Cemil Boyraz
Studying on contemporary issues of Turkish politics such as the rise of political Islam, Kurdish politics, Alawite movement and neo-Kemalism. Lectures and publishes on the international political economy and global economic history. Completed a PhD thesis in 2012, based on the experience of the privatization process in Turkey with its peculiar impact on labor processes and movement.
less
InterestsView All (15)
Uploads
Papers by Cemil Boyraz
yükselen neoliberal otoriter devletçiliğin etkilerinin en keskin biçimde
gözlemlendiği alan olarak emek süreçleri ile örgütlülüğündeki sorunları göstermek zor olmayacaktır. Parçalanmış, güvencesizleştirilmiş ve esnekleştirilmiş emek süreçleri bir yandan emek örgütlerini kurumsal olarak zayıflatmakta, diğer yandan da yükselen baskıcı devlet aygıtı gerek anayasal-yasal düzenlemeler gerek grev yasakları ve fiziksel şiddet yoluyla sendikal yapılar ve faaliyetler üzerindeki etkisini artırmaktadır. Taşeron uygulamasının artması, sendikal örgütlülüğün yoğun ve nitelikli olduğu işletmelerde toplu işten çıkarmalar ya da hak gaspları, geçici ve güvencesiz istihdam biçimlerinin yaygınlaşması, “Özel İstihdam Büroları”nın
kurulması, sözleşmeli personel sayısının artışı, kapsamlı ve keyfî grev yasakları, “evden çalışma”, “uzaktan çalışma” ve “çağrı üzerine çalışma” gibi esnek çalışma modellerinin yasal dayanağa kavuşması, kadınları çalışma yaşamından dışlayacak düzenlemelerin yürürlüğe konması, 4/C denilen “geçici personel” uygulamasının yaygınlaşması, iş güvencesinin ve güvenliğinin, işyeri denetimlerinin zayıflaması, sendikalaşma oranının özellikle bağıtlanmış toplu iş sözleşmeleri kapsamındaki işyerlerinde bulunan sendika üyelerinin sayıları dikkate alındığında kimi dönemlerde
yüzde onların altına inecek şekilde çok düşük kalması, ortaya çıkan ihtilaflarda zorunlu arabuluculuk uygulamasının yasalaşması gibi somut sonuçlar neoliberalizmin emek süreçleri üzerindeki tahribatını özetler nitelikte.
yükselen neoliberal otoriter devletçiliğin etkilerinin en keskin biçimde
gözlemlendiği alan olarak emek süreçleri ile örgütlülüğündeki sorunları göstermek zor olmayacaktır. Parçalanmış, güvencesizleştirilmiş ve esnekleştirilmiş emek süreçleri bir yandan emek örgütlerini kurumsal olarak zayıflatmakta, diğer yandan da yükselen baskıcı devlet aygıtı gerek anayasal-yasal düzenlemeler gerek grev yasakları ve fiziksel şiddet yoluyla sendikal yapılar ve faaliyetler üzerindeki etkisini artırmaktadır. Taşeron uygulamasının artması, sendikal örgütlülüğün yoğun ve nitelikli olduğu işletmelerde toplu işten çıkarmalar ya da hak gaspları, geçici ve güvencesiz istihdam biçimlerinin yaygınlaşması, “Özel İstihdam Büroları”nın
kurulması, sözleşmeli personel sayısının artışı, kapsamlı ve keyfî grev yasakları, “evden çalışma”, “uzaktan çalışma” ve “çağrı üzerine çalışma” gibi esnek çalışma modellerinin yasal dayanağa kavuşması, kadınları çalışma yaşamından dışlayacak düzenlemelerin yürürlüğe konması, 4/C denilen “geçici personel” uygulamasının yaygınlaşması, iş güvencesinin ve güvenliğinin, işyeri denetimlerinin zayıflaması, sendikalaşma oranının özellikle bağıtlanmış toplu iş sözleşmeleri kapsamındaki işyerlerinde bulunan sendika üyelerinin sayıları dikkate alındığında kimi dönemlerde
yüzde onların altına inecek şekilde çok düşük kalması, ortaya çıkan ihtilaflarda zorunlu arabuluculuk uygulamasının yasalaşması gibi somut sonuçlar neoliberalizmin emek süreçleri üzerindeki tahribatını özetler nitelikte.