With the Tanzimat Edict, the Ottoman Empire initiated a policy that aimed at promoting the develo... more With the Tanzimat Edict, the Ottoman Empire initiated a policy that aimed at promoting the development of state-subsidized industry, building factories to engage in production using traditional methods to shore up the economy. To this end, the Bursa Silk Factory, the Feshane Fez Factory, the İzmit Broadcloth Factory, the Veliefendi Calico Factory and the Hereke Cloth Factory were founded and supported by the state. Non-Muslim Armenians and Greeks made up a significant proportion of the workforce in these factories. For a limited period of time, through the Bank Ministry of Industry and Mining, the state helped to meet some of the basic needs of the Hereke Factory -which was an important institution in terms of its engagement in the Republican drive to create a national industrial base. The provided support took the form of subsidized loans to promote product diversification and to allow modernization of the machinery, as well as the employment of expert personnel to carry out production and maintenance tasks. Employing foreign workers became was an important component of the employment policy of the factory at the time with the increase in modern machinery and the occurrence of variation in production, as the machinery was modernized and products were diversified. This article evaluates the early-Republican policy of employing foreign workers and experts in Turkey, with particular focus on the case of the Hereke Cloth Factory.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi C:10, Sayı: 49, 2017
Öz Osmanlı modernleşme sürecinde Tanzimat Fermanı önemli bir aşamayı belirlemiş ve Osmanlı toplum... more Öz Osmanlı modernleşme sürecinde Tanzimat Fermanı önemli bir aşamayı belirlemiş ve Osmanlı toplumsal, siyasal ve hukuk hayatında yeni bir başlangıç yaşanmıştır. Mustafa Reşit Paşa'nın başlattığı bu köklü değişimin merkez noktası Avrupa olmuştur. Vatandaşlık hukukunun gelişmesiyle Osmanlı toplumsal yapısında gayrimüslim azınlıkların eşit siyasî ve hukukî haklara sahip olmasındaki en önemli çözüm vatandaşın dini bir tanımlamaya tabi tutulmaksızın eşit muamele görmesi şeklinde düşünülmüştür. Bu düşünceyle Tanzimat ile başlayan ulusçuluk akımları çok dinli toplumsal yapıya ve dini bir hukuk zeminine sahip Osmanlı Devletinde, laik ulus devletlerin kuruluş süreci Cumhuriyet ile sonlanmıştır. Tanzimat dönemi ile başlayan ve Cumhuriyet dönemiyle devam eden Batılılaşma ve onun paralelinde gelişen laiklik yönündeki toplumsal değişim beraberinde bazı sıkıntıları da getirmiştir. Batılılaşmanın vazgeçilmez unsuru olarak görülen laiklik, yönetici kesim tarafından felsefi temellendirilmesi yapılmadan uygulama aşamasına konunca tepkilerle karşılaşmıştır. Bu tepkiler Tek Parti döneminde taviz verilmeden bastırılma yoluna gidilmiş, ama bu duruş, çok partili hayata geçişle birlikte yumuşama eğilimine geçmiş hatta laiklikten çıkarılan anlam değişmeye başlamıştır. Muhalefet partilerinin anayasal güvence altında bulunan eğitim hakkı kapsamında din eğitimi talepleri parti programlarında laiklik maddesi içinde tanımlanmış bu madde üzerinden laiklik anlayışına yeni bir yorum getirilmiştir. Devletin temelini oluşturan felsefede laiklik yerini muhafaza etmiş ise de uygulamada yapılan esneklikler ve yorumlar 1950 yılında bu anlayışın tek parti dönemi uygulamalarının aksine yumuşamaya başladığını da göstermiştir. Bu makalede Türk modernleşme sürecinin ilk anayasa çalışması ve ilk siyasal partisinden 1950 yılına kadar anayasa düzenlemeleri ve siyasi parti programlarında laiklik anlayışı incelenmiştir.
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Journal Of Modern Turkish History Studies XXIV/48 (2024-Bahar/Spring), ss. 247-274, 2024
İzmir'de düzenlenen iktisat kongresinde kalkınmanın tarım ve tarıma dayalı alanlara dayanarak ger... more İzmir'de düzenlenen iktisat kongresinde kalkınmanın tarım ve tarıma dayalı alanlara dayanarak gerçekleştirileceği, üretici sınıf olan köylü ve çiftçiye devletin desteğinin önemi vurgulanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetleri döneminde ve daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi programında bu plan gereği üretici sınıf olan köylerin refah seviyesini yükseltmek ve köy nüfusunu eğitmek amacına parti programlarında yer verilmiştir. 1925 yılında meclis içi muhalefet partisi çalışmalarının ilk örneği olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulmasıyla birlikte tarım, kalkınma politikalarında önemli bir yer tutmaya başlamıştır. CHP içinde etkili olan kişiler tarafından ve ideolojik bağlamda kurulan siyasi partilerin kalkınma konusunda en önemli konusu tarım ve tarıma dayalı alanlar olmuştur. CHP içinden gelen kişilerin kurduğu partilerin tarım politikalarının neredeyse CHP'nin kalkınma politikalarında tarıma ayrılan konularla benzerlik göstermiştir. Mecliste temsil imkânı olmayan ideolojik temelli sosyalist/komünist siyasi partilerin öncelikli kalkınma amacı tarım ve tarıma dayalı alanlarda köylü ve çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve köylünün refah seviyesini yükseltmek olmuştur. Parti programlarında köylü ve çiftçinin temel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanacağı ve kooperatifçiliğin desteklenerek girişimciliğin geliştirileceği de vurgulanmıştır. Liberal partilerde de ideoloji gereği devlet desteğinin reddedildiği serbest piyasada köylü ve çiftçinin rekabete hazırlanmasının amaçlandığı görülmüştür. Bu makalede CHP iktidarı döneminde (1923-1950) kurulan siyasi partilerin kuruluş amaçları bağlamında sınıflandırılarak programlarında ele aldıkları tarım politikaları değerlendirilmiştir.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2024
46 and farmers, came to power in the 1950 elections. It has been observed that most of the politi... more 46 and farmers, came to power in the 1950 elections. It has been observed that most of the political parties established against the DP, which based its development policy on agriculture and agriculture-based areas during its rule, could not show their presence in the elections and continued the agriculture-based development policies of the DP. Although opposition political parties established for ideological reasons had different solutions to problems such as agricultural insurance, seasonal unemployment, and migration from rural to urban areas, it was observed that these parties could not show a presence in the elections. In this article, the agricultural practices of the opposition political parties established against the DP government are examined according to their programs and declarations.
Tarih boyunca birçok Türk boyunun geçiş güzergâhı olduğu gibi vatanı da olan Afganistan, 18. Yüzy... more Tarih boyunca birçok Türk boyunun geçiş güzergâhı olduğu gibi vatanı da olan Afganistan, 18. Yüzyıldaki bağımsızlık sürecinde bir dizi savaşa mekân olmuştur. İngiliz-Afgan bağımsızlık savaşları sırasında bölge istikrarsız bir yer olarak kalmış ve bu süreç, Amanullah Han’ın Hindistan’a saldırmasıyla başlayan Afgan-İngiliz savaşı sonucunda İngilizlerin Afganistan’ı krallık olarak tanımasıyla son bulmuştur. Amanullah Han, ülkesinin bağımsızlığını sağladıktan sonra, ülkesini geliştirmek için modernleşme sürecini başlatmış, Avrupa ve Türkiye seyahatlerinin ardından ülkesine çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Amanullah Han bu radikal değişimleri uygularken, hemen hemen aynı yıllarda İran ile batılılaşma hamlesi yapan Rıza Şah gibi, Türkiye’yi ve Atatürk’ü kendisine örnek alarak kendi ülkesini çağdaşlaştırma faaliyetlerini başlatmıştır. Afganistan, bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra Türk Hükümeti ile temasa geçmiş ve Türk-Afgan ilişkileri Milli Mücadele yıllarında artarak devam etmiş ve 1...
Kafdağı Dergisi'nde yayımlanmak üzere gönderilen yazılar sayfanın tek yüzüne yazılmalıdır. Eserle... more Kafdağı Dergisi'nde yayımlanmak üzere gönderilen yazılar sayfanın tek yüzüne yazılmalıdır. Eserler yazım kurallarına uygun şekilde hazırlandıktan sonra [email protected] adresine gönderilmelidir. Yazılar, aşağıda belirtilen yazım kurallarına uyularak hazırlanmalı ve 20 sayfayı geçmemelidir (fotoğraf ve çizimler hariç). Eserlerin başlangıç sayfasında bulunması gereken bilgiler Yazar ad(lar)ı, Yazarın Adres(ler)i, E-Posta adres(ler)i, Makalenin İngilizce adı, Makalenin İngilizce özeti, Anahtar kelimeler (İngilizce ve T ürkçe 3-5 adet) Eserin kaydedildiği otomasyonda bulunması gereken bilgiler Yazar Adı ve Unvanı, Makale Adı, Yazar Adresi, E-Posta Adresi, Bağlantı Telefonu Yazı karakteri Makale başlığı, tamamı büyük harflerle, sayfaya ortalanmış olarak T imes New Roman 11 punto-kalın normal İngilizce başlık, kelime baş harfleri büyük, sayfaya ortalanmış olarak Times New Roman 10 punto-kalın normal Yazar Adı, unvan belirtilmeden, sayfaya ortalanmış olarak Times New Roman 10 punto-bold Yazar unvanı, Adresi ve E-Posta, sayfaya ortalanmış olarak T imes New Roman 9 punto Öz ve Abstract, sayfaya ortalanmış olarak Times New Roman 9 punto-italik (en çok 100 kelime) Bölüm başlıkları ve alt başlıklar, 1 cm boşluk kullanılarak Times New Roman 11 punto-bold Metin, Times New Roman 11 punto
Turkiye ile Yunanistan arasinda yasanan zorunlu nufus degisiminde tartisilan en onemli konulardan... more Turkiye ile Yunanistan arasinda yasanan zorunlu nufus degisiminde tartisilan en onemli konulardan biri de gayrimubadiller olmustur. Lozan Konferansinda uzun suren gorusmeler sonucunda Istanbul Rumlari ve Bati Trakya Turkleri gayrimubadil kabul edilmistir. Ancak, bunlarin yaninda degisik yollarla gayrimubadil olanlar da olmustur. Bunlarin bir kismi hizmetlerinden dolayi bir kismi da evlilikler seklinde gayrimubadil kabul edilmistir. Bu yolla mubadeleden cikma sekli bircok Rum’un tercih ettigi bir yol olmustur. Bu makalede resmi gayrimubadillerin yaninda olusan bu mubadeleden cikma yollari uzeride durulmustur.
At the Economics Congress held in Izmir, the diversity of the country's raw material resources ha... more At the Economics Congress held in Izmir, the diversity of the country's raw material resources has emphasized, and it has been stressed that the domestic merchant class, which had been occupied with traditional craftsmanship and small-scale workshops, had to be transformed into companies. Although some success has been achieved in the foundation of companies of the merchant class in the field of agricultural production goods such as paddy, weaving, yarn and flour, this investment diversity has not reached the desired level in the context of industry and mines. In this process, the lack of a banking system to meet the financial needs of Joint Stock Companies and small businesses established in Anatolia was the most important problem in the development model Industry and Mines Bank of Turkey was established on 19 April 1925 to solve this problem. However, the Joint Stock Companies supported by shareholding and credit has transferred to the Bank after a while because they could not improve their financial situation as a result of their excessive budget allocated for modernization, production and market problems. Therefore, the bank has fallen into a situation that both supports companies in the market and competes with these companies at the same times. Sümerbank was established in 1933 for the purpose of reorganizing these joint stock companies, which remained in the hands of the state and turned into state-owned enterprises, as the majority of their shares passed under the administration of the bank, to include them in production and to operate them by the state. In this article, the process until the establishment of Sümerbank, a state-owned enterprises, has been by considering the activities of previously established banks and joint stock companies based on archival documents.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, C:4, S:8, 2022
Afghanistan, which has been the homeland as well as the transit route of many Turkish tribes thro... more Afghanistan, which has been the homeland as well as the transit route of many Turkish tribes throughout history, has been the venue for a series of wars during the independence process in the 18th century. During the Anglo-Afghan wars of independence, the region remained an unstable place, and this process ended with the British recognizing Afghanistan as a kingdom as a result of the Afghan-British war that started with Amanullah Khan's attack on India. Amanullah Khan, after ensuring the independence of his country, started the modernization process to develop his country, and made various arrangements for his country after his travels to Europe and Turkey. While Amanullah Khan was implementing these radical changes, he started modernizing his own country by taking Turkey and Atatürk as an example, just like Reza Shah, who made a westernization move with Iran in almost the same years. Right after gaining her independence, Afghanistan contacted with Turkish Government and the Turkish Afghan relations increasingly continued in the years of National Struggles and the "Turkish-Afghan Treaty of Friendship and Cooperation" of March 1st, 1921 constituted the foundation of this relation.
Türkiye-İran İlişkileri milli mücadele döneminden itibaren temkinli yürütülmüş, her iki ülke iliş... more Türkiye-İran İlişkileri milli mücadele döneminden itibaren temkinli yürütülmüş, her iki ülke ilişkileri gerginleştirmeden sorunların çözümü üzerine bir politikaya azami önem vermiştir. İran'da yönetim değişikliğinin yaşanmasından sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin boyutu da değişmiştir. Yeni bir rejim ve devlet kurma çabasındaki her iki ülke liderleri tam bağımsızlık ilkeleri çerçevesinde iktisadi bağımsızlığa önem vermiş, aralarında ticareti geliştirmek için anlaşmalar yürürlüğe koymuştur. Bu çerçevede en önemli girişim Trabzon-Tebriz transit yolunun geliştirilmesi çabaları olmuştur. Eski dönemlerden bu yana önemli bir ticaret yolu olan bu transit yolun diğer alternatif yollar karşısında eski canlılığına kavuşması için yasal düzenlemelere gidilmiş yatırım programına dâhil edilmiştir. Büyükelçilik raporlarında bu yolun aynı zamanda uluslararası mücadelede denge unsuru olduğu görülmüş ve alınacak önlemler belirtilmiştir. Bu makalede her iki ülkenin büyükelçilik raporları temelinde Trabzon-Tebriz transit yolu projesinin iktisadi yönü incelenmiştir.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2011
Türkiye Cumhuriyetinin kurulu felsefesine uygun olarak i leyen kurumsal yapıların yanında rejimin... more Türkiye Cumhuriyetinin kurulu felsefesine uygun olarak i leyen kurumsal yapıların yanında rejimin ideolojisini yansıtan süreli yayınlar da bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Ülkü mecmuasıdır. Bu mecmuanın erken cumhuriyet döneminde devletin ideolojisinin halka yansıtılması ve benimsetilmesinde önemli i levi olmu tur. Dergi aynı zamanda dönemin sorunları üzerine de yazılar yayınlamı tır. Bu makalede rejimin sorunlarından birisi olan nüfus artı ı üzerine Ülkü mecmuasında yayınlanmı olan yazılar derlenerek dönemin nüfus politikasına bakı incelenmi tir.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
power of the mandated administrations in the Middle East started to be returned to governments in... more power of the mandated administrations in the Middle East started to be returned to governments in the region, France ended its claim over Syria and transferred the administration of the Sanjak to the Syrian government. Following this development, Turkey launched a diplomatic initiative demanding the independence of the Sanjak of Alexandretta, which was under a special administrative status at the time. After the deliberations of the League of Nations, on May 29 th , 1937, Hatay gained a special administrative status with a separate constitution, becoming internally autonomous but externally part of Syria. France left its negative attitude in the Hatay question with the signing of the Turkish-French Joint Declaration of 1938, which was declared by Turkish Foreign Minister Tevfik Rüştü Aras and by H. Ponsot, the French Ambassador of Turkey. Following the Joint Declaration, within which both sides reiterated their commitment to the treaty signed between the two countries in 1930, articles and editorials about the Hatay question started to appear in the foreign press. Furthermore, the Turkish Ministry of Foreign Affairs prepared a report of the articles published in Syrian "Fetel Arab", Bulgarian "Utra" and Greek "Proia" newspapers about Hatay. This study examines documents held in the State Archives of the Republic of Turkey and report prepared by the Turkish Ministry of Foreign Affairs about the Foreign press, and analyzes foreign public opinion on Turkey's Hatay policy.
History Studies International Journal Of History, 2010
Balkan Antantı bölgedeki devletlerin ikili ilişkilerini etkilediği gibi Avrupa'nın diğer devletle... more Balkan Antantı bölgedeki devletlerin ikili ilişkilerini etkilediği gibi Avrupa'nın diğer devletlerinin de bölge üzerindeki stratejilerini de etkilemiştir. Bu ülkelerin kamuoyunda Antantın gelişme süreci ve içeriği tartışmalara sebep olmuştur. Balkanlara ait etnik aidiyetler ve stratejik savunma planları ülkelerin kamuoylarını meşgul eden yeni bir tartışma yaratmıştır. Yunanistan ile Türkiye'nin başlattığı bu birlik projesi Bulgaristan tarafından temkinli karşılanmıştır. Çünkü Bulgaristan'ın diğer Balkan ülkeleriyle sınır problemi bulunmaktadır. Bu makalede Antanta çekince koyan veya diplomatik destek veren ülkelerin bakış açısı ortay konulmuştur.
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2005
During the Turkish National Struggle, in which Greece called for Anatolian Christian againts by m... more During the Turkish National Struggle, in which Greece called for Anatolian Christian againts by means of Patriachate and used every means of propaganda methods in order t o form an Greece public opinion. Pope Eftim who was representative ofthe Turkish Orthodoxs at that time opposed these activities and he violated the claimes of Greeks with his statements. In this article the attitudes of Turkish Orthodoxs opposing the detrimental activities were studied.
With the Tanzimat Edict, the Ottoman Empire initiated a policy that aimed at promoting the develo... more With the Tanzimat Edict, the Ottoman Empire initiated a policy that aimed at promoting the development of state-subsidized industry, building factories to engage in production using traditional methods to shore up the economy. To this end, the Bursa Silk Factory, the Feshane Fez Factory, the İzmit Broadcloth Factory, the Veliefendi Calico Factory and the Hereke Cloth Factory were founded and supported by the state. Non-Muslim Armenians and Greeks made up a significant proportion of the workforce in these factories. For a limited period of time, through the Bank Ministry of Industry and Mining, the state helped to meet some of the basic needs of the Hereke Factory -which was an important institution in terms of its engagement in the Republican drive to create a national industrial base. The provided support took the form of subsidized loans to promote product diversification and to allow modernization of the machinery, as well as the employment of expert personnel to carry out production and maintenance tasks. Employing foreign workers became was an important component of the employment policy of the factory at the time with the increase in modern machinery and the occurrence of variation in production, as the machinery was modernized and products were diversified. This article evaluates the early-Republican policy of employing foreign workers and experts in Turkey, with particular focus on the case of the Hereke Cloth Factory.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi C:10, Sayı: 49, 2017
Öz Osmanlı modernleşme sürecinde Tanzimat Fermanı önemli bir aşamayı belirlemiş ve Osmanlı toplum... more Öz Osmanlı modernleşme sürecinde Tanzimat Fermanı önemli bir aşamayı belirlemiş ve Osmanlı toplumsal, siyasal ve hukuk hayatında yeni bir başlangıç yaşanmıştır. Mustafa Reşit Paşa'nın başlattığı bu köklü değişimin merkez noktası Avrupa olmuştur. Vatandaşlık hukukunun gelişmesiyle Osmanlı toplumsal yapısında gayrimüslim azınlıkların eşit siyasî ve hukukî haklara sahip olmasındaki en önemli çözüm vatandaşın dini bir tanımlamaya tabi tutulmaksızın eşit muamele görmesi şeklinde düşünülmüştür. Bu düşünceyle Tanzimat ile başlayan ulusçuluk akımları çok dinli toplumsal yapıya ve dini bir hukuk zeminine sahip Osmanlı Devletinde, laik ulus devletlerin kuruluş süreci Cumhuriyet ile sonlanmıştır. Tanzimat dönemi ile başlayan ve Cumhuriyet dönemiyle devam eden Batılılaşma ve onun paralelinde gelişen laiklik yönündeki toplumsal değişim beraberinde bazı sıkıntıları da getirmiştir. Batılılaşmanın vazgeçilmez unsuru olarak görülen laiklik, yönetici kesim tarafından felsefi temellendirilmesi yapılmadan uygulama aşamasına konunca tepkilerle karşılaşmıştır. Bu tepkiler Tek Parti döneminde taviz verilmeden bastırılma yoluna gidilmiş, ama bu duruş, çok partili hayata geçişle birlikte yumuşama eğilimine geçmiş hatta laiklikten çıkarılan anlam değişmeye başlamıştır. Muhalefet partilerinin anayasal güvence altında bulunan eğitim hakkı kapsamında din eğitimi talepleri parti programlarında laiklik maddesi içinde tanımlanmış bu madde üzerinden laiklik anlayışına yeni bir yorum getirilmiştir. Devletin temelini oluşturan felsefede laiklik yerini muhafaza etmiş ise de uygulamada yapılan esneklikler ve yorumlar 1950 yılında bu anlayışın tek parti dönemi uygulamalarının aksine yumuşamaya başladığını da göstermiştir. Bu makalede Türk modernleşme sürecinin ilk anayasa çalışması ve ilk siyasal partisinden 1950 yılına kadar anayasa düzenlemeleri ve siyasi parti programlarında laiklik anlayışı incelenmiştir.
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Journal Of Modern Turkish History Studies XXIV/48 (2024-Bahar/Spring), ss. 247-274, 2024
İzmir'de düzenlenen iktisat kongresinde kalkınmanın tarım ve tarıma dayalı alanlara dayanarak ger... more İzmir'de düzenlenen iktisat kongresinde kalkınmanın tarım ve tarıma dayalı alanlara dayanarak gerçekleştirileceği, üretici sınıf olan köylü ve çiftçiye devletin desteğinin önemi vurgulanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetleri döneminde ve daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi programında bu plan gereği üretici sınıf olan köylerin refah seviyesini yükseltmek ve köy nüfusunu eğitmek amacına parti programlarında yer verilmiştir. 1925 yılında meclis içi muhalefet partisi çalışmalarının ilk örneği olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulmasıyla birlikte tarım, kalkınma politikalarında önemli bir yer tutmaya başlamıştır. CHP içinde etkili olan kişiler tarafından ve ideolojik bağlamda kurulan siyasi partilerin kalkınma konusunda en önemli konusu tarım ve tarıma dayalı alanlar olmuştur. CHP içinden gelen kişilerin kurduğu partilerin tarım politikalarının neredeyse CHP'nin kalkınma politikalarında tarıma ayrılan konularla benzerlik göstermiştir. Mecliste temsil imkânı olmayan ideolojik temelli sosyalist/komünist siyasi partilerin öncelikli kalkınma amacı tarım ve tarıma dayalı alanlarda köylü ve çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve köylünün refah seviyesini yükseltmek olmuştur. Parti programlarında köylü ve çiftçinin temel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanacağı ve kooperatifçiliğin desteklenerek girişimciliğin geliştirileceği de vurgulanmıştır. Liberal partilerde de ideoloji gereği devlet desteğinin reddedildiği serbest piyasada köylü ve çiftçinin rekabete hazırlanmasının amaçlandığı görülmüştür. Bu makalede CHP iktidarı döneminde (1923-1950) kurulan siyasi partilerin kuruluş amaçları bağlamında sınıflandırılarak programlarında ele aldıkları tarım politikaları değerlendirilmiştir.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2024
46 and farmers, came to power in the 1950 elections. It has been observed that most of the politi... more 46 and farmers, came to power in the 1950 elections. It has been observed that most of the political parties established against the DP, which based its development policy on agriculture and agriculture-based areas during its rule, could not show their presence in the elections and continued the agriculture-based development policies of the DP. Although opposition political parties established for ideological reasons had different solutions to problems such as agricultural insurance, seasonal unemployment, and migration from rural to urban areas, it was observed that these parties could not show a presence in the elections. In this article, the agricultural practices of the opposition political parties established against the DP government are examined according to their programs and declarations.
Tarih boyunca birçok Türk boyunun geçiş güzergâhı olduğu gibi vatanı da olan Afganistan, 18. Yüzy... more Tarih boyunca birçok Türk boyunun geçiş güzergâhı olduğu gibi vatanı da olan Afganistan, 18. Yüzyıldaki bağımsızlık sürecinde bir dizi savaşa mekân olmuştur. İngiliz-Afgan bağımsızlık savaşları sırasında bölge istikrarsız bir yer olarak kalmış ve bu süreç, Amanullah Han’ın Hindistan’a saldırmasıyla başlayan Afgan-İngiliz savaşı sonucunda İngilizlerin Afganistan’ı krallık olarak tanımasıyla son bulmuştur. Amanullah Han, ülkesinin bağımsızlığını sağladıktan sonra, ülkesini geliştirmek için modernleşme sürecini başlatmış, Avrupa ve Türkiye seyahatlerinin ardından ülkesine çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Amanullah Han bu radikal değişimleri uygularken, hemen hemen aynı yıllarda İran ile batılılaşma hamlesi yapan Rıza Şah gibi, Türkiye’yi ve Atatürk’ü kendisine örnek alarak kendi ülkesini çağdaşlaştırma faaliyetlerini başlatmıştır. Afganistan, bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra Türk Hükümeti ile temasa geçmiş ve Türk-Afgan ilişkileri Milli Mücadele yıllarında artarak devam etmiş ve 1...
Kafdağı Dergisi'nde yayımlanmak üzere gönderilen yazılar sayfanın tek yüzüne yazılmalıdır. Eserle... more Kafdağı Dergisi'nde yayımlanmak üzere gönderilen yazılar sayfanın tek yüzüne yazılmalıdır. Eserler yazım kurallarına uygun şekilde hazırlandıktan sonra [email protected] adresine gönderilmelidir. Yazılar, aşağıda belirtilen yazım kurallarına uyularak hazırlanmalı ve 20 sayfayı geçmemelidir (fotoğraf ve çizimler hariç). Eserlerin başlangıç sayfasında bulunması gereken bilgiler Yazar ad(lar)ı, Yazarın Adres(ler)i, E-Posta adres(ler)i, Makalenin İngilizce adı, Makalenin İngilizce özeti, Anahtar kelimeler (İngilizce ve T ürkçe 3-5 adet) Eserin kaydedildiği otomasyonda bulunması gereken bilgiler Yazar Adı ve Unvanı, Makale Adı, Yazar Adresi, E-Posta Adresi, Bağlantı Telefonu Yazı karakteri Makale başlığı, tamamı büyük harflerle, sayfaya ortalanmış olarak T imes New Roman 11 punto-kalın normal İngilizce başlık, kelime baş harfleri büyük, sayfaya ortalanmış olarak Times New Roman 10 punto-kalın normal Yazar Adı, unvan belirtilmeden, sayfaya ortalanmış olarak Times New Roman 10 punto-bold Yazar unvanı, Adresi ve E-Posta, sayfaya ortalanmış olarak T imes New Roman 9 punto Öz ve Abstract, sayfaya ortalanmış olarak Times New Roman 9 punto-italik (en çok 100 kelime) Bölüm başlıkları ve alt başlıklar, 1 cm boşluk kullanılarak Times New Roman 11 punto-bold Metin, Times New Roman 11 punto
Turkiye ile Yunanistan arasinda yasanan zorunlu nufus degisiminde tartisilan en onemli konulardan... more Turkiye ile Yunanistan arasinda yasanan zorunlu nufus degisiminde tartisilan en onemli konulardan biri de gayrimubadiller olmustur. Lozan Konferansinda uzun suren gorusmeler sonucunda Istanbul Rumlari ve Bati Trakya Turkleri gayrimubadil kabul edilmistir. Ancak, bunlarin yaninda degisik yollarla gayrimubadil olanlar da olmustur. Bunlarin bir kismi hizmetlerinden dolayi bir kismi da evlilikler seklinde gayrimubadil kabul edilmistir. Bu yolla mubadeleden cikma sekli bircok Rum’un tercih ettigi bir yol olmustur. Bu makalede resmi gayrimubadillerin yaninda olusan bu mubadeleden cikma yollari uzeride durulmustur.
At the Economics Congress held in Izmir, the diversity of the country's raw material resources ha... more At the Economics Congress held in Izmir, the diversity of the country's raw material resources has emphasized, and it has been stressed that the domestic merchant class, which had been occupied with traditional craftsmanship and small-scale workshops, had to be transformed into companies. Although some success has been achieved in the foundation of companies of the merchant class in the field of agricultural production goods such as paddy, weaving, yarn and flour, this investment diversity has not reached the desired level in the context of industry and mines. In this process, the lack of a banking system to meet the financial needs of Joint Stock Companies and small businesses established in Anatolia was the most important problem in the development model Industry and Mines Bank of Turkey was established on 19 April 1925 to solve this problem. However, the Joint Stock Companies supported by shareholding and credit has transferred to the Bank after a while because they could not improve their financial situation as a result of their excessive budget allocated for modernization, production and market problems. Therefore, the bank has fallen into a situation that both supports companies in the market and competes with these companies at the same times. Sümerbank was established in 1933 for the purpose of reorganizing these joint stock companies, which remained in the hands of the state and turned into state-owned enterprises, as the majority of their shares passed under the administration of the bank, to include them in production and to operate them by the state. In this article, the process until the establishment of Sümerbank, a state-owned enterprises, has been by considering the activities of previously established banks and joint stock companies based on archival documents.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, C:4, S:8, 2022
Afghanistan, which has been the homeland as well as the transit route of many Turkish tribes thro... more Afghanistan, which has been the homeland as well as the transit route of many Turkish tribes throughout history, has been the venue for a series of wars during the independence process in the 18th century. During the Anglo-Afghan wars of independence, the region remained an unstable place, and this process ended with the British recognizing Afghanistan as a kingdom as a result of the Afghan-British war that started with Amanullah Khan's attack on India. Amanullah Khan, after ensuring the independence of his country, started the modernization process to develop his country, and made various arrangements for his country after his travels to Europe and Turkey. While Amanullah Khan was implementing these radical changes, he started modernizing his own country by taking Turkey and Atatürk as an example, just like Reza Shah, who made a westernization move with Iran in almost the same years. Right after gaining her independence, Afghanistan contacted with Turkish Government and the Turkish Afghan relations increasingly continued in the years of National Struggles and the "Turkish-Afghan Treaty of Friendship and Cooperation" of March 1st, 1921 constituted the foundation of this relation.
Türkiye-İran İlişkileri milli mücadele döneminden itibaren temkinli yürütülmüş, her iki ülke iliş... more Türkiye-İran İlişkileri milli mücadele döneminden itibaren temkinli yürütülmüş, her iki ülke ilişkileri gerginleştirmeden sorunların çözümü üzerine bir politikaya azami önem vermiştir. İran'da yönetim değişikliğinin yaşanmasından sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin boyutu da değişmiştir. Yeni bir rejim ve devlet kurma çabasındaki her iki ülke liderleri tam bağımsızlık ilkeleri çerçevesinde iktisadi bağımsızlığa önem vermiş, aralarında ticareti geliştirmek için anlaşmalar yürürlüğe koymuştur. Bu çerçevede en önemli girişim Trabzon-Tebriz transit yolunun geliştirilmesi çabaları olmuştur. Eski dönemlerden bu yana önemli bir ticaret yolu olan bu transit yolun diğer alternatif yollar karşısında eski canlılığına kavuşması için yasal düzenlemelere gidilmiş yatırım programına dâhil edilmiştir. Büyükelçilik raporlarında bu yolun aynı zamanda uluslararası mücadelede denge unsuru olduğu görülmüş ve alınacak önlemler belirtilmiştir. Bu makalede her iki ülkenin büyükelçilik raporları temelinde Trabzon-Tebriz transit yolu projesinin iktisadi yönü incelenmiştir.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2011
Türkiye Cumhuriyetinin kurulu felsefesine uygun olarak i leyen kurumsal yapıların yanında rejimin... more Türkiye Cumhuriyetinin kurulu felsefesine uygun olarak i leyen kurumsal yapıların yanında rejimin ideolojisini yansıtan süreli yayınlar da bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Ülkü mecmuasıdır. Bu mecmuanın erken cumhuriyet döneminde devletin ideolojisinin halka yansıtılması ve benimsetilmesinde önemli i levi olmu tur. Dergi aynı zamanda dönemin sorunları üzerine de yazılar yayınlamı tır. Bu makalede rejimin sorunlarından birisi olan nüfus artı ı üzerine Ülkü mecmuasında yayınlanmı olan yazılar derlenerek dönemin nüfus politikasına bakı incelenmi tir.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
power of the mandated administrations in the Middle East started to be returned to governments in... more power of the mandated administrations in the Middle East started to be returned to governments in the region, France ended its claim over Syria and transferred the administration of the Sanjak to the Syrian government. Following this development, Turkey launched a diplomatic initiative demanding the independence of the Sanjak of Alexandretta, which was under a special administrative status at the time. After the deliberations of the League of Nations, on May 29 th , 1937, Hatay gained a special administrative status with a separate constitution, becoming internally autonomous but externally part of Syria. France left its negative attitude in the Hatay question with the signing of the Turkish-French Joint Declaration of 1938, which was declared by Turkish Foreign Minister Tevfik Rüştü Aras and by H. Ponsot, the French Ambassador of Turkey. Following the Joint Declaration, within which both sides reiterated their commitment to the treaty signed between the two countries in 1930, articles and editorials about the Hatay question started to appear in the foreign press. Furthermore, the Turkish Ministry of Foreign Affairs prepared a report of the articles published in Syrian "Fetel Arab", Bulgarian "Utra" and Greek "Proia" newspapers about Hatay. This study examines documents held in the State Archives of the Republic of Turkey and report prepared by the Turkish Ministry of Foreign Affairs about the Foreign press, and analyzes foreign public opinion on Turkey's Hatay policy.
History Studies International Journal Of History, 2010
Balkan Antantı bölgedeki devletlerin ikili ilişkilerini etkilediği gibi Avrupa'nın diğer devletle... more Balkan Antantı bölgedeki devletlerin ikili ilişkilerini etkilediği gibi Avrupa'nın diğer devletlerinin de bölge üzerindeki stratejilerini de etkilemiştir. Bu ülkelerin kamuoyunda Antantın gelişme süreci ve içeriği tartışmalara sebep olmuştur. Balkanlara ait etnik aidiyetler ve stratejik savunma planları ülkelerin kamuoylarını meşgul eden yeni bir tartışma yaratmıştır. Yunanistan ile Türkiye'nin başlattığı bu birlik projesi Bulgaristan tarafından temkinli karşılanmıştır. Çünkü Bulgaristan'ın diğer Balkan ülkeleriyle sınır problemi bulunmaktadır. Bu makalede Antanta çekince koyan veya diplomatik destek veren ülkelerin bakış açısı ortay konulmuştur.
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2005
During the Turkish National Struggle, in which Greece called for Anatolian Christian againts by m... more During the Turkish National Struggle, in which Greece called for Anatolian Christian againts by means of Patriachate and used every means of propaganda methods in order t o form an Greece public opinion. Pope Eftim who was representative ofthe Turkish Orthodoxs at that time opposed these activities and he violated the claimes of Greeks with his statements. In this article the attitudes of Turkish Orthodoxs opposing the detrimental activities were studied.
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi; Editör: Prof. Dr. Sadık Sarısaman, Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi yayını, 2024
Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin a... more Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Rusya sıcak denizlere inme, Fransa Afrika'daki Osmanlı topraklarını alma, İngiltere Rusları engelleme ve Osmanlı topraklarının bir kısmını alma, Avusturya ise Balkanlar'da topraklarını genişletme politikası izlemiştir. Rusya Balkanlar'da Yunanlıları, Sırpları, Karadağlıları ve Bulgarları, Avusturya-Macaristan Arnavutluk'u, İtalya ise Arnavutluk ve Karadağ'ı destekledi. Fransa ve İngiltere Balkan savaşları öncesinde tarafsız kaldı (Kurat, 1987: 353-354).
Uploads
Papers by İbrahim ERDAL