ÖZ: Etimoloji çalışmaları bilindiği üzere Türkoloji sahasında oldukça önemli ve geniş bir yer işg... more ÖZ: Etimoloji çalışmaları bilindiği üzere Türkoloji sahasında oldukça önemli ve geniş bir yer işgal eder. Özü itibariyle etimoloji, sözcüğün olası anlam veya anlamlarına bağlı kalarak varsa kavram alanına giren diğer sözcüklerden yardım alarak üzerindeki yapıları çözümlemek suretiyle sözcük üzerine olası görüşlerin ortaya konmasıyla meydana çıkan bir köken çalışmasıdır. Bu yönüyle etimoloji donuk bir bilgi üretme faaliyeti olarak bir çeşit zihin egzersizidir. Buna benzer egzersizlerin emre sözcüğü için de geçmişte çokça yapıldığı söylenebilir. Bu anlamda geçmişte söylenenler, üzerinde duracağımız emre sözcüğünün kökeni hakkında bir fikir edinmek için yeterlidir denebilir. Öyle ki ilk bakışta emre sözcüğünün hemrâh sözcüğünün değişmiş şekli olabileceği büyük bir rahatlıkla ifade edilebilir. Hem dervişliğinin felsefesi sınırları aşmış Yunus Emre'nin hayat tarzı hem tasavvufta yol kavramını içinde barındıran süluk kavramı hem de sözcüğün ses değişimlerinin yeni şekle köprü kurmamızı olası kılması bu kanaatimizin oluşmasında önemli paya sahiptir. Tüm bu güçlü verilere rağmen gölgede kalmış olduğunu düşündüğümüz emre < amrak ilişkisi yeniden üzerinde durmayı hak eden bir görüntü arz eder. Daha önce ileri sürülmüş fikirlerin çürütülmesinin gerekliliği üzerine gelişen bir disiplini içinde barındıran etimolojinin bu anlamda en temel dayanağının aksine, her iki düşüncenin de olabilirliği üzerinde durulması yaralı olur. Kısacası hemrâh'a giden yolda bütün kapıların kapatılamadığı, belki de onu gölgede bırakacak kadar verilere sahip amrak sözcüğünün varlık ifade ettiği ileri sürülebilir.
Anahtar Kelimeler: Etimoloji, Yunus Emre, hemrāh, amraķ.
ABSTRACT: Etymology studies, as it is known, occupy a very important and wide place in the field of Turcology. In essence, etymology is a study of origins that emerges by revealing possible views on the word by analyzing the structures on it by adhering to the possible meaning or meanings of the word, and by getting help from other words that fall within the conceptual field, if any. In this respect, etymology is a kind of mental exercise as a static knowledge production activity. It can be said that similar exercises have been done in the past for the word Emre. In this sense, it can be said that what has been said in the past is sufficient to get an idea about the origin of the word Emre. So much so that, at first glance, it can be stated with great ease that the word "emre" may be a modified form of the word "hemrah". Both the lifestyle of Yunus Emre, whose philosophy of dervish transgressed the borders, the concept of leech, which includes the concept of the path in Sufism, and the sound changes of the word, which made it possible for us to build a bridge to the new form, have an important role in the formation of our opinion. Despite all these strong data, the relationship between emre and amrak, which we think is overshadowed, presents an image that deserves to be emphasized again. Contrary to the most basic basis of etymology, which includes a discipline that develops on the necessity of refuting the ideas that have been put forward, it would be useful to focus on the possibility of both ideas. In short, it can be argued that the word amrak, which has enough data to eclipse it, can be argued that all the doors cannot be closed on the way to hemrah.
Keywords: Etymology, Yunus Emre, hemrāh, amraķ,
Şart kipi olarak anılan yapının bir kip oluşturup oluşturmadığı konusu uzun süredir çeşitli yayın... more Şart kipi olarak anılan yapının bir kip oluşturup oluşturmadığı konusu uzun süredir çeşitli yayınlarla literatürü meşgul etmiştir. Şart ekinin bir kip eki muamelesi gördüğü dil bilgisi kitaplarında, bu yönde bir tek şekillilik vardır diyebiliriz. Gülsevin (1990) ile ilk defa gündeme getirilen konu üzerinde, karşılıklı birtakım yayınlarda görüldüğü üzere bir mutabakat ise bugüne kadar sağlanamamıştır (Develi 1995). Savran’da (1999: 330) ifadesini bulduğu üzere şart ekinin zarf dışında kalan kullanımlarına bakarak yeni bir yaklaşım getirilmesi gerekliliği bugüne kadar giderilememiştir. Öncelikle daha önce dile getirilmiş düşünceler ışığı altında, şart ekli yapıların bir kip oluşturamaması üç başlık altında toplanabilir.
ÖZ
Yapı üzerine tartışmadan ilk defa 2018 yılında haberdar oldum. Academia.edu internet sitesinde... more ÖZ Yapı üzerine tartışmadan ilk defa 2018 yılında haberdar oldum. Academia.edu internet sitesinde açılan bu tartışma 2019 yılında bir makale hâlini aldı. Bugün bir kısmı yazı dilinde de kullanım alanı bulan yapının Eski Türkçedeki kullanımlarla bir ilgisinin var olup olamayacağı hususu tartışmanın da yazının da özünü oluşturmaktaydı. Bugün karşılaştığımız işlev farklılığı, ekten kelimeye olan değişim ve tarihî dönemlerde tanıklarına rastlanmaması yapının geçmişle bugün arasında kurulacak olan ilgisinin önündeki başlıca sorunlardır. Bu sorunları aşmak için inandırıcı delillere olan ihtiyaç ise ortadadır. Eğer böyle bir ilgi varsa özellikle ekten kelimeye doğru gelişim gerçekten inandırıcı delillerle ortaya konulması gereken önemli bir sorun oluşturmaktadır. Elimizde bildiğim kadarıyla benim de olmazlığına işaret ettiğim ve Steingass’ın ekten kelimeye geçişi iddiasında bulunduğu Dede Korkut Oğuznameleri’nde de geçen ban kelimesi var. Bu tartışmalı örnek üzerindeki fikrim bugün de değişmiş değil. Tüm bunların karşısında yapının Eski Türkçe şekillerle benzerliği ise ortadadır. Bu yazıda bu benzerliğin sebebinin bir yerlileştirme olayı olduğu ileri sürülüp ispatlanmaya çalışılacaktır. I first heard about the debate on structure in 2018. This discussion opened on the academia.edu website became an article in 2019. The question of whether the structure, some of which is also used in written language today, could have a connection with the uses in Old Turkish was the essence of the discussion and the article. The difference in function that we encounter today, the change from suffix to word, and the absence of examples in historical periods are the problems in the connection of the structure that will be established between the past and the present. The need for convincing evidence to overcome these problems is obvious. If there is such a connection, especially the development from suffix to word is an important problem that should be put forward with convincing evidence. As far as I know, there is the word ban, which is also mentioned in the Dede Korkut Oghuz Names, which I also point out to be inappropriateness and that Steingass claims to the development from suffix to word. My opinion on this controversial example has not changed today. In the face of all these, the similarity of the structure with the Old Turkish forms is obvious. In this article, it will be attempted to prove that the reason for this similarity is a domestication event.
ÖZET: Eski Türk yazıtları üzerine yapılmış çalışmalar bugün belirli bir düzeye gelmiş bulunmaktad... more ÖZET: Eski Türk yazıtları üzerine yapılmış çalışmalar bugün belirli bir düzeye gelmiş bulunmaktadır. Sadece Orhon Yazıtları üzerinde değil Yenisey ve Kırgızistan yazıtları gibi eski Türk yazıtları üzerinde de makale ve kitap boyutunda çalışmalar karşılaştırma yapabilecek kadar veriyi bugün için araştırmacılara sunmaktadır. Günden güne bulunan yazıtların sayısının artması da dikkat çeken önemli gelişmeler olarak yine kayda değerdir. Temel olarak bu belirgin literatür birikimine bir de sadece belirli konuları esas alan çalışmaların eklenmesi bu alanlarda söylenecekleri daha da netleştirmemize olanak sağlamaktadır. Bu anlamda ilgi durum ekinin Tonyukuk, Köl Tegin, Bilge Kağan, Ongi, Küli Çor yazıtlarındaki görüntüsü bu çalışmanın da çerçevesini belirleyecektir. Bugüne kadar ilgi durum ekinin -(n)Iñ şekli üzerinde bir mutabakat vardır. -(I)n, -(I)g ve -nI şekilleri üzerinde ise tartışmalı durum devam etmektedir. Son şekil -nI ilgi durum eki ise ses benzerliğinden dolayı belirtme durum eki olarak anılır. Eklerin bu kullanımları ele alınacak ve ilgili yerlerde bahsi geçen tartışmalara değinilecektir. Bu arada Balkanizm üzerinden ilgi durum eklerinin kökeni hakkında bir ileri sürme dile getirilecektir. ABSTRACT Studies on ancient Turkish inscriptions have reached a certain level today. Not only on Orkhon Inscriptions but also on the old Turkish inscriptions such as the Yenisei and Kyrgyzstan inscriptions, studies on the size of the articles and books can be compared to the researchers so far. Moreover, the rapid increase in the number of inscriptions is also worth noting. In essence, this wealth of information now allows Turkologists to further clarify what has yet to be said in these areas. In this context, the genitive case suffix in the Tonyukuk, Kol Tegin, Bilge Kagan, Ongi, and Kuli Çor inscriptions will determine the frame of this study. There is a consensus on the -(n)Iñ genitive case suffix. But the controversial situation on the suffixes -(I)n, -(I)g and -nI continues. The last genitive case suffix -nI is referred as a accusative case suffix due to the homonym. These uses of the suffixes will be shown and the discussions mentioned in the relevant places will be dealt with. In the meantime, an idea will be expressed about the origins of genitive case suffixes in Balkanism.
Her sanatçı gibi şair de verdiği eserle, yani şiirleriyle ölümsüzlüğü
hedefler. Bunu yaparken iki... more Her sanatçı gibi şair de verdiği eserle, yani şiirleriyle ölümsüzlüğü hedefler. Bunu yaparken iki temelden hareket eder: Birincisi “işlediği konu”, ikincisi ise “ele aldığı konuyu işleyiş şeklidir”. Alanında yetkin çalışmalara konu olmuş bu birinci başlığa, yine bu eserlerden faydalanarak çalışmada kısaca değinilecektir. Asıl üzerinde durulacak başlığı ise “Sunuluş” olarak da adlandırılabilecek “konunun ele alınış şekli” oluşturacaktır. Bu çalışmada, dil biliminin ele aldığı anlam olayları içinde benzetme, aktarma, karşıtlama ve alışılmamış bağdaştırmalar gibi konular üzerinden Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirine dil bilimsel bir bakış getirilmeye çalışılacaktır.
Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüz... more Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştır. Bu buluşla birlikte Türkoloji çalışmaları Çuvaşça üzerinden farklı bir ivme kazanmış ve Orta çağda Batı Türklüğünün diline dair önemli veriler, günümüzdeki yegâne vârisine de böylece kavuşmuştur. Daha sonraki çalışmalarda Türkçenin diğer dillerle ortaklaşmış olabileceği tipolojik bazı özellikler için ki bir kısmından haberdar bile değiliz, bir kısmına ise malum çekincelerden dolayı belirli bir mesafede durmayı yeğlediğimiz tartışma götürmez bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu ifade edebiliriz. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna eski Türk yazıtları ve Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
ÖZET Klasik edebiyat verdiği çok sayıda eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilcile... more ÖZET Klasik edebiyat verdiği çok sayıda eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin bir kaynak olma kimliğine sahiptir. Sosyal hayata, günlük yaşantıya ve diğer kültürel değerlere ait pek çok bilgi gibi dönemin birçok özelliği, bu metinler yardımıyla takip edilebilirken bunun yanında söz varlığında veya birtakım gramer şekillerinde görülebilen eskicil özellikler incelemeye değer konular oluşturmaktadır. Bu konu çerçevesinde ele alınan İbn-i Kemâl Dîvânı XVI. asırda Türk dilinde yaşayan eskicil unsurların bir kısmını içinde barındırması bakımından önemli bir o kadar da üzerinde durulması gereken verileri ihtiva etmektedir. Dîvân'da sıkça görülen eskicil şekillerden birine şu örneği vermek dikkat çekici olacaktır: I. teklik şahıs emir / istek eki-AyIn içerdiği şekil itibarıyla Eski Türkçe dönemine kadar indirilebilirken bugün artık yerini-AyIm şekline bırakmıştır. Bu örnek hem geçmişteki bir ögenin metinde yer alması hem de kullanımın bugüne ulaşamamış olması bakımından kayda değerdir denebilir. Dîvân'da geçen " dinlemek " anlamındaki eslemek sözcüğü de yine Eski Anadolu Türkçesi döneminde yani bir önceki dönemde kullanılan ama bugüne ulaşmayan bir başka ilgi çekici kullanımı göstermektedir. Bu örnek, gramer yapılarının yanında söz varlığında da görülen bir şekil olması bakımından ilgi çekicidir. Bu ve buna benzer eskicil şekillerin sayısını örneklemeler yoluyla artırmak ve bu suretle incelemek günümüzdeki tarihî gramer araştırmaları için de yararlı olacaktır. ABSTRACT Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms are subjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: First oneness character order/wish affix –AyIn affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –AyIm form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. Eslemek word meaning “to listen” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
Klasik edebiyat verdiği ürünlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin... more Klasik edebiyat verdiği ürünlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin bir kaynak olma niteliğine sahiptir. Sosyal hayata ve diğer kültürel değerlere ait pek çok bilgi gibi dönemin birçok özelliği, bu metinler yardımıyla takip edilebilirken bunun yanında söz varlığında veya birtakım gramer şekillerinde görülebilen arkaik özellikler incelemeye değer konular oluşturmaktadır. Bu konu çerçevesinde ele alınan Sehî Bey Dîvânı XVI. asırda Türk dilinde yaşayan arkaik unsurların bir kısmını barındırması bakımından önemli verileri ihtiva etmektedir. Dîvân’da sıkça görülen arkaik şekillerden birine şu örneği vermek dikkat çekici olacaktır: “Dâğlar halkası geydürdi zırıhlar tenüme / Cebe satmak nic’olur göstereyin düşmenüme” beytindeki I. teklik şahıs emir/istek eki -eyin eki içerdiği şekil itibarıyla eski Türkçe dönemine kadar indirilebilirken bugün artık yerini - eyim şekline bırakmıştır. Bu örnek, hem geçmişteki bir ögenin metinde yer alması bakımından hem de kullanımın bugüne ulaşamamış olması bakımından dikkat çekicidir. “Bu emre ey dil olduƞ çünki me’mūr/Düriş kim oldı el-me’mūr ma‘ẕūr ” beytinde “çalış-” anlamındaki düriş- fiili de yine Eski Anadolu Türkçesinde yani bir önceki dönemde kullanılan ama bugüne ulaşamayan bir başka kullanımı göstermektedir. Bu örnek, gramer şekillerinin yanında söz varlığında da görülen bir şekil olması bakımından ilgi çekicidir. Bu ve buna benzer arkaik şekillerin sayısını örneklemeler yoluyla artırmak suretiyle incelemek günümüzdeki tarihî gramer araştırmaları için de yararlı olacaktır. Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms aresubjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: Whilst in the stave of “Dâğlar halkası geydürdi zırıhlar tenüme / Cebe satmak nic’olur göstereyin düşmenüme” first oneness character order/wish affix –eyin affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –eyim form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. esle word meaning “to listen” in the stave of “Hakkıla ger hak olmag istersen/Zikr-i Hakk eyle sözimi esle” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
III. çokluk şahıs iyelik eki, bilindiği üzere -lAr çokluk ve -(s)I III. teklik şahıs iyelik ekind... more III. çokluk şahıs iyelik eki, bilindiği üzere -lAr çokluk ve -(s)I III. teklik şahıs iyelik ekinden oluşmuştur. Geçmişten günümüze kullanımı da -lArI biçiminde gerçekleşmiştir. Ekin bünyesinde var olan -lAr çokluk eki üstlendiği işlev açısından ikili bir kullanım ortaya koymaktadır. Çokluk eki, evleri örneğinde tek başına bir işlev üstlenip ev kelimesini çokluk yapabildiği gibi, III. teklik şahıs iyelik ekiyle birlikte kullanımında birden çok sahibi de gösterebilmektedir. Çokluk eki çeşitli kullanımlarıyla (yalın veya iyelik ekiyle birlikte) bağlam içinde bazen bu iki işlevi birlikte gösterebileceği gibi bazen de bu işlevlerden sadece birini yerine getirmektedir. İncelediğimiz dil bilgisi eserlerinin bir kısmı, çokluk ekinin sadece nesneye bakan çokluk işlevini kabul ederken sahibe yönelik çokluk işlevini kabul etmemektedirler. Her iki işlevi kabul eden çalışmalarda ise çokluk eki ve III. çokluk şahıs iyelik eki açısından herhangi bir hareket tarzı belirlenmemiş olup konu ekin yapıya kattığı anlamlarla sınırlandırılmıştır. Bu hâliyle konu üzerinde söylenenler birbirinden farklı bir görüntü sunmaktadır. Şüphesiz bu birbirinden farklı görüntü, bu yapının kullanım farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Özellikle onların evi örneğindeki iyelik ekinin çokluk şeklinin kullanımı yerine teklik şeklinin tercih edilmesi bu birbirinden ayrı yaklaşımların doğmasına sebep olmuştur. Bu ve buna benzer diğer örneklerin yeniden ele alınıp belirli bir sınıflamayla incelenmesi, yapılacak yeni çalışmalarla konuya farklı bakış açılarının getirilmesi için gereklidir. Bildiri boyunca, ortaya koymaya çalıştığımız bu problemden hareketle bağlam içinde çokluk ekinin III. çokluk şahıs iyelik eki bünyesinde yerine getirdiği işlev veya işlevlerden hareketle bir belirleme yapılmaya çalışılacaktır. BU belirlemeyle de özellikle ekin gösterimi konusunda bir hareket tarzı oluşturulmaya çalışılacak ve bu konuda bir öneri dile getirilecektir.
Türk gramerciliği üzerinde Batılı gramer anlayışının egemenliği bilinen bir gerçektir. Bu gelenek... more Türk gramerciliği üzerinde Batılı gramer anlayışının egemenliği bilinen bir gerçektir. Bu gelenekte verilmiş hükümler, çoğu zaman genel dil bilimi verilerine uygunluk gösterse de özelde Türkçe için birtakım aykırı durumların ortaya çıktığı da üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu çalışmada böyle olduğu düşünülen -sa şart eki ele alınacaktır. Şahıs işareti almasına rağmen -sA şart ekinin zarf-fiil eki olarak değerlendirilmesiyle ilgili tartışmalar bugün için bitmiş gözükmemektedir. Bu ekin şahıs işareti alıyor olması ve zarf fiil yapılarının 'şahıs işareti almaması' görüşü bu çalışmada daha önceki yayınlar ışığı altında irdelenecektir.
Abstract The dominance of Western grammar apprehension on Turkish grammar is a widely known truth. Given judgements in this tradition, even mostly show coherence with general linguistics, in custom some contradictory situations for Turkish arising is a matter needed to be asserted. In this study, a data being thought to be like that will be approached. Although it takes personal mark, debates about -sA conditional suffix’s being evaluated as gerund are not about to seem to have finished for today. View of that this suffix takes personal mark and structures of gerund doesn’t take “personal mark” will be explicated in the light of former issues in this study.
Özet
Bu çalışmada Türkiye Türkçesi alanında kullanılan düzen “nizam” sözcüğü yapı bilgisi açısınd... more Özet Bu çalışmada Türkiye Türkçesi alanında kullanılan düzen “nizam” sözcüğü yapı bilgisi açısından ele alınmıştır. Sözcük öncelikle dil bilgisi çalışmalarında nasıl değerlendirilmiş bunun üzerinde duruldu. Bu kaynaklardaki farklılıklar gösterildikten sonra Eski Uygur Türkçesi döneminde karşılaşılan bir şekille sözcüğün ilgisinin olup olmadığı araştırıldı. Daha sonra anlam bilgisinden de faydalanılarak sözcüğün metinlerde ve ağızlarda karşılaşıldığı şekillerinden hareketle sözcüğün yapısı aydınlığa kavuşturulmaya çalışıldı. Abstract In this study the word düzen “system” which is used in Turkey Turkish is discused in terms of morphology. Firstly the situation of word in the grammars is discussed. After denoting of the differents in these sources, it is quested that if there is a relationship between the word and a form in Old Uyghurish Turkish period. After all of these process the formation of the word is tried to be explained by using the forms which are used in old texts and Anatolian dialects and in light of the foregoing of semantics.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science , 2015
Özet:
Oğuzların tarih içinde kendilerine ait, türünün nadir ve ilk örneklerinden biri olan Dede K... more Özet: Oğuzların tarih içinde kendilerine ait, türünün nadir ve ilk örneklerinden biri olan Dede Korkut Oğuznameleri, içerdiği zengin anlatımla yalnız geçmişte Oğuz boylarının yaşantısına dair verileri içinde barındırmaz, aynı zamanda dile ait pek çok veriyi de içinde barındırır. Bu yönüyle Eski Türkiye Türkçesi için bu metnin eskicil ögeleri de içinde saklayan yapısının dil çalışmaları için ne denli önemli olduğu ortadadır. Bu çalışmada, üzerinde birtakım farklı görüşlerin ileri sürüldüğü ban sözcüğü üzerinde durulacaktır. Abstract: Dede Korkut Epics, one of the first and rare examples of its variety and belonging to their own during the history, not only include the datas according to Oguzs clans' life in the past with rich narration, but also aplly ownership to a lot of datas belonging to the language. With this aspect, for Old Turkey Turkish this text's structure consisting of older elements how important is obvious for linguistic studies. In this study, the ban word, to which some different views were alleged, will be emphasized.
Özet: Eski Türkçe metinlerin anlamlandırılması konusunda birçok halledilmemiş sorunun bulunduğu b... more Özet: Eski Türkçe metinlerin anlamlandırılması konusunda birçok halledilmemiş sorunun bulunduğu bir gerçektir. Konu anlam olunca bu durum kaçınılmaz olmaktadır. Özellikle Eski Türkçe dönemine ait metinlerde rastlanan bu durum, metinlerin hem kısalığı hem de azlığı gibi sebeplere bağlanabilir. Bu çalışmada aynı durumda olan bir kişi yaŋılsar uguşı bodunı ebi eşükiŋe tegi kıdmaz ermiş ibaresi üzerinde durulacaktır. Araştırmacılar, kıd-fiili üzerindeki bilinmezliği gidermek için çok sayıda yayın yapmışlardır. Bu tartışmaların çoğu bundan önceki yayınlarda ele alındığı için tartışmalara uzun uzadıya yeniden değinilmemiştir. Ercilasun ve İnayet'in görüşleri üzerinden yeni bir eleştiriye gidilmeye çalışılmıştır. İbare anlamlandırılırken yapı bilgisine dayanarak sunulan verilerden sonra metnin bağlamı göz önünde tutulmaya çalışılmıştır. Abstract: It's a fact that there are a lot of unresolved problems about signification of Old Turkish Texts. When the matter is signification, this circumstance has become inevitable. Having coincided in texts especially belonging to Old Turkish Era, this circumstance can be attached to reasons such as both the minority and the brevity of the texts. In this study, being in the same circumstance, the phrase of bir kişi yaŋılsar uguşı bodunı ebi eşükiŋe tegi kıdmaz ermiş will be emphasized. Researchers have published very much in order to satisfy the obscurity upon the kıd-verb. Since much of these arguments have been dealt in the former publishments, the arguments haven't been mentioned at length. A new criticism has been attempted to propose over Ercilasun and İnayet's views. When the phrase is about to be significated, the concept of the text also has been attempted to be counted after the datas, presented in terms of the structure knowledge.
Öz: Sosyal Bilimler Dergisi'nde çıkan bir yazımızda zamir n'si üzerinde durarak yeni bir ileri sü... more Öz: Sosyal Bilimler Dergisi'nde çıkan bir yazımızda zamir n'si üzerinde durarak yeni bir ileri sürmede bulunmuştuk. Bu yazı, Dil Araştırmaları dergisinde bir makale ile eleştirilmiştir. Bu eleştiride gözden kaçtığını veya anlaşılmadığını düşündüğümüz noktalar bu yazıda yeniden ele alınmıştır. Bu arada eleştiri sahibinin yazıtlardaki imla üzerinden yeni çıkarımları olmuştur. Burada aksadığını düşündüğümüz yönler de gösterilmiştir. Beş maddelik zamir n'sinin kökeni konusundaki görüşün tekrarı ile yazı bitirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Zamir n'si, Genel Türkçe, nazal ünlü, belirtme durum eki. Abstract: An article of us which was published in The Journal of Social Sciences was about the pronominal n. There, we mentioned a new theory. This article was criticised in an article which was published in Dil Araştırmaları. The points in this article which were misunderstood or gone unnoticed are embraced again in this article. The article author also got some arguments which depends on the orthography of Orkhon Inscriptions. The mistakes and logic errors are shown in this article. At the end of the article, the origin of the pronominal n is dealed once more time. Keywords: the pronominal n, General Turkish, nasal vowel, the accusative suffix. Giriş Bu yazı, Özdemir 2015'te Türklerde mekân algısı üzerine kurduğumuz teoriyi desteklemek üzere yeni verileri ortaya koymak için kaleme alınacaktı ki Sultanzade'nin şahsım hakkında bir dizi hakarete varan ithamlarının da bulunduğu çalışması çıktı (Sultanzade 2016). Yazarın bu düşüncelerini çürütmeden yeni delilleri sunmak çok akıllıca olmayacak. Üzülerek ifade etmeliyiz ki yazar yazılarımızda bulduğu birtakım hatalardan dolayı esasa ilişkin meseleleri bilerek veya bilmeyerek atlamıştır.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Özet Eski Türkçe dönemindeki belirtme ve ilgi durum ekleri üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu... more Özet Eski Türkçe dönemindeki belirtme ve ilgi durum ekleri üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu ekler arasında kurulan 'belirlilik' paydaşlığı, eklerin birbirinin yerine kullanıldığı izleniminin en önemli sebebi sayılabilir. Şüphesiz bu durum bir algı yanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada, Çağatay ve Harezm Türkçelerindeki konuyla ilgili örneklerle Karaçay-Malkar ve Kumuk Türkçeleri üzerinden bir çıkarım yapılarak adı geçen eklerin Eski Türkçe ve devamı için yeniden yapılandırılması hedeflenecektir. Anahtar Kelimeler: belirtme durum eki, ilgi durum eki, Eski Türkçe, Çağatay Türkçesi. Abstract There are several studies on the accusative and genetive suffixes. It has been exceeded the linguistic reality by considering the fellowship of 'certainty' between two structure. Certainly it is originated from the error of perception. It is aimed that the reconstruction of two structure by the help of the samples from Chagatay Turkish and the situatin of the dialects of Karaçay-Malkar and Kumuk Turkish.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science, 2015
Çalışmada önce zamir n’sinin kaynağını nazal ünlüde arayan görüş eleştirilecek. Daha sonra zamir ... more Çalışmada önce zamir n’sinin kaynağını nazal ünlüde arayan görüş eleştirilecek. Daha sonra zamir n’sinin kaynağı bir biçimbirim olarak belirlenmeye çalışılacak. Bunun için öncelikle şahıs zamirlerinin bugünkü durumu ele alınacak. Bu yapılırken Eski Türkçe yönelme-bulunma durum eki -KA üzerinde durulacak. Bu ekin I. ve II. teklik şahıs zamirlerinin ünlülerini kalınlaştırması üzerinden bir çıkarım yapılacaktır. / First, the argument which determines the nasal voice as the source of pronominal n will be criticized in this study. And then it will be tried to determine the source of pronominal n as a morpheme. Hence the situation of person pronouns of modern dialects is going to be dealed. While doing this, the dative-locative suffix of Old Turkic, -KA, will be emphasized. It’ll be made inferences by the effect of this suffix on the velarisation of I. and II. person pronouns’ vocals.
Özet:
III. teklik kişi iyelik eki üzerinde bir hayli durulmuş olup yapılan çalışmalar artık öncek... more Özet: III. teklik kişi iyelik eki üzerinde bir hayli durulmuş olup yapılan çalışmalar artık öncekilerin tekrarı olma hüviyetini kazanmaya başlamıştır. Bu çalışma da önceki teorilerden türeme teorisini esas almış olup bu anlamda alana yeni deliller sunmayı amaç edinmiştir. Öncelikle bahsi geçen iyelik ekiyle ilgili iki görüş değerlendirilmiştir. Daha sonra eski bir teori olan türeme teorisi ele alınmıştır. İyelik ekiyle ilgili tüm bu öne sürmeler Çağatay dil konuşurlarının atalarının oynadığı rol üzerine bina edilmiştir. Son kısımda belirtme durum eki üzerinde durulmuştur.
Abstract: It has been highly emphasized on third singular possesive sufx and now the studies of it have been started to gain the identity to be repetition of the former studies. This study is also based on the derivation theory from the former theories and in this sense, aims to present new proofs to the area. Primarily, two views are evaluates about the mentioned possesive sufx. Then, The derivation theory, old, is approached. All these suggestions about possesive sufx are built on the role of possible ancestors of Chagatai language speakers. In the nal section, specication status sufx is emphasized.
Klasik edebiyat verdiği eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin... more Klasik edebiyat verdiği eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin bir kaynak olma kimliğine sahiptir. Sosyal hayata ve diğer kültürel değerlere ait pek çok bilgi gibi dönemin birçok özelliği, bu metinler yardımıyla takip edilebilirken bunun yanında söz varlığında veya birtakım gramer şekillerinde görülebilen eskicil özellikler incelemeye değer konular oluşturmaktadır.
Çuvaşçada ilgi ekinin durumu, belirtme ve yönelme eklerinin bir olması gibi meselelerin izahında... more Çuvaşçada ilgi ekinin durumu, belirtme ve yönelme eklerinin bir olması gibi meselelerin izahında kullanılan argümanlar karşıt görüşleri desteklemek için de kullanılabilir. Bu anlamda Balkanizm veya Balkanizasyon diye bilinen ve Comrie'nin belirlemesiyle "saha tipolojisi" olarak adlandırdığı özellikler Türkçenin bu ana meseleleri hakkında bizlere birtakım ipuçları verir fikrindeyiz.
Özellikle Balkanizasyon'da gördüğümüz "ilgi eki" ile "durum ekleri" (yönelme) arasındaki ilişki, Çuvaşçadaki görüntünün yeniden yorumlanması konusuna ışık tutacağını düşünüyoruz. Zamirlerde katmerli çekim üzerine yapılan yeni çalışmalar da bu söylediklerimize ek olarak Sertkaya Hocamın bu çekimler için ifade ettiği Mongolizm fikrine karşı bizim 2015 yılında ilgi ekinin bu çekimde oynamış olduğu rolü gösteren ileri sürmelerimizi teyit etmektedir. Tüm bunları birleştirince bu çalışmada, Türkçede belirtme ve ilgi durum eklerinin kökenleri üzerine bir şeyler söylemek mümkün olabilmiştir.
Yanlış hatırlamıyorsam bu çalışma Balkanizasyon'un durum ekleri üzerinden Türkçedeki yansımaları hakkında da bir ilk olma özelliği taşımaktadır.
Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle devrim niteliğinde önemli bir buluş gerçekleşmiş ve Çuv... more Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle devrim niteliğinde önemli bir buluş gerçekleşmiş ve Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştır. Bu devrim niteliğindeki buluşla birlikte Türkoloji çalışmaları Çuvaşça üzerinden farklı bir ivme kazanmış ve Orta çağda Batı Türklüğünün diline dair önemli veriler, günümüzdeki yegâne vârisine de böylece kavuşmuştur. Daha sonra yapılan çalışmalardaki Türkçenin diğer dillerle ortaklaşmış olabileceği tipolojik bazı özellikler için ki bir kısmından haberdar bile değiliz, bir kısmına ise malum çekincelerden dolayı belirli bir mesafede durmayı yeğlediğimiz tartışma götürmez bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu burada ihtiyatlı bir kayıtla ifade etmek yerinde olur. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Tarihî dönemlerde durum eklerinin birbirinin yerine nöbetleşe kullanılışı sıradan bir durumdur ve herhangi bir metin araştırmacısı için bu durum çok da üzerinde durulası ve vakit geçirilesi bir konu değildir. Bu nöbetleşe kullanımlarda görülen hususiyetler de aşağı yukarı her dönemde, hepsine olmasa bile bir kısmına rastlanabildiği için, bu eklerin nöbetleşmesi hemen akla bir rastgeleliliği getirir. Tarihî metinlerden Kutadgu Bilig de bu açıdan oldukça zengin bir görüntü arz etmektedir. Bu anlamda Kutadgu Bilig üzerine yapılmış çalışmalarda da defaatle gösterildiği üzere bu nöbetleşmenin sayısız örneğiyle karşılaşırız. Bu özelliklerden örneklere yansıyan bir kısmı sistemli bir bakış açısıyla irdelendiğinde ise bugün özellikle Türkoloji’nin üzerinde mutabakata varılmış olan dillik hususiyetlerinin hiç de öyle sanıldığı gibi olmadığı ortaya konabilir. Konunun örneklerinin bir kısmının Kutadgu Bilig’de geçiyor olması ve metnin bağlamının kendince yeterli ve bütünlüklü olması bu değerlendirmeleri de sağlıklı yapma olanağını bizlere sunmaktadır. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
ÖZ: Etimoloji çalışmaları bilindiği üzere Türkoloji sahasında oldukça önemli ve geniş bir yer işg... more ÖZ: Etimoloji çalışmaları bilindiği üzere Türkoloji sahasında oldukça önemli ve geniş bir yer işgal eder. Özü itibariyle etimoloji, sözcüğün olası anlam veya anlamlarına bağlı kalarak varsa kavram alanına giren diğer sözcüklerden yardım alarak üzerindeki yapıları çözümlemek suretiyle sözcük üzerine olası görüşlerin ortaya konmasıyla meydana çıkan bir köken çalışmasıdır. Bu yönüyle etimoloji donuk bir bilgi üretme faaliyeti olarak bir çeşit zihin egzersizidir. Buna benzer egzersizlerin emre sözcüğü için de geçmişte çokça yapıldığı söylenebilir. Bu anlamda geçmişte söylenenler, üzerinde duracağımız emre sözcüğünün kökeni hakkında bir fikir edinmek için yeterlidir denebilir. Öyle ki ilk bakışta emre sözcüğünün hemrâh sözcüğünün değişmiş şekli olabileceği büyük bir rahatlıkla ifade edilebilir. Hem dervişliğinin felsefesi sınırları aşmış Yunus Emre'nin hayat tarzı hem tasavvufta yol kavramını içinde barındıran süluk kavramı hem de sözcüğün ses değişimlerinin yeni şekle köprü kurmamızı olası kılması bu kanaatimizin oluşmasında önemli paya sahiptir. Tüm bu güçlü verilere rağmen gölgede kalmış olduğunu düşündüğümüz emre < amrak ilişkisi yeniden üzerinde durmayı hak eden bir görüntü arz eder. Daha önce ileri sürülmüş fikirlerin çürütülmesinin gerekliliği üzerine gelişen bir disiplini içinde barındıran etimolojinin bu anlamda en temel dayanağının aksine, her iki düşüncenin de olabilirliği üzerinde durulması yaralı olur. Kısacası hemrâh'a giden yolda bütün kapıların kapatılamadığı, belki de onu gölgede bırakacak kadar verilere sahip amrak sözcüğünün varlık ifade ettiği ileri sürülebilir.
Anahtar Kelimeler: Etimoloji, Yunus Emre, hemrāh, amraķ.
ABSTRACT: Etymology studies, as it is known, occupy a very important and wide place in the field of Turcology. In essence, etymology is a study of origins that emerges by revealing possible views on the word by analyzing the structures on it by adhering to the possible meaning or meanings of the word, and by getting help from other words that fall within the conceptual field, if any. In this respect, etymology is a kind of mental exercise as a static knowledge production activity. It can be said that similar exercises have been done in the past for the word Emre. In this sense, it can be said that what has been said in the past is sufficient to get an idea about the origin of the word Emre. So much so that, at first glance, it can be stated with great ease that the word "emre" may be a modified form of the word "hemrah". Both the lifestyle of Yunus Emre, whose philosophy of dervish transgressed the borders, the concept of leech, which includes the concept of the path in Sufism, and the sound changes of the word, which made it possible for us to build a bridge to the new form, have an important role in the formation of our opinion. Despite all these strong data, the relationship between emre and amrak, which we think is overshadowed, presents an image that deserves to be emphasized again. Contrary to the most basic basis of etymology, which includes a discipline that develops on the necessity of refuting the ideas that have been put forward, it would be useful to focus on the possibility of both ideas. In short, it can be argued that the word amrak, which has enough data to eclipse it, can be argued that all the doors cannot be closed on the way to hemrah.
Keywords: Etymology, Yunus Emre, hemrāh, amraķ,
Şart kipi olarak anılan yapının bir kip oluşturup oluşturmadığı konusu uzun süredir çeşitli yayın... more Şart kipi olarak anılan yapının bir kip oluşturup oluşturmadığı konusu uzun süredir çeşitli yayınlarla literatürü meşgul etmiştir. Şart ekinin bir kip eki muamelesi gördüğü dil bilgisi kitaplarında, bu yönde bir tek şekillilik vardır diyebiliriz. Gülsevin (1990) ile ilk defa gündeme getirilen konu üzerinde, karşılıklı birtakım yayınlarda görüldüğü üzere bir mutabakat ise bugüne kadar sağlanamamıştır (Develi 1995). Savran’da (1999: 330) ifadesini bulduğu üzere şart ekinin zarf dışında kalan kullanımlarına bakarak yeni bir yaklaşım getirilmesi gerekliliği bugüne kadar giderilememiştir. Öncelikle daha önce dile getirilmiş düşünceler ışığı altında, şart ekli yapıların bir kip oluşturamaması üç başlık altında toplanabilir.
ÖZ
Yapı üzerine tartışmadan ilk defa 2018 yılında haberdar oldum. Academia.edu internet sitesinde... more ÖZ Yapı üzerine tartışmadan ilk defa 2018 yılında haberdar oldum. Academia.edu internet sitesinde açılan bu tartışma 2019 yılında bir makale hâlini aldı. Bugün bir kısmı yazı dilinde de kullanım alanı bulan yapının Eski Türkçedeki kullanımlarla bir ilgisinin var olup olamayacağı hususu tartışmanın da yazının da özünü oluşturmaktaydı. Bugün karşılaştığımız işlev farklılığı, ekten kelimeye olan değişim ve tarihî dönemlerde tanıklarına rastlanmaması yapının geçmişle bugün arasında kurulacak olan ilgisinin önündeki başlıca sorunlardır. Bu sorunları aşmak için inandırıcı delillere olan ihtiyaç ise ortadadır. Eğer böyle bir ilgi varsa özellikle ekten kelimeye doğru gelişim gerçekten inandırıcı delillerle ortaya konulması gereken önemli bir sorun oluşturmaktadır. Elimizde bildiğim kadarıyla benim de olmazlığına işaret ettiğim ve Steingass’ın ekten kelimeye geçişi iddiasında bulunduğu Dede Korkut Oğuznameleri’nde de geçen ban kelimesi var. Bu tartışmalı örnek üzerindeki fikrim bugün de değişmiş değil. Tüm bunların karşısında yapının Eski Türkçe şekillerle benzerliği ise ortadadır. Bu yazıda bu benzerliğin sebebinin bir yerlileştirme olayı olduğu ileri sürülüp ispatlanmaya çalışılacaktır. I first heard about the debate on structure in 2018. This discussion opened on the academia.edu website became an article in 2019. The question of whether the structure, some of which is also used in written language today, could have a connection with the uses in Old Turkish was the essence of the discussion and the article. The difference in function that we encounter today, the change from suffix to word, and the absence of examples in historical periods are the problems in the connection of the structure that will be established between the past and the present. The need for convincing evidence to overcome these problems is obvious. If there is such a connection, especially the development from suffix to word is an important problem that should be put forward with convincing evidence. As far as I know, there is the word ban, which is also mentioned in the Dede Korkut Oghuz Names, which I also point out to be inappropriateness and that Steingass claims to the development from suffix to word. My opinion on this controversial example has not changed today. In the face of all these, the similarity of the structure with the Old Turkish forms is obvious. In this article, it will be attempted to prove that the reason for this similarity is a domestication event.
ÖZET: Eski Türk yazıtları üzerine yapılmış çalışmalar bugün belirli bir düzeye gelmiş bulunmaktad... more ÖZET: Eski Türk yazıtları üzerine yapılmış çalışmalar bugün belirli bir düzeye gelmiş bulunmaktadır. Sadece Orhon Yazıtları üzerinde değil Yenisey ve Kırgızistan yazıtları gibi eski Türk yazıtları üzerinde de makale ve kitap boyutunda çalışmalar karşılaştırma yapabilecek kadar veriyi bugün için araştırmacılara sunmaktadır. Günden güne bulunan yazıtların sayısının artması da dikkat çeken önemli gelişmeler olarak yine kayda değerdir. Temel olarak bu belirgin literatür birikimine bir de sadece belirli konuları esas alan çalışmaların eklenmesi bu alanlarda söylenecekleri daha da netleştirmemize olanak sağlamaktadır. Bu anlamda ilgi durum ekinin Tonyukuk, Köl Tegin, Bilge Kağan, Ongi, Küli Çor yazıtlarındaki görüntüsü bu çalışmanın da çerçevesini belirleyecektir. Bugüne kadar ilgi durum ekinin -(n)Iñ şekli üzerinde bir mutabakat vardır. -(I)n, -(I)g ve -nI şekilleri üzerinde ise tartışmalı durum devam etmektedir. Son şekil -nI ilgi durum eki ise ses benzerliğinden dolayı belirtme durum eki olarak anılır. Eklerin bu kullanımları ele alınacak ve ilgili yerlerde bahsi geçen tartışmalara değinilecektir. Bu arada Balkanizm üzerinden ilgi durum eklerinin kökeni hakkında bir ileri sürme dile getirilecektir. ABSTRACT Studies on ancient Turkish inscriptions have reached a certain level today. Not only on Orkhon Inscriptions but also on the old Turkish inscriptions such as the Yenisei and Kyrgyzstan inscriptions, studies on the size of the articles and books can be compared to the researchers so far. Moreover, the rapid increase in the number of inscriptions is also worth noting. In essence, this wealth of information now allows Turkologists to further clarify what has yet to be said in these areas. In this context, the genitive case suffix in the Tonyukuk, Kol Tegin, Bilge Kagan, Ongi, and Kuli Çor inscriptions will determine the frame of this study. There is a consensus on the -(n)Iñ genitive case suffix. But the controversial situation on the suffixes -(I)n, -(I)g and -nI continues. The last genitive case suffix -nI is referred as a accusative case suffix due to the homonym. These uses of the suffixes will be shown and the discussions mentioned in the relevant places will be dealt with. In the meantime, an idea will be expressed about the origins of genitive case suffixes in Balkanism.
Her sanatçı gibi şair de verdiği eserle, yani şiirleriyle ölümsüzlüğü
hedefler. Bunu yaparken iki... more Her sanatçı gibi şair de verdiği eserle, yani şiirleriyle ölümsüzlüğü hedefler. Bunu yaparken iki temelden hareket eder: Birincisi “işlediği konu”, ikincisi ise “ele aldığı konuyu işleyiş şeklidir”. Alanında yetkin çalışmalara konu olmuş bu birinci başlığa, yine bu eserlerden faydalanarak çalışmada kısaca değinilecektir. Asıl üzerinde durulacak başlığı ise “Sunuluş” olarak da adlandırılabilecek “konunun ele alınış şekli” oluşturacaktır. Bu çalışmada, dil biliminin ele aldığı anlam olayları içinde benzetme, aktarma, karşıtlama ve alışılmamış bağdaştırmalar gibi konular üzerinden Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirine dil bilimsel bir bakış getirilmeye çalışılacaktır.
Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüz... more Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştır. Bu buluşla birlikte Türkoloji çalışmaları Çuvaşça üzerinden farklı bir ivme kazanmış ve Orta çağda Batı Türklüğünün diline dair önemli veriler, günümüzdeki yegâne vârisine de böylece kavuşmuştur. Daha sonraki çalışmalarda Türkçenin diğer dillerle ortaklaşmış olabileceği tipolojik bazı özellikler için ki bir kısmından haberdar bile değiliz, bir kısmına ise malum çekincelerden dolayı belirli bir mesafede durmayı yeğlediğimiz tartışma götürmez bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu ifade edebiliriz. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna eski Türk yazıtları ve Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
ÖZET Klasik edebiyat verdiği çok sayıda eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilcile... more ÖZET Klasik edebiyat verdiği çok sayıda eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin bir kaynak olma kimliğine sahiptir. Sosyal hayata, günlük yaşantıya ve diğer kültürel değerlere ait pek çok bilgi gibi dönemin birçok özelliği, bu metinler yardımıyla takip edilebilirken bunun yanında söz varlığında veya birtakım gramer şekillerinde görülebilen eskicil özellikler incelemeye değer konular oluşturmaktadır. Bu konu çerçevesinde ele alınan İbn-i Kemâl Dîvânı XVI. asırda Türk dilinde yaşayan eskicil unsurların bir kısmını içinde barındırması bakımından önemli bir o kadar da üzerinde durulması gereken verileri ihtiva etmektedir. Dîvân'da sıkça görülen eskicil şekillerden birine şu örneği vermek dikkat çekici olacaktır: I. teklik şahıs emir / istek eki-AyIn içerdiği şekil itibarıyla Eski Türkçe dönemine kadar indirilebilirken bugün artık yerini-AyIm şekline bırakmıştır. Bu örnek hem geçmişteki bir ögenin metinde yer alması hem de kullanımın bugüne ulaşamamış olması bakımından kayda değerdir denebilir. Dîvân'da geçen " dinlemek " anlamındaki eslemek sözcüğü de yine Eski Anadolu Türkçesi döneminde yani bir önceki dönemde kullanılan ama bugüne ulaşmayan bir başka ilgi çekici kullanımı göstermektedir. Bu örnek, gramer yapılarının yanında söz varlığında da görülen bir şekil olması bakımından ilgi çekicidir. Bu ve buna benzer eskicil şekillerin sayısını örneklemeler yoluyla artırmak ve bu suretle incelemek günümüzdeki tarihî gramer araştırmaları için de yararlı olacaktır. ABSTRACT Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms are subjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: First oneness character order/wish affix –AyIn affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –AyIm form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. Eslemek word meaning “to listen” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
Klasik edebiyat verdiği ürünlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin... more Klasik edebiyat verdiği ürünlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin bir kaynak olma niteliğine sahiptir. Sosyal hayata ve diğer kültürel değerlere ait pek çok bilgi gibi dönemin birçok özelliği, bu metinler yardımıyla takip edilebilirken bunun yanında söz varlığında veya birtakım gramer şekillerinde görülebilen arkaik özellikler incelemeye değer konular oluşturmaktadır. Bu konu çerçevesinde ele alınan Sehî Bey Dîvânı XVI. asırda Türk dilinde yaşayan arkaik unsurların bir kısmını barındırması bakımından önemli verileri ihtiva etmektedir. Dîvân’da sıkça görülen arkaik şekillerden birine şu örneği vermek dikkat çekici olacaktır: “Dâğlar halkası geydürdi zırıhlar tenüme / Cebe satmak nic’olur göstereyin düşmenüme” beytindeki I. teklik şahıs emir/istek eki -eyin eki içerdiği şekil itibarıyla eski Türkçe dönemine kadar indirilebilirken bugün artık yerini - eyim şekline bırakmıştır. Bu örnek, hem geçmişteki bir ögenin metinde yer alması bakımından hem de kullanımın bugüne ulaşamamış olması bakımından dikkat çekicidir. “Bu emre ey dil olduƞ çünki me’mūr/Düriş kim oldı el-me’mūr ma‘ẕūr ” beytinde “çalış-” anlamındaki düriş- fiili de yine Eski Anadolu Türkçesinde yani bir önceki dönemde kullanılan ama bugüne ulaşamayan bir başka kullanımı göstermektedir. Bu örnek, gramer şekillerinin yanında söz varlığında da görülen bir şekil olması bakımından ilgi çekicidir. Bu ve buna benzer arkaik şekillerin sayısını örneklemeler yoluyla artırmak suretiyle incelemek günümüzdeki tarihî gramer araştırmaları için de yararlı olacaktır. Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms aresubjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: Whilst in the stave of “Dâğlar halkası geydürdi zırıhlar tenüme / Cebe satmak nic’olur göstereyin düşmenüme” first oneness character order/wish affix –eyin affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –eyim form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. esle word meaning “to listen” in the stave of “Hakkıla ger hak olmag istersen/Zikr-i Hakk eyle sözimi esle” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
III. çokluk şahıs iyelik eki, bilindiği üzere -lAr çokluk ve -(s)I III. teklik şahıs iyelik ekind... more III. çokluk şahıs iyelik eki, bilindiği üzere -lAr çokluk ve -(s)I III. teklik şahıs iyelik ekinden oluşmuştur. Geçmişten günümüze kullanımı da -lArI biçiminde gerçekleşmiştir. Ekin bünyesinde var olan -lAr çokluk eki üstlendiği işlev açısından ikili bir kullanım ortaya koymaktadır. Çokluk eki, evleri örneğinde tek başına bir işlev üstlenip ev kelimesini çokluk yapabildiği gibi, III. teklik şahıs iyelik ekiyle birlikte kullanımında birden çok sahibi de gösterebilmektedir. Çokluk eki çeşitli kullanımlarıyla (yalın veya iyelik ekiyle birlikte) bağlam içinde bazen bu iki işlevi birlikte gösterebileceği gibi bazen de bu işlevlerden sadece birini yerine getirmektedir. İncelediğimiz dil bilgisi eserlerinin bir kısmı, çokluk ekinin sadece nesneye bakan çokluk işlevini kabul ederken sahibe yönelik çokluk işlevini kabul etmemektedirler. Her iki işlevi kabul eden çalışmalarda ise çokluk eki ve III. çokluk şahıs iyelik eki açısından herhangi bir hareket tarzı belirlenmemiş olup konu ekin yapıya kattığı anlamlarla sınırlandırılmıştır. Bu hâliyle konu üzerinde söylenenler birbirinden farklı bir görüntü sunmaktadır. Şüphesiz bu birbirinden farklı görüntü, bu yapının kullanım farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Özellikle onların evi örneğindeki iyelik ekinin çokluk şeklinin kullanımı yerine teklik şeklinin tercih edilmesi bu birbirinden ayrı yaklaşımların doğmasına sebep olmuştur. Bu ve buna benzer diğer örneklerin yeniden ele alınıp belirli bir sınıflamayla incelenmesi, yapılacak yeni çalışmalarla konuya farklı bakış açılarının getirilmesi için gereklidir. Bildiri boyunca, ortaya koymaya çalıştığımız bu problemden hareketle bağlam içinde çokluk ekinin III. çokluk şahıs iyelik eki bünyesinde yerine getirdiği işlev veya işlevlerden hareketle bir belirleme yapılmaya çalışılacaktır. BU belirlemeyle de özellikle ekin gösterimi konusunda bir hareket tarzı oluşturulmaya çalışılacak ve bu konuda bir öneri dile getirilecektir.
Türk gramerciliği üzerinde Batılı gramer anlayışının egemenliği bilinen bir gerçektir. Bu gelenek... more Türk gramerciliği üzerinde Batılı gramer anlayışının egemenliği bilinen bir gerçektir. Bu gelenekte verilmiş hükümler, çoğu zaman genel dil bilimi verilerine uygunluk gösterse de özelde Türkçe için birtakım aykırı durumların ortaya çıktığı da üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu çalışmada böyle olduğu düşünülen -sa şart eki ele alınacaktır. Şahıs işareti almasına rağmen -sA şart ekinin zarf-fiil eki olarak değerlendirilmesiyle ilgili tartışmalar bugün için bitmiş gözükmemektedir. Bu ekin şahıs işareti alıyor olması ve zarf fiil yapılarının 'şahıs işareti almaması' görüşü bu çalışmada daha önceki yayınlar ışığı altında irdelenecektir.
Abstract The dominance of Western grammar apprehension on Turkish grammar is a widely known truth. Given judgements in this tradition, even mostly show coherence with general linguistics, in custom some contradictory situations for Turkish arising is a matter needed to be asserted. In this study, a data being thought to be like that will be approached. Although it takes personal mark, debates about -sA conditional suffix’s being evaluated as gerund are not about to seem to have finished for today. View of that this suffix takes personal mark and structures of gerund doesn’t take “personal mark” will be explicated in the light of former issues in this study.
Özet
Bu çalışmada Türkiye Türkçesi alanında kullanılan düzen “nizam” sözcüğü yapı bilgisi açısınd... more Özet Bu çalışmada Türkiye Türkçesi alanında kullanılan düzen “nizam” sözcüğü yapı bilgisi açısından ele alınmıştır. Sözcük öncelikle dil bilgisi çalışmalarında nasıl değerlendirilmiş bunun üzerinde duruldu. Bu kaynaklardaki farklılıklar gösterildikten sonra Eski Uygur Türkçesi döneminde karşılaşılan bir şekille sözcüğün ilgisinin olup olmadığı araştırıldı. Daha sonra anlam bilgisinden de faydalanılarak sözcüğün metinlerde ve ağızlarda karşılaşıldığı şekillerinden hareketle sözcüğün yapısı aydınlığa kavuşturulmaya çalışıldı. Abstract In this study the word düzen “system” which is used in Turkey Turkish is discused in terms of morphology. Firstly the situation of word in the grammars is discussed. After denoting of the differents in these sources, it is quested that if there is a relationship between the word and a form in Old Uyghurish Turkish period. After all of these process the formation of the word is tried to be explained by using the forms which are used in old texts and Anatolian dialects and in light of the foregoing of semantics.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science , 2015
Özet:
Oğuzların tarih içinde kendilerine ait, türünün nadir ve ilk örneklerinden biri olan Dede K... more Özet: Oğuzların tarih içinde kendilerine ait, türünün nadir ve ilk örneklerinden biri olan Dede Korkut Oğuznameleri, içerdiği zengin anlatımla yalnız geçmişte Oğuz boylarının yaşantısına dair verileri içinde barındırmaz, aynı zamanda dile ait pek çok veriyi de içinde barındırır. Bu yönüyle Eski Türkiye Türkçesi için bu metnin eskicil ögeleri de içinde saklayan yapısının dil çalışmaları için ne denli önemli olduğu ortadadır. Bu çalışmada, üzerinde birtakım farklı görüşlerin ileri sürüldüğü ban sözcüğü üzerinde durulacaktır. Abstract: Dede Korkut Epics, one of the first and rare examples of its variety and belonging to their own during the history, not only include the datas according to Oguzs clans' life in the past with rich narration, but also aplly ownership to a lot of datas belonging to the language. With this aspect, for Old Turkey Turkish this text's structure consisting of older elements how important is obvious for linguistic studies. In this study, the ban word, to which some different views were alleged, will be emphasized.
Özet: Eski Türkçe metinlerin anlamlandırılması konusunda birçok halledilmemiş sorunun bulunduğu b... more Özet: Eski Türkçe metinlerin anlamlandırılması konusunda birçok halledilmemiş sorunun bulunduğu bir gerçektir. Konu anlam olunca bu durum kaçınılmaz olmaktadır. Özellikle Eski Türkçe dönemine ait metinlerde rastlanan bu durum, metinlerin hem kısalığı hem de azlığı gibi sebeplere bağlanabilir. Bu çalışmada aynı durumda olan bir kişi yaŋılsar uguşı bodunı ebi eşükiŋe tegi kıdmaz ermiş ibaresi üzerinde durulacaktır. Araştırmacılar, kıd-fiili üzerindeki bilinmezliği gidermek için çok sayıda yayın yapmışlardır. Bu tartışmaların çoğu bundan önceki yayınlarda ele alındığı için tartışmalara uzun uzadıya yeniden değinilmemiştir. Ercilasun ve İnayet'in görüşleri üzerinden yeni bir eleştiriye gidilmeye çalışılmıştır. İbare anlamlandırılırken yapı bilgisine dayanarak sunulan verilerden sonra metnin bağlamı göz önünde tutulmaya çalışılmıştır. Abstract: It's a fact that there are a lot of unresolved problems about signification of Old Turkish Texts. When the matter is signification, this circumstance has become inevitable. Having coincided in texts especially belonging to Old Turkish Era, this circumstance can be attached to reasons such as both the minority and the brevity of the texts. In this study, being in the same circumstance, the phrase of bir kişi yaŋılsar uguşı bodunı ebi eşükiŋe tegi kıdmaz ermiş will be emphasized. Researchers have published very much in order to satisfy the obscurity upon the kıd-verb. Since much of these arguments have been dealt in the former publishments, the arguments haven't been mentioned at length. A new criticism has been attempted to propose over Ercilasun and İnayet's views. When the phrase is about to be significated, the concept of the text also has been attempted to be counted after the datas, presented in terms of the structure knowledge.
Öz: Sosyal Bilimler Dergisi'nde çıkan bir yazımızda zamir n'si üzerinde durarak yeni bir ileri sü... more Öz: Sosyal Bilimler Dergisi'nde çıkan bir yazımızda zamir n'si üzerinde durarak yeni bir ileri sürmede bulunmuştuk. Bu yazı, Dil Araştırmaları dergisinde bir makale ile eleştirilmiştir. Bu eleştiride gözden kaçtığını veya anlaşılmadığını düşündüğümüz noktalar bu yazıda yeniden ele alınmıştır. Bu arada eleştiri sahibinin yazıtlardaki imla üzerinden yeni çıkarımları olmuştur. Burada aksadığını düşündüğümüz yönler de gösterilmiştir. Beş maddelik zamir n'sinin kökeni konusundaki görüşün tekrarı ile yazı bitirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Zamir n'si, Genel Türkçe, nazal ünlü, belirtme durum eki. Abstract: An article of us which was published in The Journal of Social Sciences was about the pronominal n. There, we mentioned a new theory. This article was criticised in an article which was published in Dil Araştırmaları. The points in this article which were misunderstood or gone unnoticed are embraced again in this article. The article author also got some arguments which depends on the orthography of Orkhon Inscriptions. The mistakes and logic errors are shown in this article. At the end of the article, the origin of the pronominal n is dealed once more time. Keywords: the pronominal n, General Turkish, nasal vowel, the accusative suffix. Giriş Bu yazı, Özdemir 2015'te Türklerde mekân algısı üzerine kurduğumuz teoriyi desteklemek üzere yeni verileri ortaya koymak için kaleme alınacaktı ki Sultanzade'nin şahsım hakkında bir dizi hakarete varan ithamlarının da bulunduğu çalışması çıktı (Sultanzade 2016). Yazarın bu düşüncelerini çürütmeden yeni delilleri sunmak çok akıllıca olmayacak. Üzülerek ifade etmeliyiz ki yazar yazılarımızda bulduğu birtakım hatalardan dolayı esasa ilişkin meseleleri bilerek veya bilmeyerek atlamıştır.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Özet Eski Türkçe dönemindeki belirtme ve ilgi durum ekleri üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu... more Özet Eski Türkçe dönemindeki belirtme ve ilgi durum ekleri üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu ekler arasında kurulan 'belirlilik' paydaşlığı, eklerin birbirinin yerine kullanıldığı izleniminin en önemli sebebi sayılabilir. Şüphesiz bu durum bir algı yanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada, Çağatay ve Harezm Türkçelerindeki konuyla ilgili örneklerle Karaçay-Malkar ve Kumuk Türkçeleri üzerinden bir çıkarım yapılarak adı geçen eklerin Eski Türkçe ve devamı için yeniden yapılandırılması hedeflenecektir. Anahtar Kelimeler: belirtme durum eki, ilgi durum eki, Eski Türkçe, Çağatay Türkçesi. Abstract There are several studies on the accusative and genetive suffixes. It has been exceeded the linguistic reality by considering the fellowship of 'certainty' between two structure. Certainly it is originated from the error of perception. It is aimed that the reconstruction of two structure by the help of the samples from Chagatay Turkish and the situatin of the dialects of Karaçay-Malkar and Kumuk Turkish.
SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science, 2015
Çalışmada önce zamir n’sinin kaynağını nazal ünlüde arayan görüş eleştirilecek. Daha sonra zamir ... more Çalışmada önce zamir n’sinin kaynağını nazal ünlüde arayan görüş eleştirilecek. Daha sonra zamir n’sinin kaynağı bir biçimbirim olarak belirlenmeye çalışılacak. Bunun için öncelikle şahıs zamirlerinin bugünkü durumu ele alınacak. Bu yapılırken Eski Türkçe yönelme-bulunma durum eki -KA üzerinde durulacak. Bu ekin I. ve II. teklik şahıs zamirlerinin ünlülerini kalınlaştırması üzerinden bir çıkarım yapılacaktır. / First, the argument which determines the nasal voice as the source of pronominal n will be criticized in this study. And then it will be tried to determine the source of pronominal n as a morpheme. Hence the situation of person pronouns of modern dialects is going to be dealed. While doing this, the dative-locative suffix of Old Turkic, -KA, will be emphasized. It’ll be made inferences by the effect of this suffix on the velarisation of I. and II. person pronouns’ vocals.
Özet:
III. teklik kişi iyelik eki üzerinde bir hayli durulmuş olup yapılan çalışmalar artık öncek... more Özet: III. teklik kişi iyelik eki üzerinde bir hayli durulmuş olup yapılan çalışmalar artık öncekilerin tekrarı olma hüviyetini kazanmaya başlamıştır. Bu çalışma da önceki teorilerden türeme teorisini esas almış olup bu anlamda alana yeni deliller sunmayı amaç edinmiştir. Öncelikle bahsi geçen iyelik ekiyle ilgili iki görüş değerlendirilmiştir. Daha sonra eski bir teori olan türeme teorisi ele alınmıştır. İyelik ekiyle ilgili tüm bu öne sürmeler Çağatay dil konuşurlarının atalarının oynadığı rol üzerine bina edilmiştir. Son kısımda belirtme durum eki üzerinde durulmuştur.
Abstract: It has been highly emphasized on third singular possesive sufx and now the studies of it have been started to gain the identity to be repetition of the former studies. This study is also based on the derivation theory from the former theories and in this sense, aims to present new proofs to the area. Primarily, two views are evaluates about the mentioned possesive sufx. Then, The derivation theory, old, is approached. All these suggestions about possesive sufx are built on the role of possible ancestors of Chagatai language speakers. In the nal section, specication status sufx is emphasized.
Klasik edebiyat verdiği eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin... more Klasik edebiyat verdiği eserlerle bugün yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin bir kaynak olma kimliğine sahiptir. Sosyal hayata ve diğer kültürel değerlere ait pek çok bilgi gibi dönemin birçok özelliği, bu metinler yardımıyla takip edilebilirken bunun yanında söz varlığında veya birtakım gramer şekillerinde görülebilen eskicil özellikler incelemeye değer konular oluşturmaktadır.
Çuvaşçada ilgi ekinin durumu, belirtme ve yönelme eklerinin bir olması gibi meselelerin izahında... more Çuvaşçada ilgi ekinin durumu, belirtme ve yönelme eklerinin bir olması gibi meselelerin izahında kullanılan argümanlar karşıt görüşleri desteklemek için de kullanılabilir. Bu anlamda Balkanizm veya Balkanizasyon diye bilinen ve Comrie'nin belirlemesiyle "saha tipolojisi" olarak adlandırdığı özellikler Türkçenin bu ana meseleleri hakkında bizlere birtakım ipuçları verir fikrindeyiz.
Özellikle Balkanizasyon'da gördüğümüz "ilgi eki" ile "durum ekleri" (yönelme) arasındaki ilişki, Çuvaşçadaki görüntünün yeniden yorumlanması konusuna ışık tutacağını düşünüyoruz. Zamirlerde katmerli çekim üzerine yapılan yeni çalışmalar da bu söylediklerimize ek olarak Sertkaya Hocamın bu çekimler için ifade ettiği Mongolizm fikrine karşı bizim 2015 yılında ilgi ekinin bu çekimde oynamış olduğu rolü gösteren ileri sürmelerimizi teyit etmektedir. Tüm bunları birleştirince bu çalışmada, Türkçede belirtme ve ilgi durum eklerinin kökenleri üzerine bir şeyler söylemek mümkün olabilmiştir.
Yanlış hatırlamıyorsam bu çalışma Balkanizasyon'un durum ekleri üzerinden Türkçedeki yansımaları hakkında da bir ilk olma özelliği taşımaktadır.
Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle devrim niteliğinde önemli bir buluş gerçekleşmiş ve Çuv... more Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle devrim niteliğinde önemli bir buluş gerçekleşmiş ve Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştır. Bu devrim niteliğindeki buluşla birlikte Türkoloji çalışmaları Çuvaşça üzerinden farklı bir ivme kazanmış ve Orta çağda Batı Türklüğünün diline dair önemli veriler, günümüzdeki yegâne vârisine de böylece kavuşmuştur. Daha sonra yapılan çalışmalardaki Türkçenin diğer dillerle ortaklaşmış olabileceği tipolojik bazı özellikler için ki bir kısmından haberdar bile değiliz, bir kısmına ise malum çekincelerden dolayı belirli bir mesafede durmayı yeğlediğimiz tartışma götürmez bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu burada ihtiyatlı bir kayıtla ifade etmek yerinde olur. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Tarihî dönemlerde durum eklerinin birbirinin yerine nöbetleşe kullanılışı sıradan bir durumdur ve herhangi bir metin araştırmacısı için bu durum çok da üzerinde durulası ve vakit geçirilesi bir konu değildir. Bu nöbetleşe kullanımlarda görülen hususiyetler de aşağı yukarı her dönemde, hepsine olmasa bile bir kısmına rastlanabildiği için, bu eklerin nöbetleşmesi hemen akla bir rastgeleliliği getirir. Tarihî metinlerden Kutadgu Bilig de bu açıdan oldukça zengin bir görüntü arz etmektedir. Bu anlamda Kutadgu Bilig üzerine yapılmış çalışmalarda da defaatle gösterildiği üzere bu nöbetleşmenin sayısız örneğiyle karşılaşırız. Bu özelliklerden örneklere yansıyan bir kısmı sistemli bir bakış açısıyla irdelendiğinde ise bugün özellikle Türkoloji’nin üzerinde mutabakata varılmış olan dillik hususiyetlerinin hiç de öyle sanıldığı gibi olmadığı ortaya konabilir. Konunun örneklerinin bir kısmının Kutadgu Bilig’de geçiyor olması ve metnin bağlamının kendince yeterli ve bütünlüklü olması bu değerlendirmeleri de sağlıklı yapma olanağını bizlere sunmaktadır. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
Uploads
Papers by Hakan ÖZDEMİR
Anahtar Kelimeler: Etimoloji, Yunus Emre, hemrāh, amraķ.
ABSTRACT: Etymology studies, as it is known, occupy a very important and wide place in the field of Turcology. In essence, etymology is a study of origins that emerges by revealing possible views on the word by analyzing the structures on it by adhering to the possible meaning or meanings of the word, and by getting help from other words that fall within the conceptual field, if any. In this respect, etymology is a kind of mental exercise as a static knowledge production activity. It can be said that similar exercises have been done in the past for the word Emre. In this sense, it can be said that what has been said in the past is sufficient to get an idea about the origin of the word Emre. So much so that, at first glance, it can be stated with great ease that the word "emre" may be a modified form of the word "hemrah". Both the lifestyle of Yunus Emre, whose philosophy of dervish transgressed the borders, the concept of leech, which includes the concept of the path in Sufism, and the sound changes of the word, which made it possible for us to build a bridge to the new form, have an important role in the formation of our opinion. Despite all these strong data, the relationship between emre and amrak, which we think is overshadowed, presents an image that deserves to be emphasized again. Contrary to the most basic basis of etymology, which includes a discipline that develops on the necessity of refuting the ideas that have been put forward, it would be useful to focus on the possibility of both ideas. In short, it can be argued that the word amrak, which has enough data to eclipse it, can be argued that all the doors cannot be closed on the way to hemrah.
Keywords: Etymology, Yunus Emre, hemrāh, amraķ,
Yapı üzerine tartışmadan ilk defa 2018 yılında haberdar oldum. Academia.edu internet sitesinde açılan bu tartışma 2019 yılında bir makale hâlini aldı. Bugün bir kısmı yazı dilinde de kullanım alanı bulan yapının Eski Türkçedeki kullanımlarla bir ilgisinin var olup olamayacağı hususu tartışmanın da yazının da özünü oluşturmaktaydı. Bugün karşılaştığımız işlev farklılığı, ekten kelimeye olan değişim ve tarihî dönemlerde tanıklarına rastlanmaması yapının geçmişle bugün arasında kurulacak olan ilgisinin önündeki başlıca sorunlardır. Bu sorunları aşmak için inandırıcı delillere olan ihtiyaç ise ortadadır. Eğer böyle bir ilgi varsa özellikle ekten kelimeye doğru gelişim gerçekten inandırıcı delillerle ortaya konulması gereken önemli bir sorun oluşturmaktadır. Elimizde bildiğim kadarıyla benim de olmazlığına işaret ettiğim ve Steingass’ın ekten kelimeye geçişi iddiasında bulunduğu Dede Korkut Oğuznameleri’nde de geçen ban kelimesi var. Bu tartışmalı örnek üzerindeki fikrim bugün de değişmiş değil. Tüm bunların karşısında yapının Eski Türkçe şekillerle benzerliği ise ortadadır. Bu yazıda bu benzerliğin sebebinin bir yerlileştirme olayı olduğu ileri sürülüp ispatlanmaya çalışılacaktır.
I first heard about the debate on structure in 2018. This discussion opened on the academia.edu website became an article in 2019. The question of whether the structure, some of which is also used in written language today, could have a connection with the uses in Old Turkish was the essence of the discussion and the article. The difference in function that we encounter today, the change from suffix to word, and the absence of examples in historical periods are the problems in the connection of the structure that will be established between the past and the present. The need for convincing evidence to overcome these problems is obvious. If there is such a connection, especially the development from suffix to word is an important problem that should be put forward with convincing evidence. As far as I know, there is the word ban, which is also mentioned in the Dede Korkut Oghuz Names, which I also point out to be inappropriateness and that Steingass claims to the development from suffix to word. My opinion on this controversial example has not changed today. In the face of all these, the similarity of the structure with the Old Turkish forms is obvious. In this article, it will be attempted to prove that the reason for this similarity is a domestication event.
ABSTRACT
Studies on ancient Turkish inscriptions have reached a certain level today. Not only on Orkhon Inscriptions but also on the old Turkish inscriptions such as the Yenisei and Kyrgyzstan inscriptions, studies on the size of the articles and books can be compared to the researchers so far. Moreover, the rapid increase in the number of inscriptions is also worth noting. In essence, this wealth of information now allows Turkologists to further clarify what has yet to be said in these areas. In this context, the genitive case suffix in the Tonyukuk, Kol Tegin, Bilge Kagan, Ongi, and Kuli Çor inscriptions will determine the frame of this study. There is a consensus on the -(n)Iñ genitive case suffix. But the controversial situation on the suffixes -(I)n, -(I)g and -nI continues. The last genitive case suffix -nI is referred as a accusative case suffix due to the homonym. These uses of the suffixes will be shown and the discussions mentioned in the relevant places will be dealt with. In the meantime, an idea will be expressed about the origins of genitive case suffixes in Balkanism.
hedefler. Bunu yaparken iki temelden hareket eder: Birincisi “işlediği
konu”, ikincisi ise “ele aldığı konuyu işleyiş şeklidir”. Alanında yetkin
çalışmalara konu olmuş bu birinci başlığa, yine bu eserlerden
faydalanarak çalışmada kısaca değinilecektir. Asıl üzerinde durulacak
başlığı ise “Sunuluş” olarak da adlandırılabilecek “konunun ele alınış
şekli” oluşturacaktır. Bu çalışmada, dil biliminin ele aldığı anlam
olayları içinde benzetme, aktarma, karşıtlama ve alışılmamış
bağdaştırmalar gibi konular üzerinden Şair Hasan Hüseyin
Korkmazgil’in şiirine dil bilimsel bir bakış getirilmeye çalışılacaktır.
bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı
noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu ifade edebiliriz. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna
eski Türk yazıtları ve Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
ABSTRACT Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms are subjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: First oneness character order/wish affix –AyIn affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –AyIm form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. Eslemek word meaning “to listen” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
“Bu emre ey dil olduƞ çünki me’mūr/Düriş kim oldı el-me’mūr ma‘ẕūr ” beytinde “çalış-” anlamındaki düriş- fiili de yine Eski Anadolu Türkçesinde yani bir önceki dönemde kullanılan ama bugüne ulaşamayan bir başka kullanımı göstermektedir. Bu örnek, gramer
şekillerinin yanında söz varlığında da görülen bir şekil olması bakımından ilgi çekicidir. Bu ve buna benzer arkaik şekillerin sayısını örneklemeler yoluyla artırmak suretiyle incelemek günümüzdeki tarihî gramer araştırmaları için de yararlı olacaktır.
Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms aresubjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: Whilst in the stave of “Dâğlar halkası geydürdi zırıhlar tenüme / Cebe satmak nic’olur göstereyin düşmenüme” first oneness character order/wish affix –eyin affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –eyim form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. esle word meaning “to listen” in the stave of “Hakkıla ger hak olmag istersen/Zikr-i Hakk eyle sözimi esle” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
Anahtar Kelimeler:-sA şart eki, istek kipi, zarf-fiil eki
Abstract
The dominance of Western grammar apprehension on Turkish grammar is a widely known truth. Given judgements in this tradition, even mostly show coherence with general linguistics, in custom some contradictory situations for Turkish arising is a matter needed to be asserted. In this study, a data being thought to be like that will be
approached. Although it takes personal mark, debates about -sA conditional suffix’s being evaluated as gerund are not about to seem to have finished for today. View of that this suffix takes personal mark and structures of gerund doesn’t take “personal mark” will be explicated in the light of former issues in this study.
Key Words: -sA conditional suffix, subjunctive mood, gerund
Bu çalışmada Türkiye Türkçesi alanında kullanılan düzen “nizam” sözcüğü yapı bilgisi açısından ele alınmıştır. Sözcük öncelikle dil bilgisi çalışmalarında nasıl değerlendirilmiş bunun üzerinde duruldu. Bu kaynaklardaki farklılıklar gösterildikten sonra Eski Uygur Türkçesi döneminde karşılaşılan bir şekille sözcüğün ilgisinin olup olmadığı araştırıldı. Daha sonra anlam bilgisinden de faydalanılarak sözcüğün metinlerde ve ağızlarda karşılaşıldığı şekillerinden hareketle sözcüğün yapısı aydınlığa kavuşturulmaya çalışıldı.
Abstract
In this study the word düzen “system” which is used in Turkey Turkish is discused in terms of morphology. Firstly the situation of word in the grammars is discussed. After denoting of the differents in these sources, it is quested that if there is a relationship between the word and a form in Old Uyghurish Turkish period. After all of these process the formation of the word is tried to be explained by using the forms which are used in old texts and Anatolian dialects and in light of the foregoing of semantics.
Oğuzların tarih içinde kendilerine ait, türünün nadir ve ilk örneklerinden biri olan Dede Korkut Oğuznameleri, içerdiği zengin anlatımla yalnız geçmişte Oğuz boylarının yaşantısına dair verileri içinde barındırmaz, aynı zamanda dile ait pek çok veriyi de içinde barındırır. Bu yönüyle Eski Türkiye Türkçesi için bu metnin eskicil ögeleri de içinde saklayan yapısının dil çalışmaları için ne denli önemli olduğu ortadadır. Bu çalışmada, üzerinde birtakım farklı görüşlerin ileri sürüldüğü ban sözcüğü üzerinde durulacaktır. Abstract:
Dede Korkut Epics, one of the first and rare examples of its variety and belonging to their own during the history, not only include the datas according to Oguzs clans' life in the past with rich narration, but also aplly ownership to a lot of datas belonging to the language. With this aspect, for Old Turkey Turkish this text's structure consisting of older elements how important is obvious for linguistic studies. In this study, the ban word, to which some different views were alleged, will be emphasized.
Abstract: It's a fact that there are a lot of unresolved problems about signification of Old Turkish Texts. When the matter is signification, this circumstance has become inevitable. Having coincided in texts especially belonging to Old Turkish Era, this circumstance can be attached to reasons such as both the minority and the brevity of the texts. In this study, being in the same circumstance, the phrase of bir kişi yaŋılsar uguşı bodunı ebi eşükiŋe tegi kıdmaz ermiş will be emphasized. Researchers have published very much in order to satisfy the obscurity upon the kıd-verb. Since much of these arguments have been dealt in the former publishments, the arguments haven't been mentioned at length. A new criticism has been attempted to propose over Ercilasun and İnayet's views. When the phrase is about to be significated, the concept of the text also has been attempted to be counted after the datas, presented in terms of the structure knowledge.
Abstract: An article of us which was published in The Journal of Social Sciences was about the pronominal n. There, we mentioned a new theory. This article was criticised in an article which was published in Dil Araştırmaları. The points in this article which were misunderstood or gone unnoticed are embraced again in this article. The article author also got some arguments which depends on the orthography of Orkhon Inscriptions. The mistakes and logic errors are shown in this article. At the end of the article, the origin of the pronominal n is dealed once more time. Keywords: the pronominal n, General Turkish, nasal vowel, the accusative suffix. Giriş Bu yazı, Özdemir 2015'te Türklerde mekân algısı üzerine kurduğumuz teoriyi desteklemek üzere yeni verileri ortaya koymak için kaleme alınacaktı ki Sultanzade'nin şahsım hakkında bir dizi hakarete varan ithamlarının da bulunduğu çalışması çıktı (Sultanzade 2016). Yazarın bu düşüncelerini çürütmeden yeni delilleri sunmak çok akıllıca olmayacak. Üzülerek ifade etmeliyiz ki yazar yazılarımızda bulduğu birtakım hatalardan dolayı esasa ilişkin meseleleri bilerek veya bilmeyerek atlamıştır.
Abstract There are several studies on the accusative and genetive suffixes. It has been exceeded the linguistic reality by considering the fellowship of 'certainty' between two structure. Certainly it is originated from the error of perception. It is aimed that the reconstruction of two structure by the help of the samples from Chagatay Turkish and the situatin of the dialects of Karaçay-Malkar and Kumuk Turkish.
III. teklik kişi iyelik eki üzerinde bir hayli durulmuş olup yapılan çalışmalar artık öncekilerin tekrarı olma hüviyetini kazanmaya başlamıştır. Bu çalışma da önceki teorilerden türeme teorisini esas almış olup bu anlamda alana yeni deliller sunmayı amaç edinmiştir. Öncelikle bahsi geçen iyelik ekiyle ilgili iki görüş değerlendirilmiştir. Daha sonra eski bir teori olan türeme teorisi ele alınmıştır. İyelik ekiyle ilgili tüm bu öne sürmeler Çağatay dil konuşurlarının atalarının oynadığı rol üzerine bina edilmiştir. Son kısımda belirtme durum eki üzerinde durulmuştur.
Abstract:
It has been highly emphasized on third singular possesive sufx and now the studies of it have been started to gain the identity to be repetition of the former studies. This study is also based on the derivation theory from the former theories and in this sense, aims to present new proofs to the area. Primarily, two views are evaluates about the mentioned possesive sufx. Then, The derivation theory, old, is approached. All these suggestions about possesive sufx are built on the role of possible ancestors of Chagatai language speakers. In the nal section, specication status sufx is emphasized.
Books by Hakan ÖZDEMİR
Özellikle Balkanizasyon'da gördüğümüz "ilgi eki" ile "durum ekleri" (yönelme) arasındaki ilişki, Çuvaşçadaki görüntünün yeniden yorumlanması konusuna ışık tutacağını düşünüyoruz. Zamirlerde katmerli çekim üzerine yapılan yeni çalışmalar da bu söylediklerimize ek olarak Sertkaya Hocamın bu çekimler için ifade ettiği Mongolizm fikrine karşı bizim 2015 yılında ilgi ekinin bu çekimde oynamış olduğu rolü gösteren ileri sürmelerimizi teyit etmektedir. Tüm bunları birleştirince bu çalışmada, Türkçede belirtme ve ilgi durum eklerinin kökenleri üzerine bir şeyler söylemek mümkün olabilmiştir.
Yanlış hatırlamıyorsam bu çalışma Balkanizasyon'un durum ekleri üzerinden Türkçedeki yansımaları hakkında da bir ilk olma özelliği taşımaktadır.
Drafts by Hakan ÖZDEMİR
Tarihî dönemlerde durum eklerinin birbirinin yerine nöbetleşe kullanılışı sıradan bir durumdur ve herhangi bir metin araştırmacısı için bu durum çok da üzerinde durulası ve vakit geçirilesi bir konu değildir. Bu nöbetleşe kullanımlarda görülen hususiyetler de aşağı yukarı her dönemde, hepsine olmasa bile bir kısmına rastlanabildiği için, bu eklerin nöbetleşmesi hemen akla bir rastgeleliliği getirir. Tarihî metinlerden Kutadgu Bilig de bu açıdan oldukça zengin bir görüntü arz etmektedir. Bu anlamda Kutadgu Bilig üzerine yapılmış çalışmalarda da defaatle gösterildiği üzere bu nöbetleşmenin sayısız örneğiyle karşılaşırız. Bu özelliklerden örneklere yansıyan bir kısmı sistemli bir bakış açısıyla irdelendiğinde ise bugün özellikle Türkoloji’nin üzerinde mutabakata varılmış olan dillik hususiyetlerinin hiç de öyle sanıldığı gibi olmadığı ortaya konabilir. Konunun örneklerinin bir kısmının Kutadgu Bilig’de geçiyor olması ve metnin bağlamının kendince yeterli ve bütünlüklü olması bu değerlendirmeleri de sağlıklı yapma olanağını bizlere sunmaktadır. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Etimoloji, Yunus Emre, hemrāh, amraķ.
ABSTRACT: Etymology studies, as it is known, occupy a very important and wide place in the field of Turcology. In essence, etymology is a study of origins that emerges by revealing possible views on the word by analyzing the structures on it by adhering to the possible meaning or meanings of the word, and by getting help from other words that fall within the conceptual field, if any. In this respect, etymology is a kind of mental exercise as a static knowledge production activity. It can be said that similar exercises have been done in the past for the word Emre. In this sense, it can be said that what has been said in the past is sufficient to get an idea about the origin of the word Emre. So much so that, at first glance, it can be stated with great ease that the word "emre" may be a modified form of the word "hemrah". Both the lifestyle of Yunus Emre, whose philosophy of dervish transgressed the borders, the concept of leech, which includes the concept of the path in Sufism, and the sound changes of the word, which made it possible for us to build a bridge to the new form, have an important role in the formation of our opinion. Despite all these strong data, the relationship between emre and amrak, which we think is overshadowed, presents an image that deserves to be emphasized again. Contrary to the most basic basis of etymology, which includes a discipline that develops on the necessity of refuting the ideas that have been put forward, it would be useful to focus on the possibility of both ideas. In short, it can be argued that the word amrak, which has enough data to eclipse it, can be argued that all the doors cannot be closed on the way to hemrah.
Keywords: Etymology, Yunus Emre, hemrāh, amraķ,
Yapı üzerine tartışmadan ilk defa 2018 yılında haberdar oldum. Academia.edu internet sitesinde açılan bu tartışma 2019 yılında bir makale hâlini aldı. Bugün bir kısmı yazı dilinde de kullanım alanı bulan yapının Eski Türkçedeki kullanımlarla bir ilgisinin var olup olamayacağı hususu tartışmanın da yazının da özünü oluşturmaktaydı. Bugün karşılaştığımız işlev farklılığı, ekten kelimeye olan değişim ve tarihî dönemlerde tanıklarına rastlanmaması yapının geçmişle bugün arasında kurulacak olan ilgisinin önündeki başlıca sorunlardır. Bu sorunları aşmak için inandırıcı delillere olan ihtiyaç ise ortadadır. Eğer böyle bir ilgi varsa özellikle ekten kelimeye doğru gelişim gerçekten inandırıcı delillerle ortaya konulması gereken önemli bir sorun oluşturmaktadır. Elimizde bildiğim kadarıyla benim de olmazlığına işaret ettiğim ve Steingass’ın ekten kelimeye geçişi iddiasında bulunduğu Dede Korkut Oğuznameleri’nde de geçen ban kelimesi var. Bu tartışmalı örnek üzerindeki fikrim bugün de değişmiş değil. Tüm bunların karşısında yapının Eski Türkçe şekillerle benzerliği ise ortadadır. Bu yazıda bu benzerliğin sebebinin bir yerlileştirme olayı olduğu ileri sürülüp ispatlanmaya çalışılacaktır.
I first heard about the debate on structure in 2018. This discussion opened on the academia.edu website became an article in 2019. The question of whether the structure, some of which is also used in written language today, could have a connection with the uses in Old Turkish was the essence of the discussion and the article. The difference in function that we encounter today, the change from suffix to word, and the absence of examples in historical periods are the problems in the connection of the structure that will be established between the past and the present. The need for convincing evidence to overcome these problems is obvious. If there is such a connection, especially the development from suffix to word is an important problem that should be put forward with convincing evidence. As far as I know, there is the word ban, which is also mentioned in the Dede Korkut Oghuz Names, which I also point out to be inappropriateness and that Steingass claims to the development from suffix to word. My opinion on this controversial example has not changed today. In the face of all these, the similarity of the structure with the Old Turkish forms is obvious. In this article, it will be attempted to prove that the reason for this similarity is a domestication event.
ABSTRACT
Studies on ancient Turkish inscriptions have reached a certain level today. Not only on Orkhon Inscriptions but also on the old Turkish inscriptions such as the Yenisei and Kyrgyzstan inscriptions, studies on the size of the articles and books can be compared to the researchers so far. Moreover, the rapid increase in the number of inscriptions is also worth noting. In essence, this wealth of information now allows Turkologists to further clarify what has yet to be said in these areas. In this context, the genitive case suffix in the Tonyukuk, Kol Tegin, Bilge Kagan, Ongi, and Kuli Çor inscriptions will determine the frame of this study. There is a consensus on the -(n)Iñ genitive case suffix. But the controversial situation on the suffixes -(I)n, -(I)g and -nI continues. The last genitive case suffix -nI is referred as a accusative case suffix due to the homonym. These uses of the suffixes will be shown and the discussions mentioned in the relevant places will be dealt with. In the meantime, an idea will be expressed about the origins of genitive case suffixes in Balkanism.
hedefler. Bunu yaparken iki temelden hareket eder: Birincisi “işlediği
konu”, ikincisi ise “ele aldığı konuyu işleyiş şeklidir”. Alanında yetkin
çalışmalara konu olmuş bu birinci başlığa, yine bu eserlerden
faydalanarak çalışmada kısaca değinilecektir. Asıl üzerinde durulacak
başlığı ise “Sunuluş” olarak da adlandırılabilecek “konunun ele alınış
şekli” oluşturacaktır. Bu çalışmada, dil biliminin ele aldığı anlam
olayları içinde benzetme, aktarma, karşıtlama ve alışılmamış
bağdaştırmalar gibi konular üzerinden Şair Hasan Hüseyin
Korkmazgil’in şiirine dil bilimsel bir bakış getirilmeye çalışılacaktır.
bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı
noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu ifade edebiliriz. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna
eski Türk yazıtları ve Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.
ABSTRACT Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms are subjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: First oneness character order/wish affix –AyIn affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –AyIm form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. Eslemek word meaning “to listen” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
“Bu emre ey dil olduƞ çünki me’mūr/Düriş kim oldı el-me’mūr ma‘ẕūr ” beytinde “çalış-” anlamındaki düriş- fiili de yine Eski Anadolu Türkçesinde yani bir önceki dönemde kullanılan ama bugüne ulaşamayan bir başka kullanımı göstermektedir. Bu örnek, gramer
şekillerinin yanında söz varlığında da görülen bir şekil olması bakımından ilgi çekicidir. Bu ve buna benzer arkaik şekillerin sayısını örneklemeler yoluyla artırmak suretiyle incelemek günümüzdeki tarihî gramer araştırmaları için de yararlı olacaktır.
Our classical literature with its given works, today not only for litterateurs but also for us linguists has an identity of rich source. While various features of the era like countless datas belonging to social life and other cultural values can be followed with the help of these texts, furthermore, archaic features seen in vocabulary and some grammar forms aresubjects worth for being studied. Sehî Bey Dîvân about which also we discussed in the frame of this subject, contains important datas from the aspect of having alive archaic elements in Turkish language in XVI. century. It will be noteworthy to give an example for one of archaic forms frequently seen in Dîvân: Whilst in the stave of “Dâğlar halkası geydürdi zırıhlar tenüme / Cebe satmak nic’olur göstereyin düşmenüme” first oneness character order/wish affix –eyin affix as at its own form can be diminished to old Turkish era, today now it left its place to –eyim form. This example is noteworthy in terms of both an element in the past having placed in the text and also its usage couldn’t have reached today. esle word meaning “to listen” in the stave of “Hakkıla ger hak olmag istersen/Zikr-i Hakk eyle sözimi esle” also shows another usage again in Old Anatolia Turkish namely having used in the former era but not able to have reached today. This example, besides grammar forms in terms of being a form seen also in vocabulary is interesting. It will be beneficial for also today’s historical grammar researches to study by increasing the number of these and similar to these archaic forms with samples.
Anahtar Kelimeler:-sA şart eki, istek kipi, zarf-fiil eki
Abstract
The dominance of Western grammar apprehension on Turkish grammar is a widely known truth. Given judgements in this tradition, even mostly show coherence with general linguistics, in custom some contradictory situations for Turkish arising is a matter needed to be asserted. In this study, a data being thought to be like that will be
approached. Although it takes personal mark, debates about -sA conditional suffix’s being evaluated as gerund are not about to seem to have finished for today. View of that this suffix takes personal mark and structures of gerund doesn’t take “personal mark” will be explicated in the light of former issues in this study.
Key Words: -sA conditional suffix, subjunctive mood, gerund
Bu çalışmada Türkiye Türkçesi alanında kullanılan düzen “nizam” sözcüğü yapı bilgisi açısından ele alınmıştır. Sözcük öncelikle dil bilgisi çalışmalarında nasıl değerlendirilmiş bunun üzerinde duruldu. Bu kaynaklardaki farklılıklar gösterildikten sonra Eski Uygur Türkçesi döneminde karşılaşılan bir şekille sözcüğün ilgisinin olup olmadığı araştırıldı. Daha sonra anlam bilgisinden de faydalanılarak sözcüğün metinlerde ve ağızlarda karşılaşıldığı şekillerinden hareketle sözcüğün yapısı aydınlığa kavuşturulmaya çalışıldı.
Abstract
In this study the word düzen “system” which is used in Turkey Turkish is discused in terms of morphology. Firstly the situation of word in the grammars is discussed. After denoting of the differents in these sources, it is quested that if there is a relationship between the word and a form in Old Uyghurish Turkish period. After all of these process the formation of the word is tried to be explained by using the forms which are used in old texts and Anatolian dialects and in light of the foregoing of semantics.
Oğuzların tarih içinde kendilerine ait, türünün nadir ve ilk örneklerinden biri olan Dede Korkut Oğuznameleri, içerdiği zengin anlatımla yalnız geçmişte Oğuz boylarının yaşantısına dair verileri içinde barındırmaz, aynı zamanda dile ait pek çok veriyi de içinde barındırır. Bu yönüyle Eski Türkiye Türkçesi için bu metnin eskicil ögeleri de içinde saklayan yapısının dil çalışmaları için ne denli önemli olduğu ortadadır. Bu çalışmada, üzerinde birtakım farklı görüşlerin ileri sürüldüğü ban sözcüğü üzerinde durulacaktır. Abstract:
Dede Korkut Epics, one of the first and rare examples of its variety and belonging to their own during the history, not only include the datas according to Oguzs clans' life in the past with rich narration, but also aplly ownership to a lot of datas belonging to the language. With this aspect, for Old Turkey Turkish this text's structure consisting of older elements how important is obvious for linguistic studies. In this study, the ban word, to which some different views were alleged, will be emphasized.
Abstract: It's a fact that there are a lot of unresolved problems about signification of Old Turkish Texts. When the matter is signification, this circumstance has become inevitable. Having coincided in texts especially belonging to Old Turkish Era, this circumstance can be attached to reasons such as both the minority and the brevity of the texts. In this study, being in the same circumstance, the phrase of bir kişi yaŋılsar uguşı bodunı ebi eşükiŋe tegi kıdmaz ermiş will be emphasized. Researchers have published very much in order to satisfy the obscurity upon the kıd-verb. Since much of these arguments have been dealt in the former publishments, the arguments haven't been mentioned at length. A new criticism has been attempted to propose over Ercilasun and İnayet's views. When the phrase is about to be significated, the concept of the text also has been attempted to be counted after the datas, presented in terms of the structure knowledge.
Abstract: An article of us which was published in The Journal of Social Sciences was about the pronominal n. There, we mentioned a new theory. This article was criticised in an article which was published in Dil Araştırmaları. The points in this article which were misunderstood or gone unnoticed are embraced again in this article. The article author also got some arguments which depends on the orthography of Orkhon Inscriptions. The mistakes and logic errors are shown in this article. At the end of the article, the origin of the pronominal n is dealed once more time. Keywords: the pronominal n, General Turkish, nasal vowel, the accusative suffix. Giriş Bu yazı, Özdemir 2015'te Türklerde mekân algısı üzerine kurduğumuz teoriyi desteklemek üzere yeni verileri ortaya koymak için kaleme alınacaktı ki Sultanzade'nin şahsım hakkında bir dizi hakarete varan ithamlarının da bulunduğu çalışması çıktı (Sultanzade 2016). Yazarın bu düşüncelerini çürütmeden yeni delilleri sunmak çok akıllıca olmayacak. Üzülerek ifade etmeliyiz ki yazar yazılarımızda bulduğu birtakım hatalardan dolayı esasa ilişkin meseleleri bilerek veya bilmeyerek atlamıştır.
Abstract There are several studies on the accusative and genetive suffixes. It has been exceeded the linguistic reality by considering the fellowship of 'certainty' between two structure. Certainly it is originated from the error of perception. It is aimed that the reconstruction of two structure by the help of the samples from Chagatay Turkish and the situatin of the dialects of Karaçay-Malkar and Kumuk Turkish.
III. teklik kişi iyelik eki üzerinde bir hayli durulmuş olup yapılan çalışmalar artık öncekilerin tekrarı olma hüviyetini kazanmaya başlamıştır. Bu çalışma da önceki teorilerden türeme teorisini esas almış olup bu anlamda alana yeni deliller sunmayı amaç edinmiştir. Öncelikle bahsi geçen iyelik ekiyle ilgili iki görüş değerlendirilmiştir. Daha sonra eski bir teori olan türeme teorisi ele alınmıştır. İyelik ekiyle ilgili tüm bu öne sürmeler Çağatay dil konuşurlarının atalarının oynadığı rol üzerine bina edilmiştir. Son kısımda belirtme durum eki üzerinde durulmuştur.
Abstract:
It has been highly emphasized on third singular possesive sufx and now the studies of it have been started to gain the identity to be repetition of the former studies. This study is also based on the derivation theory from the former theories and in this sense, aims to present new proofs to the area. Primarily, two views are evaluates about the mentioned possesive sufx. Then, The derivation theory, old, is approached. All these suggestions about possesive sufx are built on the role of possible ancestors of Chagatai language speakers. In the nal section, specication status sufx is emphasized.
Özellikle Balkanizasyon'da gördüğümüz "ilgi eki" ile "durum ekleri" (yönelme) arasındaki ilişki, Çuvaşçadaki görüntünün yeniden yorumlanması konusuna ışık tutacağını düşünüyoruz. Zamirlerde katmerli çekim üzerine yapılan yeni çalışmalar da bu söylediklerimize ek olarak Sertkaya Hocamın bu çekimler için ifade ettiği Mongolizm fikrine karşı bizim 2015 yılında ilgi ekinin bu çekimde oynamış olduğu rolü gösteren ileri sürmelerimizi teyit etmektedir. Tüm bunları birleştirince bu çalışmada, Türkçede belirtme ve ilgi durum eklerinin kökenleri üzerine bir şeyler söylemek mümkün olabilmiştir.
Yanlış hatırlamıyorsam bu çalışma Balkanizasyon'un durum ekleri üzerinden Türkçedeki yansımaları hakkında da bir ilk olma özelliği taşımaktadır.
Tarihî dönemlerde durum eklerinin birbirinin yerine nöbetleşe kullanılışı sıradan bir durumdur ve herhangi bir metin araştırmacısı için bu durum çok da üzerinde durulası ve vakit geçirilesi bir konu değildir. Bu nöbetleşe kullanımlarda görülen hususiyetler de aşağı yukarı her dönemde, hepsine olmasa bile bir kısmına rastlanabildiği için, bu eklerin nöbetleşmesi hemen akla bir rastgeleliliği getirir. Tarihî metinlerden Kutadgu Bilig de bu açıdan oldukça zengin bir görüntü arz etmektedir. Bu anlamda Kutadgu Bilig üzerine yapılmış çalışmalarda da defaatle gösterildiği üzere bu nöbetleşmenin sayısız örneğiyle karşılaşırız. Bu özelliklerden örneklere yansıyan bir kısmı sistemli bir bakış açısıyla irdelendiğinde ise bugün özellikle Türkoloji’nin üzerinde mutabakata varılmış olan dillik hususiyetlerinin hiç de öyle sanıldığı gibi olmadığı ortaya konabilir. Konunun örneklerinin bir kısmının Kutadgu Bilig’de geçiyor olması ve metnin bağlamının kendince yeterli ve bütünlüklü olması bu değerlendirmeleri de sağlıklı yapma olanağını bizlere sunmaktadır. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.