Papers by Samet Doğan
Idil Sanat ve Dil Dergisi, Oct 31, 2016
Bu makalede, çağdaş sanatın en önemli iki sanat hareketi olan İzlenimcilik ile Kübizm akımlarının... more Bu makalede, çağdaş sanatın en önemli iki sanat hareketi olan İzlenimcilik ile Kübizm akımlarının "zaman" kavramı ile bağıntıları ele alınacak ve bu konuda her iki akımın farklılıkları incelenecektir. Bu amaçla birinci bölümde İzlenimcik akımında "zaman"ın aktif rolü, eserlere yansıma biçimleri Aristoteles'in "zaman" konusundaki felsefi yaklaşımları eşliğinde incelenecektir. İkinci bölümde ise Kübizm'deki sanatsal üretim biçimlerinin "zaman" ile ilişkileri ele alınacak, buradan elde edilecek sonuçlar Augustinus'un "zaman" konusundaki görüşleri eşliğinde değerlendirilecektir. Bu çalışma süresince İzlenimcilik ve Kübizm'de "zaman" kavramının algılanma biçimleri, sanatçıların çalışmalarına yansıma şekilleri incelenecek ve her iki akımın bu konudaki temel farklılıkları açıklanmaya çalışılacaktır.
DergiPark (Istanbul University), Jun 30, 2022
Eva Hesse’in Eserlerinde Kadın Doğası, Malzeme Estetiği ve Post-Minimalist Tavır, 2023
Eva Hesse (1936-1970) Almanya doğumlu Amerikalı bir kadın sanatçıdır. Çalışmalarıyla Post-minimal... more Eva Hesse (1936-1970) Almanya doğumlu Amerikalı bir kadın sanatçıdır. Çalışmalarıyla Post-minimal ve Anti-form anlayışının öncülüğünü yapmış diğer yandan feminist bir duyarlılıkla kadın bedenine dönük heykelsi soyutlamalarıyla ön plana çıkmıştır. Estetik yaklaşımını gelenek dışı malzemelerle bütünleştiren sanatçı, kendi özgün teknikleriyle oluşturduğu çalışmalarında cesur ve yenilikçi bir tavır benimsemiştir. Eserlerinde kullandığı bu malzemelere sembolik anlamlar yükleyerek çalışmalarına yansıtan Hesse, Minimalizmin kabul görmeyen ekspresif içeriğini sonuna kadar kullanmıştır. Bu çalışmalarında kendi konumunu metafor olarak kullanan sanatçı, esnekliğin ve kırılganlığın doğasında var olan gücü eserlerine yansıtmıştır. Eva Hesse’nin sanat görüşünü ve eserlerini konu alan bu araştırma, temelde sanatçının kullandığı sıradışı malzemelerle oluşturduğu eserlerinde kadın duyarlılığına dönük form ve biçimleri eser-sanatçı ilişkisi bağlamında çözümleme amacı taşır.
SSS JOURNAL, 2023
Resim sanatında geleneksel malzemelerin dışında materyal kullanımı yıllar boyunca değişen bir çeş... more Resim sanatında geleneksel malzemelerin dışında materyal kullanımı yıllar boyunca değişen bir çeşitliliğe sahiptir. 1912'de Sentetik kübizm ile başlayan 1950'li yıllardan itibaren hız kazanan bu yöndeki uygulamalar, günümüze kadar değişen boyutlarda gelmiş, nihayetinde post-modern süreçte kendine oldukça yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. Günümüzde geleneksel olmayan malzemeleri yenilikçi fikirlerle bir araya getiren birçok sanatçı bulunmaktadır. Bu sanatçılar kendilerine has yöntemlerle farklı türdeki materyalleri bir araya getirip eserlerini üretmektedir. Eserlerinin anlamını ve duygusunu, kullandıkları malzemeler aracılığıyla aktarmaya çalışmaktadırlar. Söz konusu sanatçıların çalışma yöntemleri ve eserlerini ele alan bu makale, resim sanatında tuval üzerine uygulanan farklı türdeki materyal çeşitlerini, bunların uygulama biçimlerini örnek eserler eşliğinde inceleme ve çözümleme amacı taşır.
JOURNAL OF ARTS, 2023
While the Second World War caused great havoc and destruction all over the world, these effects a... more While the Second World War caused great havoc and destruction all over the world, these effects also had an impact on the understanding of art of the period. Many artists who reflect these influences on their works with all their dimensions have created their art by developing different forms of sensibility. Anselm Kiefer, who stands out among these artists, is known as one of the most important living artists of today's art world. His works deal with recent German history, the destruction and violence of the Nazi Era. The works he deals with around these topics also include myths, legends and stories from different world cultures. The extraordinary methods and use of materials that Kiefer uses in his works are the most important features that distinguish him from his contemporaries. Utilizing molten lead and straw, as well as many natural and chemical elements, the artist has developed a different language of expression by integrating all these materials into his paintings on a gigantic scale. This article, which deals with the symbolic relations and usage methods of the materials used by Anselm Kiefer in his works, mainly focuses on the use of straw and lead in the artist's canvas paintings. In this context, the works created by the artist using straw and lead were investigated in all aspects and tried to determine the place and importance of these materials in Kiefer's artistic practices. In the first part of the study, Kiefer's artistic personality, artistic approaches and thematic approaches in his works were examined. In the next section, the types of materials used in his works, the importance of these materials for the artist and the way these materials are performed are discussed. In the last part of the study, the artist's practices regarding the use of straw and lead were examined, and the symbolic, historical and metaphorical meanings of these materials, the way they were used in his works, their relations with the subject and their relations with the works were tried to be analyzed in the context of sample works.
SANATTA KÜLTÜRLERARASI ETKİLEŞİM VE KÜRESELLEŞME BAĞLAMINDA “DESEN VE DEKORASYON HAREKETİ” GRUBUNUN ÖNEMİ, 2022
“Desen ve Dekorasyon Hareketi” (Pattern and Decoration Movement) 1970 tarihinde Amerika’da kurula... more “Desen ve Dekorasyon Hareketi” (Pattern and Decoration Movement) 1970 tarihinde Amerika’da kurulan kisa ömürlü fakat etkili bir sanat hareketidir. Grubun ilkesi el işçiliğine dayanan geleneksel süsleme ve dekorasyon sanatinin yüceltilmesine dayanir. Dönemin modern sanatinin kisitli estetiğine ve Batili sanatin Doğulu kültürlere yönelik ayrimci bakiş açisina bir tepki olarak ortaya çikmiştir. Özellikle Doğulu kültürlerin dekorasyon ve süsleme geleneklerini çağdaş plastik sanatlarla kaynaştirma amaci taşiyan grup, bu yönüyle kültürlerarasi kaynaşmanin ilk örneğini oluşturur. Daha çok Asya ve İslam geleneğinde yer alan dekoratif motifleri sanatlarinin bir kaynaği olarak kullanan grup üyeleri, tüm bu unsurlara farkli bir estetik kimlik kazandirmiş ve uluslararasi alanda taninmalarini sağlamiştir. Süsleme ve dekorasyonun diğer estetik konumlar kadar önemli olduğunu ileri süren grup üyeleri, çalişmalarinda ağirlikli olarak İslam ve Asya süsleme sanatinin biçimsel motiflerini kullanmiş, bu motifleri Batili bir sanatçi gözüyle yorumlamişlardir. Bu konu çerçevesinde ele alinan makale Desen ve Dekorasyon Hareketi’nin sanat tarihindeki önemini, kuruluş amaçlarini, dünya görüşlerini ve sanatsal eğilimlerini incelemek, buradan elde edilen veriler işiğinda yaptiklari sanat eserlerini tartişma ve analiz etme amaci taşir.
Feminist Sanatta Eleştirel Bir Model Olarak Yapısöküm, 2022
Bu çalışma yapısökümcü okuma pratiklerinin Feminist Sanat üzerindeki etkilerini ve sanatsal uygul... more Bu çalışma yapısökümcü okuma pratiklerinin Feminist Sanat üzerindeki etkilerini ve sanatsal uygulama biçimlerini inceleme amacı taşır. Çalışma iki aşamada ele alınmıştır. İlkinde yapısökümün tanımı, eleştirel stratejisi ve uygulama yöntemleri hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. İkinci aşamada yapısökümün feminist sanat üzerindeki etkileri ve bu etkileri taşıyan sanatçıların üretim biçimleri incelenmiştir. Bu çerçevede konu ile ilişkili yapıtlar çözümlenmeye çalışılmış ve yapısökümün eserler üzerindeki etkileri örnekler eşliğinde analiz edilmiştir. Bunun yanı sıra feminist hareket içerisinde çalışmalarını yürüten sanatçıların "kadın" kavramına bakış açıları, kavrayış biçimleri, eleştirel yaklaşımları incelenmiş ve tüm bunların yapısöküm ile olan ilişkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda yapısöküm yönteminin feminist sanatta yaygın olarak kullanılan eleştirel bir model olduğu ve sanatçıların üretim biçimlerine, sanatsal yaklaşımlarına önemli oranda katkıda bulunduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte yapısökümün birçok feminist sanatçıda birbirinden farklı estetik yaklaşımlar doğurduğu, konu ve teknik anlamda birçok yeni ifade olanaklarını gündeme getirdiği görülmüştür.
POSTMODERN SANAT VE JACQUES DERRİDA; DÜŞÜNSEL İLİŞKİLER, ESTETİK BAĞLAMLAR, 2021
Jacques Derrida post-yapısalcı felsefenin en önemli düşünürlerinden biridir. Yapısalcılığa yöneli... more Jacques Derrida post-yapısalcı felsefenin en önemli düşünürlerinden biridir. Yapısalcılığa yönelik getirdiği eleştiriler bağlamında öne sürdüğü yöntem ve görüşler postmodern söylemin önemli bir bölümünü oluşturur. Derrida’nın sanat eseri ile yazınsal metin arasında ayırıcı bağlamları ortadan kaldırması ise bu önemin sadece dilbilim alanında değil plastik sanatlar alanında da geçerli olduğunu gösterir. Derrida’nın Batı düşünce geleneğine yönelik eleştirileri doğrultusunda oluşturduğu stratejik yöntemler ve çözümsel öneriler birçok yönden postmodern sanatla ilişkilidir. Özellikle postmodern sanatın birinci söylemi olan çoğulculuk, çok katmanlılık, parçalanma, istikrarsızlık ve zaman algısının değişimi gibi birçok özelliği Derrida’nın görüşleri çerçevesinde temellendirmek mümkündür. Bu yönden postmodern sanatın üretim stratejisini ve sanatçıların düşünsel eğilimlerini anlamak Derrida’nın görüşlerini tam anlamıyla kavramakla mümkün olmaktadır. Bu önem çerçevesinde yapılan araştırma, temel olarak, Derrida’nın ileri sürdüğü görüşlerin kökenlerini oluşturan kavramları incelemek, Derrida’nın bu kavramlara yüklediği anlamlar çerçevesinde postmodern sanatı irdelemek, elde edilen veriler ışığında postmodern sanata özgü üretim biçimlerini, yapıt üretim dinamiklerini, sanatçılar ve yapıtlar bağlamında analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Medeniyet Sanat - İMÜ Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2021
“Differance”, Ferdinand de Saussure’ün dilbilimsel görüşlerini ve Batı metafiziğinin düşünsel kal... more “Differance”, Ferdinand de Saussure’ün dilbilimsel görüşlerini ve Batı metafiziğinin düşünsel kalıplarını yıkmaya ve geçersiz kılmaya dönük Derrida’nın stratejik bir hamlesidir. Gösterge sisteminde özgür anlamlandırma oyunu olarak tanımlanan “differance”, öznenin etkin ve özgür yorumlama şeklini temel alan bir kavramdır. Yeni bir kavrayış biçimini temsil eden “differance”ı dil ile düşünce dizgesine yerleşmiş zorunlu ilişkilerden kurtulma ve bu yöntemle merkezi akıl anlayışının düşünce üzerindeki baskısını ortadan kaldırma girişimi olarak değerlendirmek mümkündür. “Differance”ın bu yönü yeni bir özgürlük anlayışını temsil eden postmodern sanatla önemli bağlar kurmuş ve sanatçılara yeni bakış açıları sunmuştur. Bu yeni bakış açısı postmodern sanatın düşünsel ve estetik perspektifini büyük oranda belirlemiş, farklı anlatım biçimlerinin ortaya çıkmasına kaynaklık etmiştir. Postmodern sanat ile Derrida’nın differance söylemi arasındaki ilişkileri inceleyen bu makale, temel olarak bu ilişkilerin sanatsal alanda oluşturduğu etkileri yapıt-sanatçı bağlamında çözümlemeyi amaçlar.
SAMET DOĞAN, 2018
ÖZ 1960'lı yıllarda gündeme gelen postmodernizm hayatın tüm alanlarında olduğu gibi sanat alanınd... more ÖZ 1960'lı yıllarda gündeme gelen postmodernizm hayatın tüm alanlarında olduğu gibi sanat alanında da büyük değişim ve dönüşümlere neden olmuştur. Bu süreçte resim sanatı kendinden önceki tüm geleneksel yaklaşımlardan koparak farklı bir sanat dilinin ortaya çıkmasına kaynaklık etmiştir. Genel olarak eklektik özellikleri barındıran bu estetik dil, temel olarak istikrarsızlık, parçalanma, heterojenlik gibi sanatsal eğilimleri barındırır. Değişen zaman algısının bir sonucu olarak ortaya çıkan bu eğilimler temelde zamansal boyutların (geçmiş, şimdi, gelecek) birbirinden ayrışması ya da kopmasıyla yakından ilişkilidir. Zaman konusu ile postmodern resim sanatı arasındaki ilişkileri ele alan bu makalede postmodern süreçte zamansal bütünlüğün parçalanması ve bu durumun resim sanatına yansıma biçimleri incelenecektir. ABSTRACT Postmodernism, which arose in the 1960's, caused considerable alterations and transformations in the field of art just as in all aspects of life. Within this period, the art of painting has become a resource of emerging of a distinctive language of art by, separating from the previous traditional approaches. This language which contains eclectic characteristics, in general, contains artistic trends such as instability, deterioration, and heterogeneity as a basis. These trends, which emerged in consequence of changing time perception, are closely associated with decomposition or separation of temporal dimensions (past, present, future) in essence. In this article which addresses an issue of the relationship between the topic of time and the art of postmodern painting, fragmentation of temporal collectivity and the reflection of this condition to the art of painting in the postmodern period will be examined.
Bu makalede, Amerikan Soyut Sanatın en önemli iki temsilcisi olan Willem De Kooning ve Jean Dubuf... more Bu makalede, Amerikan Soyut Sanatın en önemli iki temsilcisi olan Willem De Kooning ve Jean Dubuffet’in 1950-53 yılları arasında ele aldıkları “kadın” konulu resimleri incelenecektir. İlk olarak De Kooning’in bu yıllar arasında gerçekleştirdiği “kadın serisi” resimleri görseller eşlinde incelenecek, düşünsel, psikolojik ve tarihsel kökenleri ile ilgili saptamalar yapılacaktır. Daha sonra Dubuffet’in sanatsal ve dünya görüşü ele alınarak, bunun kadın konulu resimlerine yansıma biçimi incelenecektir. Bu çalışma süresince kadın konusu üzerinde çalışmalarını oluşturan iki ressamın konuya ilişkin hareket noktaları, uygulamada benzer ve ayrışan noktaları, konu üzerindeki düşünsel, psikolojik yönelimleri örnekler eşliğinde çözümlenip açıklanmaya çalışılacaktır.
ÖZET Bu çalışmada, Antik Yunan filozoflarının " güzel " kavramına yönelik felsefi görüşleri ve bu... more ÖZET Bu çalışmada, Antik Yunan filozoflarının " güzel " kavramına yönelik felsefi görüşleri ve bunların Rönesans resim sanat üzerindeki etkileri incelenecektir. Bu amaçla önce Antik Yunan döneminde " güzel " ile ilgili görüşleriyle ön plana çıkan felsefeciler ve onların konu ile ilgili görüşleri ele alınacaktır. Ardından bu düşünsel yaklaşımların Rönesans resim sanatı üzerindeki etkisi örnekler eşliğinde açıklanmaya çalışılacaktır. Bu çalışma süresince Rönesans Resim Sanatındaki " güzel " algısı ve bu algının yansıması olan estetik biçimler incelenecek ve Antik Yunan " güzel " felsefesi çerçevesinde açıklanacaktır. ABSTRACT Ancient Greek Philosophers' philosophical opinions on "Beauty" and their influence in renaissance art will be studied in this works. Thus firstly philosophers in Ancient Greek with remarkable "beauty" opinion and their opinion on the subject will be studied. Later, influence of these opinions on the Renaissance art will be shown with examples. During this study, "Beauty" idea in Renaissance and this idea's art and it's aesthetic reflection will be studied and explained with Ancient Greek idea of "beauty".
ÖZ Bu makalede, çağdaş sanatın en önemli iki sanat hareketi olan İzlenimcilik ile Kübizm akımları... more ÖZ Bu makalede, çağdaş sanatın en önemli iki sanat hareketi olan İzlenimcilik ile Kübizm akımlarının " zaman " kavramı ile bağıntıları ele alınacak ve bu konuda her iki akımın farklılıkları incelenecektir. Bu amaçla birinci bölümde İzlenimcik akımında " zaman " ın aktif rolü, eserlere yansıma biçimleri Aristoteles'in " zaman " konusundaki felsefi yaklaşımları eşliğinde incelenecektir. İkinci bölümde ise Kübizm'deki sanatsal üretim biçimlerinin " zaman " ile ilişkileri ele alınacak, buradan elde edilecek sonuçlar Augustinus'un " zaman " konusundaki görüşleri eşliğinde değerlendirilecektir. Bu çalışma süresince İzlenimcilik ve Kübizm'de " zaman " kavramının algılanma biçimleri, sanatçıların çalışmalarına yansıma şekilleri incelenecek ve her iki akımın bu konudaki temel farklılıkları açıklanmaya çalışılacaktır.
Lots of artists in the history of painting art mentioned their past experiences and memories rela... more Lots of artists in the history of painting art mentioned their past experiences and memories related to these experiences within their artwork. These works which include certain sections related to their past lifetime turned into autobiographical expressions in the works of other artists. This trend which can be significantly observed in the works of Arshile Gorky, Frida Kahlo and Paula Rego gained clarity with the help of works which include their childhood. The research within this framework aims to analyse these three artists' reasons of leaning to their own childhood and the ways of reflection to their works. These artists, who based on a similar subject and made a different aesthetic conclusion, mainly interpreted their haunting childhood memories by depending on their own methods, aims and tones. These works based upon the effects of childhood experiences on their future life. These effects based upon different contextual bases defined each three artists' subject approach that they were dealing on their works while forming the way of leading to the past. Özet Resim sanatı tarihinde birçok sanatçı, geçmişte yaşadığı deneyimlerini ve bunlarla ilişkili anılarını sanatsal çalışmalarının konusu haline getirmişlerdir. Geçmiş hayatlarına ilişkin belli yaşam kesitlerini içeren bu çalışmalar, bazı sanatçıların yapıtlarında otobiyografik bir anlatıma dönüşmüştür. Arshile Gorky, Frida Kahlo, Paula Rego adlı sanatçıların yapıtlarında açık bir şekilde gözlenen bu eğilim, onların çocukluk yaşantılarını konu alan çalışmalarıyla belirginlik kazanmıştır. Bu kapsamda ele alınan inceleme, her üç sanatçının çocukluk yaşantılarına yönelme nedenlerini, yapıtlarındaki yansıma biçimlerini çözümleme amacını taşımaktadır. Benzer bir konudan hareket ederek farklı estetik sonuçlara ulaşan bu sanatçılar, ağırlıklı olarak belleklerinde iz bırakmış çocukluk anılarını kendi yöntem, amaç, üslup eğilimlerine bağlı olarak yorumlamışlardır. Bu yapıtlar, çocukluk deneyimlerinin sonraki yaşamlarında bıraktığı etkileri üzerine kuruludur. Her birinde farklı bağlamsal temellerden hareket eden bu etkiler, her üç sanatçının geçmişe yönelme biçimlerini şekillendirirken, bu durum yapıtlarında ele aldıkları konu yaklaşımlarını da belirlemiştir.
In this article, the relationship of art with the concept of fantasia which is often the subject ... more In this article, the relationship of art with the concept of fantasia which is often the subject of debate in Ancient Greek Philosophy and its reflections in Renaissance art paintings will be examined. For this purpose, firstly the meaning of the concept and content will be focused. Then, in which means the concept fantasia was used in ancient Greek philosophy, what were its nature and functions… These topics will be examined in the framework of the opinions of philosophers in this period. In the last part, the Renaissance painters who can be engaged with fantasia concepts and their works related with the topic will be examined. During this study, Fantasia' effects on art painting and in which dimension it was an intermediary in artistic creativity of art will be explained. Özet Bu makalede Antik Yunan Felsefesinde sıkça tartıĢma konusu olan fantasia kavramının sanat ile iliĢkisi ve Rönesans resim sanatındaki yansımaları incelenecektir. Bu amaçla önce kavramın anlamı ve içeriği üzerinde durulacaktır. Ardından fantasia kavramının Antik Yunan Felsefesinde hangi anlamlarda kullanıldığını, doğasının ve iĢlevinin ne olduğunu bu dönem filozoflarının görüĢleri çerçevesinde incelenecektir. Son bölümde ise fantasia kavramıyla iliĢkilendirilebilecek Rönesans ressamları ve konu ile iliĢkili yapıtları incelenecektir. Bu çalıĢma süresince fantasia'nın resim sanatına etkileri ve sanatsal yaratıcılığa hangi boyutta aracılık ettiği açıklanmaya çalıĢılacaktır.
Conference Presentations by Samet Doğan
PAULA REGO’NUN RESİMLERİNDE FANTEZİ İLE GERÇEKLİK, İTAAT VE MEYDAN OKUMA İLİŞKİLERİ, 2022
Özet 1935 yılında Portekiz'de doğan Paula Rego son otuz yılın en etkili figüratif ressamlarından ... more Özet 1935 yılında Portekiz'de doğan Paula Rego son otuz yılın en etkili figüratif ressamlarından biri olarak anılır. Resimleri ırkçılık, politik diktatörlük, kürtaj ve toplumsal cinsiyete dayalı güç ilişkilerini konu alır. Bu konuları feminist bir bakış açısıyla görsel dile aktaran sanatçı kadın kavramının toplumsal algısına, kadın bedeninin geleneksel temsillerine meydan okuyan resimleri ile bilinir. Fantezi ile gerçeklik, itaat ile meydan okuma, özgürlük ile esaret, korku ile güven, sevgi ile nefret gibi karmaşık ve zıt duygular resimlerini karakterize eder. Bu temaları evrensel masal konuları ve karakterleriyle iç içe geçirerek anlatan sanatçı, bu yönüyle bir "masal anlatıcısı" olarak anılır. Resimlerine uyarladığı masalları kişiselleştirerek, hiyerarşik ilişkileri değiştirerek görsel dile aktaran sanatçı buradaki karakterler aracılığı duygu ve düşüncelerini aktarır. 1970'den günümüze kadar sanat hayatını İngiltere'de sürdüren sanatçı kısa bir süre önce (2022'de) yaşamını kaybetmiştir. Geride bıraktığı sanatsal mirasının zenginliği günümüz sanatına ve yeni yetişen genç kuşak sanatçılara ilham verici niteliktedir. Bu önem çerçevesinde ele alınan çalışma temel olarak Paula Rego'nun yaşamını, eserlerini, politik ve sanatsal görüşlerini inceleme amacı taşır. Araştırmanın ilk bölümünde sanatçının öz yaşam öyküsü, sanatsal ve politik yaklaşımları incelenmiştir. Araştırmanın ikinci bölümde ise sanatçının kariyeri boyunca ön plana çıkan resimleri örnekler eşliğinde ele alınmış, biçim ve içerik ilişkileri irdelenmiş, eserleri ile politik tavrı arasındaki ilişkiler analiz edilmeye çalışılmıştır.
SANAT VE KİMLİK İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA ARSHİLE GORKY’NİN SANATI, 2022
Sanat sadece renklerin, biçimlerin bir araya getirildiği bir eylem biçimi değil aynı zamanda sana... more Sanat sadece renklerin, biçimlerin bir araya getirildiği bir eylem biçimi değil aynı zamanda sanatçının öz kimliğini oluşturan parçaların bir araya getirildiği, yorumlandığı ve yeniden inşa edildiği bir alandır. 20. yüzyıl Amerikan soyut sanatının en önemli temsilcilerinden biri olan Arshile Gorky gerek sanatında gerekse entelektüel yaşamında sanat ve kimlik arasındaki etkileşimin en somut örneklerinden biri olarak görülür. Eserleri kendi kimliğini oluşturan kültürel kökenler ile dönemin modernist üslubunun özgün bireşimleri olarak tanımlanır. Ayrıca bu eserler doğu ve batı olmak üzere her iki kültürün birbiri arasındaki etkileşimin bir ürünü olarak ortaya çıkar ve her iki unsuru kapsayan bir figürasyon eğilimiyle biçimlenir. Gorky’nin özgün bir vizyona ulaşması kendi kimliğini oluşturan köklere yönelmesi ile başlamıştır. Bu süreç sanat ile kimlik arasında yaşanan bocalama ve zorlu bir mücadelenin sonucu olarak gerçekleşmiştir. Gorky’nin sanat arayışı aynı zamanda bir kimlik arayışıdır, eserleri ise bu arayışın özgün bir yansımasıdır.
Sanat ve kimlik ilişkisinin ele alındığı bu çalışmada, sanatçının kültürel kimliğinin eser üzerindeki belirleyici rolü ve etkileri inceleme konusu yapılmıştır. Bu amaca uygun olarak ele alınan Arshile Gorky konunun özgün içeriğiyle belli bir bütünlük oluşturmuş ve bu yüzden tercih edilmiştir. Bu kapsamda Arshile Gorky’nin eserleri kronolojik bir sıralamayla çözümlenmeye çalışılmış, sanatçı-yapıt ilişkisi bağlamında irdelenmiştir. Gorky’nin eserlerine yönelik yapılan analizlerde bir sanat eserinin yaratılma sürecinin sadece plastik anlamda bir arayış olmadığı bu arayışa kimlik arayışının da eşlik ettiği görülmüştür. Ayrıca bir eserin sanatçının öz yaşam öyküsünden ve kültürel kimliğinden bağımsız kalamayacağı, sanat ve kimliğin birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütün olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Books by Samet Doğan
Şiirsel İmgenin Resimsel Dili: Anselm Kiefer’in Margarete ve Sulamith Resimleri , 2022
Resim sanatı günümüze kadar birçok disiplini bünyesinde barındırmış ve sanatsal üretimini bu iliş... more Resim sanatı günümüze kadar birçok disiplini bünyesinde barındırmış ve sanatsal üretimini bu ilişkiler çerçevesinde sürdürmüştür. Özellikle yazınsal alandan koparılarak resimsel bağlama taşınan metinler birçok eserin plastik ve tematik yapısını belirlemiştir. Her iki disiplin arasında gerçekleşen bu etkileşim Antik Yunan’dan başlayarak günümüze kadar değişen yoğunluklarda sürmüştür. Dönemin kültürel anlayışına bağlı olarak değişiklik gösteren bu ilişki günümüz sanat dünyasında farklı okuma pratiklerinin gündeme gelmesiyle boyut değiştirmiştir. Postmodern sürecin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu değişim sanatçıları birbirinden farklı ifade biçimlerine sürüklemiş, edebiyat ve resim ilişkisini farklı bağlamlar oluşturacak yan yana getirmiştir. Bu kavramsal çerçevede ele alınan makale Alman ressam Anselm Kiefer ile Alman şiirinin önde gelen ismi Paul Celan arasındaki etkileşimi konu almaktadır. Bu konu temel olarak Kiefer’in 1980-1984 arasında ürettiği resim serileri ile Celan’ın "Todesfuge" şiiri arasındaki ilişkileri inceleme amacı taşır. Araştırmanın ilk bölümünde Kiefer’in öz yaşam öyküsü ve sanatsal tavrına yer verilmiştir. Sonrasında Anselm Kiefer’i Paul Celan’a yakınlaştıran nedenler çeşitli boyutlarıyla incelenmiştir. Son bölümde ise Celan’ın "Todesfuge" şiiri ve Kiefer’in bu şiir etrafında yaptığı çalışmalar incelenmiş ve söz konusu eserlerin şiir ile ilişkileri tüm yönleriyle çözümlenmeye çalışılmıştır.
Uploads
Papers by Samet Doğan
Conference Presentations by Samet Doğan
Sanat ve kimlik ilişkisinin ele alındığı bu çalışmada, sanatçının kültürel kimliğinin eser üzerindeki belirleyici rolü ve etkileri inceleme konusu yapılmıştır. Bu amaca uygun olarak ele alınan Arshile Gorky konunun özgün içeriğiyle belli bir bütünlük oluşturmuş ve bu yüzden tercih edilmiştir. Bu kapsamda Arshile Gorky’nin eserleri kronolojik bir sıralamayla çözümlenmeye çalışılmış, sanatçı-yapıt ilişkisi bağlamında irdelenmiştir. Gorky’nin eserlerine yönelik yapılan analizlerde bir sanat eserinin yaratılma sürecinin sadece plastik anlamda bir arayış olmadığı bu arayışa kimlik arayışının da eşlik ettiği görülmüştür. Ayrıca bir eserin sanatçının öz yaşam öyküsünden ve kültürel kimliğinden bağımsız kalamayacağı, sanat ve kimliğin birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütün olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Books by Samet Doğan
Sanat ve kimlik ilişkisinin ele alındığı bu çalışmada, sanatçının kültürel kimliğinin eser üzerindeki belirleyici rolü ve etkileri inceleme konusu yapılmıştır. Bu amaca uygun olarak ele alınan Arshile Gorky konunun özgün içeriğiyle belli bir bütünlük oluşturmuş ve bu yüzden tercih edilmiştir. Bu kapsamda Arshile Gorky’nin eserleri kronolojik bir sıralamayla çözümlenmeye çalışılmış, sanatçı-yapıt ilişkisi bağlamında irdelenmiştir. Gorky’nin eserlerine yönelik yapılan analizlerde bir sanat eserinin yaratılma sürecinin sadece plastik anlamda bir arayış olmadığı bu arayışa kimlik arayışının da eşlik ettiği görülmüştür. Ayrıca bir eserin sanatçının öz yaşam öyküsünden ve kültürel kimliğinden bağımsız kalamayacağı, sanat ve kimliğin birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütün olduğu sonucuna ulaşılmıştır.