Teaching Documents by Gizem Buket Yıldızak
Ülkeler imparatorluklardan kurtulup ulus devletleşme sürecine girdiklerinde bir takım sıkıntılarl... more Ülkeler imparatorluklardan kurtulup ulus devletleşme sürecine girdiklerinde bir takım sıkıntılarla karşılaşmışlardır. Bu sıkıntılardan birisi ülkelerdeki eski işgal bölgeleri ile yeni kurulan ya da daha az hasar görmüş bölgelerdeki bölgesel farklılıklardır. Bu çalışmada her iki dünya savaşından da ağır tahribatlarla çıkan Almanya'nın yönetim yapısıyla ilgili genel bilgiler verilecek ardından da uygulamış olduğu bölgesel politikalardan bahsedip, bölgesel kalkınma ajanslarına değinilecektir.
Küreselleşme ile birlikte ekonomik, sosyal ve politik yapıdaki değişmeler, teknolojik gelişmeler ... more Küreselleşme ile birlikte ekonomik, sosyal ve politik yapıdaki değişmeler, teknolojik gelişmeler kimi kesimlerin hayatını olumlu yönde etkilerken kimi kesimleri dezavantajlı bir duruma düşürmektedir. Değişen sosyal yapı, farklı kültürler içerisinde modern bir kesim oluştururken, bu yapıda yeni yaşam koşullarına ayak uyduramadığı için modern dışı olarak görülen ve sosyal dışlanmaya maruz kalan bir kesimi de beraberinde getirmektedir. Bu durum kentlerde kendini ciddi şekilde hissettirmekte ve küreselleşmenin etkisiyle yoksulluğun belirli bölgelerde yoğunlaşması anlamına gelen kentsel yoksulluk gibi yeni bir tanımı karşımıza çıkarmaktadır.
ÖZET Dünya'da nüfusun hızla artması, buna bağlı olarak kentleşme sürecinin baş göstermesi ve geli... more ÖZET Dünya'da nüfusun hızla artması, buna bağlı olarak kentleşme sürecinin baş göstermesi ve gelişmesi ile birlikte kentlerin ana merkezleri giderek önem kazanmaya başlamıştır. Zamanla anakent konumuna gelen merkez kentlerin sayısı giderek artmıştır. Bu durum ülkeleri yeni yönetim tür ve modellerinin arayışına itmiştir. Bu arayışlar sonucunda-konumuzun da özünü oluşturan-metropoliten kent ve metropoliten yönetim gibi yeni kent ve yönetim modelleri ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada metropoliten yönetim alanında dünyada önemli bir örnek olarak gösterilen ve küresel bir kent olan Toronto'nun metropolitenleşme süreci incelenecektir. ABSTRACT The rapid increase in the worlds population, accordingly along with the arise and the development of the urbanization process, the main centers of the cities have started to gain importance. The number of central cities which are now in the position of main-cities through time has increased progressively. This has pushed the countries to look for new governance kinds and models. At the end of these-those which make up our essence of our subject-new city and management models have been discovered like metropolitan city and metropolitan management. In this study Toronto's, which is shown as a very important example in the field of metropolitan management and is a global city, process of metropolitanization. GİRİŞ Tarihsel süreçte dünyada; sanayileşme ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak kentlerin sayıları artmış, kırdan kente göçler başlamış, kentlerin çevresinde plansız yerleşim alanları oluşmuştur. Bu durum kentlerin nüfus sayısını giderek arttırarak büyük kentlerin oluşumuna neden olmuştur. II.Dünya Savaşı sonrasında dünyada meydana gelen kentsel büyüme, 1970 sonrası daha da artmış ve bu durum " kentsel enflasyon " olarak adlandırılmıştır. Kentlerde aşırı nüfus birikimin beraberinde getirdiği sorunlara çözüm üretebilmek için ülkeler birtakım yeni yönetim modelleri üretmeye başlamışlarılardır. Bunlardan bir tanesi büyük kentlere yönelik olmuş; büyük kent merkezleri ve etrafını çevreleyen alanları da içine alan bölgelere " metropoliten " adı verilmiştir. Bu bölgelerde var olan sorunların çözümüne yönelik oluşturulan yönetim modeline ise " metropoliten yönetim " denmiştir. Bu çalışmada önemli metropoliten yönetimlerden biri olan ve tarihsel süreçte iki kademeli ve üniter olmak üzere iki farklı metropoliten yönetim modellerini uygulayan Toronto metropoliteni incelenecektir.
Papers by Gizem Buket Yıldızak
Ulkeler imparatorluklardan kurtulup ulus devletlesme surecine girdiklerinde bir takim sikintilarl... more Ulkeler imparatorluklardan kurtulup ulus devletlesme surecine girdiklerinde bir takim sikintilarla karsilasmislardir. Bu sikintilardan birisi ulkelerdeki eski isgal bolgeleri ile yeni kurulan ya da daha az hasar gormus bolgelerdeki bolgesel farkliliklardir. II. Dunya Savasi sonrasi agir tahribatlar alan Almanya; Dogu- Bati olarak bolunmesiyle birlikte bolgesel farkliliklari en derinden hisseden ulkelerden birisi olmustur. 1989 yilinda yeniden birlesen Almanya, ozellikle Dogu’nun getirdigi ekonomik sikintilar ve Bati ile arasindaki ekonomik ucurumu gidermek zorunda kalmistir. Dogu ile Bati arasindaki bolgesel farkliliklar Alman hukumeti ve yerel aktorlerin isbirligi ve uygulanan basarili politikalarla birlikte kisa sure icerisinde giderilmeye calisilmistir. Tarihi temelleri 1933 yillarina dayanan Bolgesel Kalkinma Ajanslari; 1960’li yillarda Almanya’da da kurulmaya baslanmis, bu kuruluslar baslangicta bolgesel farkliliklarin giderilmesinde daha sonra ise ulkenin kalkinmasinda onemli rol oynamistir. Bu calismada; I. ve II. Dunya Savaslari’ndan agir tahribatlarla cikan, gunumun en guclu ekonomilerinden olmayi basaran Almanya’nin bolgesel farkliliklari gidermek icin uygulamis oldugu bolgesel kalkinma politikalari ile ulke kalkinmasinda onemli roller ustlenen bolgesel kalkinma ajanslari incelenmis, Almanya bolgesel kalkinma politikalari hakkinda genel degerlendirmelerde bulunulmustur.
Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, Sep 30, 2021
ÖZET Anahtar Kelimeler: Yerelleşme, ölçek ekonomisi, büyükşehir Ülkemizde Osmanlı İmparatorluğunu... more ÖZET Anahtar Kelimeler: Yerelleşme, ölçek ekonomisi, büyükşehir Ülkemizde Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında, Tanzimat döneminden sonra batılı devletlerin baskıları sonucunda yerel yönetimler alanında düzenlemeler başlamıştır. Cumhuriyetin kurulmasıyla hızlanan bu çalışmalara yabancı devletlerin desteğiyle devam edilmiştir. Daha sonra, KAYA ve MEHTAP RAPORU gibi önemli raporlar yazılmıştır. Bu süre zarfında Türkiye'de yerel yönetimlerin yetkileri arttırılmak, verimlileştirmek istenirken, merkezi yönetim ve yerel yönetim arasında ki görev dağılımı en etkin şekilde yapılmaya çalışılmıştır. 1982 Anayasası'nın 127. maddesine dayanılarak, 1984 yılında 3030 sayılı yasa ile üç ilde büyükşehir belediyesi kurulmuştur. Kocaeli ve İstanbul'da ilk mülki sınır büyükşehir sınırı olarak değiştirilmiştir. 2012 yılında, 6360 sayılı kanun çıkarılarak ilk yerel seçimlerden sonra uygulanacak ibaresiyle Türkiye'de ölçek ekonomisi sebep gösterilerek, ile bağlı her yerin en ücra noktasına dahil kaliteli hizmet götürmek amacıyla, alan genişledikçe en az maliyetle en fazla yarar ilkesine dayanılarak, on üç tane yeni büyükşehir belediyesi ve yirmi altı yeni ilçe belediyesi kurulmuştur. Büyükşehir kurulan illerde il özel idareleri kapatılmıştır. Belde belediyeleri ve nüfusu 2000'inin altına düşen belediyeler kapatılmıştır. Köyler mahalleye dönüştürülerek hepsi büyükşehre bağlanmıştır. Kapatılan belediye ve il özel idarelerin malları ile, personellerin devir işlemleri yapılmıştır. Yasa, daha teklif aşaması ile birlikte başlayan ve kabul edilmesinden sonraki süreçte bir çok açıdan tartışılan bir kanun olmuştur. Bu bildiride, bu süreç avantajları ve dezavantajlarıyla incelenmiş, kanunun getirdiği yeniliklere değinilmiştir.
Books by Gizem Buket Yıldızak
Conference Presentations by Gizem Buket Yıldızak
13. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ SEMPOZYUMU (KAYSEM13) TAM METİN BİLDİRİ KİTABI, 2019
Book Reviews by Gizem Buket Yıldızak
Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021
İncelemesi yapılmış olan eser; Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi... more İncelemesi yapılmış olan eser; Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Doktora programından 2011 yılında mezun olan Dr. Öğr. Üyesi Melike Erdoğan tarafından kaleme alınmış, Legal Yayınevi tarafından 2013 yılında basılmıştır. Eserde, toplumsal sermayenin yerel yönetimler düzeyinde katılımcı mekanizmalarla ilişkisi bir uygulama üzerinden irdelenmiş, demokratik öneriler sunulmuştur. Eser yayımlandıktan sonra yerel yönetimler üzerine çalışmalarına devam eden Erdoğan’ın eserini incelemeye değer kılan nokta Türkiye’de toplumsal sermaye kavramını, yerel yönetimler üzerinden çok yönlü analizler ile inceleyen ve araştırma sonunda tespit edilen hususlar üzerine uygulanabilir öneriler sunan ilk eser olmasıdır.
Uploads
Teaching Documents by Gizem Buket Yıldızak
Papers by Gizem Buket Yıldızak
Books by Gizem Buket Yıldızak
Conference Presentations by Gizem Buket Yıldızak
Book Reviews by Gizem Buket Yıldızak