reinforcement) and classroom management skills. The study result suggests that the early childhood teachers' selfreinforcement is positively correlated w...
ÖZ Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmek... more ÖZ Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmektedir. Anne-baba ve çocuk arasında kurulan bu etkileşimin sağlam temellere oturması iletişim sürecinin niteliğine ve karşılıklı beklentilere göre değişmektedir. Özellikle aileler ve gençler bu süreci, sonuçlarını, olumlu yönlerini ve zorluklarını çocuklarıyla beraber yaşamaktadırlar. Bu nedenle bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin ve anne-babalarının birbirleriyle olan ilişkilerinin kendi bakış açılarından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada temel nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve 15'i üniversite öğrencisi ve onların anne-babaları olmak üzere toplam 45 kişi ile görüşme yapılmıştır. Veri analizleri sonucunda, Çocuklar ve anne babaların birbirinden beklentileri, karşılıklı iletişim kurmanın kolay olduğu durumlar. Karşılıklı iletişim kurmanın zor olduğu durumlar, gençler tarafından anne-babanın örnek alınan ve eleştirilen davranışları ve kuşaklar arası farklar hakkındaki ana-ba...
Early Years An International Research Journal, 2024
ABSTRACT
Play is an essential activity for various developmental aspects of the
early childhood y... more ABSTRACT Play is an essential activity for various developmental aspects of the early childhood years and sometimes this activity includes taking risks, a mixture of emotions ranging from fear and feeling out of control to thrills and enjoyment. However, parents’ fears, anxieties and expectations related to their children’s safety may discourage children from engaging in risky plays. The aim of this research is to examine the role of parents’ gender in parenting attitudes and parental permission to engage in risky play. The sample consisted of 341 parents of four- to six-year-old children, and the data collection relied on Ünüvar and Kanyılmaz’s (2017) Scale of Allowing Risky Play and Karabulut Demir and Şendil’s (2008) Parental Attitude Scale. Data analysis established that the interaction effect between parents’ gender and number of children and between parents’ gender and educational level were statistically significant for whether they would permit risky play. However, there was no significant interaction effect on parenting attitudes between their genders. Finally, parents with democratic and permissive parenting styles were more likely and those with authoritarian and overprotective styles were less likely to allow risky play
International journal of educational spectrum, Feb 21, 2021
An important part of the territory of our country and approximately 95% of the population are und... more An important part of the territory of our country and approximately 95% of the population are under high earthquake hazard. Similarly, 98% of large industrial centers and 93% of dams are at risk of an earthquake. When the last hundred-year earthquake records of our country are examined, it has been noted that 22 major earthquakes occurred, about 500 thousand buildings were damaged in these earthquakes and 80 thousand people lost their lives. Therefore, it is vital to gain earthquake awareness at an early age. For this purpose, the following steps were followed; the earthquake perceptions of 40 children in the 3-5 year age group who were educated in a preschool education institution in Tokat were investigated and three-month trainings were given within the scope of the earthquake awareness program (DEBAP) on effective protection methods. In addition, structural measures to be taken within the scope of safe school in the educational institution were evaluated and implemented in the study. Before and after the DEBAP program, the Earthquake Information Level Questionnaire was applied as pre-test and post-test. In this scope, trainers, staff, and families were trained with safe living, fire fighting and first aid training programs, and only for children earthquake safety training was provided by AKUT. As a result of the "Safe life education program" applied to adults and children, it was seen that earthquake knowledge levels and awareness reached from 25% to 90%.
European Early Childhood Education Research Journal, Jan 18, 2023
This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool... more This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool teachers’ motivation and vocational-outcome expectations, using a randomized pretest-posttest control group design. Of the 34 participants, 17 formed the experimental group and the other 17, the control group. A Personal Information Form, Adult Motivation Scale and Vocational Outcome Expectation Scale, all adopted from prior literature, were used as data-collection tools. Data analysis relied on two-way analysis of variance for repeated measurements and t-testing. This revealed that Motivational Enhancement Training increased both the motivation and vocational-outcome expectations of the participants in the experimental group significantly as compared to those in the control group.
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Dec 1, 2020
Bu araştırma, akademide kadın veya erkek olmanın akademik yaşama etkilerine odaklanmaktadır. Bu k... more Bu araştırma, akademide kadın veya erkek olmanın akademik yaşama etkilerine odaklanmaktadır. Bu kapsamda araştırmada akademisyenlerin kadın ve erkek kimliklerinin akademik yaşamlarına etkisi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı; akademisyenler arasında kadın veya erkek olmanın (cinsiyetin) akademik yaşama etkilerinin neler olduğunun akademisyenler tarafından, kendi ifadeleriyle betimlenmesidir. Çalışmanın katılımcılarını devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenler oluşturmuştur. Bu çalışma, on akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, amaçlı örneklem yöntemi ile seçilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, nitel araştırmalardaki temel veri toplama araçlarından biri olan, görüşme yöntemi kullanılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmelerde, veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Söz konusu araştırmacılara görüşme formlarında belirtilen sorular yöneltilmiş ve alınan cevaplar kategorilere ayrılarak çözümlenmiştir. Akademisyenlerin akademide kadın veya erkek olmanın akademik yaşama etkileri konusundaki görüşlerinden hareketle elde edilen bulgular üç ana tema şeklinde gruplandırılmıştır. Bu temalar: 1. İş yükü ve sorumluluğun cinsiyetle olan ilişkisi, 2. Cinsiyetin üniversitedeki ilişkilere ve pozitif ayrımcılığa etkisi, 3. Yükselme kriterlerinde cinsiyet etkisi. Buna göre araştırmacılara şunlar önerilmiştir:1. Çalışma yaşamında kadının genel ve akademik yaşamdaki durumunu sorgulayan araştırmalar yapılabilir. 2.Kadın ve erkek akademisyenler arasındaki farkı daha net bir şekilde ortaya koymaya yardımcı olmak amacıyla kadın akademisyenlerin kadın kimliklerinden kaynaklı olarak uğradıkları çeşitli baskıların ve bu baskıların kadın akademisyenler üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin neler olabileceğine ilişkin farklı örneklemde araştırmalar yapılabilir.
The transition between educational grades is a critical period for children, parents, teachers an... more The transition between educational grades is a critical period for children, parents, teachers and schools (Amundson, 1999; Steen, 2011; Winter & Kelley, 2008). In particular, the parents and teachers are concerned about the transition to first grade in which young children will be engaged in more academic activities (Winter & Kelley, 2008), which requires the child to be well prepared (Bilgili & Yurtal, 2009). School readiness not only consists of the development of cognitive and literacy skills (Winter & Kelley, 2008) but covers all developmental domains of children such as physical, social, emotional and language (Halle, Hair, Wandner, & Chien, 2012; McTurk, Lea, Robinson, Nutton, & Carapetis, 2011; Morrison, 2011). The main aim of the readiness process is to provide children with a smooth transition to first grade (Winter & Kelley, 2008). a İkbal Tuba ŞAHİN , Ph.D., is currently a research assistant of Elementary Education. Her research interests include classroom management in early childhood education (ECE), physical environment in ECE, developmentally appropriate practices (DAP), school readiness and qualitative research in ECE.
Although the issue of qualitative versus quantitative research is very common in the literature a... more Although the issue of qualitative versus quantitative research is very common in the literature and courses, there is very limited evidence of an examination of these types of research based on teachers" knowledge about the methods. Therefore the aim of this study is to investigate pre-service preschool teachers" views related to the collection of qualitative and quantitative data based on their experience. The participants of this study were 26 pre-service preschool teachers. They were informed about qualitative and quantitative research during 4 hours seminars. Each participant administered a questionnaire to 5 preschool teachers and interviewed 2 preschool teachers. Then, the 26 pre-service preschool teachers were interviewed to ascertain their views about qualitative and quantitative data collection. On completion of the data analysis, 6 main themes were determined; (1) similarities and differences, (2) advantages and disadvantages, (3) ease and difficulty, (4) the quality of data, (5) cost and (6) preferences.
Kafkas Ünivesitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2021
Bu araştırma Türkiye'de cezaevinde çocuklarıyla kalan kadınların annelik deneyimlerine odaklanmak... more Bu araştırma Türkiye'de cezaevinde çocuklarıyla kalan kadınların annelik deneyimlerine odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı, bu kadınların cezaevinde kalışları sırasında annelik rolünü hangi şartlarda nasıl deneyimledikleri ve nasıl tanımladıkları üzerine nitel bir analiz yapmaktır. Çalışmanın katılımcılarını, Temmuz 2015 yılında Adalet Bakanlığı'na bağlı bir Kadın Kapalı Ceza İnfaz kurumunda kalan tutuklu annelerin içinden çocukları cezaevinde bir anaokuluna devam eden 24 anne oluşturmuştur. Katılımcılar, amaçlı örneklem yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak nitel araştırmalardaki temel veri toplama araçlarından biri olan görüşme yöntemi kullanılmıştır. Yüz yüze yapılan görüşmelerde, veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Görüşmeler birinci araştırmacı tarafından cezaevinin kütüphanesinde, bir infaz koruma memurunun eşliğinde her anneyle birebir görüşülerek toplanmıştır. Annelerin anneliğe ilişkin görüşlerinden elde edilen bulgular, veri analizleri sonucunda; annelik kavramı, annelerin çocuğuyla birlikte cezaevinde kalma nedenleri, çocukla cezaevinde kalmanın avantajları ve dezavantajları ile anne olarak cezaevindeki hakları ve beklentileri olmak üzere dört ana tema altında toplanmıştır. Çalışmaya katılan annelerin cezaevinin şartlarından ve yanlarında kalan çocuğun varlığından kaynaklanan sayısız zorluklar yaşamalarına karşılık, çocuğun yanında olmasından güç aldığı bulunmuş ve gerekli öneriler sunulmuştur.
Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early chil... more Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early childhood. The executive function skills can easily improve in children who uses good practices in preschool. These skills are especially important because they help children overcome all complex tasks required to manage themselves. The aim of the present study was to examine abstraction and cognitive flexibility components, which are important components of executive functions, in 4-6-year-old Turkish children and refugee children attending kindergarten and nursery school using Flexible Item Selection Task (FIST). In addition, the research aimed to compare the abstraction and cognitive flexibility according to gender and age variables using three different sections: Turkish students attending kindergarten, Turkish students attending nursery school and refugee children attending nursery school. The study was a survey type of quantitative research, and a cross-sectional survey approach was used. The participants were 99 Turkish and refugee children who were 4-6-year-old and attended kindergarten and nursery schools in central town of a province in Turkey. The schools where 48-60-month-old children are taught are called kindergarten in Turkey while the schools for 61-72-month-olds are called nursery schools. The study included one kindergarten and two nursery schools. These schools are located in the city center, long distances from each other and in different neighborhoods. The Turkish children in the study were both kindergarten and nursery school children whereas refugee children were only nursery school children who attended to the nursery school together with Turkish children. Children were evaluated by their class-gender and class-age combinations. There were 16 Turkish boys and 16 Turkish girls attending kindergarten, 17 Turkish boys and 19 Turkish girls attending nursery school, and 16 refugee boys and 15 refugee girls attending nursery school. In terms of class-age combinations, there were 15 Turkish students in kindergarten, 16 i
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Nov 28, 2018
Ġlgili alanyazın incelendiğinde yaklaĢık 65 yıldır kurum bakımı altındaki çocukların duygusal, so... more Ġlgili alanyazın incelendiğinde yaklaĢık 65 yıldır kurum bakımı altındaki çocukların duygusal, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını belirlemek üzere araĢtırmaların yapıldığı görülmektedir. Fakat çocuklar yasa gereği 18 yaĢına geldiklerinde bu kurumdan ayrılmaktadırlar. Bu ayrılıĢ sonrasında bu bireylerle yapılmıĢ çok az çalıĢma bulunmaktadır. Bu doğrultuda; YetiĢtirme yurdunda büyümüĢ kız çocuklarının, yurttan ayrıldıktan sonra aile ve annelik kavramlarını nasıl tanımladıkları, yurttaki yaĢanmıĢlıklarının onları devam eden yaĢantılarında nasıl etkilediğini kendi bakıĢ açılarından ortaya koymak bu araĢtırmanın amacını oluĢturmaktadır. Bu araĢtırma nitel bir çalıĢmadır. ÇalıĢmanın katılımcıları, amaçlı örnekleme yöntemi ile seçilmiĢtir. ÇalıĢmanın katılımcıları, yetiĢtirme yurdunda kalmıĢ ve daha sonra oradan ayrılarak evlenmiĢ çocuk sahibi olmuĢ kadınlardan oluĢmuĢtur. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak kiĢisel bilgi formu ve yarı yapılandırılmıĢ soru formu kullanılmıĢtır. Soru formu cevaplanmıĢ olarak altı anneden geri dönmüĢtür. AraĢtırmanın örneklemini altı anne oluĢturmuĢtur. Yarı yapılandırılmıĢ soru formunun oluĢturulması için öncelikle ilgili literatür incelenmiĢ, bu konuda çalıĢmakta olan uzmanlarla görüĢ alıĢveriĢinde bulunulmuĢtur. Ardından formun ilk taslağı olarak sorular oluĢturulmuĢ ve bir kiĢi ile pilot bir görüĢme yapılmıĢtır. Pilot görüĢme sonunda soru formu yeniden düzenlenmiĢtir. Elde edilen veriler içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan annelere kendi istekleri doğrultusunda kod adı verilmiĢtir. AraĢtırma da elde edilen bulgular üç ana tema etrafında organize edilmiĢtir. Bunlar; 1-Yurt anıları 2-Anne olmak 3-Kurum bakımı altında büyümenin çocuk yetiĢtirmeye etkisi' olarak belirlenmiĢtir. AraĢtırma sonucunda; katılımcı annelerin tamamının cevaplarında çocukluğuna dair hafızasındaki anıların hüzün, sevgi arayıĢı, yalnızlık, acı, Ģiddet ve istismar içerdiği görülmüĢtür. Katılımcı annelerin yurtta kaldığı süre boyunca öğretmenlerinin eğitimle ilgili kararlılığı ve onların anne-baba gibi olması dıĢında iyi bir anılarının olmadığı tespit edilmiĢtir. ÇalıĢmada ayrıca Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, uluslararası alanda belirlenen çocuk koruma politikalarını ortaya koyarak yeni modeller geliĢtirmek, bu modeller üzerinden sürekli denetimler ve eğitimler yaparak güncel durumu takip etmek ve gerekli önlemleri zamanında almak hususunda öneriler sunulmuĢtur.
Uluslararası Türk eğitim bilimleri dergisi, Oct 31, 2015
Erken öğrenme becerileri testinin düşünme, dil ve sayı alt ölçeğinin madde analizlerine göre üst ... more Erken öğrenme becerileri testinin düşünme, dil ve sayı alt ölçeğinin madde analizlerine göre üst % 27 ve alt % 27'lik grupların madde ortalama puanları arasındaki farkların t testiyle karşılaştırıldığında anlamlı çıkması maddelerin çocukları ölçülen Düşünme beceriler, dil becerileri ve sayı becerileri bakımından ayırt ettiğini ortaya koymuştur. Verilerin değerlendirilmesi amacıyla t testi sonuçları karşılaştırılmıştır. Yapılan t testi sonucu erkek ve kızların testin toplam ve üç boyutundan elde edilen puanlar arasında (düşünme-dil ve sayı becerileri yönünden) cinsiyete göre anlamlı farklar bulunmadığı tespit edilmiş ve gerekli öneriler sunulmuştur.
Opus uluslararası toplum araştırmaları dergisi, Mar 31, 2021
The aim of the study is to analyze the childhood executive functions of 48-72 month children on t... more The aim of the study is to analyze the childhood executive functions of 48-72 month children on the basis of the parents' assessments in terms of some variables. The sample of the study consists of 340 parents for the validity-reliability study and of 349 parents for the predictive power of the variables.Also, Personal Information Form and Childhood Executive Functioning Inventory (CHEXI) were used for the data collection. The Childhood Executive Functioning Inventory (CHEXI) was used by the researcher as a tool to collect data after its validity-reliability for the 48-72 month children was analyzed. The total reliability coefficient (Cronbach alpha) for all the items in the scale, which was seen to be valid according to the structural equatation model, was found to be .88. After the confirmation of the validity and reliability of the assessment instrument, the evaluation of the scale according to the variables was begun. At the end of the study, it is found out that there is a significant difference depending on the birth order of the children. This difference, between the firstborns, middles and lastborns, is seen to be significant in favour of the firstborns in the working memory (p<.01). As for the inhibitory control dimension, it is seen that there is a significant difference between the middles and lastborns in favour of the middles (p<.01). In the total of the executive function skills, it is concluded that there is a significant difference between the firstborns and lastborns in favour of the firstborns (p<.01). On the other hand, in the working memory and inhibitory control skills, it is found out that there is not a significant difference in terms of the variables: gender, age and the number of siblings. As a result, it is suggested the preschool teachers be trained through inservice trainings so that they can use classroom strategies to develop and support children's working memory and inhibitory control skills, and the preschool training programmes which aim to increase these performances be prepared and implemented.
Early care and education settings and practices vary widely across the world. In many cultures, i... more Early care and education settings and practices vary widely across the world. In many cultures, it is most common for families to provide round-the-clock care for young children. Other young children are in private or religious preschools, child care, or—more rarely—public early childhood education systems. Wherever young children spend the first few years of life, those who are able to access their right to education often transition to a more academic setting (primary school) around age 6 or 7. This transition can be difficult for some children, as they leave their familiar homes, preschools, and child care settings to enter a new learning environment. Loving adults can ease this transition by listening to and understanding children's perceptions about what school will be like and how their lives will change. Adult caregivers can focus on the positive aspects of the change—new friends, teachers, and opportunities—while also respecting children's feelings about starting primary school.
European Early Childhood Education Research Journal, Jan 18, 2023
This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool... more This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool teachers’ motivation and vocational-outcome expectations, using a randomized pretest-posttest control group design. Of the 34 participants, 17 formed the experimental group and the other 17, the control group. A Personal Information Form, Adult Motivation Scale and Vocational Outcome Expectation Scale, all adopted from prior literature, were used as data-collection tools. Data analysis relied on two-way analysis of variance for repeated measurements and t-testing. This revealed that Motivational Enhancement Training increased both the motivation and vocational-outcome expectations of the participants in the experimental group significantly as compared to those in the control group.
European Early Childhood Education Research Journal , 2023
This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool... more This study examines the effects of Motivational Enhancement Training on male preservice preschool teachers’ motivation and vocational-outcome expectations, using a randomized pretest-posttest control group design. Of the 34 participants, 17 formed the experimental group and the other 17, the control group. A Personal Information Form, Adult Motivation Scale and Vocational Outcome Expectation Scale, all adopted from prior literature, were used as data-collection tools. Data analysis relied on two-way analysis of variance for repeated measurements and t-testing. This revealed that Motivational Enhancement Training increased both the motivation and vocational-outcome expectations of the participants in the experimental group significantly as compared to those in the control group.
Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Aim of the present study was to determine preschool teachers&#39; habits concerning the use o... more Aim of the present study was to determine preschool teachers&#39; habits concerning the use of classroom strategies promoting preschool children&#39;s executive functions. The participants of the study were 43 private and state preschool teachers from Tokat province whose ages ranged from 23 to 46. A semi-structured interview form was developed and used by the researchers in order to collect data. The data was analyzed and interpreted using content analysis methodology. Throughout the study how the preschool teachers defined the executive functions and what strategies they used to promote the skills within this context were questioned and investigated. According to the findings, teachers did not develop enough awareness for the &quot; executive functions concept &quot; before and/or they did not hear about it. However, they were using both cognitive and behavioral strategies to improve following four themes: a) self-control and self-regulation, b) task initiation, determination and time management, c) effective and simultaneous use of metacognitive processes and d) working memory/active memory without knowing how they contributed to executive functions of the children.
Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmekted... more Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmektedir. Anne-baba ve çocuk arasında kurulan bu etkileşimin sağlam temellere oturması iletişim sürecinin niteliğine ve karşılıklı beklentilere göre değişmektedir. Özellikle aileler ve gençler bu süreci, sonuçlarını, olumlu yönlerini ve zorluklarını çocuklarıyla beraber yaşamaktadırlar. Bu nedenle bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin ve anne-babalarının birbirleriyle olan ilişkilerinin kendi bakış açılarından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada temel nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve 15'i üniversite öğrencisi ve onların anne-babaları olmak üzere toplam 45 kişi ile görüşme yapılmıştır. Veri analizleri sonucunda, Çocuklar ve anne babaların birbirinden beklentileri, karşılıklı iletişim kurmanın kolay olduğu durumlar. Karşılıklı iletişim kurmanın zor olduğu durumlar, gençler tarafından anne-babanın örnek alınan ve eleştirilen davranışları ve kuşaklar arası farklar hakkındaki ana-baba görüşleri olmak üzere beş ana tema belirlenmiştir. Ayrıca, araştırma sonucunda anne-babalar ve çocukların beklentileri arasında farklılıklar olduğu ancak iletişim kurmanın zor olduğu durumların genellikle benzerlikler içerdiği belirlenmiştir.
Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early chil... more Executive function skills constitute an important basis for learning and adaptation in early childhood. The executive function skills can easily improve in children who uses good practices in preschool. These skills are especially important because they help children overcome all complex tasks required to manage themselves. The aim of the present study was to examine abstraction and cognitive flexibility components, which are important components of executive functions, in 4-6-year-old Turkish children and refugee children attending kindergarten and nursery school using Flexible Item Selection Task (FIST). In addition, the research aimed to compare the abstraction and cognitive flexibility according to gender and age variables using three different sections: Turkish students attending kindergarten, Turkish students attending nursery school and refugee children attending nursery school. The study was a survey type of quantitative research, and a cross-sectional survey approach was used. The participants were 99 Turkish and refugee children who were 4-6-year-old and attended kindergarten and nursery schools in central town of a province in Turkey. The schools where 48-60-month-old children are taught are called kindergarten in Turkey while the schools for 61-72-month-olds are called nursery schools. The study included one kindergarten and two nursery schools. These schools are located in the city center, long distances from each other and in different neighborhoods. The Turkish children in the study were both kindergarten and nursery school children whereas refugee children were only nursery school children who attended to the nursery school together with Turkish children. Children were evaluated by their class-gender and class-age combinations. There were 16 Turkish boys and 16 Turkish girls attending kindergarten, 17 Turkish boys and 19 Turkish girls attending nursery school, and 16 refugee boys and 15 refugee girls attending nursery school. In terms of class-age combinations, there were 15 Turkish students in kindergarten, 16 i
Self-regulation skills allow individuals to control emotions, behaviors, and thoughts. Teachers&#... more Self-regulation skills allow individuals to control emotions, behaviors, and thoughts. Teachers' management of their behaviors, emotions, and thoughts could impact their classroom management too. Thus, teachers' self-regulation and classroom management relationships were analyzed in the study. To date, emotional regulation was studied, but self-regulation has not been studied in classroom management context. The study was designed as a quantitative study. Two hundred forty-four early childhood in-service teachers participated in the study. Correlation tests were used to analyze gathering data. The study result shows that self-regulation skills and classroom management are not correlated. On the other hand, there is a relationship between all three sub dimensions of self-regulation (self-monitoring, self-evaluation, self-reinforcement) and classroom management skills. The study result suggests that the early childhood teachers' selfreinforcement is positively correlated w...
ÖZ Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmek... more ÖZ Gençlerin anne-babasıyla olan etkileşiminin niteliği her iki taraf açısından da önem arz etmektedir. Anne-baba ve çocuk arasında kurulan bu etkileşimin sağlam temellere oturması iletişim sürecinin niteliğine ve karşılıklı beklentilere göre değişmektedir. Özellikle aileler ve gençler bu süreci, sonuçlarını, olumlu yönlerini ve zorluklarını çocuklarıyla beraber yaşamaktadırlar. Bu nedenle bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin ve anne-babalarının birbirleriyle olan ilişkilerinin kendi bakış açılarından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada temel nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve 15'i üniversite öğrencisi ve onların anne-babaları olmak üzere toplam 45 kişi ile görüşme yapılmıştır. Veri analizleri sonucunda, Çocuklar ve anne babaların birbirinden beklentileri, karşılıklı iletişim kurmanın kolay olduğu durumlar. Karşılıklı iletişim kurmanın zor olduğu durumlar, gençler tarafından anne-babanın örnek alınan ve eleştirilen davranışları ve kuşaklar arası farklar hakkındaki ana-ba...
ÖZETBu araştırma erken öğrenme becerilerini değerlendirme aracının 48-66 Ay Türkçocuklarına uya... more ÖZETBu araştırma erken öğrenme becerilerini değerlendirme aracının 48-66 Ay Türkçocuklarına uyarlamak amacıyla yapılmıştır. Kullanılan ölçek Toronto üniversitesinden Dr. J.Somwari tarafından 1977 de geliştirilmiş ve ilk kez Kanada' da 20.088 çocuğun katıldığı(rasgele seçilmiş) bir gruba uygulanmıştır. Ölçek araştırmacı tarafından Kanada'dangetirtilerek Türkçeye uyarlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, Tokat il merkezinde bulunanresmi, özel ve kuruma bağlı okul öncesi eğitim kurumlarından 48-66 aylık olan 114 ü erkek86 sı kız olmak üzere toplam 200 çocuk oluşturmuştur.Örneklem grubunda yer alan okullarda öğretmenlerden düşünme, dil ve matematikbecerileri bakımından en iyi 5 ve en zayıf 5 öğrenciyi belirlemeleri istenmiş daha sonra buöğrencilerin düşünme, dil ve matematik becerileri karşılaştırılmıştır. Burada öğretmeninobjektif değerlendirme kriteri de ölçülmüştür. Güvenilirlik için; KR-20 iç tutarlılık katsayısıhesaplanarak Sperman Brown iki yarı test korelâsyonuna bakılmış. Bu korelâsyona, uygulamagrubundan seçilmiş olan bir grup çocuğa bir ay (4 hafta) sonra testin tekrar uygulanması veikinci uygulama sonuçlarının önceki uygulama sonuçları ile karşılaştırılmasıyla bakılmıştır.Her bir maddenin geçerliliği içinde madde analizleri yapılmıştır. Bu amaçla madde testkorelâsyonuna bakılmış, ayrıca test puanına göre oluşturulan üst %27 ve alt %27 lik gruplarınmadde ortalama puanları arasındaki farkların anlamlılığı test edilmiştir.Erken öğrenme becerileri testinin düşünme, dil ve sayı alt ölçeğinin maddeanalizlerine göre üst % 27 ve alt % 27'lik grupların madde ortalama puanları arasındakifarkların t testiyle karşılaştırıldığında anlamlı çıkması maddelerin çocukları ölçülen zihinselbeceriler, dil becerileri ve sayı becerileri bakımından ayırt ettiğini gösterdiği sonucu ortayaçıkarmıştır. Tüm alt testler için hesaplanan tek uygulamaya güvenilirlik katsayılarındandüşünme α=.73, KR-20=.72, Spearman Browvn iki yarı test korelasyonu. 69'dur. İkiuygulamaya dayalı test-tekrar test korelasyonu ise .76'dır. dil becerisi için, .51, KR-20=.0.51,Spearman Browvn iki yarı test korelasyonu. 57'dir. İki uygulamaya dayalı test-tekrar testkorelâsyonu ise. 58'dır. sayı için α=.80, KR-20=.80, Spearman Brown iki yarı testkorelasyonu. 78'dir. İki uygulamaya dayalı test-tekrar test korelasyonu ise. 85'dir. Toplamtest içinse: α=.86, KR-20=.90, Spearman Brown iki yarı test korelasyonu. 80'dir. İkiuygulamaya dayalı test-tekrar test korelâsyonu ise. 89'dur.Testin düşünme, dil ve sayı becerileri açısından güvenirlik katsayılarının oldukçayüksek olduğu belirlenmiştir. Erken öğrenme becerileri ölçeğinin düşünme, dil ve sayı alttestleri birleştirildiğinde ve toplam puan bu alt üç test üzerinden hesaplandığında kalan 43madde için madde güçlüklerinin 11 ile 54 arasında değiştiği ve aralarındaki ilişkinin testinkullanılabilirliğine hizmet ettiği görülmüştür.Yapılan t testi sonucu erkek ve kızların testin toplam ve üç boyutundan elde edilen puanlararasında cinsiyete göre anlamlı farklar bulunmadığı görülmüştür.Bu araştırmada geçerlilik ve güvenilirlik analizleri ile uyarlaması yapılan ölçmearacının Türkiye de 48-66 aylık çocukların düşünme, dil ve sayı becerilerinin ölçülmesindekullanılabileceği görülmüştür.
Uploads
Papers by nuran tuncer
Play is an essential activity for various developmental aspects of the
early childhood years and sometimes this activity includes taking
risks, a mixture of emotions ranging from fear and feeling out of
control to thrills and enjoyment. However, parents’ fears, anxieties
and expectations related to their children’s safety may discourage
children from engaging in risky plays. The aim of this research is to
examine the role of parents’ gender in parenting attitudes and
parental permission to engage in risky play. The sample consisted
of 341 parents of four- to six-year-old children, and the data collection relied on Ünüvar and Kanyılmaz’s (2017) Scale of Allowing Risky
Play and Karabulut Demir and Şendil’s (2008) Parental Attitude
Scale. Data analysis established that the interaction effect between
parents’ gender and number of children and between parents’
gender and educational level were statistically significant for
whether they would permit risky play. However, there was no
significant interaction effect on parenting attitudes between their
genders. Finally, parents with democratic and permissive parenting
styles were more likely and those with authoritarian and overprotective styles were less likely to allow risky play
Play is an essential activity for various developmental aspects of the
early childhood years and sometimes this activity includes taking
risks, a mixture of emotions ranging from fear and feeling out of
control to thrills and enjoyment. However, parents’ fears, anxieties
and expectations related to their children’s safety may discourage
children from engaging in risky plays. The aim of this research is to
examine the role of parents’ gender in parenting attitudes and
parental permission to engage in risky play. The sample consisted
of 341 parents of four- to six-year-old children, and the data collection relied on Ünüvar and Kanyılmaz’s (2017) Scale of Allowing Risky
Play and Karabulut Demir and Şendil’s (2008) Parental Attitude
Scale. Data analysis established that the interaction effect between
parents’ gender and number of children and between parents’
gender and educational level were statistically significant for
whether they would permit risky play. However, there was no
significant interaction effect on parenting attitudes between their
genders. Finally, parents with democratic and permissive parenting
styles were more likely and those with authoritarian and overprotective styles were less likely to allow risky play