Özet 1980'li yıllar sonrasında kamu yönetimine hakim olmaya başlayan yeni kamu yönetimi yaklaşımı... more Özet 1980'li yıllar sonrasında kamu yönetimine hakim olmaya başlayan yeni kamu yönetimi yaklaşımı kapsamında merkezi idarelerin etki alanının yerele kaymaya başlaması, yönetişim adı verilen kavramın kamu yönetiminde adından daha fazla söz edilmesine neden olmuştur. Kamu yönetiminin sorunlarına çözüm sunması düşünülen yönetişim unsurunun özelikle yerel katılım araçlarının kullanılmasında ve yerel demokrasinin güçlendirilmesinde oldukça büyük önemi bulunmaktadır. Halka en yakın yönetsel birimler olan yerel yönetimler ve paydaşlarının yönetişim konusuna bağlılığı yerel demokrasinin güçlendirilmesin de ve yerel yönetimlerin etkin hizmet sunumunda önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle yerel yönetimlerde genel yönetim ilkelerinin ve uygulamalarının yerine yönetişime dayalı bir yönetim anlayışının benimsenmesi yerel düzeyde yönetime daha fazla destek verilmesine, işlevsel bir yönetim sergilenmesine ve yönetime sahip çıkılmasına katkı sağlayacaktır. Bu çalışmayla Türkiyede yerel yönetişim, yerel yönetişim araçları arsasında gösterilen, halk günleri, muhtar toplantıları, dilekçe,e-belediyecilik ve beyaz masa gibi katılım araçlarına yer verilmektedir.
Öz Küresel bir kamu malı olarak kabul edilen çevre unsurunun korunmasına yönelik başta devletler ... more Öz Küresel bir kamu malı olarak kabul edilen çevre unsurunun korunmasına yönelik başta devletler olmak üzere birçok örgütün ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet yürüttüğü görülmektedir. Çevrenin korunması amacını öngören bu faaliyetlerin devletlere ve insan sağlığına getirdiği maliyetlerin finansmanı ülkelerin üzerinde önemle durduğu sorunlar arasında yer almaktadır. Çevre kirliliğiyle beraber ortaya çıkan olumsuz dışsallıkların finansmanında vergi politikaları son yılların en popüler çözüm kaynakları arasında görülmektedir. Çevre vergisi adı altında kirleticilerin önüne geçilmeye çalışılması, beraberinde bu politikanın uygulanabilmesi ve sürdürülebilir olması adına ülkeler arasında işbirliği ve bu konuları kapsayan kuralların bağlayıcılık düzeyi hedeflenen amaçların gerçekleştirilmesinde hayati öneme sahiptir. Bu çalışmada öncelikle küresel bir kamu malı olan çevre unsurunun küresel kamusal mallar içindeki yerine değinilmektedir. Ardından çevre sorunlarının giderilmesine vergi politikalarıyla ulaşılmak istenen hedeflerin gerçekleştirilmesi Türkiye özelinde değerlendirilmektedir. Abstract It is seen that many organizations, especially the states, are engaged in national and international activities for the protection of the environment element which is accepted as a global public property. The financing of the costs of these activities, which envisage the purpose of the protection of the country, towards the governments and human health are among the problems that the countries have emphasized. Tax policy has been seen as one of the most popular solution sources in recent years for financing negative externalities that arise together with environmental pollution. Efforts to prevent pollutants under the name of environmental tax, the cooperation between countries in the name of sustainability of this policy and the application of this policy, and the level of binding of the rules covering these subjects have vital importance in achieving the intended objectives. In this work, firstly the environment element which is a global public property is
Öz Mobbing kavramı, iş hayatında etkileri iş yaşamının dışına taşan önemli bir sorun kaynağıdır. ... more Öz Mobbing kavramı, iş hayatında etkileri iş yaşamının dışına taşan önemli bir sorun kaynağıdır. Kamu ve özel birçok örgütü derinden etkileyen mobbing sorunsalı Türkiye'de özel ve kamu üniversitelerinde görev yapan personel tarafından nasıl algılandığı bu çalışmanın öncelikli amacını oluşturmaktadır. Üniversite çalışanlarının mobbing konusundaki düşünceleri diğer kamu ve özel örgütlere göre daha demokratik ve özgür düşüncenin ön planda olduğu bu kurumların mobbing olgusu karşısındaki konumunun incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda hazırlanan çalışmada Türkiye genelinde özel ve kamu üniversitelerinde çalışan akademik personele tesadüfi olarak e-mail olarak gönderilen anketlerden sağlıklı bir şekilde geri dönen 442 adet anket üzerinden Spss programından faydalanılarak akademik personelin mobbing konusunda genel ve kurumsal algılarını saptamaya yönelik Ki kare ve Frekans analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda akademik ortamda yüksek oranda mobbing olduğu ve kadın akademisyenlerin erkek akademisyenlere göre daha fala mobbingin etkisi altında kaldığı tespit edilmiştir. Yine yapılan analizler Türkiye'de görev yapan akademisyenlerin mobbing olgusu konusunda rahatsız olduklarını, bu rahatsızlığın hem özel hem kamu üniversitelerinde çalışan akademik personelin unvanları açısından da her düzeyde akademik personeli kapsadığını sonucunu ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Mobbing, akademik personel, personel algısı, üniversiteler Abstract The concept of mobbing is an important source of problems that are out of business life. The mobbing problem, which affects many public and private organizations deeply, is the primary objective of this work, which is perceived by personnel working in private and public universities in Turkey. It is necessary for the university staff to examine the position of the mobbing phenomenon of these institutions, where the mentality of mobbing is more preoccupied with a more democratic and free mindset than other public and private organizations. In this study, Chi square and frequency analyzes were conducted to determine the general and institutional perceptions of academic staff about mobbing by using Spss program on 442 questionnaires returned from the questionnaires sent by e-mail randomly to academic staff working in private and public universities throughout Turkey. As a result of the analysis, it was found that mobbing was high in the academic environment and female academicians were more affected by mobbing than male academicians. Again, analyzes have shown that academicians working in Turkey are uncomfortable about the mobbing phenomenon, and that this inconvenience includes academic staff at all levels in terms of the titles of academic staff working in private and public universities.
kamu
örgütlerinde görev yapan personelin motive edilmesi suretiyle
onlardan daha fazla fayda sağl... more kamu örgütlerinde görev yapan personelin motive edilmesi suretiyle onlardan daha fazla fayda sağlanmasına olanak verecek metot ve tekniklerin saptanması ve çalışanları motive görevini yerine getiren kamu yöneticilerinin bu motivasyon tekniklerini kurumlarında sergiledikleri davranış kalıplarıyla gerçekleştirip gerçekleştiremediklerini, davranışlarından hareketle ifade etmektir. Bu kapsamda örgüt içinde yöneticinin hangi davranış ve hareketleri çalışanların motivasyonunu artırdığını, hangi davranış kalıplarının ise çalışanlar üzerinde olumsuz motivasyona neden olduğunun saptayarak yöneticilerin örnek davranışlar geliştirmesine ve bu yolla kurumsal başarının ve halkın beklentilerinin daha kolay karşılanmasına katkı sağlaması hedeflenmektedir.
The main aim of public institutions' activities is to provide goods/services which will meet effe... more The main aim of public institutions' activities is to provide goods/services which will meet effectively and efficiently the needs and desires of public. To achieve the attitude called customer oriented manner, it is necessary to motivate the employees (internal customer) in this direction and to promote them to have this attitude. In marketing this attitude overlaps with internal marketing approach. According to this approach, public institutions regard their employees as customers called internal customers. The way of meeting external needs, desires and expectations of customers is to make adoption of satisfying the internal customers' needs, wants, requirements and expectations. The philosophy called internal marketing addresses this approach. All communications, especially the behaviors of managers against employees, established between managers and employees which is one of the factors of this comprehension (physical conditions, organizational image, career possibilities, rewarding system, the way of doing work, wage and social rights) has a significant effect on internal customers' motivation and job satisfaction. In this study, within the framework of internal marketing concept, manager's behavior which is one of the factors of internal communication is evaluated to determine the effects of managers' behaviors on motivation levels of employees.
Özet: Rekabetin hızla artığı günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri kaçınılmaz derecede önemli... more Özet: Rekabetin hızla artığı günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri kaçınılmaz derecede önemli hale gelmiştir. Kamu yönetimi de iletişim ve bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerden olumlu yönde etkilenmektedir. Bu gelişmelerin kamu yönetiminin temel sorunlarını oluşturan bürokratik nitelikli sıkıntılara bir çözüm sunacağı düşünülmektedir. E-devlet uygulamalarının kamu yönetiminde kullanılmasıyla kamu hizmetlerine zaman ve yer kısıtlaması olmaksızın ulaşılması bu düşünceyi desteklemektedir. Ancak e-devlet uygulamalarının Türkiye'de yeni gelişiyor olması beraberinde bazı sorunları da gündeme getirmektedir. Bu sorunlar arasında e-devlet uygulamalarına halkın bakışı ve e-devlet uygulamalarından beklentileri önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu kapsamda üniversitelerin kamu yönetimi bölümlerinde e-devlet dersini alan öğrenciler ile dersi almayan öğrencilerin bu uygulamaları algılama düzeylerinin belirlenmesi için bir araştırma yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: e-devlet, e-devlet uygulamaları, kamu yönetimi, sorunlar ve beklentiler, Abstract: Information and communication technologies have become inevitably important during the competition increased. Public management is effected positively from the developments that have in communication and information technologies. It is thought that it will suggest a solution to the bureaucratic difficultties which from the basic problems of the public management reaching public services without restriction of time and place by using e-government practices in public management supported this idea. However , e-government practices in Turkey are new developments to be, bring up some problems with the views and the expectation of the people about the e-government practices take an important place among them. In this context, reseach will be done to determine the perception levels of the students' who took the e-government practices lesson and not.
ÖZET Bu çalışmada amaç, kamu ve özel sektör yöneticilerinin davranışlarında küreselleşme süreci i... more ÖZET Bu çalışmada amaç, kamu ve özel sektör yöneticilerinin davranışlarında küreselleşme süreci ile birlikte meydana gelen değişikliklerin incelenmesidir. Yöneticilerin küreselleşmeye bakış açılarının ve küreselleşmeden beklentilerinin değerlendirildiği bu çalışmada, ayrıca küreselleşmenin getirdiği değişim gücünün, örgüt çalışanlarına ve örgüt performansına etkileri incelenmektedir. Kamu sektörü yöneticilerinin özel sektör yöneticilerine oranla küreselleşmeyi daha geriden takip etme nedenleri değerlendirilmektedir. Çalışmada örgütsel başarının, küreselleşmenin getirilerini örgütlerinde başarı ile uygulayabilen, değişime ayak uydurabilen örgüt yöneticilerince sağlanabileceği fikri üzerinde durulmaktadır. Örgütlerin temel amaç ve hedeflerine, daha hızlı ve etkin bir şekilde ulaşabilmeleri için küreselleşmenin getirilerinden yararlanmaları gerektiği ve bu etkinliği sağlayabilecek örgüt yöneticilerine ihtiyaç duyulacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Liderlik, Yönetici Davranışları, Küresel Beklentiler, Değişim Olgusu 1.GİRİŞ Küreselleşmenin kaçınılmaz olduğu çağımızda insan ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan ve bu amaca hizmet eden işletmeler ve kamu kurumları, bu değişimde önemli rol üstlenmektedir. Örgütlerin yapıları ve fonksiyonları bu değişimden önemli ölçüde payını almaktadır. Dünya ile bütünleşme, giderek her alanda artan bir uluslararası rekabeti de beraberinde getirmektedir. Kamu sektörünün sunduğu kamu hizmetleri kapsamında kendilerini gözden geçirerek yeniden yapılanma fikirlerinin ortaya konması, bu rekabette geri kalmamak için yapılması gereken önceliklerindendir. Çünkü devlet-vatandaş, devlet-özel sektör ilişkilerinde daha az sorun yaşayan ülkeler daha hızlı büyüyebilmektedir. Bu nedenle kamu yönetiminde yeniden yapılanma, sürdürülebilir gelişme ve vatandaş odaklı hizmet anlayışının geliştirilmesi ve uygulamaya konulması için gereklidir. Özel sektör ve kamu sektörünü etkileyen değişim olgusu, öncelikle kurum yöneticilerini ardından da örgüt çalışanlarını ve örgüt yapısını etkilemektedir. İnsanların mutluluğu, ihtiyaçlarının karşılanması ve beklentilerine cevap verilmesi için, bu değişime örgütlerin ayak uydurması gerekmektedir. Özel sektör örgütlerinin hayatta kalmaları, dünyadaki bu değişimleri takip etmeleri ve örgütlerini olumlu yönde geliştirmelerine bağlıdır. Kamu sektöründe ise durum farklıdır. Hukuki temellere dayalı olan kamu kurumlarında değişim kolay gerçekleşmemektedir. Her iki örgütün de ana amacı aynı olmakla beraber izlenilen yol ve hız farklı olmaktadır. Dünyada meydana gelen bu değişim
GİRİŞ Yerel yönetimler, belde halkının ortak yerel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurul-muş, dola... more GİRİŞ Yerel yönetimler, belde halkının ortak yerel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurul-muş, dolayısıyla topluma karşı çeşitli sorumlulukları bulunan kamu kurumlarıdır. Bu sorumluluk çerçevesinde yerel yönetimler, kararlarını etik değerlere ve toplu-mun beklentilerine uygun şekilde almak zorundadırlar. Bu nedenle toplumun yapı-sını, temel ihtiyaçlarını ve önceliklerini tanımak, en kısa sürede ve istenen düzeyde bunlara cevap vermek, etkin yönetimin bir gereği olmaktadır. Hızla artan kentsel hizmet talepleri karşısında kıt kamu kaynaklarının çok daha etkin kullanılması kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu durum ise, yerel yönetimlerin yönetim anlayışlarında bir takım değişiklikleri gündeme taşımıştır. Yönetim anla-yışlarındaki en önemli değişiklik ise, dışa açık ve çevresel gelişmelere duyarlı olunması, kamu politikalarının belde halkının ihtiyaçları doğrultusunda oluşması, kısaca sosyal sorumluluk bilincinin ön plana alınması yönünde olmaktadır. Bu durum , aynı zamanda kamu yönetiminde ve çalışanlarının davranışlarında " etik olma " konusunu gündeme getirmektedir. Yerel yönetimlerin, belde halkının ihtiyaçlarını yerine getirebilmek için, halkın gerçek ihtiyaçlarına uygun yerel politikalar üretebilmesi yönünde, hiç şüphe yok ki, yerel yönetimlerin en üst düzey çalışanlarından en alt düzey çalışanlarına kadar önemli görevler düşmektedir. Bu çerçevede ele alınan çalışmada, öncelikle sosyal sorumluluk kavramı ve yerel yönetimlerde sosyal sorumluluk konusu üzerinde durulmaktadır. Uygulama bölü-münde ise, Tokat ve ilçe belediye yöneticileri üzerinde gerçekleştirilmiş bir anket çalışmasının bulguları ortaya konulmaktadır. Fatih YÜKSEL-Gamze BOZKURT-Ahmet GÜVEN 298 SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMI Kurumlar, sosyal yaşantının gereği olarak kurulur ve çalıştırılırlar. Bu nedenle, içinde bulundukları topluma karşı üstlendikleri çeşitli sorumlulukları da yerine ge-tirmekle yükümlüdürler. Gerçekte, kurumlar bir toplumda faaliyette bulunmak ve yaşamak amacıyla kuruldukları gün sorumluluklarını da kabul etmiş olurlar. Bu nedenle kurumlar, toplumun amaçlarına hizmet ederek ve değer ölçütlerine uygun politikalar belirleyerek faaliyetlerini yürütmek zorundadırlar (Tenekecioğlu, 1977: 47). En genel tanımıyla kurumsal sosyal sorumluluk, toplumun bir parçası olan kurumla-rın etik değerlere uygun şekilde davranma yükümlülüğünü ifade eder. Kavram, iş dünyası ve toplumun, sosyal yaşamda birlikte hareket ettiğini temel alarak, bir bü-tün olarak toplumun refahını arttırmaya yönelik bir konsept gibi de tanımlanabilir. Aynı zamanda, kurumların belirli bir düzen içinde yaşamını sağlamak, korumak ve yükseltmek için yaptığı tüm faaliyetleri de içerir (Güven, 2002: 74). Bir başka ifa-deyle sosyal sorumluluk, genel olarak bir kuruluşun; ekonomik ve yasal koşullara, iş ahlakına, kurum içindeki ve çevresindeki kişilerin ve diğer kurumların beklentile-rine uygun bir çalışma stratejisi ve politikası gütmesine, insanları mutlu ve memnun etmeye yönelik gereklerdir (Mosley, 1996:141). Kurumların sosyal sorumluluğuyla, kurum faaliyetlerinin toplumun etiksel, yasal, kamusal ve ticari beklentilerini karşılayan ve hatta bu beklentileri aşacak şekilde yerine getirilmesini öngören bir yaklaşım ifade edilir (Jones, 1999: 163). Bu yakla-şıma göre kurumlar, kararlarını etik değerler çerçevesinde; insanların, toplumun, çevrenin beklentilerine ve yasal yükümlülüklere uygun şekilde almak zorundadırlar. Kurumların bu sorumluluğu, tepe yönetimi tarafından desteklenen, teşvik edilen, karar alma ve iş faaliyetlerini yerine getirmek için gereksinim duyulan geniş kap-samlı politikaları, faaliyetleri ve programları da içerir (Maignan, 2003: 56). Sosyal sorumluluk, kurumların bir veya birden çok sosyal konular üzerine eğilmele-rini gerektirir. Bu konularla uğraşmayı ihmal eden kurumlar uzun vadede başarılı olamazlar. Toplumun yararına, değişen değer ve beklentilerine cevap veremeyen veya bunları önemsemeyen kurumlar, toplumsal bir eleştiriye muhatap kaldığı gibi, aynı zamanda güven kaybına da neden olabilir. Dolayısıyla sosyal sorumluluk, karar verici durumda olanların, kendi çıkarlarını olduğu kadar, toplumun genel çıkarlarını da geliştirecek ve koruyacak eylemlerin yapılması yönünde bir zorunlu-luktur (Halıcı, 2001: 12). YEREL YÖNETİMLERDE SOSYAL SORUMLULUK Kamu yönetimi açısından sosyal sorumluluk; halk adına hareket eden kamu çalışan-larının, aldıkları her kararda, halkın büyük çoğunluğunun tatminini sağlayıcı bir genel sorumluluk taşımalarını ifade eder. Bu tanıma göre, kamu görevlilerinin temel sorumluluğu, kamu yönetiminin bir emanet olduğu bilincinden uzaklaşmadan, hal-kın mutluluğu için taşınan genel bir sorumluluktur (Kılavuz, 2004: 90-91).
ÖZ Çalıştığı örgütte kendini güven içinde hisseden ve örgütü tarafından desteklendiğini algılayan... more ÖZ Çalıştığı örgütte kendini güven içinde hisseden ve örgütü tarafından desteklendiğini algılayan çalışan, örgüte karşı olumlu tavır takınır ve kendini örgütün bir parçası olarak görür. Örgütsel bağlılık, işgörenin çalıştığı örgütle kurduğu güçlü bir ilişkinin bir ifadesidir. Whistleblowing ise, bir kişinin çalıştığı örgütte karşılaştığı yanlışlığı açığa çıkarmasıdır. Whistleblowingin hem örgüt hem çalışan açısından pek çok sonuçları vardır. Whistleblowingin örgütsel bağlılığa etkisi, konuya ilişkin tartışmaların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Genel olarak, bu eylemin örgütsel bağlılığa olumsuz bir etkisi olmadığı ve whistleblowerın korunması yoluna gidilmesi gerektiği kabul görmektedir. Whistleblowing eyleminde en önemli özelliklerden birinin de çıkar düşünmeden tamamen iyi niyetle yapılması gerektiğini de unutmamak gerekir. Whistleblowingin nasıl anlaşıldığı ve örgüte bağlılık açısından nasıl algılandığının değerlendirilmesi bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu amaçla Türkiye'de il belediyelerinde çalışan personel üzerinde bir alan araştırması yapılarak çalışanların örgütsel bağlılık ve whistleblowing algıları tespit edilmeye çalışılmıştır. ABSTRACT An employee who feels secure himself in an organization that he works and who is aware of the fact that he is supported by his organization takes a positive attitude towards his organization and sees himself as a part of it. Organizational commitment is an expression of a strong relationship that an employee establishes with an organization in which he works. Whistleblowing is the disclosure of the wrongdoings that take place in the organization by an employee who is a part of this organization. Actually, whistleblowing has many outcomes both in terms of an organization and an employee. The impact of whistleblowing on organizational commitment constitutes a significant part of the discussion related to this issue. In general, it is acknowledged that this action does not have any negative influence on organizational commitment and whistleblower should be protected. It is also important to remember that one of the most significant features of whistleblowing is that it must be done with purely good intentions without considering the personal interests. The evaluation of how whistleblowing is understood and how it is perceived in terms of organizational commitment is the basis of this work. For this purpose, an area survey was conducted on the personnel working in the provincial municipalities in Turkey, and the employees' organizational commitment and whistleblowing perceptions were tried to be determined. Gaziosmanpaşa Üniversitesi İİBF., Kamu Yönetimi Böl. [email protected], Tokat/TÜRKİYE. 8 Gaziosmanpaşa Üniversitesi İİBF., Kamu Yönetimi Böl. [email protected], Tokat/TÜRKİYE
Özet Yerel yönetimler yerel ihtiyaçların karşılanmasında kritik görevleri olan yönetsel birimleri... more Özet Yerel yönetimler yerel ihtiyaçların karşılanmasında kritik görevleri olan yönetsel birimlerin başında gelmektedir. Ancak merkezi yönetimle aralarında söz konusu olan görev, yetki ve kaynak dağılımından kaynaklanan problemlerden dolayı üzerlerine düşen görevleri yerine getirmekte zorluk çekmektedirler. Özellikle ülke yönetiminin merkezileşme ya da yerelleşme politikaları kapsamında hayata geçirdikleri yasal düzenlemeler ve uygulama örnekleri bu sorunların boyutunu önemli şekilde etkilemektedir. Bu çalışmada öncelikle yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasındaki yetki, görev ve kaynak dağılımından kaynaklanan sorunlar üzerinde duracaktır. Ardından bu sorunların yerel yönetimlerin etkin işleyişinde ortaya çıkardığı problemlere yer verecektir. Son olarak merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde başta vesayet denetimi olmak üzere etki alanını belirleyen sorun kaynaklarından kurtulmasına yönelik çözüm önerilerine yer verilecektir. Abstract Local governments are at the forefront of administrative units with critical tasks in meeting local needs. However, they have difficulties in fulfilling their duties due to the problems arising from the distribution of duties, powers and resources which are related to the central government. In particular, the legislative arrangements and practice examples that the country's administration has undergone in the context of centralization or localization policies have significantly affected the dimension of these problems. This work will primarily focus on problems arising from the authority, duties and resource allocation between local governments and central government. These problems will then address the problems that local governments have in their effective functioning. Lastly, the central government will provide solutions to the local administrations, especially tutelage control, to solve the problem sources that determine the area of influence. Giriş Türkiye'de özellikle son yıllarda hayata geçirilen birçok yasal düzenleme ile yerel yönetimler arzu edilen düzeyde güçlendirilmeye çalışılsa da, geçmişten günümüze yerel yönetimler merkezi yönetim karşısında hep geri planda kalan yönetim birimleri olarak görülmektedir. 1850'li yıllarda başlayan ilk yerel deneyimlerden günümüz Türkiye'sinde yerel yönetimlerin işlev, görev, yetki ve kaynak sorunları önemli yönde giderilmeye çalışılmasına rağmen yerel ve merkez arasında yaşanan yetki, kaynak, denetim gibi problemler hala mevcut sorunların başında gelmektedir. Yerel yönetimler, merkezi yönetimin örgütsel yapısının dışında örgütlenen, yerel düzeyde hizmet sunan, merkezi yönetim karşısında özerkliğe sahip olan yönetsel birimlerdir. Buna karşılık ülke yönetiminde ülke bütünlüğünün sağlanmasında Anayasa tarafından kendilerine verilen bu gücü kullanan merkezi yönetim hem işlevsel hem de psikolojik üstünlüğü elinde bulundurmaktadır. Merkez ve yerel arasındaki bu güç mücadelesi yıllar içinde hem politik hem de hukuki olarak alınan kararların etkisi altında bazen yerel
ÖZ Kent kavramının ortaya çıkışı uzun yıllar öncesine dayanmakla birlikte, modern manada kentleri... more ÖZ Kent kavramının ortaya çıkışı uzun yıllar öncesine dayanmakla birlikte, modern manada kentlerin oluşumu çok da eski tarihli değildir. Günümüz kentleri insanların hayatlarının büyük bir bölümünün şekillendiği, çocuklukların, gençliklerinin geçtiği, okul ve iş hayatlarının biçimlendiği mekansal ve sosyal alanlardan oluşmaktadır. Bu mekansal ve sosyal alanlar içinde insanlar kendileri gibi ya da çok farklı birçok insanla ortak kentsel bir alan paylaşmaktadır. Kentlileşme adı verilen kentte yaşamanın gerekleri olarak kabul edilen sosyo-kültürel norm ve değerler kent kültürünün oluşmasında önemli bir göstergedir. Kentte yaşayan insanların tüm farklılıklarına rağmen aynı mekanı paylaşması kentlileşme süreci üzerinde oldukça önemlidir. Kentte doğan insanlardan, sonradan kente göç eden insanlara kadar çok farklı insan topluluğunun aynı mekanı paylaşması kentin gelişim sürecinde önemli etkiler ortaya koymaktadır. Kentleşme sürecinde kırdan kente gelen insanların etkisi yanında günümüzde kentle arası seyahat ve iletişim alanında yaşanan etkileşim kent sakinlerini doğrudan etkilediği gibi kentsel düzenin sağlanmasında etkin bir kent yönetimine olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu kapsamda ele alınan çalışma öncelikle kent, kentleşme ve kentlileşme süreci gibi kavramları ele almaktadır. Ardından kentleşme sürecinde kentsel yönetim ihtiyacını ortaya çıkaran durumlara yer vermekte ve son olarak kent yönetiminin bu süreçteki önemine değinmektedir. ABSTRACT Although the emergence of the concept of the city dates back many years, the formation of cities in the modern world is not very old. Today's cities are made up of spatial and social spaces in which a large part of people's lives are shaped, through childhood, youth, school, and business life. Within these spatial and social spheres, people share a common urban space with many different people, such as themselves. Socio-cultural norms and values, which are accepted as the necessities of living in a city called urbanization, are an important indicator for the formation of urban culture. Despite all the differences of the people living in the city, sharing the same place is very important on the process of urbanization. The fact that a very diverse group of people, from people born in the city to people who migrate to the city later, share the same place, reveals significant effects in the development process of the city. Besides the influence of the people coming from the city to the city during the process of urbanization, the interactions between the urban and urban areas directly affect the residents of the city and the need for effective urban management in the urban regime is increasing. The study covered in this context primarily addresses concepts such as urbanization, urbanization and urbanization process. Then, in the process of urbanization, it takes into consideration the situations that reveal the need for urban management and finally touches on the importance of the city administration in this process.
Geleneksel yönetim anlayıslarına egemen olan “gizlilik” anlayısının yerini “açıklık”,
“yönetimde ... more Geleneksel yönetim anlayıslarına egemen olan “gizlilik” anlayısının yerini “açıklık”, “yönetimde seffaflık” gibi terimlere bırakmasıyla birlikte, günümüzde önem kazanan ve bu degisimi anlamlandıran bir hak olarak ‘bilgi edinme hakkı’ çalısmamıza konu edinilmistir. Çalısmada öncelikle bahsedilen terimler kavramsal çerçevede incelenmeye çalısılmıstır. Daha sonra yönetim anlayısındaki degisimle birlikte ortaya çıkan bu hakkın gelisimi ve tarihsel süreci, öncelikle dünya, sonrasında Türkiye bakımından degerlendirilerek günümüz yasal düzenlemeleri üzerinde durulmustur. Ayrıca çalısmamızda bilgi edinme hakkı, demokratik yönetimin üç önemli ayagından biri kabul edilerek, bu hakkın demokratik bir yönetim ve hukuk devleti için gerekliligi vurgulanmıstır.
ÖZ Yerel yönetimler yerel düzeyde insanların ihtiyaçlarını karşılayan önemli kurumlardır. Yerel y... more ÖZ Yerel yönetimler yerel düzeyde insanların ihtiyaçlarını karşılayan önemli kurumlardır. Yerel yönetimlerin ortaya çıkışları göz önüne alındığında 1850'li yıllarda dünyada ve Türkiyede ilk örneklerine yaygın şekild eyer verilmeye çalışıldığı görülektedir. Oysa köklü bir yönetim gelenegne sahip olan Osmanlı İmparatorluğunda yerel nitelikli hizmetler modern manada yerel yönetimler daha ortaya çıkmadan, bu kurumların görevlerini üstlenen kadılık, vakıf ve lonca sistemiyle yapılıyor olduğu bilinmketedir. Klasik kurumlar olarak adlandırılan bu yapıların modern yerinden yönetimlere dönüşüm süreci Türkiye'de yerel yönetimlerin gelişimi konusu hakkında önemli ipuçları vermektedir. Bu nedenle bu çalışmanın yapılmasında iki temel amaç güdülmüştür. Bu amaçlar; Osmanlı'da ki yerel hizmet sunan kurumları tanıtılıp ne şekilde değişikliklere uğrayarak günümüze ulaştığını izah etmek ve bu doğrultuda Türkiye'deki yerel yönetimleri daha iyi analiz edebilme imkanı sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmek için çalışmamızda Tanzimat öncesinde yerel hizmet sunan klasik kurumların neler olduğu hangi organlardan meydana geldiği, görev ve yetkileri, toplumdaki sorumlulukları açıklanarak günümüzdeki modern yerel yönetimlerin yokluğunu nasıl doldurdukları ve günümüzde nasıl bir dönüşüm geçirdikleri konularına değinilmektedir. ABSTRACT Local governments are important institutions that meet the needs of people at the local level. Given the appearance of the idea of local governments in the 1850s, it is the first example in the world and Turkey tried to be widely seen as şekild saddle. However, it is known that in the Ottoman Empire, which has a deeply rooted administrative power, the local qualified services are carried out in the modern manhood by the system of the kadi, foundation and guild which undertake the duties of these institutions before the local governments emerged. Classic institutions of modern management structure in place of these so-called conversion process gives important clues about the development issues of local governance in Turkey. For this reason, two main objectives have been achieved in carrying out this study. These aims are; descibed institutions offering local service in the Ottoman way to explain what is survived by undergoing changes and local governments in Turkey in this direction is to provide the opportunity to better analyze. In our efforts to realize this aim, it is mentioned how the traditional institutions that provide local service before the tanzimat are formed and from which organs they are, the duties and authorities explain the responsibilities of the society and how the contemporary modern local administrations fill the absence and how they have transformed today.
The new public administration approach is an approach that has been dominated by public administr... more The new public administration approach is an approach that has been dominated by public administration in many countries as a solution to the bureaucratic problems seen in public administration since the 1980s. The outflow has been aimed at overcoming the heavy bureaucratic burden of classical approaches to public administration, but it has been influential in the emergence of a new public administration approach to the burden placed on public administration by political trends and economic crises in the world. The principles such as transparency, effectiveness, efficiency, small but effective state and performance based management that the new public administration approach has brought about in public administration soon became the wanted elements of public administrations. Likewise, local governments wanted to benefit from the new public administration for similar reasons as part of public administration. It is considered that the local units providing services at the local level are more functional and the main contribution of the new public administration understanding in meeting the local needs. The performance-based audit model, especially on the supervision of local governments, has great hopes. In this study, it is tried to evaluate the reasons for emergence in the public and in particular the local governments, the place in the local administrations and the effects of the supervision of the local administrations on the basis of the theoretical framework of the new public administration approach. YENİ KAMU YÖNETİMİ YAKLAŞIMININ YEREL YÖNETİMLERİN DENETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ ÖZ Yeni kamu yönetimi yaklaşımı 1980'li yıllardan itibaren kamu yönetiminde görülen bürokratik sorunlara bir çözüm olarak bir çok ülkenin kamu yönetiminde hakim olmaya başlayan bir anlayıştır. Çıkış kaynağı her ne kadar klasik yaklaşımların kamu yönetimine getirdiği ağır bürokratik yükün giderilmesi amacını taşımış olsa da dünyada esen siyasal eğilimler ve ekonomik krizlerin kamu yönetimine yüklediği yüklerde yeni kamu yönetimi yaklaşımının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Yeni kamu yönetimi yaklaşımının kamu yönetiminde ortaya koyduğu şeffaflık, etkinlik, verimlilik, küçük ama etkin devlet, performansa dayalı yönetim gibi ilkeler kısa süre içinde kamu yönetimlerinin aranan unsurları haline gelmiştir. Aynı şekilde yerel yönetimlerde kamu yönetiminin bir parçası olarak yeni kamu yönetiminden benzer nedenlerden dolayı faydalanmak istemiştir. Yerel düzeyde hizmet sunan yerel birimlerin daha işlevsel olması ve yerel ihtiyaçlarının karşılanmasında yeni kamu yönetimi Anlayışının Önemli Katkıları Olacağı Düşünülmektedir. Özellikle yerel yönetimlerin denetimi konusunda performans esaslı denetim modeli büyük umutlar taşımaktadır. Bu kapsamda hazırlanan çalışmada yeni kamu yönetimi yaklaşımının teorik çerçevesinden hareketle kamuda ve özelde de yerel yönetimlerde ortaya çıkış nedenleri, yerel yönetimlerdeki yeri ve yerel yönetimlerin denetimine etkileri değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
Yerel yönetimlerin günümüzde artan öneminin yanı sıra sorunlarının da benzer yönde artığı görülme... more Yerel yönetimlerin günümüzde artan öneminin yanı sıra sorunlarının da benzer yönde artığı görülmektedir. Bu sorunların bir kısmı yapısal/örgütsel bir kısmı ise yönetsel/kişisel sorunlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. İnsan unsurunun olduğu yönetsel birimlerde insanlardan kaynaklanan sorunların olması kaçınılmazdır. Yerel yönetimlerde insan kaynağının seçiminden kullanılmasına kadar insan faktörünün dikkatle ele alınması gerekmektedir. İnsanlardan kaynaklanacak sorunların en aza indirilmesi eğitim kalitesinin ön plana çıkarılmasıyla mümkündür. Bu nedenle yerel yönetimlerde çalışacak olan personelin işe alınması ve devamında görev süresi içerisinde alacağı hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin önemi çok büyüktür. Yerel yönetimlerin karşı karşıya kaldığı yönetsel ve kişisel sorunların en aza indirilmesinde bu eğitimlerle amaçlanan hedeflerin ne olduğu ve nasıl ele alındığı bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Anahtar kelimeler: yerel yönetimler, hizmet içi eğitim, personel yönetimi
İnsan hakları kavramı, kişinin insan olarak varlık sahibi olmasıyla meydana gelen, terk ve inkâr ... more İnsan hakları kavramı, kişinin insan olarak varlık sahibi olmasıyla meydana gelen, terk ve inkâr etmesi mümkün olmayan doğal haklardır diyebiliriz. İnsan hakları evrensel haklardır. Zaman ve mekân sınırlarını aşarak ayrım yapmaksızın tüm insanlara tanınan, dokunulmaz ve devredilmez haklardır. İnsan haklarıyla ilgili aklımıza gelen ilk temel hak şüphesiz yaşam hakkıdır. Bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşme 'nin 2. madde hükmü ile de yasal koruma altına alınmıştır. Yaşam hakkının yasal olarak güvence altına alınmasından bahsedebilmenin bir koşulu da afet yönetiminde toplumsal cinsiyete duyarlı adımlar atabilmektir. Bu çalışmada kadınların 'afetlerde erkeklere göre daha yüksek oranda ve daha ciddi biçimde etkilenme' nedenleri ve beraberinde getirdiği sorunlar inceleme konusu yapılacaktır. Anahtar kelimeler: kamu yönetimi, toplumsal cinsiyet, insan hakları, afet yönetimi
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research , 2017
Öz
Yaratıcı ekonomiler; altyapısında beceri, yetenek ve yaratıcılığın olduğu, katma değeri yükse... more Öz Yaratıcı ekonomiler; altyapısında beceri, yetenek ve yaratıcılığın olduğu, katma değeri yüksek ürünler ortaya koyan sektörler olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler'in yaratıcı ekonomi üzerine hazırladığı raporlarda yaratıcı endüstri kolları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümenin ve ticaretin güçlü motorları olarak ifade edilmektedir. Bugün dünyada pek çok kentte kayda değer bir işgücü oranına sahip olan yaratıcı endüstrilerdeki bu eğilim artarak sürmektedir. 1990'lı yıllarla birlikte yaratıcı sektörlerin ekonomideki payları; hem katma değer yaratma, hem işgücü piyasasını canlandırma etkilerinden dolayı pek çok ülkede artış göstermiştir. Bu eğilim, metropoller başta olmak üzere Türkiye'deki kentlerin ekonomik ve sosyal yapısını da etkilemekte ve mekanı dönüştürmektedir. Bu yönleriyle yaratıcı sektörler, kentleri ekonomik, sosyal ve mekânsal anlamda istenen seviyeye ulaştırma hedefinde olan çeşitli kademelerdeki kurum ve kuruluşların dikkatini çekmektedir. Bir başka ifadeyle; kalkınma hedeflerinin kültür üzerinden kurgulanması hem ülke, hem bölge, hem de kent ölçeğinde söz sahibi olan çeşitli kurum ve kuruluş çatısı altındaki paydaşların gündemlerinde giderek artan biçimde yer almaya başlamıştır. Ülkemizde ve dünyada özellikle son yıllarda kazandığı ivme ile dikkat çeken sektörlerden biri olarak film endüstrisi için de aynı durum söz konusudur. Bu çalışmada, İstanbul Büyükçekmece'de yapımı devam eden ve 2018 yılı Ekim ayında açılması planlanan Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, yaratıcı sektörler ve film endüstrisi üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışma; film sektörünün dünyadaki gelişim trendinin ilgili veriler üzerinden takip edilmesi, İstanbul'un film sektöründeki yerinin literatür üzerinden irdelenmesi ve Midwood projesinin gelişim seyri ile taşıdığı potansiyellere ilişkin derinlemesine görüşmenin yapılması yoluyla ele alınmaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde, Midwood'un bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu altyapı olanakları, işbirliğine dayalı ortaklıkların kurulduğu iş modeli ve sektöre entegre bakışı itibariyle dünyadaki film stüdyoları ağı içerisinde bölgesinde etkin bir rol üstleneceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcı Ekonomiler, Film Endüstrisi, Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, İstanbul, Büyükçekmece.
Abstract Creative economies are defined as the sectors, which foundations are skill, talent and creativity, and produce high added value products. Creative industry sectors in the reports related to creative economy created by United Nations expressed as the powerful machines of economic development and commerce, particularly in developing countries. Today, this trend in creative sectors, which have a considerable employee rate in many cities throughout the World, continues to increase. With the years of the 1990s, shares of creative sectors in the economy have increased in many countries owing to the effects of creating added value and revitalizing the labor market. This trend affects the economic and social structure of cities in Turkey and transforms urban space, notably in metropolises. On that sense, creative industries attract the attention of the institutions and organizations at various levels that aim to bring cities to the desired level in an economic, social and spatial sense. In other words, the planning phase of development goals through the culture has been increasingly taking place in the agenda of stakeholders under the roofs of various foundations those are closely involved with decisions at the level of country, region and city. The same condition is true also for the film industry as one of the sectors that attract attention in our country and in the world recently. In this study; Midwood Film Studio Complex, which is under construction in İstanbul Büyükçekmece and planned to open in October 2018, is evaluated in terms of creative economy and film industry. The study is conducted by monitoring the growth trend of the film industry in the World through the literature and carrying out an in-depth interview about the evolution process and potentials of the Midwood Project. When the findings are evaluated; it is considered that Midwood would play an active role in the film studio network in the World because of its geographical location, infrastructure potentials, collaborative business model and the integrated viewpoint for the sector.
Keywords: Creative Economies, Film industry, Midwood Istanbul Film Studio Complex, Istanbul, Büyükçekmece.
Özet Günümüzde kamu yönetiminin artan rekabet ortamıyla birlikte mevcut sorunlarından kurtulmak v... more Özet Günümüzde kamu yönetiminin artan rekabet ortamıyla birlikte mevcut sorunlarından kurtulmak ve etkin hizmet sunabilmek için yeni arayışlar içinde bulunduğu bilinmektedir. Bu doğrultuda kamu yönetiminde öne çıkan strateji, stratejik yönetim ve stratejik bakış gibi kavramların öneminin hızla artığı görülmektedir. Bu çalışmada kamu yönetiminin geleceğinin şekillenmesinde stratejik yönetim anlayışının kamu kurumlarında uygulanması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak strateji olgusu ele alınmaktadır. Ardından kamu yönetiminin sorunları ve gelecek endişesi konularına yer verilmektedir. Son olarak kamu yönetiminin yüz yüze kaldığı sıkıntı ve endişeler karşısında bir çözüm aracı olarak öne çıkan stratejik bakış konusu değerlendirilmektedir. Abstract The public administration today is known to be in new searches to get rid of its existing problems and to provide effective services with an increasing competitive environment. In this direction, it is seen that prominent concepts such as strategy, strategic management and strategic view in public administration are increasingly becoming important. This study focuses on the role of implementing strategic management approach in public institutions on shaping the future of public administration. In this context, first of all, strategy is discussed as a fact. Second, the problems and future concerns of the public administration are analyzed. Finally, the issue of strategic view is evaluated as a solution for the difficulties and concerns of public administration.
Özet Mali denetim ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomi yönetimlerinde kullanılan önemli araçlarda... more Özet Mali denetim ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomi yönetimlerinde kullanılan önemli araçlardan bir tanesidir. Ülkemizin idari yapısının inşasında birçok kurumuyla Fransa'yı kendisine örnek aldığı bilinmektedir. Fransız Sayıştay'ı ile Türkiye Sayıştay'ı, teşkilat yapısı, görevleri, merkezi yönetimin mali denetimi konusunda bulunduğu konum açısından her iki ülkenin mali yönetimi alanında önemli bir yere sahiptir. Fransız Sayıştay'ı ile Türk Sayıştay'ının karşılaştırmalı şekilde ele alındığı bu çalışmada merkezi yönetimim mali denetimi konusundaki benzerlik ve farkları iki ülke özelinde ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışmada öncelikle Türkiye'de merkezi yönetimin denetimi, mali denetim konuları incelenmiş ardından Fransa'nın mali denetimi ve Türk-Fransız Sayıştay'larının merkezi yönetimin mali denetimindeki görev ve işlevi karşılaştırılmıştır. Abstract Financial audit is one of the most important tools used in country's political, social and economic managements. It is known that Turkey took France, with many of institutions, as an example to herself in the construction of the administrative structure of our country. French Court of Accounts and Turkish Court of Accounts have an important place in the field of financial management of both countries by their organizational structure, functions and the situation that the centralized administration took place for the financial management. French Court of Accounts
Özet 1980'li yıllar sonrasında kamu yönetimine hakim olmaya başlayan yeni kamu yönetimi yaklaşımı... more Özet 1980'li yıllar sonrasında kamu yönetimine hakim olmaya başlayan yeni kamu yönetimi yaklaşımı kapsamında merkezi idarelerin etki alanının yerele kaymaya başlaması, yönetişim adı verilen kavramın kamu yönetiminde adından daha fazla söz edilmesine neden olmuştur. Kamu yönetiminin sorunlarına çözüm sunması düşünülen yönetişim unsurunun özelikle yerel katılım araçlarının kullanılmasında ve yerel demokrasinin güçlendirilmesinde oldukça büyük önemi bulunmaktadır. Halka en yakın yönetsel birimler olan yerel yönetimler ve paydaşlarının yönetişim konusuna bağlılığı yerel demokrasinin güçlendirilmesin de ve yerel yönetimlerin etkin hizmet sunumunda önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle yerel yönetimlerde genel yönetim ilkelerinin ve uygulamalarının yerine yönetişime dayalı bir yönetim anlayışının benimsenmesi yerel düzeyde yönetime daha fazla destek verilmesine, işlevsel bir yönetim sergilenmesine ve yönetime sahip çıkılmasına katkı sağlayacaktır. Bu çalışmayla Türkiyede yerel yönetişim, yerel yönetişim araçları arsasında gösterilen, halk günleri, muhtar toplantıları, dilekçe,e-belediyecilik ve beyaz masa gibi katılım araçlarına yer verilmektedir.
Öz Küresel bir kamu malı olarak kabul edilen çevre unsurunun korunmasına yönelik başta devletler ... more Öz Küresel bir kamu malı olarak kabul edilen çevre unsurunun korunmasına yönelik başta devletler olmak üzere birçok örgütün ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet yürüttüğü görülmektedir. Çevrenin korunması amacını öngören bu faaliyetlerin devletlere ve insan sağlığına getirdiği maliyetlerin finansmanı ülkelerin üzerinde önemle durduğu sorunlar arasında yer almaktadır. Çevre kirliliğiyle beraber ortaya çıkan olumsuz dışsallıkların finansmanında vergi politikaları son yılların en popüler çözüm kaynakları arasında görülmektedir. Çevre vergisi adı altında kirleticilerin önüne geçilmeye çalışılması, beraberinde bu politikanın uygulanabilmesi ve sürdürülebilir olması adına ülkeler arasında işbirliği ve bu konuları kapsayan kuralların bağlayıcılık düzeyi hedeflenen amaçların gerçekleştirilmesinde hayati öneme sahiptir. Bu çalışmada öncelikle küresel bir kamu malı olan çevre unsurunun küresel kamusal mallar içindeki yerine değinilmektedir. Ardından çevre sorunlarının giderilmesine vergi politikalarıyla ulaşılmak istenen hedeflerin gerçekleştirilmesi Türkiye özelinde değerlendirilmektedir. Abstract It is seen that many organizations, especially the states, are engaged in national and international activities for the protection of the environment element which is accepted as a global public property. The financing of the costs of these activities, which envisage the purpose of the protection of the country, towards the governments and human health are among the problems that the countries have emphasized. Tax policy has been seen as one of the most popular solution sources in recent years for financing negative externalities that arise together with environmental pollution. Efforts to prevent pollutants under the name of environmental tax, the cooperation between countries in the name of sustainability of this policy and the application of this policy, and the level of binding of the rules covering these subjects have vital importance in achieving the intended objectives. In this work, firstly the environment element which is a global public property is
Öz Mobbing kavramı, iş hayatında etkileri iş yaşamının dışına taşan önemli bir sorun kaynağıdır. ... more Öz Mobbing kavramı, iş hayatında etkileri iş yaşamının dışına taşan önemli bir sorun kaynağıdır. Kamu ve özel birçok örgütü derinden etkileyen mobbing sorunsalı Türkiye'de özel ve kamu üniversitelerinde görev yapan personel tarafından nasıl algılandığı bu çalışmanın öncelikli amacını oluşturmaktadır. Üniversite çalışanlarının mobbing konusundaki düşünceleri diğer kamu ve özel örgütlere göre daha demokratik ve özgür düşüncenin ön planda olduğu bu kurumların mobbing olgusu karşısındaki konumunun incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda hazırlanan çalışmada Türkiye genelinde özel ve kamu üniversitelerinde çalışan akademik personele tesadüfi olarak e-mail olarak gönderilen anketlerden sağlıklı bir şekilde geri dönen 442 adet anket üzerinden Spss programından faydalanılarak akademik personelin mobbing konusunda genel ve kurumsal algılarını saptamaya yönelik Ki kare ve Frekans analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda akademik ortamda yüksek oranda mobbing olduğu ve kadın akademisyenlerin erkek akademisyenlere göre daha fala mobbingin etkisi altında kaldığı tespit edilmiştir. Yine yapılan analizler Türkiye'de görev yapan akademisyenlerin mobbing olgusu konusunda rahatsız olduklarını, bu rahatsızlığın hem özel hem kamu üniversitelerinde çalışan akademik personelin unvanları açısından da her düzeyde akademik personeli kapsadığını sonucunu ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Mobbing, akademik personel, personel algısı, üniversiteler Abstract The concept of mobbing is an important source of problems that are out of business life. The mobbing problem, which affects many public and private organizations deeply, is the primary objective of this work, which is perceived by personnel working in private and public universities in Turkey. It is necessary for the university staff to examine the position of the mobbing phenomenon of these institutions, where the mentality of mobbing is more preoccupied with a more democratic and free mindset than other public and private organizations. In this study, Chi square and frequency analyzes were conducted to determine the general and institutional perceptions of academic staff about mobbing by using Spss program on 442 questionnaires returned from the questionnaires sent by e-mail randomly to academic staff working in private and public universities throughout Turkey. As a result of the analysis, it was found that mobbing was high in the academic environment and female academicians were more affected by mobbing than male academicians. Again, analyzes have shown that academicians working in Turkey are uncomfortable about the mobbing phenomenon, and that this inconvenience includes academic staff at all levels in terms of the titles of academic staff working in private and public universities.
kamu
örgütlerinde görev yapan personelin motive edilmesi suretiyle
onlardan daha fazla fayda sağl... more kamu örgütlerinde görev yapan personelin motive edilmesi suretiyle onlardan daha fazla fayda sağlanmasına olanak verecek metot ve tekniklerin saptanması ve çalışanları motive görevini yerine getiren kamu yöneticilerinin bu motivasyon tekniklerini kurumlarında sergiledikleri davranış kalıplarıyla gerçekleştirip gerçekleştiremediklerini, davranışlarından hareketle ifade etmektir. Bu kapsamda örgüt içinde yöneticinin hangi davranış ve hareketleri çalışanların motivasyonunu artırdığını, hangi davranış kalıplarının ise çalışanlar üzerinde olumsuz motivasyona neden olduğunun saptayarak yöneticilerin örnek davranışlar geliştirmesine ve bu yolla kurumsal başarının ve halkın beklentilerinin daha kolay karşılanmasına katkı sağlaması hedeflenmektedir.
The main aim of public institutions' activities is to provide goods/services which will meet effe... more The main aim of public institutions' activities is to provide goods/services which will meet effectively and efficiently the needs and desires of public. To achieve the attitude called customer oriented manner, it is necessary to motivate the employees (internal customer) in this direction and to promote them to have this attitude. In marketing this attitude overlaps with internal marketing approach. According to this approach, public institutions regard their employees as customers called internal customers. The way of meeting external needs, desires and expectations of customers is to make adoption of satisfying the internal customers' needs, wants, requirements and expectations. The philosophy called internal marketing addresses this approach. All communications, especially the behaviors of managers against employees, established between managers and employees which is one of the factors of this comprehension (physical conditions, organizational image, career possibilities, rewarding system, the way of doing work, wage and social rights) has a significant effect on internal customers' motivation and job satisfaction. In this study, within the framework of internal marketing concept, manager's behavior which is one of the factors of internal communication is evaluated to determine the effects of managers' behaviors on motivation levels of employees.
Özet: Rekabetin hızla artığı günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri kaçınılmaz derecede önemli... more Özet: Rekabetin hızla artığı günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri kaçınılmaz derecede önemli hale gelmiştir. Kamu yönetimi de iletişim ve bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerden olumlu yönde etkilenmektedir. Bu gelişmelerin kamu yönetiminin temel sorunlarını oluşturan bürokratik nitelikli sıkıntılara bir çözüm sunacağı düşünülmektedir. E-devlet uygulamalarının kamu yönetiminde kullanılmasıyla kamu hizmetlerine zaman ve yer kısıtlaması olmaksızın ulaşılması bu düşünceyi desteklemektedir. Ancak e-devlet uygulamalarının Türkiye'de yeni gelişiyor olması beraberinde bazı sorunları da gündeme getirmektedir. Bu sorunlar arasında e-devlet uygulamalarına halkın bakışı ve e-devlet uygulamalarından beklentileri önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu kapsamda üniversitelerin kamu yönetimi bölümlerinde e-devlet dersini alan öğrenciler ile dersi almayan öğrencilerin bu uygulamaları algılama düzeylerinin belirlenmesi için bir araştırma yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: e-devlet, e-devlet uygulamaları, kamu yönetimi, sorunlar ve beklentiler, Abstract: Information and communication technologies have become inevitably important during the competition increased. Public management is effected positively from the developments that have in communication and information technologies. It is thought that it will suggest a solution to the bureaucratic difficultties which from the basic problems of the public management reaching public services without restriction of time and place by using e-government practices in public management supported this idea. However , e-government practices in Turkey are new developments to be, bring up some problems with the views and the expectation of the people about the e-government practices take an important place among them. In this context, reseach will be done to determine the perception levels of the students' who took the e-government practices lesson and not.
ÖZET Bu çalışmada amaç, kamu ve özel sektör yöneticilerinin davranışlarında küreselleşme süreci i... more ÖZET Bu çalışmada amaç, kamu ve özel sektör yöneticilerinin davranışlarında küreselleşme süreci ile birlikte meydana gelen değişikliklerin incelenmesidir. Yöneticilerin küreselleşmeye bakış açılarının ve küreselleşmeden beklentilerinin değerlendirildiği bu çalışmada, ayrıca küreselleşmenin getirdiği değişim gücünün, örgüt çalışanlarına ve örgüt performansına etkileri incelenmektedir. Kamu sektörü yöneticilerinin özel sektör yöneticilerine oranla küreselleşmeyi daha geriden takip etme nedenleri değerlendirilmektedir. Çalışmada örgütsel başarının, küreselleşmenin getirilerini örgütlerinde başarı ile uygulayabilen, değişime ayak uydurabilen örgüt yöneticilerince sağlanabileceği fikri üzerinde durulmaktadır. Örgütlerin temel amaç ve hedeflerine, daha hızlı ve etkin bir şekilde ulaşabilmeleri için küreselleşmenin getirilerinden yararlanmaları gerektiği ve bu etkinliği sağlayabilecek örgüt yöneticilerine ihtiyaç duyulacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Liderlik, Yönetici Davranışları, Küresel Beklentiler, Değişim Olgusu 1.GİRİŞ Küreselleşmenin kaçınılmaz olduğu çağımızda insan ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan ve bu amaca hizmet eden işletmeler ve kamu kurumları, bu değişimde önemli rol üstlenmektedir. Örgütlerin yapıları ve fonksiyonları bu değişimden önemli ölçüde payını almaktadır. Dünya ile bütünleşme, giderek her alanda artan bir uluslararası rekabeti de beraberinde getirmektedir. Kamu sektörünün sunduğu kamu hizmetleri kapsamında kendilerini gözden geçirerek yeniden yapılanma fikirlerinin ortaya konması, bu rekabette geri kalmamak için yapılması gereken önceliklerindendir. Çünkü devlet-vatandaş, devlet-özel sektör ilişkilerinde daha az sorun yaşayan ülkeler daha hızlı büyüyebilmektedir. Bu nedenle kamu yönetiminde yeniden yapılanma, sürdürülebilir gelişme ve vatandaş odaklı hizmet anlayışının geliştirilmesi ve uygulamaya konulması için gereklidir. Özel sektör ve kamu sektörünü etkileyen değişim olgusu, öncelikle kurum yöneticilerini ardından da örgüt çalışanlarını ve örgüt yapısını etkilemektedir. İnsanların mutluluğu, ihtiyaçlarının karşılanması ve beklentilerine cevap verilmesi için, bu değişime örgütlerin ayak uydurması gerekmektedir. Özel sektör örgütlerinin hayatta kalmaları, dünyadaki bu değişimleri takip etmeleri ve örgütlerini olumlu yönde geliştirmelerine bağlıdır. Kamu sektöründe ise durum farklıdır. Hukuki temellere dayalı olan kamu kurumlarında değişim kolay gerçekleşmemektedir. Her iki örgütün de ana amacı aynı olmakla beraber izlenilen yol ve hız farklı olmaktadır. Dünyada meydana gelen bu değişim
GİRİŞ Yerel yönetimler, belde halkının ortak yerel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurul-muş, dola... more GİRİŞ Yerel yönetimler, belde halkının ortak yerel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurul-muş, dolayısıyla topluma karşı çeşitli sorumlulukları bulunan kamu kurumlarıdır. Bu sorumluluk çerçevesinde yerel yönetimler, kararlarını etik değerlere ve toplu-mun beklentilerine uygun şekilde almak zorundadırlar. Bu nedenle toplumun yapı-sını, temel ihtiyaçlarını ve önceliklerini tanımak, en kısa sürede ve istenen düzeyde bunlara cevap vermek, etkin yönetimin bir gereği olmaktadır. Hızla artan kentsel hizmet talepleri karşısında kıt kamu kaynaklarının çok daha etkin kullanılması kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu durum ise, yerel yönetimlerin yönetim anlayışlarında bir takım değişiklikleri gündeme taşımıştır. Yönetim anla-yışlarındaki en önemli değişiklik ise, dışa açık ve çevresel gelişmelere duyarlı olunması, kamu politikalarının belde halkının ihtiyaçları doğrultusunda oluşması, kısaca sosyal sorumluluk bilincinin ön plana alınması yönünde olmaktadır. Bu durum , aynı zamanda kamu yönetiminde ve çalışanlarının davranışlarında " etik olma " konusunu gündeme getirmektedir. Yerel yönetimlerin, belde halkının ihtiyaçlarını yerine getirebilmek için, halkın gerçek ihtiyaçlarına uygun yerel politikalar üretebilmesi yönünde, hiç şüphe yok ki, yerel yönetimlerin en üst düzey çalışanlarından en alt düzey çalışanlarına kadar önemli görevler düşmektedir. Bu çerçevede ele alınan çalışmada, öncelikle sosyal sorumluluk kavramı ve yerel yönetimlerde sosyal sorumluluk konusu üzerinde durulmaktadır. Uygulama bölü-münde ise, Tokat ve ilçe belediye yöneticileri üzerinde gerçekleştirilmiş bir anket çalışmasının bulguları ortaya konulmaktadır. Fatih YÜKSEL-Gamze BOZKURT-Ahmet GÜVEN 298 SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMI Kurumlar, sosyal yaşantının gereği olarak kurulur ve çalıştırılırlar. Bu nedenle, içinde bulundukları topluma karşı üstlendikleri çeşitli sorumlulukları da yerine ge-tirmekle yükümlüdürler. Gerçekte, kurumlar bir toplumda faaliyette bulunmak ve yaşamak amacıyla kuruldukları gün sorumluluklarını da kabul etmiş olurlar. Bu nedenle kurumlar, toplumun amaçlarına hizmet ederek ve değer ölçütlerine uygun politikalar belirleyerek faaliyetlerini yürütmek zorundadırlar (Tenekecioğlu, 1977: 47). En genel tanımıyla kurumsal sosyal sorumluluk, toplumun bir parçası olan kurumla-rın etik değerlere uygun şekilde davranma yükümlülüğünü ifade eder. Kavram, iş dünyası ve toplumun, sosyal yaşamda birlikte hareket ettiğini temel alarak, bir bü-tün olarak toplumun refahını arttırmaya yönelik bir konsept gibi de tanımlanabilir. Aynı zamanda, kurumların belirli bir düzen içinde yaşamını sağlamak, korumak ve yükseltmek için yaptığı tüm faaliyetleri de içerir (Güven, 2002: 74). Bir başka ifa-deyle sosyal sorumluluk, genel olarak bir kuruluşun; ekonomik ve yasal koşullara, iş ahlakına, kurum içindeki ve çevresindeki kişilerin ve diğer kurumların beklentile-rine uygun bir çalışma stratejisi ve politikası gütmesine, insanları mutlu ve memnun etmeye yönelik gereklerdir (Mosley, 1996:141). Kurumların sosyal sorumluluğuyla, kurum faaliyetlerinin toplumun etiksel, yasal, kamusal ve ticari beklentilerini karşılayan ve hatta bu beklentileri aşacak şekilde yerine getirilmesini öngören bir yaklaşım ifade edilir (Jones, 1999: 163). Bu yakla-şıma göre kurumlar, kararlarını etik değerler çerçevesinde; insanların, toplumun, çevrenin beklentilerine ve yasal yükümlülüklere uygun şekilde almak zorundadırlar. Kurumların bu sorumluluğu, tepe yönetimi tarafından desteklenen, teşvik edilen, karar alma ve iş faaliyetlerini yerine getirmek için gereksinim duyulan geniş kap-samlı politikaları, faaliyetleri ve programları da içerir (Maignan, 2003: 56). Sosyal sorumluluk, kurumların bir veya birden çok sosyal konular üzerine eğilmele-rini gerektirir. Bu konularla uğraşmayı ihmal eden kurumlar uzun vadede başarılı olamazlar. Toplumun yararına, değişen değer ve beklentilerine cevap veremeyen veya bunları önemsemeyen kurumlar, toplumsal bir eleştiriye muhatap kaldığı gibi, aynı zamanda güven kaybına da neden olabilir. Dolayısıyla sosyal sorumluluk, karar verici durumda olanların, kendi çıkarlarını olduğu kadar, toplumun genel çıkarlarını da geliştirecek ve koruyacak eylemlerin yapılması yönünde bir zorunlu-luktur (Halıcı, 2001: 12). YEREL YÖNETİMLERDE SOSYAL SORUMLULUK Kamu yönetimi açısından sosyal sorumluluk; halk adına hareket eden kamu çalışan-larının, aldıkları her kararda, halkın büyük çoğunluğunun tatminini sağlayıcı bir genel sorumluluk taşımalarını ifade eder. Bu tanıma göre, kamu görevlilerinin temel sorumluluğu, kamu yönetiminin bir emanet olduğu bilincinden uzaklaşmadan, hal-kın mutluluğu için taşınan genel bir sorumluluktur (Kılavuz, 2004: 90-91).
ÖZ Çalıştığı örgütte kendini güven içinde hisseden ve örgütü tarafından desteklendiğini algılayan... more ÖZ Çalıştığı örgütte kendini güven içinde hisseden ve örgütü tarafından desteklendiğini algılayan çalışan, örgüte karşı olumlu tavır takınır ve kendini örgütün bir parçası olarak görür. Örgütsel bağlılık, işgörenin çalıştığı örgütle kurduğu güçlü bir ilişkinin bir ifadesidir. Whistleblowing ise, bir kişinin çalıştığı örgütte karşılaştığı yanlışlığı açığa çıkarmasıdır. Whistleblowingin hem örgüt hem çalışan açısından pek çok sonuçları vardır. Whistleblowingin örgütsel bağlılığa etkisi, konuya ilişkin tartışmaların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Genel olarak, bu eylemin örgütsel bağlılığa olumsuz bir etkisi olmadığı ve whistleblowerın korunması yoluna gidilmesi gerektiği kabul görmektedir. Whistleblowing eyleminde en önemli özelliklerden birinin de çıkar düşünmeden tamamen iyi niyetle yapılması gerektiğini de unutmamak gerekir. Whistleblowingin nasıl anlaşıldığı ve örgüte bağlılık açısından nasıl algılandığının değerlendirilmesi bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu amaçla Türkiye'de il belediyelerinde çalışan personel üzerinde bir alan araştırması yapılarak çalışanların örgütsel bağlılık ve whistleblowing algıları tespit edilmeye çalışılmıştır. ABSTRACT An employee who feels secure himself in an organization that he works and who is aware of the fact that he is supported by his organization takes a positive attitude towards his organization and sees himself as a part of it. Organizational commitment is an expression of a strong relationship that an employee establishes with an organization in which he works. Whistleblowing is the disclosure of the wrongdoings that take place in the organization by an employee who is a part of this organization. Actually, whistleblowing has many outcomes both in terms of an organization and an employee. The impact of whistleblowing on organizational commitment constitutes a significant part of the discussion related to this issue. In general, it is acknowledged that this action does not have any negative influence on organizational commitment and whistleblower should be protected. It is also important to remember that one of the most significant features of whistleblowing is that it must be done with purely good intentions without considering the personal interests. The evaluation of how whistleblowing is understood and how it is perceived in terms of organizational commitment is the basis of this work. For this purpose, an area survey was conducted on the personnel working in the provincial municipalities in Turkey, and the employees' organizational commitment and whistleblowing perceptions were tried to be determined. Gaziosmanpaşa Üniversitesi İİBF., Kamu Yönetimi Böl. [email protected], Tokat/TÜRKİYE. 8 Gaziosmanpaşa Üniversitesi İİBF., Kamu Yönetimi Böl. [email protected], Tokat/TÜRKİYE
Özet Yerel yönetimler yerel ihtiyaçların karşılanmasında kritik görevleri olan yönetsel birimleri... more Özet Yerel yönetimler yerel ihtiyaçların karşılanmasında kritik görevleri olan yönetsel birimlerin başında gelmektedir. Ancak merkezi yönetimle aralarında söz konusu olan görev, yetki ve kaynak dağılımından kaynaklanan problemlerden dolayı üzerlerine düşen görevleri yerine getirmekte zorluk çekmektedirler. Özellikle ülke yönetiminin merkezileşme ya da yerelleşme politikaları kapsamında hayata geçirdikleri yasal düzenlemeler ve uygulama örnekleri bu sorunların boyutunu önemli şekilde etkilemektedir. Bu çalışmada öncelikle yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasındaki yetki, görev ve kaynak dağılımından kaynaklanan sorunlar üzerinde duracaktır. Ardından bu sorunların yerel yönetimlerin etkin işleyişinde ortaya çıkardığı problemlere yer verecektir. Son olarak merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde başta vesayet denetimi olmak üzere etki alanını belirleyen sorun kaynaklarından kurtulmasına yönelik çözüm önerilerine yer verilecektir. Abstract Local governments are at the forefront of administrative units with critical tasks in meeting local needs. However, they have difficulties in fulfilling their duties due to the problems arising from the distribution of duties, powers and resources which are related to the central government. In particular, the legislative arrangements and practice examples that the country's administration has undergone in the context of centralization or localization policies have significantly affected the dimension of these problems. This work will primarily focus on problems arising from the authority, duties and resource allocation between local governments and central government. These problems will then address the problems that local governments have in their effective functioning. Lastly, the central government will provide solutions to the local administrations, especially tutelage control, to solve the problem sources that determine the area of influence. Giriş Türkiye'de özellikle son yıllarda hayata geçirilen birçok yasal düzenleme ile yerel yönetimler arzu edilen düzeyde güçlendirilmeye çalışılsa da, geçmişten günümüze yerel yönetimler merkezi yönetim karşısında hep geri planda kalan yönetim birimleri olarak görülmektedir. 1850'li yıllarda başlayan ilk yerel deneyimlerden günümüz Türkiye'sinde yerel yönetimlerin işlev, görev, yetki ve kaynak sorunları önemli yönde giderilmeye çalışılmasına rağmen yerel ve merkez arasında yaşanan yetki, kaynak, denetim gibi problemler hala mevcut sorunların başında gelmektedir. Yerel yönetimler, merkezi yönetimin örgütsel yapısının dışında örgütlenen, yerel düzeyde hizmet sunan, merkezi yönetim karşısında özerkliğe sahip olan yönetsel birimlerdir. Buna karşılık ülke yönetiminde ülke bütünlüğünün sağlanmasında Anayasa tarafından kendilerine verilen bu gücü kullanan merkezi yönetim hem işlevsel hem de psikolojik üstünlüğü elinde bulundurmaktadır. Merkez ve yerel arasındaki bu güç mücadelesi yıllar içinde hem politik hem de hukuki olarak alınan kararların etkisi altında bazen yerel
ÖZ Kent kavramının ortaya çıkışı uzun yıllar öncesine dayanmakla birlikte, modern manada kentleri... more ÖZ Kent kavramının ortaya çıkışı uzun yıllar öncesine dayanmakla birlikte, modern manada kentlerin oluşumu çok da eski tarihli değildir. Günümüz kentleri insanların hayatlarının büyük bir bölümünün şekillendiği, çocuklukların, gençliklerinin geçtiği, okul ve iş hayatlarının biçimlendiği mekansal ve sosyal alanlardan oluşmaktadır. Bu mekansal ve sosyal alanlar içinde insanlar kendileri gibi ya da çok farklı birçok insanla ortak kentsel bir alan paylaşmaktadır. Kentlileşme adı verilen kentte yaşamanın gerekleri olarak kabul edilen sosyo-kültürel norm ve değerler kent kültürünün oluşmasında önemli bir göstergedir. Kentte yaşayan insanların tüm farklılıklarına rağmen aynı mekanı paylaşması kentlileşme süreci üzerinde oldukça önemlidir. Kentte doğan insanlardan, sonradan kente göç eden insanlara kadar çok farklı insan topluluğunun aynı mekanı paylaşması kentin gelişim sürecinde önemli etkiler ortaya koymaktadır. Kentleşme sürecinde kırdan kente gelen insanların etkisi yanında günümüzde kentle arası seyahat ve iletişim alanında yaşanan etkileşim kent sakinlerini doğrudan etkilediği gibi kentsel düzenin sağlanmasında etkin bir kent yönetimine olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu kapsamda ele alınan çalışma öncelikle kent, kentleşme ve kentlileşme süreci gibi kavramları ele almaktadır. Ardından kentleşme sürecinde kentsel yönetim ihtiyacını ortaya çıkaran durumlara yer vermekte ve son olarak kent yönetiminin bu süreçteki önemine değinmektedir. ABSTRACT Although the emergence of the concept of the city dates back many years, the formation of cities in the modern world is not very old. Today's cities are made up of spatial and social spaces in which a large part of people's lives are shaped, through childhood, youth, school, and business life. Within these spatial and social spheres, people share a common urban space with many different people, such as themselves. Socio-cultural norms and values, which are accepted as the necessities of living in a city called urbanization, are an important indicator for the formation of urban culture. Despite all the differences of the people living in the city, sharing the same place is very important on the process of urbanization. The fact that a very diverse group of people, from people born in the city to people who migrate to the city later, share the same place, reveals significant effects in the development process of the city. Besides the influence of the people coming from the city to the city during the process of urbanization, the interactions between the urban and urban areas directly affect the residents of the city and the need for effective urban management in the urban regime is increasing. The study covered in this context primarily addresses concepts such as urbanization, urbanization and urbanization process. Then, in the process of urbanization, it takes into consideration the situations that reveal the need for urban management and finally touches on the importance of the city administration in this process.
Geleneksel yönetim anlayıslarına egemen olan “gizlilik” anlayısının yerini “açıklık”,
“yönetimde ... more Geleneksel yönetim anlayıslarına egemen olan “gizlilik” anlayısının yerini “açıklık”, “yönetimde seffaflık” gibi terimlere bırakmasıyla birlikte, günümüzde önem kazanan ve bu degisimi anlamlandıran bir hak olarak ‘bilgi edinme hakkı’ çalısmamıza konu edinilmistir. Çalısmada öncelikle bahsedilen terimler kavramsal çerçevede incelenmeye çalısılmıstır. Daha sonra yönetim anlayısındaki degisimle birlikte ortaya çıkan bu hakkın gelisimi ve tarihsel süreci, öncelikle dünya, sonrasında Türkiye bakımından degerlendirilerek günümüz yasal düzenlemeleri üzerinde durulmustur. Ayrıca çalısmamızda bilgi edinme hakkı, demokratik yönetimin üç önemli ayagından biri kabul edilerek, bu hakkın demokratik bir yönetim ve hukuk devleti için gerekliligi vurgulanmıstır.
ÖZ Yerel yönetimler yerel düzeyde insanların ihtiyaçlarını karşılayan önemli kurumlardır. Yerel y... more ÖZ Yerel yönetimler yerel düzeyde insanların ihtiyaçlarını karşılayan önemli kurumlardır. Yerel yönetimlerin ortaya çıkışları göz önüne alındığında 1850'li yıllarda dünyada ve Türkiyede ilk örneklerine yaygın şekild eyer verilmeye çalışıldığı görülektedir. Oysa köklü bir yönetim gelenegne sahip olan Osmanlı İmparatorluğunda yerel nitelikli hizmetler modern manada yerel yönetimler daha ortaya çıkmadan, bu kurumların görevlerini üstlenen kadılık, vakıf ve lonca sistemiyle yapılıyor olduğu bilinmketedir. Klasik kurumlar olarak adlandırılan bu yapıların modern yerinden yönetimlere dönüşüm süreci Türkiye'de yerel yönetimlerin gelişimi konusu hakkında önemli ipuçları vermektedir. Bu nedenle bu çalışmanın yapılmasında iki temel amaç güdülmüştür. Bu amaçlar; Osmanlı'da ki yerel hizmet sunan kurumları tanıtılıp ne şekilde değişikliklere uğrayarak günümüze ulaştığını izah etmek ve bu doğrultuda Türkiye'deki yerel yönetimleri daha iyi analiz edebilme imkanı sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmek için çalışmamızda Tanzimat öncesinde yerel hizmet sunan klasik kurumların neler olduğu hangi organlardan meydana geldiği, görev ve yetkileri, toplumdaki sorumlulukları açıklanarak günümüzdeki modern yerel yönetimlerin yokluğunu nasıl doldurdukları ve günümüzde nasıl bir dönüşüm geçirdikleri konularına değinilmektedir. ABSTRACT Local governments are important institutions that meet the needs of people at the local level. Given the appearance of the idea of local governments in the 1850s, it is the first example in the world and Turkey tried to be widely seen as şekild saddle. However, it is known that in the Ottoman Empire, which has a deeply rooted administrative power, the local qualified services are carried out in the modern manhood by the system of the kadi, foundation and guild which undertake the duties of these institutions before the local governments emerged. Classic institutions of modern management structure in place of these so-called conversion process gives important clues about the development issues of local governance in Turkey. For this reason, two main objectives have been achieved in carrying out this study. These aims are; descibed institutions offering local service in the Ottoman way to explain what is survived by undergoing changes and local governments in Turkey in this direction is to provide the opportunity to better analyze. In our efforts to realize this aim, it is mentioned how the traditional institutions that provide local service before the tanzimat are formed and from which organs they are, the duties and authorities explain the responsibilities of the society and how the contemporary modern local administrations fill the absence and how they have transformed today.
The new public administration approach is an approach that has been dominated by public administr... more The new public administration approach is an approach that has been dominated by public administration in many countries as a solution to the bureaucratic problems seen in public administration since the 1980s. The outflow has been aimed at overcoming the heavy bureaucratic burden of classical approaches to public administration, but it has been influential in the emergence of a new public administration approach to the burden placed on public administration by political trends and economic crises in the world. The principles such as transparency, effectiveness, efficiency, small but effective state and performance based management that the new public administration approach has brought about in public administration soon became the wanted elements of public administrations. Likewise, local governments wanted to benefit from the new public administration for similar reasons as part of public administration. It is considered that the local units providing services at the local level are more functional and the main contribution of the new public administration understanding in meeting the local needs. The performance-based audit model, especially on the supervision of local governments, has great hopes. In this study, it is tried to evaluate the reasons for emergence in the public and in particular the local governments, the place in the local administrations and the effects of the supervision of the local administrations on the basis of the theoretical framework of the new public administration approach. YENİ KAMU YÖNETİMİ YAKLAŞIMININ YEREL YÖNETİMLERİN DENETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ ÖZ Yeni kamu yönetimi yaklaşımı 1980'li yıllardan itibaren kamu yönetiminde görülen bürokratik sorunlara bir çözüm olarak bir çok ülkenin kamu yönetiminde hakim olmaya başlayan bir anlayıştır. Çıkış kaynağı her ne kadar klasik yaklaşımların kamu yönetimine getirdiği ağır bürokratik yükün giderilmesi amacını taşımış olsa da dünyada esen siyasal eğilimler ve ekonomik krizlerin kamu yönetimine yüklediği yüklerde yeni kamu yönetimi yaklaşımının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Yeni kamu yönetimi yaklaşımının kamu yönetiminde ortaya koyduğu şeffaflık, etkinlik, verimlilik, küçük ama etkin devlet, performansa dayalı yönetim gibi ilkeler kısa süre içinde kamu yönetimlerinin aranan unsurları haline gelmiştir. Aynı şekilde yerel yönetimlerde kamu yönetiminin bir parçası olarak yeni kamu yönetiminden benzer nedenlerden dolayı faydalanmak istemiştir. Yerel düzeyde hizmet sunan yerel birimlerin daha işlevsel olması ve yerel ihtiyaçlarının karşılanmasında yeni kamu yönetimi Anlayışının Önemli Katkıları Olacağı Düşünülmektedir. Özellikle yerel yönetimlerin denetimi konusunda performans esaslı denetim modeli büyük umutlar taşımaktadır. Bu kapsamda hazırlanan çalışmada yeni kamu yönetimi yaklaşımının teorik çerçevesinden hareketle kamuda ve özelde de yerel yönetimlerde ortaya çıkış nedenleri, yerel yönetimlerdeki yeri ve yerel yönetimlerin denetimine etkileri değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
Yerel yönetimlerin günümüzde artan öneminin yanı sıra sorunlarının da benzer yönde artığı görülme... more Yerel yönetimlerin günümüzde artan öneminin yanı sıra sorunlarının da benzer yönde artığı görülmektedir. Bu sorunların bir kısmı yapısal/örgütsel bir kısmı ise yönetsel/kişisel sorunlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. İnsan unsurunun olduğu yönetsel birimlerde insanlardan kaynaklanan sorunların olması kaçınılmazdır. Yerel yönetimlerde insan kaynağının seçiminden kullanılmasına kadar insan faktörünün dikkatle ele alınması gerekmektedir. İnsanlardan kaynaklanacak sorunların en aza indirilmesi eğitim kalitesinin ön plana çıkarılmasıyla mümkündür. Bu nedenle yerel yönetimlerde çalışacak olan personelin işe alınması ve devamında görev süresi içerisinde alacağı hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin önemi çok büyüktür. Yerel yönetimlerin karşı karşıya kaldığı yönetsel ve kişisel sorunların en aza indirilmesinde bu eğitimlerle amaçlanan hedeflerin ne olduğu ve nasıl ele alındığı bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Anahtar kelimeler: yerel yönetimler, hizmet içi eğitim, personel yönetimi
İnsan hakları kavramı, kişinin insan olarak varlık sahibi olmasıyla meydana gelen, terk ve inkâr ... more İnsan hakları kavramı, kişinin insan olarak varlık sahibi olmasıyla meydana gelen, terk ve inkâr etmesi mümkün olmayan doğal haklardır diyebiliriz. İnsan hakları evrensel haklardır. Zaman ve mekân sınırlarını aşarak ayrım yapmaksızın tüm insanlara tanınan, dokunulmaz ve devredilmez haklardır. İnsan haklarıyla ilgili aklımıza gelen ilk temel hak şüphesiz yaşam hakkıdır. Bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşme 'nin 2. madde hükmü ile de yasal koruma altına alınmıştır. Yaşam hakkının yasal olarak güvence altına alınmasından bahsedebilmenin bir koşulu da afet yönetiminde toplumsal cinsiyete duyarlı adımlar atabilmektir. Bu çalışmada kadınların 'afetlerde erkeklere göre daha yüksek oranda ve daha ciddi biçimde etkilenme' nedenleri ve beraberinde getirdiği sorunlar inceleme konusu yapılacaktır. Anahtar kelimeler: kamu yönetimi, toplumsal cinsiyet, insan hakları, afet yönetimi
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research , 2017
Öz
Yaratıcı ekonomiler; altyapısında beceri, yetenek ve yaratıcılığın olduğu, katma değeri yükse... more Öz Yaratıcı ekonomiler; altyapısında beceri, yetenek ve yaratıcılığın olduğu, katma değeri yüksek ürünler ortaya koyan sektörler olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler'in yaratıcı ekonomi üzerine hazırladığı raporlarda yaratıcı endüstri kolları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümenin ve ticaretin güçlü motorları olarak ifade edilmektedir. Bugün dünyada pek çok kentte kayda değer bir işgücü oranına sahip olan yaratıcı endüstrilerdeki bu eğilim artarak sürmektedir. 1990'lı yıllarla birlikte yaratıcı sektörlerin ekonomideki payları; hem katma değer yaratma, hem işgücü piyasasını canlandırma etkilerinden dolayı pek çok ülkede artış göstermiştir. Bu eğilim, metropoller başta olmak üzere Türkiye'deki kentlerin ekonomik ve sosyal yapısını da etkilemekte ve mekanı dönüştürmektedir. Bu yönleriyle yaratıcı sektörler, kentleri ekonomik, sosyal ve mekânsal anlamda istenen seviyeye ulaştırma hedefinde olan çeşitli kademelerdeki kurum ve kuruluşların dikkatini çekmektedir. Bir başka ifadeyle; kalkınma hedeflerinin kültür üzerinden kurgulanması hem ülke, hem bölge, hem de kent ölçeğinde söz sahibi olan çeşitli kurum ve kuruluş çatısı altındaki paydaşların gündemlerinde giderek artan biçimde yer almaya başlamıştır. Ülkemizde ve dünyada özellikle son yıllarda kazandığı ivme ile dikkat çeken sektörlerden biri olarak film endüstrisi için de aynı durum söz konusudur. Bu çalışmada, İstanbul Büyükçekmece'de yapımı devam eden ve 2018 yılı Ekim ayında açılması planlanan Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, yaratıcı sektörler ve film endüstrisi üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışma; film sektörünün dünyadaki gelişim trendinin ilgili veriler üzerinden takip edilmesi, İstanbul'un film sektöründeki yerinin literatür üzerinden irdelenmesi ve Midwood projesinin gelişim seyri ile taşıdığı potansiyellere ilişkin derinlemesine görüşmenin yapılması yoluyla ele alınmaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde, Midwood'un bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu altyapı olanakları, işbirliğine dayalı ortaklıkların kurulduğu iş modeli ve sektöre entegre bakışı itibariyle dünyadaki film stüdyoları ağı içerisinde bölgesinde etkin bir rol üstleneceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcı Ekonomiler, Film Endüstrisi, Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, İstanbul, Büyükçekmece.
Abstract Creative economies are defined as the sectors, which foundations are skill, talent and creativity, and produce high added value products. Creative industry sectors in the reports related to creative economy created by United Nations expressed as the powerful machines of economic development and commerce, particularly in developing countries. Today, this trend in creative sectors, which have a considerable employee rate in many cities throughout the World, continues to increase. With the years of the 1990s, shares of creative sectors in the economy have increased in many countries owing to the effects of creating added value and revitalizing the labor market. This trend affects the economic and social structure of cities in Turkey and transforms urban space, notably in metropolises. On that sense, creative industries attract the attention of the institutions and organizations at various levels that aim to bring cities to the desired level in an economic, social and spatial sense. In other words, the planning phase of development goals through the culture has been increasingly taking place in the agenda of stakeholders under the roofs of various foundations those are closely involved with decisions at the level of country, region and city. The same condition is true also for the film industry as one of the sectors that attract attention in our country and in the world recently. In this study; Midwood Film Studio Complex, which is under construction in İstanbul Büyükçekmece and planned to open in October 2018, is evaluated in terms of creative economy and film industry. The study is conducted by monitoring the growth trend of the film industry in the World through the literature and carrying out an in-depth interview about the evolution process and potentials of the Midwood Project. When the findings are evaluated; it is considered that Midwood would play an active role in the film studio network in the World because of its geographical location, infrastructure potentials, collaborative business model and the integrated viewpoint for the sector.
Keywords: Creative Economies, Film industry, Midwood Istanbul Film Studio Complex, Istanbul, Büyükçekmece.
Özet Günümüzde kamu yönetiminin artan rekabet ortamıyla birlikte mevcut sorunlarından kurtulmak v... more Özet Günümüzde kamu yönetiminin artan rekabet ortamıyla birlikte mevcut sorunlarından kurtulmak ve etkin hizmet sunabilmek için yeni arayışlar içinde bulunduğu bilinmektedir. Bu doğrultuda kamu yönetiminde öne çıkan strateji, stratejik yönetim ve stratejik bakış gibi kavramların öneminin hızla artığı görülmektedir. Bu çalışmada kamu yönetiminin geleceğinin şekillenmesinde stratejik yönetim anlayışının kamu kurumlarında uygulanması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak strateji olgusu ele alınmaktadır. Ardından kamu yönetiminin sorunları ve gelecek endişesi konularına yer verilmektedir. Son olarak kamu yönetiminin yüz yüze kaldığı sıkıntı ve endişeler karşısında bir çözüm aracı olarak öne çıkan stratejik bakış konusu değerlendirilmektedir. Abstract The public administration today is known to be in new searches to get rid of its existing problems and to provide effective services with an increasing competitive environment. In this direction, it is seen that prominent concepts such as strategy, strategic management and strategic view in public administration are increasingly becoming important. This study focuses on the role of implementing strategic management approach in public institutions on shaping the future of public administration. In this context, first of all, strategy is discussed as a fact. Second, the problems and future concerns of the public administration are analyzed. Finally, the issue of strategic view is evaluated as a solution for the difficulties and concerns of public administration.
Özet Mali denetim ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomi yönetimlerinde kullanılan önemli araçlarda... more Özet Mali denetim ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomi yönetimlerinde kullanılan önemli araçlardan bir tanesidir. Ülkemizin idari yapısının inşasında birçok kurumuyla Fransa'yı kendisine örnek aldığı bilinmektedir. Fransız Sayıştay'ı ile Türkiye Sayıştay'ı, teşkilat yapısı, görevleri, merkezi yönetimin mali denetimi konusunda bulunduğu konum açısından her iki ülkenin mali yönetimi alanında önemli bir yere sahiptir. Fransız Sayıştay'ı ile Türk Sayıştay'ının karşılaştırmalı şekilde ele alındığı bu çalışmada merkezi yönetimim mali denetimi konusundaki benzerlik ve farkları iki ülke özelinde ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışmada öncelikle Türkiye'de merkezi yönetimin denetimi, mali denetim konuları incelenmiş ardından Fransa'nın mali denetimi ve Türk-Fransız Sayıştay'larının merkezi yönetimin mali denetimindeki görev ve işlevi karşılaştırılmıştır. Abstract Financial audit is one of the most important tools used in country's political, social and economic managements. It is known that Turkey took France, with many of institutions, as an example to herself in the construction of the administrative structure of our country. French Court of Accounts and Turkish Court of Accounts have an important place in the field of financial management of both countries by their organizational structure, functions and the situation that the centralized administration took place for the financial management. French Court of Accounts
ISUEP2018 Uluslararası Kentleşme ve Çevre Sorunları Sempozyumu: Değişim/Dönüşüm/Özgünlük 28-30 Haziran 2018 Anadolu Üniversitesi – ESKİŞEHİR, 2018
1980 sonrası dönemde Türkiye’de büyük şehirlerde hızla yaygınlaşan, ilerleyen yıllarda diğer ille... more 1980 sonrası dönemde Türkiye’de büyük şehirlerde hızla yaygınlaşan, ilerleyen yıllarda diğer illerde de ortaya çıkan gayrimenkul sektörünün hızlı büyümesi başta kent merkezlerinde yeni alan talebi yaratırken, kentin çevresinde bulunan tarım alanlarının da zamanla kentin içine çekilmesine neden olmuştur. Bu etki başta tarım alanlarında üretim yapan kişilerin tarımsal üretimden vaz geçmelerine sebebiyet vermiştir. Daha sonra ellerindeki arazileri arsaya çevirerek bir rant aracı haline getiren küçük bir gurubun doğmasına neden olmuştur. Bu guruplar bununla da yetinmemişler, tarıma dayalı sanayi bölgelerine göz dikerek bu alanlarında imara açılması yönünde girişimlerde bulunmuşlardır. Bölgenin tarıma dayalı sanayisi ve tarım sektörü üzerinde ciddi sorunlar ortaya çıkaran bu durum, kentin pamuk ipliğine bağlı olan ekonomisinin bozulması yanında en büyük etkiyi hiç kuşkusuz o bölgede yaşayan insanlar üzerinde ortaya çıkarmıştır. Bu bölgelerde yaşayan insanlar üzerinde, tarıma dayalı faaliyet alanlarının daralması, mevcut yerleşim alanlarının arsaya dönüşerek imara açılması, başta işsizlik olmak üzere, göç, konut fiyatlarının ve kiralarının aşırı artışı, yeşil alanların hızla azalması ve tarımsal üretimin azalması gibi pek çok soruna neden olmuştur. Tokat ili özelinde düşünüldüğünde kendine ve bölgesine tarımsal açıdan yeten sayılı iller arasında yer almasına rağmen günümüzde elverişli tarım alanlarının hızla tüketildiği, tarım ve sanayi yerine konuta dayalı bir ekonomik kalkınma politikasının kente hakim olduğu görülmektedir. Özellikle Tokat Karşıya bağlarının olduğu bölge 1980’lerde Tokat merkez nüfusunun yaklaşık yüzde beşinin yaşadığı bir alan iken günümüzde Tokat merkez nüfusunun yarısından fazlasının ikamet ettiği bir bölge haline gelmesi, sorunun ne boyutlarda olduğu göstermesi adına önemlidir. 20-30 yıl içindeki bu değişim beraberinde ekonomik, sosyal ve çevresel birçok probleminde ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu sorular kapsamında ele alınan çalışmada öncelikle kavramsal açıdan sorunun kaynağı olan gayrimenkul odaklı büyüme ve küçük ölçekli kentlerde bu büyümenin kent ve çevre üzerine etkisine değinilecektir. Ardından bu sorunların bu alanlarda yaşayan insanlara etkileri analiz edilmeye çalışılacak ve 20-30 yıl önce yüzde beş olan günümüzde Tokat merkez ilçenin yarısından fazlasına ev sahipliği yapan Karşıyaka bölgesinin geçirdiği dönüşüm konusu ele alınacaktır. Bu kapsamda Karşıyaka bölgesinde yıllar önce üzüm bağı olarak kullanılan elverişli arazilerden günümüzde tek tük kalan alanların hızla nasıl konutlara dönüştüğü, hatta kentsel dönüşüm kapsamında ilk inşa edilen konutların yenilerinin nasıl yüksek katlı konutlara dönüşerek yeşil alanları hızla yok ettiğine vurgu yapılacaktır. Bu dönüşüm sürecinde bu arazilerin konut fiyatlarında ortaya çıkardığı artışı, bu bölgede yaşayan insanların barınma başta olmak üzere, karşı karşıya kaldıkları kentsel, çevresel ve toplumsal sorunları, bu bölgede yaşayan insanlara yöneltilen mülakat sorularından hareketle tespit edilmeye ve analiz edilmeye çalışılacaktır.
Yerel yönetim birimleri ülke yönetiminin vazgeçilmez unsurları arasında yer almaktadır. Mahalli d... more Yerel yönetim birimleri ülke yönetiminin vazgeçilmez unsurları arasında yer almaktadır. Mahalli düzeyde yaşayan insanların ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük görevleri olan bu birimlerin çevre ve kentleşmeden kaynaklanan sorunlar karşısında ilk muhataplar arasında geldiği bilinmektedir. Kentleşme ve çevre kökenli kirleticilerin oluşumunda bu kirleticilerle mücadele konusunda yerel idarelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluğa rağmen yerel idarelerin gerek hukuki gerekse mali açıdan yetersiz kaynağa sahip olması, yerel idarecilerin bu problemler karşısında ister istemez yeterli mücadele yapmasını engellemektedir. Hazırlanan bu çalışma da öncelikle kentsel ve çevresel sorunların sebepleri ve bu sorunların çözümünde yerel idarelerin mevcut konumlarına, problemler karşısında yerel idarelerin üstlenmeleri gereken rollere ve bu rolleri gerçekleştirmelerini engelleyen durumlara yer verilmektedir. Ardından Tokat Belediyesi özelinde kentsel ve çevresel sorunlarla mücadele konusunda yaşanan problemlere, alınan önlem ve tedbirlere, sunulan çözümlere yönelik çabalara yer verilerek il düzeyinde bir yerel yönetim biriminin çevre ve kentsel sorunlar karşısındaki rolü belediye tarafından gerçekleştirilen uygulamalardan hareketle değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Kentler, Kentsel ve Çevresel Sorunlar, Yerel Yönetimler, Tokat Belediyesi
Yerel yönetimlerin önemli bir unsurunu oluşturan belediyelerin yerel düzeyde önemli görevleri bul... more Yerel yönetimlerin önemli bir unsurunu oluşturan belediyelerin yerel düzeyde önemli görevleri bulunmaktadır. Bu görevlerin yerine getirilmesinde belediyelerin büyüklükleri ve ekonomik güçlerinin farklı oluşu önemli bir kısıtlayıcı faktördür. Bu nedenle özellikle küçük ölçekli belediyelerin hizmet sunarken temel hizmetlerin dışına pek çıkamadıkları görülmektedir. Ancak yinede sosyal sorumluluk kapsamında bazı belediyelerin farkındalık yaratacak uygulamalar yaptıkları da bilinmektedir. Bu uygulamalara güzel bir örnek Tokat’ın Turhal ilçe belediyesinin 15’liler gidiyor projesidir. Bu çalışmayla Projenin içeriğini oluşturan, sosyal sorumluluk ve farkındalık konusunda belediye yönetimiyle yapılan mülakatlara ve uygulama örneklerine yer verilecektir. Bu bağlamda ne kadar küçük ölçeğe sahip olularsa olsunlar tüm belediyelerin toplumsal duyarlılığı ve farkındalığa katkı sağlayabilecekleri gerçeğinin altı çizilecektir. Anahtar Kelimeler: Yerel Yönetimler, Sorumluluk, Sosyal Sorumluluk, Farkındalık, İyi Örnekler.
Günümüz kamu yönetiminden beklenilen etkin yönetim için şeffaflık aracı olan denetim unsurunun kü... more Günümüz kamu yönetiminden beklenilen etkin yönetim için şeffaflık aracı olan denetim unsurunun küreselleşme ve rekabet olgularına paralel olarak öneminin artığı bilinmektedir. Özellikle kamu yönetiminin içinde bulunduğu yapısal ve işlevsel sorunlar karşısında etkili verimli işleyen bir denetim mekanizmasının gerekliliği kaçınılmazdır. Bu doğrultuda kamu yönetiminde öne çıkan iyi yönetim beklentilerine cevap olarak, etik değerler, etik yönetim, şeffaflık, hesap verebilir bir yönetim anlayışı gibi kavramların öneminin hızla artığı görülmektedir. Bu çalışmada kamu yönetiminin iyi bir yönetim anlayışı kazanması için sahip olması gereken etkin bir denetim anlayışının kamu kurumlarında uygulanması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak etkin ve verimli yönetim için gerekli olan denetim kavramına yer verilecektir. Ardından kamu yönetiminin mevcut ve olası sorunları değerlendirilecek ve etkin bir denetim anlayışıyla bu sorunların nasıl çözülebileceğine ilişkin önerilerde bulunulacaktır.
Yerel yönetimler halka yakınlıkları bata olmak üzere birçok nedenden dolayı
tarihin her dönemind... more Yerel yönetimler halka yakınlıkları bata olmak üzere birçok nedenden dolayı tarihin her döneminde toplumlarda önemli görevler üstlenen yönetim birimleri olarak karımıza çıkmaktadır. Tarihsel süreç, küreselleme ve deiim olgusu yerel yönetimlerin görev yüklerini ve sorumluluklarının her gecen gün genilemesine neden olmaktadır. Özellikle hızla artan toplumsal beklentiler, yerel yönetimlerin daha ilevsel kaliteli hizmet sunumunu gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, bu denli önemli bir konuma sahip olan yerel yönetimlerin ileyii ve sorunları tarihin her döneminde ve günümüzde üzerinde kafa yorulan, tartıılan konuların baında gelmektedir.
Uploads
Papers by Ahmet Güven
örgütlerinde görev yapan personelin motive edilmesi suretiyle
onlardan daha fazla fayda sağlanmasına olanak verecek
metot ve tekniklerin saptanması ve çalışanları motive görevini
yerine getiren kamu yöneticilerinin bu motivasyon tekniklerini
kurumlarında sergiledikleri davranış kalıplarıyla
gerçekleştirip gerçekleştiremediklerini, davranışlarından hareketle
ifade etmektir. Bu kapsamda örgüt içinde yöneticinin
hangi davranış ve hareketleri çalışanların motivasyonunu artırdığını,
hangi davranış kalıplarının ise çalışanlar üzerinde
olumsuz motivasyona neden olduğunun saptayarak yöneticilerin
örnek davranışlar geliştirmesine ve bu yolla kurumsal
başarının ve halkın beklentilerinin daha kolay karşılanmasına
katkı sağlaması hedeflenmektedir.
“yönetimde seffaflık” gibi terimlere bırakmasıyla birlikte, günümüzde önem kazanan ve
bu degisimi anlamlandıran bir hak olarak ‘bilgi edinme hakkı’ çalısmamıza konu
edinilmistir.
Çalısmada öncelikle bahsedilen terimler kavramsal çerçevede incelenmeye çalısılmıstır.
Daha sonra yönetim anlayısındaki degisimle birlikte ortaya çıkan bu hakkın gelisimi ve
tarihsel süreci, öncelikle dünya, sonrasında Türkiye bakımından degerlendirilerek
günümüz yasal düzenlemeleri üzerinde durulmustur.
Ayrıca çalısmamızda bilgi edinme hakkı, demokratik yönetimin üç önemli ayagından
biri kabul edilerek, bu hakkın demokratik bir yönetim ve hukuk devleti için gerekliligi
vurgulanmıstır.
Yaratıcı ekonomiler; altyapısında beceri, yetenek ve yaratıcılığın olduğu, katma değeri yüksek ürünler ortaya koyan sektörler olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler'in yaratıcı ekonomi üzerine hazırladığı raporlarda yaratıcı endüstri kolları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümenin ve ticaretin güçlü motorları olarak ifade edilmektedir. Bugün dünyada pek çok kentte kayda değer bir işgücü oranına sahip olan yaratıcı endüstrilerdeki bu eğilim artarak sürmektedir. 1990'lı yıllarla birlikte yaratıcı sektörlerin ekonomideki payları; hem katma değer yaratma, hem işgücü piyasasını canlandırma etkilerinden dolayı pek çok ülkede artış göstermiştir. Bu eğilim, metropoller başta olmak üzere Türkiye'deki kentlerin ekonomik ve sosyal yapısını da etkilemekte ve mekanı dönüştürmektedir. Bu yönleriyle yaratıcı sektörler, kentleri ekonomik, sosyal ve mekânsal anlamda istenen seviyeye ulaştırma hedefinde olan çeşitli kademelerdeki kurum ve kuruluşların dikkatini çekmektedir. Bir başka ifadeyle; kalkınma hedeflerinin kültür üzerinden kurgulanması hem ülke, hem bölge, hem de kent ölçeğinde söz sahibi olan çeşitli kurum ve kuruluş çatısı altındaki paydaşların gündemlerinde giderek artan biçimde yer almaya başlamıştır. Ülkemizde ve dünyada özellikle son yıllarda kazandığı ivme ile dikkat çeken sektörlerden biri olarak film endüstrisi için de aynı durum söz konusudur. Bu çalışmada, İstanbul Büyükçekmece'de yapımı devam eden ve 2018 yılı Ekim ayında açılması planlanan Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, yaratıcı sektörler ve film endüstrisi üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışma; film sektörünün dünyadaki gelişim trendinin ilgili veriler üzerinden takip edilmesi, İstanbul'un film sektöründeki yerinin literatür üzerinden irdelenmesi ve Midwood projesinin gelişim seyri ile taşıdığı potansiyellere ilişkin derinlemesine görüşmenin yapılması yoluyla ele alınmaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde, Midwood'un bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu altyapı olanakları, işbirliğine dayalı ortaklıkların kurulduğu iş modeli ve sektöre entegre bakışı itibariyle dünyadaki film stüdyoları ağı içerisinde bölgesinde etkin bir rol üstleneceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcı Ekonomiler, Film Endüstrisi, Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, İstanbul, Büyükçekmece.
Abstract
Creative economies are defined as the sectors, which foundations are skill, talent and creativity, and produce high added value products. Creative industry sectors in the reports related to creative economy created by United Nations expressed as the powerful machines of economic development and commerce, particularly in developing countries. Today, this trend in creative sectors, which have a considerable employee rate in many cities throughout the World, continues to increase. With the years of the 1990s, shares of creative sectors in the economy have increased in many countries owing to the effects of creating added value and revitalizing the labor market. This trend affects the economic and social structure of cities in Turkey and transforms urban space, notably in metropolises. On that sense, creative industries attract the attention of the institutions and organizations at various levels that aim to bring cities to the desired level in an economic, social and spatial sense. In other words, the planning phase of development goals through the culture has been increasingly taking place in the agenda of stakeholders under the roofs of various foundations those are closely involved with decisions at the level of country, region and city. The same condition is true also for the film industry as one of the sectors that attract attention in our country and in the world recently. In this study; Midwood Film Studio Complex, which is under construction in İstanbul Büyükçekmece and planned to open in October 2018, is evaluated in terms of creative economy and film industry. The study is conducted by monitoring the growth trend of the film industry in the World through the literature and carrying out an in-depth interview about the evolution process and potentials of the Midwood Project. When the findings are evaluated; it is considered that Midwood would play an active role in the film studio network in the World because of its geographical location, infrastructure potentials, collaborative business model and the integrated viewpoint for the sector.
Keywords: Creative Economies, Film industry, Midwood Istanbul Film Studio Complex, Istanbul, Büyükçekmece.
örgütlerinde görev yapan personelin motive edilmesi suretiyle
onlardan daha fazla fayda sağlanmasına olanak verecek
metot ve tekniklerin saptanması ve çalışanları motive görevini
yerine getiren kamu yöneticilerinin bu motivasyon tekniklerini
kurumlarında sergiledikleri davranış kalıplarıyla
gerçekleştirip gerçekleştiremediklerini, davranışlarından hareketle
ifade etmektir. Bu kapsamda örgüt içinde yöneticinin
hangi davranış ve hareketleri çalışanların motivasyonunu artırdığını,
hangi davranış kalıplarının ise çalışanlar üzerinde
olumsuz motivasyona neden olduğunun saptayarak yöneticilerin
örnek davranışlar geliştirmesine ve bu yolla kurumsal
başarının ve halkın beklentilerinin daha kolay karşılanmasına
katkı sağlaması hedeflenmektedir.
“yönetimde seffaflık” gibi terimlere bırakmasıyla birlikte, günümüzde önem kazanan ve
bu degisimi anlamlandıran bir hak olarak ‘bilgi edinme hakkı’ çalısmamıza konu
edinilmistir.
Çalısmada öncelikle bahsedilen terimler kavramsal çerçevede incelenmeye çalısılmıstır.
Daha sonra yönetim anlayısındaki degisimle birlikte ortaya çıkan bu hakkın gelisimi ve
tarihsel süreci, öncelikle dünya, sonrasında Türkiye bakımından degerlendirilerek
günümüz yasal düzenlemeleri üzerinde durulmustur.
Ayrıca çalısmamızda bilgi edinme hakkı, demokratik yönetimin üç önemli ayagından
biri kabul edilerek, bu hakkın demokratik bir yönetim ve hukuk devleti için gerekliligi
vurgulanmıstır.
Yaratıcı ekonomiler; altyapısında beceri, yetenek ve yaratıcılığın olduğu, katma değeri yüksek ürünler ortaya koyan sektörler olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler'in yaratıcı ekonomi üzerine hazırladığı raporlarda yaratıcı endüstri kolları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümenin ve ticaretin güçlü motorları olarak ifade edilmektedir. Bugün dünyada pek çok kentte kayda değer bir işgücü oranına sahip olan yaratıcı endüstrilerdeki bu eğilim artarak sürmektedir. 1990'lı yıllarla birlikte yaratıcı sektörlerin ekonomideki payları; hem katma değer yaratma, hem işgücü piyasasını canlandırma etkilerinden dolayı pek çok ülkede artış göstermiştir. Bu eğilim, metropoller başta olmak üzere Türkiye'deki kentlerin ekonomik ve sosyal yapısını da etkilemekte ve mekanı dönüştürmektedir. Bu yönleriyle yaratıcı sektörler, kentleri ekonomik, sosyal ve mekânsal anlamda istenen seviyeye ulaştırma hedefinde olan çeşitli kademelerdeki kurum ve kuruluşların dikkatini çekmektedir. Bir başka ifadeyle; kalkınma hedeflerinin kültür üzerinden kurgulanması hem ülke, hem bölge, hem de kent ölçeğinde söz sahibi olan çeşitli kurum ve kuruluş çatısı altındaki paydaşların gündemlerinde giderek artan biçimde yer almaya başlamıştır. Ülkemizde ve dünyada özellikle son yıllarda kazandığı ivme ile dikkat çeken sektörlerden biri olarak film endüstrisi için de aynı durum söz konusudur. Bu çalışmada, İstanbul Büyükçekmece'de yapımı devam eden ve 2018 yılı Ekim ayında açılması planlanan Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, yaratıcı sektörler ve film endüstrisi üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışma; film sektörünün dünyadaki gelişim trendinin ilgili veriler üzerinden takip edilmesi, İstanbul'un film sektöründeki yerinin literatür üzerinden irdelenmesi ve Midwood projesinin gelişim seyri ile taşıdığı potansiyellere ilişkin derinlemesine görüşmenin yapılması yoluyla ele alınmaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde, Midwood'un bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu altyapı olanakları, işbirliğine dayalı ortaklıkların kurulduğu iş modeli ve sektöre entegre bakışı itibariyle dünyadaki film stüdyoları ağı içerisinde bölgesinde etkin bir rol üstleneceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcı Ekonomiler, Film Endüstrisi, Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi, İstanbul, Büyükçekmece.
Abstract
Creative economies are defined as the sectors, which foundations are skill, talent and creativity, and produce high added value products. Creative industry sectors in the reports related to creative economy created by United Nations expressed as the powerful machines of economic development and commerce, particularly in developing countries. Today, this trend in creative sectors, which have a considerable employee rate in many cities throughout the World, continues to increase. With the years of the 1990s, shares of creative sectors in the economy have increased in many countries owing to the effects of creating added value and revitalizing the labor market. This trend affects the economic and social structure of cities in Turkey and transforms urban space, notably in metropolises. On that sense, creative industries attract the attention of the institutions and organizations at various levels that aim to bring cities to the desired level in an economic, social and spatial sense. In other words, the planning phase of development goals through the culture has been increasingly taking place in the agenda of stakeholders under the roofs of various foundations those are closely involved with decisions at the level of country, region and city. The same condition is true also for the film industry as one of the sectors that attract attention in our country and in the world recently. In this study; Midwood Film Studio Complex, which is under construction in İstanbul Büyükçekmece and planned to open in October 2018, is evaluated in terms of creative economy and film industry. The study is conducted by monitoring the growth trend of the film industry in the World through the literature and carrying out an in-depth interview about the evolution process and potentials of the Midwood Project. When the findings are evaluated; it is considered that Midwood would play an active role in the film studio network in the World because of its geographical location, infrastructure potentials, collaborative business model and the integrated viewpoint for the sector.
Keywords: Creative Economies, Film industry, Midwood Istanbul Film Studio Complex, Istanbul, Büyükçekmece.
de ortaya çıkan gayrimenkul sektörünün hızlı büyümesi başta kent merkezlerinde yeni alan talebi
yaratırken, kentin çevresinde bulunan tarım alanlarının da zamanla kentin içine çekilmesine neden
olmuştur. Bu etki başta tarım alanlarında üretim yapan kişilerin tarımsal üretimden vaz
geçmelerine sebebiyet vermiştir. Daha sonra ellerindeki arazileri arsaya çevirerek bir rant aracı
haline getiren küçük bir gurubun doğmasına neden olmuştur. Bu guruplar bununla da
yetinmemişler, tarıma dayalı sanayi bölgelerine göz dikerek bu alanlarında imara açılması yönünde
girişimlerde bulunmuşlardır. Bölgenin tarıma dayalı sanayisi ve tarım sektörü üzerinde ciddi
sorunlar ortaya çıkaran bu durum, kentin pamuk ipliğine bağlı olan ekonomisinin bozulması
yanında en büyük etkiyi hiç kuşkusuz o bölgede yaşayan insanlar üzerinde ortaya çıkarmıştır. Bu
bölgelerde yaşayan insanlar üzerinde, tarıma dayalı faaliyet alanlarının daralması, mevcut yerleşim
alanlarının arsaya dönüşerek imara açılması, başta işsizlik olmak üzere, göç, konut fiyatlarının ve
kiralarının aşırı artışı, yeşil alanların hızla azalması ve tarımsal üretimin azalması gibi pek çok
soruna neden olmuştur. Tokat ili özelinde düşünüldüğünde kendine ve bölgesine tarımsal açıdan
yeten sayılı iller arasında yer almasına rağmen günümüzde elverişli tarım alanlarının hızla
tüketildiği, tarım ve sanayi yerine konuta dayalı bir ekonomik kalkınma politikasının kente hakim
olduğu görülmektedir. Özellikle Tokat Karşıya bağlarının olduğu bölge 1980’lerde Tokat merkez
nüfusunun yaklaşık yüzde beşinin yaşadığı bir alan iken günümüzde Tokat merkez nüfusunun
yarısından fazlasının ikamet ettiği bir bölge haline gelmesi, sorunun ne boyutlarda olduğu
göstermesi adına önemlidir. 20-30 yıl içindeki bu değişim beraberinde ekonomik, sosyal ve çevresel
birçok probleminde ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu sorular kapsamında ele alınan çalışmada
öncelikle kavramsal açıdan sorunun kaynağı olan gayrimenkul odaklı büyüme ve küçük ölçekli
kentlerde bu büyümenin kent ve çevre üzerine etkisine değinilecektir. Ardından bu sorunların bu
alanlarda yaşayan insanlara etkileri analiz edilmeye çalışılacak ve 20-30 yıl önce yüzde beş olan
günümüzde Tokat merkez ilçenin yarısından fazlasına ev sahipliği yapan Karşıyaka bölgesinin
geçirdiği dönüşüm konusu ele alınacaktır. Bu kapsamda Karşıyaka bölgesinde yıllar önce üzüm bağı
olarak kullanılan elverişli arazilerden günümüzde tek tük kalan alanların hızla nasıl konutlara
dönüştüğü, hatta kentsel dönüşüm kapsamında ilk inşa edilen konutların yenilerinin nasıl yüksek
katlı konutlara dönüşerek yeşil alanları hızla yok ettiğine vurgu yapılacaktır. Bu dönüşüm sürecinde
bu arazilerin konut fiyatlarında ortaya çıkardığı artışı, bu bölgede yaşayan insanların barınma başta
olmak üzere, karşı karşıya kaldıkları kentsel, çevresel ve toplumsal sorunları, bu bölgede yaşayan
insanlara yöneltilen mülakat sorularından hareketle tespit edilmeye ve analiz edilmeye
çalışılacaktır.
karşılanmasında büyük görevleri olan bu birimlerin çevre ve kentleşmeden kaynaklanan sorunlar karşısında ilk muhataplar arasında geldiği
bilinmektedir. Kentleşme ve çevre kökenli kirleticilerin oluşumunda bu kirleticilerle mücadele konusunda yerel idarelere büyük sorumluluklar
düşmektedir. Bu sorumluluğa rağmen yerel idarelerin gerek hukuki gerekse mali açıdan yetersiz kaynağa sahip olması, yerel idarecilerin bu
problemler karşısında ister istemez yeterli mücadele yapmasını engellemektedir.
Hazırlanan bu çalışma da öncelikle kentsel ve çevresel sorunların sebepleri ve bu sorunların çözümünde yerel idarelerin mevcut konumlarına,
problemler karşısında yerel idarelerin üstlenmeleri gereken rollere ve bu rolleri gerçekleştirmelerini engelleyen durumlara yer verilmektedir.
Ardından Tokat Belediyesi özelinde kentsel ve çevresel sorunlarla mücadele konusunda yaşanan problemlere, alınan önlem ve tedbirlere,
sunulan çözümlere yönelik çabalara yer verilerek il düzeyinde bir yerel yönetim biriminin çevre ve kentsel sorunlar karşısındaki rolü belediye
tarafından gerçekleştirilen uygulamalardan hareketle değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kentler, Kentsel ve Çevresel Sorunlar, Yerel Yönetimler, Tokat Belediyesi
oluşu önemli bir kısıtlayıcı faktördür. Bu nedenle özellikle küçük ölçekli belediyelerin hizmet sunarken temel hizmetlerin dışına pek çıkamadıkları görülmektedir. Ancak yinede sosyal sorumluluk kapsamında bazı
belediyelerin farkındalık yaratacak uygulamalar yaptıkları da bilinmektedir. Bu uygulamalara güzel bir örnek Tokat’ın Turhal ilçe belediyesinin 15’liler gidiyor projesidir. Bu çalışmayla Projenin içeriğini oluşturan, sosyal sorumluluk ve farkındalık konusunda belediye yönetimiyle yapılan mülakatlara ve uygulama örneklerine yer
verilecektir. Bu bağlamda ne kadar küçük ölçeğe sahip olularsa olsunlar tüm belediyelerin toplumsal duyarlılığı ve farkındalığa katkı sağlayabilecekleri gerçeğinin altı çizilecektir.
Anahtar Kelimeler: Yerel Yönetimler, Sorumluluk, Sosyal Sorumluluk, Farkındalık, İyi Örnekler.
ve rekabet olgularına paralel olarak öneminin artığı bilinmektedir. Özellikle kamu yönetiminin içinde bulunduğu
yapısal ve işlevsel sorunlar karşısında etkili verimli işleyen bir denetim mekanizmasının gerekliliği kaçınılmazdır.
Bu doğrultuda kamu yönetiminde öne çıkan iyi yönetim beklentilerine cevap olarak, etik değerler, etik yönetim,
şeffaflık, hesap verebilir bir yönetim anlayışı gibi kavramların öneminin hızla artığı görülmektedir. Bu çalışmada
kamu yönetiminin iyi bir yönetim anlayışı kazanması için sahip olması gereken etkin bir denetim anlayışının kamu
kurumlarında uygulanması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak etkin ve verimli
yönetim için gerekli olan denetim kavramına yer verilecektir. Ardından kamu yönetiminin mevcut ve olası
sorunları değerlendirilecek ve etkin bir denetim anlayışıyla bu sorunların nasıl çözülebileceğine ilişkin önerilerde
bulunulacaktır.
tarihin her döneminde toplumlarda önemli görevler üstlenen yönetim birimleri olarak
karımıza çıkmaktadır. Tarihsel süreç, küreselleme ve deiim olgusu yerel
yönetimlerin görev yüklerini ve sorumluluklarının her gecen gün genilemesine
neden olmaktadır. Özellikle hızla artan toplumsal beklentiler, yerel yönetimlerin daha
ilevsel kaliteli hizmet sunumunu gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, bu denli önemli
bir konuma sahip olan yerel yönetimlerin ileyii ve sorunları tarihin her döneminde
ve günümüzde üzerinde kafa yorulan, tartıılan konuların baında gelmektedir.