Pages


anane-babanne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
anane-babanne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Kasım 2014 Pazar

geçmiş zamanlar oldu ki..

Bir "yarın ya da bugün itibariyle 10 muharrem" yazısıyla daha buradayım.. Madden mânen yorgun hissettiğim bir dönem ki çabuk geçer inşallah.. hüzünlü ve hayırlı işlerin aynı güne tevafuk ettiği bugün hepimiz için hayırlı sonuçları olacak şekilde vukû bulur umarım..

pek takipçim kalmamıştır artık ama verdiğim ara itibariyle eskilerden denk gelen bir kaç kişiye en kötü ihtimalle geri dönüp okuduğumda kendime kısa bir özet geçmek gerek ;)


*artık 4 kişilik bir aileyiz..  geçen sene 24 ekim'de minik bir kuş daha katıldı aramıza.. ilki gibi sever miyim diyordum, seviliyormuş  :)

ismini mehlika koyduk.. ilk duyanlardan bir kısmı anneanne-babannesinin ismi mi diye soruyor.. kimisinin çok hoşuna gidiyor.. bazısı "hmm eski bi isim, nerden koymak geldi aklınıza" diye sorarken bazısı da ikinci defada hatırlamakta zorluk çekiyor, misal dedelerinden biri gibi ki bu isme alışması baya zor oldu..


by anası :p

hareketliliği, yapısı, asabiyetli hali ile ablasından çok farklı mehlika.. şuanda tam bir yaşında.. sarhoş gibi sallana sallana evin içinde dolanan; dışarı çıktığımızda kesinlikle zapt olunamayan; yeni yeni, açık seçik ve bilinçli olarak durmadan yüzüme bakıp anne diyen; gerekirse tabure taşıyarak, şayet varsa çekmecelerden tırmanan hareketli mi hareketli bir yavru kuş.. hep derdim, hareketli çocuk severim diye, severim sevmesine tabi de zormuş baya :) ablası pek hareketi sevmeyen, parkta bile oynayanları izlemeyi tercih eden bir çocuktu ki şuanda eskiye nazaran az biraz açıldı elh.

*zeynep sare kardeşini heycanla bekledi ama büyük kıskançlıklar da yaşadı ki hala biraz törpülenmiş şekilde devam ediyor.. tabii bu bana aşırı derecede bağlı olmasıyla ilgili bir durumdu.. şiddetli ağlama krizlerini, kardeşine kafasından ısırmaya çalışmak vb şekillerdeki zarar verme gibi durumları yardım aldığımız bir pedegog sayesinde baya hafiflettik çok şükür.. bir sıkıntı varsa mutlaka o işin profesyonellerinden ki bu tabiiki hayata bakış açımızın paralel olduğu bir insan olacak, yardım almalı.. 

*geçen sene pedegog önerisiyle göndermediğimiz zeynep sare artık bu sene okullu daha doğrusu yuvalı ;) çok hevesli başlayıp hevesi çabuk söndü.. Allah'tanki fazla arıza çıkarmıyor, sabah yataktan kalkma zorluğuyla "ben bugün gitmiiicemmm"leri saymazsak.. 


by babası ;)

babannesi bugün "istersen gitme artık okula" demiş.. "ben de istemiyorum ama annem kabul etmiyor"diye cevap vermiş :) eli mahkum :D okullu çocuk iyiymiş, mehlika da bir an evvel büyüse de onu da sepetlesem okula nihahaha :)) 


şaka maka baya yazmışım.. hadi daim olsun inşallah..

6 Ocak 2012 Cuma

nineler isyanda :)

iki gün önce güneş olduğu için, fırsat bu fırsat deyip, evde sıkılmaktan nereyi dökeceğini şaşıran pıtırcıkla parka gittik.. park çocukların peşlerinde dolaşan yaşlı teyzelerle dolu, kimi babanne, kimi anane bazısı da bakıcı.. nadiren genç görüyorum ki onların da çoğu bakıcılar..

o gün baktım teyzeler toplanmışlar bir araya hararetli hararetli konuşuyorlar kendi aralarında.. ben de z.s.nin peşindeyim.. sonra biri benimle bir kişiyi de işaret ederek sözüm meclisten dışarı siz hariçsiniz, dedi. hayırdır teyze dedim, ne oldu.. meğer teyzeler, çocuklarını kendilerine bırakıp çalışmaya giden torunlarının annelerinden şikayetçiymişler :) bir tanesi de "doğuruyorlar, sonra da boşuna mı okuduk deyip çalışmaya gidiyorlar." diye söyleniyordu. torunu annesini çok özlüyor, gelmesine yakın bir eşyasını alıp koklamaya başlıyormuş. kadın işten gelince yorgun olduğu için doğru düzgün ilgilenemiyormuş da haliyle..

yazık!! üzülüyorum bu çocuklara, nasıl bir psikoloji içinde büyüyorlar.. en çok anneleriyle birlikte olacakları vakitte ayrı gayrılar.. yine aileden bir büyüğün bakması elbette daha iyi.. geçende parkta bakıcısı tarafından yüksek sesle azarlanan bir çocuğa şahit oldum, sesimi de çıkaramadım  ama nasıl üzüldüm kahroldum.. sindirmiş resmen çocuğu.. vay efendim düzgün oynamasını bilmiyormuş da, yoksa eve götürecekmiş de.. halbuki çocuğun yaptığı bir şey yok, parktaki bütün çocuklar gibi kaydırağa tersten çıkıyor.. şayet bir şey olmasından korkuyorsan, takıp kulaklığı parkın etrafını turlayacağına, dur çocuğun başında madem.. sonra da çocuğun elinden bile tutmadan o önde, küçük arkada gittiler..

bazı çocuklar da bakıcılarına çok alışıyorlar.. konuştuğum, biraz yaşı olan bir bakıcı bahsetmişti.. "bir önceki gün eski baktığım çocuk da buradaydı. beni görünce koştu sarıldı, ayrılmak istemedi. bir o çekiyor beni bir şimdi baktığım, kaldım arada." dedi.

gerçekten çalışmak zorunda kalan anneleri anlıyorum ama sırf kendini tatmin etmek uğruna, "ay ben evde kalamam, sıkılırım" tribine girip, kazandıkları parayı da bakıcıya yatıranlara, o masum yavruyu değil sadece kendini düşünenlere hiiiç anlam veremiyorum.. kır dizini   büyüt çocuğunu, okula başladıktan sonra da git nerede istiyorsan çalış!!! demek istiyorum..

benim düşüncem budur arkadaş..